Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

5147-) Ebû Said el-Hudrî'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim üç kızın geçimini üzerine alarak onları (İslâm terbiyesi üzere), terbiye eder, evlendirir ve (evlendirdikten sonra da) onlara (olan) iyiliğini sürdürürse onun için (mükâfat olarak) cennet vardır..." birr 13.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yetimin Geçimini Üzerine Alan Kimsenin Fazileti Hakkında Gelen Hadisler
5148-) (Yine) aynı senetle Süheyl (b. Ebi Salih)'den (bir de bir önceki hadisin) manası rivâyet edilmiştir. Bu rivâyete göre Hazret-i peygamber: Her kim) üç kız kardeşin yada üç kızın yahutta iki kızın veya iki kız kardeşin (geçimini üzerine alır da onları büyütür ve evlendirirse onun mükafatı cennettir)" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yetimin Geçimini Üzerine Alan Kimsenin Fazileti Hakkında Gelen Hadisler
5149-) Avf b. Mâlik el-Eşcaî'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Asil ve güzel olduğu halde kocasından dul kalıp da yetim çocukları için (onlar ev bark sahibi olup kendisinden) ayrılıncaya kadar yahutta (onlar) ölünceye kadar, kendini (kocaya varmaktan) alıkoyan (ve bu hususta karşılaştığı sıkıntılar sebebiyle) yanakları kararan kadınla ben kıyamet gününde (biribirimize yakınlıkta) şu ikisi gibiyiz." Yezid, (bu hadisi rivâyet ederken Hazret-i Peygamber'in bu hadisi söylerken yaptığı hareketi aynen göstermek için) orta parmağıyla şehadet parmağına işaret etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yetimin Geçimini Üzerine Alan Kimsenin Fazileti Hakkında Gelen Hadisler
5150-) Hazret-i Sehl'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) orta parmağıyla baş parmağının yanında yer alan şehadet parmağını bitiştirerek: Yetimin geçimin üzerine alan ile ben cennette işte böyleyiz." buyurdu. takık 25, edeb 24; Müslim, zühd 42; Tirmizî, biır 14; Muvatta, şea'î 5; Ahmed b. Hanbel, II, 375, V, 333.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yetimi Bağrına Basmanın Fazileti
5151-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan (rivâyet edildiğine göre); Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Cibril, komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki sonunda (kendi kendine) onu mirasçı kılacak, dedim." edeb 28, Müslim bin. 140- 141; Tirmizî, birr 28; İbn Mace. edeb 4; Ahmed b. Hanbel, 11,85, 160, 259, 305, 445,458, 514. V, 32, 365. VI, 52.91, 125, 187,238.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Komşu Hakkı
5152-) Mücâhid'den (rivâyet edildiğine göre) Abdullah b. Amr, bir koyun kesmiş de (aile fertlerine: " Bu koyunun etinden) yahudi komşuma da verdiniz mi? (Bundan ona da vermeyi unutmayınız) Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: bana komşuyu o kadar (çok) tavsiye etti ki; neticede ben onu (bana) varis kılacak zannettim, derken, işittim." demiş.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Komşu Hakkı
5153-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den demiştir ki: Bir adam, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek komşusundan acındı. (Hazret-i Peygamber de): Git ve ondan gelen sıkıntılara sabret! buyurdu. Sonra (adam) iki veya üç defa daha geldi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber): eşyanı yola at! buyurdu. Bunun üzerine (adam gidip) eşyasını yola attı. (Eşyayı yolda gören) halk ona (bunun sebebini) sormaya başladı. (Adam da) olayı onlara anlatıyordu. (Olayı öğrenen kimseler de o kötülük yapan) komşuyu " Allah bunu onun da başına getirsin!" diyerek lanet ediyorlardı. Derken o kötü komşu geldi ve eşyalarını sokağa atan kimse: (" Artık evine) dön benden bir daha hoşlanmayacağın bir davranış görmeyeceksin" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Komşu Hakkı
5154-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Allah'a ve ârihet gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Ulah'a ve ârihet gününe iman eden kimse komşusuna eziyet etmesin. Vllah'a ve âhiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin yada susun." edeb 31, 85, rikak 23; Müslim, lukata 14, iman 74-75, 77; Ebû Dâvûd, el'ime 5; Tirmizi, bin; 43, kıyame 50: İbn Mace, edeb 5; Darimî, et'ime 11; Muvatta, sıfatüinnebiy 22; Ahmed b. Hanbel, II, 1/4,267,269,463, III. 76, IV, 31. V, 412, VI. 69, 384, 385.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Komşu Hakkı
5155-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den demiştir ki: Ben (Hazret-i Peygambere:) Allah'ın Resulü! Benim iki tane komşum var. (Ziyaret etmem veya hediye vermem icab ettiği zaman bunların) hangisinden başlayayım? dedim de, en yakın olandan, buyurdu. edeb 32, şüf’a 3, hibe 16. Dâvûd dedi ki: Şu'be bu hadisi rivâyetinde: Talka Kureyş'ten bir adamdır" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Komşu Hakkı
5156-) Ali Aleyhisselâm'dan demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in son sözü: namaza (sarılın) namaza!- (Bir de) sağ ellerinizin sahip olduğu kimseler hakkında Allah'dan korkun" oldu. Mace, vesaya I.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5157-) Ma'rur b. Süveyd'den demiştir ki: Zerr'i, Rebeze'de üzerinde kalın bir aba olduğu halde gördüm. Kölesinin üzerinde de (o abanın) bir eşi vardı. (Orada bulunan) cemaat: Ebû Zer! Kölenin üzerinde bulunan abayı alsan da onun (senin üzerinde bulunan) şu abayla birleştirsen (güzel) bir elbise olur. Kölene de başka bir elbise giydirsen (olmaz mı)? dedi. Ebû Zer de şu cevabı verdi; annesi Acem olan (Arap olmayan) bir kimseyle atışmış ve onu annesiyle ayıplamıştim. Bunun üzerine (gidip) beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şikâyet etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'da: Ebû Zer! Sen kendisinde cahiliyyet (izleri) bulunan bir kişisin. Muhakkak ki bu köleler, sizin kardeşlerinizdir, Allah (bazı dünyevi imkânlar vererek) sizi (dünyada) onlara üstün kılmıştır. Eğer siz(in emirleriniz)e uygun hareket etmezlerse onları satınız. (Fakat) Allah'ın yarattıklarına işkence etmeyiniz, buyurdu. iman 22, edeb 44; Müslim, eyman 38,40: Tirmizî, birr 29, tefsir 22/1; Ahmed b. Hanbel, V, 161, İbn Mace. edeb 10.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5158-) el-Ma'nir b. Süveyd'den demiştir ki: Rebeze'de Ebû Zer.'in yanına girmiştik. Bir de gördük ki üzerinde bir kumaş var ve aynısından kölesinin üzerinde de var. Bunun üzerine (kendisine): Ebû Zer! Kölenin kumaşım alıp da kendi kumaşına (ilave etsen sana bir takım) elbise olur. Kölene de başka bir elbise giydirsen" dedik. (Bize) şöyle cevap verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: (Köleleriniz) Allah'ın kendilerini sizin ellerinizin altına koyduğu kardeşlerinizdir. Kimin kardeşi kendi elinin altına ise, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin ve ona gücünü aşan bir iş yüklemesin. Şayet ona gücünü aşan bir iş yüklerse kendisine yardım etsin" derken, işittim iman 22, edeb 44; Müslim, eyman 38, 40, Tîrmizî, birr 29. Ahmed b. Hanbel. V, 161, İbn Mace. edeb 10. Dâvûd dedi ki, bu hadisi yine aynı şekilde İbn Numeyr de el A'meş'ten rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5159-) Ebû Mesud el-Ensarî'den demiştir ki: bir kölemi dövüyordum. (Birden bire) arkamdan: (Şunu) bilki (ey) Ebû Mesûd! diye bir ses işittim. -İbn el Müsennâ (bu sesi) iki defa (işittim) diye rivâyet etti.- (Sonra bu ses): Allah'ın gücünün sana olan üstünlüğü, senin gücünün bu köleye karşı olan üstünlüğünden daha fazladır" (diye devam etti). Bunun üzerine hemen (sesin geldiği tarafa doğru) dönüp baktım bir de ne göreyim; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)! Ey Allah'ın Rasulü, yüce Allah'ın rızası için bu köle hürdür" dedim. iyi bil ki, eğer sen (bu azad etme işini) yapmasaydın (kölene yaptığın bu işkenceden dolayı) cehennem ateşi seni saracaktı, dedi. bu son cümlede tereddüd etti de sonra şöyle dedi:) Yahutta: Sana cehennem ateşi dokunacaktı" dedi. eyman 35; Tirmizi birr 30.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5160-) (Bir önceki hadisin) manası aynı şekilde ve aynı senedle A'meş'den de (rivâyet edilmiştir. Bu rivâyete göre Ebû Mes'ûd): Ben kendime ait siyah bir köleyi kamçıyla dövüyordum..." demiş (fakat bir önceki hadiste geçen) azad etme olayını anlatmamıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5161-) Hazret-i Ebû Zerr'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kölelerinizden, siz(in emirleriniz)e uygun hareket edenlere, yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden de giydirin, onlardan siz(in emirleriniz)e uygun hareket etmeyenleri ise satınız. Allah'ın yarattıklarına işkence etmeyiniz." b. Hanbel; V, 168, 173.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5162-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte Hudeybiye'de bulunmuş olan Rafi b. Mekîs'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Elinin altındakilere iyi muamele etmek uğurdur. Kötü ahlâklı olmak ise uğursuzluktur."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5163-) Cüheyne'den olan ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte Hudeybiye'de bulunmuş olan Rafi b. Mekîs'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Elinin altındakilere iyi muamele etmek uğurdur. Kötü ahlâklılık ise uğursuzluktur."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5164-) el-Abbâs b. Cüleyd el-Hacrî'den demiştir ki: Ben Abdullah b. Ömer'i şöyle derken işittim: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Allah'ın Resulü hizmetçiyi kaç defa affedelim? dedi. Peygamber) sükût etti. Sonra (adam) bu soruyu Hazret-i Peygambere tekrar sordu. (Hazret-i Peygamber yine) sükût etti. Bu sözü üçüncü kez tekrarlayınca: Onu günde yetmiş defa affediniz" buyurdu. bîrr 31.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5165-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den demiştir ki: yetmiş defa tevbe eden, tevbe için huzuruna pek çok insan gelen) Tevbe Peygamberi Ebü'l-Kasim bana şöyle dedi: kim kölesine hakkında söylediği sözden beri olduğu halde zina isnad ederse kendisine kıyamet gününde hadd (cezası) olarak celde yapılır. bu hadisi rivâyet ederken şöyle dedi: (Bu hadisi) bize Îsa, el-dayl b. Gazvan'dan rivâyet etti. hudud 45; Müslim, eyman 37; Tirmizî, birr 30; Ahmed b. Hanbel, II, 431, 500.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5166-) Hilal b. Yesafdan demiştir ki: Biz Süveyd b. Mukarrin'in evine inmiştik. İçimizde öfkeli bir ihtiyar vardı, yanında da cariyesi vardı. (Derken ihtiyar cariyesinin) yüzüne bir tokat vurdu. Süveyd'i o günkünden daha gazablı görmemiştim. (Süveyd bu kızgınlığıyla ihtiyara) şöyle dedi: tokatlamak için bula bula onun korunmuş olan yüzünü mü buldun? Vallahi ben bizi(m herbirimizi) Mukarrin oğullarından yedi kardeşin yedincisi olarak gördüm de bizim sadece bir tane de cariyemiz vardı. En küçüğümüz onun yüzüne bir tokat vurdu da (ceza olarak) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (onun) azad edilmesini emretti. eyman 31-33.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5167-) Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin'den demiştir ki: Ben bir kölemize bir tokat atmıştım. Bunun üzerine babam onu ve beni çağırıp (ona beni göstererek): Bunun sana yaptığının aynısını sen de buna yap!" dedi. Mukarrin oğullan - Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında sadece bir cariyeye sahiptik. İçimizden birisi ona bir tokat attı da bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): azadediniz, buyurdu. (Bu emri alan kardeşlerim Hazret-i Peygambere): bundan başka bir cariyemiz yok, diye mazeret beyan ettiler. (Hazret-i Peygamber de:) zenginleşinceye kadar (bu cariye) kendilerine hizmet etsin. Zenginleştikleri zaman onu azad etsinler, buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5168-) Zâzân'dan demiştir ki: Ben (Abdullah) b. Ömer'in yanına varmıştım. Kendisine ait bir köleyi azat etmişti. Yerden bir çöp -yahutta- birşey (buradaki şüphe raviye aittir) alıp: azad işinde) benim için şu (yerden aldığım) şey kadar bile sevap yoktur. (Çünkü ben) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı (şöyle) buyururken işittim: köleye bir tokat atarsa yahut da onu döverse keffâreti onu azat etmesidir. eyman 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölelerin Hakları
5169-) Hazret-i Abdullah b. Ömer'den (rivâyet edildiğine göre); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Muhakkak ki köle efendisine karşı samimi olup Allah'a ibadetini de güzel yaparsa, onun için iki defa sevap vardır." ıtk 17; Müslim, eyman 43; Ahmed II, 20, 102, 142.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kölenin Efendisine Karşı Samimi Olması Hakkında
5170-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimsenin karısını yahutta kölesini kendisine karşı kışkırtan kimse bizden değildir." b. Hanbel, V, 352, 355.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Köleyi Efendisine Karşı Kışkırtan Kimse Hakkında Gelen Hadisler
5171-) Hazret-i Enes b. Mâlik'den (rivâyet edildiğine göre, bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in odalarından birine başını uzatarak içeriye bakmış da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir mızrağın uc demiriyle veya bunlardan birkaç tanesiyle (buradaki şüphe raviye aittir) onun üzerine yürümüştü. sözlerine devam ederek şöyle) dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (elindeki bu temreni, o evinin içine bakan kimseye) saplamak için (Onun) üzerine saldırışını (hâlâ) görür gibiyim. istizan 11: diyat 23; Müslim, edeb 42; Tirmizi, istizan 17; Ahmed b. Hanbel, III, 239,242.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Eve Girmek İçin İstizan İzin İsteme Hakkında Gelen Hadisler
5172-) Hazret-i Ebû Hüreyre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (şöyle) buyururken işittiğini söylemiştir: Kim bir cemaatin evin(in için)e izinleri olmadan bakar da (onlar da) onun gözünü çıkarırsa (o adamın bu) gözü heder olur."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Eve Girmek İçin İstizan İzin İsteme Hakkında Gelen Hadisler
5173-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Kişi evin içine baktı da) Bakış (eve) girdi mi, artık (eve girmek için) izin (almaya lüzum) yoktur."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Eve Girmek İçin İstizan İzin İsteme Hakkında Gelen Hadisler
5174-) Hüzeyl'den demiştir ki: Bir adam geldi -Osman (b. Ebî Şeybe bu adamın) Sa'd (b. Ebi Vakkas) olduğunu rivâyet etti. Peygamber (aleyhisselâm)'ın kapısının önüne durup izin istedi ve kapının önüne dikildi. (b. Ebi Şeybe bu sözü) " kapıya karşı (dikildi)" diye rivâyet etti.- (sallallahü aleyhi ve sellem)'de ona: Şöyle (dur kapı) senden (biraz sağda veya solda kalacak şekilde biraz sağa veya sola doğru çekil) yahutta şöyle (dur). Çünkü izin göz içindir" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Eve Girmek İçin İstizan İzin İsteme Hakkında Gelen Hadisler
5175-) (Bir önceki hadisin) bir benzerini de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Sa'd (b. Ebi Vakkâs) rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Eve Girmek İçin İstizan İzin İsteme Hakkında Gelen Hadisler
5176-) Kelede b. Hanbel'den (rivâyet edildiğine göre) Safvan b. Ümeyye, kendisini (bir miktar) süt, bir ceylan yavrusu ve ufak cins birkaç salatalıkla Mekke'nin en yukarısında bulunan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e göndermiş. olayı şöyle anlatıyor: Hazret-i Peygamber'in huzuruna) selâm vermeden girdim. Bunun üzerine bana: dön ve esselâmü aleyküm (içeri girebilir miyim?) de! buyurdu. istizan 18. (Olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman oluşundan sonradır. (b. Ebî Süfyan) dedi ki: Bu hadisi bana (Ümeyye) b. Safvan Kelede b. Hanbel'den rivâyet etti. (Fakat): bunu ondan (kendi kulaklarımla) işittim" demedi. Dâvûd dedi ki: (Her ne kadar bu hadis-i şerifi şeyhim İbn Beşşâr bana rivâyet ederken Amr'dan sonra gelen ravinin ismini açıkça belirtmeden İbn Safvan diye bildirmişse de bu hadisi hana rivâyet eden ikinci şeyhim) Yahya b. Habib (o ravinin isminin) " Ümeyye b. Safvan' (olduğunu) rivâyet etti. Ve yine (bu şeyhim) Yahya (b. Habih'in) haber verd(iğine göre) Amr b. Abdillah b. Safvan (bu hadisi) kendisine Kelede b. Hanbel'in bildirdiğini söylemiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin Nasıl İzin İstenir?
5177-) Rib’i’den demiştir ki: Âmir oğullarından bir adamın bildirdiğine göre, kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evde iken " Girebilir miyim?" diyerek izin istemiş de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hizmetçisine: Şu adam(ın yanın)a çık ve ona izin istemeyi öğret, ona: Esselâmü aleyküm girebilir miyim de(mesini) söyle!" buyurmuş. da bunu işitmiş ve: Esselâmü aleyküm girebilir miyim?" demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona (girmesi için) izin vermiş, o da Hazret-i Peygamberin huzuruna girmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin Nasıl İzin İstenir?
5178-) Ribî b. Hıraş'dan demiştir ki: Bana haber verildiğine göre Âmir oğullarından bir adam (huzuruna girmek için) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin istemiş" (Daha sonra Hiraş, bir önceki hadisin manasını (rivâyet etti). Dâvûd dedi ki: Aynı şekilde (bu hadisi, bize) Müsedde, Ebû Avâne'den o Mahsur'dan, o da Rib'Tden rivâyet etti. (Ancak bu rivâyete göre Rib'î) -Âmir oğullarından birinden rivâyet edilmiştir- (sözünü) söylemiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin Nasıl İzin İstenir?
5179-) Âmir oğullarından bir adamdan (rivâyet edildiğine göre) kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (huzuruna girmek üzere) izin istemiş, (sözü geçen adam hadisin bundan sonraki kısmında 5177 nolu hadisin) manasını (rivâyet etmiş ve) şöyle demiştir: Ben Hazret-i Peygamber’in hizmetçisine: Çık da şu adama izin istemesini ve " esselâmü aleyküm girebilir miyim?" demesini öğret, dediğini) işittim de bunun üzerine " esselâmü aleyküm girebilir miyim?" dedim ve (yanına girdim.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin Nasıl İzin İstenir?
5180-) Ebû Said el-Hudrî'den demiştir ki: meclislerinden bir mecliste oturuyordum. Hazret-i Ebû Mûsâ, korkmuş bir halde (yanımıza) çıkageldi. Kendisine: korkutan şey nedir? dedik. O: yanına varmam için bana emir vermişti. Ben de (kapısının) yanına varıp (içeri girmek için) üç defa izin istedim, (fakat) bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm. (Bir de baktım Ömer hemen arkamdan yetişti ve bana): (girip) gelmene engel olan nedir? dedi. Ben de: geldim. (İçeri girebilmem için) üç defa izin istedim. (Fakat) izin verilmedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Sizin biriniz (içeri girmek için) üç defa izin ister de kendisine izin verilmezse geri dönsün" diye buyurmuştu, dedim. (Bunun üzerine Hazret-i Ömer): dair mutlaka bir delil getirmelisin! dedi. Ebû Said sözlerine şöyle devam etti:) Bunun üzerine (orda bulunan ben) Ebû Said (Hazret-i, Ebû Mûsâ'ya): (buradan) kavmin en küçüğünden başkası kalkmaz diye cevap verdi(m) ve (ben) Ebû Said onunla beraber kalktı(m) ve o hadis(in doğruluğu) hakkında şahitlik etti(m). istizan 12; Müslim, edeb 33; Tirmizî, istizan 3; Muvatta istizan 2-3, Ahmed b. Hanbel, III, 2, 19.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5181-) Hazret-i Ebû Mûsâ (el-Eşârî, yani Abdullah b. Kays)'dan (rivâyet edildiğine göre) kendisi (birgün) Hazret-i Ömer'in (kapısının) yanına varmış (birincisinde): Ebû Mûsâ izin istiyor" (ikincisinde): el Eş'arî izin istiyor" (üçüncüsünde): Abdullah b. Kays izin istiyor" diyerek (içeri girmek için) izin istemiş de kendisine izin verilmemiş. Bunun üzerine geri dönmüş. Hemen arkasından Hazret-i Ömer ona (geri gelmesi için haber) göndermiş (de tekrar Hazret-i Ömer'in huzuruna gelmiş. Bunun üzerine Hazret-i Ömer, O'na): Seni geri çeviren sebep nedir?" diye sormuş O da: (sallallahü aleyhi ve sellem): Biriniz üç defa izin ister de izin verilirse (içeri girsin), yoksa dönüp gitsin" buyurdu (da onun için dönüp gitmiştim) diye cevap vermiş, (Hazret-i Ömer de): hakkında bana bir delil getir" demiş, bunun üzerine (Hazret-i Ebû Mûsâ) hemen gitmiş ve (bir süre) sonra (yanında (Hazret-i Übeyy b. Ka'b ile birlik) dönmüş. Übeyy! (Söz konusu hadis hakkında şahitlik edecek) demiş. Hazret-i Ubey de: Ömer, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sahabileri üzerinde bir işkence olma; demiş. de: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabı üzerinde bir işkence olmayacağım, demiş. edeb 34.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5182-) Ubeyd b. Umeyr'den (rivâyet edildiğine göre Hazret-i Ebû Mûsâ (el-Eş'ârî) Hazret-i Ömer'den (yanına girmek için) izin istemiş; (Ubeyd bu rivâyetine devam ederek) şu (bir önceki hadiste anlatılan) olayı (naklettti ve) bu rivâyetinde (şunları da) söyledi: (Hazret-i Ebû Mûsâ) Hazret-i Ebû Said'le birlikte (Hazret-i Ömer'in huzuruna) gitti ve hadis(in sıhhati) hakkında şahitlik etti. Bunun üzerine (Hazret-i Ömer, Hazret-i Ebû Mûsâ'ya): Demek Resul-i Ekrem'in emrinden olan bu (hadis) bana gizli kalmış. Beni (bunu öğrenmekten) pazarlarda (yaptığım) alışverişler alıkoydu. Fakat sen (bundan sonra benim yanıma girmek istediğin zaman) istediğin kadar selâm ver. (Ama şahsımla ilgili olan bu meselede benden izin almana lüzum görmediğimden) izin istemezsin" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5183-) (Şu (bir önceki hadiste anlatılan) olay Hazret-i Ebû Mûsâ el-Eş'ârî’den bir de (oğlu) Ebû Bürde b. Ebi Mûsâ kanalıyla (rivâyet edilmiştir. Bu rivâyete göre râvi Ebû Bürde şöyle) demiştir: üzerine Hazret-i Ömer, (babam) Hazret-i Ebû Mûsâ'ya şöyle dedi: iyi bil ki, ben seni (bu hadisten dolayı) suçlamadım, Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan hadis (nakletmek) çetin (bir iş)dir (de onun için üzerinde böyle titizlikle durmak lüzumunu hissettim).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5184-) Rabi b. Ebi Abdirrahman ile onların bu konuda (bilgisi olan) birçok ilim adamlarından (rivâyet edildiğine göre) Hazret-i Ömer, Hazret-i Ebû Mûsâ'ya şöyle demiştir: iyi bil ki ben (bu hadisten dolayı) Seni suçlamadım. Fakat halkın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkında hadis uyduracağından endişe ettim.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5185-) Kays b. Sa'd (b. Ubade)'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi ziyaret için evimize gelmişti: aleyküm ve rahmetullah, dedi (Babam) Sa'd de: Bu selâmı sesini yükseltmeden hafifçe aldı. Bunun üzerine ben: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (evimize girmesi için) izin vermiyor musun? dedim. O'nu bırak (biz selâmı aldığımızı böyle hissettirmesek) bize selâmı çoğaltır (biz de o selâmlarla bereket buluruz), dedi. Hemen arkasından Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (ikinci defa olarak): aleyküm ve Rahmetullah, dedi (Babam) Sa'd (bu selâmı da yine) alçak sesle aldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (üçüncü defa olarak) " Esselâmü aleyküm ve rahmetullah" dedi. Sonra da dönüp gitti ve (babam) Sa'd de arkasından varıp: Allah'ın Resulü! Ben senin selâmını işitiyordum, bize selâmı çoğaltman için (selâmını işittiğimi belli etmemeğe çalışarak) onu hafif bir sesle alıyordum, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onunla dönüp geldi. (Babam) Sa'd de (Onun yıkanmasını temin etmek maksadıyla) O'nun için su ve sabun (getirilmesini) emretti. (Bunlar derhal getirildi ve Hazret-i Peygamber de bunlarla) yıkandı. Sonra (babam) kendisine zâferanla veya alçehre ile boyanmış bir peştemal getirdi. (Hazret-i, Peygamber de) ona sarındı. Sonra ellerini kaldırıp: Allahümme c'al salavâtike ve rahmeteke alâ âl-i Sa'd İbn Ubade! (Ey Allah, Sa'd b. Ubade ailesinin makamlarını yükselt ve onlara rahmet et!" diye dua etti. Sonra biraz yemek yeyip de ayrılmak isteyince (babam) Sa'd kendisine üzeri kadife (palan) ile donatılmış bir merkep yaklaştırdı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona bindi, (babam) Sa'd (bana): Ey Kays! (evine kadar) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arkadaş ol" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de bana: Sen de bin!" buyurdu. de (Resûlüllah'ı rahatsız etmemek için) kabul etmedim. (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): binersin yahutta (evine) dönersin, (benimle yaya olarak gelip de yorulma) dedi. Bunun üzerine (evime) dönüp gittim. Ebû Mervân (bu hadisi) " Muhammed b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare'den şeklinde muan'an olarak rivâyet etti. Davüd dedi ki: Ömer b. Abdih Vâhid ile İbn Semaa da bu hadisi Kays b. Şadın ismini söylemeden Evzaî'den mürsel olarak rivâyet ettiler.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5186-) Hazret-i Abdullah b. Büşr'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birinin kapısına geldiği zaman kapının tam karşısında durmazdı. Fakat sağa ya da sola çekilirdi ve (çıkan ev sahibine oradan): Esselâmü aleyküm, esselâmü aleyküm" derdi. Çünkü o günlerde evlerein kapıları üzerinde perdeler yoktu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Başkasının Evine Girmek İçin İzin İsteneceğinde Ev Sahibine Kaç Defa Selâm Verilir?
5187-) Hazret-i Câbir'den (rivâyet edildiğine göre, babası Uhud savaşında şehid düşünce, babasının alacaklıları borçlarını almak için kapışma yığıldıkları gün) kendisi babasının borçları(nı erteletmek) için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gitti(ği bu olayı Hazret-i Câbir şöyle anlatıyor:) Peygamber’in kapısına varınca kapıyı çaldım. (Hazret-i Peygamber): o? diye cevap verdi, (ben de): dedim. benim bu cevabımdan hoşlanmamış gibi: ben! dedi. istizan 17: Müslim, edeb 39, Tirmizî, İstizan IX; İbn Mâce, edeb 17; Ahmed b. Hanbel, III, 363.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Kapıyı Çalarak İzin İstemesinin Hükmü
5188-) Nâfi Abdil Haris'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte (Medine'nin bahçe aralarına) çıkmıştım. (Yine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte) bir bahçeye girdim. Bana " Kapıyı (içeriden sıkı) tut (da kimse izinsiz giremesin)" buyurdu. Hemen arkasından kapı çalındı. " Kim o?" dedim. (Nâfi b. Abdil Haris sözlerine devam ederek bir önceki) hadisi rivâyet etti. Dâvûd dedi ki: Ebû Mûsâ el-Eş'arî hadisini Fedail 29. kast ederek dedi ki: Hazret-i Ebû Mûsâ bu hadiste " kapıyı çaldı" kelimesini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Kapıyı Çalarak İzin İstemesinin Hükmü
5189-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimsenin diğer bir kimseye (davet için) elçisi(ni göndermesi, o kimsenin evine girmesine) izin vermesi demektir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Bir Yere Davetli Olması Oraya Girebilmesi İçin İzin Sayılır Mı?
5190-) Hazret-i Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Biriniz bir yemeğe davet edilir de ( o davete ev sahibinin gönderdiği) elçiyle gelirse bu (eve girmek hususunda) kendisi için bir izindir." Dâvûd dedi ki: Denildiğine göre Katâde, Ebû Rafi’den hiçbir şey gitmemiştir. Ali el Lulüî dedi ki: Ben Ebû Dâvûd'u şöyle derken işittim. " Katâde Ebû Rafî’den hiçbir şey işitmemiştir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Bir Yere Davetli Olması Oraya Girebilmesi İçin İzin Sayılır Mı?
5191-) Ubeydullah b. Ebi Yezid'den (rivâyet edildiğine göre, kendisi) Hazret-i İbn Abbâs'ı şöyle derken işitmiş: âyet-i kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emr olunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu âyet) izin âyetidir. Ben şu cariyeme dahi (sözü geçen âyetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emr ediyorum. Dâvûd der ki: Aynı şekilde Hazret-i İbn Abbâs'dan bu hadisi (yani) üç vakitte evlere girerken izin istemeyi emrettiğini, Atâ da rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Saçık Bulunduğu Üç Vakitte Evine Girmek İçin İzin İstemenin Önemi
5192-) Hazret-i îkrime'den (rivâyet edildiğine göre) Irak halkından bir cemaatin Hazret-i İbn Abbâs'a: Abbâs'ın oğlu! İçinde bulunan emirlerle emrolunduğumuz halde, hiç kimsenin kendisiyle amel etmediği aziz ve celil olan Allah'ın şu: Ey iman edenler, sağ elinizin mâlik olduğu (köle ve cariyeler) bir de sizden olup da henüz bulûğ çağına girmemiş (küçük)ler (şu) üç vakitte, sabah namazından sonra (odanıza girecek olurlarsa) sizden izin istesinler. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip-çıkmakta size de onlara da ne sizin üzerine bir vebal yoktur..." buyruğu hakkında görüşün nedir? diye sormuşlar. (yani râvi Abdullah b. Mesleme, bu âyet-i kerimeyi âyetin sonunda yer alan): Hakkıyla bilendir ve hikmet sahibidir" (kelimelerin) kadar okudu. İbn Abbâs da şöyle demiş: mü'minlere karşı çok yumuşak ve merhametlidir. Örtünmeyi (bu nedenle onların sürekli örtünmelerini ister. Bu âyet-i kerime nazil olduğu sıralarda ise halkın) evlerinde perdeler ve özel hazırlanmış (kilitli) odalar da yoktu. Bazan hizmetçiler, çocuklar yahutta adamın (yanında, başkasından) öksüz kalmış kız çocuğu adam hanımı ile cinsi münasebette iken odasına giriverebiliyordu. bu yüzden (yüce) Allah bu açık saçıklık vakitlerinde onlara (odalara girmek için) izin istemeyi emretti. (Sonra da) onlara örtüyü ve hayrı getirdi. Ve ben (bu örtünme ve hayır geldikten sonra) bu âyetle amel eden bir kimseyi görmedim. Dâvûd dedi ki: Ubeydullah ile Atâ rivâyet ettikleri (bir önceki) hadis, bu hadisi zayıflatmaktadır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Saçık Bulunduğu Üç Vakitte Evine Girmek İçin İzin İstemenin Önemi
5193-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Varlığım elinde olan zata yemin olsun ki siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (gerçek manada) iman etmiş olmazsınız. size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Selâmı aranızda yayınız." iman 20, istizan 8; Müslim, iman 93; Tirmizî, sıfatül-Kıyame 54; istizan I; İbn Mace, mukaddime 9; edeb 11, Ahmed b. Hanbel, 1,65, 167, II, 391, 446, 446, 477, 495, 512.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Selâmı Yaymak
5194-) Abdullah b. Âmir'den (rivâyet edildiğine göre) bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: hangi hasleti daha hayırlıdır? diye sormuş da (Hazret-i Peygamber): Yemek yedirmen, ve tanıdığına da tanımadığına da selâm verınendir" buyurmuştur. istizan 9, iman 6, 20; Müslim, iman 63; İbn Mâce, et'ime 1; Nesaî, iman 12; Ahmed b. Hanbel, 11,169-170, 196,295, 323,324,391,442,495,512.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Selâmı Yaymak
5195-) İmrân b. Husayn'dan demiştir ki: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip " Esselâmü aleyküm" dedi (Hazret-i Peygamber de) onun selâmına aynı şekilde karşılık verdi ve (selâm veren şahıs) oturdu. Bunun üzerine (Peygamber efendimiz) (sevap kazandı), buyurdu. Sonra bir başkası gelip " Esselâmü aleyküm ve rahmetullah" diyerek selâm verdi (Hazret-i Peygamber) bu selâmı da aldı, (o adam da yerine) oturdu. (Hazret-i peygamber bu adam için de:) (sevab kazandı), buyurdu. Sonra bir başkası daha geldi. O da: aleyküm ve rahmetullah ve berakatüh, diye selâm verdi. (Hazret-i Peygamber) onun selâmını da aldı. (Adam da yerine) oturdu. (Hazret-i Peygamber bu adam için de): (sevap kazandı) buyurdu. istizan 2.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Selâm Nasıl Verilir?
5196-) (Bir önceki hadisin) manası da (Seni b. Muaz b. Enes'in) babasından (naklen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (rivâyet edilmiştir. Ancak Râvi Muaz b. Enes hadise şu cümleleri de) ilave etti: bir başkası daha geldi ve " Esselâmü aleyküm verahmetüllahi ve berakâtühü ve mağfiratühü" diyerek selâm verdi. (Hazret-i Peygamber bu adam içip): (sevap kazandı) işte (selâm da bulunan fazla kelimeler için) sevap artışı böyle olur," buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Selâm Nasıl Verilir?