Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

1464-) Ukbe b. Amir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: seferde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in devesini yediyordum. Efendimiz bana: Ey Ukbe! Sana okunulan iki hayırlı sure öğreteyim mi?" buyurup, ve surelerini öğretti. (Ancak) benim bunlarla pek fazla sevinmediğimi gördü. Sabah namazı için konaklayınca cemaate namazı o iki sure ile kıldırdı. Namazı bitirince bana dönüp; (Bu sureleri) Nasıl gördün, ey Ukbe?" buyurdu. istiâze 1; Ahmed b. Hanbel, IV, 144, 148, 150, 158..

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Muavvizeteyn Felâk Ve Nâs Surelerinin Fazileti
1465-) Ukbe b. Âmir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte Cuhfe ile Ebvâ arasında giderken, birden bire bizi rüzgâr ve zifiri bir karanlık kapladı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) süreleriyle (Allah'a) sığınmaya başladı. (Bir taraftan da) Bana; Ey Ukbe! O ikisiyle korun, hiçbir sığıma (korunucu) onların benzeri ile korunmadı." (Allah'a sığınılacak en efdal sureler bunlardır) buyuruyordu. Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, bize o iki sûre ile namaz kıldırırken dinledim. es-Sünenü’l-kübrâ, II, 394.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Muavvizeteyn Felâk Ve Nâs Surelerinin Fazileti
1466-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kur'an sahibine, " oku ve yüksel, dünyada tertil üzere okuduğun gibi (burada da) tertil üzere oku. Şüphesiz senin makamın okuyacağın son âyetin yanındadır" denilir." 18; İbn Mace, edeb 52; Ahmed b. Hanbel, II, 192.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1467-) Katâde'den (radıyallahü anh); demiştir ki: Enes (radıyallahü anh)'e Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in okuyuşunu sordum: gereken harfleri) iyice çekerdi dedi. efdalu'l-kur'an 29, Tırmızî, mevakıt 70, menakıb 73, Nesaî, ıftıtah 82; İbn Mâce ikâme 179, Darımı, siyer 78.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1468-) Ya'lâ b. Memlek b. Memlek: Hicazlı bir tabi'dir. Ümmü Seleme ve Ümmü'd-Derdâ (radıyallahü anhâ)'dan hadis rivâyet etmiştir. İbn Hibbâıı onu sika râviler arasında sayar. Ebû Dâvud, Tirmizi ve Nesâî'nin Sünelilerinde, Buhari'nin el-Edebü’l-Mufred'inde rivâyetleri vardır.'den rivâyet edildiğine göre; O: Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'Ya Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (Kur'an) okuyuşunu ve gece namazını sordu. Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ): namazından size ne? Namaz kılar namaz kıldığı kadar uyur sonra uyuduğu kadar namaz kılar, sonra namaz kıldığı kadar yine uyurdu. Bu hal sabah oluncaya kadar (böylece devam eder)di, dedi. Ve Resûlüllah'ın okuyuşunu tarif etti: öyle ki Onun okuyuşunu harf harf tarif ediyor(du.) sevâbü'l-Kur'an 23; Nesâî, iftitahü'l-Kur'an 13, kıyamü’l-leyl 13; Ahmed b. Hanbel VI, 294, 300. (Ayrıca bk Ebû Dâvûd'da 4001, -badis).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1469-) Abdullah b. Muğaffel (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Mekke'nin fethi günü devesinin üzerinde sesini dalgalandırarak Fetih Suresini okurken gördüm. megazî, 48, tefsir sure (48); fezailü’l-Kur'an 24, tevhid 50; Müslim, müsâfırin 238; Ahmed b. Hanbel, V, 55, 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1470-) el-Bera b. Azib (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kur'an-ı (kerimi) seslerinizle süsleyiniz." tevhid 52; Nesâî, iftitah 83; İbn Mâce, ikame 176, Ahmed b. Hanbel IV 283 285, 296, 304.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1471-) Said b. Ebî Said'den -veya Said b. Ebi Vakkas'tan- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Kur'an-ı Kerim'i ahenkle okumayan bizden değildir." tevhid 44; Dârimi, salat 171, fezailü'l-Kur'an, 34; Ahmed b. Hanbel, 1, 172, 175, 179.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1472-) Osman b. Ebi Şeybe ve Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan; Amr, İbn Ebî Müleyke vasıtasıyla Ubeydullah b. Ebi Nehiyk'ten; O da, Sa'd (b. Ebi Vakkas)'dan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın önceki hadisinin aynısını rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1473-) Ubeydullah b. Ebi Yezid'den nakledilmiştir ki: Lübâbe yanımızdan geçti, biz de onu evine girinceye kadar tâkib edip yanına girdik. Bir de gördük ki, evi eski, kendisi zayıf bir adam. O şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın " Kur'an-ı Kerim'le tegannî etmeyen bizden değildir" buyurduğunu işittim. Abdulcebbâr) dedi ki: İbn Ebi Müleyke'ye: Ebâ Muhammed. Sesi güzel değilse ne yapsın? dedim. geldiğince güzelleştirir dedi. es-Sünenü'l-Kübrâ, II, 54.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1474-) Muhammed b. Süleyman el-Enbârî, dedi ki; Vekî ve İbn Üyeyne teğannî'den maksadın, istiğna (ihtiyaç duymama, itibâr etmeme) olduğunu söylediler.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1475-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Allah (celle celâluhu) güzel sesli bir Peygamberin sesini güzelleştirerek (nağme yaparak)-[açıktan]-okuduğu Kur'an'ı dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemedi." fedailü'l-kur'an 19; tevhid 32, 52; Müslim, Müsâfirin 232, 233, 234; Nesâî, iftitah 83; Tirmizi, sevâbü'l-kur'an 17; Dârimi, salât 71; fedailü'l-kur'an 34; Ahmed b. Hanbel, II, 271, 285.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kuran Okumada Tertil Müstehabtır
1476-) Sa'd b. Ubâde (radıyallahü anh)'den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" demiştir. Kur'an-ı Kerim'i okuyup da (ezberleyip) sonra unutan kimse, kıyamet gününde Allah (celle celâluhu) ile ancak eli kesilmiş olarak karşılaşır." fezailü'İ-kur'an 3; Ahmed b. Hanbel, V, 212, 213, 284, 285, 323, 328; Ebû Dâvûd eymân 1.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: I Kerimi Ezberleyip Sonra Unutan Kimse Hakkında Tehdid
1477-) Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Hişâm b. Hakim b. Hizâm'ı, Furkan suresini benim okuduğumdan farklı bir şekilde okurken duydum. Halbuki onu bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğretmişti. Bu yüzden nerdeyse üzerine atılacaktım. Sonra (vazgeçip) okumasını bitirinceye kadar mühlet verdim ve cübbemi göğsü üzerinde toparlayıp (yakalayıp) terkib bazı nüshalarda = " cübbesini göğsü üzerinde topladım." (Yakasını topladım, yakasından yakaladım) şeklindedir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a getirdim: Resûlallah! Ben bunu Furkan suresini senin bana okuttuğundan başka bir şekilde okurken duydum, dedim. Hazret-i Peygamber ona: Oku!" buyurdu. da aynen benim duyduğum gibi okudu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bu sure, böylece nazil oldu." buyurdu. Sonra bana: Sen oku! dedi. Ben de okudum. (Bana) da: - Bu sure böylece nazil oldu. Şüphesiz bu Kur'an yedi harf üzere nazil olmuştur. Onlardan hangisi kolayınıza gelirse öyle okuyunuz" buyurdu. istinbâbe 9, fedailü'l-kur'an 5, tevhid 37; Müslim, müsafîrin 264, 270, 272, 274; Nesâî, iftitah 37; Tirmizî, kur'an 9; Muvatta, kur'an 5; Ahmed b. Hanbel, I, 24, 40, 43, 264, 299, 313, 445.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: I Kerim Yedi Harf Üzere İndirilmiştir
1478-) Zührî demiştir ki: harfler (vecihler) ancak aynı hükümdedir. Helâl ve haram konusunda farklılık göstermezler. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: I Kerim Yedi Harf Üzere İndirilmiştir
1479-) Übey b. Ka'b (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Yâ Ubey, şüphesiz Kur'an-ı Kerim bana okutulup bir harf üzere mi yoksa iki harf üzere mi (okumak istediğim) soruldu? Benimle birlikte olan melek: İki harf üzere de," dedi. Ben de: İki harf üzere" dedim. Bu sefer: İki harf üzere mi yoksa üç harf üzere mi? denildi. Yine yanımdaki melek: Üç harf üzere de," dedi. Ben de; Üç harf üzere" dedim. (Bu hâl) yedi harfe ulaşıncaya kadar (devam etti). Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sonra şöyle buyurdu: Sen azab âyetini rahmet, ya da rahmet âyetini azabla bitirmedikçe, in yerine desen bile, o harflerden her biri ancak şâfî ve kâfidir." iftitah 37; Ahmed b. Hanbel, V, 41, 51, 114, 122, 124.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: I Kerim Yedi Harf Üzere İndirilmiştir
1480-) Ubey b. Ka'b (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre, (sallallahü aleyhi ve sellem) Gıfar oğullan göletinin yanında iken Cebrail (aleyhisselâm) gelip: Şüphesiz Allah (celle celâluhu) sana ümmetine (Kur'an'ı) bir harf üzere okutmanı emrediyor" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Allah'tan onu bağışlayıp affetmesini iste, şüphesiz ümmetimin buna gücü yetmez" karşılığım verdi. Sonra Cebrail ikinci kez gelip öncekinin benzerini söyledi. (Bu hal Kur'an'ın okunması) yedi harfe ulaşıncaya kadar (devam etti). Nihayet Cebrail: Allah (celle celâluhu) sana ümmetine yedi harf üzere okutmanı emrediyor. Hangi harfle okurlarsa doğru yapmış olurlar" dedi. müsafirin 274; Tirmizî, sevabu'l-kur'an 16; Nesâî, iftitah 25; Ahmed b. Hanbel, V, 127, 128.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: I Kerim Yedi Harf Üzere İndirilmiştir
1481-) Nûman b. Beşîr (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Duâ ibadetin tâ kendisidir. Rabbiniz (celle celâluhu) " Bana dua ediniz, size icabet (ve duanızı kabul) edeyim" el-Mü'min (40), 60. buyurdu. tefsirü sure (2), 16, 40; İbn Mâce, dua 1; Ahmed b. Hanbel, IV, 267, 271, 276.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1482-) Sa'd (b. Ebi Vakkas)’ın oğlunun şöyle dediği rivâyet edilmiştir: benim " Ey Allahım! Senden cenneti, nimetlerini, güzelliğini, şunları ve şunları isterim. Cehennemden, cehennemin zincirlerinden, bukağılarından, şunlarından ve şunlarından- sana sığınırım" dediğimi duydu da şöyle dedi: (Böyle yapma), ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: Duada haddi aşan bir topluluk gelecek" derken işittim. Sakın sen onlardan olma! Şüphesiz sana cennet verilirse içindeki hayırlarla birlikte verilir. Cehennemden korunursan ondaki serlerden de korunursun." b. Hanbel, I, 172, 183, 269.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1483-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sahâbisi Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamın namazında Allah (celle celâluhu)'a sena etmeden ve Peygamber'e salevât getirmeden dua ettiğini duyup; Şu adam acele etti" buyurdu. adamı çağırıp ona -veya bir başkasına - Şüphe râvilerden birisine aittir. - Sizden biriniz namaz kıldığı zaman önce Rabbi'ni tazim ve sena etsin, sonra Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)’e salevât getirsin, bundan sonra da artık istediği şekilde dua etsin" buyurdu. deâvât 64; sehv 48; Ahmed b. Hanbel, VI, 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1484-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cami (kapsamlı ve toplayıcı) olan duaları sever bunun dışındakileri terk ederdi." Sıtte içinde sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1485-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sizden biri sakın " Allahım dilersen beni bağışla, Allahim dilersen bana merhamet et" demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah için bir zorlayıcı yoktur." deavât 21, tevhid 31; Müslim, zikr 8; Tirmizi, deavât 77; Muvatta, Kur'an 28; Ahmed b. Hanbel, II, 243, 318, 463, 464, 468, 500, 530; III, 101.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1486-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sizden biriniz " dua ettim fakat kabul olunmadı" diye acele etmedikçe duası kabul olunur." deavât 22; Müslim, zikir 90, 91;Tirmizî, deavât 114; İbn Mâce, dua 7; Muvatta', kur'an 29; Ahmed b. Hanbel, II, 487.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1487-) Abdullah b. Abbâs (radıyallahü anhümâ), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Duvarlara örtü asmayınız, kardeşinin kitabına onun izni olmadan bakan, ancak ateşe bakmış olur. Allah'tan avuçlarınızın içi ile isteyiniz, dışları ile istemeyiniz. Duayı bitirince avuçlarınızı yüzlerinize sürünüz." Mâce, dua 13. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis Muhammed b. Ka'b'den birçok senedle rivâyet edilmiştir. Bu rivâyetlerin hepsi zayıftır. İçlerinde en üstünü bu bizim rivâyet ettiğimizdir, ama bu da zayıftır."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1488-) Mâlik b. Yesâr es-Sekûnî (el-Avfî)'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: istediğiniz (dua ettiğiniz) zaman, avuçlarınızın içiyle isteyiniz, dışıyla istemeyiniz." Ebû Dâvud rivâyet etmiştir. Dâvûd dedi ki: Süleyman b. Abdulhamid "Bize göre Mâlik b. Yesâr sahabidir" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1489-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöylece avuçlarının içi ve dışıyla dua ederken gördüm. Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1490-) Selman (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki; Resûlüllah (aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Şüphesiz Rabbiniz son derece haya ve kerem sahibidir. Kulu ona elini kaldırdığı zaman, o elleri boş çevirmekten haya eder." deâvât 104; İbn Mâce, dua 13.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1491-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan nakledilmiştir ki: (Duada bir şey) isteme(nin edebi) ellerini omuzlarının hizasına veya onlara yakın bir şekilde kaldırman; istiğfar(ın edebi) bir parmağınla işaret etmen; (azabı defetmek için) yalvarıp yakarma(nm edebi) de ellerini iyice uzatmandır." Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1492-) Süfyân, Abbâs b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbâs'dan önceki hadisi rivâyet edip " (azaptan korunmak için) yalvarma(nın edebi) şöyledir" dedi ve ellerini, üstleri yüzü tarafına gelecek şekilde kaldırdı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1493-) Abdulaziz b. Muhammed, Abbâs b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbâs'dan o, kardeşi İbrahim b. Abdullah'dan o da İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" deyip bir önceki hadisin benzerini nakletti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1494-) es-Sâib b. Yezid b. Sa'id b. Sümâme: Mekke fethi günü müslüman olmuştur. Hazret-i Ömer kendisine bazı resmi görevler vermiştir. Tirmizî ve Buharî el-Edebü’l-Müfred'de kendisinden hadis rivâyet etmişlerdir, (bk. et-Menhel, VIII, 156-157). babasından, Resûlüllah (aleyhisselâm) ellerini kaldırıp da dua ettiğinde onları yüzüne sürerdi" diye rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1495-) Abdullah b. Büyerde, babasından rivâyet ettiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamın: Allah'ım, senden, doğmayan doğurmayan, dengi ve eşi olmayan, bütün ihtiyaçları gideren ve tek olan senden başka ilâh olmadığına şehâdet ederek istiyorum" dediğini işitti. Bunun üzerine; Şüphesiz sen Allah'tan kendisi ile istenildiğinde mutlaka verdiği, dua edildiğinde de kabul ettiği bir ismi ile istedin" buyurdu. sehv 58; Tirmizî, deavât 63 (64); İbn Mâce, dua 9; Ahmed b. Hanbel, III, 120, 158, 225, 245; V, 349, 350, 360; Dârimi, cihad 6; Fedailü'l-Kur'an 15.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1496-) Zeyd b. el-Hubâb bu (önceki) hadisi Mâlik b. Miğvel'den rivâyet edip (Resûlüllah -sallallahü aleyhi ve sellem-'in): Şüphesiz Allah azze ve celleden, onun ism-i azamıyla istedi(n) (buyurduğunu) söyledi. Bu cümle bazı nüshalarda = şüphesiz Allah (celle celâluhu)'den onun ism-i azamiyle istedin." şeklinde muhatap sigasiyle kullanılmıştır. Tercemede bu farka parantezle işaret edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1497-) Enes (b. Mâlik) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte otururken adamın biri namaz kılıyordu. Adam (namazdan) sonra: Ey Allahım! Hamd ancak sanadır senden başka ilah yoktur. Gökleri ve yeri yaratan, bol bol veren (sensin) ey Celal ve İkram sahibi! Ey Hayy (diri) ve kayyum! diyerek senden istiyorum" diye dua etti. (Bunu duyan) Resûlüllah: Şüphesiz Allah'a kendisi ile dua edildiği zaman mutlaka kabul ettiği ve istenildiğinde verdiği ism-i azam ile dua etti" buyurdu. sehv 58; İbn Mâce, dua 9; Tirmizî, deavât 100.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1498-) Esma bint Yezîd (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Allah (celle celâluhu)'in ism-i azâmi şu iki âyettedir: Hepinizin ilahı, tek bir olan ilâhtır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O hem rahmandır, hem rahimdir" (2), 163. ve Âl-i İmrân suresinin başı = Elif Lâm Mim. Allah o Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. (O) diridir, zatiyle kemaliyle kâimdir." deavât 64; İbn Mâce, dua 9; Ahmed b. Hanbel, VI, 461; Dârimî, fedailü’l-Kur'an 14-15.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1499-) Âişe (radıyallahü anhâ), çarşafının çalındığını, bunun üzerine onu çalana beddua etmeye başladığını, Efendimizin de "Ondan hafifletme" buyurduğunu rivâyet etmiştir. Dâvûd dedi ki: demek, " = Ondan hafifletme" manasındadır. b. Hanbel, VI, 45, 136.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1500-) Ömer (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Umre için izin istedim. Bana izin verdi ve " -Kardeşçiğim bizi de duadan unutma." buyurdu. Bana öyle bir söz söylemiş oldu ki, onun yerine tüm dünyaya sahip olmam beni o kadar sevindirmezdi." deavat 109 (I10);-İbn Mâce, menâsik 5; Ahmed b. Hanbel, I, 29, II, 59. Şube dedi ki: sonra Medine'de Asım'la karşılaştım, aynı hadisi bana nakletti (fakat bu sefer) " Duana bizi de ortak et, ey kardeşim" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1501-) Sa'd b. Ebi Vakkas (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki; İki parmağımla dua ederken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana rastladı, işaret parmağını göstererek; Birle, birle" buyurdu. sehv 37; Tirmizî, deavât 104.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Duanın Fazileti Ve Âdabı
1502-) Sa'd b. Ebî Vakkas'tan rivâyet edildiğine göre Sa'd (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte bir kadının yanına girdi. Kadının önünde hurma çekirdekleri veya çakıl taşlan vardı. Onlarla teşbih çekiyordu. Bunu gören Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sana bundan daha kolayım - veya Buradaki edatı, aslî manasında " veya" diye anlaşılabileceği gibi ve mânalarına da gelebilir. Mânâsına alınırsa, daha kolay, üstelik daha üstün" şeklinde terceme etmek gerekir. daha üstününü - haber vereyim: Allah'ın gökyüzündeki yaratıkları sayısınca (Sübhanallah), yeryüzündeki yaratıkları adedince, bunlar arasındaki yaratıkları sayısınca, yine bunlar kadar )t bunlar kadar (elhamdü lillah) onlar miktarınca " la ilahe illallah" ve yine onlar kadar " la havle vela kuvvete illa billâh" buyurdu. deavât 113: Hâkim, el-Müstedrek, I, 548.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Çakıl Taşlarıyla Teşbih Çekmek
1503-) Yüseyra (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine (kadınlara) tekbir, takdis ve tehlili gözetip devam etmelerini ve parmaklarının uçlarıyla saymalarını emretmiştir.Çünkü bu azalardan (yaptıkları) sorulacak, konuşmaları istenecektir. deavât 71, 120; Ahmed b. Hanbel, VI, 371.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Çakıl Taşlarıyla Teşbih Çekmek
1504-) Abdullah b. Amr (radıyallahü anhümâ)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı (parmak uçlarıyla) sayarak teşbih çekerken gördüm. sehv 91, 98; Tirmizî, deavat 6, 25, 71; İbn Mâce, ikâme 32; Ahmed b. Hanbel, II, 161, 205. Kudâme: sağ eliyle" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Çakıl Taşlarıyla Teşbih Çekmek
1505-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Cüveyriye - ismi Berre iken Efendimiz adını değiştirdi - (radıyallahü anhâ)'nın yanından o namazgahında iken çıktı. Geri döndüğünde Cüveyriye yine namazgahında idi. Bunu görünce: Sen hâlâ namazgahında mısın? diye sordu. Halbuki ben senden ayrılırken dört kelime söylemiş ve onları üç kere tekrarlamıştım. Eğer o kelimeler senin (sabahtan beri) söylediklerinle tartılsa onlardan daha ağır gelir. Onlar: Yaratıkların sayısınca Allah'a hamd ve teşbih ederim. Zatının (salih kullarından) rızası adedince Allah'ı hamd ve teşbih ederim. Arşının ağırlığınca onu teşbih ve ona hamd ederim kelimelerinin sayısınca Allah'ı teşbih ve ona hamd ederim." zikr 79; Nesaî sehv 94; Tirmizî Davat 103; İbn Mâce edeb 56; Ahmed, I, 258, 353, VI, 325, 340.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Çakıl Taşlarıyla Teşbih Çekmek
1506-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Ebû Zerr-i Gıfârî: Resûlallah! Zenginler sevapta (ileri) gittiler. Bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Bir de fazla malları var, onunla sadaka veriyorlar. Bizim ise, sadaka verecek (fazla) malımız yok, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ya Ebâ Zerr, sana birkaç söz öğreteyim mi? Onlarla seni geçene yetişirsin. Senin yaptığım yapmayan (o sözleri söylemeyen) hiç kimse de senin ardından yetişemez." Ya Resûlallah! öğret. Her (farz) namazın peşinde otuz üç kere tekbir getirir (Allahu ekber der), otuz üç kere hamd eder (elhamdülillah der), ve otuz üç kere teşbih okursun (sübhanelallah dersin). Sonunu da Allah'tan başka ilah yoktur. Yalnız o vardır, onun eşi ve ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd o'nadır, o herşeye kadirdir" ile bitirirsin. Her kim bunları söylerse denizin köpükleri kadar bile olsa (küçük) günahları bağışlanır." (benzen) ezan 155, deavât 17; Müslim (benzeri) mesâcid 142, zekât 53; İbn Mace, (benzeri) ikâme 32; Darimî, salat 90; Ahmed b. Hanbel, III, 238, V, 167, 168.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Çakıl Taşlarıyla Teşbih Çekmek
1507-) Muğire b. Şube (radıyallahü anh)'nin azatlısı Verrâd'dan şöyle rivâyet edilmiştir: Muğire b. Şube'ye mektup yazıp Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın namazda selâm verince ne söylediğini sordu. Muğire bana şunları yazdırıp Muaviye'ye gönderdi: Tek olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Onun hiç bir ortağı yoktur. Mülk sadece onun hamd sadece ona'dır. O, her şeye muktedirdir. Ey Allahım! Senin verdiğine engel olacak ve vermediğini verecek hiç bir (güç) yoktur. Senin yanında zengine zenginliğinin faydası yoktur." ezan 155, i'tisam 3, kader 12, deavat 17; Müslim, mesâcid 137, 138; Nesaî, tatbik 25, sehv 85, 89; Tirmizî, salat 108; Muvatta', kader 8; Dârimî, salat 71, 77.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1508-) Ebû Zübeyr'den nakledilmiştir ki: b. Zübeyr (radıyallahü anh)'i minberde şunları söylerken işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem) namazdan ayrıldığında şöyle derdi: Tek olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Onun bir ortağı da yoktur. Mülk sadece onun, hamd sadece onadır, o her şeye muktedirdir. Samimiyetle (ibâdet edilecek) Allah'tan başka ilâh yoktur. Kâfirler istemese bile din (taat) sadece onadır. O, nimet, fazl ve güzel övgüye ehildir. Samimi olarak (ibâdet edilecek) Allah'tan başka ilâh yoktur. Kâfirler istemese de dîn (taat) sadece onadır." mesâdd 139; Nesaî, sehv 83.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1509-) Bize Muhammed b. Süleyman el-Ensari, Abde’den Oda Hişam b. Yrve’den Ebû’z-Zübeyr’in şöyle dediğini rivâyet etmiştir: b. Ez-Zübeyr her namazın sonunda yüksek sesle tehlil getürdi.(la ilahe illallah derdi.) önceki rivâyette duanın benzerinin söyleyip: = Allah’tan başkasında güç kuvvet yok, Allah’tan başka ilşah yok. Biz ondan başka hiçbir şeye ibadet etmeyiz. Nimet sadece onundur." Sözlerini ilave etti ve hadisin kalanını sevketti. mesacid 139: Nesâî, sevh 83.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1510-) Ebû Dâvûd dedi ki: Müsedded ve süleymen b. Dâvûd el-Ateki haber verdiler.-Bu metin Müsedded’in rivâyetidir.-Onlara Mu’temir haber vermiş. Mü’temir Dâvûd et-Tuvafi’den duymuş ona da Ebû Müslim el-Beceli Zeyd b. Erkam (radıyallahü anh)’den naklen haber vermiş ki Zeyd şöyle demiş: Namazlarının sonunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle dediğini işittim:-Süleyman b. Dâvûd Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derdi, diye rivâyet etti.- Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Senin yegane Rab olduğuna ortağının olmadığına ben şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ben bütün kulların kardeş olduğuna şahidim. Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah, beni ve ailemi dünya ve ahirette devamlı olarak sana ihlasla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi Allah! (Beni kabul etmek üzere) dinle ve karşılk ver. Allahu ekber, Allahu ekber, " Allah göklerin ve yerin nurudur." b. Hanbel, IV, 369. b. Dâvûd'un rivâyeti şöyledir: Rabbüssemâvât ve'l-ard (göklerin ve yerin Rabbi) Allahü ekber, Allahü ekber ve ni'mel vekîl. Hasbiyellahü ve ni'mel vekîl (Allah bana yeter ve ne güzel vekildir) Allahü ekber, Allahü ekber."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1511-) Ali b. Ebî Tâlib (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda selâm verince, " Allah'ım benim işlediğim ve işleyeceğim gizlediğim ve açıktan yaptığım, yapmakta ileri gittiğim ve senin bilip benim bilmediğim tüm günahlarımı bağışla. Öne geçiren de sensin geride bırakan da. Senden başka ilâh yoktur" dedi. Mûsâfirin 201; Tirmizî, deavât 32.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1512-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu sözlerle dua ederdi: Ey Rabbim! (Sana ibadet ve şükürde ve düşmanlarına karşı) bana yardım et, benim aleyhimde (olan şeytana) yardım etme. Düşmanlarıma değil, bana yardım et. Bana değil, aleyhimde olanlara tuzak kur. (Azabım bana değil, düşmanlarıma indir). Bana doğru yolu göster ve hidayetini nasib et. Bana düşmanlık yapanlara karşı bana yardım et. Allah'ım! Beni sana şükreden, seni zikreden, senden çekinen, sana çok çok ibâdet eden, sende huzur bulan - veya sana dönen- biri kıl. Rabbim! Tevbemi kabul et, kusurlarımı yıka (yok et), duamı kabul et, delilimi sağlam kıl, kalbime hidâyet ver, dilimi doğrult, kalbimin haset ve kinini çıkar." Mace, dua 2; Tirmizî, deavat 102; Ahmed b. Hanbel, I, 227.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1513-) Süfyan (es-Sevrî), (yukarıdaki hadisi) Amr b. Mürre'den " işittim" diyerek aynı isnad ve aynı mana ile rivâyet etti. (Ancak bu rivâyette) Amr; hidâyeti bana hazırla" ifadesini kullanmış " hidâyetimi" dememiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua