Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

3404-) Râfi' b. Hadîc'ten rivâyet edildiğine göre; bir araziyi ekmişti, tarlayı sularken kendisine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uğrayıp: Ekin kimin, tarla kimin?" diye sordu. Râfi': ve emeğim karşılığında benim ekinim; yarısı benim, yarısı da filan oğullarının, karşılığını verdi. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ribâ muamelesi yaptınız, araziyi sahibine ver, sen de ücretini al" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3405-) Râfi' b. Hadîc'ten, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Bir kavmin arazisini izinleri olmadan eken kimseye ekinden hiçbir şey yoktur. Onun için ücreti vardır." ahkâm 29; İbn Mâce, rühûn 13; Ahmed b. Hanbel, III, 465.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Sahibinin İzni Olmadan Bir Araziyi Ekmek
3406-) Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem); muhâkale, müzâbene, muhabere, muâveme -Müsedded; Hammâd'dan, ikisinden (Ebû Zübeyr ve Saîd b. Mîna) birisinin; el-mu'âveme, diğerinin beyu's-sinîn (seneliğine satış) dediğini nakleder- ve simyadan menetmiş, arâyâya ruhsat vermiştir. büyü 85; Nesâî, büyü 74.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Muhâbera
3407-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'dan; şöyle dediği rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); müzâbene, muhâkale ve bilinir olması hariç sünyâdan nehyetti. müsâkât 17; Müslim, büyü 59, 81,85, 104, 105; Tirmizî, büyü 14,55,62; Nesâî, eymân 45; İbn Mâce, ticârât 54, rühün 7, 8; Dârimî, mukaddime 28, büyü 23; Muvatta, büyü 24, 25.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Muhâbera
3408-) Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği haber verilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim: Her kim Muhaberayı bırakmazsa Allah ve Rasûlü ile savaş halinde olduğunu bilsin."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Muhâbera
3409-) Sabit b. el-Haccâc, Zeyd b. Sâbit'in şöyle dediğini rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) muhâberadan nehyetti. (Sabit b. el-Haccâc dedi ki:) muhâbera nedir? dedim. çıkan mahsulün yarısı, üçte biri veya dörtte biri karşılığında alman (kiralaman) dır, dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Muhâbera
3410-) İbn Ömer (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (Hayber arazisini ve bahçelerini) çıkacak ekin ve meyvenin yarısı karşılığında Hayberlilere ortağa verdi. hars 8, 9; Müslim, müsâkât 1, 3; Tirmizî, ahkâm 41; İbn Mâce, rühûn 14; Dârimî, büyü 23; Ahmed b. Hanbel, II, 17, 22, 37.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müsâkât
3411-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)'den rivâyet edildi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hayber'in hurmalıklarını ve arazisini kendi mallarını kullanarak işlemeleri ve bakmaları için Hayber yahudilerine verdi. Çıkacak meyvenin yarısı Hazret-i Peygambere ait olacaktı. müsâkât 5; Nesâî, eymân 46.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müsâkât
3412-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), Hayber'i fethetti; arazinin, beyaz (gümüş) ve sarı (altın) ne varsa hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu. Hayberliler: Biz çiftçiliği sizden daha iyi biliriz. Araziyi (çıkacak) meyvenin yarısı sizin yarısı da bizim olmak üzere bize ver" dediler. -İbn Abbâs, Hazret-i Peygamber'in bu şart üzere onlara verdiğini zannetti-. toplanma vakti geldiği zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdullah b. Revâha'yı Hayberlilere gönderdi. Abdullah (ağaçlardaki) hurmayı tahmin etti. Medineliler ona (tahmin etti manasına gelen " harez" kelimesine) el-haras diyorlardı. Abdullah: hurma ağaçlarında; şu kadar, şu kadar hurma var, dedi. Revâha'nın oğlu! Bize çok söyledin (çok tahmin ettin), dediler. Abdullah: tahmine ben yetkiliyim. Söylediğimin yarısını size vereceğim. bu hak, yer ve gök onunla ayakta duruyor. Biz senin dediğini almaya razıyız, dediler. Mâce. 7ekâr 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müsâkât
3413-) Bize Ali b. Sehl er-Remlî haber verdi, bize Zeyd b. Ebî Zerkâ, Ca'fer b. Bürkân'dan, önceki isnad ve mana ile haber verdi; (tahamin etti manasına); dedi. " Her san ve beyaz" kelimelerinin yanında da, " yani altın ve gümüş" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müsâkât
3414-) Bize Muhammed b. Süleyman haber verdi, bize Kesîr -yani İbn Hişâm- Ca'fer b. Bürkân'dan rivâyet etti, bize Miksem'den naklen Meymûn haber verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber'i fethettiği zaman... Kesîr, Zeyd'in hadisinin benzerini zikretti, (rivâyetinde): hurmayı tahmin etti" Önceki rivâyetin izahında da işaret edildiği gibi kelimesi Bezlü'l-Mechûd baskısında önceki rivâyette şeklindedir. Bezlü'l-Mechûd'da, bu rivâyetle önceki rivâyet arasındaki farkın veya oluşu belirtilir. dedi. Ayrıca; (hurmayı tahmine ben yetkiliyim cümlesinin yerine) " Hurmayı toplamaya ben yetkiliyim; size, söylediğimin yarısını vereceğim" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müsâkât
3415-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Abdullah b. Revâha'yı gönderir, o da olgunlaşınca daha yenilmeden önce hurmaları tahmin ederdi. Sonra, yahudiler bu tahmini almak veya onu müslümanlara vermek arasında muhayyer bırakılırlardı. Bu cümle, Avnü'l-Ma'büd ve Bezlü'l-Mechûd baskılarında: (Abdullah) yahudileri bu tahmini almak veya onu müslümanlara vermek arasında muhayyer bırakırdı." şeklindedir. (Bu), meyveler yenilmeden ve (ihtiyaçlara) sarfedilmeden önce zekâtın tayin edilmesi içindi. müsâkât 1,2.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ağaçtaki Meyveyi Tahmin Etmek
3416-) Câbir (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Allah (celle celâluhu), Rasûlüne Hayber'i nasibetti. Resûlüllah da onları oldukları gibi bıraktı. Hayber'i kendisi ile Hayberliler arasında (ortak) kıldı. Abdullah b. Revâha'yı gönderdi, Abdullah da Hayberlilere (bahçelerin ürününü) tahmin etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ağaçtaki Meyveyi Tahmin Etmek
3417-) Ebû Zübeyr (el-Mekkî), Câbir b. Abdullah'ı şöyle derken işittiğim haber verdi: Revâha (Hayber'in hurmasını) kırk bin vesk olarak tahmin etti. İbn Revâha kendilerini muhayyer bırakınca, yahudilerin meyveyi alıp, yirmi bin vesk borçlandıklarını zannetti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ağaçtaki Meyveyi Tahmin Etmek
3418-) Ubâde b. Sâmit'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Suffe ehlinden bazı insanlara yazı yazmasını ve Kur'an'ı öğrettim- .kelimeleri, diğer bazı nüshalarda " Kur'an'ı ve yazıyı" şeklindedir. İçlerinden birisi de bana bir yay hediye etti.(Kendi kendime); bir mal değildir. Onunla, Allah yolunda ok atarım. Resûlüllah'a gidip sorayım dedim. Varıp; Ya Resûlallah, kendilerine yazı ve Kur'an öğrettiklerimden birisi bana bir yay hediye etti. O, mal değil, Allah yolunda ondan ok atarım" dedim. Eğer boynuna ateşten bir halka takılmasını istiyorsan, kabul et" buyurdu. Mâce, ticârât 8; Ahmed b. Hanbel, V, 315, 324.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kuran Öğretmeninin Kazancı
3419-) Cenâde b. Ebî Ümeyye, Ubâde b. Sâfnit'ten, önceki hadisin benzerini rivâyet etmiştir. Önceki rivâyet daha ükemmeldir. rivâyette öncekinden farklı olarak şu ifadeler yer almıştır): Ubâde der ki:- Resûlallah, bu konuda ne diyorsun? dedim. Omuzların arasına, (boynuna) takındığın -veya astığın- bir kor" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kuran Öğretmeninin Kazancı
3420-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den, şöyle (dediği) rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabından bir grup bir sefere çıktı ve Arap kabilelerinden birisinin yanında konakladı. Onlardan kendilerini misafir etmelerini istedik . Kabiledekiler ise misafir etmekten kaçındılar. (O esnada) kabilenin reisini akrep soktu. Onun için her şeyle şifa aradılar ama hiçbir şey fayda vermiyordu. Bunlardan bazıları: yanınıza konaklayan kafileye gitseniz, belki onların birinde arkadaşınıza fayda verecek bir şey vardır, dediler. Bunun üzerine birkaç kişi (kafileye gelip): akrep soktu; kendisi için her çareye başvurduk fakat hiçbir şey fayda vermiyor. Sizden birinizin yanında arkadaşımıza şifa verecek bir şey, yani rukye (dua) var mı? diye sordular. bir adam (ki o Ebû Saîd'dir): dua ederim ama sizden bizi misafir etmenizi istedik, fakat siz misafir etmekten kaçındınız. Onun için ben de şimdi benim için bir ücret tayin edinceye kadar dua etmiyorum, dedi. üzerine onun için bir sürü koyun kararlaştırdılar, o da hastaya gelip üzerine Fatiha sûresini okudu ve üfledi. Nihayet adam iyileşti, sanki bağından kurtulmuş (hayvan) gibi idi. (Kabile reisi) kafileye anlaştıkları ücreti verdi. Kafiledekiler; Sürüyü paylaşınız" dediler. Okuyup dua eden (Ebû Saîd) ise; gidip de meseleyi danışmadıkça yapmayınız, dedi. Onlar da Resûlüllah'a gidip hâdiseyi anlattılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onun (Fâtiha'nın) bu kadar tesirli bir dua olduğunu nereden bildiniz? İyi yapmışsınız, sizinle birlikte bana da bir pay ayırınız" buyurdu. icâre 16, lıb 33, 39; Müslim, selâm 66; Tirmizî, tıb 20; İbn Mâce, ticârât 7; Ahmed b. Hanbel, III, 10, 44.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Tabirlerin Kazancı
3421-) Bize Hasen b. Ali haber verdi, bize Zeyd b. Harun haber verdi, bize Hişâm b. Hassan, Muhammed b. Sîrîn'den rivâyet etti. Muhammed, kardeşi Ma'bed b. Sîrîn'den o da Ebû Saîd el-Hudrî vasıtasıyla bu (önceki) hadisi haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Tabirlerin Kazancı
3422-) Hârice b. es-Salt, amcasından Bu zatın isminin Alâka b. Sahhar veya Abdullah b. Aşîr olduğu söylenmektedir. rivâyet ettiğine göre: (Hârice'nin amcası) bir kavme uğradı. Kavimdekiler onun yanına gelip; sen o zat (Hazret-i Peygamber)ın yanından hayırlı bir şey getirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap, dediler ve kendisine iplerle bağlı deli bir adam getirdiler. amcası sabahlı akşamlı üç gün adama Fatiha sûresini okudu. Sûreyi her bitirişinde tükrüğünü biriktiriyor sonra da tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuş gibi oldu, (iyileşti). (Delinin arkadaşları) rukye yapan zata (ücret olarak) bir şey verdiler. Adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip durumu haber verdi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Ye, ömrüme yemin ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ile yerler, sen ise hak bir rukye ile yersin." buyurdu. b. Hanbel, V, 211.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Tabirlerin Kazancı
3423-) Râfi' b. Hadîc (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Hacamat eden (kafadan kan alan) in ücreti pistir, köpeğin satışı karşılığında alınan para pistir, fahişenin zina karşılığı aldığı ücret pistir." müsâkât 40,41;Tirmizî, büyü 46; Nesai, sayd 15, Ahmed b. Hanbel, 111,464, 465; IV, 140.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hacamat Yoluyla Kan Alanın Kazancı
3424-) İbn Muhayyisa'nın, babasın (Muhayyisa)’dan rivâyet ettiğine göre; (Muhayyisa) kan alıcı (haccâm) olarak kiralanma konusunda Resûlüllah'tan izin istedi, ama Resûlüllah bundan nehyetti. Muhayyisa ise sormaya ve izin istemeye devam etti. Nihayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Onu (kan alma karşılığı aldığın ücreti), devene Ve kölene yedir" emrini verdi. büyü 47; İbn Mâce, ticârât 10.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hacamat Yoluyla Kan Alanın Kazancı
3425-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kan aldırdı ve kan alana ücretini verdi. Eğer onu haram bilseydi vermezdi. büyü 39, icâre 18; Müslim, müsâkât 6,5; İbn Mâce, ticârât 10.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hacamat Yoluyla Kan Alanın Kazancı
3426-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ebû Taybe, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan kan aldı. Efendimiz ona bir sa' hurma verilmesini, ailesine de ondan haracını hafifletmesini emretti. İcâre 17, büyü 39,95; Müslim, müsâkat 62; Tirmizî, büyü 48; Dârimî, büyü 79; Muvatta, isti'zan 26.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hacamat Yoluyla Kan Alanın Kazancı
3427-) Ebû Hâzim, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'nin şöyle dediğini duymuştur: (sallallahü aleyhi ve sellem), cariyelerin kazancından nehyetti. icâre 20; Dârimî, büyü 78; Ahmed b. Hanbel, III, 287, 382.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Cariyelerin Kazancı
3428-) Târik b. Abdurrahman el-Kuraşî'nin rivâyet ettiğine göre; Râfi' b. Rifâ'a, Ensar'ın bulunduğu bir meclise geldi ve: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bazı şeylerden nehyetti; Râfi' bazı şeyleri saydı- deyip devamla, parmaklarıyla (üç parmağı ile) işaret ederek; ekmek yapmak, ip eğirmek ve yün ditmek gibi eli ile yaptıklarının dışında cariyenin kazancından nehyetti, dedi. b. Hanbel IV, 341.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Cariyelerin Kazancı
3429-) Râfi' b. Hadîc (radıyallahü anh)'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi, nerede kazandığı bilinmedikçe cariyenin kazancından nehyetti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Cariyelerin Kazancı
3430-) Ebû Mes'ud (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), köpeğin satışı karşılığı alınan parayı, fahişenin ücretini ve kâhinin (kehânete karşı) aldığı ücreti nehyetti. büyü 113; Tirmizî, büyü 46.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kâhinin Aldığı Ücret
3431-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), erkek hayvanın menisi (döllemesi) karşılığında ücret almayı nehyetti. icâre 21; Tirmizî, büyü 45; Nesâî, büyü 94; İbn Mâce, ticârât 9; Dârimî, büyü 80.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Erkek Hayvanın Menisi Karşılığında Ücret Almak
3432-) Ebû Mâcide'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bir kölenin kulağından biraz kestim -ya da kulağımdan birazı kesildi-. Buradaki şüphe raviye aittir. O esnada Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü anh) hacdan gelmişti. Onun yanında toplandık. Ebû Bekir bizi Ömer b. el-Hattâb'a havale etti. Ömer (radıyallahü anh): mikdar (kulağın kesilen kısmı) kısas mikdarına ulaşmış. Kısas yapması için bana bir haccâm (kan alıcı) çağırın, dedi. çağırılınca Ömer şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle derken işittim: Ben teyzeme, kendisi için bereket olacağım umarak bir köle hediye ettim ve ona; köleyi kan alıcıya, kuyumcuya ve kasaba verme dedim." Dâvûd dedi ki: Abdül-A'lâ, İbn İshak'ın; İbn Mâcid, Benî Sehm'den bir adamdır" dediğini Ömer b. el-Hattâb'dan rivâyet etti. b. Hanbel, I, 17.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kuyumcu Ücreti
3433-) Bize Yusuf b. Mûsâ haber verdi, bize Seleme b. Fazl rivâyet etti, bize İbn İshak, Alâ b. Abdurrahman (el-Hurakî)'dan rivâyet etti. O da İbn Mâcide es-Sehmî vasıtasıyla Ömer (b. el-Hattâb)'dan, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan; (önceki) hadisin benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kuyumcu Ücreti
3434-) Bize Fazl b. Yakub haber haber verdi, bize Abdül-A'lâ, Muhammed b. İshak'tan haber verdi. Bize el- Alâ b. Abdurrahman (el-Hurakî), İbn Mâcide es-Sehmi’den haber verdi. O dâ Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh) vasıtasıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den o (önceki) hadisin mislini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kuyumcu Ücreti
3435-) Salim, babasın (Abdullah b. Ömer)'dan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Bir kimse, malı olan bir köleyi satarsa, müşteri şart koşmamışsa mal satıcıya aittir. Yine bir kimse aşılanmış bir hurma ağacını satarsa, meyvesi -müşteri kendisi için olmasını şart koşmamışsa- satıcıya aittir." müsâkât 17, büyü 90; Müslim, büyü 78; Tirmizî, büyü 25;Nesâî, büyü 95; İbn Mâce, ticârât 31; Dârimî, büyü 27; Mâlik, büyü 2; Ahmed b. Hanbel, II, 9, 78, 82, III, 301, 310.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Malî Olan Bir Kölenin Satılması
3436-) İbn Ömer, (babası) Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) vasıtasıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan (yukarıdaki hadisin) köle ile ilgili bölümünü rivâyet etti. İbn Ömer (radıyallahü anhümâ) kanalıyla Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (yukarıdaki hadisin) hurma ağacı ile ilgili bölümünü rivâyet etti. Dâvûd; Zührî ve Nâfi, dört hadiste ihtilâf ettiler. Bu, onlardan birisidir" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Malî Olan Bir Kölenin Satılması
3437-) Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem): Bir kimse, malı olan bir köleyi satarsa, o mal satıcıya aittir. Ama müşteri (kendisi için) şart koşmuşsa müstesna." buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Malî Olan Bir Kölenin Satılması
3438-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bazınız bazınızın satışı üzerine satışta bulunmasın. Mallar çarşıya indirilinceye kadar (onları) karşılamayınız." büyü 71; Müslim, Büyü 14; Nesâî, büyü 17,20, 21; İbn Mâce, ticârât 13; Dârimî, büyü 33; Ahmed b. Hanbel, II, 7, 22, 63.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şehre Gelen Malı Şehir Dışında Karşılamak
3439-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şehre satılmak için getirilen malı, yolda karşılamayı nehyetmiştir. Eğer müşteri malı karşılar da satın alırsa, mal sahibi şehre geldiği zaman muhayyerdir, (isterse satışı feshedebilir). Ali der ki: Dâvûd'un şöyle söylediğini işittim: Süfyân; bazınız bazınızın sarışı üzerine satışta bulunmasın sözünün manası; bende on liraya ondan daha iyisi var, demesidir." büyü 16, 17; Tirmizî, büyü 12; Nesâî, büyü 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şehre Gelen Malı Şehir Dışında Karşılamak
3440-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: almayacaksanız, müşteri kızıştırmak için fiat artırmayınız." büyü 58, 64; Müslim, büyü 11; Tirmizî, büyü 65; Nesâî, büyü 17, 19, 21; İbn Mâce, ticârât 14; Dârimî, büyü 33; Muvatta, büyü 96.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bir Kimsenin Satın Almak İstemediği Halde Müşteriler Arasına Girip Fiat Yükseltmesi Yasaktır
3441-) Tâvûs, İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'ın şöyle dediğini rivâyet etti: (sallallahü aleyhi ve sellem); şehirlinin bedevi namına (malını) satıvermesini nehyetti. Tâvûs dedi ki: Abbâs'a); şehirlinin bedevi namına (mal) satması nedir, (bu nasıl olur)? dedim. için simsarlık yapmaz, karşılığını verdi. büyü 58, 64, 68, 69, 70, 71, icâre 14; Müslim, büyü 11, 12, 18, 19, 20, 21; Nesâî, büyü 18; İbn Mâce, ticârât 15; Tirmizî, büyü 17, 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şehirlinin, Köylünün Yerine Satışının Yasak Oluşu Hakkındaki Hadisler
3442-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Şehirli, babası veya kardeşi bile olsa, bedevi (köylü) nin (malını) onun namına satmasın." Dâvûd dedi ki: b. Ömer'den işittim, şöyle diyordu: Bize Hilâl haber verdi, bize Muhammed, Enes b. Mâlik'in şöyle dediğini haber verdi: Şehirli bedevi namına satmasın, deniliyordu. Ama bu kelime hem onun için bir şey satmasın, hem de onun için bir şey satın almasın manalarına gelen bir kelimedir. " büyü 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şehirlinin, Köylünün Yerine Satışının Yasak Oluşu Hakkındaki Hadisler
3443-) Salim el-Mekkî'nin bir bedeviden haber verdiğine göre; (bedevi) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında sağmal devesini getirip, Talha b. Ubeydullah'a misafir oldu. Talha: (sallallahü aleyhi ve sellem); şehirlilerin, bedevi (nin malını onun) namına atmasını yasakladı. Ama sen çarşıya git, satın almak isteyenlere bak, sonra gel) bana danış. Ben sana (verilen fiata göre) sat veya satma derim, dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şehirlinin, Köylünün Yerine Satışının Yasak Oluşu Hakkındaki Hadisler
3444-) Câbir (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Şehirli, köylü namına satmasın. " Satmasın" diye terceme ettiğimiz fiil, bazı nüshalarda nehy sigası ile, bazılarında ise nefy sigası ile şeklindedir. Buradaki nefy de nehy manasınadır. İnsanları (kendi hallerine) bırakın. Allah (celle celâluhu) onlann bazısını, bazıları vasıtasıyla rıziklandırır." büyü 20; Tirmizî, büyü 13; Nesâî, büyü 17; İbn Mâce, ticârât 15; Ahmed b. Hanbel, III, 307, 312, 386, 392.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şehirlinin, Köylünün Yerine Satışının Yasak Oluşu Hakkındaki Hadisler
3445-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Malını satmak için gelen kafileleri (yolda) karşılamayınız. Bazılarınız bazılarınızın satışı üzerine satışta bulunmasın. Deveyi ve koyunu, sütlü görünsünler diye sağmayı terkedip sütünü memesinde bekletmeyin. Bu durumda olan bir hayvanı satın alan kimse, onu sağdıktan sonra şu iki şey arasında muhayyerdir: O şekliyle razı olursa malı alıkoyar, razı olmazsa hayvanı bir sa' hurma ile birlikte geri verir." büyü 64; Müslim, büyü 11, 23, 24, 25; Muvatta, büyü 96; Ahmed b. Hanbel, 246, 410, 420, 465.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Sütlü Görünmesi İçin Birkaç Gün Sağılmayan Hayvanı Satın Alıp Da Buna Razı Olmayanın Durumu
3446-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sütlü görünsün diye sağılmayıp sütü memesinde bekletilen bir koyun satın alan kişi üç gün muhayyerdir. İsterse koyunu buğday olmayan, bir sa' yiyecek maddesi ile birlikte geri verir." bir rivâyetinde; Bir sa'hurma ile, buğdayla değil" denilmektedir. Müslim, büyü 25; Tirmizî, büyü 29; Nesâî, büyü 14; İbn Mâce, ticârât 42: Dârimî, büyü 19.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Sütlü Görünmesi İçin Birkaç Gün Sağılmayan Hayvanı Satın Alıp Da Buna Razı Olmayanın Durumu
3447-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu söylemiştir: Sütü memesinde bekletilen koyun cinsinden bir şey alan kimse onları sağar, eğer razı olursa alıkoyar, razı olmazsa her bir sağısına bir sa' hurma verir." büyü 64, 65.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Sütlü Görünmesi İçin Birkaç Gün Sağılmayan Hayvanı Satın Alıp Da Buna Razı Olmayanın Durumu
3448-) Abdullah b. Ömer (r. anhüma), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Sütü memesinde bekletilip sağılmayan bir hayvanı satın alan kişi üç gün muhayyerdir; eğer (alıkoymaz da) geri verirse sütünün (kıymetinin) bir veya iki misli Tereddüt ravilerden birisine aittir. buğdayla birlikte geri verir." Mâce, ticârât 42.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Sütlü Görünmesi İçin Birkaç Gün Sağılmayan Hayvanı Satın Alıp Da Buna Razı Olmayanın Durumu
3449-) Adiy b. Kâ'b oğullarından Ma'mer b. Ebî Ma'mer'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Günahkârdan başkası asla ihtikâr yapmaz." b. Amr dedi ki:) Saîd (b. el-Müseyyeb)'e; Ama sen ihtikâr yapıyorsun" dedim. " Ma'mer de ihtikâr yapardı" dedi. Dâvûd şöyle dedi: ihtikâr nedir?" dedim. " Halkın yaşayışında etkili olan şeydir" cevabını verdi. Ebû Dâvûd dedi ki: Evzaî; ihtikâra (stokçu) çarşıya çıkan (çarşıdan satın alıp stoklayan) dır, dedi." müsâkât 129, 130; Tirmizî, büyü 40; İbn Mâce, ticârât 6; Dârimî, büyü 12; Ahmed b. Hanbel, III, 453, 454.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: İhtikâr Stokçuluk Yasaktır
3450-) Hemmâm Katâde'nin, " Hurma'da ihtikâr olmaz" dediğini nakletti. Yahya b. Feyyaz, Hasen'den de aynısını nakletti, dedi ve ilâve etti: Biz ona; Hasen (ül-Basrî)'den bunu söyleme, (Hasen böyle söylemedi)" dedik. Dâvûd şöyle demiştir: b. el-Müseyyeb; çekirdek, kurumuş yaprak ve tohumu biriktirirdi. b. Yunus'un şöyle dediğini işittim: Süfyân'a taze et stoklamayı sordum. " Stokçuluğu kerih görüyorlardı" dedi. Ebû Bekir b. Ayyaş'a sordum, " stokla" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: İhtikâr Stokçuluk Yasaktır
3451-) Alkame b. Abdullah'ın, babasından rivâyet ettiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); müslümanların tedavüldeki parasının, ihtiyaç yokken kırılmasını yasakladı. Mâce, ticârât 52; Ahmed b. Hanbel, III, 419.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Gümüş Paraların Kırılması
3452-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; bir adam Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Resûlallah, narh koy (fiatları sınırla), dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayır, (rızkınızın artması için) dua ediniz." buyurdu. Daha sonra başka bir adam gelip: Resûlallah, narh koy, dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona da: Hayır, fiatları ancak Allah eksiltir, Allah artırır. Ben Allah'a, yanımda hiç kimsenin hakkı olmadığı bir halde ulaşmayı umarım" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Narh Koymak Fiatları Sınırlamak
3453-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Sahâbîler: Resûlallah! Fiatlar arttı, bizim için narh koy, dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Şüphesiz fiatları ayarlayan, rızkı eksilten, çoğaltan, rızık veren Allah (celle celâluhu)'dır. Ben Allah'a hiç kimsenin benden ne mal ne de kan konusunda isteyeceği bir hakkı olmadığı halde ulaşmak isterim" buyurdu. büyü 73; İbn Mâce, ticârât 27.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Narh Koymak Fiatları Sınırlamak