Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

4275-) Bu senedle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “İnsanlar bir vadiye toplanmış olsalar ben Ensâr’la beraber olurum.” Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4276-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ensâr’dan bazı kimseleri topladı ve aranızda sizden olmayan kimseler var mı?” buyurdu. Onlar da: “Hayır, sadece bir kız kardeşimizin çocuğu var” dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: “Bir toplumun kız kardeşlerinin çocukları o toplumdan sayılır” buyurdu ve sonra şöyle devam etti: “Kureyş, cahiliyye gibi bir musibetten yeni çıkmıştır. Ben, Hevazin ganimetlerinden bol bol vererek onların gönlünü almak ve kendilerini İslam’a ısındırmak istedim. Herkes evine dünya malıyla dönerken sizin Allah’ın Peygamberiyle dönmeniz sizi memnun etmez mi?” Bunun üzerine Ensâr: “Evet, memnun eder” diye cevap verdiler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de buyurdu ki: “Bütün insanlar bir vadiye, Ensâr’da başka bir vadiye girmiş olsalar, mutlaka ben Ensar’ın vadisine geçerim.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Zekât: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4277-) Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre; Zeyd, Enes b. Mâlik’e; Hare vaka’sında ailesinden ve amcazâdelerinden kaybettiği kimseler hakkında bir başsağlığı mektubu gönderdi ve mektupta şöyle yazdı: “Seni ilahî bir müjde ile müjdelerim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle duâ ettiğini işitmişimdir: Allah’ım! Ensâr’ı, Ensâr’ın soyundan gelenleri ve onların da soyundan gelenleri bağışla.” (Müslim, Fedail: 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4278-) Ahmed b. Menî’, Hüşeym vasıtasıyla Ali b. Zeyd b. Ced’an’dan ve Nadr b. Enes’den bu hadisi bize aktarmışlardır. Katade de Nadr b. Enes’den ve Zeyd b. Erkâm’dan rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4279-) Ebû Talha (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana şöyle dedi: “Ensâr toplumuna selam söyle bildiğim kadarıyla onlar iffetli ve sabırlı kimselerdir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4280-) Ebû Saîd el HudrÎ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Dikkat ediniz, benim kendilerine sığınıp başvurduğum kimseler Ehli beytimdir. Ensâr da benim sırdaşımdır. Bunların kötülerini bağışlayınız. İyilerinin de özürlerini kabul ediniz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasendir. Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4281-) Sa’d (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim Kureyş’in alçalmasını isterse Allah’ta onu alçaltır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4282-) Abd b. Humeyd, Yakub b. İbrahim b. Sa’d vasıtasıyla şöyle demiştir: Babam Salih b. Kaysan’dan, İbn Şihâb’tan aynı senedle bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4283-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’a ve ahiret gününe inanan hiçbir kimse Ensâr’a buğzetmez.” (Müsned: 2679) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4284-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ensâr benim gurubum ve sığınığamdır. İnsanlar çoğalacak; Ensâr azalacaktır, onların iyilerinden özürlerini kabul ediniz, kötülerinin kötülüklerine karşı da göz yumunuz.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4285-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’ım! Kureyş’in öncekilerine azabı tattırdın sonrakilerine de nimetlerini artır.” (Müsned: 2062) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4286-) Abdulvehhab el Verrak, Yahya b. Saîd el Emevî vasıtasıyla A’meş’den bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4287-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ etti: “Allah’ım! Ensâr’ın oğullarını, Ensâr’ın oğullarının oğullarını ve Ensâr’ın kadınlarını bağışla.” (Müslim, Fedail: 27) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ve Kureyş’in Değer Ve Kıymeti
4288-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Dikkat ediniz! Size Ensâr ailelerinin en hayırlısını haber vereyim mi?” buyurdu. Ashab: “Evet Ey Allah’ın Rasûlü” dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Neccâroğulları, sonra Hâris b. Hazreçoğulları. Sonra onların peşinden gelen Haris b. Hazreçoğulları. Sonra Saideoğulları…” Sonra eliyle işaret ederek elleriyle bir şey atan kimsenin hali gibi parmaklarını önce topladı sonra açtı ve şöyle buyurdu: “Ensâr’ın tüm ailelerinde hayır mevcuttur.” (Müslim, Fedail: 27) Bu hadis hasen sahihtir. hadis aynı zamanda Enes’den, Ebû Üseyd es Saidî’den ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ailelerinin Hangisi Daha Hayırlıdır?
4289-) Ebû Üseyd es Saidî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ensaroğullarının en hayırlısı Neccaroğulları, sonra Abduleşheloğlulları sonra Hâris b. Hazrecoğulları sonra Saideoğullarıdır. Ensâr’ın tüm ailelerinde hayır mevcuttur.” Sa’d b. Ubâde diyor ki: “Görüyorum ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), bize birçoklarını tercih etmiştir” dedi. Bunun üzerine: “Sizi de birçoklarına üstün kılmıştır” denildi. (Buhârî, Menakîb: 27) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Üseyd es Saidî’nin ismi Mâlik b. Rabia’dır. Ebû Hüreyre’den bu hadisin bir benzeri rivâyet edilmiştir. Zührî’den, Ebû Seleme’den, Ubeydullah b. Abdullah b. Ubeyde’den, Ebû Hüreyre’den bu hadisi rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ailelerinin Hangisi Daha Hayırlıdır?
4290-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ensaroğlullarının en hayırlısı Neccaroğullarıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ailelerinin Hangisi Daha Hayırlıdır?
4291-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ensâr’ın en hayırlısı Abduleşheloğullarıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ensâr Ailelerinin Hangisi Daha Hayırlıdır?
4292-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber çıktık Sa’d b. ebî Vakkâs’a ait olan Harret-üs Sükyâ’ya varınca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana: “Abdest suyunu getiriniz” buyurdu. Abdest aldı, kıbleye dönerek şöyle duâ etti: “Allah’ım! İbrahim senin kulun ve dostun idi, Mekke halkı için sana bereket duâsında bulundu. Ben de senin kulun ve Peygamberinim, Medîne halkı için; Sana duâ ediyorum, Medîne halkının ölçeklerini Mekke halkına bereketli kıldığın iki misli bereketli kıl. Her bereketle birlikte iki bereket kıl.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Âişe, Abdullah b. Zeyd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4293-) Ali b. ebî Tâlib ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, dediler ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Evimle minberimin arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir.” (Buhârî, Cuma: 27; Müslim, Hac: 17) Bu hadis bu şekliyle Ali’nin hadisi olarak hasen garibtir. Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4294-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Minberimle evim arası; Cennet bahçelerinden bir bahçedir.” Bu senedle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Benim şu mescidimde kılınan namaz Mescid-i Haram’dan başka diğer mescidlerde kılınan namazlardan bin kat daha hayırlıdır.” (Buhârî, Cuma: 27; Müslim, Hac: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4295-) Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4296-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim Medîne’de yerleşip orada ölmeye gücü yeterse orada ölsün; çünkü ben Medîne’de ölenlere şefaat edeceğim.” (İbn Mâce, Menasik: 179 Bu konuda Sübey’a binti-l Hâris el Eslemiyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Eyyûb es Sahtiyanî’nin rivâyeti olarak bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4297-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: “İbn Ömer’in azâd edip hürriyetine kavuşturduğu kadın yanına gelerek zor günler geçiriyorum bu yüzden Irak’a gitmek arzusundayım.” Bunun üzerine İbn Ömer, şu karşılığı verdi: “Neden toplanma yeri olan Şam’a değil… Sabret ahmak kadın… Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: Her kim Medîne’nin darlık ve kıtlığına katlanırsa kıyamet günü ben ona şâhid ve şefaatçi olacağım.” (Müslim, Hac: 27) Bu konuda Ebû Saîd, Sûfyân b. ebî Züheyr ve Sübey’a el Eslemiyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Ubeydullah’ın rivâyeti olarak bu şekliyle hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4298-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İslam memleketlerinden en son yıkılacak olan memleket Medîne’dir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Hişâm b. Urve’nin, Cünade’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed b. İsmail, Ebû Hüreyre’nin bu hadisine hayret etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4299-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Bir bedevî, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e; Müslüman olmak üzere biat etti. Medîne de sıtmaya yakalandı ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: “Benim biatımı geri ver” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kabul etmedi. Sonra yine geldi ve “Biatımı geri ver” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yine kabul etmedi de o bedevî Medîne’den çıkıp gitti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Medîne bir pota’ya benzer kirini atar temizini bırakır.” (Buhârî, Hac: 27; Müslim, Hac: 17) Bu konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4300-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Medîne ceylanlarının yayıldıklarını görsem, onları ürkütmem; çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Medîne’nin iki taşlığı arası mukaddes ve haramdır” buyurmuştur. (Buhârî, Hac: 27; Müslim, Hac: 17) Bu konuda Saîd, Abdullah b. Zeyd, Enes, Ebû Eyyûb, Zeyd b. Sabit, Rafî’ b. Hadîç, Sehl b. Huneyf ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4301-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, Uhud dağı göründü, bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bu bizi seven bizim de kendisini sevdiğimiz bir dağdır. Allah’ım! İbrahim, Mekke’yi haram kıldı. Ben de Medîne’nin iki taşlık arasını haram kılıyorum.” (Buhârî, Hac: 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4302-) Cerir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Allah bana hicret edeceğimde bildirdi ki: “Şu üç şehirden hangisine gidersen orası senin hicret yurdundur; Medîne, Bahreyn ve Kınnesrîn.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Fadl b. Mûsâ’nın rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4303-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Medîne’nin her türlü sıkıntısına, kim sabredip katlanırsa kıyamet gününde kendisine şâhid ve şefaatçi olacağım.” (Müslim, Hac: 27) Bu konuda Ebû Saîd, Sûfyân b. ebî Züheyr ve Sübeyatel Eslemiyye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Salih b. Ebû Salih; Süheyl b. Ebû Salih’in kardeşidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Medîne’nin Fazileti
4304-) Abdullah b. Adiyy b. Hamra ez Zührî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazvere denilen yerde durdu ve şöyle buyurdu: “Ey Mekke! Vallahi sen yeryüzünün en hayırlı ve Allah’a en sevimli olan ülkesisin senden çıkarılmış olmasaydım çıkmazdım.” (İbn Mâce, Menasik: 279 Bu hadis hasen garib sahihtir. Zührî’den benzeri biçimde bu hadisi rivâyet etmiştir.Muhammed b. Amr’da yine bu hadisi Ebû Seleme ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiştir. Ebû Seleme’den ve Abdullah b. Adiyy b. Hamra’dan rivâyeti bence daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Mekke’nin Özellikleri Ve Üstünlüğü
4305-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke için şöyle buyurdu: “Ne güzel bir memleketsin, bana ne kadar da sevimlisin. Benim kavmim beni senden çıkarmış olmasaydı senden başkasında oturmazdım.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Mekke’nin Özellikleri Ve Üstünlüğü
4306-) Selman (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana şöyle buyurdu: “Ey Selman! Bana buğz etme, yoksa dininden ayrılmış olursun.” Bunun üzerine: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sana nasıl buğz edebilirim; Allah senin vasıtanla bizi hidayete erdirmiştir.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Arab’a buğz edersen bana buğz etmiş olursun” buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Ebû Bedr, Şüca b. Velid’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Ebû Zabyan, Selman’a yetişmemiştir. Selman, Ali’den önce vefat etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab’ın Değer Ve Kıymeti
4307-) Osman b. Affân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Arab’ı aldatan benim şefaatime nail olamaz ve benim sevgim ona ulaşmaz.” (Müsned: 488) Bu hadis garib olup sadece Husayn b. Ömer el Ahmesî’nin, Muharîk’den rivâyeti ile bilmekteyiz. Husayn, hadisçiler yanında sağlam bir kişi değildir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab’ın Değer Ve Kıymeti
4308-) Muhammed b. ebî Rüzeyn (radıyallahü anh), vasıtasıyla annesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmül Cerir’in, Arab’tan bir kimse öldüğü vakit zoruna giderdi. Bunun üzerine kendisine bir arab ölünce zoruna gidiyor denildi. Efendimin şöyle dediğini işittim: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kıyamet’in yaklaşmasının alametlerinden biri de Arab’ın kırılmasıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) b. Rezin diyor ki: ravinin efendisi Talha b. Mâlik’tir. Bu hadis garibtir. Süleyman b. Harb’in rivâyetiyle biliyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab’ın Değer Ve Kıymeti
4309-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Şüreyk, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bana şöyle buyurduğunu anlattı: “İnsanlar, Deccâl’in şerrinden kaçarak dağlara sığınacaklar.” Ümmü Şüreyk dedi ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! O gün Araplar nerededir?” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Onlar o gün çok az olacaklardır” buyurdu. (Müslim, Fiten: 27) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab’ın Değer Ve Kıymeti
4310-) Semure b. Cündüp (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Sâm; Arapların atasıdır. Yafis: Rumların atasıdır. Ham ise: Habeşlilerin atasıdır.” (Müsned: 19240) Bu hadis hasendir. Yafis yerine Yafit veya Yefit de denilmektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab’ın Değer Ve Kıymeti
4311-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında Arap olmayan toplumlardan bahsedildi de bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Onlara veya onların bir kısmına karşı ben; size ve sizden bazılarınıza olduğumdan daha itimatlıyımdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Sadece Ebû Bekir b. Ayyaş’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Salih b. Ebû Salih’e, Salih b. Mehran’da denilir. Amr b. Hureys’in azâdlısıdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab Olmayanların Değer Ve Kıymeti
4312-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma sûresi indiğinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bu sûreyi okudu üçüncü ayetine gelince bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! Bize ulaşmamış kişiler kimlerdir? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cevap vermedi. Selman-ı Farisi aramızda idi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini, Selman’ın üzerine koydu ve şöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, İman, Süreyya yıldızında olsaydı; bunlardan bir kısım insanlar onu elde ederlerdi.” (Buhârî, Tefsir-ül Kur’ân: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasendir. Ebû Hüreyre’den değişik bir şekilde de rivâyet edilmiştir. Ebü’l Gays’in ismi Salim’dir. Abdullah b. Muti’ın azadlı kölesidir ve Medinelidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Arab Olmayanların Değer Ve Kıymeti
4313-) Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Yemen tarafına baktı ve şöyle buyurdu: “Allah’ım! Onların kalplerini bize yönelt, bizim tüm ölçeklerimizi bereketli kıl.” (Müsned: 20625) Bu hadis Zeyd b. Sabit’in rivâyeti olarak hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Imrân el Kattan’ın rivâyeti olarak bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4314-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Yemenliler, size geldiler. Onların kalpleri daha yufka, yürekleri daha hassastır. İman, Yemen’dendir, Hikmet de Yemenlidir.” (Buhârî, Bed-il Halk: 27; Müslim, İman: 17) Bu konuda İbn Abbâs ve İbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4315-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Devlet başkanlığı Kureyş’te, Kadılık Ensâr’da, Müezzinlik Habeşlilerde, Emanette Ezd’dedir, yani Yemenlilerdedir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4316-) Muhammed b. Beşşâr, Abdurrahman b. Mehdî vasıtasıyla Muaviye b. Salih’den, Ebû Meryem el Ensarî’den ve Ebû Hüreyre’den bu hadisin bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmişlerdir. Bu rivâyet Zeyd b. Hubab’ın rivâyetinden daha sağlamdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4317-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ezd kabilesi yeryüzünde Allah’ın aslanlarıdır. İnsanlar onları küçük düşürmeye çalışsalar bile Allah onları yükseltecektir. İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki: Keşke babam Ezd’li olsaydı, keşke annem Ezd’li olsaydı diyecektir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Sadece bu şekliyle biliyoruz. Bu hadis aynı senedle Enes’den mevkuf olarak rivâyet edilmiştir ki: Bence bu rivâyet daha sağlamdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4318-) Gaylân b. Cerir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. Mâlik’den işittim şöyle diyordu: “Ezd kabilesinden olmasak kamil manada insan olamayız.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4319-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzurunda idik, derken bir adam geldi. Kays kabilesinden olduğunu zannettiğim bu adam şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Hımyer’i lanetle.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan yüz çevirdi sonra o şahıs Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e diğer taraftan tekrar geldi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan yine yüz çevirdi. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ım Hımyer’i esirge onların ağızlarından kötü söz çıkmaz, devamlı verirler, ellerinden yemek çıkar. Onlar emniyet ve iman sahibidirler.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle Abdurrezzak’ın hadisi olarak bilmekteyiz. Hadisin râvîlerinden olan Mîna’dan münker hadisler rivâyet edilmektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Yemen’in Değer Ve Kıymeti
4320-) Ebû Eyyûb el Ensarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ensâr, Müzeyne, Cüheyne, Gıfâr, Eşca’ ile Abduddar oğullarından olanlar benim müttefik ve dostlarımdır. Onların Allah’tan başka dostları yoktur. Allah ve Peygamberi de onların dostudur.” (Müslim, Fedail: 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Gıfâr, Eslem, Cüheyne Ve Müseyne Kabilelerinin Özellikleri
4321-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Eslem kabilesi ki Allah onları Müslüman etmiştir. Gıfâr kabilesi ki, Allah onları bağışlasın. Usayye kabilesi ise Allah ve Rasûlüne isyan etmiştir.” (Buhârî, Menakîb: 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Gıfâr, Eslem, Cüheyne Ve Müseyne Kabilelerinin Özellikleri
4322-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir, dedi ki: Taif kuşatmasında askerler dediler ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sakîf’in okları bizi yaktı onlar için bedduâ et.” Fakat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Allah’ım Sekîf kabilesine hidayet et” diye duâ etti. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Sekîf Ve Beni Hanife Kabilesinin Durumları
4323-) Imrân b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), üç kabileye ikram eder vaziyette vefat etti; Sakîf, Benî Hanife ve Benî Ümeyye.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Sekîf Ve Beni Hanife Kabilesinin Durumları
4324-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sakîf kabilesinden çıkacak bir yalancı ve bir zâlim vardır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Sekîf Ve Beni Hanife Kabilesinin Durumları