Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

1162-) Ebû Mes’ûd el Ensârîyye (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), köpek alım satımından elde edilen parayı, zinadan elde edilen geliri ve falcılıktan kazanılan parayı yasaklamış haram kılmıştır.” (Buhârî, Büyü: 113; Müslim, Müsakat: 9) Bu konuda Rafi’ b. Hadîç, Ebû Cuhayfe, Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Ebû Mes’ûd hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Zina’dan Elde Edilen Para Haramdır
1163-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edilen bu hadis: Kuteybe, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e kadar ulaştırarak, Ahmed b. Hanbel ise Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu diyerek bize aktarıyorlar ki hadis şöyledir: “Müslüman, Müslüman kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın ve Müslüman kardeşinin evlenme talebinin üzerine evlenme talebinde bulunmasın.” (İbn Mâce, Nikah: 10; Nesâî, Nikah: 20) Bu konuda Semure ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. b. Enes diyor ki: Kişinin kardeşinin dünürlüğü üzerine dünürlük yapmasının yasaklanmasındaki hoş olmayan taraf şudur: Bir erkek bir kadını ister o kadında o erkekten hoşlanırsa bu durumda kimsenin o kadına gitmesi uygun olmaz. diyor ki: Bu “Kardeşinin dünür olduğuna dünür olmasın” hadisinin anlamı şudur. Bir erkek bir kadını ister, kadında o erkeği ister ve ona meylederse hiçbir kimsenin o kadına dünür olma hakkı yoktur. Fakat kadının o erkeği beğenip ona meyletmesini bilmeden önce dünür olmasında bir sakınca yoktur. Kays’ın kızı Fatıma hadisi buna delil olabilir. Şöyle ki: “Fatıma b. Kays, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek Ebû Cehm b. Huzeyfe ile Muaviye b. ebî Sûfyân’ın kendisine dünür olduklarını söyledi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in görüşünü almak istedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Ebû Cehm kadınlarına dayak atan bir adamdır. Muaviye ise parasız züğürt biridir. Sen evleneceksen Üsâme’yi tercih et.” Bize göre bu hadisin manası: Allah daha iyisini bilir. Fatıma söylediği iki kişiden birini beğendiğini söylememiştir. Eğer bildirseydi üçüncü bir şahsı ona tavsiye etmezdi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müslüman, Din Kardeşinin Dünür Olduğuna O Vazgeçmedikçe Dünür Olamaz
1164-) Ebû Bekir b. Cehm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben ve Ebû Seleme b. Abdurrahman Fatıma b. Kays’ın yanına gitmiştik. Bize kocasının kendisini üç talakla boşadığını oturacak bir yer göstermeyip yiyecek ve içecek de vermediğinden bahsetti ve dedi ki: “Benim için amca oğlunun yanına on ölçek yiyecek bırakmış beş ölçek arpa beş ölçek buğday…” şöyle devam etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim durumu anlattım “Kocanın yaptığı doğrumudur?” buyurdular ve bana Ümmü Şerîk’in evinde iddet süresini doldurmamı emrettiler sonrada şöyle buyurdular: “Ümmü Şerîk’in evi muhâcirlerin çok girip çıktıkları bir evdir artık sen iddet süresini İbn Ümmü Mektub’un evinde doldur o gözleri görmediği için senin dış elbiseni üzerinden attığın takdirde seni görmez ve o evde daha rahat edersin iddetin biter ve sana bir dünür de gelirse bana haber ver..!” bitince Ebû Cehm ve Muaviye bana dünür oldular. Fatıma diyor ki: Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek durumdan haber verdim, buyurdular ki: “Muaviye parası malı mülkü olmayan birisidir. Ebû Cehm ise kadınlara karşı sert davranan birisidir.” Fatıma dedi ki: Sonra Üsâme b. Zeyd bana dünür olup benimle evlendi ve Allah beni Üsâme ile mutlu kıldı.” (Müslim, Talak: 6; Ebû Dâvûd, Nikah: 39) Bu hadis sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müslüman, Din Kardeşinin Dünür Olduğuna O Vazgeçmedikçe Dünür Olamaz
1165-) Sûfyân es Sevrî bu hadisi Ebû Bekir b. ebî Cehm’den benzeri şekilde rivâyet etmiş ve şu fazlalığı yapmıştır: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana Üsâme ile evlen” buyurdu. Bu hadisi bize Mahmûd, Vekî’ yoluyla Sûfyân’dan, Ebû Bekir b. ebî Cehm’den bu şekilde rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müslüman, Din Kardeşinin Dünür Olduğuna O Vazgeçmedikçe Dünür Olamaz
1166-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü biz Azil yapmak suretiyle cinsel ilişki esnasında meniyi dışarıya aktırdık, Yahudiler; bunu çocukları küçükken öldürüp toprağa gömmek gibi olduğunu iddia ediyorlar dedik” bunun üzerine şöyle buyurdular: “Yahudiler yalan söylüyorlar, Allah’ın yaratmak istediğine hiçbir şey engel olamaz.” (Buhârî, Nikah: 97; Müslim, Nkah: 22) Bu konuda Ömer, Berâ, Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Azil Ne Demektir?
1167-) Yine Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kur’ân’ın indiği vahyin gelmeye devam ettiği dönemlerde biz azil yapardık.” (Buhârî, Nikah; 97; Müslim, Nikah: 22) Câbir hadisi hasen sahih olup kendisinden değişik şekillerde rivâyet edilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları azil yapmaya izin vermişlerdir. b. Enes der ki: Azil konusunda hür kadının izni alınmalıdır. Cariye için izin almaya gerek yoktur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Azil Ne Demektir?
1168-) Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında azil konusu anlatıldı da; “Bunu niçin yapıyorsunuz” buyurdular. (Buhârî, Nikah: 97; Müslim, Nikah: 22) İbn ebî Ömer’in rivâyetinde şu fazlalık vardır: “Hiçbiriniz bunu yapmasın” demedi. Her ikisi de rivâyetlerinde şöyle dediler: “O yaratılması takdir edilmiş bir can değildir. Allah dilediyse onu yaratırdı.” Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmişti. Ebû Saîd hadisi hasendir. Bu hadis Ebû Saîd’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiş olup Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden bazı ilim adamları azil yapmayı hoş görmemişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Azil Yapmak Hoş Bir İş Değildir
1169-) Ebû Kılâbe, Enes b. Mâlik (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: İstesem Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu da derim fakat Enes b. Mâlik şöyle demiştir: “Bir erkek ikinci bir evliliği bakire biriyle yaparsa o bakirenin yanında bir hafta süreyle kalabilir. İkinci evliliği dul bir kadınla yaparsa o dul yanında üç gün süreyle kalabilir gün aşırı hanınlarını ziyaret etmesi gerekmez bu sünnettendir.” (Buhârî, Nikah: 101-102; Müslim, Rada: 12) Bu konuda Ümmü Selemeden de hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi hasen sahihtir. Muhammed b. İshâk bu hadisi Eyyûb’den, Ebû Kılâbe’den ve Enes’den merfu olarak rivâyet etmiştir. Bazıları da merfu olarak rivâyet etmemişlerdir. Bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve derler ki bir erkek ikinci evliliği bakire birisiyle yaparsa onun yanında devamlı olarak bir hafta kalır sonra günleri ikisi arasında eşit olarak bölerek günaşırı kalmaya devam eder. İkinci evliliği dul birisiyle yaparsa o dul yanında üç gün kalır sonra günleri eşit şekilde taksim eder. Mâlik, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler. döneminden bazı ilim adamları da şöyle derler: “Bir kimse ikinci evliliği bakire ile yaparsa onun yanında üç gün kalır, dul ise iki gün kalır.” Birinci görüş daha sahih ve daha sağlamdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Yeni Evlenen Kimse, Yeni Evlendiği Hanımının Yanında Kaç Gün Kalmalıdır
1170-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleri hanımları arasında, paylaştırarak adaleti sağlar ve şöyle derdi: “Allah’ım elimden gelen yapabildiğim taksimat budur. Senin gücünün yettiği benim gücüm yetmeyen hususlarda beni kınayıp hesaba çekme.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 37; Buhârî, Nikah: 100) Âişe hadisi bu kadardır. çok kimse Hammad b. Seleme’den, Eyyûb’tan, Ebû Kılâbe’den, Abdullah b. Yezîd’den ve Âişe’den Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Gecelerini taksim ederdi” şeklinde rivâyet etmişlerdir. b. Zeyd ve pek çok kimse Eyyûb’tan, Ebû Kılâbe’den mürsel olarak: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gecelerini hanımları arasında taksim ederdi” şeklinde rivâyet etmişler olup Hammad b. Seleme’nin rivâyetinden bu rivâyet daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Birden Fazla Evli Kimsenin Hanımları Arasında Eşit Muamelesi
1171-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir erkeğin iki hanımı olur da onlar arasında adaletli davranmazsa kıyamet günü bir tarafı çarpık ve düşük olarak gelir.” (İbn Mâce, Nikah: 18; Ebû Dâvûd, Nikah: 37) Bu hadisi sadece Hemmâm b. Yahya, Katâde’den müsned olarak rivâyet etmiştir. Hişâm ed Destevaî, Katâde’den rivâyet ederek “denilirdi ki…” diye bize aktarmıştır. Bu hadisi merfu olarak sadece Hemmâm’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Hemmâm güvenilir ve hadis hafızı bir kimsedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Birden Fazla Evli Kimsenin Hanımları Arasında Eşit Muamelesi
1172-) Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızı Zeyneb'i yeni bir nikah ve yeni bir mehir ile kocası Ebûl Âs b. Rabi’e geri verdi.” (İbn Mâce, Nikah: 18; Ebû Dâvûd, Nikah: 30) Bu hadisin senedine hadisçiler tarafından söz edilmiştir. Diğer hadis hakkında da yine söz edilmiştir. İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Kadın kocasından önce Müslüman olursa sonra da kocası, kadın iddet bekleme süresini bitirmeden Müslüman olursa iddette olduğu sürece kadın o kocasınındır. Mâlik b. Enes, Evzâî, Şâfii, Ahmed ve İshâk ta bu görüştedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müşrik Karı Kocadan Biri Müslüman Olursa Ne Olur?
1173-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kızı Zeyneb’i altı yıl sonra Ebûl Âs b. Rabi’e ilk nikahı ile geri çevirdi yeni bir nikaha gerek duymadı.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 30; İbn Mâce, Nikah: 18) Bu hadisin senedinde pek sakınca yoktur. Fakat bu rivâyetin gerçek yönünü bilmiyoruz. Bu meçhullük Dâvûd b. Husayn’ın hafızasının zayıflığı yönünden olabilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müşrik Karı Kocadan Biri Müslüman Olursa Ne Olur?
1174-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında Müslüman olarak geldi sonra da karısı Müslüman olarak gelince o adam: Ya Rasûlüllah! Benimle birlikte Müslüman olmuştu dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o kadını o adama iade etti. (Ebû Dâvûd, Talak: 23; İbn Mâce, Nikah: 60) Bu hadis sahihtir. Abd b. Humeyd’den işittim bu hadisi Muhammed b. İshâk’tan bize aktarmıştı.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müşrik Karı Kocadan Biri Müslüman Olursa Ne Olur?
1175-) Haccac’ın Amr b. Şuayb’tan, babasından ve dedesinden rivâyet ettiği: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kızı Zeyneb’i, Ebûl As’a yeni bir mehir ve yeni bir nikahla geri çevirdi” hadisi hakkında Yezîd b. Harun diyor ki: İbn Abbâs hadisi sened yönünden daha mükemmeldir. İlim adamlarının uygulaması Amr b. Şuayb hadisi üzeredir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Müşrik Karı Kocadan Biri Müslüman Olursa Ne Olur?
1176-) İbn Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Bir kadınla evlenip mehrini tayin etmeden ve kendisiyle cinsel ilişki kurmadan ölen bir kimse hakkında soruldu da İbn Mes’ûd şöyle cevap verdi: “O kadına mihri misil denilen kendi seviyesindeki kadınların mehri verilmesi gerekir ne eksik nede fazla o kadının iddet süresini beklemesi gerekir. Mirastan da payına düşeni alır.” Bunun üzerine Ma’kıl b. Sinan el Eşcaî kalkarak dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim kabilenin kadınlarından Vaşık’ın kızı Birva’ hakkında da aynı senin verdiğin hükmün benzerini verdi dedi.” Bunun üzerine İbn Mes’ûd sevindi. (Ebû Dâvûd, Nikah: 31; İbn Mâce, Nikah: 18) Bu konuda Cerrâh’tan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Evlenip Mehir Tayin Etmeden Ölen Kimsenin Durumu
1177-) Hasan b. Ali el Hallâl, Yezîd b. Harun ve Abdurrezzak’tan her biri vasıtasıyla Sûfyân’dan, Mansur’dan geçen hadisin benzerini rivâyet etmiştir. İbn Mes’ûd hadisi hasen sahihtir. Bu hadis kendisinden değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar, Sevrî, Ahmed ve İshâk bunlardandır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bazı ilim adamları Ali b. ebî Tâlib, Zeyd b. Sabit, İbn Abbâs ve İbn Ömer bunlardandır şöyle derler: Bir adam bir kadınla evlenir onunla cinsel ilişki kurmadan ve bir mehir tayin etmeden ölürse; o kadın miras alır fakat mehir gerekmez iddet beklemesi de gerekir. Şâfii’de böyle düşünür. Şâfii diyor ki: Vaşık’ın kızı Birva’ın hadisi bence sağlam ve sabit olsaydı bu konuda bir delil olabilirdi. Şâfii’nin bu sözünden sonra Mısır’da tekrar Vaşık’in kızı Birva’ın hadisine döndüğü de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Nikah Bölümleri
Konu: Evlenip Mehir Tayin Etmeden Ölen Kimsenin Durumu
1178-) Ali b. ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah neseb yönünden haram kıldığını süt emme yönünden de aynen haram kılmıştır.” (Nesâî, Nikah: 51; İbn Mâce: Nikah: 34) Bu konuda Âişe, İbn Abbâs ve Ümmü Habibe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ali hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamı uygulamalarını bu hadisle yaparlar bu konuda aralarında farklı görüş olduğunu bilmiyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Neseb Soy Yönünden Haram Olanlar Süt Emme Yönünden De Haramdırlar
1179-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah doğum bakımından haram kıldığı kimseleri süt emme bakımından da haram kılmıştır.” (Nesâî, Nikah: 51; İbn Mâce: Nikah: 34) Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bir kısım ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar bu konuda aralarında bir ihtilaf olduğunu bilmiyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Neseb Soy Yönünden Haram Olanlar Süt Emme Yönünden De Haramdırlar
1180-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Süt emme yönünden amcam olan kişi gelip yanıma girmek için izin istedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den emir almadıkça ona izin vermeyi kabul etmedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i, yanına girsin o senin amcan yerindedir. Âişe dedi ki: O’nun karısı beni emzirmişti kocası değil dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de buyurdu ki: “O senin amcandır yanına girsin.” (Buhârî, Nikah: 118; Müslim, Rada: 2) Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve Lebenel Fahli (yani süt emzirmeden dolayı süt emzirenlerin kocalarını haram kılmayı) hoş görmezler. hadisi bu konuda asıldır. Kimi ilim adamları da Leben-ül Fahle (yani süt emzirmeden dolayı süt emziren kadınların kocalarından korunmaları gerektiğine kanaat getirmişler) izin vermişlerdir. Birinci görüş daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Süt Amcası Amca Yerindedir
1181-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, iki cariyesi olan bir erkek hakkında şöyle soruldu: “Bu cariyelerden biri bir oğlan çocuğunu diğeri de bir kız çocuğunu emzirmiştir. Bu iki çocuk sonra birbirleriyle evlenebilir mi? İbn Abbâs dedi ki: “Hayır evlenmezler o iki cariye de aynı erkeğin döl suyu ile sulanmıştır dolayısıyla aşı birdir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda bu hadis esas delildir. Ahmed ve İshâk’da aynı kanaattedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Süt Amcası Amca Yerindedir
1182-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir veya iki defa emmekle haramlık meydana gelmez.” (Müslim, Rada: 5; İbn Mâce, Nikah: 35) Bu konuda Ümmül Fadl, Ebû Hüreyre, Zübeyr b. Avvam, İbn zübeyr’den de hadis rivâyet edilmiştir. veya iki sefer emmek haramlık meydana getirmez” hadisini pek çok kimse Hişâm b. Urve’nin babasından ve Abdullah b. Zübeyr’den rivâyet etmişlerdir. b. Dinar bu hadisi Hişâm b. Urve’den, babasından, Abdullah b. Zübeyr’den rivâyet etmiştir. b. Dinar el Basrî bir rivâyetinde “Zübeyr”den ilavesi vardır ki bu rivâyet pek makbul değildir. Hadisçiler yanında makbul ve sahih kabul edilen rivâyet İbn ebî Müleyke’nin Abdullah b. Zübeyr ve Âişe’den rivâyetleridir. Âişe hadisi hasen sahihtir. bu hadis hakkında sordum şöyle dedi: Sahih olan rivâyet İbn-üz Zübeyr ve Âişe rivâyetleridir. Muhammed b. Dinar ve Zübeyr’i ilave etmiştir ki o rivâyet Hişam b. Urve’nin babasından ve Zübeyr’den demektir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonrakilerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Bir Veya İki Sefr Emmekle Haramlık Meydana Gelmez
1183-) Âişe diyor ki: Kur’ân’da “Belli miktarda on emiş” indirilmişti sonra bunun beşinin hükmü kaldırılarak “Belli miktarda beş emiş” çevrildi durum bu şekilde iken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat etti. Bu hadisi bu şekilde bize İshâk b. Mûsâ el Ensarî, Ma’n yoluyla Mâlik’den, Abdullah b. Ebû Bekir’den, Amre’den, Âişe’den rivâyet etmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bazı hanımları ve Âişe böylece fetva vermişlerdir. Şâfii ve İshâk’ta bu görüştedir. b. Hanbel: “Bir veya iki emmek haramlık meydana getirmez” hadisiyle uygulama yapar ve der ki: Her kim Âişe’nin “Belli miktarda beş emiş” hadisindeki sözüne uyarsa o görüş sağlamdır diyor ve bu konuda bir şeyler söylemeye cesaret edemiyor. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları; “Mideye inen azda olsa çok da olsa haram kılar” demektedirler. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. enes, Evzâî, Abdullah b. Mübarek, Vekî’ ve Küfeliler bu görüştedirler. b. ebî Müleyke; Abdullah b. Ubeydullah b. ebî Müleyke’dir. Künyesi Ebû Muhammed’dir. Abdullah, Taif’te kadılık yapmıştır. Cüreyc, İbn ebî Müleyke’nin şöyle söylediğini bize aktarır: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından otuz kadar kimseyle görüştüm.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Bir Veya İki Sefr Emmekle Haramlık Meydana Gelmez
1184-) Ukbe b. Hâris (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. (Abdullah b. ebî Müleyke bu hadisi Ukbe’nin kendisinden de işittim fakat Ubeyd’in rivâyetini daha iyi kavramış bulunuyorum dedi) diyor ki: “Bir kadını kendime nikahlamıştım derken siyah bir kadın geldi ve ikinizi de emzirmiştim dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve dedim ki: Filanın kızını kendime nikahladım derken siyah bir kadın gelerek ikinizi de emzirdim dedi o kadın yalancıdır dedim. Ukbe diyor ki: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) benden yüz çevirdi. Bu sefer yüzünü çevirdiği taraftan gelerek o kadın yalancıdır dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdular: “İkinizi de emzirdiğini iddia ettiği halde sen hala o kadınla nasıl karı koca olarak yaşarsın? Bırak onu!” (Buhârî, Şehâdet: 14; Ebû Dâvûd, Akdıye: 18) Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ukbe b. Hâris hadisi hasen sahihtir. Pek çok kimse bu hadisi İbn ebî Müleyke’den Ukbe b. Hâris’den rivâyet ederek senedinde “Ubeyd ibn ebî Meryem’i” zikretmediler. “Bırak o kadını” da demediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar, emzirme konusunda bir kadının şâhidliğini yeterli görürler. Abbâs der ki: Emzirme konusunda tek bir kadının şâhidliği caiz ve geçerli olup o kadının bu konuda yemin etmesi istenir. Ahmed ve İshâk’ta aynı görüştedirler. ilim adamları da derler ki: Tek kadının şâhidliği caiz ve yeterli olmaz birden fazla olması gerekir. Şâfii’de bu görüştedir. işittim; Vekî’nin şöyle söylediğini işittiğini söyledi: “Emzirme konusunda tek bir kadının şâhidliği adliye açısından geçerli değildir ama takva yönüyle o kimsenin o kadından ayrılması iyi olur.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Süt Emme Konusunda Tek Bir Kadının Şâhidliği Yeterlidir
1185-) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Süt emmenin haram kılanı, bağırsakları patlatacak kadar çok emilmesi ve sütten kesilme yaşı olan iki yıldan önce emilmesi şeklinde olanıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden pek çok ilim adamı uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Süt emme iki yaşın altında olursa haramlık gerçekleşir, iki seneden sonra olanı hiç kimseyi haram kılmaz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Emme İşi İki Yaşından Aşağı Olursa Haramlık Gerçekleşir
1186-) Haccac b. Haccac el Eslemî (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şöyle sormuştur: “Ey Allah’ın Rasûlü emzirme hakkını nasıl ödeyebilirim? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Emziren kadına iyi bir köle ve cariye vermektir.” (Ebû Dâvûd, Nikah: 11; Nesâî, Nikah: 56) Bu hadis hasen sahihtir. Hadiste geçen “Emzirme hakkını nasıl ödeyebilirim” cümlesinin manası süt emziren kimsenin hakkı nasıl ödenebilir demektir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buna cevap olarak “Süt emziren kadına bir köle ve cariye verirsen hakkını ödemiş olursun” buyurdular. Tufeyl’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte oturmakta iken bir kadın çıkageldi. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) elbisesini yaydı o da oraya oturdu o kadın gidince şöyle denildi: “Bu kadın küçükken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i emzirmişti.” b. Saîd el Kattan, Hatîm b. İsmail ve başka pek çok kimse bu hadisi Hişâm b. Urve’den, babasından, Haccac b. Haccac’tan babasından bu şekilde rivâyet etmişlerdir. b. Uyeyne’de Hişâm b. Urve’den babasından Haccac b. ebî Haccac’tan ve babasından rivâyet etmiştir. İbn Uyeyne hadisi pek makbul değildir. Sahih olan rivâyet onların Hişâm b. Urve ve babasından ki Hişâm b. Urve Ebûl Münzir diye künyelenir. Kendisi sahabeden Câbir b. Abdullah’a ve İbn Ömer’e ulaşmıştır. Fatıma bintil Münzir b. Zübeyr b. Avvam; Hişâm b. Urve’nin hanımıdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Süt Emziren Kimsenin Hakkı Nasıl Ödenebilir?
1187-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Berire’nin kocası köle idi. Berire azâd edilip hürriyetine kavuşturulunca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu serbest bıraktı o da kocasından ayrılmayı seçti. Kocası hür olsaydı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu serbest bırakmazdı.” (Müslim, Itk: 2; Ebû Dâvûd, Talak: 18)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Evli Olan Bir Cariye Hürriyetine Kavuşturulursa Ne Olur?
1188-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Berire’nin kocası hür idi, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hürriyetine kavuşturulan Berire’yi kocasına dönüp dönmemekte serbest bıraktı.” (Ebû Dâvûd, Talak: 18; Müslim, Itk: 2) Âişe hadisi hasen sahihtir. Hişâm babası vasıtasıyla Âişe’den şöyle rivâyet etmiştir. Âişe şöyle demiştir: “Berire’nin kocası köle idi.” İkrime İbn Abbâs’tan rivâyet ederek şöyle demiştir: “Berire’nin kocasını gördüm köle idi ve adı da Muğis” idi. Ömer’den de böylece rivâyet edilmiş olup bazı ilim adamlarının görüşü bu hadise göredir ve şöyle derler: “Hür bir kimsenin nikahı altındaki cariye hürriyetine kavuşturulursa ona seçme hakkı yoktur. kölenin nikahı altında olan bir cariye hürriyetine kavuşturulursa kocasına dönüp dönmemekte seçme hakkı vardır.” Şâfii, Ahmed ve İshâk’ta bu şekilde düşünürler. İbrahim’den, Esved’den, Âişe’den rivâyetine göre Âişe şöyle diyor: “Berire’nin kocası hür idi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kocasına dönüp dönmemekte onu serbest bıraktı.” Avâne bu hadisi A’meş’den, İbrahim’den, Esved’den ve Âişe’den rivâyet etmiş olup Esved diyor ki: “Onun kocası hür idi.” Tabiin ve daha sonraki dönemlerden ilim adamlarından bir kısmı uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bu görüştedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Evli Olan Bir Cariye Hürriyetine Kavuşturulursa Ne Olur?
1189-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: “Berire hürriyetine kavuşturulduğu gün onun kocası; Muğîre oğullarının siyah bir kölesi idi. Vallahi onu Medîne sokakları ve çevrelerinde hâlâ görür gibiyim göz yaşları sakallarını ıslatmakta Berire’nin kendisini seçmesi için memnun etmeye çalışmaktadır. Fakat Berire’de bunu yapmadı.” (Ebû Dâvûd, Talak: 18; Müslim, Itk: 2) Bu hadis hasen sahihtir. Saîd b. ebî Arûbe, Saîd b. Mıhran’dır. Ebû’n Nasr diye künyelenir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Evli Olan Bir Cariye Hürriyetine Kavuşturulursa Ne Olur?
1190-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Çocuk döşek sahibinindir zina edene ise mahrumiyet vardır.” (Müslim, Rada; 10) Bu konuda Ömer, Osman, Âişe, Ebû Umâme, Amr b. Hârice, Abdullah b. Amr, Berâ b. Âzib ve Zeyd b. Erkâm’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. bu hadisi Saîd b. Müseyyeb’den, Ebû Seleme’den ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Çocuk Kimin Yatağında Bulunursa Ona Aittir
1191-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kadın görmüştü de hanımlarından Zeyneb’in yanına girerek ihtiyacını gördü ve çıkarak şöyle buyurdu: “Bir kadın gelirken bazen şeytan kılığında ve şeytanın göreviyle gelebilir. Sizden biriniz böyle bir kadın gördüğünde ondan hoşlanır ve gönlü onda kalırsa hemen hanımının yanına gelsin cinsel ilişkide bulunsun çünkü onda bulunanın aynısı bunda da vardır.” (Müslim, Nikah: 2; Ebû Dâvûd, Nikah: 43) Bu konuda İbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Câbir hadisi hasen sahih garibtir. Hişâm ed Destevaî; Hişâm b. Senber’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Bir Kadını Görüp Hoşlanan Erkek Ne Yapmalıdır?
1192-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan birisinin bir diğerine secde etmesini emredecek olsaydım kadının kocasına secde etmesini emrederdim.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Muâz b. Cebel, Suraka b. Mâlik b. Cu’şum, Âişe, İbn Abbâs, Abdullah b. ebî Evfâ, Talk b. Ali, Ümmü Seleme, Enes ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi bu şekliyle yani Muhammed b. Amr, Ebû Seleme ve Ebû Hüreyre rivâyeti olarak hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakkı Nedir?
1193-) Talk b. Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Erkek bir ihtiyacı için hanımını çağırdığında tandır başında ekmek yapıyor bile olsa hemen o işini bırakıp kocasının yanına gelsin.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakkı Nedir?
1194-) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hangi kadın kocası kendisinden razı olarak ölürse mutlaka Cennete girer.” (İbn Mâce: Nikah: 4) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakkı Nedir?
1195-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müminlerin iman bakımından en olgun olanları ahlak yönünden de en güzel olanlarıdır. Sizin iyileriniz kadınlarına iyi davrananlardır.” (Ebû Dâvûd, Sünnet: 15) Bu konuda Âişe ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Hanımın Kocası Üzerindeki Hakkı Nedir?
1196-) Süleyman b. Amr b. Ahvas (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: veda haccında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bulunan babam anlatmıştı. Allah’a hamd ederek söze başladı bazı hatırlatmalarda bulunarak va’zu nasihatte bulundu uzunca olan bu hadisin bir kısmında şöyle buyurdu: “Dikkat edin kadınlara karşı iyi davranmanızı tavsiye ederim, onlar size bağlılıkları ve yardımları yönünden esirler gibidir. Cinsel ilişki dışında onlardan fazla bir şey istemeyin, fazla yükler yüklemeyin. Ancak apaçık çirkin bir şey yaparlarsa o zaman onları yataklarında yalnız bırakın ve fazla olmamak şartıyla onları dövün. Size itâat ettikleri takdirde bahaneler arayarak onlara sıkıntı vermeyin. Dikkat edin sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız olduğu gibi onlarında sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlarınız üzerindeki hakkınız: Sevmediğiniz kimseleri evinize sokmamaları ve hoşlanmadığınız kimselerle konuşmamalarıdır. Dikkat edin sizin üzerinizde onların hakkı ise: Yedirmek ve giydirmek konusunda onlara iyi davranmanızdır.” (İbn Mâce: Nikah: 3; Ebû Dâvûd, Nikah: 40) Bu hadis hasen sahihtir. geçen (Avanün ındeküm)’ün manası: Elinizin altındaki esirler gibidir demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Hanımın Kocası Üzerindeki Hakkı Nedir?
1197-) Ali b. Talk (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir bedevi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bizden biri çölde iken yellenir ve su da çok az olursa ne yapması gerekir? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sizden biriniz yellendiğinde hemen abdestini alsın, kadınlarınıza arkalarından yaklaşmayın, Allah hakkı söylemekten çekinmez.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 81) Bu konuda Ömer, Huzeyme b. Sabit, İbn Abbâs ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ali b. Talk hadisi hasendir. işittim diyordu ki: Bu tek bir hadisten başka Ali b. Talk’ın Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyetini bilmiyoruz. Yine bu hadis Ali b. Talk’a mı ait yoksa Talk İbn Ali es Suhaymî’nin midir onu da bilmiyoruz. Buhariye göre anlaşılan bu hadisi rivâyet eden sahabeden başka birisidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kadınlara Arkalarından Dübür Yaklaşmanın Yasak Oluşu
1198-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah, bir erkeğe veya kadına arkasından yaklaşan kimseye rahmet bakışıyla bakmaz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. hadisi Vekî’de rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kadınlara Arkalarından Dübür Yaklaşmanın Yasak Oluşu
1199-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz yellendiğinde abdest alsın ve kadınlarınıza arkalarından yaklaşmayın.” (Ebû Dâvûd, Tahara: 81) Buradaki Ali, Ali b. Talk’tır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kadınlara Arkalarından Dübür Yaklaşmanın Yasak Oluşu
1200-) Sa’d’ın kızı Meymûne (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ailesi dışındaki kimselere süslenerek görünmeye çalışan kadının durumu kıyamet günü gerçekleşecek karanlıklar gibidir, ona hiçbir şekilde aydınlık yoktur.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadisi sadece Mûsâ b. Ubeyde’nin hadisinden bilmekteyiz. Mûsâ b. Ubeyde ise kendisi çok doğru bir kimse olmakla beraber hadis konusunda zayıf sayılmıştır. râvîler bu hadisi merfu olmaksızın Mûsâ b. Ubeyde’den rivâyet etmektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Başka Erkeklere Süslenerek Görünen Kadınların Durumu
1201-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ta kıskanır, mü’min’de kıskanır. Allah’ın kıskanması mü’min’in haramları işlemesinden dolayıdır.” (Buhârî, Nikah: 108; Nesâî, Nikah: 16) Bu konuda Âişe ve Abdullah b. Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir. bu hadis; Yahya b. ebî Kesir’den, Ebû Seleme’den, Urve’den, Esma binti ebî Bekir’den de rivâyet edilmiştir. Her iki rivâyet de sahihtir. Haccac es Savvaf, Haccac b. Ebû Osman’dır. Ebû Osman’ın ismi ise Meysere’dir. Haccac, Ebûs Salt künyesiyle bilinir. Yahya b. Saîd onun güvenilir bir kimse olduğunu söylemektedir. Bekir el Attar, Ali b. el Medînî’nin bize şöyle dediğini aktarmıştır. Yahya b. Saîd el Kattan’a, Haccac es Savvaf’ı sorduğumda “Güvenilen zeki kabiliyetli bir kimsedir” dedi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kıskançlık Nedir? Mü’min Kıskanç Olur Mu?
1202-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının yanında babası veya oğlu veya kocası veya kardeşi veya nikahlanması haram olan bir kimse olmaksızın üç gün veya daha fazla sürecek bir yolculuğa tek başına çıkması helal değildir.” (Müslim, Hac: 74) Bu konuda Ebû Hüreyre, İbn Abbâs ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Bir kadın beraberinde nikahlanamayacağı kimselerden biri olmaksızın bir günlük ve gecelik yolculuğa çıkmasın.” adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Yanında nikahlanması mümkün olmayan kimselerden biri bulunmaksızın yolculuk yapmasını hoş karşılamazlar. İlim adamları zengin olup mahremi olmayan bir kadını hacca gidip gidemeyeceği konusunda ayrı görüşler ortaya koymuşlardır. Bazı ilim adamları o kadına hac vâcib değildir. Çünkü Allah; “Kimin haccetme yoluna gücü yeterse” buyuruyor mahremi olmamak ta yolculuğun şartlarındandır. Bundan dolayı “Mahremi olmadığı için Beytullahın yoluna onun gücü yetmez” dediler. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bu görüştedirler. Bazı ilim adamları da “Yol güvenliği varsa diğer hacca gidenlerle birlikte O’da yola çıkar.” Mâlik ve Şâfii bu görüştedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Bir Kadın Tek Başına Yolculuğa Çıkamaz
1203-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kadın bir günlük ve bir gecelik yola yanında bir mahremi (Nikahlanması mümkün olmayan bir erkek yakını) olmaksızın çıkmasın.” (Buhârî, Taksirus Salat: 4; Müslim, Hac: 74) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Bir Kadın Tek Başına Yolculuğa Çıkamaz
1204-) Ukbe b. Âmir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kadınlarla beraber olmamaya bakın!” Bunun üzerine Ensârdan bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü dedi: “Kocanın babası ve oğullarından başka olan diğer akrabaların durumuna ne dersin? “Onlarla birlikte olmak ölüm gibi felakettir” buyurdular. (Buhârî, Nikah: 112; Müslim, Selam: 8) Bu konuda Ömer, Câbir ve Amr b. As’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Ukbe b. Âmir hadisi hasen sahihtir. Gerçekten kadınlarla birlikte olmanın hoş olmayışı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şu hadisine uygunluğundandır. “Bir erkek bir kadınla tek başına bir arada kalmasın üçüncüleri şeytandır.” geçen “El Hamv” kocanın kardeşi demektir. Bir kadının kocasının kardeşiyle bir arada kalması ölümden beter tehlikeler ortaya çıkarabilir. O yönden hoş görülmemiş daha tehlikelidir denmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Evlenilmesi Mümkün Olabilen Kadınlarla Beraber Olmamak
1205-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kocaları ve mahremleri yanında olmayan kadınlarla beraber olmayın. Çünkü şeytan damarlarınızdaki kan gibi sizi şaşırtmak için etrafınızda dolaşmaktadır. Biz de: “Bu durum senin için de geçerli midir?” dedik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Benim için de durum aynıdır fakat Allah beni o şeytanın şerrinden korudu ve yardım etti, şeytan bana boyun eğdi.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu yönüyle garibtir. Bazı hadisçiler Mûcâlid b. Saîd’i hafızası yönünden tenkit ederler. b. Haşrem’den işittim şöyle diyordu: Sûfyân b. Uyeyne Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: “Allah bana yardım etti, şeytan bana boyun eğdi” sözünü; “Ben ondan kurtulurum” şeklinde tefsir etmiştir. Çünkü “Şeytan asla Müslüman olmaz” demiştir. Kocası yanında olmayan kadınlar demektir. Muğibe; kelimesinin çoğuludur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kadınlarla Mahremi Olmadan Tek Başına Kalmamak
1206-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kadın yabancılara görünmemesi gerekendir. Kadın bu sınırlamanın dışına çıkar ve sokağa dökülürse şeytan onu ayartıp doğru yoldan çıkarabilir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Sokağa Çıkan Kadını Şeytan Ayartır Mı?
1207-) Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kadın dünyada kocasına eziyet ederse Cennet’te ona eş olacak hurîler şöyle derler: Kahrolasıca kadın o erkeğe eziyet etme o senin yanında misafirdir, senin yanından ayrılıp bize gelecektir.” (İbn Mâce, Nikah: 62) Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. İsmail b. Ayyaş’ın Şamlılardan rivâyeti daha sahihtir. Onun Hicazlılardan ve Iraklılardan münker olan rivâyetleri vardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Emzirme Bölümleri
Konu: Kocasına Eziyet Eden Kadına Hurîler Ne Derler?
1208-) Yunus b. Cübeyr (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer’e: “Hayız halinde karısını boşayan kişinin durumundan sordum.” Dedi ki: “Abdullah b. Ömer’i tanır mısın? O da karısını hayızlı iken boşamıştı.” Sonra Ömer Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordu: O’da: “Karısına dönmesini emretmişti.” diyor ki: O halde bu boşama geçerli midir? dedim. İbn Ömer diyor ki: “Niçin geçerli olmasın? İbn Ömer acizlik gösterse ve ahmaklık etse boşama geçersiz mi olmalı?” (Buhârî, Talak: 1; Müslim, Talak: 1)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Talak Ve Lian Bölümleri
Konu: Sünnete Uygun Boşama Şekli Nasıldır?
1209-) Sâlim (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, İbn Ömer karısını hayızlı iken boşamıştı. Ömer durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sordu da o da şöyle buyurdu: “Emret ona karısına dönsün temizlenince veya hamile iken boşasın.” (Buhârî, Talak: 1; Müslim, Talak: 1) Yunus b. Cübeyr’in, İbn Ömer’den rivâyet ettiği hadis hasen sahihtir. Sâlim’in, İbn Ömer’den rivâyeti de hasen sahihtir. Bu hadis İbn Ömer vasıtasıyla değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve şöyle derler: “Sünnet olan boşama şekli kadının temizliği anında ve cinsi münasebet olmaksızın yapılan boşamadır.” Bazı ilim adamları ise: “Kadını temiz iken üç talakla boşarsa bu da sünnete uygun sayılır.” Şâfii ve Ahmed böyle düşünürler. Kimi ilim adamları da şöyle derler: Üç talakı birden vermek sünnete uygun değildir, her temizlik süresince tek tek verilmelidir. Sûfyân es Sevrî ve İshâk ta böyle derler. Hamile kadının boşanması konusunda ilim adamları “Dilediği zaman boşayabilir” derler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise “Her ayda bir talak vermek suretiyle boşayabilir” derler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Talak Ve Lian Bölümleri
Konu: Sünnete Uygun Boşama Şekli Nasıldır?
1210-) Rükâne (radıyallahü anh)’in babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü karımı kesinlikle boşadım” dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kesinlikle demekle neyi kastettin? Buyudular. Ben de: “Tek bir talakı” dedim. “Vallahi der misin?” buyurdu. Ben de: “Vallahi” dedim. Bunun üzerine: “Niyetin ne ise o gerçekleşmiştir” buyurdular. (İbn Mâce, Talak: 19; Ebû Dâvûd, Talak: 14) Bu hadis sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum dedi ki: Bu hadiste ızdırap vardır yani pek sağlam değildir. ve İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den: “Rükâne karısını üç talakla boşamıştır” diye rivâyet edilmiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönem ilim adamları “Kesinlikle” denilerek yapılan nikah konusunda ayrı görüş ileri sürmüşlerdir. Ömer b. Hattâb’ın elbette (kesinlikle) sözcüğüyle verilen talakı bir talak olarak kabul ettiği rivâyet edildi. Ali b. ebî Tâlib’in ise üç talak kabul ettiği rivâyet ediliyor. ilim adamları ise bu konu kişinin niyetine bağlıdır. Tek’e niyet etmişse tek üçe niyet etmişse üç sayılır. İki talak’a niyet etmişse tek talak sayılır. Sevrî ve Küfeliler bu görüştedirler. b. Enes: “Elbette” (Kesinlikle) denilerek verilen talakta eğer o kimse o kadınla cinsel ilişki yapmışsa o talak üç talak sayılır, diyor. ise: Bir’e niyet etmişse bir olup dönme hakkı vardır. İkiye niyet etmişse iki, üç’e niyet etmişse üç sayılır, demektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Talak Ve Lian Bölümleri
Konu: Karısını Kesinlikle Boşayan Kimsenin Durumu Niyetindeki Gibidir
1211-) Hammad b. Zeyd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Eyyûb’e “başına buyruksun” sözü hakkında Hasan’dan başka bu sözün üç talak olduğunu söyleyen birisini biliyor musun? Dedim. Hayır yalnız Hasan’ı biliyorum dedi ve sonra: Allah’ım bağışla beni meğer Katâde de Semure oğulları azatlısı Kesir’den, Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den bu söz hakkında “Üç talaktır” dediğini bana aktarmıştır diye konuştu. Ebû Eyyûb şöyle der: Sonradan Semura oğullarının azatlısı Kesir ile karşılaştığımda bu hadis hakkında sordum, fakat bilemedi. Bundan sonra Katâde’ye sordum “O unutmuştur” dedi. (Ebû Dâvûd, Talak: 12; Nesâî, Talak: 11) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Talak Ve Lian Bölümleri
Konu: İşin Elindedir” “başına Buyruksun” Ne Demektir?