Sünen-i Tirmizî Hadis Kitabı
322-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bizler genç olduğumuz halde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında mescidde uyurduk.” (İbn Mâce, Mesacid: 6; Dârimî, Salat: 117) İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarından bir kısmı mescidde uyunabileceğini caiz görmüşlerdir. İbn Abbâs, mescid gece ve gündüz uykuları için yatma yeri haline getirilmemelidir der. İlim adamlarından bir kısmı da bu görüştedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Mescid Ve Camilerde Uyunabilir Mi?
323-)
Amr b. Şuayb (radıyallahü anh), babasından o da dedesinden rivâyet ettiğine göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde karşılıklı şiirler okumaktan, alışveriş yapmaktan ve Cuma günü namazdan önce mescidde toplanıp halka olmayı yasakladı.” (Dârimî, Salat: 118; Nesâî, Mesacid: 23) Bu konuda Büreyde, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Abdullah b. Amr b. As hadisi hasendir. Amr b. Şuayb, Amr b. As’ın oğludur. Muhammed b. İsmail diyor ki: Ahmed İshâk ve diğer bazı kimseler Amr b. Şuayb’ın hadisiyle hüküm vermişler ve amel etmişlerdir. Muhammed diyor ki: Şuayb b. Muhammed dedesi Abdullah b. Amr’dan işitmiştir. Amr b. Şuayb hadisi hakkında söz edenler dedesinin sayfasından hadis rivâyet ettiği için onu zayıf saymışlardır. Sanki onlar aktardığı hadisleri dedesinden işitmediği görüşündedirler. b. Abdillah diyor ki: Yahya b. Saîd’in şöyle dediği rivâyet edilmiştir. Amr b. Şuayb’ın hadisi bizce makbul sayılmaz. İlim adamlarından bir kısmı mescidde alışverişi hoş karşılamamışlar, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Tabiin alimlerinden bir kısmından da mescidde alışveriş yapılabileceğine cevaz verdikleri rivâyet edilmiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’den mescidde şiir söylenebileceğine ruhsat veren hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Mescidlerde Alışveriş Yapmak, Şiir Söylemek Ve Yitik Aramanın Yasaklılığı
324-)
Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Hudre oğullarından bir kimse ile Amr b. Avf oğullarından bir kimse temelleri takva üzerine atılan mescid konusunda münakaşa ettiler. El Hudrî O, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mescididir dedi diğeri de Kuba mescididir dedi. Bunun üzerine bu konuyu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirip sordular O’da o mescid burasıdır. “Yani kendi mescidini kastediyor” ve burada çok hayırlar vardır” buyurdu. (Müslim, Hac: 96; Nesâî, Mesacid: 8) Bu hadis hasen sahihtir. Bekir, Ali b. Abdillah’tan naklen şöyle diyor: Yahya b. Saîd’e Muhammed b. Yahya el Eslemî’yi sordum dedi ki: O zararsız biridir fakat kardeşi Üneys b. ebî Yahya, ondan daha sağlam biridir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Temelleri Takva Üzerine Atılan Mescid
325-)
Useyd b. Zuhayr el Ensarî (radıyallahü anh)’den işitildiğine göre, ki bu kimse Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabındandır ve hadis rivâyet ederdi dedi ki: “Kuba mescidinde namaz kılmak Umre sevâbı gibi sevap kazandırır.” (Müslim, Hac: 97; Nesâî, Mesacid: 9) Bu konuda Sehl b. Huneyf’den de hadis rivâyet edilmiştir. Üseyd’in hadisi hasen garibtir. b. Zuheyr’in, bu hadisi dışında sahih bir rivâyetini bilmiyoruz. Bunu da sadece Ebû Usame’nin Abdulhamid b. Cafer yoluyla yaptığı rivâyetten öğreniyoruz. Ebred’in ismi Ziyâd Medenî’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Kuba Mescidinde Kılınan Namazın Değer Ve Kıymeti
326-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Benim şu mescidimde kılınan namaz Mescid’i Haram dışındaki diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır.” (Müslim, Hac: 94; Nesâî, Mesacid: 10) Kuteybe bu hadisi “Ubeydullah’ı” atlayarak Zeyd b. Rebah ve Ebû Abdullah el Eğar diyerek hadisi aktarıyor. Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Abdullah el Eğar’ın ismi Selman’dır. hadis Ebû Hüreyre yoluyla değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Bu konuda; Ali, Meymûne, Ebû Saîd, Cübeyr b. Mut’ım, İbn Ömer, Abdullah b. Zübeyr ve Ebû Zerr’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Hangi Mescidler Fazilet Bakımından Daha Hayırlıdır?
327-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Ancak üç mescidi ziyaret için veya namaz kılmak için yolculuğa çıkılır; Mekke’deki Mescid’i Haram, Medîne’deki benim mescidim ve Kudüs’teki Mescid’i Aksa.” (İbn Mâce, İkame: 195; Müslim, Hac: 95) Bu hadis hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Hangi Mescidler Fazilet Bakımından Daha Hayırlıdır?
328-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Namaz’a başlandığında namaza yetişebilmek için koşarak değil yürüyerek rahat bir şekilde cemaati rahatsız etmeksizin gelin yetişebildiğiniz rek’atları kılın yetişemediğiniz ve geçirdiğinizi sonradan tamamlayın.” (Müslim, Mesacid: 28; Nesâî, İmâme: 57) konuda Ebû Katâde, Übey b. Ka’b, Ebû Saîd ve Zeyd b. Sabit, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu konuda ilim adamları değişik görüşlere sahip olmuşlardır, kimisi namaza ilk başlangıç tekbîrini kaçırmaktan korkan kimsenin hızlıca koşarak yetişmesi görüşündedirler, kimileri ise koşarak yetişmeyi hoş karşılamamış rahat bir şekilde yürüyerek namaza yetişilmesini tercih etmişlerdir. Ahmed ve İshâk aynen Ebû Hüreyre hadisine göre amel ederler İshâk der ki: İlk tekbîri kaçıracağından korkarsa hızlıca yürümesinde bir sakınca yoktur.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaza Yetişmek İçin Yürüyerek Rahat Bir Şekilde Gelmek
329-)
Hasan b. Ali el Hallâl yoluyla yukarıdaki hadisin bir benzeri daha rivâyet edilmiştir. Abdurrezak ta aynı şekilde Said b. Müseyyeb ve ebu Hüreyre yoluyla rivâyet etmiştir. Bu rivâyet Zürey’in hadisinden daha sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaza Yetişmek İçin Yürüyerek Rahat Bir Şekilde Gelmek
330-)
Yine İbn ebî Ömer yoluyla bir önceki hadisin benzeri daha rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaza Yetişmek İçin Yürüyerek Rahat Bir Şekilde Gelmek
331-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz namaz için beklediği sürece namazdaymış gibi sevap kazanır. Mescidde bulunduğu sürede melekler hades yapıncaya kadar o kimseye Allah’ım onu bağışla ona merhamet et diye dua ederler dedi. Hadramevtli bir adam Hades nedir? Ey Ebû Hüreyre deyince; Ebû Hüreyre sesli veya sessiz bir şekilde yellenmek, yani abdestin bozulmasıdır” diye cevap verdi. (Nesâî, Sehv: 103; Müslim, Mesacid: 49) konuda Ali, Ebû Saîd, Enes, Abdullah b. Mes’ûd ve Sehl b. Sa’d’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Mescidde Oturup Namazı Beklemenin Değer Ve Kıymeti
332-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) küçük seccade üzerinde de namaz kılardı.” (İbn Mâce, İkame: 63) Bu konuda Ümmü Habibe, İbn Ömer, Ümmü Süleym, Âişe, Meymûne’den de hadis rivâyet edilmiş olup Ümmü Gülsüm binti ebî Seleme b. Abdil Esed, Ümmü Seleme’den ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den hadis işitmemiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Bazı ilim adamları bu görüştedirler. Ahmed ve İshâk diyorlar ki: Böylece Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in seccade üzerine namaz kıldığı sabit olmuştur. Hurma, küçük hasır parçasıdır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Secde Edilecek Yere Serilen Küçük Seccade Üzerinde Namaz Kılmak
333-)
Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hasır üzerinde namaz kılmıştır.” (İbn Mâce, İkame: 63) Bu konuda Enes ve Muğıre b. Şu’be’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Saîd hadisi hasendir. adamlarının pek çoğu bu hadisle amel etmişlerdir. Bir kısım ilim adamları ise toprak üzerinde namaz kılmayı hoş görmüşlerdir. Ebû Sûfyân’ın ismi Talha b. Nafi’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Hasır Üzerinde Namaz Kılmak
334-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) biz çocukların arasına katılırdı ve küçük kardeşime; Ey Ebû Umeyr, yavru kuş ne yapıyor derdi. Enes diyor ki: Bir yaygımız vardı üzerine su serpilerek temizlendi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), onun üzerinde namaz kıldı.” (Buhârî, Edeb: 64; Müslim, Mesacid, 54) Bu konuda İbni Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi hasen sahihtir. Sahabe ve tabiin dönemi ilim adamlarının çoğunluğu bu hadisle amel etmiş olup değişik sergiler (Halı, kilim, battaniye) üzerinde namaz kılmakta bir sakınca görmemektedirler. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Ebûtteyyah’ın ismi Yezîd b. Humeyd’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Bir Sergi Üzerinde Namaz Kılmak
335-)
Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) açık yerlerde (bostanlarda) namaz kılmaktan hoşlanırdı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Dâvûd diyor ki: Hıytan (Bostanlar) demektir. Muâz hadisi garibtir. Bu hadisi sadece Hasen b. ebî Cafer rivâyetinden bilmekteyiz. Yahya b. Saîd ve başkaları Hasan b. ebî Caferî zayıf saymışlardır. Ebû’z Zübeyr’in ismi Muhammed b. Müslim b. Tedrüs’tür. Ebût-Tufeyl’in ismi ise Âmir b. Vâsile’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Açık Yerlerde Bostanlarda Namaz Kılmak
336-)
Mûsâ b. ebî Talha (radıyallahü anh), babasından rivâyetle şöyle demiştir: “Sizden biriniz namaz kılarken önüne hayvana binerken dayandığı tahta parçası büyüklüğünde bir şey koysun ve namazını kılsın ve onun arkasından geçenlere artık aldırmasın.” (Müslim, Salat: 50; Ebû Dâvûd, Salat: 110) konuda Ebû Hüreyre, Sehl b. ebî Hamse, İbn Ömer, Sebre b. Mabed el Cühenî, Ebû Cuhayfe ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Talha hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle amel ederek imâmın sütresi cemaati için de geçerlidir, demişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaz Kılanın Önüne Koyacağı Sütre İşaret
337-)
Büsr b. Saîd (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Zeyd b. Hâlid el Cühenî, Ebû Cüheym’e namaz kılanın önünden geçilmesi durumunda Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den ne işittiğini sordu da Ebû Cuheym dedi ki; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Namaz kılan kimsenin önünden geçen kimse ne kadar günah işlediğini bilmiş olsaydı, onun önünden geçmek yerine kırk bu kadar zaman beklemesi daha hayırlı olurdu.” Ebûn Nadr diyor ki: Kırk gün mü? Kırk ay mı? Kırk yıl mı? dedi bilemiyorum. (Ebû Dâvûd, Salat: 108; Nesâî, Kıble: 8) Bu konuda Ebû Saîd el Hudrî, Ebû Hüreyre, İbn Ömer ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Cüheym hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Sizden birinizin yüz yıl durup beklemesi namaz kılan kardeşinin önünden geçmesinden daha hayırlıdır. adamları bu hadise göre amel etmişler olup namaz kılanın önünden geçmeyi mekruh saymışlar, fakat namazını kesip bozmadığına kanaat getirmişlerdir. Nadr’ın ismi Sâlim olup, Amr b. Abdullah el Medinî’nin azat edilmiş kölesidir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaz Kılanla Sütresi Arasından Geçme Yasağı
338-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir binit üzerinde Fazl’ın arkasında idim Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı Minâ’da namaz kılarken onların yanına geldik binitten inerek saffa durduk merkeb safların önünden geçti ve namazlarına engel olmadı.” (Ebû Dâvûd, Salat: 112) Bu konuda Âişe, Fadl b. Abbâs ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve tabiin dönemi alimlerinden pek çoğu bu hadisle amel ederek şöyle demişlerdir: “Namazı hiçbir şey kesmez, yani engel olmaz.” Sûfyân es Sevrî ve Şâfii bu görüştedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaz Kılanın Önünden Geçen Hiçbir Şeyin Namazı Bozmayacağı
339-)
Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kimse önüne hayvan semerinin önündeki veya arkasındaki tahta kadar da olsa bir şeyi koymaksızın namaz kılarsa önünden geçen siyah köpek, kadın ve eşek onun namazını keserek bozar. Ebû Zerr’e sordum; Kara köpeğin kırmızı ve beyaz köpekten farkı nedir? Dedi ki: Ey kardeşimin oğlu benim Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sorduğum şeyi sende bana sordun, siyah köpek şeytandır” buyurdular. (Nesâî, Kıble: 7; Ebû Dâvûd, Salat: 113) Bu konuda Ebû Saîd, Hakem b. Amr el Gıfârî, Ebû Hüreyre ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Zerr hadisi hasen sahihtir. ilim adamları bu hadisle amel ederek, eşek, kadın ve siyah köpek namazı keser demişlerdir. diyor ki: Siyah köpek namazı keser bunda şüphem yok fakat kadın ve eşek konusunda şüpheliyim. diyor ki: Namazı kara köpekten başka hiçbir şey kesmez.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaz Kılanın Önünden Köpek, Eşek Ve Kadın Geçerse
340-)
Amr b. ebî Seleme (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Amr: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i Ümmü Seleme’nin evinde tek kat elbiseyle namaz kıldığını görmüştür. (Nesâî, Kıble: 15) konuda Ebû Hüreyre, Câbir, Seleme b. el Ekva, Enes, Amr b. ebî Üseyd, Ubade b. Sâmit, Ebû Saîd, Keysân, İbn Abbâs, Âişe, Ümmü Hanî ve Ammâr b. Yâsir, Talk b. Ali, Şamil el Ensârî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Amr b. ebî Seleme hadisi hasen sahihtir. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerdeki ilim adamlarının pek çoğu bu hadise göre amel etmişler olup: “Tek elbiseyle namaz kılmakta bir sakınca yoktur” demektedirler. ilim adamları ise, kişinin iki kat elbiseyle namaz kılması daha güzeldir, demektedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Tek Kat Elbiseyle Namaz Kılınabilir Mi?
341-)
Berâ b. Âzib (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medîne’ye geldikten sonra on altı ve on yedi ay kadar Kudüs’teki Beyti Makdis’e doğru namaz kılmıştı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kâbe’ye doğru yönelerek namaz kılmayı çok arzu ederdi. Derken şu ayeti kerime nazil oldu; “Ey Peygamber! Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilip durduğunu, Allah ve Cibril’den haber beklediğini görüyoruz merak etme elbette seni hoşlanacağın bir kıbleye döndüreceğiz. Bundan böyle yüzünü Mescidi Haram tarafına çevir, nerede olursanız yüzlerinizi o yöne çevirin.” (2 Bakara 144) yönü böylece Kâbe’ye çevrilmiş oldu bunu çok istiyordu. Bir adam Peygamberle birlikte ikindi namazını Kâbe’ye doğru kıldıktan sonra Ensâr’dan bir topluma uğradı, onlar ikindi namazını Beyti Makdis’e doğru kılmakta ve rükû’ vaziyetinde idiler. Kendisinin Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Kâbe’ye doğru namaz kıldığına şehâdet ederek Kâbeye dönülerek namaz kılınmaya başlandığını söyledi. Onlar da rükû’ da olmalarına rağmen yönlerini değiştirdiler. (Nesâî, Kıble: 1; Muvatta, Kıble: 4) Bu konuda İbn Ömer, İbn Abbâs, Umare b. Evs, Amr b. Avf el Müzenî ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Berâ hadisi hasen sahihtir. Sûfyân es Sevrî ve Ebû İshâk’tan da aynı şekilde rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Kıblenin Kudüs’den Kâbe’ye Çevrilmesi
342-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Onlar sabah namazında ve rükû’ vaziyetinde idiler.” (Nesâî, Kıble: 34) İbn Ömer hadisi hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Kıblenin Kudüs’den Kâbe’ye Çevrilmesi
343-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Doğu ile batı arası kıble sayılır.” (İbn Mâce, İkame: 60)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Doğu İle Batı Arası Kıble Sayılır
344-)
Ebû Ma’şer (radıyallahü anh)’den de benzeri bir hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Bazı ilim adamları Ebû Ma’şer’i hafızası yönünden tenkit etmişlerdir. İsmi Necîh olup Haşim oğullarının azatlı kölesidir. Muhammed diyor ki: Ben ondan bir şey rivâyet etmem fakat insanlar rivâyet ediyorlar. Yine Muhammed diyor ki: Abdullah b. Cafer el Mahremî’nin Osman b. Muhammed el Ahnesî, Saîd el Makburî ve Ebû Hüreyre’den yaptığı rivâyet Ebû Ma’şer’in rivâyetinden daha kuvvetli ve sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Doğu İle Batı Arası Kıble Sayılır
345-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Doğu ile batı arası kıble sayılır.” (İbn Mâce, İkame: 56) Bu hadis hasen sahihtir. b. Cafer’e “Mahremî” denmesinin sebebi Misver b. Mahreme’nin oğlu olmasındandır. ile batı arası kıble sayılır” hadisini Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından pek çok kişi rivâyet etmiş olup Ömer b. Hattâb, Ali b. ebî Talib ve İbn Abbâs bunlardandır. Ömer şöyle derdi: Batıyı sağ tarafına doğuyu da sol tarafına alırsan bu ikisinin arası kıble sayılır. Kıbleyi araştırdığında böyle yapabilirsin İbn’ül Mübarek ise diyor ki: “Doğu ile batı arası kıble sayılır.” Hadisi doğulular içindir, Merv’liler için sola dönmek gerekir yani her bölgeye göre kıble yönü değişik olacaktır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Doğu İle Batı Arası Kıble Sayılır
346-)
Abdullah b. Âmir b. Rabia babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Karanlık bir gecede Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bir yolculukta idik. Kıblenin ne taraf olduğunu tespit edemedik, her birimiz değişik yönlere doğru namaz kıldı. Sabah olunca durumu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e aktardık bunun üzerine şu ayeti kerime nazil oldu: “Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz dönün, Allah’a dönmüş olursunuz. Şüphesiz Allah’ın imkanları ve bilgisi sınırsızdır.” (2 Bakara 115) (İbn Mâce, İkame: 56) Bu hadisin senedi böyle değildir. Bu hadisi sadece Eş’as b. Semman’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu kimsenin de hadis konusunda zayıf olduğu söylenmiştir. Yine de ilim adamlarının çoğunluğu bu hadise göre amel etmekte olup şöyle demektedirler: “Bulutlu havada kıbleyi şaşırarak namaz kılınsa sonra başka tarafa doğru kılındığı belli olsa kılınan namaz caizdir.” Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Bulutlu Havada Kıble Yönünden Başka Bir Yöne Doğru Namaz Kılmanın Durumu
347-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edilmiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yedi yerde namaz kılmayı yasaklamıştır. Çöplükler, hayvan kesim yerleri, mezarlıklar, yol ortası, hamam ve banyolar, deve ahırları ve Kâbe’nin damında.” (Dârimî, Salat: 111; Nesâî, Cenaiz: 106)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaz Kılmanın Yasak Olduğu Yerler
348-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den bu hadise yakın manada hadis rivâyet edilmiştir. Bu konuda Ebû Mersed, Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Mersed’in ismi Kennaz b. Husayn’dir. İbn Ömer hadisinin senedi bu şekilde pek sağlam değildir. Hadisin râvilerinden Zeyd b. Cabir hafızası yönünden tenkid edilmiştir. Zeyd b. Cübeyr el Kûfî daha sağlam ve daha yaşlıdır ve İbn Ömer’den hadis işitmiştir. b. Sa’d bu hadisi, Abdullah b. Ömer el Umerî’den, Nafi’den, İbn Ömer ve Ömer yoluyla benzeri şekilde rivâyet etmiştir. Dâvûd’un Nafi’ ve İbn Ömer yoluyla rivâyet ettiği hadis Leys b. Sa’d’ın hadisinden daha sahih ve sağlamdır. Abdullah b. Ömer el Umerî bazı hadisçiler tarafından hafızası yönüyle tenkit edilmiş olup Yahya b. Saîd el Kattan bunlardandır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namaz Kılmanın Yasak Olduğu Yerler
349-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Koyun ağıllarında namaz kılın fakat deve ağıllarında kılmayın.” (İbn Mâce, Mesacid: 12; Ebû Dâvûd, Salat: 25)
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Koyun Ve Deve Ağıllarında Namaz Kılınırmı?
350-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den aynen ve yaklaşık olarak bir hadis daha rivâyet edilmiştir. Bu konuda Cabir b. Semure, Berâ, Sebre b. Mâbet el Cühenî, Abdullah b. Muğaffel, İbn Ömer ve Enes’ten de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. Hadisçiler, uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Ebû Husayn’ın, Ebû Salih, Ebû Hüreyre yoluyla aktardığı hadis garibtir. İsrail bu hadisi, Ebû Husayn, Ebû Salih, Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak rivâyet etmekte ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ulaştırmamaktadır. Ebû Husayn’ın ismi Osman b. Asım el Esedî’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Koyun Ve Deve Ağıllarında Namaz Kılınırmı?
351-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Koyun ağıllarında namaz kılardı.” (Ebû Dâvûd, Salat: 25) Bu hadis hasen sahihtir. Eddubaî’nin ismi Yezîd b. Humeyd’tir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Koyun Ve Deve Ağıllarında Namaz Kılınırmı?
352-)
Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir iş için beni bir yere göndermişti. Oradan döndüğünde doğuya doğru gitmekte olan biniti üzerinde namaz kılmaktaydı secdesini rükû’ undan daha fazla eğilerek yapmaktaydı.” (Nesâî, Mesacid: 46; Dârimî, Salat: 181) Bu konuda Enes, İbn Ömer, Ebû Saîd, Âmir b. Rabia’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Câbir hadisi hasen sahihtir. hadis başka bir yolla yine Câbir tarafından rivâyet edilmiştir. Tüm ilim adamları bu hadisle amel etmişler olup ihtilaf edildiğini bilmiyoruz. Kişinin nafile namazlarını biniti üzerinde, ne tarafa yönelirse yönelsin kılmasında bir sakınca görmemişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Hareket Halindeki Binit Üzerinde Namaz Kılınabilir Mi?
353-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) binitini ve devesini sütre yaparak namaz kılardı. Ayrıca binitinin üzerinde binit ne tarafa yönelirse yönelsin nafile namazlarını kılardı.” (Buhârî, Salat: 121; Ebû Dâvûd, Salat: 93) Bu hadis hasen sahihtir. Bir kısım ilim adamları deveyi sütre olarak kullanıp namaz kılmakta bir sakınca görmezler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Biniti, Sütre Yaparak Namaz Kılınabilir Mi?
354-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demektedir: “Akşam yemeği hazır olur yatsı namazı vakti de girerse yemeğe öncelik verin.” (Buhârî, Ezan: 42; Dârimî, Salat: 58) Bu konuda Âişe, İbn Ömer, Seleme b. Ekva ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir. Enes hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bir kısım ilim adamları bu görüşte olup Ebû Bekir, Ömer ve İbn Ömer bunlardandır. Ahmed ve İshâk’da aynı görüşte olup “Cemaatle namaz kaçırılsa yemeğe öncelik verilir” derler. Carud’tan işittim Veki’den şöyle söylediğini işitmiştir: “Yemeğin bozulmasından korkulursa yemeğe öncelik verilmelidir.” Kalbin yemekle meşgul olmaması için böyle bir görüşe giden Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki gelenlerin görüşlerine uymak daha uygundur. İbn Abbâs’dan şöyle rivâyet edilmiştir: “İçimizi meşgul eden bir şey varken namaza başlamayınız.”
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Akşam Yemeği İle Yatsı Namazı Biraraya Gelirse Hangisinden Başlanmalı
355-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Akşam yemeği hazır olur namaz vakti de girerse siz akşam yemeğinden başlayın.” (Buhârî, Ezan: 42; Dârimî, Salat: 58) Ömer, imâmın okuyuşunu işite işite akşam yemeğini yerdi. Hennâd yoluyla Abde, Ubeydullah Nafi’ ve İbn Ömer’den de bu konuda hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Akşam Yemeği İle Yatsı Namazı Biraraya Gelirse Hangisinden Başlanmalı
356-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Namaz kılacak kimse uykusu gelmişse uykusu gidinceye kadar yatıp uyusun çünkü uykulu kimse namaz kılarken istiğfar edeyim derken kendi kendine sövebilir.” (Dârimî, Salat: 107; Nesâî, Tahara: 117) Bu konuda Enes ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe hadisi hasen sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Uykulu Vaziyette Namaz Kılınabilir Mi?
357-)
İbn Atıyye (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mâlik b. Huveyris bazen bizim bölgemize gelir sohbet ederdi. Bir gün namaz vakti girmişti ki öne geç bize imâmlık yap dedik. Biriniz öne geçsin namaz kıldırsın niçin kıldırdığıma gelince: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğime göre, şöyle buyurmuştu: Her kim bir topluluğu ziyaret ederse onlara imâm olmasın. Onlara kendilerinden biri imâmlık yapsın.” (Nesâî, İmâme: 6; Ebû Dâvûd, Salat: 60) Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamları bu hadisle amel ederler ve şöyle derler: “İmamlık yapmak ziyaretçiden fazla ev sahibinin hakkıdır. kısım ilim adamları ise: “Ev sahibi izin verirse imâmlık yapmasında bir sakınca yoktur” derler. İshâk; Mâlik b. Huveyris hadisi hakkında çok şiddetli davranarak, ev sahibi izin verse bile imâm olmaması gerektiğini söyleyerek evde böyle olduğu gibi mescidde de aynı olmalı oradaki kimselerden biri namaz kıldırmalıdır, demektedirler.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Her Topluluğa Kendilerinden Biri İmâm Olmalı
358-)
Sevbân (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İzinsiz olarak hiçbir kimsenin bir başkasının evinin içine bakması helal değildir. Eğer bakarsa eve girmiş gibi olacağından suç işlemiş olur. imâm olan kimse yaptığı duayı başkalarını dahil etmeksizin sadece kendisine yapmasın böyle yaparsa hainlik etmiş olur abdestine sıkışmış olarak kimse de namaz kılmaya kalkmasın.” (Nesâî, İmâme: 6) Sevbân hadisi hasendir. Bu hadis Muaviye b. Salih, Sefr b. Nuseyr, Yezîd b. Şüreyh ve Ebû Ümâme yoluyla da rivâyet edilmiştir. Ayrıca Yezîd b. Şüreyh ve Ebû Hüreyre yoluyla da rivâyet edilmiştir. Yezîd b. Şüreyh’in, Ebû Hayy’den aktardığı rivâyet sened yönünden daha sağlam ve meşhurdur.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâm Olan Kimsenin Sadece Kendisine Dua Etmemeli
359-)
Hasan (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir; Enes b. Mâlik’den işittiğime göre, şöyle diyordu: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç kişiye lanet ederek onların Allah’ın rahmetinden uzak olmalarını istemiştir. Kendisini istemeyen kimselere imâm olan kişiye, kocası kendisine kızgın olarak geceleyen kadına, Ezanı işitip de namazı kılmayan kimseye.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Bu konuda İbn Abbâs, Talha, Abdullah b. Amr ve Ebû Umare’den de hadis rivâyet edilmiştir. Enes’in bu hadisi sahih değildir. Çünkü Hasan’dan mürsel olarak yani rivâyet zincirinden bir kişi atlanarak rivâyet edilmiştir. Ahmed b. Hanbel hadisin râvîlerinden Muhammed b. Kâsım hakkında ileri geri konuşmuş olup, hafız olmadığını ve zayıf olduğunu söylemiştir. adamlarından bir kısmı istenmeyen imâmın cemaate imâmlık yapmasını hoş görmemişler, bilgisiz, cahil ve zalim değilse, günah onu istemeyen kimseleredir, demişlerdir. ve İshâk bu konuda şöyle derler: İstemeyen birkaç kişi olursa bir sakınca yoktur, çoğunluk istemezse o zaman bu durum geçerli olur.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Bir Kişi Kendisini İstemeyen Kimselere İmâm Olmasın
360-)
Amr b. Hâris b. el Mustalık (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kıyamet günü azabı en şiddetli olan iki kişiden bahsedildi; Kocasına isyan eden kadınla, kendisini istemedikleri halde onlara imâmlık yapan kimse.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) ve Cerir’den aktarıldığına göre Mansur şöyle demiştir: imâmlar konusunda sormuştuk ta bize şöyle denildi; “Buradaki azab zalim haksızlık yapan ve cahil imâmlar içindir, sünnete göre yaşayan imâmlara gelince, günah o imâmı istemeyen kimselere aittir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Bir Kişi Kendisini İstemeyen Kimselere İmâm Olmasın
361-)
Ebû Gâlib (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ebû Ümâme’den işittim şöyle diyordu: Üç kişi vardır ki namazda kılsalar namazları kulaklarından öteye geçmez sahibinden kaçan köle dönüp gelinceye kadar, kocası kendisini öfkeli durumda geceyi geçiren kadın ve istenmediği halde cemaate imâm olan kişi.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Ebû Gâlib’in, bu hadisi bu yönden hasen garibtir. Ebû Gâlib’in ismi ise Hazevver’dir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Bir Kişi Kendisini İstemeyen Kimselere İmâm Olmasın
362-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) attan düştü, biraz rahatsızlandı ve bize oturarak namaz kıldırdı bizde oturarak onunla birlikte namaz kılmıştık, namazdan sonra dönüp bize şöyle buyurdu: “imâm kendisine uyulmak için imâm olmuştur tekbîr aldığında sizde tekbîr alın rükû’a vardığında sizde rükû’ edin rukudan doğrulunca sizde doğrulun “semiallahû limen hamideh” dediğinde siz de “Rabbena lekel hamd” deyin, secdeye gittiğinde sizde secdeye gidin, oturarak namaz kıldığında sizde hep birlikte oturarak namaz kılın.” (Buhârî, Ezan: 51; Muvatta, Salat-ül Cemaa: 5) Bu konuda Âişe, Ebû Hüreyre, Câbir İbn Ömer ve Muaviye’den de hadis rivâyet edilmiştir. Enes’in “attan düşmeyi anlatan” hadisi hasen sahihtir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kısım kimseler bu hadise göre amel etmişler olup Câbir b. Abdillah, Useyd b. Hudayr, Ebû Hüreyre ve başkaları bunlardandır. Ahmed ve İshâk’ta aynı görüştedirler. ilim adamları ise: “imâm oturarak namaz kılarsa cemaat ayakta kılmalıdır, oturarak kılmaları caiz değildir” derler. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, İbn’ül Mübarek ve Şâfii bunlardandır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâm Oturarak Namaz Kılarsa Cemaatte Oturarak Kılmalı
363-)
Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefatıyla sonuçlanan hastalığında Ebû Bekir’in arkasında oturarak namaz kılmıştı.” (Buhârî, Ezan: 51; Muvatta, Salat-ül Cemaa: 5) Âişe’nin bu hadisi hasen sahih garibtir. (radıyallahü anha)’dan ayrıca “İmâm oturarak namaz kılarsa siz de oturarak namaz kılın” şeklinde de hadis rivâyet edilmiştir. Âişe (radıyallahü anha)’dan şöyle bir rivâyet daha vardır: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığında mescide çıkmıştı, Ebû Bekir namaz kıldırıyordu, Ebû Bekir’in yanında namazı kılmıştı cemaat Ebû Bekir’e uymuştu Ebû Bekir’de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e uyarak namaz kılmıştı.” Yine Âişe (radıyallahü anha)’dan Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir’in arkasında oturarak namaz kıldı şeklinde bir rivâyet daha vardır. Aynı şekilde Enes’den de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Ebû Bekir’in arkasında oturarak namaz kıldığına dair bir rivâyeti de vardır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâmın Namaz Kılmasına Cemaat Mutlaka Uymalı
364-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığı anında Ebû Bekir’in arkasında oturarak namaz kılmıştı, elbisesi koltuk altından omuza dolanmış vaziyette idi.” (Buhârî, Ezan: 51; Muvatta, Salat-ül Cemaa: 5) Bu hadis hasen sahihtir. Aynı şekilde bu hadisi Yahya b. Eyyûb, Humeyd’den, Sabit ve Enes’den de rivâyet etmiştir. Enes ve Humeyd yoluyla gelen bu hadisi pek çok kimselerde rivâyet ettiler “Sabit”i zikretmemişlerdir. Sabit’in zikredildiği rivâyet daha sahihtir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâmın Namaz Kılmasına Cemaat Mutlaka Uymalı
365-)
Şa’bi (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Muğîre b. Şu’be bize namaz kıldırdı ve ikinci rek’atta oturması gerekirken kalktı cemaat ona hatırlatma yapmak üzere sübhanallah dedi o da cemaate sübhanallah dedi. Namazın kalan bölümünü bitirince oturduğu halde iki sehv secdesi yaptı ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisi gibi yaptığını haber verdi.” (Nesâî, Sehv: 22; Dârimî, Salat: 176) Bu konuda Ukbe b. Âmir, Sa’d ve Abdullah b. Buhayne’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bazı hadisçiler hafızası yönünden İbn ebî Leylâ’yı tenkit ederler. diyor ki: “İbn ebî Leylâ’nın hadisi delil olarak kullanılamaz.” b. İsmail ise şöyle diyor: “İbn ebî Leylâ doğru bir kimsedir fakat ben ondan hadis rivâyet etmem çünkü hadisin sağlamıyla sağlam olmayanı ayırt edemez dolayısıyla ben böyle olan hiçbir kimseden hadis rivâyet etmem.” hadis Muğîre b. Şu’be’den değişik yollarla da rivâyet edilmiştir. Sûfyân; Câbir, Muğîre b. Şübeyl, Kays b. Hazım ve Muğîre b. Şu’be’den bu hadisi rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamları Câbir el Cu’fî’nin zayıf olduğunu söylemekte olup, Yahya b. Saîd, Abdurrahman b. Mehdî ve başka kimseler onun rivâyetini terk etmişlerdir. adamları bu hadisle amel etmekte ve şöyle demektedirler. Bir kimse namazın ikinci rek’atında ayağa kalkmış olsa namazına devam eder sonunda iki sehv secdesi yapar secdeleri selamdan önce de yapar sonra da yapabilir. Selamdan önce secdeler yapılır diyenlerin hadisi daha sahihtir. Bu hadisi Zührî, Yahya b. Saîd el Ensarî, Abdurrahman el A’rec ve Abdullah b. Buhayne’den rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâmın, İkinci Rek’atta Oturacağı Yerde Unutarak Kalkması
366-)
Ziyâd b. İlaka (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Muğîre b. Şu’be bize namaz kıldırmıştı iki rek’at kılınca oturmaksızın ayağa kalkmıştı cemaat sübhanallah diyerek onu uyardılar fakat o kalkın ve namaza devam edin diye onlara işaret etti namazını tamamlayınca selam verdi iki sehv secdesi yaptı tekrar selam verdi ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de aynen bu şekilde yapmıştı” dedi. (Nesâî, Sehv: 22; Dârimî, Salat: 176) Bu hadis hasen sahihtir. hadis Muğîre b. Şu’be yoluyla değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâmın, İkinci Rek’atta Oturacağı Yerde Unutarak Kalkması
367-)
Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ilk oturuşta sanki kızgın taşlar üzerinde oturur gibi acele ederdi.” Şu’be diyor ki: Sa’d, bir şey söyler gibi dudaklarını hareket ettirirdi. Ben diyorum ki: “Üçüncü rek’ata kalkıncaya kadar” demek istiyordu o da aynı şekilde demişti. (Nesâî, İftitah: 179; Ebû Dâvûd, Salat: 175) Bu hadis hasendir, ne var ki Ebû Ubeyde babasından duymuştur. adamları bu hadisle amel etmişler ve ilk oturuşta teşehhüde bir şey ilave edilmemesini tercih etmişler ve “eğer bir şeyler ilave ederse sehv secdesi yapması gerekir” demişlerdir. Şa’bî ve başkalarından böyle aktarılmıştır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İlk Oturuştaki Oturma Süresi Ne Kadardır?
368-)
Suheyb (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e uğramıştım namaz kılıyordu selam verdim işaretle selamımı aldı. Râvî diyor ki: “Parmağıyla işaret ederek dediğini biliyorum.” (Nesâî, Sehv: 6; Ebû Dâvûd, Salat: 165) Bu konuda Bilâl, Ebû Hüreyre, Enes ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’e Namaz Kılarken Selam Verilmiş Miydi?
369-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kendisine namazda iken selam verildiğinde selamı nasıl alırdı diye Bilâl (radıyallahü anh)’e sordum. Dedi ki: Eli ile işaret ederek alırdı.” (Ebû Dâvûd, Salat: 92) Bu hadis hasen sahihtir. hadisi (367) de hasen olup onu sadece Leys’in, Bükeyr’den yaptığı rivâyetle bilmekteyiz. b. Eslem’in, İbn Ömer’den rivâyetine göre, şöyle demiştir: Bilâl’e sordum: “Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Amr b. Avf oğullarının mescidinde namaz kıldırırken kendisine verilen selamı nasıl alırdı? Dedi ki: İşaret ederek alırdı. Bence her iki hadiste sahihtir. Bilâl’in hadisinin hikâyesiyle Suheyb’in hadisinin hikâyesi başka başkadır, İbn Ömer’in her iki râvîden de işitmiş olması muhtemeldir.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’e Namaz Kılarken Selam Verilmiş Miydi?
370-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İmâmın yanıldığını bildirmek üzere Sübhanallah demek erkekler için, el çırpmak ta kadınlar içindir.” (Nesâî, Sehv: 15; Ebû Dâvûd, Salat: 168) Bu konuda Ali, Sehl b. Sa’d, Câbir, Ebû Saîd ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir. diyor ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den içeri girmek için izin istediğimde, namazda ise sübhanallah derdi. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle amel ederler. Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: İmâm Yanılırsa Erkekler Sübhanallah Der, Kadınlar İse El Çırpar
371-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Namazda esnemek şeytandandır sizden birinize esneme gelince gücü yettiği kadar önlemeye çalışsın.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 89; Buhârî, Bed’ül Halk: 11) Bu konuda Ebû Saîd el Hudrî ve dedesi Adıy b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. adamlarından bir gurup namazda esnemeyi hoş karşılamazlar. diyor ki: Ben esnemeyi yapmacık öksürükle önlemeye çalışırım.
Kaynak: Sünen-i Tirmizî, : Namaz Bölümleri
Konu: Namazda Esnemenin Hoş Olmadığı