Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı
2514-)
Ebû Umâme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurmuştur: “Ey Ademoğlu sen ihtiyaçtan fazlasını infak edip dağıtırsan senin için bu hayırlıdır. Eğer biriktirir ve elinde tutarsan senin için bu zararlıdır. Geçinecek kadarını biriktirmenden dolayı kınanmazsın sen harcamaya önce geçimini üzerine aldığın kimselerden başla veren el alan elden daima üstündür…” (Müslim, Zekât: 32) Bu hadis hasen sahihtir. Şeddâd b. Abdullah; Ebû Ammâr diye künyelenir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Veren El Alan Elden Daima Üstündür
2515-)
Ömer b. Hattâb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle demiştir: “Siz, Allah’a gerçek biçimde tevekkül edip güvenip dayansaydınız kuşların rızıklandıkları gibi siz de rızıklandırılırdınız. Çünkü o kuşlar sabahleyin aç olarak çıkarlar akşam kursakları dolu olarak dönerler.” (İbn Mâce, Zühd: 14) Bu hadis hasen sahih olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû Temîm el Ceyşanî’nin ismi Abdullah b. Mâlik’tir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2516-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), zamanında iki kardeş vardı. Bunlardan biri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelir bir şeyler öğrenmeye çalışır diğeri de sanatkar olup geçimlerini temin etmek için çalışırdı. Çalışan kardeş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e diğer kardeşini, çalışmayıp bedavadan yediğini şikayet etti de bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Belki de sen o kardeşinin yüzünden rızıklandırılıyorsun.” (İbn Mâce, Zühd: 14) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Tevekkül Nasıl Olmalıdır?
2517-)
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sahabîlerinden olan Ubeydullah b. Mıhsan el Hatmî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden her kim rûhen ve bedenen sağlıklı olup günlük yiyeceği de yanında olursa tüm dünya nimetleri ona toplanmış gibidir.” (İbn Mâce, Zühd; 9) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Mervan b. Muaviye’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. geçen “Hîzet” kelimesi toplanmış anlamındadır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Tüm Dünya Nimetleri Kimde Toplanmıştır?
2518-)
Aynı şekilde Muhammed b. İsmail, Humeydî vasıtasıyla Mervan b. Muaviye’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. konuda Ebû’d Derdâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Tüm Dünya Nimetleri Kimde Toplanmıştır?
2519-)
Ebû Umâme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “En beğendiğim dostum malı ve insanlara yükü az olan namazında devamlı ve duyarlı olup Rabbine olan kulluğunu en güzel biçimde yapan gizli açık her durumda Allah’a itâat eden durumu bilinmediği için halk arasında şöhrete ulaşmayıp parmakla gösterilmeyen yaşayacak kadar rızkı olup rızkına ve her şeyine sabreden mümindir.” Sonra elini birbirine vurup dinleyicilerin dikkatini çekti ve şöyle devam etti: “Ölümü çabuk, ağlayanı ve mirası az olandır.” sened ile Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: Rabbim, Mekke vadisini benim için altına çevirme teklifinde bulundu da; Ben hayır ya Rabbi dedim, bir gün doyup birgün aç kalayım (üç gün veya buna benzer bir tabir kullandı) Aç kaldığımda sana yalvarır yakarır ve seni hatırlarım, doyduğum zamanda sana şükreder ve sana hamdederim. (Buhârî, Rıkak: 16) Bu hadis hasendir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Allah’ın En Çok Sevdiği Dostları Hangileridir?
2520-)
Bu konuda Fedâle b. Ubeyd el Kâsım’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu kimse Abdurrahman’ın oğlu olup Ebû Abdurrahman diye künyelenir. Ebû Abdulmelik diye künyelendiği söylenir. Kendisi Abdurrahman b. Hâlid b. Yezîd b. Muaviye’nin azâd edilmiş kölesidir. Şamlıdır ve güvenilir biridir. Ali b. Yezîd hadis konusunda zayıf olup Ebû Abdulmelik diye künyelenir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Allah’ın En Çok Sevdiği Dostları Hangileridir?
2521-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ın emirlerine boyun eğip tüm iradesiyle Allah’a teslim olarak Müslüman olan kimse gerçekten kurtulmuştur. Ne mutlu rızkı kendisine yetecek kadar olan kanaat eden kimseye.” (Müslim, Zekât: 43) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Allah’ın En Çok Sevdiği Dostları Hangileridir?
2522-)
Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh), Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “İslam’a hidayet edilip geçimi kendine yeterli ve kanaat eden kimseye ne mutlu.” (Müsned: 22818) Ebû Hanî’in ismi Humeyd b. Hanî’dir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Allah’ın En Çok Sevdiği Dostları Hangileridir?
2523-)
Abdullah b. Muğaffel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e; Ey Allah’ın Rasûlü! ben seni gerçekten seviyorum dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), o söylediğin söze dikkat et buyurdu. Adam tekrar seni ben gerçekten seviyorum deyince; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), söylediğin söze iyi dikkat et ciddi misin? Buyurdu. Adam da: Vallahi seni gerçekten seviyorum diyerek üçüncü sefer aynı sözü tekrar etti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Eğer beni seviyorsan fakirliğe karşı bir kalkan hazırla çünkü fakirliğin beni seven kimseye gelmesi; selin, durak yerine akması gibi hızlıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gerçekten Peygamber Sevgisi Neyi Gerektirir?
2524-)
Nasr b. Ali babası vasıtasıyla Şeddâd b. ebî Talha’dan bu hadisin manaca bir benzerini bize aktarmıştır. Bu hadis hasen garibtir. Ebû’l Vazî’ er Rasibî’nin adı Câbir b. Amr’dır. Basralıdır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gerçekten Peygamber Sevgisi Neyi Gerektirir?
2525-)
Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Muhâcirlerin fakirleri Cennete zenginlerden beşyüz yıl önce gireceklerdir.” (İbn Mâce, Zühd: 6) Bu konuda Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Fakirler Cennete Zenginlerden Önce Mi Girecekler?
2526-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın beni yoksul olarak yaşat ve yoksul olarak canımı al ve kıyamet gününde de yoksullar arasında haşret. Âişe (radıyallahü anha) niçin Ey Allah’ın Rasûlü diye sordu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu: Çünkü onlar zenginlerinden kırk yıl önce Cennete gireceklerdir. Ey Âişe! Yoksulu yarım hurmayla da olsa boş çevirme bir şeyler ver. Ey Âişe! Yoksulları sev onlara yakın ol Allah’ta seni kıyamet günü Cennetine yakın eder.” (İbn Mâce, Zühd: 6) Bu hadis garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Fakirler Cennete Zenginlerden Önce Mi Girecekler?
2527-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Fakirler Cennete zenginlerden beşyüz yıl yani yarım gün önce gireceklerdir.” (İbn Mâce, Zühd: 6) sûresi 47. ayetin tefsirine bakılmalı) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Fakirler Cennete Zenginlerden Önce Mi Girecekler?
2528-)
Yine Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Müslümanların fakirleri zenginlerinden yarım gün önce Cennete gireceklerdir ki o da beş yüzyıl eder.” (İbn Mâce, Zühd: 6) Bu hadis sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Fakirler Cennete Zenginlerden Önce Mi Girecekler?
2529-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyet göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müslümanların fakirleri Cennete zenginlerden kırk yıl önce gireceklerdir.” (İbn Mâce, Zühd: 6) Bu hadis hasendir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Fakirler Cennete Zenginlerden Önce Mi Girecekler?
2530-)
Mesrûk (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe’nin yanına girdim bana yemek getirtti ve şöyle dedi: “Bir yemekten doyduğum zaman ağlamak isterim ve ağlarım.” Bende neden diye sordum, dedi ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dünyadan ayrılıp gittiği anı hatırlarım vallahi et ve ekmekten günde iki defa karnını doyurmamıştı.” (Müslim, Zühd: 1) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2531-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), vefat edinceye kadar iki gün arka arkaya arpa ekmeğinden doymamıştır.” (İbn Mâce, Etıme: 49) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2532-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), dünyadan ayrılıncaya kadar ne kendisi nede aile halkı üç gün peşpeşe buğday ekmeğinden doymadılar.” (İbn Mâce, Etıme: 48) hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2533-)
Selim b. Âmir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Ümâme’den işittim şöyle diyordu: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ev halkından çok olmadığı için arpa ekmeği bile artmazdı.” (İbn Mâce, Etıme: 48) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. b. Ebû Bükeyr, Küfelidir. Ebû Bükeyr; Yahya’nın babasıdır. Kendisinden Sûfyân es Sevrî hadis rivâyet etmiştir. Yahya b. Abdullah b. Bükeyr ise Mısırlı olup Leys’in arkadaşıdır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2534-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) peşpeşe birkaç geceyi aç olarak geçirir ailesi de akşam yemeği bile bulamadıkları olurdu. Ekmekleri ise çoğunlukla arpa ekmeği idi.” (İbn Mâce, Etıme: 48) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2535-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dua ederdi: “Allah’ım Muhammed ailesinin rızkını yetecek kadar kıl.” (Müslim, Zühd: 1) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2536-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yarın için bir şey saklamazdı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Bu hadis Cafer b. Süleyman’dan ve Sabitten mürsel olarak rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2537-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ömrünün sonuna kadar yüksek masa ve benzeri şeyler üzerinde yemek yememiştir. Elenmiş saf undan da ekmek yememiştir. (İbn Mâce, Etıme: 44) Bu hadis Saîd b. ebî Arûbe hadisi olarak hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2538-)
Sehl b. Sa’d (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, kendisine şöyle soruldu: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), elenmiş has undan yapılmış ekmek yedi mi?” Sehl dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Allah’a kavuşuncaya kadar has undan yapılmış ekmeği görmedi. Yine Sehl’e şöyle denildi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında un elemek için elek var mıydı? Buna cevaben eleğimiz yoktu diye cevap verdi. O halde arpayı nasıl yapıyordunuz? Diye soruldu; Dedi ki: Üfürürdük kepeğinden uçan uçardı sonra onu ıslatır hamur yapardık. (İbn Mâce, Etıme: 44) Bu hadis hasen sahihtir. b. Enes bu hadisi Ebû Hazîm’den rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Ve Ailesinin Geçimi Nasıldı?
2539-)
Kays b. Ebû Hâzim (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sa’d b. ebî Vakkâs’tan işittim şöyle diyordu: Allah yolunda kan akıtan ilk kişi benim, Allah yolunda ilk ok atan da benim. Bir seferinde Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir gurupla savaşıyordum ki o savaşta ağaç yaprakları ve asma çubuğu yiyorduk. Bundan dolayı da her birimizin dışkısı koyun ve deve dışkısı gibi oluyordu. Şimdi ise Esedoğulları; din konusunda beni beğenmemeye başladılar. Eğer bunların dediği gibi ise zarardayım ve tüm amellerim boşa gitti demektir. (Müslim, Zühd: 1) Bu hadis Beyan’ın rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2540-)
Sa’d b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Allah yolunda ok atan Arapların ilki benim bir seferinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte savaşıyorduk bu savaşta yiyecek olarak sadece asam çubuğu vardı bundan dolayı da her birimizin dışkısı davar dışkısı gibiydi. Şimdi Esedoğulları din konusunda beni beğenmeye başladılar. Eğer onların dediği gibiyse zarardayım ve tüm amellerim boşa gitti demektir. (Müslim, Zühd: 1) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Utbe b. Gazvan’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2541-)
Muhammed b. Sirîn (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ebû Hüreyre’nin yanındaydık üzerinde iki keten elbise vardı; birine burnunu sildi ve şöyle dedi: Vay vay Ebû Hüreyre keten elbiseye burnunu siliyor. Oysa bir zamanlar Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in minberiyle Âişe’nin odası arasında açlıktan sendeleyip bayıldığımı görmüştüm. Bu arada gelip giden bende delilik var zannederek ayağını boynuma basardı. Halbuki ben deli değildim. Sadece aç idim.” (Buhârî, İtisam: 9) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2542-)
Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cemaatle namaz kılarken bazı kişiler açlıktan dolayı bayılıp düşerlerdi bunlar Ashab-ı Suffe denilen mescidi, bir bölümünde günlerini geçiren kimselerdi. Bedeviler bunları görünce bunlar delidirler demişlerdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), namazını kılıp bitirince onların yanına vardı ve şöyle buyurdu: “Allah katında nelere sahip olduğunuzu bir bilmiş olsaydınız ihtiyaç ve sıkıntınızın daha da artmasını isterdiniz.” Fedâle diyor ki: Ben o gün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdim. (Müsned: 22813) Bu hadis sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2543-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), her zaman çıkmadığı ve kimseyle buluşamayacağı bir saatte evinden dışarı çıkmıştı. Derken Ebû Bekir yanına çıkageldi. Hangi şeyden dolayı bu saatte buradasın Ey Ebû Bekir! Dedi. Ebû Bekir de: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile buluşup yüzünü görür ve selam veririm ümidiyle çıktım dedi. Az sonra Ömer geldi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona hangi şey seni bu saatte çıkardı dedi. Ömer: Açlık Ey Allah’ın Rasûlü! dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de Açlık bende de var dedi. Sonra üçü birden Ebû’l Heysem et Teyyihan el Ensarî’nin evine doğru yürüdüler. Ebû’l Heysem, hurması ve koyunları bol olan bir kişi idi, hizmetçisi yoktu. Evde kendisini bulamadılar ve evin hanımına eşin nerede? Dediler. Hanım: Bize, tatlı içme suyu getirmeye gitmişti dedi. Biraz sonra Ebû’l Heysem dopdolu bir su kırbasıyla çıkageldi. Kırbasını yere koyduktan sonra gelip Peygamberimize sarılıp anne ve babasının Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e feda olduğunu söyledi. Sonra onları bahçesine götürdü ve bir sergi serdi ve hurma ağacından olgunu ve olgun olmayanı bir arada bulunan bir hurma dalı salkımı getirdi ve ortaya koydu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bize olgunlarından seçip getirmedin mi? buyurdu. Ebû’l Heysem: Ey Allah’ın Rasûlü! kendiniz seçesiniz diye veya yaş ve kuru hangisinden isterseniz seçip yemeniz için bu şekilde getirdim dedi. Böylece o hurmalardan yediler, tatlı sudan içtiler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu: “Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun ki bu nimetlerden kıyamet günü sorguya çekileceksiniz. Serinlik ve gölge, güzel hurma ve su…” Ebû’l Heysem yemek hazırlatmak için giderken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sakın ha! Sütlü bir hayvan kesmeyin! Ebû’l Heysem dişi veya erkek bir oğlak kesti hazırlayıp getirdi ve hep birlikte yediler, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hizmetçin var mı? dedi. Ebû’l Heysem hayır dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) savaş esirleri gelince bize gel buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e iki savaş esiri getirilmişti. Bir üçüncüsü yoktu. Ebû’l Heysem müracaat etti, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de ikisinden birini seç buyurdu. Ebû’l Heysem: Ey Allah’ın Rasûlü benim yerime siz seçiniz dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İstişare edilen kimse güvenilen kimsedir, dedi. Şunu al çünkü onu namaz kılarken gördüm dedi. ona iyi davran buyurdu. Ebû’l Heysem hanımına gitti ve durumunu ona anlattı bunun üzerine hanımı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Ona iyi davran” sözünü yerine getirebilmek için onu hürriyetine kavuşturmalısın, dedi. Ebû’l Heysem de o hürdür dedi. Daha sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Allah’ın gönderdiği her Peygamber ve devlet idarecisinin iki tür halkı vardır; Biri ona daima iyiliği emredip kötülükten sakındırır bir diğeri de ona devamlı güçlük çıkarıp yük olur kim kötü arkadaş ve personelden korunmuş olursa gerçekten her tür kötülükten korunmuş olur. (Müslim, Eşribe: 99) Bu hadis hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2544-)
Ebû Seleme b. Abdurrahman (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün Ebû Bekir ve Ömer’le birlikte çıkmıştı…” diyerek hadisin bir benzerini aktarmış ve senedde Ebû Hüreyre’yi zikretmemiştir. hadisi Ebû Avâne’nin hadisinden daha geniş ve uzundur. Şeyban hadisçilerce güvenilen bir kimse olup yazdığı kitabı vardır. Bu hadis Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde rivâyet edilmiştir. şekilde İbn Abbâs’tan da rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2545-)
Ebû Talha (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e açlıktan yakınarak karınlarımıza bağladığımız taşları gösterdik bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), karnına bağladığı iki taşı gösterdi. (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2546-)
Numân b. Beşîr (radıyallahü anh)’den işittim şöyle diyordu: “Dilediğiniz kadar yiyecek ve içecek içerisinde değil misiniz? Halbuki ben, Peygamberinizi karnını doyuracak kadar kötü hurma bile bulamadığını görmüşümdür.” (Müslim, Zühd: 1) Bu hadis sahihtir. Ebû Avâne ve başkaları bu hadisi Sîmak b. Harb’den, Ebû’l Ahvas’ın rivâyeti gibi rivâyet etmiştir. Şu’be bu hadisi Sîmak’den, Numân b. Beşîr’den ve Ömer’den hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yaşantısı Nasıldı?
2547-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Gerçek zenginlik mal çokluğunda değil, gerçek zenginlik gönül zenginliğidir.” (İbn Mâce, Zühd: 9) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Husayn’ın ismi Osman b. Âsım el Esedî’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gerçek Zenginlik Gönül Zenginliğidir
2548-)
Hamza b. Abdulmuttalib’in karısı Kays’ın kızı Havle (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: Bu dünya malı çekici ve tatlıdır kim gereği şekilde onu elde etmeye çalışırsa kendisi için bereketli ve hayırlı olur. Kim de Allah ve Peygamber’in dağıtacağı ganimet malından değişik yollara başvurarak almaya kalkarsa kıyamette kendisi için sadece ateş vardır. (Buhârî, Rıkak: 10; Dârimî, Rıkak: 37) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû’l Velîd’in ismi Ubeyd Senûta’dır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Mal Elde Etmede Gerçek Yol Hangisidir?
2549-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Dinar’a ve dirheme kulluk yapanlara lanet edilmiştir.” (İbn Mâce, Zühd: 8) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. hadis değişik bir şekilde Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den daha uzun olarak ta rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Para Ve Maddeye Kul Ve Köle Olanlara Lanet Vardır
2550-)
Ka’b b. Mâlik el Ensarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir koyun sürüsü üzerine salıverilen iki aç kurdun o sürüye zararı, kişinin mal ve makam hırsının dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.” (Dârimî, Rıkak: 21) Bu hadis hasen sahihtir. konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiş olup senedi sağlam değildir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: İki Kurt Mu Bir Sürüye Daha Zararlı? Yoksa Mal Hırsı Mı Dine Daha Zararlı?
2551-)
Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir hasır üzerinde uyumuştu kalktığında hasırın izi yan tarafına çıkmıştı. Bunun üzerine Ey Allah’ın Rasûlü! dedik, senin için bir yatak temin etsek. Bunun üzerine buyurdular ki: Benim dünya rahatlığı ile işim yok. Dünyada ben bir ağacın altında gölgelenip sonra oradan ayrılıp giden bir yolcu gibiyim.” (İbn Mâce, Zühd: 3) Bu konuda Ömer ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: İnsanların Dünya Hayatındaki Durumları Neye Benzer?
2552-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden kişi kimi dost edineceğine iyi baksın.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 16) Bu hadis hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Kişi Arkadaşının Dini Üzeredir
2553-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cenazeyi üç şey takip eder sonra ikisi geri döner biri cenaze ile kalır. Ailesi, malı ve ameli cenazeyle birlikte gider sonra malı ve ailesi geri döner ameli ise cenazeyle birlikte kalır.” (Müslim, Zühd: 1; Buhârî, Rıkak: 30) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Cenazeyi Takip Eden Ve Geri Dönenler Hangileridir?
2554-)
Mıkdam b. Ma’dikerîb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Ademoğlu midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Adem oğluna kendisini ayakta tutacak kadar yemesi içmesi yeterlidir. Şayet bu miktardan fazla yiyecek ise midesini üç kısma ayırsın; bir kısmı yemek bir kısmı meşrubat bir kısmı da nefes için ayrılmalıdır.” (İbn Mâce, Etıme: 50)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Yeme İçmede Gerçek Ölçü Nedir?
2555-)
Hasan b. Arefe İsmail b. Ayyaş vasıtasıyla bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir. Mıkdam b. Ma’dikerib bu rivâyette Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den demekte Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim dememektedir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Yeme İçmede Gerçek Ölçü Nedir?
2556-)
Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim gösteriş için iş yaparsa Allah o kimsenin gösteriş için yaptığı ibadeti insanlara işittir. Kim de başkaları işitsin diye ibadet ve kulluk yaparsa Allah o kimsenin bu işini insanlara işitsin diye Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle devam etti. İnsanlara merhamet etmeyene Allah ta merhamet etmez.” (İbn Mâce, Zühd: 21) Bu konuda Hundep ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gösteriş İçin Ve Desinler Diye İş Yapmamak
2557-)
Şüfey el Asbahî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Şüfey Medîne’ye girdiği zaman insanların etrafında toplandığı bir adamla karşılaştı bu adam kimdir? Diye sordu. Bu Ebû Hüreyre’dir dediler. O insanlarla konuşmasını sürdürürken kendisine yaklaşıp yanına oturdum. Konuşmasını bitirip yalnız kaldığında kendisine şöyle dedim: Sana şu ve şunun hakkı için soruyorum Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğin, anladığın ve bildiğin ve işittiğin bir hadisi bana anlatır mısın? Ebû Hüreyre istediğini yapacağım dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bana söylediği anladığım ve öğrendiğim bir hadisi sana anlatacağım. Bunun üzerine Ebû Hüreyre; derin bir şekilde içini çekti biraz bekledi sonra kendine geldi ve şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu evde benden ve kendisinden başka kimse yokken bana söylediği bir hadisi sana anlatacağım dedi. Bunun ardından içini tekrar çekti, sonra kendine geldi yüzünü sildi ve yapacağım dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu evde benden ve kendisinden başka kimse yokken bana aktardığı bir hadisi size söyleyeceğim dedi. Sonra Ebû Hüreyre tekrar içini çekti sonra yüzü koyun yere düştü onu uzun bir süre kendime dayadım sonra ayıldı ve şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana anlattı ki; “Kıyamet günü Allah Kulları arasında hüküm vermek için onların yanına inecektir. Bütün toplumlar o gün dizüstü çökmüş durumdadırlar. Allah’ın çağıracağı ilk kimseler Kur’ân-ı bilen ve ezberleyen kişi, Allah yolunda öldürülen kişi ve mal varlığı çok olan kişiler olacaktır. Kur’ân-ı bilene diyecek ki: Rasûlüme indirdiğim kitabısana öğretmedim mi? O kişi de evet ya Rabbi diyecek Allah: Öğrendiğin Kur’ânla nasıl yaşadın neler yaptın? Diyecek. Adam: Gece ve gündüz Kur’ân-ı elimden bırakmadım diye cevap verecek. Bunun üzerine Allah yalan söylüyorsun buyuracak Melekler de yalan söylüyorsun diyecekler. Allah’ta şöyle buyuracak: Sen Kur’ân falan okumadın. Bilakis falan kişi Kur’ân okur, Kur’ân bilir desinler diye okudun ve böyle de denildi. mal mülk sahibi kimse getirilecek ve Allah ona senin rızkını genişletip hiçbir kimseye muhtaç etmeden yaşatmadım mı? Zengin kimse: Evet ya Rabbî diyecek Allah: Sana verdiğim mal mülk ile neler yaptın? Diyecek. Zengin kişi: Yakınlarımı yoklar yoksullara yardım ederek infak ederdim diyecek. Allah’ta yalan söyledin, Melekler de yalan söyledin diyecekler. Allah şöyle buyuracak: Sen söylediğin gibi yapmadın fakat falan kimse cömerttir desinler diye tüm bu dediklerini yaptım neticede oda denildi. Sonra Allah yolunda öldürülen kişi getirilecek Allah ona diyecek ki: Ne uğrunda öldürüldün? O kişi uğrunda cihâd edilmesini emrettin bende cihâd edip şehîd oldum diyecek Allah yalan söylüyorsun meleklerde yalan söylüyorsun diyecekler bunun üzerine Allah: Hayır sen falan kimse ne cesurdur denilmesini istemiştim bu da sana denildi diyecek. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), dizime vurdu ve şöyle dedi: Ey Ebû Hüreyre bu üç kişi kendi konularında Allah’ın yarattığı ilk kimselerdir. Kıyamet günü Cehennem ateşi bunlarla tutuşturulacakdır. Ebû Osman dedi ki: Ukbe b. Müslim’in bana haber verdiğine göre Şüfeyy bizzat kendisi Muaviye’nin yanına girerek bu hadisi ona anlatmıştır. Osman diyor ki: Bana Âla b. ebî Hakîm anlattı kendisi Muaviyenin koruması idi dedi ki: Muaviye’nin yanına bir adam girdi ve bu hadisi ona Ebû Hüreyre’den nakletti. Muaviye bunun üzerine dedi ki: Bunlara böyle yapılırsa geri kalan insanlara ne yapılacak acaba? Dedi ve hüngür hüngür ağladı biz onun hayatını kaybedeceğini sandık ve bu adam bizim başımıza bir felaket getirdi dedik. Sonra Muaviye kendine geldi, yüzünü sildi ve dedi ki: Allah ve Rasûlü daima doğru söz söyler dedi ve Hûd sûresi 15-16. âyetlerini okudu; “Dünya hayatını, onun şaşırtıcı saptırıcı süs ve nimetlerini isteyenlere gelince, onlara bu dünyada yapıp ettiklerinin karşılığını tam olarak ödeyeceğiz ve onlar orada hak ettiklerinden asla yoksun bırakılmayacaklardır. İşte bunlar ahirette paylarına ateşten başka birşey düşmeyen kimselerdir. Çünkü onların bu dünyada yapıp ettikleri, hep boşa gidecektir. Yapıp ettikleri her şeyde anlamsız ve değersizdi zaten.” (Müslim, Imara: 27; Nesâî, Cihâd: 86) Bu hadis hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gösteriş İçin Ve Desinler Diye İş Yapmamak
2558-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu: “Üzüntü kuyusundan Allah’a sığının.” Ashab üzüntü kuyusu nedir? Ey Allah’ın Rasûlü dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu: “Cehennem’de bir vadi olup Cehennem her gün yüzkere ondan Allah’a sığınır.” Bunun üzerine Ashab: Oraya kimler girecektir? Buyurdu ki: gösteriş için okuyup gösteriş için kulluk yapanlar oraya girecektir. (İbn Mâce, Mukaddime: 52) Bu hadis hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gösteriş İçin Ve Desinler Diye İş Yapmamak
2559-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Ey Allah’ın Rasûlü! dedi: “Bir kimse bir amel işler ve onu kimse görmesin diye gizli tutar sonradan onu başkalarından öğrenince hoşlanır.” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “O kimseye iki mükafat vardır; biri amelin gizlediği için gizlilik sevâbı başkalarına örnek olacağı için açıkça yapılma sevâbı.” (İbn Mâce, Zühd: 16) Bu hadis hasen garibtir. ve başkaları Habîb b. ebî Sabit’den ve Ebû Salih’den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir. A’meş’in arkadaşları bu rivâyetlerinde Ebû Hüreyre’yi zikretmemişlerdir. Bazı ilim adamları bu hadisin “Sonra onu başkalarından öğrenince hoşuna gider” sözünü şöyle tefsir etmişlerdir: Bu kişinin yaptığı bu gizli amelin insanlar tarafından hayırla anılmasının hoşa gitmesi olduğunu söylemişlerdir. Çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizler; yeryüzünde Allah’ın şâhidlerisiniz” bu yüzden insanların kendisini övmesinden hoşlanır değilse hayır işlediğinin insanlar tarafından bilinip bu yüzden kendisine ikram edilmesi ve kendisine saygı duyulmasından hoşlanıyorsa işte bu gösteriş ve riyadır. Bazı ilim adamları da şöyle demektedirler. O kimsenin gizli olarak yaptığı hayır işini başkasından öğrenir ve bu yaptığı şekilde onlarında amel etmesini ümid ederek bu iş hoşuna giderse bu durumda o kimseye bu şekilde amel edenlerin sevâbı kadar sevâb vardır. Bu da değişik bir görüştür.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Gizlenen Bir Kulluğun Açığa Çıkması
2560-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Ey Allah’ın Rasûlü kıyamet ne zaman kopacaktır? Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), namaza kalktı ve namazını bitirince; “Kıyametin kopmasını soran kimse nerededir? Buyurdu. Adam: Benim Ey Allah’ın Rasûlü dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu. Adam: “Kıyamet için fazla namaz ve oruç hazırlayamadım fakat ben Allah’ı ve Rasûlünü seviyorum” dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kişi sevdiğiyle beraberdir, sende sevdiğinle beraber olacaksın buyurdu. Müslümanların Müslüman olmaları dışında bu söze sevindikleri kadar başka bir şeye sevindiklerini görmedim.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 113; Müslim, Birr: 50) Bu hadis sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Kişi Sevdiğiyle Beraberdir
2561-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kişi sevdiği kimseyle beraberdir. Hayır ve şer kazandığı her şey kişinin kendisinindir.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 113; Müslim, Birr: 50) konuda Ali, Abdullah b. Mes’ûd, Safvân b. Assâl, Ebû Hüreyre ve Ebû Mûsâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis, Hasan-ı Basrî’nin, Enes’den rivâyeti olarak hasen garibtir. Bu hadis değişik şekillerde de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Kişi Sevdiğiyle Beraberdir
2562-)
Safvân b. Assâl (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Tok sesli bir bedevî geldi ve: “Ya Muhammed! Bir kimse bir toplumu seviyor fakat her yönden onlar gibi olamamıştır, bu kişi ne olacak?” dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 113; Müslim, Birr: 50) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Kişi Sevdiğiyle Beraberdir
2563-)
Ahmed b. Abde ed Dabbî, Hammad b. Zeyd vasıtasıyla Âsım’dan, Zir’den, Safvân b. Assal’dan, Mahmûd’un hadisinin bir benzerini bize aktarmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 2: Zühd Bölümleri
Konu: Kişi Sevdiğiyle Beraberdir