Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

4495-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Biriniz vurduğu zaman yüzden sakınsın." birr 13; Ahmed b. Hanbel II. 509.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hadler Bölümü
Konu: Had Uygulanırken Yüze Vurmak
4496-) İbn Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: Kurayza ve Nadir (iki Yahudi kabilesi) idi. Nadir, Kureyza'dan daha güçlü idi. Kureyza'dan birisi, Nadir'den birini öldürürse, onun karşılığında öldürülürdü. Nadir'den bir adam, Kurayzalı birini öldürdüğü zaman ise yüz vesk hurma fidye karşılığında serbest bırakılırdı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderildiğinde, Nadîr’den bir adam Kureyza'dan birisini öldürdü. Nadirliler: Onu bize veriniz, öldürelim" dediler. Kurayzalılar ise: Aramızda Peygamber var" dediler. Hep birlikte, Resûlüllaha geldiler. Bunun üzerine: Hükmettiğin zaman, onlar arasında adaletle hükmet..." Mâide(5) 42. ayeti nazil oldu. Abbâs der ki: Kist (adalet); cana mukabil candır- Sonra da; Onlar (Yahudiler) cahiliyyenin hükmünü mü istiyorlar.?" Mâide (5) 50. ayeti indi. Dâvûd şöyle der: Kureyza ve Nadir’in hepsi Harun (aleyhis-selâm)’ın evlâdındandır."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Cana Mukabil Can
4497-) Ebû Rimse (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: birlikte Resûlüllah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in yanına gittik. (sallallahü aleyhi ve sellem) babama: Bu senin oğlun mu?" dedi. Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki evet. Gerçekten (o benim oğlum), ona şehâdet ederim" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem) benim babama benzerliğimden ve babamın benim üzerime yemin etmesinden dolayı güldü. Sonra; Şüphesiz o senin suçun sebebiyle muaheze edilmez, sen de onun suçu yüzünden sorumlu tutulmazsın" buyurdu ve: Bir günah işleyen, başka birisinin günahını yüklenmez.." ayetini okudu. (6), 64, İsra (17) 15, Fâtır (35) 18. 4. Nesâî, Kasâme 42, İbn Mâce, dıyat 26, Darimî, diyal 25. Ahmet, 3: 499. 4:163.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Bir Kimse Kardeşi Veya Babasının Suçu İle Sorumlu Tutulmaz
4498-) Şüreyh el-Huzâi (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir kimse öldürülme veya yaralanmaya maruz kalırsa o (ölenin varisi) şu üç şeyden birisini seçer: Ya kısas yapar, ya affeder yada diyet alır. Eğer dördüncü bir şey isterse onu engelleyin. Kimde bundan (bu üç şeyden birini seçtikten) sonra haddi aşar (başka birşey isterse) onun için acı verici bir azâb vardır." Mace: diyet 3, Dârimi, diyât I.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4499-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)’a kısası gerektiren bir suç (lu) getirildiğinde, onun ancak affı emr (tavsiye) ettiğini gördüm. Kasâme 29. İbn Mace, diyât 35.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4500-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir adam öldürüldü. Dava Resûlüllaha getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) katili, maktulün velisine teslim etti. Ya Resûlallah! Vallahi ben onu öldürmeyi istemedim" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün velisine: Haberin olsun, eğer o doğru söylüyorsa (ve buna rağmen) sen onu öldürürsen cehenneme girersin" buyurdu. Adam da katili serbest bıraktı. elleri arkadan enli bir kayışla bağlı idi, kayışını sürüyerek çıktı. Bu yüzden adam " zû nis'a=kayışlı" diye adlandırıldı. diyât 13, Nesâi, Kasâme 6, İbn Mâce, diyât 34.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4501-) Vâil b. Hucr (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idim. Boynunda kayış bağlı bir katil getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün velisini çağırdı ve: Onu affediyor musun?" dedi. Adam: cevâbını verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ondan diyet mi alıyorsun?" buyurdu. dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu öldürecek misin?" diye sordu. Adam: dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): A! onu götür" dedi. seferinde: Haberin olsun, eğer sen onu affedersen, o hem kendi günahını hem de öldürdüğü kişinin günâhı ile döner" buyurdu. derki: üzerine maktulün velisi katili affetti. Ben onu, kayışını sürürken gördüm. kasâme 6-7. Müslim 33.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4502-) Bize Ubeydullah Ömer b. Meysere haber verdi, bize Yahya b. Said haber verdi, " Bana Cami b. Metar haber verdi" dedi. Bana Alkame b. Vâil (önceki hadisi) aynı isnâd ve manâ ile rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4503-) Alkame b. Vâil (radıyallahü anh)’in babası (Vâil)’den rivâyet etti (ğine göre); Vâil şöyle dedi: Bir adam Habeşli birisini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirip: adam kardeşimi öldürdü, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Habeşliye: nasıl öldürdün? diye sordu Habeşli: balta vurdum, maksadım onu öldürmek değildi, karşılığını verdi. diyetini ödeyecek malın var mı? Habeşli: Resûlüllah: göndersem de, insanlardan isteyerek onun diyetini toplasan olur mu? buna ne dersin? Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (efendilerin) sana onun diyetini verirler mi? üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adama (maktulün velisine): Onu al" buyurdu. Adam, öldürmek için katili çıkardı. (Peşinden) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Şüphesiz eğer adam onu öldürürse aynen onun gibidir" buyurdu. Bunun üzerine maktulün velisi katili, Resûlüllah’ın sözünü işiteceği bir yere götürdü ve şöyle dedi: (Ya Resûlallah!) İşte adam, onun hakkında dilediğini emret" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): salıver, arkadaşının (maktulün) ve onun günahı ile döner, (yüklenir) de Cehennemliklerden olur buyurdu. Adam da katili salıverdi. kasâme 32, Nesâi, Kasame 7.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4504-) Ebû Ümâme b. Sehl (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (radıyallahü anh) evde mahsur iken, biz onunla birlikte idik. Evde bir giriş vardı. Oradan giren Belattaki Belât: Sözlükle bir çeşit taştır. Ancak, Medinedeki bir mevkiye ad olmuştur. Burada maksat orasıdır. lerin sözünü işitirdi. Osman (radıyallahü anh) oraya girdi ve rengi değişmiş bir vaziyette yanımıza çıkıp şöyle dedi: Onlar az önce beni öldürmekle tehdid ediyorlardı." Biz; Yâ emira’l-mü'minin onlara karşı Allah sana yeter" dedik. Beni niçin öldür(mek ist)iyorlar?! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı: Bir müslümanın kanı, şu üç şeyden birisi dışında helâl değildir: Müslüman olduktan sonra küfre düşmek, İhsandan İhsan; bir kimsenin sahih bir nikâhla evlenip, eşi ile cinsi temas kurduktan sonra elde etliği konumdur. sonra zina ve bir can mukabili olmadan birisini öldürmek" diye buyururken dinledim. (Hazret-i Osman devamla şöyle dedi):’'Vallahi ben Câhiliyye devrinde de İslâm döneminde de hiç zina etmedim, Allah beni hidâyete erdileliden beri, onun yerine benim için başka bir din olmasını istemedim ve hiçbir kimseyi öldürmedim. Beni ne sebeple öldürecekler?!.." Davüd şöyle der: Bekir ve Osman (r. anhüma) şarabi cahiliye devrinde terkettiler.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4505-) Urve b. Zübeyr, babasından; Mûsâ; ve dedesinden de, ikisi de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Huneyn gazvesine iştirak ettiler dedi.- Bu hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a. Mûsâ b. İsmail, Vehb b. Beyân ve Ahmet b. Sfıid cl-Hemedâni haber vermişlerdir. Gelecek metin, Vehb'in rivâyetidir. Vehb'in rivâyetine göre Urve b. Zübeyr. hadisi baabasindan rivâyet etmiştir. Mûsâ b. İsmail ise onun babası ile dedesinden rivâyet elliğini ve onların her ikisinin Huneyn gazvesine sahil olduklarını söylemiştir. Şimdi tekrar Vehb rivâyetine dönüyoruz: şöyle rivâyet etmiştir: b. Cessâme el-Leysî, İslâm döneminde, Eşca' boyundan bir adamı öldürdü. -Bu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hükmettiği ilk diyettir- -Uyeyne, el-Eşcaî'nin katli konusunda konuştu. Çünkü o, (öldürülen Eşcaî gibi) Gatafan kabilesindendi. Ekra' b. Habis de Muhallim'in tarafından konuştu. Çünkü o da (Muhallim gibi) Hındef kabilesindendi. esnada sesler yükseldi, husûmet ve gürültü çoğaldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" dedi. Uyeyne: kadınları benim kadınlarımın düştüğü keder ve sıkıntıya düşünceye kadar, hayır (kabul etmem) vallahi, dedi. sesler (yine) yükseldi, husûmet ve gürültü çoğaldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tekrar: Yâ Uyeyne! diyeti kabul etmiyor musun?" buyurdu. Uyeyne yine önceki söylediğini tekrarladı. Nihayet Beni Leys kabilesinden, üzerinde zırh ve elinde silâh olan Mükeytil adındaki adam ayağa kalkıp: Resûlallah! Ben bunun, İslâm'ın şu ilk günlerinde yaptığı şeye bir koyun sürüsünden başka bir mesel bulamıyorum; şöyle ki: Sürü suya vardığında öndekiler taşlanırsa arkadakiler kaçar. Bugün (kısas konusundaki) sünnetini işle. İstersen yarın değiştir, Bu cümle hirdarb-ı meselin manâsıdır, İzah esnasında gerekli Açıklama yapılacaktır. dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Şimdi hemen elli (deve). Medineye döndüğümüz zaman elli (deve)" buyurdu. olay, Resûlüllah'ın seferlerinden birisinde oldu. Muhallim (katil) uzun boylu esmer bir adamdı. insanlar tarafından sevilirdi. İnsanlar, o kurtuluncaya kadar (yardım etmeye) devam ettiler. Resûlüllah'ın huzurunda Muhallim'in gözlerinden yaşlar boşanıyordu " Yâ Resûlüllah! Ben sana gelen bu işi işledim, Allah'a tevbe ediyorum. Yâ Resûlüllah! Benim için Allah'tan af dile" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Sen onu İslâm'ın daha ilk günlerinde silâhınla öldürdün demek!" Yüksek sesle: Allah'ım, Muhallim'i bağışlama" dedi. Seleme şunu da ilâve etti: Muhallim, elbisesinin ucu ile gözyaşlarını silerek kalktı." İbn Mace. diyet 4. İbn İshak şöyle dedi: Onun kavmi, bundan sonra Resûlüllahın onun için bağışlanma dilediğini iddia ettiler." Ebû Dâvud şöyle der: Nadr b. Şümeyi: el-ğıyer; diyettir" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İmam İdareci Kanı Affetmeyi Tavsiye Eder
4506-) Ebû Şûreyh el-Ka'bî (radıyallahü anh)’den (şöyle) dedi (ği rivâyet edilmiştir): (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; Dikkat edin, ey Huzâa topluluğu! Siz, Huzeyl'den şu maktulü öldürdünüz. Ben onun diyetini ödemekteyim. Benim şu sözlerimden sonra kimin bir adamı öldürülürce onun ailesi diyet almak yada katili (kısas olarak) öldürmek arasında muhayyerdir." diyât 13, Ahmed, IV: 32. VI. 385.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amden Öldürülen Kişinin Velisi Diyete Razı Olabilir
4507-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: fethedilince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalkıp: Kimin bir adamı öldürülürse o iki şey arasında muhayyerdir; ya diyet ödenmesi yada kısas yapılması" buyurdu. Ebû Şât denilen bir adam kalktı ve " Ya Resûlallah! Benim için yaz; - Abbâs; benim için yazın, dedi Hadisi Ebû Dâvûd'a iki râvi rivâyet etmişlerdir. Birisi Abbâs b. Velid, Öbürü de Ahmed b. İbrahim'dir. Metin Ahmed b. İbrahim'in rivâyetidir. Abbâs’ın rivâyetindeki bir farklılığa metinde işaret edilmiştir. dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " Ebû Şât için yazınız" buyurdu. İbn 39 diyât 8 lûkata 7; Müslim, hac 447, 448; Tirmizî, İbn 12; Ahmed , III, 230. (ravilerden) Ahmed'in hadisinin lâfzıdır. Dâvud dedi ki: Benim için yazın " ; Resûlüllah'ın hutbesini benim için yazın, demektir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amden Öldürülen Kişinin Velisi Diyete Razı Olabilir
4508-) Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla, dedesinden, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den, şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Bir rnü'min, kâfire karşılık öldürülmez. Kim bir mü'mini teammüden öldürürse, maktulün velîsine teslim edilir. Onlar isterlerse katili öldürürler, isterlerse diyet alırlar." diyâi 17; İbn Mâce. diyât 21.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amden Öldürülen Kişinin Velisi Diyete Razı Olabilir
4509-) Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den (şöyle) dedi (ği rivâyet edilmiştir): (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur Diyet aldıktan sonra (katili) öldüren bolluk görmesin." III. 363.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyet Aldıktan Sonra Katili Öldürenin Durumu
4510-) Hişam b. Zeyd'in rivâyet ettiğine göre; Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) (şöyle demiştir): bir kadın, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e zehirli bir koyun getirdi, Resûlüllah ondan yedi. (Bilâhere) kadın getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadına bunu niçin yaptığını sordu. öldürmek istedim, dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah seni bu işe -veya: benim üzerime- Şek râvidendir. Mûsâllat etmez" buyurdu. öldürmeyelim mi? dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayır" cevâbını verdi. Enes derki: onu (zehrin alametini) Resûlüllah'ın boğazının sonundaki etlerde " Boğazındaki etler" diye ferceme ettiğimiz " lehevât" kelimesi cemidir. Kelimenin müfredi " lehât" tır ve " küçük dil" manasınadır. Boğazın bilimindeki etlere de bu isim verilir. Terceme bu ikinci manâya göre yapılmıştır. Çünkü küçük dilin çoğulu yoktur. gördüm durdum. hibe 28; Müslim, selâm 45; Ahmed, III, 218.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisi Bir Adama Zehir İçirir Veya Yedirir De Adam Ölürse Katile Kısas Uygulanır Mı?
4511-) Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)’den; şöyle de (diği rivâyet edil) mistir: Yahudilerden bir kadın, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e zehirli koyun hediye etti. Resûlüllah, (sallallahü aleyhi ve sellem) kadına hiçbir ceza vermedi." Dâvûd dedi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i zehirle(mek iste)yen bu yahûdi kadın, Merhab'ın kız kardeşidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisi Bir Adama Zehir İçirir Veya Yedirir De Adam Ölürse Katile Kısas Uygulanır Mı?
4512-) Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh) şöyle anlatırdı: Yahudi bir kadın, ateşte kızartılmış bir koyuna zehir koydu. Sonra onu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hediye etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (koyunun) kolunun (ön bacağını) aldı ve ondan yedi. Onunla birlikte ashabından bir gurup da yedi. Sonra Resûlüllah onlara: . Ellerinizi kaldırın (yemeyi bırakın)" dedi. Yahudi kadına haber gönderip çağırdı ve ona: Bu koyuna zehir mi koydun?" diye sordu. Kadın: Sana kim haber verdi?" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (elindeki) kolu göstererek: Şu elimdeki haber verdi" dedi. Evet" Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Bununla ne (yapmak) istedin?" Kadın: Eğer Peygamberse ona zarar vermez, peygamber değilse ondan kurtuluruz dedim." hadis münkatı'dır. Çünkü Zührî, Câbir'den hadis işitmemiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kadını affetti, cezalandırmadı. (Ama) Resûlüllah'ın ashabından, koyundan yiyenlerden birisi öldü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yediği etten dolayı kürekleri arasından kan aldırdı. Ondan, Ebû Hind boynuz ve bıçakla kan aldı. Ebû Hind, Ensardan Benû Beyâda'nın azatlısı idi. mukaddime 11.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisi Bir Adama Zehir İçirir Veya Yedirir De Adam Ölürse Katile Kısas Uygulanır Mı?
4513-) Ebû Seleme (radıyallahü anh)’den, şöyle (dediği) rivâyet edilmiştir: yahûdi bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ateşte kızartılmış bir koyun hediye etti. Râvi (yukarıdaki) Câbir hadisinin bir benzerini söyleyip şöyle dedi: Bişr b. Berâ b. Ma'rûr el-Ensâri öldü. Bunun üzerine Resûlüllah Yahûdi kadına haber gönderip (çağırdı). Ona: Niçin böyle birşey yaptın?" dedi. yine Câbir hadîsinin benzerini söyledi.- emretti ve kadın öldürüldü. hadisin) Ravî (si) kan aldırma mes'elesini anmadı. Bu hadîs mürseldir. Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hediyeyi kabul eder, sadaka yemezdi." hadis Bezlu'l-Mechud nüshasında mevcut değildir. Avnü'l-Ma'bud’da da bir sonraki. hadisle birlikte anılmıştır. Mûsânnıfın hadisi. Resûlüllah'ın zehirlenmek istediğini anlatan hadisler arasına alışı Resûlüllah'ın kendisine hediye edilen koyunu kabûl etmesi yönündendir. (Ravilerden) Muhammed b. Amr; Ebû Seleme’den (diyerek) -Ebû Hureyre'yi zikretmedi- şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hediyeyi kabul eder, sadaka kabul etmezdi." -Ravî (Ebû Seleme) şunları da ilâve etti: -Yahûdi bir kadın, Hayber'-de ona ateşte kızartılmış, içine zehir koyduğu bir koyun hediye etti. Resûlüllah ve halk ondan yediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ellerinizi çekiniz! O bana, zehirli olduğunu haber verdi" buyurdu. Bişr b. el-Berâ b. Ma'rûr el-Ensâri öldü. Resûlüllah kadına haber gönderdi (getirtti ve ona): Niçin böyle birşey yaptın?" dedi. Eğer sen peygambersen yaptığım şey sana zarar vermez. Eğer kralsan insanları senden kurtarırım (diye düşündüm)" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah’ın emri ile kadın öldürüldü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat ettiği hastalığı esnasında şöyle buyurdu: Hayber'de yediğim lokmanın tesirini devamlı hissedip durdum. Şu an, damarlarımı " Damarlar diye terceme elliğimi, " ebher kelime sırttaki iki damar, kalbin içindeki damar, kollardaki damarlar gibi manâlara gelir. kestiği andır." meğazi X3; Darimi. Mukaddime 11; Ahmed, VI: 18.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisi Bir Adama Zehir İçirir Veya Yedirir De Adam Ölürse Katile Kısas Uygulanır Mı?
4515-) Ka'b b. Mâlik (radıyallahü anh)’in oğlu, babasından (Ka'b b. Mâlik'ten) şöyle (dediğini) rivâyet etmiştir: annesi (Ümmü Mübeşşir), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, vefat etmiş olduğu hastalığı esnasında: Hastalığına sebebin ne olduğunu zannediyorsun? Yâ Resûlüllah! Ben oğlum hakkında da, (hastalığına) seninle birlikte yediği zehirli koyundan başka bir ştiy sebep olduğunu zannetmiyorum" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Bende kendim için bundan başka bir sebep bulamıyorum. Bu, benim damarlarımı kestiği zamandır" buyurdu. Dâvûd şöyle dedi: Abdurrezzak bu hadisi bazan Ma'mer ve Zuhrî isnadıyla Resûlüllah'dan mürsel olarak rivâyet etti. Bazan da onu Zuhrî ve Abdurrahman b. Kâ'h b. Mâlik isnadı ile rivâyet etti. bildirdiğine göre; Ma'mer, hadisi kendilerine bir seferinde mürsel olarak haber verip, onların da, onu öylece yazdıklarını, bir seferinde de müsned olarak rivâyet ettiğini ve onların da öylece yazdıklarını söyledi. Bize göre bunların hepsi sahihtir. şöyle dedi: İbnü’l-Mübârek Mamer'in yanına geldiğinde, Ma'mer mevkuf olarak rivâyet etmiş olduğu hadisleri ona müsned (yani senedlerinde kopukluk olmaksızın) olarak rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisi Bir Adama Zehir İçirir Veya Yedirir De Adam Ölürse Katile Kısas Uygulanır Mı?
4516-) Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Mâlik annesi ümmü Mübeşşir'den, -Ebû Saîd b. el-A'rabî: Böylece annesinden dedi, doğrusu babasından, o da Uuimü Mübeşşir'den demeliydi" deyip- rivâyet etti ki; (Ümmü Mübeşşir) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girdi- (Ravî), Mihled b. Hâlid'in hadisini Câbir'in hadisi gibi rivâyet etti ve şöyle dedi: Bişr b. el-Berâ b. Ma'rûr öldü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudi kadına haber gönderdi (getirtti) ve ona: Seni yaptığın bu şeye sevkeden ne?" diye sordu. Câbir'in hadisinin benzerini rivâyet etti, ve şunu da zikretti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve kadın öldürüldü." Kan aldırma mes'elesini anmadı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisi Bir Adama Zehir İçirir Veya Yedirir De Adam Ölürse Katile Kısas Uygulanır Mı?
4517-) Semure (radıyallahü anh)’den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim kölesini öldürürse biz de onu öldürürüz. Kim kölesinin uzuvlarını (burnunu, kulağını...) keserse biz de onun uzuvlarını keseriz. diyât 17; Nesâî. kasâme 11.17; İbn Mace. diyât 23; Dârimi, diyât 7; Ahmed, V. 10.11.12.18:20.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kölesini Öldüren Veya Onun Uzuvlarını Kesen Kişiye Kısas Uygulanır Mı?
4518-) Katâde (radıyallahü anh)’den yukarıdaki hadis aynı isnâd ve metinle rivâyet edilmiştir. (bu rivâyette) şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem): Kim kölesini iğdiş ederse (yumurtalarını çıkarırsa) biz de onu iğdiş ederiz." buyurdu. kasâme 17. sonra Şube ve Hammâd'ın hadisinin benzerini söyledi. Dâvûd der ki: Bu hadisi, Ebû Dâvûd et-Tayâlisî Hişâm'dan Muaz’in hadisi gibi rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kölesini Öldüren Veya Onun Uzuvlarını Kesen Kişiye Kısas Uygulanır Mı?
4519-) Katâde'den, Şube'nin isnadı ile onun hadisinin bir benzeri rivâyet edildi. Ravi bu rivâyette şunu da ilâve etti: Sonra Hasen (ilk hadisin tabii râvisi olan Hasenü’l-Basrî) bu hadisi unuttu. O sebeple " hür, köle mukabilinde öldürülmez" derdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kölesini Öldüren Veya Onun Uzuvlarını Kesen Kişiye Kısas Uygulanır Mı?
4520-) Bize Müslim b. İbrahim haber verdi, bize Hişâm, Katâde'den o da Hasen'den haber verdi; Hasen (ül-Basri); Hürre köle mukabilinde kısas uygulanmaz' dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kölesini Öldüren Veya Onun Uzuvlarını Kesen Kişiye Kısas Uygulanır Mı?
4521-) Amr b. Şuayb babası vasıtasıyla dedesinden, şöyle dediğini rivâyet etmiştir: isteyen bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelip: Onun cariyesi yâ Resûlüllah! (efendim kendisine ait bir câriye yüzünden bana eziyet etti, yâ Resûlüllah!)" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Vah vah! yazık, sana ne oldu?" dedi. Felâket! efendisine ait bir cariyeyi gördü, o da gayrete gelip cinsel organını kesti" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bana adamı getirin" buyurdu. Adam arandı ama getirilemedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Git sen hürsün" dedi. Adam: Ya Resûlallah! bana kim yardım edecek (bana yardım kime vazife)?" dedi: Bütün mü'mînlere" veya " bütün müslümanlara" Şek râvidendir. buyurdu. İbn Mâce. diyât 29. Ebû Dâvûd şöyle dedi: Azâd edilenin adı Ravh b. Dinar'dır, onun cinsel organım kesen Zinba'dır" Ebû Dâvûd şöyle dedi: O Ravh'ın babası Zinba’dır. Kölenin Mevlâsı idi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kölesini Öldüren Veya Onun Uzuvlarını Kesen Kişiye Kısas Uygulanır Mı?
4522-) Sehl b. Ebî Has'ame ve Râfi b. Hadîc (radıyallahü anhümâ)’dan, şöyle (dedikleri) rivâyet edilmiştir: b. Mes'ûd ve Abdullah b. Sehl, Hayber tarafına gitmişler ve hurmalıkta biribirlerinden ayrılmışlardı. Abdullah b. Sehl öldürüldü. Yahudileri itham ettiler. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl ve amcasının oğullan Huveyyisa ve Mühayyisa, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna geldiler. Onların küçüğü olduğu halde, kardeşinin başına gelen şey konusunda Abdurrahman konuştu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) " Büyük konuşsun, büyük" -veya: " büyük olan başlasın" Buradaki şek, râviye aittir.- buyurdu. Bunun üzerine arkadaşlarının (amca oğullarının durumu) hakkında ikisi birden (Huveyyisa ve Mühayyisa) konuştular. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Sizden elli kişi onlardan bir adam aleyhine yemin ederse onun ipi (size) verilir" buyurdu. Onlar; Görmediğimiz bir şeye nasıl yemin ederiz?! (Yemin edemeyiz)" dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): O halde yahûdiler kendilerinden elli kişinin yemini ile size karşı temize çıkarlar" buyurdu. Yâ Resûlüllah! onlar kâfirdirler. (Onların yeminine nasıl güvenilir?) dediler. üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o maktulün diyetini kendisi verdi. (b. Ebî Hasme) der ki: Birgün onların deve ağılına girdim, develerden birisi bana tekme attı." bunu veya benzerini söyledi. edeb 89, cizye 12; Müslim, kasâme 1,2; Tirmizi, diyât 22; Nesai, kasâme 4; İbn Mace, diyat 28: Ahmed, IV, 2.3. Dâvûd şöyle dedi: Bu hadisi Bisr b. el- Müfaddal ve Mâlik, Yahya b. Said'den rivâyet ettiler. Yahya bu rivâyette Resûlüllah’ın söyle dediğini söyledi: Elli defa yemin edip arkadaşınızın veya katilinizin kanını hak eder misiniz?" Bişr, " kanı" anmadı. Yahya'dan, Hammâd’ın dediği gibi nakletti. hadisi İbn Uyeyne, Yahya'dan rivâyet etti. Rivâyetine Resûlüllah'in şu sözü ile başladı: Yahudiler, edecekleri elli yemin ile size karsı temize çıkarlar" Yahya " kanı hak etmeyi" anmadı. Dâvûd, " Bu İbn Uyeyne'den bir vehmdir" der.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Öldürmek
4523-) Sehl b. Ebi Hasme ve karninin büyüklerinden (bazı) adamlar haber verdiler ki: b. Sehl ve Muhayyisa başlarına gelen bir kıtlık yüzünden Hayber'e doğru yola çıktılar. Muhayyisa'ya gelinip, Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğü ve bir kuyuya veya çukura atıldığı haber verildi. Avnü'l-Ma'bud'un izahı göz önünde tutularak, fiillerin meçhul okunuşuna göre yapılmıştır. Aynı cümleyi, fiilleri malum okuyarak, " Muhayyisa gelip, Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü ve bir çukura veya kuyuya atıldığını haber verdi" şeklinde terceme etmekte mümkündür. Yahudilere gelip: Vallahi onu siz öldürdünüz" dedi. Yahudiler de: Vallahi biz öldürmedik" dediler. Bunun üzerine döndü ve kendi kavmine geldi. Olup biteni onlara haber verdi. Sonra da kendisinden büyük olan kardeşi Huveyyisa ve Abdurrahman b. Sehl ile birlikte geldiler. -Hayberde olan o idi- konuşmak için (Resûlüllah'a) gitti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaşı kasderek " büyült, büyült (büyüğünüz konuşsun)" buyurdu. Bunun üzerine, Huveyyisa konuştu, sonra Muhayyisa konuştu. (sallallahü aleyhi ve sellem): (Yahudiler) ya arkadaşınızın diyetini verirler yada (Allah ve Rasûlüne) harb açtıklarını bildirirler" buyurdu. Ayrıca bunu Yahudilere yazdı. Yahudiler de: Vallahi onu biz öldürmedik" diye yazdılar. (sallallahü aleyhi ve sellem): Huveyyisa, Muhayyisa ve Abdurrahman'a: Yemin eder ve arkadaşınızın kanını hak eder misiniz?" dedi. Hayır" dediler. Resûlüllah: Sizin için Yahudiler yemin etsinler irsi?" buyurdu. Onlar müslüman değiller" dediler. Bunun üzerine, Resûlüllah onun diyetini kendi yanından verdi. Onlara, yüz dişi deve gönderdi. O kadar ki, develer evlerine kadar sokuldu. Sehl şöyle dedi: O develerden kırmızı bir deve beni tepti." diyât 12; Müslim, kasâme 6; Nesâi, kasâme 4; İbn Mâce, diyât 28.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Öldürmek
4524-) Amr b. Şuayb (radıyallahü anh)’den rivâyet edildi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Liyyetu'l-Bahrâ kenarındaki Bahratu'r-Ruğa (denilen yer) de Benî Nasr b. Mâlik'ten bir adamı kasâme yoluyla öldürdü. katil de maktulde onlardan (beni Nasr b. Mâlik'ten) idi" der. Mahmûd'un lâfzıdır. " Liyye kenarındaki Bahra" sözünü sâdece Mahmûd zikretti. Mûsânnif Ebû Dâvûd'a: Mahmud b. Halid, Kesir b. Ubeyd ve Muhammed b. Sabbah isimlerinde üç ayrı rûvi rivâyet etmiştir. Yukarıdaki metin, Mahmûd b. Halid'in rivâyetidir. Kesir b. Ubeyd ve Muhammed b. Sabbâh'ın rivâyetlerinde " Liyye kenarındaki Bahra" sözü yoktur. Bu zâtların rivâyeti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Riga'da. Nasr b. Mâlik'ten bir adamı kasâme yoluyla öldürdü" şeklindedir. Bunların rivâyetinde " katil de maktul de onlardandı" cümlesi yoktur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Öldürmek
4525-) Beşir b. Yesâr'dan; O, Ensar'dan adının Sehl b. Ebî Has'ame olduğunu zannetiği bir adamın kendisine şöyle haber verdiğini söyledi: (Sehl b. Has'ame'nin) bir gurup Hayber'e gitmişlerdi. Orada birbirlerinden ayrıldılar. Bilâhere içlerinden birisini öldürülmüş olarak buldular. Arkadaşlarını yanlarında buldukları kavme; Arkadaşımızı siz öldürdünüz" dediler. Onlar: Onu biz öldürmedik ve öldüreni de bilmiyoruz" dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gittik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara: Bunu kimin öldürdüğüne dâir bana beyyine getirebilir misiniz?" dedi. Onlar: Bizde beyyine yok" dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Yahudiler) sizin için yemin etsinler mi?" Maktulün velileri: Yahudilerin yeminine razı olmayız" dediler. Rasûlü, maktulün kanını heder etmeyi hoş görmedi ve sadaka (zekât) develerinden yüz tanesi ile onun diyetini verdi. diyât 22: Müslim, kasâme 5; Nesâî, kasâme 3.5; İbn Mace. diyât 28; Mâlik, kasâme I.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Kısası Terketmek
4526-) Rafı' b. Hadîc (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: bir adam, Hayber'de öldürülmüş olarak bulundu. Maktulün velileri, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gittiler ve olayı kendisine anlattılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Arkadaşınızın öldürüldüğüne sahicilik edecek iki şahidiniz var mı?" diye sordu. Onlar; Ya Resûlallah! Orada müslümanlardan kimse yoktu. Onlar yahûdi; bundan daha büyük şeylere cüret ederler" cevâbını verdiler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Onlardan (yahudilerden) elli kişi seçip yemin ettiriniz" buyurdu. Maktulün velileri buna yanaşmadılar. Bunun üzerine Hazret-i, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendi yanından, maktulün diyetini ödedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Kısası Terketmek
4527-) Abdurrahman b. Büceyd (radıyallahü anh)’den; Muhammed b. İbrahim; Vallahi Sehl (b. Has'ame) hadiste vehme kapıldı" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudilere: Aranızda öldürülmüş birisi bulundu, onun diyetini veriniz" diye yazdı. Onlar da; elli kez: Onu biz öldürmedik ve öldüreni de bilmiyoruz" diye Allah'a yemin ederek (cevap) yazdılar. der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendi yanından yüz deve ile maktulün diyetini verdi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Kısası Terketmek
4528-) Ebû Seleme b. Abdurrahman ile Süleyman b. Yesâr, Ensâr'dan bazı zâtlardan şöyle (dediklerini) rivâyet ettiler: (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudilere, onlardan başlayarak şöyle dedi: Sizden elli erkek yemin etsin." Yahudiler buna yanaşmadılar. O zaman Ensâra: Hakkınızı (yemin ederek) kazanınız (arkadaşınızın kanını hak ediniz)" dedi. Onlar da: Görmediğimiz şeye yemin mi edelim? Ya Resûlallah!" dediler. Bunun üzerine Resûlüllah Yahudiler aleyhine diyete hükmetti. Çünkü maktul onların arasında bulunmuştu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kasâme İle Kısası Terketmek
4529-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: Kafası iki taş arasında ezilmiş bir câriye bulundu. Kendisine: Bunu sana kim yaptı? Falan mı, falan mı?" diye soruldu. (Bu) bir Yahûdinin ismi söyleninceye kadar (sürdü), (yahûdinin ismi anılınca) başı ile (evet diye) işaret etti. Yahudi yakalandı ve suçunu itiraf etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yahûdinin başının da taşla ezilmesini emretti. vesâyâ 5, diyât 7; Müslim, kasâme 15; Tirmizi, diyât 6; İbn Mâce, diyât 24; Nesâî, kasâme 13; Dârimi, diyât 4.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Katile Kısas Uygulanır
4530-) Enes (radıyallahü anh)’den; (şöyle dediği) rivâyet edilmiştir; Yahudi, ensârdan bir cariyeyi ondaki bir zinetten dolayı öldürdü; sonra bir kuyuya attı. Kadının başını taşla ezmişti. Yahudi yakalandı ve Resûlüllah'a getirildi. Resûlüllah adamın ölünceye kadar taşlanmasını emretti ve ölünceye kadar taşlandı. kasâme 16; Nesaî, Kasâme 13. Dâvûd şöyle der: hadisi, İbn Cûreyc de Eyyûb'dan buna benzer şekilde rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Katile Kısas Uygulanır
4531-) Enes (radıyallahü anh)’den; (şöyle dediği) rivâyet edilmiştir: Bir Yahudi üzerinde zinet bulunan bir câriye'nin başını taşla ezdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) câriye ölmek üzere iken yanına girdi. Seni kim öldürdü? Falan mı öldürdü?" diye sordu. Kadın başı ile " hayır" diye işaret etti. Resûlüllah tekrar: Falan mı öldürdü?" dedi. bu sefer başı ile " evet" diye işaret etti. Bunun üzerine, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretti ve katilin başı iki taş arasında ezildi. diyât 7; Müslim, kasâme 15; Nesâi, kasâme 13; İbn Mâce, diyât 24.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Katile Kısas Uygulanır
4532-) Kays b. Ubâd (radıyallahü anh)’den; şöyle de (diği rivâyet edil) mistir: birlikte Hazret-i Ali (radıyallahü anh) nin yanına gidip: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tüm insanlara vasiyet etmediği bir şeyi sana tavsiye etti mi? dedik. Ali (radıyallahü anh): Hayır, ancak benim şu kitabımdaki müstesna..." dedi. bir kitap çıkardı" dedi. Ahmed ise; kılıcının torbasından bir kitap çıkardı" dedi. Hadisi Mûsânnif Ebû Dâvûd'a Ahmed b. Hanbel ve Müsedded rivâyet etmişlerdir. Müsedded rivâyetinde: Ali bir kitap çıkardı" derken, Ahmed b. Hanbel, " Kılınç torbasından bir kitap çıkardı" demiştir. O mektupta şunlar vardı: kanları eşittir. Başkalarına karşı onlar tek bir el gibidirler. En alt seviyedekînden de olsa, emânlarım tanırlar. Haberiniz olsun! Bir mü'min bir kâfire karşılık ve ahd sahibi (bir gayr-i müslim de) ahdi esnasında, kâfire karşılık (kısas yoluyla) öldürülmez. Bir kimse bir şey ihdas ederse (bir cinayet işlerse) cezası sadece kendisinedir. Her kim birşey ihdas eder veya ihdas edeni (caniyi) barındırırsa Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti onun üzerine olsun. Cihâd 167; Nesâî, kasâme 13; Tirmizi, diyât 16; İbn Mâce, diyât 21. İbn Ebî Arûbe'den (naklen) " bir kitap çıkardı" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kâfiri Öldüren Müslümana Kısâs Uygulanır Mı?
4533-) Amr b. Şuayb, babası vâsıtasıyle dedesinden, şöyle rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu, deyip yukarıdaki Hazret-i Ali hadisinin benzerini zikretti. rivâyetinde şunları da ilâve etti: Onların (müslümanlann) en alt seviyesindeki kişi hepsi adına eman verebilir, en güçlüleri (aldığı ganimetten) zayıflarına da verir, savaşa giren mücâhitler, katılmayan askerlere de (ganimet) verirler." Mâce, diyet 32.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kâfiri Öldüren Müslümana Kısâs Uygulanır Mı?
4534-) Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)’den; şöyle de (diği rivâyet edil) mistir: Sa'd b. Übâde (radıyallahü anh): Yâ Resûlüllah! Hanımı yanında bir erkek bulan kişi, onu öldürebilir mi?" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayır" buyurdu. Sana hak ile ikram eden Allah'a yemin ederim ki, evet (oldurur) dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Şu seyyidinizin (reisinizin) dediğine kulak veriniz" Abdul-Vehhab; Sa'd'ın dediğine" dedi. Salat 44, tefsir sure 24, talak 4; Müslim, liân 1, 14; İbn Mace, hudûd 34; Nesâî, talak 7; Dârimi, nikâh 39; Ahmed, V:336, 339. buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Hanımı İle Birlikte Birisini Bulan Kişi Onu Öldürebilir Mı?
4535-) Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)’den; şöyle dedi: Sa'd b. Ubâde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) e; Hanımımla birlikte bir erkek bulsam, dört şahit getirinceye kadar ona mühlet mi vermeliyim? (Ne dersin?)" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Evet" buyurdu. Liân 15.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Hanımı İle Birlikte Birisini Bulan Kişi Onu Öldürebilir Mı?
4536-) Âişe (radıyallahu anhâ)’dan; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Celim b. Huzeyfe'yi zekât toplayıcı olarak gönderdi. (Gittiği yerde) bir adam, malının zekâtı konusunda onunla tartıştı. Ebû Cehm, adama vurup başını yardı. (Yaralının velîleri) Resûlüllah'a gelip: Kısas isteriz yâ Resûlüllah!" dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Size şu kadar mal var (kısastan vazgeçin)" dedi. Razı olmadılar. Resûlüllah tekrar; (artırarak); Size şu kadar mal" buyurdu, yine razı olmadılar. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (üçüncü defa ve artırarak): Size şu kadar mal var, (kısastan vazgeçin)" buyurdu. Bu sefer razı oldular. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Öğleden sonra halka hitâbedip, razı olduğunuzu haber vereceğim" buyurdu. da: Evet" dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem) halka hitabederek şöyle dedi: Leysliler (Leys kabilesinden olan davacılar) bana, kısas istemeye geldiler. Ben de onlara şu kadar mal (en son teklif edip de onların razı oldukları malı söyledi) teklif ettim, razı oldular, (halka duyurmak için) razı oldunuz mu?" buyurdu. Hayır" dediler. üzerlerine atılmak istediler, Resûlüllah vazgeçmelerini emretti. Onlar da bıraktılar. Resûlüllah sonra davacıları çağırıp, malı artırdı ve: Razı oldunuz mu?" dedi. " Evet" dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Ben halka hitâbedip sizin razı olduğunuzu haber vereceğim" buyurdu. Evet" dediler. kasâme 25; İbn Mace, diyât 10; Ahmed, VI, 233.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Âmilin Elinden Hataen Bir Kaza Çıkarsa Birini Yaralarsa Ne Gerekir?
4537-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: câriye, kafası iki taş arasında ezilmiş bir halde bulundu. Ona: Bunu sana kim yaptı? Falan mı? Falan mı?" diye soruldu. Bu hal, bir Yahûdinin ismi anılıncaya kadar devam etti. (Yahûdinin adı anılınca) başı ile işaret etti. Yahudi yakalandı ve suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahûdinin başının da taşla ezilmesini emretti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Demirden Başka Bir Şeyle Kısas
4538-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) mal (ganimet) taksim ederken bir adam gelip üzerine abandı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yanındaki hurma salkımı sapından olan kamçıyı adama vurdu. Adamın yüzü yaralandı. (sallallahü aleyhi ve sellem) adama: Gel sen de kısas yap (bana vur)" dedi. Adam: Affettim yâ Resûlüllah!" dedi. kasame 21; Ahmed, III, 56-65.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Vurmaktan Dolayı Kısas Ve Reisin Kendisine Kısas Uygulatması
4539-) Ebû Firâs'dan Rabi’ b. Ziyâd b. Enes el-Hârisî. şöyle demiştir: Ömer b. el-Hattab (radıyallahü anh) bize hitâbedip şöyle dedi: Ben âmillerimi (memurlarımı) sizin bedenleriniz vursunlar ve mallarınızı alsınlar diye göndermedim. Kime böyle bir şey yapıldıysa bana müracaat etsin, ona kısas yapayım." b. el-As: Eğer birisi maiyetinden birisini te'dib etse ona da kısas yapar mısın, (ceza verir misin)?" dedi. (radıyallahü anh): Evet, canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki ona kısas uygularım (Yaptığının aynı ile ceza veririm). Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i kendisine kısas uygulatırken gördüm" dedi. Kasâme 24.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Vurmaktan Dolayı Kısas Ve Reisin Kendisine Kısas Uygulatması
4540-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Maktulün kısas isteyen velilerinin, bundan vazgeçme hakları vardır. kadın bile olsa maktule yakınlık sırasına göredir." kasâme 31. Dâvûd şöyle dedi: velilerden birisi oldukları zaman kadınların katildeki afları caizdir. Bana Ebû Ubeyd'in; ondan vazgeçmeleri" sözü, " kısastan vazgeçmeleri" anlamına geldiği (ne dair açıklaması) ulaştı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Kadınların Kanı Kısası Affetmeleri
4541-) Tâvûs'tan (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur): Biribirleri ile - bir ölü bulunsa..." (diye) rivâyet edilmiştir. İbn Ubyed ise: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: - dedi. (Hadisin devamı Tâvûs'un ve İbn Ubeyd'in rivâyetiyle şöyledir); Biribirleri ile taş kamçı ve sopalarla dövüşen bir topluluk içersinde kim tarafından ve nasıl öldürüldüğü bilinmeyen bir ölü bulunsa bu, hatâ (hükmünde) dir. Diyeti, hatâen öldürmenin diyetidir. (Bu durumda) teammüden öldürülen kişi içinse kısas gerekir." İbn Ubeyd (burada): Elin kısası" dedi. Sonra râviler Hadis iki ayrı isnâdlıdır. Birisinin râvîsi Muhammed b. Ubeyd, Öbürünün ki İbn Serh'tir. Muhammed b. Ubeyd'in rivâyeti mürseldir.İbn Serh’in rivâyeti mevkuftur. (Bezlu'l-Mechûd) ittifak ederek şöyle dediler. devamla şöyle buyurdu): Her kim kısasa mâni olursa, Allah'ın lanet ve gazabı onun üzerine olsun. Ondan ne farz ne de nafile (yahut da; ne tevbe ne de fidye) kabul edilmesin." kasâme 32; İbn Mâce, diyet 8. (İbn Serh'in kendisinden rivâyeti) hadisi daha tamdır.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İki Gurup Arasındaki Kavgada Kimin Tarafından Ve Nasıl Öldürüldüğü Bilinmeyen Bir Maktule Ait Hüküm
4542-) Bize Muhammed b. Ebî Galib haber verdi, bize Saîd b. Süleyman, Süleyman b. Kesir'den naklen haber verdi, bize Amr b. Dinar haber verdi. O Tavûs'tan, Tavus da İbn Abbâs vasıtasıyla Resûlüllah'tan haber verdi (deyip); ravi Süfyân hadisinin mânâsını zikretti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: İki Gurup Arasındaki Kavgada Kimin Tarafından Ve Nasıl Öldürüldüğü Bilinmeyen Bir Maktule Ait Hüküm
4543-) Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) hatâen öldürülenin diyetinin; otuz bintü mehaz (iki yaşma girmiş dişi deve) otuz bintü lebûn (üç yaşına girmiş dişi deve), otuz hıkka (dört yaşına girmiş dişi deve) on da İbni lebûn (üç yaşına girmiş erkek deve) olmak üzere yüz deve olduğuna hükmetti. kasame 33; İbn Mace, diyet 6; Ahmed, II: 178, 183, 186, 217, 224.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyetin Miktarı Ne Kadardır?
4544-) Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde diyetin (yüz devenin) kıymeti sekizyüz dinar altın veya sekiz bin dirhem gümüştü. Ehl-i kitabın diyeti de o zaman müslümanların diyetinin yarısı idi. Bu hal Ömer (radıyallahü anh) halîfe oluncaya kadar devam etti. Ömer (halife olunca) ayağa kalkıp halka hitaben: Biliryorsunuz ki deve pahalandı..." dedi. Ömer diyeti altın sahiplen için bin dinar, gümüş sahipleri için on iki bin dirhem, sığır sahipleri için iki yüz sığır, koyun sahipleri için iki bin koyun, elbise sahipleri için de iki yüz elbise olarak tesbit etti. Zimmîlerin diyetini olduğu gibi bıraktı, normal diyette yaptığı gibi onu yükseltmedi. II. 180,215.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyetin Miktarı Ne Kadardır?
4545-) Ata b. Ebî Rabâh'dan rivâyet ettiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem) diyeti; deve sahiplerine yüz deve, sığır sahiplerine ikiyüz sığır, koyun sahiplerine ikibin koyun, elbise sahiplerine de iki yüz elbise olarak tâyin etti. Buğday sahiplerine de bir şey tâyin etti ama (rivâyeti Atâ'dan aktaran) Muhammed (b. İshâk) onu aklında tutamadı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyetin Miktarı Ne Kadardır?