Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

2804-) Ubeyd b. Feyrûz'dan demiştir ki: Berâ b. Azib'e kurbanlıklarda hangi özelliklerin bulunmasının caiz olmadığını -yahut da kurbanlıklarda bulunması caiz olmayan özellikleri- sordum da (şöyle) cevap verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün) aramızda (ayağa) kalkıp (ben şu anda onun sözlerini aktarırken onun gibi el kol hareketleri de yapacağım) Oysa benim parmaklarım onun parmaklarından, parmak uçlarım da onun parmak uçlarından daha kısadır- (şöyle) buyurdu: Kurbanlıklar içerisinde kurban edilmeleri caiz olmayan dört (hayvan) vardır: Körlüğü açıkça, belli olan tekgözlü, hastalığı açıkça belli olan hasta, topallığı iyice belli olan topal, ilikleri kurumuş (derecede) cılız" (Ubeyd b. Feyruz sözlerine devam ederek) dedi ki: - ben de (Bera b. Azib'e): Ben (hayvanın) diş(ler)inde bir eksiklik bulunmasından hoşlanmıyorum." dedim. O da: Hoşlanmadığın (hayvan)ı bırak (fakat) onu (kurban etmeyi) kimseye yasaklama" cevabını verdi. Dâvûd der ki (Kesîr) iliği kalmamış (hayvan demektir). dahaya 5-7; Tirmizî, edahi 5; İbn Mâce, edahi 8; Darimî, edahi 3; Muvatta, dahaya 1; Ahmed, IV-284, 289-301.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Edilmeleri Mekruh Olan Hayvanlar
2805-) Yezid Zü-Mısr dedi ki Utbe b. Abidin es-Sülemî'ye varıp: Ebû Velid! Ben kurbanlık aramaya çıktım fakat ön dişleridökülmüş olan bir hayvandan başkasını bulamadım. O da hoşuma gitmedi. (bu hususta) ne dersin? dedim, (o da) " Sen onu bana getirmez misin? (ben onu güzelce bir kurban edeyim) cevabını verdi. Sübhanallah benim (kurban etmem) caiz olmuyor da senin (kurban etmen nasıl) caiz oluyor?" dedim. (O da:) Evet (benim kurban etmem caiz olur), çünkü sen (onun kurban edilip edilmeyeceğinde) şüphe ediyorsun. Bense şüphe etmiyorum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sadece Müsferra, Müste'sale, Banka, Müşeyyed ve Kesrâ (denilen hayvanları kurban etme)yi yasakladı. Müsferra: Açığa çıkacak şekilde kulağı kökünden sökülen. Müste'sale: Boynuzu kökünden kınlan. Bahkâ: gözünün feri gitmiş olan. Müşeyyed: Cılızlıktan ve düşkünlükten dolayı sürüye uyamayan: Kesra; Ayağı kırık koyun demektir." dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Edilmeleri Mekruh Olan Hayvanlar
2806-) Ali (radıyallahü anh)'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (kurbanlık hayvanın seçiminde) göze ve kulağa dikkat etmemizi, avrâ (tekgözlü), mukabele, müdabere, harka, şarka, denilen hayvanlardan) kesmememizi emr etti. (bu hadisin ravilerinden) Züheyr dedi ki: Ben Ebû îshak'a: b. Numan, Hazret-i Ali'den naklen kurban edilmesi caiz olmayan hayvanları sayarken onlarla birlikte) boynuzu kırığı da zikretti mi? diye sordum da, cevabını verdi. sözlerine devam ederek) dedi ki: (Ebû îshak'a:) nedir dedim. (ön) tarafı kesik olandır dedi. nedir? dedim. (arka) tarafı kesik olandır, dedi. nedir? diye sordum, (uzunlamasına) delinmiş olandır. Cevabını verdi. nedir, dedim. enine delinmiş olandır, karşılığını verdi. edahi 5; Nesaî, dahaya 9-11; İbn Mâce, edahi 8; Darimî, edahi 3; Ahmed b. Hanbel 1-80, 108, 128, 149.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Edilmeleri Mekruh Olan Hayvanlar
2807-) Hazret-i Ali'den demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kulağının kesik veyahutta boynuzunun ekserisi kırık olan (bir hayvan)ı kurban etmeyi yasaklamıştır. Dâvûd der ki (bu hadisin ravilerinden olan Cürey) Cürey Südûsî-i Basri’dir. Katade'den başka bir kimse ondan hadis rivâyet etmemiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Edilmeleri Mekruh Olan Hayvanlar
2808-) Katade'den demiştir ki: Said b. el-Müseyyeb'e nedir diye sordum da -(kulağının ya da boynuzunun) yarı (sı veya) daha fazla(sı kesik olandır)- diye cevap verdi. dahaya 12.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Edilmeleri Mekruh Olan Hayvanlar
2809-) Câbir b. Abdullah'dan rivâyet olunmuştur ki: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında temettü' haccı yapar ve ortaklaşa yedi (kişi)ye bir sığır ve (yine) yedi kişiye bir deve kurban ederdik. hac 353; Tirmizî, hac 66; Nesâî, dahaya 16; Muvatta dahaya 9; İbn Mâce edahî 5; Ahmed b. Hanbel III-335, V-409.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Bir Deve Ve Sığır Kurban Olarak Kaç Kişiye Yeter!
2810-) Câbir b. Abdillah'dan, (sallallahü aleyhi ve sellem) " Sığır ve deve(nin) yedi (kişi)ye (kurban edilmesi caiz) dir." Buyurmuştur. hac 350, 352, 355; Tirmizî, hac 66; İbn Mace, edahî 5; Darimî, edahi 3, 5; Muvatta, danaya 9; Ahmed b. Hanbel 1-95, 105, 125, 156, 275, IV-409, V-405-406.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Bir Deve Ve Sığır Kurban Olarak Kaç Kişiye Yeter!
2811-) Câbir b. Abdullah'dan demiştir ki: sulhu yapıldığı gün) Hudeybiye'de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yedi kişi için bir deve, (yine) yedi kişi için bir sığır kurban ettik. hac 350; Tirmizî hac 66, edahî 8; Muvatta, dahaya 9; İbn Mâce, Edahi 5; Darimî, edahi 3, 5; Ahmed b. Hanbel 111-353, 364.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Bir Deve Ve Sığır Kurban Olarak Kaç Kişiye Yeter!
2812-) Câbir b. Abdillah'dan demiştir ki: Resûlüllah'la birlikte kurban bayramında namazgâhda bulundum. Hutbeyi bitirince minberinden indi. Bir koç getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de o koçu " bismillah vallahü ekber hazâ annî ve ammen lem yüdahhi min ümmeti: Allah'ın ismiyle (başlıyorum) Allah büyüktür şu (koç) benim için ümmetimden kurban kes(e)meyen kimseler içindir" diyerek kesti. edahi 10, 20; Ahmed b. Hanbel, III-8, 356, 362.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Bir Koyun Birden Fazla Kişi İçin Kurban Edilebilir Mi?
2813-) İbn Ömer'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanlığını bayram namazı kılınan yerde keserdi. (Nafî'den rivâyet olunduğuna göre) İbn Ömer (radıyallahü anh) kendisi de böyle yaparmış. îdeyn 22, edâhi 6; Nesaî dahaya 3, ideyn 30; İbn Mâce edahî, 17; Ahmed b. Hanbel, 11-109.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Devlet Başkanı Kurbanını Bayram Namazı Kıldığı Yerde Keser
2814-) Umre bint Abdurrahman'dan demiştir ki: Ben Hazret-i Âişe'yi (şöyle) derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında kurban bayramı yaklaştığı bir sırada (yardım toplamak üzere Resûl-i Ekrem'in huzuruna) çöl halkından bir topluluk geldi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Ashabına hitaben:) (Kendinize) üç günlük (et) bırakınız, gerisini dağıtınız." buyurdu. Hazret-i Âişe sözlerine şöyle devam etti: bayramdan sonraki bayram gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: - Ey Allah'ın Resulü (geçen seneki bayramda) halk kurbanlarından faydalanıyordu. Onların yağını eritiyor ve (derilerinden) su ve süt tulumları yapıyorlardı." (-bu caiz midir?) diye soruldu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Bunda ne var? (dedi) yahutta buna benzer birşey söyledi. (Orada bulunan halk bu defa:) Allah'ın Rasûlü (geçen sene sen bize) üç gün (lük nafaka)dan fazlası için et toplamayı yasaklamıştın" (Bu yasak bu sene için de geçerli midir?) diye sordular Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Ben bunu geçen sene size yardım istemek için gelen (bedevi) lerden dolayı yasaklamıştım. (Bu sene ise istediğiniz şekilde) yiyin dağıtın, biriktirin." buyurdu. hudud 31; Müslim, cihad 49, edahiy 28-29; Ebû Dâvûd, imare 19; Muvatta, dahaya 7; Ahmed b. Hanbel, 1-56, VI-51.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Etlerini Dağıtmayıp Bir Süre Bekletmenin Hükmü
2815-) Nûbeyşe'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurdu: (Etlerin faydasının) size daha çok yaygınlaşması için ben, size kurban etlerini üç günlükten fazla ye(yip üç günlükten fazlasını da biriktirmenizi yasakla(mış)tım. Şimdi ise Allah (size) bolluk getirdi, (onları istediğiniz gibi) yiyiniz, biriktiriniz ve (müslümanlara dağıtarak) sevap kazanınız. Şunu iyi bilin ki, bu günler yeme, içme, Aziz ve Celil olan Allah (celle celâluhu)'ı anma günleridir. Mâce, edahi 16; Ahmed b. Hanbel, V-76.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kurban Etlerini Dağıtmayıp Bir Süre Bekletmenin Hükmü
2816-) Sevbân'dan demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda Haccında bir) kurban kesti. Sonra (bana): Ey Sevban! Şu koyunun etini İslah et" dedi (ben de bu emri yerine getirdim ve) Medine'ye gelinceye kadar kendisine ondan yedirmeye devam ettim. edahî 35.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Yolcu Da Kurban Kesebilir
2817-) Şeddâd b. Evs'den demiştir ki: şey var ki bunları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim: şudur) " Allah herşey hakkında ihsanı emretti, de şudur:) O halde öldürdüğünüz zaman (bunu) iyi yapınız" Ebû Dâvûd der ki: Müslim (b. îbrahim)'in dışındaki (râvi)ler bu cümleyi şu lâfızlarla rivâyet ediyorlar, öldürdüğünüz zaman " öldürmeyi iyi yapınız, kestiğiniz zaman da kesmeyi iyi yapınız. Her biriniz bıçağını bilesin ve kurbanına acı çektirmesin. " sayd 57; Tirmizi diyat 14; Nesaî, dahaya 22, 26-27; İbn Mâce zebaih 3; Darimî, edahi 10; Ahmed b. Hanbel, IV-123, 125.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Hayvanları Hapsederek Aç Susuz Öldürmek Ya Da Onları Atış Talimi İçin Hedef Olarak Kullanmak Yasaklanmış Ve Kurbanlara Merhametli Davranmak Emredilmiştir
2818-) Hişam b. Zeyd'den demiştir ki: Enes (b. Mâlik)'le birlikte el-Hakem b. Eyyübfun evine) girmiştik. (Dedem Enes) bir tavuğu (hedef olarak) dikip ona atış yapan bir takım gençler yahut çocuklar gördü de: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayvanların nişan hedefi olarak kullanılmasını yasakladı." dedi. zebaih 56; Müslim, sayd 58, 61; Nesaî, dahaya 79; İbn Mâce, zebaih 10; Ahmed b. Hanbel 11-94; 111-117, 171, 191, 318, 322, 339.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Hayvanları Hapsederek Aç Susuz Öldürmek Ya Da Onları Atış Talimi İçin Hedef Olarak Kullanmak Yasaklanmış Ve Kurbanlara Merhametli Davranmak Emredilmiştir
2819-) İbn Abbâs'dan demiştir ki: Allah) " Üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yeyin....." En'âm, 6/118. " Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin" En’âm, 6/121 (âyetlerini indirdi). Bir süre sonra da bunu neshetti ve (bazı yiyecekleri helâl kılarak) bu (âyetin genel hükmü)nden dışarı çıkardı. (Bu hükmünü bildirmek üzere şöyle) buyurdu: Kendilerine kitap verilmiş olanların yemeği, size helâldir.. Sizin yemeğiniz de onlara helaldir." Mâide, 6/5.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kitap Ehlinin Kestiklerini Yemenin Hükmü
2820-) İbn Abbâs’ın " - şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etmeleri için fısıldar telkinde bulunurlar." En’am 6/121. âyeti kerimesi hakkında şöyle söylediği rivâyet olunmuştur. Kureyş müşrikleri bu âyet-i kerimede açıklandığı şekilde şeytanlardan duydukları fısıltılara uyarak: Muhammed ashabına: Allah'ın kestiklerini yemeyiniz, kendi kestiklerinizi yeyiniz." (diyor) diye dedikodu yapmaya başladılar. Bunun üzerine (Yüce) Allah (kesilirken) " üzerine Allah'ın adı anılmayan (hayvanlardan yemeyin." En’am 6/121. (âyet-i kerimesini) indirdi. Mâce, zebaih 4.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kitap Ehlinin Kestiklerini Yemenin Hükmü
2821-) İbn Abbâs'dan demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelerek: öldürdüklerimizi yiyoruz da Allah'ın öldürdüklerini yemiyoruz. (Bu nasıl olur?) dediler. üzerine (Yüce) Allah: Kesilirken üzerine Allah'ın adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin" 5/121. âyet-i (kerimesi)ni sonuna kadar indirdi. tefsir 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kitap Ehlinin Kestiklerini Yemenin Hükmü
2822-) İbn Abbâs'dan demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) arapların (cömertlik gösterisi için düzenledikleri) deve kesme yarışında (kesilen hayvanların etlerinde)n yemeyi yasakladı. Dâvûd der ki: (Bu hadisi rivâyet eden) Ebû Reyhane'nin ismi Abdullah b. Matar'dır. Gundur (lakabiyle meşhur olan Muhammed b. Cafer) ise bu hadisi İbn Abbâs'da sona eren mevkuf bir senetle rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Arapların Cömertlik Yarışını Kazanmak Gayesiyle Kestikleri Develerin Etlerini Yemenin Hükmü
2823-) Râfi b. Hadic'den demiştir ki: (Bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına vardım ve: Ey Allah'ın Rasûlü, yarın düşmanla karşılaşacağız, yanımızda bıçak da yok (bir hayvan kesmek gerekirse onu) keskin taş ile yahutta (uzunlamasına ikiye bölünmüş bir) değneğin (keskin) tarafıyla kesebilir miyiz?" dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: (Hayvanı tırnak ve diş gibi şeylerin dışında) Kan akıtan şeylerle kes, yahutta (keserken) elini çabuk tut ve üzerine Allah'ın adını an. (kesme aleti)) tırnak ve diş olmamak şartıyla (kesilen hayvanın etini) yiyiniz. (Şimdi)) size bunu(n sebebini) açıklayacağım: Diş, kemiktir. Tırnağa gelince; (o da)) Habeşlilerin bıçağıdır." buyurdu. bir öncü birlik Resûlüllah'ın önünden geçip süratle gittiler ve (ileride) bir ganimet ele geçirdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ordunun arkasında bulunuyordu. (Derken öncü askerler acele edip ganimet develerinden veya koyunlarından bazılarını kesmişler ve etleri içine koydukları) tencereleri yerleştirmişlerdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tencerenin yanına varınca, emredip tencereler devrildi. (Ganimet mallarını) askerlerin arasında taksim etti. (taksim esnasında on koyunu bir deveye denk saydı. O sırada ordunun develerinden biri kaçmıştı. Yanlarında (onu takibe yarayacak cinsten yeterli sayıda) at da yoktu. Bunun üzerine (mücahitlerden) bir adam bir ok attı da (bu ok sebebiyle) Allah, hayvanın canını aldı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Gerçekten bu develerin vahşi hayvanlar gibi bir kaçışı vardır. Onlardan biri size bu şekilde davranacak olursa, siz de ona böyle muamele yapınız" buyurdu. cihad 191, şirket 3, 16, zebaih 15, 18, 23, 36-37; Müslim, edâhî 20, Tirmizî, sayd 19; Nesaî, sayd 17, 35, dahaya 26, İbn Mace zebaih 9, 17; Darimî, edahi 15; Ahmed b. Hanbel, III-463-464, IV-354, 356, 381, V-367.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Keskin Taşla Kesilen Hayvanın Etini Yemenin Hükmü
2824-) Muhammed b. Safvan'dan -yahutta- Safvan b. Muhammed'den rivâyet olunmuştur ki: Ben iki tavşan avladım da onları keskin bir taşla kestim ve onları (yiyip yiyemeyeceğimi) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sordum. Bana onları yememi emretti. sayd 25, edahi 8; İbn Mâce, sayd 17.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Keskin Taşla Kesilen Hayvanın Etini Yemenin Hükmü
2825-) Harise oğullarından bir kişiden (rivâyet olunulduğuna göre); Uhut bayırlarından bir bayırda yavrulaması yaklaşmış olan bir deveyi otlatırken, hayvanı ecel yakalamış (fakat adam) onu kesecek hiç birşey bulamamış, derken sivri bir kazık bulup onu hayvanın göğsüne batırmış ve kanı(nı) ak(ıt)mış, sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip bu durumu kendisine anlatmış (Hazret-i Peygamber de) O'na hayvan(ın etin)i yemesini emretmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Keskin Taşla Kesilen Hayvanın Etini Yemenin Hükmü
2826-) Adiyy b. Hâtim'den demiştir ki: (bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Allah'ın Rasûlu birimiz bir avı avlar da, yanında bıçak bulunmazsa (onu) keskin bir taşla ya da (boyuna yarılmış olan) bir değneğin (keskin) parçasıyla kesebilir mi? (bu hususta) ne dersin?, diye sordum da. Kanı istediğin şeyle akıt ve (hayvanı keserken) Aziz ve Celil olan Allah'ın ismini an!" buyurdu. edahi 19: İbn Mâce, zebâih 5; Ahmed b. Hanbel, IV-256, 258, 377

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Keskin Taşla Kesilen Hayvanın Etini Yemenin Hükmü
2827-)  (Ebû'l-Uşerâ'nın) babasından (rivâyet olunduğuna göre) kendisi (Hazret-i Peygamber'e): Ey Allah'ın Rasûlü! (hayvanı) kesmek, sadece gerdandan ya da boğazdan değil midir? diye sormuş da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Eğer O(nu) uyluğundan yaralarsan (bu sana) yeter" buyurmuştur. Dâvûd der ki: Ebû'l-Uşerâ'nın adı Utarid b. Bekir'dir, (isminin) İbn Kahtam ve Utand b. Mâlik b. Kahtam olduğu da söylenir. (Hayvanı) bu (şekilde yaralamanın kesme yerine geçmesi) sadece yüksekten düşen hayvanlar ve vahşi hayvanlar için geçerlidir. sayd 13; Nesaî, dahaya 25; İbn Mâce, zebaih 9; Dârimî, edahi 12; Ahmed b. Hanbel, IV-334.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Yüksekten Düşen Bir Hayvanı Kesmek
2828-) İbn Abbâs ile Ebû Hüreyre'den rivâyet olunmuştur ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şeritatüşşeytanı yasaklamıştır" (Ravî el-Hasen) İbn îsa (şeritatüşşeytan tabirini açıklamak üzere) rivâyetine (şu sözleri de) ekledi: O derisinin (ve boğazının bir kısmının) kesilerek (yemek ve nefes borularının sağ ve solunda bulunan) iki şah damarı kesilmeden bırakılan, sonra ölünceye kadar (o hal üzere terk edilmek suretiyle) kesilen hayvandır"

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Hayvanı Keserken Kesilmesi Gereken Yerlerini Eksiksiz Olarak Kesmeyi Gerçekleştirmek
2829-) Ebû Said'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anne karnındaki yavrunun hükmünü sordum da: Dilerseniz onu yeyiniz." buyurdu. (Hadisin senedinde bulunan râvi) Müsedded (bu hadisi şöyle) rivâyet etti: (Fahr-i Kâinat efendimize): Allah’ın Resulü! Biz (bazan) deve boğazlıyoruz. Yahut da sıgır ya da koyun kesiyoruz. Karnında yavru buluyoruz. Bu yavruyu atalım mı, yoksa yiyelim mi? diye sorduk. onu yeyiniz. Çünkü onun kesimi annesinin kesilmesiyledir." buyurdu. sayd 10; İbn Mace, zebaih 15; Dârimi, edahi 17; Ahmed b. Hanbel, III, 31-39-45-73-53.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Anne Karnındaki Yavru Kesimi Nasıl Olur?
2830-) Câbir b. Abdillah'dan rivâyet olunduğuna göre: Resûlüllah: (sallallahü aleyhi ve sellem) Ana rahmindeki yavrunun kesimi, annesinin kesiminden ibarettir." buyurmuştur. sayd 10; İbn Mace, zebailı, Darimî, edahi 17; Ahmed b. Hanbel, 111-31, 39, 45, 53.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Anne Karnındaki Yavru Kesimi Nasıl Olur?
2831-) Hazret-i Âişe'den demiştir ki; ashab-ı kiramdan bazıları Fahr-i Kainat efendimizin huzuruna gelerek: Ey Allah'ın Rasûlü, cahiliyyet döneminden yeni kurtulmuş olan bazı kimseler (kesilirken) üzerine Allah'ın isminin anılıp anılmadığını bilmediğimiz (hayvanların) etleri(ni) getiriyorlar biz bu, etlerden yiyebilir miyiz?" diye sormuşlar da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bismillah deyiniz ve yeyiniz!" buyurmuştur. tevhid 13, buyu 5, zebaih 21; Ebû Dâvûd, edahi 13; Nesaî, dahaya 21, 36, 39, İbn Mâce, zebaih 4; Muvatta, zebaih, 1.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Kesilirken Üzerine Besmele Çekilip Çekilmediği Bilinmeyen Bir Hayvanın Etini Yemek Caiz Midir?
2832-) Ebû'l-Melih'den (rivâyet olunduğunu göre) Hubeyşe (radıyallahü anh) şöyle demiştir: kiramdan) bir adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e; Biz cahiliye devrinde receb (ayları içerisinde) " Atîre (diye bir kurban) keserdik. (Bu hususta) bize ne buyurursunuz?" diye sordu. (Hazret-i Peygamber de bu nevi kurbanları) Allah için kesiniz. (Kesim vakti) hangi ay olursa, olsun birde Allah'a itaat edin ve (fakirlere) yedirin." buyurdu. (Bunun üzerine o zat): Biz cahiliye döneminde Fera' (diye anılan bir kurban daha) keserdik. (Bu hususta) bize ne buyurursunuz?" dedi. (Hazret-i Peygamber de); (" -Yılın çoğunu kırda otlamakla geçiren deve, sığır veya davardan yüz adetlik bir sürü demek olan) her sâimede senin sürünün (sütüyle) beslediği bir yavru vardır. Bu yavru yük taşıyacak (yahut da yavrulayacak) bir hale gelince (onu) kesersin ve etini sadaka olarak dağıtırsın." buyurdu. Ravi Nasr (bu cümleyi): Hacıları taşıyabilecek hale gelince onu kesersin ve etini sadaka olarak dağıtırsın-" şeklinde rivâyet etti. Halid (el-Hazza') dedi ki: Öyle zannediyorum ki, (Ebû Kalabe bu hadisi rivâyet ederken’etini sadaka olarak dağıtırsın' cümlesini,’Etini sadaka olarak yolculara (dağıtırsın) çünkü bu daha hayırlıdır.' (şeklinde) rivâyet etti. dedi ki: Ben Ebû Kalâbe'ye " Sâime (denen sürü) kaç (hayvandan olaşmakta)dır." diye sordum da " yüz (hayvandan meydana gelir.)" cevabını verdi. Fera' 2, 3. İbn Mâce: Zebâih 2. Ahmed b. Hanbel, V-75, 76.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Atîre Ve Fera Denilen Kurbanlar Hakkında
2833-) Ebû Hüreyre'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Fera’ ve atîre yoktur." buyurmuştur. Buharî, akîka 3, 4; Müslim, edâhî 38; Tirmizî, edâhî 15: Nesâî, Fera' 1; İbn Mâce, Zebâih 2; Dârimî, edâhî 8; Ahmed b. Hanbel, II, 229, 239, 279, 490.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Atîre Ve Fera Denilen Kurbanlar Hakkında
2834-) Said (b. El-Müseyyeb)'den demiştir ki: Fera' ilk yavrudur. (Araplar) hayvanların doğurduğu ilk yavruyu keserlerdi." Buharî, akîka 3,4; Müslim, edâhî 38; Tirmizî, edâhî 15; İbn Mâce, Zebâih 2; Ahmed b. Hanbel, 11-279.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Atîre Ve Fera Denilen Kurbanlar Hakkında
2835-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize her elli koyundan birini (kurban olarak kesmemizi) emretti. Dâvûd der ki: (Ulemâdan bazıları) " Fera' ilk yavrusudur. (Câhiliyye dönemi Arapları) onu putları için kurban ederler, sonra yerler ve derisini de bir ağaç üzerine atarlardı. Atîra (ise yine câhiliyye dönemi Araplarının) Recebin ilk on (gün)ünde (putlarına kurban ederek yedikleri ilk yavrudur.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Atîre Ve Fera Denilen Kurbanlar Hakkında
2836-) Ümmû Kürs'el-Ka'biyye demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, (Akîka kurbanı olarak) erkek çocuğu için yaşça birbirine denk olan iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun (kesilir) derken işittim." Dâvûd der ki: Ben Ahmed (b. Hanbel)'i (metinde geçen) " mükâfieten" (keümesin)i " eşittirler" , yahut da’'birbirlerine yakındırlar" diye tefsir ederken işittim. Nesâî, akîka 1, 3, 4; Ahmed b. Hanbel, IV, 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2837-) Ümmû Kürz'den rivâyet olunmuştur ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı; Kuşları yuvalarında (kendi hallerine) bırakınız." derken işittim ve (bir de); Erkek çocuk için iki, kız çocuk için de bir koyun" (kesiniz, kesilen koyunların) erkek veya dişi olmalarının sizce bir sakıncası yoktur." derken işittim. İbn-i Mâce, Zebâih 1; Nesâî, akîka 3. Ahmed b. Hanbel, VI-381.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2838-) Ümmü Kürz'den rivâyet olunmuştur ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Erkek çocuk için (akîka kurbanı olarak, yaşça) biribirine eşit olan iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun (kesilir)" buyurdu. Ebû Dâvûd der ki: İşte (sahih olan) hadis budur. (Bir önceki) Süfyan hadisi ise hatalıdır. b. Hanbel, VI, 38l.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2839-) Semüre'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Her çocuk (doğumunun) yedinci gününde kendisi için, kesilecek olan akîka kurbanı karşılığında (konmuş) bir rehine (gibi)dir. (Bu kurban kesildikten sonra çocuğun) başı traş edilir ve (kurbanın kanıyla) boyanır." buyurmuştur. (akika kurbanının kanı ile) çocuğun başını kana boyamanın nasıl yapıldığı sorulduğu zaman (şöyle) derdi: Akîkayı kestiğin zaman ondan bir tüy alırsın, o tüyü (hayvanın boğazındaki kesilmiş ve kanamakta olan) can damarının karşısına tutarsın. Sonra (Kana boyanmış olan bu tüyü) çocuğun bıngıldağının üzerine koyarsın; nihayet (o tüyden) çocuğun başında iplik gibi (kanlar) ak(maya başl)ar. Daha sonra çocuğun başı yıkanır ve traş edilir. Ebû Dâvud der ki: (Metinde geçen) şu (çocuğun başı kurbanın kanıyla) boyanır (sözü) Hemmam'dan (gelen) hata(lı bir rivâyet)tir. Bu söz(ün rivâyetinde) Hemmam'a ters düşüldü. Bu (çelişki) Hemmam'dan gelen bir hatadan (doğmakta)dır. (Bu sözü) Hemmam " yüdernmâ = kana boyanır" diye rivâyet ederken (Hemmam'ın dışındaki râvîler) " yüsemmâ =isimlendirilir" diye rivâyet etmişlerdir. (Hemmam'in) bu (rivâyeti) alınamaz. Ahmed b. Hanbel, V-17.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2840-)  Semura b. Cündeb'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Her çocuk (doğumunun) yedinci gününde kendisi için kesilecek akîka kurbanı karşılığında (konulmuş) bir rehine (gibi)dir ve (akika kurbanı) kesildikten sonra (çocuğun başı) traş edilir ve (kendisine) isim verilir." Dâvûd der ki: (Metinde geçen) " yüsemmâ = isim verilir" (rivâyeti) çok sağlamdır. Nitekim (bu kelimeyi) Sellam b. Ebi Muti, Katâde'den îyâs b. Dağfel ile Eş'âs de el-Hasan(-i Basrî)’den aynı şekilde (yüsemmâ diye) rivâyet etti(ler.) Ahmed b. Hanbel, VI-381.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2841-) Selmân b. Amr ed-Dabbiyyi'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurdu: doğan her) bebekle beraber bir akîka bulunur. Öyleyse her yeni doğan çocuk için bir akîka kurbanı kanı akıtınız ve kendisinden ezayı kaldırın." Buhârî, akîka 2; Tirmizî, Edâhî 16; Nesâî, Akîka 2; İbn Mâce, Zebâih 1; Dârimî, Edâhî 9;Ahmed b. Hanbel; IV-18, 214, 215.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2842-) Hasan(-ı Basrî)’nin (şöyle) dedi(ği rivâyet olunmuştur. Bir önceki hadiste geçen) " Ezayı kaldırmak" (sözünden maksat yeni doğan çocuğun) " başı(nı) traş etmektir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2843-) İbn Abbâs'dan rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Hasan ile Hüseyin için akîka kurbanı olarak birer koç kurban kesmiştir. Nesâî, akika 4.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2844-)  (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As'ın) dedesinden demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) akika'dan soruldu da: Allah (bu kelimenin manası olan) anne ve babaya isyanı sevmez." dedi. (Hazret-i Peygamber duymuş olduğu) bu isimden hoşlanmamış gibiydi ve (sözlerine devamla); Kimin bir çocuğu doğar da o çocuk için bir kurban kesmek isterse oğlan çocuğu için aynı yaşta iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun kessin." buyurdu. Bir de fera' (kurbanın)dan soruldu (bu soruyu da) Fera’ haktır, (fakat fera' kurbanı olarak kesmek istediğiniz deve yavrusunu) kuvvetli ve etli genç bir deve oluncaya kadar, yani iki ya da üç yaşına girinceye kadar, bekletmeniz ve ondan sonra ona (döllenmeye muhtaç) bir dişi deve getirmen(iz) yahut da Allah yolunda ona yük vurman(ız) onu (şimdi) kesip de zayıflıktan etinin yününe yapışıp kalmasından ve (annesinin sütüyle doldurmakta olduğunuz) kabım(zı artık ona bir daha süt sağamayacağınız İçin) ters çevirip yere kapatıvermen(iz)den, (yavrusuz, kalan) deveni(zi) de şaşkın bırakman(ız)dan daha hayırlıdır. Nesâî, akîka 1, Ahmed b. Hanbel, II, 182.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2845-) Abdullah b. Büreyde dedi ki: Ben (babam) Büreyde'yi (şöyle) derken işittim: Biz câhiliyye devrinde iken birimizin bir çocuğu dünyaya geldiği vakit bir koyun keserdik ve kanını çocuğun başına sürerdik. Nihayet (yüce) Allah İslâm'ı getirince (doğan çocuklar için) bir koyun kesmeye ve başını traş edip za'feranla kokulamaya başladık."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Kurbanlar Bölümü
Konu: Akîka Kurbanı
2846-) Ebû Hüreyre'den (rivâyet olunduğuna göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim çoban köpeği ile (eğitilmiş) av ve ekin köpeği dışında bir köpek taşırsa (o kimsenin) sevabından hergün bir kîrât eksilir." hars 3, Bediül-halk 17, zebaih 6; Müslim, Mûsâkat 51-60; Tirmizî, sayd 17; Nesaî, sayd 10, 12-14; İbn Mâce, sayd 2; Darimî, sayd 2; Muvatta istizan 12; Ahmed b. Hanbel, 11-4, 8, 27, 37,47, 55,60, 79, 101, 113, 147, 267, 345,425,456,473, V-56-57,219, 220.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Av Ve Başka İşler İçin Köpek Taşımak
2847-) Abdullah b. Muğaffel'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Eğer köpekler (yeryüzünde Allah'ı teşbih eden) topluluklardan bir topluluk olmasaydı, hemen onları öldürmeyi emrederdim. Artık siz onlardan tamamen siyah olanı öldürünüz." Buyurdu. müsakat 47; Tirmizî,. sayd 16-17; Nesaî, sayd 10; İbn Mâce, sayd 2, 4; Darimî, sayd 3; Ahmed b. Hanbel, III-333, IV-85, V-54, 56-57, 108.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Av Ve Başka İşler İçin Köpek Taşımak
2848-) Câbir'den demiştir ki: Peygamberi (bize) köpekleri öldürmeyi emret(miş)ti, biz de çölden köpekle gelen bir kadının yanındaki köpeği bile öldürüyorduk. Sonra bizi onları öldürmekten nehyetti ve " siz siyah (köpek)i öldürmeye bakın." Buyurdu. Mûsâkat 47.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Av Ve Başka İşler İçin Köpek Taşımak
2849-) Adiyy b. Hâtim'den demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: (av üzerine) eğitilmiş köpekler salıyorum. O da bana (avı) tutuveriyor (ben bu avın etini) yiyebilir miyim? diye sordum da: Eğer eğitilmiş (olan bu) köpekleri gönderirken besmele çekmişsen yakalamış oldukları avları ye!" buyurdu, Eğer (avı) öldürmüşlerse de mi?" dedim: Onlara kendilerinden olmayan bir köpek katılmamış olmak şartıyla (yakaladıkları avı)) öldürmüş olsalar da" (yiyebilirsin) buyurdu. Ben (avlarımı) miraz ile avlıyorum, (miraz ile avladığım avları da) yiyebilir miyim?" dedim. Eğer mirazı besmele ile atmışsan ve (bu miraz hayvana) isabet edip (onun vücudunu) delmişse (etini) ye, (fakat hayvana sivri uçlarından biriyle değil de) iki ucu arasında kalan (kısmıy)la isabet etmişse yeme!" buyurdu. sayd 33, zebaih 1-2, 9; Müslim, sayd 1, 3-5; Tirmizî, sayd 6; Nesaî; sayd 2-3, 5,7-8,20-21, dahaya 19; İbn Mâce sayd 3; Darimî sayd 1; Ahmed b. Hanbel, IV-194-195, 256, 258, 377, 380.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Avlanmanın Hükmü
2850-) Adiyy b. Hatim'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e biz şu köpeklerle avcılık yapıyoruz, (bu hususta ne buyurursunuz?), diye sordum. Bana: Eğer (avın üzerine) eğitilmiş köpeklerini gönderiyorsan ve (onları gönderirken) üzerlerine besmele çekiyorsan, sana yakaladıkları avlardan yiyebilirsin, isterse (avı yakalayan köpek onu) öldürmüş olsun, fakat köpek (yakaladığı hayvanın bir kısmım) yerse, o başka. Eğer köpek (avın bir tarafını) yemişse sen (onu) yeme. Çünkü (köpeğin) onu kendisi için yakalamış olmasından korkarım." cevabını verdi. vudu 33, buyu' 3, zebâîh 2-3, 7-10, tevhid, 13; Müslim, sayd 1-3; Tirmizî, sayd 1, 6; İbn Mâce, sayd 3; Ahmed b. Hanbel, 1-231.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Avlanmanın Hükmü
2851-) Adiyy b. Hâtim'den demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Besmele çekerek okunu atıp da ertesi gün bulduğun avını (bir) su içerisinde bulmuş olmaman ve üzerinde senin okundan başka bir (okun) tesiri olmaması şartıyla yiyebilirsin. Senin (av üzerine göndermiş olduğun eğitimli) köpeklerine başka köpek karışacak olursa, (onların yakaladığı avı) yeme. Bilemezsin belki de onu (senin gönderdiğin) köpeklerden olmayan (bir köpek) öldürmüştür. zebâih 8; Müslim, sayd 6; Nesâî, sayd 16, 18-19; Ahmed b. Hanbel, IV-379.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Avlanmanın Hükmü
2852-) Adiyy b. Hâtim'den bildirdiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " avladığın hayvan bir su içerisine batarak ölmüşse (onu) yeme." buyurmuştur. b. Hanbel, IV-378.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Avlanmanın Hükmü
2853-) Adiyy b. Hâtim'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem): Eğittikten sonra besmele çekerek (av üzerine) gönderdiğin bir köpek ya da bir şahinin senin için yakaladığı avı yiyebilirsin" buyurdu. Ben de: öldürmüşse de mi? diye sordum. Eğer onu öldürmüş de onun hiç bir tarafını yememişse onu ancak senin için yakalamış demektir." buyurdu. Dâvud der ki: Şahin (yakalamış olduğu avın bir tarafını) yemisse bunda bir sakınca yoktur, (fakat) köpek (yaladığı avın bir tarafım) yemişse (o avın etini yemek) mekruh olur. Fakat kanını içmişse bunda bir sakınca yoktur. Sayd 3; Ahmed b. Hanbel, IV-375.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Av Bölümü
Konu: Avlanmanın Hükmü