Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

1514-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (namazda) selâm verdiği zaman: Allahümme entesselâmü ve minkes-selâm, tebarekte ya zel-Celali ve’l-İkrâm = Ey Allahım! Selâm sensin, selâmet sadece sendendir. Sen (zâlimlerin söylediklerinden) çok çok yücesin, (hayır ve bereketin çoktur) ey ululuk ve ihsan sahibi" derdi. mesâcid 135, 136; Nesaî, sehv 81, 82; Tirmizî, salat 108; İbn Mâce, ikâme 32; Dârimî, salat 88; Ahmed b. Hanbel, V, 275, 279; VI, 62, 184, 235. Dâvûd buyurdu ki: (es-Sevrî) Amr b. Mürre'den sema' yoluyla hadis almıştır. Ulema bu hadislerin sayısının onsekiz olduğunu söylerler.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1515-) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in azatlısı Sevbân (radıyallahü anh)'ın rivâyetine göre, Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem) namazından ayrılmak istediği zaman üç defa istiğfar eder sonra da şöyle derdi: Allahümme- ey Allahım..." Ravi (önceki) Âişe hadisinin manasını zikretti. mesâcid 135; Nesâî, sehv 81; Tirmizî, mevakit 108; İbn Mâce, ikame 32.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Selâm Verince Okunacak Dua
1516-) Ebû Bekir es-Sıddîk (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: İstiğfar eden kimse, günde yetmiş kere (günahı) tekrar etse bile, günahta ısrar etmiş sayılmaz." deavât 106.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1517-) el-Eğar el-Müzenî'nin (ki Müsedded, " sahabidir" dedi) rivâyetine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Gerçek şu ki benim kalbim de perdelenir de ben hergün yüz defa Allah'tan bağışlanma dilerim (İstiğfar ederim)" . zikir 41.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1518-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bir mecliste yüz defa: beni bağışla, tevbemi kabul et, şüphesiz sen tevbeleri kabul edensin, merhametlisin" dediğini sayardık. deavât 38; İbn Mâce, edeb 57; Ahmed b. Hanbel, II, 21, 67; V, 191, 371.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1519-) Hilal b. Yesar b. Zeyd babası Yesâr'dan, Resûlüllah’ın azatlası olan dedesi Zeyd'in, Hazret-i Peygamber'i şöyle buyururken işittiğini rivâyet etmiştir: Kim = Kendisinden başka ilâh olmayan hayy ve kayyûm olan Allah'tan beni bağışlamasını dilerim, ona tevbe ederim" derse, -savaştan kaçmış bile olsa- günahları bağışlanır. deavat 117; Hakim, el-Müstedrek, II, 118.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1520-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Allah (azze ve celle), istiğfara devam eden kimsenin her sıkıntısı için bir çıkış yolu ve her keder için bir ferahlık sağlar. Onu hiç beklemediği bir yerden rızıklandırır." Mâce, edeb 57; Ahmed b. Hanbel, I, 248.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1521-) Katâde, Enes (radıyallahü anh)'e: çokça ne şekilde dua ederdi? diye sormuş, Enes de şu cevabı vermiştir: = Allah'ım! Bize dünyada ve âhirette iyiyi ver, bizi ateşin azabından koru." Dâvûd'un hocalarından) Ziyâd şunu da ilave etti: Enes (radıyallahü anh) kısaca dua etmek isterse bu sözlerle dua ederdi. Daha uzun dua etmek istediğinde ise, diğerleri arasında bu duayı da okurdu." deavat 55; Müslim, zikir ve dua 23, 26.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1522-) Ebû Ümâme b. Sehl b. Huneyf, babası Sehl b. Huneyf (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu dediğini rivâyet etmiştir. Allah’tan şehîd olmayı samimiyetle isteyen kişiyi, yatağında ölse bile Allah, şehidlerin derecesine eriştirir." imara 154, 156, 157; Nesâî, cihâd 36; Tirmizî, cihâd 19; İbn Mâce, cihâd 15; Dârimî, cihâd 15; Ahmed b. Hanbel, V, 244.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1523-) Esma b. el-Hakem; Ali (radıyallahü anh)'ı şöyle derken işittim demiştir: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den birşey duyduğum zaman Allah (celle celâluhu)'ın dilediği ölçüde onunla amel etmeye çalışan biriyim. Efendimizin ashabından birisi bana bir hadis haber verirse, ondan yemin etmesini ister, yemin ederse kabul ederim. Ebû Bekir (radıyallahü anh) -o doğru söyler- bana şöyle haber verdi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı: Bir kimse bir günah işler de akabinde güzelce abdest alır sonra kalkıp iki rekat namaz kılar ve Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah onu mutlaka bağışlar" derken işittim. Resûlüllah devamla: Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar..." mealindeki âyeti sonuna kadar okudu. Âl-i İmrân(3), 135.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1524-) Muaz b. Cebel (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun elini tutup: Ya Muaz! Vallahi seni seviyorum. Sana bir şeyler tavsiye edeyim, onları her (farz) namazın sonunda oku, kat'iyyen terk etme" : Allah'ım! Seni zikretmekte, sana şükretmekte ve sana güzelce ibâdet etmekte bana yardım et" dersin" buyurdu. b. Hanbel, V, 245; İbn Hıbban, Sahih, III, 234; Hakim el-Müstedrek I, 273. (radıyallahü anh) bu duayı, (râvi) es-Sunabihî'ye, o da (râvi) Ebû Abdurrahman'a tavsiye etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1525-) Ukbe b. Âmir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana her namazın sonunda muavvizeteyen (Felak ve Nâs) sûrelerini okumamı emretti." sevâbu'l-Kur'an 12; Nesaî, istiaze 37; İbn Hibban, Sahih, III, 227; Hakim, el-Mustedrek, I, 253.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1526-) Abdullah (b. Mes'ûd -radıyallahü anh-)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç defa dua ve üç defa istiğfar etmekten hoşlanırdı. b. Hanbel, I, 394, 397.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1527-) Esma bint Umeys (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bana; Sana sıkıntı esnasında -veya Şüphe râvılerden birisine aittir.- Dâvûd dedi ki: Bu Hilal, Ömer b. Abdu'l-Aziz'in azatlısı olan Hilâl'dir. İbn Ca'fer de Abdullah b. Cafer'dir. "

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1528-) Ebû Mûsâ el-Eş'âri'den nakledilmiştir ki: seferde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'la beraberdim. Medine'ye yaklaşınca insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey insanlar! Siz sağıra ve gâib olan birine dua etmiyorsunuz. Şüphesiz, dua ettiğiniz Allah, sizinle develerinizin boyunları arasındadır (o kadar yakındır)" buyurdu. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Ya Ebâ Mûsâ, sana Cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. nedir? O hazine Lâ havle velâ kuvvet illâ billâh'dır" buyurdu. tevhid 9, meğazi 38, deavât 50, 68; Müslim, zikir 44, 45, 46; Tirmizî, dua 57; İbn Mâce, edeb 59; Ahmed b. Hanbel, II, 298, 309, 335, 355, 363.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1529-) Ebû Mûsâ el-Eş'ârî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Ashâb Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bir yokuşa tırmanırlarken bir adam her tümseği çıkışta yüksek sesle " Lâ ilahe illellahü vellahü ekber" diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Şüphesiz siz sağır veya gâib birine seslenmiyorsunuz" buyurdu. Sonra da; Ya Abdullah b. Kays!.." dedi... et-Teymî önceki hadisin mânâsını zikretti. zikir 44, 45, 46.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1530-) Asım (el-Ahvel) bundan önceki hadisi Ebû Osman vasıtasıyle Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)'den rivâyet etmiş ve rivâyetinde şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey insanlar! Kendinize acıyınız" buyurdu. cihad 131, meğazi 38, deavât 51, kader 7, tevhid 9; Müslim, zikir 44, 45, 46; Ahmed b. Hanbel, IV, 394, 402, 418.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1531-) Ebû Sâid el-Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Rab olarak Allah (celle celâluhu)'ı, din olarak İslâmı ve Peygamber olarak da Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’i seçip beğendim" diyen kimseye cennet vâcib oldu." imâre 160; Nesâî, cihâd 18; Hakim, el-Mtistedrek, I, 518; İbn Hıbban, Sahih, II, 112.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1532-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bana bir defa salevât getirene Allah (celle celâluhu) on salevât sevabı verir." salat 70; Tirmizî, vitir 21; Dârimî, rikak 58; Ahmed b. Hanbel, III, 102, 261; II, 172, 178.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1533-) Evs b. Evs (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Şüphesiz cuma günü sizin en faziletli günlerinizdendir. O gün bana çok çok salevât getiriniz, çünkü sizin salevâtınız bana arz olunur" buyurdu. Resûlallah, sen (ölüp) çürüdüğün halde bizim salevatımız sana nasıl arzolunacak? diye sorunca: Şüphesiz Allah tebâreke ve teâla, yeryüzüne Peygamberlerin cesetlerini (çürütmeyi) haram kıldı" cevabım verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiğfar
1534-) Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kendinize, çocuklarınıza, hizmetçilerinize ve mallarınıza beddua etmeyiniz. Olur ki, Allah'tan istenilenlerin ihsan edildiği bir zamana rastlarsınız da Allah dilediğinizi kabul ediverir." zühd 74. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisin senedi muttasıldır. Çünkü Ubâde b. Velîd b. Ubâde Câbir (radıyallahü anh) ile görüşmüştür."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İnsanın Aile Efradına Ve Malına Beddua Etmesini Nehy Eden Hadisler
1535-) Cabir b. Abdillah (radıyallahü anh)'den; rivâyet edildiğine göre, bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a, ben ve kocama dua et dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Sallallahü aleyki ve alâ zevciki: Allah sana ve kocana salat (merhamet) etsin" buyurdu. mukaddime 7; Ahmed b. Hanbel, III, 303, 398; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, II, 153.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İ Peygamberden Başkasına Salevât Getirmek
1536-) Ümmu'd-Derdâ (radıyallahü anhâ) demiştir ki; Efendim Ebû'd-Derdâ (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinlediğini bana haber verdi: Bir kimse müslüman kardeşi için onun gıyabında dua ettiği zaman, melekler " Amin, benzeri sana da verilsin" derler." zikr 86.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kişiye Gıyabında Dua Etmek
1537-) Abdullah b. Amr b. el-As (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: En çabuk kabul edilen dua, gaibin gâib için yaptığı duadır" birr 50.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kişiye Gıyabında Dua Etmek
1538-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kesinlikle kabul edilen üç dua vardır: Babanın duası, müsafirin duası ve mazlumun duası" birr 7; İbn Mâce, dua 11; Ahmed b. Hanbel, II, 258, 305, 343, 348, 367, 434, 445, 478, 517, 523.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Kişiye Gıyabında Dua Etmek
1539-) Abdullah b. Kays (Ebû Mûsâ el-Eş'arî)'dan rivâyet edildiğine göre, (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kavmden korktuğu zaman; Allahım! Senin, onların karşısına dikilmeni istiyoruz. Onların şerlerinden sana sığınıyoruz" derdi. b. Hanbel, IV, 414, 415.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: Bir Toplumdan Korkan Kimsenin Okuyacağı Dua
1540-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize Kur'an-ı Kerim'den bir sure öğretir gibi istihareyi öğretir ve buyururdu ki: Biriniz bir işe kalben azmettiğinde, farzın dışında (nafile olarak) iki rekat namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım bilgin ile bana hakkımda hayırlı olanı bildirmeni dilerim. Gücün yettiği için bana güç vermeni isterim. Hayırlı olan tarafın bana açıklanması için senin o büyük fazl (ve kerem)inden isterim. Çünkü senin gücün yeter, bense güçsüzüm. Sen bilirsin, bense bilmem. Sen gaybları da pek yakından bilirsin. Eğer şu işin -yapmak istediği şeyi isim olarak söyler- benim dinim, yaşayışım, âhiretim ve işimin sonu açısından bana hayırlı olduğunu bilirsen (ki, şüphesiz bilirsin) bunu bana nasib ve müyesser eyle, o işte bana feyz ve bereket ver. Eğer bilirsen ki (bildiğinde şüphe yoktur) şu iş -evvelkinde olduğu gibi (benim dinim, yaşayışım, âhiretim ve işimin sonu itibariyle)- şer ise, beni o işten ve onu benden çevir. Benim için hayır nerede ise, onu bana mukadder ve müyesser eyle. Gönlümü o işten hoşnut kıl." istihare yapan kişi sözlerinin yerine, " = dünya ve âhiretim hakkında da" diyebilir. teheccüd 25, deavât 49, tevhid 10; Tirmizî, vitir 18; İbn Mâce, ikâme 188; Ahmed b. Hanbel, III, 344. Mesleme ve İbn Îsa, (hadisi rivâyet ederlerken) Muhammed b. el-Münkedir ve Câbir kelimelerinden önce " ân" lafzını kullanmışlardır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstihare
1541-) Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem), beş şeyden (Allah'a) sığınırdı: Korkaklıktan, cimrilikten, kötü ömür (ihtiyarlık)dan, kalb fitnesinden ve kabir azabından. istiâze 5, 34, 35; İbn Mâce, duâ 3; Ahmed b. Hanbel, II, 167; III, 205.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1542-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Allahım! Şüphesiz ben acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, cimrilik ve ihtiyarlıktan sana sığınının. Kabir azabından, ölümün ve hayatın fitnesinden sana sığınırım" diye dua edermiş. deavât 36, 38, 40, cihâd 25, 74; Müslim, zikr 49, 51, deavat, 48, 52, 73, 76; Nesâî, isti aze 6, 7, 8, 12, 13.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1543-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a hizmet ederken onun çokça şöyle dediğini işitirdim: Allah'ım geçmişe ve geleceğe âit sıkıntılardan, borçların ağırlığından ve düşmanların galebesinden sana sığınırım." cihâd 74, et'ime 38, deavât 35, 37, 40; Müslim, zikr 51, 52, 73; Tirmizî, deavat 70; Nesaî, isti'âze 35, 45. Ya'kûb b. Abdurrahman, rivâyetinde Teymi’nin zikrettiklerinin bazılarını zikretti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1544-) Abdullah b. Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashaba şu duayı Kur'an-ı Kerim'den bir sûre öğretir gibi öğretirdi: Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından sana sığınırım. Mesîhu'd-Deccârin fitnesinden, ölüm ve hayatın fitnesinden sana sığınırım." mesâcid 134; Nesaî, cenâiz 115; Tirmizî, deavat 70, 76, 132; Muvatta, Kur'an 33.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1545-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şu sözlerle duâ ederdi: Allah'ım! Cehennemin fitnesinden (Cehenneme götürecek kötü amellerden) Cehennemin azabından zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım." deavat 39, 44, 46; Müslim, zikr 49; Nesaî, isti'âze 17, 26; Tirmizî, deavat 76; İbn Mace, dua 3; Ahmed b. Hanbel, VI, 57, 207.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1546-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi: Allah'ım, fakirlikten (hayrımın) azlığından, zilletten, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım" isti'aze 14, 16; İbn Mâce, dua 3; Ahmed b. Hanbel, II, 305, 325, 354, 540.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1547-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan nakledilmiştir ki: sözler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın duasındandır:" Allah'ım! (Bana verdiğin) nimetlerinin yok olmasından, (bahşettiğin) sıhhatinin değişmesinden, cezanın aniden gelivermesinden ve gazabın(a) sebep olan herşeyden sana sığınırım." zikir 96; Nesaî, sehv 89.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1548-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle diyerek dua ederdi: Allah'ım, ihtilaf ve düşmanlıktan, nifaktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım." isti'âze 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1549-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den, rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ edermiş; Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. Şüphesiz o kötü bir yatak arkadaşıdır. Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o pek kötü bir sırdaştır." isti'âze 19.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1550-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle duâ ettiği rivâyet edilmiştir: Ey Allah'ım! (Şu) dört şeyden sana sığınırım. Faydası olmayan ilimden, huşu duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan." zikir 73; Tirmizi, deavat 68; Nesâî, isti'aze 13, 18, 21, 64; İbn Mâce, mukaddime 23, dua 2, 3; Ahmed b. Hanbel, II, 167, 198, 340, 365, 451; III, 192, 255, 283; IV, 371, 381.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1551-) Ebû'l-Mu'temir dedi ki: Zannediyorum Enes b. Mâîik (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in; Allah'ım, fayda vermeyen (kabul edilmeyen) namazdan sana sığınırım" dediğim haber verdi ve başka bir dua (daha) söyledi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1552-) Ferve b. Nevfel el-Eşca'î'den; demiştir ki: Mü'minlerin anası Âişe (radıyallahü anhâ)'Ya Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in nasıl dua ettiğim sordum, şöyle cevap verdi: Allah'ım, yaptıklarımın ve yapmadıklarımın şerrinden sana sığınırım" derdi. dua 66, 67; İbn Mâce, dua 3; Nesaî, sehv 63; Ahmed b. Hanbel, VI, 139.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1553-) Şuteyr b. Şekel, babası Şekel b. Humeyd (radıyallahü anh)'den; onun şöyle dediğini haber verdi: Resûlallah, bana bir dua öğret, dedim. Allah'ım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve menimin şerrinden sana sığınırım de" buyurdu. İsti'âze 4, 10, 11; Tirmizî, deavat 74.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1554-) Ebû'l-Yeser (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dua edermiş: Allah'ım! Yıkıntı (altında kalmak)dan, (yüksek bir yerden) düşmekten, boğulmaktan, yangından ve ihtiyarlıktan sana sığınırım. Beni ölüm esnasında şeytanın çiğnemesinden, senin yolunda (harbederken) düşmana arka dönerek ölmekten ve (akrep ve yılan tarafından) sokularak ölmekten sana sığınırım." isti'âze 61; Ahmed b. Hanbel, II, 171, III, 427; IV, 204.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1555-) İbrahim b. Mûsâ er-Râzi (yukarıdaki hadisi) İsâ -Abdullah b. Saîd- Ebû Eyyûb'un azatlısı senediyle Ebû'l-Yeser (radıyallahü anh)’den rivâyet etmiş ve ona; Ve kederden (Allah'a sığınırım)" (sözünü) ilâve etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1556-) Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi: Allah'ım! Alaca hastalığından, delilikten, cüzzamdan ve kötü (müzmin) hastalıklardan sana sığınırım." isti'âze 36; Ahmed b. Hanbel, III, 192, 218.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1557-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün mescide girdi ve orada Ensar'dan Ebû Ümâme denilen adamı görüverdi. Bunun üzerine: Yâ Ebâ Umâme! Namaz vakti dışında mescidde niçin oturuyorsun? dedi. yapışan kederler ve borçlar, (yüzünden) Ya Resûlallah! cevabını verdi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Sana bir söz öğreteyim mi? Onu söylediğin zaman Allah (celle celâluhu) kederlerini giderir ve borcunu ödetir" buyurdu. Ebû Umâme: Ya Resûlallah, dedi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): Sabah ve akşam Allah'ım! Gam ve kederden sana sığınırım, acz ve tenbellikten, korkaklık ve cimrilikten, borcun baskısından ve adam (düşman)lann kahrından sana sığınırım, de!" buyurdu. Ümame dedi ki: yaptım, hemen Allah kederimi gideıdi, borcumu ödetti. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Vitr Bölümü
Konu: İstiaze
1558-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edip de ondan sonra Ebû Bekir (radıyallahü anh) halife seçildiği ve araplardan bazıları dinden döndüğü zaman Ömer b. Hattâb, Ebû Bekr'e: (sallallahü aleyhi ve sellem); İnsanlar, Allah'tan başka ilâh yoktur deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Kim " Allah'tan başka ilâh yoktur" derse, malim ve canını benden korumuş olur. Ancak İslâm'ın hakkı müstesna, Onun asıl hesabı ise Allah'a kalmıştır" buyurduğu hâlde nasıl olur da sen insanlarla savaşırsın? dedi. Bekir: yemin ederim ki namazla zekâtın arasım ayıranlarla mutlaka savaşacağım. Çünkü zekât, malî bir haktır. Allah'a yemin ederim ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vermiş oldukları bir (deve) yuları(nı) bile bana vermezlerse, vermemelerinden dolayı onlarla muhakkak’savaşırım, dedi. Bunun üzerine Ömer b. Hattâb: yemin ederim, iyice anladım ki Aziz ve celil olan Allah, Ebû Bekir'in gönlünü savaş için genişletmiş ve (yine) anladım ki, onun görüşü haktır, dedi. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Rebâh b. Zeyd, Ma'mer'den, o da aynı senetle Zühri'den rivâyet etmiştir ki, bazdan demişlerdir. İbn Vehb, Yunustan rivâyet edip demiştir. Dâvûd buyurdu ki: Şuayb b. Ebî Hamze, Ma'mer ve ez-Zübeydî Zührî'den bu hadisi: Bir oğlağı bile bana vermezlerse" diye rivâyet etmişlerdir. Yunus'tan, O da Zührî'den bu hadiste dediğini rivâyet etmiştir. zekât, 1, 40; İ'tisam 2; istitâbetû'l-mürteddîn 3; Müslim, iman 32; Tirmizî, iman 1; Nesaî, zekât 3; Ahmed b. Hanbel, 1-19, 48; 11-529

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Bab
1559-) Yûnus Zührî'den (bu hadisi) naklederken onun şöyle dediğim rivâyet etmiştir: Bekir: haklarından birisi de zekât vermektir dedi. Yine Yunus, Zührî'nin (" anâk" değil) " İkâl" dediğini haber vermiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Bab
1560-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Beşten az olan devede zekât yoktur. Beş ukiyye'den az olan " gümüş" de zekât yoktur. Beş veskten az olan (hurma, üzüm ve hububat) da zekât yoktur." zekât, 32, 42, 56; Müslim, zekât 3,5-7; Tirmizî, zekât 7; Nesâî, zekât 5, 10, 18, 22-24; İbn Mace, zekât, 6; Dârimi, zekât 11; Muvatta, zekât 1,2; Ahmed b. Hanbel, II, 402.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Zekâta Tabi Mallar
1561-) Ebû Saîd el-Hudrî'nin merfu' olarak rivâyet ettiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Beş vesk'ten az olan (hurma, üzüm ve hubûbat)da zekât yoktur.Bir vesk damgalanmış altmış sa'dır" buyurmuştur. Mâce, zekât 20; Dârimî, zekât 11; Ahmed b. Hanbel, 111-59 Dâvûd buyurdu ki: Hadisin senedinde geçen Ebû'l-Bahteri, Ebû Saîd'den hadis duymamıştır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Zekâta Tabi Mallar
1562-) Mugîre (b. Mıksem)’den rivâyet edildiğine göre İbrahim (en-Nehai) şöyle demiştir: vesk, -Haccâc sa'ıyle- damgalanmış altmış sa'dır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Zekâta Tabi Mallar
1563-) Habîb el-Mâlikî'den nakledilmiştir ki: Bir adam, İmrân b. Husayn'a; Ebâ'n-Necîd! Siz bize bir takım hadisler rivâyet ediyorsunuz. (Halbuki) biz onlara Kur'ân'dan asıl bulamıyoruz? dedi. üzerine İmrân kızdı ve adama şöyle dedi: kırk dirhemde bir dirhem (zekât) olduğunu Kur'ân'da buldunuz mu? Her şu kadar koyundan bir koyun, her şu kadar deveden şu kadar deve (verileceğini) Kur'ân'da buldunuz mu? Adam: dedi. İmrân: öğrendiniz bunları? Bizden öğrendiniz, biz de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den öğrendik; ve buna benzer (daha bazı) şeyler söyledi. kütüb-i sitte müelliflerinden sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Zekât Bölümü
Konu: Zekâta Tabi Mallar