Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı
1262-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yoksul bir kimsenin bir parça çulunu ve su kabını satıp o kimseye yiyecek parası ve sermaye yapmak istedi ve: “Bu çulu ve bardağı kim satın alır” dedi. Bir adam: “Onun ikisini bir dirheme ben aldım” dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bir dirhemden fazla veren var mı? Bir dirhemden fazla veren var mı?” buyurdu. Bir adam: “İki dirhem verince onları ona sattı.” (Nesâî, Büyü: 22; Buhârî, Büyü’: 59) Bu hadis hasendir. Bu hadisi sadece Ahdar b. Aclan’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Enes’den hadis rivâyet eden Abdullah el Hanefî, Ebû Bekir el Hanefî’dir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup miras ve ganimet mallarının açık artırma yoluyla satılmasında bir sakınca görmezler. Mu’temir b. Süleyman ve hadisçilerin büyüklerinden pek çok kimse bu hadisi bu hadisi Ahdar b. Aclan’dan rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Açık Artırma Şeklinde Satış Mümkün Müdür?
1263-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Ensâr’dan bir adam kölesinin hürriyetine kavuşmasını kendi ölümüne bağlamıştı. Ensarî adam öldü. O köleden başka bir malda bırakmamıştı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o köleyi sattı. Nuaym b. Abdullah b. en Nahham o köleyi satın aldı. Câbir diyor ki: Bu köle kıbtî soyundan olup İbn Zübeyr’in vali oluşunun birinci senesinde vefat etti.” (Buhârî, Keffaratül Eyman: 7; Müslim, Eyman: 13) Bu hadis hasen sahihtir. Câbir b. Abdullah’tan değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha başka dönemlerden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadisle olup müdebber kölenin satılmasında bir sakınca görmezler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler. Yine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha başka dönemlerden bazı ilim adamları ise müdebber kölenin satılmasını hoş karşılamazlar. Sûfyân es Sevrî, Mâlik ve Evzâî bu kanaattedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Müdebber Hürriyete Kavuşması Efendisinin Ölümüne Bağlanan Kimsenin, Satılması
1264-)
İbn Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), satılık eşyayı pazar yerine gelmeden karşılayıp satın almayı yasaklamıştır.” (Buhârî, Büyü: 68; Müslim, Büyü: 5) Bu konuda Ali, İbn Abbâs, Ebû Hüreyre, Ebû Saîd, İbn Ömer ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir başka kimselerden de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Pazara Gelmeden Satılık Eşyayı Dışarda Karşılamak
1265-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), pazara getirilmekte olan malları karşılayıp satın almaya yasak getirdi. Kim bu şekilde bir alışveriş yaparsa mal sahibi pazara geldiğinde satıp satmamakta serbesttir.” (Müslim, Büyü: 5; Ebû Dâvûd, Büyü: 43) Bu hadis Eyyûb’un rivâyeti olarak hasen garibtir. İbn Mes’ûd’un hadisi ise hasen sahihtir. İlim adamları satılık eşyayı pazara gelmeden yolda karşılayıp satın almayı hoş görmemişlerdir. Çünkü bu davranış bir tür hile ve aldatmadır. Şâfii ve diğer arkadaşlarımız bu görüştedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Pazara Gelmeden Satılık Eşyayı Dışarda Karşılamak
1266-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Kuteybe bu hadisi merfu olarak aktarmıştır.) “Şehirli yabancı köylü için satın almaksızın satamaz.” (Buhârî, Büyü: 68; Müslim, Büyü: 5) Bu konuda Talha, Câbir, Enes, İbn Abbâs, Hakîm, İbn ebî Yezîd vasıtasıyla babasından ve Kesîr b. Abdullah’ın dedesi Amr b. Avf el Müzenî ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından da bir şahıs tarafından hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Şehirli Köylünün Malını Satın Almaksızın Satamaz
1267-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Şehirli şehir dışından gelenlerin mallarını onlar adına satıp simsarlık yapmasınlar insanları yapacakları alışverişlerde serbest bırakın Allah onları birbirlerinden rızıklandırır.” (Müslim, Büyü: 6; Ebû Dâvûd, Büyü: 45) Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bu konudaki Câbir hadiside aynı şekilde hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve diğer dönemlerden bazı ilim adamların uygulaması bu hadise göredir. Yani şehirlinin şehir dışından gelenin malını satmasını hoş görmezler. Fakat şehirli şehir dışından gelenden mal satın alabilir. der ki: Şehirlinin taşralı adına onun malını satması mekruhtur eğer satarsa bu alışveriş caizdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Şehirli Köylünün Malını Satın Almaksızın Satamaz
1268-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), muhakale ve müzabene şeklindeki alışverişi yasaklamıştır.” (Müslim, Büyü: 16; Buhârî, Büyü’: 82) Bu konuda İbn Ömer, İbn Abbâs, Zeyd b. Sabit, Sa’d, Câbir, Rafi’ b. Hadîç ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Başağındaki ekini buğday karşılığı satmaktır. Hurma ağacındaki meyveyi kuru hurma karşılığında satmaktır. İlim adamlarının uygulamaları bu hadise göre olup bu tür alışverişleri hoş görmezler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Muhakale Ve Müzabene Şeklindeki Alışverişin Yasaklığı
1269-)
Abdullah b. Yezîd (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Zeyd Ebû Ayyaş; kabuklu arpanın kabuksuz arpa ile değiştirilmesinin hükmünü Sa’d’a sordu Sa’d: Hangisi daha değerlidir. Dedi. Zeyd: Kabuklu arpa deyince Sa’d: Bu tür alışverişi yasakladı. diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim yaş hurma karşılığında kuru hurma almanın hükmü kendisine sorulduğunda etrafındakilere “Yaş hurma kuruduğunda eksilir mi?” Onlar da “Evet” deyince; bu tür alışverişi yasakladı. (Ebû Dâvûd, Büyü: 18; Nesâî, Büyü: 28)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Muhakale Ve Müzabene Şeklindeki Alışverişin Yasaklığı
1270-)
Hennâd, Vekî’ yoluyla Mâlik’den, Abdullah b. Yezîd’den, Zeyd ebî Ayyaş’tan: “Sa’de sorduk…” diyerek geçen hadisin benzerini bize aktarmıştır. Bu hadis hasen sahihtir. Şâfii de dahil olmak üzere ilim adamlarının uygulamaları bu hadise göredir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Muhakale Ve Müzabene Şeklindeki Alışverişin Yasaklığı
1271-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); “Olgunlaştığı belli oluncaya kadar hurmanın ağacında satılmasını yasakladı.” (Müslim, Büyü: 13; Ebû Dâvûd, Büyü: 22)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Meyvelerin Olgunlaşmadan Satılması
1272-)
Aynı senedle rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Başaklı ürünlerin başağı olgunlaşmadan ve tabii afetlerden kurtulmadan satışını yasakladı. Hem alıcıyı hem satıcıyı… (Müslim, Büyü: 13; Ebû Dâvûd, Büyü: 22) Bu konuda Enes, Âişe, Ebû Hüreyre, İbn Abbâs, Câbir, Ebû Saîd ve Zeyd b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Olgunlaşmayan mahsüllerin satışını hoş görmezler. Şâfii, Ahmed ve İshâk ta bu görüştedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Meyvelerin Olgunlaşmadan Satılması
1273-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Üzümü ve hububatı olgunlaşmadan satmayı yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 22; Müslim, Büyü’: 13) Bu hadis hasen garibtir. Merfu olarak sadece Hammad b. Seleme rivâyetiyle bilmekteyiz.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Meyvelerin Olgunlaşmadan Satılması
1274-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Gebe hayvanların gebeliğinin satışını veya bu gebeliği bağlı olacak vade de başka bir şeyin satışını yasaklamıştır.” (Buhârî, Büyü: 61; Müslim, Büyü: 3) Bu konuda Abdullah b. Abbâs ve Ebû Saîd el Hudrî’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulamaları bu hadise göredir. Habele: Doğacak yavrunun doğuracağı yavrudur. İlim adamlarınca bu alışveriş hükümsüzdür, bu alışveriş aldatma cinsi alışverişlerdendir. bu hadisi Eyyûb’den, Saîd b. Cübeyr’den ve İbn Abbâs’tan rivâyet etmiştir. Abdulvehhab es Sekafî ve başkaları ise Eyyûb’den, Saîd b. Cübeyr’den, Nafi’den, İbn Ömer’den rivâyet etmişlerdir ki bu rivâyet daha sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Hayvanların Döllerinin Satılmasının Yasaklığı
1275-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) meçhul ve aldatma olan satışlarla taş atımıyla gerçekleşen her tür satışı yasakladı.” (Müslim, Büyü: 2; Ebû Dâvûd, Büyü: 24) Bu konuda İbn Ömer, İbn Abbâs, Ebû Saîd ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup her türlü aldatma bulunan satışın yapılmasını hoş görmezler. der ki: Sudaki balığın, kaçıp kaybolmuş kölenin, havadaki kuşun ve benzeri satışlar aldatmaca olan ve sonu meçhul olan satış çeşitlerdendir. atımıyla gerçekleşen satış: Satıcının müşteriye taşı sana doğru attığım an aramızdaki alışveriş gerçekleşmiştir demekle yapılan satış şeklidir. Bu şekil aynen münabeze denilen alışverişe benzer ki cahiliye döneminin alışveriş çeşitlerindendir. Müşteri ve satıcı alıp satacakları malların nasıl ve nekadar olduğunu bilmeden bakıp görmeden alışveriş yapmalarıdır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Meçhul Ve Aldatma Türü Şeylerin Satışının Yasak Oluşu
1276-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir satışta iki satış muamelesini yasaklamıştır.” (Nesâî, Büyü: 73) Bu konuda Abdullah b. Amr, İbn Ömer ve İbn Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Bazı ilim adamları: “Bir satışta iki satış muamelesi” konusunu şöyle açıklıyorlar. Satıcı alıcıya bu elbiseyi sana peşin on, vadeli yirmi liraya satarım der ve bu iki tekliften biri üzerinde anlaşmaya varmaksızın alıcı ve satıcının birbirinden ayrılmasıyla gerçekleşen alışveriş şeklidir. iki satıştan biri üzerinde anlaşmaya varırlarsa bu alışverişte bir sakınca yoktur. diyor ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yasakladığı bir satışta iki satışın manası şudur: Satıcının evimi şu fiyata sana satarım köleni bu fiyatla bana satarsan gibi veya kölen benim mülküm olduğunda evim de senin mülkün olsun demek gibi. Bu tür alışverişler malın değer ve kıymeti tespit edilmemiş meçhul alışverişler durumundadır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Bir Satışta İki Satışın Yasak Oluşu
1277-)
Hakîm b. Hızâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve: “Bana bazen müşteri gelir, elimde olmayan bir malı benden ister bende başkalarından satın alır satarım bu alışveriş doğru mudur? Diye sordum. Buyurdular ki: “Alışveriş anında elinde bulunmayan malı satma.” (Müslim, Büyü’: 8; İbn Mâce, Ticarat: 37)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Ele Geçirilmemiş Malın Satışının Yasak Oluşu
1278-)
Hakîm b. Hızâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yanımda olmayan bir malı satmayı bana yasakladı.” (Müslim, Büyü: 8; İbn Mâce, Ticarât: 37) Bu hadis hasendir. b. Mansur diyor ki: Ahmed b. Hanbel’e sordum; “Selef ve Bey’ satışından yasaklama ne demektir? Dedi ki: Müşteri konumundaki kimseye borç para verip sonra ona değerinden yüksek fiyatla mal satmak demektir. Veya bir mal karşılığında borç verip sonra bu borcu ödeyemez isen o mal benim olacaktır. Demek gibi. İshâk’ta aynı şekilde düşünmektedir. b. Hanbele; Zararını tazmin etmediğin malın satışı nasıldır? Diye sordum. Dedi ki: Elde olmayan malın satılmaması sadece gıda maddesi için geçerlidir. diyor ki: Ölçü ve tartıya giren her şey Ahmed b. Hanbel’in dediği gibidir. diyor ki: Satıcı dikiş ve diğer işleri bana ait olmak üzere bu kumaşı sana satıyorum derse bu da “Bir satışta iki satış” demektir. Dikişi bana ait olmak üzere bu kumaşı sattım derse bir sakınca yoktur veya dikişi dışında diğer yapılacak işleri bana ait olmak üzere satıyorum derse bunda da sakınca yoktur. Bunlar tek şart yerine geçer ve bir şatışta iki satış modeline uymaz. İshâk’ta aynı görüştedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Ele Geçirilmemiş Malın Satışının Yasak Oluşu
1279-)
Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam babasından aktararak Abdullah b. Amr’ın şu hadisini aktarmışlardır: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Selef ve Bey’ türü satış, bir alışverişte iki alışveriş, zararı tazmin edilmeyen mal ve kişinin yanında olmayan malı satması helal değildir.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 68; Nesâî, Büyü: 60) Bu hadis hasen sahihtir. Hakîm b. Hızâm hadisi hasen sahih olup değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Eyyûb es Sahtiyanî ve Ebû Bişr, Yusuf b. Mâhek’den ve Hakîm b. Hızâm’dan rivâyet etmişlerdir. Bu hadisi Avf’, Hişâm b. Hassân’dan, İbn Sirin’den, Hakîm b. Hızâm’dan rivâyet etmişlerdir ve bu hadis mürseldir. İbn Sirin bu hadisi Eyyûb es Sahtiyanî’den, Yusuf b. Mâhek’den ve Hakîm b. Hızâm’dan rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Ele Geçirilmemiş Malın Satışının Yasak Oluşu
1280-)
Hakîm ibn Hızâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yanımda olmayan bir malı satmaktan beni yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 68; Nesâî, Büyü: 60) Vekî bu hadisi Yezîd b. İbrahim’den, İbn Sirîn’den, Eyyûb’tan, Hakîm b. Hızâm’dan rivâyet etmiş olup bu rivâyetinde Yusuf b. Mâhek’i” zikretmemiştir. rivâyeti daha sahihtir. b. ebî Kesir de bu hadisi Ya’la b. Hakîm’den, Yusuf b. Mâhek’den, Abdullah b. İsmet’ten, Hakîm b. Hızâm’dan rivâyet etmiştir. İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göre olup bir kimsenin yanında olmayan malı satmasını hoş görmezler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Ele Geçirilmemiş Malın Satışının Yasak Oluşu
1281-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Vela hakkını satmak ve hibe etmeyi yasakladı.” (Buhârî, Feraiz: 18; Müslim, Itk: 2) hakkı:Hürriyetine kavuşturulan kölenin efendisiyle olan münasebeti ve aralarındaki haklardır. Bu haklar devredilemez satılamaz. Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Abdullah b. Dinar’ın, İbn Ömer’den yaptığı rivâyetiyle biliyoruz. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. b. Süleym bu hadisi Ubeydullah b. Ömer’den, Nafi’den, İbn Ömer’den: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), vela’ hakkını satmayı ve hibe etmeyi yasakladı.” Şeklinde rivâyet etmektedir. Bu rivâyette bir yanılgı vardır. Yahya b. Süleym bu konuda yanılmıştır. es Sekafî, Abdullah b. Nümeyr ve pek çok kimse bu hadisi Abdullah b. Ömer’den, Abdullah b. Dinar’dan ve İbn Ömer’den rivâyet etmişlerdir ki bu rivâyet; Yahya b. Süleym’in rivâyetinden daha sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Vela Hakkını Satmak Ve Hibe Etmenin Yasaklığı
1282-)
Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hayvanı bir hayvan karşılığında veresiye olarak satmayı yasakladı.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 15; Nesâî, Büyü’: 65) bugün bir hayvan verip birkaç ay sonra karşılığında bir hayvan almak şartıyla yapılacak alışveriş çeşidi. Semure hadisi hasen sahihtir. Hasan’ın Semure’den hadis işittiği bir gerçektir. Ali b. el Medînî ve başka hadisçiler de böyle söylemektedirler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden pek çok ilim adamının uygulaması bu hadise göredir. Bir hayvanı peşin verip birkaç ay sonra başka bir hayvanı onun yerine almayı caiz görmezler. Sûfyân es Sevrî, Küfeliler ve Ahmed aynı görüştedir. ilim adamları ise bu tür bir alışverişe izin verirler. Şâfii ve İshâk gibi.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Hayvanı Hayvanla Veresiye Satmak Yasaktır
1283-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir hayvanı iki hayvan karşılığında veresiye alıp satmak doğru değildir ama peşin olarak alım satımında bir sakınca yoktur.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 15; Nesâî, Büyü’: 65) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Hayvanı Hayvanla Veresiye Satmak Yasaktır
1284-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir köle hicret konusunda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e biat etti yani otoritesini kabul etti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onun köle olduğunu bilmiyordu. Derken o kölenin efendisi gelerek onu geri almak istedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu bana sat dedi ve iki siyah köle karşılığında onu satın aldı. Bu olaydan sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köle olup olmadığını sormadan kimseden biat almadı.” (Müslim, Müsakat: 23; Nesâî, Büyü: 66) Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Câbir hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulamaları bu hadise göre olup bir kölenin anında iki köle karşılığında peşin satılmasında bir sakınca görmezler, veresiye olursa bu konuda farklı görüşler vardır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Bir Köle, İki Köle Karşılığında Satın Alınabilir Mi?
1285-)
Ubâde b. Sâmit (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Altın, altın karşılığında misli misline, gümüş, gümüş karşılığında yine misli misline, buğday, buğday karşılığında misli misline, hurma, hurma karşılığında yine misli misline, tuz, tuz karşılında misli misline, arpa, arpa karşılığında misli misline yani ölçek ve tartı birimi olarak denk olmak şartıyla değiştirilir. Kim fazla verir ve fazla alırsa faizcilik yapmış olur. Altını gümüş karşılığında peşin olarak istediğiniz gibi satın yine buğdayı hurma karşılığında peşin olarak dilediğiniz gibi satın yine arpayı hurma karşılığında peşin olarak dilediğiniz gibi (Yani karşılıklı ölçü ve fiyat anlaşmasıyla) alıp satabilirsiniz.” (Müslim, Müsakat: 15; İbn Mâce, Ticarat: 50) Bu konuda Ebû Saîd, Ebû Hüreyre, Bilâl ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ubâde hadisi hasen sahihtir. Bazıları bu hadisi aynı senetle Hâlid’den rivâyet edip şöyle demişlerdir: “Buğdayı arpa karşılığında dilediğiniz şekilde (yani ölçü ve fiyatta anlaşarak) satın” ilavesini yapmışlardır. da bu hadisi Hâlid’den, Ebû Kılâbe’den, Ebûl Eş’as’tan ve Ubâde’den rivâyet ederek şu ilaveyi yapmışlardır: (Hâlid ve Ebû Kılâbe derki) “Buğdayı arpa karşılığında dilediğiniz gibi satın.” İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup peşin olmak şartıyla aynı ölçü birimleriyle buğdayın buğdayla, arpanın arpa ile alım satımında bir sakınca görmezler. Cinsleri değişirse peşin alım satımda fazlalık ve eksikliğin bir sakıncası yoktur. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden ilim adamlarının çoğunluğunun görüşü budur. Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. der ki: Bunun delili Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Arpayı buğday karşılığında dilediğin gibi satın” hadisidir. İlim adamlarından bir gurup; buğdayın arpayla misli misline satılmasını hoş görmezler. Mâlik b. Enes böyle der ama birinci görüş daha sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Buğdayın Buğday Karşılığında Fazlalık Olmaksızın Satılması
1286-)
Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben ve İbn Ömer, Ebû Saîd’in yanına gittik: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken şu iki kulağım dinledi diyerek şu hadisi bize aktardı: “Altını altın karşılığında ancak misli misline, gümüşü gümüş karşılığında yine misli misline değiştirin biri birinden eksik veya fazla olmasın, mevcut olmayanı mevcut olanla satmayın.” (Müslim, Müsakat: 15; Nesâî, Büyü’: 47) Bu konuda Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ebû Hüreyre, Hişâm b. Âmir, Berâ, Zeyd b. Erkâm, Fedâle b. Ubeyd, ;Ebû Bekir, İbn Ömer, Ebû’d Derdâ ve Bilâl’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd’in faiz konusundaki bu hadisi hasen sahih olup Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ama İbn Abbâs’tan; “Peşin olduğu durumda altını altınla fazla ve eksik olarak yine gümüşü gümüşle farklı olarak değiştirmekte bir sakınca görmediği faizin ancak veresiye satışta gerçekleşeceğine dair bir rivâyet vardır.” şekilde İbn Abbâs’ın arkadaşlarından buna benzer bir görüş aktarılmıştır. Ebû Saîd el Hudrî’nin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet ettiği bu hadis kendisine aktarılınca İbn Abbâs’ın bu görüşünden vazgeçtiği rivâyet edilmektedir. Birinci görüş daha sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed, İshâk’ın görüşü budur. İbn’ül Mübarek’in; “Sarraflık konusunda görüş ayrılığı yoktur” dediği de rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Sarraflık Altın Gümüş Ve Paraların Birbirleriyle Değiştirilmesi
1287-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bakî’ denilen Pazar yerinde deve satardım. Bu arada altın para karşılığında gümüş paraları, gümüş para karşılığında da altın paraları alır verirdim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldim kendisi Hafsa’nın evinden çıkıyordu. Bu konuyu kendisine sordum; “Değeri karşılığında olursa sakınca yoktur” buyurdular. (Buhârî, Büyü’: 77; Nesâî, Büyü: 52) Bu hadisi merfu olarak sadece Simak b. Harb’ın, Saîd b. Cübeyr ve İbn Ömer’den yaptığı rivâyetle bilmekteyiz. Dâvûd, İbn ebî Hind bu hadisi Saîd b. Cübeyr ve İbn Ömer’den mevkuf olarak rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulamaları bu hadise göre olup gümüşü altınla, altını gümüşle değeriyle bozdurma işinin bir sakıncası olmadığı kanaatindedirler. Ahmed ve İshâk bunlardandır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki gelenlerden bir kısım alimler ise; bunu hoş karşılamazlar.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Sarraflık Altın Gümüş Ve Paraların Birbirleriyle Değiştirilmesi
1288-)
Mâlik b. Evs b. Hadesân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb’ında bulunduğu bir toplantı yerine: “Bu paraları kim değiştirmek ister diyerek geldim.” Talha b. Ubeydullah: “Elindeki altınları getir bize göster bakalım sonra onun değerindeki gümüşü hizmetçimiz gelince sana verelim” dedi. Bunun üzerine Ömer: Hayır vallahi olmaz ona gümüş paraları hemen vererek altını da ondan peşin olarak hemen alacaksın çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Gümüş karşılığında altını veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka… buğdayı buğdayla veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka… arpayı arpayla veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka… hurmayı hurmayla veresiye değiştirmek faizdir, peşin olursa o başka…” (Buhârî, Büyü: 79; Müslim, Müsakat: 16) Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Hadiste geçen, “hae ve hae” kelimesinin anlamı “elden ele” veya “alsana ver bana” demektir. Yani peşin alışveriş kastedilmektedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Sarraflık Altın Gümüş Ve Paraların Birbirleriyle Değiştirilmesi
1289-)
Sâlim (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle buyurmuştu: “Yeni aşı yapılmış bir hurmalığı kim satın alırsa o yılın meyvesi satıcıya aittir. Müşteri alırken şart koşmuşsa meyveler alıcınındır.” kim de malı olan bir köle satın alırsa kölenin malı satana aittir. Müşteri alırken şart koşmuşsa kölenin malı da müşterinin olur.” (Buhârî, Büyü’: 84; Müslim, Büyü: 15) Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Bu hadis aynı şekilde Zührî’den, Sâlim’den ve İbn Ömer’den de rivâyet edilmiştir. Şöyle ki: “Her kim yeni aşılanmış bir hurmalık satın alırsa o hurmalığın o seneki meyvesi satıcıya aittir. Alıcı alırken şart koşmuşsa alıcıya ait olur. Yine her kim malı olan bir köle satın alırsa kölenin malı satana aittir, alıcı şart koşmuşsa kölenin malı müşterinindir. bu hadis aynı şekilde Nafi’den, İbn Ömer’den şu şekilde de rivâyet edilmiştir: “Her kim aşı yapılmış hurması üzerinde bir hurmalık satın alırsa o hurmalığın o seneki hurması satıcıya aittir.” İbn Ömer’den ve Ömer’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Her kim malı olan bir köle satın alırsa o kölenin malı satıcıya aittir. Alıcı şart koşarsa müşteriye aittir.” iki hadisi aynı şekilde Ubeydullah, İbn Ömer ve başka kimseler Nafi’den rivâyet etmişlerdir. bazı kimseler bu hadisi Nafi’den ve İbn Ömer’den rivâyet etmektedirler. İkrime b. Hâlid, İbn Ömer’den, Sâlim’in hadisine benzer şekilde rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulamaları bu hadise göredir. Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. b. İsmail diyor ki: Zührî’nin, Sâlim’den babasından rivâyet ettiği hadis bu konuda gelen en sahih rivâyettir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Aşılanmış Hurmalık Satılırsa Mahsul Kime Aittir?
1290-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Alışveriş yapan iki kişi birbirinden ayrılmadıkça muhayyerdirler yani alışverişi yapıp kesinleştirebilirler veya vazgeçerler.” İbn Ömer bir mal satın aldığında eğer oturuyor ise satışın tahakkuk etmesi için ayağa kalkardı. (Yani bulunduğu konumu değiştirmiş olurdu.) (Buhârî, Büyü: 44; Müslim, Büyü: 10) Bu konuda Ebû Berze, Hakîm b. Hızâm, Abdullah b. Abbâs, Abdullah b. Amr, Semure ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başka dönemlerden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Hadiste geçen “ayrılmak” konusu; sözü değiştirmek değil konumu değiştirmek yani bedenen oradan ayrılmaktır. Demektedirler. ilim adamları hadiste geçen “Birbirinden ayrılmadıkça” sözünden maksad “Söz konusunu” değiştirmektir. Derler ki: Birinci görüş daha sahihtir. Çünkü İbn Ömer bu hadisi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bizzat rivâyet etmiştir ve rivâyet ettiği hadisin manasını daha iyi bilir. Yine İbn Ömer’den de rivâyete göre, yaptığı alışverişin gerçekleşebilmesi için birkaç adım yürürdü. Aynı şekilde Ebû Berze’den de böylece rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Alışveriş Yapanlar Birbirlerinden Ayrılmadıkça Muhayyerdirler
1291-)
Hakîm b. Hızâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece alışverişi gerçekleştirmek veya vazgeçmek konusunda muhayyerdirler. Müşteri ve satıcı mal ve para konusunda doğru sözlü olurlar ve her şeyi açık bir şekilde ortaya koyarlarsa bu alışverişlerinde bereket olur. Her iki taraf ta mal ve para konusunda bazı özellikleri gizlerler ve yalan söylerlerse alışverişlerindeki bereket giderilir.” (Buhârî, Büyü: 19; Müslim, Büyü: 11) Bu hadis sahihtir. Ebû Berze el Eslemî’den de şu şekilde rivâyet edilmiştir. İki adam bir at alışverişi yaptıktan sonra ihtilaf ederek Ebû Berze’ye müracaat ettiler o anda her ikiside bir gemi içerisinde bulunuyorlardı. Ebû Berze dedi ki: Görüyorum ki birbirinizden ayrılmamış durumdasınız dolayısıyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Satıcı ve müşteri birbirlerinden ayrılmadıkça muhayyerdirler.” Hadisine göre alışverişi bitirebilirsiniz veya vazgeçersiniz. ve başkalarından bazı ilim adamları “Alıcı ve satıcının ayrılması” demek; konuyu ve sözü değiştirmek demektir derler. Sûfyân es Sevrî bu görüştedir. Mâlik b. Enes’den de aynı şekilde rivâyet edilmiştir. Mübarek’den de şöyle dediği aktarılmıştır: “Ayrılmanın sözle değil bedenlerle olduğuna dair görüşü nasıl reddedebilirim” bu konuda Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sahih hadis rivâyet edilmiş iken bu hadis bu görüşü desteklemektedir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hadisinde geçen Muhayyerlik satışı olursa o başka…” sözünün manası satıcının alışverişi bitirdikten sonra müşteriyi alıp almamakta muhayyer bırakmasıdır. Müşteri bundan sonra müşteriyi alıp almamakta muhayyer bırakmasıdır. Müşteri bundan sonra satışı seçerse bedenen ayrılmamış bile olsalar müşterinin satıştan vazgeçme hakkı yoktur. Şâfii ve başkaları da bu sözü böyle yorumlamışlardır. “Ayrılmak bedenledir sözle değil” diyenlerin sözünü destekleyen delillerden biride Abdullah b. Amr’ın, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet ettiği hadistir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Alışveriş Yapanlar Birbirlerinden Ayrılmadıkça Muhayyerdirler
1292-)
Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Alıcı ve satıcı birbirinden ayrılıncaya kadar alışverişi yapıp yapmamakta serbesttirler. Ancak muhayyer olarak alışveriş yapmışlarsa belirttikleri zamana kadar muhayyerlik devam eder. Alışveriş bozulmasın maksadıyla taraflardan birinin kötü niyetle alım satım yerinden ayrılması caiz değildir. Helal olmaz.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 51; Nesâî, Büyü: 11) Bu hadis hasendir. Bu hadisteki anlatılmak istenen şudur: “Alışveriş bittikten sonra satıcı veya müşteri caymasın diye kötü niyetle ikisinden birisinin oradan ayrılması demektir, bu ayrılma söz ile olsa bile o esnada cayma tehlikesinden dolayı bu ayrılma yapılmaktadır.” Satıştan sonra muhayyerlik olmasaydı bu hadisin bir anlamı kalmazdı. Çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), “Alışveriş bozulmasın maksadıyla taraflardan birinin kötü niyetle oradan ayrılması helal olmaz” demektedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Alışveriş Yapanlar Birbirlerinden Ayrılmadıkça Muhayyerdirler
1293-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Alışveriş yapanlar birbirlerinden memnun olarak ayrılsınlar” yani alışveriş karşılıklı rıza ile olsun. (Ebû Dâvûd, Büyü: 51; İbn Mâce, Ticaret: 18) Bu hadis garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Alışveriş Karşılıklı Rıza İle Olmalıdır
1294-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), bir bedeviyi alışveriş bittikten sonra alıp almamakta serbest bırakmıştır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Alışveriş Karşılıklı Rıza İle Olmalıdır
1295-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, alışverişte devamlı aldanan bir kimse vardı, alışverişlerinde hep aldanırdı. O’nun ailesi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Ey Allah’ın Rasûlü! Bunun alışveriş yapma hakkını elinden al dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu çağırdı ve alışveriş yapmasına engel koydu. Adam; Ben alışveriş yapmadan duramam deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Alışveriş yaptığında al paranı ver malımı fakat aldatma yok de” buyurdu. (Ebû Dâvûd, İcara: 66; Nesâî, Büyü: 12) Bu konuda ibn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi hasen sahih garibtir. Bazı ilim adamlarının uygulamaları bu hadise göre olup şöyle derler: “Hür bir kimse alışverişte beceriksiz olur hep aldanırsa alışveriş hakkı engellenebilir.” Ahmed ve İshâk böyle düşünür. Bazı ilim adamları da hür ve akıl baliğ olmuş kimseye böyle bir uygulama yapılmaz demektedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Alışverişte Her Zaman Aldanan Kimse Ne Yapmalı?
1296-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kimse memesinde süt biriktirilmiş bir hayvanı satın alırsa o hayvanı sağıp tecrübe edinceye kadar muhayyerdir, istemezse hayvanı iade eder bu süre içerisinde sütünden istifade ettiği için bir ölçek hurma vermelidir.” (Buhârî, Büyü: 64; Müslim, Büyü: 7) Bu konuda Enes ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kişi tarafından da hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Memesinde Süt Biriktirilmiş Hayvanın Satışı Caiz Mi?
1297-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse memesinde süt biriktirilmiş bir hayvanı satın alırsa o kimse üç gün süreyle muhayyerdir; eğer almaz da iade ederse buğday dışında bir ölçek yiyecek maddesi de vermelidir.” (Müslim, Büyü: 7; Buhârî, Büyü: 64) Bu hadis hasen sahihtir. Arkadaşlarımız bu hadise göre uygulama yaparlar Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. geçen “La Semrae” nin manası buğday dışında demektir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Memesinde Süt Biriktirilmiş Hayvanın Satışı Caiz Mi?
1298-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Kendisi, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir deve sattı ve evine gidinceye kadar deveye binmeyi şart koştu.” (Müslim, Müsakat: 21) hadis hasen sahihtir. Câbir’den değişik şekillerde rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve diğerlerinden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup alış veriştie şart koşmayı tek bir şart olursa caiz kabul ederler. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise alışverişte şartı kabul etmezler, şart olduğunda alışveriş tamamlanmış olmaz derler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Binit Satışında Kısa Bir Süre Binilmesi Şart Koşulabilir Mi?
1299-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Rehin edilmiş hayvanın sırtına binilir, rehin edilmiş hayvanın sütü içilir o hayvanın beslenmesi ise üzerine binen ve sütünü içen kimseye aittir.” (Buhârî, Rehn: 4) Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis merfu olarak sadece Âmir eş Şa’bi’nin, Ebû Hüreyre’den rivâyetiyle bilmekteyiz. hadisi pek çok kimse Â’meş’den, Ebû Salih’den ve Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise; “Rehin olarak bırakılan şeyden hiçbir şekilde istifade edilemez” derler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Rehin Olarak Bırakılan Bir Şeyden Yararlanmak
1300-)
Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hayber günü on iki dinara altın ve mücevherattan oluşan bir kolye satın aldım altınını ve mücevheratını ayrıştırıp tarttığımda on iki dinardan fazla altın olduğunu tespit ettim. Durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e aktardım buyurdular ki: “Altınla mücevherat ayrılmadıkça satılmaz.” (Müslim, Müsakat: 16; Ebû Dâvûd, Büyü: 13)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Altın Ve Mücevherat Bulunan Süs Eşyaları Ayrı Ayrı Değerlendirilmelidir
1301-)
Kuteybe, İbn’ül Mübarek vasıtasıyla Ebû Şuca’dan, Saîd b. Yezîd’den aynı sened ile bu hadisin benzerini bize rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamlarının uygulamaları bu hadisledir. Taşlarla veya gümüşle süslenmiş kılıcın, gümüşle süslenmiş bir kemerin veya benzeri şeylerin ayrıştırılmadan satılmaması görüşündedirler. İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha başkalarından bazı ilim adamları ise böyle malzemelerin alım satımına izin vermişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Altın Ve Mücevherat Bulunan Süs Eşyaları Ayrı Ayrı Değerlendirilmelidir
1302-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, bizzat kendisi Berire isimli köleyi satın alıp hürriyetine kavuşturmak istedi onu satanlar vela hakkının kendilerine ait olmasını şart koştular bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sen onu satın al onların şart koştukları şeye bakma çünkü vela hakkı köleyi hürriyetine kavuşturan kimseye aittir.” (Buhârî, Feraiz: 18; Müslim, Itk: 2) Kişinin sahibi bulunduğu bir köleyi hürriyetine kavuşturması sebebiyle azat eden kimse ile o köle arasındaki hükmî yakınlıktır bu sebeple hürriyetine kavuşturan kimse, kölenin miras ve diğer haklarına da sahip olmuş olur. Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi hasen sahih olup ilim adamlarının uygulamaları bu hadisledir. Hadisin râvîlerinden Mansur b. Mu’temir; “Ebû Attâb” diye künyelenmiştir. Ebû Bekir el Attar el Basrî, Ali el Medînî’den bize aktararak şöyle demiştir: Yahya b. Saîd’den işittim şöyle diyordu: Mansur’dan bir hadis sana aktarıldıysa avucun hayırla dolmuş demektir. Başkasına bakma, Yahya şöyle devam etti: İbrahim Nehâî ve Mûcâhid’den rivâyet edenler arasında Mansur’dan daha sağlamını görmedim. Muhammed; Abdullah b. eb’il Esved yoluyla Abdurrahman b. Mehdî’den şöyle dediğini bize bildirdi. “Mansur Küfelilerin en sağlamıdır.”
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Vela Hakkının Satışta Şart Koşulması
1303-)
Hakîm b. Hızâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hakîm b. Hızâm’ı bir dinarla kurban satın almaya gönderdi. Bir dinara satın aldığı kurbana bir dinar kar verilince onu satıp onun yerine tekrar bir dinara başkasını aldı. Bir kurban ve bir dinarla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Koyunu kurban olarak kes dinarı da tasadduk olarak dağıt.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 27) Hakîm b. Hızâm’ın hadisini sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Habib b. ebî Sabit, bence Hakîm b. Hızâm’dan hadis işitmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Kurban Olarak Alınan Hayvan Satılabilir Mi?
1304-)
Urve el Barikî’ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir koyun almam için bana bir dinar verdi. Ben de ona iki koyun satın aldım, birini bir dinara sattım, bir dinar ve bir koyunla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim durumu anlattım şöyle buyurdular: “Allah ticaretini sana bereketli kılsın.” Daha sonraları Urve, Küfe’nin Künase denilen pazar yerine çıkar ve büyük kazançlar elde ederdi. Böylece Küfenin zenginlerinden olmuştu. (Buhârî, Menakib: 28; Ebû Dâvûd, Büyü: 27)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Kurban Olarak Alınan Hayvan Satılabilir Mi?
1305-)
Ahmed b. Saîd ed Dârimî, Habban vasıtasıyla Saîd b. Zeyd’den (Hammad b. Zeyd’in kardeşidir) rivâyet ederek şöyle demiştir: Zübeyr b. Hırrît, Ebû Lebît’den aktararak bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamları bu hadisin hükmünü uygulayıp görüşlerini bu hadise göre ortaya koymuşlardır. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Kimi ilim adamları ise bu hadisin hükmünü almamışlardır. Şâfii ve Hammad b. Zeyd’in kardeşi Saîd b. Zeyd bunlardandır. Lebîd’in ismi Limâze b. Zeyyad’tır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Kurban Olarak Alınan Hayvan Satılabilir Mi?
1306-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Mûkatep köleye had uygulanması gerekirse veya miras düşerse kendisini hürriyetine kavuşturabildiği miktara göre mirastan pay alır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle devam etti; Mükateb köleye ödenecek diyetin miktarı ödemiş olduğu kadar hissesi hür diyeti olarak geri kalan kısmı ise efendisine köle diyeti alarak ödenir.” (Ebû Dâvûd, Diyat: 20) köle: Belli bir ücreti ödemeyi tamamladığında hürriyetine kavuşması şarta bağlanan köle demektir. Miras ve diğer konularda bedelinden ödediği kadar kısmı hür nisbeti geri kalan kısmı ise efendisine kölelik bedeli olarak ödenir. Bu konuda Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Yahya b. ibn Kesir, İkrime’den, İbn Abbâs’tan aynı şekilde rivâyet etmiştir. Hâlid el Hazza, İkrime’den, Ali’den Ali’nin sözü olarak rivâyet etmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve diğerlerinden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok kimse şöyle demişlerdir: “Mükateb köle bedelinden ödeyemediği bir dirhem bulunsa bile kölelikten kurtulamaz.” Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Borcu Olan Mükâteb Kölenin, Kölelikten Kurtulamayacağı
1307-)
Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i hutbe verirken dinledim şöyle diyordu: “Bir kimse kölesini yüz okıyye karşılığında hürriyetine kavuşacağını söylese o köle de on birim veya on dirhem dışında bütün borcunu ödemiş olsa o kalan miktarı ödeyemediğinden dolayı kölelikten kurtulmuş sayılmaz.” (Ebû Dâvûd, Diyat: 20; İbn Mâce, Itk: 3) Bu hadis hasen garibtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından pek çok ilim adamının uygulaması bu hadise göre olup şöyle demektedirler: “Mükateb köle üzerinde bedelinden ödenmemiş bir miktar bulundukça köle sayılır.” Haccac b. Ertae, Amr b. Şuayb’den benzeri şekilde rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Borcu Olan Mükâteb Kölenin, Kölelikten Kurtulamayacağı
1308-)
Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Siz kadınlardan birinizin mükateb kölesi olsa o kölenin de mükatebe bedelini ödeyecek kadar parası olsa o köle o andan itibaren hürriyetine kavuşmuş yabancı bir erkek olacağından o kölenin sahibi hanımefendi, diğer erkeklere karşı nasıl örtünüyorsa buna karşı da aynen örtünmelidir.” Çünkü o köle o evin bir bireyi olamaktan çıkmıştır. (Ebû Dâvûd, Diyat: 20; İbn Mâce, Itk: 3) Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisin manası ilim adamlarınca “Takva için bu böyledir” diyerek şöyle demektedirler: “Mukateb köle bedelini ödeyecek kadar parası olsa bile ödemedikçe azâd edilmiş sayılmaz.”
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Borcu Olan Mükâteb Kölenin, Kölelikten Kurtulamayacağı
1309-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir adam iflas etmiş kimse yanında kendi ticarî malını aynen bulursa o malı almaya başkalarından daha hak sahibidir.” (Müslim, Müsakat: 15) Bu konuda Semure ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise; “O kimse diğer alacaklılar gibidir, onlardan bir farkı yoktur” derler. Küfeliler bu kanaattedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: İflas Edenin Yanında Alacaklı Kendi Malını Bulursa Ona Herkesten Daha Layıktır
1310-)
Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yanımızda bir yetimin malı olan şarap vardı, Maide sûresi 90. âyet nazil olunca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bu şarabı nasıl değerlendirebileceğimizi sordum ve bir yetime ait olduğunu da söyledim, onu dökün buyurdular.” (Nesâî, Büyü’: 90) Bu konuda Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den değişik kimselerden de benzeri şekilde rivâyet edilmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup şaraptan sirke yapılarak değerlendirilmesini bile hoş karşılamazlar. Bunun hoş karşılanmayışının sebebi de: -Allah daha iyisini bilir- Müslümanın evinde sirke yapılacak şarabın bulunmasıdır. Bazı ilim adamları ise sirkeye dönüşmüş vaziyette ise o şaraptan yapılan sirke yenebilir, demişlerdir. Ebû’l Veddak’ın ismi; Cebr b. Nevf’tir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: İçki Kullanan Kimselere İçki Satmanın Yasak Oluşu
1311-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Emaneti sana emanet eden kişiye ver. Sana hainlik edene sen hainlik etme.” (Ebû Dâvûd, Büyü: 79) Bu hadis hasen garibtir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup şöyle derler: Bir kimsenin bir başkasında bir alacağı olsa alacaklı kimseye borçlunun bir miktar malı geçse alacağı kadar miktarı ondan alma hakkı yoktur. bazı ilim adamları ise buna izin vermektedirler. Sevrî bu görüştedir ve şöyle der: Alacaklının altın alacağı olsa borçluya ait gümüş ele geçirse cins farklılığından dolayı o gümüşlere, alacağı altın yerine el koyup alamaz. Ancak alacaklının eline alacağı altına karşılık borçlunun altınlarından bir miktar geçecek olsa o vakit o altından kendi alacağı kadarına el koyup alabilir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Alışveriş Bölümleri
Konu: Emanetlere Saygı Göstermek