Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
1165-)
(Muhammed b. Velîd) ez-Zübeydî, bu (önce geçen) hadisi, Muhammed b. Müslim'den aynı senedle rivâyet etmiş, namazı (Resûlüllah’ın namaz kıldığını) zikretmemiştir. (Zübeydî rivâyetinde) şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) ridâsını çevirip, sağ tarafını sol omuzu üzerine, sol tarafını da sağ omuzu üzerine koydu. Sonra azîz ve celîl olan Allah'a dua etti. es-Sunenu'l-kubrâ, III, 350.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: İstiska — Yağmur İsteme — Namazı
1166-)
Abdullah b. Zeyd (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerinde Hamîsa denilen siyah elbisesi olduğu halde yağmur duasına çıktı. Resûlüllah (önce) elbisesinin aşağısını yukarıya koymak istedi. Fakat ağır gelince, sağ tarafını sol, sol tarafını da sağ omuzu üzerine koydu. Şerhu Meâni’l-âsâr, I, 323; Beyhakî, es-Sunenu'Ukubrâ, III, 351.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: İstiska — Yağmur İsteme — Namazı
1167-)
İshak b. Abdullah b. Kinâne'den nakledilmiştir ki: b. Utbe -Osman'ın dediğine göre Velid b. Ukbe- Medine valisi iken, beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yağmur duasında (kıldığı) namazını sormam için İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'a gönderdi. (Gidip İbn Abbâs'a sordum) o da şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) iş (eski) elbisesini giymiş, mütevâzı bir vaziyette tezarru içinde Mûsâllaya kadar geldi. -Osman, " Minberin üzerine çıktı" cümlesini ilâve etti- sizin şu hutbeniz gibi hutbe okumadı. Fakat dua, tazarru ve tekbire devam etti. Sonra bayramda kıldığı gibi iki rekat namaz kıldı. Cuma 44;Nesaî, istiskâ, 3; İbn Mâce, ikâme 153; Ahmed b. Hanbel, I, 23, 269, 355; Dârekutnî, Sünen II, 68; Beyhakî, es-Sünenu'l-kubrâ, III, 347; Hâkim, el-Mustedrek, I, 327. Dâvûd buyurdu ki: Seneddeki (İshâk b. Abdullah'ın söylediği) ifâdesi, Nufeyli’ye aittir. Doğrusu İbn Ukbe değil, İbn Utbe’dir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: İstiska — Yağmur İsteme — Namazı
1168-)
Abdullah b. Zeyd (radıyallahü anh)'in haber verdiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yağmur duası için Mûsâllaya çıktı, duâ etmek isteyince kıbleye döndü sonra da ridâsını ters çevirdi. 1161 numaralı hadisin kaynakları.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: İmam Yağmur Duasına Çıktığı Zaman Elbisesini Ne Zaman Çevirir.
1169-)
Abdullah b. Zeyd el-Mâzinî şöyle der: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mûsâllaya çıkıp yağmur duası yaptı. Kıbleye döndüğü zaman ridâ (cübbe)sini ters çevirdi. istiskâ 1, 15, 17, 20; Müslim, istiskâ, 1, 3,4;Tirmizî, cuma 43; Ahmed b. Hanbel, IV, 39, 40, 41; Dârimî, salât 188; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 350.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: İmam Yağmur Duasına Çıktığı Zaman Elbisesini Ne Zaman Çevirir.
1170-)
Benû Âbî'l-Lahm'ın azadlısı Umeyr'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Ahcaru'z-zeyt'de Zevrâ'ya yakın bir yerde ayakta durarak ellerini başına kadar yükseltmeden yüzüne doğru kaldırmış bir vaziyette yağmur için dua ederken gördüğü rivâyet edilmiştir. istiska, 89; Tirmizi, istiska 8, 9, 18.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1171-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: zîşan (sallallahü aleyhi ve sellem)'a ağlayan kadınlar geldiler (başlarına gelen kuraklığın sona ermesi için duâ etmesini istediler). Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ım! Bize yardım eden, bereketli otu bol, zararlı değil yararlı, vadeli değil acele yağmur ihsan et" diye duâ etti. Akabinde gökyüzü kat kat oldu (bulutlarla doldu). Mâce, ikâme 154; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 355.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1172-)
Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) istiskanın haricindeki hiçbir duada ellerini kaldırmazdı. (İstiskâda ise) koltuklarının beyazı görününceye kadar (ellerini) kaldırırdı. istiskâ, 22; Müslim, istiskâ, 7; Nesâî, istiskâ 9; İbn Mâce, ikâme 118; Ahmed b. Hanbel, III. 282.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1173-)
Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre (demiş ki); (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle yağmur duası yapardı. (Yani) ellerini ben koltuklarının beyazını görünceye kadar uzatır, kaldırır avuçlarım yere doğru tutardı. sitte sahipleri içinde yalnız Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1174-)
Muhammed b. İbrahim şöyle der: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Ahcâru'z-zeyt'te avuçlarını yayarak duâ" ettiğini gördüğünü bana haber verdi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1175-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a kuraklıktan şikâyet ettiler. Bunun üzerine Efendimiz, bir minber konulmasını emretti ve Mûsâllaya kendisi için bir minber konuldu. Yağmur duasına çıkacağı günü ahaliye bildirdi. (Kararlaştırılan gün gelince) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) güneşin kaşı (ilk ışınları) görününce gidib minberin üzerine çıktı. Tekbir aldı. Allah azze ve celleye hamdetti, sonra; Siz memleketinizin kuraklığından ve yağmurun ilk zamanından geciktiğinden şikâyet ettiniz. Halbuki Allah azze ve Celle size, kendisine duâ etmenizi emretti ve duanızı kabul edeceğini vâdetti" buyurdu. Sonra da şöyle devam etti: Hamd âlemlerin rabbi, rahim ve rahman, kıyamet gününün tek hâkimi olan Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilâh yoktur. O dilediğini yapar. Ey Rabbim! Sen Allah’sın, senden başka ilâh yok. Sen zenginsin biz muhtacız, bize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet ve bir zamana Bu manayı veren kelimesi bazı nüshalarda (hayra) şeklinde vârid olmuştur. ulaştıracak azık kıl." Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerini kaldırdı, bu kaldırışa koltuklarının beyazı görününceye kadar devam etti. Bilâhere sırtını cemaate döndü, cübbesini ters çevirdi. Bunları yaparken elleri hâlâ kalkıktı. Daha sonra insanlara doğru döndü, minberden inip iki rekat namaz kıldırdı. Hemen akabinde Allah bir bulut meydana getirdi bunun peşinden gök gürledi, şimşek çaktı, sonra Allah'ın izni ile yağmur yağdı. Peygamber (yollardan) seller akıncaya kadar mescidine gelmedi. İnsanların (yağmurdan korunmak için) kuytuya koştuğunu görünce azı dişleri görünceye kadar güldü ve şöyle buyurdu: Şehâdet ederim ki Allah, herşeye kadirdir, ben de Allah'ın kulu ve resulüyüm." el-Müstedrek, I, 328. Hakim Hadisin Şeyhânm şartlarına uyduğunu söyler. Beyhakî, es-Sünenüi-kübrâ, III, 349. Dâvûd dedi ki: Bu, isnadı güzel, garib bir hadistir. Medineliler okurlar. Bu hadis onlar için bir hüccettir. bu sözü söylemekteki maksadı, hadisin halini beyân ve onun hüccet olmaya elverişli olduğuna işaret etmektir. Garib oluşu, garib râvilerden Hâlid b. Nizâr'dan başkasının rivâyet etmemesi dolayısıyladır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1176-)
Enes (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında Medine'lilere kıtlık isabet etti. Efendimiz bir cuma günü bize hutbe irad ederken aniden bir adam kılkıp: Resûlüllah! Beygir sürüleri, koyunlar helâk oldu. Bize yağmur yağdırması için Allah'a dua ediver, dedi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber ellerini uzattı (kaldırdı) ve duâ etti. -Enes (devamla) dedi ki:-(O esnada) gökyüzü cam gibi (parlak) idi. Bir rüzgâr esti, bir bulut meydana getirdi. Sonra bulutlar bir araya toplandı ve semâ ağzını açıverdi. (Yağdırdıkça yağdırdı). Biz (mescitten) çıktık evlerimize gelinceye kadar suyun içinde yürüdük. Sonraki cumaya kadar yağmur yağmaya devam etti. Bu sefer yine aynı adam veya bir başkası kalkıp; - Yâ Resûlüllah! Evler yıkıldı. Allah'a dua ediversen de yağmuru durdursa, dedi, Efendimiz gülümsedi, sonra; üstümüze değil, etrafımıza" dedi. Akabinde bulutlara baktım, sanki bir tâç gibi Medine'nin etrafına doğru yayılıyordu. istiskâ, 24, menâkıb 25; Müslim istiskâ 8.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1177-)
Şerîk b. Abdullah b. Ebî Nemir, Enes (radıyallahü anh)'i (bir önceki) Abdülaziz hadisinin benzerini söylerken işittiğini bildirdi. (Farklı olarak Şerîk) şöyle dedi; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerini yüzünün hizasına kadar kaldırıp; Ey Allah'ım!- Bize yağmur yağdır..." diye dua etti. Şerîk (bundan sonra) Abdülazîz hadisinin benzerini nakletti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1178-)
Amr b. Şuayb babası (Şuayb) vasıtasıyla dedesi (Abdullah b. Amr b. el-As)'ın şöyle dediğini haber verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem) yağmur duası yaptığı zaman: Ya Rabbi! Kullarını ve hayvanlarım sula (yağmur ver), rahmetini yay ve ölü memleketini ihya et" derdi. Muvatta', istiskâ 2. Bu lâfız (râvî) Mâlik'in rivâyetidir. şerif, müellife iki ayrı yoldan İntikal etmiştir. Bunlar Yahya b. Said'de birleşmekle beraber, Yahya'dan sonra Mâlik ve Sufyan olmak üzere ayrılıyorlar. Bu metin, Mâlik'in rivâyet eîtiği oluyor.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1179-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Efendimiz uzun müddet kıyamda kaldı. (Namaz kıldı) insanlara da kıyam yaptırıyor, sonra rükûa varıp doğruluyor, sonra tekrar rükû'a varıp yine doğruluyor, sonunda tekrar rükû'a varıp -her rekatte üç rükû olmak ve üçüncü rükûdan sonra secdeye varmak suretiyle- iki rekat namaz kıl(ıyor)dı. Hatta o gün kıyamın uzunluğundan dolayı (bazı) insanlar bayılır da üzerlerine su kovaları dökülürdü. Resûl-i Ekrem (bu namazda) rükû'a vardığı zaman " Allahu Ekber" , doğrulduğu zaman da " Semiallahü limen hamideh" derdi. Hazret-i Peygamber'in bu namazı güneş açılıncaya kadar devam etti. Sonunda Efendimiz şöyle buyururdu: Şüphesiz güneş ve ay bir kimsenin ölümü ya da hayatı (doğumu) için tutulmazlar. Ama onlar Allah azze ve celle'nin âyet alametlerinden iki âyettirler. Allah onlarla kullarım korkutur. O halde ay ve güneş tutulursa hemen namaza sığınınız." kusûf 1; Nesâî, kusûf 10.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazı
1180-)
Câbir b. Abdillah'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bu, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in oğlu İbrahim öldüğü gün olmuştu. İnsanlar, " Güneş ancak İbrahim öldüğü için tutuldu" dediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkıp cemaate dört secdede (iki rekatte) altı rükû' ile namaz kıldırdı. (Bu namazda) önce tekbir aldı, sonra (Kur'ân) okuyup kıraati uzattı. Sonra rükû'a eğilip kıyamda kaldığı kadar rüku'da kaldı. Bilâhere başını kaldırıp önceki kıraatten biraz daha az okudu. Tekrar rükû'a varıp kıyamdaki kadar kaldı. Sonra yine başını kaldırıp ikincisinden az olmak üzere üçüncü defa okudu. Yine başını kaldırıp secdeye kapandı. İki kere secde yapıp ayağa kalktı. (İkinci rekatte de) secde etmeden önce üç defa rükû' yaptı. Bu rükûların her biri kendisinden sonraki rükûdan daha uzundu. Ancak bunlar, kıyamı kadarlardı. Resûlüllah (bundan) sonra namazda olduğu yerinden biraz geriledi. Bunu gören cemaat de onunla birlikte geriledi. Sonra ilerleyip yine eski yerine durdu. Bunun üzerine saflar (cemaat) da ilerlediler. Resûlüllah, güneş doğarken namazını tamamlayarak (cemaate) şöyle hitab etti: Ey insanlar! Şüphesiz güneş ve ay Allah'ın kudretine (delâlet eden) âyetlerinden iki âyettirler. Bir beşerin ölümünden dolayı tutulmazlar. O halde siz bunu (güneş veya ay tutulmasını) gördüğünüz zaman (açılıncaya kadar) namaz kılınız." Ahmed b. Hanbel) bundan sonra hadisin kalanını söyledi. istiskâ 3.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1181-)
Câbir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanımda çok sıcak bir günde güneş tutuldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına namaz kıldırdı. Kıyamı o kadar uzattı ki sahabîler (yere) düşmeye başladılar. Sonra rükû' edip (onu da) uzattı. Sonra doğrulup uzun süre durdu. Sonra yine rüku edib uzun süre (rükû'da) kaldı. Bilâhere yine doğrulup onu da uzattı. Daha sonra iki defa secde edip kalktı ve bunların (ilk rekatte yaptıklarının) aynısını yaptı. (Böylece) Hazret-i Peygamberin namazı dört rükû ve dört secde (olmuş) oldu. bundan) sonra hadisin devamını zikretti. istiskâ 9; Nesaî, küsûf 7, 9, 10; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 324.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1182-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Âişe (radıyallahü anhâ)’dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sağlığında güneş tutuldu. Efendimiz hemen mescide gidib (namaza) dürdü ve tekbir aldı. İnsanlar da onun peşinde saf tuttular. Hazret-i Peygamber uzun uzun okudu, sonra tekbir alıp rükû'a vardı (ve) uzun zaman rükû'da kaldı. Sonra başım kaldırıp " Semiallahu limen-hamideh, Rabbena ve leke’l-hamd" dedi ve kıyama durdu. Yine uzun uzun okudu, (ama) bu ilk kıraatten daha az idi. Bilâhere tekrar tekbir alıp uzun bir rükû' yaptı. Bu rükû evvelkinden daha kısa idi. Sonra " Semiallahu limen hamideh Rabbena ve leke’l-hamd" dedi. Diğer rekâtte de bunlar (ilk rekattakiler) gibi yapıp dört rükû ve dört secdeye tamamladı. Resûlüllah namazdan ayrılmadan önce güneş açıldı. istiskâ 4; Müslim, istiskâ 3; Nesâî, küsûf 5,12,14,16,24; İbn Mâce, ikâme 152.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1183-)
Abdullah b. Abbâs (radıyallahü anhümâ), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in güneş tutulduğunda namaz kıldığını haber verirdi. (Abdullah) Urve'nin, Hazret-i Âişe'den onun da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet ettiği hadis gibi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in her rekatte iki rükû’ olmak üzere, iki rekat namaz kıldığını bildirirdi. es-Sünenü’l-kübrâ, III, 322.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1184-)
Ubeyy b. Ka'b (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Efendimiz cemaate namaz kaldırarak uzun sûrelerden birini okudu ve beş defa rükû yaptı, îki kere secde etti ve ikinci rekate kalkıp yine uzunlardan bir sûre okudu ve yine beş defa rükû yaptı, iki kere secde etti, sonra güneşin tutulması açılıncaya kadar duâ ederek olduğu halde kıbleye karşı oturdu. el-Müstedrek, I, 333.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1185-)
İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ); (sallallahü aleyhi ve sellem) güneş tutulduğunda namazı kıldı. Bu namazda, (Kur'ân'dan) okudu. Sonra rükû' yaptı sonra yine okudu ve yine rükû’ yaptı, sonra tekrar okuyup rükû' yaptı, sonra yine okudu ve rükû'a vardı. Daha sonra da secdeye kapandı. İkinci rekatı de aynen böyle kıldı., demiştir. istiskâ 19. rivâyet de öncekiler gibi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in küsûf namazının her rekâtında iki defa rükû yaptığını bildirmektedir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1186-)
Semure b. Cündüb (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: ve Ensârdan bir çocuk hedeflerimize ok atarken güneş bakanın gözünde iki veya üç mızrak kadar olunca, Tennûme bitkisi gibi oluncaya kadar karardı. Birimiz arkadaşına; Haydi mescide gidelim. Vallahi güneşin şu hali, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da ümmeti hakkında yeni bir şey meydana getirecek" dedi ve koşarak gittik. Bir de gördük ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescide çıkmış. Efendimiz öne geçip namaz kıldırdı. Bizi daha önceki namazlarındaki en uzun kıyamı gibi kıyamda tuttu. Sesini işitmiyorduk. Sonra bize önceki namazlarındaki en uzun secdesi gibi secde ettirdi. (Burada da) sesini işitmedik. Diğer rekatte de aynen bunun gibi yaptı. Güneşin açılması ikinci rekattaki oturuşuna denk geldi. Sonra selâm verdi. Daha sonra kalkıp Allah'a hamd ve sena etti. Allah'tan başka ilâh olmadığına ve kendisinin O'nun kulu ve Resulü olduğuna şehâdet etti. sonra Ahmed b. Yûnus, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hutbesini zikretti. b. Hanbel V, 16, 17, Beyhakî, es-Simenu'l-kübrâ, 111,332.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1187-)
Kabîsa el-Hilâlî'den nakledilmiştir ki (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) telaşla ve sür'atle çıktı. O gün ben de Medine'de onunla beraberdim- iki rekat namaz kıldırıp ikisinde de kıyamı uzattı. Sonra (namazdan) ayrıldı ve güneş açıldı. Akabinde Efendimiz şöyle buyurdu: Bunlar (güneş ve ay tutulmaları) ancak Allah'ın kendileri ile korkuttuğu alâmetlerdir. Onları gördüğünüz zaman en yeni (son) kıldığınız farz namaz gibi namaz kılınız." küsûf 6; Nesaî, küsûf 1; Hâkim, el-Müstedrek, I, 333.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1188-)
Kabisa el-Hılali, " Şüphesiz güneş tutuldu" (diye başlayıp) Mûsâ (b. İsmail) hadîsinin manasını rivâyet etti.(Ahmed b. İbrahim bu rivâtette); Resûlüllah devrinde güneş tutuldu) o kadar ki, yıldızlar göründü" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Her Rekatte Dört Rükû Vardır Diyenlerin Delilleri
1189-)
Âişe (radıyallahü anhâ)’den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Peygamber (mescide) çıkıp cemaate namaz kıldırdı. (Bu namazda) kıyama durdu. (Kıyamdaki) kıraatini tahmîn ettim. Bakara Sûresi (kadarı)’nı okuduğunu zannettim. hadisi sevkedip şöyle devam etti: iki defa secde yaptı, sonra kalkıp kıraati yine uzattı. Onun buradaki okuyuşunu da tahmin ettim. Âl-i İmran Süresi (kadarı)’nı okuduğunu zannettim. el-Mustedrek, I, 333; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, III, 320, 322, 324, 325, 329, 335, 336, 337, 340.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazında Kıraat
1190-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (küsûf namazında) kıraati uzun tutmuş ve açıktan okumuştur. kusûf 4, 5, 19; Müslim, kusûf 3.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazında Kıraat
1191-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: tutuldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) insanlarla birlikte namaz kıldı. (Bu namazda) kalkıp uzun (müddet) ayakta durdu. (Bu duruş) Bakara Sûresi(ni okuyacak) kadardı. Sonra rükû yaptı. Râvî (bundan sonra) hadisin kalanını aktardı. kusûf 7, 9, 13; Müslim, kusûf 1, 8, 17; Nesâî, kusûf 11, 17, 23; Muvatta', kusûf 2, 3.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazında Kıraat
1192-)
Âişe (radıyallahü anhâ)’den nakledilmiştir ki: tutuldu, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adama emretti, o da, " şüphesiz namaz toplayıcıdır" diye nida etti. küsûf 3; Müslim, küsûf 20.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazında Namaza Diye Çağrılır Mı?
1193-)
Âişe (radıyallahü anhâ)’den; rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Güneş ve ay, bir kimsenin ölümü veya hayatı için tutulmazlar. O halele tutulduklarını gördüğünüz zaman Allah azze ve celle'ye dua ediniz, tekbir getiriniz ve sadaka veriniz." kusûf 2; Müslim, kusûf 1; Nesâî, kusûf 3, 12.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Güneş Tutulduğunda Sadaka Vermek
1194-)
Esma (bint Ebî Bekir)’den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) küsûf namazı ile birlikte köle azad edilmesini emr ederdi. kusûf.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Güneş Tutulduğunda Köle Azad Etmek
1195-)
Nu'mân b. Beşîr'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine, Hazret-i Peygamber güneş açılıncaya kadar iki rekat, iki rekat namaz kılmaya başladı. (Her iki rekatın bitiminde) güneşin açılıp açılmadığını (cemaate) soruyor(du). kusûf 5, 12, 14, 16, 24; Ahmed b. Hanbel, IV, 267, 269, V, 60.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazı İki Rekattır Diyenlerin Delilleri
1196-)
Abdullah b. Amr (b. el-Âs)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Efendimiz (namaza) durdu. (Kıyamı o kadar uzattı ki) nerdeyse rükû'a eğilmeyecekti. Sonra sanki doğrulmayacakmış gibi (uzun) bir rükû yaptı. Daha sonra başım kaldırdı (ve) secdeye varmayacakmış gibi (ayakta kaldı). Sonunda secdeye kapandı, bunu da sanki başım kaldırmayacakmış gibi uzattı. Sonra (secdeden) kalkıp aynı şekilde uzun zaman oturarak kaldı. Akabinde (ikinci) secdeyi yapıp, kafasını kaldırmayacakmış gibi bunu da uzattı. Sonra doğruldu. (İkinci rekate kalktı) diğer (ikinci) rekatte de aynen böyle yaptı ve secdesinin sonunda " Üf üf" diye üfledi. Sonra da; Ey Rabbim! Sen, ben aralarında iken onlara azab etmeyeceğini va'detmedin mi? Onlar istiğfara devam ettikçe kendilerine âzab etmeyeceğini va'd etmedin mî?" deyip namazını bitirdi. Bu esnada güneş de açılmıştı. sonra (Saib b. Mâlik) hadisin kalan, kısmını zikretti. kusûf 20.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazı İki Rekattır Diyenlerin Delilleri
1197-)
Abdurrahman b. Semure (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: - Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sağlığında ben ok atarken birden bire güneş tutuldu. Hemen okları (yere) attım ve (kendi kendime) " güneş tutulması bugün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a neler yaptıracak bakacağım" deyip doğru ona gittim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerini kaldırmış teşbih, tahmid ediyor, tehlîl getiriyor ve dua ediyordu. Bu, güneş açılıncaya kadar devam etti. (Efendimiz) iki sûre okudu ve iki rekat namaz kıldı. küsûf 25, 26; Nesaî, kusûf 2; Ahmed b. Hanbel, V, 62.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Küsûf Namazı İki Rekattır Diyenlerin Delilleri
1198-)
Ubeydullah b. Nadr, babası (Nadr)'ın şöyle dediğini rivâyet etmiştir: b. Mâlik zamanında (şiddetli) bir karanlık oldu. Bunun üzerine Enes'e gelip: Ebâ Hamza b. Mâlik'in künyesidir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında böyle birşey başınıza gelir miydi?, dedim. korusun. (Bazan) rüzgâr şiddetlenirdi de kıyametin (kopacağı) korkusuyla mescide koşardık, karşılığını verdi. el-Müstedrek, I, 334; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, III, 342.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Karanlık Ve Benzeri Hallerde Namaz Kılmak
1199-)
İkrime'den nakledilmiştir ki: Abbâs (radıyallahü anhümâ)'a; Resûl-i Ekrem'in hanımlarından falan öldü" denildi. Bunun üzerine hemen secdeye kapandı. Kendisine: saatte secde mi yapıyorsun? denildi. Şu karşılığı verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem), " Önemli bir hâdise gördüğünüz zaman secde ediniz" buyurdu. Resul-i Ekrem'in hanımlarının gitmesinden daha büyük hangi hadise vardır? menâkıb 63; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, III, 343.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İstiskâ (yağmur İsteme)...
Konu: Korkunç Hadiseler Esnasında Secde Etmek
1200-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: hazarda ve seferde ikişer rekat olarak farz kılındı. Sonra yolculuk namazı olduğu gibi bırakıldı, hazar namazına ilâve yapıldı. salât 1; ezan, 95; taksir 5, cenaiz 56; Müslim, müsâfirîn 1, 3, 5; fedâil 52; Ebû Dâvûd, vitr 7; sefer, 1, 18; Tirmizî, cuma 41; Nesâî, salât i; taksir 1, 4; salâtü’l-havf 4; İbn Mâce ikâme 73, 75; Dârimî, salât 152,179; Muvatta', sefer 7,8; Ahmed b. Hanbel, 1-69, 232, 243, 254, 260, 355, 360, 429; 11-65, 271, 489, 505; III, 102; V, 316, 330; VI, 85, 440, 451.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Namazı
1201-)
Ya'lâ b. Ümeyye'den nakledilmiştir ki: b. Hattâb'a, " Aziz ve celil olan Allah sadece " Eğer kâfirlerin size fenalık yapacağından korkarsanız" dediği ve (bugün) bu (korku) da kalmadığı halde insanların (yolculukta) namazı kısaltmalarını nasıl buluyorsun?" dedim. Ömer (radıyallahü anh) dedi ki: hayret ettiğin şeye ben de hayret ettim de bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den sordum. Bu, azız ve celil olan Allah'ın size verdiği bir sadakadır. O'nun sadakasını alınız" buyurdu. musâfirîn 4; Tirmizî, tefsîru sûre (4); Nesâî, taksini's-salât 1; İbn Mâce, ikâme 73; Dârimî, salât 179; Ahmed b. Hanbel, I, 25, 36.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Namazı
1202-)
İbn Cüreyc, " Ben Abdullah b. Ebî Ammâr'ı (şöyle) derken duydum" dedi ve şu (bir önceki) hadisi nakletti. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Ebû Âsim’la Hammâd b. Mesâde' de aynen İbn Bekr'in naklettiği gibi rivâyet ettiler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Namazı
1203-)
Yahya b. Yezîd el-Hunâî demiştir ki: b. Mâlik'e namazı kısaltarak kılmayı sordum. (O da); (sallallahü aleyhi ve sellem) üç millik yahut -Şu'be şübhe etmiştir- üç fersahlık yola çıktığı zaman iki rekat kılardı, diye cevap verdi. musâfirin 12.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu, Namazını Ne Zaman Kısaltmaya Başlar?
1204-)
Muhammed b. el-Münkedir ile İbrahim b. Meysere Enes b. Mâlik'i şöyle derken işitmişlerdir: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte öğle namazım Medine'de dört rekat, ikindi namazım da Zü’l-Huleyfe'de iki rekat olarak kıldım. taksîru's-salât 5; Müslim, musâfirîn 10; Tirmizî, cuma 39.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu, Namazını Ne Zaman Kısaltmaya Başlar?
1205-)
Ukbe b. Âmir'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: Rabbiniz dağ başında ezan okuyup namaz kılan bir koyun çobanından razı olur ve (şöyle) buyurur: Şu kuluma bakın. Benden korkarak ezan okuyor ve namaz kılıyor. Ben bu kulumu affettim ve onu kesinlikle Cennete koyacağım." ezan 26.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta Ezan Okumak
1206-)
(Mâlik b. Enes) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yolculukta bulunduğumuz zaman (acaba) güneş (batıya) meyletti mi, yoksa etmedi mi, derken (Resûlüllah -sallallahü aleyhi ve sellem-) öğleyi kılar, sonra yola düşerdi. Sıtte'den sadece Ebû Dâvûd tarafından rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcunun, Vaktin Girip Girmediğinden Şüpheli Olarak Namaz Kılması
1207-)
Dabbe oğullarından Hamz el-Âizî dedi ki: b. Mâlik'in şöyle dediğini işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yerde konakladığında öğle namazını kılmadan yola çıkmazdı. Bir adam: yarısında (zevalden önce) olsa da mı? deyince (Enes); gündüzün yarısında da olsa diye cevab verdi. mevâkît 3.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcunun, Vaktin Girip Girmediğinden Şüpheli Olarak Namaz Kılması
1208-)
Ebû't-Tufeyl Âmir b. Vâsile'den rivâyete göre Muâz b. Cebel (radıyallahü anh), kendilerine şu haberi vermiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Tebûk gazvesine çıktıklarında (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) öğleyle ikindiyi, akşamla da yatsıyı birleştirerek kılardı. Birgün (öğle) namazı(nı) geciktirmiş, sonra (çadırdan) çıkıp öğleyle ikindiyi birleştirerek kılmış. Bir süre sonra (tekrar çadıra) girip çıkmış ve akşamla yatsıyı birleştirerek kılmış. mevâkît 18, taksîrü's-salât 6, 13, 14, 15, 17; Müslim, müsâfirîn 42-45, 48, 51; Nesâî, mevâkît 42-45, 47; Tirmizî, salât 24; cuma 42; Ahmed b. Hanbel, II, 4, 7, 8, 34, 51, :0, 77, ICC, 125, 148, 150, 152, !57, 129.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1209-)
Nâfî'den rivâyet olunduğuna göre; İbn Ömer (radıyallahü anh)'e Mekke'de iken (eşi) Safiyye'nin ölüm döşeğinde olduğu haberi gelince, hemen yola çıktı. Nihayet güneş batıp da yıldızlar görülmeye başlayınca; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) acele yola çıkmasını gerektiren bir iş olduğu zaman şu iki namazı (akşam ile yatsıyı) birleştirirdi" dedi. Nihayet şafak kaybolunca (hayvanından) inip ikisini birleştirdi. taksini's-salât, I, 6, 13-16, umre 20, cihâd 135, 136; Nesâî, mevâkit 42, 43, 45, 46, 48; Müslim, müsâfirîn 42-48, Tirmizî, cuma 42; Ahmed b. Hanbel, II, 4, 7, 8, 34, 51, 54, 56, 77, 80, 106, 125, 148, 150, 152, 157.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1210-)
Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyet olunduğuna göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebûk gazvesinde iken (konaklama yerlerinden) yola çıkmadan önce güneş (batıya) kayarsa öğleyle ikindiyi birleştirerek kılardı. Eğer güneş (batıya) kaymadan önce yola çıkacak olursa ikindiyi kılmak üzere (bir yerde) konaklayıncaya kadar öğleyi geciktirirdi. Akşamleyin de aynı şekilde (hareket ederdi). Eğer yola çıkmadan önce güneş batmışsa, akşamla yatsıyı birleştirerek kılardı. Eğer güneş batmadan yola çıkmışsa, akşam namazını yatsıyı kılmak için (bir yerde) konaklayıncaya kadar geciktirirdi. Sonra ikisini birleştirerek kılardı. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Hişâm b. Urve de Hüseyn b. Abdullah, Küreyb ve İbn Abbâs vasıtasıyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den, el-Mufaddal ve el-Leys hadisine benzer bir şekilde rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1211-)
İbn Ömer'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir defadan başka yolculukta akşamla yatsıyı asla birleştirmemiştir. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis aynı zamanda Eyyûb, Nâfi', İbn Ömer senediyle İbn Ömer'e ait mevkuf (bir hadis) olarak (şu şekilde) rivâyet olunmuştur: Nâfi Safiyye'nin kara haberinin geldiği gecenin dışında İbn Ömer'in iki namazı birleştirerek kıldığını asla görmemiştir. " Nâfi'den rivâyet ettiği hadis (de şöyledir: Nâfi) İbn Ömer'i böyle yaparken bir veya iki kere görmüştür.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1212-)
Abdullah b. Abbâs'tan; demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) korku ve sefer olmaksızın öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı bir arada kıldı. müsafirin 54, Tirmizi mevakit 24; Nesâi, mevakit 47. dedi ki: Ben bunun yağmur hakkında olduğunu zannediyorum." Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisin benzerini Ebû'z-Zübeyr, Hammâd b. Seleme ile Kürretü'bnü Halid de rivâyet etmiştir. (Übü'z-Zübeyr) dedi ki: hâdise) Tebûk seferine çıktığımızda oldu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1213-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)dan; demiştir ki; (sallallahü aleyhi ve sellem) korku ve yağmur olmaksızın Medine'de Öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı cem etti (ikisini bir arada kıldı). Abbâs'a Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bununla neyi kasdettiği sorulunca: kolaylık getirmeyi murad etti, diye cevab verdi. müsâfirîn 54; Tirmizî, mevâkît 24; Nesâî, mevâkît 47.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1214-)
Nâfi' ve Abdullah b. Vâkıd'dan rivâyet edildiğine göre; İbn Ömer'in müezzini (İbn Ömer'e); (kılmayacak mıyız?) deyince (O da); et, devam et, demiş. Nihayet şafak kaybolmadan (biraz) önce (devesinden) inip akşam namazını kılmış daha sonra da şafak kayboluncaya kadar bekleyip yatsı namazını kılmış ve (şöyle) demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in acele bir işi olduğu zaman benim yaptığım gibi yapardı. İbn Ömer o gün ve gece üç (günlük) yol yürümüştü. mevâkît 45. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi aynı senedle Nâfi'den İbn Câbir de rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak