Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

1853-) Câbir b. Abdillah'dan; (demiştir ki:) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı; Kendiniz avlamadığınız veya sizin için avlanmadığı takdirde, ihramlı iken size kara avı(nın eti) helâldir." buyururken dinledim. hac 25; Nesâî, menâsik 81; Ahmed b. Hanbel, III, 362. Dâvûd buyurdu ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (gelen) iki haber çeliştiği zaman, (bunlardan) sahabenin sarıldığı habere itibar edilir.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İhramlı Av Eti Yiyebilir Mi?
1854-) Ebû Katâde'den rivâyet olunduğuna göre kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdi ve Mekke yolunun bir bölümünde bir kaç ihramlı arkadaşıyla birlikte geri kaldı. Kendisi ihramlı değildi. Derken bir yaban eşeği gördü ve atının üstünde doğrularak arkadaşlarından kamçısını kendisine vermelerini istedi, vermek istemediler. Onlardan mızrağını istedi, kabul etmediler. Bunun üzerine onu kendisi aldı sonra eşeğin üzerine, saldırarak onu öldürdü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabından bazıları ondan yediler. Bazıları da yemediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ulaşınca bu meseleyi O'na sordular da (Resul-i Ekrem); Bu Allah'ın size ikram ettiği bir rızıktır," buyurdu. cihâd 88, zebâih 10-11; Müslim, hac 57, Tirmizî, hac 25; Nesâî, menâsik 78; Dârimî, ferâiz 21; Muvatta, hac 76; Ahmed b. Hanbel, V, 301.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İhramlı Av Eti Yiyebilir Mi?
1855-) Ebû Hureyre'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Çekirge deniz avı (türün)dendir." buyurmuştur. es-Sünenu’l-kübrâ, V, 207.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İhramlının Çekirge Avlaması
1856-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Biz bir çekirge sürüsüne rastlamıştık. İçimizden birisi ihramlı olduğu halde kamçıyla (çekirgelere) vuruyordu. Kendisine bunun uygun (bir hareket) olmadığı söylendi. Bu olay Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber verildi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): O ancak deniz av(lar)ındandir" buyurdu. hac-27. Dâvûd buyurdu ki: Ebû'l-Mühezzim zayıftır, (bu ve önceki) her iki hadis de hatalıdır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İhramlının Çekirge Avlaması
1857-) Ka'b (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: -Çekirge deniz av(lar)ındandır. Beyhaki, es-Sünenü’l-kübrâ, V, 207.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İhramlının Çekirge Avlaması
1858-) Ka'b b. Ucre'den rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye (seferi)' sırasında Ka'b'ın yanına gelip: Başının bitleri sana eziyet verdi mi?" diye sormuş. O da: Evet, cevabını vermiştir. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Başını tıraş et sonra da bir kurbanlık koyun kes yahut üç gün oruç tut, yahut da altı fakire üç sa' hurma yedir" , buyurmuştur. muhsar 5, 6, 8, meğâzî 35, merdâ 16, tıb 16, keffârat 1; Müslim, hac 80-84; Tirmizî, hac 105; tefsîr sûre (2), 21; Muvatta', hac 238; Ahmed b. Hanbel, IV, 241-243.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Fidye
1859-) Ka'b. b. Ucre'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na; İstersen bir kurban kes, istersen üç gün oruç tut, istersen alü fakire üç sâ' hurma yedir" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Fidye
1860-) Ka'b b. Ucre'den rivâyet olunduğuna göre) Hudeybiye (seferi) sırasında Ka'b (başındaki rahatsızlıkla ilgili bu) olayı yanına gelen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlatmış bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) Yanında kurban var mı?" diye sormuş. O da; Hayır, cevabını vermiş. (Resul-i Ekrem de:) O halde üç gün oruç tut yahutta her iki fakire bir sâ' olmak üzere altı fakire üç sâ' hurma tasadduk et" buyurmuştur. İbn Hazm, el-Muhallâ, VII, 209 (Mes'ele 874).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Fidye
1861-) Başına arız olan bir rahatsızlıktan dolayı (başını) tıraş etmiş olan Ka'b b. Ucre'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na, (beyt-i şerife) bir sığır hediye etmesini emretmiştir. Hazm, el-Muhallâ, VII, 211 (mesele; 874).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Fidye
1862-) ...Ka'b b. Ucre'den; demiştir ki Ben Hudeybiye yılında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte iken başıma bitler Mûsâllat oldu. Öyle ki gözlerimden endişelenmeye başladım. Derken Allahü Teâlâ benim hakkımda; "içinizden hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulunan (ve bundan ötürü traş olmak zorunda kalan) kimse..." (anlamındaki âyet-i kerimeyi) indirdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni çağırdı ve; tıraş et ve üç gün oruç tut, yahut altı fakire bir farak kuru üzüm yedir, yahut da bir koyun kurban et" buyurdu. Bunun üzerine başımı tıraş ettim sonra da bir koyun kurban ettim. es-Sünenü'l-kübrâ, V, 55.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Fidye
1863-) Abdülkerim b. Mâlik el-Cezerî de bir önceki olayı Ka'b b. Ucre (radıyallahü anh)'den Abdurrahman b. Ebî Leylâ yoluyla rivâyet etmiştir. Ancak bu rivâyete (şu sözleri) ilâve etmiştir: Bunlardan hangisini yaparsan sana yeter." muhsar 6; Müslim, hac 82; Muvatta', hac 237.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Fidye
1864-) el-Haccâc b. Amr el-Ensârî demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kimin (bir tarafı) kırılırsa veya ayağı sakatlanırsa, hemen ihramdan çıkar ve gelecek sene hac yapması gerekir." İkrime dedi ki: Ben bunu İbn Abbâs'la Ebû Hureyre'ye sordum da " (Haccâc)" doğru söylemiş" diye cevap verdiler. hac 94; Nesâî, menâsik 102; İbn Mâce, menâsik 85; Dârimî, menâsik 57; Ahmed b. Hanbel, III, 450.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hac Veya Umre Yolcusunun Engelle Karşılaşması İhsâr
1865-) Haccâc b. Amr'dan, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in; Kim(in bir tarafı) kırılır, veya ayağı sakatlanır veya hastalanırsa..." buyurduğu rivâyet edilmiş (ve Ma'mer bir önceki hadisin) manasını nakletmiştir. Seleme b. Şebîb, (Abdurrezzak'ın); Enbe enâ Ma'mer" bize Ma'mer haber verdi" tabirim kullandığım söyledi. hac 94; Nesâî, menâsik 102; İbn Mâce, menâsik 85; Dârimî menâsik 57; Ahmed b. Hanbel, III, 450.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hac Veya Umre Yolcusunun Engelle Karşılaşması İhsâr
1866-) Ebû Meymün b. Mihrân, demiştir ki: Ben Şamlıların İbnü'z-Zübeyr'i Mekke'de kuşattıkları sene umre yapmak üzere (yola) çıkmıştım. Kavmimden bazı kimseler benimle birlikte hedy kurbanlığı göndermiş(ler)di. Şamlıların yanına vardığımız zaman bizim hareme girmemize engel oldular. Bunun üzerine bulunduğum yerde kurbanlığı kestim ve ihramdan çıktım. Sonra geri döndüm. Ertesi sene (hac zamanı) olunca (yarım kalan) umremi kaza etmek için. (yola) çıktım ve İbn Abbâs'a varıp durumumu anlattım. yıl kestiğim) kurbanın yerine bir başkasını kes, çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına Hudeybiye'de kestikleri kurbanın yerine kaza umresinde yeniden kurban kesmelerini emretti, dedi. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hac Veya Umre Yolcusunun Engelle Karşılaşması İhsâr
1867-) Nâfi'den rivâyet edildiğine göre, İbn Ömer (radıyallahü anhümâ) Mekke'ye gireceği zaman geceyi sabaha kadar Zû Tuvâ'da geçirir, yıkanır. Sonra Mekke'ye gündüzün girerdi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de böyle yaptığım söylerdi. hac 39, 42, 29, 38, 148-149; Müslim, hac 226-227; Dârimî, menâsik 80; Muvatta', hac 6; Ahmed b. Hanbel, VI, 14, 16, 48.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mekkeye Girmek
1868-) İbn Ömer'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye yukarı yoldan girermiş. (Müsedded ile İbn Hanbel'in) Yahya'dan naklettiklerine göre ise, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye Kedâ'dan (yani) Bathâ yolundan girer, aşağı yoldan çıkarmış, (Râvî) el-Bermekî (buraya şu cümleyi de) ekledi: Yani Mekke'nin iki sarp yolundan" (girer çıkardı). Müsedded'in hadisi ise daha tamdır. hac 40-41; Müslim, hac 223-225; Nesâî, menâsik 105; İbn Mâce, menâsîk 26.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mekkeye Girmek
1869-) İbn Ömer'den rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Medine'den çıkarken) ağacın bulunduğu yoldan çıkar, (girerken de) Muarras yolundan girerdi. hac 223.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mekkeye Girmek
1870-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Fetih yılında Mekke'ye Mekke'nin yukarısındâki Kedâ (denilen yol)dan, (kaza) umre(sinde) de Küdâ (denilen aşağı yol)dan girdi. b. Urve) dedi ki: Urve, (Mekke'ye) her ikisinden girerdi. En çok Kudâ'dan girerdi. İki yolun evine en yakın olanı (Küdâ) idi. hac 41; meğâazî 49; Müslim, hac 224; Tirmizî, hac 30; Nesâî, menâsik 26; Ahmet b. Hanbel, II, 14, 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mekkeye Girmek
1871-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye gireceği zaman yukarısından girerdi. (Çıkacağı zaman da) aşağısından çıkardı. hac 40-41, Müslim, hac 224; Tirmizî, hac 30; Nesâî, menâsik 105; İbn Mâce, menâsik 26; Ahmed b. Hanbel, II, 14, 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mekkeye Girmek
1872-) el-Muhâcir el-Mekkî'den nakledilmiştir ki: Câbir b. Abdullah’a; (şerifi) gören bir adam ellerini kaldırır mı? diye soruldu da; yahudilerden başka bunu yapan kimse görmedim. Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'la birlikte hac ettik bunu o da yapmadı, diye cevap verdi. hac 32; Nesâî, hac 122.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Beyti Şerifi Görünce El Kaldırmak Caiz Midir?
1873-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet olımduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Fetih günü Mekke'ye girince Beyt'i tavaf etmiş ve (Hazret-i İbrahim'e ait) Makam'ın arkasında iki rekat namaz kılmıştır. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Beyti Şerifi Görünce El Kaldırmak Caiz Midir?
1874-) Ebû Hüfeyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Medine'den Mekke'ye gitmek üzere) yöneldi, Mekke'ye girince Hacer-i Esved'e varıp onu selâmladı sonra Beyt-i tavaf etti. Sonra Safa'ya varıp Beyt'i görebilecek şekilde üzerine çıktı, ellerini kaldırıp Allah'ı zikretmeye ve dilediği duayı okumaya başladı (Hazret-i Ebû Hüreyre) dedi ki: Ensar (topluluğu)da (Resûlüllah'ın) alt tarafında bulunuyordu." (Bu hadisi Ebû Dâvûd'un şeyhine ulaştıran iki râvîden birisi olan) Hâşim dedi ki: (Hazret-i Peygamber) Dua etti, Allah'a hamdetti ve dilediği duayı okudu." cihad ve siyer 84.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Beyti Şerifi Görünce El Kaldırmak Caiz Midir?
1875-) Abis b. Rebia'dan rivâyete göre Ömer (b. el-Hattab) Hacer-i Esved'in yanına gelmiş onu öpmüş ve şöyle demiştir: Biliyorum ki sen bit taşsın. Fayda da veremezsin zarar da. Eğer Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i seni öperken görmeseydim, seni (asla) öpmezdim. hac 50, 60; Müslim, hac 248-251; Tirmizî, hac 37; Nesâî, menâsik 147; İbn Mâce, menâsik 27; Muvatta', hac 115; Ahmed b. Hanbel, 1, 17, 26, 34-36, 53-54.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İ Esvedi Öpmek
1876-) İbn Ömer (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i iki Rükn-i Yemânî'den başkasını meshederken görmedim. hac 60; Müslim, hac 242; İbn Mâce, menâsik 27.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kabenin Rükünlerini Selâmlamak
1877-) İbn Ömer'den (rivâyet olunduğuna göre) kendisine Hazret-i Âişe'nin; Hıcr'ın bir kısmı Beyt'dendi (Beytin sınırları içerisine dâhildi)" dediği haber verilmiş bunun üzerine (İbn Ömer de) Allah'a yemin ederim ki, Âişe'nin bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den duyduğuna kesinlikle inanıyorum. (Şimdi) kesinlikle anlıyorum ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (Kabe'nin dört rükününden) ikisini selâmlamayışı sadece bu iki rüknün (Beyt'in Hazret-i İbrahim tarafından atılan) temelleri üzerinde olmayışındandır ve halen (Beyt'in), Hicrin dışından tavaf edişinin sebebi de bundan başka bir şey değildir. hac 42; Müslim, hac 39.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kabenin Rükünlerini Selâmlamak
1878-) Abdullah b. Ömer'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiçbir tavafta Rükn-i Yemânî (denilen köşe ile) Hacer(-i Esved)i selâmlamayı terk etmezdi. dedi ki: Abdullah b. Ömer de (aynen) böyle yapardı. hac 156.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kabenin Rükünlerini Selâmlamak
1879-) İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccında deve üzerinde (ve Hacer-i Esved'in bulunduğu) rüknü bastonla selâmlayarak (Beyt'i) tavaf etmiştir. hac 58; Müslim, hac 253-254, 257; Nesâî, mesâcid, 21, 140, 159; İbn Mâce, menâsik 28; Ahmed b. Hanbel, I, 214, 237-238, 304; III, 413.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Vacib Olan Tavaf
1880-) Safiyye bınt Şeybe'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Fetih yılında Mekke'yi fethedince (Beyt'i) hayvan üzerinde elindeki bastonla (Hacer-i Esved'in bulunduğu) rüknü selâmlayarak tavaf etti. Ben de kendisine bakıyordum. hac 58; Müslim, hac 253-254, 257; Nesâî, mesâcid 21, 140, 159; İbn Mâce, menâsik 28; Ahmed b. Hanbel, I, 214, 237, 238, 304; III, 413; V, 454.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Vacib Olan Tavaf
1881-) Ebû't-Tufeyl'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hayvanı üzerinde (Hacer-i Esved'in bulunduğu) rüknü selâmlayarak Beyt'i tavaf ederken gördüm. hadisi Ebû Dâvûd'a rivâyet eden diğer râvi) Muhammed b. Râfi de (bu rivâyete şunu) ekledi: Sonra Safâ'ya ve Merve'ye çıktı, yedi defa (Safa ile Merve arasını) hayvanı üzerinde tavaf etti. Mâce, menâsik 28, Müslim, hac 255.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Vacib Olan Tavaf
1882-) Ebû'z-Zubeyr, Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken işitmistir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccında halka kendisini görsünlerde soru sorabilsinler diye yüksekte bulunmak için Beyt'i ve Safa ile Merve'yi hayvan üzerinde tavaf etti. Çünkü halk etrafına üşüşmüşlerdi. menâsik 173; Ahmed b. Hanbel III, 317, 334.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Vacib Olan Tavaf
1883-) İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye rahatsız olarak geldi. (Beyt'i) hayvanı üzerinde tavaf etti. (Hacer-i Esved'in bulunduğu) rüknü her gelişinde onu asayla selâmladı. Tavafını bitirince (devesini) çöktürüp iki rekat namaz kıldı. b. Hanbel, I, 237; Tirmizî, hac 40; İbn Mâce, menâsik 28; Dârimî, menâsik 30; Müslim, hac 254-255.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Vacib Olan Tavaf
1884-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Ümmü Seleme'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a rahatsızlığımdan şikâyet ettim de, " Hayvana binerek halkın arkasından tavaf et!" buyurdular. Ben de (o şekilde) tavaf ettim. O anda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyt(-i Şerif)'in yanmasında namaz kılıyor ve Tûr Sûresini okuyordu. hac 64, 71, 74; edeb 68; tefsîr 52; Müslim, hac 258; Nesâî, hac 138; İbn Mâce, mukaddime 11; Muvatta', hac 123.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Vacib Olan Tavaf
1885-) Ya'lâ (b. Umeyye)'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir ucunu sağ koltuk altından alarak sol omuz üzerine almak suretiyle yeşil bir kumaşa bürünmüş olduğu halde (Beyt'i) tavaf etti. hac 36; İbn Mâce, menâsik 30; Darimî, menâsik 28; Ahmed b. Hanbel, IV, 222-224, Beyhâkî, es-Sünenü'l-Kübrâ, V, 79.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tavafta Iztıbâ Yapmak
1886-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve sahabîleri Cî'râne'den (ihrama girerek) ve Beyt'i (tavaf esnasında) koltuk altlarından geçirdikleri peştemallerini sol omuzları üzerine atmış oldukları halde adımlarım kısaltarak ve omuz silkeleyerek umre yapmışlardır. b. Hanbel, I, 306, 371; Beyhâki, es-Sünenü’l-Kübrâ, V, 79.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tavafta Iztıbâ Yapmak
1887-) Ebû't-Tufeyl'den nakledilmiştir ki: Ben, İbn Abbâs'a; kavmin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Beyt'i (tavaf ederken) remel yaptığım ve bunun sünnet olduğunu iddia ediyorlar, dedim. doğru söylemişler, hem de yanlış söylemişler, dedi. Ben de; doğru hem de yanlış söylemişler ne demektir? dedim. söylemişler. (Çünkü) gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyt'i (tavaf ederken) remel yaptı. Yanlış söylemişler. (Çünkü) o sünnet değildir. Kureyş (müşrikleri) Hudeybiye gününde; Şu Muhammed'i ve ashabım bırakınız da nağf (denilen ve develerin burnundan düşen kurtların sebeb olduğu deve) ölümüyle ölsün" dediler. (Kureyşliler, müslümanların) gelecek sene Mekke'de üç gün kalmaları şartıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile barış yapınca, Resûlüllah (ashabıyla birlikte Mekke'ye) geldi. Müşrikler de Kuaykıân (denilen sıradağlar) tarafında idiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına; Beyt'i tavaf ederken üç (turda) remel yapınız." buyurdu. Ve (İbn Abbâs, işte) bu sünnet değildir, dedi. Ben; kavmin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın Safa ile Merve arasında devesine binerken sa'y yaptığım ve bunun (sa'yı deveye binerek yapmanın) sünnet olduğunu iddia ediyorlar, dedim. Bunun üzerine (İbn Abbâs): doğru söylemişler hem de yanlış söylemişler, dedi. Ben de; doğru hem de yanlış söylemişler ne demektir? dedim. söylemişler. (Çünkü) gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Safa ile Merve arasında devesi üzerinde olduğu halde sa'y etti. Yanlış söylemişler. (Çünkü) bu (sa'yederken deveye binmek) sünnet değildir. (Zira) halk(ın Resûl-i Ekrem'e yaklaşmasın)a engel olunamazdı ve (halk bundan) vazgeçirilemezdi. Bunun üzerine sözünü (halkın rahatça) işitmeleri, yerini görmeleri ve ellerinin kendisine erişmemesi için tavafı deve üzerinde yaptı, cevabını verdi. hac 237.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1888-) İbn Abbâs'tan: demiştir ki: Resûlüllah (ashabıyla birlikte) Mekke'ye geldi. Kendilerini Yesrib'in sıtması zayıflatmıştı. Müşrikler; size öyle bir kavim gelecek ki, sıtma kendilerini bitirmiş, ondan çok elem çekmişler, dediler. Allahü teâlâ hazretleri de Müşriklerin söylediklerini Peygamberine bildirdi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber müşrikler müslümanların dinçliğini görsünler diye) ashabına tavafın üç turunda remel yapmalarını iki köşe arasında da âdi yürüyüşle yürümelerini emir buyurdu. Müşrikler onları (bu halde) görünce, " sıtmanın kendilerini bitirdiğini söylediğiniz kimseler bunlar mı? Bunlar bizden daha sağlammışlar" demeye başladılar. İbn Abbâs (sözlerine devamla) dedi ki: (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) onlara şefkatinden her turda remel yapmalarını emretmedi. hac 55: meğâzî 43; Müslim, hac 240; Nesâî, menasik 155; Ahmed b. Hanbel, I,290, 306,-373.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1889-) Eşlem (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Ömer b. el-Hattâb'ı (şöyle) derken işittim: Allahü teâlâ İslâm'ı (sağlam temeller üzerine) yerleştirdiği, küfrü ve küfür ehlini de (aramızdan) yok ettiği halde, bugün remel yapmakta ve omuzbaşmı açmakta ne fayda var? Bununla beraber biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yaptığımız (remel ve ıztıbâdan) hiçbir şeyi terk etme(meli)yiz." hac 57; İbn Mâce, menâsik 29; Ahmed b. Hanbel, I, 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1890-) Âişe (radıyallahü anhâ) demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Beyt'i tavaf etmek ve Safa ile Merve arasında sa'y etmek ve Cemreleri atmak ancak Allah'ı zikretmek için meşru kılınmıştır" buyurdu. hac 64; Dârimi, menâsik 36; Ahmed b. Hanbel, VI, 64, 75, 139.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1891-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (kaza umresinde Beyt'i tavaf ederken) ıztıbâ' yaptı, (Hacer-i Esved'i) selâmladı ve tekbir getirdi. Sonra (ilk) üç turda Rükn-i Yemânî'ye vardıkları zaman (ashabıyla birlikte) remel yaptı. Kureyşin gözlerinden kayboldukları zaman âdi yürüyüşle yürüdüler. Sonra (tekrar) onların karşısına çıktıkları zaman remel yaptılar (Bunu gören) Kureyş (müşrikleri), bunlar ceylan yavrusu gibiler, demeye başladılar. Abbâs (radıyallahü anh) dedi ki: ilk üç turunda remel yapmak o günden itibaren) sünnet oldu. Mace, hac 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1892-) İbn Abbâs'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı Ci'râne'de umreye niyyet etmişler, Beyt'i (tavaf ederlerken ilk) üç turda remel yapmışlar, dördünde de âdi yürüyüşle yürümüşlerdir. Mace, hac 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1893-) Nâfi'den rivâyet olunduğuna göre İbn Ömer (radıyallahü anh) Hacer(-i Esved)’den (başlayıp yine) Hecer(-i Esved)'e kadar remel yapmış ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de böyle yaptığını söylemiştir. hac 233-236; Tirmizî, hac 34; Nesâî, hac 154; İbn Mace, menâsik 29; Darîmî, menâsik 28, 34 Muvatta, hac 107, 108; Ahmed b. Hanbel. II, 40, 59, 71, 100, 114, 123, 125, 157; V, 455, 456.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Remel Caiz Midir?
1894-) Abdullah b. es-Sâib'den nakledilmiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i iki rükün arasında; Ey Rabbimiz bize dünyada da âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azzâbından koru" (2), 102.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tavafta Dua
1895-) İbn Ömer (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem Mekke'ye) ilk geldiğinde hac ve umre için tavaf ederken Beyt'i üç defa hızlıca dolaşır, sonra dört defa normal yürür daha sonra da iki rekât namaz kılarmış. hac 63; Müslim, hac 23); Nesâî, menâsik 151; Ahmed b. Hanbel, II, 30.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tavafta Dua
1896-) Cübeyr b. Mut'im (radıyallahü anh)'ın merfu olarak rivâyet ettiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Geceden veya gündüzden dilediği saatte şu Beyt'i tavaf edecek veya namaz kılacak olan bir kimseye engel olmayınız." hadisi Ebû Dâvûd'a ulaştıran ikinci râvi) Fazl (da şöyle) rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Ey Abdu Menâf oğulları! Hiç bir kimseyi (dilediği saatte tavaf etmekten ve namaz kılmaktan) menetmeyiniz." hac 42; Nesâî, mevâkît 41; İbn Mâce, mukaddime 2; Dârimî menâsik 79; Ahmed b. Hanbel, IV, 80.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İkindiden Sonra Tavaf
1897-) Ebû'z-Zubeyr dedi ki: Câbir b. Abdullah’ı, " Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı, Safa ile Merve arasında ilk (yaptıkları) sa'ydan başka bir sa'y yapmadı(lar)" derken işittim. Müslim, hac 140, 265; İbn Mâce, menâsik 39; Ahmed b. Hanbel, I.II, 317.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: I Kıran Yapanın Tavafı
1898-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet olunduğuna göre, Veda Haccında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında bulunan ashabı, (Akabe'deki) cemreye (taş) atıncaya kadar (gerek hac gerekse umre için) tavaf etmezlerdi. Beyhakî, es-Sünenü'i-kübrâ, V, 106.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: I Kıran Yapanın Tavafı
1899-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine; Haccın ve umren için Beyt'i (bir kere) tavaf etmen, (bir kere de) Safa ile Merve arasında koşman sana yeter" buyurmuştur. (radıyallahü anh) dedi ki; (Bu hadisi) Süfyan (bir kere) Atâ vasıtasıyla Hazret-i Âişe'den; bir (kene de Hazret-i Âişe'yi atlayarak) Ata vasıtasıyla (doğrudan doğruya) " Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Âişe (radıyallahü anhâ)'ya buyurdu ki" (şeklinde mürsel olarak Hazret-i Peygamberden) rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: I Kıran Yapanın Tavafı
1900-) Abdurrahman b. Safvân'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'yi fethedince (kendi kendime); elbisemi giyeceğim -evim de yol üzerinde idi- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nasıl hareket edeceğini göreceğim" dedim. Bunun üzerine gittim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i yanaklarını Beyt'in (duvarları) üzerine koyarak kapıdan Hatime kadar Beyt'i selâmlamakta olan ashabıyla birlikte Ka'be'den çıkarken gördüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların arasında bulunuyordu. b. Hanbel, III, 431.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mültezem
1901-) Şuayb (b. Muhammed)'den nakledilmiştir ki: Abdullah (b. Amr b. el-As) ile birlikte (Beyt'i) tavaf ettim. (Tavaf namazı kılmak için) Kabe'nin arkasına geldiğimiz zaman; Cehennem ateşinden Allah'a) sığınmayacak mısın dedim. (Bunun üzerine Abdullah): Allah'a sığınırız, dedi. (Namazdan ) sonra gitti. Hacer(-i Esved)’i istilâm etti. Rükn(-i Hacer) ile kapı arasında durarak göğsünü yüzünü, kollarım ve avuçlarını şu şekilde (Mültezem üzerine) koydu ve onları iyice açtı sonra; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i böyle yaparken gördüm." dedi. Mâce, mıînâsik 35.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mültezem
1902-) Abdullah b. es-Sâib'den rivâyet edildiğine göre, kendisi (hayatının son zamanlarında gözlerini kaybeden) İbn Abbâs'a delîllik ederken İbn Abbâs'i Hacer(-i Esved) ile -onu kapıya doğru takib eden- Rükn(i Irakî) arasında bulunan üçüncü kısımda oturtmuş. (Bunun üzerine İbn Abbâs O'na); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in burada namaz kıldığı haber verildi mi? diye sormuş. (O da) " evet" diye cevap vermiş. Bunun üzerine İbn Abbâs kalkıp namaza durmuş. menâsik 133.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mültezem