Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

3354-) Fedâle b. Ubeyd'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Hayber savaşı günü, on iki dinara içinde altın ve kıymetli taş bulunan bir gerdanlık satın alıp, altınım taşım ayırdım. Gerdanlıkta on iki dinardan daha fazla altın buldum ve durumu Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e söyledim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Gerdanlık, ayrılmadıkça satılmaz" buyurdu. müsâkât 90; Tirmizî, büyü 32; Nesâî, büyü 48; Ahmed b. Hanbel, VI, 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Kılıncın Ziynetinin Gümüş Para Mukabilinde Satılması
3355-) Fedâle b. Ubeyd (radıyallahü anh)'den rivâyet edilmiştir. Der ki: Biz Hayber savaşı günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte idik. Yahudilerden bir ûkiye Bu kelime bazı nüshalarda .- şeklindedir. Nevevî,'nin pek kullanılmadığını, meşhur olanın bu olduğunu söyler. altını, dinar mukabilinde -Kuteybe'den başkası; iki ve üç dinar karşılığında dedi, sonra ittifak ettiler- satın alırdık. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Altını, altın karşılığında ancak tartısı tartısına satınız" buyurdu. müsâkat 91.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Kılıncın Ziynetinin Gümüş Para Mukabilinde Satılması
3356-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edilmiştir; der ki: Bakî'da kelime bazı nüshalarda Nakî' şeklindedir. deve satardım; (bazan) dinar karşılığında satar dirhem alır, (bazan da) dirhem karşılığı satar, dinar alırdım. (Sattığımda) bunun dirhemin) yerine şunu (dinarı) alır ve (aldığımda da) bunun yerine şunu verirdim. (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gidip: Resûlallah, müsaade eder misin, sana (bir şey) soracağım. Ben (bir malı) dirhem mukabilinde satıp, dinar alıyorum. Bunun yerine şunu alıyor ve bunun yerine şunu veriyorum (altının yerine gümüşü alıp veriyorum), dedim. (sallallahü aleyhi ve sellem): Aranızda (ödenmemiş) bir şey kalmadıkça o günün rayici ile (birinin yerine ötekini) almanda mahzur yok" buyurdu. büyü 24; Nesâî, büyü 50; İbn Mâce, ticârât 51; Dârimî, büyü 43.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Gümüşün Yerine Altın Almak
3357-) Bize Hüseyin b. el-Esved, Ubeydullah'dan o İsrail'den, İsrail de Simâk'den önceki hadisi aynı mana ve isnadîa rivâyet etti. Önceki hadis daha mükemmeldir. İsrail (rivâyetinde) " o günkü rayici ile" sözünü zikretmedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Gümüşün Yerine Altın Almak
3358-) Semüre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); hayvanı, hayvan karşılığında veresiye olarak satmayı menetmiştir. büyü 21; Nesâî, büyü 65; İbn Mâce, ticârât 56; Dârimî, büyü 30.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Hayvanı Hayvan Karşılığında Veresiye Olarak Satmak
3359-) Abdullah b. Amr (b. el-Âs) (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine bir ordu teçhiz etmesini emretti. Ancak develer tükendi, (tüm askere yetişmedi). Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), genç zekât develeri karşılığında (deve) almasını emretti. Zekât develeri gelinceye kadar iki deveye karşılık bir deve alırdı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Hayvanı Hayvan Karşılığında Veresiye Satmakta Ruhsat
3360-) Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), iki köle karşılığında bir köle satın almıştır. müsâkât 123; Tirmizî, büyü 22.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Hayvanı Hayvan Karşılığında Peşin Olarak Satmak
3361-) Ayyâş'ın babası Zeyd'in haber verdiğine göre; O, Sa'd b. Ebî Vakkâs (radıyallahü anh)'a, buğdayı süit karşılığında, satmanın hükmünü sordu. Sa'd kendisine: hangisi üstün? dedi. O da: karşılığını verdi. üzerine Sa'd, Zeyd'i bundan menedip şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem)'a kuru hurmayı taze hurma karşılığında satmanın hükmü sorulurken işittim; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Taze hurma kuruduğu zaman eksilir mi?" buyurdu. dediler. üzerine Efendimiz, bu satıştan menetti. Dâvûd; "Bu hadisi, Mâlik'in rivâyetine benzer bir şekilde İsmail b. Ümeyye de rivâyet etmiştir" der. büyü 14: Nesâî, büyü 36; İbn Mâce, ticârât 53; Muvatta, büyü 22; Ahmed b. Hanbel, I, 179.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Taze Hurmayı Kuru Hurma Karşılığında Satmak
3362-) Tevbe'nin babası Rebi' b. Nâfi, Muâviye'den -yani İbn Sellâm'dan- o Yahya b. Ebî Kesîr'den, o Abdullah'dan Abdullah da Ebû Ayyâş'dan; kendisinin Sa'd b. Ebî Vakkâs'ı; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), taze hurmayı kuru hurma karşılığında veresiye olarak satmayı nehyetti" derken işittiğini haber verdi. Ebû Dâvûd dedi ki: hadisin benzerini îmrân b. Ebî Enes, Benî Mahzum'un mevtasından o da Sa'd vasıtasıyla Resûlüllah'dan rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Taze Hurmayı Kuru Hurma Karşılığında Satmak
3363-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) (ağaç üzerindeki) hurmayı (yerdeki) hurma Bu cümle matbu nüshalarda, " (daldaki) meyveyi hurma karşılığında satmayı" şeklindedir. karşılığında, (asmadaki) taze üzümü (yerdeki) kuru üzüm karşılığında ve biçilmemiş ekini buğday karşılığında ölçü satmayı menetti. büyu 85; Müslim, büyu 73; Muvatta, büyu 47; Ahmed b. Hanbel, II, 392.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâbene
3364-) Zeyd b. Sâbit'in oğlu Hârice'nin , babasından rivâyet ettiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), taze ve kuru hurma karşılığında, Bu cümle Bezlü'l-Mechûd'da: kuru hurmayı taze hurma karşılığında satma" şeklinde izah edilmiş, ta'likında ise buna itiraz edilip, bizim terceme ettiğimiz şekilde manalandırılmıştır. ariyye yoluyla yapılan alışverişe ruhsat verdi. büyü, 83; Müslim, büyü 59, 62, 66; Nesâî, büyü 34; İbn Mâce, ticârât 55.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ariyye Yoluyla Yapılan Alışverişler
3365-) Sehl b. Ebî Hasme'den rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), (taze) meyveyi hurma karşılığında satmayı nehyetti, arâyâya ise ruhsat verdi. O; meyevenin tahmin edilerek kendi mikdarı karşılığında satılmasıdır. Taze meyveyi (satın alan) sahipleri onu taze olarak yerler. büyü 75, 82, 83; Müslim, büyü 20, 62, 64, 66, 68, 71; Nesâî, büyü 34, 35; İbn Mâce, ticârât 55; Muvatta, büyü 14.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ariyye Yoluyla Yapılan Alışverişler
3366-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), beş veskten daha azında veya beş veskte -Dâvûd b. el-Husayn şüphe etti- arâyâ yoluyla alışverişe ruhsat verdi. Dâvûd; Câbir'in hadisi, dört veska kadar" şeklindedir, der. büyü 83, müsâkât 17; Müslim, büyü 71; Tirmizî, büyü 63; Muvatta, büyü 14.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Âriyyenin Mikdarı
3367-) Abdu Rabbih b. Saîd el-Ensarî'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: bir kimsenin hurma ağacını (n meyvesini) bir başkasına vermesi veya malından (bahçesinden) bir veya iki ağacı yemek için ayırması ve onu hurma karşılığında satmasıdır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Arayanın Tefsiri
3368-) İbn İshak'dan, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Arâyâ, bir kimsenin hurma ağaçlarım (meyvelerini) bir adama hibe edip, kendisine, hibe ettiği adamın o ağaçlarla ilgilenmesinin ağır gelmesi ve bu yüzden o (ağaçlardaki) hurmayı, tahminî misli kadar hurma ile değiştirmesidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Arayanın Tefsiri
3369-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), salahı görünmedikçe meyveyi satmayı nehyetti. (Bundan) hem satıcıyı hem de alıcıyı menetti. zekât 58, büyü 82, 83, 85, 86;Müslim, büyü 49, 51/52, 54, 56, 59, 79; Nesâî, büyü 28, 35; İbn Mâce, ticârât 32; Muvatta, büyü 10; Dârimî, büyü 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3370-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ)'den rivâyet edildiğine göre, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); kadar hurmayı Bu cümledeki kelimesi, diğer matbu nüshalarda şeklindedir. kelimesi, hem müzekker, hem de müennes olarak kullanıldığı için rivâyetin her ikisi de caizdir. Bir de, Hattâbî tarafından bu kelimenin şeklinde olması gerektiği mütalaası ileri sürülmüştür. Buna izah bölümünde işaret edilmiştir., beyazlayıncaya ve âfetten zarar görmez hale gelinceye kadar da başağı satmaktan nehyetti. (Bundan) hem satıcıyı, hem de alıcıyı menetti. büyü 85, 86, 93; Müslim, büyü 50, müsâkât 15; Tirmizî, büyü 15; Nesâî, büyü 40; İbn Mâce, ticârât 32; Ahmed b. Hanbel, II, 5.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3371-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); taksim edilmedikçe ganimetleri, her türlü âfetten etkilenmez hale gelmedikçe de hurmayı satmayı ve kişinin (elbiseni beline) bağlamadan namaz kılmasını nehyetti. b. Hanbel, II, 387, 458, 472.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3372-) Cabir b. Abdillah (radıyallahü anh)'ın, şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), meyve işkâha (renklenmeye) başlamadıkça, onu satmaktan nehyetti. Süleym b. Hayyân tarafından, şeyhi Saîd b. Mîna'ya): işkahı nedir? diye soruldu. O da: kızarmaya veya sararmaya başlaması ve yenilecek hale gelmesi, cevabını verdi. büyü 86; Müslim, büyü 84; Ahmed b. Hanbel, III, 320, 361.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3373-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kararmadıkça üzümü, sertleşmedikçe buğdayı (taneyi) satmaktan nehyetti. büyü 15; İbn Mâce, ticârât 32; Ahmed b. Hanbel, III, 161, 221, 250.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3374-) Yunus'dan rivâyet edilmiştir; der ki: salahı görünmeden önce meyveyi satmanın hükmünü ve bu konuda zikredilen haberleri sordum. Şu cevabı verdi: b. Zübeyr, Sehl b. Ebî Hasme vasıtasıyla Zeyd b. Sâbit'in şöyle dediğini haber verdi: sallallahü aleyhi ve sellem zamanında), insanlar henüz salahı görünmemiş (olgunlaşmamış) meyveleri alıp satıyorlardı. İnsanlar (müşteriler) meyveleri topladığı ve tarafların haklarını isteme vakti geldiği zaman, müşteri; Meyve çürüdü, ermeden bozulup döküldü, hastalık dokundu" -ki bunlar hep âfettir- gibi laflar ediyor ve bununla davalaşıyor (ücreti düşürmek istiyor) lardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) katındaki davaları artınca Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); ihtilâf ve anlaşmazlıklarının çokluğundan ötürü, bir istişare olmak üzere: Eğer bu tür alışverişi (ağacın üzerindeki meyveyi satmayı) bırakmayacaksaniz, o zaman salahı görünmedikçe (olgunlaşmadıkça, âfetten zarar görmez hale gelmedikçe) meyveyi satmayınız" buyurdu. büyü, 85.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3375-) Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); salahı görünmeden ve -arâyâ hariç- dinar ve dirhemin dışında bir şey karşılığında satmaktan nehyetti. Mâce, ticârât 32.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Salahı Görünmeden Önce
3376-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (ağacın) birkaç sene (içinde vereceği meyve) yi önceden satmayı nehyetti. Âfetlerin (mahvettiği meyvelerin bedelini ise) indirdi. Dâvûd dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan, (zararın) üçte bir olması konusunda, sahih bir haber gelmedi. Bu ancak Medinelilerin görüşüdür. müsâkât 17; Nesâî, büyü 30; İbn Mâce, ticârât 33; Muvatta, büyü 16; Ahmed b. Hanbel, III, 309.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ağacın Vereceği Meyveyi Birkaç Seneliğine Satmak
3377-) Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), mu'âveme (seneliğine satış) tan nehyetmiştir. Raviler (Saîd b. Mîna ve Ebû Zübeyr)'den birisi, (mu'âveme yerine) " beyu's-sinîn" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ağacın Vereceği Meyveyi Birkaç Seneliğine Satmak
3378-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem); kendisinde garar olan alışverişten nehyetti. Osman buna, beyu'l-hasâtı (çakıl taşı atma yoluyla olan satışı) da ekledi. büyü 4; Tirmizî, büyü 17; Nesâî, büyü 27; İbn Mâce, ticârât 23; Dârimî, büyü 20, 29; Muvatta, büyü 75.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Alıcı Ve Satıcının Varlığı Hakkında Tam Bilgi Sahibi Olmadıkları Ve Teslim Edilememe Tehlikesi Olan Bir Şeyi Satmak
3379-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), iki türlü satıştan ve iki türlü giyimden nehyetmiştir: satışlar; mülâmese (dokunma yoluyla) ve münâbeze (atışma) dır. Nehyettiği giyim şekilleri de; bir tek kumaşı sol omuzu üzerinden sarıp diğer tarafını salıvermek ve kişinin avret yerini açık bırakarak veya avret yerinin üzerinde hiçbir şey olmadan bir tek elbise içerisinde dizlerini dikip oturmasıdır. sonraki rivâyet, bu hadisteki tabirlerin tefsiridir. Onun için, hadisin izahı o rivâyetten sonra gelecektir. Buharî, libas 20, 21, salât 10, savm 66, büyü 62, 63; Müslim, büyü, 2, 3; Nesâî, büyü 26; İbn Mâce, ticârât 12; Ahmed b. Hanbel, III, 6, 95.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Alıcı Ve Satıcının Varlığı Hakkında Tam Bilgi Sahibi Olmadıkları Ve Teslim Edilememe Tehlikesi Olan Bir Şeyi Satmak
3380-) Hasan b. Ali, Abdürrezzak'tan; Abdürrezzak, Ma'mer'den, o Zührî'den; Zührî, Atâ b. Yezid el-Leysî'den o da Ebû Saîd el-Hudrî vasıtasıyla Resûlüllah'dan bu hadisi rivâyet etmiştir. Abdürrezzak, şunu da ilâve etti: kişinin bir ucunu sol omuzunun üzerine koyup sağ tarafım salıvermek suretiyle tek bir kumaşa sarılması. Bu kumaşı (sana) attığım zaman alışveriş tamam oldu" demesi. Müşterinin kumaşı açmadan ve çevirmeden eli ile ona dokunmasıdır. Kumaşa dokununca alışveriş tamam olmuştur." libas 20, 21, salât 10, savm 66, büyü 62, 63; Müslim, büyü 2, 3; Nesâî, büyü 26; İbn Mâce, ticârât 12; Ahmed b. Hanbel, III, 6, 95.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Alıcı Ve Satıcının Varlığı Hakkında Tam Bilgi Sahibi Olmadıkları Ve Teslim Edilememe Tehlikesi Olan Bir Şeyi Satmak
3381-) Ahmed b. Salih, Anbese (b. Halid)'den, o Yunus'dan, Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etmiştir. İbn Şihâb der ki: b. Sa'd b. Ebî Vakkâs bana Ebû Saîd el-Hudrî'nin şöyle dediğini haber verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem), -Süfyân ve Abdürrezzak'ın rivâyet ettikleri hadislerin her ikisinin de manası ile-- nehyetti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Alıcı Ve Satıcının Varlığı Hakkında Tam Bilgi Sahibi Olmadıkları Ve Teslim Edilememe Tehlikesi Olan Bir Şeyi Satmak
3382-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), habelü'l-habeleyi satmaktan nehyetti. tefsiri bir sonraki hadiste gelecektir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Alıcı Ve Satıcının Varlığı Hakkında Tam Bilgi Sahibi Olmadıkları Ve Teslim Edilememe Tehlikesi Olan Bir Şeyi Satmak
3383-) İbn Ömer (radıyallahü anhümâ); Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan, önceki hadisin aynısını rivâyet etti ve; Habelü'l-habele; devenin (karnındaki cenini) doğurması, sonra da o yavrunun hamile olmasıdır." dedi. büyü 61, selem 8; Müslim, büyü 5, 6; Tirmizî, büyü 16; Nesâî, büyü 67, 68; İbn Mâce,. ticârât 24; Muvatta, büyü 26.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Alıcı Ve Satıcının Varlığı Hakkında Tam Bilgi Sahibi Olmadıkları Ve Teslim Edilememe Tehlikesi Olan Bir Şeyi Satmak
3384-) Benî Temim (kabilesin)'den bir ihtiyar şöyle demiştir: b. Ebî Tâlib (radıyallahü anh) bize şöyle hitab etti: Ali şöyle dedi: İbn îsa; Hüşeym bize böylece haber verdi" dedi-. üzerine çok şiddetli bir zaman gelecek; onunla emrolunmadiğı halde zengin elindeki malını ısıracak (sıkı sıkıya sarılıp fakire vermeyecek). Halbuki Allah (celle celâluhu), " Aranızda iyiliği unutmayınız" buyurmuştur. Bakara, (2) 237. Zorda kalanlar (mallarım) satacaklar. Oysa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); muzdarrın satışını, içerisinde zarar olan satışı ve olgunlaşmadan önceki meyvenin satışını nehyetmiştir. b. Hanbel, I, 116.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Muzdarrın Zorda Kalanın Satışı
3385-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Allah (celle celâluhu) buyurur ki: biri, arkadaşına hıyanet etmediği müddetçe ben iki ortağın üçüncüsüyüm. Ama birisi diğerine hıyanet edince aralarından çekilirim."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Şirket
3386-) Urve, yani (İbn Ebi’l-Ca'd) el-Bârikî'nin Bârik'a mensup demektir. Bârik, Ezd kabilesinden bir batındır. Bunların dedesi Bârik b. Adiy b. Hârise'dir. Bu şahsa Bârik denmesine sebep, bu ismi taşıyan dağın yanına yurt tutmuş olmasıdır. dediğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine, bir kurban -veya koyun- Şüphe raviye aittir. satın alması için bir dinar verdi. O da iki koyun satın alıp, birisini bir dinara sattı. Bir koyun ve bir dinarı Resûlüllah'a getirdi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Urve'ye ticaretinin bereketli olması için dua etti. o, toprak satın alsa kâr ederdi. büyü-34; İbn Mâce, sadaka 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Malin Emrine Muhalefet Etmesi
3387-) Bize el-Hasen b. Sabbah haber verdi, bize Ebû'l-Münzir haber verdi, bize Hammâd b. Zeyd'in kardeşi Saîd b. Zeyd haber verdi. Bize, Ebû Lebîd'den Zübeyr b. el-Hırrît haber verdi, bize bu (önceki) haberi Urve el-Bârikî haber verdi, onun lafzı farklıdır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Malin Emrine Muhalefet Etmesi
3388-) Hakîm b. Hizam (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) onu, bir dinar ile kendisi için bir kurban almak üzere gönderdi. Hakîm bir dinara bir kurban aldı ve o kurbanı iki dinara sattı. Sonra da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için bir dinara (başka) bir kurban satın aldı. Bir dinarı da Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) getirdi. Efendimiz o parayı sadaka olarak verdi ve Hakîm'e ticaretinin bereketli olması için dua etti. büyü 34.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Malin Emrine Muhalefet Etmesi
3389-) Salim b. Abdullah, babası (Abdullah b. Ömer)'nın şöyle dediğini haber vermiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken işittim: Sizden, bir ferak (ölçek) pirinç sahibi gibi olmaya gücü yeten onun gibi olsun." ferak pirinç sahibi kimdir Ya Resûlallah? dediler. O da, üzerlerine dağ göçtüğü zamanki " Mağara hadisini" anlattı ve şöyle dedi: birisi; Amellerinizin en iyisini anlatınız" demişti; bunun üzerine üçüncüsü şöyle anlattı: Allah'ım! Biliyorsun ki, ben bir ferak (ölçek) pirince Buharî'nin rivâyetinde pirinç yerine dan denilmektedir. bir işçi tuttum. Akşam olunca kendisine hakkını vermek istedim ama almak istemedi ve çekip gitti. Ben, o pirinci ürettim; o kadar ki, işçi için çobanı ile birlikte bir sığır sürüsü biriktirdim. Sonra adam bana gelip; hakkımı ver, dedi. Ben de, " Şu sığır sürüsüne ve çobanına git, hepsini al" dedim. Adam gitti, sürüyü önüne katıp götürdü. büyü 98, müzâraa 13; Müslim, zikir 100.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Bir Kimsenin Başka Birinin Malında Onun İzni Olmadan Ticaret Yapması
3390-) Abdullah (b. Mes'ud)'un şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben, Ammâr ve Sa'd, Bedir günü, ele geçireceğimiz (ganimet) de ortak olmayı kararlaştırdık. Sa'd iki esir getirdi, Ammâr ile ben ise bir şey getiremedik. Mâce, ticârât 63.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Sermaye Olmadan Yapılan Ortaklık
3391-) Amr b. Dînâr şöyle demiştir: Ömer (radıyallahü anhümâ)'nın; Râfi' b. Hadîc'in; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi müzâraadan menetti, dediğini duyuncaya kadar biz onda bir mahzur görmezdik." dediğini duydum ve bunu Tâvûs'a söyledim. da şöyle dedi: İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ) bana: Şüphesiz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan nehyetmedi, fakat; Birinizin arazisini karşılıksız olarak (ekime) vermesi, onun karşılığında belirli bir ücret almasından daha hayırlıdır" buyurdu, dedi. büyü 106; Nesâî, eymân 45; İbn Mâce, rühûn 11; Ahmed b. Hanbel, I, 234, 281, 349.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ziraî Ortaklıklar
3392-) Urve b. Zübeyr (radıyallahü anh)'den, Zeyd b. Sâbit'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Râfi' b. Hadîc'i affetsin. Vallahi, ben hadisi ondan daha iyi bilirim; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a birbiri ile kavga eden iki adam geldi. -Müsedded, adamların Ensar'dan olduklarını söyledi.- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Eğer haliniz böyle ise, bari arazileri kiraya vermeyiniz" buyurdu. rivâyetinde; Râfi', sadece Hazret-i Peygamberin, " arazileri kiraya vermeyin" dediğini duydu, diye ilâve etti. eymân 45; İbn Mâce, rühûn 10; Ahmed b. Hanbel, V, 182, 187.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ziraî Ortaklıklar
3393-) Saîd b. el-Müseyyeb, Sa'd (b. Ebî Vakkâs)'dan, şöyle dediğini rivâyet etmiştir: araziyi, ark kenarlarındaki ve onlardaki su ile sulanan ekin karşılığında kiraya verirdik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu nehyetti ve tarlayı altın ve gümüş karşılığında kiralamamızı emretti. eymân 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ziraî Ortaklıklar
3394-) Hanzala b. Kays el-Ensarî'den rivâyet edilmiştir, der ki: Râfi' b. Hadîc'e, tarlayı altın ve gümüş karşılığında kiraya vermenin hükmünü sordum. " Mahzur yok, ama Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde insanlar (tarlalarını); ark kenarlarındaki, ırmak başlarındaki ve ekinden (belirli) bir kısmı kendilerinde kalmak üzere kiraya veriyorlardı. (Bazan) şu helak oluyor, bu kurtuluyor; (bazen de) şu kurtuluyor bu helak oluyordu. İnsanlar için de sadece bu (helak olmayan) kiralanmış oluyordu. İşte bunun için Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), (bu türlü) kiralamayı yasak etti. (Kiracının) yüklendiği belli bir şey (karşılığında kiralamak) da ise mahzur yoktur." dedi. hadisi daha tamdır. Kuteybe; Hanzala, Râfi'den rivâyet etti" dedi. Dâvûd dedi ki: Yahya b. Saîd'in Hanzala'dan rivâyeti de bunun gibidir. büyü 116; Nesâî, eymân 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ziraî Ortaklıklar
3395-) Hanzala b. Kays'dan rivâyet edildiğine göre, o Râfi' b. Hadîc'e, tarla kiralamanın hükmünü sormuş, Râfi' de; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), tarlayı kiralamaktan menetti" demiştir. Bunun üzerine Hanzala: ve gümüş karşılığında mı? diye sormuş, Râfi' de: ve gümüş karşılığında kiralamakta mahzur yok, cevabını vermiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Ziraî Ortaklıklar
3396-) Salim b. Abdullah b. Ömer'den rivâyet edildiğine göre; Ömer (radıyallahü anhümâ), Râfi' b. Hadîc'in " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) araziyi kiraya vermeyi nehyederdi." dediği haberini alıncaya kadar toprağını kiralardı. Râfi'a varıp; İbn Hadîc, araziyi kiralama konusunda Resûlüllah'dan ne haber veriyorsun? dedi. Abdullah b. Ömer'e şu cevabı verdi: -ikisi de Bedir'e iştirak etmişlerdir- ev halkına, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın araziyi kiralamayı nehyettiğini haber verirlerken işittim. Bunun üzerine Abdullah: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde tarlanın kiraya verildiğini zannediyordum, dedi. Abdullah, Resûlüllah'ın bu konuda kendisinin bilmediği bir şey ihdas etmiş olmasından korktu ve araziyi kiraya vermeyi bıraktı. Ebû Dâvûd dedi ki: hadisi Eyyûb, Ubeydullah, Kesîr b. Ferkad ve Mâlik, Nâfi'den, Nâfi' Râfi'den, o da Resûlüllah'tan rivâyet etti. Evzaî de aynı hadisi Hafs b. înân (el-Hanefî)'den, o Nâfi'den Nâfi'de Râfi'den rivâyet etmiştir. (Bu rivâyette) Râfi',’'Resûlüllah'tan işittim- " dedi. Aynı şekilde Zeyd b. Ebî Üneyse'nin Hakem'den, Hakem'in Nâfi'den, onun da İbn Ömer'den rivâyet ettiğine göre; İbn Ömer, Râfi'e gelip; Resûlüllah'tan işittin mi?" demiş, Râfi' de’'evet" karşılığını vermiştir. bu hadisi, îkrime b. Ammâr, Ebû Necâşî'den, Ebû Necaşı de Râfi' (b. Hadîc)’den, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim" şeklinde rivâyet etmişlerdir. el-Evzaî ise, Ebû Necâşî'den, o Râfi' b. Hadîc'ten, Râfi' de amcası Zahir b. Râfi' vasıtasıyla Hazret-i Peygamber'den rivâyet etmiştir. Dâvûd: Necâşî'nin babası Atâ b. Süheyb'dir" der. hars 18; Müslim, büyü 108, 112; Nesâî, eymân 45; Muvatta, kira 5; Ahmed b. Hanbel, II, 6,64, III, 465.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3397-) Râfi' b. Hadîc şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ziraî ortakçılık yapardık. amcalarından birisinin kendisine gelip şöyle dediğini söyledi: (sallallahü aleyhi ve sellem) bizim için faydalı olan bir şeyi yasakladı, ama Allah'a ve Rasûlüne itaat bizim için daha faydalıdır, daha faydalıdır. devamla der ki: nedir? dedik. (sallallahü aleyhi ve sellem); Kimin arazisi varsa eksin veya kardeşine ektirsin. Üçte birine veya dörtte birine veya mikdarı belli olan bir buğday karşılığında kiraya vermesin" buyurdu. hars 18; Müslim, büyü 112; Nesâî, eymân 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3398-) Bize Muhammed b. Ubeyd haber verdi, bize Eyyûb'dan Hammâd b. Zeyd haber verdi. Eyyûb şöyle dedi: Ya'lâ b. Hakîm: Süleyman b. Yesâr'dan işittim (diyerek) Ubeydullah'ın, mana olarak isnadım ve hadisini bana yazdı."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3399-) Râfi' b. Hadîc'in oğlu babası (Râfi') nın şöyle dediğini rivâyet etti: Râfi', Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanından gelip bize şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi, bize faydalı bir işten nehyetti. Ama Allah'a ve Rasûlüne itaat bizim için daha faydalıdır. Bizi, maliyetine sahip olduğumuz veya birisinin karşılıksız olarak ekmemiz için- verdiğinin dışındaki bir toprağı ekmekten nehyetti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3400-) Üseyd b. Zuhayr şöyle demiştir: b. Hadîc bize gelip; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) size, sizin için faydalı olan bir şeyi yasaklıyor. Ama Allah'a ve Rasûlüne itaat sizin için daha faydalıdır. Şüphesiz Resûlüllah size, araziyi kiraya ve eyi yasak ediyor. Efendimiz; Toprağına ihtiyaç duymayan kişi ya kardeşine versin ya da boş bıraksın" buyurdu, dedi. Dâvûd dedi ki: Bu hadisi, Şu'be ve Mufaddai b. Mühelhel de Mansur'dan aynen böyle rivâyet etti. Üseyd, Râfi' b. Hadîc'in kardeşinin oğludur." dedi. eymân 45; İbn Mâce, rühûn 10.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3401-) Ebû Ca'fer el-Hatmî şöyle dedi: beni bir çocuğu ile birlikte Saîd b. el-Müseyyeb'e gönderdi. Biz Saîd'e; bize müzâraa ile ilgili bir haber ulaştı, dedik. Şu karşılığı verdi: Ömer kendisine Râfi' b. Hadîc'in hadisi gelinceye kadar müzâraada bir mahzur görmezdi. Râfi', İbn Ömer'e gelip şunu haber verdi: (sallallahü aleyhi ve sellem); Harise oğullarına gelip, Zuhayr'ın tarlasındaki ekini gördü ve: Zuhayr'ın ekini ne kadar güzel!" dedi. Oradakiler: değil, dediler. Tarla Zuhayr'ın değil mi?" ama o ekin filanın. Ekininizi alın, Zuhayr'a da ücretini verin" buyurdu. Râfi'; Biz ekinimizi aldık, ona da ücretini verdik" dedi. Saîd der ki: Tarlanı ya kardeşine iare olarak (karşılıksız), ya da dirhem karşılığında kiraya ver." eymân 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3402-) Râfi' b. Hadîc'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), münâkale ve müzâbeneyi nehyetti ve; Ancak üç kişi ekin ekebilir. Bunlar: Tarlası olan, kendisine karşılıksız olarak arazi verilen, -o kendisine verilen tarlayı eker- ve altın ya da gümüş karşılığında tarla kiraya tutan kişi" buyurdu. eymân 45; İbn Mâce, rühûn 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler
3403-) (Ebû Dâvûd şöyle dedi): Saîd b. Ya'kub et-Tâlekanî'ye okudum; dedim ki: size Şüca'ın babası Saîd'den, " Bana Osman b. Sehl b. Râfi' b. Hadîc haber verdi" diyerek şöyle rivâyette bulundu mu? (dedem) Râfi' b. Hadîc'in yanında bir yetimdim. Onunla birlikte haccettim. Kardeşim İmrân b. Sehl, Râfi'a gelip; ikiyüz dirheme filân kadına kiraya verdik, dedi. O ise: onu. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarlayı kiraya vermeyi nehyetti, dedi. eymân 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Alım Satım Bölümü
Konu: Müzâraanın Nehyi Konusunda Ağır Hükümler Taşıyan Hadisler