Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

1512-) Ebû Abdurrahman es Sülemî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali bir hutbe vererek şöyle konuştu: “Ey insanlar! Erkek ve kadın kölelerinizden evli olan ve evlenmiş olanlara işledikleri suçlardan dolayı cezayı tatbik edin. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir cariyesi zina etmişti de onun değneklenmesi bana emretmişti kendisine bu görevi yapmak üzere geldiğimde loğusalığının başlangıcında buldum cezayı uygularsam öldüreceğimden veya öleceğinden korktum ve durumu gelip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e anlattım o da “iyi yapmışsın” buyurdu. (Buhârî, Muharibîn: 2; Ebû Dâvûd, Hudûd: 33) Bu hadis hasen sahihtir. Süddî’nin ismi İsmail b. Abdurrahman’dır. Tabiin neslinden olup Enes b. Mâlik’den hadis işitmiştir. Ali b. ebî Tâlib’in oğlu Hüseyin’i de görmüştür.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Cariyelere De Ceza Uygulanması Mutlaka Gereklidir
1513-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet olunduğuna göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), içki içene ceza olarak iki ayakkabısıyla kırk kere vurdu.” Mis’ar diyor ki: Zannedersem bu ceza içki içmesinden dolayı idi. (Ebû Dâvûd, Hudud, 35; Buhârî, Hudud: 5) Bu konuda Ali, Abdurrahman b. Ezher, Ebû Hüreyre, Sâib, İbn Abbâs ve Ukbe b. Hâris’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. Ebûs Sıddîk el Bâcî’nin ismi Bekir b. Amr’dır. Bekir b. Kays’da denilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: İçki İçen Kimseye Hangi Ceza Uygulanır?
1514-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e içki içmiş bir adam getirildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), çatallı hurma değneğiyle kırk kadar ona vurdu. Ebû Bekir’de halifeliği döneminde aynen böyle yaptı. Ömer halifeliği döneminde sahabenin âlimleriyle istişarede bulundu. Abdurrahman b. Avf’ın Şer’i cezaların en hafifi seksen değnektir demesi üzerine Ömer’de bu şekilde emretti ve içki içenin cezası seksen değnek oldu. (Buhârî, Hudûd: 5; Müslim, Hudûd: 8) Enes hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bir kısmının uygulaması bu hadise göre olup “İçki içenin cezası seksen değnektir” derler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: İçki İçen Kimseye Hangi Ceza Uygulanır?
1515-) Muaviye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim içki içerse ona değnekle vurarak cezasını verin yine içmeye devam ederse dördüncüsünde onu öldürün.” (Ebû Dâvûd, Hudûd: 36; İbn Mâce, Hudûd: 17) Bu konuda Ebû Hüreyre, Şerid, Şurahbil b. Evs, Cerir, Ebû’r Ramed el Belevî ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir Muaviye hadisini aynı şekilde Sevrî, Âsım’dan, Ebû Salih’den, Muaviye’den rivâyet etmiştir. İbn Cüreyc ve Ma’mer’de Süheyl b. ebî Salih’den, babasından, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiler. şöyle dediğini işittim: Ebû Salih’in Muaviye yoluyla rivâyet ettiği hadis Ebû Salih’in Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiğinden daha sahihtir. içene uygulanan bu ceza ilk zamanlarda böyle idi sonradan nesh olundu. Muhammed b. İshâk’ın Muhammed b. Münkedir’den, Câbir b. Abdullah’tan yaptığı rivâyet şöyledir: “Kim içki içerse ceza olarak değnekleyin yine içmeye devam ederse dördüncüde öldürün.” Câbir diyor ki: Bu sözden sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e dördüncü sefer içki içen bir adam getirildi de yine onu değnekle cezalandırdı ve öldürmedi. şekilde Zührî, Kabîsa b. Zûeyb vasıtasıyla benzeri bir hadis rivâyet etmekte ve şöyle demektedir. Böylece ölüm cezası kaldırıldı ve buna izin verilmiş oldu. İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göre olup geçmişte ve bu günde aralarında ihtilaf olduğunu bilmiyoruz. Bu konuyu destekleyen delillerden biri de değişik yollarla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet edilen şu hadistir: Allah’tan başka ilah olmadığına benim de Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet eden Müslüman bir kimsenin kanı ancak şu üç şeyden biri ile helal olur: “Cana karşı can, zina işleyen evli kimse ve dinini terk eden kimse.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: İçki İçen Üç Sefer Değneklenir Dördüncüde Öldürülür
1516-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), çeyrek dinarda ve daha yukarısında hırsızın elini kesmişti.” (Buhârî, Hudûd: 14; Müslim, Hudûd: 1) Âişe hadisi hasen sahihtir. Bu hadis değişik şekillerde Amre’den ve Âişe’den merfu olarak rivâyet edilmiştir. Bazı kimseler ise yine Amre ve Âişe’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Hırsızın Eli Ne Kadarlık Malda Kesilir?
1517-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), değeri üç dirhem olan bir kalkandan dolayı el kesmiştir.” (Buhârî, Hudûd: 14; Müslim, Hudûd: 1) Bu konuda Sa’d, Abdullah b. Amr, İbn Abbâs, Ebû Hüreyre ve Eymen’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ebû Bekir es Sıddîk beş dirhemde el kesmiştir. Osman ve Ali’nin çeyrek dinarda el kestikleri rivâyet edilmektedir. Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd’den rivâyete göre: “Beş dirhemde el kesilir.” Tabiin dönemi fıkıhçılarından bir kısmının uygulaması bu hadise göre olup Mâlik b. Enes, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardan olup: “Çeyrek dinar ve fazlasından el kesilir” görüşündedirler. İbn Mes’ûd’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “El kesmek ancak bir dinar veya on dirhem değerindeki hırsızlıktan dolayıdır.” Bu hadis Kâsım b. Abdurrahman’ın, İbn Mes’ûd’tan rivâyet ettiği mürsel bir hadistir. Çünkü Kâsım, İbn Mes’ûd’tan hadis işitmemiştir. bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler aynı kanaattedirler ve şöyle derler: “On dirhemin altında el kesme yoktur.” Ali’den rivâyet edildiğine göre “On dirhemden aşağı miktarda el kesilmez” hadisinin senedi muttasıl değildir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Hırsızın Eli Ne Kadarlık Malda Kesilir?
1518-) Abdurrahman b. Muhayriz (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fudale b. Ubeyd’e kesilmiş elin hırsızın boynuna takılması sünnetten midir? diye sordum şöyle cevap verdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir hırsız getirildi suçu sabit olunca eli kesildi sonra verilen emre göre kesilen el boynuna takıldı.” (Nesâî, Kat’us Sarik: 18; Ebû Dâvûd, Hudûd: 22) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Ömer b. Ali el Mukaddemî’nin Haccac b. Ertae’den yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz. Abdurrahman b. Muhayriz’in kardeşidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Hırsızın Kesilen Eli Boynuna Takılır
1519-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Aldığı bir şeye karşı hainlik eden, çapulculuk yapan ve yankesiciye el kesme cezası yoktur.” (Nesâî, Kat’us Sarık: 13; Ebû Dâvûd: Hudûd: 14) Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Muğîre b. Müslim, Abdulazziz el Kasmelî’nin kardeşinden aynı şekilde rivâyet etmiştir. Ali b. el Medînî; Basralı olup Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den, İbn Cüreyc’in hadisinin bir benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Hain, Çapulcu Ve Yankesiciye El Kesme Cezası Yoktur
1520-) Rafi’ b. Hadîç (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Ne meyvede nede sakız gibi yenecek ürünlerde el kesme cezası yoktur.” (Ebû Dâvûd, Hudûd: 13; Nesâî, Kat’us Sârık: 11) Aynı şekilde bazı hadisçiler Yahya b. Said’den, Muhammed b. Yahya b. Habban’dan, amcası Vâsi’ b. Habban’dan ve Rafî’ b. Hadîç’den, Leys b. Sa’d’ın rivâyeti gibi rivâyet etmişlerdir. b. Enes ve pek çok kimse bu hadisi Yahya b. Saîd’den, Muhammed b. Yahya b. Habban’dan, Rafî’ b. Hadîç’den rivâyet etmiş olup “Vasî’ b. Habban’ı” zikretmemişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Ağaçların Meyvelerinden Ve Diğer Yenecek Sakız Gibi Ürünlerden Dolayı El Kesmek Yoktur
1521-) Büsr b. Ertae (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle buyurdu: “Savaşta yapılan hırsızlıkta el kesme yoktur.” (Ebû Dâvûd, Hudûd: 19; Nesâî, Kat’us Sârık: 16) Bu hadis garibtir. İbn Lehia’dan başkaları bu hadisi aynı senedle benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Büsr b. Ertae yerine Büsr b. ebî Ertae demişlerdir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Evzâî bunlardandır. Cezaya çarptırılan kimsenin düşman saflarına katılabileceği endişesinden dolayı savaşta el kesilmez görüşündedirler. Komutan harb bölgesinden çıkıp islam diyarına ulaşınca cezayı gerektiren iş yapana ceza uygulanır. Evzâî’de aynı görüştedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Savaşta Meydana Gelen Hırsızlık Olayında El Kesme Yoktur
1522-) Habib b. Sâlim (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Karısının cariyesiyle cinsel ilişkide bulunan bir adamın durumu Numân b. Beşîr’e sunulmuştu da, O’da şöyle dedi: Bu davayı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in verdiği hüküm gibi vererek halledeceğim. Eğer kadın o cariyeyi kocasına helal kılmış ise kendisine yüz değnek vurarak, helal kılmamış ise taşlayarak recmetmek şeklinde cezalandıracağım.” (Ebû Dâvûd, Hudûd: 27; İbn Mâce, Hudûd: 8)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Karısının Cariyesiyle Cinsel İlişkide Bulunan Kimsenin Cezası
1523-) Ali b. Hucr, Hûşeym vasıtasıyla Ebû Bişr’den, Habib b. Sâlim’den, Numân b. Beşîr’den bir benzerini rivâyet etmiştir. Katâde’den rivâyet ettiğine göre, şöyle demiştir: Habib b. Sâlim’e de böylece yazılmış idi. Ebû Bişr, Habib b. Sâlim’den hadis işitmemiştir. Bu şekilde aynen Hâlid b. Urfuta’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu konuda Seleme b. Muhabbik’ten de hadis rivâyet edilmiştir. Numân’ın hadisinin senedinde karışıklık vardır. Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Katâde bu hadisi Habib b. Sâlim’den işitmemiştir ve bunu sadece Hâlid b. Urfuta’dan rivâyet etmiştir. Karısının cariyesiyle cinsel ilişki kuran adam konusunda âlimler ihtilaf etmişlerdir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından aralarında Ali ve İbn Ömer’in de bulunduğu pek çok kişi taşlanarak öldürülür, demektedirler. İbn Mes’ûd ise ceza gerekmez sadece Tazir (azarlama) cezası uygulanır. Ahmed ve İshâk, Numân b. Beşîr’in hadisine göre uygulama yapmışlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Karısının Cariyesiyle Cinsel İlişkide Bulunan Kimsenin Cezası
1524-) Vâil b. Hucr (radıyallahü anh)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) döneminde bir kadının zorla ırzına geçilmişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cezayı kadından kaldırdı zorla bu işi yapan kimseye tatbik etti. Râvî diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadın için verilmesi gereken bir ücret = mehir’i zikretmemiştir. (İbn Mâce: Hudûd: 30) Bu hadis garib olup senedi muttasıl değildir. Başka şekillerde de rivâyet edilmiştir. Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Abdulcebbar b. Vâil b. Hucr babasına yetişememiş bu yüzden de babasından hadis işitmemiştir. Babasının ölümünden birkaç ay sonra doğduğu söylenir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup “Zorlanan kimseye ceza gerekmez” görüşündedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Zinaya Zorlanan Kadına Zina Cezası Uygulanmaz
1525-) Alkame b. Vâil el Kindî (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında mescidde cemaatle namaz kılmak için evinden dışarı çıkan bir kadını bir adam yakaladı, üzerine kapanarak ona tecavüz etti kadın bağırınca adam kaçtı o esnada oradan başka bir adam geçiyordu. Kadın dedi ki: Beni şöyle böyle yapan adam budur. Muhâcirlerden bir grup oradan geçiyordu yine kadın o adam bana şöyle şöyle yaptı dedi. Kadının kendisine tecavüz etti sandığı kimseyi yakalayıp kadına getirdiler. Kadın: Evet işte budur dedi. Bunun üzerine adamı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirdiler. Taşlanarak öldürülmesini emredince kadına gerçekten tecavüz eden kişi ayağa kalkarak: Ey Allah’ın Rasûlü bu cezanın uygulanacağı kimse benim dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kadına sen git Allah seni affetsin dedi. Suçsuz yere yakalanan adama da gönül alıcı sözler söyledi, gerçek suçlu adama ise: “Onu taşlayarak öldürün” buyurdu ve şöyle devam etti. Bu adam öyle bir tevbe etti ki Medîne halkı o şekilde tevbe etseydi bütün Medîne halkının günahlarına keffâret olurdu. (Müsned: 25980) Bu hadis hasen garib sahihtir. Alkame b. Vâil b. Hucr, babasından hadis işitmiştir. Alkame kardeşi Abdulcebbar b. Vâil’den büyüktür. Abdulcebbar b. Vâil babasından hadis işitmemiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Zinaya Zorlanan Kadına Zina Cezası Uygulanmaz
1526-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kimi bir hayvanla ilişki kurduğunu görürseniz onu da hayvanı da öldürünüz. İbn Abbâs’a: Hayvanın suçu nedir? Diye soruldu O’da cevaben şöyle dedi: Bu konuda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bir şey işitmedim fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu tür bir hayvanın etinden yenmesini ve ondan istifade edilmesini hoş karşılamadığı kanaatindeyim. Bu güne kadar uygulamalar da hep böyle olmuştur.” (Ebû Dâvûd, Hudûd: 29) hadisi sadece Amr b. ebî Amr’ın, İkrime’den, İbn Abbâs’tan yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Hayvanlarla Cinsel İlişki Kuran Kimsenin Cezası
1527-) Sûfyân es Sevrî’nin Âsım’dan, Ebû Ruzeyn’den, İbn Abbâs’tan rivâyetine göre, şöyle demiştir: “Hayvana cinsel ilişkiyle yaklaşan kimseye ceza lazım gelmez.” şekilde Muhammed b. Beşşâr, Abdurrahman b. Mehdî vasıtasıyla Sûfyân’dan bize bu hadisi aktarmıştır. hadis birinci rivâyetten daha sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Ahmed ve İshâk bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Hayvanlarla Cinsel İlişki Kuran Kimsenin Cezası
1528-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kimi Lut kavminin işlediği fiili yapar görürseniz her ikisini de öldürün.” (Ebû Dâvûd, Hudûd: 28; İbn Mâce, Hudûd: 12) Bu konuda Câbir ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle sadece İbn Abbâs’ın bu rivâyetiyle bilinmektedir. Muhammed b. İshâk bu hadisi Amr b. ebî Amr’dan rivâyet ederek şöyle der: “Lut kavminin yaptığı işi yapan melundur. Burada öldürülmek zikredilmemekte hayvana yaklaşan kimsenin de lanetlendiği kaydedilmektedir.” hadis Âsım b. Ömer’den, Süheyl b. ebî Salih’den, babasından ve Ebû Hüreyre’den aktarılarak “Yapanı da yapılanı da öldürünüz” şeklindedir. Bu hadisin senedinde söylenti vardır. Bu hadisi Süheyl b. ebî Salih’den ve Âsım b. Ömer el Ömerî’den başkasının rivâyet ettiğini bilmiyoruz. Âsım b. Ömer’in hafızası yönünden hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir. yapan kimsenin cezası konusunda âlimler değişik görüşler ortaya koymuşlar olup, bir kısmı evli de olsa bekar da olsa taşlanarak öldürülmesi görüşündedirler. Mâlik, Şâfii, İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ve tabiin dönemi fıkıhçılarından Hasan el Basrî, İbrahim Nehaî, Atâ b. ebî Rebah ve diğerleri ise şöyle demektedirler: Homoseksüellik yapanın cezası zina yapanın cezası gibidir. Sevrî ve Küfeliler de aynı görüştedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Homoseksüellik Yapan Kimsenin Cezası Nedir?
1529-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle diyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Ümmetim üzerinde korktuğum şeylerin en korkuncu Lut kavminin işidir.” (İbn Mâce, Hudûd: 12) Bu hadis hasen garibtir. Sadece bu şekliyle biliyoruz ki Abdullah b. Muhammed b. Ukayl b. ebî Tâlib, Câbir’den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Homoseksüellik Yapan Kimsenin Cezası Nedir?
1530-) İkrime (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ali (radıyallahü anh), İslam’dan dönen bir topluluğu yakarak cezalandırdı. Bu durum İbn Abbâs’a ulaşınca ben olsaydım Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sözü üzerine onları öldürürdüm çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kim dinini değiştirirse onu öldürün” buyurur, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şu sözü ile “Allah’ın azabı ile azâblandırmayın” onları yakmazdım. Bu söz Ali’nin kulağına ulaşınca “İbn Abbâs doğru söyledi” dedi. (Ebû Dâvûd, Diyât: 1; İbn Mâce, Hudûd: 2) Bu hadis sahih hasendir. İlim adamlarının İslam dininden dönen kimselere uygulamaları bu hadise göredir. İslam dininden dönen kadın konusunda ayrı görüşler vardır. Kimi âlimler öldürülür derler Evzâî, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Kimileri ise öldürülmez hapsedilir derler. Sûfyân es Sevrî başkaları ve Küfeliler bu görüştedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: İslam Dininden Dönen Kimseye Uygulanacak Ceza
1531-) Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bize karşı silah çeken bizden değildir” (Buhârî, Fiten: 7; İbn Mâce, Hudûd: 19) Bu konuda İbn Ömer, İbn’üz Zübeyr, Ebû Hüreyre ve Seleme b. Ekvâ’dan hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Mûsâ hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Müslüman, Müslümana Silah Çekebilir Mi?
1532-) Cündüp (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sihirbazın cezası kılıçla öldürülmektir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadisi merfu olarak sadece bu şekliyle bilmekteyiz İsmail b. Müslim el Mekkî’nin hadis konusunda zayıf olduğu söylenmiştir. İsmail b. Müslim el Abdî el Basrî’ye gelince Vekî’ “O güvenilir kişidir, Hasan’dan hadis rivâyet etmiştir. Sahih olan rivâyet Cündüp’den mevkuf olarak rivâyettir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Mâlik b. Enes’te bunlardandır. Şâfii der ki: “Sihirbaz kimse küfre götürecek şekilde bir iş yaparsa öldürülür. Küfre götürmeyen bir iş yaparsa öldürülmez” görüşündedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Sihirbaz Cinlerle İlgilenip Bazı Bilgiler Verenlerin Cezası
1533-) Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Her kimi ganimet malı aşırmış görürseniz onun o eşyasını yakın.” Salih diyor ki: Sâlim b. Abdullah ile beraber olduğu bir anda Mesleme’nin yanına girmiştim. Mesleme ganimet malına hainlik eden birini buldu ve Sâlim’in bu hadisi aktarması üzerine emretti eşyalarını yaktırdı eşyaları arasında birde Mushaf çıkmıştı, Sâlim demişti ki: Bunu sat bedelini sadaka olarak dağıt. (Ebû Dâvûd, Cihâd: 85; Darîmi, Siyer: 49) Bu hadis garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Evzâî, Ahmed, İshâk bunlardandır. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum dedi ki: Bu hadisi sadece Salih b. Muhammed b. Zaide rivâyet ediyor ki bu şahıs Ebû Vakîd el Leysî’dir ve rivâyetleri münker (hoş karşılanmaz) dir. Muhammed devamla diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ganimet mala hainlik konusunda pek çok hadis rivâyet edilmiş olup bu hadislerde o malın yakılması emredilmemektedir. Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Ganimet Mala Hainlik Eden Kimsenin Cezası
1534-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir adam bir adama ey Yahudî derse ona yirmi değnek vurun yine bir erkeğe ey kadınlaşmış erkek derse ona da yirmi değnek vurun, yine her kim evlenmesi haram olan anne , teyze, hala gibi kimselerle evlenirse onu da öldürün.” (İbn Mâce, Hudûd: 38) Bu hadisi sadece bu şekliyle bilmekteyiz, İbrahim b. İsmail’in hadis konusunda zayıf olduğu söylenir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup şöyle derler: Her kim bilerek evlenmesi haram olan birisiyle evlenirse cezası öldürülmektir. diyor ki: Annesiyle evlenen öldürülür. der ki: Her kim evlenmesi haram olan (kardeş, teyze, hala) kimselerle evlenirse öldürülür. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den değişik şekillerde de bu hadis rivâyet edilmiştir. Berâ b. Âzib ve Kurre b. İyas el Müzenî’den rivâyete göre, bir adam babasının karısıyla evlenmiş Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’de onun öldürülmesini emretmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Bir Erkeğe “ey Kadınlaşmış Kişi” Diyen Kimsenin Cezası
1535-) Ebû Bürde b. Niyâr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın cezalarından herhangi bir ceza dışında on değnekten fazla vurulmaz.” (Yani ta’zir cezalarının en fazlası on değnektir.) (Buhârî, Muharibîn: 28; İbn Mâce, Hudûd: 32) Bu hadis hasen garib olup sadece bu şekilde bilmekteyiz. İlim adamları ta’zir (azarlama) cezası hakkında değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Bu konuda en güzel hadis budur. İbn Lehîa bu hadisi Bükeyr’den rivâyet etmekte olup rivâyetinde yanılarak Abdurrahman b. Câbir b. Abdullah’ın babasından demektedir ki bu bir yanılmadır. olan rivâyet Leys b. Sa’d’ın rivâyetidir ki bu rivâyet Abdurrahman b. Câbir b. Abdullah yoluyla Ebû Bürde b. Niyâr’dan gelen rivâyettir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 3: Hudûd (islam Ceza Hukuku)
Konu: Ta’zir Azarlama Cezası Ne Kadardır?
1536-) Âizullah b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ebû Sa’lebe el Huşenî’den şöyle işittim demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bizler avcılık yapan kimseleriz (Bize tavsiyeniz nedir?) dedim. Buyurdular ki: “Köpeğini av üzerine saldığında ve besmele çektiğinde, o köpeğin senin için yakaladığını ye.” Dedim ki: “O av ölse de aynı mıdır? Buyurdular ki: “Evet ölse de aynıdır.” Tekrar dedim ki: Biz atıcılarız ne yapmalıyız? Buyurdular ki: Yayın ve okunla avladığın avları ye. Yine ben dedim ki: Biz seyahat eden kimseleriz Hıristiyan, Yahudî ve Mecusî’lerin memleketlerine uğrarız onların kullandıkları kaplardan başka kap da bulamıyoruz, ne yapmalıyız? Buyurdular ki: Başka kap bulamaz iseniz onları su ile yıkayın ve o kaplarda yiyip için.” (Buhârî, Zebaih: 10; Ebû Dâvûd, Sayd: 22) Bu konuda Adiyy b. Hatîm’den de hadis rivâyet edilmiştir. bu hadis hasen sahihtir. Âizullah b. Abdullah; Ebû İdris es Havlanî’dir. Ebû Sa’lebe el Huşenî’nin ismi Cürsûm’dur. Cürsûm b. Nâşib’te denilir. İbn Kays’ta denilir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Köpeğin Avladığı Avın Hangisi Yenir? Hangisi Yenmez?
1537-) Adiyy b. Hatîm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü dedim: Eğitilmiş hayvanlarımızı av hayvanlarının üzerine salmaktayız bize ne tavsiye edersiniz? Buyurdular ki: “Senin için yakaladığını ye.” Tekrar, Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim. Yakaladıkları av hayvanı ölsede mi? Başka eğitilmemiş bir köpek onlara katılmamışsa evet ölse de yiyebilirsiniz.” Tekrar sordum: Biz zıpkın veya ok atarak ta hayvan avlarız bu konudaki tavsiyeniz nedir? “Ok ve zıpkının sivri ucu ile öldürdüğü hayvanı ye yanı ile çarparak öldürdüğü hayvanı yeme” buyurdular. (Buhârî, Zebaih: 3; Müslim, Sayd: 1)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Köpeğin Avladığı Avın Hangisi Yenir? Hangisi Yenmez?
1538-) Muhammed b. Yahya, Muhammed b. Yusuf vasıtasıyla Sûfyân’dan, Mansur’dan geçen hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir. Fazladan “Ok ve zıpkından da soruldu” denmektedir. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Köpeğin Avladığı Avın Hangisi Yenir? Hangisi Yenmez?
1539-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Mecusî’lerin köpeklerinin avladıkları av hayvanlarını yemek yasaklandı.” (İbn Mâce: Sayd: 4) Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göre olup Mecusî köpeğinin avladığı av etinin yenmesine izin vermezler. Kâsım b. ebî Berze, Kâsım b. Nafi’ el Mekkî’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Mecûsi Kimsenin Köpeği, Avı Yakalarsa O Av Yenir Mi?
1540-) Adiyy b. Hatîm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Şahin ve Doğan’ın avladığı hayvanın durumundan sordum. Buyurdular ki: “Senin için yakaladığı avı ye.” (Ebû Dâvûd, Sayd: 22) Bu hadisi sadece Mûcâlid’in, Şa’bi’den rivâyetiyle bilmekteyiz. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Atmaca ve Şahin’in avladığı hayvanların yenmesinde bir sakınca görmezler. Mûcâhid diyor ki: Doğan avcılıkta kullanılan bir kuş çeşidi olup Allah’ın “…eğittiğiniz av hayvanlarına gelince onların sizin için yakaladığı her şeyi yeyin…” (5 Maide: 4) ayetinde bildirdiği yırtıcı kuş ve köpekler olarak tefsir edilmiştir. bazı ilim adamları Doğan’ın avladığı hayvandan yese bile o avın etinden yenebileceğine izin vermişler ve şöyle demektedirler. Doğan kuşunun eğitilmesi demek: “Çağrıldığında gelmesi demektir. Bazı fıkıhçılar Doğan’ın yakaladığı av hayvanından yemeyi hoş karşılamazlar. Fıkıhçıların çoğunluğu ise: “Doğan yakaladığı hayvanlardan yese bile onun etinden yeriz” derler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Şahinin Avladığı Av Yenilir Mi?
1541-) Adiyy b. Hatîm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ya Rasûlüllah! Avımı vuruyor ertesi gün okumu onun vücuduna saplanmış olarak buluyorum ne yapmalıyım? Dedim. Şöyle buyurdular: “O hayvanı senin ok’unun öldürdüğünü anlar yırtıcı hayvan tarafından öldürülmüş ve yaralanmış izi görmezsen ondan ye.” (Ebû Dâvûd, Sayd: 22; İbn Mâce, Sayd: 6) Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulamaları bu hadise göredir. Şu’be bu hadisi Ebû Bişr ve Abdulmelik b. Meysere yoluyla, Saîd b. Cübeyr’den, Adiyy b. Hatîm’den, Ebû Sa’lebe el Huşenî’den benzeri rivâyet etmiştir. Her iki hadiste sahihtir. Bu konuda Ebû Sa’lebe el Huşenî’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Avını Vurduktan Sonra Kaybeden Bulursa Ne Yapmalı?
1542-) Adıy b. Hatîm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e av hakkında sorduğumda şöyle buyurdu: “Okunu atarken besmele çek, hayvanı ölmüş durumda bulursan bile ondan ye ancak suya düşmüş bulursan ondan yeme çünkü bu durumda onu suyun mu yoksa okun mu öldürdüğünü bilemezsin.” (Ebû Dâvûd, Sayd: 22; İbn Mâce, Sayd: 6) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Vurduğu Avı Ölü Olarak Suda Bulan Kimse Ne Yapar?
1543-) Adıy b. Hatım (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e alıştırılmış köpeğin avladığı hayvanın durumunu sordum şöyle buyurdu: “Eğitilmiş köpeğini saldığın zaman besmelede çekmiş isen senin için yakalanan avı ye eğer eğitilmiş köpek yakaladığı hayvandan yerse ondan yeme çünkü o kendisi için yakalamıştır.” “Ya Rasûlüllah! Köpeklerimize başka köpeklerde karışırsa ne olur” dedim. Buyurdular ki: “Sen sadece kendi köpeğine besmele çektin başkasının üzerine besmele çekmedin.” Sûfyân diyor ki: O avı yemeyi ona hoş görmedi.” (Ebû Dâvûd, Sayd: 22; İbn Mâce, Sayd: 6) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Yani avlandıktan veya boğazlandıktan sonra suya düşen hayvanın yenmeyeceği görüşündedirler. Bazı ilim adamları boğazlanmış hayvan hakkında şöyle derler: Boğazı kesildikten sonra suya düşen hayvan suda ölürse onun etinden yenir. Abdullah b. Mübarek bu görüştedir. Çoğu ilim adamları köpek yakaladığı hayvandan yerse o hayvan yenmez diyorlar Sûfyân, Abdullah b. Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamları ise köpek yakaladığı hayvandan yese bile onun etinden yenebileceğine izin vermişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Avdan Köpek Yerse Ne Yapılmalıdır?
1544-) Adiyy b. Hatîm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e zıpkın ve okla avlanan hayvanın durumunu sordum şöyle buyurdu: “Zıpkın ve okun sivri ucuyla avladığını ye ok veya zıpkının yan tarafı ile öldürdüğü hayvana gelince o “Vakîzdır” yani darbe ile öldürülmüş demektir, ondan yeme!” (Buhârî, Zebaih: 3; Müslim, Sayd: 1)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Ok Veya Zıpkınla Avlanan Hayvanın Durumu
1545-) İbn ebî Ömer, Sûfyân vasıtasıyla Zekeriyya’dan, Şa’bî’den, Adiyy b. Hatîm’den bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir. Bu hadis sahih olup ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Ok Veya Zıpkınla Avlanan Hayvanın Durumu
1546-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Câbir’in kavminden bir adam bir veya iki tavşan avladı, tavşanları keskin ve sivri taşlarla boğazlayıp dağarcığına taktı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip durumu sorunca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları yemesini emretti. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda Muhammed b. Safvân, Rafi’ ve Adiyy b. Hatîm’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bazı ilim adamları keskin taşlarla hayvan kesilebileceğine izin veriyorlar ve tavşanın etinin de yenmesinde bir sakınca görmüyorlar ilim adamlarının çoğunluğunun görüşü budur. Bazı ilim adamları ise tavşan eti yemeyi hoş karşılamazlar. Şa’bî’nin adamları bu hadisin rivâyetinde değişik görüşler ortaya koydular. Dâvûd b. ebî Hind, Şa’bî’den, Muhammed b. Safvân’dan diyerek rivâyet ederlerken; Âsım b. Ahvel, Şa’bî’den, Safvân b. Muhammed’den veya Muhammed b. Safvân’dan diyerek rivâyet ederler ki Muhammed b. Safvân rivâyeti daha sahihtir. Câbir el Cufî aynı hadisi Şabî’den, Câbir b. Abdullah’tan, Katâde’nin, Şa’bî’den rivâyeti gibi rivâyet etmiştir. Şa’bî’nin her ikisinden de rivâyet ettiği muhtemeldir. Muhammed diyor ki: Şa’bî’nin, Cabir’den rivâyet ettiği hadis pek makbul değildir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Keskin Taşlarla Kesilen Hayvan Yenir Mi?
1547-) Ebû’d Derdâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bağlanarak sinip büzülen ve yapılacak atışlara hedef yapılan hayvanın etinden yemeyi yasakladı.” (Müslim, Sayd: 12) Bu konuda Irbad b. Sariye, Enes, İbn Ömer, İbn Abbâs, Câbir ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû’d Derdâ hadisi garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Bağlanarak Hedef Yapılan Vurulup Öldürülen Hayvan Yenir Mi?
1548-) Irbad b. Sariye (radıyallahü anh)’nin babasından rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hayber günü yırtıcı hayvanları, pençeli kuşları, evcil eşek etlerini, hedef yapılarak bağlanan ve öldürülen hayvanı yemeyi, kurt ve yırtıcı hayvanın ağzından kurtarılarak kesilmeden ölen hayvanı ve savaşta elde edilen hamile olan cariyelerle doğum yapıncaya kadar cinsel ilişki kurmayı yasakladı.” (Müslimi Sayd: 12; İbn Mâce, Zebaih: 13) b. Yahya diyor ki: Ebû Âsım’a “Mücesseme” nin anlamı sorulduğunda “Bir kuş veya canlının hedef olarak dikilip bağlanıp ona atış yapılmasıdır” dedi. “Halise” nin anlamı sorulduğunda da şu cevabı verdi: Bir kimsenin kurt ve yırtıcı hayvana yetişerek onun ağzından kurtardığı ve kesilmeden ölen hayvandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Bağlanarak Hedef Yapılan Vurulup Öldürülen Hayvan Yenir Mi?
1549-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), canlı herhangi bir yaratığın hedef yapılarak öldürülmesini yasakladı.” (Müslim, Sayd: 12; İbn Mâce, Zebaih: 10) Bu hadis sahih olup ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Bağlanarak Hedef Yapılan Vurulup Öldürülen Hayvan Yenir Mi?
1550-) Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Anasının boğazlanması yavrunun da boğazlanması demektir.” (İbn Mâce, Zebaih: 15; Ebû Dâvûd: Dahâyâ: 17) Bu konuda Câbir, Ebû Umâme, Ebû’d Derdâ ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahih olup Ebû Saîd’den başka şekillerde de rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamlarının görüşü böyledir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. Ebû’l Veddak’ın ismi Cebr b. Nevf’tir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Kesilen Hayvanın Karnından Çıkan Yavru Ne Yapılmalı?
1551-) Ebû Sa’lebe el Huşenî (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), her yırtıcı hayvanın etinin yenilmesini yasakladı.” (Müslim, Sayd: 3; İbn Mâce, Zebaih: 14)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yırtıcı Ve Pençeli Hayvanların Eti Yenir Mi?
1552-) Saîd b. Abdurrahman el Mahzûmî ve pek çok kimse Sûfyân b. Uyeyne vasıtasıyla Zührî’den, Ebû İdris el Havlanî’den benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Ebû İdris el Havlanî’nin ismi Aizullah b. Abdullah’tır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yırtıcı Ve Pençeli Hayvanların Eti Yenir Mi?
1553-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hayber günü evcil eşekleri, katır etlerini, yırtıcı kuşları ve yırtıcı hayvanların etlerinin yenmesini haram kıldı.” (Müslim, Sayd: 12; İbn Mâce, Zebaih: 13) Bu konuda Ebû Hüreyre, Irbâd b. Sâriye ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Câbir hadisi hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yırtıcı Ve Pençeli Hayvanların Eti Yenir Mi?
1554-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Her türlü yırtıcı hayvanın etinin yenmesini haram kılmıştır.” (Müslim, Sayd: 3; İbn Mâce, Zebaih: 13) Bu hadis hasendir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve başkalarından pek çok ilim adamının uygulaması bu hadisledir. Abdullah b. Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yırtıcı Ve Pençeli Hayvanların Eti Yenir Mi?
1555-) Ebû Vâkıd el Leysî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medîne’ye geldiğinde Medîneliler develerin hörgüçlerini ve koyunların da kuyruklarını keserek yemekteydiler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Diri hayvandan kesilen parçalar meyte = kendiliğinden ölmüş hayvan gibi murdardır yenmez.” (Ebû Dâvûd, Sayd: 23; İbn Mâce, Sayd: 8)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Diri Hayvandan Kesilen Parçalar Yenir Mi?
1556-) İbrahim b. Yakub el Cevzacanî, Ebû’n Nadr vasıtasıyla Abdurrahman b. Abdullah b. Dînar’dan bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Zeyd b. Eslem’in rivâyetiyle biliyoruz. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ebû Vakîd el Leysî’nin ismi Hâris b. Avf’tır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Diri Hayvandan Kesilen Parçalar Yenir Mi?
1557-) Ebû’l Uşerâ (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! İslâmî şekilde kesmek sadece boğaz ve boyun bölgesini kesmekle mi olur? Diye sordum. Buyurdular ki: “Uyluğundan yaralasan bile boğazlamak yerine geçer.” Ahmed b. Menî’, Yezîd b. Harun’dan naklederek diyor ki: “Bu uyluğundan yaralayıp kesme işi kuyu ve benzeri dar bir yere düşüp boğazından kesmek mümkün olmayan zaruret halindedir.” (İbn Mâce, Zebaih: 9; Ebû Dâvûd, Dahaya: 15) Bu konuda Rafi’ b. Hadîç’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis garibtir ve sadece Hammad b. Seleme’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû’l Uşerâ’nın babasından bundan başka rivâyetini bilmiyoruz. Ebû’l Uşerâ’nın ismi üzerinde değişik görüşler vardır. Bir kısım âlimler onun Üsâme b. Kıhtım olduğunu söylüyorlar. Yesâr b. Belz olduğu da söylenir. İbn Belz olduğu da söylenmiştir. Kimileri de onun isminin dedesine nispetle Utârid olduğunu söylemişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: İslâmî Kesme Şekli Boğaz Ve Boyundaki Damarlardandır
1558-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuştur ki: “Her kim keleri ilk vuruşta öldürürse ona şu kadar bu kadar iyilik sevap yazılır. İkinci vuruşta öldürürse ona şu kadar ve bu kadar sevap ve iyilik yazılır, üçüncü vuruşta öldürürse ona da şu kadar ve bu kadar sevap ve iyilik yazılır.” (Müslim, Selam: 38; İbn Mâce, Sayd: 12) Bu konuda İbn Mes’ûd, Sa’d, Âişe ve Ümmü Şerik’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Keler’in Öldürülmesi Sevap Mıdır?
1559-) Sâlim b. Abdullah (radıyallahü anh), babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Yılanları öldürün bilhassa sırtında çizgi bulunan yılanla kuyruğu kısa olan yılanı öldürün çünkü bu iki yılan; gözü giderip yok eder kadınların çocuklarını düşürür.” (Müslim, Selam: 37; Buhârî,Bed-ül Halk: 15) Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, Ebû Hüreyre, Sehl b. Sa’d’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. İbn Ömer vasıtasıyla Ebû Lübabe’den şöyle rivâyet edildi: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bundan sonra evcil yılanları -ki bunlar evlerde yaşarlar- öldürmeyi yasakladı. İbn Ömer bu hadisi Zeyd b. Hattâb’tan aynı şekilde rivâyet etmiştir. Abdullah b. Mübarek der ki: öldürülmesi hoş olmayan yılan ince ve gümüş renginde olup yürürken kıvrılmadan dimdik yürüyen yılandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yılanların Öldürülmesi
1560-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu: “Evlerinizin yılandan sakinleri vardır üç kere onları daraltıp sıkıştırın tekrar size görünürlerse onları öldürün.” (Müslim, Selam: 37; Ebû Dâvûd, Edep: 161) Ubeydullah b. Ömer bu hadisi Sayfîy vasıtasıyla Ebû Saîd’den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yılanların Öldürülmesi
1561-) Mâlik b. Enes bu hadisi Sayfîy’den, Hişâm b. Zühre’nin azâdlı kölesi Ebû’s Sâib’den ve Ebû Saîd’den rivâyet etmiştir ki bu hadis hakkında bir hikâye vardır. El Ensarî bu şekilde Ma’n’dan aktararak Melik’den rivâyet etmiş olup bu rivâyet Ubeydullah b. Ömer’in rivâyetinden daha sahihtir. Muhammed b. Aclan’da Sayfiy’den, Mâlik’in rivâyeti gibi rivâyet etmektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Av Bölümleri
Konu: Yılanların Öldürülmesi