Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı
3064-)
Sa’d b. ebî Vakkâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Uhud günü benim için Anne ve babasını birlikte söyleyerek feda olsun derken bir araya getirmişti.” (Buhârî, Menakıb: 27; Müslim, Fedail-üs Sahabe: 17) hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Anam Babam Sana Feda Olsun Sözü Söylenir Mi?
3065-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Enes’e; ey evlatçığım” diye hitab ederdi. (Ebû Dâvûd, Edeb: 27) konuda Muğîre ve Ömer b. ebî Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Bu hadis yine başka şekilde de Enes’den rivâyet edilmiştir. Ebû Osman yaşlı ve güvenilir bir kimsedir, kendisine Ca’d b. Osman da denilir. İbn Dinar’da denilir, Basralıdır. Kendisinden Yunus b. Ubeyd ve pek çok hadis imamı hadis rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Ey Evladım Ve Yavrucuğum Sözü Söylenir Mi?
3066-)
Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yeni doğan çocuğa yedinci günde isim verilmesini çocuktan eziyetin kaldırılmasını ve akıka kurbanı kesilmesini emretmişti.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Yeni Doğan Çocuğun İsminin Konulmasına Acele Edilmeli Mi?
3067-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah’a isimlerin en sevimli olanı: Abdullah ve Abdurrahman’dır.” (Müslim, Edeb: 27; Ebû Dâvûd, Edeb: 17) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Güzel Olan İsimler Hangileridir?
3068-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allah’a isimlerin en sevimli olanı Abdullah ve Abdurrahman’dır.” (Müslim, Edeb: 27; Ebû Dâvûd, Edeb: 17) hadis bu şekliyle garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Güzel Olan İsimler Hangileridir?
3069-)
Ömer b. Hattâb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Rafî’, Bereket ve Yesâr isminin konulmasını yasaklayacağım.” (Müslim, Edeb: 17) Bu hadis garibtir. Ahmed bu hadisi aynı şekilde Sûfyân’dan, Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den ve Ömer’den böylece rivâyet etmiştir. Ondan başkaları ise Sûfyân’dan, Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den rivâyet etmişlerdir. Ebû Ahmet, güvenilen bir kişi olup hafızdır. Halk arasında meşhur olan bu hadisin Câbir tarafından rivâyetinde “Ömer’den” denmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Hoş Olmayan İsimler De Var Mıdır?
3070-)
Semure b. Cündüb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Çocuğuna Rebah, Eflah, Yesâr ve Necîh ismi verme! Sonra bu isimli bir kimse için “o orada mı?” diye sorulur da “yok” denilir.” (Müslim, Edeb: 27) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Hoş Olmayan İsimler De Var Mıdır?
3071-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle rivâyet etmiştir: “Kıyamet günü Allah katında isimlerin en kötüsü kendisine “melikül emlak, krallar kralı, padişahlar padişahı verilen kişidir.” Sûfyân diyor ki: “Şahan şah” padişahlar padişahı demektir. “Ahneu” en kötüsü demektir.” (Müslim, Edeb: 27; Müslim, Edeb: 17)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Hoş Olmayan İsimler De Var Mıdır?
3072-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), “Asiye” (Allah’a isyan eden) kadın ismini “Cemile” (güzel) olarak değiştirdi. (Buhârî, Meğazî: 27; Müslim, Edeb: 17) Bu hadis hasen garibtir. b. Saîd el Kattan bu hadisi Ubeydullah’tan, Nafi’den, İbn Ömer’den müsned olarak rivâyet eden tek kişidir. Bazıları da bu hadisi Ubeydullah’tan Nafi’den “Ömer” diye müsned olarak rivâyet etmişlerdir. Bu konuda Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Selam, Abdullah b. Mutı’, Âişe, Hakem b. Sa’d, Müslim, Üsâme b. Ahderî, Şüreyh b. Hâni’nin babasından, Hayseme b. Abdurrahman’dan ve babasından hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Hoş Olmayan İsimler Değiştirilmeli Mi?
3073-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), çirkin isimleri değiştirirdi.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Hoş Olmayan İsimler Değiştirilmeli Mi?
3074-)
Ebû Bekir b. Nafi’ şöyle dedi: Ömer b. Ali bu hadisin senedinde bazen; Hişâm b. Urve vasıtasıyla babasından diyerek mürsel olarak rivâyet etmiş ve senedinde “Âişe”yi zikretmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Hoş Olmayan İsimler Değiştirilmeli Mi?
3075-)
Cübeyr b. Mut’ım (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Benim isimlerim vardır: “Ben Muhammed’im=övülmüş birisiyim; Ben Ahmed’im=En övgün kimseyim: Ben Mahi’yim=İmha ediciyim, Allah benimle küfrü imha edecektir: Ben Haşîrim=İnsanlar benden sonra haşredileceklerdir; Ben Akîb=Sonuncuyum, benden sonra peygamber gelmeyecektir. (Buhârî, Menakıb: 27; Müslim, Fedail: 17) konuda Huzeyfe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Değişik İsimleri De Var Mıdır?
3076-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); “bir kişinin kendi ismiyle künyesini bir araya getirerek; “Muhammed Ebû’l Kâsım” adının verilmesini yasakladı.” (Buhârî, İlim: 27; Müslim, Edeb: 17) konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamları herhangi bir kişinin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in adı ile künyesinin bir arada kullanılmasını hoş karşılamamışlardır. Bazıları da bunu yapmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin İsmiyle Künyesinin Birlikte Kullanılmaması
3077-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle rivâyet edilmiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir gün çarşıda bir adamın “Ey Ebû’l Kâsım” diyerek bağırdığını işitti ve ona döndü o adam da seni kastetmedim dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), “Benim künyemle künyelenmeyiniz” buyurdu. çarşı hadisini Hasan b. Ali el Hallâl, Yezîd b. Harun vasıtasıyla Humeyd’den, Enes’den bu şekilde bize rivâyet etmiştir. Bu hadiste Ebû’l Kâsım künyesiyle künyelenmenin hoş olmadığına bir delil vardır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin İsmiyle Künyesinin Birlikte Kullanılmaması
3078-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Benim ismimi koyarsanız bile künyemle künyelenmeyiniz.” (Buhârî, Humus: 27; Müslim, Edeb: 17) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin İsmiyle Künyesinin Birlikte Kullanılmaması
3079-)
Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Senden sonra çocuğum olursa ona senin ismini verip senin künyenle künyelendirebilir miyim? Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Evet” buyurdular. Ali dedi ki: Bu benim için özel bir izindi.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27) hadis sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin İsmiyle Künyesinin Birlikte Kullanılmaması
3080-)
Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Şiirden bir kısmı tesir gücü olan sözlerdendir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle garibtir. Bu hadisi sadece Ebû Saîd el Eşec, İbn ebî Ganiyye’den merfu olarak rivâyet etmiştir. Başkaları ise İbn ebî Ganiyye’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. Bu hadis yine Abdullah b. Mes’ud vasıtasıyla başka bir şekilde rivâyet edilmiştir. hadis Übey b. Ka’b, İbn Abbâs, Âişe, Büreyde ve Kesîr b. Abdullah’ın babasından ve dedesinden de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Şiirde Tesir Gücü Var Mıdır?
3081-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Şiirin bazı çeşidinde tesir gücü vardır.” (İbn Mâce, Edeb: 27) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Şiirde Tesir Gücü Var Mıdır?
3082-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), mescidde Hassân b. Sabit’e bir mimber koyar, Hassân’da bu mimber üzerinde ayakta durarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i destekleyici ve övücü şiirler söylerdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyururdu: “Allah’ın peygamberini övdüğü ve müdafa ettiği sürece şair Hassân’ı Allah Ruhul Kudus’le (Cibril) tavsiye etsin.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri
3083-)
İsmail b. Mûsâ ve Ali b. Hucr, Ebû’z Zinad vasıtasıyla babasından, Urve’den, Âişe’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir. konuda Ebû Hüreyre ve Berâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis İbn ebî’z Zinad rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri
3084-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kaza umresinde Mekke’ye girdi. Abdullah b. Revaha önünde yürüyor ve şöyle diyordu: kafir oğlu kafirler çekilin O’nun yolundan, ona gelen Kur’ân gereğince boyunlarınızı vurabiliriz. bir vuruş ki tüm başları yerinden yok eder. en yakın dostu dostuna unutturur.” üzerine Ömer ona “Ey Revaha’nın oğlu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in önünde ve Allah’ın hareminde şiir mi söylüyorsun?” Deyince: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ey Ömer bırak onu çünkü onun şiirleri; onlara ok’un tesirinden daha hızlıdır.” (Nesâî, Menasik: 27) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. bu hadisi Ma’mer’den, Zührî’den, Enes’den buradaki gibi rivâyet etmiştir. Başka bir hadiste şöyle rivâyet edilmiştir: “Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kaza umresinde Mekke’ye girdi, Ka’b b. Mâlik onun önünde idi.” Bazı hadisçiler yanında bu rivâyet daha sağlamdır. Çünkü Abdullah b. Revaha, Mute vak’asında şehîd düşmüştü. Kaza umresi ise bundan sonradır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri
3085-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe’ye denildi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şiirden herhangi bir şey söyler miydi? Âişe dedi ki: İbn Revaha’nın şu şiirini söyledi: “ve sana azık vererek yollamadığın kimseler haberler getirir.” (Müsned: 23920) konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri
3086-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Arapların söylediği en şairce söz Lebîd’in şu sözüdür: “Dikkat edin kulak verin sözüme, Allah’ın dışında her şey ve herkes yok olmaya mahkumdur.” (Buhârî, Menakıb: 27; Müslim, Şiir: 17) Bu hadis hasen sahihtir. Sevrî ve başkaları bu hadisi Abdulmelik b. Umeyr’den rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri
3087-)
Câbir b. Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yüzden fazla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sohbetinde bulundum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı karşılıklı şiirler okurlar, cahiliye dönemine ait bazı şeyleri müzakere ederlerdi. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’de susar ve bazan da onlarla birlikte gülümserdi.” (Müsned: 20096) Bu hadis hasen sahihtir. de bu hadisi aynı şekilde Simâk’den rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri
3088-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden birinizin midesini; içini kemiren bir irinle dolması; kafa ve kalbinin şiirle dolmasından daha hayırlıdır.” (Buhârî, Edeb: 27; Müslim, Şiir: 17) konuda Sa’d, İbn Ömer ve Ebû’d Derdâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Kafa Ve Kalpler Şiirle Mi Dolmalı? Yoksa Mideler İrinle Mi?
3089-)
Sa’d b. ebî Vakkâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden birinizin içinin irinle dolması kafa ve kalbinin şiirle dolmasından daha hayırlıdır.” (Müslim, Şiir: 27; İbn Mâce, Edeb: 17) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Kafa Ve Kalpler Şiirle Mi Dolmalı? Yoksa Mideler İrinle Mi?
3090-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İneğin diliyle otları dolayarak yutması gibi dilini eğip bükerek yapmacık hareketler yapan kimselere Allah buğzeder.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. konuda Sa’d’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Dili, Eğip Bükerek Edebiyat Yapmak Hoş Değildir
3091-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), korkuluğu bulunmayan damlarda uyumayı yasaklamıştır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis garib olup bu hadisi sadece Muhammed b. Münkedir’in, Câbir’den rivâyetiyle bilmekteyiz. Abdulcebbar b. Ömer hadiste zayıf sayılmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Dili, Eğip Bükerek Edebiyat Yapmak Hoş Değildir
3092-)
Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize bıkkınlık gelmesinden endişe ederek muayyen günlerdeki yaptığı konuşmalardan dolayı bizim durumumuzu yoklar ona göre ayarlardı.” (Buhârî, İlim: 27; Müslim, Sıfat-ıl Kıyame: 17) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Dili, Eğip Bükerek Edebiyat Yapmak Hoş Değildir
3093-)
Muhammed b. Beşşâr, Yahya b. Saîd vasıtasıyla, Sûfyân’dan, Ameş’den, Şakîk b. Seleme’den ve Abdullah b. Mes’ûd’tan bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Dili, Eğip Bükerek Edebiyat Yapmak Hoş Değildir
3094-)
Ebû Salih (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe ve Ümmü Seleme (radıyallahü anhüma)’ya Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hangi amel daha sevimliydi diye soruldu da şöyle cevap vermişlerdi: “Az da olsa devamlı olandır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Amellerin En Hayırlısı Az Da Olsa Devamlı Olanıdır
3095-)
Hişâm b. Urve’den, babasından, Âişe’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e amellerin en sevimlisi devamlı olanıdır.” şekilde Harun b. İshâk el Hemadânî Abde vasıtasıyla Hişâm b. Urve’den, babasından, Âişe’den bu hadisin manaca bir benzeri bize rivâyet etmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Amellerin En Hayırlısı Az Da Olsa Devamlı Olanıdır
3096-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kapların üstünü örtün su kaplarının ağzını bağlayın, kapıları kapayın kandilleri söndürün belki de küçük yaramaz fare kandilin fitilini çeker de evi ve halkını yakabilir.” (Buhârî Bedilhalk: 27; Müslim, Eşribe: 17) Bu hadis hasen sahihtir. değişik şekilde de rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Kapların Ağzını Örtüp Kapıları Kilitlemek Gerekir
3097-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Otların bol olduğu mevsimlerde yolculuk yaptığınızda develere yerden çıkan nasiplerini otlatmak suretiyle veriniz. Kıtlık ve kurak zamanlarda yolculuk ettiğinizde ise onları zayıf bırakmamaya dikkat ediniz. Geceleyin istirahat için mola verdiğinizde yoldan uzak durunuz. Çünkü yollar geceleyin böcek ve haşaratın barınak yeridir.” (Müslim, Imara: 27; Ebû Dâvûd, Cihâd: 17) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 9: Edeb Bölümleri
Konu: Binit Hayvanına Güzel Muamele Yapmak
3098-)
Nevvâs b. Sem’an el Kılabî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah dosdoğru yoluna dair bir örnek sundu yol boyunca iki duvar duvarlarda açık kapılar ve kapılar üzerinde de örtüler vardır. Yolun başında ve üzerinde bir çağırıcı daima şöyle çağırırlar: “Allah insanları huzur ve güvenlik ortamına yani Cennete çağırmakta ve isteyen kimseleri de dilediği şekilde doğru yoluna yöneltmektir.” (10 Yunus: 25) iki kenarındaki kapılar Allah’ın yasaklarıdır. Bir kimse örtüyü açmadan Allah’ın yasaklarına düşmez. Kişinin üzerindeki çağıran kişi Rabbinin insanları içersine koyduğu vicdan denilen şeydir. (Müsned: 16976) Bu hadis garibtir. Abdullah b. Abdurrahman’dan işittim, Zekeriyya b. Adiyy’den işittiğini söylüyor ve Ebû İshâk el Ferazî’nin şöyle dediğini anlatıyor; râvî Bakiyye’nin güvenilir kişilerden rivâyet ettiği hadisleri alınız. İsmail b. Ayyaş’ın ise gerek güvenilir kişilerden gerekse güvenilmez kişilerden rivâyet ettiği şeyleri almayınız
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Allah, Bazı Örneklemelerle Bir Şeyler Anlatır Mı?
3099-)
Saîd b. ebî Hilâl (radıyallahü anh)’den rivâyete göre; Câbir b. Abdullah el Ensarî dedi ki: Bir gün Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: “Rüyamda gördüm Cibrîl başucumda Mikâil’de ayak ucumda durmuş biri diğerine şöyle diyordu: Bu kimse için bir örnekleme yap! O’da şöyle dedi: Dinle kulağın duysun kalbin anlasın senin durumunla ümmetin durumu bir hükümdarın durumuna benzer ki o hükümdar bir köşk yaptırmış o köşkün içerisinde de bir salon hazırlayıp orada bir sofra kurdurmuş ve bir davetçi göndererek halkı yemeğe davet etmiştir. O insanlardan kimi davetçiye uymuş, kimisi de uymamıştır. örneklemede, Hükümdar Allah’tır, köşk islamdır, salon Cennettir. Sen ise Ey Muhammed o davetçisin. Sana uyan; İslam’a girmiş olur. İslama uyan Cennete girmiş olur, Cennete giren de oradakilerden yer. (Buhârî, İtisam: 27) hadis değişik şekillerde de buradakinden daha sağlam bir senedle rivâyet edilmiştir. Bu hadis mürseldir, çünkü Saîd b. ebî Hilâl, Câbir b. Abdullah’a yetişmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Allah, Bazı Örneklemelerle Bir Şeyler Anlatır Mı?
3100-)
İbn Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), akşam namazını kıldırdıktan sonra kalktı Abdullah b. Mes’ûd’un elinden tuttu, onu Mekke’nin Batha denilen yerine kadar çıkardı. Sonra onu oturttu ve çevresine bir çizgi çizerek şöyle buyurdu: Bu çizgiden dışarıya asla çıkma! Sana bazı kimseler gelecekler onlarla konuşma! Çünkü onlar seninle konuşmayacaklardır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) istediği yere çekip gitti. Ben çizginin içersinde oturmakta iken cisimleri ve saçları sudanlılara benzeyen bazı kişiler yanıma geldiler ne avretlerini görüyor nede üzerlerinde bir elbise... Bana kadar geliyorlar fakat çizgiyi geçemiyorlardı. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına doğru yöneliyorlardı. Gecenin son kısmı olunca onlar gelmediler fakat Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Ben oturmaya devam ediyordum, şöyle buyurdu: Gece boyu ayaktayım sonra benim çizgimin içersine girdi uyluğumu yastık yapıp uyudu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyuduğunda hafif horultu ile uyurdu. Ben oturuyor, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de dizimi yastık yapıp uyurken üzerlerinde beyaz elbiseler olan bazı kimseler gözüme ilişti. Onlardaki güzelliği ancak Allah bilir. Bana kadar geldiler bir kısmı Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in başucunda bir kısmı da ayak ucunda oturdular ve aralarında şöyle konuştular: “Hiçbir kul görmedik ki bu peygambere verilen şeyler ona da verilmiş olsun, onun gözleri uyuyor fakat kalbi uyanıktır. O’na dair bir örnekleme yapınız. bir büyük lider durumunda olup bir saray yaptırmıştır ve bir sofra kurarak insanları yemeye ve içmeye çağırmıştır. Kim onun davetine uyarsa yemeğinden yer ve içeceğinden içer. Kim de icabet etmezse ona ceza vardır -veya azab vardır- sonra onlar dağılıp gittiler bu sırada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyandı. Bunların söylediklerini işittin mi? Kimdir onlar bilir misin? Ben de Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlar meleklerdir, buyurdu. Getirdikleri örnekleme nedir biliyor musun? Ben de Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedim. Bunun üzerine buyurdular ki: Rahman olan Allah Cenneti yaptı kullarını Cennete davet etti. Kim bu çağrıya icabet ederse Cennete girer, kim de çağrıya kulak asmazsa Rahman onlara azâb eder ve cezalandırır.” (Dârimî, Mukaddime: 17) Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Temime, Huceymî’li olup adı Tarîf b. Mûcâlid’tir. Ebû Osman en Nehdî’nin ismi Abdurrahman b. Müll’dür. Mu’temir’den bu hadisi rivâyet eden Süleyman et Teymî ise Süleyman b. Tarhan’dır. Teym oğullarına indiği için ona nispet edilmiştir. Ali, Yahya b. Saîd’den naklederek şöyle dedi: Süleyman et Teymî’den daha çok Allah’tan korkan birini görmedim.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Allah, Bazı Örneklemelerle Bir Şeyler Anlatır Mı?
3101-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Benimle benden önceki Peygamberlerin örneği, bir konak yapan adama benzer ki bu konağın her yanını yapıp süslemiş sadece bir kerpiç yeri boş kalmıştır. İnsanlar konağa giriyorlar hayret ediyorlar ve bu bir kerpiçlik boş yer olmasa konağa diyecek yok diyorlar.” (işte ben o kerpiç gibiyim) (Buhârî, Menakıb: 27; Müslim, Fedail: 17) konuda Übey b. Ka’b ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem İle Önceki Peygamberlerin Örneklemesi
3102-)
Harîs el Eş’arî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah, Zekeriyya’nın oğlu Yahya’ya beş şeyi yapmasını ve bunun İsrail oğullarına da yaptırılmasını emretmesini buyurdu; Yahya bu beş konuda biraz yavaş davranır gibi oldu. Bunun üzerine Îsa ona şöyle dedi: Allah sana bu beş konuda yapman gerekenleri ve İsrail oğullarına da yaptırmanı emir buyurmuştu. Ya sen emredersin veya ben emredeceğim dedi. Yahya şu cevabı verdi: Bu beş konuda beni geçersen yere batırılmamdan ve azaba uğramaktan korkarım. Sonra Yahya, halkı Beyti Makdis’te topladı mescid doldu, insanlar her tarafı doldurdular. Yahya şöyle dedi: Allah beş konuda benim yapmam gerekenleri ve sizin de yapmanız gerekenleri size emretmemi emir buyurdu. Bunlardan ilki kulluğunu sadece Allah’a yapıp ona hiçbir şeyi ortak koşmanızdır. Allah’a ortak koşan kimsenin örneği şöyledir: Bir kimse ki, kendi öz malından altın ve gümüşle bir köle satın alan ve sonra o köleye işte malım, işte evim, çalış ve bana hakkını öde diyen kişinin örneği gibidir. O da çalışmakta ve kendi efendisinden başka birine ödeme yapmaktadır. Hanginiz kölesinin bu durumda olmasına razı olur? size namaz kılmanızı emretti. Namaz kılarken yüzünüzü sağa sola çevirip bakmayınız. Çünkü Allah, kulu namazında yüzünü sağa sola çevirmediği sürece yüzünü kulundan ayırmaz. Allah size orucu emretti. Bunun örneği ise şöyledir. Bir gurup arasında olup beraberinde bir misk kabı bulunan kişinin durumuna benzer hepsi ona hayran olur veya o koku onların hepsini hayran eder. Oysa oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Allah size sadaka vermeyide emretti. Bunun örneği de düşmen güçlerinin esir ettiği ellerini boynuna bağladıkları ve boynunu vurmak üzere ileri sürdükleri kimsenin durumuna benzer. Kişi vereceği sadakalarla az veya çok bu boynu sizden kurtaracağım der ve canını onlardan kurtarmış olur. size kendisini daima hatırlamanızı emretti. Bunun örneğini de düşman tarafından süratle takip edilen ve sonunda kendisini sağlam bir köleye atıp kendisini onlara karşı koruyan kimsenin durumu gibidir. Kul da böyledir. Allah’ı hatırlamakla kendisini şeytana karşı korumuş olur.” (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bende size Allah’ın bana emrettiği beş şeyi emrediyorum: “Dinlemek, İtaat, Cihâd, Hicret ve cemaati” kim cemaatten bir karış ayrılırsa İslam bağını boynundan çıkarmış olur ancak cemaate tekrar dönerse o zaman başka... Kim cahiliyye davası iddia eder ve cahilî sistemleri müdafaa ederse Cehennemlik kimselerdendir. Bunun üzerine bir adam Ey Allah’ın Rasûlü bu kimse oruç tutsa da namaz kılsa da aynı mıdır? diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Namaz kılsa da oruç tutsa da durum aynıdır” buyurdu. Siz Müslümanlar olarak Allah’ın davasını ve sistemini tutunuz. Çünkü o size Müslümanlar ve mü’minler ve Allah’ın kulları ismini vermiştir. (Müsned: 16042) hadis hasen sahih garibtir. Muhammed b. İsmail dedi ki: Harîs el Eş’arî sahabedir. Bu hadisten başka hadisler de rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Namaz, Oruç Ve Sadaka’nın Örneklemesi Nasıldır?
3103-)
Muhammed b. Beşşâr (radıyallahü anh), Ebû Dâvûd et Tayalisî vasıtasıyla, Ebân b. Yezîd’den, Yahya b. ebî Kesîr’den, Zeyd b. Sellam’dan, Ebû Sellam’dan, Harîs el Eşarî’den mana olarak bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir. (Müsned: 16042) Bu hadis hasen sahih garibtir. Ebû Selam el Habeşî’nin ismi Memtûr’dur. Bu hadisi Ali b. el Mübarek, Yahya b. ebî Kesîr’den rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Namaz, Oruç Ve Sadaka’nın Örneklemesi Nasıldır?
3104-)
Ebû Mûsâ el Eşarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kur’ân okuyan mü’min kimsenin örneği tadı da kokusu da güzel ağaç kavununa benzer. Kur’ân okumayan mü’minin örneği ise kokusu olmayan fakat tatlı bir meyveye benzer Kur’ân okuyan münafığın misali ise Reyhan’a benzer ki kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’ân okumayan münafığın misali ise Ebû Cehil karpuzuna benzer ki kokusu da tadı da acıdır.” (Buhârî, Fedail-ül Kur’ân: 27; Müslim, Salat-ül Müsafirin: 17) Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be bu Hadisi aynı şekilde Katâde’den rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Kur’ân Okuyanla Okumayan Mü’min’in Örneği
3105-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Mü’min aynen bir ekine benzer rüzgar devamlı olarak onu hareket ettirir durur ve böylece mü’min beladan kurtulmaz, ve bu belalar onun günahlarına keffaret olur. Münafık ise sağlam bir ağaca benzer bir rüzgarla devrilip yok olur gider.” (Buhârî, Merda: 27; Müslim, Sıfat-il: Kıyame: 17) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Kur’ân Okuyanla Okumayan Mü’min’in Örneği
3106-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ağaçlardan bir ağaç vardır ki onun yaprağı hiç düşmez, mü’min o ağaca benzer. Söyleyin bakalım o ağaç hangisidir? Herkesin kafası çöldeki ağaçlara takılmıştı. Benim kafamda da o ağaç hurma ağacı olmalıdır dedim. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o ağaç hurma ağacıdır buyurdu. Ben o ağacı bildiğimi, söylemekten utanmıştım. Sonra gönlüme düşeni Ömer’e anlattım, O’da şöyle dedi: Senin o doğruyu söylemiş olman, şunun, bunun, benim olmasından daha hayırlıydı dedi.” (Buhârî, İlim: 27; Müslim, Sıfat-il Kıyame: 17) Bu hadis hasen sahihtir. konuda Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Kur’ân Okuyanla Okumayan Mü’min’in Örneği
3107-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Söyleyiniz sizden birinizin kapısının önünden her gün beş sefer yıkandığı bir nehir aksaydı o kimsede kir adına bir şey kalır mıydı? Ashab onun üzerinde kirden bir şey kalmaz dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), işte beş vakit namaz aynen böyledir. Allah o namazla kulunun hatalarını siler süpürür.” (Nuhari, Mevakît: 27; Müslim, Mesacid: 17) konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Beş Vakit Namazın Örneği Nasıldır?
3108-)
Kuteybe Bekir b. Mudar el Kureyşî vasıtasıyla İbn’ül Hâd’den bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Beş Vakit Namazın Örneği Nasıldır?
3109-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Ümmetimin örneği, yağmur örneği gibidir; öncesi mi yoksa sonrası mı hayırlı bilinmez.” (Müsned: 11878) Bu konuda Ammâr’dan, Abdullah b. Amr’dan, İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Abdurrahman b. Mehdî’den rivâyete göre, kendisi Hammad b. Yahya el Ebahhı sağlam ve tutarlı bir kişi olarak kabul eder ve o bizim üstatlarımızdandı derdi.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Son Ümmetin Örneği Nasıldır?
3110-)
Büreyde (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki taş attı ve bunlar neye benzer bilir misiniz? Buyurdu. Ashab: Ancak Allah ve Rasûlü bilir dediler bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Uzağa düşen taş insanın emelidir. Yakına düşen taş ise ecelidir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Ademoğlunun Eceli Emelinin Örneklenmesi Nasıldır?
3111-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Geçmiş toplumlara nazaran sizin bu dünyadaki yaşama süreniz ikindi namazı ile güneş batması arasındaki zaman kadardır. Sizinle Yahudî ve Hıristiyanların hali ise; işçi çalıştıran bir kimsenin haline benzer. Bu işveren bir kırat karşılığında günün yarısına kadar kim bana çalışır demiş. Yahudiler birer kırat karşılığında çalışmışlar sonra günün yarısından ikindi namazına kadar bir kırat karşılığında bana kim çalışır demiş, Hıristiyanlar birer kırat karşılığında çalışmışlar. Sonra sizler ikindi namazından sonra gün batımına kadar ikişer kırat karşılığında çalışıyorsunuz. Bunun üzerine Yahudi ve Hıristiyanlar kızdılar, bizim işimiz daha çok ücretimiz daha az dediler. O işveren kimse de: Sizin hakkınızdan bir şeyler kestim mi? dedi. Onlar da hayır dediler, o halde bu benim ikramındır onu dilediğime veririm buyurdu.” (Buhârî, Mevakît: 27) hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Ademoğlunun Eceli Emelinin Örneklenmesi Nasıldır?
3112-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İnsanlar yüz tane deve topluluğu gibidir. Kişi onların içinden binebilecek bir binit bulamayabilir.” (Buhârî, Rıkak: 27; Müslim, Fedail: 17) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Ademoğlunun Eceli Emelinin Örneklenmesi Nasıldır?
3113-)
Saîd b. Abdurrahman el Mahzûmî (radıyallahü anh), Sûfyân b. Uyeyne vasıtasıyla Zührî’den bu senedle geçen hadisin bir benzerini bize rivâyet etti ve “Sen onların içersinden kullanabileceğin elverişli bir binek bulamayabilirsin” dedi. (Buhârî, Ehadis-il Enbiya: 27; Müslim, Fedail: 17)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, 0: Emsal (örnekleme) Bölümleri
Konu: Ademoğlunun Eceli Emelinin Örneklenmesi Nasıldır?