Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı

2214-) Îsa (radıyallahü anh)’ın kardeşinden rivâyete göre, şöyle demiştir: “Humre=Alazlama hastalığına yakalanan Abdullah b. Ukeym, Ebû Ma’bed el Cühenî’nin yanına girdik ve şöyle dedik: Bu hastalığın geçmesi için muska boncuk vs. takmaz mısın? Şöyle cevap verdi. Ölüm, o takınacağım şeyden daha yakındır. Çünkü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: “Kim bazı şeylerden korunmak için bir şey takınırsa o takındığı şeyin korumasına terk edilir.” (Ebû Dâvûd, Tıp: 17) Abdullah b. Ukeym hadisini sadece Muhammed b. Abdurrahman b. ebî Leylâ’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Abdullah b. Ukeym, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bir şey işitmemiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zamanında bize şöyle yazmıştır demektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Muska, Boncuk, Hamaylî, Cevşen Ve Benzeri Şeyleri Takmanın Haramlığı
2215-) Muhammed b. Beşşâr, Yahya b. Saîd’den ve İbn ebî Leylâ’dan mana olarak bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. Bu konuda Ukbe b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Muska, Boncuk, Hamaylî, Cevşen Ve Benzeri Şeyleri Takmanın Haramlığı
2216-) Rafî b. Hadîç (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sıtma hastalığı çok şiddetli ateşli bir hastalıktır, onu su ile serinleterek tedavi edin.” (İbn Mâce, Tıp: 19) Bu konuda Esma binti ebî Bekir, İbn Ömer, Zübeyr’in hanımı Âişe ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Sıtma = Ateşli Hastalıkları Su İle Soğutmak
2217-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sıtma hastalığı Cehennemin galeyana gelmesi gibi çok şiddetli bir hastalık olup su ile soğutarak hastayı rahatlatın.” (İbn Mâce, Tıp: 19) b. İshâk: Abde vasıtasıyla, Hişâm b. Urve’den, Münzir’in kızı Fatıma’dan, Ebû Bekir’in kızı Esma’dan bu hadisin bir benzerini bize naklettiler. Esma hadisi buradakinden daha uzundur. Her iki hadiste sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Sıtma = Ateşli Hastalıkları Su İle Soğutmak
2218-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), sıtma ve her türlü sancı veren hastalıklara karşı şu duayı yapmayı öğretmişti: “Büyük Allah’ın ismiyle yüceler yücesi Allah’a sığınırım, her tür kan zayiinden ve her türlü ateşin sıcağından.” (İbn Mâce, Tıp: 19) Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece İbrahim b. İsmail b. ebî Habibe’nin rivâyetiyle bilmekteyiz İbrahim’in hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir. “Irkun ya’arun” şeklinde de rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Sıtma Ve Sancılı Anlarda Okunacak Dua
2219-) Vehb’in kızı Cüdâme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Çocuk emziren kadınla cinsel ilişki kurmayı veya gebe kadının çocuk emzirmesini yasaklamak istedim fakat İranlılar ve Rumlar böyle yapmalarına rağmen çocukları falan ölmüyor o yüzden yasaklamıyorum.” (İbn Mâce, Tıp: 16) Bu konuda Esma binti Yezîd’den de hadis rivâyet edilmektedir. hadis hasen sahihtir. Mâlik, Ebû’l Esved’den, Urve’den, Âişe’den, Cüdâme binti Vehb’den bu hadisi bize aktarmış olup hadiste geçen “Gıyal” kelimesini “Çocuk emziren kadınla cinsel ilişki kurmak” şeklinde izah eder.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Çocuk Emziren Kadınla Cinsel İlişki Kurulmaz Mı?
2220-) Vehb’in kızı Cüdâme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, kendisi bizzat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle söylediğini işitmiştir: “Çocuk emziren kadınla cinsel ilişkiyi yasaklamak istedim. Fakat bana Rumlar ve İranlılar bunu yapıyorlar çocuklarına bir zarar gelmiyor dediler ben de bu fikrimden vazgeçtim.” (Ebû Dâvûd, Tıp: 16) diyor ki: “Gıyle” Erkeğin çocuk emziren kadınla cinsel ilişkiye girmesidir. b. Ahmed diyor ki: İshâk b. Îsa, Mâlik vasıtasıyla Ebû’l Esved’den aynı hadisi bana aktardı. Bu hadis hasen garib sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Çocuk Emziren Kadınla Cinsel İlişki Kurulmaz Mı?
2221-) Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Zât-ülcenb hastalığına karşı zeytinyağı ile vers denilen sarı ve kokulu bir otun kullanılmasını tavsiye ederdi.” (İbn Mâce, Tıp: 17) Bu hastalıktan şikayeti olan ağızdan bu karışımı alarak kullanır. Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Abdullah’ın ismi: Meymûn’dur. Basralı bir ihtiyardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Zât-ülcenb=verem Veya Akciğer İltihabının Tedavisi Nasıldır?
2222-) Zeyd b. Erkâm (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Zat-ülcenb hastalığı için zeytin yağı ve kustu bahrî denilen topalak otu karışımını tavsiye ederdi.” (İbn Mâce, Tıp: 17) Bu hadis hasen garib sahihtir. Bu hadisi sadece Zeyd b. Erkâm’dan, Meymun’un rivâyetiyle bilmekteyiz. Pek çok kimse bu hadisi Meymun’dan rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Zât-ülcenb=verem Veya Akciğer İltihabının Tedavisi Nasıldır?
2223-) Osman b. eb’îl As (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana geldi. Benim de o anda çok sıkıntılı bir ağrım vardı. bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sağ elini ağrıyan yerine koy ve yedi sefer: “Bendeki duyduğum sancının şerrinden Allah’ın gücüne ve kuvvetine sığınırım.” diyor ki: Bende, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in buyurduğunu aynen yaptım. Allah’ta bendeki ağrıyı giderdi şimdi ben herkese bu duayı tavsiye ediyorum.” (Ebû Dâvûd, Tıp: 19) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Ağrı Ve Sızılara Karşı Hangi Dua Okunmalıdır?
2224-) Esma binti Umeys (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona müshil olarak hangi ilacı kullanıyorsun? Dedi. Esma: Şübrüm otunu kullanıyorum deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), o çok şiddetli ishal yapar buyurdu. Esma: Sonra sinameki kullanmaya başladım. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) eğer bir şey ölüme şifa olsaydı bu sinameki otu olurdu buyurdular. (İbn Mâce, Tıp: 12) Bu hadis hasen garibtir. “Sena” (Sinameki) müshil ilacı demektir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Müshil İlacı Olarak Hangi Ot Daha Tesirlidir?
2225-) Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip kardeşimin karnı ağrıyor dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine bal şerbeti içir buyurdu. Ona bal şerbeti içirdikten sonra tekrar geldi ve Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi; Bal şerbeti içirdim fakat karın ağrısı arttı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tekrar bal şerbeti içir buyurdular. Adam içirdi sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek balı içirdim fakat ağrı geçmedi arttı dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Allah’ın sözü hak ve doğrudur Allah hep doğruyu söyler kardeşinin karnı yalan söylemiştir. Bal şerbeti içir dedi o kimse de tekrar bal şerbeti içirdi ve iyileşti.” (Buhârî, Tıp: 4) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Bal İle Tedavi Olmak
2226-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir Müslüman kul eceli yakın olmayan bir hastayı ziyaret eder ve yedi kere şu duayı okursa mutlaka şifa bulur.” “Büyükler büyüğü Allah’tan, büyük arşın sahibi Allah’tan şifa vermesini isterim.” (Buhârî, Merda: 14) Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Minhal b. Amr’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Hasta Ziyaretinde Hangi Dua Okunmalıdır?
2227-) Sevbân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Biriniz sıtma hastalığına yakalanırsa iyi bilin ki sıtma ateşten bir parçadır. Onu su ile söndürsün, Sabah namazından sonra güneş doğmazdan önce bir nehir veya bir akarsuya girsin, suyun akışına karşı dursun ve “Allah’ın ismiyle, Allah’ım kuluna şifa ver, Peygamberini doğrula desin, O akarsuya üç kere dalsın üç seferde iyileşmezse beş, yedi, dokuz sefer o suya dalsın. Allah’ın izniyle dokuza varmadan geçer.” (Buhârî, Merda: 22) Bu hadis garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Sıtma Hastalığına Karşı Değişik Bir Tedavi Yolu
2228-) Ebû Hâzim (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sehl b. Sa’d’a, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Uhud’taki aldığı yara ne ile tedavi edilmişti diye soruldu ve ben de konuşulanı işitmekte idim. Sehl cevaben şöyle dedi: Bunu benden daha iyi bilen kimse kalmadı. Ali: Kalkanının içinde su taşıyor, Fatıma da kanın bulaştığı yerleri yıkıyordu. Sonra bir hasır parçası yakıldı ve onun külü yara üzerine konuldu.” (Buhârî, Tıp: 27) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Kül İle Tedavi Yapılabilir Mi?
2229-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İyileşip sıhhat bulan hastanın örneği saflık ve renk bakımından gökten yağan dolu gibidir. Yani tertemiz ve tatlı bir renk kazanmıştır.” (Buhârî, Tıp: 27)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Kül İle Tedavi Yapılabilir Mi?
2230-) Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ziyaret için bir hastanın yanına girdiğinizde iyileşeceğini söyleyerek moralini yükseltin, gerçi bu söz hiçbir şeyi önlemez fakat hastanın gönlünü hoş eder.” (Buhârî, Tıp: 29) Bu hadis hasen garibtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Hastayı Moral Olarak Takviye Edecek Sözler Söylenmelidir
2231-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ateşli bir hastayı ziyaret etmiş ve o hastayı müjdeleyip Allah şöyle buyurmuştur dedi: “Bu benim ateşimdir. Günahkar kulumun cehennemdeki nasibini bu dünya da verip günahlarından arındırmak için ona bu hastalığı vermişimdir.” (Buhârî, Tıp: 28)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Hastayı Moral Olarak Takviye Edecek Sözler Söylenmelidir
2232-) Hasan (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir gece boyunca ateşli hastalığı çekmenin günahlarından bir miktar eksilteceği ümid edilir.” (Buhârî, Tıp: 28)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 4: Tıp Bölümleri
Konu: Hastayı Moral Olarak Takviye Edecek Sözler Söylenmelidir
2233-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim mal bırakırsa o mal varislerindir. Kim de yoksul ve muhtaç kişiler bırakırsa o kişilerin bakımı bana aittir.” (Müslim, Feraiz: 4) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. ZührÎ bu hadisi Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den buradakinden daha uzun ve tam olarak rivâyet etmiştir. kelimesinin manası hiçbir şeyi olmayan kimse demektir. Onun bakımını ben üstlenip geçimini ben sağlarım.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Ölenin Malı Varislerine Aittir
2234-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kur’ân’ı ve feraiz ilmini öğrenin ve insanlara da öğretin ben de mutlaka bir gün öleceğim.” (İbn Mâce, Feraiz: 1; Dârimî, Feraiz: 1) Bu hadisin senedinde karışıklık vardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Feraiz=ölen Kimsenin Mallarını Bölüştürme İlmi Öğrenilmelidir
2235-) Ebû Usame bu hadisi Avf’tan, bir adamdan, Süleyman b. Câbir’den ve İbn Mes’ûd’tan rivâyet etmiştir. Aynı şekilde Hüseyin b. Hureys; Ebû Usame’den ve Avf’tan mana olarak bu hadisin bir benzerini aktarmıştır. Muhammed b. Kâsım el Esediyyi: Ahmed b. Hanbel ve başka hadisçiler zayıf saymışlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Feraiz=ölen Kimsenin Mallarını Bölüştürme İlmi Öğrenilmelidir
2236-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sa’d b. Rabî’in karısı Sa’d’tan olan iki kızıyla beraber Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek; Ey Allah’ın Rasûlü! Dedi. Bunlar Sa’d. b. Rabî’in kızlarıdır. Babaları Uhud da şehîd olmuştu. Bu kızların amcası malın tamamını aldı bunlara hiçbir mal bırakmadı. Malları olmadığı için bu çocuklar evlenemezler dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bu konuda Allah hükmünü verecektir buyurdu ve sonunda miras ayeti nazil oldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kızların amcasına haber göndererek şöyle buyurdu: “İkisini Sa’d’ın iki kızına ver sekizde biri annelerinindir, geri kalan ise senindir.” (Buhârî, Feraiz: 4; İbn Mâce: Feraiz: 2) Bu hadis sahih olup sadece Abdullah b. Muhammed b. Ukayl’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi aynı zamanda Şerik’te; Abdullah b. Muhammed b. Ukayl’dan rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Kız Çocuklarının Mirastaki Hisseleri Nasıldır?
2237-) Huzeyl b. Şurahbil (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Ebû Mûsâ ve Süleyman b. Rabia’ya geldi ve Kızın, oğlun kızın ve ana baba bir kızkardeşin mirastaki hisselerini sorduğunda ikisi birden şöyle dediler: “Yarısı kızındır, geri kalanı ana baba bir olan kız kardeşindir.” Yinede sen, Abdullah’a git ona da sor onun söylediği de bizimkiyle uyuşacaktır dediler. Adam, Abdullah’a gelerek durumu anlattı ve o iki şahsın söylediklerini de ona anlattığında Abdullah dedi ki: “Onların söylediklerine uyacak olursam yanlış yapmış olurum ve doğru yoldan ayrılmış olurum dedi. Fakat bu konuda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in verdiği hüküm gibi hüküm vereceğim: “Yarısı kızındır, oğlun kızına ise altıda bir düşer böylece üçte ikinin tamamlanması olarak oğlun kızınındır, geri kalan ise kızkardeşindir.” (Buhârî, Feraiz: 7; Ebû Dâvûd, Feraiz: 4) Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Kays el Evedî’nin ismi Abdurrahman b. Servan’dır ve Küfelidir. Şu’be bu hadisi Ebû Kays’den rivâyet ediyor.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Kız, Oğlun Kızı Ve Ana-baba Bir Kızkardeşin Hissesi Nasıldır?
2238-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Sizler Nisa süresi 12. ayeti olan: “Yapacağınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra…” ayetini okuyorsunuz Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), vasiyetten önce borcun ödenmesine hüküm vermiştir. Ana baba bir kardeşler mirastan pay alırlar. Kişi anne baba bir olan kardeşinden miras alır. Babadan bir olan kardeşlerinden değil.” (İbn Mâce Vesâyâ: 46; Dârimî, Feraiz: 17)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Ana Baba Bir Olan Kardeşlerin Mirası
2239-) Bündar, Yezîd b. Harun vasıtasıyla Zekeriyya b. ebî Zaide’den, Ebû İshâk’tan, Hâris’den ve Ali’den geçen hadisi bize aktarmışlardır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Ana Baba Bir Olan Kardeşlerin Mirası
2240-) Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), babadan bir olan kardeşlerin değil ana ve babası bir olan kardeşlerin birbirlerinden miras almalarına hükmetmiştir.” (Dârimî, Feraiz: 7) Bu hadisi sadece Ebû İshâk’ın, Hâris vasıtasıyla Ali’den yaptığı rivâyetle bilmekteyiz bazı ilim adamları Hâris hakkında söz etmişlerdir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Ana Baba Bir Olan Kardeşlerin Mirası
2241-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Seleme oğullarına ben hasta iken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), beni ziyarete gelmişti. Ben de Ey Allah’ın Peygamberi dedim. Malımı çocuklarım arasında nasıl bölüştüreyim? Bana hiçbir cevap vermedi sonra Nisa sûresi 11. âyet nazil oldu: “Allah size çocuklarınızın alacağı miras hakkında şunu emreder: Erkek, iki kadının hissesine eşit bir miktar alacaktır, kadın mirascılar ikiden fazla iseler, onlara ana babanın geride bıraktıklarının üçte ikisi verilecektir. Kadın sadece bir tane ise, onun yarısını alacaktır. Ölenin anne ve babasına gelince, geride çocuk bırakması durumunda her birinin altıda bir hissesi vardır. Ama hiç çocuk bırakmamışsa ve anne babası da mirascısı ise, annesi üçte birini alacaktır, geri kalan ise babanın olacaktır. Eğer ölenin erkek ve kız kardeşleri varsa, o zaman annesine altıda bir verilecektir. Bütün bu paylaştırmalar, ölenin yaptığı vasiyyet ve borçların ödenip yerine getirilmesinden sonra olacaktır. Ana-babalarınıza ve çocuklarınıza gelince, hangisinin sizin bırakacağınız fayda ve imkanlara daha layık olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından kararlaştırılmış paylardır. Şüphesiz Allah herşeyi bilen, yaptığını yerli yerince yapandır.” (Dârimî, Feraiz: 5; Buhârî, Feraiz: 12) Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be, İbn Uyeyne ve başkaları bu hadisi Muhammed b. Münkedir’den ve Câbir’den rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Kız Ve Erkek Çocukların Mirası
2242-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle diyor: “Hastalandım Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), beni ziyarete geldiğinde beni baygın durumda buldu. Sonra beraberinde Ebû Bekir ve Ömer olduğu halde bana yaya olarak geldiler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldı abdest suyundan bana bir miktar döktü, hemen ayırdım. Sonra Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim. Malım konusunda ne karar vereyim veya malımı ne yapmalıyım? Bana hiçbir cevap vermedi. O anda Câbir’in dokuz kızkardeşi vardı. Nihayet Nisa sûresi 176. ayeti indi: “Onlar senden cevap isterler. De ki: Allah size babasız ve çocuksuz kişinin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor: Ölen kişinin çocuğu yok bir kız kardeşi varsa, bıraktığı malın yarısı o kız kardeşinindir. Ama ölen kız kardeşinin çocuğu yoksa kendisi, yani erkek kardeşi ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama mirasçılar erkek veya kız kardeşler olarak çok iseler, bu durumda erkek için kadının iki payı vardır. Allah şaşırıp sapmayasınız diye size her konuda hükmünü açıklıyor. Allah herşeyi bilendir.” diyor ki: Bu âyet benim hakkımda nazil oldu. (Buhârî, Feraiz: 11; Dârimî, Feraiz: 5) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Kız Kardeşlerin Mirasları
2243-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Mirastan payı olanların hisselerini sahiplerine ulaştırın, artanını en yakın erkek kişinindir.” (Dârimî, Feraiz: 28; İbn Mâce: Feraiz: 10)

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Asabe = Belirli Hissesi Olmayıp, Artanını Alanların Mirası
2244-) Abd b. Humeyd, Abdurrezzak vasıtasıyla Ma’mer’den, İbn Tavus’tan, babasından, İbn Abbâs’tan bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Bu hadis hasendir. Bazıları bu hadisi İbn Tavûs’tan ve babasından mürsel olarak rivâyet etmektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Asabe = Belirli Hissesi Olmayıp, Artanını Alanların Mirası
2245-) Imrân b. Husayn (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Adamın biri Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek şöyle demişti: “Oğlum öldü onun mirasından bana ne düşer? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de: “Senin hissen altıda birdir” buyurdu. Adam dönüp giderken çağırdı ve; “Sen asabe olduğun için sana altıda bir daha vardır” buyurdu. Yine adam dönüp giderken; “Sonuncu altıda bir verilen bahşiş falan olmayıp oda senin hakkındır, onu da yiyebilirsin buyurdular.” (Dârimî, Feraiz: 10; Ebû Dâvûd: Feraiz: 6) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Ma’kıl b. Yesâr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Dedenin Mirası
2246-) Kabîsa b. Zûeyb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir nine; annenin annesi veya babanın annesi Ebû Bekir’e gelerek; Oğlumun oğlu ve kızımın oğlu öldü, Kur’ân’da ölen torunumdan miras hakkım olduğu bana bildirildi dedi. Ebû Bekir (radıyallahü anh) şöyle konuştu: Kur’ân’da senin hakkın olan bir pay göremiyorum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in de sana bir pay verdiğini işitmedim. Bazı kimselerden bu konuyu soruşturacağım ve sana cevap vereceğim dedi. Sorduğu kimselerden Muğîre b. Şu’be: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in nineye altıda bir verdiğine şâhidlik edince, senden başka bunu kim işitti diye sordu. Muğîre: Muhammed b. Mesleme dedi. Bunun üzerine Ebû Bekir, Nineye altıda bir hisse verilmesine karar verdi, daha sonraları başka bir nine Ömer’e bu konuda fetva sormak üzere gelmişti.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 5; Dârimî Feraiz: 19) diyor ki: Ma’mer bu hadiste Zührî’den bana ilave olarak rivâyet etti. Ben bu ilaveyi Zührî’nin kendisinden ezberlemedim. Fakat Ma’mer’den ezberlemiş bulunuyorum o ilave şudur: Ömer şöyle demiştir: “O altıda bir hisse iki nine birlikte bulunursanız ikinizin; tek kişi olursa o kişiye aittir.”

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Ninenin Mirası
2247-) Kabîsa b. Zûeyb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir nine Ebû Bekir’e gelerek ondan mirasını sordu. Ebû Bekir: Allah’ın kitabında sana bir hisse yok Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sünnetinde de sana bir hisse yok. Sen şimdilik git ben meseleyi bir soruşturayım dedi. Ebû Bekr, bazı kimselere soruştururken Muğîre b. Şu’be Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında bulundum nineye altıda bir hisse verdi dedi. üzerine Ebû Bekir; bu konuyu senden başka bilen var mı? dedi. Muhammed b. Mesleme ayağa kalkarak mesele Muğîre b. Şu’be’nin dediği gibidir. Dedi. Ebû Bekir de o gelen kadın için altıda bir hükmünü uyguladı. başka bir nine Ömer b. Hattâb’a gelerek ondan mirasını sordu. Ömer’de ona şöyle dedi: “Allah’ın kitabında sana bir pay yok fakat senin alacağın o altıda birdir. Eğer iki nine bir arada olursanız o altıda birde ortaksınız tek başınıza olursanız altıdabir sizindir.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 5; Dârimî Feraiz: 19) Bu konuda Büreyde’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis İbn Uyeyne’nin hadisinden daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Ninenin Mirası
2248-) Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh); oğlu ile beraber bulunan nine hakkında şöyle dedi: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, oğlu ile bulunan ve oğlu sağ olduğu halde kendisine altıda bir verdiği ilk ninedir.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 5; Dârimî Feraiz: 19) Bu hadisi merfu olarak sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bazıları oğlu ile beraber nineye miras tanımışlar bazıları ise miras tanımamıştır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Oğlu İle Beraber Ninesinin Mirası Nasıldır?
2249-) Ebû Ümâme b. Sehl b. Huneyf (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Hattâb, Ubeyde’ye şöyle yazıp göndermişti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah ve onun Peygamberi, varisi olmayan kimsenin varisidir. Dayı da varisi olmayan kimsenin varisidir.” (İbn Mâce, Feraiz: 10) Bu konuda Âişe ve Mıkdam b. Madi’kerib’den de hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Dayının Mirası Nasıldır?
2250-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Dayı, varisi olmayan kimsenin varisidir.” (İbn Mâce, Feraiz: 10) hadis hasen garibtir. rivâyet edenler bu hadisi mürsel olarak rivâyet edip senedinde “Âişe’den” dememişlerdir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı dayının mirası konusunda ihtilaf ettiler. Bazıları dayı, teyze ve halaya miras hakkı tanımakta Zevil erham (yakın akrabalar)ı varis kılma konusunda ilim adamlarının çoğunluğu bu hadise dayanarak yakın akrabaya mirastan pay ayırmaktadırlar. Zeyd b. Sabit ise bu yakın akrabalara mirastan hak tanımakta kalan mirası Beytülmâle aktarmaktadır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Dayının Mirası Nasıldır?
2251-) Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edilmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in azâd ettiği kölelerden biri hurma dalından düşüp ölmüştü. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bakınız bu kimsenin bir varisi var mıdır? Onlar da “Hayır” dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Onun mallarını köyünün halkından bir kısmına verin” buyurdular. (Ebû Dâvûd, Feraiz: 12; Dârimî, Feraiz: 31) Bu hadis hasendir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Geride Varis Bırakmaksızın Ölen Kimsenin Mirası
2252-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir adam öldü azâd ettiği köleden başka da varîs bırakmadı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun mirasını azâd ettiği o kölesine verdi.” (Dârimî, Feraiz: 9) Bu hadis hasendir. Bu konuda ilim adamlarının görüşü şöyledir: Bir kişi ölür, geride mirasçısı kalmaz ise o kişinin mirası Müslümanların devlet hazinesine intikal eder.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Azâd Ettiğinden Başka Mirasçısı Olmayanın Durumu
2253-) Usame b. Zeyd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müslüman, kafire; kafir de Müslüman’a mirasçı olamaz.” (Dârimî, Feraiz: 29; Buhârî, Feraiz: 25) Ömer, Sûfyân vasıtasıyla Zührî’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Bu konuda Câbir’den, Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir. Ma’mer ve pek çok kişi Zührî’den bu hadisin benzerini rivâyet etmişlerdir. Mâlik; Zührî’den, Ali b. Husayn’dan, Ömer b. Osman’dan, Üsâme b. Zeyd’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Mâlik’in hadisinde Mâlik vehme kapılmıştır. Mâlik’den rivâyet ederek “Amr b. Osman’dan” demişlerdir. Mâlik’in adamlarının çoğu ise “Mâlik’den ve Ömer b. Osman’dan” diyorlar. b. Osman b. Affân, Osman’ın çocuklarından meşhur olanıdır. Ömer b. Osman’ı tanımıyoruz. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. İlim adamları dinini değiştiren kişinin mirası hakkında ihtilaf ettiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ashabından ve sonrakilerden pek çok ilim adamı: “Onun mirasını Müslüman varislerine verirken; Bir kısmı da: “Müslüman varisleri ondan miras alamazlar” demektedirler. Bunlar: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, “Müslüman, kafirden miras alamaz” hadisini delil olarak alırlar. Şâfii’de bu görüştedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Din Ayrılığı Mirasa Engeldir
2254-) Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Dinleri ayrı olan toplumlar birbirlerinden miras alamazlar.” (Dârimî Feraiz: 29; Ebû Dâvûd, Feraiz: 10) Bu hadisin Câbir’in hadisi olduğunu sadece İbn Leylâ rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Dinleri Ayrı Toplumlar Birbirlerine Mirasçı Olamazlar
2255-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Katil miras alamaz.” (Dârimî, Feraiz: 41; İbn Mâce, Feraiz: 8) Bu hadis sahih değildir. Sadece bu şekliyle bilinir. Hadisin râvîlerinden İshâk b. Abdullah b. ebî Ferve’yi aralarında Ahmed b. Hanbel’in de bulunduğu bazı hadisçiler terk etmişlerdir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup, “Öldürme işi hataen de olsa bile bilede olsa katil miras alamaz. Bazı ilim adamları öldürme işi hataen olursa miras alabilir” derler ki imamı Mâlik bunlardandır.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Katil Miras Alamaz
2256-) Saîd b. Müseyyeb (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ömer; şöyle demişti: “Diyet baba tarafından akraba üzerinedir. Dolayısıyla kadın kocasının diyetinden miras olarak hiçbirşey alamaz.” Bunun üzerine Dahhâk b. Sûfyân el Kilâbî, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Üşeym ed Dababî’nin karısına kocasının diyetinden miras ver” diye kendisine mektupla bildirdiğini Ömer’e bildirdi. (Dârimî, Feraiz: 36) Bu hadis hasen sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Kadın Kocasının Diyetinden Miras Alır Mı?
2257-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Lıhyan oğullarından hamile bir kadından ölü olarak düşürülen cenîn için diyet bedeli olarak bir erkek köle veya cariye verilmesine hüküm vermişti. Sonra bu köle verme cezasına çarptırılan kadın da öldü bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), O kadının mirasının çocuklarına ve kocasına aid olduğu ödeyeceği diyet yükünün ise asabesi=baba tarafından erkek akrabalarına yüklenmesine hüküm vemişti. (İbn Mâce, Feraiz: 10; Ebû Dâvûd, Feraiz: 7) Yunus; bu hadisi Zührî’den, Saîd b. Müseyyeb’den, Ebû Seleme’den ve Ebû Hüreyre’den benzeri şekilde rivâyet etmiştir. Yine bu hadisi Mâlik; Zührî’den, Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiği gibi ayrıca Zührî’den Saîd b. Müseyyeb’den de mürsel olarak rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Miras Varislere Diyet Te Asabe Üzerinedir
2258-) Temim-i Dâri (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir dedi ki: “Müslümanlardan birinin vasıtasıyla Müslüman olan bir müşrik hakkında uygulanacak yol nasıldır diye sormuştum da Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: O kimsenin dirisine ve ölüsüne en yakın olan onun Müslüman olmasına sebep olan kimsedir.” (Ebû Dâvûd, Feraiz: 11; Dârimî, Feraiz: 42) Bu hadisi sadece Abdullah b. Vehb’in rivâyetiyle bilmekteyiz. İbn Mevhib ve Temimi Darî’den de rivâyet edildiği söylenmiştir. Bazıları bu hadisi rivâyet ederken Abdullah b. Vehb ile Temimî Dâri arasına Kabîsa b. Zûeyb’i koymuşlardır ki bu sahih değildir. Yahya b. Hamza, Abdulaziz b. Ömer’den rivâyet ederek Kabîsa b. Zûeyb’i râvîler arasına ilave etmiştir. ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Bana göre bu hadis muttasıl değildir. ilim adamları ise mirası devlet hazinesine intikal eder demektedirler ki Şâfii bu görüştedir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Vela hakkı=varis olabilme durumu azâd eden kişinindir” hadisini delil olarak getirmektedir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Bir Müslüman Vasıtasıyla İslama Giren Kimsenin Miras Durumu
2259-) Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Her kim hür veya köle olan bir kadınla zina ederse ve birde çocuk olursa o çocuk ne miras alır nede onun mirası alınır.” (Dârimî, Feraiz: 45) İbn Lehia’dan başkası bu hadisi Amr b. Şuayb’ın kendisinden rivâyet etmektedir. adamlarının uygulaması bu hadise göre olup “Zinadan doğan çocuk babasından miras alamaz” demektedirler.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Zina Yoluyla Meydana Gelen Çocuğun Miras Durumu Nasıldır?
2260-) Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Mala varis olan vela’ya da varis olur.” (Dârimî, Feraiz: 45) Bu hadisin senedi pek sağlam değildir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Vela’ya Kim Varis Olur?
2261-) Vasile b. Eskâ (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bazı durumlarda kadın üç mirası birden alabilir. Azâd ettiği kölenin mirasını, sokakta bularak büyüttüğü öksüz yetim çocuğun mirasını ve doğurduğu çocuğun babası tarafından kabul edilmemesi üzerine lanetleşerek kendi üzerinde kalan çocuğun mirasını.” (İbn Mâce, Feraiz: 12; Dârimî Feraiz: 55) hadis hasen garibtir. Sadece Muhammed b. Harbi’in rivâyetiyle bilmekteyiz.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 5: Feraiz (ölenin Mallarının...
Konu: Üç Mirası Birden Tek Başına Alan Kadın
2262-) Sa’d b. ebî Vakkâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mekke fethi yılı hastalanmıştım. Neredeyse ölümle karşı karşıya geldim Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), beni ziyarete geldi. Ya Rasûlüllah! Dedim. Çok malım var kızımdan başka da varisim yok. Malımın tamamını hayır işlerine vasiyet edebilir miyim? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Hayır” dedi. Malımın üçte ikisini? Dedim yine “Hayır” buyurdu. O halde yarısını? Dedim yine “Hayır” dedi. Bende üçte birini? Dedim. Bunun üzerine üçtebir iyi ama, üçtebir de çoktur varislerini zengin bırakman onları insanlara avuç açar vaziyette yoksul kişiler olarak bırakmandan elbette daha hayırlıdır. Sen, yaptığın her harcamadan dolayı sevap kazanıyorsun hatta hanımının ağzını uzattığın bir lokma bile… Sonra Ey Allah’ın Rasûlü! Dedim. Ben hicret etmiştim. Fakat şu anda hicret ettiğim Mekke’de hasta durumdayım hicretimden dönmüş mü sayılacağım? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: benden sonraya kalırsan ömrün olursa Allah’ın rızasını umarak yapacağın her bir iş sebebiyle Allah senin sevâbını artıracak ve dereceni yükseltecektir. Ömrün olur da geriye kalırsan bazı kimseler senden istifade edecek bazı insanlarda savaşlarda senin kılıç darbelerinle senden zarar göreceklerdir. Allah’ım ashabımın hicretlerinden dolayı sevaplarını eksiksiz olarak yaz onları gerisin geriye çevirme… Fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Sa’d b. Havle’nin Mekke’de ölümüne üzülüyordu. (Dârimî, Vasiyet: 6; İbn Mâce, Vesaya: 5) Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. hadis hasen sahihtir. Bu hadis başka yollarla da Sa’d b. ebî Vakkâs’tan rivâyet edilmiştir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup, kişinin malının üçte birinden fazlasını vasiyet etmeye hakkı yoktur derler. Bazı ilim adamları ise Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Üçte bir de çoktur” sözü üzerine vasiyetin üçtebirden daha az olmasını müstehab görüyorlar.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Malın Üçte Biri Vasiyet Edilebilir
2263-) Şehr b. Havşeb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Ebû Hüreyre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu ona aktarmıştır: “Erkek veya kadın altmış sene Allah’a itaatle meşgul olurlar ölüm gelip çattığında yaptığı vasiyette varislerden bir kısmını zarara sokar böylece de Cehenneme düşmek o kimseye vâcib olur.” Ebû Hüreyre bana Nisa sûresi 12-13 ayetini okudu: “… Bütün bunlar mirasçılar zarara uğratılmaksızın yerine getirilmelidir…” (İbn Mâce, Vesâyâ: 3; Ebû Dâvûd, Vesâyâ: 3) Bu hadis hasen sahih garibtir. b. Câbir’den hadis rivâyet eden Nasr b. Ali; Nasr b. Ali el Cehzamî’nin dedesidir.

Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 6: Vasiyet Bölümleri
Konu: Vasiyetinde Varislerin Bir Kısmına Zarar Verenler Cehennemliktir