Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

5097-) Hazret-i Ebû Hüreyre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: Rüzgâr Allah'ın rahmet(ler)inden bir rahmettir. (Mü'minlere) rahmet, (kâfirlere de) azab getirir. Binaenaleyh onu görünce, ona sövmeyiniz de Allah'dan onun hayrını isteyiniz. Şerrinden de Allah'a sığınınız." Mâce, edeb 29; Ahmed b. Hanbel, II, 26K, 408, 518; Nesaî, Amelü'l Yevmi ve'l-Leyleti, 519 hadis, nu. 929.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İnsan Rüzgar Estiği Zaman Hangi Duayı Okur?
5098-) Heygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Hazret-i Âişe'den demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i küçük dilini görebileceğim şekilde gülerken asla görmedim. Çünkü o sadece gülümserdi. Bir bulut yada rüzgâr gördüğü zaman bu(nun vediği sıkıntı) yüzünden belli olurdu. Bu sebeple ben (birgüri kendisine): Allah'ın Resulü, halk bir bulut gördükleri zaman onda yağmur bulunduğu ümidiyle sevinirler. Oysa onu gördüğün zaman senin yüzünde bir rahatsızlık (alameti) görüyorum (bunun hikmeti nedir?) diye sordum da: Âişe! O bulutta (helak edecek) bir azab bulunmadığından beni hangi şey emin kılabilir? Oysa (geçmişte) bir kavim rüzgârla helak edilmiştir, yine (geçmişte) başka bir kavim de azab (taşıyan bulutları) görmüş de: Bu (ufukta beliren) bize yağmur getirici bir buluttur" (Ahkaf (46) 24) demişlerdi." tefsir XI. VI. 2: Müslim, istiska 15-16; Ahmed b. Hanbel, VI. 66; Tirmizi. Tefsir XI-VI, 2.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İnsan Rüzgar Estiği Zaman Hangi Duayı Okur?
5099-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ufukta belirmeye başlayan bir bulut gördüğünde namazda bile olsa (yapmakta olduğu) işi bırakır, sonra: Allahümme innî eûzu bike min şerri* hâ (: Ey Allahim, (bunun) şerrinden sana sığınırım" derdi. Eğer yağmur yağarsa (o zaman da): Allahümme sayyiben henîen (: Ey Allah'ım, (bu yağmuru) faydalı (bir şekilde inen (bir yağmur) kıl" derdi. istiska 23; Nesaî, İstiska 15; İbn Mâce, dua 21; Ahmed b. Hanbel. VI, 41. 90. 119, 129, 138, 166, 190,223.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İnsan Rüzgar Estiği Zaman Hangi Duayı Okur?
5100-) Hazret-i Enes (İbn Mâlik)'den demiştir ki: (Birgün) Râsûlullah ile birlikte iken yağmura tutulduk, Râsûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hemen (yağmurun altına) çıkıp (vücudunun) bir kısmından elbisesini sıvazladı, nihayet orası yağmurla ıslandı. Bunun üzerine biz: Allah'ın Resulü, bunu niçin yaptın? diye sorduk. bu Rabbimin katından yeni geliyor, buyurdu. istiska 13.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yağmur Hakkında Gelen Hadisler
5101-) Zeyd b. Halid'den (rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Horoza sövmeyiniz. Çünkü, o, (sizi) namaza uyandırır." b. Hanbel. V. 193. 195, Nesaî, amelü'l-Yevmi ve’l-Levltiti, 525. hadis nu. 945-946.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Horoz Ve Diğer Hayvanlar Hakkında Gelen Hadisler
5102-) Hazret-i Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Horoz ötüşünü duyduğunuzda yüce Allah'dan fazlını (bereket ve ihsanını) isteyiniz. Çünkü o (anda) melek görmüştür. Eşek anırması işittiğiniz zaman ise şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü o (o anda) şeytan görmüştür." Bedü’l-Halk 15p Müslim, zikr 82; Tirmizî. Daavat 56: Ahmed b. Hanbel, II, 306, 321, 364.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Horoz Ve Diğer Hayvanlar Hakkında Gelen Hadisler
5103-) Cabir b. Abdullah'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Köpeklerin ulumasını ve eşeğin anırmasını duyduğunuzda Allah'a sığınınız. Çünkü sizin göremediğinizi görürler."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Horoz Ve Diğer Hayvanlar Hakkında Gelen Hadisler
5104-) Câbir b. Abdullah ile Ali İbn Ömer İbn Huseyn İbn Ali'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Geceleyin yolda ve sokakta) ayak sesleri kesildikten sonra (evlerden dışarıya) çıkmayı azaltınız. Çünkü Yüce Allah'ın (geceleyin) yeryüzüne saldığı (birçok) canlı yaratıkları vardır." Dâvûd der ki: Diğer şeyhim İbrahim) b. Mervan ise bu hadisi (bana): Bu saatte Allah'ın (sokaklarda doksan) yaratıkları vardır." (şeklinde) rivâyet etti. Sonra da bir önceki hadisteki gibi, köpek havlamasıyla, eşeklerin anırmasından bahsetti ve rivâyetine şunu da ilâve etti: (Bir önceki hadisin) bir benzerini de Şurahbilü'l-Hacib, Cabir b. Abdullah zinciriyle Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen, İbn'ül-Hadi rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Horoz Ve Diğer Hayvanlar Hakkında Gelen Hadisler
5105-) (Ubeydullah b. Ebi Rafi'in) babasından demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i -Hasen b. Ali'nin kulağına Hazret-i Fatima'nın onu dünyaya getirdiği zaman namaz için (okunan ezan gibi) ezan okurken gördüm."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Çocuk Doğunca Kulağına Ezan Okunur
5106-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan demiştir ki: (Yeni doğan) çocuklar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirilirdi. (Hazret-i Peygamber de) onlara bereketle dua ederdi." Dâvûd dedi ki: Bu hadisi bana rivâyet eden diğer şeyhim) Yusuf (İbn Mûsâ bu rivâyette): Ve onlara tahnikte bulunurdu" (cümlesini de) ekledi. Fakat (Osman b. Ebî Şeybe'nin rivâyetinde bulunan " Onlara bereketle (dua ederdi" cümlesini) rivâyet etmedi. Uilıare 101; Ahmed b. Hanbel. VI, 212.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Çocuk Doğunca Kulağına Ezan Okunur
5107-) Hazret-i Âişe'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İçinizde mugarrebler görüldü mü?" buyurmuş, yahutta (" görüldü mü, kelimesi yerine) başka bir kelime (söylemiş); Ben de: Ey Allah'ın Resulü) " Mugarrabler nedir? diye sordum; (Hazret-i Peygamber): cinnilerin ortak olduğu kimselerdir, diye buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Çocuk Doğunca Kulağına Ezan Okunur
5108-) Hazret-i İbn Abbâs'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim Allah ismini vererek (size) sığınacak olursa ona yardım ediniz. Her kim sizden Allah'(ın yüzü suyu) hürmetine (birşey) isterse ona (istediği şeyi) veriniz." Dâvûd dedi ki: Bu hadisi bana rivâyet eden şeyhlerimden biri olan) Ubeydullah (bu son cümleyi bana): Sizden Allah için (birşey) isteyene (istediği şeyi) veriniz." (seklinde) rivâyet etti. (Diğer şeyhimin rivavetinde geçen yüzü suyu hürmetine kelimesini rivâyet etmedi.)

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Allah İsmini Vererek Diğer Bir Kişiye Sığınması
5109-) Hazret-i İbn Ömer'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kim Allah'ın ismini vererek size sığınırsa onu himayeniz altına alınız kim de sizden Allah için birşey isterse ona (isteğini) veriniz." Dâvûd dedi ki: Bu hadisi bana rivâyet eden üç şeyhden ikisi (Sehl ile Osman (bu cümleye ilave olarak): Sizi davet eden (in dâvetin)e icabet ediniz." (cümlesini de) rivâyet ettiler. Sonra şu cümleyi rivâyette üçüde birleştiler: Kim size bir iyilikte bulunursa siz de onu mükâatlandırınız." (Sözü geçen üç şeyhimden) Müsedded ile Osman yukarıdaki rivâyetlere ilâve olarak: Eğer (onu mükâfatlandıracak birşey) bulamazsanız, onun iyiliğini karşıladığınıza kanaat getirinceye kadar ona dua ediniz." (cümlesini de) rivâyet etti(ler). Dâvûd, zekât 38; Nesaî, zekat 72; Ahmed b. Hanbel, II, 68, 96, 99, 127.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Allah İsmini Vererek Diğer Bir Kişiye Sığınması
5110-) Ebû Zümeyl'den demiştir ki: Ben Hazret-i İbn Abbâs'a: Benim kalbimde hissettiğim bu duygu nedir? diye sordum." o! (Söyle de bilelim), dedi. de: Vallahi onu söylemem, dedim. Bunun üzerine bana: ile ilgili bir şey mi? (Yoksa) dedi ve gülerek: Bundan hiçbir kimse kurtulamamıştır, buyurdu. Nihayet aziz ve celîl olan Allah: Sana indirdiklerimizde şüphe ediyorsan, senden önce indirdiğimiz kitapları okuyanlara sor..." (10), 94. âyet-i kerimesini indirdi. Bunun üzerine (Hazret-i İbn Abbâs) bana: içinde bir şüphe hissedecek olursan: O hem evveldir, hem âhirdir, hem zahirdir, hem bâtındır ve o herşeyi bilendir." (57)3. de buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kalbe Gelen Kuşkunun Vesvesenin Önlenmesi Hakkında Gelen Hadisler
5111-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den demiştir ki: (Hazret-i Peygamberin) sahabîlerinden bazı kimseler (gelip): Ey Allah'ın Rasulü, biz içimizde söylenmesini (bile) büyük (bir suç) gördüğümüz birşey(ler) hissediyoruz, bi onu söyleyince (dünyanın tümüyle) bizim olmasını (bile) istemeyiz" dediler. (Bunun üzerine Hazret-i: Peygamber): böyle birşey hissetiniz öyle mi? dedi. dediler. (Hazret-i Peygamber): bu, açık bir imandır, buyurdu. iman 132.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kalbe Gelen Kuşkunun Vesvesenin Önlenmesi Hakkında Gelen Hadisler
5112-) Hazret-i İbn Abbâs'dan demiştir ki: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Allah'ın Rasulü, birimiz içinde kendisine (sıkıntı) veren (öyle) bir duygu hissediyor ki; onun (yanıp) kömür olması kendisine onu (başkalarına) söylemesinden daha sevimlidir, dedi. (Hazret-i Peygamber de:) ekber, Allahü ekber, Allahü ekber. (Şeytanın) vesvese vermek için (kurduğu) tuzağını bozan Allah'a hamdolsun" cevabını verdi. Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden) İbn Kudâme (bu hadisi rivâyet ederken) " tuzağını bozan" kelimesi yerine " işini bozan" kelimesini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kalbe Gelen Kuşkunun Vesvesenin Önlenmesi Hakkında Gelen Hadisler
5113-) Ebû Osman dedi ki: Sa'd b. Mâlik bana dedi ki: Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in " Her kim babası olmadığını bildiği halde babasından başkasını (babam diye) iddia ederse ona cennet haram olur." dediğini kulaklarım duydu, kalbim iyi belledi. (Ebû Osman sözlerine devam ederek) dedi ki: (Bu hadisi Sa'd'den duyduktan) kısa bir süre sonra Ebû Bekre ile karşılaştım ve hadisi kendisine okudum da (bana aynen Sa'd'in dediği gibi): Bunu Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'den kulaklarım duydu, kalbim de iyice belledi" dedi. Âsim dedi ki ben (Ebû Osman'a) Ebû Osman! Senin yanında (bu hadisin doğruluğuna dair) iki kişi şahidlik etmiştir. Bu iki adam kimdir? dedim de: Allah yolunda -yahut İslâm uğrunda- ilk ok atan kimsedir. Öbürü ise (Tai kalesi kuşatıldığı zaman) Tai'ten yaya olarak (Hazret-i Peygambere) gelip (Müslümanların safına katılan) yirmi küsur kişiden biridir" dedi ve (Ebû Bekre'yle ilgili bir takım) fazilet(ler)i anlattı. megazi 56. feraiz 29; Müslim, iman 114-115; İbn Mace, hudud 36; Darimî, siyer 82; Buyü 62, feraiz 2; Ahmed b. Hanbel, I, 169, 174, 170, V. 38, 46. Dâvûd dedi ki;) de: Bu hadisi (bana bizzat falan) haber verdi" sözünün geçtiği yerlerde (hadisin kesinlikle ravisinin ağzından işitilerek alındığını ifade eden) haddesenâ (bize bizzat kendisi haber verdi) ve haddesenî (bana bizzat kendisi haber verdi) kelimelerini kast ederek " Allah'a yemin olsun ki bu söz(ler) bana baldan daha tadıdır" derdi. Ali dedi ki: Ben Ebû Dâvûd'u söyle derken işittim; Ahmed b. Hanbel'i -Küfe'itlerin rivâyeti açık değildir. (Bu hususta) Basralı'lar gibisini görmedim. Onlar bu hadisi Şube'den rivâyet ettiler, derken işittim.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Nesebini Kendi Velilerinden Başka Birine Nisbet Etmesi Hakkında Gelen Hadisler
5114-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimse kendini azad eden kimselerin izni olmaksızın bir kavmi kendisine veli edinirse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun! Kıyamet gününde onun farz ve nafile hiçbir ibadeti kabul edilmeyecektir." Itk 18-19; Tırmizî, Vesaya 5; Darimî, siyer 83; Ahmed b. Hanbel, IV, 238, V, 267.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Nesebini Kendi Velilerinden Başka Birine Nisbet Etmesi Hakkında Gelen Hadisler
5115-) Hazret-i Eıies İbn Mâlik'den demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derken işittim: Her kim babasından başka bir adamın kendi babası olduğunu- iddia ederse yahutta (bir köle) kendisini efendilerinden başkasına nisbet ederse kıyamete kadar Allah'ın laneti sürekli olarak onun üzerine olsun." Itk 18-20; Tirmizî, Vesaya 5; Darimî, siyer 83: Ahmed b. Hanbel, IV,187, 238, V, 267.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Nesebini Kendi Velilerinden Başka Birine Nisbet Etmesi Hakkında Gelen Hadisler
5116-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Aziz ve Celil olan) Allah, cahiliyye (döneminin) kibrini ve övünme adetini sizden giderdi. (İnsanlar iki kısımdır: Birincisi Allah katında övülmüş olan) takva sahibi mü'min (kimseler. İkincisi de Allah katında yerilmiş olan) bedbaht ve Allah'ın yolundan çıkmış (kimseler. Binaenaleyh siz (hepiniz) Ademoğlusunuz. Adem topraktan (yaratılmış)tır. (Allah'a yemin olsun ki) insanlar (ya bu) kavimler(i) ile övünmeyi bırakırlar -ki o kavimler (böyle cahiliyye adeti üzere yaşadıkları için şimdi) cehennem kömürlerinden bir kömürdürler- yahud da Allah katında burnuyla dışkı yuvarlayan bokböceğinden (mayıs böceğinden) daha değersiz bir hale düşerler." menakıb 74; Ahmed b. Hanbel, II, 361, 524.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Sop İle Övünmenin Haramlığı Hakkında Gelen Hadisler
5117-) (Hazret-i Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud'un) babasından demiştir ki: Kavmine haksız yere yardım eden kimse (bir kuyuya yüzüstü) düşüp de kuyruğundan çekil(erek kurtarılmaya çalışd)an deve gibidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5118-) (Abdurrahman b. Abdullah'ın) babasından demiştir ki; Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın huzuruna varmıştım. Kendisi deriden (yapılmış) bir çadırda bulunuyordu..." babası Abdullah b. Mesud rivâyetine devam ederek bir önceki hadisin) bir benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5119-) Vâsıla b. el-Eska'nın kızından (rivâyet edildiğine göre) kendisi babasını şöyle derken işitmiş: (Ben Hazret-i Peygambere): Allah'ın Resulü asabiyet nedir? diye sordum da: (haksızlıkta) kavmine yardım etmendir, buyurdu. Mâce, fiten 7;Ahmed b. Hanbel, IV. 107, 160.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5120-) Süraka b. Mâlik Cü'şüm el-Müdlicî'den demiştir ki: (Bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe irad ederek şöyle buyurdu: Sizin en hayırlınız, günaha girmemek şartıyla yakınlarını savunan(ınız)dır." Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden) Eyyûb b. Süveyd zayıftır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5121-) Cübeyr b. Mut'imden (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: asabiyyet (soy-sop) davasına çağıran bizden değildir. Asabiyyet (soy-sop) davası uğrunda savaşan bizden değildir. Asabiyyet (soy-sop) davası uğruna ölen bizden değildir. imare 57; Nesaî tahrim 28; İbn Mace, fiten 7; Ahmed b. Hanbel, II, 306, 488.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5122-) Hazret-i Ebû Mûsâ'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kavmin kız kardeşinin oğlu o kavimdendir." feraiz 24; Tirmizi, menakıb 65; Nesaî zekat 96; Darimi siyer. 81.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5123-) Farslı (İranlı)lardan azatlı bir köle olan Ukbe'den demiştir ki: Al bu da benden. Ben Farslı bir gencim diyerek müşriklerden birine bir darbe indirdim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bana bakarak: bu da benden, ben ensarlı bir gencim, deseydin ya? buyurdu. Mâce, hadis no: 2784.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Asabiyyet Kavmiyetçilik Hakkında Gelen Hadisler
5124-) el-Mikdam b. Ma'dikerib'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimse (din) kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini ona bildirsin." zühd 54; Ahmed b. Hanbel, IV, 130.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Sevdiği Bir Kimseye Sevgisini Bildirmesi İyidir
5125-) Hazret-i Enes b. Mâlik'den (rivâyet edildiğine göre) bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında iken oradan birisi geçmiş de (O adam): Allah'ın Resulü, ben bu adamı seviyorum, demiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona: sen bu sevgini) kendisine bildirdin mi? demiş.(Adam da): cevabım vermiş. Peygamber ona: ona (sevdiğini) bildir, demiş. Enes rivâyetine devamla) şöyle dedi: Bunun üzerine (bu adam) o kimseye varıp: Ben seni Allah için seviyorum" dedi, (öbür adam da): kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, cevabını verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Sevdiği Bir Kimseye Sevgisini Bildirmesi İyidir
5126-) Hazret-i Ebû Zer'den (rivâyet edildiğine göre) kendisi (birgün kendisini kasdederek Hazret-i Peygamber'e): Ey! Allah'ın Rasulü bir cemaati(n yaptığı salih amelleri) sevip onların amellerini yapamayan bir kimse (hakkında ne buyururursunuz?)" diye sormuş da (Hazret-i Peygamber): Ebû Zer! Sen sevdiğin kimseyle berabersin, buyurmuş, (Hazret-i Ebû Zer rivâyetine devam ederek) şöyle dedi: üzerine, gerçekten ben Allah'ı ve Resulünü seviyorum, dedim. sen sevdiğinle berabersin, buyurdu. sonra (Ebû Zer rivâyetine devam ederek şunları) söyledi: Ebû Zer gerçekten ben Allah'ı ve Resulünü seviyorum, sözünü tekrarladı. (Buna karşılık) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (: Kuşkusuz, sen sevdiğinle berabersin, sözünü) üç defa tekrarladı. edeb 95-96. ahkâm 10, edailüssahabe 6; Müslim birr 161-161-164, Tirmizî, zühd 50;Darimî, rikak 71; Ahmed b. Hanbel, III, 104, 110, 165, 167-168, 172-173. 178, 192, 197, 200, 202-203, 207-208, 226-228, 255, 276, 283, 288, V, 154, 166.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Sevdiği Bir Kimseye Sevgisini Bildirmesi İyidir
5127-) Hazret-i Enes b. Mâlik'den demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sahabilerinin (müslüman olduktan sonra) şu olaya sevindiklerinden daha azla sevindikleri birşey görmedim: adam (Hazret-i Peygamberin huzuruna gelip): Ey Allah'ın Resulü, bir adam, işlediği hayırlı amellerden dolayı bir adamı seviyor, fakat onun gibi amel edemiyor, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de: Kişi sevdiğiyle beraberdir," buyurdu. edeb 96; Müslim, birr 165; Tirmizî, zühd 50; daavat 98; Darimî, rikak 71; Ahmed b. Hanbel, 1,392, III, 104, 110, 159, 165, 167-168, 172-173, 178, 102, 198,200,202,207-108, 213, 222, 226-228, 336, 394, IV, 107, 239-241, 392, 395, 398, 405.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Sevdiği Bir Kimseye Sevgisini Bildirmesi İyidir
5128-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kendisiyle istişare edilen (yani bir mesele hakkında fikrini almak üzere kendisine başvurulan) kimse güvenilen birisi (olmalı)dır." zühd 39, edeb 57; İbn Mâce. edeb 37; Darimî, siyer 13; Ahmed b. Hanbel, V, 274.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İstişare Etmek
5129-) Ebû Mes'ud el-Ensarî'den demiştir ki; Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Allah'ın Rasulü benim hayvanım yola devam etmekten kesildi kaldı. Bana bir binek hayvanı ver, dedi. (Hazret-i Peygamber de): sana verebilecek bir at bulamam, fakat sen falan kimseye var, herhalde o sana bir binek hayvanı verebilir, buyurdu. (Söz konusu adam) sözü geçen kimseye vardı; O kimse de kendisine bir binek verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): kim bir hayra önderlik ederse ona da hayrı işleyen kimsenin sevabı gibi (sevab) vardır, buyurdu. imare 133; Tirmizî, ilim 14; Ahmed b. Hanbel, IV, 120, V, 274, 357.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Hayra Kılavuzluk Eden Onu Bizzat İşlemiş Gibidir
5130-) Hazret-i Ebû'd-Derda'dan (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Birşeyi (haddinden azla) sevmen (seni) kör ve sağır eder." b. Hanbel, V, 194, VI, 450.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Nefsin Boş İstekleri Ne Kapılmak Caiz Değildir
5131-) Hazret-i Ebû Mûsâ'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Dünyevi ve uhrevî müşkillerini hallettirmek için huzuruma gelip soru sormak isteyen kimselerin) bana (gelebilmeleri için) aracı olunuz da sevaba erişiniz ve Allah da (bu vesileyle) Peygamberinin dilinde dilediği hükmü versin." zekât 21; edeb 36-37, tevhid 31; Müslim, birr 145; Tirmizî, ilim 14,65; Ahmed b. Hanbel, IV, 400, 403, 409.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Şefaat
5132-) Hazret-i Muaviye'den (şöyle dediği rivâyet edilmiştir): Hayra aracı olunuz da sevaba eriniz. Gerçekten biri işi yapmak istiyorum da sizin aracı olup da sevaba erişmeniz için geciktiriyorum. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayırlı islere vesile olunuz da sevaba erişiniz" buyurdu. zekat 65.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Şefaat
5133-) (Bir önceki hadisin) bir benzeri de peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den Hazret-i Ebû Mûsâ yoluyla rivâyet edilmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Şefaat
5134-) el-Alâ (b. Hadremî)'nin çocuklarının birinden (rivâyet edildiğine göre) el-Alâ b. el-Hadremî Bahreyn'de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in valisi imiş de Hazret-i Peygamber'e mektup yazdığı zaman (her defasında da mektubuna " el-Alâ'dan Allah'ın Resulüne" şeklinde) kendi ismiyle başlarmış.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Mektup Yazarken Kişi Önce Kendi İsminden Başlar
5135-) el-Alâ b. el-Hadremî'den (rivâyet edildiğine göre) kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e mektup yazmış da (sıra isminin zikrine gelince " el-Alâ'dan Allah'ın Rasulüne" şeklinde önce) kendi isminden başlamış.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Mektup Yazarken Kişi Önce Kendi İsminden Başlar
5136-) İbn Abbâs'dan (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Herakliüs'e (gönderdiği mektupla ona selâmı şöyle) yazdı: Allah'ın Resulünden Rum'un ulusu Herakl'e! Selâm, hidayete uyan(lar)ın üzerine olsun" (Muhammed) İbn Yahya'nın Hazret-i İbn Abbâs'dan rivâyetine göre Hazret-i Ebû Süfyan O'na şöyle demiş: Herakl'ın yanına girdik. Bizi önüne oturttu. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (kendisine göndermiş olduğu) mektubu istedi. de baktık ki mektupta (şu sözler var)! " Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle (başlarım)! " Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle (başlarım)! Allah'ın Resulü Muhammed'den Rum'un ulusu Hirakl'e. Selâm hidayete uyanların üzerine olsun. Gelelim mevzumuza..." bedü’l-vahy 6, cihad 102, tesir süre 3/4; Müslim, cihad 73; Ahmed b. Hanbel. I, 263, VI, 58.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İslâm İdaresi Altındaki Azınlıklara Zimmîlere Mektup Nasıl Yazılır?
5137-) Hazret-i Ebû Hüreyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Hiçbir çocuk babasının hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olarak bulup da satın alıp azad etmesi müstesna."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5138-) (Hamza b. Abdullah b. Ömer'in) babasından demiştir ki: Nikâhımın altında bir kadın vardı. Kendisini seviyordum. (Babam) Ömer ise ondan hoşlanmıyordu. Bana: boşa dedi. Ben kabul etmedim. Bunun üzerine Ömer, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e varıp bunu kendisine anlattı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'de (bana): boşa, diye emretti. Dâvûd. talak 10; Tirmizî talak 36; İbn Mâce, talak 36; Ahmed b. Hanbel, IV, 33, 211.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5139-) (Behz b. Hakîm'in) dedesinden demiştir ki: (Hazret-i Peygambere): Allah'ın Rasulü kime iyilik edeyim? diye sordum da, sonra annene, sonra (yine) annene, sonra babana sonra da sıra ile en yakınına ve en yakınına" dedi ve şöyle buyurdu: Bir adam (kendisini hürriyete kavuşturan) efendisinden (yahutta yakınından) yanında bulunan ihtiyaç fazlası o mal kıyamet gününde sahibinin yanına (zehirinin çokluğundan dolayı) başının kılları dökülmüş (zehirli) bir yılan olarak çağn(lıp getiri)lir." birr 1, İbn Mâce, edeb 1; Ahmed b. Hanbel, V, 3, 5. Dâvûd der ki; Akra" tehirinden başının kılları dökülen demektir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5140-) (Kuleyb b. Menfaa'nın) dedesinden (rivâyet edildiğine göre) kendisi (birgün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Allah'ın resulü kime iyilik edeyim? demiş de, (Peygamber efendimiz): (sonra) babana, (sonra) kizkardeşine, (sonra) erkek kardeşine ve (sözü geçen bu kimselerden) sonra gelen yakınma (iyilik et). Bu (yapılması) gereken bir vazifedir. (Bunlar) ilişkileri devam ettirilmesi gereken yakınlardır." birr 1; İbn Mâce, edeb 1; Ahmed b. Hanbel, V, 3, 5.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5141-) Abdullah b. Amr)’dan (rivâyet edildiğine göre); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Kişinin anne ve babasına lanet etmesi en büyük günahlardandır" buyurmuş da (kendisine); Ey Allah'ın Resulü, insan anne ve babasına nasıl lanet eder? demiş. (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de): Kişi bir adamın babasına lanet eder, o da onun babasına lanet eder. O (bir başkasının) annesine lanet eder, o da (onun) annesine lanet eder" buyurmuştur. edeb 4; Müslim, iman 146; Tirmizî, birr 4; Ahmed b. Hanbel II, 216.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5142-) Ebû Üseyd Mâlik b. Rabia'dan demiştir ki: Biz (birgün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında iken huzuruna Seleme oğullarından bir adam gelip: Allah'ın Rasulü, anne ve babama ölümlerinden sonra da yapabileceğim iyilik kaldı mı? dedi. onlara dua etmek, onlar için Allah'dan mağfiret dilemek, ölümlerinden sonra (varsa) ahidlerini (vasiyyetlerini) yerine getirmek, yakınlığı ancak onlar vasıtasıyla olan akrabalarla ilgilenip onlara karşı üzerine düşeni yapmak ve (onların) arkadaşlarına ikram ve hürmet etmek" buyurdu. Mâce, edeb 2.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5143-) İbn Ömer'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kişinin babası öldükten sonra baba dostlarına sılada bulunması iyiliklerin en iyisindendir." birr 11-13; Tirmizî, birr 5; Ahmed b. Hanbel, II, 88, 91, 97.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5144-) Ebû't Tufeyl)’den demiştir ki: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Ci'râne'de (ganimetler arasında bulunan) etleri bölüştürürken gördüm. O gün ben (yeni yetişmiş) bir gençtim ve (kesilmiş) deve kemikleri taşıyordum. O sırada karşıdan bir kadın çıkıverdi, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına geldi. Hazret-i Peygamber de abasını ona serdi. O da (abanın) üzerine oturdu. Ben (orada bulunanlara): da kim? diye sordum. emzirmiş olan süt annesidir, dediler.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5145-) Ömer b. es-Sâib'in haber verdiğine göre (birgün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) otururken süt babası çıkagelmiş, bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) onun için elbisesinin bir ucunu yere sermiş, o da üzerine oturmuş, sonra süt annesi çıkagelmiş, (bu sefer de) elbisesinin öbür tarafını yırtıp onun altına sermiş, o da bunun üzerine oturmuş, sonra süt biraderi çıkagelmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun için ayağa kalkmış ve onu önüne oturtmuş.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Anne Ve Babaya İyilik Ve İtaat
5146-) Hazret-i İbn Abbâs'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Her kimin bir kızı olur da onu diri diri toprağa gömmez, hor görmez, çocuğunu, -yani erkek çocuğunu- ona tercih etmezse, Allah onu cennete sokar." hadisi rivâyet eden iki raviden biri olan Osman:) " Yani erkek çocuğunu" kelimesini rivâyet etmedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yetimin Geçimini Üzerine Alan Kimsenin Fazileti Hakkında Gelen Hadisler