Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

4796-) Ebû Katede'den demiştir ki: İmran b. Husayn ile birlikte idik. Orada Buşeyr İbn Ka'b da vardı. (Bir ara) İmran İbn Husayn (söze başlayıp), Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem): Utanma tamamiyle hayırdır" dediğini ya da " utanma(nın) hepsi de hayırdır" buyurduğunu söyledi. üzerine Büşeyr İbn Ka'b'm: Biz bazı kitaplarda bazı hayaların vakar (ağırlık), bazısının sekînet (iç huzuru), bazısının da zayıflık (kaynağı) olduğuna rastladık" dedi. hadisi tekrar rivâyet etti. Büşeyr de sözü(nü) tekrarladı; (hayanın bir takım zaafların kaynağı olduğunu ifade eden Büşeyr'in bu sözlerini ikinci kez işiten) İmran öfkelenip gözleri kıpkırmızı oldu ve (Büşeyr'e hitaben): ki, ben sana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan söz ediyorum, sen de bana kitaplarından bahsediyorsun, dedi. (Biz bu durumu görünce İmran'ın daha fazla kızmasını önlemek için kendisine): Ebû Nüceyd, (artık bu kadarı) yeter! dedik. iman 60-61.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Utanma
4797-) Ebû Mesûd (radıyallahü anh)'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: İnsanların ilk Peygamberlikten beri duyageldikleri sözlerden biri; utanmazsan dilediğini yap! sözüdür." enbiya 54, edeb 78; İbn Mâce, zühd 17; Muvattâ, sefer 46; Ahmed b. Hanbel, IV, 121-122, V, 273.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Utanma
4798-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan (rivâyet edilmiştir); dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (şöyle) derken işittim: Muhakkak ki mü'min, ahlâkının güzelliği sebebi île (gündüzleri) oruç tutan (ve geceleri de) Allah'a ibâdetle geçiren kimsenin derecesine ulaşır." husnu'l-huluk.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Güzel Huy
4799-) Ebû'd Derdâ (radıyallahü anh)'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Terazide güzel huydan daha ağır basacak olan bir şey yoktur." Birr 61; Ahmed b. Hanbel, VI, 442, 446, 448, 451. hadisin ravilerinden) Ebûl Velid (et-Tayâlisî, bu hadisi el Kasım b. Ebi Bezze'den) sema yoluyla, yani ben, Ata el Keyharanî'yi (şöyle şöyle derken) işittim, (şeklinde) rivâyet etti. (Diğer râvi Hafs b. Ömer ise el-Kasım'dan an'ane tarikiyle rivâyet etti.) Dâvud der ki: (Sözü geçen) o (Ata el Keyharani’den maksat) Ata İbn Yakub'dur ve ibrahim İbn Nafi'nin dayısıdır. Keyharânî ve Gevharânî (nisbetleriyle) anılır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Güzel Huy
4800-) Ebû Umame'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem;’şöyle) buyurmuştur: Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından; şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir " köşk (verilmesin)e kefilim." birr 158; Nesâî, cihad 19; İbn Mâce, mukaddime 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Güzel Huy
4801-) Hârice İbn Vehb'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) jöyle) buyurmuştur: Çok şişman olup böbürlenerek yürüyen, kibirli, cimri ve hilekâr kimse cennete girmez, kendini beğenmiş katı kalpli insan da giremez." tefsir sure 68/1, edeb 6, eyman 9; Müslim, cenne 46-47; Tirmizî, cehennem 13; İbn Mâce, zühd 4; Ahmed b. Hanbel, IV, 227, II, 169, 214, III, 145, IV, 175, 306.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Güzel Huy
4802-) Hazret-i Enes'den (rivâyet edilmiştir) dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in) " el-adbâ" (isimli devesi)nin (yarışlarda) hiç önüne geçilmezdi. (Birgün) bir bedevî kendisine ait bir yük devesinin üzerinde geldi ve Adbâ ile yarışa girip onu geçti. Bu geçiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sahabilerine ağır gelir gibi oldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Dünyada her yükselen şeyi (oradan tekrar) aşağı indirmek Allah'ın kanunudur" buyurdu. cihad 59; rikâk 38, Nesâî hayl 14, 16.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Dünya İşlerinde Üstünlük Taslamanın Çirkinliği
4803-) (Yine) Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Dünyadakilerden her yükselen şeyi (oradan tekrar) aşağı indirmek, aziz ve celil olan Allah'ın kanunudur." cihad 59. rikak 38; Nesâi, hayl 14, 16.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Dünya İşlerinde Üstünlük Taslamanın Çirkinliği
4804-) Hemmâm (radıyallahü anh)’den (rivâyet edilmiştir); adam gelip (Hazret-i Peygamber'in huzurunda) Hazret-i Osman'ı yüzüne karşı övdü. (Orada bulunan) el Mikdâd İbn el Esved de (yerden bir avuç) toprak alıp (öven kimsenin) yüzüne saçtı ve: (sallallahü aleyhi ve sellem): (Böyle yüze karşı) " medhedenlerle karşılaştığınız zaman yüzlerine toprak saçınız, buyurdu" dedi. zühd 68-69, Ebû Dâvûd, hudûd 36; Tirmizî, zühd 55; İbn Mâce, edeb 36; Ahmed b. Hanbel. VI ,5.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yüze Karşı Övmenin Çirkinliği
4805-) (Abdurrahman İbn Ebi Bekre'nin) babasından (rivâyet edildiğine göre) bir adam, (diğer) bir adamı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda (yüzüne karşı) övmüştü de (Hazret-i Peygamber) O'na üç defa: (Bu sözlerinle) arkadaşının boynunu kestin" deyip sonra da: Biriniz arkadaşını mutlaka övecekse şöyle demelidir: Ben onun -söylemek istediklerini söyleyerek- şöyle şöyle olduğunu düşünüyorum; (fakat kalbini bilemediğimden) Onun iyiliğine dair Allah'a karşı sahicilik edemem" şehâdat 16, edeb 54, Müslim, zühd 65-66; Ahmed b. Hanbel, V, 41,46,51.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yüze Karşı Övmenin Çirkinliği
4806-) Mutamf (İbn Abdullah İbn eş-Şıhhîr)’dan demiştir ki: Babam dedi ki: birgün) Âmir oğullarının elçileriyle birlikte (elçi olarak) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna gitmiştim. (Orada Hazret-i Peygambere): bizim Seyyidimizsin, dedik de, (Resûl-i Ekrem): Allah'dır, buyurdu. Biz: bizim faziletçe en faziletlimiz, (eşe, dosta iyilik elini) uzatma bakımından da en üstünümüz sensin, dedik. sözünüzü söyleyiniz -yahutta- (bu) sözünüzün bazısını (söyleyiniz; fakat bir kısmını bırakınız, taki) şeytan sizi (bazı sözlerinizle kendi yoluna) sürüklemesin."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yüze Karşı Övmenin Çirkinliği
4807-) Abdullah İbn Mugaffel'den (rivâyet edildiğine göre): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Muhakkak ki Allah (kullarına karşı son derece) yumuşak muamele eder ve yumuşaklığı sever, şiddet karşılığında vermediğini yumuşaklık karşılığında verir." istîtâbe 4, istizan 22, davât 59, edeb 35; Müslim, birr 77, selâm 10;Tirmizî, istizan 12; İbn Mâce, edeb 9; Dârimî rikâk 75; Muvattâ, isti'zan 38; Ahmed b. Hanbel, 1,112, IV, 87, VI, 37, 85, 199.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yumuşak Huylu Olmak
4808-) el-Mikdam İbn Şüreyh babasından (rivâyetle) demiştir ki: Hazret-i Âişe'ye (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in) kır gezisine çıkma (sın)dan sordum da: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yukarıdan aşağıya inen şu (karşıdaki) su kanallarına geziye çıkardı. defasında (böyle bir) kır gezisine çıkmak istemişti de (bir yolculukta benim binmem için) bana zekat develerinden olan ve binmek için kullanılmayan bir dişi deve göndermişti ve bana: Ey Âişe! Şüphesiz ki yumuşak davranmak bir şeyde bulunursa onu mutlaka süsler kendisinden uzak kılındığı şeyi de mutlaka lekeler" buyurdu. (Râvi) İbn es-Sabbah rivâyetinde (metinde geçen); Muharreme" kelimesini üzerine binilmeyen (deve) diye açıkladı. birr 78; Ahmed b. Hanbel, VI, 58, 116, 125, 171,206,222.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yumuşak Huylu Olmak
4809-) Cerir (İbn Abdullah el Becelî -radıyallahü anhümâ- dan rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Yumuşak huyluluktan mahrum olan her hayırdan mahrum kalır." birr 74-76, İbn Mace, edeb 9; Ahmed b. Hanbel, IV, 362, 366.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yumuşak Huylu Olmak
4810-) A'meş dedi ki: Ben o (akranım ola)nların Mus'ab b. Sa'd'ın babası (Sa'd b. Ebî Vakkas)’dan rivâyet ettiklerini duyduğum; benim de ancak Peygamber'den geldiğini bildiğim bir rivâyete göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Âhiret amel(ler)i dışında (kalan) her işte teenni (elden bırakılmamalıdır.)"

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Yumuşak Huylu Olmak
4811-) Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a şükretmez." buyurmuştur. birr 35; Ahmed b. Hanbel, II-258, 295, 303, 388, 461, 492, III, 32, 74, IV, 278, 375, V, 211,212.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İyiliğe Teşekkür Etmek
4812-) Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre); muhacirler (Hazret-i Peygambere): Allah'ın Rasulü Ensâr, sevabın hepsini götürüp gittiler. (Bu hususta ne buyurursun)? diye sormuşlar da (Hazret-i Peygamber): onlar (in size yaptıkları iyilikler) için onlar hakkında Allah'a dua ettiğiniz ve (sizlere yaptıkları hayırlardan dolayı) kendilerim övdüğünüz sürece, (onların yaptıkları hayırların sevabına siz de ortak olursunuz)" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İyiliğe Teşekkür Etmek
4813-) Câbir İbn Abdullah'dan (rivâyet edildiğine göre); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kime bir iyilik yapılır da (bu iyiliğe iyilikle mukabelede bulunmak üzere maddi bir imkân) bulursa hemen o iyiliği (iyilikle) karşılasın. Eğer (o iyiliğe) iyilikle mukabele etmek için maddî bir imkân bulamazsa (kendisine yapılan) bu iyiliği övsün. (Kendisine yapılan) bu iyiliği överi kimse onun şükrünü yerine getirmiş olur. Bu iyiliği (kimseye söylemeyerek) gizleyen kimse de onu inkâr etmiş olur." el-Edebu'l-Müfred-Ahlâkî Hadisler, terceme; A. Fikri Yavuz, 1-230-231. Dâvûd der ki; Bu hadisi Yahya İbn Eyyüb da Umare İbn Gaziyye vasıtasiyle Şurahbil' den, (Şurahbil de) Câbir'den rivâyet etmiştir. (Senedde): Kavmimden bir adam" diye bahsedilen râviden maksat, Şurahbil'dir. Her halde (bu hadîsi ondan rivâyet eden kimseler) ondan hoşlanmadıkları için onun ismini (açıkça) vermemişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İyiliğe Teşekkür Etmek
4814-) Hazret-i Câbir'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Kime bir nimet verilir de o nimeti dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse, onu inkâr etmiş olur."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İyiliğe Teşekkür Etmek
4815-) Ebû Said el-Hudri'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Yollarda oturmaktan sakınınız" buyurmuştur da orada bulunan sahabileri: Allah'ın Resulü, oralarda oturup konuşmamız bizim için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır, demişler. (sallallahü aleyhi ve sellem)'da: Eğer mutlaka orada oturmamız gerekiyorsa (oturunuz; fakat) yola da hakkını veriniz" buyurmuştur. sefer sahabilef): Allah'ın rasulü yolun hakkı nedir? diye sormuşlar. (Efendimiz de): helâl olmayan şeylere karşı) gözleri kapamak, (gelip geçenleri) rahatsız etmekten sakınmak, selâm almak, iyiliğe çağırıp, kötülükten sakındırmaktır" buyurmuş. istizan 2; Müslim, Libas 1 14, selâm V3, Ahmed b. Hanbel. 111-36-47.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Halkın Gelip Geçtiği Yollarda Oturmak
4816-) Hazret-i Ebû Hureyre, şu (bir önceki hadiste söz konusu edilen) hâdiseye ilaveten Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (şu sözü de) rivâyet etmiştir: (Yolun haklarından biri de yolunu şaşıranlara): yol göstermektir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Halkın Gelip Geçtiği Yollarda Oturmak
4817-) İbn Huceyr el-Adevî Ömer İbn el Hattab vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (şu (4815) numaralı hadiste anlatılan) hadiseye ilaveten (şu sözleri de) rivâyet etmiştir: (Yolların haklarından biri de oradan geçenlerden) yardıma muhtaç olan müslümanlara yardım etmeniz ve yolunu şaşıranlara da yol göstermenizdir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Halkın Gelip Geçtiği Yollarda Oturmak
4818-) Hazret-i Enes'den (şöyle) dedifği rivâyet edilmiştir): Bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi de: Allah'ın Resulü, benim sana (arz etmem gereken) bir ihtiyacım var, dedi, Peygamber de) ona: Ey falancanın annesi! (şu) sokağın arzu ettiğin tarafında otur. (Senin bu maruzatını dinlemek ve ihtiyacını temin etmek üzere) seninle birlikte ben de oturacağım" buyurdu. Bunun üzerine (kadın sokaktan arzu ettiği bir yere) oturdu (Ona yardımcı olmak gayesiyle) yanına (Hazret-i Peygamber de) oturdu. Nihayet (Hazret-i Peygamberin yardımıyla kadın) ihtiyacını karşıladı. hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a rivâyet eden iki raviden birisi olan) İbn Îsa (metinde geçen): İhtiyacını karşıladı" sözünü rivâyet etmedi. sözü diğer râvi Kesir Ihtı Ubeyd rivâyet eni. Ayrıca bu hadisi İbn Isa, Humeyd'den haddesena sözüyle rivâyet ettiği halde) Kesir: An Humayd an Enes tabiriyle (muan'an olarak) rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Halkın Gelip Geçtiği Yollarda Oturmak
4819-) Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre); Bir kadının aklında biraz (noksanlık) varmış" (Hazret-i Enes hadisin bundan sonraki kısmında bir önceki hadisin) manasını (rivâyet etmiş.) fedail 76.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Halkın Gelip Geçtiği Yollarda Oturmak
4820-) Ebû Said el Hudri'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurmuştur: Meclislerin en hayırlı olanı (oturanlara nisbetle) en geniş olanıdır." Dâvûd der ki: (Senedde geçen Abdurrahman b. Ebi Amra el-Ensari'den maksat), Abdurrahman İbn Amr İbn Ebi Amra el-Ensarî'dir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisin Geniş Olması
4821-) Hazret-i Ebû Hureyre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın (şöyle) buyurduğunu söylemiştir: Biriniz güneşte iken - Mahled (bu cümleyi) gölgede iken, diye rivâyet etti - kendisinden gölge çekilip bir kısmı güneşte bir kısmı da gölgede kalacak olursa, hemen (oradan) kalksın (Her tarafı güneş ya da her tarafı gölge olan yere gidip oraya otursun)."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Gölge İle Güneş Arasında Oturmak
4822-) Kays (İbn Abdi Avf el Haris’in) babasından (rivâyet edildiğne göre bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hutbe okurken bu zat gelmiş (biraz sonra yerini yavaş yavaş gölgeye terk edecek olan) güneş(lik bir yer)e durmuş (ve Hazret-i Peygamberi dinlemeye başlamış. Hazret-i Peygamber onu bu halde görünce biraz sonra güneşle gölge arasında kalacağını anladığı için ona tamamen gölgeye çekilmesini) emretmiş, o zat da (bu emre uyarak) gölgeye çekilmiştir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Gölge İle Güneş Arasında Oturmak
4823-) Câbir İbn Semüre'den; demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün mescide girdi. (Mescidde) cemaat (ayrı ayrı) halka(lar) halinde oturuyorlardı. Bunun üzerine: niçin böyle dağınık halde görüyorum" buyurdu. sala 119; Darimî, sala 19; Ahmed b. Hanbel, 11,377, 416, 526, 537, V,93, 101, 107.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclislerde Tek Bir Halka Teşkil Edecek Şekilde Oturmak
4824-) Şu (bir önceki hadis ayrıca) A'meş'den de (rivâyet edilmiştir.) Bu rivâyete göre A'meş (ya da Hazret-i Cabir bir önceki hadise ilaveten şunu da) söylemiştir: (Hazret-i Peygamber bu sözü söylerken) birliği seviyor (ayrılıktan) nefret ediyor (intibaını vermek istiyor) gibiydi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclislerde Tek Bir Halka Teşkil Edecek Şekilde Oturmak
4825-) Câbir İbn Semüre'den demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardığımızda herbirimiz (önüne) gelen (ilk boş) yere otururdu. (Yukarı geçmek için kimseyi rahatsız etmezdi.)" isti'zan 29; Ahmed b. Hanbel, V, 91, 98, 108.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclislerde Tek Bir Halka Teşkil Edecek Şekilde Oturmak
4826-) Hazret-i Huzeyfe'den (rivâyet edildiğine göre); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (meclis) halka(sı)nın ortasına oturan kimselere lanet etmiştir. edeb 12.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisin Ortasında Oturmanın Hükmü
4827-) Said İbn Ebi'l-Hasen'den demiştir ki: Ebû Bekre şahitlik için yanımıza gelmişti de bir adam ona (yer vermek için) yerinden kalktı; (fakat Hazret-i Ebû Bekre) oraya oturmayı kabul etmedi ve: (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu ve bir kimsenin (kendi gönlüyle) giydirmediği kimsenin elbisesine el dokundurmayı yasakladı, dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Başka Biri İçin Yerinden Kalkması
4828-) İbn Ömer (radıyallahü anh)'den demiştir ki: Bir adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna gelmişti, (orada bulunan) Başka bir adam da ona (yer vermek üzere) yerinden kalktı. Bunun üzerine (adam kendisine verilmek istenen) bu yere oturmak üzere (oraya doğru) yürüdü. (Fakat) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hemen onu (oraya oturmaktan) nehyetti. b. Hanbel. 11. 85, 89, 102, 121, 124. 126, 149. Dâvûd der ki: (Bu hadisi Hazret-i İbn Ömer'den rivâyet eden) Ebü'l- Hasib'in adı Ziyad İbn Ahdurrahman dır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Kişinin Başka Biri İçin Yerinden Kalkması
4829-) Hazret-i Enes'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Kur'ân okuyan mü'min, kokusu hoş, tadı güzel bir portakal gibidir. (Devamlı) Kur'an okumayan bir mü'min de tadı güzel olup da kokusu olmayan bir hurma gibidir. Kur'ân okuyan günahkâr kimse kokusu güzel olup tadı acı olan fesleğen gibidir. okumayan günahkâr kimse ise tadı acı olup kokusu olmayan Ebû Cehil karpuzu gibidir. Ebû Dâvûd, cihad 58. arkadaş, güzel koku satan kimse gibidir. Sana, ondan hiçbir şey isabet etmese bile (en azından) güzel kokusu isabet eder. Kötü arkadaş da bir körükçüye benzer. Onun ise; is ve kokusundan bir şey bulaşmasa da (en azından) sana dumanı isabet eder. et'ime 30, Fedâilü'l-Kur'ân 17,36, tevhid 57; Müslim, müsafirin 243; Tirmizî, edeb 79, Nesâî, iman 32; İbn Mâce, mukaddime 16; Dârimî, Fedailü’l-Kur'ân 8; Ahmed b. Han bel, IV, 397, 404, 408.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler
4830-) Şu (bir önceki hadisin baş tarafında yer alan) ilk cümle (leri) " (kokusu için) ve tadı acı (reyhane gibidir)" sözüne kadar, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den, Hazret-i Ebû Mûsâ (el Eş'arî) kanalıyla da (rivâyet edilmiştir.) İbn Muaz (yukarıdaki hadise ilaveten): Hazret-i Enes biz iyi arkadaşın misalinden bahsediyorduk" (cümlesini de) rivâyet etti ve (sonra bir önceki hadisin) geriye kalan kısmını nakletti. et'ime 30, Fedâilü'l-Kur'ân 17. 36. tevhid 57; Müslim, Müsafirin 243; Tirmizî, edeb 79.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler
4831-) Enes İbn Mâlik'den (rivâyet edildiğine göre): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: İyi Arkadaşın benzeri..." deyip.(Hadisin bundan sonraki kısmında Hazret-i Enes 4829 no'lu hadisin) bir benzerini rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler
4832-) Hazret-i Ebû Said'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Mü'minden başkasıyla arkadaşlık etme, yemeğini de (Allah'dan) korkan kimse (ler) den başkası yemesin." zühd 56; Darimî, et'ime 23; Ahmed b. Hanbel, III, 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler
4833-) Hazret-i Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine (iyi) dikkat etsin." zühd 45; Ahmed b. Hanbel, II, 303, 334.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler
4834-) Hazret-i Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Ruhlar bir araya gelmiş topluluklardır. Onlardan (bu dünyaya gelmeden önce ruhlar âleminde) bir birleriyle taniş(ıp anlaş)anlar (bu dünyada da) anlaşırlar. (Fakat) onlardan (bu dünyaya gelmeden önce ruhlar âleminde) tanışmayanlar (bu dünyada da) tanış (ip anlaş) mazlar." enbiya 2; Müslim, birr 159-160; Ahmed b. Hanbel, II, 295, 527. 537.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler
4835-) Hazret-i Ebû Mûsâ'dan (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sahabelerinden birini (bir yere görevli olarak) gönderdiği zaman ona: Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Kolaylaşırınız, zorlaştırmayınız." diye emredermiş. ilim II, cihad 164. meğâzi 60, edeb 80, Ahkâm 22: Müslim, cihad 5; Ahmed b. Hanbel, I, 239, 283, 365, IV, 399, 412, 417.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Münakaşanın Çirkinliği
4836-) Es-Saib'den demiştir ki: Ben (birgün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna varmıştım, (Orada bulunan sahabiler) beni medhetmeye ve benden bahsetmeye başladılar. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu sizden daha çok bilirim, buyurdu. Ben de: söyledin (ey Allah'ın Resulü)! Annem babam sana feda olsun. (Gerçekten) sen (cahiliyye döneminde) benim ortağımdın (hem de) ne güzel ortak! (Bana) ne muhalefet ederdin ne de (benimle) çekişirdin" dedim. Mâce, ticare 63; Ahmed b. Hanbel, III, 425.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Münakaşanın Çirkinliği
4837-) (Yusuf İbn Abdullah İbn Selâm'ın) babasından (şöyle) dedi(ği rivâyet edilmiştir): (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahabileriyle) sohbete oturduğu zaman gözünü sık sık semaya (doğru) kaldırıp baka)rmış.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Konuşurken Takib Edilmesi Uygun Yol
4838-) Câbir İbn Abdullah (şöyle) demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in konuşmasında (devamlı olarak bir) açıklık ve rahatlık vardı."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Konuşurken Takib Edilmesi Uygun Yol
4839-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (gayet) açık ve tane tane konuşurdu. Kendisini her dinleyen konuşmasını (rahatlıkla) anlayabilirdi."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Konuşurken Takib Edilmesi Uygun Yol
4840-) Hazret-i Ebû Hureyre'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurmuştur: Allah'a hamd ile başlamayan her söz (bereketten) kesiktir." Mâce, nikâh 19. Dâvûd der ki; Bu hadisi Yunus ile Ukayl, Şuayb ve Said b. Abdülaziz ez-Zühıi vasıtasiyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den mürsel olarak rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Konuşurken Takib Edilmesi Uygun Yol
4841-) Hazret-i Ebû Hureyre'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: İçinde teşehhüd olmayan hutbe kesik el gibidir." nikah, 17: Ahmed b. Hanbel, II, 302, 434.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: Hutbe
4842-) Meymun İbn Ebi Şebib'den (rivâyet edildiğine göre bir gün) Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'ya bir dilenci uğramış da o dilenciye bir (ekmek) parçacı) vermiş .(Daha sonra) yanına üzerinde bir elbise ve iyilik alameti bulunan bir kimse daha uğramış. Bunun üzerine o adamı (layık olduğu bir yere) oturtmuş (ve kendisine bir takım yiyecekler ikram etmiş, adam da kendisine ikram edilen yiyecekleri) yemiş. (Daha sonra oradan uzaklaşıp gitmiş. Adam oradan ayrılınca) bu durum Hazret-i Âişe'ye sorulmuş (Hazret-i Âişe de): (sallallahü aleyhi ve sellem): İnsanları (layık oldukları) makamlarına oturtunuz" buyurdu. Cevabını vermiş. mukaddime I, 6. Dâvûd der ki: Yahya'nın rivâyeti kısaltılmıştır. Meymun ise Hazret-i Âişe'ye erişmemiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İnsanları Toplumda Layık Oldukları Yere Oturtmak
4843-) Ebû Mûsâ el Eş'arî'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Muhakkak ki ihtiyar müslümana, Kur'âni terk etmeyen ve yasaklarını çiğnemeyen Kur'ân hafızlarına ve adaletli devlet başkanına hürmet etmek, Allah'a saygıdandır." birr 75.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İnsanları Toplumda Layık Oldukları Yere Oturtmak
4844-) Amr b. Şuayb'den (ya da dedesinden rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İzinleri olmadıkça iki kişinin arasına oturulmasın" buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İki Kışı Arasına İzinleri Olmadan Oturmanın Hükmü
4845-) Abdullah İbn Amr'den (rivâyet edildiğine göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: İzinleri olmadıkça (aralarına oturmak suretiyle) iki kişinin arasını ayırmak hiçbir kimse için helâl değildir."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Edeb Bölümü
Konu: İki Kışı Arasına İzinleri Olmadan Oturmanın Hükmü