Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

2814-) Ebû Küreyb Vekî’ vasıtasıyla Hanzale b. ebî Sûfyân el Cumahî’den, İkrime b. Hâlid el Mahzûmî’den ve İbn Ömer’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmışlardır. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İslam Beş Ana Esas Üzerine Kurulmuştur
2815-) Yahya b. Ya’mur (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kader konusunu inkar konusunda ilk konuşan kişi Ma’bed el Cühenî idi nihayet ben ve Humeyd b. Abdurrahman el Hımyerî ile birlikte çıkıp Medîne’ye kadar geldik. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kişi ile karşılaşırsak ona şu kimselerin ortaya çıkardıkları kader konusunu soracağız dedik. Derken Abdullah b. Ömer ile karşılaştık mescidden dışarı çıkıyordu arkadaşımla birlikte onun yanına vardık. Arkadaşımın bu konuda konuşmayı bana bırakacağına inandığım için İbn Ömer’e: Ey Ebû Abdurrahman: Bazı kimseler Kur’ân okuyorlar ve ilimde derin meselelere dalıyorlar kader diye bir şeyin olmadığını her işin hemen o anda meydana geliveren bir durum olduğunu söylüyorlar. Abdullah b. Ömer şöyle dedi: Onlarla bir daha karşılaşırsan benim onlardan uzak olduğumu onların da benden uzak olduklarını kendilerine haber ver. Abdullah’ın yeminle söyleyebileceği bir gerçek varsa oda şudur: Onlardan biri Allah yolunda Uhud dağı kadar altın harcasa kadere ve kaderin hayrına ve şerrine iman etmedikçe kendisinden kabul edilmez. b. Ya’mur dedi ki: Sonra Abdullah b. Ömer bir hadis anlatmaya başladı ve dedi ki: Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Bir zamanlar Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. Bu esnada elbisesi bembeyaz saçları simsiyah bir adam çıkageldi. Üzerinde yolculuk izleri görülmüyordu, içimizden hiçbir kimse de kendisini tanımıyordu. Bu kimse Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldi dizini Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dizine yapıştırdı ve Ey Muhammed! İman nedir? Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ahiret gününe, hayır ve şerri ile kadere inanmaktır. Sonra o adam İslam nedir? diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet edip namazı kılmak Zekât vermek haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır. Sonra o adam ihsan nedir? Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurdu Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen bile o seni her an görmektedir. Ömer dedi ki: Tüm bu sorduğu sorularda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in cevabı üzerine o kimse hep “doğru söylüyorsun” diyordu. Biz de bu adama hayret ettik, hem soru soruyor hem de doğru söyledin diyerek tasdik ediyordu. O adam tekrar sordu: Kıyamet ne zaman kopacaktır? Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Kıyamet hakkında soru sorulan kişi; soran kişiden daha bilgili değildir. Bu sefer o adam kıyametin alametleri nedir? Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu: Cariyenin hanımefendisini doğurması, (yani doğan çocuklar ana ve babalarına köle muamelesi yapacaklar) yalın ayak çıplak ve fakir koyun çobanlarını yaptırdıkları binalarla boy ölçüşürken görmendir. Ömer dedi ki: Bu olaydan üç gün sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), benimle karşılaştı ve Ey Ömer! O soru soran kim idi! biliyor musun? O Cibril idi, size dini konuları öğretmeye gelmişti.” (Müslim, İman: 1; Nesâî, İman: 6)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman, İslam, İhsan Ne Demektir? Kıyamet Ne Zaman Kopacaktır?
2816-) Ahmed b. Muhammed, İbn’ül Mübarek vasıtasıyla Kehmes b. Hasan’dan aynı senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman, İslam, İhsan Ne Demektir? Kıyamet Ne Zaman Kopacaktır?
2817-) Bu konuda Talha b. Ubeydullah, Enes b. Mâlik ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Ömer’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. hadis İbn Ömer’den de rivâyet edilmiştir. Sahih olan rivâyet İbn Ömer’in, Ömer’den yaptığı rivâyettir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman, İslam, İhsan Ne Demektir? Kıyamet Ne Zaman Kopacaktır?
2818-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete şöyle demiştir: Abdulkays heyeti Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi ve: “Biz Rabia kabilesinin şu boyu olarak seninle ancak haram aylarda görüşebiliyoruz bize bir şey emret ki onu senden öğrenip arkamızda olanları da ona davet edelim” dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Dört şeyi size emrederim; “Öncelikle Allah’a iman” sonra Allah’a imanı şöyle tefsir etti: Allah’tan başka ilah olmadığına benim de Allah’ın kulu elçisi olduğuma şehâdet edip, namaz kılmak, Zekât vermek ve ganimet olarak ele geçirdiğiniz şeylerden beşte birini vermektir. (Nesâî, İman: 6; Müslim, İman: 6)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Farz İbadetlerin İmanla Alakası Var Mıdır?
2819-) Kuteybe Hammad b. Zeyd vasıtasıyla Ebû Cemre’den, İbn Abbâs’tan bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Bu hadis sahih hasendir. Ebû Cemre ed Dubaî’nin ismi Nasr b. Imrân’dır. Şu’be de bu hadisi Cemre’den rivâyet etmiş ve şu ilaveyi yapmıştır: “Biliyor musunuz? İman nedir? Allah’tan başka ilah olmadığına benim Allah’ın peygamberi olduğuma şehâdet etmek” cümlesini ilave ederek aynı hadisi zikretmiştir. Kuteybe b. Saîd’den şöyle dediğini işittim: “Şu dört ileri gelen âlime benzer bir kişi bir daha görmedim. Mâlik b. Enes, Leys b. Sa’d, Abbâd el Mühellebî ve Abdulvehhab es Sekafî.” diyor ki: Hergün Abbâd b. Abbâd’ın yanından iki hadis öğrenerek döndüğümüze memnun olurduk. Abbâd b. Abbâd, Mühelleb b. ebî Sufra’nın çocuklarındandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Farz İbadetlerin İmanla Alakası Var Mıdır?
2820-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Mü’minlerin iman yönünden en yoğunu ahlak bakımından en güzel olanı ve çoluk çocuğuna karşı iyi ve yumaşak davranıp bağışı bol olandır.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 15; Buhârî, İman: 33) konuda Ebû Hüreyre ve Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis sahih olup sadece Ebû Kılâbe’nin, Âişe’den işitmesiyle biliyoruz. Ebû Kılâbe, Âişe’nin süt çocuğu Abdullah b. Yezîd vasıtasıyla Âişe’den bu hadisten başka bir hadis daha rivâyet etmiştir. Ebû Kılâbe’nin adı Abdullah b. Zeyd el Cermî’dir. ebî Ömer Sûfyân’dan aktararak şöyle dedi: Eyyûb es Sahtiyanî, Ebû Kılâbe’den bahsetti ve: “Vallahi aklı başında fıkıhçılardandı” dedi.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman Artar Ve Eksilir Mi?
2821-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) insanlara hutbe vererek öğüt verdi ve şöyle buyurdu: “Ey kadınlar cemaati! Sadaka veriniz, çünkü Cehennemin çoğunluğu sizdendir.” üzerine içlerinden bir kadın; “Ey Allah’ın Rasûlü! Bunun sebebi nedir?” Diye sorunca; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kocalarınıza karşı lanet etmenizin ve nankörlüğünüzün çok olmasındandır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle devam etti: Akıllı ve dirayetli erkekleri; siz akıl ve dini noksan kadınlardan daha çabuk yoldan çıkaranı görmedim. İçlerinden bir kadın: Kadının akıl ve din yönünden eksiği nedir? Diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sizden iki kadının şâhidliği bir erkeğin şâhidliğine eşittir. Dininizin eksiği ise hayız görmenizdir ki hayızlı olduğunuz günlerde birkaç gün namaz kılamazsınız.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) konuda Ebû Saîd ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle sahih garib hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman Artar Ve Eksilir Mi?
2822-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İmanın yetmişten fazla bölümü vardır. En aşağı yoldan zarar veren şeyleri kaldırıp atmak, en yüksek mertebesi de Allah’tan başka ilah yoktur sözünü söylemektir.” (Buhârî, İman: 2; Müslim, İman: 12) Bu hadis hasen sahihtir. Aynı şekilde Süheyl b. ebî Salih, Abdullah b. Dinar’dan, Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den bu hadisi bize aktarmıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman Artar Ve Eksilir Mi?
2823-) Imara b. Gazıyye bu hadisi Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den rivâyet ederek “İman altmış dört bölümdür” demektedir. şekilde Kuteybe, Bekir b. Mudar vasıtasıyla Imara b. Gazıyye’den, Ebû Salih’den ve Ebû Hüreyre’den bu “altmış dört” hadisini bize aktarmıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İman Artar Ve Eksilir Mi?
2824-) Sâlim (radıyallahü anh)’ın babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kardeşine haya hakkında nasihat eden bir kimseye uğradı ve şöyle buyurdu: “Haya imandandır.” Ahmed b. Meni’der ki: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kardeşine nasihat eden birini işitti de…” (Buhârî, İman: 3; Müslim, İman: 12) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Ebû Hüreyre, Ebû Bekre ve Ebû Umame’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Utanmak Hissi İmandandır
2825-) Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bir yolculukta beraberdim yolda yürürken yanına yakın oldum Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim; “Bana öyle bir amel öğret ki beni Cehennem’den uzaklaştırıp Cennete koysun!” Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Bana çok büyük bir soru sordun ama bu mesele Allah’ın kolaylaştırdığı kimseler için çok kolaydır. Şöyle ki: Her konuda ve her zaman kulluğu Allah’a yapar ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazını devamlı ve düzgün kılarsın, Zekâtını verir, Ramazan orucunu tutar, haccedersin...” Sonra şöyle devam etti: “Sana hayır yollarını göstereceğim oruç kalkandır. Sadaka; suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları siler süpürür. Kişinin gece kıldığı namazda yine hataları siler süpürür.” Muâz dedi ki: Sonra, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), 32 Secde sûresi16-17. ayetini: “Onlar yataklarından geceleri kalkarak korku ve ümid içerisinde Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçimlik verdiğimiz şeylerden başkalarına harcayandır. Böyle davranan mü’minlere gelince yaptıklarından dolayı mükafat olarak öteki dünyada onlara şimdiye kadar gizli kalan göz aydınlığı olarak onlar için nelerin saklanıp bekletildiğini hiç kimse bilip hayal edemez” okudu ve şöyle buyurdu: “Size bütün işlerin başını, direğini ve en üst noktasını bildireyim mi? Bende evet, Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim. Şöyle buyurdu: “Her işin başı İslam, yani iradeyi Allah’a teslim etmek demektir. Direği namaz, zirvesi ve üst noktası da cihâd tır.” Sonra şöyle devam etti: “Sana tüm bunların can damarını bildireyim mi?” Bende evet Ey Allah’ın Peygamberi dedim. “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dilini tuttu ve kendi rahatlığın için şunu tut buyurdular.” Ben de Ey Allah’ın Rasûlü!: Bizler konuşmalarımız yüzünden sorguya çekilecek miyiz? Dedim. Şöyle dedi: “Anan hasretine yansın Ey Muâz! İnsanları yüzü koyun ve burunları yerde süründürerek Cehenneme dolduran dillerin kazandığından başkası değildir.” (Müslim, İman: 12; Buhârî, İman: 2) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazın Önemi Ve Değeri
2826-) Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kimsenin mescidle ilgilenip oraya gidip geldiğini görürseniz onun imanına şâhid olunuz. Çünkü Allah: (9 tevbe: 18) de şöyle buyurur: Allah’ın mescidlerini ziyaret etmek yahut onları onarıp gözetmek, canlı tutup, zirvede kalmasını sağlamak ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan namazlarında dosdoğru ve devamlı olan, Zekâtlarını veren Allah’tan başka kimseden korkup çekinmeyen kimselere aittir. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır” buyuruyor. (İbn Mâce, Mesacid: 18) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazın Önemi Ve Değeri
2827-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “İman ile küfür arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim, İman: 35)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazı Terk Eden Kimsenin Durumu Nedir?
2828-) A’meş (radıyallahü anh)’den aynı senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet ederek şöyle demiştir: “Kul ile küfür ve şirk arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Sûfyân’ın ismi Talha b. Nafi’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazı Terk Eden Kimsenin Durumu Nedir?
2829-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kul ile küfür arasında namazı terk etmek vardır.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû’z Zübeyr’in ismi Muhammed b. Müslim b. Tedrüstür.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazı Terk Eden Kimsenin Durumu Nedir?
2830-) Büreyde (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bizimle münafık, müşrik ve kafirler arasındaki fark namazdır. Kim onu terk ederse kafir olur.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77) konuda Enes ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahih garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazı Terk Eden Kimsenin Durumu Nedir?
2831-) Tabiinden, Abdullah b. Şakîk el Ukaylî (radıyallahü anh) şöyle diyor: “Muhammed’in ashabı namazdan başka amellerden hiçbirinin terk edilmesini küfür saymazlardı ancak namazın terk edilmesini küfür sayarlardı.” (Müslim, İman: 35; İbn Mâce, İkame: 77) diyor ki: Ebû Mus’ab el Medinî’den işittim diyordu ki: İman, sözden ibarettir diyen kimse tevbe etmeye çağrılır. Tevbe etmezse na âla, değilse kafası uçurulur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Namazı Terk Eden Kimsenin Durumu Nedir?
2832-) Abbâs b. Abdulmuttalib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Rab olarak Allah’ı din olarak İslamı, Peygamber olarakta Muhammed’i kabul edip o hayattan da razı olan kişi imanın tadını tatmıştır.” (Müslim, İman: 15) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İmanın Tadını Kim Tatmış Olur?
2833-) Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kimde üç özellik bulunursa bunlar sayesinde imanın tadını bulur. Allah ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bir kimseye başkalarından daha sevimli olması kişinin sevdiğini Allah için sevmesi Allah tarafından kurtarıldıktan sonra küfre dönmekten ateşe atılmaktan hoşlanmadığı kadar hoşlanmaması.” (Müslim, İman: 15; Buhârî, İman: 8) Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi Katâde de Enes’den aynı şekilde rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İmanın Tadını Kim Tatmış Olur?
2834-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Zina eden kişi mü’min olduğu halde zina etmez. Hırsızlık eden de mü’min olarak hırsızlık edemez ama tevbe ettiği takdirde tevbesinin kabulü umulur.” (Müslim, İman: 24; Buhârî, Mezâlim: 30) konuda İbn Abbâs, Âişe, Abdullah b. ebî Evfâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi bu şekliyle hasen sahih garibtir. Ebû Hüreyre’den şu şekilde de rivâyet edilmiştir. Bir kul zina ettiğinde iman ondan çıkar gölgelik gibi başının üzerinde bulunur. O işi bıraktığı vakit iman tekrar kendisine döner. Cafer Muhammed b. Ali’den şöyle dediği rivâyet olunmuştur. Bu konuda İmandan İslam’dan çıkış vardır. bir şekilde Peygamber’den şu şekilde de rivâyet edilmiştir. Zina hırsızlık gibi bir suçu işlerse ve kendisine de ceza uygulanırsa bu ceza onun günahına keffarettir. bu suçlardan birini işler Allah’ta onun bu suçunu örterse durumu Allah’a kalmıştır. Dilerse kıyamet gününde ona azâb eder dilerse kendisini bağışlar. Bu hadis bu şekilde Ali b. ebî Tâlib, Ubâde b. Sâmit, Huzeyme b. Sabit’den rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Zina Eden İnsan İman Üzere Zina Edemez
2835-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim bir suç işler de cezasını bu dünyada çekerse Allah ahirette kuluna cezayı ikileyerek tekrar vermek durumunda değildir. Kim bir suç işler de Allah onu örter ve kendisini affederse, kıyamet günü o kulunu tekrar cezalandırmaz. Affetmesi ve bağışlaması cezalandırmasından daha çoktur.” (İbn Mâce, Hudud: 33) Bu hadis hasen garib sahihtir. İlim adamlarının görüşü bu hadise göredir. Zina hırsızlık ve şarap içme yüzünden kişinin kafir olacağına hüküm veren bir âlim tanımıyoruz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Zina Eden İnsan İman Üzere Zina Edemez
2836-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müslüman elinden ve dilinden Müslümanların selamet buldukları kişidir. Mü’min ise insanların canları ve malları hususunda güvendikleri kişidir.” (Müslim, İman: 14; Buhârî, İman: 3) Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle de rivâyet edilmektedir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Müslümanların hangisi daha değerlidir diye soruldu da şöyle buyurdular. Dilinden ve elinden Müslümanların selamet buldukları kişi. konuda Câbir, Ebû Mûsâ ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Müslüman Elinden Ve Dilinden Başkasının Emin Olduğu Kimsedir
2837-) Ebû Mûsâ el Eşarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: “Müslümanların hangisi daha üstündür” diye, soruldu da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de: “Müslümanların elinden ve dilinden selamet buldukları kişidir” diye buyurdular. (Nesâî, İman: 11) Ebû Mûsâ hadisi olarak bu hadis sahih garib hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Müslüman Elinden Ve Dilinden Başkasının Emin Olduğu Kimsedir
2838-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İslam garib bir halde başladı ve yine garib bir hale dönecektir. Ne mutlu o gariblere.” (İbn Mâce, Fiten: 15; Dârimî, Rikak: 42) konuda Sa’d, İbn Ömer, Câbir, Enes ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. İbn Mes’ûd rivâyeti olarak bu hadis hasen sahih garibtir. hadisi Hafs b. Gays’ın A’meş’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû’l Ahvas’ın ismi: Avf b. Mâlik b. Nadle el Cûşemî’dir. Kendisinden sadece Hafs rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İslam Garib Geldi Garib Gidecek
2839-) Amr b. Avf b. Zeyd b. Milha (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Yılanın toplanıp deliğine girdiği gibi din de toplanıp hicaz bölgesine çekilecektir. Dağ keçilerinin dağların başında toplandıkları gibi din de yani dini yaşayanlar da Hicaz bölgesinde toplanacaktır. Allah’ın dini yani İslam dini, toplumlar arasında yabancı bir sistem olarak başlamıştır ve ileride tekrar yabancı hale gelecektir. Ne mutlu o gariblere ki insanların bozdukları şeyleri benim sünnetim ve yolumla değiştirip düzelteceklerdir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: İslam Garib Geldi Garib Gidecek
2840-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hainlik eder.” (Buhârî, İman: 25; Müslim, İman: 25) Bu hadis Alâ hadisi olarak hasen garibtir. Ebû Hüreyre’den değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Bu konuda İbn Mes’ûd, Enes ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Münafığın Alameti Kaçtır?
2841-) Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer vasıtasıyla, Ebû Süheyl b. Mâlik’den babasından ve Ebû Hüreyre’den mana olarak bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadis sahihtir. Ebû Süheyl, Mâlik b. Enes’in amcası olup adı Mâlik b. Nafi’ b. Mâlik b. Ebû Amîr el Asbahî el Havlânî’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Münafığın Alameti Kaçtır?
2842-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kendisinde dört özellik bulunan kişi mutlaka münafık olmuştur. Bu dört özellikten biri bulunursa o özelliği terk edinceye kadar o kimsede münafıklık özelliği bulunmuş olacaktır. Konuştuğu zaman yalan söyleyen, söz verdiği zaman sözünde durmayan, davalaştığında aşırı giden, anlaştığı zaman anlaşmasını bozan.” (Buhârî, İman: 25; Müslim, İman: 25) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Münafığın Alameti Kaçtır?
2843-) Hasan b. Ali el Hallâl, Abdullah b. Nümeyr vasıtasıyla A’meş’den Abdullah b. Mürre’den bu senedle hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisin manası ilim adamlarınca amelde olan nifaktır. İnançla nifak, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yapılmış olan nifaktır. Basrî’den buna benzer bir şey rivâyet edilmiştir ki o şöyle der: Nifak iki türlüdür. Amelde olan nifak diğeri de yalanlama nifakı.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Münafığın Alameti Kaçtır?
2844-) Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle demiştir: “Kişi söz verdiği ve sözünü yerine getirmeye niyet ettiği halde elinde olmayan sebeplerle yerine getiremez ise o zaman günahkar olmaz.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 82) Bu hadis garib olup isnadı pek sağlam değildir. Ali b. Abdil Alâ güvenilir bir kimsedir. Ebû’n Numân ve Ebû Vakkâs meçhul tanınmayan kişilerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Münafığın Alameti Kaçtır?
2845-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müslümanın kardeşiyle savaşması küfür, Müslüman’ın Müslüman’a sövmesi Allah’a itaatsizliktir.” (Buhârî, İman: 10; Müslim, İman: 28) konuda Sa’d ve Abdullah b. Muğaffel’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Mes’ûd hadisi hasen sahihtir. Abdullah b. Mes’ûd’tan değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Müslümana Sövmek Günahtır
2846-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Müslüman’a sövmek Allah’a itaatsizliktir. Ona karşı savaşmak küfürdür.” (Buhârî, İman: 10; Müslim, İman: 28) hadisin manası “Onunla savaşmak küfürdür” demek, dinden çıkararak irtidad etmiş kimse gibi demek değildir. delili Esved’den rivâyet edilen şu hadistir: “Kim bilerek bir Müslüman’ı öldürürse öldürülen kimsenin yakınları serbesttir. İsterlerse katilin öldürülmesini isterler isterlerse affederler.” öldürmekle kişi kafir olacak olsaydı ölen kimsenin yakınlarına bu serbestlik verilmezdi ve o kişi de mutlaka öldürülürdü. (Burada altı kelimelik bir boşluk vardır.) Abbâs, Tavus, Atâ ve pekçok ilim adamları derler ki: Küfrün de dereceleri fıskın da dereceleri vardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Müslümana Sövmek Günahtır
2847-) Sabit b. Dahhâk (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sahip olmadığı elde etmesi mümkün olmayan bir konuda müslümanın üzerine adak vâcib olmaz. Mü’min kardeşine lanet eden onu öldürmüş gibidir. Mü’min kardeşini kafirlikle itham eden kişi de yine onu öldürmüş gibidir. Her hangi bir aletle intihar edip kendini öldüren kişiye Allah kıyamet gününde kendini öldürdüğü aletle azâb edecektir.” (Buhârî, Edeb: 44; Müslim, Zühd: 1) konuda Ebû Zerr ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Mü’mine Lanet Eden Onu Öldürmüş Gibidir
2848-) İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Herhangi bir Müslüman, Müslüman kardeşine kafir derse o ikisinden biri bu sıfatla döner.” Yani kafir denilen kişide kafirlik özelliği yoksa kafirlik bu sözü söyleyene dönmüş olur. (Müslim, İman: 26; Buhârî, Edeb: 73) Bu hadis hasen sahih garibtir. geçen “Bae” kelimesinin manası karar kılar demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Mü’mine Lanet Eden Onu Öldürmüş Gibidir
2849-) Sunabihî (radıyallahü anh) vasıtasıyla Ubâde b. Sâmit’den rivâyet edilmiştir. Sunâbihî dedi ki: Ubâde b. Sâmit ölüm anındayken yanına girdim ve ağladım. Bunun üzerine yavaş ol niçin ağlıyorsun? Dedi. Eğer şâhidlik yapmam istenirse senin lehinde şâhidlik edeceğim şefaat izni verilirse sana şefaat edeceğim gücüm yettiğinde sana faydalı olmaya çalışacağım. Sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Vallahi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğim ve sizin için faydalı olan her hadisi size aktarmış bulunuyorum. Sadece bir hadis müstesna onu da bugün size anlatacağım çünkü varlığım ölümle kuşatılmıştır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in de Allah’ın peygamberi olduğuna şâhidlik ederse Allah Cehennem ateşini ona haram kılar.” (Buhârî, İman: 42) konuda Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Câbir, İbn Ömer, Zeyd b. Hâlid’den de hadis rivâyet edilmiştir. Kimileri İbn Ömer’den işittim kimileri de İbn Uyeyne’den işittim demektedirler. Muhammed b. Aclan hadis konusunda güvenilir ve doğru bir kişidir. Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Abdurrahman b. Useyle, Ebû Abdullah’tır. Zührî’den rivâyet edildiğine göre Zührî’ye; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Allah’tan başka ilah yoktur diyen Cennete girecektir” hadisi sorulmuştu da o da cevap olarak şöyle demişti: “Bu durum İslam’ın başlangıcında farzların emir ve yasakların inmesinden önce idi.” Bazı ilim adamlarına göre bu hadisin yorumu şöyledir: Tevhid inancına sahip olup tek Allah’a inanlar günahlarından dolayı azâb görseler bile sonunda Cehennem’den çıkacaklar ve Cennete gireceklerdir. Mes’ûd, Ebû Zerr, Imrân b. Husayn, Câbir b. Abdullah, İbn Abbâs, Ebû Saîd el Hudrî ve Enes b. Mâlik’den, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Tevhid ehlinden bir gurup Cehennem’den çıkarılıp Cennete gireceklerdir.” şekilde Saîd b. Cübeyr’den, İbrahim Nehaî’den ve tabiinden pek çok kişi bu görüştedir Hüreyre’den değişik bir şekilde Hıcr sûresinin 2. ayeti hakkında “Kafirler çok kere Müslüman olmayı arzu edecekler.” Şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Tevhid ehli Cehennem’de cezalarını çekip Cennete girdiklerinde kafirler o zaman keşke Müslüman olsaydık diyecekler.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Allah’tan Başka İlah Olmadığına Şâhidlik Ederek Ölen Kişiye Ateş Haram Kılınacaktır
2850-) Abdullah b. Amr b. As (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah kıyamet gününde ümmetimden bir kişiyi herkesin önünde ayırıp o kişi aleyhinde doksan dokuz dosya açacaktır. Her bir dosyanın boyu gözün görebildiği mesafe kadar olacaktır sonra kendisine şöyle soracaktır: Bunlardan bir şeyi reddediyor musun? Amel muhafızım katip melekler sana haksızlık yapmışlar mıdır? O kimse hayır Ya Rabbi! Diye cevap verecektir. Sonra herhangi bir özrün var mı buyuracak o kimse hayır ya Rabbi diye cevap verecektir. Bunun üzerine Allah şöyle buyuracak evet yanımızda sana aid makbul bir amelin vardır ve bugün sana asla haksızlık edilmeyecektir. Üzerinde ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka gerçek ilah yoktur Muhammed de onun kulu ve Rasûlüdür yazılı bir kağıt parçası çıkarılacak ve Allah kendi tartında kendin bulun diyecektir. O kişi de diyecek ki: Ya Rabbibu tek kağıt parçası... ve bu dosyalar nasıl olacak bu tartı işi... Allah’ta buyuracak ki bugün sana asla zulmetmeyecek... Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Günah sicilleri bir kefeye konulacak, kağıt parçası da bir kefeye konulacak sicillerin konulduğu kefe yukarı kalkacak kağıt parçası ağır çekecektir. Allah’ın ismi yanında hiç birşey ağır basamaz.” (İbn Mâce, Zühd: 17) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Allah’tan Başka İlah Olmadığına Şâhidlik Ederek Ölen Kişiye Ateş Haram Kılınacaktır
2851-) Kuteybe, İbn Lehîa vasıtasıyla Âmir b. Yahya’dan bu senedle bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Allah’tan Başka İlah Olmadığına Şâhidlik Ederek Ölen Kişiye Ateş Haram Kılınacaktır
2852-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Yahudiler yetmiş bir veya yetmiş iki fırkaya ayrıldılar Hıristiyanlar da bir o kadar... Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır.” (İbn Mâce, Fiten: 17; Ebû Dâvûd, Sünnet: 1) konuda Sa’d, Abdullah b. Amr ve Avf b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Bu Ümmet Kaç Fırkaya Bölünecektir?
2853-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İsrail oğullarına gelen her şey benim ümmetime de gelecektir. Ayakkabının ayakkabıya eşitliği gibi aynı durumda olacaklardır. Hatta onlardan bir kimse açıkça annesine yaklaşan kimse olsa ümmetimden de böyle yapanlar çıkacaktır. İsrail oğulları yetmiş iki millete ayrılmışlardı. Ümmetim ise yetmiş üç millete ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç hepsi Cehennem’de olacaktır. Ashab: “O millet kimdir?” Diye sordular da: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu: “Ben ve ashabım hangi milletten isek o milletten ve dinden olanlardır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis önceki hadise göre daha fazla izah edilmiştir. Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Bu Ümmet Kaç Fırkaya Bölünecektir?
2854-) Abdullah b. Deylemî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Abdullah b. Amr’dan işittim şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle demişti: Allah yaratıklarını karanlık içerisinde yarattı kendi nurundan da onlara bir nur uzattı. O nurdan kime bir parça isabet ederse hidayeti bulur. Kime de o nurdan bir parça ulaşmazsa sapıklıkta kalır. İşte bunun için Allah’ın ilmi üzere kalem ve mürekkep kurudu diyorum.” (Müsned: 6356) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Bu Ümmet Kaç Fırkaya Bölünecektir?
2855-) Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Allah’ın kulları üzerindeki hakkı nedir? Biliyor musun, buyurdu. Ben de Allah ve Peygamberi daha iyi bilir dedim. Bunun üzerine buyurdu ki: Allah’ın kulları üzerindeki hakkı sadece ona ibadet edip kulluk yapmaları ve hiçbir şeyi ve kimseyi onun otoritesine ortak koşmamalarıdır.” (Buhârî, Cihâd: 17; Müslim, İman: 27) kullar bunu yaptıkları vakit kulların Allah üzerindeki hakları nedir biliyor musun? Buyurdu. Ben de Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedim. Buyurdular ki: “Onlara azâb etmemektir.” hadis hasen sahihtir. Muâz b. Cebel tarafından da değişik bir şekilde rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Bu Ümmet Kaç Fırkaya Bölünecektir?
2856-) Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Cibril bana geldi ve Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayarak ölen kimsenin Cennete gireceğini müjdeledi. Zina etse de hırsızlık yapsa da mı?” Dedim. “Evet” buyurdular. (Buhârî, Cenaiz: 17; Müslim, İman: 27) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Ebû’d Derdâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: İman Bölümleri
Konu: Bu Ümmet Kaç Fırkaya Bölünecektir?
2857-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah kime hayır dilerse dini konularda onu bilgili ve anlayışlı kılar.” (Dârimî, Mukaddime: 16) Bu konuda Ömer, Ebû Hüreyre ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: Allah Hayır Dilediği Kimseyi Dinde Bilgili Kılar
2858-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim din ilmini tahsil için yola koyulur ve her sebebe başvurursa Allah Cennete varan yolu onun için kolaylaştırır.” (Müslim, Zikir: 17; Ebû Dâvûd, Salat: 27) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: İlim Öğrenmenin Değeri Ve Kıymeti
2859-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim dini ilimleri tahsil için yola koyulursa dönünceye kadar Allah yolunda cihâdda cihâd etmiş gibidir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir. Bazıları bu hadisi merfu olmaksızın rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: İlim Öğrenmenin Değeri Ve Kıymeti
2860-) Sahbere (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim dini ilim tahsili için yola koyulur ve tüm sebeplere sarılarak ilim öğrenirse bu yaptığı iş geçmiş günahlarına keffâret olur.” (Dârimî, Mukaddime: 6) Bu hadisin isnadı zayıftır. Hadisin râvîlerinden Ebû Dâvûd zayıf görülmüştür. Abdullah b. Sahbere ve babasından da hadis konusunda fazla bir rivâyeti bilinmiyor. Ebû Dâvûd’un ismi Nüfey’ olup A’madır. İlim adamlarından pek çok kişi ve Katâde kendisiyle konuşmuştur.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: İlim Öğrenmenin Değeri Ve Kıymeti
2861-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kime öğrendiği dini ilim sorulursa o da çeşitli sebeblerden dolayı o bilgisini gizlerse kıyamet günü o kimseye ateşten bir gem vurulacaktır.” (İbn Mâce, Mukaddime: 24; Ebû Dâvûd: İlim: 17) konuda Câbir ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: İlmi Saklamamak Gerekir
2862-) Ebû Harun el Abdî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Saîd’den bazı şeyler öğrenebilmek için onun yanına gelirdik; o da bize şöyle derdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in tavsiyesi üzere hoş geldiniz, çünkü; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar, siz ashabımın bilgi sahibi âlim kimselerine uyacaklardır. Size yeryüzünün değişik bölgelerinden din öğrenmek için Müslümanlar geleceklerdir. Onlar size geldiklerinde onlara iyi ve hayırlı tavsiyelerde bulununuz.” (İbn Mâce, Mukaddime: 17) Ali, Yahya b. Saîd’in şöyle dediğini belirtti: Şu’be Ebû Harun el Abdî’yi hadis konusunda zayıf kabul ederdi. Yahya b. Saîd diyor ki: İbn Avn, Ebû Harun el Abdî’den ölünceye kadar hadis rivâyet etmiştir. Ebû Harun’un ismi Imara b. Cüveyn’dir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: İlim Tahsili Yapmak İsteyenlere İyi Muamele Etmek Gerekir
2863-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Doğu bölgesinden ilim öğrenmek için size Müslümanlar geleceklerdir. Onlar size geldiklerinde: Onlara iyi tavsiyelerde bulununuz. Ebû Harun el Abdî dedi ki: Ebû Saîd bizi gördüğü zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in tavsiyesi gereğince hoş geldiniz dedi.” (İbn Mâce, Mukaddime: 22; Dârimî, Mukaddime: 26) Bu hadisi sadece Ebû Harun’un, Ebû Saîd’den rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 7: İlim Bölümleri
Konu: İlim Tahsili Yapmak İsteyenlere İyi Muamele Etmek Gerekir