Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

762-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Hiçbir gün yoktur ki o günlerde işlenen ameli salih bu Zilhicce’nin on gününde işlenen işlerden Allah’a daha sevimli olsun. Ya Rasûlüllah! Dediler. Allah yolunda cihat etmekte mi? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Allah yolunda cihat da daha sevimli değildir. Ancak kişi canı ve malı ile cihada çıkar ve hiçbiri ile geri dönmezse o hariçtir.” (Ebû Dâvûd, Savm: 61; İbn Mâce, Sıyam: 39) konuda İbn Ömer, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Zilhiccenin On Gününde Yapılan İşlerin Değer Ve Kıymeti
763-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Zilhicce’nin on gününde işlenen ameller diğer günlerde işlenen ameller ve yapılan kulluktan daha sevimlidir. Bu on günde tutulacak her oruç bir senenin orucuna denktir. Her gecesini namazla değerlendirmekte Kadir gecesini değerlendirme gibidir.” (İbn Mâce, Sıyam: 39; Ebû Dâvûd, Savm: 61) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Mes’ûd b. Vasıl’ın Nehhas’ın rivâyetinden bilmekteyiz. bu hadisi sordum. Bu şekilde ve bu rivâyetle bildiğini başka türlü bilmediğini belirtti ve şöyle dedi “Katâde’den, Saîd b. Müseyyeb’den ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den mürsel olarak buna benzer bir şey rivâyet edilmiştir.” b. Saîd, Nehhas hakkında hafızası yönünde ileri geri konuşmuştur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Zilhiccenin On Gününde Yapılan İşlerin Değer Ve Kıymeti
764-) Ebû Eyyûb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Kim Ramazan orucunu tutar ona Şevval’den altı gün daha eklerse tüm seneyi oruçlu geçirmiş gibidir.” (Müslim, Sıyam: 39; İbn Mâce, Sıyam: 33) konuda Câbir, Ebû Hüreyre ve Sevbân’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Eyyûb hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarından bir kısmı bu hadisle Şevval’de altı oruç tutmayı müstehab görmüşlerdir. Mübarek der ki: Her aydan üç gün oruç tutmak güzel bir oruçtur. Bazı hadislerde bu orucun Ramazan orucuna ilave edileceğini ve bu ayın ilk günlerinde tutulmasını tercih ettiğini fakat değişik günlerde de tutulursa caiz olacağını söyler. Abdulaziz b. Muhammed bu hadisi Saffan b. Süleym’den, Sa’d b. Saîd’den, Ömer b. Sabit’den ve Ebû Eyyûb’tan bu şekilde rivâyet etmiştir. Şu’be ise Verka b. Ömer’den, Sa’d b. Saîd’den bu hadisi rivâyet etmiştir. Sa’d b. Said, Yahya b. Saîd el Ensarî’nin kardeşidir. Bazı hadisçiler Sa’d b. Saîd’i hafızası yönünden tenkit etmişlerdir. Hennâd’ın bize bildirdiğine göre; Huseyn b. Ali el Cufî, İsrail’den, Ebû Mûsâ’dan, Hasan’ı Basrî’den aktardığına göre Hasan’ı Basrî’ye, Şevval’den tutulacak altı gün orucu hatırlatıldığında diyor ki: “Bu ayda tutulan oruçla Allah; Tüm seneyi oruçla geçirmiş gibi razı olmuştur.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Şevval İçerisinde Altı Gün Oruç Tutmak
765-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana üç şeyi tavsiye etmişti: “Vitiri kılmadan uyumamayı, her aydan üç gün oruç tutmayı ve kuşluk namazını kılmayı.” (Müslim, Sıyam: 36; Ebû Dâvûd, Sıyam: 68)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Her Aydan Üç Gün Oruç Tutmak
766-) Mûsâ b. Talha (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Zerr’den işittim diyordu ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ey Ebû Zerr! Her aydan tutacağın üç gün oruç, o ayın onüç, ondört ve onbeşinci günleri olsun.” (Müslim, Sıyam: 36; Ebû Dâvûd, Sıyam: 68) konuda Ebû Katâde, Abdullah b. Amr, Kurrete b. İyas el Müzenî, Abdullah b. Mes’ûd, Ebû Akreb, İbn Abbâs, Âişe, Katâde, İbn Milhan, Osman b. ebil Âs ve Cerir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Zerr hadisi hasendir. Bazı hadislerde şöyle rivâyet edilmiştir: “Her aydan üç gün, oruç tutmak tüm yılı oruç tutmuş gibidir.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Her Aydan Üç Gün Oruç Tutmak
767-) Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim her aydan üç gün oruç tutarsa bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi sevap kazanır Allah bunun ölçüsünü kitabında şöyle bildirmektedir: “Kim Allah’ın huzuruna iyi bir iş ve davranışla çıkarsa, bu yaptığının on katını kazanacaktır. Ama kim de kötü bir iş ile Rabbinin huzuruna çıkarsa, onun aynısıyla cezalandırılacaktır. ve kimseye de haksızlık yapılmayacaktır.” (En’âm: 160) Bir gün on gün sayılır. (Müslim, Sıyam: 36; Ebû Dâvûd, Sıyam: 68) Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be bu hadisi Ebû Şimr ve Ebû-t Teyyah, Ebû Osman ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Her Aydan Üç Gün Oruç Tutmak
768-) Muâze (radıyallahü anha)’dan rivâyet edilmiştir: “Âişe (radıyallahü anha)’ya Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her aydan üç gün oruç tutar mıydı dedim. Evet dedi. Hangi günler tutardı dedim. Hangi günde olursa olsun aldırış etmezdi.” Dedi. (Müslim, Sıyam: 36; Ebû Dâvûd, Sıyam: 68) Bu hadis hasen sahihtir. Yezîd er Rişk, Yezîd ed Dubaî’dir. Yezîd el Kâsım ve Kassam’da yine o’dur. Basra halkı dilinde Rişk el Kassam demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Her Aydan Üç Gün Oruç Tutmak
769-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Rabbiniz buyuruyor ki; Her iyiliğe on katından başlayarak yedi yüz katına kadar sevap yazılır. Oruç ise böyle bir değerlendirmeye tabi olmayıp onun mükafatı bana ait olup onu ben mükafatlandıracağım. Oruç ateşe karşı koruyucu bir kalkandır. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Bilgisiz biri siz oruçlu iken size sataşırsa ben oruçluyum desin başka cevap vermesin.” (Buhârî, Savm: 2; Müslim, Sıyam: 30) konuda Muâz b. Cebel, Sehl b. Sa’d, Ka’b b. Ucre, Selame b. Kayser, Beşîr b. Hasasıyye ki adı Zahm b. Mabed’tir. Hasasıyye ise annesidir. Ebû Hüreyre hadisi bu yönüyle hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruç Tutmanın Değer Ve Kıymeti
770-) Sehl b. Sa’d (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cennet’te Reyyan denilen bir kapı vardır. Oruç tutanlardan o kapıdan çağrılacaklardır. Kim gerçekten oruç tutanlardan ise o kapıdan Cennete girecektir. Kim de, o kapıdan girerse ebedi olaral susuzluk çekmeyecektir.” (Buhârî, Savm: 2; Müslim, Sıyam: 30) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruç Tutmanın Değer Ve Kıymeti
771-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Oruçlunun iki sevinç zamanı vardır; Birincisi iftar ettiği an diğeri Cennet’te Rabbiyle karşılaştığı andır.” (Müslim, Sıyam: 1) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruç Tutmanın Değer Ve Kıymeti
772-) Katâde (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şöyle denildi: Yıl boyu oruç tutan kimse hakkında ne dersiniz? Buyurdular ki: “Böylesi bir kimse ne oruç tutmuş nede iftar etmiştir. Yahut oruçta tutmamıştır, iftarda etmemiştir.” (Müslim, Sıyam: 36; Ebû Dâvûd, Savm: 5) konuda Abdullah b. Amr, Abdullah b. Şıhhîr, Imrân b. Husayn ve Ebû Mûsâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Katâde hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının bir kısmı yıl boyu oruç tutmayı hoş görmezler. Bir kısmı ise buna cevaz vermişlerdir. Hoş görmeyenler şöyle demektedirler: Bütün seneyi oruçla geçirmek demek Ramazan bayramı, Kurban bayramı ve Teşrik günlerini de oruçla geçirmek demektir. Kim bu günlerde oruç tutmazsa kerahiyet sınırından dışarı çıkmış olur. ve bütün seneyi oruç tutmuş sayılmaz. Mâlik b. Enes’den bu şekilde rivâyet edilmiş olup Şâfii de aynı kanaattedir. ve İshâk’ta yaklaşık olarak böyle söyleyip şöyle demektedirler: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yasakladığı oruç tutulamayacak gün sayısı beştir. Ramazan bayramının birinci günü ve Kurban bayramının dört günü.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Yıl Boyu Oruç Tutulur Mu?
773-) Abdullah b. Şakîk (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe (radıyallahü anha)’ya Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in orucunu sordum şöyle dedi: Öyle oruç tutardı ki bir daha bırakmayacak derdik. Bazen de hiç oruç tutmayacak deyinceye kadar oruç tutmazdı. Âişe (radıyallahü anha) şöyle devam etti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan ayından başka hiçbir ay tam olarak oruç tutmadı. (Müslim, Sıyam: 34; Nesâî, Sıyam: 35; Ebû Dâvûd, Sıyam: 54; Nesâî, Sıyam: 70) konuda Enes ve ibn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Devamlı Oruç Tutulur Mu?
774-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, kendisine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in orucundan soruldu da şöyle buyurdular: “Bir ayda o derece oruç tutardı ki o ayın tamamını oruçla geçirecek zannedilirdi. Bazı aylarda hiç oruç tutmazdı ki o aydan hiç oruç tutmayacağı zannedilirdi. Onu gece namazı kılarken görmek istersen mutlaka namazda görürdün, uykuda görmek istersen uykuda görürdün.” (Buhârî, Savm: 52) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Devamlı Oruç Tutulur Mu?
775-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “En değerli oruç kardeşim Dâvûd’un orucudur. Bir gün oruç tutar bir gün yerdi, düşmanla karşı karşıya geldiğinde ise kaçmazdı.” (Buhârî, Savm: 58; Müslim, Sıyam: 35) Bu hadis hasen sahihtir. Abbâs, Mekkeli A’ma şairdir. İsmi Sâib b. Ferruh’tur. Bazı ilim adamları en değerli oruç; bir gün oruç tutup bir gün tutmamaktır. En ağır olan oruç şekli budur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Devamlı Oruç Tutulur Mu?
776-) Abdurrahman Avf (radıyallahü anh)’ın azâdlı kölesi Ebû Ubeyd’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kurban bayramında Ömer b. Hattâb’ı gördüm hutbeden önce namaza başladı ve dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şu iki günde oruç tutmaktan yasaklandığını kendisinden duydum. Ramazan bayramı günü ki orucunuzu bıraktığınız gündür ve Müslümanların bayramıdır. Kurban bayramına gelince kestiğiniz kurbanların etlerinden yeyiniz.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22) Bu hadis hasen sahihtir. b. Avf’ın azâdlısı Ebû Ubeyd’in ismi Sa’d’tır. Kendisine Abdurrahman b. Ezher’in azatlısı da denmektedir. Abdurrahman b. Ezher, Abdurrahman b. Avf’ın amcasının oğludur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazan Ve Kurban Bayramı Günleri Oruç Tutma Yasağı
777-) Ebû Saîd el Hudrî’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), iki oruçtan yasakladı. Kurban bayramı günü ve Ramazan bayramı günü.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22) Bu konuda Ömer, Ali, Âişe, Ebû Hüreyre, Ukbe b. Âmir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle uygulama yaparlar. Amr b. Yahya, İbn Umare b. Ebû’l Hasen el Mâzinî el Medenî’dir ve güvenilir bir kimsedir. Kendisinden Sûfyân es Sevrî, Şu’be, Mâlik b. Enes rivâyette bulunmuşlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazan Ve Kurban Bayramı Günleri Oruç Tutma Yasağı
778-) Ukbe b. Âmir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Arefe günü, bayram günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayram günleri ve yiyip içme günlerimizdir.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22) Bu konuda Ali, Sa’d, Ebû Hüreyre, Câbir, Nübeyşe, Bişr b. Suhaym, Abdullah b. Huzafe, Enes, Hamza b. Amr el Eslemî, Ka’b b. Mâlik, Âişe, Amr b. As ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ukbe b. Âmir hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle amel ederler ve teşrik günleri denilen Kurban bayramı günlerinde oruç tutulmasını hoş karşılamazlar. Ama Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonrakilerden bazı ilim adamları; Temettü haccı yapan ve kurban bulamayan kimselerin teşrik günlerinde oruç tutmalarına izin vermişlerdir. Mâlik b. Enes, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Iraklılar: “Mûsâ b. Ali b. Rebah” derler. Mısırlılar ise: “Mûsâ b. Ali” derler. Kuteybe’den işittim şöyle diyordu: Leys b. Sa’d’ın şöyle dediğini işittim: Babamın adını küçültme şeklinde söyleyen (Ali kelimesini Uley demek) hiçbir kimseye hakkımı helal etmem.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Kurban Bayramı Günleri Oruç Tutmanın Hoş Olmayışı
779-) Rafi’ b. Hadîç (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kan aldıran kimsenin ve alan kimsenin orucu bozulmuş demektir.” (Buhârî, Savm: 32; İbn Mâce, Sıyam: 18) konuda Ali, Sa’d, Şeddâd b. Evs, Sevbân, Üsâme b. Zeyd, Âişe Ma’kıl b. Sinan (Makıl İbn Yesâr), Ebû Hüreyre, İbn Abbâs, Ebû Mûsâ, Bilâl ve Sa’d tan da hadis rivâyet edilmiştir. Rafi’ b. Hadîç hadisi hasen sahihtir. b. Hanbel, şöyle demiştir: “Bu konuda en sağlam rivâyet Rafi’ b. Hadîç’in rivâyetidir.” b. Abdullah’dan da şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bu konuda en sahih rivâyet Sevbân ve Şeddâd b. Evs hadisidir. Çünkü Yahya b. ebî Kesir, Ebû Kılâbe’den iki hadisin tamamını rivâyet etmiştir. Sevbân ve Şeddâd hadislerini… (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bir kısım ilim adamları oruçlunun kan aldırmasını hoş karşılamamışlar hatta bazı sahabîler geceleyin kan aldırmışlardır. Ebû Mûsâ el Eşarî ve İbn Ömer bunlardandır. İbn’ül Mübarek’te aynı görüştedir. İshâk b. Mansur’dan işittim şöyle diyordu: Abdurrahman b. Mehdî; “Her kim oruçlu iken kan aldırırsa o orucu kaza etmesi gerekir.” demişlerdir. b. Mansur: Ahmed ve İshâk’da aynı görüştedirler. Za’feranî, Şâfii’nin şöyle dediğini bana anlattı: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Oruçlu olduğu halde kan aldırdığı ayrıca kan aldıran ve alan kimsenin de orucunun bozulduğu” konusunda hadisler bize kadar gelmiştir. Dolayısıyla bu iki hadisten hangisinin sabit olduğunu bilemiyorum. Fakat oruçlu kimsenin kan aldırmaması bana daha sevimli gelir. Yinede zaruri olur da oruçlu kan aldırırsa orucunun bozulacağını sanmıyorum. Şâfii’nin Bağdat’taki görüşü böyle idi. Fakat Mısır’da oruçlu kimsenin kan aldırabileceği yönüne meyletmiş, oruçlunun kan aldırmasında bir sakınca görmemiş bu konuda da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in veda haccında ihramlı iken kan aldırdığını delil olarak göstermiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlu Kimse Kan Aldırabilir Mi?
780-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramlı ve oruçlu iken kan aldırmıştır” demiştir. (Buhârî, Savm: 32; Müslim, Hac: 11)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlu Kimse Kan Aldıramaz Mı?
781-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçlu iken kan aldırmıştır.” (Buhârî, Savm: 32; Müslim, Hac: 11) hadis bu şekliyle hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlu Kimse Kan Aldıramaz Mı?
782-) Yine İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke ile Medîne arasında ihramlı ve oruçlu olduğu halde kan aldırmıştır.” Buhârî, Savm: 32; Müslim, Hac: 11) Bu konuda Ebû Saîd, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları oruçlunun kan aldırmasında bir sakınca görmemektedirler Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes ve Şâfii bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlu Kimse Kan Aldıramaz Mı?
783-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); “Orucu birbirine iftar etmeksizin birleştirmeyin” buyurdu. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü sen bu işi yapıyorsun dediler. Buyurdular ki: “Ben sizin gibi değilim Rabbim beni yedirir ve içirir.” (Buhârî, Savm: 48; Müslim, Sıyam: 11) Bu konuda Ali, Ebû Hüreyre, Âişe, İbn Ömer, Câbir, Ebû Saîd, Beşîr b. Hasasıyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle amel ederek orucu birbirine iftar etmeksizin birleştirmeyi hoş görmemişlerdir. b. Zübeyr’in günlerce iftar etmeden oruç tuttuğu da rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: İftar Etmeden İki Orucu Birbirine Bağlamak Doğru Mudur?
784-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımlarından, Âişe ve Ümmü Seleme (radıyallahü anhüma)’dan bize bildirildiğine göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarından cünüp olmuş iken fecr vakti girerdi de guslederek orucunu tutardı.” (Buhârî, Savm: 22; Müslim, Sıyam: 13) Âişe ve Ümmü Seleme hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönem ilim adamlarından çoğunluğu bu hadisle uygulama yapmışlardır. Sûfyân, Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. Tabiin döneminden bazıları şöyle diyorlar: “Kişi cünüp olarak sabahlarsa o günün orucunu kaza eder.” Birinci görüş daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Cünüp Olarak İmsak Vaktine Ulaşan Kimsenin Orucu
785-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz yemeğe çağrıldığında daveti kabul etsin şayet oruçlu ise ev sahibine dua etsin.” (Müslim, Sıyam: 28; Ebû Dâvûd, Savm: 75)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlunun Daveti Kabul Etmesi Gerektiği
786-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Biriniz oruçlu olduğunda yemeğe çağrılırsa ben oruçluyum” desin. (Müslim, Sıyam: 28; Ebû Dâvûd, Savm: 75) Bu konuda Ebû Hüreyre’nin iki hadisi de hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlunun Daveti Kabul Etmesi Gerektiği
787-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kocası yanında olan bir kadın Ramazan ayı dışında kocasının izni olmadan bir gün bile oruç tutmasın.” (Müslim, Zekât: 26; Ebû Dâvûd, Sıyam: 74) Bu konuda İbn Abbâs ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Ebû’z Zinad, Mûsâ b. ebî Osman ve babasından Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Kadının Kocasından İzinsiz Nafile Oruç Tutamayacağı
788-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatına kadar Ramazanlarda tutamadığım oruçların kazasını Şaban ayında kaza ederdim.” (Buhârî, Savm: 39; Müslim, Sıyam: 26) Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisin bir benzerini Yahya b. Saîd el Ensarî, Ebû Seleme ve Âişe’den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazan Orucunun Kazasının Geciktirilebileceği
789-) Ümmü Umare (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Oruç tutmayan kimseler oruçlunun yanında yemek yerlerse melekler o oruçlu için dua ve istiğfar ederler.” (İbn Mâce, Sıyam: 46) Şu’be bu hadisi Habib b. Zeyd’den, Leylâ’dan, ninesinden ve Ümmü Umare’den benzeri şekilde rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Yanında Yemek Yenen, Oruçlu Kimsenin Değeri Ve Kıymeti
790-) Ümmü Umare (radıyallahü anha)’nın kızı Ka’b el Ensarîyye’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ümmü Umare’nin evine geldi o da ona yemek ikram etti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de ona “Sende ye” buyurdular. Ümmü Umare; “Ben oruçluyum” dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Oruçlunun yanında yemek yendiği zaman onlar yemeği bırakıncaya kadar veya doyuncaya kadar melekler oruçlu için dua ve istiğfar ederler.” ( İbn Mâce, Sıyam: 46) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Yanında Yemek Yenen, Oruçlu Kimsenin Değeri Ve Kıymeti
791-) Ümmü Umare (radıyallahü anha)’nın kızı Ka’b’den, Muhammed b. Beşşâr bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiş olup “Yemeği bırakıncaya veya doyuncaya kadar” bölümünü söylemedi. (İbn Mâce, Sıyam: 48) Ümmü Umare, Habib b. Zeyd el Ensarî’nin ninesidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Yanında Yemek Yenen, Oruçlu Kimsenin Değeri Ve Kıymeti
792-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında hayız görür ve temizlenirdik bize orucu kaza etmemizi emreder, namazı kaza etmemizi emretmezdi.” (Buhârî, Hayz: 21; Müslim, Hayz: 15) Bu hadis hasendir. Muâze ve Âişe’den de aynı şekilde rivâyet edilmiş olup ilim adamları bu hadisle amel ederler, hayızlı kadının orucu kaza edip namazı kaza etmemesi konusunda farklı bir görüş olduğunu bilmiyoruz. Ubeyde; İbn Muattıb ed Dabbî el Küfî’dir. “Ebû Abdulkerim” diye künyelenir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Hayızlı Kimsenin Namazı Değil Orucu Kaza Ettiği
793-) Lakît b. Sabre (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü bana abdest hakkında bir şeyler söyle dedim.” Buyurdular ki: “Abdest organlarını tam ve güzel bir şekilde dikkat ederek güzelce yıka parmaklarının arasına suyu geçir oruçlu olmadığın zamanlarda ağız ve buruna su verirken içine iyice çek.” Ebû Dâvûd, Savm: 27; Nesâî, Tahara: 71) hadis hasen sahihtir. İlim adamları oruçlu kimsenin burnuna ilaç çekmesini hoş görmemişler ve bu işin orucu bozacağı kanaatindedirler. Bu konuda ve bu hadisle onların bu görüşünü takviye eder mahiyettedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlunun Ağız Ve Buruna Su Çekmede Dikkatli Olması
794-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kimse bir kimseye misafir olursa misafir olduğu kimselerin izni olmadan nafile oruç tutmasın.” (İbn Mâce: Sıyam: 54) Bu hadis münkerdir. Bu hadisi Hişâm b. Urve’den başka güvenilir râvîlerin rivâyet ettiğini bilmiyoruz. b. Dâvûd, Ebû Bekir el Medenî’den, Hişâm b. Urve’den, babasından ve Âişe’den benzeri bir hadis rivâyet etmiştir ki: Bu hadiste yukarıdaki gibi zayıftır. Ebû Bekir el Medenî hadisçilerce zayıf görülür. Câbir b. Abdullah’tan hadis rivâyet eden Ebû Bekir el Medenî’nin adı Fadl İbn Mübeşşir’dir. Bu iki Ebû Bekir’den birincisi daha güvenilir olup tarih olarak ondan önce yaşamıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Misafir Kimse Misafir Olduğu Kimselerin İzni Olmadan Nafile Oruç Tutmasın
795-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününü itikaf ederek geçirirdi.” (İbn Mâce, Sıyam: 58; Ebû Dâvûd, Sıyam: 77) Bu konuda Übey b. Ka’b, Ebû Leylâ, Ebû Saîd, Enes ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Ebû Hüreyre ve Âişe hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, İtikafı Nasıl Yapardı?
796-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) itikaf edeceğinde Ramazan’ın son on gününün ilk gecesinden önceki sabah namazını kılar ve itikaf edeceği yere girerdi.” (Buhârî, İtikaf: 7; Müslim, İtikaf: 9) Bu hadis Yahya b. Saîd’den, Amre’den mürsel olarak rivâyet edilmiştir. Mâlik ve pek çok kimse Yahya b. Saîd’den, Amre’den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir. Evzâî, Sûfyân es Sevrî ve başkaları Yahya b. Saîd’den, Amre’den ve Âişe’den bu hadisi rivâyet etmişlerdir. Bazı ilim adamları bu hadisle amel ederek derler ki: “İtikaf yapacak kimse sabah namazını kılar ve itikaf edeceği yere girer.” Ahmed ve İshâk b. İbrahim’de aynı görüştedirler. kısım ilim adamları ise: “İtikaf yapacak kimse itikafa girmek istediği geceden önce itikaf edeceği yere girmeli ve güneş, o orada olduğu zaman batmalıdır” demektedirler. Sûfyân es Sevrî ve Mâlik b. Enes bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, İtikafı Nasıl Yapardı?
797-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan’ın son on gününde itikaf edeceği yere çekilir ve Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde araştırın” derdi. (Müslim, Sıyam: 40; İbn Mâce, Sıyam: 56) konuda Ömer, Übey, Câbir b. Semure, Câbir b. Abdillah, İbn Ömer, Feletan b. Âsım, Enes, Ebû Saîd, Abdullah b. Üneys ez Zübeyrî, Ebû Bekre, İbn Abbâs, Bilâl ve Ubade b. Sâmit’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi hasen sahihtir. Hadiste geçen Yücâviru kelimesi itikafa girer anlamındadır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den gelen çoğu rivâyetlerde “Kadir gecesini son on günün tek günlerinde arayın” şeklindedir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den kadir gecesinin yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi, yirmi dokuz ve Ramazan’ın son gecesi olduğu da rivâyet edilmiştir. Şâfii diyor ki: Allah daha iyisini bilir ama bence Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) soruların şekline göre cevap verdiğinden falan falan gecelerde araştırın demiştir. Bence bu konudaki rivâyetlerin en sağlamı yirmi birinci gece olduğu rivâyetidir. Übey b. Ka’b, Kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduğuna dair yemin eder ve şöyle derdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Kadir gecesinin alametlerini bize bildirdi bizde saydık ve öğrendik. Ebû Kılâbe’den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Kadir gecesi Ramazan’ın son on günlerinde dolaşır durur.” Aynı şekilde Abd b. Humeyd’te bize bunu Abdurrezzak’tan, Ma’mer’den ve Eyyûb’tan nakletmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Kadir Gecesi Hangi Gecedir?
798-) Zirr İbn Hubeyş (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Übey b. Ka’b’a; Ey Ebûl Münzir, Kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduğunu nereden bildin? Dedi ki: Evet biliyorum Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bize haber verdiğine göre: “O öyle bir gecedir ki sabahında güneş parlak olarak doğmaz” bunu böylece saydık ve öğrendik. yemin ederim ki; İbn Mes’ûd, o gecenin Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi olduğunu mutlaka biliyordu. Fakat böyle bir söze güvenirler ve ibadetlerini azaltırlar diye insanlara bu bu gecenin bu günde olduğunu söylemeyi hoş karşılamamıştır. (Müslim, Sıyam: 40; İbn Mâce, Sıyam: 56) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Kadir Gecesi Hangi Gecedir?
799-) Uyeyne b. Abdurrahman (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam şöyle anlatmıştı: Ebû Bekre’nin yanında Kadir gecesinden bahsedildi de o da şöyle dedi: Benim, Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde aramam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğim bir hadisten dolayıdır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğime göre, şöyle buyurmuştu: “Kadir gecesini son on günün dokuzunda, yedisinde, beşinde ve üçünde veya son gecede arayın.” Ebû Bekre, Ramazan’ın yirmi gününde normal olarak bir yıl içindeki kıldığı namaz gibi namaz kılar son on gün gelince olanca gücünü harcayarak Kadir gecesini bulmaya ve değerlendirmeye çalışırdı. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Kadir Gecesi Hangi Gecedir?
800-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan’ın son on gününde aile fertlerini ibadet etmeleri için uyandırırdı.” (Müslim, İtikaf: 3; Buhârî, Teravih: 6) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, Ramazan’ın Son On Gününde Ne Yapardı?
801-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Ramazan’ın son on gününde ibadet ve kulluk için gösterdiği çabayı başka zamanlarda göstermezdi. (Müslim, İtikaf: 3; Buhârî, Teravih: 6) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, Ramazan’ın Son On Gününde Ne Yapardı?
802-) Âmir b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Soğukta elde edilen ganimet kış günlerinde tutulan oruçtur.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis mürseldir. Çünkü Âmir b. Mes’ûd, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yetişmemiştir. İbrahim b. Âmir el Kureşî’nin babasıdır. Şu’be ve Sevrî kendisinden hadis rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Kışın Kısa Günlerde Tutulan Oruç Zahmetsizdir
803-) Seleme b. Ekvâ’ (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Bakara sûresinin 184. ayeti olan: “… oruç tutmaya gücü yetmeyenlere veya zorla güç yetirip de orucu tutamayıp yiyen kimselerin üzerine bir yoksulu doyurması gereklidir.” Ayeti nazil olunca dileyenimiz oruç tutmaz fidye verirdi. Devamındaki 185. âyet nazil olunca bu önceki ayeti hükümsüz kılmış oldu. (Müslim, Sıyam: 25) Bu hadis hasen sahih garibtir. Yezîd; Seleme b. el Ekvâ’nın azatlı kölesi Ebû Ubeyde’nin oğludur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Bakara Sûresi Ayetinin Tefsiri
804-) Muhammed b. Ka’b (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir Ramazan günü yolculuğa çıkmak isteyen Enes b. Mâlik’in yanına geldim; biniti hazırlanmış yolculuk elbiselerini de giyinmişti. Yemek istedi ve yedi. Bende ona: “Bu yaptığın sünnet midir?” dedim. “Sünnettir” dedi ve binitine bindi. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazanda Yolculuğa Çıkarken Yemek, Yemek Ve Namazı Kısaltmak
805-) Muhammed b. Ka’b’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Enes b. Mâlik’e Ramazanda geldim…” dedi ve önceki hadisin bir benzerini bize nakletti. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasendir. Muhammed b. Cafer, Ebû Kesir’in oğlu olup, Medîneli ve güvenilir bir kimsedir. İsmail b. Cafer’in de kardeşidir. Abdullah b. Cafer ise Necîh’in oğlu ve Ali b. el Medinî’nin babasıdır. Yahya b. Maîn onun hadis konusunda zayıf olduğunu söyler. ilim adamları bu hadisle amel ederek: “Yolculuğa çıkacak kimsenin çıkmazdan önce evinde yemeğini yemesi gerektiğini şehrin ve köyün duvarları görünmez oluncaya kadar da namazı kısaltması gerektiğini” söylerler İshâk b. İbrahim el Hanzalî de aynı kanaattedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazanda Yolculuğa Çıkarken Yemek, Yemek Ve Namazı Kısaltmak
806-) Hasen b. Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Oruçlunun armağanı koku cinsinden sürünülecek şeyler, tütsülenecek malzemelerdir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Senedi pek sağlam değildir. Bu hadisi sadece Sa’d b. Tarif’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Sa’d b. Tarif’in hadiste zayıf olduğu söylenmiştir. Umeyr b. Me’mûm da aynı şekilde zayıf görülenlerdendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Oruçlunun Armağanı Nedir?
807-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Ramazan bayramı; Müslümanların oruçlarını açtıkları gün, Kurban bayramı ise; Müslümanların kurban kestikleri gündür.” (İbn Mâce, Sıyam: 9) Muhammed’e sordum; Muhammed b. Münkedir, Âişe’den hadis işitmiş midir? Muhammed “Evet” dedi ve rivâyetinde “Âişe’den işittim” diyor. Bu hadis bu şekliyle hasen garib sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazan Ve Kurban Bayramı Ne Zamandır?
808-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan’ın son on gününde itikaf yapardı. Bir sene itikaf yapmamıştı ki; bir sonraki yıl, yirmi gün itikaf yaptı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) b. Mâlik rivâyeti olarak bu hadis hasen sahih garibtir. İlim adamlarından bir kısmı niyetine göre tamamlayamayan itikafını bozan kimseye kaza etmesi gerekir derler ve şu hadisi delil olarak kullanırlar: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir defasında itikaftan çıktı ve onun yerine Şevval ayında on gün itikaf yapmıştı.” Mâlik bu görüştedir. kısım ilim adamları ise: İtikaf yapmayı adak olarak ortaya koyup kendine vâcib hale getirmemiş ise nafile olarak yaptığı bir ibadeti bozmuş ise kaza etmesi gerekmez. Ancak kendi arzu ve isteği ile yaparsa olabilir. Ama böyle kaza etmek kendisine vâcib değildir. Şâfii’nin görüşü de budur. Şâfii diyor ki: “Hac ve Umre ibadetleri dışında yapmak mecburiyeti olmadığın bir ibadete girişir sonra da ondan vazgeçer veya bozarsan kaza etmen gerekmez.” konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, On Günden Fazla İtikaf Yapmışmıdır?
809-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) itikafta iken mescide bitişik olan odasından bana başını uzatır ben de saçlarını tarardım. Sadece tuvalet ihtiyacı için itikaf ettiği yerden çıkar eve girerdi.” (Buhârî, Hayz: 3; Müslim, Hayz: 3) Bu hadis hasen sahihtir. Pek çok kimse bu hadisi Mâlik, Şihâb, Urve, Amre ve Âişe’den rivâyet etmişlerdir. Bazı kimselerde Mâlik, İbn Şihâb, Urve, Amre ve Âişe’den rivâyet etmekte olup sahih olan Urve, Amre, Âişe rivâyetidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: İtikaf Yapan Hangi İhtiyacı İçin Mescidden Çıkabilir?
810-) Leys b. Sa’d (radıyallahü anh)’in, İbn Şihâb’tan, Urve, Amre ve Âişe’den rivâyet ettiği hadis-i şerife göre: İlim adamları; itikafa giren kimsenin sadece insanî ihtiyaçları olan küçük ve büyük abdestini gidermek için itikaf yerinden çıkabileceğine topluca karar vermişlerdir. konularda yani hasta ziyareti, cumaya katılmak ve cenazeye katılmak gibi durumlarda farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonrakilerden bir kısmı itikafa girerken cumaya katılacağını, cenazeye katılacağını ve hasta ziyaret edeceğini şart koşmuş ise bu şart koştuğu şeyleri yapabilir. es Sevrî ve İbn’ül Mübarek bu görüştedir. Bir kısım ilim adamları ise bunlardan hiçbirini yapamaz diyorlar ve itikafa girecek kimsenin bir şehrin Cuma kılınan bir mescidinde girmesi gerektiğini söylüyorlar. İtikaf yerinden Cumaya gitmesini hoş karşılamıyorlar ve Cumayı terk etmesine de cevaz vermiyorlar ve “İtikafa sadece Cuma kılınan bir camide girmesi gerekir” diyorlar böylece sadece tuvalet ihtiyacı için çıkabileceğini diğerleri için itikaf yerini terk etmesinin itikafını bozacağı görüşündedirler. Şâfii ve Mâlik gibi; Ahmed; Âişe’nin hadisine göre: “Hastayı ziyaret edemez cenazeye de katılamaz” demektedirler. ise: İtikafa girmeden önce şart koşmuş ise; “Cenazeye de katılabilir hastayı da ziyaret edebilir” demektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: İtikaf Yapan Hangi İhtiyacı İçin Mescidden Çıkabilir?
811-) Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber oruç tuttuk Ramazan ayının son haftasına kadar bize farz namazdan başka bir namaz kıldırmadı. Ramazan’ın bitmesine bir hafta kala gecenin üçte biri geçinceye kadar namaz kıldırdı altıncı gün namaz kıldırmadı beşinci gün gecenin yarısına kadar bize namaz kıldırdı. Bizde dedik ki: “Ey Allah’ın Rasûlü bu gecenin geri kalan kısmında da bize nafile namaz kıldırsanız?” Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Her kim imam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılarsa geceyi ibadet etmiş gibi sevap yazılır.” Ramazan ayının son üç günü kalıncaya kadar bize namaz kıldırmadı üçüncü gün kıldırdı çoluk çocuğunu da çağırdı ve “Felah” geçirme korkusuna düşünceye kadar bize namaz kıldırdı. Ebû Zerr’e “Felah” nedir? dedim. “Sahur” dedi. (Nesâî, Sehv: 103; İbn Mâce, İkame: 173) Bu hadis hasen sahihtir. gecelerindeki ibadet konusunda ilim adamları farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Bir kısmı vitr ile birlikte “kırk bir” rekat kılınması görüşündedirler. Medîneliler bu görüşte olup Medîne’de bu uygulama geçerlidir. İlim adamlarından pek çoğu ise: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından Ömer, Ali ve başkaları tarafından rivâyet edilen “yirmi” rekat kılınması görüşündedirler. Sevrî, İbn’ül Mübarek ve Şâfii’de bu görüştedir. diyor ki: Memleketimiz olan Mekke’de ben “yirmi” rekat kılındığına şâhid oldum. ise: Bu konuda pek çok görüşler vardır diyor ve hiçbiri hakkında bir hüküm ortaya koymuyor. ise: Übey b. Ka’b’tan rivâyet edilen “kırk bir” rekat kılmayı tercih ederim demektedir. İbn’ül Mübarek, Ahmed ve İshâk Ramazan da gece namazının imamla kılınması gerektiğini tercih etmiştir. ise: Okuması düzgün olan kimsenin kendi başına kılabileceğini tercih etmektedir. Bu konuda Âişe, Numân b. Beşîr ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Oruç Bölümleri
Konu: Ramazan Gecelerini Değerlendirmek