Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Nasr B. Alinin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: İbrahim B. Mûsânın Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Ahmed B. Abdenin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Yahya B. Fazlın Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Hafz B. Ömerin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Nasr B. Alinin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Hafz B. Ömerin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Muhammed B. Kesirin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Muhammed B. Abdurrahmanın Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Hennadın Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Ahmed B. Salihin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Kutaînin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Cafer B. Müsâfirin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Ebû Mamer Abdullah , Amrın Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Ebû Kâmilin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Muhammed B. Îsanın Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: Muhammed B. Ubeydin Rivâyeti
40-) Mûsâ b. İsmail'in Rivâyeti

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Harfler Ve Kıraatlar Bölümü
Konu: En Nüfeylinin Rivâyeti
44-) Ebû Hüreyre, Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen O'nun şöyle buyurduğunu haber verdi: "Orada temiz olmayı arzu eden ve seven kişiler vardır" (Tevbe (9), 108) âyeti, Kubâ'daki muslümanlar hakkında nazil olmuştur". Ebû Hureyre "su ile taharetlenmelerinden dolayı bu âyet onlar hakkında nazil oldu" dedi. Tefsirü'l-Kurân, et-Tevbe, 10; İbn Mâce, tahare, 28.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Su İle İstincâ Taharetlenme
46-) Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Eğer mü'minlere zorluk vermeyecek olsaydım yatsı namazını geciktirmelerini ve her namaz (başın)da misvak kullanmalarını emrederdim."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Misvak Kullanmak
47-) Zeyd b. Hâlid el-Cühenî’den, demiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı, şöyle buyururken işittim: "Mü'minlere sıkıntı vermeyecek olsaydım, her namaz (başın)da misvak kullanmalarını emrederdim” Zeyd'den rivâyet eden Ebû Seleme de dedi ki: "Ben Zeyd'i kulağına -kâtiplerin kulaklarına kalem koydukları yere- misvak koymuş olarak mescidde otururken gördüm. Her namaza kalkışında misvak kullanırdı." cuma 8; temennî 9, savm 27; Müslim, tahâre 42; Tirmizî, tahâre 18; Nesâî, tahâre 6; Mevâkît 20; İbn Mâce, tahâre 7; Dârimî, salât 168; Muvatta, tahâre 114-115; Ahmed b. Hanbel I, 80, 120; II, 245, 250, VI, 114, 115, 325, 439, V, 193, 410.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Misvak Kullanmak
48-) Muhammed b. Yahya b. Hibbân, Abdullah b. Ömer'in oğlu Abdullah'dan rivâyet ettiği hadiste dedi ki; "Abdullah b. Ömer'in oğlu Abdullah'a: dedim ki "Sen(in baban) İbn Ömer'in abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almasının sebebi nedir? dedim. Abdullah da; "(Amcasının kızı) Esma bint-i Zeyd b. El-Hattâb'ın kendisine, Abdullah b. Hanzala b. Ebî Âmir'in şöyle dediğini nakletti: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almakla emrolundu. Bu ona zor gelince her namaz için misvak kullanmakla emredildi." İbn Ömer'e gelince "O, kendinde bu gücü bulduğundan dolayı her namaz için abdest almaya devam etti." Dâvûd dedi ki, "Bu hadisi İbrahim, İbn Sa'd, yine Muhammed b. İshak'tan rivâyet etmiş, ancak ibrahim, Abdullah b. Abdullah yerine “Ubeydullah b. Abdullah” demiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Misvak Kullanmak
51-) Mikdâm b. Şurayh, babası Şureyh'in şöyle dediğini haber vermiştir: Âişe'ye, "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evine girdiği zaman ilk iş olarak ne yapardı?" diye sordum. "Dişlerini misvaklardı” cevabını verdi. tahâre 253; Nesâî, tahâre 8; İbn Mâce, tahâre 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Başkasının Misvağını Kullanmak
54-) Mûsâ b. İsmail'in Muhammed b. Ammâr'dan, Davûd b. Şebîb'in ise Ammâr b. Yâsir'den naklen bildirdiklerine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Muhakkak ki ağza ve buruna su çekmek peygamberlerin sünnetindendir." Mâce, tahâre 8; Ahmed b. Hanbel, IV, 264. b. Yâ'sir önceki hadisi aynen nakletti, ancak " sakal bırakmak" tan söz etmedi ve " sünnet olma" yı ekledi. Ve " intikasu’l-ma" yani istincâ yerine de " intidah" kelimesini kullandı. Dâvûd dedi ki: (Seleme İbn Muhammed hadisinin) bir benzeri İbn Abbâs'dân da rivâyet edilmiştir. Fakat İbn Abbâs (radıyallahü anh): Beş tane sünnet vardır ki beşi de baştadır" demiş ve saçları ortadan ayırmayı bunlar arasında saymış, sakalları uzatmaktan hiç bahsetmemiştir. Dâvûd buyurdu ki: Hammad hadisinin benzeri Talk b. Habib, Mücâhid Bekr b. Âbdillah el-Müzenî'den de nakledilmiş fakat bunlar sakal bırakmaktan bahsetmemişlerdir. b. Âbdillah b. Ebi Meryem’in Ebû Seleme vasıtasıyla Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği (merfû’) hadiste ise, sakal uzatmak sözü geçmektedir. en-Nehaî'den de Muhammed b. Abdillah hadisinin benzeri rivâyet edilmiş, sakal uzatmak ve sünnet olmaktan bahsedilmiştir. Mâce, tahâre 8.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Misvak Kullanmak Fıtrat Yaratılış İcâbıdır
56-) Sa'd b. Hişâm (radıyallahü anh)’dan rivâyet edildiğine göre Âişe validemiz şöyle buyurmuştur: Resulü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin abdest suyu ve misvağı (yatmadan önce hazırlanıp belli bir yere) konurdu. Gece kalkınca, önce abdest bozar sonra da dişlerini misvaklardı."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Geceleyin Namaz İçin Uyanan Kişinin Misvak Kullanması
57-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan, şöyle demiştir: "Nebiyy-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) gece veya gündüz her uykudan kalkışında mutlaka abdestten önce ağzını misvaklardı." b. Abbâs (radıyallahü anh)’dan şöyle demiştir: Nebi (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında bir gece geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanına geldi, sonra misvağını aldı ve dişlerine sürttü. Sonra şu âyet-i Kerimeleri okumaya başladı; Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde temiz akıl sahipleri için elbet ibret verici deliller vardır." Sûreyi sonuna yaklaşıncaya kadar veya sonuna kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekât namaz kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve önceki yaptıklarını aynen (eksiksiz olarak) yaptı; dişlerini misvâkladı ve iki rekât namaz kıldı, sonra da vitri kıldı." tefsir-i sûre 3,19-20; deavat 8,10, tevhîd 13; Tirmizi, dua 28, tabire 19; Müslim, müsâfirîn 19; İbn Mâce, İkâme 181; Ahmed b. Hanbel I, 373. Dâvûd der ki: Bu hadisi bir de İbn Fudayl, Husayn'dan şu manaya gelen lâfızlarla rivâyet etmiştir: İbn Abbâs dedi ki: Resûl-i ekrem ağzını misvâkladı şu âyetleri okuyarak abdest aldı; gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında- " (Al-i İmrân 190) diye başlayarak sûreyi sonuna kadar okudu."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Geceleyin Namaz İçin Uyanan Kişinin Misvak Kullanması
62-) Ebû Gutayf el-Huzelî şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'ın yanında idim, öğleyin ezan okununca abdest aldı ve namaz kıldı. İkindi vakti ezan okununca (tekrar) abdest aldı. Sebebini sordum, şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) " Kim abdestli olduğu halde tekrar abdest alırsa, Allah o kimseye on iyilik sevabı yazar." diye buyurdu. tahâre 44; İbn Mâce, tahâre 73. Dâvûd der ki; bu, Müsedded'in hadisidir. Tam olanı da budur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Abdest Üzerine Abdest Almak
65-) Ubeydullah'dan, dedi ki; Babam Abdullah b. Ömer bana Resûlüllah'ın şöyle buyurduğunu haber verdi: Su iki kulleye ulaştığında pis olmaz." tahâre 50; Nesâî, tahâre 43; miyâh 3; İbn Mâce, tahâre 73; Dârimî, Vudû 55; Ahmed b. Hanbel H, 23, 27, 107. Dâvûd, Mammâd b. Zeyd (bu hadisi) Âsım'dan mevkuf olarak nakletti demiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Suları Pisleyen Şeyler
77-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan, şöyle demiştir; Ben ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünup iken aynı kaptan guslederdik." hayz 43, 46; Ahmed b. Hanbel, VI, 210.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Kadının Abdest Suyu Artığı İle Abdest Almak
78-) Ümm-ü Subeyye el-Cuheniyye'den rivâyet edildiğine göre, O, şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bîr o, bir ben ellerimizi suya batırarak aynı kaptan abdest alırdık." b. Hanbel, VI, 367. b. Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında kadınlar ve erkekler (bir arada) abdest alırlardı. Râvi Müsedded, " Hep birlikte aynı kaptan" dedi. vudû' 43; ğusl 9,15; hayz 5; Libâs 91; Müslim, hayz 41,43-47,49,50; Tirmizî, tahâre 46; libâs 61; Nesâî, tahâre 57,145, ğusl 9; İbn Mâce, Tahâre 32; 34-36,108; Ahmed b. Hanbel II, 4, 13,103, 142, 111, 112, 116, 130,135, 209,249, VI-30,37,43,64, 91, 103, 118, 127, 129, 131, 157,161, 168, 170, 171, 172, 173, 189, 191-193, f99,210, 230, 231, 235, 255, 265, 281, 366, 367. b. Ömer (radıyallahü anh) şöyle demiştir; Biz (erkekler) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sağlığında kadınlarla beraber bir kaptan abdest alır, ellerimizi aynı kaba batırırdık." Bir önceki hadisin kaynaklan.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Kadının Abdest Suyu Artığı İle Abdest Almak
83-) bab başlığı ile bu bab başlığı arasındaki fark; orada veda tavafı yapılması emri söz konusudur, burada ise Hazret-i Peygamberin bi'l-fiil veda tavafı yaptığı anlatılmaktadır. Bu sebeple Ebû Dâvûd konuya iki ayrı bab'ta ele almıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Veda Tavafı
87-) Ebû Halde dedi ki: Ebû Aliye'ye: Cünub olup da yanında nebîzden başka su bulunmayan kimse nebîzle gusledilebilir mi?" diye sordum. Hayır" cevabım verdi. bilgi için 84 nolu hadisin açıklamasına bak.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Nebîz Şıra İle Abdest Almak
95-) ..Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki rıtl su (alan kab) ile abdest alır, bir sa’ (dolusu) su ile de gusül ederdi." hayz 50,51; Nesâî, tahâre 58, 143; miyah 13; Tirmizî, cennet 76; Dârimî, vudu 23; Ahmed b. Hanbel, III, 112, 116, 259, 282, 290. Dâvûd der ki: Bu hadis-i şerifi aynı zamanda Yahya b. Âdem Şerik'den rivâyet etmiştir. Ancak şerik " İbn Cebr b. Atîk'den" diyerek hadisi sevketmiştir. Yine aynı hadisi Süfyan’da Abdullah b. Îsa'dan, onun " Bana Cebr b. Abdullah haber verdi ki" dediğini kaydederek rivâyet etmiştir. Ebû Dâvûd'un belirttiğine göre aynı hadisi Şube, bana Abdullah b. Abdullah b. Cebr (Enes'den şöyle duydum) dedi, diyerek rivâyet etmiştir. Fakat Şu'be hadis-i şerifte geçen " iki rıtl'ı zikretmeksizin, Resulü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bir mekkûk su ile abdest alırdı." demiştir. Ebû Dâvûd buyurdu ki: Ben Ahmed b. Hanbel'i bir sa’, beş rıtl’dır, derken işittim." Dâvûd buyurdu ki: Gerçekten de bu miktarda olan sa' İbn Ebî Zi'b'in sa'ıdır. İbn Ebi Zi'b'in sa’ da Nebiyy-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin sa'ının ta kendisidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Abdest İçin Yeterli Su Miktarı
105-) Ebû Meryem dedi ki: Ben Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) yi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur derken dinledim: Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman elini üç kere yıkamadan su kabıma sokmasın. Çünkü elinin gece nerelerde bulunduğunu, veya nerelerde dolaştığını bilemez."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Yıkamadan Elini Su Kabına Daldıran Kimse
106-) Osman b. Affân'ın hürriyetine kavuşturduğu Humrân b. Ebân demiştir ki: Ben Osman b. Affân'ın abdest aldığını gördüm. Önce ellerine üç defa su döküp onları yıkadı, sonra ağzına su alıp çalkaladı, sonra burnuna su verip dışarı attı, sonra üç defa yüzünü yıkadı, sonra sağ elini dirseğiyle beraber üç defa ve sol elini aynı şekilde yıkadı, başını meshedip önce sağ, sonra sol ayağını yıkayınca şöyle dedi: Ben, Resûlüllah'ın aynen şu benim abdest aldığım gibi abdest aldığını gördüm ve şöyle buyurduğunu duydum: Kim benim abdest aldığım gibi abdest alır da gönlünden hiç bir şey geçirmeyerek iki rekât namaz kılarsa, Allah onun geçmiş günahlarını affeder." tahâre 3,4, 8; Nesâî, tahâre, 67, 68, 93; İbn Mâce, tahâre 6; Ahmed b. Hanbel, I, 50, 64, 66, 68, 71. Seleme b. Abdirrahman, Humrân'in kendisine şöyle dediğini nakletmektedir: Ben Osman b. Affan'ı abdest alırken gördüm" . Ebû Seleme rivâyetine devamla Atâ b. Yezîd'in Humrân'dan naklettiği hadîsin aynısını nakletti. Ancak" Mazmaza ve istinşâkî" nüshalarda istinsâr geçmektedir. zikretmedi. Ebû Seleme, Humrân'dan naklettiği bu hadîsde şunları söyledi: Osman (radıyallahü anh) başını üç kerre mesh etti sonra iki ayağını üç kere yıkadı. Ve dedi ki: İşte ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) in böyle abdest aldığım (gördüm) ve O (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kim bu sayıdan daha az yıkayarak abdest alırsa bu abdest o kimseye yeter." dediğini duydum. Ancak Ebû Seleme bu rivâyette Rasûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in abdestten sonra namaz kıldığını zikretmedi. b. Abdurrahman et-Teyim'den rivâyet edildiğine göre; İbn Ebî Müleyke'ye abdesti sormuşlar. O da şöyle cevap vermiş: Ben Osman b. Affân'a abdestin sorulduğuna şâhid olmuştum. O (bunun üzerine) su istedi. Kendisine bir su kabı getirildi. Sonra o kabı eğip (içindeki sudan) sağ eline döktü ve ellerini yıkadı. Sonra da sağ elini suya daldırıp üç kerre ağzına su verip dışarı attı. Üç kerre burnuna su verdi, üç kerre de yüzünü yıkadı. Sonra üç kerre sağ elini ve üç kerre de sol elini (bileklerine kadar) yıkadı. Sonra elini daldırıp suyu avuçlayarak başını ve kulaklarını mesh etti. Kulaklarının içini ve dışını birer kerre meshetti. En sonunda da ayaklarını yıkayıp, " Bana abdestten soranlar hani nerede? İşte ben Resûlüllah'ı böyle abdest alırken gördüm." dedi. Dâvûd buyurdu ki: Osman’ın rivâyet ettiği sahih hadîslerin hepsi de başın bir kerre mesh edileceğine delâlet ederler. Osman hadîsini nakleden râviler, rivâyetlerinde abdestin, her uzvun üç kerre yıkanmasıyla olacağını söyledikleri halde, başın sadece meshedileceğini söylemekle yetinip diğer uzuvlardaki gibi kaç defa olacağını zikretmediler. Alkama'den nakledilmiştir ki; Osman b. Affan (radıyallahü anh) su istedi, abdest aldı. Suyu önce sağ eliyle sol eline döküp iki elini bileklerine kadar yıkadı. Sonra ağzına ve burnuna üç kerre su verip dışarı attı. Ebû Alkame Hazret-i Osman'ın abdest organlarını üç kerre yıkadığını söyledi ve şöyle devam etti: Hazret-i Osman sonra başını meshetti ve daha sonra da iki ayağını yıkayıp şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in aynen şu gördüğünüz benim abdest alışım gibi abdest aldığını gördüm." Sonra bu hadîsi Ebû Alkame'den nakleden Ubeydullah, (106 nolu) Zührî hadîsinin aynısını sonuna kadar okudu. b. Seleme'den şöyle demiştir: Ben Osman b. Affan'ın üçer kerre bileklerini yıkayıp üç kerre de başını meshettikten sonra şöyle dediğini gördüm: Resûlüllah işte böyle yaptı." Dâvûd buyurdu ki: Bu hadîsi Veki aynı zamanda îsrailden de rivâyet etmiştin Ancak Vek’i bu rivâyetinde (tafsilat vermeksizin sadece) söyle demiştir. " Hazret-i Osman (radıyallahü anh) abdest organlarını üçer kene yıkadı." Hayr'dan şöyle demiştir; Ali (radıyallahü anh) bir gün bize uğradı ve namaz kıldı. Sonra bir de abdest suyu istedi. Biz içimizden, namazı kıldığı halde suyu ne yapacak ki, dedik. Halbuki onun maksadı bize bir şeyler öğretmekten başka bir şey değilmiş. Nihayet içinde abdest suyu bulunan bir kapla bir de leğen getirildi. Önce kabı sağ eline döküp iki elini üç defa yıkadı. Sonra üç kerre ağzına ve burnuna su verip dışarı attı. Ağzına ve burnuna suyu (kaptan) su aldığı eliyle verdi. Sonra Üç defa yüzünü ve üçer defa da sağ ve sol ellerini yıkadı. Sonra elini kaba daldırıp başını bir kerre meshetti. Sonra da sağ ve sol ayaklarını üçer kerre yıkadı ve peşinden şunu söyledi: Resûlüllah'ın abdestini öğrenmek kimi sevindirecekse İşte bu abdest onun abdestinin ta kendisidir." tahâre 93, 94, 95; Tirmizî, tahâre 44, 48;. Hayr'den şöyle demiştir: Ali (radıyallahü anh) sabah namazını kıldıktan sonra Kûfe'deki Rahbe denilen yere gelip bir abdest suyu istedi. Sonra bir çocuk, içinde su bulunan bir kapla bir leğen getirdi." Hayr sözlerine devamla dedi ki: Ali (radıyallahü anh) kabı sağ eline aldı, suyu sol eline döküp iki elini üç kerre yıkadı. Sağ elini kaba daldırıp üç kerre ağzına üç kerre de burnuna su verdi." Sonra bu hadîsin ravîlerinden zaide, bir önceki Ebû Avâne hadîsine benzeyen sözler naklederek rivâyetine şöyle devam etti: Sonra Ali (radıyallahü anh) başının ön ve arka tarafını bir kerre meshetti." Daha sonra da (Zaîde, Ebû Avane’nin naklettiği 111 no’lu hadisin) aynısını nakletti. tahâre, 93, 94, 95; Tirmizî, 44, 48;. b. Urfuta dedi ki, Abdü Hayr'ın şöyle dediğini işittim: Ben (bir defasında) Ali (radıyallahü anh)’yi (Kûfe'de) gördüm. Kendisine bir oturak getirildi ve üzerine oturdu. Daha sonra bir testi getirildi, önce ellerini üç kere yıkadı ve bir avuç su ile hem ağzına hem de burnuna su verdi" (Şu'be önceki) hadisi sonuna kadar (eksiksiz) nakletti. tahâre 93-94, 95; Tirmizi, tahâre 44, 48. b. Amr'in rivâyet ettiğine göre, Zirr b. Hubeyş, " Ali'ye Resûlüllah'ın abdest alışından sorulduğunu işittim" demiş ve (yukarıdaki) hadis-i şerifi nakletmiştir. (Bu nakil esnasında) Zirr, sözlerine şöyle devam etmiştir: Ali (radıyallahü anh) başını hiç su damlamayacak şekilde mesh etti, ayaklarını Üçer kere yıkadı ve işte Resûlüllah'ın abdesti böyleydi." , dedi. b. Ebî Leylâ şöyle demiştir: Ben Ali'yi (radıyallahü anh) gördüm, abdest aldı üç kere yüzünü, üç kere de kollarını yıkadı, bir kere de başını mesh etti. Sonra da " Resûlüllah işte böyle abdest alırdı" dedi." İshâk'ın rivâyetine göre: Ebû Hayye, Ben Ali'yi (radıyallahü anh) abdest alırken gördüm, demiş ve her abdest organını üçer kere yıkadığını nakletmiş ve demiştir ki: Sonra başına mesh etti, sonra ayaklarını topuklarına kadar yıkadı" daha sonra da Hazret-i Ali (radıyallahü anh): Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in abdest alışım size göstermek istedim de..." el-Havlânî'nin rivâyetine göre İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir gün Ali b. Ebi Tâlib abdest bozmuş olarak bulunduğum yere girdi ve su istedi. Biz de ona içinde su bulunan bir kap getirip önüne koyduk. Ali bana " Ey İbni Abbâs, Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?" dedi. Bende, " evet göster" dedim. Bunun üzerine önce kabı elinin üzerine eğerek (sağ) elini güzelce yıkadı. Sonra sağ elini suya daldırıp onunla diğer (sol) elini yıkadı. Sonra da bileklerine kadar iki elini yıkadı. Nihayet ağzına, burnuna su verdikten sonra iki elini birden kaba daldırıp su ile doldurarak yüzüne çarptı. Baş parmaklarının birini sağ kulağının diğerini de sol kulağının iç kısımlarına soktu. Yüzünü ikinci ve üçüncü yıkayışında da aym şekilde yaptı. Sağ eliyle bir avuç su alıp yüzüne akabilecek şekilde alnına döktü, kollarını dirsekleriyle beraber üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının dış kısmını mesh etti. Ellerini suya daldırıp iki elinin dolusu su avuçlayıp ayağı nalınlı iken üstüne dökerek ovdu, Diğer ayağına da aynı şeyi yaptı. (İbn Abbâs) dedi ki: Ben (Ali'ye); nalinli iken ha!" dedim. (O da): Evet nalinli iken" dedi (sonra tekrar) " nalinli iken mi?" dedim, " Evet! Nalinli iken" dedi. (Sonra tekrar) " Nalinli iken mi?" dedim. " Evet! Nalinli iken" Cevabını verdi. Dâvûd buyurdu ki: İbn Cüreyc'in Şeybe'den rivâyeti Nesâî tahare 78. (106-127 numaralı hadislerde geçen ve muhtelif râviler tarafından nakledilen) Ali (radıyallahü anh) hadisine benzemektedir. Ancak Haccâc'ın İbn Cüneyc'den rivâyet ettiği hadis Nesaî, tahare 78.’te: başına bir defa mesh etti" denilirken, İbn Vehb'in, İbn Cüreyc'den rivâyet ettiği (aynı) hadis bk. Beritil-Mechûd II, 296.’te: üç defa mesh etti" denilmektedir. Vehb tedlisci bir râvi olduğuna göre, onun bu rivâyetinin diğer sahih rivâyetler karşısında bir kıymeti yoktur demek oluyor. b. Yahya el-Mâzini'nin rivâyet ettiğine göre: Babası, Amr b. Yahya'nın dedesi olan Abdullah b. Zeyd'e " Bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın nasıl abdest aldığım gösterir misin?" demiş. Abdullah b. Zeyd de " evet" diyerek bir abdest suyu istemiş, sonra suyu dökerek ellerini yıkamış, sonra ağzına ve burnuna üç kene su vererek dışarı atmış, daha sonra da üç kerre yüzünü ve dirseklerle beraber ikişer defa ellerini yıkayıp, ön taraftan arkaya ve arkadan öne olmak Üzere başım iki eliyle meshetmiştir. Şöyle ki: Başının ön tarafından başlayıp ellerini ensesine götürüyor ve sonra ellerini gerisin geriye ilk başlangıç yerine kadar getiriyor. En sonunda da ayaklarını yıkamıştır. tahâre 38, 39,41,42,45,46; Müslim, tahâre 18, 19, Tirmizi, tahâre 24, Nesaî, tahâre 79, 80; İbn Mâce, tahâre 51; Muvatta, tahâre 1. b. Yahya el-Mâzinî, babası vasıtasıyla Abdullah b. Zeyd b. Âsım'dan (bir evvelki) hadîsin aynısını rivâyet etmiş, Ancak, (Abdullah İbn Zeyd ilâve olarak) şunları söylemiştir: Ağzına ve burnuna bir elden su verdi ve bunu üç kerre tekrarladı." Sonra Abdullah, hadîsin geriye kalan kısmım aynen zikretti.. rivâyetine göre babası Vâsî’, Abdullah b. Zeyd b. Asım el-Mâzinî'yi Resûlüllah'ı gördüğünden bahsedip abdest alışını naklederken işitmiştir. Abdullah b. Zeyd şöyle demiştir: Basım, ellerinin artığı olmayan (yem) bir su ile meshetti. Ayaklarım da tertemiz edinceye kadar yıkadı." tahâre 19; Tirmizî, tahfife 36. b. Meysere el-Hadrâmî, el-Mikdâm b. Ma'dî kerib el-Kindî'nin şöyle dediğini işittim demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir abdest suyu getirildi ve abdest aldı. (önce) ellerini üç kerre yıkadı, sonra üç kerre de ağzına ve burnuna su verdi, sonra da yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı. Nihayet başım, kulaklarının içini ve dışını meshetti." b. Meysere'nin rivâyet ettiğine göre: Mikdâm b. Ma'dîkerîb şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı abdest alırken gördüm. Sıra başını meshetmeye gelince ellerini başının ön tarafına koydu, sonra başının ense kısmına kadar hareket ettirdi. Nihayet gerisin geriye elini, başladığı yere kadar çekti." Hadis'in ravisi Mahmud Velid’in " Hariz bana dedi ki" diye hadisi (semâ yoluyla) rivâyet etmiş olduğunu bildirdi. b. Halid ile Hişam b. Hâlid aynı manayı rivâyetle dediler ki (Bu hadisi) " el-Velid bize bu senetle (ve şu şekilde) rivâyet etti ve Resûlüllah kulaklarının içini ve dışım maketti." Hişâm ise, (bu rivâyete) " Parmaklarını kulak deliklerine soktu" cümlesini de ekledî. el-Muğîre b. Ferve ile Yezid b. Ebî Mâlik demişlerdir ki: Muâviye Müslümanlara göstermek için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın abdest alışını gördüğü gibi abdest aldı. Başına sıra gelince bir avuç su alıp o suyu sol eline aktardı ve başının ortasına döktü, Nihayet sular damlamaya başladı veya neredeyse damlayacak hâle geldi, Daha sonra başını önce ön tarafından arkaya, sonra da arka tarafından öne doğru meshetti" Beyhakî, es-Sünenül-kübrâ, II, 275. evvelki) senetle (gelen) bir rivâyete göre: el-Velîd, dedi ki; Hazret-i Muâviye (abdest organlarını) üçer üçer (yıkayarak) abdest aldı, sonra ayaklarını yıkadı. (Fakat) kaç kere yıkadığını belirtilmemiştir. binti Muavviz b. Afra şöyle demiştir; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (zaman zaman) bize gelirdi." (Abdullah b. Muhammed der ki:) er-Rubeyyi' Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ona; bana abdest suyunu döker misin?" dediğini bildirdi. Sonra da Rubeyyi Resûlüllah'ın nasıl abdest aldığını anlattı ve şöyle dedi: Ellerini ve yüzünü üçer defa yıkadı, ağzına ve burnuna birer kare su verdi. Üçer kerre de elleriyle beraber kollarını yıkadı, (birincisinde) arkadan öne, ikincisinde önden arkaya olmak üzere başım iki kere mesh etti. Hem içi hem de dışı olmak üzere kulaklarını meshetti. Ve (nihayet) ayaklarım üçer kerre yıkadı." Dâvûd dedi ki: Bu, Müsedded'in rivâyet ettiği hadîsin manâsıdır, (lafızları değil). Mâce, tahâre 52; Tirmizî, tahâre 25. b. İsmail, Süfyan vâsıtası ile İbn Akil'den şu (bir evvelki) hadîs-i rivâyet etmiştir. Ancak Süfyan (bir evvelki) Bişr hadîsin bazı manâlarını değiştirmiştir. Süfyan bu rivâyetinde: Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Üç kerre ağzına ve burnuna su verdi." demiştir. tahâre 25; İbn Mâce, tahâre 52. bint Muavviz b. Afrâ'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) er-Rubeyy'in yanında abdest almış. Başını bütünüyle saçlarının en üst kısmından itibaren saçlarının dökülüp nihayet bulduğu yere kadar her tarafını saçının şeklini bozup dağıtmadan meshetmiştir. tahâre 25; İbn Macc tahâre 52; Ahmed b. Hanbel, VI, 359. b. Muhammed b. Akil, er-Rubeyyi' bint Muavviz b. Afrâ’nın şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı abdest alırken gördüm. Başını ön ve arka tarafını, gözle kulak arasında kalan kısmım ve kulaklarım birer kerre meshetti." tahâre 25; İbn Mâcc tahâre 52; Ahmed b. Hanbel VI, 359. rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elinde arta kalan (ıslak) suyla başını meshetmiştir." tahâre 25, İbn Mâce, tahâre 52, Ahmed b. Hanbel VI, 359. bint Muavviz b. Afrâ'nın rivâyet ettiğine göre; Rasûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest almış iki (şehâdet) parmağını kulak deliklerine sokmuştur." tahâre 25; İbn Mâce, tahâre 52; Ahmed b. Hanbel VI, 359. b. Mûsârrif’in babasından rivâyetine göre, dedesi şöyle demiştir: Ben Rasûlü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'i başını " kazfil" denilen arka kısmına kadar bir kerre meshederken gördüm." Müsedded dedi ki: Ve başını ön kısmından ensesine kadar meshetti, öyle ki ellerini ta kulaklarının altından (çekip) çıkardı." Dâvûd buyurdu ki: Müsedded demiştir ki; Ben bunu Yahya ya anlattım da kabul etmedi " Dâvûd buyurdu ki: Ben Ahmed b. Hanbel’i " İddiaya göre bu hadisi İbn Uyeyne de kabul etmezmiş ve -Talha babasından, (babası da) dedesinden (işitmiş) bu ne biçim senet böyle- dermiş." derken işittim. b. Hanbel, İli, 481. b. Cübeyr'in rivâyet ettiğine göre: İbn Abbâs (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in abdest alışını görmüş ve (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün abdest organlarını) üçer kerre yıkadığını kulaklarıyla başını da birer kerre meshettiğini" haber vermiştir. tahâre 84; Tirmizî, tahâre 28; İbn Mace tahare 52. Ümâme (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in abdest alışını naklederken şunları söylemiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) göz pınarlarını meshederdi - ve devamla - kulaklar baştandır" buyurdu. tahâre 29, İbn Mâce, tahâre 53. İbn Harb " kulaklar baştandır" cümlesinin Ebû Umame'nin kendi sözü olduğunu (yani hadis olmadığını) söylemşitir. Kuteybe'de Hammad'ın kulaklarla ilgili bu söz hakkında " Bu sözün Hazret-i Peygambere mi, yoksa Ebû Umâme'ye mi ait olduğunu bilmiyorum" dediğini nakletmiştir. Süleyman İbn Harb ile Müsedded bu hadîs-i Sinan b. Rabîa'dan rivâyet ettiklerini söylerlerken (Ebû Dâvûd'un diğer şeyhi) Kuteybe (bu hadisi) Sinan Ebû Rabîa'nın rivâyet ettiğini söylemiştir. (Aslında bu iki isimden biri aynı kişinin ismi diğeri de künyesidir. Bu noktayı açıklamak için) Ebû Dâvûd (şöyle) diyor. O (yani Sinan) Rabîanın oğludur. Künyesi de Ebû Rabîadır. (Yani bu iki isimle kasdedilen şahıs aynı kişidir.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Abdest Alış Şekli
138-) Atâ b. Yesâr'dan, demiştir ki; İbn Abbâs (radıyallahü anh) " Ben size Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest alışım göstereyim mi?" dedi ve (sonra abdest organlarını) birer birer (yıkayarak) abdest aldı. Buhârî, vudu' 22, 42; Tirmizî, tahâre 26, 32, 34, 35; Nesâî, tahâre 64; İbn Mâce tahâre 45, 47; Darîmî salât 29, Ahmed b. Hanbel I, 23, 233, 332, 336, 372; H, 27, 38, 109, V, 368.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Abdest Organlarının Birer Kere Yıkanması
143-) Âsim b. Lukît'in Müntefik oğulları elçisi olan babası Lakît b. Sabre'den rivâyet ettiğine göre: Lakît, Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'ye gelmiş ve bir evvelki hadîsin mânâsını nakletmiştir. (Bir evvelki hadîse ilâve olarak şunları) söylemiştir. "(Çok) beklemeden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sert ve mertçe yürüyerek geldi" (Bir de) Hazîre (denilen et ve undan yapılan yemek) yerine (Yağ ve undan yapılan) Aside demiştir. Âsim dedi ki, şu (142 numaralı hadisi) İbn Cüreyc bize rivâyet etti (Ancak) rivâyetine (Hazret-i peygamber) " Abdest aldığın zaman ağzına su ver" (buyurduğunu sözlerini de) ekledi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Buruna Su Verip Dışarı Atmak
160-) Evs b. Ebî Evs es-Sekafî'den nakledilmiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldı. Ayakkabıları ve ayaklan üzerine meshetti." Râvî Abbad, es-Sekâfî'nin, " Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı bir kavmin kuyusuna, yani su deposuna gelip abdest alarak ayakkabıları ve ayakları üzerine meshettiğini gördüm." demiştir. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın bir kavmin su kuyusuna (yani su deposuna) gittiğini gördüm" dediği halde; Müsedded su deposundan da su kuyusundan da söz etmedi. Sonraki " Abdest aldı, ayakkabıları ve ayakları üzerine meshetti" (ifadelerini ise) her ikisi de ittifakla zikrettiler. b. Hanbel IV, 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Ayakkabılar Üzerine Mesh Etmek
222-) nolu hadîsteki kaynaklar. b. Yâsir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cünup olan kişiye (birşey) yiyeceği, içeceği veya uyuyacağı zaman abdest almasına ruhsat verdi." cum'a 78. Dâvûd şöyle demiştir; Bu hadîsin senedinde, Yahya b. Yâ'mur ile Ammâr b. Yâsir arasında zikredilmeyen bir râvî vardır." bu ilâveyi yapmaktan maksadı, hadîsin muhkatı' olduğuna işaret etmektir. Her ne kadar bu za'f alâmeti ise de, abdest almanın mustehap oluşuna işaret eden hadîsler, bu hadîsi takviye etmektedir. b. Ebî Tâlib, İbn Ömer ve Abdullah b. Amr; Cünup olan kişi yemek istediği zaman abdest alır" demişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Cünup Olan Kimse Yemek Veya Uyumak İstediği Zaman Abdest Almalıdır Diyenlerin Delilleri
228-) Âişe (radıyallahü anha) şöyle demiştir; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünup olduğu halde, suya dokunmadan uyurdu." tahâre 87; Ahmed b. Hanbel. VI, 146, 171. Dâvûd buyurdu ki; Hasen b. Ali el- Vâsıtî bize haber verdi ve dedi ki; Yezîd b. Harun'un bu hadîs (Ebû İshâk hadîsini kastederek) yanılmadır, dediğini duydum."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Cünup Olan Kişinin Guslü Geciktirmesi
243-) …Âişe (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünuplükten dolayı gusletmek istediği zaman önce ellerini bileklerine kadar, sonra da fercini kaşığıyla yıkar ve onlar üzerine su dökerdi. Ellerini temizledikten sonra duvara sürterdi. Sonra abdest almaya başlar (abdest aldıktan) sonra da başına su dökerdi." Ahmed b. Hanbel, VI, 102, 227. (radıyallahü anhâ) şöyle buyurmuştur: Vallahi eğer isterseniz, size cünuplükten dolayı yıkanmış olduğu yerdeki duvarda Resûlüllah'ın elinin izini gösterebilirim." sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. Abbâs, teyzesi Meymûne’nin şöyle dediğini haber vermiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için cünuplükten dolayı yıkanacağı suyu hazırladım. Kabı sağ elinin üzerine eğdi, iki veya üç (bu şüphe el-A'meş'tendir) defa yıkadı. Sonra avret yerine su döktü ve orayı sol eliyle yıkadı. Daha sonra da (sol) elini yere sürttü ve yıkadı. Bilahere ağzına ve burnuna su aldı, yüzünü ve ellerini yıkadı, başına ve vücuduna su döktü, kenara çekilerek ayaklarını yıkadı. gusl 8, 11, 18, 21; Nesâî, Gusl 22; Ahmed b. Hanbel, VI, 335. Ona havluyu verdim almadı, suyu bedeninden (silip silkeleyerek) atmaya başladı. (el-A'meş der ki) Bunu (Resûlüllah’ın havluyu almayıp, üzerinden su serptiğini) İbrahim (en-Nehâiy)’e söyledim. İbrahim; onlar havlu kullanmakta bir beis görmezlerdi, fakat onu âdet edinmeyi kerih addederlerdi" dedi. Dâvud, Müsedded'in şu sözünü nakleder: Abdullah İbn Dâvûd'a, " Onlar havluyu âdet edinmeyi kerih görürlerdi" şeklinde bir şey biliyor musun? dedim o; evet öyledir (Meymune'nin rivâyetinde, onlar bunun âdet olmasını kerih görürlerdi ibaresi yoktu) fakat ben kitabımda bu ibareyi mevcut olarak buldum, dedi." rivâyet edilmiştir, demiştir ki; İbn Abbâs (radıyallahü anh) cünuplükten dolayı yıkanmak istediğinde sağ eliyle sol eline yedi defa su döker sonra da avret yerini yıkardı. Bir keresinde kaç defa su döktüğünü unuttu ve " kaç defa döktüm?" diye bana sordu. Ben de; bilmiyorum" dedim. Bunun üzerine İbn Abbâs (hayretle) " Hey anasız (kalasıca), niçin bilmiyorsun?" dedi. sonra namaz için abdest aldığı gibi abdest alıp vücuduna su döker ve " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cünuplükten işte böyle temizlenirdi" derdi. b. Hanbel, I, 307. b. Ömer (radıyallahü anh)’den, şöyle demiştir: Namaz elli (vakit), cünuplükten dolayı yıkanmak yedi defa ve elbiseden idrarı yıkamak yedi defa idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz beş vakit, cünuplükten dolayı yıkanmak bir ve elbiseden idrarı yıkamak da bir defaya indirilinceye kadar (Allah'a) duaya devam etti." Hureyre (radıyallahü anh)'den, demiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: her kılın altında cünuplük vardır. Bütün kılları yıkayınız, teni temizleyiniz." tahâre 78; İbn Mâce, tahâre 106. Dâvûd, "Haris b. Vecih'in kendisi zayıf, hadisi münker"dir, dedi. "Haris b. Vecih'in hadisi garibtir"; Şâfiî, "Bu hadis sabit değildir"; Beyhakî, "Bunu ehl-i ilim inkâr etmiştir" der. Dârakutnî İlel'inde: "Mâlik b. Dinar Hasen'den mursel olarak, Ebânü'l-Attar Katade tarikiyle Hasen'den o da Ebû Hureyre'den rivâyet ettiklerini" söylemektedir. (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim kıl dibi kadar bir yeri yıkamayıp cünup bırakırsa ona (terk edilen yere veya bu yeri yıkamayıp terk eden kişiye) şöyle böyle (veya şu kadar süre) azab edilir." Mâce, tahâre 106. Ahmed b. Hanbel, I, 94, 101, 133. (radıyallahü anh) " Bunun (bu şiddetli azabı duyduğum) için (üç defa) başıma (saçıma) düşman oldum" der ve saçını da tıraş ederdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Cünublükten Yıkanmak
250-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan, demiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gusleder, iki rekât ( sünnet)i ve sabah namazını(n farzını) kılardı. Onun guslettikten sonra abdesti yenilediğini hatırlamıyorum." rivâyetler için bk. Tirmizi, tahâre 79; Nesâî, tahâre 159; Gusl 24; İbn Mâce, tahâre 96; Ahmed b. Hanbel, VI, 68, 192, 253, 258.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Gusülden Sonra Abdest Almak
288-) .. Resûlüllah'ın hanımı, Âişe (radıyallahü anhâ)'dan, demiştir ki; baldızı, Abdurrahman b. Avf’ın hanımı Ümmü Habibe bint Cahş yedi sene istihaza oldu ve bu hususta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den fetva istedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bu hayz değil, bir damar (kanı)dır. Yıkan ve namazını kıl" buyurdu. kız kardeşi Zeyneb bint Cahş'ın hücresinde bir leğende yıkanır, kanın kırmızılığı suyun yüzüne çıkardı. 285. hadisin kaynaklan. Şihâb demiştir ki: Amre bint Abdirrahman bana Ümmü Habîbe'den bu (bir önceki) hadisi haber verdi. Âişe (radıyallahü anhâ): (Ümmü Habibe) her namaz için guslederdi dedi." b. Sa'd, İbn Şihâb'dan o da Urve tarikiyle Âişe (radıyallahü anhâ)’dan bu hadisi rivâyet edip " O (Ümmü Habibe) her namaz için yıkanırdı" dedi. Dâvûd, bu hadisi Kasım b. Mebrûr'un Yûnus'tan, onun İbn Şihâb'tan Onun Amre'den, Amre'nin de Âişe kanalıyla Ümmü Habibe bint Cahş'tan rivâyet ettiğini söyledi. şekilde Ma'mer, Zührî'den; o da Amre Tarikiyle Âişe'den rivâyet etmiştir. Bazan Ma'mer, Amre vasıtasıyla Ümmü Habibe'den hadisi (mu’an’an olarak) bu manada rivâyet etti. aynı şekilde İbrahim b. Sa'd ve İbn Uyeyne Zührî'den, o Amre'den Amre de Âişe'den rivâyet etmiştir. İbn Uyeyne, hadisinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ona (Ümmü Habibe'ye) yıkanmasını emrettiğini söylememiştir. Evzaî de aynı şekilde Âişe (radıyallahü anhâ)’nın " her namaz için yıkanırdı" dediğini rivâyet etmiştir. (radıyallahü anhâ)'dan, demiştir ki; Ümmü Habibe yedi sene istihaza oldu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine yıkanmasını emretti. Bunun üzerine Ümmü Habibe her namaz için yıkanırdı." hayz 26; Müslim, hayz 64; Nesâî, tahâre 133, 134; İbn Mâce, tahâre, 116-Dârimî, vudu 80, 84, 96; Ahmed b. Hanbel, VI, 83, 119, 128, 187, 237. (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir: Ümmü Habibe bint Cahş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında istihaza oldu. Resûlüllah kendisine her namaz için yıkanmasını emretti." İshâk bunu söyledikten) sonra (babın başında zikredilen Ümmü Habîbe) hadisi(ni) nakletti. Dâvûd buyurdu ki: hadisi Ebû'i-Velîd et-Tayâlisî -ancak ben bunu kendisinden işitmedim- Süleyman b. Kesîr'den, o Zührî tankıyla Urve'den, o da, Hazret-i Âişe'den şöyle dediğini rivâyet etmiştir: bint Cahş istihaza oldu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Her namaz için guslet" buyurdu. (Süleyman b. Kesir bunları zikrettikten sonra babın başındaki) hadisi ilâve etti. bu rivâyeti almasının maksadı, İbn Ishâk'ın rivâyetini takviyedir. Dâvûd buyurdu ki; hadisi Abdüs Samed Süleyman b. Kesîr'den " Her namaz için abdest al" dedi şeklinde rivâyet etti. Fakat bu Abdussamed'in vehmidir. Doğrusu Ebû'l-Velîd'irı dediğidir. Seleme (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Zeyneb bint Ebî Seleme bana haber verdi ki; Abdurrahman b. Avf'in nikâhı altında bulunan hanımından devamlı kan geliyordu. kadın Ümmü Habîbe bint Cahş'tır. Resûlüllah ona her namaz vaktinde yıkanmasını ve namazını kılmasını emretti." b. Ebi Kesir der ki: Ebû Seleme bana) haber verdi ki: Ümmü Bekr Âişe'nin şöyle dediğini söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) temizlendikten (hayzı bittikten) sonra kendisini şüpheye düşüren bir şey (kan) gören kadın hakkında: Bu ancak bir damar (kanı)dır." buyurmuştur." birisi zamirin müzekker olarak mi, yoksa müennes olarak mı olduğunda ve mı yoksa mu olduğunda şüphe etmişlerdir. Bekr'in rivâyetini sadece İbn Mâce tahric etmiştir. Dâvûd der ki: geldiğinde namazı terk eder, babındaki) İbn Akıl hadisinde; her iki emri (işi) birlikte zikrederek Kasım’in (aşağıda) dediği gibi " Eğer gücün yeterse her namaz için yıkan, aksi takdirde cem’et" demiştir. söz (gücü yeterse her namaz için gusletmesi aksi halde cem’etmesi), Said b. Cubeyr tarafından, Hazret-i Ali ve İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Müstehazanîn Her Namaz İçin Yıkanacağını İşaret Eden Hadisler
297-) Adiy b. Sabit, babası tarikiyla dedesinden Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)’in müstehaza hakkında şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: hastalanmadan evvelki) hayız günlerinde namazı terk eder, sonra (hayız günleri bitince) gusleder ve namazım kılar. Her namazda da abdest alması lâzımdır. tahâre 44; Dârimi, vudû' 46. Dâvûd buyurdu ki: Osman " Oruç tutar ve namaz kılar" , ibaresini ilâve etti. (r. anha)’dan, şöyle demiştir: bint Ebî Hubeyş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi (Burada Urve) yukarıda geçen Fâtıma ile ilgili haberi nekletti. Resûlüllah: Sonra guslet ve her namaz (vakti) için abdest ahp namazını kıl" buyurdu. tahâre 93; İbn Mâce, tahâre 115; Ahmed b. Hanbel, VI, 42, 204, 262. (radıyallahü anhâ) Müstehaza hakkında " Bir kere gusleder, sonra hayız günleri gelinceye kadar abdest alır" demiştir. Beyhâkî merfu olarak rivâyet etmiştir. hanımı, Hazret-i Âişe validemizden, o da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den aynen önceki hadisin benzerini rivâyet etmiştir. hadis mevkuf olduğu halde, bu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) kadar çıkan merfu bir hadistir. Dâvud bu rivâyetler hakkında şöyle demektedir: Adiy b. Sâbit'in bu hadisi A'meş'in Habîb'den rivâyet ettiği hadis ve Eyyûb Ebûl-âlâ'nın (Hazret-i Âişe'den mevkuf ve merfu olarak rivâyet ettiği) hadislerin hepsi zayıftır, sahih değildir. A'meş'in Habîb’den rivâyet ettiği hadisin zayıflığına bu (evvelki) hadis delildir. Hafs b. Gıyâs bunu A'meş'den mevkuf olarak rivâyet ederek Habîb'in hadisinin merfû olduğunu red etmiştir. Aynı şekilde Esbât, A'meş'ten; o da mevkuf olarak Hazret-i Âişe'den rivâyet etmiştir. Dâvûd devamla, İbn Dâvûd bu hadisin baş tarafını merfû olarak rivâyet etmiş ve onda, her namazda abdest almafnın gerekli) olduğunu (bildiren ifadenin mevcudiyetini) red etmiştir. Zuhri’nin Urve'den; onun da Hazret-i Âişe'den rivâyet ettiği müstehaza hadisinde " Her namaz için guslederdi" demesi Habîb'in bu hadisinin Zaafına delildir. Ebû'l-Yekzân Adiy b. Sabit'ten; o da, babası tarikiyle Ali (radıyallahü anh), Beni Hâşim'in azatlısı Ammâr; İbn Abbâs'tan, Abdülmelik b. Meysere, Beyân, Muğîre, Firâs, ve Mücâhid de Şâbî'den; o da Kamîr vasıtasıyla Hazret-i Âişe'den " her namaz için abdest alır" şeklinde rivâyet etmişlerdir. Dâvûd ve Âsim'in Şabi'den; onun da Kamîr vasıtasıyla Âişe'den rivâyeti " müstehaza her gün bir defa yıkatıp" şeklindedir. Hişâm b. Urve de babasından " müstehaza her namaz için abdest alır" diye rivâyet etmiştir. ve Beni Başım’in azatlısı Ammâr ile Hişâm b. Urve'in babasından rivâyet ettiği hadislerin dışındaki bütün bu hadisler zayıftır, İbn Abbâs tan bilinen (her namaz için abdest değil), gusüldür.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Müstehaza Bîr Temizlikten Diğer Temizliğe Kadar Gusleder Diyenlerin Dayandığı Hadisler
301-) Ebû Bekr (İbn Abdirraman)’in azatlısı Sümeyy'den rivâyet edilmiştir ki: Ka'kâ ve Zeyd b. Eşlem, Sümeyy'i müstehazanın nasıl yıkandığını sormak üzere Saîd b. Müseyyeb'e gönderdiler. Saîd: soru guslün keyfiyetini değil vaktini sormadır. Öğleden öğleye gusleder ve her namaz için abdest alır. Eğer kan çok gelecek olursa fercine bir bez bağlar" karşılığını verdi. Dârimî, vudû' 85 (bab başlığında). Dâvûd buyurdu ki; Ömer, ve Enes b. Mâlik'ten " öğleden öğleye yıkanır" şeklinde rivâyet edilmiştir. Dâvûd ve Âsim, Şâbi’den o karısı kanalıyla Kamîr'den, Kamîr de, Âişe'den aynısını rivâyet etmişlerdir. Ancak Dâvûd (yukarıdakine ilave olarak) " hergün" (sözünü de) eklemiştir. Âsim’ın hadisinde de " öğle vaktinde'' ilâvesi vardır. Bu görüş Salim b. Abdillah, Hasen ve Atâ'nın görüşüdür. Dâvûd buyurdu ki, Mâlik: Ben İbn Müseyyeb'in" öğleden öğleye.:.." şeklindeki hadisinin " temizlikten temizliğe,,." şeklinde olduğunu zannediyorum. Ancak buna vehm girmiştir ve insanlar bunu değiştirerek, " öğleden öğleye" şekline çevirmişlerdir." Misver b. Adlimelik b. Saîd b. Abdirrahman b. Yerbû; bu hadisi rivâyet etmiş ve " temizlikten temizliğe...." demiş, insanlar bunu " öğleden öğleye..." şeklinde çevirmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Müstehaza, Öğleden Öğleye Yıkanır Diyenlerin Dayandıkları Hadisler
302-) Ali (radıyallahü anh)’dan, şöyle demiştir: Müstehaza (olan bir kadın) hayzı bittiği zaman her gün gusleder ve yağ veya zeytin yağı sürülmüş bir yün (veya pamuk) kullanır." Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Müstehaza Öğle Vaktinde Değil Her Gün Bir Defa Yıkanır Diyenler
303-) Muhammed b. Osman, Kasım b. Muhammed (b. Ebî Bekr)’e müstehazanm hükmü sordu; O da: Hayz günlerinde namazı terk eder, hayzı bitince yıkanır, namazını kılar sonra da (temiz olduğunu kabul ettiği) günlerde yıkanır."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Müstehaza Temizlik Günleri Esnasında Yıkanır Diyenlerin Dayandığı Hadisler
304-) Urve b. Zübeyr, Fâtıma bint Ebî Hübeyş'ten rivâyet etmiştir: müstehaza idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: Hayız kanı (olduğu zaman) siyah olur, bilinir. Böyle olduğu zaman namazı terket. Başkası olunca abdest al ve namaz kıl" buyurdu. Dâvûd buyurdu ki; " bize İbn Ebî Adiy ezber olarak Urve'den o da Hazret-i Âişe'den " muhakkak Fatıma...." diye haber verdi." hadis aynı zamanda Ala b. Müseyyeb ve Şube'den -ki o Hakem kanalıyla, Ebû Cafer'den- de rivâyet edilmiştir. Ala doğrudan doğruYa Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem), Şube ise, mevkufen Ebû Cafer'den " Her namaz için abdest alır'9 diye nakletmişlerdir. hadis 286. hadisin tekrarıdır. Orada gerekli açılmamda bulunulmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Mustehaza Her Namaz İçin Abdest Alır Diyenlerin Delilleri
305-) (İbn Abbâs azatlısı) İkrime'den şöyle rivâyet edilmiştir: Hâbibe bint Cahş istihaza oldu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona hayz günlerini(n geçmesini) beklemesini; sonra yıkanıp namazım kılmasını, (hayz günler bittikten sonra) ancak bundan (abdesti bozan hallerden) birşey görürse, abdest alıp namazını kılmasını emretti. hadisi Kutub-i Sitte müelliflerinden sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. (b. Ebû Abdurrahman), müstehazanın her namaz için abdest alması gerektiği görüşünde değildi: Ancak kendisine kandan başka bir hades gelirse abdest alır" derdi. Dâvûd: Bu, Mâlik'in görüşüdür'' dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Temizlik Bölümü
Konu: Müstehazanın Sadece Hades Vâki Olduğunda Abdest Alacağını Söyleyenler