Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
1953-)
Ashab'dan birinin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Minâ'da halka bir hutbe irad edip onları (Kendileri için tayin ettiği) yerlerine yerleştirdi (ve yine bu maksatla kıble (cihet)nin sağına işaret ederek, Muhacirler buraya konsun" ; (ciheti)nin soluna işaret ederek: Ensâr da buraya konsun, (diğer) halk onların çevresine yerleşsinler" buyurdu. b. Hanbel, IV, 61.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mina’da Konaklama Yerleri
1954-)
Bekroğullarından iki kişiden; demişlerdir ki: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i teşrik günlerinin ortasında hutbe okurken gördük. Biz onun hayvanının yanında idik. Bu hutbe Resûlüllah'ın Minâ'da irad ettiği hutbe idi. es-Sünenu’l-kübrâ, V, 151.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Minada Ne Zaman Hutbe Okunur?
1955-)
Câhiliyye döneminde (puthanelerden) bir evin sahibesi olan Serrâ bint Nebhân dedi ki: Başlar gününde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe irad ederek " bu hangi gündür" dedi. Biz de: ve Resûlüllaha iyi bilir, dedik. (Bunun üzerine): Teşrik günlerinin ortası değilimdir?" buyurdu. Dâvûd buyurdu ki: Ebû Harre er-Rekâşî'nin amcası da aynı şekilde (Resûlüllah bize:) " Teşrik günlerinin ortasında hutbe irad etti" diye rivâyet etti. b. Hanbel, V 72; Beyhaki, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 151.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Minada Ne Zaman Hutbe Okunur?
1956-)
el-Hirmâs b. Ziyâd el-Bâhilî (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kurban bayramı’günü Minâ'da Adbâ isimli devesi üzerinde halka hitâb ederken gördüm. b. Hanbel, V, 7; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 140.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Resûlüllahın Minada Bayramın Birinci Günü Hutbe Okuduğunu Söyleyenlerin Delilleri
1957-)
Süleym b. Âmir el-Kilâ'î dedi ki: Ben Ebû Ümâme'yi, " Resûlüllah'ın kurban bayramı günü Miriâ'daki hutbesini dinledim" derken işittim. es-Sünenu'l-kübrâ, V, 140.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Resûlüllahın Minada Bayramın Birinci Günü Hutbe Okuduğunu Söyleyenlerin Delilleri
1958-)
Râfi b. Amr el-Müzenî dedi ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı Minâ'da kuşluk vakti boz bir dişi katır üzerinde halka hitab ederken gördüm. Ali (radıyallahü anh) da O'ndan (işittiklerini yüksek sesle uzaktakilere) aktarıyordu. Halkın kimisi ayakta kimisi de oturmakta idi. es-Sünenu'l-kübrâ, V, 140.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurban Bayramının Birinci Günü Minâda Hutbe Ne Zaman Okunur?
1959-)
Abdurrahman b. Muâz et-Teymî'den; Biz Minâ'da iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe irâdetti de işitme gücümüz (öyle) genişledi ki söylediği şeyleri evlerimizin içinde iken bile işitebiliyorduk. Halka hacla ilgili görevlerini anlatmaya başladı. Nihayet (söz sırası) cemrelere geldi. (Bu sırada sesinin daha uzaklara erişmesini sağlamak maksadıyla) şehâdet parmaklarının uçutarını kulak deliklerine) koydu, sonra (onlara); fiske taşları (büyüklüğünde taşlar atınız)" dedi. Sonra Muhacirlere emretti, bu emir üzerine (muhacirler) Mescidin ön tarafına indiler; Ensâra da emir verdi. Onlar da Mescidin arkasına konakladılar. Bundan sonra da diğerleri yerlerini aldılar demiştir. menâsik 189; Ahmet b. Hanbel, V, 374.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İmamın Minâ Hutbesinde Bahsedeceği Konular
1960-)
Abdurrahmân b. Ferruh, İbn Ömer'e; halkın mallarını (kendileri hesabına) başka mallarla değiştiriveriyoruz. (Minâ gecelerinde) birimiz Mekke'ye gelince geceyi mal(lar)ın başında geçirse (olmaz mı?) diye bir soru sormuş. İbn Ömer de; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Minâ'da gecelerdi (ve bunu) asla terk etmezdi, cevabım vermiştir. es-Sünenu'l-kübrâ, V, 153.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hacıların Minâda Geceleyecekleri Yerde Mekkede Gecelemeleri Caiz Midir?
1961-)
İbn Ömer'den nakledilmiştir ki: Abbâs (radıyallahü anh) suculuk görevi dolayısıyla Minâ gecelerinde Mekke'de kalmak üzere Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan izin istedi. O da kendisine izin verdi. hac 75, 133; Müslim, hac 346; İbn Mâce, menâsik 80; Dârimî, menâsik 91 Ahmet b. Hanbel, II, 19, 22, 28, 88.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hacıların Minâda Geceleyecekleri Yerde Mekkede Gecelemeleri Caiz Midir?
1962-)
Abdurrahman b. Yezîd'den nakledilmiştir ki: Osman (radıyallahü anh) Minâ'da (dört rekât namazları) dört rekat olarak kıldı. (b. Mesûd) dedi ki: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le beraber (Minâ'da dört rekatlı namazları) iki rekat olarak kıldım. Ebû Bekir'le de iki rekât olarak (kıldım), Ömer'le de iki rekât olarak (kıldım. Müsedded) Hafs'dan (naklettiği hadisinde Abdullah b. Mesud'un sözlerine şunları) ilâve etti: (Ben Osman'ın) halifeliğinin ilk yıllarında (dört rekatlık namazları) Hazret-i Osman'la birlikte (ikişer rekat kılmıştım, fakat) daha sonraları (bu ikiyi dörde) tamamla(maya başla)dı. (Müsedded) Ebû Muaviye'den (aldığı ve burdan itibaren gelecek olan sözleri de) ilâve olarak (şöyle) rivâyet etti: Sonra sizde yollar ayrıldı. (Vallahi Osman'a uyarak kılacağım), dört rekat (namaz)'ın benim için iki rekat makbul namaz yerine geçmesini ne kadar arzu ederdim. dedi ki: Muâviye b. Kurrâ’nın bana hocalarından naklettiğine göre Abdullah (b. Mes'ûd dörtlü namazları) dört rekat olarak kıl(maya başla)mış da kendisine; Osman'ı ayıpladın sonra (dörtlü namazları) dört rekat olarak kıl(maya başla)dın," denilmiş. O da; aykırılık fitnedir" diye cevap vermiştir. hac 84; Müslim, müsâfirîn 16; Dâriî, menâsik 47; Ahmet b. Hanbel, VI, 297.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mina’da Namaz
1963-)
Zührî'den rivâyet olunduğuna göre Osman (radıyallahü anh) hacdan sonra (Minâ'da bir süre) ikâmet etmeye kesin karar verdiği için Minâ'da (dört rekath namazları) dört rekat (olarak) kılmıştır. sitte sahiplerinden sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mina’da Namaz
1964-)
İbrahim (en-Nehaî)'den nakledilmiştir ki: Osman (radıyallahü anh)(Mekke'de dört rekatli namazları) dört (rekat) olarak kıldı. Çünkü orayı (kendisine) yurt edinmişti. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mina’da Namaz
1965-)
Zuhrî'den nakledilmiştir ki: Osman Tâif'te (bir takım) mallar eüinip de orada (bir süre) ikâmet etmeye karar verince (dört rekatli namazları) dört (rekat) olarak kıl(maya başla)dı. Sonra (Beni Ümeyye'den olan) devlet başkanları (Osman'ın) bu (uygulaması)na sarıldılar. Sitte sahiplerinden sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mina’da Namaz
1966-)
Zührî'den rivâyet olunduğuna göre Osman b. Affân, o sene (hacda) a'rabîler çok olduğu için onlara (bazı) namaz(ların) dört rekat olduğunu öğretmek için halka (dört rekatli namazları kısaltmadan) dört (rekat) olarak kıldırmıştır. es-Sünenu’l-kübrâ, II, 144.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mina’da Namaz
1967-)
Harise b. Vehb el-Huzâî ki annesi, Hazret-i Ömer(in nikâhı) altında idi ve Ubeydullah b. Ömer ondan doğmuştu- dedi ki: Ben Minâ'da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın arkasında namaz kıldım. Halk (o sene) alabildiğine kalabalıktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bu) Veda Haccında bize (dört rekatlı namazları) iki (rekat) olarak kıldırdı. hac 84; Müslim, müsâfirîn 17; nesâî, kasru’s-salât 3. Dâvûd buyurdu ki:" Harise, yurtları Mekke'de olan Huzâa (kabilesin)dendir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Mekkelilerin Namazları Minâda Kısaltarak Kılmaları Caiz Midir?
1968-)
Süleyman b. Amr’ın rivâyetine göre annesi demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı binitli olduğu halde her (attığı) çakıl taşları ile birlikte tekbir getirerek cemreleri -vadinin içerisinden- atarken gördüm. Arkasında da Hazret-i Peygamberi koruyan bir adam vardı, bu adamın kim olduğunu sordum. b. el-Abbâs'dır, dediler. Halk sıkışıklık meydana getiriyordu. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle) buyurdu: Ey inamlar sakın taşlan atarken kiminiz, kiminizi öldürmesin. (Öyleyse) fiske taşları gibi (küçük taşlar) atınız." Mâce, menâsik 64; Ahmet b. Hanbel, VI, 376, Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 130.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1969-)
Süleyman b. Amr el-Ahvas annesinin şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i binitli ve parmakları arasında bir (çakıl) taş(ı) olduğu halde Akabe Cemresinin yanında gördüm." (Elindeki çakıl taşım) attı. Halk da (ellerindeki çakıl taşlarını) attı. es-Sünenu'l-kübrâ, V, 130.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1970-)
İbn İdrîs şu (bir önceki) hadisin bir benzerini de aynı senedle Yezid b. Ebî Ziyâd'dan naklen rivâyet etmiştir. (İbn îdris) dedi ki: (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem elindeki taşlan attıktan sonra cemrelerin) yanında durmadı. hac 140, 142; Nesâî, menâsik 230; İbn Mâce, menâsik 65; Dârimî, menâsik 61; Muvattâ, hac 212; Ahmet b. Hanbel, II, 152, 178, 190; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, V, 148.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1971-)
İbn Ömer (radıyallahü anh), kurban (bayramının ilk) gününden sonraki üç günde (cemrelere taş atmak için) yaya olarak gelir, giderdi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de böyle yaptığını söylerdi. es-Sünenu’l-kübrâ, V, 131.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1972-)
Ebû'z-Zubeyr'den; Câbir b. Abdillahı (şöyle) derken işittiği rivâyet olunmuştur: Kurban (Bayramının birinci) günü, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı hayvanı üzerinde Hacla ilgili amellerinizi (iyi) almalısınız! Çünkü bilmiyorum, belki de bu haccımdan sonra bir daha haccedemem" buyurarak cemreleri taşlarken gördüm. hac 310; Nesâî, menâsik 220; Ahmet b. Hanbel, III, 318, 337, 366, 387.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1973-)
İbn Cüreyc'den naklediğildiğine göre Ebû'z-Zübeyr şöyle demiştir: Ben Cabir b. Abdullah’ı şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı kurban bayramının birinci günü kuşluk vakti (Akabe Cemresinde) taş atarken gördüm. Daha sonra(ki günlerde) bunu güneşin zevalinden sonra yaptı. hac 134; Müslim, hac 314; Tirmizî, hac 59; Nesaî, menâsik 221; Darimi, menâsik 58; Ahmet b. Hanbel, III, 313, 319, 400.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1974-)
Vebere (b. Abdirrahman)'dan nakledilmiştir ki: İbn Ömer'e: ne zaman atayım? diye sordum da; imamının atmağa başladığı zamanda at, cevabını verdi. Kendisine soruyu tekrar edince: (Resûlüllah -sallallahü aleyhi ve sellem- zamanında) güneşin zevalini beklerdik, güneşin zevali sırasında (taşları) atardık, dedi. hac 134; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, V, 148.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1975-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: (-sallallahü aleyhi ve sellem- bayram) gününün son kısmı (teşkil eden ikinci yarısı)nda öğle namazım Mekke'de kıldıktan sonra ifaza tavafını yaptı, sonra Minâ'ya döndü. Teşrîk günlerinin gecelerinde orada kaldı, (sözü geçen günlerde) güneş batıya kayınca her bir çakılda tekbir getirmek suretiyle her taş yığınına yedi taş atıyordu. (Taşları attıktan sonra) birinci ve ikinci (Cemre)nin yanında uzun bir süre ayakta duruyor ve duâ ediyordu ve (Sonra) üçüncü cemreye de (taşları) atıyordu. (Ancak) onun yanında durmazdı. hac 140-142; Nesâî," menâsik 230; İbn Mâce, menâsik 65; Dârimî, menâsik 61; Muvatta, hac 212; Ahmet b. Hanbel, II, 152, 178, 190.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1976-)
Abdurrahman b. Yezid dedi ki: İbn Mesûd el-Cemretü’l-Kübrâ (demlen Cemre-i Akabe)'ye varınca Beyt'i soluna Minâ'yı da sağına aldı ve Cemre(-i Akabe)'ye yedi çakıl atıp (Resûl-i Ekremi kasd ederek) " Kendisine Bakara sûresi inen kimse de işte böyle attı." dedi. hac 136, 138, 140, 142, Müslim, hac 147, 305, 309; Tirmizî, hac 64; Nesaî hac 215, 216, 226, 227, 229, 231; İbn Mâce, menâsik 63, 64, 84; Dârimî, menâsik 34, 61 Ahmet b. Hanbel, I, 168, 297, 306, 415, 427, 430, 432, 436, 456, 458; II, 152, VI, 90.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1977-)
Âsim (b. Adiy)'dan nakledildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) deve çobanlarına (teşrik gecelerinde Minâ'da) gecelemeye, (kalabalık olmadan önce) kurban bayramının birinci günü erkenden (Akabe Cemresine) taş atmalarına sonra ertesi günde veya daha ertesi günde iki güne ait taşları bir arada atmalarına ve (aceleleri olmayan kimselerin de bayramın) dördüncü günü de (cemrelere) taş atmalarına izin vermiştir. hac 106; Nesâî, menâsik 225, 226; İbn Mace, menâsik 67; Dârimî, menâsik 58; Muvatta, hac 218, 219; Ahmet b. Hanbel, V, 45; Beyhakî, es-Sünenül-kübrâ, V, 151.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1978-)
Adiyy'den rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çobanların (cemreleri) bir gün taşlayıp bir gün bırakmalarına izin vermiştir. hac, 106; Nesâî, menâsik 225, 226; İbn Mâce, menâsik 67; Ahmet b. Hanbel, V, 450.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1979-)
Katâde'den nakledilmiştir ki: Ben Ebû Miclez'i (şöyle) derken işittim: Ben İbn Abbâs'a taşlarla ilgili bir şey sordum da; (sallallahü aleyhi ve sellem) altı (taş) mı yoksa yedi (taş) mı attı, (iyice) bilmiyorum, diye cevap verdi. menâsik 227.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1980-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Sizden biriniz Akabe Cemresine taşları atınca ona kadınlara yaklaşmanın dışında her şey helâl olur" buyurdu. b. Hanbel, VI, 143, Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 136. Dâvûd buyurdu ki: Bu (hadis) zayıf bir hadistir. Çünkü Haccâc, Zührî'yi görmemiştir ve ondan herhangi bir hadis işitmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Taşları Atmak
1981-)
Abdullah b. Ömer'den rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Allah'ım, traş olanlara rahmet et" demiş. Ashâb; Allah'ın Resulü, kısaltanlara da (duâ et) demişler (Resûlüllah tekrar); Ey Allah'ım, traş olanlara rahmet et" demiş. Onlar da tekrar; Resûlallah, saçlarım kısaltanlara da (dua et), demişler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'de; Saçlarını kısaltanlarada (rahmet et)" demiş. hac 127; Müslim, hac 316, 318; 320, 321; Tirmizî hac 74; İbn Mace'menâsik 71; Dârimî, menâsik 64; Muvata, hac 184; Ahmet b. Hanbel, I, 216, 353; II, 34, 79, 119, 138, 141, 151; III, 20, 89, IV, 70, 365, 177; V, 381; VI, 393, 402, 403.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1982-)
İbn Ömer'den (rivâyet olunduğuna göre) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccında başını tıraş et(tir)miştir. hac 127; Müslim, hac 322; Ahmet b. Hanbel, II, 128.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1983-)
Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurban bayramı(nın birinci) günü Akabe Cemresine (taşları) attı. Sonra Minâ'daki (konak) yerine dönüp kurbanlığı(nı) istedi ve (onu) kesti. Sonra berberi çağırdı. Bunun üzerine (berber geldi, önce-Resûl-i Ekrem'in) başının sağ tarafını tutup tıraş etti ve etrafında bulunanlara (kimisine) bir kıl (kimisine de) iki kıl (olmak üzere kıllarını) dağıtmaya başladı. Sonra (berber Resûlüllah'ın) başının sol tarafını tutup tıraş etti. (Tıraş bittikten) sonra (Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Talha burada mı?" dedi ve (Sol kısmından tıraş edilen) saçlarını (halka dağıtmak üzere) Ebû Talha'ya verdi. vudû 33; Müslim, hac 323, 326; Tirmizî, hac 73; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 103.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1984-)
Şu (önceki) hadis aynı senedle Hişam b. Hassan'dan da rivâyet olunmuştur. (Bu hadisi Hişam b. Hassan'dan nakleden Süfyân) dedi ki: sallallahü aleyhi ve sellem) berbere: Sağ tarafımdan başla da (öyle) tıraş et" buyurdu. hac 323, 326; Tirmizî, hac 73.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1985-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre, Minâ'da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (hac amellerinden bazısının yeri değiştirilerek takdim veya te'hir edilmesiyle ilgili bazı sorular) sorulmuş da (Resûl-i Ekrem): Zararı yok" diye cevap vermiş. Bir adam: kurban kesmeden önce tıraş olmuşum, diye sormuş. O'na da: Kes zararı yok" diye cevap vermiş. (Aynı adam) hemen arkasından: battı (bense hâlâ Akabe Cemresine taşlan) atamadım, dedi. (Resûl-i Ekrem Efendimiz de); (Taşlarını şimdi) " at, zararı yok" buyurdu." ilim 23, 24, 26; hac 125,130-131, eymân 15; Müslim, hac 327, 330-331, Tirmizî, hac 76; Nesâî, menâsik 225; İbn Mâce, menâsik 74; Darimî, menâsik 50, 56; Muvatta, hac 242; Ahmed b. Hanbel, 1,216, 258, 269, 291,300, 311,328; II, 159, 192,202,217; III, 326, 385.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1986-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh) demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınlara tıraş olmak gerekmez. Kadınlara gereken sadece (saçları) kısaltmaktır." buyurdu. es-Sünenü'l-kübrâ, V, 104.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1987-)
İbn Abbâs (r.â.)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Kadınlara tıraş olmak gerekmez. Kadınlara gereken sadece saçlan kısaltmaktır" buyurdu. es-Sünenü’l-kübrâ, V, 104.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Tıraş Olmak Ve Saçları Kısaltmak
1988-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) haccetmeden önce umre yaptı. umre 2: Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 345.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1989-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Vallahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sadece şirk ehline ait bir işi ortadan kaldırmak maksadıyla Âişe'ye Zilhicce ayında umre yapması için izin verdi. Çünkü şu Kureyş kabilesiyle onların yolunda olan kimseler; Hac yolculuğunda yüklerin ağırlığından dolayı dökülen (develerin sırtındaki) yünler (hacdan döndükten sonra yeniden çıkıp) çoğaldığında ve (hac yolunda develerin sırtında ya da ayaklarında açılan) yara(lar) iyileştiğinde ve Safer ayı geçtiğinde umre yapmak isteyene umre helâl olur" derlerdi ve Zilhicce ayıyla Muharrem ayı çıkıncaya kadar umre yapmayı haram sayarlardı." hac 34; Menâkibû’l-ensâr 26; Müslim, hac 198; Nesâî, menâsik 76; Dârimî, mukaddime 14; Ahmed b. Hanbel, I, 252, 261.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1990-)
Mervan'ın Ümmü Ma'kü'a gönderdiği elçisinin haber verdiğine göre, Ümmü Ma'kıl demiştir ki: Ebû Ma'kil Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le hacca gitmeye kesin karar verdi. Ebû Ma'kıl gelince, Ümmü Ma'kıl (kocasına hitaben) ki benim üzerimde bir hac görevi var, dedi. (Durumu Resûl-i Ekrem'e arzetmek üzere kalkıp ikisi birden) yürüyürek gittiler ve (Resûlüllah'ın) yanına girdiler (Ümmü Ma'kıl): Resûlallah: Benim üzerimde bir hac görevi var. Ebû Ma'kıl’ın da genç bir devesi var, dedi. Ebû Ma'kıl da: doğru söyledi, (ama) ben onu Allah yoluna vakfettim. (Binaenaleyh onunla hacca gitmesi mümkün olmasa gerek) dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Sen onu O'na ver de onunla hacca gitsin. Çünkü (onunla hacca gitmek de) Allah yolunda (bir amel)dir" buyurdu. Bunun üzerine. Ebû Ma'kıl deveyi O'na verdi. Ancak Ebû Ma'kıl'ın ölümü sebebiyle Ümmü Ma'kıl o sene hacca gidemedi. (Resûl-i Ekrem hacdan döndükten sonra Ümmü Ma'kil); Resûlallah, ben ihtiyarlamış ve hastalanmış bir kadınım. Benim için (bu sene kaçırmış olduğum) haccımın yerine geçecek bir amel var mıdır? diye sordu. (Resûl-i Ekrem de): Ramazanda (yapılan) umre bir hac yerine geçer" buyurdu. hac 95; İbn Mâce, menâsik 24, Ahmed b. Hanbel, VI, 375.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1991-)
Ümmü Ma'kü'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccına niyetlenince (ben de onunla birlikte hac yapmayı çok istedim bizim bir devemiz vardı, onu da Ebû Ma'kıl Allah yoluna vakfetmişti. Biz hastalandık, Ebû Ma'kıl'de öldü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (hac için yola) çıktı. Haccını bitir(ip de gel)diği zaman yanına vardım. (Bana): Ey Ümmü Ma'kıl seni bizimle beraber haccetmekten ahkoyan nedir?" dedi. (Ben de): hazırlanmıştık (fakat) Ebû Ma'kıl vefat etti ve bizim için üzerinde hacca gidebileceğimiz sadece bir deve(miz) vardı, onu da Ebû Ma'kıl Allah yoluna vakfetmişti, diye cevap verdi(m). Bunun üzerine (Resûl-i Ekrem Efendimiz); Onunla (yola) çıksaydın ya, çünkü hac da Allah yolunda (yapılan bir amel)dir. Her ne kadar bizimle beraber bu haccı yapmayı kaçırmışsan da Ramazan da umre yap. Çünkü o hac gibidir." (Ümmü Ma'kıl şöyle) dedi: hacdır, umre de umredir. Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu bana söyledi; (bu söz) sadece banami aittir, iyice bilemiyorum. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1992-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hac yapmak istemişti. (Bunu duyan) bir kadın da kocasına; devenin (üzerine bindirerek) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte hacca götür, dedi. (Kocası da); seni üzerinde hacca götürebileceğim bir deve yoktur, cevabını verdi. Kadın: devene bindirsen olmaz mı? dedi. (Kocası): (deve) aziz ve celil olan Allah yoluna vakfedilmiştir,. dedi ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Resûlallah), karım Allah'ın selâm ve rahmetinin senin üzerine olmasını diliyor ve seninle hacetmek istiyor. Bana: Beni Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le hacca götür" dedi. Ben de (kendisine); Bende seni üzerinde hacca götürebileceğim (bir hayvan) yok" dedim. O da " Beni falan devenin üzerinde hacca götür" dedi. Bunun üzerine; (O deve), Allah yoluna vakfedilmiştir" dedim. sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Şu bir gerçek ki eğer sen onu o deven üzerinde hacca götürseydin bu da Allah yolunda (bir iş) olurdu." diye cevab verdi ve benden hangi amelin seninle hacca gitmeye denk olabileceğini sana sormamı istedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de: Allah'ın selâmı, rahmet ve berekâtı onun üzerine olsun. Ona, " Ramazanda yapılan umrenin (benimle birlikte yapılan) hacca denk olduğunu haber ver" buyurdu. Mâce, menâsik 45; Tirmizî, hac 93.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1993-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birisi Zilka'dede birisi de Şevvalde olmak üzere iki defa umre yapmıştır. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1994-)
Mücâhid'den rivâyet olunduğuna göre İbn Ömer (radıyallahü anh)'e; (sallallahü aleyhi ve sellem) kaç (defa) umre yaptı? diye sorulmuş da " iki defa" diye cevap vermiştir. Bunun üzerine Âişe (radıyallahü anhâ); Ömer de kesinlikle biliyor ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda haccıyla birlikte yaptığı umreden başka üç defa umre yaptı, demiştir. umre 3; Müslim, hac 219; Ahmed b. Hanbel, II, 180, VI, 228.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1995-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dört defa umre yaptı: (Birincisi) Hudeybiye, ikincisi, (gelecek sene) umre yapmak üzere (Kuryşlilerle) anlaştıkları zaman (alınan karara uygun olarak yaptığı umre); üçüncüsü, Ci'râne'den (ihrama girerek yaptığı) umre; dördüncüsü de (Veda) Haccıyla birlikte (yaptığı umre)dir. hac 217, 220; Buhârî, meğâzî 35; Tirmizî, hac 6-7; İbn Mâce, menâsik 50; Darimî, menâsik 39; Ahmed b. Hanbel, I, 246, 321; II, 39; III, 134, 256; IV, 297.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1996-)
Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahû aleyhi ve sellem) dört umre yapmıştır: Haccıyla birlikte yapmış olduğu umresinin dışında hepsi de Zilka'de ayında (yapılmış)tır. Dâvûd buyurdu ki: Ben buradan itibaren (nakledeceğim sözleri) Hudbe (b. Hâlid)'den sağlam olarak aldım. Bu sözleri Ebû'l-Velid'den de işittim. (Ama iyi zabt edemediğim için ondan işittiklerimi nakletmiyorum. Hudbe'den işittiklerimi nakletmekle yetiniyorum): Umresi yahut Hudeybiye'den (yapılan) umre Zilkade ayında (yaptığı) Kaza Umresi Zilkade ayında ganimetleri taksim ettiği sırada Ci'râne'den (ihrama girerek yaptığı) umre ve haccıyla birlikte (yaptığı) umre. meğâzî 35; Müslim, hac 217, 220; Tirmizî, hac 6-7; İbn Mâce, menâsik 50; Dârimî, menâsik 39; Ahmed b. Hanbel, I, 246, 321; II, 139; III, 134, 256, IV, 297.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umre
1997-)
Abdurrahman b. Ebî Bekr'den rivâyet olunduğuna göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na; Kızkardeşin Âişe'yi terkine al, Ten'îm'den (ihrama girmesini sağlayıp) umre yaptır. Sen O'nu taş yığınından aşağı indirince (orada) ihrama girsin, çünkü bu makbul bir umredir." buyurmuştur. hayız 115, hac 3, umre 6, cihâd 125 Müslim, hac 135, 136; Dârimî, menâsik 41; Ahmed b. Hanbel, I, 197-198; III, 309, 394; VI, 164.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umreye Niyet Ettikten Sonra Ay Başı Olan Ve Hac Zamanı Gelip Çattığı İçin De Umresini Bozup Hacca Niyetlenen Bir Kadın Daha Sonra Umresini Kaza Eder Mi?
1998-)
Muharriş el-Ka'bî'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ci'râne'ye girince (oradaki) Mescid'e varıp Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Sonra (umre için) ihrama girdi. (Geceleyin Mekke'ye varıp tavaf ve sa'ydan sonra yine geceleyin Ci'râne'ye döndü, ertesi gün güneş batıya döndükten) sonra hayvanına binip Serîf’in aşağı tarafına doğru yola çıktı. Nihayet (Medine'den Mekke'ye giderken tâkibedilen) Medine yoluna ulaştı. (Sanki Mekke'de) geceliyen bir kimse gibi sabahleyin Mekke'de bulundu. hac 217; Nasaî, menâsîk 104; tirmizî, hac 90; Dârimî, menâsik 41; Ahmed b. Hanbel, III, 426, 427.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Umreye Niyet Ettikten Sonra Ay Başı Olan Ve Hac Zamanı Gelip Çattığı İçin De Umresini Bozup Hacca Niyetlenen Bir Kadın Daha Sonra Umresini Kaza Eder Mi?
1999-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kaza umresinde (Mekke'de) üç (gece) kalmıştır. megâzî 43; Müslim, cihad 92.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İ Ekrem Mekkede Ne Kadar Kaldı?
2000-)
İbn Ömer (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahû aleyhi ve sellem Kurban (bayramının birinci) günü (Minâ'dan Mekke'ye) inmiş sonra (Minâ'ya) dönerek öğleyi Minâ'da kılmıştır. hac 335; Nesâî, menâsik 204; İbn Mâce, menâsik 61; Ahmed b. Hanbel, I, 211; II, 34; V, 210; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, V, 144.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hacda Minâdan Mekkeye Akın Etmek
2001-)
Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın benim yanımda kalacağı (nöbet) gecem kurban bayramı gününün akşamı(rıa rastlıyor) idi. (Resûlüllah) yanıma geldi. Ebû Umeyye kabilesinden bir adamla birlikte Vehb b. Zem'a da geldi. İkisi de gömlekli idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Vehb'e: (Ey) Ebû Abdillah, ifaza tavafını yaptın rai?" dedi. (Vehb de): (yapmadım) Ya Resûlallah, cevabını verdi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Üzerinden gömleği çıkar" buyurdu. Bunun üzerine gömleği başından çıkardı. Arkadaşı da (aynı şekilde) gömleğini başından (soyup) çıkardı. Sonra (Vehb): Resûlallah, (bunu) niçin (emrettin) diye sordu. (Resûl-i Ekrem de): Bu(gün Akabe Cemresi) taşları attığınızda ihramdan çıkmanıza izin verilmiş bir gündür. (Binaenaleyh tavafınızı yaparak ihramdan çıkınız)" buyurdu. (Resul-i Ekrem bu sözüyle) kadınlar(a yaklaşmanın) dışında size haram kılınan herşey(in size helâl kılınacağı bir gündür) demek istiyordu. (Daha sonra sözlerine devamla). Eğer bugün Siz şu Beyti tavaf yapmadan akşamlarsanız, Mekke'ye taşları atmadan önceki kıyafetinizle ihramlı olarak gidersiniz, Tavaf yapıncaya kadar (ihramda kalırsınız)" buyurdu. b. Hanbel, VI, 295; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, V, 137.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hacda Minâdan Mekkeye Akın Etmek
2002-)
Âişe ile İbn Abbâs'dan rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda Haccında) kurban (bayramının birinci) günü tavafı geceye ertelemiştir. hac 129; Tirmizî, hac 80; İbn Mâce, menâsik 77; Ahmed b. Hanbel, 1, 288, 309; VI, 215, 243; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 144.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hacda Minâdan Mekkeye Akın Etmek