Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

2104-) Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre Ebû Hind, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in başının üst kısmından kan almış. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuş: Ey Beyaza oğulları, Ebû Hind'i (kızlarınızla) evlendiriniz. Onun (kızlarıy)la da evleniniz. Sizin kendisiyle tedavi olacağınız şeyler içerisinde hayırlı olan birşey varsa o da kan aldırmaktır." Mecmeu’z-Zevâid, IX, 377.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Evlenmede Denklik
2105-) Meymûne bint Kerdem demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (Veda) Haccında babamla birlikte ben de (hac yolculuğuna) çıkmıştım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devesinin üzerinde iken babamın ona yaklaştığını gördüm. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) onun için durdu ve onu dinle(meye başla)dı. (Hazret-i Peygamberin) yanında Sıbyân Mektebi hocalarının sopası gibi (küçük) bir sopa vardı. Ben Arapların ve halkın; Tabtabiyye!, tabtabiyye! tabtabiyye!" diye bağırdıklarını işitiyordum. Babam ona yaklaşıp ayağına sarıldı. (Resûl-i Ekrem de) ona engel olmadı. Onun için durdu ve onu dinle(meye başla)dı. Bunun üzerine (babam: Yâ Resûlüllah) " Ben bir ısrân ordusu hazırladım." dedi. (Isrân ordusu kelimesini râvî Muhammed) -İbn-ül-Müsennâ öısrân ordusu (şeklinde) rivâyet etti.- (Babam Kerdem sözlerine şöyle devam etti) Târik b. el-Murakkı'da; karşılığında bana bir mızrak verecek yok mu? dedi. Ben de mükâfatı nedir? dedim. gelecek olan kız(lar)ımın ilkini seninle evlendireceğim diye cevâp verdi. Bunun üzerine mızrağımı verip ondan uzaklaştım. Nihayet onun bir kızının dünyaya geldiğini ve (hem de) ihtiyarlamış olduğunu öğrendim. Sonra kendisine gelip: kızın) benim ailem(dir.) Onu bana hazırla! dedim. Ben, kendisine aramızda geçen (anlaşmanın) dışında yeni bir mehir daha vermedikçe (isteğimi) yapamayacağına dâir yemin etti. Ben de ona (daha önce) verdiğimin dışında bir mehir vermeyeceğime dâir yemin ettim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' O bugün hangi kadınların yaşıtıdır?" diye sordu. (Babam Kerdem de) gördü, cevabını verdi. (Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de) Senin onu terk etmeni (daha uygun) görüyorum." buyurdu. (Kerdem) dedi ki: (Resûl-i Ekrem'in) bu (sözü) beni korkuttu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e (doğru) baktım. Derhal bendeki bu korkuyu gördü. Sen de günahkâr olmazsın, arkadaşın da günahkâr olmaz." buyurdu (bendeki korkuyu giderdi.) b. Hanbel, VI, 366; Beyhaki, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 145. Dâvûd buyurdu ki: ihtiyarlık demektir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kızı Doğmadan Önce Evlendirmek
2106-) İbrahim b. Meysere(nin) haber verdi(ğine göre) teyzesi ona, (herkes tarafından) doğruluğu tasdîk edilen doğru bir kadının şöyle dediğini haber vermiş: Babam cahiliyye çağında bir gazada iken sıcak şiddetlenince adamın birisi: ayakkabılarını verecek birisi yok mu, ben de dünyaya gelecek ilk kızımı ona nikahlayayım? demiş. (Babam da) ayakkabılarını çıkarıp ona vermiş. Nihayet o adamın bir kızı dünyaya gelmiş ve (ihtiyarlık çağına) erişmiş." (Daha sonra İbrahim b. Meysere teyzesinden naklen önceki hadîsin) bir benzerini rivâyet etmiş (fakat) sadece katîr (kelimesinin ihtiyarlık anlamına geldiğin)i nakletmemiştir. es-Sünenül-kübrâ, VII, 145.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kızı Doğmadan Önce Evlendirmek
2107-) Ebû Seleme (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Âişe (radıyallahü anhâ)'ye Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in mehrini sordum, iki okka ile bir ness'dir diye cevap verdi. Bunun üzerine: nedir? dedim. okkadır, dedi. nikâh 78; İbn Mâce, nikâh 17; Dârimî, nikâh 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehir
2108-) Ebû’l-Acfâ es-Sülemî'den nakledilmiştir ki: Ömer (radıyallahü anh) bize bir hutbe irâd ederek (şöyle) dedi: Dikkat ediniz, kadınların mehrinde aşırı gitmeyiniz. Zira mehirleri çoğaltmak dünyada kendisiyle övünülecek birşey veya Allah katında bir takva olsaydı, ona Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sizden daha lâyık idi. Oysa ne Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınlarından birine on iki okkadan (fazla) mehir verdi ne de kızlarından birine on iki okkadan fazla mehir verildi." nikâh 23, Nesâî, nikâh 66, İbn Mâce, nikâh 17, Dârimî, nikâh 18, Ahmed b. Hanbel, I, 41, 48.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehir
2109-) Ümmü Habîbe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet olunduğuna göre, kendisi Ubeydullah b. Cahş’ın (nikâhı) altında iken (kocası Ubeydullah) Habeş toprağında ölmüş, bunun üzerine Necaşi onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e nikahlayarak ve dört bin (dirhem) mehir vererek Şurabhil b. Hasene ile birlikte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e göndermiştir. nikâh 66; Ahmed b. Hanbel, VI, 422. Dâvûd buyurdu ki: Hasene" Şurahbil'in annesidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehir
2110-) Zührî'den rivâyet olunduğuna göre Necaşî, Ebû Süfyan'ın kızı Ümmu Habibe'yi dört bin dirhem mehir ile Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e nikahlamış ve bunu bir mektupla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bildirmiş (Resûl-i Ekrem de bu nikâhı) kabul etmiştir. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehir
2111-) Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdurrahman b. Avf (radıyallahü anh)'ın üzerinde za'ferân izi görünce; Bu nedir?" diye sordu. O da: Resûlallah bir kadınla evlendim, cevâbını verdi. (Resûl-i Ekrem'); Onun mehri ne kadardır?" diye sorunca; Bir nevat ağırlığında altındır" diye cevap verdi. (Resûl-i Ekrem'de) " Bir koyun ile de olsa düğün yemeği ver" buyurdu. nikâh 49, 56, Müslim, nikâh, 79, 81, 83, Tirmizî, nikâh 10; Nesâî, nikâh 74; İbn Mâce, nikâh 24; Dârimî, nikâh 22; Ahmed b. Hanbel, III, 227, 271, 274, 278.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehrin En Az Mikdârı
2112-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Kim bir kadına avuçları dolusu feavut veya hurma verirse (o kadınla evlenmek ona) helâl olur." buyurmuştur. Sünen, III, 243; Beyhaki, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 238. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadîsi , Abdurrahman b. Mehdi de Salih b. Rûman'dan (o da) Eb'uz-Zübeyr'den (o da) Câbir'den mevkuf olarak rivâyet etti. " bu hadîsi Ebû Âsim; Salih b. Rumân'dan (o da) Eb'uz-Zübeyr’den (o da) Câbir'den rivâyet etti. (Câbir) dedi ki: Biz Resûlüllahı (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında müt'a (nikâhı) olmak üzere bir avuç buğday karşılığında (belli bir süre kadınlardan) faydalanırdık. nikâh 16. Dâvûd buyurdu ki: Şu (önceki) hadîsi, Ebû Âsım'ın (rivâyet ettiği hadîsin) manasına uygun olarak İbn Cüreyc de Eb'uz-Zübeyr vasıtasıyla Câbir'den rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehrin En Az Mikdârı
2113-) Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den rivâyet olunduğuna göre, bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek; Resûlallah ben (benimle evlenmen için) kendi (mehri)mi sana bağışladım, dedi ve uzun süre ayakta dikildi. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp: Allah'ın Resulü! Eğer senin ona ihtiyacın yoksa, onu bana nikâhla! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; Senin yanında ona mehir olarak vere(bile)ceğin birşey var mı?" diye sordu, (o kimse de); şu kaftanımdan başka bir şey(im) yok diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Eğer sen kaftanını (mehir olarak) verirsen, kaftansız kalırsın. Binâenaleyh sen (başka) bir şey ara (bul)." buyurdu. (Adam bir süre sonra geldi ve) bulamıyorum, dedi. (Resûl-i Ekrem'de); Demirden bir yüzük olsun ara" (yıp bulmalısın) buyurdu. (Bunun üzerine adam tekrar) aradı (fakat) birşey bulamadı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Ezberinde Kur'an'dan birşey(ler) varını?" dedi. (Adam) bazı sûrelerin ismini zikrederek; diye cevâp verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Ben de ezbere bildiğin Kur'an sebebiyle o kadını sana nikahlıyorum." buyurdu. Fezâilu'-Kur'an, 21, 22; nikâh 14, 35, 37, 40, 50; libâs 49; Müslim, nikâh 35, 76; Tirmizî, nikâh 23; İbn Mâce, nikâh 17; Muvatta, nikâh 8, Dârimî, nikâh 19

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yapılacak Bir İşi Mehir Sayarak Kadını Nikahlamak
2114-) Şu (önceki) olayın bir benzeri de Ebû Hûreyre'den rivâyet olunmuştur. Fakat Ebû Hûreyre (bu rivâyetinde) kaftan ile yüzüğü zikretmedi (sadece şunları rivâyet etti); Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Kur'an'dan ezberinde ne vardır?" diye sordu. (O kimse de); sûresi veya onu ta'kîb eden sûre diye cevâp verdi. (Hazret-i Peygamber de); Öyleyse kalk ona yirmi âyet öğret, o senin karındır." buyurdu. es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 242.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yapılacak Bir İşi Mehir Sayarak Kadını Nikahlamak
2115-) (Bu babın ilk hadîsi olan) Sehl hadîsinin bir benzeri de Mekhûl'den (rivâyet olunmuştur. Bu hadîsi Mekhûrden nakleden Muhammed b. Râşid) dedi ki: Mekhûl (şöyle) derdi: Bu (tatbikat) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den sonra hiçbir kimse için (geçerli) değildir." Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yapılacak Bir İşi Mehir Sayarak Kadını Nikahlamak
2116-) Hiçbir mehir ta'yîn etmeden evlenen ve onunla (zifafa) girmeden ölen bir adam hakkında Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: O kadının tam bir mehir (alma hakkı) vardır, iddet (beklemesi) gerekir." Mîras (alma hakkı) vardır. Ma'kıl b. Sinan dedi ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Beru'a bint Vâşık hakkında böyle hüküm verirken işittim." nikâh 44; İbn Mâce, nikâh 18; Nesâî, nikâh 68; Darîmî, nikâh 47; Ahmed b. Hanbel, I, 431; III, 480

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehri Kararlaştırmadan Evlenen Sonra Da Ölen Kimsenin Durumu
2117-) (Önceki hadîsin) bir benzerini de Osman b. Ebî Şeybe rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehri Kararlaştırmadan Evlenen Sonra Da Ölen Kimsenin Durumu
2118-) Abdullah b. Utbe b. Mesûd'dan nakledilmiştir ki; şu (önceki) hadîste (söz konusu edilen) kişi hakkında (fetva almak üzere) Abdullah b. Mesûd'a gelindi. Ona (bu fetva için) bir ay süreyle gelip gittiler, -Yahutta- defalarca (ona gelip) gittiler. (Bunun üzerine Abdullah b. Mesûd) dedi ki: Ben bu meselede (kendi görüşümü) söylüyorum o kadın için kendi seviyesindeki kadınların mehri(ni almak hakkı) vardır. Ne eksik (verilebilir) ne de fazla(sını alabilir). Mîrâs(dan pay alma hakkı) da vardır. Kendisine de iddet (beklemek) gerekir. Eğer (bu fetva) doğru ise, Allah'dandır, yanlış ise benden ve şeytandandır. Allah ve Rasûlü bundan beridirler." Bunun üzerine Eşca' (kabilesin)den bâzı kimseler ayağa kalktı(lar) içlerinde El-Cerrâh ile Ebû Sinan da vardı. Dediler ki: Ey İbn Mesûd! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim aramızda (iken) Berua' bint Vâşık hakkında aynen böyle senin verdiğin gibi hüküm verdi." ve o kadının (ölen) kocası da Halil b. Mürre el-Eşcaî'dir.- (Abdullah b. Utbe) dedi ki: Bunun üzerine Abdullah b. Mesûd, hükmü, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hükmüne uyduğu için son derece sevindi. nikâh 44, Nesâî, nikâh 68.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehri Kararlaştırmadan Evlenen Sonra Da Ölen Kimsenin Durumu
2119-) Ukbe b. Âmirden rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adama (hitaben); Seni falanca kadınla evlendirmemi ister misin?" buyurmuş, O kimse de; cevâbını vermiş (daha) sonra kadına (varıp); Seni falanca kimseyle evlendirmemi ister misin?" demiş (kadın da); cevâbını verince (bunları) birbiriyle evlendirmiş. (Nikahtan sonra) Adam, Kadın için bir mehir ta'yin etmeden ve (mehir olarak) hiç bir şey vermeden onunla cinsi münâsebette bulunmuştu. Bu (adam) Hudeybiye (Umresin) de bulunanlardan idi ve Hudeybiye'de bulunanlardan herbirisi için Hayber'de bir hisse vardı. (Bu adam) ölüm (vakti) gelince; (sallallahü aleyhi ve sellem) mehir ta'yin etmediğim ve hiç bir şey'de vermediğim halde beni falanca kadınla evlendirmişti. Ben (şimdi) Hayberdeki hissemi mehr olarak kadına verdiğime dâir sizi şahid tutuyorum dedi. (Bunun üzerine o kadın) Hayberdeki hisseyi aldı ve yüzbin (dirhem)e sattı. Dâvûd buyurdu ki: (bu hadisi bana nakledenlerden) Ömer b. el-Hattab (Ebû Hars es-Sicistânî) daha uzun olan hadisinin başına (şunu da) ilave etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki, " Nikahın en hayırlısı, en kolay olanıdır." ve (yine Ömer,) " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir) adama (hitaben) buyurdu ki" dedi, daha sonra (Yukarıdaki metnin) mânâsını rivâyet etti. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisin zayıf olmasından korkulur. Çünkü (alışılmış olan) uygulama böyle değildir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Mehri Kararlaştırmadan Evlenen Sonra Da Ölen Kimsenin Durumu
2120-) Abdullah (b. Mes'ud)’dan nakledilmiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (nikâh akdindeki ve başka akitlerdeki) hacet hubtesini (şu şekilde) öğretti. " Şüphesiz her türlü hamd Allaha mahsustur. Ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden de ona sığınırız. Alin hin hidâyete erdirdiği kişiyi saptıracak yoktur. Saptırdığını da hidâyete erdirecek yoktur. Ben Allah’tan başka bir İlâh olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim. Ey imân edenler, adıma birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını kırmak)'tan sakınınız şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir" . en-Nisâ (4), 1. " Ey insanlar, Allah'tan ona yaraşacak şekilde korkunuz. Ve ancak müslümanlar olarak ölünüz." Âl-i İmrân (3), 102. " Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin." el-Ahzab (33), 70. " Ki (Allah) işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, büyük bir başarıya ermiş olur." el-Ahzab (33), 71. Dâvûd buyurdu ki: (Bu hadisi bana nakleden râvilerden) Muhammed b. Süleyman (hutbenin başında bulunan) " înne" harfim rivâyet etmedi. nikâh 17, Nesâî, cuma, 24, İbn Mâce, nikâh 19; Dârimi, nikâh 20; Ahmed b. Hanbel, I, 392, 393, 432.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Nikâh Esnasında Yapılacak Konuşma
2121-) İbn Mesûd (radıyallahü anh), " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe irâd ettiği zaman (şöyle der) idi" diye söze başladı (sonra önceki hadisin) aynısını rivâyet etti. (Önceki hadiste geçen) " ve Resulünü" sözünden sonra da (şu mânâya gelen sözleri) nakletti. (Allah) " Onu dosdoğru bir yol (din) ile kıyametin önünde (inananlara) müjdeci, (âsilere de) korkutucu olarak gönderdi. Allah'a ve Rasûlüne itaat eden (saadete) ermiştir. Onlara isyan eden kimse ise, sadece kendisine zarar verir, Allaha hiç zarar veremez. es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 146.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Nikâh Esnasında Yapılacak Konuşma
2122-) Süleym oğularından bir adamdan nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (giderek kendisinden) Ümâme bint Abdulmuttalib'i istedim. Bunun üzerine hutbe okumaksızın (onu) bana nikahladı. es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 146.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Nikâh Esnasında Yapılacak Konuşma
2123-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle yedi yaşında iken evlendi." menakıbu'l-ensar 44; nikâh 38, 39, 59; Müslim, nikâh 69, 73; İbn Mâce; nikâh 13, 53; Nesâî, nikah 29; dârimi, nikah 56. (b. Harb) (şöyle) rivâyet etti; (Hazret-i Âişe dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle yedi) yahut da altı (yaşında iken evlendi ve) ben dokuz yaşında iken benimle (zifafa) girdi."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Buluğa Ermemiş Olan Kızları Velilerinin Evlendirmesi
2124-) Ümmü Seleme'den rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ümmü Seleme ile evlenince üç (gece) onun yanında kaldı. Sonra; Ehlinden sana bir hakaret yoktur." (Binaenaleyh) istersen sana yedi geceyi tamamlarım. Fakat sana yediyi tamamlarsam (diğer) kadınlarıma da tamamlarım." buyurdu. ridâ 41-43; İbn Mâce, Nikâh 26; Darimi, Nikâh 27; Muvatta, nikah 14; Ahmed b. Hanbel, VI, 292, 295, 307, 308, 314.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yeni Evlenen Bir Kimsenin Bakire Hanımının Yanında Kalabileceği Müddet
2125-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Safiyye'yi alınca, onun yanında üç (gece) kaldı. (Bu hadisi Ebû Dâvûd'a rivâyet eden) Osman b. Ebî Şeybe, (Vehb b. Bakiyye'nin rivâyet ettiği yukardaki metne şunları) ilave etti: (Hazret-i Safiyye) dul idi. es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 302. bu hadisi) " Bana Hüşeym haber verdi. (Huşeym dedi ki) bize Humeyd haber verdi. (O da dedi ki) bize Enes haber verdi," diyerek rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yeni Evlenen Bir Kimsenin Bakire Hanımının Yanında Kalabileceği Müddet
2126-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (Bir kimse) Bakireyi dul kadın üzerine alırsa, onun yanında yedi (gece) kalır. Dulu (bakirenin üzerine) alırsa, onun yanında üç (gece) kalır. (Ebû Küâbe dedi ki; Enes) bu hadisi merfu' olarak rivâyet etti desem doğru söylemiş olurum. Fakat o, " sünnet böyledir" dedi. nikâh 100, 101; Müslim, ridâ 44; Tirmizî, nikâh 41; Ahmed b. Hanbel, II, 176; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 302.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yeni Evlenen Bir Kimsenin Bakire Hanımının Yanında Kalabileceği Müddet
2127-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Ali, Fatıma ile evlenince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ali'ye (hitaben); (mehir olarak) birşey(ler) ver(seydin)" dedi. O'da; (verebileceğim) birşey yok diye cevap verdi. (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem'de) Senin (kılıçları kıran) sert zırhın nerede?" buyurdu. nikâh 76; Ahmed b. Hanbel, I, 80.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Karısına Hiç Birşey Vermeden Onunla Gerdeğe Giren Kimsenin Durumu
2128-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabından bir kişiden (nakledildiğine göre), Ali (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı Fâtıma (radıyallahü anhâ) ile evlenince, onunla gerdeğe girmek istemiş de Hazret-i Fatıma'ya (mehir olarak) bir şey(ler) verinceye kadar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Ali'yi (bundan) men etmiştir. Bunun üzerine (Hazret-i Ali); Allah'ın Rasûl-ü (verebileceğim) bir şeyim yok dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem)'de Ali'ye; O'na zırhını ver!" dedi. Bunun üzerine Ali ona zırhını verdi. Sonra onunla zifafa girdi. b. Hanbel, I, 80; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 252.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Karısına Hiç Birşey Vermeden Onunla Gerdeğe Giren Kimsenin Durumu
2129-) (Önceki hadisin bir) benzen de İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan rivâyet olunmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Karısına Hiç Birşey Vermeden Onunla Gerdeğe Giren Kimsenin Durumu
2130-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kadını (mehir olarak) bir şey vermeden önce kocasının yanına sokmamı bana emretti. Mâce, nikâh 54; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 253. Dâvûd dedi ki: Hayseme Hazret-i Âişe'den hiç bir zaman hadis işitmemiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Karısına Hiç Birşey Vermeden Onunla Gerdeğe Giren Kimsenin Durumu
2131-) Amr b. Şuayb, dedesinden nakledilmiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Hangi kadın nikah akdinden önce kendisine mehir veya bahşiş ya da çeyiz (verilmek) şartıyla evlenmişse, bu (vadedilen şeyler) kadınındır. Nikah akdinden sonra (verilmiş) olan da kime verilmişse, onundur. Bir adama ikram edilmek için en uygun vasıta kızı veya kız kardeşidir." nikâh 67; İbn Mâce, nikâh 41; Muvatta, nikâh 11; Ahmed b. Hanbel, II, 182.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Karısına Hiç Birşey Vermeden Onunla Gerdeğe Giren Kimsenin Durumu
2132-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yeni evlenen bir inşam, tebrik edeceğinde; Allah mübarek etsin, sana bereketler) ihsan etsin, ikinize de hayırlı kılsın" diye dua edermiş. nikâh, 7; İbn Mâce, Ezan 2, nikâh 23; Dârimi nikâh 6; Ahmed b. Hanbel, II, 381, 451.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Yeni Evlenen Kimse Nasıl Tebrik Edilir?
2133-) Basra (b. Eksem)’den nakledilmiştir ki: Ben kendi hareminde yaşamakta olan bakire bir kadınla evlendim. Onunla gerdeğe girdiğim zaman birde ne göreyim hamileymiş. (Durumu Hazret-i Peygambere haber verdim) bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Onun fercini (kendine) helâl kıldığın (ve ondan faydalandığımdan dolayı ona mehir (vermen gerekir). Doğurduğu zaman (doğan) çocuk senin kölendir- buyurdu. (Bu hadisi Ebû Dâvûd'a nakl eden ravilerden) Hasen dedi ki: (Hazret-i Peygamber Basra'ya hitaben şöyle buyurdu) " Onun tenine sopa vur" (Diğer râvi) İbn Ebis-Sırri de (bu kelimeyi) " Onun tenine sopa vurunuz" (şeklinde) veya " ona had vurunuz" diye rivâyet etti. es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 157. Dâvûd dedi ki: bu hadisi Katâde, Said b. Yezid vasıtasıyla İbn'ül-Müseyyeb'den rivâyet etmiştir. Yahya b. Ebi Kesir'de Yezid b. Nuaym vasıtasıyla Said b. el-müseyyeb'den rivâyet etmiştir. Ata el-Horasâni ise (doğrudan doğruya) Said b. Müseyyeb'den rivâyet etmiştir. Hepsi de (hadisi) mürsel olarak rivâyet etmişlerdir. Yahya b. Ebi Kesirin hadisinde " Basra b. Eksem bir kadınla evlendi (sözü) vardır. Hepsinin rivâyetinde de " çocuğu kendisine köle yaptı" (cümlesi) bulunmaktadır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Evlendiği Kadın Hamile Çıkan Adamın Durumu
2134-) Said b. el-Müseyyeb'den rivâyet edilmiştir ki; Basra b. Eksem denilen bir adam bir kadınla evlendi. (Ravi Muhammed b. el-Müsenna) daha sonra (önceki hadisin) manasını rivâyet etti ve (şu cümleleri) ilave etti (Hazret-i Peygamber) " onları (bir birinden) ayırdı" es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 157. İbn Cüreyc hadisi (diğer rivâyetlerden) daha tamdır."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Evlendiği Kadın Hamile Çıkan Adamın Durumu
2135-) Ebû Huveyre (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir. " Kimin iki karısı olurda (bunlardan sadece) birine meyi ederse, kıyamet günü bir tarafı (yere) sarkık olarak gelir." nikâh 24; Ahmed b. Hanbel, II, 295, 347, 471

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kumalar Arası Eşitlik
2136-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gecelerini hanımları arasında paylaştırarak adaleti sağlar ve; Ey Allahım, benim elimden gelen taksimim budur. Senin gücün yetip de benim gücümün yetmediği hususlarda beni hesaba çekme." diye dua ederdi. Dâvûd buyurdu ki: (Rasul-i Ekrem " Senin gücünün yetip de benim gücümün yetmediği" sözüyle) kalbi(ni) kasdediyor. Nikâh 41; Nesâı, nikâh 2; İbn-i Mâce, nikâh 47; Darimî, nikâh 25; Ahmed b. Hanbel, VI, 144.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kumalar Arası Eşitlik
2137-) Urve'den nakledilmiştir ki; Âişe (radıyallahü anhâ) (O'na şöyle) dedi; Ey kızkardeşimin oğlu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim yanımızda kalacağı zaman (gecelerini bize) taksim etme hususunda hiçbirimizi diğerinden üstün tutmazdı. Hemen hemen hergün hepimizi (evlerini) toptan dolaşır ve Cim'a etmeksizin (hanımlarından) her kadına'da (ayrı ayrı) yaklaşırdı. (Bu hal) ta nöbet günü kendisinin olan kadına varıncaya kadar (böylece devam ederdi.) Artık onun yanında gecelerdi. Şevde bint-i Zemâ yaşlanıpta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kendisini boşayacağından endişelendiği zaman (Resûl-i Ekrem'e hitaben); Allah'ın Rasûlü, (nöbet) günüm Âişe'nin olsun dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de O'nun bu teklifini kabul etti" (Hazret-i Âişe sözlerine devam ederek) " Biz, Aziz ve celil olan Allah'ın (şu ayeti Hazret-i Sevde'nin yaptığı) ve bu (buna) benzeyen (iş)ler hakkında indirdi(ğini) söylerdik" dedi. hadisi Urve'den nakleden Hişam) dedi ki: Öyle zannediyorum ki: (ravi Urve, Hazret-i Âişe'den bu mevzuda şu âyetin nazil olduğunu) rivâyet etti; Ve eğer bir kadın, kocasının huysuzluğundan, çekinirse..." Buhârî, nikâh 98, Müslim, ridâ 47; Ahmed b. Hanbel, VI, 608.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kumalar Arası Eşitlik
2138-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanında barındırırsın" el-Ahzâb (33), 51 âyeti kerimesi indikten sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birimizin nöbet günü gelirse, ondan izin isterdi." hadis'i Hazret-i Âişe'den rivâyet eden) Muaze dedi ki: Ben Âişe'ye; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ne cevap verirdin? diye sordum da; bu iş bana kaldıysa ben kimseyi kendime tercih edemem diye cevap verirdim dedi. Suretu'l-Ahzâib, 7; Müslim, talak 23.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kumalar Arası Eşitlik
2139-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) -hastalığı (sırası)nda- hanımlarına (bir elçi) göndererek (onların yanına gelmelerini iste)di. Bunun üzerine (hanımları yanına gelerek huzurunda) toplandılar (Resûl-i Ekrem de onlara hitaben); Ben (artık geceleri) sizlerin arasında dolaşamıyorum, eğer izin verirseniz artık bundan sonra Âişe'nin yanında kalacağım" dedi. Onlar da izin verdiler. b. Hanbel, VI, 117.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kumalar Arası Eşitlik
2140-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'inhanımı Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yolculuğa çıkmak istediği zaman hanımları arasında kur'a çekerdi. Kura hangisine çıkarsa yola onunla çıkardı. Onlardan herbirinin hissesine düşecek olan gecesini ve gündüzünü belirlerdi, fakat Şevde bint Zem'a (nöbet) gününü Hazret-i Âişe'ye bağışlardı." nikâh 97; İbn Mâce, nikâh 47.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kumalar Arası Eşitlik
2141-) Ukbe b. Amir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sizin yerine getireceğiniz şartların en başta geleni kendisiyle kadınları helâl kıldığınız şey mehildir. Surût 6; nikâh 14; darimî, nikâh 21; Müslim, nikâh 63; Tirmizî, nikâh 32; Nesâî, nikâh 42; İbn Mâce, nikâh 41; Ahmed b. Hanbel, IV, 144, 150, 152.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Bir Kimsenin Ev Temin Etme Şartıyla Evlenmesi Câizmidir?
2142-) Kays b. Sa'd'dan demiştir ki: Ben Hîre'ye geldiğim zaman Hîre'lilerin baş kumandanlarına secde etmekte olduklarını gördüm ve (kendi kendime) Resûlüllah, secde edilmeye onlardan daha lâyıktır, dedim. (Bunun üzerine) Resûl-i Ekrem'in yanına gelip; gitmiştim. Onları (Hirelileri) başkumandanlarına secde ederlerken gördüm. Allah'ın Rasûl-ü, sen secde edilmeye (onlardan) daha layıksın" dedim. (Resûl-i Ekrem de) Sen (buna) inanıyor musun? Sen benim kabrime uğramış olsan ona secde eder misin?" diye sordu. (Ben de); Hayır" diye cevap verdim. Bunun üzerine (Resûl-i Ekrem-Efendimiz) (Bunu) yapmayınız, eğer ben (insanlardan) birinin (diğer) birine secde etmesini emredecek olsaydım kadınların kocalarına secde etmelerini emrederdim. Çünkü Allah kadınlar üzerine kocalar için bir hak koymuştur" buyurdu. reda' 10; İbn Mace, nikâh 4; Ahmet b. Hanbel, IV, 381; V, 228, VI, 76; Darimî, salât 109.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kocanın, Karısı Üzerindeki Hakları
2143-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir adam karısını yatağına çağırdığında gelmez de bu yüzden kocası geceyi ona öfkeli olarak geçirirse sabaha kadar melekler o kadına lanet ederler" bedu’l-halk 7, nikâh 85; Müslim, nikâh 120; Tirmizî, redâ' 10; Dârimî, nikâh 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kocanın, Karısı Üzerindeki Hakları
2144-) Muaviye el-kuşeyri'den nakledilmiştir ki: (Peygambere hitaben); Resûlallah, bizim birimizin üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?" diye sordum da, Yediğin zaman ona da yedirmen, elbise aldığın zaman ona da almandır. (Sakın) yüze vurma, (onu) kötüleme evin dışında (onu) terk etme." diye cevap verdi. Mâce, nikah 3; Ahmet b. Hanbel, IV, 447; V, 3. Ebû Dâvûd dedi ki: (Onu) kötüleme" (sözüyle yasaklanmak istenen senin, karına hitaben) " Allah seni ne çirkin yaratmış" demendir.)"

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kocanın, Karısı Üzerindeki Hakları
2145-) Muaviye b. Hayde'den nakledilmiştir ki, (Hazret-i Peygamber) Allah'ın Rasûlü, kadınlarımıza nerelerinden yaklaşalım ve nerelerine yaklaşmaktan kaçınalım diye sordum da; Tarlana istediğin şekilde yaklaş(a bilirsin). Yediğin zaman ona da yedir kendine elbise aldığın zaman ona da al. Kendisim çirkinlikle nitelendirme ve dövme!" Dâvûd buyurdu ki: Şu'be (b. Haccac bu hadisi); yediğin zaman ona dayedirirsin (kendine) elbise aldığın zaman (ona da) alırsın" (şeklinde muzâri sîgasıyla) rivâyet etti." b. Hanbel, IV, 447; V, 5.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kocanın, Karısı Üzerindeki Hakları
2146-) Muaviye el-kuşeyri'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına varıp; hakkında ne dersiniz? diye sordum da; Yediklerinizden onlara da yediriniz, giydiklerinizden onlara da giydiriniz, onları döğmeyiniz ve kötülemeyiniz" buyurdu. es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 295.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kocanın, Karısı Üzerindeki Hakları
2147-) Ebû Hürre er-Rukâşi, amcasından naklen peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Eğer siz onların isyan etmesinden endişe ediyorsanız, onların yataklarından ayrılınız." es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 303. Hammad dedi ki, (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Onların yataklarından ayrılınız" sözüyle " Onlarla cima (etmekten uzak durunuz" ) demek istiyor."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Erkeğin Karısını Dövmesi Caiz Midir?
2148-) Iyâs b. Abdullah b. Ebî Zübâb'dan nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), " Allah'ın cariyelerini dövmeyiniz." buyurdu. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip; Resûlüllah), Kadınlar kocalarına karşı kafa tutmaya başladılar (diye şikâyet etti). Bunun üzerine (Rasûl-i zîşân efendimiz) de kadınları (hafifçe) dövmeye izin verdi, (Bu izinden) sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımlarının yanına kocalarından şikâyetçi olarak birçok kadınlar geldi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bunu görünce şöyle) buyurdu: -Gerçekten (bu gece) Muhammed ailesine kocalarından şikâyetçi olarak bir çok kadınlar geldi. (Şunu iyi bilin ki karılarını döven) bu kimseler sizin hayırlılarınız değil(ler)dir." Mâce- nikâh 51; Dârimî, nikâh 34; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 305.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Erkeğin Karısını Dövmesi Caiz Midir?
2149-) Ömer b. el-Hattâb'dan rivâyet olunduğuna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : Kişiye karısını niçin dövdüğü sorulamaz." Mâce, nikâh 51.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Erkeğin Karısını Dövmesi Caiz Midir?
2150-) Cerîr (b. Abdillah)'den nakledilmiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (Yabancı kadınlara) ansızın bakmayı sordum da; Gözünü (hemen o anda başka tarafa) çeviriver." buyurdu. âdâb 50; Tirmizî, edeb 28; Dârimî, istî'zân 15. Ahmed b. Hanbel, IV, 358. 361.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kadınlara Bakmaktan Kaçınmanın Hükmü
2151-) İbn Büreyde'nin babası (Büreyde), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hazret-i Ali'ye (hitaben şöyle) buyurduğunu haber vermiştir: Ey Ali, bir bakışa hemen ardından bir bakış daha katma; Çünkü önceki bakış senin için (affedilmiş)dir. Sonraki bakış ise, senin için (bağışlanmış) değildir. edeb 28; Dârimî, rikâk, 3; Ahmed b. Hanbel, V, 351, 353, 357

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kadınlara Bakmaktan Kaçınmanın Hükmü
2152-) İbn Mes'ûd (radıyallahü anh) demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu; Bir kadın, tenini diğer bir kadının tenine dokundurmasın. Çünkü (o kadın diğerinin vücudunun yumuşaklığını) kocasına ona, bakıp görüyormuşçasına tarif edebilir." nikâh 118; Tirmizî, edeb 38; Ahmed b. Hanbel, I, 304, 314, 380, 387, 438, 440, 443, 460, 462, 464; II, 326, 447, 497; III, 348, 356, 389, 390.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kadınlara Bakmaktan Kaçınmanın Hükmü
2153-) .Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (ansızın) bir kadın görmüş, bunun üzerine Zeyneb bint Cahş’ın yanına girip onunla ihtiyacını gidermiş, sonra ashabının yanına çıkıp onlara; Kadın, şeytan kılığında (bir erkeğin) karşısına çıkabilir kim böyle bir şeyle karşılaşırsa, hemen ailesine gelsin (ve onunla cinsi münâsebette bulunsun) çünkü bu (şekilde hareket, kadınlara yönelik) içindeki (his)leri zayıflatır." buyurmuş. nikâh 9; Tirmizî, redâ’ 9; Ahmed b. Hanbel, III, 330.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nikâh Bölümü
Konu: Kadınlara Bakmaktan Kaçınmanın Hükmü