Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

3254-) Talha b. Ubeydullah (radıyallahü anh) -bedevînin kıssasını (anlatan) hadiste-; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: Babasına yemin ederim ki doğru söylüyorsa kurtuldu. Babasına yemin ederim ki, doğru söylüyorsa cennete girdi."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Babaların Adı İle Yemin Etmek Mekruhtur
3255-) İbn Büreyde; babasından, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Emanete yemin eden, bizden değildir." b. Hanbel, V, 352.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Emanete Yemin Etmek Mekruhtur
3256-) İbrahim -yani es-Sâiğ-; Atâ'dan, yeminde lağv konusunda şöyle haber vermiştir: (radıyallahü anhâ) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); [O], kişinin evinde (söylediği) " Hayır vallahi, evet vallahi" gibi sözleridir." buyurdu. Dâvûd dedi ki: İbrahim es-Sâiğ, salih bir adamdı. Ebû Müslim onu, Avandes'de katletti. Tokmağı kaldırdığında ezanı duyarsa bırakıverirdi. Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadisi Dâvûd b. Ebi'l-Furât; İbrahim es-Sâiğ'den, Hazret-i Âişe'ye mevkuf olarak rivâyet etmiştir. Zührî, Abdülmeük b. Ebî Süleyman ve Mâlik b. Miğvel de aynı şekilde hepsi Atâ'dan Hazret-i Âişe'ye mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir. eymân 15; Muvatta, nüzûr 9.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Lağv
3257-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Yeminin, arkadaşının seni tasdik edeceği (niyet) üzerine olanıdır." Bana, Abdullah b. Ebî Salih haber verdi" dedi. Dâvûd dedi ki: Onun ikisi, (yani) Abdullah b. Ebî Salih ve Abbâd b. Ebî Salih birdir. eymân 20; İbn Mâce, keffârât 41.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yeminde Tariz
3258-) Süveyd b. Hanzala Süveyd b. Hanzala'ya bundan başka hiçbir hadis isnad edilmediğini ve başka bir hadisinin bilinmediğini söyler. İsâbe'de de; Ezdî'nin, " Ondan kızından başka kimse rivâyette bulunmadı" dediği bildirilir. (radıyallahü anh)'nın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Vâil b. Hucr da olduğu halde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı görmek üzere çıktık. Vâil’i bir düşmanı yakaladı. (Yanımızdaki) topluluk yemin etmeyi günah saydılar, ben ise; O benim kardeşim" diye yemin ettim. Bunun üzerine düşmanı onu salıverdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldik, ona öbürlerinin yemin etmeyi günah saydıklarını, benim ise " o benim kardeşim" diye yemin ettiğimi haber verdim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): söylemişsin, müslüman müslümanın kardeşidir" buyurdu. Mâce, keffarât 14.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yeminde Tariz
3259-) Sabit b. Dahhâk (radıyallahü anh)'ın Ebû Kılâbe'ye haber verdiğine göre; (Sabit) ağacın altında Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bi'at etmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: İslâm dininden başka bir din üzerine yalan yere yemin eden kişi, dediği gibidir. Kendisini bir şey (âlet) ile öldüren kimse, kıyamet gününde onunla cezalandırılır. Sahibi olmadığı bir şeyi adakta bulunana bir şey lâzım değildir." eymân 7, cenâiz 84, edeb 44, 73; Müslim, eymân 175, 177; Tirmizî, nüzür 16; Nesâî, eymân 7, 31; İbn Mâce, keffarât 3; Ahmed b. Hanbel, IV, 33, 34.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İslâmdan Berî Olmaya Ve İslâmdan Başka Bir Dine Yemin Etmek
3260-) Abdullah b. Büreyde, babasından, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Yemin edip de, " ben İslâm'dan beriyim" diyen kişi eğer yalancı ise dediği gibidir. Sadık ise, asla İslâm'a salim olarak dönmeyecektir." îman 8; İbn Mâce, keffârât 3; Ahmed b. Hanbel, V, 355, 356.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İslâmdan Berî Olmaya Ve İslâmdan Başka Bir Dine Yemin Etmek
3261-) Yusuf b. Abdullah b. Abdüsselâm'dan, ve başkaları, bu zâtın sahâbî olduğunu söylemişlerdir. Bazı âlimler; onun sahâbî olmayıp, rivâyetinin bulunduğunu söylerler. Bir grup da; bu zâtın Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında doğduğunu fakat Resûlüllah'ı görmediğini savunurlar. şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'i gördüm; hurmayı bir ekmek parçasının üzerine koyup, " Bu (hurma), bunun (ekmeğin) katığıdır." buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Katık Yemeyeceğine Yemin Eden Kişinin Durumu
3262-) Harun b. Abdullah, Ömer b. Hafs'dan, Ömer, babası vasıtasıyla Muhammed b. Yahya'dan, o Yezid el-A'ver'den, o da Yusuf b. Abdullah b. Selâm'dan önceki hadisin benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Katık Yemeyeceğine Yemin Eden Kişinin Durumu
3263-) İbn Ömer (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ref ederek, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bir şey üzerine yemin edip arkasından " İnşaallah" diyen kimse (yemininde) istisna etmiştir." nüzûr 7; Nesâî, eymân 18, 39, 43; İbn Mâce, keffârât 6; Dârimî, nüzûr 7; Ahmed b. Hanbel, II, 6, 10, 48.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yeminde İstisna
3264-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Yemin edip de istisna eden kimse, isterse döner, isterse hıns (yemini bozma) olmadan terkeder." eymân 18; Ahmed b. Hanbel, II, 6, 49.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yeminde İstisna
3265-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)'nın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), en çok; Kalbleri değiştirene yemin ederim ki, hayır..." şeklinde yemin ederdi. eymân 3, kader 14, tevhid II; Tirmizî, nüzûr 13; Nesâi eymân 1, 2; İbn Mâce, keffârât 1; Dârimî, nüzûr 12; Muvatta, nüzûr 15.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yemini Konusunda Gelen Haberler
3266-) Ebû Saîd el-Hudrî'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); yeminde mübalağa ettiği zaman;" Ebû'l-Kasım'ın canına sahib olan (Allah)'a yemin ederim ki..." derdi. b. Hanbel, III, 33, 48.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yemini Konusunda Gelen Haberler
3267-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yemin ettiği zaman; Hayır, estağfirullah" derdi. Mâce, keffârât 1.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yemini Konusunda Gelen Haberler
3268-) Âsim b. Lakît'den rivâyet edildiğine göre, Lakît b. Âmir bir hey'etle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelmişti. Lakît şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına vardık- Lakît; içerisinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);" İlâhının Ömrüne (bekasına) yemin ederim ki..." buyurdu (sözleri de bulunan) bir hadis söyledi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Yemini Konusunda Gelen Haberler
3269-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Ebû Bekir (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a " Allah aşkına" diye yemin etti, o da: Yemin ederek ısrar etme" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kasem Yemin Olur Mu?
3270-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ) şöyle haber vermiştir: Hureyre (radıyallahü anh)'in bildirdiğine göre; bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldi ve: bu gece bir rüya gördüm, deyip rüyasını anlattı. Bekir (radıyallahü anh) rüyayı tabir etti. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Bazısında isabet ettin, bazısında hata ettin" buyurdu. Hazret-i Ebû Bekir; sana feda olsun Ya Resûlallah! Allah aşkına, sana yemin ediyorum, hata ettiğim şeyin ne olduğunu bana haber versen, dedi. (Allah adına) yemin ederek ısrar etme." buyurdu. rü'yâ ta'bir 47, eymân 9; Müslim, rü'yâ 17; Tirmizî, rü'yâ 10; İbn Mâce, ta'biru'r-rü'yâ' 10; Dârimî, rü'yâ 13; Ahmed b. Hanbel, I, 236.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kasem Yemin Olur Mu?
3271-) Bize Muhammed b. Yahya (b. Fâris), Muhammed b. Kesîr'den; o, Süleyman b. Kesîr'den, Süleyman; Zührî'den, o Ubeydullah'tan; Ubeydullah da İbn Abbâs vasıtasıyla Resûlüllah'tan bu (önceki) hadisi haber verdi. Kasem (yemin)i zikretmedi. Ancak hadisinde, " Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir'e (hatasını ve doğrusunu) haber vermedi." sözünü ilâve etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kasem Yemin Olur Mu?
3272-) Abdurrahman b. Ebî Bekir (radıyallahü anhümâ) şöyle demiştir: Bize misafirlerimiz geldi. Ebû Bekir (babam) geceleyin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında konuşuyordu. Bana " Sen bunların ziyafetini tamamlayıncaya kadar yanına dönmeyeceğim" dedi. Misafirlerin yemeklerini getirdim. Onlar; Bekir gelinceye kadar yemeyiz, dediler. Nihayet Ebû Beky: geldi ve; ne yaptı? Yemeklerim yedirdiniz mi? dedi. Misafirler; dediler. Ben; yemeklerini getirdim, yemediler, " Vallahi Ebû Bekir gelinceye kadar yemeyiz" dediler, dedim. Onlar da: söyledi, bize yemeği getirdi ama biz sen gelinceye kadar yemek istemedik. Ebû Bekir: yemekten men eden ne? (Niçin yemediniz?). mevkiin, (Peygamber'in katındaki derecen). bu gece ben o yemeği yemeyeceğim. sen yemedikçe biz de yemeyeceğiz. Bunun üzerine Ebû Bekir: bu geceki kadar kötü bir gece görmedim. Yemeğinizi yaklaştırın, dedi. yaklaştırıldı, Ebû Bekir " Bismillah" deyip yedi, onlar da yediler. Öğrendim ki; Ebû Bekir, sabahleyin Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gidip, kendisinin ve misafirlerin yaptıklarını haber vermiş. Efendimiz de; İyi etmişsin, sen yeminine onlardan daha itaatli ve daha sadıksın" buyurmuş. mevakît 41, menâkıb 25, edeb 87; Müslim, eşribe 177.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Bir Yemeği Yemeyeceğine Yemin Eden Kimsenin Durumu
3273-) İbnü'l-Müsennâ; Salim b. Nuh ve Abdül-A'lâ'dan, onlar Cerîrî'den; Cerirî, Ebî Osman'dan, o da Abdurrahman b. Ebî Bekir'den bu (önceki) hadisin benzerini rivâyet etmişlerdir. İbnü'l-Müsennâ hadisinde, Salim'den; Bana keffaret ulaşmadı" dediğini ilâve etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Bir Yemeği Yemeyeceğine Yemin Eden Kimsenin Durumu
3274-) Saîd b. Müseyyeb'den rivâyet edildiğine göre; Ensar'dan iki kardeş arasında (ortak) bir miras vardı. Birisi, diğerinden (mirası) taksim etmeyi istedi. Bunun üzerine kardeşi; bir daha taksimi istersen bütün malım Kabe'ye (adak) olsun, dedi. O zaman Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) şöyle dedi: senin malına ihtiyacı yok. Yemininin keffaretini ver ve kardeşinle konuş. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: Rabbine isyanda, sıla-ı rahmi kesmekte ve sahibi olmadığın şeyde; sana yemin (yeminin gereğine sadakat) de yoktur, nezir de" buyururken duydum. eymân 17; Mâce, keffârât 8; Ahmed b. Hanbel, II, 185, 202.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Rahim Kesmek Üzere Edilen Yemin
3275-) Amr b. Şu'ayb; babası vasıtasıyla dedesinden, Resûlüllah'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Nezir (adak) ancak kendisi ile Allah'ın rızası istenilen şeyde olur. Sıla-i rahmi kesmek konusunda da yemin yoktur, (yemine sadakat gösterilmez)." b. Hanbel, II, 185; Beyhakî, Taberânî.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Rahim Kesmek Üzere Edilen Yemin
3276-) Amr b. Şu’ayb, babası kanalıyla dedesinden Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Kişinin mâlik olmadığı şeyde, Allah'a isyan konusunda ve sıla-i rahmi kesmekte; yemin de nezir de yoktur (bunlara sadakat gösterilmez). Bir kimse, bir şey üzerine yemin eder de, başkasını ondan daha hayırlı görürse, yeminini (yemin ettiği şeyi) bırakıp o hayırlı olanı yapsın. Şüphesiz onu terketmesi, yeminine keffarettir." eymân 41. Dâvûd dedi ki: azı müstesna, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den gelen tüm (sahih) hadislerde, " Yemininden dolayı keffaret ödesin" şeklindedir. Ebû Dâvûd der ki: " Yahya b. Saîd, Yahya b. Ubeydullah'tan hadis rivâyet etti mi?" dedim. " Buna ehil olduğu halde, rivâyeti terketti. Yahya b. Ubeydullah'ın hadisleri münkerdir, babası da tanınmaz. " dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Rahim Kesmek Üzere Edilen Yemin
3277-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın huzurunda birbirleri ile davalaştılar. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) davacıdan (iddiasını isbat edecek) delil istedi, ancak onun delili yoktu. Bunun üzerine davalıya yemin teklif etti. Davalı; Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim" diye yemin etti. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Evet, (yalan yere) yemin ettin. Fakat " Lâ ilahe illallah" sözünün ihlâsi sebebiyle bağışlandın" buyurdu. Dâvûd dedi ki: hadisten, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) keffareti emretmediği murat edilir. b. Hanbel, I, 253, 288, II, 68, 70, 118.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kasden Yalan Yere Yemin Eden Kişinin Durumu
3278-) Ebû Büreyde, babasından (Ebû Mûsâ el-Eş'arî); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Vallahi şüphesiz ben, inşaallah bir şey üzerine yemin edip de, o şeyden başkasını daha hayırlı zannedersem; mutlaka yeminimden dolayı keffaret öder ve o hayırlı olanı yaparım." da Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), " Mutlaka daha hayırlı olanı yapar, yeminime de keffaret öderim" buyurdu. şüphe ravilerden birisine aittir. Keffaretin, yemini bozmadan önce de sonra da caiz olduğuna işaret İçin, Hazret-i Peygamber tarafından iki şekilde söylenmiş olması da mümkündür.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kişi Yeminini Bozmadan Önce Keffaret Ödeyebilir
3279-) Abdurrahman b. Semüre'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Ya Abdurrahman b. Semüre! Bir şey üzerine yemin edip de başkasını o şeyden daha hayırlı gördüğünde o hayırlı olanı yap ve yeminine keffaret öde" buyurdu. Dâvûd dedi ki: Ahmed'in, yemini bozmadan önce keffaret ödemeye ruhsat verdiğini duydum. keffaretu’l-eymân 10; Müslim, eymâri 7, 9, 10, 13, 15, 17, 19; Nesâî, nüzûr 15, 16, 43; Tirmizî, nüzûr 5,6.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kişi Yeminini Bozmadan Önce Keffaret Ödeyebilir
3280-) Katâde, Hasen'den o da Abdurrahman b. Semüre'den (önceki) hadisin benzerini rivâyet etmişlerdir. rivâyette, öncekinden farklı olarak Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in); Yemininden dolayı keffaret öde, sonra o hayırlı olanı yap" (buyurduğunu) söyledi. Ebû Dâvûd dedi ki: Muse'l-Eş'arî, Adiyy b. Hâtem ve Ebû Hureyre'nin hadisleri bu hadisin manasındadır. Bunlardan her birinden (yapılan) bazı rivâyet (ler)de; yemini bozmak keffaretten önce, bazılarında ise keffaret yemini bozmaktan öncedir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Kişi Yeminini Bozmadan Önce Keffaret Ödeyebilir
3281-) İbn Harmele dedi ki: Habib bize bir sa' hibe etti ve Safiyye (radıyallahü anhâ)'nin kardeşinin oğlu vasıtasıyla Safiyye (radıyallahü anhâ)'dan, onun Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın sa'ı olduğunu haber verdi. Enes (radıyallahü anh) der ki: O sa'ı ölçtüm nüshada; ölçtüm" yerine, " tahmin ettim" denilmektedir. , Hişâm'ın Hişâm b. Abdilmelik b. Mervân'dır. müddü ile iki buçuk müd buldum."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Keffarette Kaç Sa Verilir?
3282-) Muhammed b. Muhammed b. Hallâd Ebû Ömer şöyle der: Bizde Halid'in mekkûku denilen bir mekkûk vardı. O Harun'un ölçeği ile iki ölçekti. sa'ı da, Hişâm'ın yani Hişâm b. Abdilmelik'in sa'ı idi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Keffarette Kaç Sa Verilir?
3283-) Müsedded, Ümeyye b. Halid'in şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Halid el-Kasrî vali olunca sa'ı büyüttü ve bir sa' on altı ntıl oldu. Ebû Dâvûd dedi ki: Muhammed b. Muhammed b. Hallâd'ı zenciler (harpte ve hataen değil) kasden öldürdüler. Dâvûd elini şöyle uzattı, avuçlarının içini yere doğru tuttu ve şöyle dedi: rüyamda gördüm " Allah sana nasıl muamele etti? diye sordum. " Cennete koydu" dedi. " Senin (Zencilerin önünde) durman demek sana zarar vermedi" dedim.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Keffarette Kaç Sa Verilir?
3284-) Muâviye b. Hakem es-Sülemî'den, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlallah! Benim bir cariyem var, ona bir tokat attım, dedim. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu bana çok gördü, (yakıştırmadı). Ben de: azad edeyim mi? (Hürriyetine kavuşturayım mı?) diye sordum. O cariyeyi bana bîr getir." buyurdu. de onu Resûlüllah'a getirdim, Efendimiz (kadına):. Allah nerede?" diye sordu. " Ben kimim?" Allah'ın elçisisin. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bana): Onu azad et, şüphesiz o mü'mindir" buyurdu. mesâcid 33, 35; Nesâî, sehv 20; Muvatta, ıtk 8; Dârimî, nüzûr 10; Ahmed b. Hanbel, V, 447, 448, 449.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yemin Keffaretinde Mümin Köle Azad Etmek
3285-) Şerîd (b. Süveyd es-Sakafî)'den rivâyet edildiğine göre; ona kendisi adına bir mü'min köle azad etmesini vasiyet iti. Şerîd, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip: Resûlallahî Annem bana kendisi adına bir mü'min köle azad etmemi vasiyet etti. Benimse, Nûbiyeli siyah bir cariyem var (onu azad edebilir miyim?), dedi. sonra) ravi, önceki hadisin benzerini zikretti. Dâvûd dedi ki: b. Abdillah, hadisi mürsel olarak rivâyet etti, Şerîd'i anmadı. vesâya 8; Ahmed b. Hanbel, IV, 222, 388, 399.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yemin Keffaretinde Mümin Köle Azad Etmek
3286-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a siyah bir cariye getirip: Resûlallah! Benim mü'min bir köle azad etme borcum var (bu olur mu?), dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cariyeye; Allah nerede?" dedi. Cariye parmağı ile gökyüzünü gösterdi; Hazret-i Peygamber bu sefer: Ben kimim?" diye sordu. Cariye, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ve gökyüzünü işaret etti; yani, "Sen Allah'ın elçisisin" (demek istedi). Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu azad et, o mü'mindir" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yemin Keffaretinde Mümin Köle Azad Etmek
3287-) İkrime (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Vallahi Kureyş'le savaşacağım, vallahi Kureyş'le savaşacağım, vallahi Kureyş'le savaşacağım" buyurdu. Sonra " İnşaallah" dedi. Ebû Dâvûd dedi ki: Çokları bu hadisi, Şerik, Simâk ve İkrime kanalıyla İbn Abbâs'a, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a isnad etmiştir. b. Müslim, Serik'ten naklen; Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla savaşmadı" demiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Sustuktan Sonra Yeminde İstisna
3288-) İkrime'den merfu olarak rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Vallahi Kureyş'le savaşacağım" buyurmuş, sonra" İnşallah" demiştir. Daha sonra, " İnşaallah, vallahi Kureyş'le savaşacağım" buyurmuştur. Yine, " Vallahi Kureyş'le savaşacağını" deyip susmuş, daha sonra da " İnşaallah" demiştir.Ebû Dâvûd dedi ki: b. Müslim bu hadiste Serik'ten, " Sonra onlarla savaşmadı" dediğini ilâve etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Sustuktan Sonra Yeminde İstisna
3289-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhümâ)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) nezirden nehy etmeye başladı. " Nezir hiçbir şeyi değiştirmez, ancak onun sebebiyle cimriden (mal) çıkartılır." buyurdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Nezir hiçbir şeyi değiştirmez" buyurdu, dedi. bölüm de bazı nüshalarda mevcut değildir. Buharî, emân 26, kader 6; Müslim, nezr 3,7; Nesâî, eymân 24, 26; Tirmizî, nüzûr 11; İbn Mâce, keffârât 15; Dârimî, nüzûr 5; Ahmed b. Hanbel, II, 61, 235, 242, 301, 314, 373, 412, 463.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Nezirlerden Nehy
3290-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Allah cc'ın şöyle buyurduğunu) söylemiştir: Adak adamak insanoğluna; benim kendisi için takdir etmediğim bir şeyi getirmez. Ancak adak insanı, benim kendisine takdir ettiğim şeye iletir. (Onunla) cimriden mal çıkarılır. Cimri, Önceden vermediğini o adağı üzerine verir." eymân 26, kader 6; Müslim, nezr 7; Nesâî, eyman 26; İbn Mâce, keffarat n, Tirmizî, nüzûf 11; Ahmed b. Hanbel, II, 61, 301, 412.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Nezirlerden Nehy
3291-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurluğu rivâyet edilmiştir. Allah'a itaat etmeyi adayan kişi itaat etsin. Allah'a isyan etmeyi adayan ise isyan etmesin." eymân 2, 8, 31; Tirmizî, nüzûr 2; Nesâî, eymân 27, 28; İbn Mâce, keffârât 16; Mâlik, nüzûr 8; Ahmed b. Hanbel, VI, 36, 41, 224.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adamak Konusunda Gelen Hadisler
3292-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Allah'a isyan konusunda adak olmaz. (Eğer adanmışsa) onun keffareti yemin keffaretidir." nüzûr 2; İbn Mâce, keffarât 16.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3293-) İbn Şerh, bize İbn Vehb'den, o; Yunus'dan Yunus da İbn Şihâb'dan önceki hadisi aynı mana ve aynı isnadla rivâyet etti. Dâvûd dedi ki: b. Şebbûye'yi şöyle derken duydum: İbnü'l-Mübârek; -bu hadis hakkında- Ebû Seleme haber verdi, dedi. Bu; Zührî'nin, hadisi Ebû Seleme'den duymadığına delâlet eder." b. Muhammed de; Eyyûb -yani Ebî Süleyman-'un bize haber verdiği şey bu sözün tasdikidir" demiştir. Ebû Dâvûd dedi ki: b. Hanbel'i şöyle derken işittim: Bu hadisi bize ifsad ettiler. " Kendisine: Sence onun ifsadı doğru mu ve onu İbn Ebî Üveys'den başkası rivâyet etti mi?" denildi. " Eyyûb -yani Eyyûb b. Süleyman b. Bilâl- ondan (İbn Ebî Üveys) daha iyidir. O hadisi Eyyûb da rivâyet etmiştir," karşılığını verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3294-) Bize Ahmed b. Muhammedel-Mervezî haber verdi. Bize, Eyyûb b. Süleyman, Ebû Bekir b. Üveys'den, o Süleyman b. Bilâl'den, Süleyman, İbn Ebî Atık ve Mûsâ b. Ukbe'den, onlar İbn Şihâb'dan, İbn Şihâb da Süleyman b. Erkâm'dan haber verdi. Süleyman'a Yahya b. Ebî Kesîr, Ebû Seleme vasıtasıyla Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'dan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu bildirmiş: (Allah'a) isyan konusunda adak olmaz. (Adanmışsa) onun keffareti, yemin keffarelidir." b. Muhammed el-Mervezî şöyle dedi: hadis; Ali b. el-Mübârek'in Yahya b. Ebî Kesîr'den, onun Muhammed b. Zübeyr'den, onun babasından, onun da İmrân b. Husayn vasıtasıyla Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet ettiği hadistir. (bu sözüyle), Süleyman b. Erkâm'ın bu hadiste vehme düştüğünü ve onu kendisinden Zührî'nin alıp (Süleyman'ı anmadan) mürsel olarak Ebû Seleme'den, onun da Hazret-i Âişe'den rivâyet ettiğini kasdetmiştir. Dâvûd dedi ki: Bu hadisin bir benzerini Bakiyye, Evzai’den; Evzaî, Yahya'dan; Yahya, Muhammed b. Zübeyr'den, Ali b. Mübarek'in isnadı ite rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3295-) Ukbe b. Amir (radıyallahü anh) haber verdi ki: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, yalınayak yürüyerek başı örtüsüz (başı açık) hacca gitmeyi adayan kız kardeşinin durumunu sordu. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Ona emrediniz, başını örtsün, (bir şeye) binsin ve üç gün oruç tutsun." nüzûr 11; Tirmizî, nezûr 17; Nesâî, eymân 33; İbn Mâce, keffârât 20; Ahmed b. Hanbel, IV, 145, 147, 149, 151.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3296-) Bize Mıhled b. Halid haber verdi, bize Abdürrezzak haber verdi, bize İbn Cüreyc haber verdi, İbn Cüreyc; Bana Yahya b. Saîd yazdı" dedi. Bana, Benî Damra'nın azadlısı Ubeydullah b. Zahr haber verdi, -o herhangi bir adamdı- ki kendisine Ebû Saîd er-Ruaynî, o hadisi Yahya'nın isnadı ve manasıyla haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3297-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: adam Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Resûlallah! Kız kardeşim -yürüyerek hacca gitmeyi- adadı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Şüphesiz Allah (celle celâluhu) kız kardeşinin meşakkat çekmesi ile bir şey yapacak değil, (onun yorulmasına muhtaç değildir). (Bir bineğe) binerek hacca gitsin ve yemininden dolayı keffaret ödesin."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3298-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; b. Âmir'in kız kardeşi Kabe'ye yürüyerek gitmeyi adadı. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine, bir bineğe binmesini ve bir hedy götürmesini emretti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3299-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Ukbe b. Âmir'in kız kardeşinin yaya olarak hacca gitmeyi adadığı haberi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ulaşınca Efendimiz: Şüphesiz Allah onun adağına muhtaç değildir. Ona emret, bir şeye binsin" buyurdu. Ebû Dâvûd dedi ki: hadisin benzerini Saîd b. Ebî Arûbe rivâyet etmiştir. Halid de İkrime vasıtasıyla Hazret-i Peygamberden hadisin benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3300-) İkrime'den; b. Âmir'in kız kardeşi- (Yukarıdaki Hişâm’ın hadisinin manası rivâyet edildi. İkrime bu rivâyetinde, hedy (kurban)'i anmadı. Bu rivâyette Hazret-i Peygamber: Kız kardeşine emret, bir bineğe binsin" buyurdu (ğu belirtilir). Ebû Dâvûd dedi ki: Halid de İkrime'den, Hişâm'ın rivâyetinin manası ile rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3301-) Ukbe b. Âmir el-Cühenî'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: kardeşim, Beytullah'a kadar yürümeyi adayıp, benden kendisi adına Hazret-i Peygamber'e danışmamı istedi. Ben de Hazret-i Peygamber'e danıştım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hem yürüsün, hem de (bir bineğe) binsin" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3302-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ) şöyle anlatmıştır: (sallallahü aleyhi ve sellem) (insanlara) hitab ederken, güneşin altında ayakta duran bir adam görüp durumunu sordu. Ebû İsrail'dir. Ayakta durmayı, oturmamayı, gölgelenmemeyi, konuşmamayı ve oruç tutmayı adadı, dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Ona söyleyin; konuşsun, gölgelensin, otursun ve orucunu tamamlasın" buyurdu. eymân 31; İbn Mâce, keffârât 21; Muvatta 6; Ahmed b. Hanbel, IV, 168.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler
3303-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), iki oğlunun arasında götürülen bir adam görüp durumunu sordu. adadı, dediler. üzerine Hazret-i Peygamber: Şüphesiz Allah bunun nefsine azab etmesine muhtaç değildir." buyurdu ve (bir şeye) binmesini emretti. Dâvûd dedi ki: Bu hadisin benzerini Amr b. Ebî Amr, A’rac'dan, o da Ebû Hureyre vasıtasıyla Hazret-i Peygamber'den rivâyet etmiştir. eymân 31, sayd 27; Müslim, nüzûr 9, 10; Tirmizî, nüzûr 10; Nesâî, eymân 42.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Günah İşlemeyi Adayana Keffaret Gerekir Diyenler