Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı
3154-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize el-Eş'as, eş-Şa'bi'den Hvayet etti ki, O şöyle demiş: Ömer İbnu'l-Hattab, Şureyh'e, "hamîn, (annesi olduğunu iddia eden kadın) onu kendi yarığı içinde getirse de, ancak bir delil ile mirasçı kılmasını yazmıştı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3155-)
Bize Ubeydullah haber verip (dedi ki), bize İsrail, Mansur'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi ki; O, "hamîl mirasçı kılınmaz" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3156-)
Bize Ebû Saîd, Ebû Umeyye'den, (O) Ebû Bekir b. Abdillah b. Ebi Meryem'den, (O da) Damra, el-Fudayl b. Fedâle, ibn Ebi Avf, Raşid ve Atıyye'den (naklen) rivâyet etti ki; onlar, "hamiller mirasçı kılınmaz" dediler.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3157-)
Bize Saîd İbnu'l-Muğîre rivâyet edip şöyle dedi: İbnu'l-Mübarek dedi ki, bize İbn Avn, Muhammed'den rivâyet edip şöyle demiş: O'nun yanında hamîl hakkında (mirasçı olamayacağına dair) görüş beyan edenin görüşü zikredildi de O, bunu yadırgadı ve "muhacirlerle ensar, cahiliye dönemindeki nesebleriyle birbirlerine mirasçı olmuşlardır" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3158-)
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe, İbn İdris'ten, (O) Hişam'dan, (O da) el-Hasan ile İbn Sîrîn'den (naklen) rivâyet etti ki; onlar, "hamîl ancak bir delil ile mirasçı kılınır" dediler.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3159-)
Bize Ebû Bekir rivâyet edip (dedi ki), bize Cerir, Leys'ten, (O) Hammâd'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman hamili mirasçı kılmazlardı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3160-)
Bize Ebû Bekir rivâyet edip (dedi ki), bize) Abdurrahim el-Muharibi, Zâide'den, (O da) Esas b. Ebiş-Şa'sa'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi Muhariboğulları'ndan bir kadın (küfür diyarından) getirilen bir akrabasın) akrabalığını ikrar etti de, Abdullah b. Utbe, bu (akrabasım) kızkardeşine (yani akrabalığı ikrar eden kadına) mirasçı kıldı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3161-)
Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki; O, dünyadan ayrılma esnasında, "ben falanın mevlâsıyım" diyen adam hakkında şöyle dedi: Onun mirası, dünyadan ayrılma esnasında mevlâsı diye ismini söylediği kimseye verilir. Ancak (ilgililerin) onun sözünü reddetmek üzere bunun aksine bir delil getirmeleri durumu hariç. O zaman mirası, (getirilen) delilin gösterdiği yere verilir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hamilin Mirası Hakkında
3162-)
Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Muhammed b. Salim'den, (O) eş-Şa'bi'den, (O da) Hazret-i Ali ve Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki; onlar, "zina çocuğu, mulâane oğlu mertebesindedir" dediler.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3163-)
Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Zuheyr, el-Hasan İbnu’l-Hurr'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana el-Hakem rivâyet etti ki; ne zina çocuğuna, onun kendisine ait olduğunu iddia eden erkek mirasçı olur, ne de çocuk ona (yani babası olduğunu iddia eden erkeğe) mirasçı olur!
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3164-)
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivâyet edip (dedi ki), bize Ravh, Muhammed b. Ebi Hafsa'dan, (O) ez-Zühri'den, (O da) Ali b. Hüseyin'den (naklen) rivâyet etti ki; O, zina çocuğunu, erkek onun kendisine ait olduğunu iddia etse de, mirasçı kılmazdı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3165-)
Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana Bekir b. Mudar, Amr'dan -yani İbnu'l-Haris'ten (O) Bukeyr'den, (O da) Süleyman b. Yesâr'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Herhangi bir erkek, bir çocuğa gelir de onun kendi oğlu olduğunu ve annesiyle zina ettiğini söyler, hiç kimse de bu çocuğun kendisinin olduğunu iddia etmezse, bu (çocuk) ona mirasçı olur."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3166-)
Bize İbrahim b. Mûsa, Hafs b. Gıyâs'tan, (O) Amr'dan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Mulâane oğlu, zina çocuğu gibidir. Ona anası mirasçı olur. Onun mirasçıları da, anasının mirasçılarıdır."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3167-)
Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O, "zina çocuğu mirasçı kılınmaz" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3168-)
Bize Saîd İbnu'l-Muğîre, İbnul-Mübarek'ten, (O) Ma'mer'den -veya Yunûs'tan-, (O da) ez-Zühri'den (naklen) rivâyet etti ki; O, zina çocukları hakkında şöyle dedi: "Onlar birbirlerine analar tarafından mirasçı olurlar. Şayet (ana) birgün (bir zinadan iki çocuk) doğurur da sonra (bunlardan biri) ölürse, (diğeri ondan) altıda bir pay miras alır."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3169-)
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivâyet edip dedi ki, bize Huşeym, Muğîre'den, (O) Simâk'tan, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi ki; O şöyle dedi: "Zina çocuğu, (babası olduğunu iddia eden erkeğe) mirasçı olmaz. Ancak babasına "had" uygulanmamış olan veya annesine, evlenme yahut (anne köle ise) satın alma yoluyla sahip olunan (zina çocuğu) mirasçı olur."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3170-)
Bize İsmail b. Ebân, Mûsa b. Muhammed el-Ensari'den, (O) İsmail'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O, bir kadınla zina eden, sonra onunla evlenen erkek hakkında şöyle dedi: "(Bu evlilikte) bir mahzur yoktur. Ancak (kadının) hamile olması durumu hariç! Çünkü o zaman çocuk (bu erkeğin nesebine) katılmaz!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3171-)
Bize Zeyd b. Yahya, Muhammed b. Râşid'den, (O) Süleyman b. Mûsa'dan, (O) Amr b. Şuayb'dan, (O) babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hükmetti ki; (hayattayken nesebi kendisine nisbet olunan ve bunu da inkar etmeyen) babasının (ölümünden) sonra, nesebi iddia olunan, yani bu (babanın ölümünden) sonra onun mirasçılarının, (nesebin bu babaya ait olduğunu) iddia ettikleri her çocuk, eğer bu (çocuk, babanın kendisiyle) cima ettiği gün sahibi olduğu bir cariyeden olmuşsa, o, nesebini iddia eden kimselerin nesebine katılır. Ancak ona, bundan önce taksin edilmiş olan mirastan hiçbir şey yoktur. Henüz taksim edilmemiş olan mirastan kavuştuğu şeylerde ise payı vardır. (Çocuğun nesebi) kendisine nisbet olunan kimse (hayattayken) bunu inkâr ettiğinde, (artık onun ölümünden sonra mirasçılarının, bu çocuğun nesebinin ona ait olduğunu iddia etmeleriyle çocuğun nesebi onun nesebine) katılamaz. Eğer (nesebi iddia olunan çocuk, nesebi kendisine nisbet olunan kimsenin) sahip olmadığı bir cariyeden veya zina etmiş olduğu hür bir kadından olmuşsa, o (nesebi) kendisine nisbet olunan kimsenin bizzat kendisi, onun (kendisine ait olduğunu) iddia etse de, ne (onun nesebine) katılabilir, ne (ona) mirasçı olabilir! O, hür veya köle annesinin, kim olurlarsa olsunlar, yakınlarına nisbet olunan bir zina çocuğudur!
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3172-)
Bize Ebû Nuaym, el-Hasan'dan, (O da) Umeyr b. Yezid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben eş-Şa'bi'ye, zinadan doğmuş bir kölemin durumunu sordum da O; "onu satma, bedeleni yeme, ona işini gördür" karşılığını verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3173-)
Bize Mervan b. Muhammed, Saîd'den, (O da) ez-Zühri'den (naklen) rivâyet etti ki, O'na, ölen zina çocuğunun durumu soruldu da, O şöyle cevap verdi: Eğer bir Arab kadının çocuğu ise, anasına üçte bir miras payı verilir, malının geri kalanı ise beytü'l-mal'e (devlet hazinesine) konulur. Eğer azadlı bir kadının çocuğu ise, annesine (yine) üçte bir miras payı verilir, (mirasın) geri kalanına ise (annesini) âzâd etmiş olan efendileri mirasçı kılınır. Mervan sözüne şöyle devam etti: Ben, Malik'i, bu (görüşün aynısını) söylerken işittim.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3174-)
Bize Mervan b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize el-Heysem b. Humeyd, el-Alâ İbnul-Haris'ten rivâyet etti (ki; O şöyle demiş): Bana Amr b. Şuayb, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), mulâane çocuğunun mirasının hepsinin, uğrunda karşılaştığı güçlüklerden dolayı, annesine ait olduğuna hükmetti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3175-)
Bize İsmail b. Ebân, Mûsa b. Muhammed el-Ensari'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana el-Hâris b. Hasıra, Zeyd b. Vehb'den, (O da) Hazret-i Ali'den (naklen) rivâyet etti ki; O, zina çocuğu hakkında onun annesinin yakınlarına (velilerine) şöyle demiş: "Onu alın! Şüphesiz siz ona mirasçı olursunuz, onun yerine diyet ödersiniz (onun "âkıle"si olursunuz); ama o size mirasçı olamaz!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Zina Çocuğunun Mirası Hakkında
3176-)
Bize Ebû Nuaym ile Abdullah b. Yezid haber verip şöyle dediler: Bize Şu'be, Seleme b. Küheyl'den, (O da) Ebû Amr eş-Şeybani'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Abdullah demişti ki, "sâibe, malını istediği yere kor (verir)." Abdullah b. Yezid de rivâyetinde dedi ki; Şu'be; "bunu Seleme'den, benden başka hiç kimse işitmedi" demişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3177-)
Bize el-Hakem İbnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Hatim b. Verdân, Yunûs'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, O'na şaibenin miras durumu sorulmuş da, O şöyle cevap vermiş: "Kölelikten her kurtulan, şaibedir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3178-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Süleyman, Ebû Osman'dan haber verdi ki; O şöyle demiş: Hazret-i Ömer; "sadaka ile sâibe, (Kıyamet'te işe yarayacakları) günleri içindir. (Binaenaleyh, sadaka verildikten, köle de sâibe olarak âzâd edildikten sonra, bu dünyada artık onlardan yararlanılamaz. Onlardan ele geçecek birşey yine hayır yoluna harcanır)" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3179-)
Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Zekeriyya, Âmir'den rivâyet edip dedi ki, Âmire, sâibe olarak âzâd edilen kölenin velâ’sının kime ait olduğu soruldu da O; "onu âzâd edene aittir" cevabını verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3180-)
Bize Ebû Hatim el-Basri -ki O, Ravh b. Eslem'dir-, rivâyet edip (dedi ki), bize Bişr İbnu'l-Mufaddal rivâyet edip (dedi ki), bize Abdurrahman b. İshak, babasından, (O da) Abdurrahman b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Azad edilmiş biri, Hazret-i Osman zamanında âzâd edeni ("mevlası") olmadığı bir halde ölmüştü de, (Hazret-i Osman) emredip malı beytü'l-mal'e konulmuştu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3181-)
Bize Ya'lâ rivâyet edip (dedi ki), bize İsmail, Âmir'den, (O da) Mesrûk'tan (naklen) rivâyet etti ki; O, azadlık mevlâsı olmadığı halde ölen (azadlı) bir adam hakkında şöyle dedi: "Onun malı vasiyet ettiği yere verilir. Eğer vasiyet etmemişse, beytü'l-mal'e konulur!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3182-)
Bize Ebû Saîd b. Amr, Ebû Bekir b. Ebi Meryem'den, (O da) Damra, Raşid b. Sa'd ve diğerlerinden (naklen) rivâyet etti ki; onlar, sâibe olarak âzâd edilen kimse hakkında şöyle dediler: "Şüphesiz onun velâ'si, onu âzâd eden kimseye aittir. (Zira âzâd eden), onu sadece kölelikten salıvermiştir, azadlıktan salıvermemiştir! "
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3183-)
Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Davud, Şu'be'den rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Bana Mansur, İbrahim ile eş-Şa'bi'den haber verdi ki, onlar; "şaibenin velâ'sının satılması ve hibe edilmesinde hiçbir mahzur yoktur" demişler.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3184-)
Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize el-Mes'ûdi, el-Kasım'dan rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Bir adam bir köleyi sâibe olarak âzâd etmiş ve Abdullah'a gelip; "doğrusu ben bir kölemi sâibe olarak âzâd etmiştim. İşte bunlar da onun geriye bıraktıkları" dedi. (Abdullah da); "onlar senindir" karşılığını verdi. (Adam); "benim onlara ihtiyacım yok" dedi. (O zaman Abdullah) şöyle dedi: "Öyleyse onları şuraya koy. Çünkü burada (onları verebileceğimiz) çok mirasçı (ihtiyaç sahibi pek çok kimse) vardır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Şaibenin Mirası
3185-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize el-Eş as, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir b. Abdillahtan (naklen) haber verdi ki; O şöyle dedi: "Bebek doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölürse), mirasçı olur ve namazı kılınır."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3186-)
Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Şerîk, Ebû İshak'tan, (O) Atâ'dan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Bebek doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölürse), mirasçı olur ve namazı kılınır."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3187-)
Bize Mâlik b. İsmail rivâyet edip (dedi ki), bize İsrail, Simâk'tan, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Meryem oğlu İsa (aleyhisselam) dışında, doğan hiç kimse yoktur ki, doğduğunda bağırmış, ağlamış olmasın! (Doğan kimsenin) doğduğunda bağırması ve ağlaması, şeytanın onun karnını sıkmasından dolayıdır. Bu sebeple o bağırır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3188-)
Bize Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya -ki O, İbn Hamza'dır-, Zeyd b. Vâkıd'den, (O da) Mekhûl'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Doğan çocuk, canlı olarak doğsa da, (doğumundan sonra hemen ölmesi halinde), doğduğunda çığlıkla bağırmadıkça, ağlamadıkça mirasçı olamaz. "
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3189-)
Bize Ya'lâ rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. İshak, Atâ'dan, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Doğan çocuk doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölürse), namazı kılınır ve mirasçı olur."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3190-)
Bize Abdullah b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Ma'n, İbn Ebi Zi'b'den, (O da) ez-Zühri'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Ben, (çocuğun) doğduğunda aksırmasının, bağırma/ağlama (istihlâl) sayılacağı görüşündeyim."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3191-)
Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Mupre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Çocuk doğduğunda bağırmadıkça/ağlamadıkça mirasçı yapılmaz. Ona, doğduğunda bağırmadıkça/ağlamadıkça namaz da kılınmaz. Şu halde o doğduğunda bağırır, ağlar (ve sonra da ölürse), namazı kılınır, mirasçı yapılır; (öldürülür ise) diyeti tam diyet yapılır."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3192-)
Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki... Ve O'na düşük çocuğun durumunu sormuştuk da, O şöyle cevap vermişti: "Ona namaz kılınmaz. Doğan hiçbir çocuğa da, doğduğunda çığlıkla bağırmadıkça/ağlamadıkça namaz kılınmaz."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Bebeğin Mirası
3193-)
Bize Hârûn b. Muaviye, Ebû Süfyân'dan, (O) Ma'mer'den, (O da) Ebû Katâde'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: İki mükâteb'den biri diğerini, bu (onu) efendisinden, o da (bunu) efendisinden satın aldığında; satış, ilk satın alanın hakkıdır. (Dolayısıyla, ikinci mükâteb bedelini ona ödeyip hür olacağından, onun velâ'sı da ilk satın alan mükâteb'e ait olur). Medine âlimleri ise; "(ikinci mükâteb'in) velâ'sı (onu) satın alan (birinci mükâteb'in) efendisine aittir" deyip, şu açıklamayı yaparlar: (yani birinci mükâteb, ikinci) mükâteb'e düşen (borcu) satın almıştır. Bu sebeple velâ, efendinindir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Mükâtebin Velâsı Hakkında
3194-)
Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya, Saîd'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Ömer şöyle demiş: "Hangi hür erkek, £öle bir kadınla evlenirse, yarısını köle edinmiş olur. Hangi köle erkek de hür bir kadınla evlenirse, o da yarısını âzâd etmiş olur!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: (Hazret-i Ömer, "yarı" kelimesiyle) çocuğu kastediyor.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Köle Kadınla Evlenen Hür Erkek Hakkında
3195-)
Bize Ahmed b. Abdillah rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Şihâb, eş-Şeybani'den, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) rivâyet etti ki; O, bir kadınla evlenen, sonra kendisinden bir çocuğu olduğu halde onu boşayan köle hakkında şöyle dedi: "Eğer (çocuğun annesi) hür ise, (çocuğun) nafakası annesine düşer. Eğer o (yani bebek) köle ise, (nafakası) mevlâlarına düşer.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velanın Hükmi Akrabalığın Mirası
3196-)
Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize Huşeym rivâyet edip (dedi ki), bize Zekeriyya, Amir'den (naklen) rivâyet etti ki... [HA]
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velanın Hükmi Akrabalığın Mirası
3197-)
(Dârimî dedi ki), bize Cerir de Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; onlar (yani Amir ile İbrahim) şöyle dediler: "(Birkaç kişinin ortak kölesi olup da bunlar tarafından âzâd edilen kimsenin) velâ'sı ilk önce âzâd edene aittir."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velanın Hükmi Akrabalığın Mirası
3198-)
Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize Huşeym rivâyet edip (dedi ki), bize Yunus, el-Hasan'dan (naklen) haber verdi ki... [HA]
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: İki Kişi Arasında Ortak Olup Da Bunlardan Bîrinin, Payını Âzâd Ettiği Köle Hakkında
3199-)
(Dârimî dedi ki), bize Cerir Ebân b. Teğlib'den, (O da) el-Hakem'den (naklen) ve Ebû Nuaym da rivâyet ettiler ki, onlar (yani el-Hasan ile el-Hakem) şöyle dediler: "(İki kişinin ortak bir kölesi olur da bunlardan biri payını âzâd ettiğinde, payını âzâd eden efendi, ortağının payını ödemeyi de) üstlenirse, velâ ona ait olur. Eğer, (diğer efendinin payını ödemek için) kölenin çalışıp kazanç sağlaması istenirse, velâ (efendiler) arasında ortak olur."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: İki Kişi Arasında Ortak Olup Da Bunlardan Bîrinin, Payını Âzâd Ettiği Köle Hakkında
3200-)
Bize Ya'lâ ve İbrahim rivâyet edip şöyle dediler: Bize Zekeriyya, Amir'den rivâyet etti ki; O, iki kişi arasında ortak olup da bunlardan birinin payını âzâd etmiş olduğu köle hakkında şöyle demiş: "(Payını âzâd eden, ortağının payının bedelini de ödeyerek kölenin) azadlığını tamamlar. Şayet (payını âzâd edenin, ortağının payını ödeyecek) malı yoksa, âdil bir fiyatla (ortağın) yarı payını ödemesi için kölenin çalışıp kazanç sağlaması istenir. Velâ da âzâd edene ait olur!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: İki Kişi Arasında Ortak Olup Da Bunlardan Bîrinin, Payını Âzâd Ettiği Köle Hakkında
3201-)
Bize Hârûn b. Muaviye, Ebû Süfyân el-Ma'meri'den, (O) Ma'mer'den, (O) İbn Tâvûs'tan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki; O, iki kişi arasında ortak olup da bunlardan birinin payım âzâd ettiği, diğerinin (âzâd etmeyip) tuttuğu köle hakkında şöyle dedi: "Mirası ikisinin arasında ortaktır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: İki Kişi Arasında Ortak Olup Da Bunlardan Bîrinin, Payını Âzâd Ettiği Köle Hakkında
3202-)
Bize Hârûn, Ebû Süfyân'dan, (O) Ma'mer'den, (O da) ez-Zühri'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "(Bir önceki haberde sözü geçen kölenin) mirası (ondaki payım âzâd etmeyip) tutan (ortağa) aittir!" Katâde ise şöyle demiştir: "Onun (mirası) tamamını âzâd edene aittir. (Diğer ortağının payının) bedeleni (ödemek) de ona düşer. Kûfeli âlimler de bu görüşü benimsiyorlar!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: İki Kişi Arasında Ortak Olup Da Bunlardan Bîrinin, Payını Âzâd Ettiği Köle Hakkında
3203-)
Bize Ya'lâ b. Ubeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atâ'dan rivâyet etti ki, O'na, ölen ve geriye, oğulları ve kızları bulunan mükâteb bir köle bırakan adam hakkında; (bu mükâtebin) velasından (ölenin) hanımlarına birşey var mıdır? diye sorulmuş da, O şöyle cevap vermiş: "Hanımları, (bu mükâtebin) üzerine mükâteblikten dolayı düşen borca mirasçı olurlar. Vela, kadınların mükâteblik anlaşması yaptılan veya âzâd ettikleri şeyler dışında, kadınlara değil, erkeklere ait olur!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar