Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

3916-) Sa’d b. ebî Vakkâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Sa’d ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), bir kadının yanına girmişti bu kadının önünde tesbih çekmek için kullandığı hurma çekirdekleri veya çakıl taşları vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Sana bundan daha kolay ve daha değerli olanı haber vereyim mi? “Gökteki yaratıkları sayısınca sübhanallah, yeryüzünde yarattıkları sayısınca sübhanallah. Her ikisi arasında yarattıkları sayısınca sübhanallah. Yaratacağı şeyler sayısınca sübhanallah. Bütün bunlar sayısı kadar Allahü ekber. Bütün bunlar sayısı kadar Elhamdülillah ve yine bütün bunlar sayısı kadar la havle vela kuvvete illa billah” dersin.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27) Sa’d’ın rivâyeti olarak bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Farz Namazların Sonunda Yaptığı Duâsı
3917-) Zübeyr b. Avvam (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her sabah Allah’ın kulları için bir görevli çıkıp şöyle der: Allah herşeyin ve varlık aleminin sahibidir. Eşsizlik ve tek olmakta ona mahsustur. Siz de bu Allah’ı tesbih ediniz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Farz Namazların Sonunda Yaptığı Duâsı
3918-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında iken ansızın Ali b. ebî Tâlib geldi ve: “Annem babam sana feda olsun Ey Allah’ın Rasûlü! Bu Kur’ân, benim göğsümden kaybolup gidiyor ve buna engel de olamıyorum.” Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona: “Ey Ebû’l Hasan sana bazı kelimeler öğreteyim mi? ki Allah bu kelimelerle seni faydalandırsın, sendeki o şeyler de başkalarını faydalandırsın ve öğrendiğin şeyi de kalbine yerleştirsin. Ali: “Evet, ey Allah’ın Rasûlü! öğret bana” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cuma gecesi gecenin son üçte birinde kalkmaya gücün yeterse bu saat meleklerin hazır bulundukları bir saattir bu saatte duâ kabul edilir. Kardeşim Yakup Peygamber de çocuklarına: “İleride sizin için rabbime duâ edeceğim” (Yusuf sûresi: 98) demişti ki bu Cuma gecesine gelince demektir. Eğer buna gücün yetmezse gecenin yarısında kalk, şayet buna da gücün yetmezse gecenin başlangıcında kalkıp dört rekat namaz kıl. Birinci rekatta fatiha ile birlikte Yasin sûresini oku ikinci rekatta, Hâ mim, Duhan sûresini oku. Üçüncü rekatta ise Fatiha ve Elif lam mim Secde sûresini oku dördüncü rekatta ise Fatiha ile birlikte Tebareke sûresini okursun. Teşehhüdü bitirdiğin vakit Allah’a hamdeyle Allah’a en güzel şekilde senada bulun bana da salevatı güzel bir şekilde getir. Sonra tüm Peygamberlere de salevat getir. Sonra tüm mü’min erkekler ve kadınları bağışlanma talebinde bulun ve senden önce gelip geçen tüm imanlı kardeşlerin için bağışlanma isteğinde bulun bunlardan sonra da şöyle söyle: Allah’ım hayatta bıraktığın sürece beni kötülüklere bulaştırma bana acı. Beni ilgilendirmeyen şeylere özenmekten beni esirge. Razı olduğun şeylere eğilmeyi bana nasib et. Allah’ım ey gökleri ve yeri eşsiz benzersiz yaratan ey Celal ve ikram sahibi! Ey Allah’ım! Erişilmez güç sahibi Sensin. Ey Rahman olan Allah’ım, Ey Allah’ım senin celalin için isterim. Yüzünün nuru için öğrettiğin şekilde Kur’ân-ı bana ezberletmeni isterim. Seni benden razı edecek şekilde O kitabı okumayı bana nasib et. Göklerin ve yerin eşsiz ve benzersiz yaratıcısı Allah’ım, Celal, ikram ve İzzet sahibi Allah’ım senin gücüne hiçbir güç erişemez. Ey Allah’ım, Ey Rahman olan senin celalinle yüzünün nuru ile ve senin kitabınla gözümü aydınlatmanı isterim. Dilimi onunla söyletmeni, kalbimdeki sıkıntıyı onunla gidermeni gönlümü onunla açmanı bedenimi onunla tamir etmeni isterim nitekim hak uğrunda bana senden başkası yardım etmez ve hakkı sadece sen verirsin senden başka güç kuvvet yoktur, ancak sen varsın sen büyüksün ve ulusun. Ey Ebû’l Hasen bunu üç veya beş veya yedi Cuma yapacak olursan Allah’ın izniyle duân mutlaka kabul edilecektir. Beni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki bu duâ mü’minden hiçbir zaman şaşmamıştır. Abdullah b. Abbâs dedi ki: Vallahi Ali beş veya yedi Cuma geçtikten sonra böyle bir toplantıda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve Ey Allah’ın Rasûlü bundan önce ancak dört âyet kadar ezberlemekte idim ondan fazlası benden sıyrılır yok olur giderdi. Bugün kırk âyet kadar ezberliyor ve bunları okurken sanki kitap gözlerimin önünde gibidir. Nitekim bir hadis dinlerdim onu başkasına aktaracağım zaman benden kaybolur giderdi. Bugün ise hadisler işitiyorum ve onları bir başkasına aktardığım zaman bir harf bile eksik etmeden anlatabiliyorum. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Ey Ebû’l Hasen Ka’be’nin Rabbine andolsun ki sen gerçek bir mü’minsin.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garib olup sadece Velid b. Müslim rivâyeti olarak bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Birşeyi Ezberlemek İçin Hangi Duâ Yapılmalı?
3919-) Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ın lutfundan isteyiniz. Çünkü Allah kendisinden istenilmesini sever ibadetlerin en değerlisi sıkıntının giderilmesini beklemektir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Aynı şekilde Hammad b. Vakîd bu hadisi bu şekilde rivâyet etmiştir. Bu rivâyetine karşı çıkılmıştır. b. Vakîd: Bu Saffar denilen kişi hafız değildir. Bizce Basralı bir ihtiyardır. Ebû Nuaym bu hadisi İsrail’den, Hakîm b. Cübeyr’den ve ismi belirtilmeyen bir kimseden mürsel olarak rivâyet etmiştir. Ebû Nuaym hadisi daha sahih olabilecek durumdadır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah Kendisinden İstenilmesini Sever
3920-) Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi: “Allah’ım tembellikten acizlikten ve cimrilikten sana sığınırım.” (Müslim, Zikr: 17)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah Kendisinden İstenilmesini Sever
3921-) Aynı senedle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle de rivâyet edilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “İhtiyarlığın bunaklığından ve kabir azabından da Allah’a sığınırdı.” Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah Kendisinden İstenilmesini Sever
3922-) Cübeyr b. Nüfeyr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ubâde b. Sâmit, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu aktarmıştır: “Yeryüzünde herhangi bir Müslüman, günah işlemek üzere ve akraba ile ilişki kesmek üzere olmaksızın her ne türlü duâ ederse Allah o duâsında istediği şeyi kendisine verir veya giderilmesini istediği şeyi ondan giderir.” Bunun üzerine orada bulunanlardan biri: “Öyleyse duâyı çoğaltırız” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de “Allah’ın ikramı daha da çoktur buyurdu.” (Müsned: 21720) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. İbn Sevbân, Abdurrahman b. Sabit b. Sevbân el Âbid eş Şamî’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah Kendisinden İstenilmesini Sever
3923-) Berâ (radıyallahü anh)’dan aktarıldığına göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Yatağına yatacağında namaz abdesti gibi abdest al sonra sağ yanının üzerine yat ve: “Allah’ım kendimi sana teslim ettim, işlerimi sana havale ettim, Senin azabından korkarak ve Cennetini ümid ederek sırtımı sana dayadım. Senin azabından korunmak ancak sana sığınmakla mümkündür. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygambere iman ettim” diye duâ et, eğer o gece ölürsen İslam üzere ölmüş olursun. Berâ dedi ki: Bu duânın kelimelerini iyice ezberlemek için tekrarlayıp durdum ve; “Gönderdiğin Rasûlüne iman ettim” dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Gönderdiğin Peygamberlerine iman ettim” de buyurdular. (Buhârî, Vudu’: 27; Müslim, Zikir: 17) Bu hadis hasen sahihtir. değişik şekilde de rivâyet edilmiş olup sadece bu rivâyette “namaz için abdest aldığın gibi abdest al” ilavesi vardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Yatağa Girince Yapılacak Duâ
3924-) Abdullah b. Hubeyb (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Karanlık ve yağmurlu bir gecede bize duâ etmesi için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramaya çıkmıştık. Ben kendisine yetiştim. Oku dedi. Ben de bir şey okuyamadım tekrar oku dedi. Ben yine bir şey okumadım tekrar oku deyince ne okuyayım? Dedim. “Sabah ve akşam İhlas, Nas ve Felak sûrelerini üçer defa okursan her şeye karşı sana yeterlidir” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Edeb: 27) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Ebû Saîd el Berrad, Esîd b. ebî Esîd olup Medînelidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Yatağa Girince Yapılacak Duâ
3925-) Abdullah b. Büsr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), babamın yanına misafir olarak gelmişti. Kendisine yemek ikram ettik, ondan yedi sonra kendisine hurma getirildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hurmayı yiyor ve çekirdeğini iki parmağıyla atıyordu, şahadet parmağı ile orta parmağını birleştirdi ve (Şu’be diyor ki: Hurma çekirdeğinin iki parmakla atılması bu hadisle gösterilmiş oldu.) çekirdeği iki parmağıyla attı sonra kendisine içecek getirildi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan içti sonra onu sağındaki kişiye verdi. Babam, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in devesinin yularını tutarak “bize duâ et” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de: “Allah’ım onlara verdiğin rızıkları bereketli kıl onları bağışla onları esirge” diye duâ etti. (Müslim, Eşribe: 27) Bu hadis hasen sahihtir. b. Büsr’den değişik şekilde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’den Değişik Duâ Örnekleri
3926-) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in azâdlı kölesi Bilâl b. Yesâr b. Zeyd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu bize aktarmıştır: “Her zaman diri ve hiç kimseye ihtiyacı olmayan kendisinden başka ilah bulunmayan O büyük Allah’tan bağışlanma diler ve tevbe ederim derse savaştan kaçmış olsa bile Allah onu bağışlar.” (Ebû Dâvûd, Salat: 17) Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilinmektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’den Değişik Duâ Örnekleri
3927-) Osman b. Huneyf (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, gözleri görmeyen bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve: “Allah’ın bana afiyet vermesi için bana duâ et” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de: “İstersen duâ edeyim ama sabretmen senin için daha hayırlıdır” buyurdu. Adam: “Duâ et” dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona güzelce abdest almasını ve şu duâlarla duâ etmesini emretti: “Allah’ım Rahmet Peygamberi Peygamberin Muhammed ile senden istiyor ve sana yöneliyorum. Bu ihtiyacım konusunda ben rabbime yöneliyorum. Allah’ım o Peygamberini bana şefaatçi kıl.” (İbn Mâce, İkame: 17) Bu hadis hasen sahih garibtir. Ancak bu şekliyle Ebû Cafer el Hatmî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Osman b. Huneyf Sehl b. Huneyf’in kardeşidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah’tan Afiyet İstenmeli Mi?
3928-) Amr b. Abese (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bizzat kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Rabbin kuluna en yakın olduğu vakit gecenin son yarısıdır. Eğer o saatlerde Allah’ı zikredenlerden olmaya gücün yeterse sen Allah’ı zikredenlerden ol…” (Nesâî, Mevakît: 27; İbn Mâce, İkame: 17) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah’tan Afiyet İstenmeli Mi?
3929-) Imara b. Za’kere (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir. Allah şöyle buyurmaktadır: “Kullarımdan benim gerçek kulum savaşta bana kavuşup şehid olasıya kadar bile beni hatırından çıkarmaz ve daima anar.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Senedi pek sağlam değildir. Imara b. Za’kere’yi sadece bu hadisi rivâyetiyle tanımaktayız. Hadiste geçen “mülakın kırnehü” sözünün manası: savaş esnasında bile beni hatırlayıp anar.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah’tan Afiyet İstenmeli Mi?
3930-) Kays b. Sa’d b. Ubâde (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, babası Kays’ı hizmet etmek üzere Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e vermişti. Kays dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana uğramıştı ben namazını kılmıştım ayağıyla beni dürterek sana Cennet kapılarından bir kapıyı göstereyim mi? Ben de evet dedim. Buyurdu ki: “La havle vela kuvvete illa billah = çaba ve güç gösterebilmemiz ancak Allah’ın izni iledir.” (Müsned: 14932) Bu hadis bu şekliyle sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: La Havle Vela Kuvvete İlla Billah Demenin Değer Ve Kıymeti
3931-) Saffan b. Süleym (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Yeryüzüne inen hiçbir melek yoktur ki, mutlaka: “Çaba ve güç gösterebilmemiz ancak Allah’ın izni iledir” derler. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: La Havle Vela Kuvvete İlla Billah Demenin Değer Ve Kıymeti
3932-) Yüseyre (radıyallahü anha)’dan rivâyet edilmiştir. Yüseyre hicret eden kadınlardan idi dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize şöyle buyurdu: “Tesbih, tehlil ve takdisi elden bırakmayınız ve parmaklarınızla tesbihinizi çekiniz. Çünkü onlar da sorguya çekilecekler ve konuşturulacaklardır. Gaflete düşmeyin sonra rahmeti unutursunuz.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27) Sübhanallah demektir. Lailahe illallah demektir. Sübhanel melikil kuddûs veya Sübbühün, Kuddusûn Rabbüna ve Rabbül melaiketi ver ruh demektir. Bu hadis garibtir. Sadece Hani b. Osman’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed b. Rabia, Hani b. Osman’dan rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Tesbih Parmakla Mı Çekilmeli?
3933-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), savaşacağı zaman şöyle duâ ederdi: “Allah’ım dayanağım sensin, yardımcım sensin senin verdiğin güçle düşmanlarla savaşıyorum.” (Ebû Dâvûd, Cihâd: 17) Bu hadis hasen garibtir. Azudî kelimesinin manası yardımcı ve dayanak demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Savaş Başlayacağında Nasıl Dua Edilir?
3934-) Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Duâların en hayırlısı arefe günü yapılan duâdır. Benim söylediğim ve benden önceki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in söylediği en hayırlı şey ise: Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. Sadece O vardır. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Saltanat O’nundur. Hertürlü eksiksiz övgüler O’na mahsustur. O’nun her şeye gücü yeter.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir. Hammad b. Ebû Humeyd, Muhammed b. Ebû Humeyd’tir. Ebû İbrahim el Ensarî de denilir. Medînelidir. Hadisçiler yanında pek sağlam sayılmaz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Arefe Günü Yapılan Dua Hayırlı Mıdır?
3935-) Ömer b. Hattâb (radıyallahü anh) rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şu duâyı belletti: Deki: “Allah’ım içimi dışımdan daha hayırlı kıl. Dışımı da yararlı kıl. Allah’ım mal aile ve çocuk bakımından insanlara verdiklerinin iyi ve hayırlısını, dalalete düşen veya dalalete düşüren olmamayı senden isterim.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Senedi de pek sağlam değildir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: İçimiz De Dışımızda Hayırlı Mı Olmalı?
3936-) Küleybil Cermî (radıyallahü anh)’nın babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girdim namaz kılmakta idi. Sol elini sol uyluğuna koymuş parmaklarını toplamış şehâdet parmağını açmış ve şöyle diyordu: “Ey kalbleri halden hale evirip çeviren Allah’ım, benim kalbimi de dinin üzere sabit kıl.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Kalplerimiz İçin Nasıl Duâ Edilmeli?
3937-) Muhammed b. Sâlim (radıyallahü anh)’den aktarıldığına göre, şöyle demiştir: Sabit el Bünanî bana: “Ey Muhammed!” dedi. Sancılandığın zaman elini sancılandığın yere koy ve şöyle duâ et: “Allah ismiyle uğradığım şu ızdırabın şerrinden Allah’ın güç ve kudretine sığınırım. Sonra elini kaldır. Sonra aynı şeyi tek olarak tekrar et. Çünkü Enes b. Mâlik, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bunu böylece anlatmış olduğunu bize aktarmıştı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Muhammed b. Sâlim, Basralı bir ihtiyardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Sancılı Anlarımızda Nasıl Duâ Etmeliyiz?
3938-) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana öğretti ve şöyle buyurdu: De ki: “Allah’ım bu akşam ezanı gecenin başladığını gündüzün sona erdiğinin ve senin davetinin sesleri ve namaz vaktinin girişidir. Senden beni bağışlamanı dilerim.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27) Bu hadis garibtir. Ancak bu şekliyle biliyoruz. Hafsa binti ebî Kesîr’in ne kendisini ne de babasını tanımıyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Akşam Vakti Nasıl Duâ Etmeli?
3939-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kişi tam bir samimiyetle: “la ilahe illallah” derse büyük günahlardan sakındığı sürece göğün kapıları kendisine açılır ve o kelime arşa ulaşır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Akşam Vakti Nasıl Duâ Etmeli?
3940-) Ziyâd b. Alaka (radıyallahü anh)’nın amcasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ım! Ahlakın amellerin ve arzuların kötülerinden sana sığınırım.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Ziyâd b. Alaka’nın amcası Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sahabisi olan Kutbe b. Mâlik’tir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Akşam Vakti Nasıl Duâ Etmeli?
3941-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte namaz kılmakta iken cemaatten bir adam: “Büyükler büyüğü Allah’tır. Sayısız hamdler Allah’a mahsustur. Sabah akşam Allah’ı tesbih ve tenzih ederim” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Şöyle şöyle diyen kimdi?” buyurdu. Cemaatten biri; “Benim, Ey Allah’ın Rasûlü” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Ona hayran oldum göğün kapıları onun için açıldı.” İbn Ömer diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğim günden beri bu kelimeleri bırakmadım. (Müslim, Mesacid: 17) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Haccac b. Ebû Osman, Haccac b. Meysere es Savvaf’tır. Ebû’s Salt diye künyelenir. Hadisçiler yanında güvenilen bir kimsedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Akşam Vakti Nasıl Duâ Etmeli?
3942-) Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Zerr’i hastalığı münasebetiyle ziyaret etmişti. Veya Ebû Zerr hastalığı dolayısıyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i ziyaret etmişti; “Anam babam sana feda olsun, Ey Allah’ın Rasûlü! hangi söz Allah’a daha sevimlidir?” Dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Allah’ın melekleri için seçtiği söz ki şudur: “Rabbimi hamdiyle tesbih ederim. Rabbimi hamdiyle tesbih ederim.” (Müslim, Mesacid: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Hangi Söz Allah’a Daha Sevimlidir?
3943-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ezanla kamet arasında yapılan duâ geri çevrilmez.” Bunun üzerine ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! öyleyse hangi duâyı yapalım?” dediler. Şöyle buyurdu: “Allah’tan afv ve afiyet dileyiniz hem bu dünya hemde ahiret için.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27) Bu hadis hasendir. Bu hadisteki: “Öyleyse hangi duâyı yapalım? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dünya ve ahirette afv ve afiyet dileyin” sözünü Yahya b. Yemân ilave etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Ezanla Kâmet Arasında Ne İstemeliyiz?
3944-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ezan ile kamet arasında yapılan duâ geri çevrilmez.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27) Bu hadisi aynı şekilde Ebû İshâk el Hemedanî, Büreyde b. ebî Meryem el Kûfi’den ve Enes’den rivâyet etmiş olup bu rivâyet daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Ezanla Kâmet Arasında Ne İstemeliyiz?
3945-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Müferridun olanlar geçip gitmişlerdir. Ey Allah’ın Rasûlü! Müferridun kimlerdir?” dediler. Şöyle buyurdu: “Allah’ı zikretmeye, Allah’ı hatırından hiç çıkarmamaya düşkün olan kimselerdir ki Allah yaptıkları bu hayırlı işten dolayı onların günahlarını kaldırırda onlar Allah’ın huzuruna çok hafif ve yüklerinden kurtulmuş olarak gelirler. (Müsned: 7940) hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Bab
3946-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ı tenzih ederim, Allah’a hamdolsun, Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. Sadece Allah vardır ve O Allah en büyüktür” demem, güneşin üzerine doğduğu her şeyden bana daha sevimlidir.” (Müslim, Zikr: 17)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Bab
3947-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Üç kimsenin duâları geri çevrilmez. Oruçlu, İftar edinceye kadar, Adil hükümdar ve mazlumun duâsı ki Allah onu bulutların üzerine kaldırır. Göğün kapılarını onun üzerine açar ve şöyle buyurur: İzzetim hakkı için kısa bir süre sonra olsa da sana mutlaka yardım edeceğim.” (İbn Mâce, Sıyam: 17) Bu hadis hasendir. Sa’dan el Kummî, Sa’dan b. Bişr’dir. Hadisçilerin ileri gelenleri Îsa b. Yunus ve Ebû Âsım kendisinden hadis rivâyet etmişlerdir. Ebû Mûcâlid Sa’d et Taî’dir. Ebû Müdelleh ise Âişe’nin azatlı kölesidir. Kendisini sadece bu hadiste tanıyoruz. Kendisinden bu hadis daha uzun ve değişik şekilde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Bab
3948-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ım bana öğrettiğin ilimle beni yararlandır bana yarayacak olan ilmi bana öğret. ilmimi artır. Her zaman ve zeminde sana hamdolsun. Cehennemliklerin halinden Allah’a sığınırım.” (İbn Mâce, Dua: 27) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Bab
3949-) Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İnsanların sevap ve günahlarını yazan meleklerden başka Allah’ın yeryüzünde dolaşan melekleri vardır ki Allah’ı hatırlayıp devamlı gündemde tutan toplulukları görünce aradığınıza koşun diye çağrışırlar ve hemen oraya gelerek dünya semasına kadar onları çepeçevre kuşatırlar. Allah, o meleklere sorar: Kullarımı hangi hal üzere bıraktınız? Onlar da derler ki: Sana hamd ediyorlar seni en büyük olarak kabul ediyorlar ve seni daima gündemde tutuyorlar. Allah: Beni gördüler mi buyurur. Melekler: Hayır diye cevap verirler. Allah: Beni görselerdi durumları nasıl olurdu? Melekler: Seni görmüş olsalardı. Şüphesiz daha çok hamd ederler daha çok seni büyük kabul ederler ve daha çoğunlukla seni gündemde tutarlardı. Allah: O kullarım neyi istiyorlar? Buyurur. Melekler: Cenneti istiyorlar derler. Allah: Cenneti gördüler mi? buyurur. Melekler: Hayır derler. Allah: Görmüş olsalardı durum nasıl olurdu? Buyurur. Melekler: Cenneti görmüş olsalardı onu daha çok isterler ve hırslanırlardı, derler. Allah: Hangi şeyden sığınıyorlar? Der. Melekler: Cehennem’den derler. Allah: Cehennemi gördüler mi? buyurur. Melekler: Hayır derler. Allah: görselerdi durum nasıl olurdu? der. Melekler: Cehennemi görselerdi elbette ondan daha çok kaçarlar ondan daha çok korkarlar ve ondan daha çok Allah’a sığınırlardı, derler. Allah: Sizler şâhid olunuz ki ben onları bağışladım. Melekler: O toplum içinde isteyerek oraya gelmeyen fakat bir ihtiyaç için orada bulunan günahkar kimseler de vardır, derler. Allah: Onlar öyle bir topluluktur ki onların yanında bulunanlar affedilmekten mahrum bırakılmazlar.” (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikr: 17) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Melekler Allah’a Kulluk Yapan Kulları Nasıl Överler?
3950-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şöyle buyurdu: “Güç ve kuvvetimiz ancak Allah iledir” sözünü çokça söyle çünkü o Cennetin hazinelerindendir.” Mekhul dedi ki: “Her kim güç ve kuvvetimiz ancak Allah iledir, Allah’ın azabından kurtuluş ancak ona sığınmakla mümkündür derse” Allah o kimseye yetmiş zarar kapısını kapatır bu kapıların en azı ise fakirliktir.” (Müsned: 8054) Bu hadisin senedi muttasıl değildir. Mekhul, Ebû Hüreyre’den hadis işitmemiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Yetmiş Zarar Kapısı Hangi Dua İle Kapanır?
3951-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her peygamberin kabul edilecek bir duâsı vardır. Ben ise bu duâmı şefaat olarak ümmetim için sakladım. Bu şefaatim Allah’a ortak koşmadan ölenlere mutlaka ulaşacaktır.” (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, İman: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Yetmiş Zarar Kapısı Hangi Dua İle Kapanır?
3952-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Allah şöyle buyurur: “Ben kulumun bana olan tahminine göre ona muamele ediciyim o beni gündemde tuttuğu sürece kendisiyle beraberim. Beni içinden anıp hatırlarsa ben de onu kendi kendime anıp hatırlarım. Beni bir topluluk içersinde gündeme almışsa ben de onu onlardan daha hayırlı bir toplum arasında hatırlarım. Bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. Bana, bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse ben de ona koşarak gelirim.” (Buhârî, tevhid: 27; Müslim, Zikir: 17) Bu hadis hasen sahihtir. hadisin tefsiri hakkında A’meş’den şöyle rivâyet edilmiştir: “Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım demek; Bağışlanmam ve rahmetimle demektir.” Bazı ilim adamları buradaki yaklaşmayı bağışlama ve rahmetle tefsir etmekte ve şöyle demektedirler: “Kul, Allah’a itaatle ve emrettiği ibadetlerle yaklaşırsa Allah’ın bağışlaması ve rahmeti de o kimseye adeta koşar” demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah’a Yaklaşmamıza Göre Allah’ta Bize Yaklaşır
3953-) Saîd b. Cübeyr, Bakara 152. ayeti hakkında şöyle demiştir: Bana itaatle kim beni hatırlarsa bende o kimseyi bağışlamamla hatırlar ve karşılarım. Abd b. Humeyd, Hasan b. Mûsâ’dan, Amr b. Haşim er Remlî vasıtasıyla İbn Lehia’dan, Atâ b. Yesâr’dan ve Saîd b. Cübeyr’den bu hadisi aynı şekilde rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Allah’a Yaklaşmamıza Göre Allah’ta Bize Yaklaşır
3954-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cehennem azabından Allah’a sığınınız. Kabir azabından Allah’a sığınınız. Mesih Deccâl’ın fitnesinden Allah’a sığınınız. Ölüm fitnesinden ve hayatta olan insanların fitnesinden Allah’a sığınınız.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Duâ Bölümleri
Konu: Hangi Şeylerden Allah’a Sığınmalıyız?
3964-) Vasile b. Eskâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah, İbrahim oğullarından İsmail’i seçti. İsmail oğullarından kinaneoğullarını seçti. Kinaneoğullarından da Kureyş’i seçti. Kureyş’den de Benî Haşim’i seçti. Beni de Benî Haşim’den seçti” (Müslim, Fedail 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3965-) Vasile b. Eskâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah, İsmail oğulların’dan kinaneyi seçti Kureyş’i de Kinâne’den seçti. Kureyş’tden de Hâşimi seçti. Haşîm oğullarından da beni seçti.” (Müslim, Fedail 17) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3966-) Abbâs b. Abdulmuttalib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Kureyş oturup kendi aralarında neseblerini görüşüp konuştular ve seni de kendiliğinden yetişen süprüntü gibi bir hurma ağacına benzettiler” dedim. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah, mahlukatı yarattı beni de onların en hayırlılarından ve iki fırkanın (Arap ve Acem) de en hayırlısından kıldı. Sonra kabileleri yarattı. Beni de kabilelerin en hayırlısından kıldı. Sonra hayırlı aileleri yarattı beni de hayırlı aile Benî Hâşim’den kıldı. Ben şahıs olarak onların en hayırlısı aile olarak ta en hayırlısıyım.” (Müsned: 1692) Bu hadis hasendir. b. Harîs, Ebû Nevfel’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3967-) Abbâs b. Abdulmuttalib b. ebî Vedaa (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abbâs sanki bir şey işitmiş gibi kızgın vaziyette Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelmişti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), minbere çıktı ve şöyle buyurdu: “Ben kimim?” Ashab: “Sen Allah’ın Rasûlüsün sana selam olsun” dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Ben Abdulmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed’im. Allah mahlukatını yarattı ve beni onların en hayırlılarından kıldı. Sonra insanoğlunu (Arap, Acem) iki guruba ayırdı. Beni onların en hayırlıları kıldı. Sonra onları kabilelere ayırdı ve beni en hayırlı kabile olarak (Kureyş) içinde kıldı. Sonra onları ailelere ayırdı ve beni aile olarak onların en hayırlısı kıldı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3968-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ashab: Ey Allah’ın Rasûlü! Peygamber oluşun ne zaman kesinleşti? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Adem, cesedle ruh arasında iken.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahih garibtir. Ebû Hüreyre rivâyeti olarak sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Bu konuda Meyseretel Fecr’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3969-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İnsanların mahşer yerine çıkarılacakları gün kabrinden ilk çıkarılacak olan benim. İnsanların Allah’a vardıkları zaman hatibleri benim. Onların her şeyden ümidlerini kestikleri zaman müjdeleyici benim. Hamd sancağı o gün benim elimdedir. Rabbimin yanında ademoğullarının en değerlisi benim fakat övünmem.” (Müsned: 12013) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3970-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cennet elbiselerinden ilk elbise giyecek olan benim, sonra arşın sağında ben duracağım, sonra mahlukat içersinde benim makamımda benden başka duracak kimse yoktur.” (Müsned: 10549) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3971-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’tan vesileyi isteyiniz.” Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! Vesile nedir?” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Cennet’teki en yüksek derecedir ve ona sadece bir kişi sahib olacaktır. O kişinin ben olacağımı ümid ederim.” (Müsned: 7281) Bu hadis garibtir. Senedi de sağlam değildir. Ka’b, tanınmış bir kişi de değildir. Leys b. ebî Süleym’den başka bir kimsenin ondan hadis rivâyet ettiğini bilmiyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3972-) Übey b. Ka’b (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Peygamberler içinde benim örneğim bir ev inşa edip onu en iyi şekilde yapıp bir tuğla yeri eksik bırakan kimsenin durumu gibidir. İnsanlar bu binanın çevresinde dolaşırlar ve ona hayran olurlar ve o tuğlanın yeri de yapılmış olsaydı derler. İşte Peygamberler içinde benim yerim o tuğlanın yeri gibidir.” (Müsned: 20392)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3973-) Bu senedle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Kıyamet gününde Peygamberlerin imamı hatibi ve şefaatin sahibiyim, fakat övünme yok.” Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti
3974-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, bizzat kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işitti: “Müezzini ezan okurken işittiğinizde onun söylediklerini aynen söyleyiniz. Sonra bana salavat getiriniz. Kim bana bir kere salevat getirirse Allah o kimseye on kere rahmet eder. Sonra bana vesileyi dileyiniz. Vesile; Cennet’te bir derecedir ki Allah’ın kullarından sadece bir kula layıktır. Onun da ben olmamı temenni ederim. Her kim bana vesileyi dilerse kendisine şefaatim helal olur.” (Müslim, Salat: 27; Nesâî, Salat: 17) Bu hadis hasen sahihtir. Buhârî diyor ki: Abdurrahman b. Cübeyr, Kureşî’dir. Mısırlıdır ve Medînelidir. Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr ise Şamlıdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değeri Ve Kıymeti