Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

866-) Temim ed-Dârî vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bir önceki manada bir hadis nakledildi. (O rivâyette) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Sonra zekâtta böyledir ve sonra bütün ameller bu suretle ele alınır." buyurdu. Mâce, ikâme 202, Tirmizî, salât 188.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İ Peygamberin Eksik Kılınan Her Namaz Nafile Namazla Tamamlanır Hadisi
867-) Mus'ab b. Sa'd'dan nakledilmiştir ki: (Bir gün) babamın yanı-başında namaz kıldım. Ellerimi (kenetleyerek) dizlerimin arasına koymuştum. Beni bu şekilde namaz kılmaktan nehyetti. (Ellerim kenetli ve dizlerimin arasında olarak) tekrar bir namaz daha kıldım, bunun üzerine dedi ki: Bunu yapma, Bunu biz yapardık, fakat sonra bunu yapmaktan nehyolunduk ve avuçlarımızı (rüku'da) dizlerimizin üzerine koyduk." ezân 118; Müslim, mesâcid 26, 28-31, 114; Tirmizî, salât 78, 110; Nesâî, iftitâh 11, tatbîk 7, 38, 99, sehv 31, 35; Dârimî, salât 68, 70, 78, Ahmed b. Hanbel, 1-287; IV-119, 120, 316 - 319, 340; V. 274.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükû Ve Sücûdun Ayrıntıları Ve Elleri Dizlere Koymak
868-) Abdullah (b. Mes'ûd)’den nakledilmiştir ki: Biriniz rükû'a vardığında kollarını uylukları üzerine koysun ve avuçlarını da birleştirip (iki dizinin arasına yerleştirsin. Abdullah b. Mes'ûd dedi ki:) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in parmaklarının hareketini sanki görüyor gibiyim. mesâcid 26, 27; Nesâî, tatbik 2, iftitah 91; Ahmed b. Hanbel, I, 378, 426, 447.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükû Ve Sücûdun Ayrıntıları Ve Elleri Dizlere Koymak
869-) Ukbe b. Amir'den; demiştir ki: "O halde Rabbini o büyük adıyle teşbih (ve tenzih) et" âyet-i kerimesi inince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "bunu rükûnuzda söyleyin" buyurdu."Rabbinin o çok yüce adını teşbih (ve tenzih) et" âyeti inince de, "bunu da secdenizde söyleyin" buyurdu. Mâce, ikâme 20; Dârimî salât 69; Ahmed, IV-155

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Ne Söylenir?
870-) (Bir önceki hadisin) manası Ukbe b. Âmir'den de rivâyet edildi. (Ancak Ukbe bu rivâyete bazı) ilâveler yaparak (şunları) söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükü'a vardığı zaman üç defa, Sübhâne Rabbiye'l-azîm ve bihamdihî, Büyük olan Rabbimi noksan sıfatlardan tenzih ederim ve O'na hamd ederim" Derdi. Secdeye vardığı zaman da üç defa; Sübhane Rabbiye'l-a'la ve bihamdihî yüce olan Rabbimi teşbih ve tenzih edeıim ve O'na hamd olsun" derdi. Mâce, ikâme 20; Dârimî, salât 69; Ahmed b. Hanbel, IV, 155. Dâvûddedi ki: Bu ilâvenin (tamamının " ve bihamdih" kelimesinin mahfuz (bir rivâyet) olmamasından korkuyorum. Ebû Dâvûd (bu hadisle bundan önceki hadisi kast ederek) dedi ki: Şu iki hadisin (yani) er-Rabî' hadisiyle Ahmed b. Yûnus hadisinin senedinde sadece Mısırlılar bulunmaktadır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Ne Söylenir?
871-) Huzeyfe (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ie birlikte namaz kıldığını ve (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in) rükû'da iken, " Sübhane Rabbiye’l-azim=büyük olan Rabbimi teşbih (ve tenzih) ederim" dediğini, secde halinde iken de " Sübhâne Rabbiye’l-a'la" yüce olan Rabbimi teşbih (ve tenzih) ederim" dediğini; (Kıraati esnasında) rahmet âyetine gelince mutlaka durup (Allah'dan rahmet) istediğini azab âyetine gelince de kesinlikle durup (Allah'a) sığındığını rivâyet etmiştir. mevâkît 79; Nesâî, iftitâh 77, 78, tatbik 73, İbn Mace, ikâme 179; Dârimî, salât 69; Ahmed b. Hanbel, V, 382, 384, VI, 24.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Ne Söylenir?
872-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edilmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in rükû ve sücudunda " sübbûhun, kuddûsun, rabbu'l-melâiketi verrûhi Münezzehsin! Mukaddessin! Meleklerle Ruhun rabbisin (Ey Allahım)" derdi. salât 223; Tatbik 11, 75; Ahmed b. Hanbel, VI, 35, 94, 115, 148, 149, 176, 193, 200, 244, 266.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Ne Söylenir?
873-) Avf b. Mâlik el-Eşcâî'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir gece namaz kıldım. Kalktı (birinci rekatta) Bakara sûresini okudu. Her rahmet âyetine geldikçe durdu (ve Allah'dan rahmet) istedi. Azab âyetine geldikçe de durdu (ve Allah'a) sığındı. Sonra " Sübhâne zi’l-ceberûti ve’l-kibriyâi vel-azameti = kahr ve kudret sahibi, izzet ve saltanat sahibi, ululuk ve azamet sahibi olan (Rabbimi) teşbih (ve tenzih) ederim" diyerek kıyamı kadar rükûda kaldı, sonra kıyamı kadar da secdede kaldı. Secde halinde iken de bu dualara benzer dualar okudu. Sonra (ikinci rekata) kalktı, sonra (üçüncü rekatta) bir sure (dördüncü rekatta da diğer) bir sûre okudu. tatbîk 16, 25, 73, 86; Ahmed b. Hanbel, V, 388, 397, 398, 400, 401; VI, 24.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Ne Söylenir?
874-) Huzeyfe (radıyallahü anh)'den (rivâyet edildiğine göre kendisi) bir gece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (teheccüd) namazı kılarken görmüş (Resûl-i Ekrem önce); Allahu ekber Allahu Ekber Allahu ekber zul’melekûti ve’l-ceberûti vel kibriyâi ve’l-azameti" Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, izzet ve saltanat sahibidir, kahir ve kudret sahibidir, ululuk ve azamet sahibidir" deyip sonra istiftah etmiş ve (Sûre-i) Bakara'yı okuyup sonra rükû'a varmış, rükûu (sûre olarak) kıyamı kadarmış. Rükûunda " subhâne rabbiye'l-azîm, sübhâne rabbiye’l-azim = büyük olan rabbimi teşbih (ve tenzih) ederim" demiş. Sonra rükûu kadar da'ayakta kalıp " Li rabbîyel-hamdü = rabbim için hamd olsun" demiş, sonra secdeye varmış ve secdesi de kıyamı kadar sürmüş. Secdesinde " sübhâne rabbiye'l a'la = yüce olan rabbimi teşbih (ve tenzih) ederim" deyip sonra secdeden başım kaldırmış ve iki secde arasında " rabbiğfirlî, rabbiğfirlî = ey Rabbim beni bağışla, ey rabbim beni bağışla" diyerek secdesindeki kadar oturmuş ve (bu şekilde) dört rekat namazkılmış ve bu namazda (sure-i) Bakara, âl-i İmrân, Nisa, Mâide veya En'am'ı okumuştur. (Râvi) Şu'be (Resûl-i Ekrem'in okuduğu sûrenin En'âm mı yoksa Mâide mi olduğunda) tereddüt etmiştir. tatbîk 16, 25, 73, 86; Ahmed b. Hanbel, V, 388, 397, 398, 400, 401; VI-24.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Ne Söylenir?
875-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kulun Rabbine en yakın olduğu (hal) secde hâlidir. Öyleyse (secdede iken) çokça duâ ediniz." salât 215; Nesâî, mevâkît 35; tatbik 78; Tirmizî, deavât 118; Ahmed b. Hanbel, II, 421.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Dua
876-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre); Peygamber, (son hastalığında kapısında bulunan) perdeyi açmış ve halkın Ebû Bekir (radıyallahü anh)'in arkasında (namazda) saf olmuş halde durduklarını görmüş (namaz bitince); Ey Nas! Şu bir gerçek ki, müslümanın göreceği yahut ona gösterilecek sâlih rü'yâdan başka Peygamberliğin müjdelerinden hiç bir şey kalmamıştır ve ben kesinlikle rükû ve secde hâlinde Kur'ân okumaktan nehyolundum. Kükû'da Allah'ı tazim ediniz. Ama secdede duâ etmeye çalışın, zira secde halinde duanız kabul olunmaya daha lâyıktır" buyurmuştur. salât 207, 208; Ebû Dâvûd, edeb 88; Tirmizî, ru'ya 2; Nesâî, tatbîk 7, 62; İbn Mâce, rüya 1; Dârimî, salât 77, rü'ya 3; Muvatta', ru'ya 2, 3; Ahmed b. Hanbel, I-155, 219.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Dua
877-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükûunda ve secdesinde Kur'ân'daki; âyetinin manasına yönelerek " Allah'ım, seni teşbih (ve tenzih) ederim. Ey Rabbimiz (sana) hamelinle (hamdederim), Allah'ım, beni bağışla" (teşbihini) çok okurdu. ezan 139; tefsiru sûre (110), 2; Müslim, salât 217; Nesâî, tetbîk 64, 65; İbn Mâce, ikâme 20; Ahmed b. Hanbel, VJ, 43, 49, 190.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Dua
878-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) secde halinde iken " Allah'ım günahımın hepsini, küçüğünü büyüğünü, önünü-sonunu bağışla" derdi. İbnu Serh, rivâyetinde " açığını gizlisini" kelimelerini de ilâve etti. salât 216; Ebû Dâvûd, tetavvu' 148; İbn Mâce, ikâme 190.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Dua
879-) Hazret-i Âişe'den nakledilmiştir ki: Bir gece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı (odamızda) bulamadım. (Kendisini odamızdaki her zaman) namaz kıldığı yer (mescid)de aradım. Bir de ne göreyim; ayakları dikilmiş bir halde secdede bulunuyor ve (şöyle) diyor(du): Senin gazabından rızana, azabından affına, Senden (yine) Sana sığınırım! Seni övmeyi (gereği kadar) sayıp bitiremem. Sen kendini nasıl övdünse öylesin." salât 222; Ebû Dâvûd, vitr 5, Tirmizî, deavât 75, 112, Nesâî, tahâre 119, tatbik 47, 71, sehv 89, kıyamulleyl 51; İbn Mâce, ikâme 117, dua 3, Ahmed b. Hanbel, I, 96, 118, 150, VI, 58, 201.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rükûda Ve Secdede Dua
880-) Âişe (radıyallahü anhâ) Resülullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın namazında şöyle duâ ettiğini haber vermiştir: Ey Allah'ım, kabir azabından, Mesih-i deccâlin fitnesinden, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Ey Allah'ım, günahdan ve borçtan da sana sığınırım." Birisi (kendisine) " Borçtan ne çok Allah'a sığınıyorsunuz?" deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cevaben şöyle buyurdu: Kişi borçlandı mı, konuşur yalan söyler, söz verir, yerine getirmez" ezan 149; Müslim, mesâcîd 129; Nesâî, sehv 64.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Dua
881-) Ebû Leylâ'dan nakledilmiştir ki; Nafile namazı kılmakta olan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında namaza durmuştum. O'nu (şöyle) duâ ederken işittim: (Cehennem) ateş(in)den Allah'a sığınırım. Cehennemliklerin vay hâline!" Mâce, ikâme 179.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Dua
882-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza durdu onunla beraber biz de durduk. Bir bedevi arab namazda; Ey Allah'ım, bana ve Muhammed'e acı, bizimle dışımızda başka kimseye acıma!" diye duâ etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selâm verince, bedevi Araba, -Aziz ve Celil olan Allah'ın rahmetini kast ederek- " Vallahi sen genişi daraltın" buyurdu. edeb 28; Tirmizî, tahâre 112; Nesâî, sehv 20; Ebû Dâvûd, tahâre 136; Ahmed b. Hanbel, II, 239, 283.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Dua
883-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan rivâyet edildiğine (göre), peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Rabbinin o çok yüce adım teşbih (ve tenzih) et" (âyet-i kerimesini) okuduğu zaman, yüce olan Rabbimi teşbih (ve tenzih) ederim" derdi. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisin rivâyetinde Vekî'e muhalefet edildi. (Şöyle ki) Ebû Vekîile Şu'be, bu hadisi Ebû İshak Saîd b. Cübeyr vasıtasıyla İbn Abbâs'dan mevkuf olarak rivâyet ettiler. Mâce, ikâme 20; Dârimî, salât 69; Ahmed b. Hanbel, 1-232, 371; V, 382, 384, 389,394, 397, 398.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Dua
884-) Mus'ab, Ebî Âişe'den nakledilmiştir ki: Bir adam evinin üstünde namaz kılar ve " bütün bunları yapan (Allah) ölüleri tekrar diriltmeye kaadir değil midir?" (75), 40. âyetini okuyunca " Sübhâneke febelâ = seni teşbih (ve tenzih) ederim, evet (Sen ölüleri tekrar diriltmeye kaadirsin)" derdi. Bunu kendisine sordular, " Ben bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim" diye cevab verdi. Dâvûd buyurdu ki: Ahmed (b. Hanbel): Farz (namazlarda, Kur’ân'daki (dualar)la dua etmek benim hoşuma gider" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Dua
885-) es-Sa'dî, babasından yahut amcasından (rivâyetle) demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i namazında iken gözetledim rükû ve secde hâlinde iken üç kere " sûbhânellahi ve bihamdih = Allah'ı teşbih (ve tenzih) ederim ve ona hamdolsun" diyecek kadar rükû' ve secde halinde dururdu. b. Hanbel, V, 271.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rüku Ve Secdede Kalmanın Müddeti
886-) Abdullah b. Mes'ûd'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Biriniz rüku'a vardığı zaman üç kere " sübhane rabbiyye’l-azîm=Büyük olan Rabbimi teşbih ederim" desin. Bu (rükü'daki teşbihin) en aşağısıdır. Secdeye vardığı zaman da üç kere " Sübhane ranbiye'l-â'lâ: Yüce olan rabbimi teşbih ederim" desin. Bu da (secdedeki teşbihin) en aşağısıdır." mevâkît 79; deavât 39, 59; İbn Mâce, ikâme 19, 20; Dârimî, salât 69; Ahmed b. Hanbel, I, 232, 371; V, 382, 384, 389, 394, 397, 398. Dâvûd buyurdu ki: Bu (hadis) mürseldir. (Çünkü) Avn, Abdullah ile buluşmamıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rüku Ve Secdede Kalmanın Müddeti
887-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu demiştir: Sîzden her kim (Tîn) sûresini sonuna kadar (âyetiyle beraber) okursa, " evet, kaadirdir ben de buna şahidlik edenlerdenim" desin. Kim de (öuı r^ r-jî V ) (Kıyâme) sûresini" âyetiyle beraber okursa, " evet" desin. Kim de " Vel mürselati" suresini okur da âyetinin sonuna kadar gelirse, Allah'a iman ettik" desin." İsmail dedi ki: Ben " acaba bu hadisi nakleden kimse yanılmış olabilir mi bir göreyim" diye (bu hadisi o) bedevî adama tekrar okumaya başladım da (bana şöyle) dedi: kardeşimin oğlu, sen benim bu hadisi kafamda tutamadığımı mı zannediyorsun? Vallahi ben altmış defa hacca gittim, üzerinde hacca gittiğim her deveyi bile bilmekteyim." tefsiru sûre (95), 1.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rüku Ve Secdede Kalmanın Müddeti
888-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh), Ömer b. Abdul-Aziz'i kast ederek, dedi ki: Resûlüllah'dan sonra namaz bakımından Resûlüllah'a şu gençten daha çok benzeyen bir kimsenin arkasında namaz kılmadım. Biz onun rukûunda on (defa) ve sücudunda (yine) on (defa) teşbih (okuduğunu) tahmin ettik. Dâvûd buyurdu ki: Ahmed b. Salih (şöyle) dedi: Ben Abdullah b. İbrahim sana bu hadisi nakleden ravinin ismi Mânûs mu yahutta Mâbûs mudur? dedim. (O da bana); Abdurrezzak (bu ravinin isminin) Mâbûs (olduğunu) söylüyor. Amma benim hafızamda kaldığına göre Mânûs'tur, diye cevab verdi. (Ebû Dâvûd sözlerine devamla dedi ki:) Bu naklettiğimiz lâfızlar İbn Râfi'in rivâyetine aittir. Ahmed (b. Salih de bu hadisi) Said b. Cübeyr'den, Enes b. Mâlik'ten şeklinde (sema' yerine an'ane yoluyla) nakletti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Rüku Ve Secdede Kalmanın Müddeti
889-) İbn Abbâs'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Yedi (organ) üzerine secde etmekle, saç ve elbiseyi toplamamakla emrolundum" " Peygamberimiz (bunlarla) emrolundu" (şeklinde) rivâyet etti. ezan 133, !34, 137, 138; Müslim, salât 226, 227, 229, Tirmizî, mevâkît, 87; Nesâî, tatbik, 40, 43, 45, 58.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Organları
890-) İbn Abbâs'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Ben yedi organ üzerine secde etmekle emrolundum." (Şu'be) bazan, " ben emrolundum" yerine " Sizin Peygamberiniz emrolundu" derdi. salât 86, Nesâî, tatbîk 41, 46; İbn Mâce, ikâme 19.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Organları
891-) el-Abbâs b. Abdilmuttalib'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken işittiği rivâyet olunmuştur: Kul secde ettiği zaman yedi organı da onunla beraber secde eder; yüzü, elleri, dizleri ve ayakları." salât 231; Tirmizî, salât 86; Nesâî, tatbîk 4146; İbn Mâce, ikâme 19; Ahmed b. Hanbel, I, 206 - 208.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Organları
892-) İbn Ömer, (hadisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a) ref ederek O'nun şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Eller de yüz gibi secde ederler. Öyleyse biriniz yüzünü (yere) koyduğu zaman ellerini de koysun, onu (secdeden) kaldırdığı zaman onları da kaldırsın." iftitâh 129.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Organları
893-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Biz secdede iken namaza yetiştiğinizde hemen secdeye varınız ve bu secdeyi (namazdan) bir rekat saymayınız. Kim rükûa yetişirse, namaz(ın kıyam ve kıraatin)a da yetişmiş olur." Sitte arasında sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İmama Secdede Yetişen Nasıl Hareket Eder?
894-) Ebû Said el-Hudrî (radıyallahü anh)'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın, halka namaz kıldırdığı alnında ve burnunun ucunda namaz(daki secdesin)den, (mütevellid) çamur izleri görüldüğü rivâyet edilmiştir. salât 62; ezan 41, 135, leyletu’l-kadr 2; Müslim, sıyâm 215; Ahmed b. Hanbel, II, 130; III, 7, 24, 60, 74.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Burun Ve Alın Üzerine Secde Etmek
895-) Bu hadisin (bir benzerini de) Muhammed b. Yahya, Abdurrezzak vasıtasıyla Ma'mer'den nakletmiştîr.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Burun Ve Alın Üzerine Secde Etmek
896-) Ebû İshâk dedi ki: el-Berâ b. Âzib bize (secdeyi) öğretti. Ellerini (yere) koydu, dizlerinin üzerine çöktü, arkasını yukarı dikti ve; işte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle secde ederdi" dedi. tatbîk 51; Ahmed b. Hanbel, IV, 303.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Nasıl Yapılır?
897-) Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Secdede i'tidal üzere bulununuz. Hiçbiriniz köpeğin yayması gibi kollarım yaymasın" iftitâh 89, tatbîk 50, 53; İbn Mâce ikâme, 21; Ahmed b. Hanbel, II, 109, 177, 179, 191, 214, 274, 276, 291, 305, 315, 336, 379. |Tirmizi, salât, 189.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Nasıl Yapılır?
898-) Meymûne (radıyallahü anhâ)’dan; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın secde ettiği vakit (ayaklarıyla) kollarının arasını açık bulundurduğu, kollarının altından bir kuzu geçmek istese geçebileceği rivâyet edilmiştir. salat 237; Nesâî, tatb'ik 52; İbn Mâce, ikâme 19; Dârimî, salât 79; Ahmed b. . Hanbel, VI, 331.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Nasıl Yapılır?
899-) İbn Abbâs'tan; demiştir ki: (Bir defa yanlarıyla) kolları arasını açmış bir halde (secdede bulunurken) arka tarafından Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına geldim de koltuklarının beyazlığını gördüm." Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Nasıl Yapılır?
900-) Allah Rasûlü'nün ashabından olan Ahmer b. Cez' (şöyle) demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) secdeye vardığı zaman pazularıni (kendine zahmet verecek şekilde iyice) yanlarından ayırırdı. Hatta biz kendisine acırdık." Mâce, ikâme 19; Tirmizî, mevâkît 110; Nesâî, tatbîk 48.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Nasıl Yapılır?
901-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Biriniz secdeye vardığı zaman köpeğin yayıldığı gibi yayılmasın, uyluklarını birleştirsin." salât 89; Nesâî, tatbîk 50, İbn Mâce, ikâme 21; Ahmed b. Hanbel, III, 279, 305, 315, 379. Tirmizî, sala, 89.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Secde Nasıl Yapılır?
902-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabı açıldıkları (kollarını yânlardan; karınlarını uyluklarından ayırdıkları) zaman, secdenin kendilerine zor geldiğinden yakındılar. (Hazret-i Peygamber) " dizler(iniz)den yararlanın" buyurdu. mevâkît, 96.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Zaruretten Dolayı Elleri Yanlardan Ayırmamaya İzin Verilmesi
903-) Ziyâd b. Subeyh el-Hanefî'den nakledilmiştir ki: İbn Ömer (radıyallahü anh)'in yanında namaz kıldım ve (namazda) ellerimi böğrüme koydum. Namazı kılınca (bana şöyle) dedi: Namazdaki şu hal asılmış kimse(nin hali gibi)dir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de bundan nehyederdi." iftitâh 12.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Kıyamda Elleri Böğrüne Koymak Ve Kalçalar Üzerine Oturup Elleri Yere Dayamak
904-) Mutarrıf'ın babası (Abdullah b. Şıhhîr)’dan demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ağlamaktan dolayı göğsünde değirmen sesi gibi bîr sesle namaz kılarken gördüm. bed'ulhalk 4; Nesâî, sehv 18; Ahmed b. Hanbel, IV, 25, 26.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Ağlamak
905-) Zeyd b. Hâlid el-Cühenî'den rivâyete edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim güzelce abdest alır da gaflet etmeden (namazda olmanın uyanıklığı içerisinde) iki rekat namaz kılacak olursa, geçmiş günahları affolunur." b. Hanbel, IV, 117; V, 194.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Vesveseli Namaz Kılmanın Ve Namaz Esnasında Bazı Şeyleri Düşünmenin Keraheti
906-) Ukbe b. Âmiri'l-Cuheri’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Kim güzelce abdest alır da kalbiyle ve yüzüyle yönelerek iki rekat namaz kılacak olursa o kişi kesinlikle Cennete girer" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Vesveseli Namaz Kılmanın Ve Namaz Esnasında Bazı Şeyleri Düşünmenin Keraheti
907-) el-Misver b. Yezid el-Mâlikî'den rivâyet edilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Râvi) Yahya dedi ki: (Bu cümleyi Misver): Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i gördüm ki" (şeklinde) rivâyet etmiş de olabilir namazda okurken bir âyeti terk etti, onu okumadı. Bunun üzerine adamın birisi (namaz bitince): Allah'ın Resulü, sen falan âyeti terk ettin, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da o kimseye: Bana (o anda) hatırlatsaydın ya?" cevabını verdi. (Mûsânnif Ebû Dâvûd'un hocalarından) Süleyman, kendi rivâyetinde (o kimsenin): Resûlallah), ben o âyetin neshedildiğini zannetmiştim, dediğini de ilâve etmiştir. b. Hanbel, III, 407; V, 123.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Okurken Takılan İmama Cemaatten Birinin Hatırlatması
908-) Ayrıca Süleyman Mervân b. Muâviye'nin, Yahya b. Kesirden onun da Misver'den hadisi (anane yoluyla değil) tahdis yoluyla aldığını da haber vermiştir. Ebû Dâvûd buyurdu ki;) Bize Yezîd b. Muhammed el-Dımişkî haber verdi. Dedi ki: Bize Hişam b. İsmail haber verdi, (dedi ki:) Bize Muhammed b. Şuayb haber verdi, (dedi ki:) Bize Abdullah b. el-A'lâ b. Zebr, Salim b. Abdullah'dan, (Salim de) Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün) sesli Kur'ân okuyarak namaz kıldırırken takıldı- (Namazdan) çıkınca Ubeyy'e (hitaben): Sen de namazı bizimle beraber kıldın değil mi?" buyurdu. (O da); " evet" deyince, " öyleyse, niçin bana hatırlatmadın?" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Okurken Takılan İmama Cemaatten Birinin Hatırlatması
909-) Ali (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Yâ Alî, namazda imama (yanıldığı âyeti) hatırlatma!" Dâvûd buyurdu ki: Ebû İshak, el-Haris'ten sadece dört hadis işitmiştir. Bu hadis de onlardan değildir. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Okurken Takılan İmama Hatırlatmaktan Nehiy
910-) Ebû Zer (radıyallahü anh) demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kul namazında iken (yüzüyle) sağa-sola dönmediği müddetçe Allahü Teâla da (rahmet nazarıyla) ona yönelmeye devam eder, (yüzüyle) sağa-sola dönecek olursa, (Allah da) ona yönelmekten vazgeçer." sehv 10; Dârimî, salât 134; Ahmed b. Hanbel, V, 172.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Sağa Sola Yüzünü Çevirmek
911-) Âişe (radıyallahü anha)’den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir kimsenin namazda (başıyla) sağa-sola dönmesini sordum da; O, kulun namazından şeytanın bir hırsızlığıdır" diye cevab verdi. ezan 93; bedu’l-halk 11, Tirmizî, cuma 59; Nesâî, sehv 10; Ahmed b. Hanbel, VI, 7, 106.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazda Sağa Sola Yüzünü Çevirmek
912-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet olunmuştur: Halka kıldırdığı bir namazdan dolayı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın alnında ve burnunun ucunda toz izleri görüldü. Ebû Dâvûd'un râvisi) Ebû Ali (el-Lu'luî) dedi ki: Ebû Dâvûd dördüncü (ve son) okutuşunda bu hadisi (burada) okumamıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Burun Üzerine Secde
913-) Osman (b. Ebî Şeybe'nin) Câbir b. Semura'dan rivâyetine göre, Cabir demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescide girdi. Ellerini (ve gözlerini) havaya kaldırmış bazı kimseler gördü. (Bu cümle, hadisin Müsedded tarafından yapılan rivâyetinde yoktur.) Ancak (Ebû Dâvûd'un hocaları Müsedded ve Osman) hadisin bundan sonraki kısmında birleştiler (ve şu sözleri naklettiler). Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Bu kimseler gözlerini havaya dikmeye kesinlikle son vermelidirler." Müsedded (bu cümleyi) " namazda" diye nakletti (Muaviye ve Osman ittifakla şu şekilde tamamladılar:) " Yahut onların gözleri (bir daha) kendilerine dönmeyecektir." ezan 92; Müslim, salât 117; Nesâî, sehv 9, 40; İbn Mâce, ikâme 68; Ahmed b. Hanbel, III, 109, 112, 116, 140, 258.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Sola Bakınmak
914-) Enes b. Mâlik'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bazı kimselere ne oluyor da namazları esnasında gözlerini semâya dikiyorlar?" (Enes dedi ki); Resûlüllah'ın sözü bu mevzuda iyice sertleşti ve buyurdu ki: Ya bundan vazgeçerler, yahut da gözleri kör olur." ezan 92; Müslim, salât 117; Nesâî, sehv 9, 40; İbn Mâce, ikâme 68.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Sola Bakınmak
915-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki (Bir defa) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çizgili bir elbise (hamisa) içinde namaz kıldı ve; bunun çizgileri beni meşgul etti. Siz bunu Ebû Celim'e götürün de bana onun enbicâniyyesini getirin" buyurdu. salât 14; ezan 93; Müslim, mesâcid 61 - 63; Nesâî, kıble 20.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Sola Bakınmak