Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
3904-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Âişe'den rivâyet edilmiştir; dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) rahatsızlandığı zaman kendi kendine Muavvizât (sûre)leri(ni) okur ve üfürürdü. (Bunları okuyamayacak derecede) ağrısı şiddetlendiği zaman (bu sûreleleri) ona ben okurdum ve bereketini umarak (onun) eliyle vücudunu sıvazlardım. megazî 83, fedâilü'l-Kur'an 14, tıb 22; Müslim, selâm 50, 51; İbn Mâce, tıb 38; Muvatta, ayn 10; Ahmed b. Hanbel, I, 222, 325, 336, VI, 114, 117, 263, 274.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Okuma İle Tedavi Nasıl Olur?
3905-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile zifafa girmem için annem beni şişmanlatma! istiyordu. (Bütün çabalarına rağmen) onun istediği kiloyu alamadım Nihayet bana yaş hurma ile hıyar yedirdi de en güzel şekilde şişmanladım. Mâce, et'ime 37.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Şişmanlama Yollarına Başvurmak
3906-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim (gaipten haber almak gayesiyle) bir kâhine giderse" Mûsâ (b. İsmail, şu cümleyi de) nakletti: Ve onun söylediğim tasdik ederse" -(Hadisin bundan) sonra (ki kısmında Müsedded ile Mûsâ) birleşerek şu sözü rivâyet ettiler: Kim de (cinsi münasebet için) bir kadına varırsa" , (-Ancak burada) Müsedded, " karısına hayızlı iken ve dübüründen (yaklaşırsa)" demiştir.- (Hadis şöyle sona eriyor): O kimse Allah'ın Muhammed'e indirdiği (dinin dairesi)nden dışarı çıkmıştır." tahâre 102; İbn Mâce, tahâre 122; Dârîmî, vudû 114; Ahmed b. Hanbel, II, 408, 429, 476, IV, 108.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Gaipten Haber Verdiğini İddia Eden Kâhin Hakkında
3907-)
İbn Abbâs'dan rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): - Yıldızlardan bir ilim alan kimse sihirden bir bölüm almış olur. aldığı bilgiler) arttıkça (sihirle olan ilgisi de) artmış olur" buyurmuştur. Mâce, edeb 28; Ahmed b. Hanbel, I, 227, 311.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Yıldızlardan Hüküm Çıkarma Hakkında
3908-)
Zeyd b. Halid el-Cühenî'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye'de geceleyin (yağan) bir yağmurdan sonra bize sabah namazını kıldırdı. (Namaz) bitince halka dönüp: Rabbinizin ne dediğini biliyor musunuz?" dedi. (Orada bulunan halk): ve Rasûlü daha iyi bilir, dediler. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber şöyle) buyurdu: (Rabbiniz buyuruyor ki:) Kullarımdan bir kısmı bana inamcı, bir kısmı da (beni) inkâr edici olarak sabahladı.’Allah'ın fazlı ve rahmeti ile (bu gece) bize yağmur yağdı' diyenler bana inanmıştır. Yıldızlar (ın yaratıcılığını) da inkâr edicidir. veya bu yıldızın hareketi sayesinde bize yağmur yağdı' diyenler ise beni inkâr etmiş, yıldızlara inanmıştır." ezan 152, istiskâ 28, meğâzi 35; Müslim, iman 125, 126; Nesâî, istiskâ 16; Muvatta, istiskâ 4; Ahmed b. Hanbel, II, 362, 368, 421, IV, 117.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Yıldızlardan Hüküm Çıkarma Hakkında
3909-)
(Katan b. Kabîsa'nın) babası dedi ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken işittim: Kuş uçur(arak, bu uçuştan hüküm çıkar)mak, uğursuzluğa inanmak, çakıl taşlan ile fal açmak puta tapıcılıktandır." Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadiste geçen) " Tark" (kelimesi, kuş) uçurmak; el-ıyâfe" (kelimesi de; kum üzerine) çizgi çizmek anlamına gelir. b. Hanbel, III, 447.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Yere Çizgi Çizmek Ve Kuş Uçurmak Suretiyle İstikbale Dair Hükümler Çıkarma Konusunda Gelen Hadisler
3910-)
Avf (el-Arabî); el-Iyâfe, kuş uçur(tarak kuşun uçuşundan istikbale ait manalar çıkar) maktır. Tark da, yere çizilen çizgidir" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Yere Çizgi Çizmek Ve Kuş Uçurmak Suretiyle İstikbale Dair Hükümler Çıkarma Konusunda Gelen Hadisler
3911-)
Muaviye b. el-Hakem es-Sülemî'den rivâyet olunmuştur; dedi ki: (Hazret-i Peygamber'e hitaben); Allah'ın Rasûlü, bizden bir takım adamlar da (istikbale dair bilgiler keşfetmek için) çizgi çiziyorlar, dedim. (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de:) Peygamberlerden biri (böyle) çizgi çizerdi. Her kim (çizgisini onun) çizgisine uygun düşürürse, o kimse (gerçeğe isabet etmiş olur)" buyurdu. mesûcid 33, selâm 121; Ebû Dâvûd, salât 167; Nesaî, sehv 20; Ahmed b. Hanbel, II, 394, V, 447.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Yere Çizgi Çizmek Ve Kuş Uçurmak Suretiyle İstikbale Dair Hükümler Çıkarma Konusunda Gelen Hadisler
3912-)
Abdullah b. Mes'ud'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) üç defa, " Uğursuzluğa inanmak şirktir, uğursuzluğa inanmak şirktir" buyurdu. bizden (kalbinde bu düşünce geçmeyen bir kimse ) yoktur. Fakat Allah bu duyguyu tevekkülle giderir. siyer 46; İbn Mâce, tıb 43; Ahmed b. Hanbel, I, 389, 438, 440.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3913-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hastalık bulaşması, uğursuzluk, (karında bulunan yılan gibi bir hayvanın hareketinden doğan bir) karın ağrısı ve (uğursuzluk getiren bir) baykuş yoktur" buyurmuş. üzerine (orada bulunan) bir bedevi: Allah'ın Rasûlü), peki kumda geyik gibi (sıhhatli) oldukları halde (içlerine) karışıp da kendilerini uyuzlaştırdığı uyuz devlerin hali nedir? dedi. Peygamber de ona): Ya birinciye kim bulaştırdı?" karşılığını verdi. Zührî'den, (Zührî'nin de) bir adamdan rivâyet ettiğine göre, Ebû Hureyre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı: Develeri hasta olan kimseler (develerini), develeri sağlam alan kimseler(in develerinin yanın)a götürmesinler" derken işittiğini söylemiş. Bunun üzerine (bu sözü Ebû Hureyre'den dinleyen) adam Ebû Hureyre'ye dönüp: Sen bize (daha önce) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, " Hastalık bulaşması da yoktur, (karında bulunan bir yılan hareketinden doğan bir) karın ağrısı da yoktur, (uğursuzluk getiren bir) baykuş da yoktur." dediğini söylememiş miydin? demiş. Ebû Hureyre de: Bunu size ben söylemedim" karşılığım vermiş. dedi ki: Ebû Seleme, " Ebû Hureyre'nin bu hadisi rivâyet ettiğini" (söyledi) ve: Ben Ebû Hureyre' nin bu hadisten başka (rivâyet ettiği) bir hadisi unuttuğunu duymadım." dedi. tıb 9, 43-45, 54; Müslim, selâm 102, 107, 110, 114, 116; İbn Mâce, tıb 43, mukaddime 10.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3914-)
Ebû Hureyre'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hastalığın (sebepsiz olarak) bulaşması, (uğursuzluk getiren) baykuş, (insanların kaderine hükmeden bir) yıldız batması, (karında bulunan bir yılanın hareketlerinden doğan ve başkalarına bulaşan bir) karın ağrısı yoktur" buyurdu. tıb 19, 43-45, 54; Müslim, selâm 102, 107, 110, 114, 116; İbn Mâce, mukaddime 10, tıb 43; Ahmed b. Hanbel, I, 174, 180, 269, 328, II, 25, 153, 222, 266, 267, 406,420,434,453,487,507,524, III, il8, 130, 154, 173, 178,251,276,278,293,312.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3915-)
Ebû Hureyre'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Kırlarda çeşitli kılıklara girerek insanların yolunu kaybettirebilecek güce sahip bir) cin taifesi yoktur" buyurmuştur. selâm 107, 108, 109; Ahmed b. Hanbel, III, 293, 312, 382.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3916-)
Ebû Dâvûd dedi ki: Eşheb (şöyle) dedi: (İmam) Mâlik'e, " lâ safere" sözü(nün manası) soruldu da; Cahiliye halkı Safer ayını helâl (aylardan) sayarlardı. (Sonradan) onu bir sene helâl, bir sene de haram saymaya başladılar. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem de onların bu âdetini kaldırmak için); (Böyle bir sene helâl, bir sene de haram sayılan) bir Safer (ayı) yoktur" buyurdu" cevabını verdi. tıb 19, 25, 45, 53; Müslim, selâm 101-103, 106, 108, 109; Tirmizî, kader 9; İbn Mâce, tıb 43; Muvatta, ayn 18; Ahmed b. Hanbel, I, 269, 338, 400, II, 268, 327, 397, III, 382, 450.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3917-)
Bakiyye dedi ki: Muhammed b. Râşid'e hadisteki " hâm = baykuş" kelimesini sordum da;" Cahiliye dönemi (halkı)’Ölüp de defnedildikten sonra bir baykuş olarak mezarından çıkmayan kimse yoktur' derlerdi, (işte hâm budur)" diye cevap verdi. üzerine): Pekâla Safer nedir?" dedim. (Muhammed b. Râşid de): İşittiğime göre cahiliye halkı Safer ayını uğursuz sayarlarmış da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):" Safer ayında (bir uğursuzluk) yoktur" buyurmuş" dedi. b. Râşid sözlerine devam ederek şöyle) dedi: Biz’Safer, karında tutan bir ağrıdır' diyeni de işittik. (Bu görüşte olan cahiliye halkı)’bu ağrı (başkasına da) bulaşır' derlerdi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber), " Safer (denilen böyle bir ağrı) yoktur" buyurdu." b. Hanbel, 1, 269, III, 382.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3918-)
Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Hastalık bulaşması da yoktur, uğursuzluk da yoktur. Ben yararlı olan hayırlı ve uğurlu saymadan hoşlanırım. Yararlı olan hayırlı ve uğurlu saymak ise, güzel söz(lerle yapılan hayırlı yorumlar)dır" buyurmuştur. tıb 44, 54; Müslim selâm 111,112; Tirmizî, siyer 47; İbn Mâce, tıb 43; Ahmed b. Hanbel, II, 507, III, 118, 130, 154, 173, 178, 251, 276, 278.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3919-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), hoşuna giden bir söz işitmiş de (bu sözü söyleyen kimseye): Senin uğurunu ağzından aldık" buyurmuş.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3920-)
Atâ (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: Halk; Safer, karında tutan bir ağrıdır, diyor." (Bu hadisi Atâ'dan rivâyet eden İbn Cüreyc dedi ki); Ben (de Atâ'ya); Pekâlâ) baykuş nedir? diye sordum. (Atâ şöyle) cevap verdi: (evlerin üzerine konup da acı acı) öten baykuş, halk baykuşudur, diyor. (Aslında bu baykuş ölünün kemiğinden ya da başından çıkıp da baykuş şekline giren ve sady ismi olan) insan baykuşu değildir. (Senin sorduğun) baykuş, sadece (bildiğimiz) bir hayvandır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3921-)
Urve b. Amr el-Kureşî dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında (bir şeyle karşılaşmayı iyiye veya) kötüye yorma(nın hükmünden) bahsedildi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bu yorumların en iyisi iyiye yormaktır. (Aslında bir şeyi kötüye yorumlamak bile) bir müslümam (yapılması gereken bir işi yapmaktan) geri çeviremez. (Binaenaleyh) sizden biriniz hoşlanmadığı bir şeyi görünce; Allah'ım, güzellikleri senden başkası veremez. Kötülükleri de senden başkası önleyemez. Binaenaleyh, (kötülüğü önlemek için gerekli olan) güç de (güzelliği elde etmek için gerekli olan) kuvvet de ancak senindir' diye dua ediniz."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3922-)
Ebû Büreyde(nin) babasından rivâyet olunduğuna göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) hiç bir şeyi uğursuz saymazmış. (Bir yere) bir tahsildar göndereceği zaman (önce) ismini sorarmış, eğer (onun) ismini beğenirse bu isimden memnun olurmuş ve bu sevinç yüzünde görülürmüş. Eğer beğenmezse bu hoşnutsuzluk yüzünde görülürmüş, (fakat böyle hoşa gitmeyen bir isimle karşılaşmayı kötüye yormazmış). köye girdiği zaman da (yine köyün ismini sorarmış, eğer (köyün) ismini beğenirse sevinirmiş ve bu sevinç(in belirtileri yüzünde görülürmüş). Eğer (köyün) ismini beğenmezse bu hoşnutsuzluk yüzünde görülürmüş, (fakat böyle hoşa gitmeyen bir isimle karşılaşmayı kötüye yormazmış). b. Hanbel, I, 257, 304, 319, V, 347.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3923-)
Said b. Mâlik'den (rivâyet olduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); (Uğursuzluk getiren bir) baykuş da yoktur, (kendiliğinden zuhur eden bir) hastalık bulaşması da yoktur, uğursuzluk da yoktur. Eğer bir şeyde uğursuzluk olursa (o da sert başlı) atta, (isyankâr) kadında ve (dar) evde olur" buyurmuş. b. Hanbel, II, 289, VI, 150, 240, 246.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3924-)
Abdullah b. Ömer'den rivâyet olduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Uğursuzluk (dar) evde, (isyankâr) kadında, (sert başlı) attadır" buyurmuştur. Dâvûd dedi ki: (Bu hadis) Haris b. Miskîn'e okundu, ben de orada idim. Kendisine: (Bunu) sana İönü’/-Kasım haber verdi mi? diye soruldu. (Haris b. Miskin de şöyle) dedi: Kadındaki ve evdeki uğursuzluk (İmam) Mâlik'e soruldu da, " Nice evler var ki onlarda oturan insanlar helak oldular. Sonra onlara başkaları oturdu, (onlar da) helak oldular. Bizim görüşümüze göre bu (durum, bu hadisin) tefsiridir. Allah daha iyi bilir" cevabını verdi. Ebû Davûd dedi ki: Ömer (radıyallahü anh); evdeki bir hasır çocuk dünyaya getirmeyen bir kadından daha hayırlıdır" buyurdu. cihad 47, nikâh 17, tıb 43, 54; Müslim, selâm 115-120; Tirmizi, edeb 58; Nesâî, hayl 5; İbn Mâce, nikâh 5; Muvatta, isti'zan 22; Ahmed b. Hanbel, II, X, 36, 115, 126.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3925-)
Ferve b. Müseyk'den rivâyet olmuştur; dedi ki: (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e; Allah'ın Rasûlü, bizim elimizde " Ebyen" denilen bir arazi var. Bu bizim çiftliğimizin ve ziraat mahsullerimizin arazisidir; ve bu arazide veba hastalığı vardır. -Yahutla buranın vebası çok şiddetlidir.-(Ne yapmamı tavsiye edersiniz)? diye sordum. Orayı terket. Çünkü ölüm (böyle bulaşıcı hastalıklara) yakın durmaktan ileri gelir" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3926-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; adam Hazret-i Peygamber'e gelerek); Allah'ın Rasûlü, biz bir evde yaşıyorduk; orada (iken) sayımız ve mallarımız çoktu. Derken başka bir eve göç ettik, orada ise sayımız da azaldı mallarımız da, demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Kötü bir yer olduğu için orayı terkediniz" buyurmuş.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3927-)
Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre: (sallallahü aleyhi ve sellem); bir cüzzamlının elini tutarak onu kendi (eli) ile birlikte (yemek) kab(ın)a koymuş ve; Allah’a güvenerek (benimle birlikte) ye, ben de Allah'a güveniyorum" buyurmuş. et'ime 19; İbn Mâce, tıb 44.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Tıp Bölümü
Konu: Uğursuzluğa İnanmak
3928-)
Amr b. Şuayb’ın dedesinden rivâyet olunduğuna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Hürriyetine kavuşmak için efendisine belli bir para ya da mal vermek üzere) kitabet anlaşması yapan bir köle, vermeyi vaad ettiği şeyden üzerinde (ödenmedik) bir dirhem kaldığı sürece (yine) köledir." buyurmuştur. buyü 35 muvatta, mükateb 1.2.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kitabet Anlaşması Yapan Fakat Vaadettiği Paranın Bir Kısmını Ödemekte Aciz Kalan Ya Da Ödemeden Ölen Kölenin Durumu
3929-)
Amr b. Şuayb'ın dedesinden rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Hürriyetini geri amak için efendisiyle yüz ukiyye (vermek) üzere kitabet akdi yapan bir köle bunu öder de (üzerinde ödenmedik) sadece on ukkıye kalırsa o (yine) köledir. Yüz dinar üzerine anlaşıp da on dinarı ödemeyen köle de yine köledir." buyu 35; İbni-i mace, ıtak 3; Ahmed b. Hanbel II 178, 184, 206, 209. Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin senedinde bulunan Abbâs el-Cüreyri o, (gerçekten) Abbâs el-Cüreyri olamaz. (Hadis alimleri) bunun bir yanlışlık olduğunu ve başka bir ravi olabileceğini söylediler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kitabet Anlaşması Yapan Fakat Vaadettiği Paranın Bir Kısmını Ödemekte Aciz Kalan Ya Da Ödemeden Ölen Kölenin Durumu
3930-)
Ümmü Seleme'nin mukateb kölesi Nebhân'dan rivâyet olunduğuna göre; kendisi, Ümmü Seleme'ye şöyle derken işitmiş: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize dedi ki: (Ey kadınlar topluluğu), birinizin bir mukateb kölesi varsa ve bu kölenin yanında (size olan borcunu) ödeyecek kadar da mal varsa artık o bu köleye karşı (çarşafıyla) örtülü bulunsun." buyu 35; ifan-i mace ıtk.3; Ahmed b. Hanbel VI 289. 308, 311.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kitabet Anlaşması Yapan Fakat Vaadettiği Paranın Bir Kısmını Ödemekte Aciz Kalan Ya Da Ödemeden Ölen Kölenin Durumu
3931-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'nin Urve'ye verdiği habere göre: (Bir gün) Berire (efendisiyle imzalamış olduğu) ve (henüz) borcundan bir şey ödemediği kitabet anlaşmasında kendisine yardımcı olmasını rica etmek üzere Âişe'ye gelmiş. Âişe de ona, " Efendilerine dön, eğer senin velâ (y-ı ıtak)’ın bana ait olmak üzere (senin bu) borcunu senin yerine ödememe razı olurlarsa (bunu) yaparım" demiş. (Bunun üzerine) Berire (gidip) efendilerine bunu anlatmış, (fakat onlar bunu) kabul etmemişler ve, " Sana (yapacağı bu işin sevabını Allah'dan) umarak vela (hakkı) da bizim olmak üzere (yaparsa) yapsın" demişler. üzerine (Hazret-i Âişe) durumu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a arzetmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da ona: Sen (bu cariyeyi) satın al ve hürriyetine kavuştur. Onların ileri sürdüğü şartların hiçbir önemi ve geçerliliği yoktur. (Çünkü) vela ancak hürriyete kavuşturan kimseye aittir." buyurmuş. Sonra (ayağa) kalkarak şöyle demiş: Bu insanlara ne oluyor da Allah'ın Kitabında olmayan birtakım şartlar ileri sürüyorlar. Allah'ın Kitab'ında bulunmayan bir şartı ileri sürmek suretiyle bir akit yap)miş olan kimse için ( Bu şarta uyulmasını isteme hakkı) yoktur. İsterse bu şartı yüz defa kabul ettirmiş olsun. (Çünkü Kur'an-ı Kerim'de bulunan) Allah'ın şartlan hakkın ve sağlamlığın ta kendisidir." salat 80, şurûl 3, 10, 13, 17, et'ime 31, ferâiz 19, 20, 22, 23, talâk 14, keffaret 8, nikah 18. zekât 61, mükâteb 5, buyu 67, 73: Müslim, ıtk 5, 6, S. İÜ, 12. 14, 15: Ebû Dâvûd, ferâiz 12; Tirmizi, fersiz 20. vesaya 7. velâ; Nesâî, zekât 99, talâk 29-31, buyu 75, 76, 78; İbn Mace, talâk 29. ilk 17-19; Ahmed b. Hanbel, I, 281,321. 11,28. 100, 113, 144, 153, 156, VI. 33, 42, 46, 82,103. 121, 135. 161, 172, 175, 178, 180. 186. 190. 213. 272.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kitabet Akdinin Bozulması Halinde Mukateb Kölenin Satılabileceği Konusunda Gelen Hadisler
3932-)
Urve (radıyallahü anh)'dan rivâyet olduğuna göre; Âişe (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir: kitabet anlaşmasında (kendisine) yardım istemek üzere (yanıma) geldi ve, " Ben (kendilerine) her sene bir okka (kırk dirhem gümüş, ödemek şartıyla) dokuz okkaya kitabet anlaşması yaptım, bana yardım et" dedi. (Hazret-i Âişe sözlerine devam ederek) dedi ki: (Ben de kendisine) : Eğer efendilerin (senin taksitlerini) bir defada ödememe ve (Senin) velân bana ait olmak üzere seni hürriyetine kavuşturmama razı olurlarsa (ben bu işi yaparım" (cevabını verdim). üzerine efendilerine gitti. Dâvûd der ki: Hadisin bundan sonraki kısmında ravi Hişam bir önceki İbn Şihab ez-Zühri hadisinin aynısını rivâyet etti. (Ancak bir önceki hadiste geçen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sözünün sonuna ilâveten şunları rivâyet etti: (Bu insanlara ne oluyor da birisi (kalkıp kendi kafasından) falanca (bu köleyi azad etmekten doğan) velâ (hakkı) bana aittir, diyebiliyorlar.Velâ (hakkı köleyi bizzat) hürriyete kavuşturan kimseye aittir." salât 80, surût 3, 10, 13, 17, et'ime 31, ferâiz 19, 20, 22. 23, talâk 14. keffaret 8, nikâh 18, zekat 61, rmikâteb 5, buyû 67, 73; Müslim, ilk 5, 6, 8. 10. 12, 14, 15: Ebû Dâvûd, ferâiz 12; Tirmizî, temiz 20. vesâyı 7, velâ; Nesâî, zekât 99. talâk 29-31, buyu 75, 76, 78; İbn Mâce, talâk 29, ıtk 17-19; Ahmed b. Hanbel, I, 281, 321. II. 28, 100. 113, 144, 153. 156, VI. 33, 42, 46, 82,103, 121, 135, 161, 172. 175, 178. 180, 186, 190.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kitabet Akdinin Bozulması Halinde Mukateb Kölenin Satılabileceği Konusunda Gelen Hadisler
3933-)
Urve b. ez-Zübeyri’dien rivâyet olunduğuna göre; Âişe (r. anha) şöyle demiştir: bin el-Haris b. el-Mustalik, (Beni Mustalik gazvesi sonunda) Sabit b. Kays b. Şemmas'ın yahutta (Sabit'ın) amcası oğlunun hissesine düşmüş ve (onunla) kendi üzerine bir kitabet anlaşması yapmıştır. (Cüveyriye) gözlerin kendisine takılıp kaldığı çok güzel bir kadındı. (r. anha) (sözlerine devam ederek) dedi ki: (Cüveyriye, yaptığı) kitabet anlaşmasında (yardım) istemek üzere Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldi. Kapı (ya kadar gelip de ora) da durunca kendisini gördüm. Fevkalade güzelliği ile Hazret-i Peygamberin dikkatini çekeceğini düşünerek) durumundan hoşlandım. (Benim onda) gördüğümü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ında göreceğini anladım. Hazret-i Peygambere hitaben: Allah'ın Resulü, ben (esir aldığın Mustalik oğullarının başkanı) Haris'in kızı Cüveyriye'yim. Benim (şu andaki) durumum sana gizli değildir. Ben Sabit b. Kays b. Şemmas'ın hissesine düştüm. Kendi hakkımda bir kitabet anlaşması yaptım. Sana (bu) anlaşmada (bana yardımcı olmanı) istemek için geldim, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Senin için bundan daha hayırlısına (bir istek) var mıdır?" karşılığını verdi. (Cüveyriye): O nedir ey Allah'ın Resulü? diye sordu. (Hazret-i Peygamber de): Senin kitabetini(n bedelini) öderim, (sonra azad edip) seninle evlenirim." cevabını verdi. (Cüveyriye de), " Kabul ettim" dedi. (Hazret-i Âişe sözlerine devamla şöyle) dedi: Halk Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Cüveyriye ile evlendiğini işittiler. Bunun üzerine, ellerinde bulunan esirleri serbest bırakmaya başladılar, onları azad ettiler, ve; (Bunlar) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hanımı tarafından yakınıdırlar, demeye başladılar. " Biz kavmi için Cüveyriye'den daha yararlı bir kadın görmedik. Onun sayesinde Mustalik oğullarından yüz (kadar) halkı hürriyetine kavuşturuldu. Dâvûd dedi ki; Bu hadis velinin (velisi olduğu kızı) kendisi ile evlendirebileceğine dair kuvvetli bir delildir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kitabet Akdinin Bozulması Halinde Mukateb Kölenin Satılabileceği Konusunda Gelen Hadisler
3934-)
Sefine (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunmuştur; dedi ki: Ben Ümmü Selemenin kölesi idim. (Bir gün bana); azad etmek isterim. (Fakat) yaşadığın sürece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a hizmet edeceksin; dedi. Ben de: bana (bunu) şart koşmasan bile ben (yine de) yaşadığım sürece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a (hizmet) den ayrılmam; cevabını verdim. üzerine beni azad etti. Ve (Hazret-i Peygamber'e, yaşadığım sürece hizmet etmemi de) bana şart koştu. mâce ıtk, 6 ; Ahmed b. Hanbel V-221; VI, - 319.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Şartlı Olarak Hürriyetine Kavuşturma
3935-)
(Ebû'l- Velîd'in) babası Üsâme b. Umeyr'den rivâyet olunduğuna göre adam bir köle üzerindeki payını azad etmiş ve bu durum Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a haber verilmiş. (Bu haberi işiten Peygamber); Allah'ın ortağı yoktur." buyurarak kölenin tüm vücudunun hürriyete kavuştuğunu bildirmiş. (Bu hadisin diğer ravisi Muhammed) İbn Kesir, rivâyetine (şu cümleyi de) ilave etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de (onun) hürriyetine kavuşturulmasını geçerli saydı." b. Hanbel, II. 347.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Kendi Payı Kadar Olan Kısmını Hürriyete Kavuşturması
3936-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den rivâyet olunduğuna göre;; Bir adam bir köle üzerindeki hissesini azad etmiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), (Onun bu) azad işlemini geçerli kılmış ve onu (kölenin) kıymetinin geri kalan kısımda ödemekle mükellef kılmıştır. b. Hanbel 11,347.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Kendi Payı Kadar Olan Kısmını Hürriyete Kavuşturması
3937-)
(Yine Ebû Hureyre'den) rivâyet olunduğuna göre;; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim kendisiyle başkası arasında ortak bir köleyi (hissesi nisbetinde) azad ederse (onun vücudunun tamamını kölelikten) kurtarmak ta ona düşer." (Hadisteki) cümle (lerin rivâyeti) İbn Süveyd'e aittir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Kendi Payı Kadar Olan Kısmını Hürriyete Kavuşturması
3938-)
(Yine Ebû Hureyre'den) rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim bir köle üzerindeki hissesini azad ederse, eğer malı varsa (kalan kısmın bedelini de) kendi malından (ödemek suretiyle kölenin vücudunun tümünü) hürriyetine kavuşturur." (Bu hadisin senedinde bulunan) ravi İbn-ül-Müsenna, en-Nadr b. Enes'den söz etmemiştir. (Hadisteki) cümle(lerin rivâyeti) İbn Süveyd'e aittir. b. Hanbel; II 347.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Kendi Payı Kadar Olan Kısmını Hürriyete Kavuşturması
3939-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bir kimse kölesinin bir kısmını azad ederse eğer (yeterli) malı varsa (kölenin) bütün (vücud) unu azad etmek onu üzerine borç olur. Eğer (yeterli malı) yoksa, meşakkat vermemek şartıyla (köle) çalıştırılır." ıtk 5, 3 irked 5, 14; Müslim, ıtk 3-4 Eymân 45; İbn Mace, ıtk , 7: ârimi, Feraiz, 51: Ahmet b. Hanbel, 255,426. 472.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Önceki Hadiste Yer Alan, Kölenin Hürriyetine Kavuşturulabilmesi İçin Gerekli Olan Parayı Kazanmak Üzere Çalıştırılabileceğini Rivâyet Edenler Hadisler
3940-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimse bir köle üzerinde bulunan hissesini yahut kendisine düşen payını azad ederse, eğer malı varsa (bu) malıyla köleyi (tamamen) azad etmek onun üzerine borç olur. Eğer malı yoksa köle(nin kıymeti) doğru bir şekilde takdir edilir. (Bu kıymeti kazanıp da öbür ) sahibine (ödemesi için) Fazla meşakkat vermemek şartıyla köle çalıştırılır. " Ebû Dâvûd dedi ki: (Yezid b. Zurey ile Nasr b. Ali'nin) ikisinin hadisinde de " meşakkat vermemek üzere çalıştırılır" (sözü) vardır, (fakat) " bu kölenin kıymeti doğru olarak takdir edilir" sözü yoktur.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Önceki Hadiste Yer Alan, Kölenin Hürriyetine Kavuşturulabilmesi İçin Gerekli Olan Parayı Kazanmak Üzere Çalıştırılabileceğini Rivâyet Edenler Hadisler
3941-)
(bir önceki hadis yine Katâde) senediyle ve mana olarak Said b. Ebî Arube)'den (rivâyet olunmuştur. Said'den İbn Ebî Ediyy ile Yahya b. Saîd rivâyet etmişlerdir.) Yahya ile İbn Ebî Adiyy'den de Muhammed b. Beşşar rivâyet etmiştir. Dâvûd dedi ki: Bu hadisi Ravh b. Ubâde de Said b. Ebî Arûbe'den rivâyet etti, (fakat kölenin) çalıştırılabileceğinden bahsetmedi. Cerir b. Hâzim ile Mûsâ b. Halef de beraberce Yezid b. Zurey' yoluyla Katâde'den (hadisin) manası rivâyet etti ve bu rivâyette " kölenin çalıştırılması" (kelimesi)ni de zikrettiler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Önceki Hadiste Yer Alan, Kölenin Hürriyetine Kavuşturulabilmesi İçin Gerekli Olan Parayı Kazanmak Üzere Çalıştırılabileceğini Rivâyet Edenler Hadisler
3942-)
Abdullah b. Ömer'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim kölesi üzerinde bulunan hissesini azad ederse bu kimse için (kölenin kalan kısmına) adaletli bir kıymet takdiri yapılır. (Yapılan bu takdire göre) ortaklarına (köle üzerindeki) paylarını verir ve (tümüyle onun adına azad edilmiş olur. Eğer (onun, kölenin kalan kısmını azad etmeye yetecek kadar malı) yoksa o zaman (köleden sadece) azatlanan kısmı azad edilmiş olur. (Ortaklarının hissesi yine köle olarak kalır)." ıtk 4. Şirket 5; Müslim, ilk 1, eymân 47-49; Tirmizî, ahkâm 14; İbn Mace, ilk 7: Ahmet! b. Hanbel, II. 15,77. 116, 142, 156.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3943-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan (bir de bir önceki hadisin) manayı (rivâyet olundu. Ancak bu rivâyetin ravilerinden olan Eyyûb) dedi ki: Nafı' (bu hadisi rivâyet ederken, Yoksa köleden) azadlanan kısım azad edilmiş olur" sözünü bazan söyledi, bazan da söylemedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3944-)
Şu (bir önceki) hadis İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan (rivâyet olunmuştur. Şu farkla ki, bu rivâyette) Eyyûb (şöyle) demiştir: (Ancak bir önceki hadiste geçen) " Yoksa köleden sadece azadlanan kısım azad edilmiş olur" sözünün (gerçekten) hadisten mi yahutta Nafi'nin söylediği (kedine ait) bir sözmü olduğunu bilmiyorum. ilk 4; Müslim. ıtk 1, eymân 47-49; Tirmizî, ahkâm 14; İbn Mâce. ilk 7; Ahmed b. Hanbel, II. 15, 77, 116.143, 156.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3945-)
İbn Ömer'den rivâyet olunduğuna göre;; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim kölesi üzerinde bulunan hissesini azad ederse, eğer (kölenin kalan kısmının) bedeline yetecek kadar malı varsa (bu malıda ortaklarına vermek suretiyle kölenin) tümünü azad etmek de ona düşer. (Eğer kendisinde buna yetecek kadar) mal yoksa (köleden sadece onun) hissesi (kadarı) azad olur. (Ortaklarının hissesi yine köle olarak kalır.)" ilk 4.17: Müslim. eyman 48; Ahmed b. Hanbel, II. 53, 142.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3946-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan (bir de bir önceki) İbrahim b. Mûsâ (hadisi)'nin manası (rivâyet olunmuştur).
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3947-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'dan (bir de 3940 numaralı) Mâlik (hadisin)'in manası (rivâyet olunmuştur. Ancak bu hadisin senedinde bulunan Cüveyriye, Mâlik hadisinde bulunan), " Eğer (malı) yoksa (köleden sadece) azadlanan kısım azad edilmiş olur." cümlesini rivâyet etmemiştir, (İbn Ömer'in) bu rivâyeti (Mâlik hadisinin) manasına uygun olarak (devam etmekte) ve " köle onun adına azad edilmiş olur." cümlesiyle sona ermektedir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3948-)
İbn Ömer'de rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim kölesi üzerinde bulunan hissesini azad ederse; eğer onun kölenin (kalan kısmının) fiyatına yetecek kadar malı varsa kölenin kalan kısmı da onun malı üzerinden azad edilmiş olur." ıtk 4; Müslim, eymân.47, 51, ıtk I; İbn Mâce, ıtk 7: Ahmed b. Hanbel, I. 57, II. 531.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3949-)
Abdullah b. Ömer'den rivâyet olurduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şöyle demiştir: Bir köle iki (kişi) arasında (ortak) olur da ortaklardan biri hissesini azad ederse, (bakılır); eğer zenginse (değerinden) eksik ve ziyade olmamak üzere onun hesabına köleye bir kıymet biçilir, sonra azad edilir." ıtk 2, eyman 52; Tirmizi, ahkâm 14; Ahmed b. Hanbel, II, 11, 122. 468.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3950-)
İbn et-telîbb'in babasından rivâyet olunduğuna gör; Bir adam, kölesi üzerinde bulunan hissesini azad etmiş de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona (kölenin kalan kısmının değerini) ödetmemiş. (b. Hanbel ravi) el-Telibb'i kasdederek, dedi ki: OT (nun ismi) ta iledir. Şu'be peltek olduğu için ta ile sa harfini ayırdedememiş (ve birbirine karıştırmış)tır. ilk 4; Müslim eymân 5; Ebû Dâvûd, nikâh 31; Tirmizî, nikâh 44; Nesâî, nikâh, 68. talâk 57; Ahmed, b. Hanbel, I, 447, II, 11, IV. 280 .re.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Kölenin Çalıştırılamayacağını Rivâyet Eden Kimseler İn Rivâyet Ettiği Hadisler
3951-)
Semüre (İbn Cündüp)'den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim (kendine nikahı) haram olan bir yakın(ın)a sahip olursa (şunu bilsin ki yakını olan) o (köle) hürdür." Dâvûd dedi ki: Bu hadis'in bir benzerini de Hammâd b. Seleme, Katâde ve Âsim, el-Hasen yoluyla Muhammed b. el-Bekr el-Birsani rivâyet etmiştir. Ebû Dâvûd dedi ki: Hammâd b. Seleme'den başka bu hadisi, (bana) " bunu falanca söyledi" sözünü kullanarak rivâyet eden olmamıştır. (Bu bakımdan) bu hadis (in sıhhatin) de şüphe vardır. Ahkâm 28; İbn-i Mâce. ıtk 5.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Nikahı Haram Olan Bir Yakınını Köle Edinmiş Olan Kimse Hakkında Gelen Hadisler
3952-)
Katâde'den rivâyet olunduğuna göre; Ömer İbn el-Hattab şöyle buyurmuştur: Her kim (kendisine nikahı) haram olan bir yakın (ın)a sahip olursa (yakını olan) o (köle) hürdür." Ahkâm 28, İbn-i Mace; ıtk 5.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Nikahı Haram Olan Bir Yakınını Köle Edinmiş Olan Kimse Hakkında Gelen Hadisler
3953-)
Katâde'den rivâyet olunduğuna göre; el-Hasan (el-Basri) şöyle demiştir: Kim (nikahı kendisine) haram olan yakın(ın)a sahip olursa (yakın olan köle) hürdür." Ahkâm 28, İbn-i Mace; ıtk 5.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Köle Azad Etmek
Konu: Nikahı Haram Olan Bir Yakınını Köle Edinmiş Olan Kimse Hakkında Gelen Hadisler