Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

1012-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), üç parça beyaz yemen kumaşı ile kefenlendi gömlek ve sarık yoktu.” (Müslim, Cenaiz: 13; İbn Mâce, Cenaiz: 11 ) Âişe (radıyallahü anha)’ya: “İki parça kumaş birde çizgili kumaşla kefenlendiği söyleniliyor” denilince, Âişe şöyle dedi: Çizgili bir kumaş getirildi fakat onunla kefenlenmeyip o kumaşı geri verdiler. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Kefenlenmesi Nasıldı?
1013-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hamza b. Abdulmuttâlib’i çizgili tek bir kumaşla kefenlemişti.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda; Ali, İbn Abbâs, Abdullah b. Muğaffel ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kefeni hakkında değişik rivâyetler gelmiş olup bu konuda en sahih olan rivâyet Âişe’nin rivâyetidir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı ve sonraki dönem ilim adamlarının pek çoğu uygulamalarını bu hadise göre yaparlar. der ki: Erkek üç kat elbiseyle kefenlenir; biri gömlek ikiside sargı olmak üzere imkan varsa üç sargıyla da olabilir. Sarılacak iki parça bulunmasa, tek parça bile yeterlidir. İki parça da yeterli olup üç parça olursa daha iyidir. Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüşte olup: “Kadın beş parça ile kefenlenir” demektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Kefenlenmesi Nasıldı?
1014-) Abdullah b. Cafer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cafer’in ölüm haberi gelince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cafer’in ailesi için yemek hazırlayın çünkü onları cenaze meşgul etti.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 25; İbn Mâce, Cenaiz: 59) Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamları ölünün ailesinin sıkıntıyla meşgul olduklarından dolayı bir miktar yiyecek ile gitmeyi müstehab görmüşlerdir. Şâfii bu görüştedir. Cafer b. Hâlid; Sare’nin oğludur ve güvenilir bir kimsedir. İbn Cüreyc kendisinden hadis rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölen Kimsenin Ailesine Yemek Götürülür Mü?
1015-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ölüm ve benzeri sıkıntılar anında yaka paça yırtan yanaklarını döven ve cahilce bağırıp çağıranlar bizden değildir” (Buhârî, Cenaiz: 45; İbn Mâce, Cenaiz: 14) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölen Kimse İçin Dövünmek Yaka Paça Yırtmak Doğru Mudur?
1016-) Ali b. Rebia el Esedî’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ensâr’dan Karaza b. Ka’b denilen bir adam öldü ona yüksek sesle ağlandı. Bunun üzerine Muğîre b. Şu’be gelerek minbere çıktı Allah’a hamd ve övgülerden sonra şöyle dedi: “İslâm’da ölüye yüksek sesle ağlamak ta ne oluyor? Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den kime yüksek sesle ağlanırsa kendisine yapılan bu feryat ve figandan dolayı o kimse azab olunur.” dediğini işittim. (Buhârî, Cenaiz: 45; İbn Mâce, Cenaiz: 24) konuda Ömer, Ali, Ebû Mûsâ, Kays b. Âsım, Ebû Hüreyre, Cünade b. Mâlik, Enes, Ümmü Atıyye, Semure ve Ebû Mâlik el Eş’arî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Muğıre hadisi garib hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölü İçin Yüksek Sesle Ağlanabilir Mi?
1017-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ümmetimde dört özellik cahiliyye adetlerinden olup onları pek bırakmak istemezler. 1- Ölünün arkasından yüksek sesle ağlamak. 2- İnsanların şeref ve neseplerine dil uzatmak. 3- Bulaşıcılık (ki bir deve uyuz oldu, yüz deveyi uyuz yaptı ilk deveyi kim uyuz yaptı? 4- Yıldızlardan yağmur ve hava şartları hakkındaki tahminler ki; (falan yıldız vasıtasıyla bize yağmur yağdırıldı gibi sözler.)” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölü İçin Yüksek Sesle Ağlanabilir Mi?
1018-) Ömer b. Hattâb (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ölen kimse arkasından ağlanırsa azâb görür.” (Buhârî, Cenaiz: 32; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 25) konuda İbn Ömer ve Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ömer hadisi hasen sahihtir. Bazı ilim adamları ölü arkasından ağlamayı hoş karşılamazlar ve “Ölü arkasından ağlanmakla azâblandırılır” derler ve uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Mübarek diyor ki: Ölen kimse sağlığında ağlanmamasını duyurmuş ise kendisine bir şey olmayacağını ümit ederim.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölünün Arkasından Ağlanabilir Mi?
1019-) Ebû Mûsâ el Eş’arî’nin babasından bize naklettiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse ölür de arkasından ağlayıcıları vah vah desteğimiz vah vah efendimiz ve benzeri ifadelerle ağlarlar ise o cenaze başına iki melek görevlendirilir ve itip kakarak sen böyle miydin derler.” (İbn Mâce, Cenaiz: 54; Buhârî, Cenaiz: 32) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölünün Arkasından Ağlanabilir Mi?
1020-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ölen kimse kendisine ağlandığı takdirde azâb görür.” Bu rivâyeti duyunca Âişe dedi ki: Allah İbn Ömer’e acısın affetsin gerçekten yalan söylemedi ama herhalde yanıldı çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ölen bir Yahudi için şöyle demişti: “Ölen kimse azâb görüyor arkasındakiler de ona ağlıyorlar.” (Buhârî, Cenaiz: 43; Müslim, Cenaiz: 10) Bu konuda İbn Abbâs, Karaza b. Ka’b, Ebû Hüreyre, İbn Mes’ûd ve Üsâme b. Zeyd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Âişe’den değişik şekillerde de rivâyet olunmuştur. İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. İsra sûresi 15. ayetini bu anlamda yorumlamışlardır. Şâfii’nin görüşü budur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölü Arkasından Ağlamanın Bir Sınırı Var Mıdır?
1021-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Abdurrahman b. Avf’ın elinden tutarak son anlarını yaşamakta olan oğlu İbrahim’in yanına vardılar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğunu kucağına aldı ve ağladı. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf; Ağlamayı bize yasaklıyor ve kendiniz ağlıyorsunuz ha dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ben sadece dengesizce ve bağırarak ağlamaktan dolayı yasakladım. Yani musibet anındaki dengesiz sesleri, yüzlerin tırmalanmasını, yaka paça yırtılmasını ve şeytanca gürültüsü durumundaki sesleri…” Bu hadis daha uzuncadır. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölü Arkasından Ağlamanın Bir Sınırı Var Mıdır?
1022-) İbn Ömer’in “Dirilerin ağlaması yüzünden ölü azâb görür” sözü Âişe’ye hatırlatıldı O’da şöyle dedi: Abdurrahman’ın babasını Allah affetsin yalan söylemedi fakat unuttu veya hatalı konuştu. Çünkü; “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Yahudi bir kadının kabri yanından geçti ve: Onlar ölü için ağlıyorlar o ise kabrinde azâb görüyor” buyurdular. (Buhârî, Cenaiz: 33; Müslim, Cenaiz: 10) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölü Arkasından Ağlamanın Bir Sınırı Var Mıdır?
1023-) Sâlim (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir ve Ömer’in, cenazenin önünden yürüdüklerini gördüm.” (İbn Mâce, Cenaiz: 16)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenazenin Önünde Yürünebilir Mi?
1024-) Yine Sâlim b. Abdullah’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i Ebû Bekir ve Ömer’i cenazenin önünden yürüdüklerini gördüm.” (İbn Mâce, Cenaiz: 16)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenazenin Önünde Yürünebilir Mi?
1025-) Zührî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir ve Ömer, cenazenin önünden yürürlerdi.” (İbn Mâce, Cenaiz: 16) diyor ki: Sâlim’in bana bildirdiğine göre babası yani Ömer’in oğlu Abdullah cenazenin önünden yürürdü. Bu konuda Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi değişik şekillerde rivâyet edilmiştir. İbn Cüreyc, Ziyâd b. Sa’d ve pek çok kimse Zührî’den, Sâlim’den ve babasından İbn Uyeyne’nin rivâyeti gibi rivâyet etmişlerdir. Ma’mer, Yunus b. Yezîd, Mâlik ve pek çok hadis hafızı Zührî’den “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cenazenin önünden yürürdü” şeklinde rivâyet etmişlerdir. der ki: Sâlim babasının cenazenin önünden yürüdüğünü haber vermiştir. Hadisçilerin hepsi bu konuda mürsel olan rivâyetin daha sahih olduğu kanaatindedirler. Yahya b. Mûsâ’dan işittim şöyle diyordu: İbn’ül Mübarek’den naklederek Abdurrezzak diyor ki: Bu konuda Zührî’den gelen mürsel hadis İbn Uyeyne’nin hadisinden daha sahihtir. Mübarek diyor ki: İbn Cüreyc’in bu hadisi İbn Uyeyne’den aldığı kanaatindeyim. Hemmâm b. Yahya bu hadisi Sa’dın oğlu Ziyâd’tan, Mansur’dan, Bekir ve Sûfyân yoluyla Zührî’den, Sâlim’den ve babasından rivâyet etmiştir. Hemmâm’ın kendisinden rivâyet ettiği kimse Sûfyân b. Uyeyne’dir. adamları cenaze önünden yürümek konusunda değişik görüşler ileri sürmüşler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerin alimlerinden bir kısmı cenaze önünden yürümek daha değerlidir demektedirler. Ahmed ve Şâfii bunlardandır. Bu konuda Enes hadisi pek şöhret bulmamıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenazenin Önünde Yürünebilir Mi?
1026-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir, Ömer ve Osman cenazenin önünde yürürlerdi.” (İbn Mâce, Cenaiz: 16) Bu hadis hakkında Muhammed’e sordum şöyle dedi: Bu hadis Muhammed b. Bekir’in yanıldığı hatalı bir rivâyettir. Bu hadis Yunus’tan ve Zührî’den şöyle rivâyet edilmiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir ve Ömer cenazenin önünden yürürlerdi.” der ki: Sâlim’in bana bildirdiğine göre, babası cenazenin önünden yürürmüş. Muhammed, bu rivâyet daha sahihtir diyor.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenazenin Önünde Yürünebilir Mi?
1027-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cenazenin arkasından yürümeyi sorduk şöyle buyurdular: Kısa ve hızlı adımlarla yürüyün, o cenaze hayırlı bir kimse ise; onu çabucak gideceği yere ulaştırmış olursunuz. Şerli bir kimse ise; Cehennem ehli bizden bir an önce uzaklaşıp gitsin. Cenazenin arkasından yürünür, cenaze arkadan gelen değildir. Önde giden; cenaze merasiminde bulunmuş sayılmaz.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 44) Abdullah b. Mes’ûd’un bu hadisini sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhammed b. İsmail’in Ebû Macid’in bu hadisine zayıf dediğini işittim. Muhammed diyor ki: İbn Uyeyne, Humeydî’den naklen dedi ki Yahya’ya “Bu Macid’te kimdir? Diye soruldu. Bunun üzerine Yahya (O belirsiz bir kimse olarak) “Kuştur uçtu geldi bize hadis rivâyet etti.” (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonrakilerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve cenazenin arkasından ve yaya olarak yürümenin daha değerli olduğu görüşündedirler. Sûfyân es Sevrî ve İshâk bunlardandır. Macid” bilinmeyen meçhul bir kişidir. İbn Mes’ûd’tan iki hadis rivâyet etmiştir. “Yahya” Teymullah oğullarının imamı olup güvenilir bir kimsedir, künyesi Ebûl Hâris’tir. Kendisine Yahya el Câbir veya Yahya el Mücbir’de denilir, Küfelidir. Şu’be, Sûfyân es Sevrî, Ebûl Ahvas ve Sûfyân b. Uyeyne kendisinden hadis rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenazenin Arkasından Da Yürünebilir Mi?
1028-) Sevbân (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir cenazede bulunmuştuk. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), binitlerine binerek cenazeyi takip eden kimseler gördü ve şöyle buyurdu: “Siz utanmaz mısınız? Melekler yaya olarak katılmışlar, siz ise binit üzerindesiniz.” (İbn Mâce, Cenaiz: 15; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 42) Bu konuda Muğîre b. Şu’be ve Câbir b. Semure’den de hadis rivâyet edilmiştir. Sevbân’ın bu hadisi ayrıca kendisinden mevkuf olarak da rivâyet edilmiş olup Muhammed diyor ki: Mevkuf rivâyet mürsel rivâyetten daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Arkasından Binitle Takip Edilebilir Mi?
1029-) Simak (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Câbir b. Semure’den işittim şöyle diyordu: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Ebû’d Dahdah’ın cenazesinde bulunduk, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), hızlı giden ve şaha kalkan bir atın üzerindeydi.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 44; İbn Mâce, Cenaiz: 215)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenezeye Binitle Katılmak Mümkün Müdür?
1030-) Câbir b. Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû’d Dahdah’ın cenazesinin ardından yaya yürüdü dönüşte ise bir at üzerindeydi.” (Müslim, Cenaiz: 28; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 44) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenezeye Binitle Katılmak Mümkün Müdür?
1031-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den aktarıldığına göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cenazeyi çabucak kaldırınız; Eğer o iyi bir kimse ise onu hayır ve sevâbına yaklaştırmış olursunuz, eğer şerli bir kimse ise onu omuzlarınızdan indirip atmış olursunuz.” (Müslim, Cenaiz: 16; Ebû Dâvûd: Cenaiz: 45) konuda Ebû Bekre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Bekletilmeksizin Çabuk Kaldırılması Gerektiği
1032-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Uhud günü Hamza’nın cesedinin yanına geldi ve durakladı, cesed üzerinde müsle (gözü oyulmuş kulağı burnu kesilmiş) yapıldığını gördü ve şöyle buyurdu. Halam ve Hamza’nın kız kardeşi Safiyye’yi sıkıntıya sokacak olmasaydım. Hamza’nın cesedini böylece bırakır vahşî hayvanların yemesine terk eder kıyamette de onların karınlarından haşredilmesini isterdim.” diyor ki: “Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), çizgili kumaştan yapılmış bir elbise istedi onunla kefenledi. Bu kumaş başı tarafına çekildiğinde ayakları, ayaklarına doğru çekildiğinde ise başı açık kalıyordu.” diyor ki: “Şehîdler çok fakat kefen yapılacak malzeme çok azdı.” Enes şöyle devam etti: Tek kişi veya iki kişi veya üç kişi bir kefene sarılıyor ve bir kabre defnediliyordu. Defnederken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kurânî bilgisi hangisinin çoktur diye soruyor ve onu kıbleye doğru öne geçiriyordu. Enes diyor ki: Böylece tüm Uhud şehîdlerini defnetti ve onlara cenaze namazı kılmadı. (Buhârî, Cenaiz: 74) Enes hadisi hasen garib olup sadece bu şekliyle biliyoruz. (Eskimiş elbise) demektir. hadisin rivâyetinde Üsâme b. Zeyd’e muhalefet edilmiştir. Leys b. Sa’d, İbn Şihâb’tan, Abdurrahman b. Ka’b b. Mâlik’den, Câbir b. Abdullah b. Zeyd’den bu hadisi rivâyet etmiştir. Ma’mer ise yine bu hadisi; Zührî’den, Abdullah b. Sa’lebe’den, Câbir’den rivâyet etmiştir. ve Zührî’den bu hadisi rivâyet eden Üsâme b. Zeyd’den başka bir kimse bilmiyoruz. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum şöyle dedi: Leys’in, İbn Sihab’tan, Abdurrahman b. Ka’b b. Mâlik’den ve Câbir’den rivâyet edileni daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Uhud Şehîdleri Ve Hamzanın Defnedilmesi
1033-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hastayı ziyaret eder, cenazede bulunur, (Deve at varken bile) eşeğe bile biner, bir kölenin davetine bile icabet eden bir alçak gönüllülüğe sahibti. Hatta Benî Kurayza günü yuları ve semeri hurma lifi ve ipten örülmüş bir eşeğe binmişti.” (İbn Mâce, Zühd: 16) Bu hadis sadece Müslim’in, Enes’den yaptığı bu rivâyetiyle bilmekteyiz. Müslim el A’ver’in hadis konusunda zayıf olduğu söylenir. Müslim b. Keysân’da denilen bu kimse hakkında ileri geri konuşulmuş olup kendisinden Şu’be ve Sûfyân el Melaî hadis rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Bazı Ahlakî Özellikleri Nelerdir?
1034-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edince defnedilmesi konusunda değişik görüşler ortaya atıldı. Ebû Bekir (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işitip halen unutmadığım bir söz vardır şöyle buyurmuştur: “Allah peygamberlerin ruhunu defnedilmek istediği yerde kabzeder öyleyse onu yatağının olduğu yere defnediniz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Abdurrahman b. Ebû Bekir el Müleykî’nin hafızasının zayıf olduğu söylenmiştir. Bu hadis değişik yollarla da rivâyet edilmiştir. ibn Abbâs, Ebû Bekir’den de aynı şekilde bu hadisi rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Peygamberler Hangi Mezarlığa Defnedilirler?
1035-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ölen kimselerin iyi yönlerini anıp hatırlayın kötülüklerini ise gündeme getirmeyin.” (İbn Mâce, Cenaiz: 20; Nesâî, Cenaiz: 51) Bu hadis garibtir. Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Imrân b. Enes el Mekkî hoş olmayan rivâyetler yapan birisidir. Bazıları da bu hadisi Âişe’den rivâyet ettiler. Bu hadis garibtir. Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Imrân b. ebî Enes el mekkî hoş olmayan rivâyetler yapan birisidir. Bazıları da bu hadisi Âişe’den rivâyet ettiler. Imrân b. ebî Enes; Mısırlı olup Mekkeli Imrân b. Enes’den daha sağlam ve yaşlı birisidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Ölen Kimselerin Hangi Özellikleri Hatırlanmalı?
1036-) Ubâde b. Sâmit (radıyallahü anh)’den rivâyete şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cenazesine katıldığı kimse kabre konulmadan önce oturmazdı. Bir Yahudi bilgini de: “Bizde böyle yaparız” dedi. Bunun üzerine “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oturdu ve onların yaptıkları şeylerin aykırı olanını yapın” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 42; İbn Mâce, Cenaiz: 35) Bu hadis garibtir. Bişr b. Rafi’ hadis konusunda pek sağlam birisi değildir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Kabre Konulmadan Önce Oturulabilir Mi?
1037-) Ebû Sinan (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Oğlum Sinan’ı defnettim. Ebû Talha el Havlanî kabrin kenarında oturuyordu kabirden çıkmak istediğimde elimden tuttu ve şöyle dedi: “Ey Ebû Sinan sana bir müjde vereyim mi? Bende evet dedim. Dedi ki: Dahhâk b. Abdurrahman b. Arzeb, Ebû Mûsâ el Eşarî’den bana rivâyet ettiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kulun çocuğu vefat ettiğinde Allah; meleklerine kulumun çocuğunun ruhunu kabzettiniz mi? Buyurur. Melekler evet derler. Sonra Allah şöyle buyurur: Onun gönlünün meyvesini mi kopardınız? Meleklerde evet derler. Kulum ne dedi? Buyurur. Melekler de: “Hamdetti ve İnna lillahi ve inna ileyhî raciûn” dedi. Derler. Bunun üzerine Allah’ta şöyle buyurur: “Bu kuluma Cennet’te bir ev yapın ve adını “Hamd evi” koyun.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cennet’teki “hamd Evi” Kimlere Verilecektir?
1038-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Habeş Kralı olarak Necaşi’ye cenazesi yok iken arkasından gıyabî cenaze namazını kıldı ve bu namazda dört tekbir almıştı.” (Buhârî, Cenaiz: 6; İbn Mâce, Cenaiz: 24) Bu konuda İbn Abbâs, İbn ebî Evfâ, Câbir, Yezîd b. Sabit ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Yezîd b. Sabit; Zeyd b. Sabit’in kardeşi olup yaşça ondan büyüktür. Bedir savaşında bulunmuştur. Zeyd ise bulunmamıştır. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve cenaze namazında dört tekbir alırlar. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Tekbir Sayısı Kaçtır?
1039-) Abdurrahman b. ebî Leylâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Zeyd b. Erkâm cenaze namazında dört tekbir alırdı. Bir seferinde ise beş tekbir almıştı. Kendisine bunu sorduk dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beş tekbir de alırdı.” (Müslim, Cenaiz: 22; Ebû Dâvûd: Cenaiz: 52) Zeyd b. Erkâm hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden bazı ilim adamları bu görüşte olup cenaze namazında beş tekbir alınır demektedirler. ve İshâk şöyle derler: İmam beş tekbir alarak cenaze namazını kıldırırsa imama mutlaka uyulur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Tekbir Sayısı Kaçtır?
1040-) Ebû İbrahim el Eşhelî (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cenaze namazı kıldığı zaman “Allah’ım dirimizi, ölümüzü burada bulunanımızı ve bulunmayanımızı, küçüğümüzü, büyüğümüzü, erkeğimizi ve dişimizi hepsini affet” diye dua ederdi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Okunacak Dualar
1041-) Yahya diyor ki: Ebû Seleme b. Abdurrahman, Ebû Hüreyre’den bu hadisin benzerini bize aktardı ve şu ilaveyi yaptı. “Allah’ım aramızda yaşamasını dilediğin kimseyi İslam üzere yaşat ölmesini istediğin kimseyi de imanla öldür.” (56; İbn Mâce, Cenaiz: 23; Buhârî, Cenaiz: 65) Bu konuda Abdurrahman, Âişe, Ebû Katâde, Avf b. Mâlik ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû İbrahim’in babasından hadisi hasen sahihtir. ed Destevâî ve Ali b. el Mübarek bu hadisi Yahya b. ebî Kesir’den, Ebû Seleme b. Abdurrahman’dan ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir. İkrime b. Ammâr; Yahya b. ebî Kesir’den, Ebû Seleme’den, Âişe’den aynı hadisi rivâyet etmiştir. İkrime b. Ammâr hadisi pek makbul değildir. İkrime Yahya hadisinde vehme kapılarak yanılmıştır. Bu hadis aynı şekilde Yahya b. Ebû Kesir, Abdullah b. Ebû Katâde ve babasından da rivâyet edilmiştir. işittim diyor ki: Bu konuda en sahih rivâyet Yahya b. ebî Kesir’in, Ebû İbrahim el Eşhelî’nin babasından yaptığı rivâyettir. Kendisine Ebû İbrahim’in isminin ne olduğunu sordum bilemedi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Okunacak Dualar
1042-) Avf b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir ölüye cenaze namazı kılarken şöyle söylediğini işittim namazında şöyle diyordu: “Allah’ım affet onu, acı ona, çamaşırın kirden temizlendiği gibi onu dolu (yağmur, kar) ile günahlarından arındır.” (Müslim, Cenaiz: 26; İbn Mâce, Cenaiz: 23) Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda en sahih hadis budur demektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Okunacak Dualar
1043-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), cenaze namazında Fatiha sûresini okudu.” (Buhârî, Cenaiz: 65; Nesâî, Cenaiz: 77) Bu konuda Ümmü Şerik’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs, hadisinin senedi pek sağlam değildir. b. Osman’a Ebû Şeybe el Vasîtî denir rivâyeti pek kabul görmeyen kimselerdendir. İbn Abbâs’tan sahih olan rivâyet onun şöyle dediğidir: “Cenaze namazında Fatiha sûresi okumak sünnettendir.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Fatiha Sûresi Okunur Mu?
1044-) Talha b. Avf (radıyallahü anh)’den rivâyete göre; İbn Abbâs ceneze namazını kılarken Fatiha sûresini okudu kendisine sordum: “Fatiha okumak sünnettendir veya sünnetin tamamındandır” dedi. (Buhârî, Cenaiz: 65; Nesâî, Cenaiz: 77) Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönem ilim adamlarından bazıları uygulamalarını bu hadisle yaparak ilk tekbirden sonra Fatiha sûresini okumayı tercih ederler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. ilim adamları da şöyle derler: Cenaze namazında Fatiha süresini okumak yoktur. Fakat Allah’a övgü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e salevat ve ölen kimseye duadan ibarettir. Küfeliler, Sevrî ve başkaları bunlardandır. b. Abdullah b. Avf, Abdurrahman b. Avf’ın kardeşinin oğludur, kendisinden Zührî hadis rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazında Fatiha Sûresi Okunur Mu?
1045-) Abdullah b. Yezenî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mâlik b. Hübeyre bir sefer cenaze namazı kıldıracağında cemaati az bularak onları üç saf haline getirdi sonra da dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bir kimse üzerinde üç saf cemaat cenaze namazı kılarsa Allah, o kimseye imanla gittiği takdirde Cenneti ona vâcib kılar. (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 39; İbn Mâce, Cenaiz: 19) Bu konuda Âişe, Ümmü Habibe, Ebû Hüreyre ve Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımlarından Meymûne’den de hadis rivâyet edilmiştir. Mâlik b. Hubeyre hadisi hasendir. Pek çok kimse bu hadisi Muhammed b. İshâk’tan böylece rivâyet etmişlerdir. b. Sa’d yine bu hadisi Muhammed b. İshâk’tan rivâyet ederek Mâlik b. Hubeyre ile Mersed arasında bir râvî daha koymuştur ki bizce onların rivâyeti daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazı Kaç Saf Olmalıdır?
1046-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Müslümanlardan bir kişi ölürde Müslümanlardan yüz kişi o kimse üzerine cenaze namazı kılar ve bağışlanması için dua ederse Allah onların bu konudaki dualarını kabul eder. Ali b. Hucr diyor ki: “Yüz veya yüzden fazla kimse.” (Müslim, Cenaiz: 18; Nesâî, Cenaiz: 78) Âişe hadisi hasen sahih olup bazı râvîler mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazı Kaç Saf Olmalıdır?
1047-) Ukbe b. Âmir el Cühenî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Üç vakit var ki Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o vakitlerde bizi namaz kılmaktan ve cenaze defnetmekten yasaklardı; 1- Güneş doğup biraz yükselinceye kadar, 2- Eşyaların gölgesiz halinden güneş batıya kayıncaya kadar, 3- Güneş batmaya yaklaşıp batacağı ana kadar.” (Nesâî, Cenaiz: 89; İbn Mâce, Cenaiz: 30) Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve daha sonraki dönemlerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yapar, bu saatlerde cenaze namazı kılmayı hoş görmezler. Mübarek der ki: Bu hadisteki “Ölülerinizi defnetmekten” sözünün manası cenaze namazı kılınması demektir. Dolayısıyla güneş doğarken, güneş tam tepe noktasında iken ve güneş batarken cenaze namazı kılınmasını hoş karşılamıyor. Ahmed ve İshâk’ta aynı kanaattedirler. der ki: Namaz kılmanın mekruh olduğu bu vakitlerde cenaze namazı kılmakta bir sakınca yoktur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Güneş Doğarken Ve Batarken Cenaze Namazı Kılınır Mı?
1048-) Muğıre b. Şu’be (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Binek üzerinde olan cenazenin arkasından, yaya olan cenazenin hangi tarafından isterse oradan yürüyebilir. Çocuk içinde cenaze namazı kılınır. (Nesâî, Cenaiz: 59; İbn Mâce, Cenaiz: 26) Bu hadis hasen sahihtir. İsrail ve bir çok kimse bu hadisi Saîd b. Ubeydullah’tan rivâyet etmişlerdir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve derler ki: Ana karnında canlı olduğu belli olan fakat ölü olarak doğan çocuğun bile cenaze namazı kılınır. Ahmed ve İshâk’ta aynı görüştedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Çocuklar Üzerine Cenaze Namazı Kılınır Mı?
1049-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Canlı olarak doğmayan çocuğa cenaze namazı kılınmaz o çocuk ne mirası alan nede bırakan kimse olabilir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadiste hadisçiler kargaşaya düşmüşlerdir. Bazıları Ebû’z Zübeyr ve Câbir’den merfu olarak rivâyet etmiş. Eş’as b. Sevvar ve pek çok kimsede Ebû’z Zübeyr ve Câbir’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Yine Muhammed b. İshâk, Atâ b. ebî Rebah ve Câbir’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir ki bu rivâyet daha Sahih gözükmektedir. Bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yapmakta olup canlı doğmayan çocuğa cenaze namazı kılınmaz derler. Sûfyân es Sevrî ve Şâfii bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Canlı Olarak Doğmayan Çocuğa Cenaze Namazı Kılınmaz
1050-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Süheyl b. Beyza için mescid içerisinde cenaze namazı kıldırdı.” (Müslim, Cenaiz: 34; İbn Mâce, Cenaiz: 29) Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Şâfii: Mâlik mescidin içerisinde cenaze namazı kılınmaz dedi, diyor ve bu hadisi delil olarak göstererek mescidde cenaze namazı kılınmasına taraftar oldu.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Mescid İçerisinde Cenaze Namazı Kılınabilir Mi?
1051-) Ebû Gâlib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. Mâlik ile beraber bir erkeğe cenaze namazı kılmıştım. Enes cenazenin başının hizasına durmuştu. Sonra Kureyş’den bir kadının cenazesini getirdiler ve Ey Ebû Hamza bu cenazenin de namazını kıldırıver dediler oda cenazenin tam ortasına durdu ve namazı kıldırdı. Bunun üzerine Alâ b. Ziyâd dedi ki: Ben de: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i erkek ve kadın cenazelerini aynı şekilde kıldırdığını görmüştüm.” Bunu duyan Enes ise “Evet” dedi. Cenaze işi bitince Enes dedi ki: “Bunları iyi öğrenin.” (Ebû Dâvûd, Cenaiz: 51; Müslim, Cenaiz: 27) konuda Semure’den de hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi hasen sahihtir. Pek çok kişi bu hadisi Hemmâm’dan aynı şekilde rivâyet etmiş vehme kapılarak “Gâlib’den ve Enes’den” demiştir. Sahih olan “Ebû Gâlib” rivâyetidir. Abdulvaris b. Saîd ve pek çok kişi bu hadisi Ebû Gâlib’den, Hemmâm’ın rivâyeti gibi rivâyet ettiler. Hadisçiler Ebû Gâlib’in ismi üzerinde ayrı görüşlere sahiptirler. Bir kısmı ismi Nafi’dir derken bazıları da Rafi’ demektedirler. Bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadise göre yaparlar. Ahmed ve İshâk bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: İmam Cenaze Namazında Erkek Ve Kadının Neresinde Durmalıdır?
1052-) Semure b. Cündüp (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kadının cenaze namazını kıldırdı ve cenazenin tam ortasına durmuştu.” (Buhârî, Cenaiz: 63; Ebû Dâvûd, Cenaiz: 51) Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be bu hadisi Huseyn el Muallim’den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: İmam Cenaze Namazında Erkek Ve Kadının Neresinde Durmalıdır?
1053-) Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’ın haber verdiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Uhud şehîdlerinden iki kişiyi bir araya getirir tek bir kefenle sarar ve hangisi Kur’ân’ı daha çok bilir diye sorardı hangisine işaret edilirse onu kabrin ön tarafına geçirirdi ve derdi ki: “Ben kıyamet günü bunların şâhidleri olacağım. Şehîdlerin kanları içerisinde defnedilmelerini emretti, onlara cenaze namazı da kıldırmadı onlar yıkanmadılar da.” (Buhârî, Cenaiz: 72; İbn Mâce, Cenaiz: 28) Bu konuda Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiştir. Câbir hadisi hasen sahihtir. Bu hadis Zührî ve Enes’den de rivâyet edilmiştir. Aynı şekilde Zührî’den, Abdullah b. Sa’lebe b. ebî Suayr’den de rivâyet edilmiştir. Kimileri de sadece Câbir’den naklederek rivâyet etmişlerdir. Şehîd üzerine cenaze namazı kılınması konusunda ilim adamları değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Bir kısmı şehîd üzerine cenaze namazı kılınmaz demektedirler. Medîneliler ve Ahmed ve Şâfii bu görüşte olanlardandır. Bazı alimlerde şehîde de cenaze namazı kılınması görüşündedirler ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şehîd olan Hamza’ya kıldığı cenaze namazını delil olarak gösterirler. Sevrî, Küfeliler ve İshâk bu kanaattedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Şehîdlere Cenaze Namazı Kılınır Mı?
1054-) Şa’bi (radıyallahü anh)’den bildirildiğine göre, şöyle rivâyet edilmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gören bir kişi bana bildirdi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tek başına bir kabir gördü ashabını arkasına saf yaparak o kabrin üzerine cenaze namazı kıldı. Şa’bi’ye soruldu bunu sana kim bildirdi diye oda “İbn Abbâs” dedi.” (Buhârî, Cenaiz: 66; Müslim, Cenaiz: 23) Bu konuda Enes, Büreyde, Yezîd b. Sabit, Ebû Hüreyre, Âmir b. Rabia, Ebû Katâde ve Sehl b. Huneyf’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönem pek çok ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. ilim adamları da “Kabir üzerine namaz kılınmaz” derler. Mâlik b. Enes bu görüştedir. b. Mübarek der ki: Cenaze namazı kılınmadan kabre gömülürse o kabrin üzerine namaz kılınabilir. İbn’ül Mübarek kabir üzerine namaz kılınır görüşündedir. Ahmed ve İshâk: Bir aya kadar kabir üzerine namaz kılınabilir derler ve şunu ilave etmektedirler. Bu konuda İbn’ül Müseyyeb’den işittiğimiz en uzun süren Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Sa’d b. Ubâde’nin annesinin kabri üzerine bir ay sonra namaz kıldığıdır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Kabre Gömülmüş Kimse Üzerine Cenaze Namazı Kılınır Mı?
1055-) Saîd b. Müseyyeb (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medîne’de yok iken Sa’dın annesi ölmüştü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medîne’ye gelince ona cenaze namazı kıldırdı. Aradan bir ay zaman geçmişti. (Buhârî, Cenaiz: 66; Müslim, Cenaiz: 23)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Kabre Gömülmüş Kimse Üzerine Cenaze Namazı Kılınır Mı?
1056-) Imrân b. Husayn (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize: “Kardeşiniz Necâşî vefat etti kalkın ona cenaze namazı kılın” buyurdular. “Bizde kalktık cenaze namazındaki gibi saf olduk cenazeye namaz kılındığı gibi ona namaz kıldık.” (Nesâî, Cenaiz: 57; İbn Mâce, Cenaiz: 33) Bu konuda Ebû Hüreyre, Câbir b. Abdillah, Ebû Said, Huzeyfe b. Esîd ve Cerir b. Abdullah’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Ebû Kılâbe, bu hadisi amcası Ebûl Mühelleb’in ismi: Abdurrahman b. Amr’dır. Ayrıca Muaviye b. Amr’da denilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Necaşi İçin Cenaze Namazı Kıldırması
1057-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim bir cenazenin namazını kılarsa ona bir kîrât sevap vardır. ve her kim cenazeyi takip eder ve defnedilinceye kadar bulunursa iki kîrât sevap vardır ki o iki kîrâttan her biri veya en küçüğü Uhud dağı kadardır.” Bu konuyu İbn Ömer’e anlattım. O’da Âişe’ye adam göndererek bu hadisi ona sordurdu da Âişe: “Ebû Hüreyre doğru söyledi” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer dedi ki: “Demek ki biz pek çok kîrâtlık sevapları elden kaçırmışız.” (Buhârî, Cenaiz: 57; Müslim, Cenaiz: 17) Bu konuda Berâ, Abdullah b. Muğaffel, Abdullah b. Mes’ûd, Ebû Saîd, Übey b. Ka’b, İbn Ömer ve Sevbân’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih olup değişik yollarla rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze Namazı Kılmanın Değer Ve Kıymeti
1058-) Ebûl Mühezzem (radıyallahü anh)’den işittim şöyle diyordu: Ebû Hüreyre ile on yıl arkadaşlık yaptım ondan işittiğime göre, şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle buyurmuştu: “Her kim cenazeyi takip eder üç kez cenazeyi taşırsa cenaze konusunda üzerine düşeni yapmış olur.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Bazı kimseler bu hadisi aynı senedle rivâyet edip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ulaştırmıyorlar. Ebûl Mühezzem’in ismi Yezîd b. Sûfyân’dır. Şu’be onun zayıf olduğunu kaydediyor.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenazeyi Taşımak Ve Takip Etmek Ne Demektir?
1059-) Âmir b. Rabia (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cenaze gördüğünüz zaman sizi geçinceye kadar veya omuzlardan indirilinceye kadar cenaze için ayağa kalkın.” (Buhârî, Cenaiz: 47; Müslim, Cenaiz: 35) Bu konuda Ebû Saîd, Câbir, Sehl b. Huneyf, Kays b. Sa’d ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âmir b. Rabia hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkılır Mı?
1060-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cenaze gördüğünüzde ayağa kalkın cenazeyi takip eden kimse cenaze omuzlardan indirilinceye kadar oturmasın.” (Buhârî, Cenaiz: 49; İbn Mâce, Cenaze: 35) Bu konudaki Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkılır Mı?
1061-) Ahmed ve İshâk bu hadisle amel ederler ve derler ki: “Cenazenin ardından giden cenaze omuzlardan indirilinceye kadar asla oturmasın.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden bazı ilim adamlarından rivâyete göre: “Cenazenin önünde yürürler ve cenaze kendilerine ulaşmadan da otururlardı.” Şâfii’nin görüşü de budur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Cenaze Bölümleri
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkılır Mı?