Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

3204-) Vasile b. el-Eskâ'dan; demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize müslümanlardan bir adamın cenaze namazını kıldırdı da onu (şu şekilde) dua ederken işittim: Ey Allâhim! Falanın oğlu falan senin emanetindedir. Onu kabir sıkıntısından koru." son cümleyi) Abdurrahman (Mûsânnif Ebû Dâvûd'a şu lafızlarla) rivâyet etti: Senin himayendedir ve selâmete götüren ipine sarılmıştır. Onu kabir sıkıntısından ve cehennem azabından koru, sen sözünü yerine getiren ve hainde lâyık olansın. Onu bağışla, ona acı. Çünkü sen affedici ve merhametlisin." Mâce, cenâiz 23.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeye Dua Etmek
3205-) Ebû Hureyre'den; (rivâyet olunmuştur) demiştir ki: Siyah bir kadın -yahutta bir erkek- mescidi süpürürdü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) onu göremeyince (halka) sordu; öldü" denildi. Bunun üzerine (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Bana haber verseydiniz ya!" dedi, (sonra): Beni onun kabrine götürünüz" buyurdu. (Oradakiler) kendisini (o zâtın) kabrine götürdüler, kabir üzerine cenaze namazı kıldı. sala, 72, cenâiz 5, 56, 67; Müslim cenâiz 71; İbn Mâce, cenâiz 37-32; Nesâi, cenâiz 43, 76; Muvatta cenâiz 15; Ahmed b. Hanbel, II, 353,-388; III, 444; IV, 388; V, 406.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Üzerine Cenaze Namazı Kılmak Caiz Midir?
3206-) Ebû Hüreyre'den (rivâyet olunduğuna göre); (sallallahü aleyhi ve sellem) Necaşi(nin ölümü)nü o gün halka haber verdi. Sonra cemaati Mûsâllaya çıkarıp, onları saf düzenine soktu. Dört tekbir al(arak cenaze namazım kildir)dı. cenâiz 4, 5, 61, 65; menakib'ül-ensar 38; Müslim, cenâiz 63, 64; Nesai, cenâiz 27, 72, 76, 103; İbn Mace, cenâiz 33.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Küfür Diyarında Ölen Bir Müslümanın Cenaze Namazi
3207-) (Ebû Bürde'nin) babasından demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize Necaşi'nin ülkesine gitmemizi emretti. (Ebû Bürde'nin babası rivâyetine devam ederek, Necaşi'nin müslümanlığı kabul edişi ile ilgili) macerasını (şöyle) anlattı: Necaşi: Ben (Muhammed'in) Allah'ın Rasûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) olduğuna şehadet ederim. O, Meryem'in oğlu Îsa'nın, (kendisinden sonra geleceğini) müjdelediği kimsedir. Eğer üzerimde meliklik görevi olmasaydı, kendisine varır, ayakkabılarını taşırdım" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Küfür Diyarında Ölen Bir Müslümanın Cenaze Namazi
3208-) El-Muttalib'den demiştir ki: b. Maz'un ölünce, cenazesi (evinden) çıkarılıp (Bakî mezarlığına) gömüldü. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (ashabdan) birisine (büyükçe) bir taşı getirmesini emr etti. (Fakat) taşı kaldırmaya (adamın) gücü yetmedi. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adamın yanına varıp kollarını sıvadı. (Bu hadisi rivâyet eden) El-Muttalib dedi ki: Bu hadisi bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan nakleden kimse -Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kollarını sıvadığı zaman kollarının beyazlığını sanki (hâlâ) görüyor gibiyim- dedi. Sonra (Rasûl-i Zişan efendimiz) o taşı kaldırıp (cenazenin) başucuna koydu. Ve: Kardeşimin kabrini bu taşla tanırım ve ev halkından ölenleri de onun yanına defn ederim." buyurdu. Mace, cenâiz 41.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Birden Fazla Ölüyü Bir Kabre Kovmak Ve Kabirlere Alamet Koymak
3209-) Hazret-i Âişe'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir." buyurmuştur. Mace, cenâiz 63; Muvatta, cenâiz 45; Ahmed b. Hanbel VI-58, 100, 105, 169,200, 264.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Mezar Kazan Kimse Kemik Bulunca Oradan Ayrılıp Mezarı Başka Bîr Yerde Kazması Mı Gerekir?
3210-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Lahd bizim için, şakk da başkaları içindir." cenâiz 53; Nesaî, cenâiz 85; İbn Mace, cenâiz 39; Ahmed b. Hanbel IV-357, 359, 363.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabrin Kıble Tarafına Boydan Boya Çukur Açmanın Hükmü
3211-) Amir'den, demiştir ki; (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı Ali ile el-Fazıl ve Üsame b. Zeyd yıkadılar. Kabrine de onlar koydular. (Bu hadisin ravisi Amir es-Şa'bi rivâyetine devamla şunları) söyledi: Bana Murahhab ya da İbn Ebî Murahhab (Ali ile el-Fazl ve Üsame'nin) kendileriyle birlikte, Abdurrahman'ı da (Hazret-i Peygamberin kabrine) soktuklarını ve Hazret-i Ali (defn işini) bitirince; Kişiy(le ilgili defn işlerin)i ancak ailesi üstlenir dediğini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnetmek İçin Kabre Kaç Kişi Girebilir?
3212-) Ebû Murahhab'dan demiştir ki: Abdurrahman b. Avf, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kabrine indi. (Hazret-i Abdurrahman ile arkadaşları, Rasûlü Zişan Efendimizi lahde yerleştirmek üzere kabre indikleri sırada ben de orada idim. Şimdi) ben (hâlâ) onları dört kişi halinde görüyor gibiyim."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnetmek İçin Kabre Kaç Kişi Girebilir?
3213-) Ebû İshak'tan demiştir ki: cenaze namazını Abdullah b. Yezid'in kıldırmasını vasiyet etmişti. (Bu vasiyyete uyarak) onun cenaze namazını (Abdullah b. Yezid) kıldırdı. Sonra onu kabrin ayak ucu tarafından kabre indirdi ve " Bu sünnettendir" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Kabre Ayak Ucu Tarafından İndirilir
3214-) el-Bera b. Azib'den (rivâyet olunmuştur) dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Ensardan bir adamın cenazesine gitmiştik. Kabre vardığımızda henüz kabrin kazılması sona ermemişti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kıbleye dönerek kabrin yanına oturdu. Onunla birlikte biz de oturduk. Dâvud, 24; Nesaî, cenâiz 81; İbn Mace, cenâiz 37; Ahmed b. Hanbel IV-287, 288, 297.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Kabre İndirilirken Kabrin Yanında Nasıl Oturulur?
3215-) İbn Ömer'den demiştir ki: mezara konurken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) " Bismillahi ve ala sünnet-i Rasûlillahi = Ey ölü, seni Allah'ın ismiyle (bu kabre indiriyoruz), Resûlüllah'ın yolu ve dini üzere (seni teslim ediyoruz)" diye dua edermiş. Dâvûd diyor ki: Bu hadisi bana birisi Muhammed b. Kesir, diğeri de Müslim b. İbrahim olmak üzere iki kişi nakletti. Benim burada naklettiğim şu (lafızlar) Müslim’in lafızlarıdır. cenâiz 54; İbn Mace, cenâiz 38; Ahmed b. Hanbel II-27, 40. V-254.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenaze Kabre Konurken Ona Dua Etmek
3216-) Ali (radıyallahü anh)'dan demiştir ki: (Babam Ebû Talib ölünce) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (vardım ve): dalalette olan amcan öldü, dedim. Git babanı kabre koy! Sonra yanıma gelinceye kadar (kimseye bununla ilgili) bir söz söyleme" buyurdu. Bunun üzerine gidip onu kabre koydum ve (Hazret-i Peygamberin) yanına geldim. Bana yıkanmamı emretti. Ben de yıkandım. Bana dua etti. tahare 128, cenâiz 84.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Müşrik Bir Akrabası Ölen Kimse Onun Teçhiz Ve Tekfiniyle İlgilenmekle Mükellef Midir?
3217-) Hişam b. Amir'den demiştir ki: bir topluluk) Uhud (Savaşı) günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: (Ey Allah'ın Rasûlü, bir taraftan bazılarımız şehid olurken sağ kalan) biz(ler)e de yara ve yorgunluk isabet ediyor. (Bu şartlar altında ölülerimize kabir kazma hususunda) bize ne emredersin? dediler. (Hazret-i Peygamber de): Kabir kazınız ve genişçe kazınız, (ölüleri) kabirler)e ikişer üçer (kişiler halinde) koyunuz." buyurdu. (Bunun üzerine, kabre konurken) " Bunların hangisi (kıbleye doğru) öne geçirilecek?" diye soruldu. (Efendimiz de): (Ezberinde) Kur'ân en çok olanları" (kıbleye doğru öne geçirilecektir) karşılığım verdi Hişam): Babam Amir o gün şehid edildi, iki kişinin arasına gömüldü" dedi. -Yahutta tek (başına gömüldü) dedi.- cenâiz 86, 87; Tirmizî, cenâiz 46; İbn Mace, cenâiz 41.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabri Derince Kazmak
3218-) (Bir önceki hadisin) manâsı yine aynı senetle Humeyd b. Hilal'den (bir kere daha rivâyet edilmiştir. Şu farkla ki) bu hadise (Humeyd; kabri) " derince kazınız" (sözünü) ilave etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabri Derince Kazmak
3219-) Şu (bir önceki hadis-i şerif) Sa'd b. Hişam b. Amir'den de (rivâyet olunmuştur).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabri Derince Kazmak
3220-) Ebû Heyyac el-Esedi'den demiştir ki: (radıyallahü anh) bana: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beni (yerden) yüksek hiçbir kabir bırakmayıp yer seviyesine indirmem ve hiçbir heykel bırakmayıp kırıp dökmem için gönderdiği bir işe ben de seni göndereyim mi?" dedi. cenâiz 93; Tirmizî, cenâiz 56; Nesaî, cenâiz 99; Ahmed b. Hanbel 1-87, 96, 129, 138, 145.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabirlerin Yüksekliğini Ver Seviyesine İndirmek
3221-) Ebû Ali el-Hemedani dedi ki: Fudale b. Ubeyd’le beraber Rum diyarında Rodos (adasın)da idik. (O sırada) bir arkadaşımız vefat etti. Bunun üzerine Fudâle emir vererek kabri düz yaptırdı. Sonra (şöyle) dedi: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kabirlerin yer seviyesinde yapılmasını emrederken işittim." cenâiz 92; Nesaî cenâiz 99. Dâvud der ki: Rodos (Ak) denizde bir adadır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabirlerin Yüksekliğini Ver Seviyesine İndirmek
3222-) Kasım (b. Muhammed)'den demiştir ki: (Hazret-i Âişe'nin yanına girdim ve -Ey anneciğim! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kabrini bana açıp gösterseniz- diye rica ettim. Hazret-i Âişe bana üç kabir gösterdi. (Bu kabirler) ne yüksekti ne de yer seviyesinde idi, yassı ve basık idi ve zemini kırmızı çakılları ile kaplı idi. Ebû Dâvûd'un talebelerinden) Ebû Ali (Lü'lüî ya da bir önceki hadisin ravilerinden olan Ebû Ali el-Hemedani) dedi ki -Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (kıble cihetine doğru) takdim edildiği baş ucunda Hazret-i Ebû Bekr(in), ayak ucunda da, başı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ayağı ucunda olmak üzere Ömer(in gömülü olduğu)- söylenir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabirlerin Yüksekliğini Ver Seviyesine İndirmek
3223-) Osman b. Affan'dan (radıyallahü anh) demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) cenazeyi defnetme işini bitirince, (cenazenin kabrinin) başında durup: Kardeşiniz için (Allah'dan) af dileyiniz. Onun için (kabir sualine cevap vermekte) muvaffakiyet isteyiniz. Çünkü o, şu anda sorguya çekiliyor." buyurdu. Dâvud der ki: Bahir, Reysan’in oğludur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Cenazeyi Defnettikten Sonra Kabrin Yanında Ölü İçin İstiğfar Etmek
3224-) Enes (radıyallahü anh)'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) " İslâm'da (kabrin etrafında kurban) kesmek (meşru) değildir." buyurdu. (Bu hadisin ravilerinden) Abdurrezzak dedi ki: (Cahiliyye devrinde halk) kabir(lerin) yanında ya sığır veya başka bir hayvan keserlerdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabrin Yanında Kurban Kesmek Mekruhtur
3225-) Ukbe b. Amir'den (rivâyet olunduğuna göre); (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün (evinden) çıkıp (Unut şehitlerinin yattığı) kabristan'a varmış ve Uhut şehitleri üzerine, cenazeye namaz kılar gibi namaz kılmış. Sonra geri dönmüş." cenâiz 73, Menâkıb 25, Meğazi 17, 27, Rıkak 7, 35; Müslim, fezail 30, 31; Nesaî, cenâiz 61; Ahmed b. Haribel IV-149, 153, 154.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Defnedildikten Bir Süre Sonra Cenazenin Kabri Üzerine Namaz Kılmanın Hükmü
3226-) Şu (bir önceki) hadis, Yezid b. Ebî Habib'den de rivâyet olunmuştur. Yezid burada bir önceki hadise ilâve olarak şunları da) rivâyet etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Unut şehidleri üzerine (kabre konmalarından) sekiz sene sonra ölülere ve dirilere veda eder gibi namaz kıldı." cenâiz 73, menakib 25, meğazi 17, 27, rikak 7, 35; Müslim, fedail 30, 31; Nesaî, cenâiz 61; Ahmed b. Hanbel IV-I49, 153, 154.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Defnedildikten Bir Süre Sonra Cenazenin Kabri Üzerine Namaz Kılmanın Hükmü
3227-) Cabir (radıyallahü anh) dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı kabir(ler) üzerine oturulmasını, (kabirlerin) kireçlenmesini ve (kabir) üzerine bina yapılmasını yasaklarken işittim. cenâiz 95; Nesai, cenâiz 97, 98; Tirmizi, cenâiz 58; İbn Mâce, cenâiz 43; Ahmed b. Hanbel III-332, 399.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Üzerine Bina Yapmak
3228-) Şu (bir önceki) hadis Müsedded ile Osman b. Ebî Şeybe, Hafs b. Gıyas, İbn Cüreyc, Süleyman b. Mûsâ, Ebû Zübeyr (yoluyla) Cabir'den (de rivâyet olunmuştur). Dâvud der ki: Osman (b. Ebî Şeybe bu hadise ilâve olarak şu cümleyi) rivâyet etti: (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kabir) üzerine (yapılan binanın yüksekliğini bir karıştan fazla yapmayı ya da kabrin kendi toprağı üzerine dışarıdan toprak) ilâve etmeyi de (yasaklamıştır). Süleyman b. Mûsâ (ise bu hadise; kabir) üzerine yazı yazılmasını da (yasakladı, cümlesini) ilâve etti, Müsedded (ise) rivâyetinde (kabir) üzerine (yapılan bina bir karıştan) fazla olamaz- (cümlesini) zikretmedi. Belki de Müsedded'in bu cümlesi benim gözümden kaçmıştır.] cenâiz 58; Nesaî, cenâiz 96; İbn Mâce, cenâiz 43.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Üzerine Bina Yapmak
3229-) Ebû Hüreyre'den (rivâyet olunduğuna göre); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah yahudilerin canını alsın! Peygamberlerinin kabirlerini mescid edindiler." buyurmuştur. sala 48, cenâiz 62, 96, enbiya 50, megazi 83; Müslim, mesacid 19, 23; Nesaî, mesacid 13, cenâiz 106; Darimî, sala 120; Muvatta medine 17; Ahmed b. Hanbel I, 218, II, 260, 284, 285, 366,454,518, V, 184, 186, 204, VI, 34, 80, 121, 146, 229, 252.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Üzerine Bina Yapmak
3230-) Ebû Hüreyre'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurdu: Birinizin kor üstüne oturup da (o korun) elbisesini yakıp ta tenine kadar işlemesi, kabir üstüne oturmasından daha hayırlıdır." cenâiz 96; Nesaî, cenâiz 105; İbn Mâce, cenâiz 45; Ahmed b. Hanbel 11-311, 389, 444, 528.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Üzerine Oturmak Mekruhtur
3231-) Ebû Mersed el-Ganemi dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurdu: Kabirlerin üzerine oturmayınız ve onlara doğru namaz kılmayınız." cenâiz 97, 98; Tirmizî, cenâiz 57; Nesaî, kıble 1l.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Üzerine Oturmak Mekruhtur
3232-) Cahiliyye devrinde ismi Zalim b. Ma'bed iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (in bulunduğu Medine')ye hicret edince (Resûlüllah'ın kendisine) " İsmin nedir?" diye sorması üzerine " Zalim" cevabını veren (Bunun üzerine Rasûl-i Ekremden) " Hayır sen Beşîr'sin" cevabını alan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın azatlı kölesinden (rivâyet olunmuştur). Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yürürken (bir ara Rasûl-i Ekrem) müşriklerin kabirleri üzerine uğradı da üç defa " Bunlar daha önce çok hayır(lar)la karşılaştılar (da ondan yüz çevirdiler)" buyurdu. Sonra müslümanlarm kabirlerine uğradı ve " Bunlar da çok hayırlara eriştiler" buyurdu. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan (bir) bakış (onlara doğru) bir süre devam etti. Bir de baktık ki ayağında ayakkabıları ile kabirler arasında gezinen bir adam karşımıza çıkıverdi. Bunun üzerine (Resûlüllah ona) " Ey, sibt (denilen tabaklanmış sığır köselesin)den yapılmış ayakkabı giyen kimse, yazık sana (çabuk) ayakkabılarını (ayağından çıkarıp) at." buyurdu. Adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tanıyınca (hemen) onları çıkarıp attı. cenâiz 107; İbn Mâce, cenâiz 46; Ahmed b. Hanbel V, 83, 84, 224.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabirler Arasında Ayakkabıyla Yürümenin Hükmü
3233-) Enes İbn Mâlik'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Gerçekten kul kabre konulup da arkadaşları kendisinden uzaklaşıp gittikleri sırada onların ayakkabılarının seslerini işitir." cenâiz 68, 87; Müslim, cenâiz 70; Ebû Dâvud, sünne 24; Nesaî, cenâiz 108, 110; Ahmed b. Hanbel III, 126.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabirler Arasında Ayakkabıyla Yürümenin Hükmü
3234-) Cabir (radıyallahü anh)'den, demiştir ki: savaşında şehid düşen) bir adam (yine orada şehid düşen) babamla birlikte (bir kabre) defnedilmişti. Bu yüzden içimde bir rahatsızlık hasıl oldu. Bunun üzerine o kimseyi (kabre konduğu günden) altı ay sonra (kabirden) çıkardım. Sakalından yere gelen çok az sayıdaki kılların dışında onun cesedinden bozulmuş hiçbir şey görmedim. cenâiz 78; Nesâî, cenâiz 93.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Bir Hadiseden Dolayı Cenazeyi Kabrinden Çıkarıp Başka Bir Kabre Nakletmek Caiz Midir?
3235-) Ebû Hureyre'den demiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanından bir cenaze geçirdiler (o sırada, orada bulunan bazı kimseler) ölüyü hayırla andılar. Bunun üzerine (Rasûl-i Ekrem Efendimiz): Vacib oldu" buyurdu. (Bir süre) sonra (halk Rasûl-ü Zişan Efendimizin yanından) başka (bir cenaze daha) geçirdiler. (O sırada orada bulunan bazı kimseler) de bu ölüyü şerle andılar. Bunun üzerine (Peygamber Efendimiz yine): Vacib oldu" dedi. Sonra " Siz(ler) birbirinize şahitlersiniz" buyurdu. cenâiz 86, şehâdât 6; Müslim, cenâiz 60; Tirmizî, cenâiz 63; Nesâî, cenâiz 50; İbn Mâce, cenâiz 20; Ahmed b. Hanbel I, 23, 30, 45, 46, 54, II, 261, 466, 470, 498, 528, III, 179, 186, 197, 211, 245, 286.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Ölünün İyiliklerini Anmanın Hükmü
3236-) Ebû Hüreyre'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) (ziyaret için) annesinin mezarına geldi de ağladı ve etrafındakileri de ağlattı. Sonra (şöyle) buyurdu: Onun için af dilemek üzere yüce Rabbimden izin istedim de bana izin vermedi. Bunun üzerine kabrini ziyaret etmem için izin istedim. (Bu sefer) bana izin verdi. Kabirleri (siz de) ziyaret ediniz. Çünkü bu (ziyaret) ölümü hatırlatır." cenâiz 108; Ebû Dâvud, edeb 128; Nesaî, cenâiz 101; İbn Mâce, cenâiz 48; Ahmed b. Hanbel 11-441.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Ziyareti
3237-) (İbn Büreyde'nin) babasından, demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ben sizi kabir ziyaretinden men etmiştim, artık onları ziyaret ediniz. Çünkü kabirleri ziyarette tezkire (öğüt, ölümü hatırlatma ve ibret) vardır" buyurmuştur. cenâiz 106, edahi 37; Ebû Dâvûd, eşribe 7; Tirmizî, cenâiz 7; Nesâî', cenâiz 100, dahâya 39, eşribe 40; İbn Mâce, cenâiz 47; Ahmed b. Hanbel, 145, 452, III, 38, 63, 66, 237, 250, V, 350, 355-357, 359, 361.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kabir Ziyareti
3238-) İbn Abbâs'dan, demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kabirleri ziyaret eden kadınlara, kabirleri mescid edinen ve oralarda kandil yakanlara lanet etti." salât 121, cenâiz 6l; Nesâî, cenâiz 104; İbn Mâce, cenâiz 49; Ahmed b. Hanbel, I, 229, 287, 324, 337, II, 337, 356, III, 442, 443.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: Kadınların Kabir Ziyareti
3239-) Ebû Hureyre'den (rivâyet olunduğuna göre), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) mezarlığa gitmiş (oraya varınca): Selâm size ey mü'minler diyarı, inşaallah biz de size katılacağız" demiş. tahâre 39, cenâiz 103, 104; Nesâî, tahâre 109, cenâiz 103; İbn Mâce, cenâiz 36, zühd, 36; Ahmed b. Hanbel, II, 300, 375, 408, V, 353, 360, VI, 71, 76, 111, 180, 221.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İnsan Mezarlığı Ziyaret Ederken Veya Oradan Geçerken Ne Der?
3240-) İbn Abbâs'dan; dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, hayvanının yere çarpmasıyla ihramlı iken boynu kırılıp ölen bir adam getirdiler. Bunun üzerine (Resûlüllah) şöyle buyurdu: Onu (omuzunda ve eteğinde bulunan) iki elbisesi içerisinde kefenleyiniz, su ve sidrle yıkayınız. (Sakın) başını örtmeyiniz. Çünkü Allah, kıyamet gününde onu lebbeyk duası okuduğu halde diriltecektir." Dâvûd dedi ki: Ben Ahmed b. Hanbel’i (şöyle) derken işittim: Bu hadiste beş sünnet vardır: (Birincisi): Onu iki elbisesi içerisinde kefenleyiniz. " Yani ölünün iki elbisesi içerisinde iken kefenlenmesi. (İkincisi): Onu su ve sidrle yıkayınız-" Yani (suyla) her yıkayışta mutlaka sidrle (deyıkanması). (Üçüncüsü): Başını örtmeyiniz" . (Dördüncüsü): Ona koku yaklaştırmayınız. " (Beşincisi de): Kefenin (ölünün geride bıraktığı) malların tümünden (yapılacak harcamayla temin edilir) olmasıdır. " sayd 20, 21, cenâiz 19-21; Müslim, hacc 93, 94, 96, 98, 100; Tirmizî, hac 103; Nesâî, cenâîz 41, hac 47, 97-99, 101; İbn Mâce, menâsik 89; Dârimî, menâsik 35; Ahmed b. Hanbel, I, 215, 221, 286, 328, 333, 346.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İhramlı İken Ölen Bir Kimseye Nasıl Bir İşlem Yapılır?
3241-) (Şu bir önceki hadisin) bir benzen, (bir de Hammâd b. Zeyd, Amr b. Dînâr ile Eyyûb es-Sahtiyanî, Saîd b. Cübeyr, vasıtasıyla yine) İbn Abbâs'dan (rivâyet olunmuştur. Bu hadisi Hammâd şöyle) rivâyet etti: Onu (yani ihramlıyken ölen kimseyi) iki (parça) elbise ile kefenleyiniz." Dâvûd dedi ki: Eyyûb (es-Sahtiyanî ise bu hadisi, onu ihram olarak giydiği) " İki (parçadan oluşan) elbisesiyle kefenleyiniz" şeklinde; Amr (b. Dînâr ise), " İki (parçadan oluşan) elbise ile (kefenleyiniz)" şeklinde rivâyet etti. İbn Ubeyd (ise bu hadisi), Eyyûb’un da " İki (parça) elbise ile (kefenleyiniz)" diye rivâyet etti (ğini); Amr' (in ise, onu ihram olarak giydiği) " İki (parça) elbisesiyle (kefenleyiniz)" diye rivâyet ettiğini söyledi. Sadece Süleyman (b. Harb bu hadise şu cümleyi) eklemiştir: Onu hannût denilen kokuyla kokulamayınız."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İhramlı İken Ölen Bir Kimseye Nasıl Bir İşlem Yapılır?
3242-) (Bir önceki, ihramlı iken öleni) iki kat elbise içerisinde (kefenleyiniz mealindeki) Süleyman (b. Harb hadisinin) manasını (Mûsânnif Ebû Dâvûd'a) bir de Müsedded rivâyet etmiştir. (Müsedded'e bu hadisi) Hammâd; Eyyûb (es-Sahtiyanî)'den, (Eyyûb) Saîd b. Cübeyr'den, (Saîd b. Cübeyr de) İbn Abbâs'tan (rivâyet etmiştir). Hammâd'dan naklettiği bu hadiste " sevbeyn = iki kat elbise" kelimesi, bir önceki hadiste geçen Muhammed b. Ubeyd'in, Eyyûb es-Sahtiyanî'den yaptığı rivâyete uygun olarak nekre olarak zikredilmiştir. Bilindiği gibi, " sevbeyn" kelimesinin bu şekilde nekre olarak zikredilmesiyle ihramlıya muzaf olarak " sevbeyhi" şeklinde zikredilmesi arasında önemli fark vardır. Bu kelimeyi nekre olarak zikreden rivâyete itibar edildiği takdirde, ihramlı olarak ölen kimsenin herhangi bir iki kat elbise ile kefenlenebileceği hükmü ortaya çıkar. Fakat bu kelimenin ihramlıya muzaf olarak zikredildiği rivâyete itibar edildiği takdirde; ihramlı iken ölen bir kimsenin sadece ihram olarak giydiği iki kat peştemal ile kefenlenebileceği, bunun yerini hiçbir elbisenin veya kumaşın tutamayacağı hükmü ortaya çıkar. Biz fıkıh âlimlerinin, ihramlı iken ölen bir kimsenin nasıl kefenleneceği konusundaki görüşlerini 3238 numaralı hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İhramlı İken Ölen Bir Kimseye Nasıl Bir İşlem Yapılır?
3243-) İbn Abbâs'dan; dedi ki: İhramlı bir adamı devesi yere atıp boynunu kırarak öldürmüştü. Onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a getirdiler. Bunun üzerine (Resûlüllah şöyle) buyurdu; Onu yıkayınız ve başını örtmeden ve kendisini güzel koku ile kokulmadan kefenleyiniz. Çünkü o (kıyamet gününde) telbiye getirirken diriltilecektir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Cenazeler Bölümü
Konu: İhramlı İken Ölen Bir Kimseye Nasıl Bir İşlem Yapılır?
3244-) İmrân b. Husayn (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Yalan yere; masbûra" yemini üzerine yemin eden kişi cehennemdeki yüz üstü kalacağı yerine hazırlansın." b. Hanbel, IV, 436, 441.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Yalan Yere Edilen Yeminler Hakkında Sert Tutum
3245-) Abdullah (b. Mes'ûd) (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Bir kimse, müslüman bir kimsenin malım almak için yalan yere yemin ederse; Allah kendisine gazaplı olduğu halde Allah'a ulaşır." Eş'as (radıyallahü anh) dedi ki: bu hadis benim hakkımdadır. Benimle bir yahudinin arasında (nizâlı) bir arazi vardı. Yahudi benim hakkımı inkâr etti. Durumu Hazret-i Peygamber'e arzettim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Delilin var mı?" diye sordu. dedim. O zaman yahudiye: Yemin et!" dedi. Resûlallah! Öyleyse yemin eder, malımı alır götürür, dedim. Bunun üzerine Allah, " Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenlerin," âyetini indirdi. İmran, (3) 77. Buharî, eymân 18, ahkâm 30; Müslim, îman 220, 221; Tirmizî, büyü 42; İbn Mâce, ahkâm 7; Ahmed b. Hanbel, I, 379, 442, V, 211, 212.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Birinin Malını Almak İçin Yemin Etmek
3246-) Eş'as b. Kays (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Kinde ve Hadramevt'den olan iki adam, Yemen'deki bir arazi konusunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda davalaştılar.Hadramlı: Resûlallah! Benim arazimi bunun babası gasbetti. O, (şu anda) bunun elindedir, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Delilin var mı?" buyurdu. fakat onun; o arazinin benini olup, babasının benden gasbettiğini bilmediğine, Allah adına yemin etmesini istiyorum. yemin etmeye hazırlandı. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Yemin ederek bir mala sahip olan kimse, Allah (celle celâluhu)'a ancak elleri ayakları kesik olarak varır." buyurdu. -Bunun üzerine Kindeli: ;- Arazi onundur, dedi. fadâilu'l-Kur'an 3; Ahmed b. Hanbel, V, 212, 213, 284, 285.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Birinin Malını Almak İçin Yemin Etmek
3247-) Alkame b. Vâil b. Hucr el-Hadramî, babasın(Vâil)'dan şu haberi nakletmiştir: ve Kinde'den birer adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a geldiler. Hadramlı olan: Resûlallah! Bu adam, benim babamdan kalan arazime zorla sahip oldu. Kindeli: benim elimde (sahip olduğum) arazimdir. Orayı ekiyorum. Bunun orada hakkı yok. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hadramlıya; Delilin var mı?" diye sordu. Hadramlı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Senin için ancak onun (Kindelinin) yemini var (ona yemin ettirme hakkın var)." Hadramlı: Resûlallah! Bu facir birisi, yemin ettiği şeye aldırmaz, hiçbir günahdan sakınmaz. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Senin bundan başka hakkın yok." yemin etmek için (minberin yanına doğru) gitti. Arkasını dönünce Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Dikkat edin! Vallahi eğer haksız yere yemek için bir mal üzerine yemin ederse şüphesiz Allahü Teâlâ'ya, o kendisinden yüz çevirmiş olduğu halde varacaktır." buyurdu. îmân 223; Tirmizî, ahkâm 12.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Birinin Malını Almak İçin Yemin Etmek
3248-) Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Benim şu minberimin yanında, yeşil bir misvak üzerine bile olsa, bir şey için yalan yere yemin eden hiç kimse yok ki cehennemdeki yerine hazırlanmış olmasın -veya kendisine cehennem vacip olmasın-." Hazret-i Peygamber'in bunlardan hangisini söylediğini kesin olarak hatırlayamadığı için, son cümlede şüphesini belirtmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: İ Peygamberin Minberinin Yanında Edilen Yemini Tazim Konusunda Gelen Haberler
3249-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Yemin edip, yemininde " Lât'a yemin ederim ki" diyen kimse, hemen " Lâ ilahe illallah" desin. Arkadaşına; Gel seninle kumar oynayalım" diyen kişi, sadaka olarak bir şey versin" tefsiru sureti'n-Necm 2, edeb 74, eymân 5; Müslim, eymân 4, 5; Tirmizî, nüzûr 18; İbn Mâce, keffârât 2; Nesâî, eymân II; Ahmed b. Hanbel, II, 309.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Putlar Adına Yemin Etmek
3250-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Babalarınızın, annelerinizin ve putların adlan ile yemin etmeyiniz. Sadece, Allah'ın adı ile yemin ediniz. (Allah'ın adı ile de) ancak (sözünüzde) doğru olduğunuzda yemin ediniz."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Babaların Adı İle Yemin Etmek Mekruhtur
3251-) Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre; bir kafile içerisinde babası adına yemin ediyor iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine yetişmiş ve: Şüphesiz Allah sizi babalarınız (adı) ile yemin etmekten nehyediyor. Yemin edecek olan, Allah'a yemin etsin veya sussun." buyurmuştur. eymân 4, tevhid 13, edeb 74; Müslim, eymân 1, 2, 3; Nesâî, eymân 4, 5, 6, 10; İbn Mâce, keffarât 2 (benzeri); Tirmizî, nüzûr 8, 9.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Babaların Adı İle Yemin Etmek Mekruhtur
3252-) Ömer (radıyallahü anh)'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni işitti- -(Hazret-i Ömer;) babalarınız adı ile- sözüne kadar, önceki hadisin mana olarak benzerini (söyleyip) şunu da ilâve etti-: Vallahi (artık) ne kendimden ne de (başkasından) naklen bu şekilde bir daha yemin etmedim." eymân 4, tevhid 13; Müslim, eymân 1, 2, 3; Nesâî, eymân 4, 5, 6, 10; İbn Mâce, keffarât 2; Tirmizî, nüzûr 8,9; Ahmed b. Hanbel, II, 7, 8, II, 17, 20, 48, 76..

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Babaların Adı İle Yemin Etmek Mekruhtur
3253-) Saîd b. Ebî Ubeyde'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: İbn Ömer (radıyallahü anhümâ); Kabe'ye yemin ederimki hayır" diye yemin eden bir adamı duyup ona:" Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın; Allah'tan başkasına yemin eden (O'na) ortak koşmuştur, buyurduğunu işittim." dedi. nüzûr 9.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yeminler Ve Nezirler Bölümü
Konu: Babaların Adı İle Yemin Etmek Mekruhtur