Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı
180-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: Hendek gününde Ömer b. Hattâb Kureyş kafirlerine sövüp saymaya başladı ve dedi ki: “Neredeyse ikindi namazını kılmadan güneş batacaktı, bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Vallahi ben ikindi namazını henüz kılmadım” buyurdu. Câbir diyor ki: Bundan sonra Buthan vadisine indik Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldı bizde abdest aldık Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) güneş batışından sonra ikindi namazını arkasından da akşam namazını kıldı. (Nesâî, Mevâkît: 53; İbn Mâce, Salat: 6) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Birkaç Namazı Kaçıran Kimse Hangisinden Başlayarak Kılmalı?
181-)
Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Orta namaz ikindi namazıdır” (Nesâî, Mevâkît: 55; İbn Mâce, Salat: 6) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Orta Namaz” Denilen Namaz Hangi Namazdır?
182-)
Semure b. Cündüp (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Orta namaz ikindi namazıdır.” (Nesâî, Mevâkît: 55; İbn Mâce, Salat: 14) konuda Ali, Abdullah b. Mes’ûd, Zeyd b. Sabit, Âişe, Hafsa, Ebû Hüreyre, Ebû Haşim b. Utbe’den de birer hadis rivâyet edilmiştir. Muhammed diyor ki: Ali b. Abdullah şöyle diyor: “Hasan’ın, Semure b. Cündüp’den rivâyet ettiği bu hadis sahihtir. Hasan, Semure’den hadis işitmiştir. Semure hadisi hasen sahihtir, diyor. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamının görüşü budur. Zeyd b. Sabit ve Âişe “Orta namaz öğle namazıdır” derler. Abbâs ve İbn Ömer: “Orta namaz, sabah namazıdır” derler. Ebû Mûsâ, Muhammed b. Müsenna, Kureyş b. Enes’den, O da Habib b. Şehîd’den rivâyete göre, Habib der ki: Muhammed b. Sirin bana Hasan’a sor Akîka hadisini kimden duymuş? Sorduğumda Semure b. Cündüp’den işittiğini söyledi. Muhammed b. İsmail’in bize haber verdiğine göre, Ali b. Abdullah el Medinî, Kureş b. Enes’den bu hadisi rivâyet etmiştir. b. İsmail, Ali’den naklederek şöyle diyor: Hasan’ın Semure’den işitmesi doğrudur, der ve bu hadisi delil olarak kabul eder.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Orta Namaz” Denilen Namaz Hangi Namazdır?
183-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından pek çok kimseden işittim bunlar arasında en çok sevdiğim Ömer b. Hattâb’da var şöyle diyorlardı: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, yine ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmaktan bizi yasaklardı.” (Buhârî, Mevâkît: 31; Nesâî, Mevâkît: 35) Bu konuda Ali, İbn Mes’ûd, Ukbe b. Âmir ve Ebû Hüreyre, İbn Ömer, Semure b. Cündüb, Abdullah b. Amr, Muâz, İbn Afrâ ve Sunabîhi (Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisinden işitmemiştir.) Seleme b. el Ekvâ’, Zeyd b. Sabit, Âişe, Ka’b b. Mürre, Ebû Ümâme, Amr b. Abese, Ya’la b. Ümeyye ve Muaviye’den de birer hadis rivâyet edilmiştir. Bu İbn Abbâs’ın, Ömer’den rivâyet ettiği hadis hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki fıkıhçıların çoğunun görüşü budur. Yani sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı hoş karşılamamışlardır. Fakat unutma ve uyku sebebiyle kaçırılan namazların kılınmasında bir sakınca yoktur. Ali b. el Medînî, Yahya b. Saîd yoluyla Şu’be’den naklederek şöyle diyor: Katâde Ebû’l Âliye’den sadece üç hadis duymuştur. 1- Ömer’in hadisi ki sabah namazından günaeş doğuncaya kadar, ikindiden gün batıncaya kadar kılmayı yasaklardı. 2- İbn Abbâs’ın “Benim Metta’nın oğlu Yunus’tan daha hayırlı olduğumu söylemesi kimseye yakışmaz hadisi” 3- Kadılık üç çeşittir… hadisi.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İkindi Ve Sabah Namazından Sonraki Yasak Vakitler
184-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindiden sonra namaz kılmasının tek sebebi bir mal gelmesi sonunda meşguliyetinden dolayı öğleden sonra kılması gereken iki rek’atı kılmıştı bir daha o iki rek’atı hiç kılmadı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) konuda Âişe, Ümmü Seleme, Meymûne ve Ebû Mûsâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ikindi namazından sonra iki rek’at namaz kıldığını birden fazla kişi bize bildirmiştir. Bu rivâyetler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ikindiden sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı yasakladığı rivâyetine aykırıdır. Abbâs’ın “bir daha o namazı kılmadı” rivâyeti daha sahihtir. İbn Abbâs’ın hadisinin bir benzeri de Zeyd b. Sabit’den rivâyet edilmiştir. Âişe (radıyallahü anha)’dan bu konuda değişik rivâyetler aktarılmıştır. Birisi de şöyledir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindi namazından sonra Âişe’nin yanına girdiğinde iki rek’at namaz kılardı.” bir rivâyet Âişe, Ümmü Seleme yoluyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namazı yasakladığını, bize aktarıyor. adamlarının çoğunluğu; İkindiden sonra gün batıncaya kadar sabah namazından sonra gün doğuncaya kadar namaz kılmanın hoş olmadığı üzerinde birleşmişlerdir. İstisna olarak Mekke’de ve tavaftan sonraki namaz kılmalara izin verilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki ilim adamlarının bir kısmının görüşü budur. Ahmed ve İshâk’ın görüşü böyledir. Yine sahabe ve tabiinden bazı ilim adamları da ikindi ve sabah namazlarından sonra Mekke’de bile olsa namaz kılmayı hoş karşılamazlar. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes ve bazı Küfeliler bu görüştedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İkindi Namazından Sonra Namaz Kılınabilir Mi?
185-)
Abdullah b. Muğaffel (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Her ezan ile kamet arasında dileyen kimseler için bir namaz vardır.” (Buhârî, Ezan: 16; Nesâî, Ezan: 39) konuda Abdullah b. Zübeyr’den hadis rivâyet edilmiştir. Abdullah b. Muğaffel hadisi hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı akşamın farzından önce namaz kılınması konusunda değişik görüş ileri sürmüşlerdir. Kimi akşamın farzından önce namaz olmadığı görüşündedirler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından birçok kişiden rivâyete göre, akşamın farzından önce iki rek’at namaz kılarlardı. ve İshâk şöyle diyorlar: “Bu iki rek’at kılınırsa ne güzel olur” bu iki rek’at namaz kılmayı müstehab görüyorlar.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Akşam Namazından Önce Namaz Kılınır Mı?
186-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kim güneş doğmadan önce sabah namazının bir rek’atını kılmış olursa veya güneş batmadan önce ikindi namazının bir rek’atını kılmış olan kimse o vaktin namazını kılmış sayılır.” (Buhârî, Mevâkît: 30; Nesâî, Mevâkît: 11) konuda Âişe (radıyallahü anha)’dan hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir. Ahmed ve İshâk’ın görüşleri bu merkezde olup, Bu hadis; “Uyuyakalıp veya unutup güneş doğmak ve batmak üzere hatırlayan ve uyuyan kimse içindir” şeklinde anlaşılmalıdır, demektedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Güneş Batmadan Önce İkindinin Bir Rek’atına Yetişen Kimse Namaza Yetişmiş Sayılır Mı?
187-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medîne’de korku ve yağmur olmaksızın öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı bir arada kıldı ibn Abbâs’a Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle yapmakla ne istedi diye sorulunca; Ümmetinden zorluğu kaldırdı” dedi. (Buhârî, Mevâkît: 12; Nesâî, Mevâkît: 44) konuda Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs’ın bu hadisi değişik yollarla da rivâyet edilmiş olup Câbir b. Zeyd, Saîd b. Cübeyr, Abdullah b. Şakik el Ukaylî bunlardandır. İbn Abbâs’ın bu konuda değişik bir rivâyeti daha vardır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Yolculuk Dışında İki Namazı Birlikte Kılmak
188-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İki namazı sebepsiz bir şekilde bir arada kılarsa büyük günah kapılarından birine adım atmış olur.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Hadisi rivâyet edenlerden Haneş’in künyesi Ebû Ali er Rahabiyyü olup adı Hüseyin b. Kays’tır. Hadisçilerden Ahmed ve başkaları bu kimseyi hadis rivâyeti konusunda zayıf sayarlar. adamları bu hadise göre uygulama yapmışlar ve yolculukta ve Arafat’ta namazlar bir arada kılınabilir derler. Tabiinden bazı ilim adamları hasta olan kimsenin iki vakit namazını bir arada kılabileceğine izin vermişlerdir. Bazı ilim adamları aşırı yağmurlu havada iki vakit namazın bir arada kılınabileceğini söylemişlerdir. Şâfii, Ahmed ve İshâk gibi, Şâfii hastanın namazı cem etmesi görüşünde değildir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Yolculuk Dışında İki Namazı Birlikte Kılmak
189-)
Abdullah b. Zeyd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Sabahleyin Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldik gördüğüm rüya’yı ona haber verdim buyurdular ki: “Gerçekten bu hâk bir rüyadır” Bilâl ile birlikte kalk çünkü o senden daha uzun boylu ve sesi gürdür. Rüyanda söyleneni ona aktar onunla Müslümanları namaza çağırsın. b. Zeyd diyor ki: Ömer b. Hattâb, Bilâl’in namaz için çağrısını işitince eteğini toplayarak Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e çıkıp geldi ve şöyle diyordu: Ey Allah’ın Rasûlü seni gerçek ile gönderen Allah’a yemin olsun ki bende rüyamda aynen gördüm. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Allah’a hamdolsun böylece iş sağlamlaştı” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salat: 28; İbn Mâce, Ezan: 1) Bu konuda İbn Ömer’den hadis rivâyet edilmiştir. Abdullah b. Zeyd hadisi hasen sahihtir. Bu hadisi İbrahim b. Sa’d, Muhammed b. İshâk’tan daha uzun ve tam olarak aktarıyor ve ezanın sözlerinin ikişer kamette ise tek tek okunacağı anlatılıyor. Abdullah b. Zeyd ki ona İbn Abd Rabbih, İbn Abdi Rabbin de denilir. Ezan hakkında rivâyet edilen bu hadisten başka bir hadis rivâyet ettiğini bilmiyoruz. b. Zeyd b. Âsım el Mazinî ise Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’den değişik hadisler rivâyet etmiştir. ve o kimse Abbâd b. Temîm’in amcasıdır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Okumaya Başlama Nasıl Oldu?
190-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müslümanlar Medîne’ye geldiklerinde namaz kılmak için tahminlerine göre toplanırlar namaz için bir çağrıda bulunmazlardı. Bir gün bu konuda konuştular bir kısmı Hıristiyanların çanı gibi çan çalalım dediler bir kısmı da Yahudilerin boruları gibi boru çalalım dediler. Ömer b. Hattâb’ta namaza çağıracak bir kimse gönderebilir misiniz? Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Ya Bilâl kalk müslümanları namaza çağır.” (Buhârî, Ezan: 1; İbn Mâce, Ezan: 1) hadis hasen sahihtir ve İbn Ömer’in rivâyetinden garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Okumaya Başlama Nasıl Oldu?
191-)
Ebû Mahzûre (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu oturttu ve ezanı ona harf harf öğretti, İbrahim; Bizim ezanımız gibi dedi. Bişr, İbrahim’e “Bana ezanı tekrar et” dedim. O da ezanı gerektiği yerlerde yüksek sesle okuyarak ezanı tekrarladı. (Dârimî, Salat: 7; İbn Mâce, Ezan: 2) Ebû Mahzûre’nin ezan konusundaki hadisi sahihtir, kendisinden değişik rivâyetlerde vardır. Mekkelilerin görüşü ve Şâfii’nin görüşü de aynı şekildedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanda Şehâdetleri Yüksek Sesle Okumak
192-)
Ebû Mahzûre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ezanı on dokuz kelime olarak kameti ise on yedi kelime olarak ona öğretti.” (Müslim, Salat: 8; İbn Mâce, Ezan: 2) Bu hadis hasen sahihtir. Mahzûre’nin ismi Semure b. Mı’yer’dir. ilim adamları ezan konusunda bu görüştedir. Ebû Mahzûre’den kametin kelimelerinin birer kere okuduğu da rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanda Şehâdetleri Yüksek Sesle Okumak
193-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bilâl’e ezanı çift çift okuması kameti de tek tek okuması emredildi.” (Buhârî, Ezan: 2; Dârimî, Namaz: 6) konuda İbn Ömer’den hadis rivâyet edilmiştir. Bu Enes hadisi hasen sahihtir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve tabiinden bazı ilim adamlarının görüşü budur. Mâlik, Şâfii, Ahmed ve İshâk’ın görüşü de bu şekildedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Kametin Kelimelerinin Tek Tek Oluşu
194-)
Abdullah b. Zeyd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ezanı da kameti de ikişer ikişerdi.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Abdullah b. Zeyd hadisini Vekî’ Ameş’den, Amr b. Mürre’den ve Abdurrahman b. ebî Leylâ’dan rivâyet etmiştir. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı Abdullah b. Zeyd’in rüyasında ezanı nasıl okuduğunu bize haber vermiştir. Amr b. Mürre’den ve Abdurrahman b. ebî Leylâ’dan şöyle rivâyet ediyor: “Abdullah b. Zeyd rüyasında ezanın nasıl okunacağını gördü.” Bu rivâyet İbn ebî Leylâ’nın rivâyetinden daha sahihtir. Abdurrahman b. ebî Leylâ, Abdullah b. Zeyd’den hadis işitmemiştir. ilim adamlarına göre ezan da kamet de ikişer ikişerdir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek ve Küfelilerin görüşü budur. İbn ebî Leylâ ki Muhammed b. Abdurrahman b. ebî Leylâ’dır, Küfe hakimi idi babasından hiçbir hadis işitmemiştir. Babasından bir başkası vasıtasıyla rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Kametin Kelimeleri De İkişer İkişer Okunabilir
195-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Bilâl’e şöyle dedi: “Ey Bilâl ezan okuduğun zaman ezanını rahat ve uzatarak oku kamet ettiğinde ise kısa ve hızlı oku ezanla kamet arasında yemek yiyenin yemeğini bitirinceye kadar, içmekte olan içmesini bitirinceye kadar, tuvalet ihtiyacı için sıkışan kimsenin ihtiyacını giderinceye kadar bir zaman bekle. Beni görmeden farz namazı kılmaya kalkmayın.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı Acele Etmeksizin Uzatarak Yavaş Yavaş Okumak
196-)
Abd b. Humeyd, Yunus b. Muhammed yoluyla Abdulmun’ım’dan bize aynı hadisi rivâyet etti. Câbir’in bu hadisini sadece bu yolla Abdulmun’ım’in rivâyetiyle bilmekteyiz ki, bu da senedinde meçhul bir kimse olmasından dolayı meçhul sayılır. Basra’lı bir ihtiyardır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı Acele Etmeksizin Uzatarak Yavaş Yavaş Okumak
197-)
Ebû Cuhayfe (radıyallahü anh)’nın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bilâl (radıyallahü anh)’ı ezan okurken gördüm dönüyor ağzını sağa sola çeviriyordu. İki parmağı iki kulağında idi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine ait kırmızı bir çadırın altında oturuyordu. Cuhayfe zannedersem o çadır deriden idi diyor. Bilâl çatallı bir değnek ile gelerek Batha’nın kumuna sapladı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu sütre edinerek namaz kıldı. Bu sırada önünden köpekler ve eşekler geçiyordu, üzerinde kırmızı bir elbisesi vardı sanki inciklerinin parlaklığını görür gibiyim. Sûfyân: Onun yemen işi bir elbise olduğunu zannediyoruz” dedi. (İbn Mâce, Ezan: 3; Dârimî, Salat: 8) Cuhayfe hadisi hasen sahihtir. adamlarına göre tatbikat bu şekildedir. Yani müezzinin ezan okurken iki parmağını iki kulağına sokması müstehabtır. ilim adamları kamet yapılırken de parmaklar iki kulağa sokulur diyorlar. Evzâî de bu görüştedir. Cuhayfe’nin adı Vehb b. Abdullah es Suvâi’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Okunurken Parmak Kulağa Tıkanır
198-)
Bilâl (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana; “Sabah namazının ezanından başka hiçbir namazın ezanında tesvîb yapma!” buyurdular. (Müsned: 22787) konuda Ebû Mahzûre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bilâl (radıyallahü anh)’ın bu hadisini sadece Ebû İsrail el Mülaî’nin rivâyetinden bilmekteyiz. Ebû İsrail ise bu hadisi Hakem b. Uteybe’den işitmemiştir. Yine şöyle der: Hasen b. Umâra, Hakem b. Uteybe’den rivâyet etmiştir. Ebû İsrail’in adı “İsmail b. ebî İshâk” dır. Bu kimse hadisçiler yanında pek sağlam değildir. kelimesi anlamında ilim adamları değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Bir kısmı “tesvîb” sabah namazında “namaz uykudan hayırlıdır.” İbn’ül Mübarek ve Ahmed bu görüştedir. “tesvîb” kelimesine değişik anlam vererek tesvib mekruhtur ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından sonra insanların ortaya koydukları bir şeydir, şöyle ki: Müezzin ezanı okurken cemaati bekletir ve ezanla kamet arasında: “Namaz kılınmak üzeredir haydin namaza haydin kurtuluşa” der. söylediği bu tesvîb ilim adamları tarafından mekruh görülmüştür. ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sonra ortaya konmuştur. Mübarek ve Ahmed: “tesvîb” kelimesini müezzinin sabah ezanında “Namaz uykudan hayırlıdır” demesidir şeklindeki sözü daha doğrudur. İlim adamlarının tercih ettikleri görüş budur. Abdullah b. Ömer’in sabah namazında “Namaz uykudan hayırlıdır” dediği rivâyet edilmiştir. şöyle der: Bir gün mescide Abdullah b. Ömer ile birlikte girmiştim, ezan okunmuştu. Biz de orada namaz kılmak istiyorduk. O esnada müezzin tesvib yaparak “Namaz kılınmak üzeredir haydin namaza, haydin kurtuluşa” demeye başladı. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer mescidden çıktı ve bu bidatçinin yanından çık dedi ve namazı o mescidde kılmadı. Abdullah b. Ömer Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sonra ortaya çıkan “tesvîbi” hoş görmemektedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Sabah Ezanında “namaz Uykudan Hayırlıdır” Demek
199-)
Ziyâd b. Hâris es Sudaî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana sabah ezanını okumamı emretti ben de ezanı okudum, namaz kılınacağında Bilâl kamet etmek istedi bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Suda’lı kardeş ezan okudu, kim ezanı okursa kameti de o yapsın.” (Ebû Dâvûd, Salat: 30; İbn Mâce, Ezan: 3) konuda İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ziyâd’ın bu hadisini sadece İfrîkî’nin rivâyetinden bilmekteyiz İfrîkî ise hadisçiler arasında zayıf görülür. Yahya b. Saîd ve diğerleri İfrîkî’yi zayıf kabul ederler. Ahmed diyor ki: İfrîkî’nin hadisini yazmam. b. İsmail’in, İfrîkî’nin hadis rivâyeti konusundaki durumunu kuvvetlendirerek İfrîkî’nin orta halli bir rivâyetçi olduğunu ortaya koyar. adamlarının çoğunluğu bu hadise göre amel ederler ve “Ezanı kim okursa kameti de o getirir” demektedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı Okuyanın Kamet Getirmesi Gerektiği
200-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ezan abdestli olarak okunmalıdır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Abdestli Olarak Okunmalıdır
201-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Namaza abdestli olan çağırır” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis önceki hadisten daha sahihtir. İbnü Vehb Ebû Hüreyre’nin hadisini merfu olmaksızın rivâyet etmiştir. Bu hadis Velid b. Müslim’in hadisinden daha sahihtir. Çünkü Zührî, Ebû Hüreyre’den hadis işitmemiştir. ezan okuma konusunda ilim adamları değişik görüşler ortaya koymuşlar. Bir kısmı mekruh olduğunu söylemiş. Şâfii ve İshâk gibi bir kısmı da abdestsiz ezanın okunabileceği görüşündedirler. es Sevrî, İbn’ül Mübarek ve Ahmed de bu görüştedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Abdestli Olarak Okunmalıdır
202-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in müezzini ezandan sonra biraz bekler kamet getirmez, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mescide çıktığını görünce hemen kamet getirdi.” (Ebû Davûd, Salat: 45; Buhârî, Ezan: 22) Câbir b. Semure hadisi hasen sahihtir. Simâk’den rivâyetini ancak bu yolla bilmekteyiz. İlim adamları: “Müezzin ezanın vaktini imâm da namaza durularak vakti daha iyi bilir” demişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Kamet Vaktini Bildirmek İmâm’a Aittir
203-)
Sâlim (radıyallahü anh)’ın babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bilâl sabah namazını haber vermek için ezanı erkenden okur siz oruç tutacak iseniz Ümmü Mektûm’un ezanını işitinceye kadar yeyin için” (Buhârî, Ezan: 13; Dârimî, Salat: 4) konuda İbn Mes’ûd, Âişe, Üneyse, Enes, Ebû Zerr ve Semure’den birer hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. İlim adamları gece ezan okuma hakkında farklı görüştedirler. Bir kısmı: Gece okunan ezan sabah azanı yerine geçer ve iadesi gerekmez. Mâlik, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler. Bir kısmı ise: Geceleyin okunan ezan sabah namazı yerine geçmez, gece okunan ezanın tekrarı gerekir. Sûfyân es Sevrî bu kanaattedir. b. Seleme, Eyyûb, Nafi’, İbn Ömer yoluyla “Bilâl geceleyin ezan okudu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona kul uyuya kaldı diye çağırmasını emretti” hadisini rivâyet ediyor. Bu hadis pek sahih değildir. Sahih olan: Ubeydullah b. Ömer’in ve başkalarının Nafi’ ve İbn Ömer’den rivâyetleri olan hadistir ki: “Bilâl geceleyin ezan okur siz Ümmü Mektum okuyuncaya kadar yeyin için” b. ebî Revvâd, Nafi’den şöyle rivâyet etmiştir. “Ömer’in bir müezzini geceleyin ezan okudu da Ömer ona ezanı iade etmesini emretti.” Bu hadiste, yukarıdaki gibi sahih değildir. Çünkü Nafî’den ve İbn Ömer’den munkatı olarak rivâyet edilmiştir. Hammâd b. Seleme, İbn ebi Ravvad’ın hadisini kastetmiş olacak ki böyle söylemiştir. Sahih olan rivâyet, Ubeydullah ve pek çok kimsenin Nafî’ vasıtasıyla İbn Ömer’den yine Zührî vasıtasıyla Salim ve İbn Ömer’den rivâyet ettikleri: “Bilâl geceleyin ezan okudu” hadistir. Hammâd’ın hadisi sahih olsaydı bu hadisin bir manası kalmazdı. Dolayısıyla Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in “Bilâl ezanı geceleyin okur” demekle ileride olacak bir şeyi yani Bilâl’in ezanı erkenden geceleyin okuyacağını bildirmektedir. Eğer Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), fecr’in başlamasından önce okunan ezan, ezan yerine geçmemiş olsaydı ve o ezanın iadesi gerekseydi, “Bilâl ezanı geceleyin okur” buyurmazdı. el Medinî diyor ki: Hammâd b. Seleme’nin, Eyyûb’dan, Nafî’den ve İbn Ömer’den yaptığı rivâyet pek kabul görmeyen tek kalan rivâyetlerdendir. Hammâd b. Seleme bu hadiste yanılmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Sabah Ezanını Çok Erkenden Okumak
204-)
Ebûş Şa’sa (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İkindi ezanı okunduktan sonra bir adam mescidden çıktı bunun üzerine Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle dedi: “Bu adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e isyan etmiş oldu.” (İbn Mâce, Ezan: 7; Ebû Dâvûd, Salat: 42) Bu konuda Osman’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı ve sonraki alimlerin görüşü bu doğrultuda olup, bir özrü olursa veya abdesti bozulması durumunda çıkılabilir. Nehai: Müezzin kamete başlamadıkça çıkılabilir demektedir. Tirmizî: Bize göre bu hüküm özür sahibi olan kimse için geçerlidir. Şa’sa’nın adı “Süleym b. Esved” olup Eş’as b. ebi’ş Şa’sâ’nın babasıdır. Eş’as b. ebiş Şa’sa bu hadisi babasından bize aktarmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Okunduktan Sonra Mescidden Çıkılmaz
205-)
Mâlik b. Huveyris (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Amca oğlumla beraber Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim, bize buyurdu ki: “Yolculuğa çıktığınızda ezan okuyun, kamet getirin büyüğünüz size imâm olsun.” (Buhârî, Ezan:18; Nesâî, Ezan: 26) Bu hadis hasen sahihtir. adamlarının çoğu yolculukta ezan okunması görüşündedirler bir kısmı ise sadece kamet getirmenin kafi geleceğini ve ezanın ancak cemaat toplamak için yapılabileceğini söylemektedirler. Birinci görüş daha sahihtir. Ahmed ve İshâk’da aynı kanaattedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Yolculukta Da Ezan Okunmalıdır
206-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur. “Kim yedi sene Allah rızası için müezzinlik yaparsa Cehennem ateşinden kurtulacağı yazılır.” (İbn Mâce, Ezan: 5) Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Sevbân, Muaviye, Enes, Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi garibtir. Tümeyle’nin adı: “Yahya b. Vazıh” dır. Ebû Hamza es Sükkerî’nin adı ise “Muhammed b. Meymun” dur. b. Yezîd el Cufî zayıf kabul edilmiştir. Bu yüzden Yahya b. Saîd ve Abdurrahman b. Mehdî, bunun hadislerini kabul etmeyip terk etmişlerdir. Carud’tan işittim Vekî’den naklederek diyor ki: “Câbir el Cufî olmasaydı Kufe toplumu hadissiz, Hammad olmasaydı fıkıhsız kalırdı.”
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezan Okumanın Değer Ve Kıymeti
207-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İmam mü’minleri kollayıp gözetendir, müezzin ise güvenilen kimsedir. Ey Allah’ım imâmları doğru yoldan ayırma, müezzinleri de bağışla.” (Ebû Dâvûd, Salat: 32) Bu konuda Âişe, Sehl b. Sa’d ve Ukbe b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre’nin hadisini Sûfyân es Sevrî, Hafs b. Gıyas ve daha başkaları A’meş ve Ebû Salih’den de rivâyet etmektedirler. b. Muhammed, A’meş’den şöyle aktarıyor: “Bana Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadisi Ebû Salih ve Ebû Hüreyre yoluyla rivâyet edildi” b. Süleyman bu hadisi Muhammed b. ebî Salih’den, babasından ve Âişe’den rivâyet etmiştir. Ebû Zür’a’nın şöyle dediğini işittim: “Ebû Salih’in Ebû Hüreyre’den rivâyet ettiği hadis Âişe’den rivâyet ettiği hadisten daha sahihtir.” Ebû Salih’in bu konuda ne Ebû Hüreyre’den ne de Âişe’den rivâyet ettiği hadisi Ali el Medînî böyle bir hadis yoktur demektedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmam Kollayıp Gözeten, Müezzin İse Güvenilen Kimsedir
208-)
Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Müezzini ezan okurken işittiğinizde müezzinin söylediğini söyleyin.” (Buhârî, Ezan: 14; Nesâî, Ezan: 33) konuda Ebû Rafî, Ebû Hüreyre, Ümmü Habibe, Abdullah b. Amr, Abdullah b. Rabia, Âişe, Muâz b. Enes ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. ve daha başka kimseler Zührî’den, Mâlik’in hadisinin benzerini bize aktarmışlardır. Bu hadis Saîd b. Müseyyeb ve Ebû Hüreyre yoluyla da rivâyet edilmiş olup Mâlik’in rivâyeti daha sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı İşiten Müslüman Ne Yapmalı?
209-)
Osman b. ebî’l Âs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bana son sözü: “Ezan okuduğu için ücret almayan bir müezzin tut sözü oldu.” (Nesâî, Ezan: 32; Ebû Dâvûd, Salat: 39) Osman’ın bu hadisi hasen sahihtir. adamlarının görüşü bu doğrultuda olup Müezzinin ücret almasını hoş karşılamayıp Allah rızası için yapmasını uygun görmüşlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Müezzinin Ezan Okuma Karşılığı Ücret Almaması Gerektiği
210-)
Sa’d b. ebî Vakkâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle demiştir: “Her kim müezzinin ezan okurken “eşhedü en la ilahe illallah” dediğini işitince “ ve ene eşhedu en la ilahe illallahu vahdehu la şerîkeleh ve enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu Raziytü billahi Rabben ve bi Muhammedin rasûlen ve bil islâmı dinen” derse günahları bağışlanır. (Müslim, Salat: 7; İbn Mâce, Ezan: 4) Ben Allah’tan başka ilah olmadığına sadece tek olan Allah’ın var olduğuna ve onun da ortağı olmadığına inanır ve şahidlik ederim ve yine şahidlik ederim ki Muhammed o Allah’ın kulu ve Rasûlüdür. Rab olarak Allah’tan ben razıyım, elçi olarak Muhammed’in olmasından da razıyım. Ben hayat tarzı olarak ta İslam dininden razıyım, elçi olarak Muhammed’in olmasından da razıyım ben, hayat tarzı olarak ta İslam dininden razıyım ben, hoşnudum ben. Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Leys b. Sa’d’ın, Hukeym b. Abdullah b. Kays’dan yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı İşiten Müslüman Ne Söylemeli?
211-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim müezzinin okuduğu ezanı dinledikten sonra: Allahümme Rabbe hazihidda’vetittammeti vessalatil kaimeti Ati Muhammeden elvesilete velfazilete vebeashü mekâmen mahmüden illezî veaddehû”* derse kıyamet günü ona şefaat helal olur.” (Buhârî, Ezan: 8; İbn Mâce, Ezan: 4) “Ey şu tam ve mükemmel davetin ve dinimi ayakta tutacak namazın Rabbi olan Allah’ım Peygamber Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Cennet’te vaat ettiğin övgüye layık en yüce makam ve en büyük dereceleri ver.” Câbir’in bu hadisi Muhammed b. Münkedir yoluyla geldiği için sahih hasen garibtir. hadisi Şuayb b. ebî Hamza’dan başka Muhammed b. el Münkedir’den rivâyet eden birini bilmiyoruz. Ebû Hamza’nın ismi ise “Dinar” dır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı Dinleyenin Yapacağı Değişik Bir Dua
212-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ezan ile kamet arasında yapılan dua geri çevrilmez.” (Ebû Dâvûd, Salat: 35) Enes’in bu hadisi hasen sahih’tir. İshâk el Hemedanî bu hadisi Büreyd b. ebî Meryem ve Enes yoluyla aynen rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanla Kamet Arasında Yapılan Dua Mutlaka Kabul Olur
213-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e İsra gecesi namaz elli vakit olarak farz kılındı sonra azaltılarak beş vakte indirildi ve şöyle seslenildi: ey Muhammed benim katımda söz değişmez senin için bu beş vakit namaz sebebiyle elli vakit sevâbı vardır.” (Nesâî, Salat: 1) konuda Ubâde b. es Sâmit, Talha b. Ubeydullah, Ebû Zerr, Ebû Katâde, Mâlik b. Sa’sa ve Ebû Saîd el Hudrî’den de birer hadis rivâyet edilmiştir. Enes’in bu hadisi hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Allah Namazı Kaç Rek’at Farz Kılmıştı?
214-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Beş vakit namaz kendi aralarında, Cuma Cuma’ya kadar büyük günah işlenmedikçe diğer günahlara keffârettir.” (Müslim, Tahara: 5; İbn Mâce, İkametüs Salat: 79) Bu konuda Câbir, Enes ve Hanzala el Üseydî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Beş Vakit Namazın Değer Ve Kıymeti
215-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den bildirildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Cemaatle kılınan namaz tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha üstündür.” (Nesâî, imâme: 42; İbn Mâce, Mesacid: 16) konuda Abdullah b. Mes’ûd, Ubey b. Ka’b, Muâz b. Cebel, Ebû Saîd, Ebû Hüreyre ve Enes (radıyallahü anh)’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. şekilde Nafi’, İbn Ömer’den “Cemaatle kılınan namazın tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha değerli olduğu” rivâyet edilmiştir. Bu konudaki rivâyetlerin çoğu “yirmi beş” kat derken sadece İbn Ömer rivâyetinde “yirmi yedi” kat denmektedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Cemaatle Kılınan Namazın Değeri Ve Kıymeti
216-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kişinin cemaatle kıldığı namaz kendi başına kıldığı namazdan yirmi beş derece daha üstündür.” (Nesâî, imâme: 42; İbn Mâce, Mesacid: 16) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Cemaatle Kılınan Namazın Değeri Ve Kıymeti
217-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den bildirildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’a yemin olsun ki içimden şöyle geçiriyorum, adamlarıma odun kümeleri toplatayım sonra namaz kılınmasını emredeyim de namaz için mescide gelmeyen kimselerin evlerini kendileri içerde iken cayır cayır yakayım.” (İbn Mâce, Mesacid: 17; Nesâî, İmame: 49) Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd, Ebû’d Derdâ, İbn Abbâs, Muâz b. Enes ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından pek çok kişi “Ezanı işitip de mescide namaz için gelmeyen kişinin namazı kabul edilmez.” Bazı ilim adamları ise: “Bu konuda şiddet ve zorlama anlamında olduğunu” söylemişler. Fakat özürsüz olarak hiç kimseye cemaati terk etme izni yoktur, demişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı İşittiği Halde Mescide Gelmeyen Kimsenin Durumu
218-)
Mûcâhid’den aktarıldığına göre: İbn Abbâs (radıyallahü anh)’a gündüzleri oruç tutan geceleri namaz kılan fakat cemaate gelmeyen kimsenin durumu hakkında sorulduğunda dedi ki: “O kişi Cehennem’dedir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) bu hadisi bize Leys, Mûcâhid ve Muharîbî’den rivâyet etmiştir. Bu hadisin manası: Cuma ve cemaatle namazı hiçe sayarak ve küçümseyerek katılmamasıdır, şeklindedir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Ezanı İşittiği Halde Mescide Gelmeyen Kimsenin Durumu
219-)
Yezîd b. Esved (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Hac’da beraberdim. Sabah namazını Hayf mescidinde Onunla birlikte kıldım. Namazı bitirip dönünce arka tarafta cemaatle namaz kılmayan iki kişi gördü ve o ikisini bana getir buyurdular. Adamlar getirildiğinde korkudan göğüsleri titriyordu, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bizimle namaz kılmanıza engel nedir deyince; Ey Allah’ın Rasûlü biz çadırlarımızda namazı kılmıştık dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle yapmayın evinizde veya çadırınızda namaz kılar sonra bir cemaate rastlarsanız onlarla birlikte tekrar namaz kılınız bu sizin için nafile namaz olur” buyurdular. (Nesâî, İmame: 53) konuda Mıhcen ed Dîlî, Yezîd b. Âmir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Yezîd b. Esved’in hadisi hasen sahihtir. adamlarından pek çok kişinin görüşü böyledir. Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardan olup şöyle diyorlar: “Kendi başına namazını kılan kimse bir cemaate rastlarsa o cemaatle tekrar o namazı kılmalıdır. Eğer bir kimse akşam namazını kılarda bir cemaate rastlarsa o cemaatle akşam namazını kılıp bir rek’at daha ilave eder önce kendi başına kıldığı namaz farz namaz yerine geçer bu kıldığı ise nafile olur.”
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Tek Başına Namaz Kılıp Bir Cemaate Yetişen Kimsenin Durumu
220-)
Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldıktan sonra bir adam çıkageldi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu kimseyle cemaatle namaz kılmakla kim sevap kazanmak ister deyince bir adam kalktı ve onunla cemaat olarak namaz kıldı.” (Müsned: 10596) Bu konuda Ebû Ümâme, Ebû Mûsâ ve el Hakem b. Umeyr’den de birer hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd’in bu hadisi hasendir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı ve tabiin dönemindeki ilim adamlarının pek çoğu bu görüşte olup cemaatle namaz kılınan bir mescidde tekrar cemaatle namaz kılınabilir demektedirler. Ahmed ve İshâk bunlardandır. ilim adamları ise: Cemaate yetişemeyenler tek tek namazlarını kılarlar demektedirler. Sûfyân, İbn’ül Mübarek, Mâlik, Şâfii, böyle derler. Süleyman en Nacî Basra’lıdır, kendisine Süleyman b. el Esved de denilir. Ebü’l Mütevekkilin adı Ali b. Dâvûd’tur.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Cemaatle Namaz Kılındıktan Sonra Tekrar Cemaat Olunur Mu?
220-)
Vitr Namazının Değer ve Kıymeti
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Vitr Namazının Değer Ve Kıymeti
220-)
Vitr Namazının Değer ve Kıymeti
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Vitr Bölümleri
221-)
Osman b. Afvân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Yatsı namazını cemaatle kılan kimse gece yarısını ibadetle geçirmiş gibi sevap kazanır. Yatsı ve sabah namazını cemaatle kılan kimse ise tüm geceyi ibadetle geçirmiş gibi sevap kazanır.” (Müslim, Mesacid: 46) konuda İbn Ömer, Ebû Hüreyre, Enes, Umare b. Ruveybe, Cündüp b. Abdullah b. Sûfyân el Becelî, Übey b. Ka’b, Ebû Mûsâ ve Büreyde’den de bir hadis aktarılmıştır. Bu Osman (radıyallahü anh) hadisi hasen sahihtir. hadis Abdurrahman b. ebî Amre yoluyla Osman’dan mevkuf olarak aktarılmıştır. Aynı zamanda bu hadis merfu olarak ta pek çok yollarla rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazını Cemaatle Kılmanın Değer Ve Kıymeti
222-)
Cündüp b. Sûfyân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Her kim sabah namazını cemaatle kılarsa Allah’ın koruması altına girmiş demektir. Öyle ise Allah’ın korumasını bozmayın.” (Müslim, Mesacid: 46) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazını Cemaatle Kılmanın Değer Ve Kıymeti
223-)
Büreyde el Eslemî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Karanlıklarda mescidlere yürüyenleri kıyamet gününde tam bir nur ile müjdele.” (Ebû Dâvûd, Salat: 49) Bu hadis bu yolla merfu sahihtir. Yani Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e kadar ulaştırmıştır. Fakat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ulaştırmaksızın “sahabe sözü” şeklinde mevkuf olarak da rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazını Cemaatle Kılmanın Değer Ve Kıymeti
224-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Erkek saflarının en hayırlısı birinci saf, en az sevaplısı ise sonuncu saftır. Kadın saflarının en hayırlısı son saf olup en sevâbı az olan ise erkeklere en yakın olan saftır.” (Nesâî, İmame: 20) Bu konuda Câbir, İbn Abbâs, İbn Ömer, Ebû Saîd, Übey, Âişe, Irbad b. Sariye ve Enes’den de birer hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre’nin bu hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in birinci safta namaz kılanlar için üç kere ikinci saf için bir kere “İstiğfar (Bağışlanma)” talebinde bulunduğu rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Birinci Safta Namaz Kılmanın Değeri Ve Kıymeti
225-)
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “İnsanlar ezan okumakta ve ilk safta namaz kılmanın ne kadar değerli olduğunu bilseler ve kur’a çekmekten başka yol bulamazlar ve kur’a çekerlerdi.” (Buhârî, Ezan: 73; İbn Mâce, İkame: 51) İshâk b. Mûsâ el Ensarî bu hadisi bize Maa’n, Mâlik, Sümey, Ebû Salih ve Ebû Hüreyre’den böylece aktarılmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Birinci Safta Namaz Kılmanın Değeri Ve Kıymeti
226-)
Kuteybe Mâlik (radıyallahü anh)’den bu hadisin benzerini rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Birinci Safta Namaz Kılmanın Değeri Ve Kıymeti
227-)
Numân b. Beşîr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her zaman saflarımızı düzeltirdi. Bir seferinde göğsü dışarı çıkmış bir adam gördü ve şöyle buyurdu: “Ya saflarınızı düzeltirsiniz veya Allah düşünce ve fikirlerinizde aranıza başkalıklar sokacaktır.” (Nesâî, İmame: 25; İbn Mâce, İkame: 50) konuda Câbir b. Semure, Berâ, Câbir b. Abdillah, Enes, Ebû Hüreyre ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu Numân b. Beşîr hadisi hasen sahihtir. Yine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Safları düzeltmek namazın tamamlayıcı bir unsurudur.” (radıyallahü anh)’ın safları düzeltmek için özel görevliler tayin ettiğini onlardan haber almadan namaza başlamadığı da rivâyet edilmektedir. ve Osman’dan da; Safları bizzat kendileri düzelttirip “safları düzeltin” dedikleri de rivâyet edilmiştir. Ali (radıyallahü anh), ey filan öne çık ey falan geriye çekil diyerek safları düzelttiği de bize bildirilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Safların Düzeltilmesi