Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
3504-)
Amr b. Şuayb, dedesi (Abdullah b. Amr b. el-Âs)'nin şöyle dediğini rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), kaporalı satıştan nehyetti. dedi ki: Allah bilir, kanaatimize göre bu satış şöyle olur; Adam bir köle satın alır veya hayvan kiralar. Sonrada; (satıcı veya kiralayana), malı veya kirayı bırakırsam verdiğim senin olmak üzere sana bir dinar verdim (veriyorum), der. " Mâce, ticârât 22; Mâlik, büyü I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kapora Vermek
3505-)
Hakîm b. Hizâm'dan rivâyet edildiğine göre o (Hazret-i Peygamber'e): Resûlallah! Birisi bana geliyor ve yanımda olmayan bir şeyi (satmamı) istiyor. Onu (ona satmak) için çarşıdan alayım mı? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayır, yanında olmayan bir şeyi satma" buyurdu. büyü 19; Nesâî, büyü 60; İbn Mâce, ticârât 20; Ahmed b. Hanbel III, 402, 434.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kişinin Yanında Olmayan Bir Şeyi Satması
3506-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Borç (para) verme şartıyla satış, bir satışta iki şart, dâmin olunmayan malın kârı ve yanında olmayan bir şeyi satman helâl değildir." büyü 19; Nesâî, büyü 60, 72; İbn Mâce, ticârât 20.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kişinin Yanında Olmayan Bir Şeyi Satması
3507-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Onu -devesini kastediyor- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sattım, fakat ailemin yanına varıncaya kadar üzerine yük yüklemeyi şart koştum. -Ravi hadisin sonunda şöyle der-: (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye gelince;) Deveni alıp götürmek için mi akid yaptığımı zannediyorsun? Deveni de, parasını da al, onların ikisi de senin" buyurdu. vekâlet 8, büyü 34; Müslim, müsâkât 109; Nesâî, büyü 77; İbn Mâce, ticârât 29; Ahmed b. Hanbel, III, 299.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Alışverişte Koşulan Şart
3508-)
Ukbe b. Âmir (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir. Kölenin uhdesi (sorumluluğu) üç gündür." Mâce, ticârât 44; Dârimî, büyü 18; Mâlik, büyü 3.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kölenin Sorumluluğu
3509-)
Harun b. Abdullah, Abdu's-Samed'den, Abdu's-Samed Hemmâm'den, o da Katâde'den önceki hadisi aynı isnad ve aynı mana ile rivâyet etti. Hemmâm (rivâyetinde) şunları da ilâve etti: üç gün (gece) içerisinde bir hastalık görürse, her hangi bir delil gerekmeden geri verilir. Ama üç gün geçtikten sonra bir hastalık bulursa, köleyi satın aldığında o hastalığın bulunduğuna dair delil getirmesi istenir. Dâvûd; " Bu (tefsir) Katâde'nin sözüdür" der.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kölenin Sorumluluğu
3510-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Menfaat, sorumluluk (risk) karşılığındadır." büyü 53; Nesâî, büyü 15; İbn Mâce, ticârât 43; Ahmed b. Hanbel, VI, 49,208, 237.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bir Köle Satın Alıp Kullanan, Sonra Onda Bir Ayıp Bulan Kişi Hakkındaki Hadisler
3511-)
Mahled (b. Hıfâf) el-Gıfârî şöyle der: başkaları ile ortak bir kölem vardı. Ortakların biri yokken köleyi çalıştırdım; bana bir miktar gelir getirdi. Bulunmayan ortak, kendi hissesinden dolayı beni bir kadıya şikâyet etti. Kadı, geliri vermemi emretti. Urve b. Zübeyr'e gelip hâdiseyi anlattım. Urve de kadıya gidip; Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'den naklen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın; Menfaat, sorumluluk karşılığındadir" buyurduğunu haber verdi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bir Köle Satın Alıp Kullanan, Sonra Onda Bir Ayıp Bulan Kişi Hakkındaki Hadisler
3512-)
Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: adam, bir köle satın aldı. Köleyi Allah'ın dilediği kadar (bir müddet) elinde tuttu. Sonra onda bir kusur buldu. Meseleyi Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arzetti. Efendimiz de; köleyi satıcıya iade etti. Satıcı: Resûlallah, kölemi çalıştırdı (sırtından kazanç sağladı), dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Menfaat, sorumluluk (külfet) karşılığındadır." buyurdu. Dâvûd, " Bu isnad kuvvetli değildir" dedi. büyü 53.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bir Köle Satın Alıp Kullanan, Sonra Onda Bir Ayıp Bulan Kişi Hakkındaki Hadisler
3513-)
Abdurrahman b. Kays b. Muhammed b. El-Eş’as, babası kanalıyla, dedesinin şöyle dediğini haber vermiştir: Abdullah (b. Mes’ud)’dan, yirmi bin dirheme, beşte bir (ganimet) kölelerinden birkaç köle satın aldı. Abdullah, Es’aş’a kölelerin parasının istemek üzere (birisini) gönderdi. Es’aş: onları on bin dirheme aldım, edi.(Abdullah ise yirmi bin dirhem istemişti) üzerine Abdullah: hakemlik yapacak birini seç, dedi., hakem sensin, dedi. şöyle dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı şöyle buyururken işittim: Alıcı ile satıcı ihtilaf ettkleri zaman, söz mal sahibinin sözüdür.Ya da alış verişi feshederler." büyu 86.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Satılan Mal Elde Mevcut Olduğu Halde Alıcı Ve Satıcının İhtilâf Etmeleri
3514-)
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyli haber verdi, bize Hüşeym haber verdi, bize İbn Ebi Leyla, Kasım b. Abdurrahman’dan rivâyet etti. O da babasından haber verdi ki: Mes’ud, Es’aş b. Kays’a köleler sattı...Ravi önceki hadisin manasının zikretti. Söz (hadisin birisinde) artıyor, (öbüründe) eksiliyor.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Satılan Mal Elde Mevcut Olduğu Halde Alıcı Ve Satıcının İhtilâf Etmeleri
3515-)
Câbir (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Şüf’a, her ev ve bahçe için (sabit) tir. Bir kimsenin, ortağına haber vermedikçe (müşterek malı) satması doğru olmaz. Satarsa, ona haber verinceye katlar OTtagıö mâlî almaya daha müstehaktir." müsâkat 135; Nesâî, büyü 80, 108; Ahmed b. Hanbel, III, 316.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şüfa
3516-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); şüf'ayı, taksim edilmeyen herşeyde Bu cümle bazı nüshalarda; Taksim edilmeyen her malda..." şeklindedir. (geçerli) kıldı. Hudutlar belirlendiği ve yollar ayrıldığı zaman şuf’a yoktur. büyü, 96, 97, şirket 8, şüf'a 1; Tirmizî, ahkâm 33; İbn Mâce, şüf'a 3; Nesâî, büyü 109; Mâlik, şüf'a 1, 4; Ahmed b. Hanbel, III, 296, 399.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şüfa
3517-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Tarla taksim edildiği ve sınırları ayrıldığı zaman onda şüf'a olmaz." Mâce, şüf'a 3.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şüfa
3518-)
Ebû Râfi' (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle derken işitmiştir: Komşu, (bir mala) yakınlığı sebebiyle (herkesten) daha çok hak sahibidir. " şüf'a 2; Nesâî, büyü 109; İbn Mâce, şüf'a 2, 3; Tirmizî, ahkâm 33; Ahmed b. Hanbel, IV, 389, 390.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şüfa
3519-)
Semüre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Evin komşusu, komşunun evine -veya tarlasına- (tarlanın komşusu, komşunun tarlasına) daha müstahaktır." ahkâm, 31, 32.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şüfa
3520-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Komşu komşunun şüf'asına daha müstehaktır. Yollan bir olduğu zaman komşu gaipse beklenir." ahkâm 32; Nesâî, büyü 109; İbn Mâce, şüf'a 6; Ahmed b. Hanbel, VI, 10.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Şüfa
3521-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Bir adam iflas eder de, alacaklı malının aynını, müflisin yanında bulursa, o mala, başkalarından daha müstehaktır." müsâkat 24, 25; Tirmizî, büyü 36; Nesâî, büyü 95; İbn Mâce, ahkâm 26; Mâlik, büyü 88; Dârimî, büyü 51.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bîr Adam İflas Eder Ve Alacaklı Malının Aynını Onun Yanında Bulursa Ne Yapar?
3522-)
Ebû Bekir b. Abdurrahman b. el-Hâris b. Hişâm'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Bir adam, bir mal satsa ve bedelinden hiçbir şey almadan alıcı iflas etse; satıcı malının aynını bulursa onu almaya daha müstehaktir. Eğer (satıcı parasından bir şey almadan) müşteri ölürse malın sahibi (satan) diğer alacaklılarla eşittir." Mâce, ahkâm 26.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bîr Adam İflas Eder Ve Alacaklı Malının Aynını Onun Yanında Bulursa Ne Yapar?
3523-)
Bize Süleyman b. Dâvûd haber verdi. Bize Abdullah -yani İbn Vehb- haber verdi. Bana Yunus, İbn Şihâb'tan naklen şöyle dedi: Bana Ebû Bekir b. Abdurrahman b. el-Hâris b. Hişâm haber verdi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem)- Ravi, Mâlik'in hadisinin manasını zikretti ve; Eğer, onun parasından bir şey ödemişse o (satıcı) malda (öteki) alacaklılarla eşittir" (sözünü) ilâve etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bîr Adam İflas Eder Ve Alacaklı Malının Aynını Onun Yanında Bulursa Ne Yapar?
3524-)
Ebû Bekir b. Abdurrahman, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) kanalıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan önceki hadisin benzerini rivâyet etti. (Bu rivâyette Resûlüllah) şöyle buyurdu: Eğer (alıcı) malın parasından bir şey ödemişse satıcı kalanı(nda) diğer alacaklılarla eşittir. Bir adam; yanında bir başkasının malı aynen durduğu halde ölürse, satıcı -onun parasından bir mikdar tahsil etsin veya etmesin- (diğer) alacaklılarla eşittir." Dâvûd; Mâlik'in hadisi (önceki hadis) daha doğrudur" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bîr Adam İflas Eder Ve Alacaklı Malının Aynını Onun Yanında Bulursa Ne Yapar?
3525-)
Amra b. Halde'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: İflas eden bir arkadaşımız hakkında (görüşmek üzre) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'ye geldik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hükmü ile hükmedeceğim; bir kimse iflas eder veya ölür de bir adam malım aynıyla bulursa ona (herkesten) daha müstehaktir, dedi. Mâce. ahkâm 26.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Bîr Adam İflas Eder Ve Alacaklı Malının Aynını Onun Yanında Bulursa Ne Yapar?
3526-)
Âmir eş-Şa'bî, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Bir kimse, sahiplerinin besleyemeyip salıverdiği bir hayvanı bulur ve onu alıp canlandırırsa hayvan onun olur." b. İsmail, Ebân’ın hadisinde şöyle dedi: Ubeydullah der ki: (Şa'bî'ye) kimden (rivâyet ediyorsun)? dedim; - Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabından birçok kişiden, karşılığını verdi. Ebû Dâvûd: Bu Hammâd'ın hadisidir; daha- açık ve daha tamdır" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Yürümekten Aciz Bir Hayvanı Canlandıran Kişi Ona Sahip Olur Mu?
3527-)
Şa'bî'nin merfû olarak rivâyet ettiğine göre; Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimse, tehlikeli bir ferde bir hayvan salıverir de onu birisi bulup) canlandırırsa o hayvan bulana ait olur."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Yürümekten Aciz Bir Hayvanı Canlandıran Kişi Ona Sahip Olur Mu?
3528-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sağmal hayvan rehin verildiği zaman; sütü, nafakası karşılığında içilir. (Binek hayvanı) rehin edildiği zaman da nafakası karşılığında sırtına binilir. Nafaka, (sütü) sağan ve (sırtına) binene aittir." Dâvûd: O bize göre sahihtir" der. rehn 4; Tirmizî, büyü 31; İbn Mâce, rühûn 2; Ahmed b. Hanbel, II, 228,472.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Rehin
3529-)
Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh)'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Allah'ın kulları arasında öyleleri var ki, peygamber ve şehit değildirler, ama kıyamet günü Allah katındaki mevkilerinden dolayı peygamberler ve şehitler onlara imrenirler." Resûlallah, onlar kim? Bize haber verir misin? dediler. Onlar, aralarında alıp verdikleri bir mal ve akrabalık olmadığı halde Allah'ın ruhu ile birbirlerini sevenlerdir. Vallahi onların yüzleri nurdur ve kendileri nur üzerindedirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmaz, insanlar üzüldüğünde onlar üzülmezler." buyurdu ve: Haberiniz olsun, Allah'ın sevgili kullarına korku yok, onlar üzülecek de değillerdir." Yûnus, (10) 62. âyetini okudu. zühd 53; Ahmed b. Hanbel, V, 229, 239, 328;'341, 342, 343.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Rehin
3530-)
Umâre b. Umeyr'in, halasından rivâyet ettiğine göre; o (Umâre'nin halası); Âişe (radıyallahü anhâ) ya: bir yetim var, onun malından yiyebilir miyim? diye sordu. (radıyallahü anhâ) de: (sallallahü aleyhi ve sellem): İnsanın yediği şeylerin en temizi kendi kazancından olanıdır ve kişinin çocuğu onun kazanandandır" buyurdu, dedi. büyü 1; İbn Mâce, ticârât 1; Dârimî, büyü 6; Ahmed b. Hanbel, VI, 31, 42, 177, 193, 220.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: İnsan Çocuğunun Malından Yiyebilir
3531-)
Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: İnsanın çocuğu, kazandıklarının en iyilerindendir. Onların mallarından yiyiniz." Dâvûd dedi ki: b. Ebi Süleyman, hadiste: İhtiyaç duyduğunuz zaman" sözünü ilave etti, (ama) o münkerdir. büyü 1; İbn Mâce, ticârât 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: İnsan Çocuğunun Malından Yiyebilir
3532-)
Amr b. Şu'ayb'ın, babası kanalıyla dedesinden rivâyet ettiğine göre; bir adam Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Resûlallah, benim malım var, çocuğum var, fakat babam malımı bitirecek, dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Sen ve malın babana aitsiniz. Şüphesiz çocuklarınız, kazancınızın en temizlerindendir. Çocuklarınızın kazancından yiyiniz" buyurdu. Mâce, ticârât I.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: İnsan Çocuğunun Malından Yiyebilir
3533-)
Semüre b. Cündeb (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimse, malını birisinin yanında bulursa onu almaya (herkesten daha fazla) hakkı vardır. Malı satın alan da (parasını) satıcıdan alır." büyü 95.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Malını Birisinin Yanında Bulan Kişi Onu Alır
3534-)
Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre; Muâviye'nin annesi Hind, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip: Ebû Süfyân cimri bir adamdır. Bana ve çocuklarıma yetecek malı vermiyor. Onun malından bir şey almamda bana bir vebal var mı? dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Örfe göre sana ve çocuklarına yetecek kadarını al" buyurdu. büyü 95, nafakât 9, 14, ahkâm 14; Müslim, akdıye 7; İbn Mâce, ticârât 65; Nesâî, kudât 31; Dârimî, nikâh 54.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hak Sahibi Olan Kimse Hakkını Borçlunun Malından Onun İzni Olmasa Bile Alır
3535-)
Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip: Resûlallah! Ebû Süfyân sıkı bir adamdır. Onun izni olmadan, ailesi için malından harcamamda bana vebal var mı! dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayır, örf mikdarınca harcamanda sana günah yoktur" buyurdu. büyü 95, nafakât 9, 14; Müslim, akdıye 7; Nesâî, kudât 31; Dârimî, nikâh 54; Ahmed b. Hanbel, VI, 39, 50, 206.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hak Sahibi Olan Kimse Hakkını Borçlunun Malından Onun İzni Olmasa Bile Alır
3536-)
Yusuf b. Mâhek el-Mekkî'den rivâyet edilmiştir, der ki: Ben falanın velayetinde olan yetimlerin nafakasını yazardım. (Yetimler büyüyünce hesapta) bin dirhem yanlışlık yaptılar. Yetimlerin velisi olan da yetimlere bu fazla parayı ödedi. (Bilâhare) ben yetimlerin mallarından, verilen o fazlalığın misline (bin dirheme) eriştim ve veli olan adama: Senden alıp götürdükleri bin dirhemi alayım mı? dedim. alma; babam bana, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı: Sana emniyet edene emanetini öde, sana hıyanet edene de hıyanet etme" buyururken duyduğunu haber verdi, dedi. büyü 37; Dârimî, büyü 57; Ahmed b. Hanbel, III, 414.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hak Sahibi Olan Kimse Hakkını Borçlunun Malından Onun İzni Olmasa Bile Alır
3537-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sana güvenene emaneti öde, sana hıyanet edene hıyanet etme." büyü 37.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hak Sahibi Olan Kimse Hakkını Borçlunun Malından Onun İzni Olmasa Bile Alır
3538-)
Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hediye kabul eder ve karşılığında hediye verirdi. hibe 11; Tirmizî, birr 34; Ahmed b. Hanbel, II, 359, IV, 189.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hediye Kabul Etmek
3539-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Vallahi, bu günden sonra, Kureyşli Muhacirlerden, Ensârdan, Devslilerden ve Sakîflilerden başka hiç kimseden hediye kabul etmeyeceğim." menâkıb 73; Ahmed b. Hanbel, II, 292.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hediye Kabul Etmek
3540-)
İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Hibesinden dönen, kusmuğunu tekrar yutan gibidir." Katade’nin; Biz kusmuğu ancak haram olarak biliriz" dediğini söyledi. hibe 14, 30, cihâd 137, hıyel 14; Müslim, hibât 7, 8; Nesâî, hibe 2, 4, rukbâ 2; İbn Mâce, hibât 5; Ahmed b. Hanbel, I, 217, 250, 280.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hibeden Dönmek
3541-)
İbn Ömer ve İbn Abbâs (radıyallahü anhüm)'dan, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Bir kimsenin bir şey bağışlayıp veya bir şey hibe edip de bundan dönmesi helâl olmaz. Ancak baba çocuğuna verdiğini geri alabilir. Bir bağışta bulunup da onu geri isteyen kişinin durumu; (bir şey) yiyen, doyduğu zaman kusan, sonra da kusmuğunu tekrar yiyen köpeğin durumu gibidir." hibe 30; Nesâî, hibe 2; İbn Mâce, hibe 2, 5; Ahmed b. Hanbel, II, 182.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hibeden Dönmek
3542-)
Abdullah b. Amr'dan, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Hibe ettiği şeyi geri isteyen kişinin hali, kusup da kusmuğunu yiyen köpeğin hali gibidir. Hibe eden kişi verdiğini geri istediği zaman, durdurulsun ve istediği şey kendisine tarif edilsin, sonra da hibe ettiği şey ona verilsin."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Hibeden Dönmek
3543-)
Ebû Ümâme (radıyallahü anh), Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Bir kimse, bir (din) kardeşi için şefaatte bulunur da, kardeşi onun şefaati üzerine hediye verir, o da kabul ederse ribâ kapılarından büyük bir kapı açmıştır."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kişinin, Bir İhtiyacını Gidermesi İçin Hediye Vermesi
3544-)
Nu'man b. Beşîr (radıyallahü anh)'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Babam bana bir mal bağışladı. -Ravilerden İsmail b. Salim: Bir kölesini bağışladı" der.- Ravâha’nın kızı (Amra): (sallallahü aleyhi ve sellem)'a git, onu bu bağışa şahit tut, dedi. Babam, Resûlüllah'a gidip (onu şahit tuttu), hâdiseyi ona anlatıp dedi ki: oğlum Nu'man'a bir mal bağışladım. Ama Amra, (Nu'manın annesi) buna, seni şahit tutmamı istedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Senin başka çocuğun var mi?" var. Hepsine Nu'man'a verdiğin gibi mal verdin mi?" vermedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): râvilerin dediğine göre- " Bu zulümdür" ; -bazılarının dediğine göre- " Bu teldedir, Telcie: Kâmus'ta " İkrah = zorlama" diye manalandınlır. Nihâye'de: İçi dışına zıt olan bir şeyi yapmaya zorlamak şeklinde izah edilir. Fıkıhta telcie: Bir kimsenin, malını satmadığı halde, satmış gibi davranmasıdır. Buna " beyu'l-telcie" denir. buna başkasını şahit tut" buyurdu. rivâyetinde, (Resûlüllah): İyilik ve lütufta hepsinin eşit olmaları seni sevindirmez mi?" (buyurdu). dedi. Resûlüllah: Buna benden başkasını şahit tut" buyurdu. Mücâhid'in rivâyetine göre ise Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sana iyilik yapmaları, senin onlar üzerindeki hakkın olduğu gibi aralarında adaletli davranman da onların senin üzerindeki haklarıdır" buyurdu. Dâvûd, Zührî'nin rivâyeti hakkında der ki: " Bütün oğullarına (verdin) mi?" ; bazıları, " bütün çocuklarına (verdin) mi?" dedi. konuda İbn Ebî Hâlid, Şa'bî'den rivâyetle: Senin ondan başka oğulların var mı?" dedi. da Nu'man b. Beşîr'den rivâyetle: Senin ondan başka çocuğun var mı?" dedi. hibe 12; Müslim, hibât 8, 9, 10, 17; Nesâî, nuhl 1; İbn Mâce, hibât 1; Tirmizî, ahkâm 30; Mâlik, akdıye 39; Ahmed b. Hanbel, IV, 268, 269, 271, 273.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Çocuklarının Bir Kısmına Diğerlerinden Daha Çok Mal Bağışlayanın Durumu
3545-)
Nu'man b. Beşîr'in haber yerdiğine göre; Babası ona bir köle verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: Bu köle nedir?" diye sordu. Nu'man: kölem, onu bana babam verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sana verdiği gibi bütün kardeşlerine de verdi mi?" Onu geri ver." hibât 12; Nesâî, nuhl 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Çocuklarının Bir Kısmına Diğerlerinden Daha Çok Mal Bağışlayanın Durumu
3546-)
Nu'man b. Beşîr (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Çocuklarınız arasında adaletli davranınız, oğullarınız arasında adaletli davranınız." nuhl 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Çocuklarının Bir Kısmına Diğerlerinden Daha Çok Mal Bağışlayanın Durumu
3547-)
Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir. Der ki: Beşîr'in karısı: köleni hibe et ve bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şahit tut, dedi. Beşîr, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip dedi ki: kızı, benden oğluna bir köle hibe etmemi istedi ve (benim için) Resûlüllah'ı şahit tut, dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Onun kardeşleri var mı?" Bu doğru olmaz; ben haktan başka bir şeye şahitlik etmem." hibât 8, 9, 10, 17.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Çocuklarının Bir Kısmına Diğerlerinden Daha Çok Mal Bağışlayanın Durumu
3548-)
Amr b. Şu'ayb, babası vasıtasıyla dedesinden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Kocası ismetine mâlik olduğu zaman (evli olduğu zaman) bir kadının malında bağışta bulunması caiz değildir." umrâ 5; İbn Mâce, hibât 7; Ahmed b. Hanbel, II, 221.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kadının Kocasının İzni Olmadan Hediye Vermesi, Bağışta Bulunması
3549-)
Amr b. Şu'ayb'ın babası vasıtasıyla Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)'den rivâyet ettiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kadının, kocasının izni olmadan bağışta bulunması caiz değildir." zekât 58, umrâ 5; İbn Mâce, hibât 7; Ahmed b. Hanbel, II, 179, 184, 207.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Kadının Kocasının İzni Olmadan Hediye Vermesi, Bağışta Bulunması
3550-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Umrâ caizdir." hibe 32; Müslim, hibât 30, 32.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Umra Konusu
3551-)
Velid Hemmâm'dan; Hemmâm Katâde'den, Katâde Hasen'den o da Semüre kanalıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan önceki hadisin benzerini rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Umra Konusu
3552-)
Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Umrâ, kendisine hibe yapılan kişiye aittir." hibâl 25; Nesâî, umrâ 4; Ahmed b. Hanbel, III, 304, 393.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Umra Konusu
3553-)
Câbir (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Bir kimseye Ömürlük mülk verilirse o kendisine ve çocuklarına aittir. Çocuklarından adama vâris olanlar, verilen o mülke de vâris olurlar. umrâ 1.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, İcare Bölümü
Konu: Umra Konusu