Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
1065-)
Nâfi'den rivâyet edildiğine göre; İbn Ömer -soğuk ve rüzgarlı bir gecede ezan okuyup- " Namazları bulunduğunuz yerde kılınız" dedi. Arkasından da: soğuk veya yağmurlu bir gece olduğu zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müezzine, " Haberiniz olsun, namazı bulunduğunuz yerlerde kılınız" demesini emrederdi, diye ilâve etti. ezan 18 Müslim, müsâfirîn, 22, 24; Nesâî, ezan 17; İbn Mâce, ikâme 35; Dârimî, salât 55; Muvatta' nida 10.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek
1066-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in müezzini Medine'de yağmurlu gecelerde ve soğuk seherlerde böyle (namazlarınızı evlerinizde kılınız) diye nida etti. es-Sünenü’l-kübrâ, III, 71. Dâvûd buyurdu ki: Bu haberi Yahya b. Saîd el-Ensâri Kasım'dan; o da İbn Ömer vasıtasıyla Resûlüllah’dan rivâyet etmi?, rivâyetinde " seferde" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek
1067-)
Câbîr (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir seferde idik, yağmura tutulduk. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sizden isteyen namazını olduğu yerde kılsın" buyurdu. ezan 40; Müslim, müsafirîn 25; Tirmizî, salât 184; Ahmed b. Hanbel, III, 312, 327, 397; V, 62.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek
1068-)
Muhammed b. Sîrîn'in amcası oğlu Abdullah b. el-Hâris'in haber verdiğine göre; İbn Abbâs (radıyallahü anh) yağmurlu bir günde müezzinine; dedikten sonra, deme, " namazınızı evlerinizde kılınız de" diye emretti. İnsanlar bunu pek beğenmediler. Bunun üzerine İbn Abbâs: Bunu benden daha hayırlı olan biri yaptı. Şüphesiz cuma (yani " haydin namaza" diye çağırılınca icabet) farzdır. Ben ise dedirtip de sizi meşakkate sokmayı, yağmurda çamurda yürümenizi arzu etmedim" dedi. cuma 14, 10; Müslim, müsafirûn, 26; İbn Mâce, İkâme .15.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek
1069-)
Târik b. Şihâb'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Köle, kadın, çocuk ve hasta dışındaki bütün müslümanlara cemaatle cuma (kılmaları) farz-ı ayındır." es-Sünenü'l-Kübrâ, III, 172. Dâvûd buyurdu ki: Tank b. Şihâb Resûlüllah'ı görmüş fakat ondan birşey işitmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cumayı Terkedenlere Yapılmış Ağır Tehdidler
1070-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Medine'de Mescid-i Nebevi'de edâ edilen cuma'dan sonra kılınan ilk cuma namazı, Bahreyn'in bir köyü olan Cüvâsâ'da kılınandır. cuma 11, meğâzî, 69; Nesâî, cuma 1. (b. Ebi Şeybe); Cüvâsâ Abdulkays kabilesi köylerinden biridir" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Köylerde Cuma
1071-)
Babası Ka'b b. Mâlik'in gözleri görmez olduktan sonra ona rehberlik eden Abdurrahman b. Ka'b demiştir ki: cuma günü ezanı duyunca Es'ad b. Zürâre için dua ederdi. Kendisine: işitince Es'ad b. Zurâre'ye (niçin) duâ ediyorsun? dedim. o Nakîu'l-hadamat denilen çukurdaki Beni Beyâda Harrasından Hezmü'n-Nebît denilen yerde bize ilk defa cuma namazını kıldırandır, karşılığını verdi. gün kaç kişiydiniz? dedim. kişi idik, diye cevap verdi. Mâce, ikâme 78.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Köylerde Cuma
1072-)
Iyas b. Ebî Ramle eş-Şâmi'den; İbn Hıbbân sikalardan saymış, İbnu’l-Münzîr " mechûl" demiştir. demiştir ki: b. Ebî Süfyân'ın yanındaydım. Muâviye, Zeyd b. Erkam'a:" İki bayram (bayram ve cuma) aynı güne rastladığı bir günde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulundun mu?" diye sordu. Zeyd: dedi. nasıl yaptı? kıldı sonra cuma için ruhsat verip " kılmak isteyen kılsın" buyurdu. iydeyn 32; İbn Mâce, ikâme 166; Ahmed b. Hanbel, IV, 372; Dârimî, salât 225.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Bayram Gününe Rastlarsa
1073-)
Atâ b. Ebî Rabâh'den nakledilmiştir ki: rastlayan bir bayram gününde İbnu'z-Zübeyr bize günün evvelinde (Bayram namazı vaktinde Bayram namazını) kıldırdı. Sonra biz cumaya gittik, fakat İbnu'z-Zübeyr gelmedi. Biz de namazımızı teker teker kıldık. O zaman İbn Abbâs Taif'te idi. Gelince durumu kendisine anlattık. uygun davranmış, dedi. iydeyn 32.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Bayram Gününe Rastlarsa
1074-)
Ata (b. Ebî Rebâh) demiştir ki: b. ez-Zübeyr devrinde cuma ile bayram aynı güne rastladı. İbnu'z-Zübeyr: "İki bayram aynı günde birleşti" deyip erkenden ikisini birden iki rekat olarak kıldırdı. İkindiye kadar da bir daha namaz kılmadı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Bayram Gününe Rastlarsa
1075-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sizin şu gününüzde iki bayram bir araya geldi. İsteyen(e bayram namazı yeter) cumayı kılmayabilir ama biz cumayı kılacağız." edâhî, 16; Nesâî, iydeyn 13, 31, 32; İbn Mâce, ikâme 166; Dârimî, salât 225; Muvatta', iydeyn 5. Şu'be'den diye an'ane ile rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Bayram Gününe Rastlarsa
1076-)
.. İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan; rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günleri sabah namazında Secde ve İnsan sûrelerini okurdu. cuma 10; Müslim, cuma 65; İbn Mâce, ikâme 6; Nesâî, cum'a 38, Tirmizî, cum'a 23; Beyhakî, es-Sunenü’l-kubrâ, II, 389.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Günü Sabah Namazında Okunacak Sûreler
1077-)
Şu'be, Muhavvel'den; önceki hadisi aynı sened ve mana ile rivâyet etmiş ve cuma namazında da Cuma ve Münâfikun sûrelerini okuduğunu ilâve etmiştir. cum'a, 61, 62, 64.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Günü Sabah Namazında Okunacak Sûreler
1078-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den; rivâyet edildiğine göre: Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh), -caminin kapısında satılanı kast ediyor- ibrişimden bir hülle görüp: Resûlallah! Şu hülleyi alıp da cuma günleri ve sana elçiler geldiğinde giysen, dedi. Buna karşılık Resûlüllah: Bunu sadece âhirette nasibi olmayanlar giyerler" buyurdu. Sonra Hazret-i Peygamber'e o hüllelerden geldi. O da bir tanesini Hazret-i Ömer'e verdi. Ömer: Resûlallah! Sen Utarid'in hüllesi hakkında, " (onu âhirette nasibi olmayan giyer" şeklindeki) sözlerini söylediğin halde, şimdi bana giydiriyorsun, dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Ben bunu sana giyesin diye vermiyorum" buyurdu. Ömer de o hülleyi Mekke'deki müşrik kardeşine gönderdi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma İçin Giyinmek
1079-)
Sâlim'in naklettiğine göre babası (Abdullah b. Ömer) şöyle demiştir: b. el-Hattâb, çarşıda satılan atlas bir Hülle buldu. Onu alıp Resûlüllah'a getirdi ve: satın al, bayram ve gelen elçiler için süslenirsin, (bayramda ve elçi geldiğinde giyersin) dedi. b. Salih) bundan sonra (önceki) hadiste olanları anlattı. Ancak önceki rivâyet daha tamdır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma İçin Giyinmek
1080-)
Muhammed b. Yahya b. Habbân'dan; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sizden birine bulabilirse, -veya Buradaki şekk, râvilerden birine aittir. - bulabilirseniz, Cuma günü için iş (günlük) elbiselerinden başka iki elbise temin etmesinde günah yoktur. Amr dedi ki: İbn Ebî Habib, Mûsâ b. Sa'd'den naklen o da İbn Habbân’dan, O da İbn Selâm'dan naklen haber verdi ki İbn Selâm, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı bu sözü minberden söylerken işitmiş. Dâvûd da şöyle dedi; hadisi, Vehb b. Cerîr babası vasıtasıyla Yahya b. Eyyûb'den; o, Yezîd b. Ebî Habib'den; Yezid, Mûsâ b. Sa'd'den; O da Yusuf b. Abdillah b. Selâm tarîkiyla Resûlüllah'dan rivâyet etmiştir. Mace, ikame 83, Muvatta', cuma 17.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma İçin Giyinmek
1081-)
Amr b. Şuayb'ın babası kanalıyla dedesinden yaptığı rivâyete göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), mescidde alış-veriş yapılmasını, kayıp ilân edilmesini, şiir söylenmesini ve cuma günü namazından önce halka halinde oturulmasını nehyetmiştir. mesâcid 22; İbn Mâce, ikâme 96; Tirmizî. salat 123; Ahmed b. Hanbel, II, 179.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Günü Namazdan Evvel Camide Halka Yapıp Oturmak
1082-)
Ebû Hâzim b. Dînar anlatmıştır: Bazı insanlar, minberin hangi ağaçtan olduğu konusunda münakaşa ederek, Sehl b. Sa'd es-Sa'idî'ye gelip sordular. Sa'd şöyle dedi: ben onun neden olduğunu çok iyi biliyorum. Onu, mescide konulduğu ve Resûlüllah'ın üzerine oturduğu ilk günde gördüm. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) –Sehl’in adını da verdiği- Ebû Hazm söylüyor. Yani Sehl bu kadının ismini söylemiş fakat Ebû Hazm unutmuş. Marangoz kölene emret, benim için bir minber yapsın. İnsanlara hitab ettiğim zaman üzerine oturayım" diye haber gönderdi. Kadın köleye emretti, o da minberi Ğabe ılgınlarından yapıp getirdi. Kadın da Hazret-i Peygambere gönderdi. Resûlüllah emretti ve minber işte oraya kondu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın onun üzerinde namaz kıldığını gördüm. Tekbir aldı, sonra onun üstünde iken rükû' yaptı daha sonra da geri geri inip minberin dibinde secde etti. Bilâhere (minbere) tekrar çıktı. Namazı bitirince cemaate dönüp: Ey insanlar! Bunu ancak bana uymanız ve namazımı öğrenmeniz için yaptım" buyurdu. cuma 26, salât 64, buyu' 32, hibe 3; Müslim, mesâcid 45; Nesâî, mesâcid 45; Ahmed b. Hanbel, V, 339.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Camilere Minber Konulması
1083-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaşlanınca Temimü'd-Dârî kendisine: - Ya Resûlallah! Senin için kemiklerini (azalarını) taşıyacak -veya toplayacak- (üzerine çıkıp hutbe okuyacağın) bir minber temin edeyim mi? dedi. Efendimiz de: Evet" buyurdular. üzerine Temîm, Resûlüllah için iki basamaklı bir minber temin etti. Sitte içinde sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Camilere Minber Konulması
1084-)
Seleme b. el-Ekva'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah'ın minberi ile duvarın arasında koyunun geçebileceği kadar bir aralık vardı." salat 262; Buhârî (benzeri) salat 91, i'tisam 16; Ahmed b. Hanbel, IV, 54.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Minberin Veri
1085-)
Ebû Katâde (radıyallahü anh)'den; rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günü müstesna -günün tam yansında öğleden önce güneş tam tepede iken- namaz kılmayı hoş görmedi ve: Şüphesiz cuma günlerinin dışında cehennem (işte bu vakitte) tutuşur" buyurdu. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis mürseldir. Çünkü Mücâhid, Ebû'l-Halil’den daha büyüktür. Ve Ebû'l-Halil, Ebû Katâde’den birşey duymamıştır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Günleri Zevaldan Önce Namaz Kılmak
1086-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cumayı güneş (batıya) yöneldiği zaman kılardı. cuma 16; Tirmizî, cuma 9.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazının Vakti
1087-)
İyâs b. Seleme, babası Seleme b. el-Ekvâ, şöyle dediğini haber vermiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte cumayı kılar, ve (henüz) duvarların gölgesi yokken (mescitten) ayrılırdık. cuma 32; Nesâî, cuma 14; İbn Mâce, ikâme 84; Dârimî, salât 194; Ahmed b. Hanbel, IV, 46, 54.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazının Vakti
1088-)
Sehl b. Sa'd'den nakledilmiştir ki: cumadan sonra kaylûle yapar ve kahvaltı ederdik. cuma 40; Müslim, cuma 30; Tirmizî, cuma 26; İbn Mâce, ikâme 84; Ahmed b. Hanbel, V, 336; Darekutnî, sünen, II, 20.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazının Vakti
1089-)
es-Sâib b. Yezid (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahü anh)'in devirlerinde cuma günü ilk ezan, imam minbere oturduğu zaman (okunur) idi. Osman (radıyallahü anh), halife olup da insanlar (Medine'de) çoğalınca Osman, cuma gününde üçüncü bir ezam emretti. Bunun üzerine Zevrâ'da bir ezan daha okun(maya başla)dı ve cuma ezam bu şekilde kaldı. cuma 25; Nesâî, cuma 15; Tirmizî, cuma 20; İbn Mâce, ikâme, 97.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Gününde Ezan
1090-)
Sâib b. Yezid (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: günü ezan, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) minbere çıktıkları zaman huzurlarında caminin kapısında okunurdu. Ebû Bekr ve Ömer (radıyallahü anh) zamanlarında da (bu böyleydi). b. İshâk hadisin kalanını Yûnus'un rivâyet ettiği (bir önceki hadis) gibi nakletti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Gününde Ezan
1091-)
Sâib (b. Yezîd)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın sadece bir müezzini vardı. O da Bilâl'dı. Cum'a 22; Nesâî, Cum'a 15; İbn Mâce, ikâme 97; Ahmed b. Hanbel, III, 449. Bundan sonra Muhammed b. îshâk, Yûnus'un hadisindeki mânâyı nakletti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Gününde Ezan
1092-)
Nemir'in kızkardeşinin oğlu Sâib b. Yezid'den rivâyet edilmiştir. Şöyle der: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın sadece bir müezzini vardı." (Salih b. Keysân) bütünüyle olmasa da (Yunus'un) hadisi(ni) nakletmiştir. bir önceki kaynaklar.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Gününde Ezan
1093-)
Câbir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Cuma günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minbere oturunca (cemaate): Oturunuz" buyurdu. Mes'ud bunu duyunca mescidin kapısına oturuverdi. Resûlüllah onu görüp: Ey Abdullah b. Mes'ûd (buraya) gel" buyurdu. es-Sünenül-kübrâ, III, 218; Hâkim, el-Müstedrek, I, 286. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis mürsel olarak bilinir. Çünkü insanlar bunu sadece Ata kanalıyle (Câbir'i zikretmeden) Resûlüllah'dan rivâyet etmişlerdir. (Mahled ise, onlara muhalefet etmiş ve mevsûl olarak rivâyet etmiştir). Mahled de (rivâyeti, tetkik edilmek üzere kabul ve kaydedilen) bir râvî (şeyh)dir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İmamın Hutbe Esnasında Bir Başkası İle Konuşması
1094-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) (cumada) iki hutbe okurdu. Minbere çıktığı zaman: -zannediyorum müezzin Bu söz Nâfi'ye aittir. İbn Ömer " bitirinceye kadar" fiilinin failini açıklamamış, talebesi Nâfi de o gizli failin müezzin olabileceğini söylemiş. (ezanı) bitirinceye kadar oturur, sonra kalkıp hitâb eder, sonra yine oturur ve hiç konuşmaz, bilâhere kalkıp tekrar hitâbederdi." cum'a 30; Müslim, cum'a 34; Tirmizî, cum'a II; Nesaî, cum'a 33, İbn Mâce,
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İmamın Minbere Çıktığı Zaman Oturması
1095-)
Câbir b. Semure (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayakta hutbe irâd eder, sonra oturur, sonra kalkıp yine ayakta hitab ederdi. (Câbir dedi ki:) " Kim sana Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in oturarak, hutbe irad ettiğini söylerse, yalan söylemiştir. Vallahi ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte iki bin (vakit)den fazla namaz kıldım. cuma 33, 35, 36; Nesâî, cuma 34, 35; Ahmed b. Hanbel, III, 31;,V, 87, 91, 92, 97, 101, 107, 108; Beyhakî, es-Sıinenu'l-kubrâ, III, 197.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Ayakta Hutbe Okumak
1096-)
Câbir b. Semure (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: günü) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in iki hutbesi vardı. Bu hutbeler arasında oturur, hutbelerde de Kur'an okur ve cemaate nasihat ederdi. cuma (benzeri) 30; Nesâî, cuma 34; İbn Mâce, ikâme 85.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Ayakta Hutbe Okumak
1097-)
Ebû Avâne, Sımak b. Harb'den; Câbir b. Semure'nin şöyle dediğini rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ayakta hutbe irad ederken gördüm. Sonra birazcık oturur, hiç konuşmazdı. sonra) Ebû Avâne, (Câbir'in rivâyeti olan bundan önceki) hadisi zikretti. cum'a 34; Ahmed b. Hanbel, V, 90, 93, 97, 100.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Ayakta Hutbe Okumak
1098-)
Şu'ayb b. Ruzeyk et-Tâifî'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile sohbeti olan bir adamın yanına oturdum. Ona el-Hakem b. Hazn el-Kulefî denilir. Bu zat, bize şöyle anlatmaya başladı: veya - Bu şek râvilerden gelmektedir. - dokuz kişiden biri olarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e elçi olarak geldim. Onun huzuruna girip " Ya Resûlallah! Biz seni ziyaret ettik, sen de bizim için hayır duâ et" dedik. (Resûlüllah bizim için duâ etti) ve bize birazcık hurma (getirilmesini) emretti. O zaman durum biraz zayıftı (gelir azdı). Biz Medine'de günlerce kaldık. Resûlüllah ile beraber cumada bulunduk (cuma kıldık). Efendimiz, bir bastona veya - Bu sekler râvilerden gelmektedir. - yaya dayanarak kalktı. Kısa, güzel, mübarek kelimelerle Allah'a hamd ve sena etti. Sonra; Ey insanlar! Siz emrolunduğunuz herşeyi yapamazsınız veya - Bu şekler râvilerden gelmektedir. - güç yetiremezsiniz, ama doğru olunuz" müjdeleyiniz!" buyurdu. es-Sünenu’l-kübrâ, III, 206. Dâvûd'un talebesi) Ebû Ali dedi ki: Dâvûd'u " hadisten birkaç kelimeyi bana, bazı arkadaşlar kaydettirdiler (Kâğıttan silinmiş) " derken dinledim.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1099-)
İbn Mes'ûd (radıyallahü anh)'den; rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe irad ettiği zaman şunları söylerdi: Hamd sadece Allah'adır. Allah'a hamdeder, ondan yardım ister ve Onun bağışlamasını dileriz. Nefislerimizin şerrinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidâyete erdirdiği kimseyi sapıtacak kimse yoktur. Allah kimi şaşırtmışsa onu da kimse hidâyete erdiremez. Allah'tan başka ilâh olmadığına Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim. Allah onu kıyametin önünde korkutucu ve müjdeleyici olarak hak (din) ile göndermiştir. Kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim de onlara isyan ederse (bilsin ki) o nefsinden başka hiç kimseye zarar vermeyecektir. Allah'a hiçbir zarar vermeyecektir." cuma 48; Ebû Dâvûd, nikâh 32; Ahmed b. Hanbel, IV, 256, 379.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1100-)
Yûnus (b.Yezid), İbn Şihâb'a Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hutbesini sormuş, o da önceki rivâyetin benzerini nakletmiş, (farklı olarak) şunları (da) söylemiştir: ikisine (Allah'a ve Resulüne) isyan eden muhakkak sapmıştır. Rabbimiz Allah bizi kendisine ve Resulüne itaat eden, rızasına (razı olacağı şeylere) tâbi olan, hışmından (azabına sebep olacak şeylerden) kaçınanlardan kılsın. Biz ancak ondan (yardım isteyici) ve ona (itaat edici)yiz." es-Sünenü'l-kübrâ, III, 215.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1101-)
Adiyy b. Hatim (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Bir hatib Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında hutbe okuyup; Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse (şüphesiz doğru yolu bulmuştur), kim de onlara isyan ederse..." dedi. üzerine Hazret-i Peygamber: Kalk! - veya git - Şek râvilerden birine aittir. (sen) ne kötü hatibsin!.." buyurdu. cuma 48; Ebû Dâvûd, edeb 77; Ahmed b. Hanbel, IV, 256 - 329.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1102-)
el-Hâris b. en-Nu’man’ın kızından demiştir ki: " Kaf" suresini ancak Resûlüllah'ın ağzından ezberledim. O bu sureyi her cuma hutbede okurdu. Bizim tandırımız ile Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın tandırı birdi. cuma 50; Nesâî, cuma 28; Ahmed b. Hanbel, VI, 435, 436, 463; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 211. Dâvûd dedi ki: Ravh b. Ubâde Şube'den " Harise b. Nu'man'ın kızı" ; İbn Hişam ise " Harise b. Numan'ın kızı Ümmü Hişâm" şeklinde rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1103-)
Câbir b. Semure (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in namazı da hutbesi de orta idi. (Hutbede) Kur'ân'dan birkaç âyet okur ve halka öğüt verirdi." cuma 41, 42; Tirmizî, cuma 12; Nesâî, cuma 35; iydeyn 24, 26; İbn Mâce, ikâme 85; Dârimî, salât 199; Ahmed b. Hanbel, V, 91, 94, 95, 98, 100, 102, 106, 107.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1104-)
Amre, kız kardeşi (Ümmü Hişâm)’ın şöyle dediğini rivâyet etti: sûresini sadece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ağzından öğrendim. Onu her cuma (hutbe esnasında) okurdu. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi aynı şekilde Yahya b. Eyyûb ve İbn Ebi'r-ricâl, Yahya b. Sa'd'den o da Amre'den; Amre de Harise b. en-Numân’in kızı Ümmü Hişâm’dan rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1105-)
Amre, Abdurrahman'ın kızı Amre'den -(künyesi Ümmü Hişam olan) Amre, öbür Amre'den daha büyüktür- bir önceki hadisi mânâ olarak rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Yaya Dayanarak Hitab Eden Kimse
1106-)
Husayn b. Abdurrahman der ki: b. Rueybe (radıyallahü anh) Bişr b. Mervan'ı b. Mervân, Abdulmelik b. Mervan'ın kardeşidir. Kûfe'de vali idi. Umâre (radıyallahü anh) de Kûfe’li olduğu için bu hâdisenin Küfe camiinde vukubulmuş olması muhtemeldir. cuma günü (ellerini kaldırarak) dua ederken görüp " Allah bu elleri çirkinleştirsin (cezasını versin)" dedi. dedi ki: Husayn, Umâre bana, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı minber üzerinde (dua ederken veya hutbe okurken) gördüm. Şuna -baş parmağın yanındaki işaret parmağını kasdederek- bir şey ziyâde etmezdi" dedi. cuma 53; Tîrmizî, cuma 19; Dârimî, salât 201; Ahmed b. Hanbel, IV, 166.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Minber Üzerinde Elleri Kaldırmak
1107-)
Sehl b. Sa'd (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı ne minberi üzerinde ne de başka bir yerde ellerini kaldırarak dua ederken hiç görmedim. Ama onu şöyle yaparken gördüm- (Sehl bunu söyleyince) işaret parmağını kaldırdı orta parmakla baş parmağı da biri birine birleştirdi. b. Hanbel, V, 337; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, III, 210.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Minber Üzerinde Elleri Kaldırmak
1108-)
Ammâr b. Yâsir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize hutbeleri kısa tutmayı emrederdi. el-Müstedrek, I, 289; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, III, 208.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Hutbelerin Kısa Olması
1109-)
Câbir b. Semure es-Suvâî (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günleri va'zı uzatmazdı. O(nun va'z'ı) birkaç kelimeden ibaretti." el-Musledrek, I, 289; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübra, III, 208.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Hutbelerin Kısa Olması
1110-)
Semure b. Cündüb (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edildi: Zikri (hutbeyi) dinleyiniz. İmama yakın durunuz. Çünkü insan (imamdan) uzak kalmaya devam eder, o kadar ki, cennete girse bile, orada (girmekte veya derece yönünden) geri bırakılır. el-Müstedrek, I, 289; Beyhakî, es-Sünenu’l-bübrâ, III, 238.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Meviza Hutbe Anında İmama Yakın Olmak
1111-)
Abdullah b. Büreyde babası (Büreyde)'nin şöyle dediğini nakletmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize hutbe irad ederken, Hasan ve Huseyn (radıyallahü anhümâ) üzerlerinde kırmızı birer gömlek olduğu halde düşe-kalka (mescide) geliverdiler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hemen inip onları aldı ve onlarla birlikte minbere geri çıktı. Sonra da: Allah doğru söyledi: Mallarınız ve çocuklarınız ancak imtihan vesilesidir. et-Teğâbun (64), 15; el-Enfâl (8), 28. Bunları gördüm, sabredemedim" buyurdu ve hutbeye başladı. menâkıb 30; Nesâî, cuma 30; iydeyn 27; İbn Mâce, libâs 20; Ahmed b. Hanbel V, 354.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İmam Hutbe İrad Ederken Meydana Gelen Herhangi Bir Olay Sebebiyle Hutbeyi Kesebilir
1112-)
Muâz b. Enes (radıyallahü anh)’ın babası (Enes)’den rivâyet ettiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günü imam hutbe okurken ihtiba yapmaktan men' etti. cuma 18; Ahmed b. Hanbel, III, 439.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Hatib Hutbe İrad Ederken Dizleri Dikip Oturmak
1113-)
Ya'lâ b. Şeddâd b. Evs'den nakledilmiştir ki: ile birlikte Beytu'l-Makdis'de bulundum. Bize cuma namazı kıldırdı. (Cemaate) baktım bir de ne göreyim; mesciddekilerden çoğu Resûlüllah'ın ashabından ve imam hutbe okurken ihtibâ hâlinde oturuyorlar! es-Sünenü’l-kübrâ, III, 235. Dâvûd buyurdu ki: İbn Ömer, imam hutbe okurken ihtibâ ederdi, Enes b. Mâlik, Şüreyh, Sa'saa b. Suhan, Said b. et-Müseyyeb, İbrahim en-Nehaî, Mekhûl, İsmail b. Muhammed b. Sa'd da (aynı şekilde ihtibâ ederdi). Nuaym b. Selâme de " İhtibâda beis yok" dedi. Davûd dedi ki: Ubâde b. Nuseyy'den başka hiç bir kimsenin mekruh dediği bana ulaşmadı."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Hatib Hutbe İrad Ederken Dizleri Dikip Oturmak
1114-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'nin haber verdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); İmam hutbe okurken (yanındaki arkadaşına) " sus" dedin mi, boş konuşmuş (cumanın sevabını kaçırmış) olursun" buyurmuştur. cuma 36; Müslim, cuma 12; Nesâî, cuma 22, iydeyn 21, Tirmizî, cuma 16; İbn Mâce, ikâme 86; Ahmed b. Hanbel, II, 244, 272, 280, 393, 396, 485, 517, 532; Muvatta, cuma 6; Dârimî, salât 195.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Îmam Hutbe Okurken Konuşmak