Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
4195-)
İbn Ömer (radıyallahü anh) şöyle demiştir; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yarım tıraştan nehyetli." tıraş; çocuğun başının bir kısmının tıraş edilip, bir kısmının saçının bırakılmasıdır. tefsir, Müslim'in rivâyetinden anlaşıldığına göre İbn Ömer'in talebesi Nafia aittir. Buhari. Libas 72. Müslim. Libas. 11, 113. Nesai, Zinet, 5, 58, İbn Mâce. Libas, 38i Ahmet b. Hanbel II - IV. 39. 55, 67.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Zülüf Bırakmak
4196-)
İbn Ömer (radıyallahü anh), " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yarım tıraştan nehyelti" demiştir. Yarım tıraş: Çocuğun saçını tıraş edip zülüf bırakmaktır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Zülüf Bırakmak
4197-)
İbn Ömer (radıyallahü anh) şöyle demiştir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) saçının bir kısmı tıraş edilip, bir kısmı bırakılmış bir çocuk gördü, insanları bundan men edip: Ya tamamını tıraş edin ya da hep bırakın" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Zülüf Bırakmak
4198-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den şöyle demiştir: zülüflerim (başın yan tarafına sarkan saçlar) vardı Annem bana: Ben onları kesmem, çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çeker ve tutardı" dedi. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Çocukta Zülüf Bırakmaya Ruhsat
4199-)
Haccac b. Hassan şöyle demiştir. Enes b. Mâlik'in yanına girdik, kız kardeşim Muğire, bana, o hadiseyi haber verip şöyle dedi. Sen o gün küçük bir çocuktun ve senin saçının iki beliği, veya alnının üstündeki saçtan iki tutam) vardı. Buradaki şek râvilerden birisindendir. Enes başını okşadı, senin için dua etti ve " Şunları kesin veya kısaltın. Çünkü bu Yahudilerin şiarıdır." dedi. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Çocukta Zülüf Bırakmaya Ruhsat
4200-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a iblağ ederek (merfuan) şöyle demiştir: beştir. Veya beş şey fıtrattandır. Buradaki şek ravidendir olmak, etek tıraşı yapmak, koltuk altını yolmak, tırnakları kesmek, bıyığı kısaltmaktır. libas 63; Müslim. Tahare. 49, 50; 56: Tirmizi. Edeb 14: Nesaî. Taharet S, 10: İbn Mace. Taharat 8, Zinet I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Bıyığı Almak Kısaltmak
4201-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh); şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bıyıkları kazıyıp sakalları olduğu hâl üzere bırakmayı (uzatmayı) emretti. Taharat. 51; Tirmizî. Edeb İS: Nesai Zinet, 1-56.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Bıyığı Almak Kısaltmak
4202-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), bizim kırk günde bir elek tıraşı olmamızı, tırnakları kesmemizi, bıyığı kısaltmamızı ve koltuk allını yolmamız! tayin etti.(emretti) Davûd der ki: Bu hadisi Cafer b. Süleyman îmrân'dan o da Enes'den Hazret-i Peygamberi anmadan rivâyet cinıiş ve " bize tayin edildi (emredildi)" demiştir.Bu esahtır. Edep, 15; Müslim, Tahare 51. 56.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Bıyığı Almak Kısaltmak
4203-)
Câbir (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sâhâbîler), hac ve umre dışında sakallarımızın ucunu (veya bıyıklarımızın ucunu) kendi haline bırakır (uzatır)dık. Hadisi sâdece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. Ebû Dâvûd der ki: istihdaf etek tıraşı demektir"
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Bıyığı Almak Kısaltmak
4204-)
Attır b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: kılları yolmayınız; İslâmla saçı sakalı ağarmış olan hiç bir müslüman yok ki -Süfyan rivâyetinde dedi ki; O kıl, kıyamet gününde onun için bir nur olmasın- Yahya'nın hadisinde ise " .- () kıl sebebiyle Allah, Ona bir hasene yazını? ve ondan bir günah silmiş olmasın" dedi. Zinet. M: Tirmizî. Edeb 56: İbn Mace. Edeb 2S: Âhmed b. Hanbel, II, 179, 210.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Beyaz Kılları Yolmak
4205-)
Ebû Hûreyre (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den merfû olarak şöyle rivâyet etmiştir. Yahudiler ve hiristiyanlar (saçlarını ve sakallarını) boyatılıyorlar. Onlara muhalefet ediniz." Libas 67, Enbiya, 50: Müslim. Libas 80, Nesaî. Zinet 14: İbn Mâce. Libas 32: Tirmizi libas 20: Ahmed b. Hanbel 11 - 240. 260. 309. 401.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4206-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh) demiştir ki; fethedildiğ Ebû Kuhafe getirildi, saçı ve sakalı ak yavşan gibi bembeyaz kil Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " şunu bir şeyle değiştirin, siyahlan uzak durun (şu beyazlığı siyahın dışında bir renkle boyayın) buyurdu. Libas 79; Nesai Zinet 64; İbn Mace, Libas 33; Ahmed b. Hanbel III, 160, 316, 332;VI-349.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4207-)
Ebû zer (radıyallahü anh)'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: ile şu beyazlığın (saç ve sakal beyazlığı) değiştirildiği en iyi şey, kına ve ketem'dir. Libas 20; Nesai, Zinet 16: İbn Mace. Libas M: Ahmet b. Hanbel V – 147, 150.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4208-)
Ebû Risme (radıyallahü anh); şöyle demiştir: Babamla birlikle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına gittik. Rasûlu affın saçları kulak yumuşağına kadar sarkmış vaziyette idi, üzerinde kına lekeleri vardı. Sırıma da iki yeşil cübbe bulunuyordu. 11.226.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4209-)
Bize Muhammed b. El - Alâ haber verdi. Bize İdris. İbn Ebcer'den işittim diyerek haber verdi. İbn Ebcer. İyad b. Lekiflan, o da Ebû Rimse'den bu (yukarıdaki) haberi rivâyet edip şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Bana sırtındaki (nübüvvet mührü)nü gösler; ben tabibim" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Tabîb Allah'tır belki, sen şefkatli bir adamsın onun tabibi yaratandır." buyurdu. b. Hanbel III - 226. 227. IV - 163.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4210-)
Bize, İbn Beşşâr haber verdi, bize Abdurrahman haber verdi. Bize Süfyan , İyâd b. Lakît'den, o da Ebû Rimse'den rivâyet etti. Ebû Rimse şöyle demiştir: birlikte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(in yanına geldik. Resûlüllah bir adama -veya babama- (beni göstererek) " Bu kim?" diye sordu. Babam " oğlum" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem) " Sen, onun aleyhine suç işlemezsin (senin suçun ondan sorulmaz)" Nüshada da "Onun suçu senden sorulmaz" şeklindedir. buyurdu. O zaman, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sakalına kına yakmıştı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4211-)
Sâbit'ten rivâyet edildiğine göre: (radıyallahü anh)'a, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in boyanması konusu soruldu. O da Resûlüllah’ın boyanmadığını, ama Ebû Bekir ve Ömer'in boyandıklarını söyledi. Menakîp 23, Lîbas 66; Müslim, Fedâil 101. 102: Nesaî Zinet 17; İbn Mâce. Libas 35.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Boyamak
4212-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) sibtî (denilen) pabuçlar giyer, sakalını vers ve zaferanlar boyardı. " Aynısını İbn Ömer'de yapardı" der. Zinet 66 Ahmed b. Hanbel 11-160. 114.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Sarıya Boyanmak
4213-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (sakalını veya saçını) kına ile boyamış bir adam uğradı. Efendimiz, " Şu ne kadar güzel" buyurdu, (sakalını veya saçım) kına ve ketemle boyamış olan başka birisi geçti. Bu sefer Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " Bu ondan da güzel" buyurdu. Sarıya boyanmış daha başka birisi geçti, onun için de " Bu hepsinden daha güzel" buyurdu. Mace, Libas 34.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Sarıya Boyanmak
4214-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh); şöyle demiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem) " Ahir zamanda (saç ve sakalını) güvercin göğsü gibi siyaha boyayan bir kavim gelecektir. Onlar cennetin kokusunu alamazlar." buyurdu. Zinet \5: Ahmed b. Hanbel 1-273.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Saçı Sakalı Siyaha Boyamak
4215-)
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in azatlısı Sevban (radıyallahü anh)'dan şöyle rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yolculuğa çıktığında ailesinden son veda ettiği ve döndüğünde de yanına ilk girdiği insan Fâtıma (radıyallahü anh) idi. (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gazvesinden döndü. Hazret-i Fâtıma (radıyallahü anh) kapısının üzerine çul -veya perde- asmış, Hüseyin ve Hasen'e gümüşten iki bilezik takmıştı. Resûlüllah (bu sefer) Hazret-i Fâtımanın yanına girmedi. Hazret-i Fâtıma, Resûlüllah'in gördüklerinden dolayı girmediğini zannetti ve çulu (yada perdeyi) yırttı, çocuklardan bilezikleri çıkarıp her birini ikisi arasında paylaştırdı. Bunun üzerine Hasen ve Hüseyin ağlayarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldiler. Resûlüllah bileziği onların elinden aldı (ve Sevban'a verib) " Ya Sevbân, şunu Medine'deki falan aileye götür, Şüphesiz bunlar (Hasen, Hüseyin ve Ebeveyinleri, benim ailemdir. Onların güzel nimetlerini, dünya hayatlarında yemelerini uygun bulmuyorum. Yâ Sevban, Fâtıma için aşık kemiği (veya deniz aygırı dişinden) bir gerdanlık ve fil dişinden (yada deniz kaplumbağası) iki bilezik satın al" buyurdu. b. Hanbel V – 275.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Saçı Tarayıp Düzeltmek
Konu: Fil Dişinden De Yararlanmak
4216-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bazı yabancılara mektup yazmak istedi. Kendisine, " Onlar mühürsüz mektubu okumazlar" denildi, bunun üzerine gümüşten yüzük bir mühür edindi. Ve ona (Muhammedün Resûlüllah) Muhammed Allah'ın Resulu'dür" cümlesini kazıttı. Libas 49. 52; Müslim, Libas 56; Tirmizî, İstizan 25.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4217-)
Vehb b. Bakiyye, Halid'den; o, Said'den; Said, Katade'den; Katade'de Enes'ten, Îsa b. Yunus hadisini rivâyet etmiştir. (Halid rivâyetinde) şunları da ilâve etmiştir: yüzük, Rasülullab vefat edinceye kadar elinde idi. (Daha sonra) vefat edinceye kadar Ebûbekir'in elinde, Ondan sonra vefat edinceye kadar Ömer'in elinde idi. Sonra Hazret-i Osman'ın elinde idi, fakat Osman bir kuyunun yanında iken kuyuya düşüverdi. Kuyunun suyunun boşaltılmasını emretti ve boşaltıldı, fakat onu bulamadı. Libas 50.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4218-)
Enes (radıyallahü anh); şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yüzüğü gümüşten kaşı da Habeş işi idi. Libas 61, 62; Tirmizî, Libas 14.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4219-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'dan; şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yüzüğünün tamamı gümüştendi. Libas 48; Tirmizî. Libas 15; Nesai, Zinet 47. Ahmet/3-266.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4220-)
İbn Ömer (radıyallahü anh) demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) altından bir yüzük edindi. Kaşını avucunun içine denk getirdi. Kaşa " Muhammedun Resûlüllah" cümlesini kazıttı. Bunun üzerine sahabîler de altın yüzükler edindiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların altın yüzük edindiklerini görünce, onu attı (bıraktı) ve " Artık onu ebediyyen takmayacağını" buyurdu. Daha sonra gümüşten bir yüzük edindi ve ona " Muhammedun Resûlüllah" ibaresini nakşettirdi. Efendimiz'den sonra o yüzüğü Ebû Bekir ondan sonra, Ömer; Ömer'den sonra da Eriş kuyusuna düşünceye kadar Osman taktı. Davûd der ki: Yüzük kuyuya düşünceye kadar, İnsanlar Hazret-i Osman'a karşı çıkmadılar. Libas. 53; Müslîm, Libas, 55, 57; Tirmizî, Libas 16; Nesai Zinet 33, 34; Mâlik, Sıfatını- Nebî 37.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4221-)
Bize Osman b. Ebî Şeybe haber verdi, Bize Eyyûb b. Mûsâ'dan naklen Sufyân b. Uyeyne haber verdi. Eyyûb, Nâfi'den o da İbn Ömer'den bu (yukarıdaki) haberi nakledip; şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ona " Muhammedün rasulullah" sözünü kazıttı ve " Benim bu yüzüğümün nakşı üstüne (bunun benzerini) kimse kazıtmasın" buyurdu. sonra hadîsi şevketti. Libas 5: Nesaî. Zinet 50; İbn Mâce, Libas 39.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4222-)
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris haber verdi. (Dedi ki) bize Muğîra b. Ziyâd'dan naklen Ebû Asım haber verdi. Ebû Asım, Nâfî'den; Nâfî'de İbn Ömer kanalıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu haberi rivâyet etti. (Bu rivâyette) Ravî şöyle dedi: o (kuyuya düşen) yüzüğü aradılar, ama bulamadılar. Bunu üzerine, Osman bir yüzük yaptırdı ve üzerine " Muhammedün Resûlüllah" sözünü kazıttı. Hazret-i Osman onu takınırdı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Mühür Yüzük Edinme Konusundaki Hadisler
4223-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) rivâyet edildi ki: bir tek gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in elinde gümüş bir yüzük gördü (onu gören) insanlar da yüzük yaptırıp takındılar. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüğü attı, insanlar da attılar. Davûd der ki: hadîsi Zührî'den Ziyad b. Sa'd, Şuayb ve'İbn Müsafir rivâyet etti ve hepsi " gümüş yüzük" dedi. libas 47; Müslîm, Libas 59; Nesaî 47, 53, 77, 79, 80.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Yüzüğü Terketmek Konusu
4224-)
İbn Mes'ud (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu on şeyi kerih gördü.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Altın Yüzük Konusundaki Hadisler
4225-)
Abdullah b. Burey'de, babası Büreyde (radıyallahü anh)'den şöyle rivâyet etmiştir. Resûlüllah'a parmağında pirinçten yüzük olan bir adam geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adama: niçin putların kokusunu buluyorum? dedi. Adam o yüzüğü attı, sonra da demirden bir yüzükle geldi. Bu defa Efendimiz: niçin cehennemliklerin şeklini görüyorum? buyurdu. Adam onu da attı ve, Resûlüllah öyleyse yüzüğü neden yaptırayım? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): gümüşten edin ve bir miskale vardırma, buyurdu. Libas 43: Nesai, Zinet 146; Bu hadisin açıklaması sonraki hâdîsinki ile yapılacaktır. Muhammed’'Abdullah b. Müslim" demedi, Hasep de " Es-Sülemî El-Mefyezî" demedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Demir Yüzük Konusunda Varid Olan Hadisler
4226-)
İyaz b. Haris b. Muaykıp - İyaz’ın anne tarafından dedesi Ebû Zûbabtır - Dedesi fmuaykıp (radıyallahü anh) şöyle dediğini rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yüzüğü, üzerine gümüş kaplanmış demirdendi. O yüzük bazen benim elimde otururdu. veya başka bir râvî) Muaykıp, Resûlüllah’ın yüzüğünün emini idi dedi. Libas 43; Ahmed b. Hanbel 1-21.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Demir Yüzük Konusunda Varid Olan Hadisler
4227-)
Ali (radıyallahü anh) şöyle demiştir: sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Allah'ım! bana hidâyet ver, beni doğrult de. hidâyeti (istediğinde) yolun doğrusunu zikret. (Ondan) doğruluk (istediğinde) oku (hedefe nasıl) doğrulttuğunu hatırla" , buyurdu. Hazret-i Ali devamla şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem), beni yüzüğü şu veya şu, yani işaret veya orta parmağıma Asım hangi parmak olduğunda şüphe etti - takmaktan, kassiye ve Mîsera'dan nehyetti" Ebû Bürde dedi ki: Ali'ye " Kassiye nedir?" diye sorduk " Şam'dan veya Mısır'dan gelen, üzerinde kaburga kemiği gibi geniş turunca benzer şekiller bulunan bir kumaştır. Mîsera'da kadınların kocaları için yaptıkları bir şeydir" dedi. Libas 28: Müslim, Zikir ve Dua 78, Libas ve Zinet 64.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Demir Yüzük Konusunda Varid Olan Hadisler
4228-)
Hazret-i Ali (radıyallahü anh); şöyle demiştir: bana Ebû Seleme b. Abdurrahman şöyle haber verdi, dedi. Ali'de, olan rivâyet Müsned, Ebû Seleme'den olan müsneddir. her iki rivâyetin lâfzı aynıdır. Tirmizî. Libas 16; Şemail hadis no:90; İbn Mâce, Libas 42; Ahmed b. Hanbel. 11-204. 205. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüğü sağ eline takardı."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Yüzüğün Sağ Veya Sol Ele Takılması Konusu
4229-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüğü sol eline takardı. Yüzüğünün kaşını da avucunun içine alırdı. Davûd der ki: İshak ve Üsâme yani İbn Zeyd - Nâfî'den (Onun isnadı ile) (Resûlüllah'ın yüzüğünü) sağ eline (taktığını) rivâyet ettiler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Yüzüğün Sağ Veya Sol Ele Takılması Konusu
4230-)
Nafi'den rivâyet edildi ki İbn Ömer (radıyallahü anh) Yüzüğünü sol eline takardı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Yüzüğün Sağ Veya Sol Ele Takılması Konusu
4231-)
Muhammed b. İshak şöyle demiştir: b. Abdullah b. Nevfel b. Abdilmuttalib'in sağ elinin küçük parmağında bir yüzük gördüm ve: da ne?! dedim. İbn Abbâs'ı yüzüğünü böyle takarken gördüm" dedi ve yüzüğün taşını elinin üst tarafına denk getirdi. b. İshak devamla şöyle) dedi. " Salt: İbn Abbâs'ın Resûlüllah'ın yüzüğünü böyle takındığını söylediğini zannediyor. Libas/16; Tirmizî'nin rivâyeti, Salt b. Abdullah b. Nevfel'den şu şekildedir. " Ben İbn Abbâs'ı; yüzüğünü sağ eline takar gördüm. Onun ancak Resûlüllah'ı yüzüğünü sağ eline takarken gördüm dediğini zannediyorum. "
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Yüzüğün Sağ Veya Sol Ele Takılması Konusu
4232-)
Ali b. Sehl b. Zübeyr'den rivâyet edildi ki: ait olan bir cariye, Zübeyr'in, ayağında ziller olan kızını Ömer b. el-Hattab'a götürdü. Ömer, zilleri kesti ve: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i her zille birlikte bir şeytan var" buyururken duydum" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Zil Konusunda Varid Olan Hadîsler
4233-)
Abdurrahman b. Hassan el-Ensarî' Bir nüshada Abdurrahman b. Hayyam'dır. nin cariyesi, Bünane'den rivâyet edildi ki; (Bûnâne) Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'nin yanında iken üzerinde sesler çıkartan ziller bulunan bir câriye, Hazret-i Âişe'nin yanına katıldı. Âişe (radıyallahü anhâ): Onun zillerini kesmeden (çıkarmadan) benim yanıma sokmayınız. Ben, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i " içerisinde zil bulunan eve melekler girmez" derken işittim" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Zil Konusunda Varid Olan Hadîsler
4234-)
Abdurrahman b. Tarafe'den şöyle rivâyet edilmiştir; gününde dedesi Arfece b. Esad'ın burnu kesildi. Arfece'de gümüşten bir burun yaptırdı, ama o, koku yaptı. Bunun üzerine " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine altından bir burun yaptırmasını emretti. Libas 31; Nesaî, Zinet 41; Ahmed b. Hanbel V-23.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Dişleri Altınla Bağlamak
4235-)
Bize Hasen b. Ali haber verdi, bize Yezîd b. Harun ve Ebû Asım haber verdiler. Onlar, " Bize Ebûl - Eşheb, Abdurrahman b. tarafe'den o da Arfece b. Esad'dan önceki hadisin mânâsını haber verdi" dediler. der ki: Eşheb'e, " Abdurrahman b. Tarafe dedesi Arface'ye yetişti mı?" Evet" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Dişleri Altınla Bağlamak
4236-)
Bize Müemmel b. Hişâm haber verdi. Bize İsmail, Ebü'l - Eşheb'ten, O, Abdurrahman b. Tarafe'den, Abdurrahman, Arfece b. Esed'den O da babasından (şüphesiz Arface diye) önceki hadîsi mânâsı ile rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Dişleri Altınla Bağlamak
4237-)
Âişe (radıyallahü anhâ), şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e Necâşî'nin kendisine hediye ettiği zinet getirildi. O zinetin içerisinde Habeş işi kaşı olan bir de yüzük vardı. " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüğü, ondan uzak durarak, bir çubukla veya bir parmağı ile aldı sonra, Ebü’l As'ın kızı - kızı Zeyneb'in kızı - Ümame'yi çağırdı, ve " Bunu sen takın kızcağızım" buyurdu. Mâce, Libas 40.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Kadınların Altın Kullanması
4238-)
Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sevdiğine ateşten bir halka takmayı seven kişi ona altından bir halka taksın, sevdiğine ateşten bir bilezik takmak isteyen kişi ona altından bir bilezik taksın. Ancak siz gümüşü alınız, onu (istediğiniz gibi) kullanınız." b. Hanbel, 11-334, 378.IV-414.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Kadınların Altın Kullanması
4239-)
Hüzeyfe (radıyallahü anh)'ın kız kardeşinden: (radıyallahü anh)’ın, Resûlüllah'ı göre, birden fazla kız kardeşi vardı. Bu hadîsi rivâyet etlen hanımın adının Fatma veya Hevlâ olduğu tarzında görüşler var dır. Ebû Amr en-Nemrî, adının Falına olduğunu söylemiştir. (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Ey kadınlar topluluğu, sizin süslenmenize gümüş kâfi değil mi? Dikkat edin, Sizden altınla süslenip de onu başkalarına gösteren hiç bir kadın yok ki o altın sebebiyle azap edilmesin." Zinet / 39; Darimî, İstizan 17.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Kadınların Altın Kullanması
4240-)
Esma Binti yezid (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: gerdanlık takınan her bir kadının boynuna kıyamet gününde ateşten bir benzeri takılır. Altın küpe takan her bir kadının kulağına da kıyamet günü bunun bir benzeri takılır. Zinet 39.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Kadınların Altın Kullanması
4241-)
Muaviye b. Ebî Süfyân (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kaplanlara (derilerine) binmekten ve parçalanmış olanı hariç, altın takınmaktan nehyetti. Zinet 40; Ahmed b. Hanbel, IV-92, 93, 95, 98, 99.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yüzük Konularının Başı
Konu: Kadınların Altın Kullanması
4242-)
Huzeyfe b. el-Yeman) (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda ayağa kalktı ve o zamandan kıyamete kadar ne olacaksa hiç bir şey bırakmadan hepsini haber verdi. öğrenen öğrendi, unutan unuttu. Onları Resûlüllah’ın şu sâhâbîleri bilir. Bir adam birinden ayrılıp da sonra tekrar gördüğünde onu tanıyıp yüzünü hatırladığı gibi ben de Resûlüllah’ın bu söylediklerinden birşey meydana geldi mi hemen hatırlıyorum. Kader 4: Müslim, Piren / 23.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Fiten Ve Melahim Kitabı
Konu: Fitneler Ve Belirtileri
4243-)
Abdullah (b. Mes'ud) (radıyallahü anh)'den; Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: ümmette dört tane fitne meydana gelecektir. Onların sonunda yokluk vardır. hadis Avnü'l Ma'bûci ve Bezlü'l Mechûd'de 4243 numaralı hadisten sonra yer almıştır. Sadece Ebû Davûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Fiten Ve Melahim Kitabı
Konu: Fitneler Ve Belirtileri
4244-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh); şöyle demiştir; Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında oturuyorduk. Efendimiz, uzun uzadıya fitneleri (meydana gelecek büyük hadisleri) anlattı. Ehlâs fitnesini zikretti. fitnesi nedir, Yâ Resûlüllah? dedi. insanların birbirinden kaçması ve haksız yere malların alınmasıdır. Sonra Serrâ (nimet) fitnesi vardır. Bu fitne, benim ailemden, benden olduğunu zanneden ama aslında benden olmayan bir adamın ayakları altından, yayılacaktır. Benim dostlarım ancak muttaki olanlardır. Sonra insanlar, kaburga üzerindeki oturak gibi (devam etmeyecek olan), bir adamla anlaşacaklar; daha sonra karanlık fitne çıkacak, bu ümmetten dokunmadığı kimse kalmayacak. Bitti, denildiğinde, devam edecek. O fitnede (esnasında) kişi, mümin olarak sabahlayacak akşama kâfir olarak çıkacak. İnsanlar iki çadırda (gurupta) olacaklar. Bunlar, içinde asla nifakın olmadığı iman çadırı ve imanın olmadığı nifak çadırıdır. Siz o güne ulaştığınızda o gün veya yarın Deccâli bekleyiniz. II. 433.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Fiten Ve Melahim Kitabı
Konu: Fitneler Ve Belirtileri