Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

2264-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Vasiyet edecek bir şeyi (borcu, alacağı, malı) olan kimsenin vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki geceyi peş peşe geçirmek Müslüman’a yakışmaz.” (Ebû Dâvûd, Vesâyâ: 1; İbn Mâce, Vesâyâ: 2) Bu hadis hasen sahihtir. Zührî, Sâlim ve İbn Ömer’den benzeri şekilde hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Alacağı Borcu Olanlar İçin Vasiyet Mutlaka Gereklidir
2265-) Talha b. Mûsârrif (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn ebî Evfâ’ya; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir vasiyeti varmıydı diye sordum. O da hayır dedi. O halde vasiyet nasıl farz kılındı ve insanlara nasıl emredildi? Diye sordum. O da şöyle dedi: “Allah’ın kitabına uymayı tavsiye etmişti.” (İbn Mâce, Vasiyet: 22) Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Mâlik b. Muğvil veya Mığvelin rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Vasiyeti Nasıldı?
2266-) Ebû Umâme el Bahîli (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim veda haccındaki hutbesinde şöyle buyurdu: “Allah her hak sahibine hakkını vermiştir, dolayısıyla miras alana vasiyet yoktur. çocuk yatağın sahibi olan erkek veya efendinindir. Zina edenin hakkı mirastan mahrum edilmektir veya taşlanarak öldürülmektir. ve onların hesabı (sevap, ceza, bağışlanma) Allah’a aittir. Her kim babasından başkasına intisab ederse yani başka birine babam budur derse veya bir köle sahibinin dışında başka birisinin efendisi olduğunu iddia ederse kıyamete kadar Allah’ın laneti=yani rahmetinden uzak kalmasıonun üzerinedir. Kadın kocasının evinden uzak kalması onun üzerinedir. Kadın kocasının evinde ancak kocasının izniyle harcamada bulunabilir. Bu esnada Ey Allah’ın Rasûlü! Kadın kocasının evinden bir fakire yiyecek de mi veremez? Denildi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), esasen mallarımızın en değerlisi odur buyurdu. Sonra şöyle devam etti: Ödünç alınan her şey ödenecektir. Ödünç olarak verilen hayvan, ağaç, ve arazide sahibine geri verilecektir. Her türlü borç ta mutlaka ödenecektir. Kefil olan da borç ödenmezse o borcu ödeyecektir.” (Ebû Dâvûd, Vesâyâ: 1; İbn Mâce, Vesâyâ: 2) Bu konuda Amr b. Harîce ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis Ebû Umâme’den değişik yollarla da rivâyet edilmiştir. b. Ayyaş’ın, Iraklılardan ve Hicazlılardan tek başına rivâyeti pek sağlam değildir. Çünkü onlardan münker hadisler rivâyet etmektedir. Şamlılardan rivâyeti ise daha sağlamdır. Muhammed b. İsmail bu konuda böyle söylemiştir. Ahmed b. Hasan’ın, Ahmed b. Hanbel’den şöyle naklettiğini işittim: İsmail b. Ayyaş’ın durumu diğer münker hadisler aktaranlara göre daha iyidir. Diğerlerinin güvenilir kimselerden rivâyet ettiği münker hadisler vardır. Abdullah b. Abdurrahman’dan işittim şöyle diyordu: Zekeriyya b. Adiyy’den işittim şöyle diyordu: Ebû İshâk el Fezarî şöyle diyor: Bakiyye denilen kişilerin güvenilen kişilerden yaptıkları rivâyetleri alın İsmail b. Ayyaş’ın ise gerek güvenilir gerekse başka kimselerden yaptığı rivâyetlerini almayın. (Bakıyye: İsmail b. Ayyaş’ın dışındaki münker hadisler aktaran kimseler.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Varise Mirastan Pay Alan Kimselere Vasiyet Yoktur
2267-) Amr b. Harîce (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), devesinin üzerinde hutbe veriyordu ben de devenin boynunun altında idim. Deve geviş getirip yutarken salyası iki omuzun arasına akmakta idi. O’ndan şöyle işittim diyordu ki: “Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Dolayısıyla miras alacak olana vasiyet yoktur. Çocuk, yatağın sahibi olan erkeğe veya cariye ise efendisine aittir. zina edenin hakkı mirastan mahrum edilmektir. Veya taşlanarak öldürülmektir. Kim babasından başkasına babam budur diye intisab ederse veya köle olan kimse kendi sahibinin dışındaki kimsenin efendisi olduğunu iddia ederse kendi öz babasından ve efendisinden bağlarını koparırsa Allah’ın laneti onun üzerine olur. Allah bu tür kimselerin ne tevbesini kabul eder ne de günahtan kurtulmak için vereceği fidyeyi.” (Ebû Dâvûd, Vesâyâ: 1; İbn Mâce, Vesâyâ: 2) Ahmed b. Hasan’dan işittim şöyle diyordu: Ahmed b. Hanbel şöyle dedi: Şehr b. Havşeb’in hadislerine aldırmam. Muhammed b. İsmail’e Şehr b. Havşeb hakkında sordum. Güvenilir kimsedir fakat İbn Avn onun hakkında ileri geri konuşmuş olup sonra Hilâl b. ebî Zeyneb ve Şehr b. Havşeb’den rivâyette bulunmuştur. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Varise Mirastan Pay Alan Kimselere Vasiyet Yoktur
2268-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ölen kimsenin borcunun vasiyetten önce ödenmesine hükmetti. Halbuki siz Kur’ân’da vasiyeti borçtan önce okumaktasınız.” (İbn Mâce, Vesâyâ: 7) ilim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göre olup vasiyetten önce ödeme işi borçtan başlar.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Ölenin Borcu Vasiyetinden Önce Ödenmelidir
2269-) Ebû Habibe et Tâî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kardeşim malının bir kısmını bana vasiyet etmişti. Ben de Ebû’d Derdâ ile karşılaştığımda ona dedim ki: Kardeşim, malının bir kısmını bana vasiyet etti; O malı fakirlere mi miskinlere mi yoksa Allah yolunda mücahitlere mi harcamamı uygun görürsün dedim. Ben olsaydım mücahitleri tercih ederdim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu: “Ölümüne yakın köle azâd eden kişi; doyduktan sonra bağışta bulunan gibidir.” (Dârimî, Vesâyâ: 34) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Ölümüne Yakın Sadaka Veren Ve Köle Azâd Eden Kimse
2270-) Urve (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Âişe (radıyallahü anha), Urve’ye; Berire’nin kitabet bedeli hususunda Âişe’den yardım istemeye geldiğini bildirdi. Kitabet bedeli=(kölelikten kurtulmak için yapılan sözleşmedeki rakamı ödeyip kurtulama bedeli) nden hiçbir şey ödememişti. Âişe, ona: “Ailene dön! Eğer vela hakkın bana ait olmak üzere senin yerine kitabet bedelini ödememi isterlerse bu işi ben yaparım” dedi. Berire durumu ailesine anlatınca kabul etmediler, sana iyilik yapmayı diler, vela hakkının da bizim olması şartıyla yapsın dediler. Bunun üzerine Âişe durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e anlattı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Satın al sonra azâd et vela hakkı azâd eden kimseye aittir. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkarak halka hitab etti ve şöyle buyurdu: “Ne oluyor bu insanlara ki Allah’ın kitabında olmayan şartları koşuyorlar. Her kim Allah’ın kitabında olmayan bir şartı şart koşarsa yüz sefer şart koşsa bile geçerli değildir.” (Dârimî, Vesâyâ: 34) Bu hadis hasen sahihtir. Âişe’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup vela hakkı köleyi azâd edene aittir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Ölümüne Yakın Sadaka Veren Ve Köle Azâd Eden Kimse
2271-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, bizzat kendisi Berire’yi satın almak istemiş ve Berire’nin ailesi vela hakkının kendilerine ait olmasını istemişlerdi, bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Vela hakkı satış bedelini ödeyen kimsenin veya azâd ederek hürriyet nimetine kavuşturan kimsenindir.” (Müslim, Itk: 2; Nesâî, Kasame: 8) Bu konuda İbn Ömer, Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulamaları bu hadise göredir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Vela Hakkı Azâd Eden Kimseye Aittir
2272-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Vela hakkının satılması ve bağışlanması yasaktır.” (Müslim, Itk: 2; Nesâî, Kasame: 8) Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Abdullah b. Dinar’ın, İbn Ömer’den rivâyetiyle bilmekteyiz bu rivâyette de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vela hakkını satma ve hibe etmeyi yasakladı. Sûfyân es Sevrî ve Mâlik b. Enes bu hadisi Abdullah b. Dinar’dan rivâyet etmişlerdir. Şu’be’den şöyle dediği rivâyet ediliyor: “Abdullah b. Dinar bu hadisi rivâyet ederken kalkıp alnından öpmeye izin vermesini candan diledim.” Yahya b. Selîm aynı hadisi Ubeydullah b. Ömer’den Nafi’den, İbn Ömer’den rivâyet etmektedir. Oysa bu rivâyet Vehİm’den ibarettir. Yahya b. Süleym burada yanılmıştır. Sahih olan rivâyet Ubeydullah b. Ömer’den böylece rivâyet etmiştir. Abdullah b. Dinar bu hadiste tek kalmıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Vela Hakkını Satmak Ve Bağışlamak Yasaktır
2273-) İbrahim et Teymî (radıyallahü anh)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali (radıyallahü anh) bize birgün hutbe vererek şöyle dedi: Yanımızda Allah’ın kitabından ve içinde deve yaşlarından ve birtakım yaralamalara ait hükümleri içeren şu sahifeden başka biz ehli beyt’e mahsus okuduğumuz bir belge olduğunu iddia edenler muhakkak ki yalancıdırlar, diyerek hutbesini şöyle devam ettirdi: Medîne Ayr dağı ile Sevr dağı arasına kadar Harem sayılır; Kim burada bir bidat ortaya çıkarır veya bir bidata kucak açarsa Allah’ın, Meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah o kimsenin ne tevbesini ne de fidyesini veya o kimsenin farz ve nafile ibadetlerini kabul etmeyecektir. Kim babasından başkasına babası olduğunu iddia eder veya bir köle efendisinden başka birini kendi efendisi kabul ederse Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların laneti bu kimseler üzerine olup Allah bu kimselerin de ne farz nede nafilelerini kabul etmeyecek veya bunlardan tevbe ve fidye de kabul edilmeyecektir. Müslümanların zimmeti yani taahhüt edip koruması altına aldığı konudaki garantisi birdir. En aşağı durumda olanları dahi aynı durumdadır.” (Müslim, Itk: 4) Bazıları A’meş’den, İbrahim et Teymî’den, Harîs b. Süveyd’den ve Ali’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmışlardır. Bu hadis hasen sahihtir. Değişik şekillerde yine Ali’den rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Babasından Başkasına Baba Diyen, Efendisinden Başkasına Efendim Diyen Kimse
2274-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Fezare kabilesinden bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Karım kendisi beyaz renkli olmasına rağmen siyah bir çocuk doğurdu nedendir bu?” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), O adama “Develerin var mı?” dedi. Adam: “Evet” dedi. “Renkleri nasıldır” dedi. Adam “kızıl” dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “İçersinde boz develer var mı?” dedi. Adam “Evet içinde boz develer var” dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bu boz renk onlara nereden geldi?” Buyurdu. Adam: “Belki onlara çeken bir damar vardır” dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “İşte bu siyah renkli oğlunda da siyaha çeken bir damar vardır” buyurdular. (Nesâî, Talak: 46) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Bir Baba Çocuğunun Kendisinden Olmadığını İddia Edebilir Mi?
2275-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, bir gün; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Âişe’nin yanına sevinçli olarak girdi yüzü parıl parıl parlamaktaydı ve Âişe’ye şöyle dedi: “Duymadın mı? Mücezziz isimli kimse âni bir bakışla aynı renklerde olan Zeyd b. Harîse ile Üsâme b. Zeyd’in ayaklarına bakarak bu ayaklar birbirlerindendir, yani bunlar baba oğuldur demişti.” (Nesâî, Talak: 51) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Şekil Yönünden De Neseb Tesbiti Mümkün Müdür?
2276-) İbn Uyeyne bu hadisi Zührî’den, Urve’den, Âişe’den şu ilave ile rivâyet etmiştir: “Haberin yok mu? Duymadın mı? Mücezziz, Hârise’nin oğlu Zeyd ile, Zeyd’in oğlu Üsâme’ye uğramıştı, başlarını örtmüşler ayakları açıkta kalmıştı bu ayakları görünce bu ayaklar birbirindendir” demişti. b. Abdurrahman ve pek çok kimse bu hadisi Sûfyân b. Uyeyne’den, Zührî’den, Urve’den ve Âişe’den rivâyet etmişlerdir. hadis hasen sahihtir. ilim adamları bu hadisi delil alarak şekil bilgisi bilen kimselerin kararlarına itibar edileceğini söylerler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Şekil Yönünden De Neseb Tesbiti Mümkün Müdür?
2277-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Karşılıklı hediyeleşin, çünkü hediye kalpten kini giderir. Bir komşu kadın; komşusu olan kadına koyun paçasından bir parça bile olsa hediye olarak vermeyi küçük görmesin.” (Buhârî, Hibe: 5) Bu hadis bu şekliyle garibtir. Ma’şer’in ismi Beni Haşim’in azâdlısı Necîh’tir. Bazı hadis bilginleri hafızası yönünden bu kimseyi tenkid etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Hediyeleşmek Tavsiye Ve Teşvik Edilmektedir
2278-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir bağış yapıp ta sonra bağışından dönen kimse doyuncaya kadar yiyip sonra kusan ve sonra kustuğuna dönüp onu yiyen köpek gibidir.” (Müslim, Hıbât: 2) Bu konuda İbn Abbâs ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Bağıştan Geri Dönenin Durumu
2279-) İbn Ömer ve İbn Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan merfu olarak rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kimsenin bağışta bulunup bağışından dönmesi caiz değildir. Ancak baba çocuğuna verdiği bağıştan dönebilir. Bağış yapıp ta sonra bağışından dönen kimse doyuncaya kadar yiyip kusan sonra dönüp kustuğunu yiyen köpeğe benzer.” (Müslim, Hıbât: 2) Bu hadis hasen sahihtir. diyor ki: Bağış yapanın bağışından dönmesi caiz olmayıp ancak baba çocuğuna yaptığı bağıştan dönebilir. Şâfii bu görüşüne bu hadisi delil olarak göstermektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: Vela Ve Bağış Bölümleri
Konu: Bağıştan Geri Dönenin Durumu
2280-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kader konusunda birbirimizle münakaşa etmekte iken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerimize çıkageldi o kadar kızdı ki yüzü kızardı yanaklarından sanki kan fışkıracaktı, sonra şöyle buyurdu: “Size bu konuda münakaşa mı emredildi yoksa ben bu konular için mi? gönderildim. Sizden önceki toplumlar bu konuda münakaşa ettikleri için helak olup gittiler. Bu konuda münakaşa etmemenizi istiyorum bu konuda münakaşa etmemenizi istiyorum.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Ömer, Âişe, Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis garib olup sadece Salih el Mürrî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Salih el Mürrî’nin tek başına rivâyet ettiği pek çok hadis vardır ki onlara asla uyulmaz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kader Konusunda Münakaşa Edilir Mi?
2281-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), buyurdular ki: “Adem ve Mûsâ karşılıklı münakaşa ettiler. Mûsâ dedi ki: Ey Adem, Allah; seni eliyle yaratıp, sana ruhundan üfürüp, can verdi. (Sen de Cennet’te yasak meyveden yemek sûretiyle) insanların Cennet’ten çıkarılmalarına sebep oldun. Adem de dedi ki: Sen de Allah’ın konuşmak için seçtiği Mûsâ’sın, gökleri ve yeri yaratmadan önce Allah’ın benim hakkımda yazdığı bir işi işledim diye beni niçin kınıyorsun? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), böylece Adem, Mûsâ’ya sağlam delilli konuşmasıyla galip geldi” buyurdu. (Müslim, Kader: 2; İbn Mâce: Mukaddime: 10) Bu konuda Ömer ve Cündüp’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle Süleyman et Teymî’nin, A’meş’den rivâyeti olarak bu şekliyle hasen sahih garibtir. bazı arkadaşları A’meş’den, Ebû Salih’den ve Ebû Hüreyre’den bu hadisin bir benzerini aktarmışlardır. Bir kısım kimselerde A’meş’den, Ebû Salih’den, Ebû Saîd’den diyerek rivâyet ettiler. Aynı hadis değişik bir şekilde Ebû Hüreyre’den yine rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Adem İle Mûsâ’nın Münakaşaları
2282-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ömer: Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi; Yapmakta olduğumuz işlerin yeni meydana gelmiş bir iş mi? Yoksa önceden takdir edilip bizim de onu şimdi yaşadığımız kanaatinde misiniz?” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ey Hattâb oğlu Ömer önceden takdir edilip tamamlanan bir iş için çalışıp çabalıyoruz. Herkes kendisine takdir edilen işi kolaylıkla başaracaktır. Ne varki; mutluluk ehlinden olan şüphesiz mutluluk için çalışıp çabalayacaktır, Bedbaht yani mutsuz olanlar ise mutsuzluk için çalışıp çabalayacaktır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Ali, Huzeyfe b. Üseyd, Enes, Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Mutluluk Ve Mutsuzluk İçin Çalışıp Çabalayanlar
2283-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber olduğumuz bir sırada elindeki değnekle yeri eşelerken birden bire başını göğe kaldırdı ve şöyle buyurdu: “Hiçbir kimse yoktur ki Cennet’teki yeri ve Cehennem’deki yeri bilinmemiş olsun Vekî’: Takdir edilmemiş olsun diyor.” Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! O halde işi oluruna bırakıp Allah’a tevekkül mü? Edelim” deyince: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hayır çalışıp çabalayın herkes yaratıldığı şeyi kolaylıkla başaracaktır.” (Buhârî, Cenaiz: 27; Müslim, Kader: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Mutluluk Ve Mutsuzluk İçin Çalışıp Çabalayanlar
2284-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Dosdoğru ve doğruluğu tasdik olunan Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize şöyle anlattı. Sizden birinizin ana karnında yaratılma ve meydana gelme işi kırk günde tamamlanıyor. Sonra bu kadar zamanda alaka = pıhtılaşmış kan haline geliyor sonra bir o kadar zamanda Mudğa = bir parça et haline geliyor ve sonra Allah o parçaya bir melek gönderiyor ve melek ona ruh üflüyor ve O meleğe dört şeyi yazması emredilir. Rızkını, ecelini, amelini, mutlu mu mutsuz mu? Olacağını yazar. Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki; sizden biriniz Cennetlik kimsenin yaptığını yapacak, kendisiyle Cennet arasında bir arşınlık mesafe kalınca mutsuzluk yazgısı galip gelerek Cehennemlik kişilerin yapacakları işlerle defteri son bulacak ve dolayısıyla Cehenneme girecektir. yine sizden biriniz Cehennemliklerin işledikleri işleri işleyecek ve tam o anda kendisiyle Cehennem arasına sadece bir arşınlık mesafe kalacak tam o anda mutluluk yazgısı galip gelip Cennetliklerin yaptığı işleri işleyip amel defteri kapatılacak ve Cennete girecektir. (Müslim, Kader: 1; İbn Mâce, Mukaddime: 10) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Tüm İşler Sonuçlarına Göre Değerlendirilir
2285-) Muhammed b. Beşşâr, Yahya b. Saîd’den, A’meş’den, Zeyd b. Vehb’den ve Abdullah b. Mes’ûd’tan bize aktarmıştır. Abdullah b. Mes’ûd: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize şöyle anlattı diyerek hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Bu konuda Ebû Hüreyre, Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ahmed b. Hasan’dan işittim. Ahmed b. Hanbel’den şöyle işittiğini söyledi: “Yahya b. Saîd el Kattan gibisini şu gözlerim hiç görmedi.” hadis hasen sahih olup, Şu’be ve Sevrî, Â’meş’den bir benzerini rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Tüm İşler Sonuçlarına Göre Değerlendirilir
2286-) Muhammed b. Âla, Vekî’ vasıtasıyla Â’meş’den ve Zeyd’den bu hadisin bir benzerini aktarmışlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Tüm İşler Sonuçlarına Göre Değerlendirilir
2287-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her doğan İslam milleti üzere doğar Anne ve babası onu Yahudî, Hıristiyan ve Müşrik yaparlar. Denildi ki: Ya Yahudî Hıristiyan ve müşrik olmadan önce ölenler? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onlar yaşamış olsalardı onların ne yapacaklarını Allah en iyi bilendir.” (Müslim, Kader: 6)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Her Doğan Fıtrat Dini Olan Müslümanlık Üzere Doğar
2288-) Ebû Küreyb ve Hüseyin b. Hureys dediler ki: Vekî’, Â’meş’den, Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den bu hadisin mana olarak bir benzerini rivâyet etmiştir. ve şöyle demişlerdir: “Fıtrat dini üzere doğar” şeklinde. Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be ve başkaları Â’meş’den, Ebû Salih’den ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmişlerdir. Bu konuda Esved b. Sürey’ın den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Her Doğan Fıtrat Dini Olan Müslümanlık Üzere Doğar
2289-) Süleyman (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kazayı ancak dua önler, ömrü ise ancak iyilik artırır.” (İbn Mâce, Mukaddime: 10) Bu konuda Ebû Esîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Selman hadisi olarak hasen garibtir. Bu hadisi sadece Yahya b. Zarîs’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû Mevdud iki kişidir. Birisine Fıdda denilir ki bu hadisi rivâyet etmiştir. Basralıdır. Diğeri ise Abdulaziz b. Ebû Süleyman’dır ve Medînelidir. Her ikisi de aynı dönemde yaşamışlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kaderi Ancak Dua Çevirebilir
2290-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), sık sık “Ey kalpleri halden hale değiştiren Allah’ım kalbimi dinin üzere sabit kıl demeyi çokça yapardı. Ey Allah’ın Rasûlü dedim sana ve getirdiğin şeriata inandık bu durumda hala bizim hakkımızda korkuyor musun? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Evet çünkü kalpler Allah’ın iki parmağı arasındadır, onları dilediği şekilde evirip çevirir.” (Müslim, Kader: 3) Bu konuda Nevvâs b. Sem’an, Ümmü Seleme, Abdullah b. Amr ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasendir. Aynı şekilde pek çok kişi bu hadisi böylece Â’meş’den, Ebû Sûfyân’dan ve Enes’den rivâyet etmişlerdir. Bazıları da Â’meş’den, Ebû Sûfyân’dan, Câbir’den rivâyet etmişlerdir. Ebû Sûfyân’ın Enes’den rivâyeti daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kalpler Rahman’ın İki Parmağı Arasındadır
2291-) Abdullah b. Amr b. As’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün elinde iki kitap olduğu halde çıkageldi ve şöyle buyurdu: Bu iki kitabın ne olduğunu biliyor musunuz? Biz de hayır Ey Allah’ın Rasûlü! Sen bize bildirirsen biliriz dedik. Bunun üzerine sağ elindeki kitap için; bu kitap alemlerin rabbinden bir kitap olup Cennetlik kimselerin isimleri babalarının isimleri ve kabilelerin isimleri bu kitaptadır. Cennetliklerin sonuncusuna varıncaya kadar yazılmış ve toplanmıştır. Bunların sayısı artırılıp eksiltilmeyecektir. Sonra sol elindeki kitap için, bu kitap ta alemlerin Rabbin’den bir kitap olup Cehennemlik kimselerin, babalarının ve kabilelerinin isimlerini içermekte olup Cehennemliklerin sonuncusuna varıncaya kadar yazılmış ve toplanmıştır. Bunların sayısı da artırılıp eksiltilmeyecektir, buyurdu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı Ey Allah’ın Rasûlü! Dediler. Durum önceden tamamlanmış ve bitirilmiş ise çalışıp çabalamamız ne işe yarar? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Dosdoğru olun! Hayırlı amellerinizi artırın. Çünkü Cennetlik kişinin ameli hangi işi işlerse işlesin Cennetlik kişilerin ameliyle son bulacaktır. Cehenneme girecek kimse de hangi ameli işlemiş olursa olsun onun ameli de Cehennemlik kişilerin amelleriyle son bulacaktır. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), O iki kitabı elinden bıraktı ve şöyle buyurdu: “Rabbiniz kulların yapacakları her şeyi bildiğinden dolayı ona göre kaderlerini yazıp bitirmiştir. Bir kısmı Cennetlik bir kısmı da Cehennemlik olacaktır.” (İbn Mâce, Mukaddime: 10) Bekir b. Mudar vasıtasıyla Ebû Kâbîl’den bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir. Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Kâbîl’in ismi: Hubey b. Hânî’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Cennetlikler Ve Cehennemlikler Bir Kitapta Yazılır
2292-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah bir kulu hakkında hayır isterse o kulunu kullanır. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü! Denildi, O kulu nasıl kullanır? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ölümünden önce onu Salih amel işlemeye muvaffak kılar” buyurdular. (İbn Mâce, Mukaddime: 10) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Cennetlikler Ve Cehennemlikler Bir Kitapta Yazılır
2293-) İbn Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda otururken kalkıp bir hutbe verdi ve şöyle dedi: “Bulaşıcılık yoktur.” Bir bedevi dedi ki: Uyuz bir deveyi ağıla alıyoruz sonunda tüm develer uyuz oluyor. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Peki ilk deveyi uyuz yapan kimdir? Bulaşıcılık ve uğursuzluk diye bir şey yoktur. Allah her canlıyı yaratmış onun hayatını rızkını ve başına geleceklerini de takdir etmiştir. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Ebû Hüreyre, İbn Abbâs ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Basralı Muhammed b. Amr b. Safvân es Sekafî’den işittim Ali b. Medînî’nin şöyle söylediğini işittiğini bize aktardı: “Bana rükün ile makam arasında yemin ettirilse Abdurrahman b. Mehdî’den daha âlim bir kimse görmediğine yemin ederim.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Bulaşıcılık Ve Uğursuzluk İnancına Yer Yok
2294-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kul hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman etmedikçe; hatta başına gelen bir şeyin kendisinden şaşırıp başka bir tarafa gitmeyeceğine kendisini atlayan bir şeyin de kendisine dönüp gelmesine imkan olmadığına kesinlikle bilmedikçe gerçek imana erişmiş olamaz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Ubade, Câbir, Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis garib olup sadece Abdullah b. Meymun’un rivâyetiyle bilmekteyiz. Abdullah b. Meymûn ise münker hadisler aktaran birisidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Hayır Ve Şer Olarak Herşeyi Yaratan Allah’tır
2295-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kişi şu dört şeye iman etmedikçe mümin olamaz;

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Hayır Ve Şer Olarak Herşeyi Yaratan Allah’tır
2296-) Muhammed b. Gaylân, Nadr b. Şümeyl vasıtasıyla Şu’be’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmış olup hadisin senedinde “Rıb’î, bir adam ve Ali’den” demektedir. Ebû Dâvûd’un, Şu’be’den rivâyet ettiği hadis bence Nadr’ın rivâyetinden daha sahihtir. şekilde pek çok kimse Mansur’dan, Rıb’î’den ve Ali’den bu hadisi rivâyet etmişlerdir. Vekî’den işittiğini bize aktarıp şöyle diyor: Rıb’î’nin, İslam’da hiç yalan söylemediği bana ulaşan bilgiler arasındadır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Hayır Ve Şer Olarak Herşeyi Yaratan Allah’tır
2297-) Matar b. Ukâmis (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah bir kulunun bir yerde ölmesine hükmettiği vakit o kulunun işini oraya yöneltir.” (Müsned: 20980) Bu konuda Ebû Azze’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Matar b. Ukâmis’in Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bundan başka hadis rivâyet ettiğini bilmiyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Her Can Ölümü Nerede Yazıldıysa Mutlaka Orada Ölecektir
2298-) Mahmûd b. Gaylân, Müemmel vasıtasıyla Ebû Dâvûd el Hufrî’den ve Sûfyân’dan bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Her Can Ölümü Nerede Yazıldıysa Mutlaka Orada Ölecektir
2299-) Ebû Azze (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah bir kulun bir yerde ölmesine hükmetti ise o kimse için oraya veya orada kendisine bir iş çıkarır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis sahihtir. Azze sahabî olup ismi Yesâr b. Abd’tir. Ebû’l Melih’in ismi ise Âmir b. Üsâme b. Umeyr el Hûzelî’dir, kendisine Zeyd b. Üsâme de denilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Her Can Ölümü Nerede Yazıldıysa Mutlaka Orada Ölecektir
2300-) Ebû Huzâme (radıyallahü anh)’ın babasından rivâyete göre: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü okumak ve ilaç kullanmak şeklindeki tedavi yollarımız ve yaptığımız perhizlerin Allah’ın kaderinden bir şeyi önleyeceği görüşünde misiniz? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarda Allah’ın kaderindendir” buyurdu. (Müslim, Kader: 4) Bu hadisi sadece Zührî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Pek çok kimse aynı hadisi Sûfyân vasıtasıyla Zührî’den, Ebû Huzâme’den ve babasından rivâyet etmişlerdir ki bu rivâyet daha sağlamdır. Yine değişik kimseler Zührî’den, Ebû Huzâme’den ve babasından aynı hadisi bize rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Herşey Allah’ın Kaderi Olup Günü Gelince Ortaya Çıkar
2301-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimden iki grup vardır ki onların İslam’dan hiçbir payları yoktur; Mürcie ve Kaderiyye.” (İbn Mâce, Mukaddime: 10) Bu konuda Ömer, İbn Ömer, Rafî’ b. Hadîç’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis garib hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kaderiye Ve Mürcie Mezhepleri Nedir?
2302-) Muhammed b. Rafî’, Muhammed b. Bişr vasıtasıyla Selam b. ebî Amre’den, İkrime ve İbn Abbâs’tan bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kaderiye Ve Mürcie Mezhepleri Nedir?
2303-) Abdullah b. Şıhhîr (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Adem oğlunun her birinin çevresini doksan dokuz ölüm tehlikesi kuşatmış durumdadır. Bu tehlikeleri atlatmış olsa bile ihtiyarlık tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve neticede ölür gider.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Avvam, Imrân’ın künyesi olup İbn Dâvûd el Kattan da denilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Ölüm Her An Gelebilir
2304-) Sa’d b. ebî Vakkâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ademoğlunun, Allah’tan kendisine takdir olunana razı olması onu mutlu eder. Kazaya razı olmayı terk etmesi ise onun bedbahtlığındandır. Yine Allah’tan hayır dilemeyi terk etmesi de bedbahtlığından olup, Allah’ın takdir ettiklerine kızgın olması da yine bedbahtlığındandır.” (Müsned: 1368) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Muhammed b. Humeyd’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu kimseye Hammad b. ebî Humeyd’de denmektedir. Ebû İbrahim el Medenî’de denilmektedir. Hadisçiler yanında pek sağlam kişi sayılmaz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Allah’ın Kazasına Rıza Göstermek Adem Oğlunun Mutluluğundandır
2305-) Nafi’ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “İbn Ömer’e bir adam gelerek falan kimsenin sana selamı var dedi. Bunun üzerine; Abdullah b. Ömer şöyle dedi: Bana gelen bilgilere göre o kimse dine bidat sokarak kaderi inkar etmiş biridir. Eğer gerçekten bidat sokmuş biri ise benden ona selam söyleme; çünkü ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu ümmette veya ümmetimde kaderi inkar edenler yüzünden topluca yere batma olayları şekil değişimi şeklindeki belalar ve taşlar altında kalmak gibi felaketler ve yıkıntılar altında kalmak şeklinde toplu ölümler olacaktır.” (Müslim, Kader: 7; İbn Mâce, Fiten: 29) Bu hadis hasen sahih garibtir. Ebû Sahr’ın ismi Humeyd b. Ziyâd’tır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kader Konusunda Bozuk Görüş Sahipleri Yüzünden Neler Olabilir
2306-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim arasında kaderi yalanlayanlar yüzünden topluca yerin dibine girme olayları ve şekil değişimi şeklindeki belalar meydana gelecektir.” (Müslim, Kader: 7; İbn Mâce, Fiten: 29)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kader Konusunda Bozuk Görüş Sahipleri Yüzünden Neler Olabilir
2307-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle demiştir: “Altı kişi vardır ki, ben, Allah ve her peygamber onları lanetlemiş yani Allah’ın rahmetinden uzak kalmalarını istemiştir. 1- Allah’ın kitabına ilave yapan, 2- Kaderi yalanlayan, 3- Allah’ın alçak saydıklarını yüksek göstermeye çalışan ve yüksek saydıklarını alçaltmaya çaba gösterenzorbalar, 4- Allah’ın haram kıldıklarını helal sayanlar, 5- Ehli beytimden olup yine haramları helal sayanlar, 6- Sünnetimden yüz çevirip sünnetimi terk edenler.” (Tirmizî rivâyet edilmiştir.) Aynı şekilde Abdurrahman b. eb’îl Mevalî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Yine bu hadis Ubeydullah b. Abdurrahman b. Mevheb’den, Amre’den ve Âişe’den de rivâyet edilmiştir. Sûfyân es Sevrî, Hafs b. Gıyas ve pek çok kimse bu hadisi Ubeydullah b. Abdurrahman b. Mevhib’den, Ali b. Hüseyin’den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir ki bu rivâyet daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Ana Kitap Nedir?
2308-) Abdulvahid b. Süleym (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Mekke’ye geldim, Atâ b. ebî Rebah’la karşılaştığım da kendisine: “Ey Ebû Muhammed” dedim. Basralılar kader konusunda dengesiz şeyler söylüyorlar ne dersin? Dedi ki: Evladım Kur’ân okuyor musun? Ben de evet dedim, Zuhruf sûresini oku dedi; Bende: “Ha mîm, düşün gerçekleri ortaya koyan bu kitabı, onu düşünüp kavrayabilesiniz diye Arapça olarak indirdik O Kur’ân katımızda bulunan ana kitapta mevcut olup şân, büyüklük ve hikmetlerle doludur” diye Zuhruf sûresinin dört ayetini okudum. Bunun üzerine Ana kitap nedir bilir misiniz? Dedi. Allah ve Rasûlü bilir dedim. Dedi ki: O öyle öyle bir kitap veya yazgıdır ki; Allah gökleri ve yeri yaratmadan önce Allah’ın yazmış olduğu bir kitaptır ki içersinde Firavunun Cehennemlik olduğu ve Ebû Leheb’in tüm imkanlarıyla yok olup gideceği de orada yazılıdır. Atâ diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sahabesi Ubâde b. Sâmit’in oğlu Velid ile karşılaştım ve kendisine; ölümü esnasında babasının vasiyeti nasıldı? Diye sordum. Dedi ki: Babam beni çağırdı ve şöyle dedi: Ey evladım Allah’a karşı devamlı sorumluluk bilinci içerisinde ol iyi bilki Allah’a karşı sorumluluk bilincine ulaşabilmek ancak Allah’a inanmak ve hayır ve şer her türlü kaderin Allah’tan olduğuna imanla mümkündür. Bu inanç dışında bir inançla ölürsen Cehenneme girersin çünkü ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: Allah önce kalemi yarattı ve yaz buyurdu. Kalem ne yazayım dedi. Allah’ta kaderi ve ebediyete kadar olup bitecek her şeyi yaz buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Ana Kitap Nedir?
2309-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işittim: “Allah; her şeyi ve herkesin kaderini gökler ve yeryüzü yaratılmadan elli bin sene önce yazıp takdir etmiştir.” (Müslim, Kader: 4) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kader, Gökler Ve Yeryüzü Yaratılamadan Önce Yazılmıştı
2310-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kureyş müşrikleri Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek kader konusunda tartışmaya girdiler de şu âyetler nazil oldu: “Yüzükoyun ateşe sürüklenecekleri o gün onlara şöyle denilecek: Cehennem ateşinin yakışını tadın bakalım şüphesiz biz her şeyi belli bir plan ve ölçüye göre yarattık.” (Kamer Sûresi: 48-49) (Müslim, Kader: 4; İbn Mâce, Mukadiime: 10) Bu hadis sahihtir. ve Abdurrahman b. Zeyd, geçen hadisin bir benzerini bize aktarmışlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 8: Kader Bölümleri
Konu: Kader Konusunda Tartışma Yapmamak
2311-) Ebû Umâme, Sehl b. Huneyf (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Osman b. Afvân, öldürülmek üzere evi kuşatıldığında yukarıdan aşağıya bakarak şöyle konuşmuştu: Allah için söyleyin! Bilmiyor musunuz? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu: Müslüman kimsenin öldürülebilmesi ancak şu üç şeyle olur: Evlendikten sonra zina etmek, İslam’a girdikten sonra dinden dönmek veya haksız yere bir adam öldürmek… Allah’a yemin ederim ki ne cahiliyye döneminde nede Müslüman olduktan sonra zina etmedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e biat ettiğim günden beri dinimden dönüp irtidat etmişte değilim. Allah’ın haram kıldığı cana da kıymadım, o halde beni hangi sebeple öldüreceksiniz?” (Nesâî, Tahrimüddem: 5) Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasendir. b. Seleme bu hadisi Yahya b. Saîd’den merfu olarak rivâyet etmiştir. Yahya b. Saîd el Kattan ve pek çok kimse aynı hadisi Yahya b. Saîd’den merfu olarak değil mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Bu hadis değişik şekillerde Osman (radıyallahü anh) vasıtasıyla merfu olarak rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Fiten (kargaşalıklar)
Konu: Müslümanın Kanı Nasıl Helal Olabilir? Yani Öldürülebilir?
2312-) Amr b. Ahvas (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim veda haccında insanlara şöyle diyordu: “Bu gün hangi gündür” Sahabe: “Haccı Ekber” = Kurban bayramının birinci günüdür dediler. Bundan sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kanlarınız (canlarınız) mallarınız ve ırzlarınız birbirinize haramdır aynen bu bulunduğunuz belde ve gününüzün haram (kutsal) olduğu gibi her suçlu kendi hesabına suç işler Dikkat edin! Hiçbir çocuk babasının yaptığından, hiçbir baba da çocuğunun yaptığından sorumlu tutulamaz. Dikkat edin! Şeytan şu ülkenizde kendisine ibadet edilmesinden ebediyen ümidini kesmiştir. Fakat amellerinizden önemsemediğiniz bazı konularda kendisine itâat edeceksiniz de oda bundan razı olacaktır.” (İbn Mâce, Menasik: 42) Bu konuda Ebû Bekre, İbn Abbâs, Câbir, Huzeym b. Amr es Sa’dî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Zaide de Şebîb b. Gargade’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadisi sadece Şebîb b. Gargade’nin rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Fiten (kargaşalıklar)
Konu: Müslüman, Müsümanı Değişik Şeylerle Ve Şekillerde Korkutamaz
2313-) Sâib b. Yezîd (radıyallahü anh)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz kardeşinin bastonunu alıp ne şaka nede ciddi olarak ona oyun yapmasın bastonunu almışsa bile ona hemen versin.” (Müslim, Birr ve Sıla: 35) Bu konuda İbn Ömer, Süleyman b. Sur’ad, Ca’de ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn ebÎ Zib’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Sâib b. Yezîd, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yetişmiş ve ondan hadis işitmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat ettiğinde Sâib yedi yaşında idi. Babası Yezîd b. Sâib, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından olup kendisi pek çok hadis rivâyet etmiştir. Sâib b. Yezîd, İbn Uht Nemr’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Fiten (kargaşalıklar)
Konu: Müslüman, Müsümanı Değişik Şeylerle Ve Şekillerde Korkutamaz