Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

2664-) Ali b. ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir; diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber mescidde oturuyorken Mus'ab b. Umeyr çıkageldi, deriden yapılmış tek parça elbisesi vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu bu halde görünce önceki konforlu hayatını hatırlayıp ve bugünkü bu garib durumundan dolayı ağladı. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz akşam bir elbise, sabah bir elbise giydiği zaman, bir tabak yemek kaldırıp ikinci bir tabak konulduğu zaman, evlerinizi Ka’be gibi değişik şeylerle örttüğünüz zaman haliniz ne olacak?” Ashab “Ey Allah’ın Rasûlü o gün biz, bugünkü halimizden daha iyi oluruz öylece geçimimizi temin eder ve kendimizi ibadete veririz” dedik. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu: “Siz, bugün, o günkünden daha hayırlısınız.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) hadis hasendir. b. Ziyâd, İbn Meysere’dir ve Medînelidir kendisinden Mâlik b. Enes ve pek çok ilim adamı rivâyette bulunmuştur. Yezîd bin Ziyâd ed Dımışkî ise Şamlı olup kendisinden Zührî, Vekî’, Mervan b. Muaviye hadis rivâyet etmişlerdir. Yezîd b. ebî Ziyâd ise Küfelidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Konforlu Bir Hayatta Kişi Kendisini İbadete Verebilir Mi?
2665-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Ehli Suffe denilen mescidin yanı başında barınan kimseler Müslümanların misafirleri idiler, ne malları nede çoluk çocukları vardı. başka ilah bulunmayan Allah'a andolsun ki, açlığın tesirinden yüzükoyun yatarak ciğerimi yere dayardım ve yine açlığın tesirinden karnıma taş bağlardım. Bir gün, onların çıktıkları yol üzerine oturdum, Ebû Bekir oradan geçti Allah'ın kitabından bir âyet sordum maksadım beni doyurması içindi geçti gitti içimden geçirdiğim şeyi yapmadı sonra Ömer geçti Ona da, Allah’ın kitabından bir âyet sordum sormaktaki maksadım beni doyurması içindi O da geçti gitti isteğimi yapmadı sonra Ebûl Kâsım Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) geçti. Beni görünce gülümsedi ve “Ey Ebû Hüreyre” buyurdu. “Ya Rasûllah! emrine hazırım Ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Beni takip et!” buyurdu ve geçti Ben de peşinden gittim evine girdi. Ben de girmek için izin istedim, izin verildi ve girdim. Evde bir tas süt gördü ve sordu: Bu süt size nereden geldi? diye. “Falan kimse bize hediye olarak getirmişti!” dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ey Ebû Hüreyre!” Ben de “Emrinize hazırım Ey Allah’ın elçisi!” dedim. “Suffelilere git ve onları buraya çağır onlar Müslümanların misafirleridir. Ne malları, ne de çocukları yoktur onların!” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisine Zekât malı geldiğinde ondan hiçbir şey yemez Suffelilere gönderirdi. Hediye geldiğinde ise onlara haber gönderir, kendisi de bu hediyeden yer onları da buna ortak ederdi. Suffelileri çağırma vazifesi hoşuma gitmedi. Peygamber'in elçisi olarak Suffelileri çağırmaya giderken kendi kendime şöyle dedim: Bir tas süt Suffelilere yetmez ki hem de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ben de varım bu ikram edilecekler arasında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), o bir tas sütü onlara dolaştırmamı emredecek ki benim payıma bundan ne düşebilir? Ben açlığımı giderecek kadar ondan içmek isterdim ama Allah’a ve Rasûlüne itaatten başka çare yok.. Suffelilere geldim ve onları çağırdım. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girdiler ve herkes yerini aldı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), “Ey Ebû Hüreyre!” süt tasını al onlara ikram et buyurdu. Ben de tası alıp tek tek herkese veriyordum her alan doyasıya içiyor sonra bana veriyor bende bir başkasına veriyordum sonunda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e vardım, bütün cemaat doyuncaya kadar içmişlerdi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) süt tasını aldı ellerinin arasına koydu sonra başını kaldırarak gülümsedi ve “Ebû Hüreyre iç!” buyurdu. içtim. Sonra tekrar “İç!” buyurdu. Ben içmeye devam ediyorum, O da “İç!” buyuruyordu. Sonunda şöyle dedim: “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, artık içmeyeceğim…” Sonunda tası eline aldı, AIlah’a hamdetti, besmele çekti ve sütten içti. (Buhârî, Etıme: 56) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Ehli Suffe, Peygamberimiz Ve Ebû Hüreyre’nin Süt İkramı
2666-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında bir adam çok yediğinden dolayı geğirdi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Geğirmeyi kes” buyurdu. “Çünkü dünyada çok doymuş olanlar kıyamet günü uzun süre aç kalacaklardır.” (İbn Mâce, Etıme: 50) Bu hadis bu şekliyle garibtir. Bu konuda Ebû Cuhayfe’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Dünyada Çok Yiyenler Ahirette Aç Mı Kalacaklar?
2667-) Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber olduğumuz günlerde yağmura tutulduğumuz da bizi görmüş olsaydın kokumuzu koyun kokusu zannederdin.” (Ebû Dâvûd, Libas: 17; İbn Mâce, Libas: 27) Bu hadis sahihtir. Bu hadisin anlamı şudur: Onların giydikleri elbiseleri yündendi bu yüzden yağmur değdiği zaman elbiselerden koyun kokusu gibi koku gelmekteydi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Peygamberler Ve Ashabı Yünden Elbiseler Giyerlerdi
2668-) Ebû Hamza ve İbrahim Nehaî (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: “Bina ve inşaat tamamen sorumluluk yükleyen bir iştir.” Gerekli olan kişinin oturacağı yeri yapmasına ne dersin? Dedim. “Günahta yok sevapta yok” dedi. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Yapı Ve İnşaat İşlerinde Sevap Kazanılır Mı?
2669-) Muâz b. Enes el Cühenî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim gücü yettiği halde Allah için tevazu göstererek pahalı ve kıymetli elbiseler giymeyi terk ederse Allah, kıyamet gününde herkesin önünde onu çağırarak iman elbiselerinden hangisini dilerse giymesi için onu serbest bırakacaktır.” (Müsned: 15078) Bu hadis hasendir. elbiseleri” demek; İman ehline Cennet’te verilecek elbiseler demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Yapı Ve İnşaat İşlerinde Sevap Kazanılır Mı?
2670-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Tüm harcamalar Allah yolunda sayılır yani kişiye sevap kazandırır, sadece bina ve inşaata yapılan harcamalarda hayır yoktur.” (İbn Mâce, Zühd: 13) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Bina Ve İnşaat Harcamalarında Sevap Olmaz Mı?
2671-) Hârise b. Mudarrib (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Habbab'ı hastalığı dolayısıyla ziyarete geldik kendisi yedi sefer dağlanmak suretiyle tedavi görmüştü. Bize şöyle dedi: Hastalığım uzadı, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ölümü temenni etmeyiniz!” buyurduğunu işitmemiş olsaydım mutlaka ölümü temenni ederdim.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Kişi yaptığı hertürlü harcamada sevap kazanır ancak toprağa ve binaya yaptığı yatırımlarda sevap yoktur.” (İbn Mâce, Zühd: 13) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Bina Ve İnşaat Harcamalarında Sevap Olmaz Mı?
2672-) Husayn (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir dilenci geldi ve İbn Abbâs’tan bir şeyler istedi. İbn Abbâs dilenciye dedi ki: “Allah'tan başka ilah olmadığını kabul ediyor musun?” Dilenci “evet” dedi. İbn Abbâs, “Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Allah'ın Rasulû olduğuna şehâdet ediyor musun?” dedi. Dilenci “evet” dedi. İbn Abbâs, “Ramazan’da oruç tutuyor musun?” dedi. Dilenci “evet” dedi. Bunun üzerine İbn Abbâs şöyle devam etti: “İstedin ve isteyenin hakkı vardır. Bu sebeple sana bir şeyler vermek bize gerekir dedi ve bir elbise verdi ve şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Herhangi bir Müslüman, bir Müslüman’a bir elbise giydirirse o elbiseden bir parça kalmayıncaya kadar yani kullandığı sürece o Müslüman, Allah'ın himayesindedir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah Rızası İçin Yapılan Harcamalar Kişiyi Allah’ın Himayesine Sokar
2673-) Abdullah b. Selam (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medîne’ye geldiklerinde insanlar ona doğru koşuştular. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi denildi. O'nu görmek için ben de halkın arasına katıldım. O’nun yüzünü gördüğüm an onun yalancı bir kimse olmadığını bildim. Konuştuğu ilk söz şöyle olmuştu: “Ey İnsanlar! Selam'ı aranızda yaygınlaştınız, yemek yediriniz. İnsanlar uykuda iken namaz kılınız ki, selametle Cennete giresiniz.” (İbn Mâce, Etıme: 1; Dârimî, Salat: 156) Bu hadis sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, Medîne’ye Geldiğinde İlk Olarak Ne Söylemişti?
2674-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Yiyip Allah’a şükreden kimse sevap yönünden oruç tutarak açlığa sabreden kimse gibidir.” (İbn Mâce, Sıyam: 53) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Yiyip İçip Şükreden, Oruçta Açlığa Sabreden Kimse Gibidir
2675-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medîne'ye gelince Muhâcirler kendisine gelerek; “Ey Allah’ın Rasûlü!” dediler; “Aralarına girip misafir olduğumuz bu Ensâr kardeşlerimiz kadar çok olan şeyden bol bol dağıtan, azı da en iyi şekilde taksim eden bir toplum hiç görmedik. Sıkıntılarımızı giderdiler, mutluluklarına bizi ortak ettiler. Tüm sevapları alıp götüreceklerinden korktuk.” Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hayır öyle değil… Siz onlar için dua ettiğiniz ve kendilerinin yaptığı bu iyilikleri bildiğiniz sürece onlara karşı vazifenizi yapmış olursunuz.” (Müsned: 12602) Bu hadis bu şekliyle sahih hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Ensârın Muhâcirlere Yaptığı İyilikler
2676-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kendisi Cehennem ateşine, Cehennem ateşi de kendisine haram olan bir kişiyi size bildireyim mi? Her cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimsedir.” (Müsned: 3742) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Cehennem Ateşi Kime Haramdır?
2677-) Esved b. Yezîd (radıyallahü anh)'den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Âişe!” dedim, “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), evine girdiği zaman ne yapardı?” Âişe şöyle cevap verdi: “Ailesinin ev hizmetlerine yardım eder namaz vakti girince de kalkıp namaz kılardı.” (Buhârî, Ezan: 35) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Cehennem Ateşi Kime Haramdır?
2678-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kimseyle karşılaşınca onunla tokalaşır o kimse elini bırakmadan elini ondan çekmezdi o kimse yüzünü çevirmeden Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de yüzünü ondan çevirmezdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, beraber oturduğu bir kimsenin önüne ayaklarını uzattığı görülmemiştir.” (İbn Mâce, Edeb: 15) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem, Karşılaştığı Kimseye Nasıl Muamele Ederdi?
2679-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden önceki toplumlardan bir adam, kıymetli elbisesini içerisinde kurularak çıkmıştı ki, Allah yeryüzüne emretti de yeryüzü onu içerisine alıverdi o adam kıyamete kadar batmaktadır veya batıp çıkmaktadır.” (Müsned: 6777) Bu hadis sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Giyim Kuşamıyla Kibirlenen Kimse Yere Batıp Gitti Mi?
2680-) Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın dedesinden rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Dünyada kendini beğenip büyüklük taslayanlar kıyamet günü insan şeklinde zerrecikler gibi mahşer yerine çıkarılacaklar, heryönden zillet kendilerini kaplayacak. Cehennem’de adına “Bûlüs denilen bir hapishaneye sürülecekler üzerlerinde ateşlerin ateşi yükselecek. Cehennemliklerin kan irin ve tortuları onlara içirilecektir.” (Müsned: 6390) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Giyim Kuşamıyla Kibirlenen Kimse Yere Batıp Gitti Mi?
2681-) Mûsâ b. Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim gücü yettiği halde öfkesini tutar ve kimseye zarar vermez ise Allah o kimseyi kıyamet gününde herkesin önünde çağırarak dilediği huriyi almakta kendisini serbest bırakacaktır.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27; İbn Mâce, Zühd: 17) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Öfkesini Yenen Kimsenin Mükafatı
2682-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kimde şu üç özellik bulunursa Allah o kimseye himayesini artırır ve onu Cennetine koyar. Güçsüzlere yumuşak davranmak, ana babaya şefkat ve elinin altında bulunanlara iyi muamele…” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Ebû Bekir b. Münkedir; Muhammed b. Münkedir’in kardeşidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Öfkesini Yenen Kimsenin Mükafatı
2683-) Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu; “Allah şöyle buyurur: “Ey kullarım! Hepiniz dalalettesiniz ancak benim hidayet nasib ettiğim kişiler hariç benden hidayet isteyiniz ki, size hidayet vereyim. Hepiniz fakirsiniz, ancak benim zengin ettiğim kimseler hariç; benden isteyin, sizi rızıklandırayım. Hepiniz günahkarsınız, benim affettiklerim dışında; içinizden her kim, benim bağışlama gücüne sahip olduğumu bilir ve benden bağışlanmasını isterse günahlarının çokluğuna ve büyüklüğüne aldırmaksızın onu affederim. öncekileriniz, sonrakileriniz, ölüleriniz ve dirileriniz yaşlarınız ve kurularınız kullarımdan en takvalı bir kimse gibi olsalar benim saltanatımda sivrisineğin kanadı kadar bir şey artmaz. sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, ölüleriniz ve dirileriniz yaşlarınız ve kurularınız kullarımdan en kötü ve bedbaht bir kimse gibi olsalar benim saltanatımdan sivrisineğin kanadı kadar bir şey eksilmez. sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, ölüleriniz ve dirileriniz yaşlarınız ve kurularınız büyük bir meydanda toplansa ve herkes hayalinde canlandırabileceği her şeyi istese hepsini veririm ve bu verilenler benim mülkümden hiç bir şey eksiltmez; ancak bir kişinin denize iğne daldırıp çıkardığında ne kadar su eksilirse o kadar eksilir. Çünkü ben cömerdim, varlık sahibiyim, güçlüyüm istediğimi yapabilirim, bağışlamam bir söze bağlıdır. Azabım da yine bir söze bağlıdır. Bir şeyin olmasını istediğimde sadece ol derim ve o şey hemen oluverir.” (Müslim, Birr ve Sıla: 17; İbn Mâce, Zühd: 27) hadis hasendir. Bazıları da bu hadisi Şehr b. Havşeb’den, Ma’dikerb’den ve Ebû Zerr’den benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Öfkesini Yenen Kimsenin Mükafatı
2684-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bir hadis işittim ki onu bir, iki, üç, beş yedi ve yediden çok fazla işittim böyle çok işitmeseydim onu size aktaramazdım Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işittim: “İsrail oğuIlarından Kifl adında biri vardı günah işlemekten çekinmezdi. Bir kadın ona geldi ve cinsel ilişki kurmak için altmış dinar verdi. Bir kocanın karısına hazırlanması gibi o kadına Kifl hazırlık yapınca kadın titremeğe ve ağlamağa başladı. Kifl: “Neden ağlıyorsun seni bu işe zorladım mı?” dedi. Kadın: “Hayır!” dedi “Fakat bu iş hiç yapmadığım bir iştir ve beni bu işe zorlayan da sadece bir ihtiyaçtır. Bunun üzerine Kifl şöyle dedi: “Sen titriyorsun ve daha önce de bu işi yapmış değilsin, o halde git ve o altmış dinar da senin olsun.” Kifl dedi ki: “Hayır! hayır!” Vallahi bundan sonra bir daha Allah'a isyan etmeyeceğim.” Kifl, o gece öldü sabahleyin Kifl’in kapısı üzerinde “Allah, Kifl'i bağışladı!” yazılı idi.” (Müsned: 4517) Bu hadis hasendir, Şeyban ve pek çok kimse bu hadisi A’meş’den merfu olarak rivâyet etmişlerdir. Bazıları ise A’meş’den merfu olmaksızın rivâyet ettiler. Ebû Bekir b. Ayyaş bu hadisi El A’meş’den rivâyet etmekte ve senedinde yanılarak “Abdullah b. Abdullah’tan, Saîd bin Cübeyr’den ve İbn Amr’dan” demektedir ki bu rivâyet makbul değildir. b. Abdullah er Razî; Küfelidir ve onun büyük annesi, Ali b. ebî Tâlib'in, kendisine oda tahsis eden cariyesi idi, Abdullah b. Abdullah er Razî’den, Ubeyde Ed Dabbî, Haccac b. Ertae ve pek çok ilim adamları hadis rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Öfkesini Yenen Kimsenin Mükafatı
2685-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh), biri kendisinden diğeri Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den olmak üzere iki hadis anlattı: Abdullah dedi ki: “Mü’min kimse günahlarını üzerine düşüverecek bir dağ gibi büyük görür. Günahkar kişi de günahlarını, burnu üzerine konan ve kovalayınca kaçıverecek sinek gibi görür.” Ebû Muaviye bu hadisi bu şekilde A’meş’den, Umare b. Umeyr’den ve Harîs b. Süveyd’den rivâyet etmiştir. (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Tevbe: 17)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Mü’min Kimse Günahlarını Nasıl Görür?
2686-) Fetar (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden birinizin tevbesine, Allah o derece sevinir ki; şu örnekte olduğu gibi: Sizden birinizin ıssız bir çölde üzerinde yiyeceği içeceği ve her şeyi devenin sırtında olan, derken devesini kaybedip onu aramaya başlayan sonunda ölümle karşı karşıya gelince “Deveyi kaybettiğim yere döneyim ve orada can vereyim!” deyip eski yerine dönen ve uykuya dalan uyandığı zaman yanı başında devesini ve tüm eşyalarını bulan kimsenin sevinmesinden daha çok Allah’ı sevindirir. (Buhârî, Deavat: 27) Bu hadis hasen sahih'tir. konuda Ebû Hüreyre, Numân b. Beşîr, Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Mü’min Kimse Günahlarını Nasıl Görür?
2687-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Adem oğlunun hepsi hatadadır, hatalıların en iyisi ise tevbe edenlerdir.” (İbn Mâce, Zühd: 17; Dârimî, Rıkak: 27) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Ali b. Mes’ade’nin Katâde’den rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Mü’min Kimse Günahlarını Nasıl Görür?
2688-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi mutlaka hayır söylesin veya sussun.” (Buhârî, Edeb: 27; Müslim, İman: 17) hadis sahihtir. konuda Âişe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Şureyh el Adevî el Ka’bî el Huzaî’nin adı Huveylid b. Amr’dır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Mutlaka Hayır Söylenmeli Veya Susmalı
2689-) Abdullah b. Amr’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim gereksiz ve günah kazandıran sözlerden dillini korursa her türlü sıkıntıdan ve günahtan kurtulur.” (Dârimî, Rıkak: 17) Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece İbn Lehîa’nın Ebû Abdurrahman’dan rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû Abdurrahman el Hublî; Abdullah b. Yezîd’tir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Mutlaka Hayır Söylenmeli Veya Susmalı
2690-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir kişiden, taklidini yaparak bahsetmiştim de şöyle buyurdular: “Benim şu kadar veya bu kadar menfaatim olsa bile birinin taklidini yapmak hoşuma gidip beni sevindirmez.” Âişe diyor ki: Bir seferinde “Ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. “Safiyye küçücük bir kadındır” dedim ve elimle kısa oluşunu gösterdim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Öyle bir söz ettin ki o söz denize karışsaydı denizin suyu değişirdi.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: İnsanlar Taklid Edilebilir Mi?
2691-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Benim için pek çok şeyler verilse bile hiç kimsenin taklidini yapmaktan hoşlanmam.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Huzeyfe; Küfeli olup İbn Mes’ûd’un arkadaşlarındandır. İsmine, Seleme b. Şuheybe denilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: İnsanlar Taklid Edilebilir Mi?
2692-) Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hangi Müslüman daha değerlidir diye soruldu da: “Elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kimsedir” buyurdu. (Nesâî, İman: 8) Ebû Mûsâ’nın rivâyeti olarak bu şekliyle bu hadis sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Gerçek Müslümanın Elinden Ve Dilinden Zarar Gelmez
2693-) Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim Müslüman kardeşini işlediği bir suçtan dolayı ayıplarsa kendisi de o suçu işlemeden ölmez.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) diyordu ki “Tevbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa” Bu hadis garib olup senedi muttasıl değildir. Çünkü Hâlid b. Ma’dan, Muâz b. Cebel’e yetişip onu görmemiştir. Hâlid b. Ma’dan’ın Peygamber’in ashabından yetmiş kişiye yetişip onlarla görüştüğü rivâyet ediliyor Muâz b. Cebel Ömer’in halifeliği döneminde vefat etmiştir. Hâlid b. Ma’dan, Muâz’ın arkadaşlarından başka pek çok kimseden ve Muâz’dan bu hadisin başka hadisler de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Kişi Ayıpladığı Bir Günahı İşler Mi?
2694-) Vasile b. Eskâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kardeşinin başına gelen bir şeye sevinip gülme sonra Allah onu bağışlar ve merhamet eder de seni o şeyle imtihan eder.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Vasile b. Eskâ, Enes b. Mâlik ve Ebû Hind ed Dârî’den hadis işitmiştir. Kendisi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından sadece bu üç kişiden hadis işitmiştir. Mekhûl, Şamlı olup Ebû Abdullah diye künyelenir köle idi sonradan azâd edilmiştir. el Ezdî ise Basralıdır. Abdullah b. Ömer’den hadis işitmiştir. Kendisinden Imara b. Zazân hadis rivâyet etmektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Kişi Sevinip Güldüğü Şeyle De İmtihan Olur Mu?
2695-) Ali b. Hucr, İsmail b. Ayyaş vasıtasıyla Temim b. Atıyye’den şöyle aktarmıştır: “Çoğu zaman Mekhûl’e soru sorulduğunda Nedanem (bilmiyorum) dediğini işittim.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Kişi Sevinip Güldüğü Şeyle De İmtihan Olur Mu?
2696-) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından yaşlı bir kimse olan Yahya b. Vessab’tan aktarıldığına göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Müslümanların arasına karışarak onların eziyetlerine katlanan kimse halk arasına karışmayıp eziyete katlanmayan kimseden daha hayırlıdır.” (İbn Mâce, Fiten: 23) İbn ebî Adıy diyor ki: Şu’be, hadisi rivâyet eden yaşlı kimsenin İbn Ömer, olduğu kanaatindedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Müslümanların Arasına Karışmak Gerekir
2697-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Aranızın kötü olmasından şiddetle sakınınız. Çünkü bu özellik dini yok edip bitirir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle sahih garibtir: “Aranızın kötü olması” demek Müslümanların birbirine düşman olmaları ve kin beslemeleridir. “Halika” kelimesinin manası dini tıraş edip bitirir anlamındadır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Dini Yok Edip Bitiren Şey Nedir?
2698-) Ebû’d Derdâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Oruç, namaz ve sadaka vermenin kazandıracağı sevap ve dereceden daha değerlisini size bildireyim mi? Ashab “evet” dediler; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Müslümanların birbirleriyle aralarının iyi olmasıdır çünkü aranın bozuk olması dini yok edip bitirir” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Edeb: 50) Bu hadis sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle de rivâyet edilmiştir: “Yok edip bitirir diyorum saçı tıraş eder demiyorum fakat dini tıraş edip bitirir diyorum.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Dini Yok Edip Bitiren Şey Nedir?
2699-) Zübeyr b. Avvam (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Geçmiş toplumların hastalığı size de bulaştı hasen ve kin beslemek işte bu kökten yok etmedir saçı tıraş eder demiyorum fakat dini kökünden kazıyıp yok eder. Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki iman etmeden Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmeden de mü’min olamazsınız. Aranızda birbirinizi sevmeyi gerçekleştirecek olan şeyi size haber vereyim mi? Selamı aranızda yayın.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadisin rivâyetinde ihtilaf edilmiştir. Kimileri Yahya b. ebî Kesîr’den derken bazıları da Yahya b. ebî Kesîr’den, Yaîş b. Velid’den ve Zübeyr’in azâdlı kölesinden demektedirler ve “Zübeyr’den” dememektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Dini Yok Edip Bitiren Şey Nedir?
2700-) Ebû Bekre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın ahirette ayırdığı azabla beraber dünyada sahibini acele olarak cezalandıracağı iki günah vardır: “Azgınlık ve akraba ile ilgiyi kesmek.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 43) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Cezası Dünyada Verilen Günahlar
2701-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işittim: “Her kimde şu iki özellik bulunursa Allah o kimseyi şükreden ve sabreden bir kul olarak yazar kimde de bu iki özellik bulunmazsa Allah o kimseyi şükreden ve sabreden olarak yazmaz. Kim din konusunda kendisinden üstün kimselere bakar ve onlar gibi olmaya çalışırsa dünyalık konusunda da kendisinden aşağılık olanlara bakıp Allah’ın kendisine verdiği nimete hamdederse Allah bu kimseyi şükredici ve sabredici olarak yazar kimde din konusunda kendisinden aşağı olan kimseye bakar ve kendisini ondan iyi görüp kulluğunu artırmaz dünyalık konusunda da kendisinden üstün olan kimselere bakarak elinden kaçan şeylere üzülürse Allah’ta o kimseyi ne şükreden nede sabreden olarak yazar.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Şükreden Ve Sabreden Kul Hangi Özelliktedir?
2702-) Salih insan Mûsâ b. Hizam, Ali b. İshâk vasıtasıyla Abdullah b. Mübarek’den, Müsennab Sabah’tan, Amr b. Şuayb’tan babasından ve dedesinden bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Süveyd b. Nasr rivâyetinde “babasından” dememektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Şükreden Ve Sabreden Kul Hangi Özelliktedir?
2703-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Dünyalık sıhhat ve afiyet konularında kendinizden aşağı olan kimselere bakınız, Üstün olan kimselere bakmayınız! Çünkü Allah’ın size verdiği nimeti küçük görmemeniz için size uygun davranış budur.” (Müslim, Zühd: 17; İbn Mâce, Zühd: 9) hadis sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Şükreden Ve Sabreden Kul Hangi Özelliktedir?
2704-) Hanzale el Üseydî (radıyallahü anh) ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vahiy katiplerindendir. Hanzale, bir gün ağlayarak Ebû Bekir’in yanına uğradı. Ebû Bekir “Neyin var ey Hanzale!” diye sordu. Hanzale, “Ey Ebû Bekir!” dedi, “Hanzale münafık olmuştur. Şöyle ki Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında olduğumuz sürece bize Cennet ve Cehennemi hatırlattığında gözümüzle görüyormuş gibi oluyoruz. Fakat onun yanından ayrılıp çoluk çocuğumuzun ve işlerimizin başına vardığımızda ise çoğunu unutuyoruz.” Ebû Bekir, “Allah’a yemin olsun ki bizlerde aynı durumdayız, yürü beraberce Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gidelim dedi. ve beraberce gittik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onu görünce “Hanzale, derdin nedir?” diye sordu. Hanzale: “Ey Allah’ın Rasûlü! Hanzale münafık oldu dedi şöyle ki, senin yanında bulunduğumuz hallerde Cennet ve Cehennemi hatırlattığında sanki gözümüzle görür gibi oluyoruz. Fakat senin yanından ayrılıp hanımlarımızın ve işlerimizin başına vardığımızda çok şeyi unutuyoruz. Ebû Bekir dedi ki: Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her zaman benim yanımdan kalktığınız durumda olsaydınız melekler oturduğunuz yerlerde yollar üzerinde ve yataklarınızda sizinle tokalaşırlardı. Fakat Ey Hanzale bazen öyle bazen böyle her an bir olmaz.” (İbn Mâce, Zühd: 28; Müslim, Tevbe: 17) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Melekler Bizimle Ne Zaman Tokalaşırlar?
2705-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz kendisi için sevdiğini mü’min kardeşi içinde sevmedikçe gerçek mü’min olamaz.” (Müslim, İman: 17; Nesâî, İman: 19) hadis sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Melekler Bizimle Ne Zaman Tokalaşırlar?
2706-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Birgün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in binitinin arkasında idim. Buyurdu ki: “Ey delikanlı! Sana birkaç kelime öğreteceğim: “Allah’ın emir ve yasaklarına iyi dikkat ederek yaşa ki Allah’ta seni gözetip kollasın. Allah’ı hiç hatırından çıkarma ki onu her an karşında bulasın. İsteyeceğinde Allah’tan iste yardım isteyeceğinde Allah’tan yardım iste, bilmiş ol ki tüm insanlar sana bir konuda fayda vermek için bir araya gelseler ancak Allah’ın yazdığı kadarıyla sana faydalı olabilirler. Eğer tüm insanlar sana zarar vermek konusunda birleşip bir araya gelseler ancak Allah’ın sana yazdığı kadarıyla zarar verebilirler. Kader kalemleri kalkmış ve yazılan sahifeler kurumuştur.” (Müsned: 2527) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Melekler Bizimle Ne Zaman Tokalaşırlar?
2707-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, diyor ki: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Ey Allah’ın Rasûlü! devemi bağlayarak mı yoksa salıvererek mi Allah’a tevekkül edeyim diye sordu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Deveni bağla sonra Allah’a güven ve dayan.” (Tirmizî rivâyet rivâyet etmiştir.) b. Ali, Yahya’nın bu hadis bence münkerdir dediğini aktarmaktadır. Enes’in rivâyeti olarak bu hadisi garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Amr b. Ümeyye ed Damrî’den bu hadisin bir benzeri rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2708-) Ebû’l Havra es Sa’dî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hasan b. Ali’ye Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ezberlediğin bir şey var mı diye sordum dedi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şunu ezberledim: “Şüpheli olanı bırak şüphesiz olana bak, çünkü doğruluk gönül rahatlığıdır yalancılık ise kuşkudan ibarettir. (Nesâî, Eşribe: 17; Dârimî, Büyü: 27) hadis biraz uzuncadır. Ebû’l Havra es Sa’dî’nin ismi Rabia b. Şeyban’dır. Bu hadis sahihtir. Bündar, Muhammed b. Cafer el Mahremî vasıtasıyla Şu’be’den ve Büreyd’den geçen hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2709-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında bir adam ibadet ve gayretiyle anıldı başka birisi de Allah’ın hakkını gözetme konusunda anıldı da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hiçbir şey Allah’ın hukukunu gözetmeye denk olamaz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) b. Cafer, Misver b. Mahreme’nin oğludur Medînelidir. Hadisçiler yanında güvenilen bir kimsedir. Bu hadis hasen garib olup sadece bu şekliyle biliyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2710-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kim helal lokma yer ve İslam nizamına göre yaşarsa ve insanlar da onun kötülüklerinden emin olurlarsa o kişi Cennete girer. Bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü! bugün bu özellikte kişiler halk arasında pek çoktur. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), benden sonraki asırlarda da bu özellikte kimseler bulunacaktır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) hadis garib olup sadece bu şekliyle İsrail’in hadisi olarak bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2711-) Abbâs ed Dûrî, Yahya b. ebî Bükeyr vasıtasıyla İsrail’den aynı senedle bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. b. İsmail’e bu hadis hakkında sordum sadece İsrail’in hadisi olarak bildi Ebû Bişr’in ismini de bilemedi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2712-) Sehl b. Muâz b. Enes el Cühenî (radıyallahü anh)’den ve babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim Allah için verir ve Allah için engel çıkarırsa, Allah için sever ve Allah için buğzederse ve Allah için nikahlanıp evlenirse o kimsenin imanı olgunluğa ermiştir.” (Müsned: 15064) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2713-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cennete ilk girecek kimseler ayın bedir şeklindeki parlak oluşu gibi girecekler ikinci olarak girecekler ise gökteki parlak yıldızın parlaklığı gibi gireceklerdir. Her bir kimse için iki hanım verilecek, her bir hanımın yetmiş kat elbisesi olacak bu kadar elbise altından inciklerinin iliği görülecektir.” (Müsned: 10702) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Kıyametin Özellikleri Ve...
Konu: Allah’a Tevekkül Nasıl Olmalıdır?