Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

2204-) Abdurrahman b. Abdillah b. Ka'b, -Ka'b'ın gözleri görmez olduktan sonra torunları arasında onu yeden kişi idi- Abdullah b. Ka'b b. Mâlik'den; dedi ki; Ben Ka'b b. Mâlik-i dinledim de (bize) Tebük seferiyle İlgili hâdisesini (şu şekilde) anlatıverdi: (Resûlüllah'ın emriyle, halkın bizimle konuşmadığı) elli günden kırkı geçmişti. Bir de ne göreyim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın elçisi bana geliyor (nihayet yanıma geldi ve); (sallallahü aleyhi ve sellem) sana hanımından uzaklaşmanı emrediyor, dedi. Ben de: boşayayım mı, yoksa ne yapayım? diye karşılık verdim, (boşama) sadece ondan uzaklaş, ona asla yaklaşma, dedi. Bunun üzerine karıma; yanına git, yüce olan Allah bu işte bir hüküm verinceye kadar onların yanında kal" dedim. meğâzî 79; Müslim, tevbe 53; Tirmizî, tefsir sûre (9), 17; Nesaî, talak 18, 33; Ahmed b. Hanbel, III, 458.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Talakta Geçerli Olan Sözler Ve Amellerde Nîyyetin Önemi
2205-) Âişe (r. anha)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bizi muhayyer bıraktı. Biz de onu seçtik. Bunu (talaktan) bir şey saymadı." talak 5; Müslim, talak 26-30, reda 91, 95; Tirmizî, talak 4; Nesaî, nikah 2,22; İbn Mâce, talak 20; Dârimî, talak 5; Ahmed b. Hanbel, VI, 45, 47, 48, 153, 171, 173, 185, 202, 205, 239, 240, 248, 264, 274.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Erkeğin Karısını Kendisinden Boşanıp Boşanmamakta Muhayyer Bırakması
2206-) Hammâd b. Zeyd'den nakledilmiştir ki: Ben Eyyüb'e: Sen el-Hasan'in " işin elindedir" (sözü) hakkındaki görüşüyle fetva veren bir kimse gördün mü? diye sordum. (görmedim), fakat Katâde bize İbn Semûre'nin azatlı kölesi Kesir Ebû Seleme ve Ebû Hureyre senediyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (el-Hasen'in) görüşüne benzeyen bir söz rivâyet etti. (Daha sonra) Eyyûb şöyle dedi; ben bu rivâyeti işittikten sonra) Kesir bizim yanımıza geldi (ben de) kendisine (Katâde'nin bu rivâyetini duyup duymadığını) sordum: kesinlikle bunu rivâyet etmedim diye cevap verdi. Bunun üzerine durumu Katâde'ye anlattım, o da, (o bunu bana rivâyet etmişti) fakat unutmuş dedi. talak 3; Nesaî, talak II, Beyhakî, es-Sünenü’l-kübra, VII, 349.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Kişinin Karısına Senin İşin Kendi Elindedi Demesinin Hükmü
2207-) el-Hasen (el-Basrî)'den; işin kendi elindedir" sözü hakkında demiştir ki: (Bu sözle), üç (talak vâki olur)." Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Kişinin Karısına Senin İşin Kendi Elindedi Demesinin Hükmü
2208-) Nâfı b. Uceyr b. Abdi Yezid b. Rükâne'den rivâyet olunduğuna göre Rükâne b. Abdi Yezid hanımını " elbette" (sözünü kullanarak kesin bir şekilde) boşadıktan sonra, bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bildirmiş ve; bir (talak)dan fazlasına niyyet etmedim, demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; Sen bir (talak)dan fazlasına niyyet etmediğine dâir Allah’a yemin (mi ediyorsun?)" buyurmuş. Rükâne de " Vallahi bir (talak)dan fazlasına niyyet etmedim" cevabını verince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Rükâne'ye karısını geri göndermiş. Bir süre sonra Rükâne onu Ömer (radıyallahü anh) zamanında ikinci (defa) Osman (radıyallahü anh) zamanında da üçüncü (defa) boşadı. talak 2; İbn Mâce, talak 19. Dâvûd buyurdu ki; Bu hadisin baş tarafı İbrahim’in rivâyeti son tarafı da İbnu's-Serh'in rivâyetidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Elbette Sözüyle Yapılan Boşama Hakkında
2209-) Şu (önceki) hadisi bizzat Rükâne İbn Abdi Yezid de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmiştir. es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 342.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Elbette Sözüyle Yapılan Boşama Hakkında
2210-) Abdullah b. Ali b. Yezid b. Rükâne'nin büyük dedesi (Rükâne)'den rivâyet ettiğine göre, Rükâne hanımım kesin bir şekilde boşadıktan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelmiş. Bunun üzerine (Resûl-i Ekrem de ona); (Bu sözünle) Neyi kasdettin" demiş. (O da); (talak) diye cevap vermiş. (Hazret-i Peygamber de); Allah'a yemin olsun mu? demiş. O da; yemin olsun, karşılığını vermiş. (Resûl-i Ekrem de) O (talak) senin niyyetine göre" (vaki olur) buyurmuş. talak 2; İbn Mâce, talak 19. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis (Ebû) Rükâne'nin hanımını üç (talakla) boşadığını ifâde eden 2196 no'lu hadis. İbn Cüreyc hadisinden daha sağlamdır. Çünkü (bu hadisi Rükâne'den nakleden) râviler (Rükâne'nin kendi) ev halkındandırlar ve bu olayı başkalarından daha iyi bilirler. İbn Cüreyc ise, bunu Ebû Râfi'in oğullarından biri vasıtasıyla İkrime'den (O’da) İbn Abbâs'tan rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Elbette Sözüyle Yapılan Boşama Hakkında
2211-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Gerçekten Allah, ümmetimin söylemediği ya da yapmadığı ve (Fakat) kalbinden geçirdiği şey(ler)i bağışlamıştır." eymân 15, talak II; Müslim, iman 201, 202; rü'ya 15; Tirmizî, talak 8, tefsir sure (2) 37; İbn Mâce, talak 14; Ahmed b. Hanbel, I, 255, 393, 425, 474, 481, 491.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: İçinden Karısını Boşamayı Geçiren Kimsenin Durumu
2212-) Ebû Tümeyme el-Hüceymî'den rivâyet olunduğuna göre bir adam karısına " Ey bacım" diye hitabetmiş de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bu senin kız kardeşin midir?" diyerek o kimseyi bundan menetmiştir. es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 366.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Karısına Bacım Diye Hitabeden Kimsenin Durumu
2213-) Ebû Tumeyme'nin kavminden bir adamdan (rivâyet olunduğuna göre kendisi), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); bir adamı karısına "Ey hemşireceğizim" diye hitab ederken duyunca (o kimseyi bu tür bir hitaptan) menettiğini işitmiş." Bu senin kız kardeşin midir?" diyerek o kimseyi bundan menetmiştir. Dâvud dedi ki: Bu hadisi Abdulaziz b. el-muhtar da; Hâlid, Ebu Osman ve Ebu Tumeyme senediyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den nakletmiştik Ayrıca Şu'be de; Hâlid, Bir adam ve Tümeyme yoluyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den nakletmiştir." es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 366.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Karısına Bacım Diye Hitabeden Kimsenin Durumu
2214-) Ebu Hureyre (radıyallahü anh)'in, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet ettiğine göre; "İbrahim aleyhisselâm üç yalandan başka hiç bir yalan söylememiştir: (Bunlardan) ikisi yüce Allah'ın zatı hakkındadır; (birincisi) gerçekten hastayım" demesi,(ikincisi); bu işi büyükleri olan şu (put) yapmıştır" demesidir. (Üçüncüsüde) şöyle olmuştur; İbrahim) zalimlerden birinin toprağında yolculuk yaparken bir yerde konaklamıştı. "Beraberinde insanların en güzeli bir kadın bulunan bir adam (gelip ülkemizde) şuracıkta konaklamıştır" diye zâlime haber verildi. Bunun üzerine o zalim (Hazret-i İbrahim'e bir elçi) gönderip (yanına çağırttı ve) ona Sâre'yi sordu. Hazret-i İbrahim de; benim kız kardeşimdir" cevabını verdi. Sare'nin yanına dönünce (adam) bana seni sordu. Ben de kendisine senin kız kardeşim olduğunu söyledim. Çünkü bugün seninle benden başka müslüman yoktur. Allah'ın kitabına göre sen benim (kız) kardeşimsin. (Sakın) beni onun yanında yalancı çıkarma" dedi ve (daha sonra râvi Ebu Hureyre) hadisi(n geri kalan kısmını) nakletti. Dâvud dedi ki: Şu'ayb b. Ebû Hamza, Ebu'z-Zinad'dan, (o da) el-A'rac'dan (o da) Ebu Hureyre'den (o da) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir. enbiya 8, nikâh 12; Müslim, fedail 154; Tirmizî, tefsir sure (21); Ahmed b. Hanbel, II, 403.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Karısına Bacım Diye Hitabeden Kimsenin Durumu
2215-) İbnü’l-Ala el-Beyazî dedi ki: Ben kadınlarla kimsenin gücünün yetmeyeceği kadar (çok) temasta bulunabilen (şehvetli) bir adamdım. Ramazan ayı girince bana zarar gelecek bir şekilde karıma yaklaşmaktan ve nihayet (o şekilde) sabahlamaktan korktum da Ramazan ayı çıkıncaya kadar karımdan ziharda bulundum. Bir gece bana hizmet edip dururken birdenbire, vücudunun bir kısmı açılıverdi. (Bunun üzerine) ona yaklaşmaktan kendimi alıkoyamadım. Sabah olunca çıktım kavmime (uğradım) ve olayı onlara anlattım ve; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gidelim, dedim; vallahi olmaz, dediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a varıp durumu anlattım; Sen mi bu işi yaptın ey Seleme?" buyurdu. Ben de iki defa; ben yaptım Ya Resûlallah, dedim (ve şunları ilâve ettim), ve ben Allah'ın emrine sabrederim benim hakkımda Allah'ın sana bildirdiği şekilde hüküm ver diyerek sözlerimi bitirdim. (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem de); Bir köle azat et" buyurdu. Ben de; hak ile gönderen zata yemin ederim ki (şu nefsimden ) başka bir köleyi azat etmeye gücüm yetmez, dedim ve boynumun üzerine vurdum. (Bunun üzerine); İki ay üst üste oruç tut" buyurdu (ben de) dedi(m ki); şu başıma gelen ancak oruç yüzünden geldi. (Bunun üzerine) (Öyleyse) altmış fakire bir vesk hurma yedir" buyurdu. Ben de; hak ile gönderen için (elimizde) hiç yiyecek yoktur, dedim. Bunun üzerine; Sen Züreyk oğullarının sadakasını toplayan memura git o da sadakayı sana versin sen de yoksullara 60 vesk hurma ver ve kalanını da ailenle birlikte ye" buyurdu. Bunun üzerine kavmime döndüm ve onlara; yanınızda darlık ve kötü düşünce(ler)le karşılaşmışken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında genişlik ve güzel düşünce(ler) buldum. Sizin sadakalarınızın bana verilmesini emretti" dedim. hadîse) İbn el-Ala (şu sözleri) ilave etti; İbn İdris, Beyade'nin Züreyk oğullarından bîr kol olduğunu söyledi." Mâce, talak 25; Tirmizî, talak 20; Ahmed b. Hanbel, VI, 411; Darimî, talak 9.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2216-) Huveyle bint Mâlik b. Sa'lebe'den; demiştir ki: Kocam Evs b. es-Sâmit bana zihar uygulamıştı. Ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a varıp (ondan) yakındım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Allah'tan kork, o senin amcanın oğludur" diyerek onun hakkında benimle tartışıyordu. (Bu tartışmaya) devam ettim, nihayet benim hakkımda Kur'an(dan) " Allah kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitti" el-Mücadele (58), 1. (ayeti kerimesinden itibaren zihar için) farz (kılman keffâreti açıklayan kısım)a kadar (olan âyetler) nazil oldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); (O halde kocan) bir köle azad eder" buyurdu. (Huveyle de); (köle azl edecek gücü kendisinde) bulamaz, dedi. (Resûl-i Ekrem de); (Öyleyse) Peşi peşine iki ay oruç tutar," buyurdu (Huveyle); Resûlallah o yaşlı bir kimsedir. Onda oruç (tutacak bir güç) yoktur diye cevap verdi. (Resûl-i Ekrem de); Öyleyse altmış yoksulu doyursun" buyurdu. (Huveyle de); yanında (zihar keffâretine yetecek kadar) dağıtabileceği (bir mal) yoktur. (Daha sonra Huveyle şunları) rivâyet etti; Hemen o anda (Rasûl-i Ekremin emriyle) bir arak hurma getirildi. Bende; arakla ona ben de yardım edebilirim, dedim. sana git o iki arak (hurmay)ı onun adına altmış yoksula yedir ve amcanın oğluna dön," buyurdu. hadisi nakleden râvilerden Yahya b. Âdem); Arak altmış sa'dır, dedi. Dâvûd dedi ki: bu meselede benim görüşüm (şudur) Huveyle (kocasının) iznini almadan onun keffâretini ödemiştir. (Huveyle'nin kocası olan) bu (kimse) Ubâde b. es-Sâmit'in erkek kardeşidir." b. Hanbel, VI, 410; Beyhaki es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 391.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2217-) (Önceki hadisin) bir benzeri de İbn İshak'dan aynı senedle rivâyet olunmuştur. Ancak Muhammed b. Seleme (bu hadisi İbn İshak'tan rivâyet ederken) " Bir arak otuz sa'a denk bir zenbildir" dedi. b. Hanbel, VI, 410; Beyhaki, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 392. Dâvûd dedi ki: Bu hadis (önceki) Yahya b. Âdem hadisinden daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2218-) Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan; demiştir ki; Bir arak' onbeş sa'ı (içine) alan bir zenbildir." talak 20.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2219-) Şu (bir önceki) hadis Süleyman b. Yesâr'dan da rivâyet olunmuştur. (Süleyman b. Yesar'ın bu hadisi kendisinden rivâyet ettiği Seleme b. Sahrin) dedi(ğine göre); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e onbeş sa'a yakın bir hurma getirilmiş (Rasul-i Ekrem de) o hurmayı Bunu dağıt" diye ona vermiş. (Seleme b. Sahr da); Resûlallah, benden ve ailemden daha fakır birine mi? (vereyim) cevabını vermiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de; Onu ailenle beraber ye!" buyurmuştur. es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 391.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2220-) Ubâde b. Sâmit'in kardeşi Evs'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine altmış fakire yedirmek (üzere) on beş sa' arpa vermiştir. es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 392. Dâvud dedi ki: (Bu hadisi Evs'den aldığını söyleyen) Ata (aslında) Evs(in devrin)'e yetişmemiştir. (Çünkü) Evs Bedr halkındandır, ölümü (Ata'nın dünyaya gelmesinden) öncedir. (Dolayısıyla) bu hadis mürseldir. (Muttasıl bir senedle rivâyet edildiği bilinmemektedir) Onü ancak Evzâî- Ata- Evs yoluyla (mürsel olarak) rivâyet etmişlerdir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2221-) Hişam b. Urve'den rivâyet edildiğine göre, Cemile (ismiyle de anılan Huveyle bint Mâlik) Evs b. es-Sâmit'in nikahı altında idi. (Evs) kendisinde cinnet bulunan bir adamdı. Cinneti arttığı zaman karısına zihar yapardı. Bunun üzerine noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah onun hakkında zihar keffâreti (âyet-i kerimesini) indirdi. es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 382; Hakîm, el-Müstedrek, II, 481.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2222-) (Bir önceki hadisin) bir benzeri de Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet olunmuştur. el-Müstedrek, II, 481; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 382.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2223-) îkrime'den rivâyet olunduğuna göre bir adam karısına zihar yapmış, Keffâret(ini) vermeden onunla cinsi münâsebette bulunmuş. Peşinden Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip bunu anlatmış. (Hazret-i Peygamber de); Seni (bu) yaptığın işe iten (sebeb) nedir?" diye sormuş, (o sahâbî de): (ışığın)da inciklerini görmemdir, diye cevap vermiş. (Resûl-i Ekrem de): Öyleyse keffâretini ödeyinceye kadar ondan uzaklaş." buyurmuştur. talak 33.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2224-) İkrime'den rivâyet olunduğuna göre bir adam karısına zihar yapmış kısa bir süre sonra da ay (ışığın)da onun inciğinin pırıltısını görünce (dayanamayıp) onunla cinsi münâsebette bulunmuş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelmiş (Hazret-i Peygamber de) ona keffâret ödemesini emretmiştir. Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2225-) (Önceki hadisin) bir benzeri de İbn Abbâs'dan (naklen) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet olunmuştur (ancak îsmail b. Uleyye bu hadisi naklederken) " incik" den bahsetmemiştir. Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2226-) Daha önce geçen (2222 numaralı) Süfyan hadisinin bir benzerini de İkrime Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etmiştir. Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2227-) Ebû Dâvud dedi ki, Muhammed b. Îsa'yı bu hadisi rivâyet ederken işittim. Diyordu ki: el-Mu'temir; ben el-Hakem b. Eban'ı şu (bir önceki) hadisi naklederken işittim (fakat Eban bu hadisi naklederken) İbn Abbâs'ı anmadı. (Sadece İkrime'den demekle yetindi,)" Ebû Dâvud rivâyet etmiştir. dedi. Dâvud dedi ki: Bana Huseyn b. Hureys yazarak (şunları) söyledi: Fazl b. Mûsâ bana Ma'mer -el-Hakem b. Eban- İkrime-İbn Abbâs senediyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (naklen bir önceki hadisin) mânâsını nakletti" talak 33; Tirmizî, talak 19; İbn Mâce, talak 26, Hâkim el-Müstedrek, II, 204.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Zihar
2228-) Sevbân'dan; demiştir ki: Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem; Zorunluluk olmadan boşanmaya kalkan bir kadına cennet kokusu haramdır" buyurdu" Mâce, talak 21; Tirmizî, talak 11; Dârimî, talak 6; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 316; Hakim, el-Müstedrek, II, 200.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hulu Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması
2229-) Habibe bint Sehl el-Ensâriyye'den rivâyet olunduğuna göre, kendisi Kays b. Şemmâs'ın nikâhlısı imiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah (namazın)a çıkınca onu alaca karanlıkta kapısının önünde bulmuş ve; Kimdir o" demiş, (Habibe de): Habîbe bint Sehl’im, karşılığını vermiş. (Resûl-i Ekrem); Neyin var?" diye sormuş. (Habibe de) kocası hakkında; b. Kays ile ben(im evli kalmamıza imkân) yoktur, demiş. Sabit b. Kays gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona; Bu habibe bint Sehl’dir (senin hakkında) Allah'ın söylemesini istediği herşeyi söyledi," buyurmuş. Habibe; Allah'ın Rasûlü, (mehir olarak) verdiklerinin hepsi yanımdadır, (dilerse geri verebilirim) demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, Sabit b. Kays’a; (mehir olarak verdiklerini) Ondan (geri) al" buyurmuş. Bunun üzerine Sabit (verdiklerini) ondan almış, Habibe de (kocasından ayrılarak) ailesinin yanında kalmış. talak 34; İbn Mâce, talak 22; Muvatta, talak 31; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 312.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hulu Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması
2230-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre Habibe bint Sehl, Sabit b. Kays’ın nikâhı altında iken (sabit bir gün) onu dövmüş ve bir tarafını kırmış. Bunun üzerine (Habibe) sabahleyin onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şikâyet etmiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de Sabit'i çağırıp: Onun mehrinin bir kısmını alarak kendisini boşa" buyurmuş. Bunun üzerine (Sabit); caiz olur(mu?) Ya Resûlallah! diye sormuş (Resûl-i Ekrem); Evet" cevabım vermiş. (Sabit de); ona mehir olarak iki bahçe vermiştim ve şu anda bunlar onun elinde bulunuyor demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Onları al da onu boşa" buyurmuş. O da (öyle) yapmıştır. es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 315.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hulu Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması
2231-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre " Sabit b. Kays'ın karısı Sabit’den hulu' olmuş ve bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onun iddetini bir hayz (süresi) olarak tayin etmiştir. talak 10; Muvatta, talak 32-33; Hakim, el-Müstedrek, II, 206. Dâvud dedi ki: Abdurrezzak da bu hadisi Ma'mer, Amr b. Müslim ve îkrime senediyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den mürsel olarak rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hulu Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması
2232-) İbn Ömer (radıyallahü anh)'den; demiştir ki: Hulu yapılan bir kadının iddeti bir hayız süresidir." Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hulu Menfaat Karşılığında Kocanın Karısını Boşaması
2233-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan; demiştir ki: Muğîs bir köle idi. (Birgün Hazret-i Peygamber'e gelerek); Allahın Rasûlü, (karım Berire, benden ayrılmak istiyor) ona (varıp) benim için şefaat et dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Berîre'ye varıp); Ey Berîre, Allah'dan kork. Çünkü o senin eşin ve çocuğunun babasıdır," buyurdu (Hazret-i Berîre de); Allahın Rasûlü, bunu bana emrediyor musun? diye sordu (Resûl-i Ekrem de) Hayır, ben sadece bir aracıyım" , cevabını verdi. Bunun üzerine (Muğis'in) gözyaşları yanağının üzerine akmaya başladı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de İbn Abbâs'a (hitaben); Muğîs'in Berireye aşın sevgisine, Berire'nin de ona olan nefretine hayret etmiyor musun?" dedi. talak 16; Tirmizî, reda 7; İbn Mâce, talak 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hür Veya Köle Bir Erkekle Evli İken Hürriyetine Kavuşan Bir Câriyenin Nikahının Feshi
2234-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet olunduğuna göre Berire'nin eşi, Muğîs isimli siyah bir köleydi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Berîre'yi (onun nikahı altında kalıp kalmamakta) serbest bıraktı. (Hazret-i Berîre ayrılmaya karar verince ona boşanan hür kadınlarınki kadar) iddet beklemesini emretti. talak 16; Tirmizî, reda' 7; İbn Mâce, talak 29; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 451.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hür Veya Köle Bir Erkekle Evli İken Hürriyetine Kavuşan Bir Câriyenin Nikahının Feshi
2235-) Âişe (radıyallahü anhâ) Berîre kıssası hakkında şöyle demiştir: (Berire'nin) kocası bir köle idi. (Berîre hürriyetine kavuşunca) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisini muhayyer bıraktı. (Bunun üzerine) Berîre, kendisini tercih etti (Ve kocasından ayrıldı. Bu hadisin râvisi Urve dedi ki) eğer (Hazret-i Berire'nin kocası) hür olsaydı (Resûl-i Ekrem) Berîre'yi muhayyer bırakmazdı. ıtk 9: Tirmizî, redâ 7; Nesaî, talak 31.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hür Veya Köle Bir Erkekle Evli İken Hürriyetine Kavuşan Bir Câriyenin Nikahının Feshi
2236-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre demiştir ki; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kocası bir köle iken (hürriyete kavuşan) Berire'yi (kocasından ayrılıp ayrılmamakta) muhayyer bırakmıştır." ıtk 9; Nesaî, talak 31.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hür Veya Köle Bir Erkekle Evli İken Hürriyetine Kavuşan Bir Câriyenin Nikahının Feshi
2237-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet olunduğuna göre Berire hürriyetine kavuşturulduğu zaman, kocası hürmüş. Berire (kocasının nikahı altında kalıp kalmama hususunda) muhayyer bırakılmış, bunun üzerine,: benim için şu kadar (imkan sağlamış bile) olsa (yine de) onunla birlikte olmayı arzu etmem" demiş. talak 16; Tirmizî, reda' 7; Nesaî, talak 30; İbn Mâce, talak 29.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Berire Hürriyetine Kavuştuğu Zaman Kocasının Hür Olduğunu Söyleyenler
2238-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre Berîre, Ebû Ahmed ailesinin bir kölesi olan Muğîs'in yanında (onun nikahlısı olarak) kalmakta iken hürriyetine kavuşturulmuş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu muhayyer bırakmış ve ona (kocan) " Sana yaklaşacak olursa, muhayyerliğin kalmaz" buyurmuş. reda' 7: Muvatta, talak 26; Ahmed b. Hanbel IV, 65; V, 78.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Hürriyetine Kavuşan Bir Cariyenin Nikahını Feshetme Muhayyerliği Ne Kadar Sürer?
2239-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet olunduğuna göre, kendisi (biri diğeriyle) evli (olan) iki kölesini hürriyete kavuşturmak istemiş de bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sormuş. (Hazret-i Peygamber de) ona, azad etmeye kadından önce erkekten başlamasını emretmiş. talak 28, İbn Mâce, ıtk 10. hadisin râvilerinden) Nasr (b. Ali) dedi ki: (Bu hadisi) Ebû Ali el-Hanefî, bana Ubeydullah'dan nakletti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Koca Beraberce Hürriyetlerine Kavuşacak Olurlarsa Kadının Muhayyerlik Hakkı Var Mıdır?
2240-) İbn Abbâs'dan rivâyet olunduğuna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir adam müslüman olup (Hazret-i Peygamberin huzuruna) gelmiş sonra müslüman olarak karısı da (çıkıp) gelmiş (adam): Allah’ın Rasûlü, bu da benimle beraber müslüman oldu, deyince (Hazret-i Peygamber) kadını ona iade etmiştir. nikah 43.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Kocadan Birinin Müslüman Olması
2241-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir kadın müslüman olmuş da evlenmişti. İlk kocası Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi ve; Allah'ın Rasûlü, ben müslüman olmuştum. (Bu da) benim müslüman olduğumu biliyordu (böyleyken gidip bir başkasıyla evlendi) dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o kadını sonraki kocasından ayırıp ilk kocasına iade etti." Mâce, nikâh 60.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Kocadan Birinin Müslüman Olması
2242-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'den; demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızı Zeyneb'i Ebû'l-As b. er-Rebi'a önceki nikahı ile geri verdi, yeniden nikah kıymadı. nikah 43; İbn Mâce, nikah 60. Muhammed b. Amr bu hadisi, (Rasul-i Ekrem kızı Zeynebi Ebû'l-As'a Hazret-i Zeyneb'in Medineye hicretinden) altı sene sonra geri verdi diye rivâyet etti. el-Hasen b. Ali (ise, bu hadisi Resûlüllah Hazret-i Zeyneb'i müslüman hanımların müşriklerle evlenmesini yasaklayan âyetin inmesinden) " iki sene sonra (iade etti)" diye rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Karısından Sonra Müslüman Olan Bir Kimseye Karısı Ne Zaman Geri Verilir?
2243-) El-Hâris b. Kays'dan; demiştir ki: Ben (nikahlım olarak) yanımda sekiz tane kadın varken müslüman olmuştum. Bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Bunlardan dördünü (kendine) seç (diğerlerini bırak)" buyurdu. Mâce, nikah 40; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübra, VII, 183. Dâvûd dedi ki: Bize bu hadisi Ahmed b. İbrahim de Hüseym'den (naklen) rivâyet etti ve Ahmed b. İbrahim (bu hadisin senedinde zikredilen) el-Haris b. Kays'ın yerinde Kays b. el-Hâris (vardır senedin bu şekilde düzeltilmesi gerekir) dedi. Ahmed b. İbrahim, Kays b. el-Haris'i kasdederek: Doğrusu budur" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Dörtten Fazla Hanımla Ya Da İki Kız Kardeşle Evli İken Müslüman Olan Bir Kimsenin Durumu
2244-) (Önceki hadisin) manasını Ahmed b. İbrahim de Küfe kadısı Bekr b. Abdurrahman, Îsa b. el Muhtar, İbn Ebî Leylâ, Humadsa b. eş-Şemerdel senediyle Kays b. el-Hâris'den rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Dörtten Fazla Hanımla Ya Da İki Kız Kardeşle Evli İken Müslüman Olan Bir Kimsenin Durumu
2245-) ed-Dahhâk b. Feyrûz, babası (Feyrûz)'dan; demiştir ki: (Ben Resûl-i Ekreme hitaben): Allah’ın Rasulü, ben nikahımda iki kızkardeş varken müslüman oldum, dedim de (Rasûl-i Ekrem de); Onlardan istediğin birini boşa!" buyurdu. Mâce, nikah 39; Tirmizî, nikah 34; Ahmed b. Hanbel, IV, 232.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Dörtten Fazla Hanımla Ya Da İki Kız Kardeşle Evli İken Müslüman Olan Bir Kimsenin Durumu
2246-) Râfi b. Sinan'dan rivâyet olunduğuna göre kendisi müslüman olmuş, karısı ise müslüman olmayı kabul etmemiş ve (hanımı)ı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip; benim kızım (olmaya daha lâyık)dır. (Çünkü o) sütten kesilmiş ya da öyle sayılabilecek (yaşta küçük bir kız)dır, demiş. Râfi de: benim kızımdır, demiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Rafi'a; Sen bir köşeye otur" , hanımına da " Sen de bir köşeye otur" buyurmuş. Kızcağızı da aralarına oturtmuş. Sonra; Onu çağırın!" (bakalım) buyurmuş. (Her ikisi de çocuğu yanlarına çağırmaya başlamışlar). Kız önce annesine yönelmiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Ey Allahım onu (doğruya) ilet" diye dua etmiş ve çocuk, babasına (gitmek için) yönelmiş. (Babası da) onu (tutup) almış. talak 52; İbn Mâce, ahkâm 22.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Anne Babadan Biri Müslüman Olunca Çocuk Hangisinin Yanında Kalır?
2247-) Sehl b. Sa'd es-Sâidî dedi ki; Uveymir b. Eşkar el-Aclânî, Asım b. Adiyy'e gelerek; Âsim, karısını (yabancı) bir erkekle yakalayan adam hakkında görüşün nedir? O, onu (zaniyi) öldürecek, siz de onu mu öldüreceksiniz?!yoksa nasıl hareket edecek? Ey Asım, bunu benim için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e soruver, dedi. Asım da (bunu) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sorunca, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bu) suallerden hoşlanmadı ve (bu şekilde sorular sormayı) ayıpladı. Hatta Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittikleri Asım'ın ağrına gitti. Asım evine dönünce Uveymir onun yanına gelip; Asım, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sana ne cevâp verdi? dedi. Asım da; bana hayır getirmedin. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sorduğum meseleden hoşlanmadı deyince Uveymir; yemîn olsun ki bunu ona sormaktan vazgeçmeyeceğim, karşılığını verdi. Derken Uveymir kalkıp halk arasında bulunan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına geldi ve; Allah'ın Rasülü, ne buyurursun, bir adam karısının yanında birini bulursa, onu öldürür siz de kendisini mi öldürürsünüz, yoksa ne yapar? diye sordu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Senin ve hanımın hakkında Kur'an âyeti indirildi git onu getir." buyurdu. Sehl dedi ki: Ben halk ile birlikte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında iken onlar da lânetleştiler." (lânetleşmeyi) bitirdikleri zaman Uveymir; Allah'ın Rasûlü, eğer ben onu (nikâhım altında) tutacak olursam, onun hakkında yalan söylemiş duruma düşerim, dedi ve daha Resûlüllah ona (hanımını boşaması için) emir vermeden önce onu üç (talâkla) boşadı. Salât 44, tefsir sûre 24 talak 29, ahkâm 18; Müslim, liân 1, 3; Nesâî, talâk 7; İbn Mâce, talâk 27; Dârimî, nikâh 39; Muvatta, talâk 34; Ahmed b. Hanbel, I, 265; V, 331. Şihâb; Artık bu, liân yapanların âdeti olmuştur," dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian
2248-) Abbâs b. Sehl’in babası Sehl'den rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Asım b. Adiyy'e hitaben; hanımını, doğuruncaya kadar yanında tut." buyurmuştur. b. Hanbel, V, 335.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian
2249-)  Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den; demiştir ki: Ben (Uveymir ile hanımının) liânlarında bulundum. O zaman ben onbeş yaşında bir çocuk idim." Yunus hadîsin bundan sonraki kısmında bir önceki) hadîsi (Sehl’den naklen) rivâyet etti ve bu rivâyetinde (bir önceki hadîsten fazla olarak) şunları nakletti: Sonra kadın (evinden) hâmile olarak çıktı ve çocuk annesine nisbet edildi."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian
2250-) Sehl b. Sa'd liân yapan karı-koca hakkında; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" demiştir: kadını gözetleyiniz, eğer gözlerinin siyahı çok siyah, beyazı da çok beyaz, iri kalçalı bir çocuk dünyaya getirirse (Uveymir'in) ancak doğru söylemiş olduğuna kanaat getiririm. Fakat keler gibi kızılca (çocuk) doğurursa ancak (Uveymir'in) yalan söylemiş olduğuna hükmederim." (Râvî Sehl) dedi ki: (kadın) çocuğu arzu edilmeyen şekilde (zînâ isnadını doğrulayıcı bir surette) dünyaya getirdi. tefsir sûre (24), talâk 30, hudûd 43, i'tisam 5; İbn Mâce, talâk 27; Ahmed b. Hanbel, V, 334.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian
2251-) Sehl b. Sa'd es-Saîdî'den (Uveymir ve hanımı ile ilgili olay hakkında) şöyle dediği de nakledilmiştir. (Doğan çocuğu kastederek) " O annesine nisbet edildi ve (İbn Havle diye) çağrıldı." tefsir sûre (24).

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian
2252-) (Hazret-i Uveymir ile karısı arasında geçen liân mevzûsunda) Sehl b. Sa'd'dân (bir başka Tıaber daha rivâyet olunmuştur.) Bu haberde (Sehl şunları) rivâyet etmiştir; (Hazret-i Uveymir) karısını Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda üç talâkla boşadı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de bu (talaklar)'i geçerli kıldı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda yapılan (bir iş tasvîb görünce) sünnet (olur) idi. dedi ki: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında bu olaya şahîd oldum. (Bu olaydan) sonra liân yapan karı-kocanın bir daha birleşmemek üzere ayrılmaları sünnet oldu. es-Sünenü'l-kübra, VII, 401.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian
2253-) Sehl İbn Sa'd'dan; demiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında liân yapan bir karı-kocayı (liân yaparlarken) gördüm. Ben o zaman onbeş yaşımda idim. (Karı-koca liân yaptıktan) sonra (Resûl-i Ekrem onları) birbirinden ayırdı." hadîsi Ebû Dâvûd'a nakleden dört ayrı râviden biri olan) Müsedded'in rivâyeti (burada) sona erdi. b. Beyân, İbn-ûs-Sehr ve Amr b. Osman ismindeki) öbür râvîler (ises bu hadisi naklederken şunları da söylediler): Sehl b. Sa'd, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in liân yapan eşleri birbirinden ayırdığına şâhid oldu: (Liân yapan)-erkek (liândan sonra) " Yâ Resûlüllah! Eğer ben bu kadını (nikâhım altında) tutacak olursam, onun hakkında yalan söylemiş olurum" dedi." Dâvûd dedi ki: Ravilerden bazısı kelimesini zikretmedi. Davûd dedi ki: (Bu hadîsi naklederken) hiçbir râvı, İbn Uyeyne'ye uyarak (onun şeyhi olan Zühri’den) " Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, liân yapan eşleri birbirinden ayırdığını rivâyet etmemiştir. es-Sünenü'l-kübra, VII, 401.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Boşanma Bölümü
Konu: Lian