Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

4125-) Abdulmuttalib b. Rabia b. Hâris b. Abdulmuttalib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Abbâs b. Abdulmuttalib öfkeli bir vaziyette Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girdi. Ben de O’nun yanındaydım. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) niçin öfkelisin diye sordu. Abbâs: “Ey Allah’ın Rasûlü! Biz Haşimoğulları ile kureyş arasında ne var, kendi kendilerine buluştuklarında güler yüzle buluşuyorlar bizim karşımıza çıktıkları zaman değişik yüzle çıkıyorlar.” Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kızdı yüzü kırmızılaştı ve şöyle buyurdu: “Benliğim kudret elinde olan Zata yemin ederim ki: Allah ve Rasûlü için sizi bir kimse sevmedikçe kalbine iman girmez.” Sonra şöyle devam etti: “Ey insanlar! Her kim benim amcama eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Bir insanın amcası onun babası gibidir.” (Müsned: 16860) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abbâs B. Abdulmuttalib’in Hayatından Kesitler
4126-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Abbâs benden ben Abbâs’tanım.” (Müsned: 2598) Bu hadis hasen sahih garibtir. Sadece İsrail’in rivâyeti olarak bilmekteyiz

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abbâs B. Abdulmuttalib’in Hayatından Kesitler
4127-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, sadece Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Abbâs hakkında Ömer’e şöyle demiştir: “Bir kimsenin amcası babasının bir eşi demektir.” Ömer, Abbâs’ın Zekât meselesinden konuşurken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle demişti. (Müsned: 687) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abbâs B. Abdulmuttalib’in Hayatından Kesitler
4128-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle söylediği aktarılmıştır: Abbâs, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in amcasıdır. Kişinin amcası babası yerindedir veya babasının bir eşidir. (Müsned: Zekât: 27; Ebû Dâvûd, Zekât: 17) Bu hadis hasen sahih garibtir. Ebû’z Zinad’ın rivâyeti olarak bu şekliyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abbâs B. Abdulmuttalib’in Hayatından Kesitler
4129-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Abbâs’a: “Pazartesi sabahı çocuklarınla beraber bana gel, onlara bir duâ edeyim de Allah bu duâ ile onları ve seni faydalandırsın” buyurmuştu. Sabahleyin hepimiz birlikte gittik Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hepimizin üzerini bir örtü ile örttü ve şöyle duâ etti: “Allah’ım! Abbâs’ı ve çocuklarını görünür ve görünmez olarak işledikleri her türlü günahlardan hiçbirşey bırakmayacak şekilde bağışla. Allah’ım çocukları konusunda da onları kolla gözetle.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abbâs B. Abdulmuttalib’in Hayatından Kesitler
4130-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cafer’i meleklerle birlikte Cennet’te uçarken gördüm.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis Ebû Hüreyre hadisi olarak garibtir. Sadece Abdullah b. Cafer rivâyeti olarak bilmekteyiz. Yahya b. Main ve başka hadis âlimleri Abdullah b. Cafer’in hadis konusunda zayıf olduğunu söylemişlerdir. Bu kimse Ali b. el Medinî’nin babasıdır. Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Cafer B. Ebî Tâlib’in Hayatından Kesitler
4131-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sonra Cafer’den daha değerli bir kimse ne ayakkabı sahibi olmuş ne de ayakkabı giymiştir. Ne binitlere binmiş ne de binitlerin eğerlerine kurulmuştur.” (Müsned: 8985) Bu hadis hasen sahih garibtir. “Kevr” binit demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Cafer B. Ebî Tâlib’in Hayatından Kesitler
4132-) Berâ b. Âzib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Cafer b. ebî Tâlib’e: “Yaratılış ve huy bakımından bana benzersin” buyurdu. Bu hadis uzuncadır. (Buhârî, Megazi: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Cafer B. Ebî Tâlib’in Hayatından Kesitler
4133-) Sûfyân b. Vekî’, Übey vasıtasıyla İsrail’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Cafer B. Ebî Tâlib’in Hayatından Kesitler
4134-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ashabından herhangi birine Kur’ân’dan bazı âyetleri sorduğum olurdu ki, ben o âyetleri onlardan daha iyi biliyordum fakat bana bir şeyler yedirmelerine sebeb olsundiye soruyorum. Cafer b. ebî Tâlib’e sorduğumda bana hemen cevap vermezdi. Beni evine götürür karısına: “Ey Esma bize bir şeyler yedir” der. Yedikten sonra da bize cevap verirdi. Cafer, yoksulları severdi onlarla birlikte oturur, onlarla konuşur o fakirler de onunla konuşurlardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bu sebeble onu yoksulların babası diye çağırırdı. (Buhârî, Menakıb: 27) Bu hadis garibtir. Ebû İshâk el Mahzûmî, İbrahim b. Fadl el Medenî olup kendisi hakkında bazı hadisçiler hafızası yönünden tenkid etmişler ve garib rivâyetleri olduğunu söylemişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Cafer B. Ebî Tâlib’in Hayatından Kesitler
4135-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Biz Cafer b. ebî Tâlib’i miskinlerin babası diye çağırırdık. Biz onun yanına her geldiğimizde bize mutlaka bir şeyler hazırlar ve yedirirdi. Bir defasında onun yanına geldiğimizde hiçbir şeyi yoktu da içersinde bal konulmuş bir küp çıkardı ve onu kırdı bizde ona bulaşan balları yalamıştık.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis Ebû Seleme ve Ebû Hüreyre rivâyeti olarak hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Cafer B. Ebî Tâlib’in Hayatından Kesitler
4136-) Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hasan ve Hüseyin Cennet delikanlılarının efendileridir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4137-) Sûfyân b. Vekî’, Cerir vasıtasıyla Muhammed b. Fudayl’den ve Yezîd’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Bu hadis hasen sahihtir. İbn ebî Nu’m, Abdurrahman b. ebî’n Nu’m el Beceli olup Küfelidir. Ebû’l Hakem diye künyelenir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4138-) Üsâme b. Zeyd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece bir ihtiyacım için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kapısını çalmıştım. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ne olduğunu bilmediğim bir şeye sarılmış durumda karşıma çıktı. İşimi bitirince dedim ki: Bu sarıldığım şey nedir? Ey Allah’ın Rasûlü! O örtüyü açıverince birde ne göreyim. Hasan ve Hüseyin değilmiymiş! Allah’ın selamı onların soyuna ve sopuna olsun Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bunlar benim oğullarım ve kızımın oğullarıdır. Allah’ım ben onları seviyorum sende onları sev onları sevenleri de sev.” (Buhârî, Menakîb: 27) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4139-) Abdurrahman b. ebî Nu’m (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Iraklılardan bir adam İbn Ömer’e elbiseye bulaşan sivrisineğin kanının hükmünü sormaya gelmişti. Bunun üzerine İbn Ömer: Şu adama bakınız! Sivrisineğin kanının hükmünü soruyor! Halbuki Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in torununu öldürmüşlerdir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Hasan ve Hüseyin bu dünyada benim reyhanımdır.” (Buhârî, Menakîb: 27) Bu hadis sahihtir. ve Mehdî b. Meymûn, Muhammed b. ebî Ya’kub’tan bu hadisi rivâyet etmişlerdir. Bu hadis Ebû Hüreyre’den de benzeri şekilde rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4140-) Selma (radıyallahü anha)’dan rivâyet edilmiştir, dedi ki: Ümmü Selma’nın yanına girdim ağlıyordu. Neden ağlıyorsun diye sordum. Şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i rüyada gördüm saçı ve sakalı topraklı idi. Sana ne oldu Ey Allah’ın Rasûlü dedim? Buyurdu ki: “Az önce Hüseyin’in öldürülüşüne şâhid oldum.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4141-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demektedir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ehli beytinden hangisi sana daha sevimlidir?” Diye soruldu da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Hasan ve Hüseyin’dir” buyurdu. Fatıma’ya çocuklarını çağır der. Onları koklar ve bağrına basardı. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle Enes rivâyeti olarak garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4142-) Ebû Bekre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), minbere çıktı ve şöyle buyurdu: Benim şu oğlum (torunum) öyle bir efendidir ki Allah onun vasıtasıyla iki gurubun arasını düzeltecektir. (Buhârî, Menakîb: 27; Nesâî, Cuma: 17) Bu hadis Hasen b. Ali rivâyeti olarak hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4143-) Ebû Büreyde (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize hutbe vermekte iken Hasan ve Hüseyin üzerlerinde kırmızı bir gömlekle düşe kalka geldiler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), minberden indi onları kucağına aldı ve minbere çıktı önüne oturttu ve şöyle buyurdu: Allah’ın ne doğru söylemiş “Mallarınız ve çocuklarınız ancak bir imtihan vasıtasıdır.” (Enfal: 28) Şu iki çocuğun durumlarına baktım yürüyorlar tökezleyip düşüyorlar dayanamadım konuşmamı keserek onları kaldırdım.” (Nesâî, Cum’a: 27; Ebû Dâvûd, Salat: 17) Bu hadis hasen garibtir.Hüseyin b. Vakîd’ın rivâyetiyle biliyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4144-) Ya’la b. Mürre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Hüseyin bendendir. Ben de Hüseyin’denim, Allah, Hüseyin’i seveni sevsin Hüseyin, torunlardan bir torundur.” (İbn Mâce, Mukaddime: 27) Bu hadis hasendir. Bu hadisi sadece Abdullah b. Osman b. Haysem’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi daha başkaları da rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4145-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ehli beytin içinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, Hasan’dan daha çok benzeyen bir kimse yoktu.” (Buhârî, Menakîb: 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4146-) Ebû Cuhayfe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gördüm Hasan ona çok benzerdi.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ebû Bekir, İbn Abbâs ve İbn Zübeyr’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4147-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hüseyin’in başı getirildiğinde İbn Ziyâd’ın yanında idim. İbn Ziyâd elindeki bir çomakla burnunu gösteriyor ve şöyle diyordu. Buna benzer bir güzellik görmedim. Bunun üzerine ben de dedim ki: Ehli beyt arasında o, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e en çok benzeyenlerdendir. (Buhârî, Menakîb: 17) Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4148-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Göğüsten başa kadar olan bölümünde Hasan, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e daha çok benzerdi. Göğüsten aşağı bölümünde ise Hüseyin daha çok benzerdi.” (Müsned: 735) hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4149-) Imara b. Umeyr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ubeydullah b. Ziyâd ve adamlarının başları getirildiğinde Rahbe’de mescide sıralandığında ben de yanlarına varmıştım o anda halk geldi geldi diyorlardı. Meğer ki bir yılan gelmiş başlarının arasında dolaşıyor. Sonunda bu yılan Ubeydullah b. Ziyâd’ın burun deliklerine girip kısa bir süre sonra çıkıp gitti ve gözden kayboldu. Sonra insanlar yine geldi geldi dediler. Yılan bunu iki veya üç sefer yaptı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4150-) Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Annem bana Peygamberle ne zaman görüşmeye gideceksin diye sordu Ben de uzun zamandır O’nunla görüşmüyorum” dedim. Anam beni payladı. Bunun üzerine ben: Bırak beni de gidip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte akşam namazını kılayım, kendisinden senin ve benim için istiğfar etmesini isteyeyim dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gittim ve akşam namazını onunla birlikte kıldım. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), akşam namazının ardından nafile namaz kılmaya başladı sonunda yatsı namazını da kıldıktan sonra döndü ben de peşinden gittim. Sesimi duydu ve: “Kim o Huzeyfe mi?” buyurdu. Evet dedim. “İhtiyacın nedir? Neden geldin? Allah seni de anneni de bağışlasın” buyurdu. Sonra şöyle devam etti: “Şu bir melektir ki bu geceden önce yeryüzüne hiç inmemişti. Bana selam vermek için, Fatıma’nın Cennet kadınlarının hanım efendisi olduğunu bildirmek için, Hasan ve Hüseyin’in de Cennetlik delikanlıların efendisi olduğunu bana müjdelemek için Rabbinden izin istedi.” (Müsned: 22240) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Sadece İsrail’in rivâyeti olarak bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4151-) Berâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Hasan ve Hüseyin’e baktı ve şöyle dedi: “Allah’ım ben bu ikisini seviyorum sen de onları sev.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fezail: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4152-) Berâ b. Âzib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i omzuna Hasan’ı koymuş olduğu halde şöyle derken gördüm: “Allah’ım ben onu seviyorum sen de onu sev.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fezail: 17) Bu hadis hasen sahihtir. Bir önceki hadisten daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4153-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hüseyin’i omzunda taşımakta idi. Bunun üzerine bir kimse: “Ey çocuk bindiğin binek ne güzeldir” dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “O da ne güzel binicidir” buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Bazı hadisçiler Zem’a b. Salih’i hafızası yönünden zayıf kabul etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4154-) Ali b. ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her Peygambere yedi arkadaş veya muhafız verilmiştir. Bana ise on dört tane verildi.” Bizde: “Bunlar kimlerdir diye sorduk” şöyle cevap verdi: “Ben, iki oğlum Hasan ve Hüseyin, Cafer, Hamza, Ebû Bekir, Ömer, Mus’ab b. Umeyr, Bilâl, Selman, Mıkdad, Ebû Zerr, Ammâr ve Abdullah b. Mes’ûd’tur.” (Müsned: 1198) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Bu hadis Ali’den mevkuf olarak da rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Hasan Ve Hüseyin’in Hayat Hikâyeleri
4155-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i Hacta arefe günü Kasva isimli devesine binmiş hutbe verirken gördüm şöyle diyordu: “Ey İnsanlar! Size iki şey bırakıyorum onlara uyarsanız asla sapıtmazsınız, Allah’ın kitabı ve yakınlarım olan ehli beytim.” (Ebû Dâvûd, Menasik: 27; İbn Mâce, Menasik: 17) Bu konuda Ebû Zerr, Ebû Saîd, Zeyd b. Erkâm, Huzeyfe ve İbn Esîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Zeyd b. Hasan’dan Saîd b. Süleyman ve değişik ilim adamları hadis rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ehli Beytin Hayatından Kesitler
4156-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üvey oğlu Ömer b. ebî Seleme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ahzab sûresi: 33. ayeti; “… Ey Peygamberin ev halkı, Allah sizin üzerinizden her türlü çirkinliği ve kirliliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” Ümmü Seleme’nin evinde inmişti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i çağırdı onları bir örtü ile örttü. Ali de Rasûlü Ekrem’in arkasında bulunuyordu onu da bir başka örtü ile örttü ve şöyle duâ etti: “Allah’ım bunlar benim ehli beytimdir. Bunlardan pislik ve kötülükleri gider ve onları tertemiz eyle.” Ümmü Seleme: “Ey Allah’ın Peygamberi ben de onlardan mıyım?” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Sen yerinde dur! Sen bana hayırlı kimselerdensin” buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Ümmü Seleme, Ma’kıl b. Yesâr, Ebû’l Hamra ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ehli Beytin Hayatından Kesitler
4157-) Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ben size bir şey bırakacağım ki buna sarıldığınızda benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz bu şeylerin ikisini de birbirinden büyüktür. Gökten yere uzanan bir ip gibi olan ilahi nizam olan Allah’ın kitabı ve yakınlarım, ehli beytim. Bu iki şey kıyamet günü havuz başında bana gelinceye kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır. Bu iki şey hakkında bana nasıl uyacağınıza dikkat ediniz.” (Müsned: 10681) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ehli Beytin Hayatından Kesitler
4158-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Size her türlü gıdalarıyla beslediği için Allah’ı seviniz, Allah; sevgisiyle beni seviniz ve benim sevgimle de ehli beytimi seviniz…” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ehli Beytin Hayatından Kesitler
4159-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ümmetimin ümmetime karşı en merhametlisi Ebû Bekir, Allah’ın emri konusunda en şiddetli olanı Ömer. Haya bakımından en doğrusu Osman, Haram ve helal bilgisi bakımından en bilgili olanı Muâz b. Cebel, Feraiz (Miras) taksimini en iyi bileni Zeyd b. Sabit, en büyük kıraat âlimi Übey b. Ka’b’tır. Her ümmetin güvenilen bir şahsı vardır; Bu ümmetin güvenilir şahsı da Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tır.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasen garibtir. Bu şekliyle Katâde’nin rivâyeti olarak bilmekteyiz. Ebû Kılâbe, Enes’den benzeri şekilde rivâyet etmiş olup, meşhur olan rivâyet Ebû Kılâbe’nin bu rivâyetidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4160-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Benim ümmetimden ümmetime en merhametlisi Ebû Bekir’dir. Allah’ın emri konusunda en şiddetli olanı Ömer’dir. Haya bakımından en doğrusu Osman’dır. Kur’ân-ı en iyi okuyan Übey b. Ka’b’tır. Feraiz (miras) taksimatını en iyi bilen Zeyd b. Sabit’tir. Helal ve haramı en iyi bileni Muâz b. Cebel’dir. Dikkat edin! Her ümmetin güvenilen bir kimsesi vardır bu ümmetin güvenilen kişisi de Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tır. (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4161-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Übey b. Ka’b’e şöyle buyurmuştur: “Sana Beyyine sûresini okumanı, Allah emretti.” Übey: “Benim adımı verdi mi?” diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dedi. Bunun üzerine Übey ağladı. (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasen sahihtir. b. Ka’b bu hadisi “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), benim için şöyle dedi” diyerek rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4162-) Übey b. Ka’b (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine; Allah, bana şöyle buyurdu: “Gerçek din, hayat tarzı Allah katında her türlü haksızlıktan ve batıldan uzak olan İslam dinidir. Yahudilik ve Hıristiyanlık değildir. Bu din üzerine olan bir kimse ne hayır işlerse hiç boşa gitmez. Mutlaka karşılığını görür.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sözüne şöyle devam etti: İnsanoğlunun bir vadi dolusu malı olsa mutlaka ikincisini ister, ikincisi olsa üçüncüsünü ister. Adem oğlunun ağzını veya gözünü topraktan başkası doldurmaz. Allah tevbe edenin tevbesini kabul eder. (Müsned: 20257) Bu hadis hasen sahihtir. Buradakinden başka da rivâyet edilmiştir. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebza, babasından Übey b. Ka’b’tan şöyle rivâyet etmiştir: “Allah bana sana Kur’ân okumamı emretti.” Yine Katâde, Enes’den rivâyet edip şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Übey’e; Allah bana sana Kur’ân okumamı emretti.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4163-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), zamanında Kur’ân’ı dört kişi topladı bunların hepsi de Ensardan’dır. Übey b. Ka’b, Muâz b. Cebel, Zeyd b. Sabit ve Ebû Zeyd.” Enes’e sordum: “Ebû Zeyd kimdir?” Şöyle dedi: “Amcalarımdan biridir.” (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4164-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ebû Bekir ne iyi adamdır, Ömer ne iyi adamdır, Ebû Ubeyde b. Cerrâh ne iyi adamdır. Üseyd b. Hudayr ne iyi adamdır. Sabit b. Kays b. Şemmâs ne iyi adamdır. Muâz b. Cebel ne iyi adamdır. Muâz b. Amr b. Cemûh ne iyi adamdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen olup sadece Süheyl’in rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4165-) Huzeyfe b. Yemân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Akıb ve Seyyid, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek dediler ki: “Güvenilir birini bizimle gönder.” Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Gerçekten güvenilir bir kimseyi sizinle göndereceğim.” İnsanların gözü bu kimse kim olacaktır diye sağı solu gözetlemeye başladı. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Ubeyde b. Cerrâh’ı gönderdi. (Buhârî, Menakîb: 27; Müslim, Fedail: 17) İshâk bu hadisi Sıla’dan rivâyet ettiğinde; Kendisinden altmış sene önce işitmiştim, derdi. Bu hadis hasen sahihtir. Ömer ve Enes vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Her ümmetin en çok güvenilen bir insanı vardır. Bu ümmetin güvenilen insanı da Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tır.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Muâz B. Cebel, Zeyd B. Sabit, Übey, Ebû Ubeyde B. Cerrâh’ın Hayatlarından Kesitler
4166-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cennet üç kişinin özlemi içindedir; Ali, Ammâr ve Selman.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garib olup sadece Hasan b. Salih’in rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Selman-ı Fârisî’nin Hayatından Kesitler
4167-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ammâr b. Yâsir gelerek Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girmek için izin istedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ona izin veriniz, temiz ve tertemiz kişi merhaba hoş geldin.” (İbn Mâce, Mukaddime: 179 Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ammâr B. Yâsir Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4168-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ammâr iki iş arasında serbest bırakıldığında o işin en doğrusunu seçerdi.” (İbn Mâce, Mukaddime: 17) Bu hadis garibtir. Bu hadisi Küfeli bir ihtiyar olan Abdulaziz b. Siyah’ın rivâyetiyle bu şekliyle bilmekteyiz. Bu kimseden hadisçiler hadis rivâyet etmişlerdir. O’nun Yezîd b. Abdulaziz isimli bir oğlu vardır. Yahya b. Adem ondan hadis rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ammâr B. Yâsir Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4169-) Mahmûd b. Gaylân, Vekî’ vasıtasıyla; Sûfyân’dan, Abdulmelik b. Umeyr’den Rib’î’nin azâdlısı Hilâl’den, Rib’î’den, Huzeyfe’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Sâlim el Murâdî, Küfeli olup, Rib’î b. Hıraş’tan ve Huzeyfe’den bu hadisi benzeri şekilde rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ammâr B. Yâsir Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4170-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müjde sana ey Ammâr, azgın bir gurup tarafından öldürülüp şehîd olacaksın.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Ümmü Seleme, Abdullah b. Amr, Ebû’l Yüsr ve Huzeyfe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis Alâ b. Abdurrahman rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ammâr B. Yâsir Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4171-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu: “Ebû Zerr’den daha doğru olanı ne gök göçlgelendirmiş ne de yeryüzü üzerinde taşımıştır.” (İbn Mâce, Mukaddime: 27) Bu konuda Ebû’d Derdâ ve Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ebû Zerr Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4172-) Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Lehçe sahibi olarak, Meryem oğlu Îsa’nın benzeri, Ebû Zerr’den daha doğru ve daha vefalı birini ne gök kubbesi altında barındırmış ne de yeryüzü sırtında taşımıştır.” Ömer b. Hattâb, imrenen bir kişi edasıyla: “Ey Allah’ın Rasûlü! onu bu şekilde tanıyor musun?” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Evet” dedi ve: “Siz de onu öylece tanıyın” buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Bazıları bu hadisi rivâyet ederek şöyle diyor: “Ebû Zerr yeryüzünde Meryem oğlu Îsa’nın zahidliği gibi yaşayıp gitmiştir.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Ebû Zerr Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4173-) Abdullah b. Selam (radıyallahü anh)’ın kardeşinin oğlundan rivâyete göre, şöyle demiştir:Osman, asîler tarafından öldürülmek istendiğinde Abdullah b. Selam ona geldi, Osman ona: “Neden geldin?” Diye sordu. Abdullah: “Sana yardıma geldim” dedi. Bunun üzerine Osman: Asilerin yanına çık ve onları benden uzaklaştır. Senin dışarıda olman, benim için içeride olmamdan daha hayırlıdır. Bunun üzerine Abdullah, asilerin yanına çıktı ve: “Ey İnsanlar! Cahiliyye döneminde benim adım falandı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana Abdullah adını verdi. Benim hakkımda Kur’ân âyetleri indi (Ahkaf sûresi: 10. âyet) Ra’d sûresi 43. âyet yine benim hakkımda inmiştir. Allah’ın kınına sokulmuş kılıcı sizin yanınızdadır. Melekler de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hicret edip geldiği şu ülkenizde size komşu gibi yakındırlar. Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyın, Allah’tan sakının ve bu adamı öldürmekten uzak durun. Vallahi eğer onu öldürecek olursanız, komşunuz olan melekleri buradan kaçıracaksınız. Allah’ın kınına sokulmuş kılıcını kınından çıkaracaksınız ve bir daha kıyamete kadar kınına girmeyecektir. Bunun üzerine asiler, Yahudi’yi öldürün, Osman’ı öldürün diye bağırdılar.” (Bu hadis Ahkaf sûresi tefsirinde, 3256 numarada geçmişti.) (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Abdulmelik b. Umeyr rivâyetiyle bilmekteyiz. Şuayb b. Safvân bu hadisi Abdulmelik b. Umeyr’den rivâyet ederek: “İbn Muhammed, İbn Abdullah b. Selam’dan, dedesi Abdullah b. Selam’dan” demiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abdullah B. Selam Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler
4174-) Yezîd b. Umeyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Muâz b. Cebel’in ölümü yaklaştığında kendisine: “Ey Ebû Abdurrahman! Bize tavsiyelerde bulun” denildi. Muâz: “Beni oturtunuz dedi” ve şöyle devam etti: “İlim ve iman yerlerindedir. Kim onları ararsa mutlaka bulur (bu sözü üç sefer tekrarladı) ilmi dört kişinin yanında arayınız: Uveymir Ebû’d Derdâ’nın yanında, Selman-ı Farisi yanında, Abdullah b. Mes’ûd’un yanında ve Yahudi olup İslam’a giren Abdullah b. Selam yanında… Çünkü ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim; Cennete girecek on kişinin onuncusunun o olduğunu söyledi.” (Müsned: 21088) Bu konuda Sa’d’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Menâkıb Bölümleri
Konu: Abdullah B. Selam Radıyallahü Anhin Hayatından Kesitler