Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
1664-)
Câbir b. Abdullah'tan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ağacından koparılmış her on vesk hurmadan fakirler için mescidde bir salkım asılmasını emretti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Maldaki Haklar
1665-)
Ebû Said el-Hudrî (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile bir seferde iken bir adam devesinin üzerinde geldi de onu sağa sola çevirmeye başladı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kimin yanında fazla binit varsa onu biniti olmayana versin. Kimin yanında fazla azık varsa onu azığı olmayana versin" buyurdu. Öyle oldu ki hiç birimizin (sahip olduğu) fazla (mal) da hiç bir hakkının olmadığını zannettik. lukata 18.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Maldaki Haklar
1666-)
İbn Abbâs'tan; demiştir ki: Altın ve gümüşü biriktirenler..." âyeti (9), 33. inince durum müslümânların ağırına gitti. Bunun üzerine Ömer: sizi rahatlatırım, diyerek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gitti ve: Allah'ın Peygamberi! Bu âyet ashabının ağırına gitti, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah zekâtı ancak mallarınızdan kalanı temizlemek için farz kıldı, Mirasları da sizden sonrakilere kalması için farz kıldı" buyurdu. Ömer, tekbîr getirdi sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Kişinin biriktirdiği en hayırlı şeyi haber vereyim mi? Saliha olan kadın ki, kocası ona baktığı zaman kocasını sevindirir, kocası emrettiği zaman itaat eder, kocası yanında olmadığı zaman onun haklarım korur" buyurdu. el-Müstedrek, I, 409.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Maldaki Haklar
1667-)
Hüseyin b. Ali (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): At üzerinde gelse bile, dilenenin hakkı vardır." buyurdu. b. Hanbel, I, 201.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Dilenenin Hakkı
1668-)
Ali (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den önceki hadisin benzerini rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Dilenenin Hakkı
1669-)
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bey'at edenlerden biri olan Ümmü Büceyd'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah'a şöyle demiştir: Resûlallah! Allah'ın salât-ü selâmı üzerine olsun- fakir, (gelip) kapımın onunde duruyor da ona verecek bir şey bulamıyorum. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şöyle dedi: Bir koyunun yanmış tırnağından başka ona verecek bir şey bufamazsan, (hiç olmazsa) onu eline ver." zekât 29; Nesâî, zekât 70; Ahmed b. Hanbel, VI, 383.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Dilenenin Hakkı
1670-)
Esma (radıyallahü anh)’dan nakledilmiştir ki: (Hudeybiye) antlaşması zamanında annem, İslâm'dan yüz çeviren bir müşrik olduğu halde (kendisine yardım etmemi) arzulayarak bana geldi de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: Resûlallah! Annem İslâm'dan yüz çeviren bir müşrik olduğu halde bana geldi. Ona yardımda bulunayım mı?" dedim. O da: Evet, annene yardımda bulun." buyurdu. edeb 7-8; Müslim, zekât 49.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: İ Zimmete Sadaka Vermek
1671-)
Babasından rivâyette bulunan ve kendisine Buheyse denilen bir kadından rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin alarak (başını) onun gömleğinin altına soktu da öpüp sarılmaya başladı. Sonra: Resûlallah! (başkasından) esirgenmesi helâl olmayan şey nedir? diye sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Sudur" diye cevap verdi. Babam tekrar: Allah'ın Peygamberi! (Başkasından) esirgenmesi helâl olmayan şey nedir" diye sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Tuzdur" cevâbını verdi. Babam yine: Allah'ın Peygamberi! (Başkasından) esirgenmesi helâl olmayan şey nedir? diye sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayrı işlemen, senin için hayırlıdır." cevâbım verdi. b. Hanbel, III, 480-481.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Esirgenmesi Caiz Olmayan Şeyler
1672-)
Abdurrahman b. Ebî Bekr’den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İçinizde bugün fakir doyuran kimse var mı?" diye sordu da Ebû Bekir (radıyallahü anh): girdiğimde dilenen bir dilenci gördüm de (oğlum) Abdurrahman'ın elinde bir parça ekmek buldum. Ondan alıp o fakire verdim, dedi. fedâilu's-sahâbe 12; zekât 87.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Camilerde Dilenmek
1673-)
Câbir' (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ın zâtı için ancak cennet istenir." buyurdu. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Allahın Zatı İçin Dilenmenin Çirkinliği
1674-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah için size sığınan kimseye yardım edin. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edenin dâvetine icabet edin, size iyilik yapanı mükâfatlandırın. Eğer onu mükâfatlandıracak bir şey bulamazsanız, -karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar- ona dua edin" buyurdu. zekât 72; Ahmed b. Hanbel, I, 250; II, 68, 99, 127.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Allah İçin İsteyene Vermek
1675-)
Câbir b. Abdullah el-Ensârî (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanındaydık, bir adam yumurta kadar bir altın getirip şöyle dedi: Resûlallah! Bunu maden ocağında buldum. Al, bu sadakadır. Bundan başka bir şeyim yok. (sallallahü aleyhi ve sellem), ondan yüz çevirdi. Sonra o adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sağ tarafından geldi, aynı şeyleri söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine ondan yüz çevirdi. Sonra ona sol tarafından geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine ondan yüz çevirdi. Sonunda arkasından geldi bu sefer Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onu aldı ve adama attı. Eğer ona değseydi incitirdi veya yaralardı. Arkasından Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Biriniz, sahib olduğu şeyi getirip: -Bu sadakadır" diyor, sonra da oturup insanlara avuç açıyor. Sadakanın en faziletlisi, fazla maldan verilenidir." el-Müstedrek, I, 413.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kişinin Bütün Malını Sadaka Olarak Vermesi Caiz Midir?
1676-)
Bir önceki hadisi Abdullah b. İdris, Muhammed b. İshak'tan aynı sened ve mana ile rivâyet etmiş ve (Resûlüllah'ın sözüne): Bizden malını al, bizim ona ihtiyacımız yok" ibaresini ilâve etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kişinin Bütün Malını Sadaka Olarak Vermesi Caiz Midir?
1677-)
Abdullah b. Sa'd'dan rivâyet edildiğine göre Ebû Said el-Hudrî'yi şöyle söylerken işitmiştir: adam mescide girdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oradakilere elbise tasadduk etmelerini emretti. Onlar da tasaddukta bulundular. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), o adama onlardan ikisinin verilmesini emretti, sonra sadaka vermeye teşvik etti. O adam da gelip iki elbiseden birini tesadduk etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona bağırdı ve: Elbiseni al" dedi. zekât 55.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kişinin Bütün Malını Sadaka Olarak Vermesi Caiz Midir?
1678-)
Ebû Hüreyre'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem): Sadakanın en hayırlısı, geride zenginlik bırakan -veya bol maldan verilen- sadakadır. Tasadduka, bakmakla yükümlü olduğun kimselerden başla." diye buyurmuştur. zekât 18, nafakât 2; Müslim, zekât 95; Nesâî, zekât 53, 60; Dârimî, zekât 21, 22.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kişinin Bütün Malını Sadaka Olarak Vermesi Caiz Midir?
1679-)
Ebû Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre o, şöyle demiştir.Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: Resûlallah; Hangi sadaka daha faziletlidir? dedim. O (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Fakirin gücünün yettiğidir. Bakmakla yükümlü olduğun kimselerden başla" buyurdu. zekât 49; Darimî, salât 135; Ahmed b. Hanbel, II, 357; III, 412; V, 178, 179, 265.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kişinin, Bütün Malını Tasadduk Etme Ruhsatı
1680-)
Eşlem (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Ömer b. el-Hattâb'ı şöyle söylerken işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün bize sadaka vermemizi emretti. Bu (emir) bende mal bulunan bir zamana rastladı. (Kendi kendime) " bir gün Ebû Bekr'i geçersem işte bugün geçerim" dedim ve malımın yarısını getirdim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ailene ne bıraktın?" dedi. Ben de: kadarını, dedim. Ebû Bekir de malının hepsini getirdi, sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na: Ailene ne bıraktın?" dedi. O da: Allah ve Resulünü bıraktım dedi. (O'na); sonra seninle hiçbir şeyde asla yarışmam, dedim. menâkıb, 16.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kişinin, Bütün Malını Tasadduk Etme Ruhsatı
1681-)
Said' (b. el-Müseyyeb)’den rivâyet edildiğine göre, Sa'd (b. Ubâde) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi ve O (sallallahü aleyhi ve sellem)'na: sadaka (çeşidi) sana daha sevimlidir? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sudur" buyurdu. vesâyâ 1; İbn Mâce, edeb 8.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Su Vermenin Fazileti
1682-)
Sa'd b. Ubâde bu rivâyete benzer bir (şekilde) rivâyette bulunmuştur.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Su Vermenin Fazileti
1683-)
Sa'd b. Ubâde'den rivâyet edildiğine göre O, şöyle demiştir: Resûlallah! Sa'd'ın annesi öldü. Hangi sadaka (çeşidi) daha faziletlidir? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Su" buyurdu. Râvi dedi ki: bir kuyu kazdırdı ve " bu kuyu Sa'd'in annesinin kuyusudur." dedi. vesâya 9; İbn Mâce, edeb 8; Ahmed b. Hanbel, V, 285; VI, 7.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Su Vermenin Fazileti
1684-)
Ebû Said'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Hangi müslüman elbise ihtiyacı olan başka bir müslümana bir elbise giydirirse, Allah da ona cennetin yeşil elbiselerinden giydirir. Hangi müslüman aç bir Müslüman doyurursa, Allah da onu cennet meyvelerinden doyurur. Hangi müslüman susamış bir müslümana su verirse, Allah da ona (kabı) mühürlü hâlis cennet şarâbı içirir." kıyâme 18; Ahmed b. Hanel, III, 14.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Su Vermenin Fazileti
1685-)
Ebû Kebşe es-Selûlî'den nakledilmiştir ki: b. Amr'ı işittim, şöyle diyordu: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kırk haslet vardır ki bunların en üstünü (sütünden faydalanmak üzere verilen) keçi ariyetidir. Bunlardan bir hasleti, -sevabını umarak ve ona va'dedilen şeyi tasdik ederek- işleyen kimseyi, bu sayede Allah cennete koyar" buyurdu. hibe 35; Ahmea b. Hanbel, II, 160. Dâvûd buyurdu ki: Müsedded'in hadisinde Hassan dedi ki: Keçi ariyetinden başka, selâm almak, aksırana dua etmek, geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmak ve benzen hasletleri de saydık onbeş haslete varamadık."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Faydalanmak Üzere Başkasına Ariyet Vermek
1686-)
Ebû Mûsâ'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Verilmesi emredilen şeyi (sadakayı) gönül hoşluğuyla emrolunan kişiye (fakire) eksiksiz, tam olarak verinceye kadar (koruyan) emin kasadar, sadaka veren iki kişiden biridir." icâre I, vekâlet 16; Müslim, zekât 79; Nesâî, zekât, 57, 67; Ahmed b. Hanbel, IV, 394.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Vekâleten Vereceği Sadakayı Muhafaza Eden Kimsenin Ecri
1687-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kadın kocasının evinden kötülük kastetmeksizin infak ederse, ona infakın sevabı, kocasına da kazanmasının sevabı verilir. Hizmetçisine de o kadar sevab verilir. Onlardan birisi diğerlerinin sevabını eksiltmez." zekât 17, büyü 12; Müslim, zekât 80; Tirmizî, zekât 34; İbn Mâce, ticâret 65; Ahmed b. Hanbel, VI, 44.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kadının Kocasının Evindeki Maldan Sadaka Vermesi Caîz Midir?
1688-)
Sa'd'dan rivâyet edildiğine göre O, şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınlardan bey'at aldığı zaman Mudar kabilesi kadınlarından olduğu zannedilen cüsseli bir kadın kalktı ve: Ey Allah'ın Resulü! Biz babalarımıza ve oğullarımıza yüküz. Ebû Dâvûd: zannediyorum hadiste’kocalarımıza’ ilâvesi de vardır." dedi. Onların malından (izinsiz) bize neler helâl olur?" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Ratb, onu hem yer, hem de hediye edersiniz," buyurdu. Dâvûd: Ratb, ekmek, sebze ve yaş hurmadır, dedi. Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi (Süfyan-ı) Sevrî de, Yûnus'tan rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kadının Kocasının Evindeki Maldan Sadaka Vermesi Caîz Midir?
1689-)
Hemmâ b. Münebbîh dedi ki; Ebû Hureyre'yi şöyle derken işittim: (sallallahü aleyhi ve sellem): Kadın izin almaksızın kocasının kazancından infak ederse, ona kocasının ecrinin yarısı vardır," buyurdu. nafakat 5.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kadının Kocasının Evindeki Maldan Sadaka Vermesi Caîz Midir?
1690-)
Ata'nın, Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiğine göre kadının, kocasının evindeki (maldan) sadaka verip veremeyeceği konusunda o, şöyle demiştir: kadın ancak kendi nafakasından (tasadduk eder) sevap da karı ile koca arasında ortaktır. Kadının kocasının malından sadaka vermesi, ancak onun izniyle helâl olur. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis Hemmâm'ın hadisini zayıflatır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Kadının Kocasının Evindeki Maldan Sadaka Vermesi Caîz Midir?
1691-)
Enes (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Siz sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) vermedikçe asla iyiliğe ermiş olamazsınız." Âl-i îmran (3), 92. âyeti inince Ebû Talha: Resûlallah! Galiba Rabbimiz, mallarımızdan bir kısmını (yolunda vermemizi) istiyor. Sizi şâhid tutarım ki Bârîhâ adındaki yerimi Allah için verdim, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na: O yeri akrabana ver" buyurdu. Bunun üzerine Ebû Talha, Onu Hassan b. Sabit ile Ubeyy b. Ka'b arasında taksim etti. vesâyâ 10; Müslim, zekât 43; Tirmizî, Tefsirü Sûre İ|5; Nesâî, ihbâs 2; Ahmed b. Hanbel, III, 184, 262, 285. Dâvûd dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah el-Ensârî'nin şöyle dediği ulaştı: Talha (Zeyd b. Sehl b. el-Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adiyy b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr) ile Hassan (b. Sabit b. el-Münzır b. Haram) üçüncü dedeleri olan Haram’da birleşiyorlar. (b. Ka'b b. Kays b. Atık b. Zeyd b. Mu'âviye b. Amr b. Mâlik b. en-Neccâr'dır). Amr, Hassan, Ebû Talha ve Übeyy'i birleştiren atalarıdır. el-Ensârî dedi ki: Übeyy ile Ebû Talha arasında altı ata vardır."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1692-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Meymûne'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir; cariyem vardı O'nu âzadettim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. O'na bunu haber verdim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Allah sana ecrini versin..Gerçekten sen onu dayılarına verseydin, savabın daha büyük olurdu." hibe 15; Müslim, zekât 44.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1693-)
Ebû Hüreyre'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) sadaka verilmesini emretti de bir adam: Resûlallah, yanımda bir dinar var, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu kendine tasadduk et (harca)" dedi. Adam: bir dinar daha var, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu da çocuğuna tasadduk et (harca)" dedi. Adam: bir dinar daha var, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu da hanımına tasadduk et (harca)" dedi. Adam: bir dinar daha var, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu da hizmetçine tasadduk et" dedi. Adam: bir dinar daha var, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Sadaka verme usûlünü sana açıkladıktan sonra) sen (durumunu) daha iyi bilirsin." buyurdu. zekât 54; Dârimî, rikâk 53; Ahmed b. Hanbel, III, 251, 471.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1694-)
Abdullah b. Amr'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günâh olarak yeter." b. Hanbel, II, 160, 193, 195.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1695-)
Enes (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kimi rızkının genişletilmesi ve ömrünün uzatılması sevindirirse, akrabasına iyilik yapsın" buyurdu. büyü' 12-13; Müslim, birr 20-21.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1696-)
Abdurrahman b. Avf (radıyallahü anh) demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken işittim: -Allah buyurdu ki: Ben Rahmanım, o (akrabalık) da rahimdir. Ona kendi ismimden bir isim verdim. Kim ona iyilik yaparsa, ben de ona iyilik yaparım, kim ona iyilik yapmayı terk ederse bende ona iyiliği terk ederim." birr 9; Ahmed b. Hanbel, I, 191, 194; II, 498.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1697-)
Abdurrahman b. Avf’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den yukarıdaki hadisin mânâsında bir hadis işitmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1698-)
Cübeyr b. Mut'im'den merfû olarak rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Akrabalık alakasını kesen, cennete giremez" buyurmuştur. edeb 11; Müslim, birr 18; Tirmizî, birr 10; Ahmed b. Hanbel, III, 14; IV, 80, 83, 84, 399.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1699-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sıla-i rahim yapan kimse, (akrabasından gördüğü iyiliğe) karşılık veren kimse değildir. O, akrabası kendisine iyiliği kestiği zaman onlara iyilik yapandır." edeb 15; Tirmizî, birr 10.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: I Rahim Akrabaya İyilik Etmek
1700-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hitabesinde şöyle buyurdu: Cimrilikten sakının, çünkü sizden öncekiler cimrilik sebebiyle helâk oldular. Cimrilik onları, vermemeye şevketti de vermediler, akrabaya iyiliği kesmeye şevketti de kestiler, (mal toplamak için) günah işlemeye sevk etti de günah işlediler." el-Mustedrek, I, 415.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Cimrilik
1701-)
Esma bint Ebî Bekr (radıyallahü anhâ); demiştir ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a dedim ki: Resûlallah! Benim, (kocam) Zübeyr'in evine getirdiğinden başka hiç bir şeyim yok, ondan vereyim mi? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ver, saklama, yoksa senden de saklanır." buyurdu. zekât 21; Tirmizî, birr 40; Nesâî, zekât 62; Ahmed b. Hanbel VI, 344, 354.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Cimrilik
1702-)
Abdullah b. Ebî Müleyke'den rivâyet edildiğine göre Âişe (radıyallahü anhâ), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bazı fakirlerden söz etti. Dâvûd buyurdu ki: Veya Abdullah b. Ebî Müleyke'den başkalarının rivâyetine göre " bazı sadakalardan söz etti" Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Ver, sayma, yoksa sana da sayıyla verilir" buyurdu. zekât 21; Hibe 15; Müslim, zekât 88-89; Nesâî, zekât 62; Ahmed b. Hanbel, VI, 71, 108, 345, 346, 352, 354.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Cimrilik
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Alânın Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Müseddedin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mahled B. Halidin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Alânın Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Amr B. Avnın Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Yezid B. Halid B. Mevhibin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Mûsâ B. İsmailin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Muhammed B. Râfiin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Cühenînin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Kuteybe B. Saîdin Rivâyeti
1703-)
Süveyd b. Gafele'den nakledilmiştirki: Zeyd b. Sûhan ve Selmân İbn Rabia ile birlikte savaşa çıkmıştım. (Yolda) bir kamçı buldum. Bana, " onu (aldığın yere) at (çünkü başkasına aittir)" dediler. Ben de " Hayır (onu atmayacağım) fakat eğer sahibim bulursam (ona teslim edeceğim) yoksa ondan kendim yararlanacağım" dedim. Sonra hacc farizasını edâ edip Medine'ye uğradım. (Bulmuş olduğum yitik kamçının hükmünü) Übeyy b. Kab'a sordum. Şöyle cevap verdi: de (bir gün) içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuş Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirmiştim de (bana): Onu bir sene ilân et" demişti. Bunun üzerine ben onu bir sene ilân ettim. Sonra (sahibi çıkmadığı için yine) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardım. (Bana tekrar) -" Onu bir sene ilân et" dedi. Ben onu bir sene daha ilan ettim. Sahibi çıkmayınca durumu haber vermek üzere (tekrar) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardım. (Bana aynı şekilde); Onu bir sene (daha) ilân et" buyurdu. Bunun üzerine onu bir sene daha ilân ettim, sonra (tekrar) yanına vardım ve; Onu tanıyan bir kimse bulamadım" dedim. Bunun üzerine: Bu paranın sayısını, kesesini ve ağız bağını muhafaza et! Eğer sahibi gelirse (kendisine teslim edersin); gelmezse, ondan kendin yararlanırsın" buyurdu. (Râvi Seleme'b. Küheyl) dedi ki: (Süveyd İbn Gafele) " Onu (bir sene) ilân et." sözünü üç (defa) mı yoksa bir (defa) mı naklettiğini (iyice) bilemiyorum. ilim 28; lukata 1-4, 9-11; edeb 75; rausakât 12; Müslim, lukata 1-2, 5, 7-9; Tirmizî, ahkâm 35, İbn Mâce, lukata 1-2; Muvatta, akdiye 46; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 203, 207, IV, 115-117; V, 126-127, 143, 193.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yitik Mal Bölümü
Konu: Muhammed B. Kesîrin Rivâyeti