Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
4546-)
Atâ b. Ebî Rabah, Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den, şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) diyeti- takdir etti" (bir önceki hadisi Ebû Dâvûd'a nakleden) Mûsâ'nın (rivâyet ettiği) hadisinin mislini zikretti ve: Buğday sahiplerine de birşey takdir etti, ama ben aklımda tutamadım" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyetin Miktarı Ne Kadardır?
4547-)
Abdullah b. Mes'ud (radıyallahü anh)’den; (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Hatâen öldürmenin diyeti; yirmi tane dört yaşına, yirmi tane beş yaşına, yirmi tane iki yaşına, yirmi tane üç yaşına girmiş dişi deve ve yirmi tane de iki yaşına girmiş erkek devedir." diyet 1; Nesâî. kasâme 34; İbn Mâce, diyet 6; Ahmed, I, 450. görüşü de budur.)
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyetin Miktarı Ne Kadardır?
4548-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den rivâyet edildi ki: Adiy'den bir adam öldürüldü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun diyetini on iki bin dirhem takdir etti. diyet 2; Nesai, kasâme 35; İbn Mâce, diyet 6; Dârimi, diyât 11. Dâvûd dedi ki: hadisi İbn Vyeyne Amr'dan o da Ikrime vasıtasıyla Resûlüllah'tan rivâyet etti, İbn Abbâs'ı anmadı.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Diyetin Miktarı Ne Kadardır?
4549-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den; dedi ki - Mûsânnif hadisi. Müsedded ve Süleyman b. Harb'ien içilmiştir. Buradan itibaren Mûsânnifin belirteceği yere kadarki kısmı sadece Müsedded rivâyet etmiştir. Bundan sonraki bölüm ise Müsedded'le Süleyman'ın müşterek rivâyetidir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Fetih günü Mekke'de (halka) hitabetti. Üç kerre tekbir getirdi sonra " Va'dini yerine getiren, kuluna yardım eden ve kâfirleri tek başına hezimete uğratan tek Allah'tan başka ilâh yoktur." Dâvûd der ki): Buraya kadarını Müsedded'ten ezber ettim. Sonra ikisi de (yani hocaları Süleyman b. Harb ile Müsedded) ittifakla Resûlüllah’ın şöyle buyurduğunu söylediler. Haberiniz olsun!.. Mal veya kandan, Câhiliyye devrinde anılıp zikredilen tüm övünme vesilesi olan şeyler ayaklarımın altındadır. (Kaldırılmıştır.) Sadece Hacılara su vermek (sikâyetu’l-hac) ve Kabe hizmeti (Sidânetû’l-Beyf) bundan müstesnadır. Haberiniz olsun!.. Şüphesiz, kamçı ve sopa ile olan amde benzeyen hatâen öldürmenin diyeti yüz devedir. Bunlardan kırkının karınlarında yavruları olacaktır." kasâme 33.34; İbn Mace, diyet 5; Buhari, et-Tarihu’l- Kebir; Dârimî, diyât 22; Ahmed, M, 11,103. hadisi daha tamdır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4550-)
Bize Mûsâ b. İsmail haber verdi. Bize Vüheyb, Halid'den bu hadisi aynı isnâd ve benzeri bir mânâ ile rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4551-)
Bize Müsedded haber verdi, bize Ali b. Zeyd'den naklen Abdulvâris haber verdi. Ali b. Zeyd, Kasım b. Rabîa vasıtasıyla İbn Ömer'den o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den önceki hadisi aynı mânâda rivâyet etti. Ravi şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) feth günü -veya Mekke fethi günü- Beyt-i şerifin veya Kabe'nin- merdiven basamağında halka hitabetti." Dâvûd der ki: hadisi İbn Üyeyne de; Ali b. Zeyd'den, o Kasım b. Rabîa dan, o da İbn Ömer vasıtasıyla Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet etti. Ayrıca, Eyyûb es-Sahtiyânî, Kasım b. Rabîa vasıtasıyla Abdullah b. Amr'den Hâlid'in hadisinin benzerini rivâyet etti. Hammad b. Seleme de Ali b. Zeyd kanalıyla Ya'kub es-Sedûsî'den, o da Abdullah b. Amr vasıtasıyla Resûlüllah'dan rivâyet etti. Zeyd ve Ebû Mûsâ'nın sözleri, Resûlüllah'in hadisi ve Ömer (radıyallahü anh)’ın haberi gibidir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4552-)
Mücâhid'den; şöyle demiştir: Ömer (radıyallahü anh) amde benzeyen öldürmede, otuz hıkka (dört yaşına girmiş dişi deve) otuz cezea (beş yaşına girmiş dişi deve) ve kırk da altı yaşı ile dokuz yaş arasında hâmile deve ile hükmetti." Hazret-i Ömer'den hadis duymamıştır. Onun için hadis munkatı’dır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4553-)
Âsim b. Damra, Hazret-i Ali (radıyallahü anh)’den, şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Amde benzeyen öldürmede diyet üç türde üçde bir orandadır: Bunlar; Otuz üç dört yaşına giren dişi deve, otuz dört de altı yaş ile dokuz yaş arasında dişi devedir. Bunların hepsi hamile olacaktır." Âsim b. Damra tenkide tabî tutulmuştur. Şâfiîlerin şibh amd için takdir ettikleri diyet bu haberde bildirildiği gibidir. kasâme 34; Ahmed, I. 49. 3: 41.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4554-)
Abdullah (b. Mes'ud) (radıyallahü anh) şöyle demiştir: benzeyen öldürmefnin diyeti): Yirmibeş tane dört yaşma girmiş dişi deve, yirmibeş tane beş yaşma girmiş dişi deve, yirmibeş tane üç yaşına girmiş dişi deve, yirmibeş de iki yaşına girmiş dişi devedir. Abdullah b. Mes'ud'un bu haberi ile amel etmektedirler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4555-)
Asım b. Damra. Hazret-i Ali (radıyallahü anh)’in şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Hatâen öldürmenin diyeti dört sınıftan dörtte birer oranladır; Yirmibeş tane dört yaşına girmiş dişi deve, yirmibeş tane beş yaşına girmiş dişi deve, yirmibeş tane üç yaşına girmiş dişi deve ve yirmibeş tane de iki yaşına girmiş dişi deve. hatâen öldürmede, metindeki dört sınıflan ve bir de iki yaşma girmiş erkek deveden yirmişer adet diyet hükmederler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4556-)
Osman b. Affan ve Zeyd b. Sâbit'ten (Allah ikisinden de razı olsun) şöyle rivâyet edilmiştir: (amde benzeyen öldürmede) diyet; kırk tane beş yaşma girmiş hamile deve, otuz tane dört yaşına girmiş dişi deve, otuz da üç yaşma girmiş dişi devedir. öldürmede diyet de: Otuz tane dört yaşına girmiş dişi deve, otuz tane üç yaşına girmiş dişi deve, yirmi tane üç yaşına girmiş erkek deve, yirmi de iki yaşına girmiş dişi devedir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4557-)
Sâid b. Müseyyeb, Zeyd b. Sâbit'ten muğallaza diyet (Şibh-i amd diyeti) konusunda rivâyette bulundu ve önceki haberin benzerini, her guruptan eşit miktarlarla rivâyet etti. bölümdeki rivâyetler bâzı sahabelerin şibh amd için gerekli gördükleri diyeti söz konusu etmektedir. Eserler izaha ihtiyaç bırakmayacak şekilde açıktır. Müctehid ulemânın görüşleri de ilk hadisin açıklamasında belirtilmiştir. Yaşları Dâvûd der ki: Ubeyd ve (ulemâdan) daha başkaları şöyle dediler: Deve dört yaşına girince o hıkktır, dişisine hıkka denilir. Çünkü o, üzerine binilecek ve yük vurulacak kıvamdadır. Beş yaşma girdiğinde ceza'dır, dişisi cezeadır. Altı yaşına girer de ön dişlerden birisini atarsa o semdir, dişisine de seniyye denir. Yedi yaşına girdiğinde raba ve rabâıyyedir. Sekiz yaşına girer de rabâiyye (köpek dişi ile ön dişler arasındaki diş) den sonraki dişi atarsa o sedes ve sedestir. Dokuz yaşına girer de köpek dişi görünürse o bâzilâir. On yaşına girdiğinde de muhliftir. Bundan sonra artık devenin adı yoktur. Ancak, bir yıllık bâzil, iki yıllık bâzil, bir yıllık muhlif, iki yıllık muhlifilâ ahırih- denilir, b. Şümeyl: Bir seneliğe bintü mehaz, iki seneliğe hintü lehûn, üç seneliğe hıkka, dört yaşındakine cezea, beş yaşındakine sent, altı yaşındakine rabâ, yedi yaşındakine sedîs, sekiz yaşındakine de bâzil denilir, demiştir. Hatim ve el-Esmâi de şöyle derler: Ceıûa bir vakittir, yaş değildir. Hatim: Bazılarının şöyle dediklerini söyler: Rabâıyyesini (köpek dişi ile ön dişler arasındaki diş) attığı zaman raha , ön dişini attığında da senidir. Ubeyd şöyle der; Hamile kaldığı zaman halifedir ve on aya kadar böyledir. On aya varınca adı; Uşerâ olur. Hatim; Ön dişini attığı zaman sent, ön dişle köpek dişi arasındaki dişini attığında da rabâ dır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hata İle Öldürmenin Diyeti
4558-)
Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Parmaklar eşittir. (Onların) herbirinin (diyeti) onar devedir."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4559-)
Ebû Mûse'l-Eş'âri (radıyallahü anh)’den; Şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem): Parmaklar eşittir" buyurdu. " Onar onar mı?" dedim. " Evet" buyurdu. iki hadise benzer rivâyetler: Nesâi. kasâme 45; İbn Mâce,-diyet 19; Tirmizî, diyât 4. Muvatta. ukul I; Ahmed, I, 289. 2: 207. Dâvûd der ki: hadisi Muhammed b. Ca'fer Şu be'den o da Galib'ten nakletti. Galib: Meşrûk b. Evs'ten işittim" dedi. Yine bu hadisi İsmail; Bana Gâlib et-Temmar Ebû Velîd'in isnadı ile rivâyet etti." dedi. Hamala b. Ebû Safiyye de Galib'ten ismail'in isnadı ile rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4560-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den; (sallallahü aleyhi ve sellem); baş parmakla küçük parmağı kastederek; Bu ve bu eşittir" buyurdu. diyât 20: Tirmizî, diyât 4; Nesâî, kasâme 45; İbn Mâce, diyet 18; Ahmed, 1,227, 339.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4561-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Parmaklar (in diyeti) eşittir. Dişler (in diyeti) eşittir. Ön diş ve azı dişi (n diyeti) eşittir. Şu ve şu (baş parmakla serçe parmak) eşittir." diyet 4; İbn Mâce. diyet 18. Davûd şöyle der: hadisi Nadr b. Şumeyl Şubeden, Ahdüssamed'in (rivâyetinin) manâsıyla rivâyet etti. Dâvûd dedi ki: Bize bunu Dârimi, Nadr (b. Şumeyl)’den rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4562-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Dişler (in diyeti) eşittir, parmaklar (ın diyeti) eşittir" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4563-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerin ve ayakların parmaklarını (n diyetlerini) eşit tuttu. diyât 20: Tirmizî, diyat 4; Nesâî. kasâme 45; İbn Mâce, diyât 18.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4564-)
Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sırtını Ka'beye dayamış bir vaziyette irad buyurduğu hutbesinde: Parmaklarda onar (deve diyet) vardır" buyurdu. Kasâme 45; İbn Mace, diyet 18.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4565-)
Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Dişlerde beşer (deve diyet) vardır." kasâme 45.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4566-)
Ebu Dâvûd şöyle der: rivâyeti) Seyhan'dan yazdığım kitabımda bulduğum halde kendisinden işitmedim. Onu bize güvenilir bir dostumuz olan Ebûbekir haber verdi. O şöyle dedi: Bize Şeyban haber verdi, bize Muhammed -yani İbn Raşid- Süleyman'dan- yani İbn Mûsâ'dan- haber verdi. O, Amr b. Şuayb'dan, Amr de babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hatâen öldürmenin diyetini köylülere dört yüz dinar altın veya ona mukabil gümüş olarak takdir ederdi. Onu takdir ederken deve fiyatlarını esas alırdı. Deve pahalanınca diyeti (altın ve gümüş olarak) artırır, ucuzladiğırida da azaltırdı. Resûlüllah zamanında (deve fiyatları) dört yüz dinarla sekizyüz dinar arasında oynuyordu. Onun gümüşten karşılığı da sekizbin dirhemdi. (sallallahü aleyhi ve sellem) sığır sahiplerine (tam diyeti) ikiyüz sığır olarak takdir etti. Diyeti koyundan ödeyenler de iki bin koyun verirler. (sav) " Diyet, maktulün varisleri arasında, yakınlık derecesine göre mirastır. Artan olursa (farz sahiplerinden artarsa) o asabeye aittir." buyurdu. (sallallahü aleyhi ve sellem) burunda; tamamı kesildiği zaman tam diyet, ucu veya bir tarafı kesildiğinde yarım diyete hükmetti ki o da; elli deve veya onun mukabili altın yahut gümüş yada yüz sığır veya bin koyundur. El kesildiğinde yarım diyete, ayak kesildiğinde yarım diyete me'mûme (et kesilip beyin ile kemik arasındaki zarı meydana çıkaran yaralama, buna âmme de denilir) de otuz üç tam ve üçte bir deve veya onun kıymetinde altın, gümüş, sığır yada koyuna, câife (karın boşluğuna kadar ulaşan yara) de de aynısına hükmetti. Parmaklarda herbir parmak için on deve, dişlerde de herbir diş için beş deve diyet vardır. (sallallahü aleyhi ve sellem) kadının diyetinin, (farz sahiplen olan) varislerinden artandan başka miras alamayan asabesi ayasında ortak olduğuna hükmetti. (Bir kadın bir cinayet işlerse, cinayetin diyetini asabesi öder.) Eğer bir kadın öldürülürse onun diyeti varisleri arasında taksim edilir. Onlar, katillerini nüshalarda: kadının katili" mânâsına gelecek hiçimde " katilehâ" şeklindedir. Bu daha uygundur. (kısas olarak) öldürür. Ölümünü izleyebilirler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Maktulün vârisi yoksa bile katil on (un mirasından veya diyetin) den birşey alamaz. Onun varisi, insanların kendisine en yakın olanıdır. Katil, (öldürdüğü kişiden) hiçbir şeye varis olamaz" buyurdu. Mace. diyet 6. (b. Raşid) şöyle dedi: tamamını bana Süleyman b. Mûsâ Amr b. Şuayb'tan, o babasından o da kendi babası vasıtasıyla Resûlüllah'tan haber verdi. Ebû Dâvûd der ki: Muhammed b. Raşid Dimeşk (Şam) lıdır. Katilden, Basraya kaçmıştır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4567-)
Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etti: Amde benzeyen öldürmenin diyeti, taammüden öldürmenin diyeti gibi muğallaza (katı) dır. Onda, sahibi (katil) öldürülmez." 11,217. Dâvûd şöyle) dedi: Halil bize İbn Raşid'den naklen, (Resûlüllah'ın) şu sözleri (ni) de ilâve etti: Bu, şeytanın insanlar arasına sıçramasıdır. Hiçbir kin ve silah olmadan körü körüne farkına varılmadan akan kandır."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4568-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Mudıhalarda (kemiğe varan yaralarda) diyet beş devedir." kasâme 45; Tirmizî. diyât 3; İbn Mâce. diyât 19; Ahmed, II, 179. 189, 207, 215.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4569-)
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yerinden çıkmayan (ama görme hassasını kaybeden) gözde üçte bir diyete hükmetti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Organların Diyeti
4570-)
Muğira b. Şû'be (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: kabilesinden bir adamın nikâhı altında iki kadın vardı. Bunlardan birisi öbürüne bir direk (kalın bir sopa) ile vurdu ve onu öldürdü. Bazı nüshalarda " Onu ve karnındaki bebeği öldürdü." denilmekledir. Taraflar mes'eleyi Resûlüllah'a getirdiler. birisi: Bağırmayan, yemeyen, içmeyen ve ağlamayan bir kimse (cenin) için nasıl olur da diyet öderiz?!.." dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Bedevilerin secîli konuşmaları gibi mi konuşuyorsun?!" buyurup Gurreye Gurre: Tam diyetin yirmide birine tekabül eden diyettir. Açıklama bölümünde gelecektir. hükmetti ve onu kadının âkılesine yükledi. kasâme 37, 38; Tirmizî, diyât 15; Nesâî. kasâme 40, 41; İbn Mâce. diyât 11.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4571-)
Bize Osman b. Ebî Şeybe haber verdi, bize Cerir haber verdi. O, Mansûr'dan aynı isnâd ve mânâ ile nakledip şunu da ilâve etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), öldürülen kadının diyetini katilin âkilesine yükledi ve karnındaki cenin için de ğurreye hükmetti. Dâvûd: Bu hadisi aynen bu şekilde Hakim, Mücâhid'den o da Muğira'dan rivâyet etti" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4572-)
Misver b. Mahreme'den; şöyle demiştir: (radıyallahü anh) halkla, kadının çocuk düşürmesi konusunu istişare etti. Muğira b. Şu'be: Resûlüllah'ın onun için ğurreye; bir köle veya cariyeye hükmettiğine şâhid oldum" dedi. Sana şahitlik edecek birisini getir" dedi. Urve de Muhammed b. Mesleme'yi getirdi. Onun için- yani adamın karısının karnına vurduğuna- Buradaki tefsir bir râviye aitlir. Bunu " kadın öbür kadının karnına vurdu" diye tefsir eden de vardır. şâhitlik etti" dedi. kasâme 39 İbn Mace, diyet 11, Buhari, î'tisam 13, diyât 25 Ahmed, 4: 244. Dâvûd söyle der; Ebû Ubeyd'den bana ulaştı ki, çocuk düşürmeye İmlâs denilir. Çünkü kadın onu doğum vaktinden önce kaydırır (atar.) Elden ve başka bir şeyden atılan herşeye: Melisa=kaydı" denilir."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4573-)
Bize Mûsâ b. İsmail haber verdi, bize Vuheyb haber verdi. O, Hişâm'dan, Hişâm babasından, o Muğîra'dan Muğîra da Ömer (radıyallahü anh)’den (yukarıdaki hadisi) mânâ olarak rivâyet etti. Dâvûd şöyle der: Bu hadisi, Hammad b. Zeyd ve Hammad b. Seleme Hişâm b. Urve'den, o babasından " Ömer şöyle dedi..." diye rivâyet etti."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4574-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan rivâyet edildi ki: (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) in, cenin düşürme konusundaki hukmunu sordu. Hamel b. Mâlik b. Nâbiğa ayağa kalkıp: Ben iki kadının arasındaydım; birisi öbürüne çadır direğıyle vurdu. onu hem de karnındaki bebeği öldürdü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün cenininde gurreye ve katil kadının öldürülmesine hükmetti." Dedi. Mâce, diyet 11; Nesai, kasâme 12; Dârinıi, diyât 20. Ebû Dâvûd şöyle der: b. Şûmeyl, " Miştah; fırından ekmek çıkartılan kürektir" dedi. Ebû Ubeyd ise: Mistah; çadır direklerinden birisidir" dedi. Terceme, Ebû Ubeyd'in izahına göre yapılmıştır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4575-)
Tâvûs şöyle demiştir: Ömer (radıyallahü anh) minbere çıktı..." Ravi önceki hadisi mânâ olarak anlattı, ama ondaki " kadının öldürülmesine" cümlesini zikretmedi. Gurre kelimesine " bir köle veya câriye" kelimelerini ilâve etti ve şöyle dedi: (radıyallahü anh): Allahü Ekber. Eğer bunu duymasaydım, başka bir şeye hükmederdik" dedi. kasâme 12. Bu hadis munkatı'dır. Çünkü Tavus Ömer'den hadis işitmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4576-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; b. Mâlik kıssası hakkında şöyle dedi: Kadın, saçı bitmiş bir cenini düşürdü, (öbür) kadın öldü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) katilin âkılesine diyeti hükmetti. kadının amcası: Yâ Resûlüllah! O, saçı bitmiş bir çocuğu düşürdü" dedi. Bunun üzerine katilin babası: O yalancıdır. Vallahi o ses vermedi, yemedi, içmedi. Onun gibiler hederdir (karşılığı yoktur)" dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem): Câhiliyye döneminin seçili sözleri ve kâhinlikleri gibi mi konuşuyorsun?!.. Çocuk için de gurre ver" buyurdu. Abbâs: Kadınlardan birisinin adı Müleyke öbürünün adı Ümmü Gutayf ti" der.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4577-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: kabilesinden iki kadından birisi öbürünü öldürdü. Her birinin kocası ve çocuğu vardı. (sallallahü aleyhi ve sellem) öldürülen kadının diyetini, öldürenin âkılesine yükledi. Kocasını ve oğlunu muaf tuttu. Öldürülenin âkılesi: Onun mirası bizim mi?" dediler. (sallallahü aleyhi ve sellem): Hayır, onun mirası kocasının ve oğlunun olur" buyurdu. Mâce, diyet 15.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4578-)
Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: kabilesinden iki kadın dövüştüler. Birisi öbürüne bir taş atıp öldürdü. Taraflar meseleyi Resûlüllah'a getirdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ölen kadının karnındaki bebeğinin diyetini bir köle veya cariye olarak gurre; kadının diyetini de, katilin âkılesine hükmetti. Öldürülen kadının mirasını oğluna ve onunla birlikte olanlara verdi. üzerine, Hamel b. Mâlik b. Nâbiğa el-Hûzelî: Yâ Resûlüllah! Yemeyen, içmeyen, konuşmayan, ağlamayan bir ceninin diyetini nasıl öderim?! Böyleleri heder sayılır" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): seçili konuşmasından dolayı: Bu kâhinlerin kardeşlerindendir" buyurdu. diyât 25; Müslim, kasâme 39; Nesâî, kasâme 12.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4579-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh) bu kıssa hakkında şöyle dedi: Sonra, aleyhine ğurre hükmedilen kadın öldü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); onun mirasının oğullarına, diyetin de asabesine olduğuna hükmetti." feraiz 11; Müslim, kasâme 35; Tirmizi, diyet 19; Nesâî, kasâme 40; Ahmed II, 539.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4580-)
Abdullah b. Büreyde, babasından şöyle rivâyet etti: Bir kadın başka birisine taş atıp (karnındaki bebeği) düşürdü. Mesele Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e arzedildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çocuk için beşyüz koyuna hükmetti ve o gün taş atmayı yasak etti. Ebû Dâvûd şöyle der: böyle, " beşyüz koyun" şeklindedir. Ama doğrusuyuz koyundur. Abbâs böyle (beşyüz koyun) dedi. O bir vehmdir. kasâme 40.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4581-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Cenin hakkında gurre; köle, cariye, at veya katır ile hükmetti. Dâvûd şöyle der: hadisi Hammad b. Seleme ve Halid b. Abdullah, Muhammed b. Amr'dan rivâyet etmişler, " at veya katır" kelimelerini zikretmemişlerdir. de, at ve katır sözlerinin mahfuz olmadığını söyler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4582-)
Şâ'bî'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Gurre beşyüz dirhem gümüştür." Dâvûd derki: Gurre elli dinar altındır" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ceninin Diyeti
4583-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Öldürülen mükâtebin diyeti konusunda hüküm verdi. Buna göre; mükâtebe akdinden ötürü ödediği oranda hür diyeti, kalandan da köle diyeti ödenir. kasâme 38; Ahmed I, 363.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Mükâtebin Diyeti
4584-)
İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bir mükâteb diyeti hak ederse veya mirasa vâris olursa, hürriyetini elde ettiği oranda varis olur." büyü 35; Nesâî, kasâme 38. Dâvûd şöyle der: hadisi, Vüheyb, Eyyüb'tan, o îkrime'den, o da Ali vasıtasıyla Resûlüllah'tan rivâyet etmiştir. Hammad b. Zeyd ve İsmail ise, Eyyüb'tan o da Ikrime tarikıyla Resûlüllah'tan mürsel olarak rivâyet etmişlerdir. İsmail b. Uleyye bunu, İkrime'nin sözü kabul etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Mükâtebin Diyeti
4585-)
Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Muâhid (zimmî) in diyeti, hür (müslümanın) diyetinin yarısıdır." diyât 11; Nesâî, kasâme 15; İbn Mâce, diyât 32. Dâvûd şöyle der: hadisin benzerini Üsâme b. Zeyd el-Leysî ve Abdurrahman b. Haris, Amr b. Şuayb'tan rivâyet etmişlerdir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Zimmînin Diyeti
4586-)
Safvan b. Ya’lâ, babası (Ya'lâ)’dan, şöyle dediğini rivâyet etmiştir: işçim bir adamla dövüşüp elini ısırdı. Adam elini çekti ve işçinin ön dişi düştü. Adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi. Resûlüllah dişi heder etti (diyet takdir etmedi.) ve: Onunda elini senin ağzına koymasını ve senin onu erkek deve gibi kemirmeni mi istiyorsun?" buyurdu. diyâl 18: Müslîm, kasâme 24; Nesâî, kasâme 18; İbn Mâce, diyet 20; Ahmed, IV, 435. b. Abdül Aziz) şöyle dedi: Bana, İbn Ebî Müleyke babasından, Ebû Bekir (radıyallahü anh) ön dişi heder etti (diyet takdir etmedi) ve " Dişi kalmayasıca!" dedi, diye nakletti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisiyle Dövüşüp Kendisini Koruyan Kişinin Durumu
4587-)
Abdülmelik Atâ'dan, o da Ya’lâ b. Ümeyye'den bu hadisi rivâyet etti ve şunu ilâve etti: (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) ısırana: İstersen elini ağzına koy, o elini isırsin sonra ağzından çek" buyurdu ve dişlerinin diyetini iptal etti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Birisiyle Dövüşüp Kendisini Koruyan Kişinin Durumu
4588-)
Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Bir kimse, kendisinden tıp bilinmediği (ehil olmadığı) halde tabiplik yapmağa kalkar (ve hastaya zarar verir) sa, dâmindir." kasâme 41; İbn Mâce, tıb 16. (b. Asım), Velîd b. Müslim'in; Bana İbn Cüreye haber verdi" dediğini söyler. diğer üslûtlı Muhammed b. Sabbalı; Velid'in; Cürcyc'den..." diye rivâyet etmiştir. Dâvûd: Bu hadisi Velîd'den başkası rivâyet etmedi. Onun sahih olup olmadığını bilmiyoruz," dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Bilmediği Halde Tabiblik Taslayıp Ta Hastaya Zarar Veren Kişinin Durumu
4589-)
Abdûl-Aziz b. Ömer b. Abdil-Azîz şöyle dedi: gelen heyetlerden birisi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu söyledi: Daha önceden tabiplik yaptığı bilinmeyen birisi bir kavme doktorluk yapmaya kalkar da hastaya zarar verirse dâmindir." Ama dikkat edilmeli ki o, tedaviyi tarifle değildir. O ancak damarları kesmek, yarayı yarmak ve yakmaktır" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Bilmediği Halde Tabiblik Taslayıp Ta Hastaya Zarar Veren Kişinin Durumu
4590-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) -Müsedded; Mekke fethi günü hitabetti dedi- Bu hadisi Ebû Dâvûd'a Süleyman b. Harb ve Müsedded nakletmiştir. Müsedded, Resûlüllah'ın bu sözü Mekke fethi günü söylediğine işaret etmiştir. şöyle buyurdu: Haberiniz olsun! Mal veya kandan câhiliye döneminde anılıp zikredilen tüm övünme vesilesi olan şeyler ayaklarımın altındadır. Sadece, Sikayetu’l-hâc (hacılara su vermek) ve Sidânetu’l-Ka'be (Kabe hizmeti) bundan müstesnadır. olsun!.. Şüphesiz kamçı ve sopa ile olan amde benzeyen hatâen öldürmenin diyeti yüz devedir. kırkının karınlarında yavruları olacaktır." kasâme 33,34; İbn Mâce, diyet 5; Buhâri, el-Târihu'l-Kebir; Dârimi, diyât 22; Ahmed, 11:11,103111:410.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hatanın Diyeti
4591-)
Bize bu hadisi aynı isnadla ve benzer mânâ ile Halid'den Mûsâ b. İsmail ve Vüheyb de haber verdiler.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Amde Benzeyen Hatanın Diyeti
4592-)
İmran b. Husayn (radıyallahü anh)’den rivâyet edildi ki: ait bir köle, zengin birilerine ait bir kölenin kulağını kopardı. Bunun üzerine kulağı koparanın sahipleri Resûlüllah'a gelip: Ya Resûlallah! biz fakir insanlarız" dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onlara hiçbir şey (ceza) yüklemedi. kasâme 16.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Fakirlere Ait Olan Kölenin Cinayeti
4594-)
Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ayak (ın tepip vurduğu) hederdir" buyurdu. hadisi sadece Ebû Dâvûd rivâyet etti. Dâvûd: Adam üzerinde binili iken hayvanın ayağı ile vurması" dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Ayağı İle Tepen Hayvanın Verdiği Zarar
4595-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den, şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Hayvanın yaralaması hederdir. Mâden (de uğranılan zarar) hederdir. Kuyu (da uğranılan zarar) hederdir, Rikâz Bu kelime Açıklama kısmında izah edildi. da beşte bir vardır." zekât 66, diyât 28,29; Müslim, hudûd 45; İbn Mâce, diyât 27; Tirmizî, zekât 16, Ahkâm 37. Dâvûd: Açma (hayvan); yanında kimse bulunmayan salıverilmiş başıboş hayvandır. Bu da gündüz olur, gece olmaz, demiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Hayvan, Maden Ve Kuyudan Dolayı Vuku Bulan Zararlar Hederdir
4596-)
Ebû Hûreyre (radıyallahü anh)’den; (sallallahü aleyhi ve sellem); Ateş hederdir" buyurdu. Mâce. diyât 27.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Diyetler Bahsi
Konu: Başka Tarafa Sıçrayıp Zarar Veren Ateşe Ait Ahkam