Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

3154-) (Bir önceki hadisin) bir benzeri de (Kuteybe b. Said, Hafs'. b. Gıyas, Hişam b. Urve, Urve yoluyla yine hazret-i) Âişe'den (rivâyet edilmiştir. Şu farkla ki Hafs b. Ğıyâs bir önceki hadisten fazla olarak bu rivâyete) " ketenden" (kelimesini) ilave et(mek suretiyle bir önceki hadis-i şerifte zikredilen Hazret-i Peygamberin kefenlerinin -ketenden- olduğunu ifade et)miştir. (Bu hadisi Hazret-i Âişe'den nakleden Urve, rivâyetine devam ederek) dedi ki; (Halkın, -Hazret-i Peygamber) " iki elbise ile bir Yemen kumaşı içinde kefenlendi." (ğine dair) sözleri, (Hazret-i) Âişe'ye anlatıldı da (Hazret-i Âişe) Gerçekten bir Yemen kumaşı getiril(miş)ti. Fakat (ashabı kiram) onu reddettiler ve Hazret-i Peygamber'i onunla kefenlemediler." cevabını verdi. cenaiz 39; Tirmizî, cenaiz 20; İbn Mâce, cenaiz 11.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölüyü Kefen Lemek
3155-) İbn Abbâs'dan demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birisi) iki kumaştan ibaret olan bir elbise ve (diğeri de) içerisinde vefat ettiği gömleği (olmak üzere) üç Necran kumaşıyla kefenlendi." Dâvûd der ki: (Bu hadisin râvilerinden) Osman (b. Ebi Şeybe, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in birisi) kırmızı bir elbise ve (diğeri de) içerisinde vefat ettiği gömleği olmak üzere üç kumaş içerisinde (vefat ettiğini) rivâyet etti. Mace, cenaiz 11.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölüyü Kefen Lemek
3156-) Ali b. Ebû Talib (radıyallahü anh)’den demiştir ki: (seçmek) te pahalıcılığa sapmayınız. Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Kefen hususunda pahalıcılık yapmayınız. Çünkü o, çabuk soyulur." derken işidim.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Haddinden Fazla Pahalı Kefen Kullanmak Mekruhtur
3157-) Habbab (b. Eret)’ten demiştir ki: b. Umeyr Uhut (savaşı) günü şehid edilmişti. (Üzerinde) alaca yünlü kaftandan başka (bir şeyide) yoktu. Başını örttüğümüz zaman, ayakları dışarıda kalıyor, ayaklarını örttüğümüz zaman da başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Başını örtünüz, ayaklarının üzerine de (biraz) izhîr koyunuz" buyurdu. cenaiz 28, menakıb-ül-ensar, 45, Meğazi 17, 26, rikak 16; Müslim, cenaiz 44; Tirmizî, menakıb 53; Nesaî, cenaiz 40; Ahmed b. Hanbel V-109, 112, VI- 395.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Haddinden Fazla Pahalı Kefen Kullanmak Mekruhtur
3158-) Ubade b. Samit'ten (rivâyet olunduğuna göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kefen'in hayırlısı hülledir. Kurban(lığ)ın en hayırlısı da boynuzlu koçtur." buyurmuştur. Mace, cenaiz 12.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Haddinden Fazla Pahalı Kefen Kullanmak Mekruhtur
3159-) Leyla Kanif es-Sekafi dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı Ümmü Gülsüm vefat ettiği zaman, onu yıkayan kadının yanında ben de vardım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bize verdiği ilk (kefenlik) peştemal, sonra gömlek, sonra başörtüsü sonra dâ çarşaf oldu. (Hazret-i Ümmü Gülsüm) Bu elbiselerden sonra başka bir elbisenin içine daha sarıldı. (Biz Hazret-i Ümmü Gülsüm'ü yıkarken) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında (Hazret-i Ümmü Gülsüm'ün) kefeni olduğu halde, kapının yanında oturuyordu. Ve onları bize parça parça veriyordu. b. Hanbel VI, 380.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kadın Ların Kefeni
3160-) Ebû Said el-Hudrî'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kokularınızın en güzeli misktir" buyurdu. elfazmineledeb 19; Tirmizî, cenâiz 16; Nesâi, cenâiz 42; Ahmed b. Hanbel, III, 36, 40, 46, 62.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölüye Misk Sürmek
3161-) Husayn b. Vahvah'dan (rivâyet olunduğuna) göre; İbnü’l-Bera hastalanmış. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ziyaret etmek üzere yanına varmış da: Talha'yi, ölüm kendisine yaklaşmış halde görüyorum. (Öle cek olursa) bunu bana habir veriniz. (Teçhiz ve tekfin işlerinde de) acele ediniz. Çünkü bir müslümanın leşini (cesedini) (ev) halkı arasında bekletmek gerekmez." buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Definde Acele Etmek Sebepsiz Bekletmek, Mekruhtur
3162-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan (rivâyet olunduğuna göre), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dört (şey) den dolayı gusledermiş,

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Yıkamaktan Dolayı Gusl Etmek
3163-) Ebû Hüreyre'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " Cenaze yıkayan gusletsin, onu taşıyan da abdest alsın." buyurmuştur. cenâiz 16; İbn Mace, cenâiz 8; Ahmed b. Hanbel 11-280, 433, 454, 472, IV-246.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Yıkamaktan Dolayı Gusl Etmek
3164-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (bir önceki hadisin bir de) manasını (rivâyet etmiştir). Davûd der ki: Bu hadis, neshedilmiştir. Ahmed b. Hanbel’e, ölü yıkamadan dolayı gusletme(nin hükmü) sorulduğunda " Ona abdest (almak) yeter" diye cevab verdiğini (bizzat ağzından) işittim. Ebû Salih bu hadis(in senedin)e kendisiyle Ebû Hureyre arasına (bir başka raviyi) yani Zaide'nin azatlı kölesi îshak'ı sokmuştur. 3160 numaralı Mus'ab hadisi ise zayıftır. (Çünkü) onda kendisiyle amel edil(e)meyen bir özellik vardır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Yıkamaktan Dolayı Gusl Etmek
3165-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı ölmüş olan Osman b. Maz'un'u öperken gördüm. Hatta (gözlerinden) yaşlar akıyordu. Mace cenâiz 7; Tirmizî, cenâiz 13.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölüyü Öpmek
3166-) Cabir b. Abdillah demiştir ki: halk mezarlıkta (yanmakta olan) bir ışık görmüşlerdi. Işığın yanına vardıkları zaman, bir de ne görsünler (yeni kazılmış) bir kabrin içinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) var. Ve " Arkadaşınızı bana veriniz." (de onu kabre koyayım) diyor. Bir de baktılar ki (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kabre koymak istediği adam) sesini yükselterek Kur'ân (okumak)la (tanınan) adamdır. cenâiz 62; İbn Mace, cenâiz 30.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölüyü Geceleyin Defnetmek
3167-) Cabir (b. Abdullah)'dan demiştir ki: Biz Uhud (savaşı) günü ölüleri gömmek için (düştükleri yerlerden alıp Medine'ye) taşımıştık. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bir dellalı gelip " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) size ölüleri öldükleri yerlere gömmenizi emrediyor." dedi. Biz de o ölüleri (eski yerlerine) iade ettik. cihad 38; Nesaî, cenâiz 83; İbn Mace, cenâiz 28; Darimî, mukaddime 1; Ahmed b. Hanbel III-297.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölüyü Vetat Ettiği Memleketten Başka Memlekete Götürmenin Kerahati
3168-) Mâlik b. Hübeyre'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Üzerine müslümanlardan (oluşan) üç saff (lık bir cemaatin) namaz kıldığı bir müslüman ölüye (bu namaz Allah'ın cennet ve mağfiretini) vacib kılar" buyurdu. Mersed b. Abdullah el-Yezenî rivâyetine devamla) dedi ki; Mâlik (b. Hubeyre) cenaze için (namaz kılmaya gelen) halkı az bulduğu zaman -bu hadisten dolayı- onları üç safa ayırırdı. cenâiz 40; İbn Mace, cenâiz 19.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Üzerine Saf Bağlama Safların Tertibi Ve Sayısı
3169-) Ümmü Atıyye'den demiştir ki: Biz (kadınlar) cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk. (Ancak bu mesele) üzerimize kesin bir şekilde haram kılınmadı. cenâiz 29, İ'tisam 27; Müslim, cenâiz 34, 35; İbni Mâce, cenâiz 50; Ahmed b. Hanbel VI- 408.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kadınların Yürüyerek Kabre Kadar, Cenazeleri Takip Etmeleri
3170-) Ebû Hüreyre Hazret-i Peygamberden naklen demiştir ki: "Kim cenazeye uya(rak Mûsâllaya kadar gide)r de, üzerine namaz kılarsa ona bir kırat (ağırlığınca sevap) vardır. Kim (namazdan sonra da) ona uyar (ak kabrine kadar gidip, defni) sona erinceye kadar (başında durursa), ona en küçüğü Uhud dağı kadar -veyahut da birisi Uhud dağı kadar- (olan) iki kırat (ağırlığında sevap) vardır." cenâiz 58, 59; Müslim, cenâiz 52, 57; Nesaî, cenâiz 54, 79; Tirmizî, cenâiz 49; İbn Mace, cenâiz 34; Ahmed b. Hanbel U- 2, 3, 31, 144, 233, 246, 280, 383, 475, 480, 498, 503, III- 20, IV-86, 294, V-57, 277, 282, 284.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazı Kılmanın Ve Uğurlamanın Fazileti
3171-) Amir b. Sa'd b. Ebî Vakkas'dan (rivâyet olunduğuna göre); Kendisi (bir gün) İbn Ömer b. el-Hattab'ın yanında iken (meclislerine içinde bulundukları) evin sahibi Habbab çıkagelmiş ve " Ey Ömer'in oğlu Abdullah! Ebû Hüreyre'nin söylediğini işitmiyor musun? (güya) o Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı kim cenazeyle birlikte (cenazenin) evinden çıkarak onu Mûsâllaya kadar uğurlar) da, üzerine namaz kılarsa..." (Habbab Ebû Hüreyre'den duyduğu bu hadisin bundan sonraki kısmında bir önceki) Süfyan hadisinin manasını nakletmiş. Bunun üzerine İbn Ömer, Hazret-i Âişe'ye (Ebû Hüreyre'nin bu hadisini sormak üzere birini) göndermiş, (Hazret-i Âişe'de) " Ebû Hüreyre doğru söylemiş" demiştir. cenâiz 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazı Kılmanın Ve Uğurlamanın Fazileti
3172-) İbn Abbâs'dan demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (şöyle) derken işittim: Hiçbir müslüman yoktur ki: Ölünce (şöyle) üzerine Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayan kırk kişi (namaz) kılsın da, Allah onların bu müslüman hakkındaki şefaatlarım (dualarını) kabul etmesin" . cenâiz 59; Tirmizî, cenâiz 40; Nesaî, cenâiz 78; Ahmed b. Hanbel III- 266, VI- 32, 40, 97, 231.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazı Kılmanın Ve Uğurlamanın Fazileti
3173-) Ebû Hüreyre'den (rivâyet olunduğuna göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Sesle ve ateşle cenazenin peşinden gidilemez." buyurmuştur. hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a rivâyet eden) Harun (b. Abdullah bu rivâyetine) şunları da ekledi: Cenazenin önünde de yürünmez."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazenin Âteşle Uğurlanması Caiz Midir?
3174-) Amir b. Rabia'dan (rivâyet edilen bir hadisi şerifte) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir cenazeyi gördüğünüz zaman, ayağa kalkınız. Sizi (geçip) geride bırakıncaya ya da yere konuncaya kadar (ayakta durunuz." ) cenâiz 47, 48, 50; Müslim, cenâiz 73, 78; Tirmizî, cenâiz 51, 52; Nesaî, cenâiz 44, 45, 46, 80; İbn Mace, cenâiz 35; Ahmed b. Hanbel III- 25, 41.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkmak
3175-) Ebû Said el-Hudrî'den (rivâyet olunduğuna göre), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bir cenazenin arkasından gittiğiniz zaman, o cenaze (yere) konuluncaya kadar oturmayınız." buyurmuştur. Dâvûd der ki: Bu hadisi (bir de) es-Sevri Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den rivâyet etmiştir. Bu rivâyette Ebû Hüreyre (cenaze yere) " konuncaya kadar" (oturmayınız!) demiştir. de bu hadisi Ebû Muaviye Süheyl'den (rivâyet etmiş ve bu rivâyette Süheyl) " kabre konuncaya kadar" demiştir. (Ancak) Süfyan (es-Sevrî) Ebû Muaviye'den daha belleyişlidir. cenâiz 48; Tirmizî, cenâiz 35, 51; Nesaî, cenâiz 44, 45, 54; Ahmed b. Hanbel II- 2, 3, 16, III- 48, 51, 85, 97, IV- 294, V- 131, VI- 402.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkmak
3176-) Cabir b. Abdullah (radıyallahü anh) dedi ki: Biz peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. O sırada yanımızdan bir cenaze geçti de (Hazret-i Peygamber onu görünce) hemen ayağa kalktı (ona uyarak biz de ayağa kalkıp) onu omuzlamak için (tabuta doğru) yürüdük. Bir de baktık ki, yahudi cenazesiymiş. Bunun üzerine; Allah'ın Rasulü bu bir yahudi cenazesiymiş- dedik. (Rasul-ü Ekrem de): Ölüm korkunç (ve ibret alınacak) bir hadisedir, bîr cenaze görünce hemen ayağa kalkınız." buyurdu. cenâiz, 50; Müslim, cenâiz 78; Nesaî, cenâiz 46; İbn Mace, cenâiz 35; Ahmed b. Hanbel II- 287, 343, III- 319, 335, 354.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkmak
3177-) Ali b. Ebû Talib'den (rivâyet edildiğine göre); Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (önceleri) cenaze(ler) için ayağa kalkmış ondan sonraları oturmuştur. cenâiz 83; Tirmizî, cenâiz 51; Nesaî, cenâiz 47; İbni Mace, cenâiz 35.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkmak
3178-) Ubade b. es-Samit'ten demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) cenaze kabre konuncaya kadar ayakta dururdu. (Birgün) bir yahudi alimi kendisine uğrayıp -(Ya Muhammed) biz (de) böyle yaparız- dedi. Bundan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (cenaze için ayakta durmayı terkedip) oturdu ve (bize); (Siz de) oturunuz, yahudilere muhalefet ediniz! buyurdu." cenâiz 35; İbn Mace, cenâiz 35.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze İçin Ayağa Kalkmak
3179-) Sevban'dan (rivâyet olunduğuna göre); (sallallahü aleyhi ve sellem) bir cenazenin yanında iken (kendisine) bir hayvan getirilmiş te ona binmeyi kabul etmemiş (Cenazeyi defnetme işini) bitirince bir başka hayvan getirilmiş de ona binmiştir. (İlk getirilen hayvana binmediği halde ikinci hayvana binişinin sebebi) kendisine sorulunca da (şöyle) cevap vermiştir: Gerçekten (cenaze ile birlikte) melekler de yürüyordu. Melekler yürürken ben (hayvana) binecek değilim. (Fakat cenazenin kabre konmasını müteakip melekler gidince (hayvana) bin (mekte bir sakınca görme) dim." cenâiz 28; İbn Mace, cenâiz 15.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Uğurlarken Bir Hayvana Ve Bir Şeye Binmek
3180-) Cabir b. Semure demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) İbn Dahdah'ın cenaze namazını kıl(dir) mışti. (o namazda) biz de vardık. (Namazdan) sonra (cenaze kabre götürülürken binmesi için kendisine) bir at getirildi de (ata binmedi orada) bekletti. Nihayet (dönüşte ona) bindi ve atı şaha kaldırmaya başladı. Biz de etrafında koşuyorduk. cenâiz 89; Tirmizî, cenâiz 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Uğurlarken Bir Hayvana Ve Bir Şeye Binmek
3181-) (Salim'in) babasından demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahü anh)’i cenazenin önünde yaya olarak yürürlerken gördüm. cenâiz 26; Nesaî, cenâiz 56; İbn Mace, cenâiz 1,6; Muvatta, cenâiz 8; Ahmed b. Hanbel II- 8, 122.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazenin Önünde Yürümek
3182-) Ziyad (in) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e kadar ulaştırdığı merfu bir hadiste Hazret-i Peygamber Efendimiz şöyle) buyuruyor: Binitli, cenazenin arkasında yürür, yaya ise (cenazenin) önünden ve arkasından ona yakın olarak sağından ve (ya) solundan yürüyebilir. Düşük üzerine namaz kılınır anne ve babası için de (Allah'dan) mağfiret ve rahmet istenir." cenâiz 42; Nesaî, cenâiz 55, 56, 59 İbn Mace, cenâiz 15; Ahmed b. Hanbel IV-247, 248, 249, 252.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazenin Önünde Yürümek
3183-) Ebû Hüreyre'den (rivâyet olunduğuna göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Cenazeyi (kabre) süratli götürünüz, eğer cenaze salih (bir kişi) ise (önünde) hayır (vardır) onu hayra eriştirmiş olursunuz. Eğer cenaze böyle (salih bir kişi) değilse, şer (bir kişi) dir. (Definde acele etmekle) onu omuzlarınızdan atmış olursunuz." cenâiz 5I; Müslim, cenâiz 50-51; Nesaî, cenâiz 44; İbn Mace, cenâiz 15; Muvatta, cenâiz 58; Ahmed b. Hanbel II- 240, 280, 488.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnetmekte Acele Etmek
3184-) (Uyeyne b. Abdirrahman'ın) babasından (rivâyet olunduğna göre), kendisi Osman b. Ebi'l-As'ın cenazesinde bulunmuştur. (Kendisi bunu şöyle anlatıyor): (cenazeyi götürürken) yavaş yavaş yürüyorduk. Derken Ebû Bekre (arkamızdan yetişip) bize katıldı ve kamçısını kaldırıp " Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bizi (cenazeleri götürürken) biraz süratlice yürürken gördüm." dedi. cenâiz 44; Ahmed b. Hanbel V-36, 37, 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnetmekte Acele Etmek
3185-) Şu (bir numara önce) hadisi (Halid b. Haris ile Îsa b. Yunus da) Uyeyne (b. Abdirrahman)’dan (naklettiler ve bir önceki hadisi şerifte anlatılan hadisenin) Abdurrahman b. Semure'nin cenazesinde (meydana geldiğini ve Uyeyne b. Abdurrahman'ın; Ebû Bekre sünneti terketmelerinden dolayı tehdid için elindeki) kamçıyruzatarak katırıyla halkın üzerine yürüdü dedi(ğini) söylemişlerdir. cenâiz 44; Ahmed b. Hanbel, V- 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnetmekte Acele Etmek
3186-) İbn Mes'ud'dan demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e cenazeyle yürümeyi sorduk, şöyle buyurdu: Koşmanın altında (mutedil bir süratle yürünür. Böyle yürümekle) eğer (ölen kimse) hayırlı (birisiyse) onu hayra (eriştirmekte) acele etmiş olunur. Eğer böyle değilse (varsın) cehennem halkı (bizden biran önce) uzak (laşıp, gitsin). Cenaze arkasından gidilendir, (kendisi) arkadan giden değildir. (Cenazenin) önünden giden onunla beraber bulunmuş olmaz." cenâiz 27; Ahmed I, 395, 415, 419. Dâvûd der ki: Bu ravi (yani) Yahya İbn Abdullah zayıftır, Yahya el-Câbir (denilen kimse) de odur ve Kûfelidir. Ebû Mâcide (ise) Basra'lıdır. Bu Ebû Mâcide (nin kimliği) ise meçhuldür.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnetmekte Acele Etmek
3187-) Câbir b. Semure dedi ki: adam hastalanmıştı. Bir süre sonra onun hakkında feryad-ü figan yükselmeye başladı. Bunun üzerine (o hastanın) komşusu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip: Allah'ın Rasûlü) O (adam) öldü, dedi. (Hazret-i Peygamber de): Ne biliyorsun?" dedi. (O kimse de); onu (ölmüş halde) gördüm, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: O kimse ölmedi" dedi. (Adam da) döndü (gitti). Derken (hastanın evinden tekrar) onun için feryad-ü figanlar yükseldi. Bunun üzerine (hastanın komşusu tekrar) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi ve: Allah'ın Rasûlü o kimse gerçekten öldü, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: O ölmedi" buyurdu. (Adam tekrar) döndü (gitti. Fakat) (evden yine) o kimse için ağlanıp sızlandığı işitilmeye başlandı. O sırada (hastanın) karısı (dışarı çıkıp o adama) (sallallahü aleyhi ve sellem)'e git ve (komşunun intihar ettiğini) kendisine haber ver dedi; (o adam da): Allah'ım, sen ona la'net et! dedi. Sonra (bu) adam gitti ve o kimseyi yanındaki mızrak demiri ile kendisini öldürmüş halde gördü. Ve hemen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e varıp onun öldüğünü kendisine bildirdi. (Rasûl-ü Zîşan Efendimiz) Ne biliyorsun?" (dedi) O da: yanındaki mızrak demiriyle kendini öldürmüş halde gördüm, cevabını verdi. (Rasûl-i Zîşan Efendimiz tekrar): Sen onu gördün mü?" diye sordu (o adam da): cevabını verdi. (Bunun üzerine Peygamber Efendimiz): Öyleyse ben onun namazını kılmam!" buyurdu. cenâiz 107; Nesaî, cenâiz 68; Tirmizî, cenâiz 69; İbn Mace, cenâiz 31; Ahmed b. Hanbel V- 78, 92, 94, 97.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İmam, İntihar Eden Bir Kimsenin Namazını Kılar Mı?
3188-) Ebû Berze el-Eslemi'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Maiz b. Mâlik'in cenaze namazını kılmamış ve (fakat başkalarını) onun cenaze namazını kılmaktan nehyetmemiştir. ahkâm 19, talak 11, hudud 22, 25, 28; Müslim, hudud 16, 22; Ebû Dâvûd, hudud 23; Tirmizî, hudud 5; Nesaî, cenâiz 63; Ahmed b. Hanbel II- 453; III- 323.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Had Cezasından Dolayı Öldürülen Bir Kimsenin Cenaze Namazı Kılınır Mı?
3189-) Âişe (radıyallahü anhâ)’den (demiştir) ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in oğlu İbrahim onsekiz aylıkken öldü de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun cenaze namazını kılmadı."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Çocuğun Cenaze Namazını Kılmanın Hükmü
3190-) el-Behiyy (Abdullah b. Beşşar) dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in oğlu İbrahim vefat edince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oturmak için ayrılan bir yerde onun cenaze namazını kıldı. Dâvûd der ki: Ben (bu hadisi) Ya'kub b. el-Ka'ka'a okudum. (O sırada kendisine): İbnü’l Mübarek size Ata'dan (naklen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yetmiş günlük iken (ölen) oğlu İbrahim'in cenazesini kıldığını haber verdi mi?" diye soruldu (da -evet- cevabını verdi).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Çocuğun Cenaze Namazını Kılmanın Hükmü
3191-) Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)’dan demiştir ki: Allah'a yemin ederim ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Süheyl b. Beyza'nın cenaze namazını mescidden başka bir yerde kılmadı." cenâiz 99, 101; Tirmizî, cenâiz 44; Nesaî, cenâiz 70; İbn Mace, cenâiz 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazını Mescidde Kılmak
3192-) (Hazret-i) Âişe'den demiştir ki: Allah'a yemin olsun ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyza'nm iki oğlunun (yani) Süheyl ile kardeşinin cenaze namazlarını mescitte kıldı." cenâiz 101.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazını Mescidde Kılmak
3193-) Ebû Hureyre'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurdu; Kim cenaze namazını mescidde kılarsa ona (günahtan) hiçbir şey yoktur." Mace cenâiz 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazını Mescidde Kılmak
3194-) Ukbe b. Amr dedi ki: vakit vardır ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi o vakitlerde namaz kılmaktan veya ölülerimizi defnetmekten nehyederdi:

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Güneş Doğarken Ya Da Batarken Gömmenin Hükmü
3195-) el-Haris b. Nevfel'in azatlı kölesi Ammar'ın haber verdiğine göre; (Ali b. Ebû Talib'in kızı ve Hazret-i Ömer'in eşi) Ümmü Gülsüm'le (Ümmü Gülsüm'ün) oğlunun cenazesinde hazır bulunmuş. Çocuk, imam tarafına (Ümmü Gülsüm de çocuğun arka tarafına) konmuş (Ammar sözlerine devam ederek şöyle demiştir): Ben bu uygulamayı yadırgadım. Cemaatin içinde İbn Abbâs’la Ebû Said el-Hudrî, Ebû Katade ve Ebû Hureyre (radıyallahü anh) de vardı. (Onlar): Sünnet (olan) budur" dediler. cenâiz 75.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Bir Kadın Cenazesiyle Erkek Cenazesi Birlikte Getirildikleri Zaman, Hangisi İmama Daha Yakın Olarak Konur?
3196-) Nafi Ebû Galib'den demiştir ki: ağıl yolunda idim. Etrafında kalabalık cemaat bulunan bir cenaze geçti. Abdullah b. Umeyr'in cenazesidir, dediler. Bunun üzerine ben de onun arkasından gitmeye başladım. Bir de baktım, karşımıza üzerinde ince bir kaftan, başında da kendisini güneşten koruyan bir bez bulunan at üzerinde bir adam çıkıverdi. " Bu kabile reisi de kimdir?" diye sordum. " Enes b. Mâlik'dir" cevabını verdiler. Cenaze indirilince Enes kalkıp cenaze namazını kıl (dır)dı. Ben de (hemen) arkasındaydım. Benimle onun arasında hiçbir şey yoktu. (Enes) cenazenin başı hizasında durup dört tekbir aldı. (Namazı) ne uzattı ne de süratli kıldırdı. (Namaz bittikten) sonra oturmak istedi. (O sırada kendisine); Ebû Hamza (şu cenaze) Kureyş'İi bir kadındır, (onun da namazını kildınver), dediler. Kadını (Enes'e) yaklaştırdılar. (Cenazenin) üzerinde yeşil bir örtü vardı. (Enes) kalktı, cenazenin kalçası hizasında durup aynen erkeğin namazını kıldığı şekilde onun da namazını kıl(dır)dı, sonra oturdu. Derken el-Alâ b. Ziyad: Ebû Hamza! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de cenaze namazını senin kıldırdığın gibi bu şekilde dört tekbir alarak, erkeğin başı hizasında, kadinin da kalçası hizasında durarak mı kıldırırdı? diye sordu. O da; diye cevap verdi. (Bunun üzerine el-Alâ b. Ziyad): Ebû Hamza; sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'la birlikte savaşta bulundun mu? diye sordu. (O da): Huneyn'de onunla birlikte savaştım. Müşrikler gelip üzerimize saldırdılar. Nihayet (biz hezimete uğrayıp) kaçmaya başlamıştık. Atlarımızın da arkamızdan (hezimete uğrayıp kaçışmakta) olduklarını gördük. (Müşrik) askerleri içerisinde bir adam vardı ki, üzerimize saldırıyor ve bizi kırıp geçiriyordu. Derken'Allah onları bozguna uğrattı. (Ele geçirilen) düşman askerleri getiriliyordu. Müslüman kalmak üzere Hazret-i Peygambere söz veriyorlardı. (O sırada) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sahabilerinden bir adam " Üzerime nezr olsun, eğer Allah bugün bizi kırıp geçiren adamı buraya getirecek olursa, onun boynunu vuracağım" dedi. (Bunu duyan) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sükut etti. (Derken sözü geçen) adam (müslüman askerler tarafından oraya) getiriliverdi. (Adam) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görünce: Ey Allah'ın Rasûlü, ben (küfürden kurtulup) Allah'a döndüm, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); (o nezreden) adam, nezrim yerine getirsin diye o adamla biatlaşmaktan uzak durdu. (Nezreden) kişi adamı öldürmek için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kendisine emir vermesini beklemeye başladı. O kimseyi (müslüman olduktan sonra öldürmek hususunda) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den korkuyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)" onun hiçbir şey yapamayacağını anlayınca (müslüman olmak isteyen) adamla (müslüman olarak kalması için) biatlaştı. Bunun üzerine (nezr eden) adam: Allah'ın Rasûlü, benim nezrim (ne olacak?) dedi. Ben denlinden beri sen nezrini yerine getiresin diye (onunla biatleşmekten) geri durdum." buyurdu. (Adam da): Allah'ın Rasûlü, bana işaret etseydin ya! dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Hiç bir peygamber işaretle konuşmaz" buyurdu. hadisin ravisi) Ebu Galib dedi ki: Ben Enes'in (cenaze namazını kıldırırken) kadının kalçalarının hizasında durmasını(n sebebini ilim adamlarına sordum da bana -çünkü (eskiden kadını gözlerinden korumak üzere üzerine örtülen) kubbe şeklindeki örtüler yoktu. (Bu yüzden) imam onu cemaatten gizlemek üzere kalçalarının hizasında dururdu. (Bu gün de onlara uymak için Hazret-i Enes kadının kalçaları hizasında durdu)- diye cevap verdiler." Dâvûd der ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in " Ben insanlar -Lâ ilahe illallah- deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum" (anlamındaki 2640 numaralı) hadisi, (mevzumuzu teşkil eden) bu hadisin (bir müslümanın öldürmeyi nezrettiği bir müşriğin) " Ben (artık küfürden) Allah'a döndüm" sözüyle (müslüman olduğunu ifade ettikten sonra da, müslümanın) onu öldürerek nezri(ni) yerine getirebileceğini ifade eden) kısmını neshetmiştir. cenâiz 45; İbn Mace, cenâiz 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İmam Namazını Kılacağı Cenazenin Ne Tarafında Durur?
3197-) Semure b. Cündup'ten demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ardında, nifash iken vefat eden bir kadının (cenaze) namazını kıl(mış)tım. (Peygamber Efendimiz) o kadının cenaze namazını kılmak için (tam) ortası (hizası)na durdu. cenâiz 63, 64; Müslim, cenâiz 87, 88, Tirmizi, cenâiz 45; İbn-i Mace, cenâiz: 21;'Ahmed b. Hanbel V-14, 19.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İmam Namazını Kılacağı Cenazenin Ne Tarafında Durur?
3198-) (Ebû İshâk'ın) Şa'bi'den (rivâyetine göre); (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün sahabilerinden bazılarıyla birlücte mezarlıkta gezinirken toprağı) yaş olan bir kabre uğramış (ashabıyla birlikte) o kabrin önünde saf bağla(yıp namaz kılmışlar. (Hazret-i Peygamber) bu kabir üzerine (namaz kılarken) dört (defa) tekbir almış. İshak diyor ki): Ben Şa'bi'ye; (bunu) sana kim söyledi?" diye sordum da: Güvenilir birisi (yani o anda) orada bulunan Abdullah b. Abbâs (söyledi)" diye cevap verdi. cenâiz 47; Buhari, cenâiz 67; Müslim, cenâiz 69.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazı Kılarken Kaç Tekbir Alınır?
3199-) İbn Ebî Leyla'dan demiştir ki: -Yani (Zeyd) İbn Erkam- bizim cenazelerimizin namazlarında dört tekbir alırdı. (Bir gün, by- cenaze namazında) beş tekbir aldı. Bunu kendisine sordum da " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (böyle) beş tekbir alırdı" cevabını verdi. Dâvûd der ki: (bu hadisi bana rivâyet edenlerden) İbn el-Mûsânna'nın rivâyetini (Ebû Velid'in rivâyetinden) daha sağlam ezberledim. cenâiz 72; Termizî, cenâiz 37; Nesâi, cenâiz 76; İbn Mace, cenâiz 65; Ahnıcd b. Hanbel fV-367, 370, 371, 372, V-406.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazı Kılarken Kaç Tekbir Alınır?
3200-) Talha b. Abdullah b. Avf'dan demiştir ki: Ben İbn Abbâs’la beraber cenaze namazı kıldım (Namazda) Fatiha't-ül-kitabı okudu ve -bu sünettendir- dedi." cenâiz 65; Tirmizî, cenâiz 39; Nesaî, cenâiz 77.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Namazında Ne Okunur?
3201-) Ebû Hureyre'den; dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı " Cenaze üzerine namaz kıldığınızda, ona ihlasla duâ ediniz." buyururken işittim. Mâce, cenâiz 23.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeye Dua Etmek
3202-) Ali b. Şemmâh dedi ki: Ben Mervan'ı Ebû Hureyre'ye: Resûlüllah (aleyhisselâm)'i, cenaze namazında hangi duayı okurken işittin? diye sorarken gördüm. (Ebû Hûreyre de) ona: geçen bunca hadiseden sonra ve) benim (sana bunca kırıcı sözleri) söylediğim halde (yine de bana gelip Hazret-i Peygamberin sünnetiyle ilgili soru soruyorsun öyle) mi? karşılığını verdi. (Mervan da): dedi. Ali b. Şemmâh) dedi ki (Hazret-i Ebû Hureyre ile Mervan arasında geçen) bu konuşmadan önce aralarında bir münakaşa olmuşdu." Hureyre de ona: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Allah'ım (bu cenazenin) Rabbı Sensin onu Sen yarattın, onu İslâm'a Sen eriştirdin. Ruhunu Sen aldın. Gizlisini kapalısını bilen Sensin. Biz Saria (ona) şefaatçi olarak geldik. Onu bağışla" diye dua ederdi cevabını verdi. Dâvud der ki-Şu'be, Ali b. Şemmah'a Osman b. Şemmas, demekle onun isminde yanılmıştır. Ahmed b. İbrahim El-Mevsıli, Ahmed b. Hanbel'le konuşurken ona şöyle) dediğini işittim: Ben Hammad b. Zeyd'le bir mecliste oturupta (onun) o mecliste Abdü'l-Varis ile Ca'fer b. Süleyman'dan (hadis rivâyet etmeyi) yasaklamadığını görmedim).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeye Dua Etmek
3203-) Ebû Hureyre'den; dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir cenaze namazı kıldırdı ve: Allahım, dirimizi - ölümüzü, küçüğümüz- büyüğümüzü, erkeğimizi- kadınımızı, burada olanımızı, olmayanımızı, bağışla. Ey Allah'ım, bizden, yaşattığm iman üzerine yaşat, öldürdüğünü de İslâm üzerine öldür. Ey Allah'ım! Bizi onun (ölümüne sabretme ve cenazesinin defnine katlanma) ecrinden mahrum etme, ve onun vefatımdan sonra bizi sapıttırma" diyerek dua etti. cenâiz 38; İbn Mâce, cenaiz 23; Ahmed b. Hanbel, II, 368; IV, 170, V, 299-308; Nesâî, cenâiz 177.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeye Dua Etmek