Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
4395-)
Nasr b. Ali, Îsa b. Yunus'tan O, İbn Cüreyc'ten, İbn Cüreyc de Ebû Zübeyr vasıtası ile Cabir'den, önceki hadisin benzerini rivâyet etmişlerdir. Ravi bu rivâyette: Kapkaççıya da el kesmek yoktur. (Kapkaççının eli kesilmez)" cümlesini ilave etmişlerdir. rivâyetlerin kaynakları. Dâvûd der ki: Bu iki hadisi, İbn Cüreyc Ebû'z-Zübeyr'den işitmemiştir. Bana Ahmed b. Hanbel'in bunları İbn Cüreyc, Yasin ez-Zeyyat'tan işitti, dediği ulaştı. hadisleri Muğire b. Müslim, Ebû Zubeyr’den, o da Cabir vasıtasıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’dan rivâyet etmiştir."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Yankesicilik Ve Hainlikte El Kesilir Mi?
4396-)
Safvan b. Ümeyye (radıyallahü anh) şöyle demiştir: otuz dirhem değerinde bir abam bulunduğu halde Mescidde uyuyamazdım. bazı matbu nüshalarda " abamın üzerinde uyuyordum..." manasını verecek şekilde harekelenmişsin Bu tür harekeleme diğer rivâyetlere ve hadisenin akışına daha uygun düşmektir. Bir adam gelip onu benden çaldı. Adam yakalanıp Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirildi ve Resûlüllah (onun elinin) kesilmesini emretti. efendimize gidip: Otuz dirhem yüzünden onu(n elini) kesecek misin? Ben abayı ona satıyorum ve parasına da vade veriyorum" dedim. Resûlüllah: Adamı bana getirmeden önce bunu yapmasaydın olmaz mıydı? buyurdu. Katu's-sank 5; İbn Mâce, hudud 28. Dâvûd der ki: Bu hadisi Zaide, Simak'ten, o da Cuayd b. Huceyr'den rivâyet edip; Safvan uyudu" dedi. Mücahid ve Tavus," O uyumakta idi. Bir hırsız gelip başının altından bir desenli aba çaldı" diye rivâyet ettiler. Ebû Seleme b. Abdurrahman ise rivâyetinde: Abayı başının altından çekti, Safvan uyanıp bağırdı ve adam yakalandı" dedi. Zührı de Safvan b. Abdullah'dan şöyle rivâyet etti: ridasını başının altına yastık yaparak mescidde uyudu. Bir hırsız gelip ridayt çaldı. Hırsız yakalanıp Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a getirildi...."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Bir Malı Hırz Korunduğu Yer Dan Çalan Kişinin Durumu
4397-)
İbn Ömer (radıyallahü anh) demiştir ki; kabilesinden bir kadın, eşya ariyet alır ve onu inkâr ederdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve kadının eli kesildi. hudûd 10. Dâvûd der ki: Bu hadisi Cüveyriye, Nafi'den o da İbn Ömer veya Safıyye binti Ebû Ubeyd'den rivâyet etti, Ravi bu rivâyette şunları da ilave etti: (sallallahü aleyhi ve sellem) hitab için kalkıp şöyle buyurdu: Allah'a tevbe eden, Resûlüllah'dan özür dileyen bir kadın var mı?" Resûlüllah bu sözü üç kez tekrarladı. Kadın da orada hazır olduğu halde kalkıp konuşmadı. hadisi İbn Ğanc, Nafi'den o da Safıyye binti Ebû Ubeyd'den rivâyet etti. Bu rivâyette: (Resûlüllah) kadının aleyhine şahitlikte bulundu." dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Ariyet İnkar Edildiği Zaman İnkâr Edenin Eli Kesilir Mi?
4398-)
Âişe (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir: kadın kendisi tanınmadığı halde (halk arasında) tanınan bazı insanların adına -zînet eşyası - ariyet aldı. Ama o eşyayı sattı. Yakalanıp Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elinin kesilmesini emretti. kadın, hakkında Üsame'nin şefaatçi olup Resûlüllah'ın, bilinen sözleri (yani Allah'ın hadlerinden birinde şefaat mı ediyorsun? Sizden öncekiler içlerinde hatırlı birisi çaldığında onu terk ederler, zayıf birisi çaldığında ise haddi uyguladıkları için helak oldular. Allah'a yemin ederim ki eğer Muhammed'in kızı Faüma'da çalsa elini keserim) söylediği kadındır. sarik 5.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Ariyet İnkar Edildiği Zaman İnkâr Edenin Eli Kesilir Mi?
4399-)
Âişe (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir: kabilesinden bir kadın eşya ariyet alır ve onu inkar ederdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elinin kesilmesini emretti. Abbâs, Kuteybe'nin Leys kanalıyla İbn Şihab'dan rivâyet ettiği (4373 numaradaki) hadisin aynısını rivâyet edip: Resûlüllah kadının elini kesti" sözünü ilave etti. rivâyet 4374 numarada geçti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Ariyet İnkar Edildiği Zaman İnkâr Edenin Eli Kesilir Mi?
4400-)
Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: gruptan kalem kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, iyileşinceye kadar cinnet getirenden ve büyüyünceye kadar çocuktan" Mace. talak 15; Ahmed b. Hanbel, I, 155, 158, VI, 144.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yapan Veya Haddi Gerektiren Bir Suçu İşleyen Akıl Hastasının Durumu
4401-)
İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ) şöyle demiştir: Ömer (radıyallahü anh)'e zina etmiş olan akıl hastası bir kadın getirildi. Hazret-i Ömer, onun hakkında insanlarla istişarede bulundu ve recmedilmesini emretti. Hattâbî: Hazret-i Ömer'in akıl hastası olan bir kadının recmedilmesini emretmiş olup da etrafındakilerin buna razı olmalarının mümkün olmadığını, kadının bazan iyileşip bazan da delirdiğini ve iyileştiği esnada zina etmiş olmasının muhtemel olduğunu söyler. Hazret-i Ömer'in kanaati akıl hastasının, akıllılık anındaki yaptığı suçtan dolayı haddin uygulanması, Hazret-i Ali'nin kanaati ise uygulanmaması istikametinde olabilir. Ali b. Ebi Talib (radıyallahü anh) kadına rastladı (bir diğer nüshaya göre: Kadını Ali b. Ebî Talib'in bulunduğu bir yerden götürdüler) ve; hali ne? dedi. falan oğullarının delisidir. Zina etti, Ömer de recmedilmesini emreddi, dediler. Ali: geri götürünüz, dedi, sonra da Ömer'e gelip:, mü'minlerin emiri! (Resûlüllah'ın:) " Üç gruptan; iyileşinceye kadar deliden, uyanıncaya kadar uyuyandan ve aklı erinceye (baliğ oluncaya) kadar da çocuktan kalem kaldırılmıştır" (diye) buyurduğunu bilmiyor musunuz? dedi. (radıyallahü anh): Evet biliyorum, halde bu kadının durumu nedir, neden recmediliyor? şey yok. salıver, İbn Abbâs: (radıyallahü anh) kadını salıverdi ve tekbir getirmeye başladı, dedi. Ömer'in tekbir getirmesine sebep, yaptığı yanlışlıktan dolayı duyduğu şaşkınlıktır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yapan Veya Haddi Gerektiren Bir Suçu İşleyen Akıl Hastasının Durumu
4402-)
Vekî, A'meş'ten naklen bu hadisin benzerini rivâyet etti. Önceki hadiste olduğu gibi: Çocuk, aklı erinceye kadar ve akıl hastası da ifakat buluncaya (ayılıncaya) kadar...." sonra da Ömer tekbir getirmeye başladı, dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yapan Veya Haddi Gerektiren Bir Suçu İşleyen Akıl Hastasının Durumu
4403-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh) demiştir ki: Ali b. Ebi Talib (radıyallahü anh) bana uğradı- " Osman'ın hadisinin manasım rivâyet etti ve şöyle dedi:(Ali:) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) in, " kalem üç gruptan kaldırıldı; aklı başından gitmiş akıl hastasından, uyanıncaya kadar uyuyandan ve baliğ oluncaya kadar çocuktan " buyurduğunu hatırlamıyor musun? dedi. söyledin, dedi. Abbâs: Ömer kadını serbest bıraktı" dedi. hudûd 22; Ahmed b. Hanbel, I, 140, 154, 155.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yapan Veya Haddi Gerektiren Bir Suçu İşleyen Akıl Hastasının Durumu
4404-)
Ebû Zabyan Hennad'ın dediğine göre el Cenbî- Bu rivâyeti, Ebû Dâvûd. Hennad ve Osman b. Ebi Şeybe'den almıştır. Osman, Ebû Zebyan'ın yanına el-Cenbî'yi eklemediği halde, Hennad eklemiştir. şöyle dedi: Ömer (radıyallahü anh)'e zina etmiş olan bir kadın getirildi. Ömer de recmedilmesini emretti. Ali (radıyallahü anh) (kadına) rastladı, onu alıp serbest bıraktı. Bu, haber verildi. Ömer (radıyallahü anh). bana çağırın, dedi. (radıyallahü anh) gelip: Mü'minlerin emiri biliyorsun ki " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ; üç gruptan kalem kaldırıldı; buluğa erinceye kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve iyileşinceye kadar bunaktan" buyurdu. Şüphesiz bu kadın falan oğullarının bunağıdır. Her halde ona tecavüz eden ona cinnet halinde iken tecavüz etmiş" dedi. Bilmiyorum" Ali: Ben de bilmiyorum" dedi. hudûd I; Dârimî. hudûd 1; Ahmed b. Hanbel, I, 118; VI, 101.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yapan Veya Haddi Gerektiren Bir Suçu İşleyen Akıl Hastasının Durumu
4405-)
Ali (radıyallahü anh)'den; rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Üç gruptan kalem kaldırılmıştır; uyanıncaya kadar uyuyandan, buluğa erinceye kadar çocuktan ve akıllanıncaya kadar akıl hastasından." Davûd der ki: hadisi İbn Cerir Kasım b. Yezid'den, o da Ali (radıyallahü anh) vasıtasıyla Resûlüllah'tan (rivâyet etti ve) ona " ve bunaklıktan.." sözünü ilave etti. Hudud 22; İbn Mace, talak 15; Tirmizi, hudûd 1; Dârimî, hudûd 1; Ahmed b. Hanbel VI, 100, 101.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yapan Veya Haddi Gerektiren Bir Suçu İşleyen Akıl Hastasının Durumu
4406-)
Atıyye el-Kurazı (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Benu Kureyza esirlerindendim. Müslümanlar bakıyorlar, (eteğinde) kıl bitenleri öldürüyorlar, bitmeyenleri öldürmüyorlardı. Ben kıl bitmeyenlerdendim." siyer 29; İbn Mace, hudûd 4; Darimi, siyer 26; Ahmed b. Hanbel IV, 310, V, 312.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Çocuğun Haddi Gerektiren Bir Suç İşlemesi
4407-)
Ebû Avane bu hadisi Abdülmelik b. Umeyr'den rivâyet etmiştir. Atıye el-Kurazi şöyle dedi: Eteğimi açtılar, kıl bitmemiş olduğunu görünce beni esir saydılar."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Çocuğun Haddi Gerektiren Bir Suç İşlemesi
4408-)
İbn Ömer (Radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre; Uhud savaşı gününde on dört yaşında iken Resûlüllah'a arzedildi. Resûlüllah ona icazet (savaşa katılmak için izin) vermedi. Hendek gününde onbeş yaşında iken arzedildi, izin verdi. megazî 29; şehâdât İ 8; Müslim, imara 91; İbn Mace, hudûd 4; Ahmed b. Hanbel II, 17.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Çocuğun Haddi Gerektiren Bir Suç İşlemesi
4409-)
Nafi şöyle demiştir: hadisi Ömer b. Abdi'l-Aziz'e haber verdim " Şüphesiz bu, küçükle büyük arasındaki sınırdır" dedi. hadisin diğer kaynaklarında bu rivâyet ayrı bir hadis olarak değil, önceki hadisin peşinde ta'lik olarak verilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Çocuğun Haddi Gerektiren Bir Suç İşlemesi
4410-)
Cünâde b. Ebi Ümeyye şöyle demiştir; b. Ertat ile birlikte denizde (deniz yolculuğunda) idik. Büsr'e Mısdar adında birisi getirildi. Dişi bir deve çalmıştı. Büsr: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın " Yolculuk esnasında eller kesilmez" buyurduğunu işittim. Eğer bunu duymasaydım elini keserdim" dedi. hudûd 20; Nesai, katu's-sarik 16 Ahmed b. Hanbel, IV, 181.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Savaş Esnasında Hırsızlık Yapanın Eli Kesilir Mi?
4411-)
Ebû Zer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: Ya Ebû Zer! dedi. Buyur Ya Resûlallah, emret, dedim. İnsanlar (topluca) ölüp evin -yani kabrin- bir köle fiatına olduğu zaman ne yaparsın (halin ne olur)?" buyurdu. ve Rasulü bilir - ya da Allah ve rasûlü (benim için) ne seçerse- dedim. Şüphe ravidendir. Sabra sarıl -veya sabretmeye çalış-" Şüphe ravidendir. buyurdu. Dâvûd der ki: Hammad b. Süleyman : Kefen soyucunun eli kesilir, çünkü o ölünün evine girmiştir" dedi. Mace, fiten 10.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Nebbaş Kefen Soyucu İn Elinin Kesilmesi
4412-)
Cabir b. Abdullah (radıyallahü anh) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir hırsız getirildi. Efendimiz: Onu öldürün" buyurdu. Sahabîler: Resûlallah, o sadece hırsızlık yaptı, dediler. Resûlüllah: Onun (elini) kesiniz" buyurdu ve kesildi. adam ikinci kez getirildi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine: Onu öldürünüz" buyurdu. Resûlallah o sadece hırsızlık yaptı, dediler. Bunun üzerine efendimiz: Onu(n ayağını) kesiniz" buyurdu ve kesildi. Sonra üçüncü defa getirildi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine: - Onu öldürünüz" buyurdu. Sahabeler; Ya Resûlallah, o sadece çaldı," dediler. Bu sefer efendimiz yine; Onu(n sol elini) kesiniz" buyurdu. adam dördüncü kez getirildi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Onu öldürünüz" buyurdu. Resûlallah o sadece çaldı, dediler Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Onu(n sol ayağını) kesiniz," buyurdu. beşinci kez getirildi bu sefer de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öldürünüz, buyurdu Cabir der ki: adamı götürdük ve öldürdük, sonra sürüyüp bir kuyuya attık ve üzerine taş attık. katu’s-sârık, 15.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Birkaç Kerre Hırsızlık Yapan Hırsızın Durumu
4413-)
Abdurrahman b. Muhayrîz şöyle demiştir: b. Ubeyd'e hırsızın elini boynuna asmanın sünnetten mi olduğunu sorduk; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bir hırsız getirildi, eli kesildi, sonra Resûlüllah'ın emri ile kesik eli boynuna asıldı." dedi. hudûd, 17; Nesaî, katu's-sarık 18; İbn Mace, hudud 23; Ahmed b. Hanbel, VI, 19.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızın Elinin Boynuna Asılması
4414-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Köle hırsızlık yaparsa, bir neş (yirmi dirhem) karşılığında bile olsa sat." Mace. hudûd 25.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Hırsızlık Yaptığı Zaman Kölenin Satılması
4415-)
İbn Abbâs (radıyallahü anhüma); demiştir ki: (celle celâluhu): Kadınlarınızdan zina edenlere, bunu isbat edecek aranızdan dört şahit getirin, şahitlik ederlerse ölünceye veya Allah onlar için bir yol açıncaya kadar evlerde tutunuz." Nisa (4) 15. ayetinde kadından sonra erkeği zikretti, sonra ikisini birleştirip " İçinizden zina eden iki kişiye eziyet edin. Eğer tevbe edip düzelirlerse onları bırakın." Nisa (4) 16. buyurdu. (celle celâluhu) bu ayeti de, Celd ayeti ile neshedip şöyle buyurdu: Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz değnek vurunuz." Nur, (24) 2.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Recm Konusu
4416-)
Mücahid demiştir ki; (Ayetteki) yol, haddir." da şöyle dedi: O ikisine eziyet edin" sözünden maksat; bekarlar, " Evlerde tutun" sözündeki maksat da dul kadındır."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Recm Konusu
4417-)
Ubade b. es-Samit (radıyallahü anh)'den, demiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Benden öğrenin, benden öğrenin, şüphesiz Allah (celle celâluhu) o kadınlar hakkında bir yol açtı. Evlenmiş olan evlenmiş olanla (zina ederse onlara) yüz sopa ve taşlarla recm (cezası vardır); bekar bekarla zina ederse yüz sopa ve bir sene sürgün" buyurdu. hudud 3; Tirmizi, hudud 8; İbn Mace, hudud 7.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Recm Konusu
4418-)
Bakıyye ve Muhammed b. Sabbah b. Süfyân, Hüseyin'den, O Mansur'dan, Mansûr'da Hasen'den önceki hadisi, Yahya'nın isnâd ve manâsıyla rivâyet edip; Yüz sopa ve recm" dediler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Recm Konusu
4419-)
Seleme b. el-Muhabbak'tan; Ubâde b. Sâmit (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den, bu hadisi rivâyet etti. Bunun üzerine insanlar Sa'd b. Ubâde (radıyallahü anh)'a; Ey Ebâ Sabit! Şüphesiz hadler indi. Şayet sen, karınla birlikte bir adam bulsan ne yapardın?" dediler, (radıyallahü anh); Onlar susuncaya (ölünceye) kadar, kılıçla vururdum. ( O durumda) gidip de dört tane şahit mi toplayayım?! O zamana kadar zaten iş biter" dedi. (Oradakiler) gidip, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında toplandılar ve ; Ya Resûlallah! Ebû Sâbit'e baksana! Şöyle şöyle dedi" dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Şahit olarak kılınç yeter" buyurdu, sonradan da; Hayır hayır ben o konuda kindarların ve kıskançların aceleyle kötülük yapmalarından korkarım" dedi. Mâce, hudûd 34. Dâvûd der ki: Baş tarafını, Vekî, Fadl b. Delhem'den, O Hasen’den, Hasen, Kabisa b. Hureys'ten, O da Seleme b. Muhabbık vasıtasıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet etmiştir. Bu, İbnul-Muhabhık'in isnadı (onda) " Bir adam, karısının cariyesi ile temasta bulundu" şeklindedir. Dâvûd: Fadl b. Delhem " Hafız" değildir. Vâsıf da Basra İle Küfe arasında, Haccac tarafından inşa edilmiş olan bir şehirdir. kasaptı" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Recm Konusu
4420-)
Abdullah b. Abbâs (radıyallahü anhümâ) şöyle demiştir: Ömer (b. el-Hattâb) (radıyallahü anh) halka hitâb edip şöyle dedi: Şüphesiz Allah (celle celâluhu) Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hak ile gönderdi, ona Kitabı indirdi. Recm âyeti ona indirilenler içindedir. Biz onu, okuduk ve ezberledik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) recmetti, ondan sonra biz de recmettik. İnsanlar üzerinden uzun zaman geçerse, birisinin; biz Allah'ın Kitabında recm âyetini bulamıyoruz, demesinden ve Allah'ın indirdiği bir farzı terketmek suretiyle sapıtmalarından korkarım. Muhsan olduğu ve beyyine ya da hamilelik ve itiraf bulunduğu zaman erkeklerden ve kadınlardan zina edene recm haktır (sabittir). Allah'a yemin ederim ki eğer insanlar, Ömer Allah'ın kitabına ilâvede bulundu, demeyecek olsalardı, recm âyetini yazardım." hudûd 30. 31 Tirmizi; hudûd 7; Müslim; hudûd 15; İbn Mâce, hudûd 9.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Recm Konusu
4421-)
Nuaym b. Hezzâl, babasını (Hezzâl)'ın, şöyle dediğini rivâyet etmiştir: b. Mâlik babamın yanında kalan bir yetimdi. Mahalleden bir Cariyeyle cinsî ilişki kurdu. Babam kendisine: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e git, yaptığını haber ver. Belki senin için (Allah'tan) bağış diler" dedi. Bunu, Mâiz için bir çıkış yolu bulunur umuduyla istemişti. Râsûlullah'a gelip: Yâ Resûlüllah! ben zina ettim. Bana Allah'ın Kitabını(n hükmünü) uygula" dedi. ondan yüz çevirdi. Mâiz dönüp tekrar; Yâ Resûlüllah! Ben zina ettim. Bana Allah'ın kitabım (n hükmünü) uygula" dedi. yine ondan yüz çevirdi. Ama Mâiz tekrar dönüp: Yâ Resûlüllah! Ben zina ettim. Bana Allah'ın Kitabını uygula dedi." Nihayet bunu dört kez söyleyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sen bunu dört kez söyledin. Kiminle zina ettin?" dedi. Mâiz: Falan kadınla" birlikte yattın mı? -Evet onun derisine değdi mi? -Evet cinsel ilişkide bulundun mu? -Evet üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) recmedilmesini emretti. Mâiz, Harre'ye götürüldü. Recmedilip de (recmedilmeye başlanıp da) taşın acısını hissedince sabredemedi, (recmedildiği yerden) çıkıp kaçtı. Arkadaşları yetişemediği halde Abdulah b. Üneys yetişip, bir deve inciği " İncik" diye terceme ettiğimiz " vazîf' kelimesine Kâmus'da " atın veya devenin topuğu ile dizi arasındaki kemik" denilmektedir.Nihâye'de ise devenin ayağına vazîf denildiği bildirilmektedir. aldı ona atıp öldürdü. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldi ve bunu kendisine haber verdi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Keşke bıraksaydınız. Belki tevbe ederdi de, Allah tevbesini kabul ederdi" buyurdu. hudûd 26. 27; Müslim, hudûd 22. 23 Ahmed, V, 262, 265.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4422-)
Muhammed b. İshak şöyle demiştir: b. Umer b. Katâde'ye Mâiz b. Mâlik kıssasını haber verdim. O da bana şöyle dedi: Hasen b. Muhammed b. Ali b. Ebû Talib (radıyallahü anh) şöyle haber verdi: Resûlüllah'ın ; Keşke onu bıraksaydınız" sözünü bana Eşlem kabilesinden, hiç itham edemeyeceğim, istediğin (kadar) kişi haber verdi. Ben bu hadisi (sözü veya hadisin tümünü) bilmiyordum. b. Abdullah'a gidip: Şüphesiz, Eşlem kabilesinden bazı adamlar, Resûlüllah'a, Mâız’ın taşlar değmeye başlayınca sabredemediğini söyleyince efendimizin, kendilerine; Onu bıraksaydınız ya!" dediğini söylüyorlar.Oysa ben bunu bilmiyorum" dedim. Câbir şöyle dedi:, kardeşimin oğlu! Ben bu hadisi insanların en iyi bileniyim. Ben, o zatı recmedenler arasındaydım. Biz onu (Mâizı) çıkarıp da recm etmeye başlayınca taşın acısını duydu ve bize: Ey kavmim! beni Resûlüllah'a geri götüranüz, şüphesiz kavmim beni öldürdü ve beni aldattı. Bana Resûlüllah'ın , beni öldürmeyeceğini haber vermişlerdi" diye feryâd etti. biz onu olduğu yerden çıkarmadık ve onu öldürdük. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e dönüp de, olayı haber verdiğimizde: Onu serbest bırakıp da bana getirseydiniz ya !" buyurdu. Resûlüllah bunu, durumu iyice anlamak (tevbe ettirmek) Bazı nüshalarda " liyestetîbe" şeklindedir. için söyledi. Haddi terketmek için hiç değil. Hasen der ki: (İşte o zaman) Hadisin vechini anladım. hudûd 26, 27; Müslim, hudûd 16.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4423-)
İbn Abbâs (radıyallahü anhumâ); şöyle demiştir: Mâız b. Mâlik, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip, zina ettiğini söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan yüz çevirdi. Mâız defalarca tekrarladı, Resûlüllah da (her seferinde) yüz çevirdi. Nihayet, Mâız’ın kavmine akıl hastası mı? diye sordu. -Hayır o normal, dediler. sefer de Mâız'a: yaptın mı ? dedi., Mâız : Evet" dedi. üzerine, onun recmedilmesini emretti. Mâız götürüldü ve recmedildi. Resûlüllah onun namazını kılmadı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4424-)
Câbir b. Semure (radıyallahü anh) şöyle dedi: b. Mâlik'i, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirildiği zaman gördüm. Kısa boylu, dolgun (iri kaslı) bir adamdı. Üzerinde gömleği yoktu. Zinâ ettiğine dair kendi aleyhine dört kez şahitlik etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' kendisine : Herhalde sen onu öptün" dedi. ; Hayır, Vallahi O alçak zina etti " dedi. Bunun üzerine Resûlüllah onu recmedip (recmettirip) halka hitaben şöyle dedi: Dikkat edin !.. Biz Allah azze ve celle yolunda her savaşa gidişimizde, teke melemesi gibi meleyen birisi arkada kalır. Kadınlardan birisine az bir süt verir (ve O kadınla zina eder). Dikkat edin, Eğer Buradaki " in" edatının nâfiye olması da mümkündür. Allah onlardan birisini elime düşürürse onu mutlak cezalandırırım." Hudûd 17,18; Dârimi, hudûd 12 Ahmed V, 86,87,102,103.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4425-)
Simâk şöyle demiştir: hadisi, Câbir b. Semure'den işittim. Önceki daha mükemmeldir. Câbir; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' Mâız'ı iki kerre geri çevirdi" dedi. Simak dedi ki: Said b. Cübeyr'e haber verdim, " Resûlüllah onu dört kerre geri çevirdi" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4426-)
Şû'be şöyle demiştir;Simafce; Küsbe" nin Yukarıdaki rivâyette geçen, ve " az süt diye" terceme ettiğimiz kelime. ne olduğunu sordum. " Az süt" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4427-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh): şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), Mâız b. Mâlik'e: Senden bana gelen haber gerçek mî?" diye sordu. Benden sana ne ulaştı?" Bana, senin filân oğullarının cariyesi ile cinsi temasta bulunduğun haberi geldi." Evet " dedi ve dört kez şahitlik etti. Bunun üzerine, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve Mâız recmedildi. hudud 19; Tirmizi, hudûd 4.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4428-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle dedi: b. Mâlik, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip zina ettiğini iki kez itiraf etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu kovdu. Sonra tekrar gelip iki kez daha itiraf etti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Dört defa aleyhine şahitlik ettin, Onu götürün ve recmedin" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4429-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), Mâız b. Mâlik'e: Herhalde sen onu öptün veya dokundun ya da baktın" dedi. Mâız Hayır" dedi. Onunla birleştin mi?" Mâız:" Evet" dedi. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mâız'ın recmedilmesini emretti. Mûsâ; " İbn Abbâs'tan" demedi. Bu, Vehb'in (rivâyet ettiği) lâfızdır. hudûd 28 Ahmed, I, 280, 289, 325.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4430-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (Mâiz b. Mâlik) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip, bir kadınla haram ilişkide bulunduğuna dört kez şehadette bulundu. Her seferinde Resûlüllah ondan yüz çeviriyordu. Beşinci seferde ona döndü ve: Onunla birleştin mi?" dedi. Mâız: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); şu (âlet) ondakinde kayboluncaya kadar mı? sürme kabında ve kova ipi kuyuda kaybolduğu gibi mi? ne olduğunu biliyor musun? insanın hanımı ile helâl olarak yaptığını ben onunla haram olarak yaptım. sözle ne demek istiyorsun? temizlemeni istiyorum. üzerine Resûlüllah emretti ve (Mâiz) recmedildi. (sallallahü aleyhi ve sellem), ashabından iki kişiden birisinin öbürüne; şu adama bak! Allah onu gizlemişken nefsi onu bırakmadı da köpek taşlanır gibi taşlandı (recmedildi)" dediğini duydu. Hiç ses çıkarmadı, sonra bir müddet yürüdü ve ayağını dikmiş bir eşek leşine rastladı. Falan ve falan neredeler?" dedi. Biziz Yâ Resûlüllah! dediler İniniz ve şu eşeğin leşinden yeyiniz" buyurdu. Ey Allah’ın nebisi! Bundan kim yiyebilir ki?" dediler. Resûlüllah: Sizin az önce kardeşinizin ırzına sataşmanız, bunu yemekten daha şiddetlidir. Bana sahip olan (Allah)’a yemin ederim ki o şimdi Cennet nehirlerine dalmaktadır" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4431-)
Bize Ebû Âsim haber verdi, bize İbn Cüreyc haber verdi, bize Ebû'z-Zübeyr haber verdi. O, Ebû Hureyre'den bu (hadisin) benzerini rivâyet etti ve şunu ilâve etti: Bana farklı şeyler söylediler; Bazıları; Mâız ağaca bağlandı" , bazıları da; ayakta durduruldu" dediler. ve önceki hadisi Ebû Dâvûd'a Hasen b. Ali rivâyet etmiştir. Hasen b. Ali, önceki rivâyeti Abdurrezzak'tan, bunu da Ebû Âsım'dan almıştır. Ebû Âsım'ın rivâyetinde, Abdurrezzak'mkinden fazla olarak metindeki rivâyet vardır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4432-)
Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'den rivâyet edildi ki: kabilesinden bir adam (Mâız b. Mâlik) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip zina ettiğini itiraf etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ondan yüz çevirdi. Adam sonra tekrar itiraf etti, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine yüz çevirdi. Bu hal, kendisi aleyhine dört defa şahitlik edinceye kadar (sürdü) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona; Sen de bir akıl rahatsızlığı var mı?" dedi. Adam: Hayır" , Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Muhsan mısın?" Adam: Evet" dedi. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve o zat, Mûsâllada recmedildi. Taşlar kendisini acıtınca kaçtı. Ama yakalandı ve ölünceye kadar recmedildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun hakkında hayırla konuştu, cenaze namazını kılmadı. hudûd 22, 25, 29; Tirmizi, hudûd 5; Müslim, hudûd 16; Nesâî, cenâiz 63; İbn Mace, hudûd 9; Darimi, hudûd 13. - Hadisi, Mûsânnıfa Ebû Kâmil ve Ahmed b. Menî' Rivâyet etmişlerdir. Bundan sonraki kısım Ebû Kâmil'in rivâyetindendir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4433-)
Ebû Saîd (radıyallahü anh) şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) Mâız b. Mâlik'in recmedilmesini emredince, onu Bakî'a çıkardık, Vallahi onu bağlamadık. O ayakta durdu. Kâmil'in rivâyetine göre Ravî devamla şöyle dedi: Buhari'nin rivâyetinde " Cenaze namazını kıldı" denilmektedir. Babın sonundaki izah esnasında mesele ele alınacaktır. Biz ona kemik, toprak tezeği ve tuğla parçaları attık. Bunun üzerine Mâız kaçtı, biz de peşinden koştuk. Harra'nın yanına varınca karşımızda durdu. Biz de ona, ölünceye kadar Harra'nın kayalarını attık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Onun için istiğfarda bulunmadı, hakkında kötü konuşmadı. hudud 20; Ahmed, III, 62.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4434-)
Ebû Nadra şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir adam geldi. önceki hadis'in benzerini rivâyet etti, ama tamamını değil. (Sonra) ravi şöyle dedi; Sahabeler onun hakkında kötü konuşmaya başladılar, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları nehyetti. Onun için bağış dilemeye başladılar, onu da nehyetti, ve: O günah işleyen bir adamdır. Ona Allah kâfidir" buyurdu. söz konusu edilen zât, Mâiz'dır.Münziri, bu hadisin Mürsel olduğunu söyler. Çünkü, sahâbi ravi anılmamıştır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4435-)
İbn Büreyde, babasından şöyle rivâyet etmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mâiz'in ağzını kokladı. hudud 22. Resûlüllah Mâız'ın sarhoş olup olmadığını anlamak için ağzını koklamıştır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4436-)
Abdullah b. Büreyde, babasından şöyle dediğini rivâyet etti: Resûlüllah'ın sahabeleri, aramızda; Ğamidli kadın ve Mâız eğer itiraflarından sonra dönselerdi- veya itiraflarından sonra Resûlüllah'ın yanına dönmeselerdi- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları istemezdi." diye konuşurduk. Onları ancak dördüncü itirafta recmetti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4437-)
Hâlid b. Leclâc, babası Leclâc'ın şöyle haber verdiğini rivâyet etmiştir: (Leclâc) çarşıda kendi kendine oturduğu yerde çalışıyordu. Kucağında bir çocuk taşıyan bir kadın geçti. (Leclâc der ki): İnsanlar onunla birlikte koşuştular, ben de yürüdüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına vardım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bunun babası kim?" buyurdu. Kadın sustu (karşılık vermedi). Kadının hizasında duran bir genç; Onun babası benim, Yâ Resûlüllah!" dedi. kadına dönüp; Yanındaki bu çocuğun babası kim?" buyurdu. Genç yine: Onun babası benim, Yâ Resûlüllah !" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem) etrafında duran bazılarına baktı. Onlara gencin durumunu soruyordu. Onlar " Biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz" dediler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gence: Muhsan mısın?" dedi: Evet" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun recmedilmesini emretti. Genci çıkardık, onun için, bize recm imkânı verecek kadar bir çukur kazdık, sonra hareketsiz kalıncaya (ölünceye) kadar ona taş attık. genci soran bir adam geldi. Onu alıp, Resûlüllah'a götürdük ve: Bu adam o habisi sormaya geldi" dedik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Şüphesiz o Allah katında misk kokusundan daha güzeldir" buyurdu. Bir de gördük ki, o adam gencin babası imiş. Genci; yıkamakta, kefenlemekte ve defnetmekte adama yardım ettik." 111,479. diyor ki; Namazda" dedi mi, demedi mi bilmiyorum." Abde'nin hadisidir ve bu daha tamdır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4438-)
Mesleme b. Abdullah el-Cühenî, Halid b. El-Leclâc'dan, o babası vasıtasıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bu (Önceki) hadisin bir kısmını rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4439-)
Sehl b. Said (radıyallahü anh)'den şöyle rivâyet etmiştir: adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip, onun yanında, adını vererek bir kadınla zina ettiğini ikrar etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o kadına haber gönderip bunu sordu. Kadın zina ettiğini inkâr etti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adama had (sopa) vurdu, kadını bıraktı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4440-)
Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildi ki: adam, bir kadınla zina etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve adama celd haddi uygulandı. Sonra Efendimize onun muhsan olduğu haber verildi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) recmedilmesini emretti. Dâvûd der ki: Bu hadisi Muhammed b. Bekr el-Bursânî, İbn Cüreyc'den Câbir'e mevkuf olarak rivâyet etti. Ebû Asım da, İbn Cüreyc'ten İbn Vehb'in hadisinin benzerini rivâyet etti, Resûlüllah'ı anmadan; Bir adam zina etti, muhsan olduğu bilinmedi ve celd uygulandı (sopa vuruldu). Sonra muhsan olduğu anlaşıldı ve recmedildi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4441-)
Bize Muhammed b. Abdurrahim Ebû Yahya el-Bezzâz haber verdi, bize Ebû Asım, İbn Cüreyc'den, o da Ebû Zübeyr vasıtasıyla . Câbir'den rivâyet etti ki: adam, bir kadınla zina etti, onun muhsan olduğu bilinemedi ve celd uygulandı (yüz sopa vuruldu). Sonra onun muhsan olduğu anlaşıldı ve recmedildi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Mâiz Bin Mâlikin Recmi
4442-)
Imrân b. Husayn (radıyallahü anh)’den rivâyet edildi ki: Bir kadın, - Ebân'ın hadisinde denildiğine göre, Cüheyneli bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip, zina ettiğini ve gebe olduğunu söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadının bir velisini çağırdı ve: Ona iyi davran, çocuğunu doğurunca getir" buyurdu. çocuğunu doğurunca (velisi onu Resûlüllah'a) getirdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emir buyurdu ve elbisesi üzerine bağlandı. Sonra da efendimizin emri ile recmedildi. Sonra yine emretti ve ashap cenazesini kıldı. (radıyallahü anh); Yâ Resûlüllah! O zina etmiş olduğu halde, namazını kılıyor musun?!..." dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, o öyle bir tevbe etti ki, eğer tevbesi Medinelilerden yetmiş kişiye taksim edilse yeterdi. Sen bu kadının canını feda etmesinden daha üstününü buldun mu?" buyurdu. Müslim, Ebân'dan olan rivâyetde; Elbisesi üzerine bağlandı" demedi. hudûd 24; Tirmizi, hudûd 9; Nesâi, cenâiz 64; İbn Mâce, hudûd 9; Dârimî, hudûd 17; Ahmed b. Hanbel, IV, 430, 435, 437, 440.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Resûlüllah’ın Recmedilmesini Emrettiği Cüheyneli Kadın
4443-)
Evzâî şöyle demiştir: Fe şükket aleyhâ şiyabuhâ" sözünün manâsı " elbisesi üzerine bağlandı" demektir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Resûlüllah’ın Recmedilmesini Emrettiği Cüheyneli Kadın
4444-)
Abdullah b. Büreyde, babasın (Büreyde)'dan şöyle rivâyet etmiştir: kadın -yâni Gamid'den - Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Ben suç işledim (zina ettim)" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Dön git," buyurdu. Kadın dönüp gitti, Ertesi gün tekrar geldi ve; Herhalde sen, Mâız'ı geri çevirdiğin gibi, beni de geri çeviriyorsun, Oysa Vallahi ben gebeyim" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem) yine; dön git" buyurdu. Kadıa ertesi gün tekrar geldi, Efendimiz bu sefer: Dön git, onu doğuruncaya kadar (bekle)" buyurdu. çocuğu doğurunca, Resûlüllah'a gelip; işte, onu doğurdum" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem); git, onu emzir, sütten kesinceye kadar (dur)" buyurdu. (bilâhare) çocuğunu sütten kesmiş, çocuk elinde bir şey yer bir vaziyette geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğun, müslümanlardan birisine verilmesini emretti. Efendimizin emri ile kadın için bir çukur kazıldı ve recmedildi. Hâlid de, kadını recmedenlerdendi. Ona bir taş attı, kadının kanından bir damla şakağına bulaştı. Bunun üzerine ona kötü söz söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Halide: Yavaş ol ey Halid! Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, o öyle bir tevbe etti ki, eğer halktan haksız yere toplanan vergilere el koyan birisi öyle tevbe etse affedilirdi" buyurdu. (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti; kadının namazı kılındı ve defnedildi. hudûd 23; Dârimi. hudûd 17: Ahmed b. Hanbel V, 348. Müslim'deki rivâyetinde kadın çocuğu getirdiğinde elinde ekmek olduğu bildirilmektedir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Resûlüllah’ın Recmedilmesini Emrettiği Cüheyneli Kadın