Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı
1015-)
Ebû Bekr b. Süleyman b. Ebî Hasme, Resûlüllah'ın bu (bab'da zikredilen) sehv hadisesini, İbn Şihâb'a haber vermiş ve şunları eklemiştir: ulaştığına göre, Resûlüllah; şüphe edildiğinde yapılan iki secdeyi, insanlar bu konuda kendisine iyice hatırlatıncaya kadar yapmazdı. Dâvûd rivâyet etmiştir. Şihâb dedi ki: Bu haberi Said b. Müseyyeb Ebû Hüreyre'den naklen bana bildirdi. Ayrıca Ebû Seleme b. Abdirrahmân, Ebû Bekir b. el-Hâris, İbn Hişam ve Ubeydullah b. Abdullah da bana haber verdiler. Dâvûd buyurdu ki: Bu haberi Yahya b. Ebî Kesîr ve îmrân b. Ebî Enes, Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan (Ala b. Abdurrahman babasından hepsi) cümle bazı nüshalarda mevcut değildir. de Ebû Hüreyre'den bu hadiseyi nakletmiş Resûlüllah’ın iki defa secde ettiğini söylememiştir. Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Zübeydî, Zührî'den, Zührî de Ebû Bekr b. Süleyman b. Ebû Hasme'den rivâyet edip " sehv secdelerini yapmadı" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Yanılma
1016-)
Ebû Seleme b. Abdirrahman'ın Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet ettiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazını kıldırıp iki rekatte selâm vermiş. Kendisine: kısaltıldı mı? denilince, iki rekat daha namaz kılmış, sonra da iki defa secde etmiştir. sehv 3; Nesâî, sehv 23.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Yanılma
1017-)
Sa'îd el-Makburî'nin Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet ettiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) (dört rekatlı) bir farz namazın ikinci rekatından (sonra namazdan) ayrıldı. Bir adam kendisine: Resûlallah, namaz kısaltıldı mı, yoksa unuttun mu? dedi. Efendimiz: Bunlardan hiç biri olmadı" buyurdu. Bunun üzerine cemaat: yaptın (namazı eksik kıldın) Ya Resûlallah! dediler. sefer Hazret-i Peygamber diğer iki rekâtı de kılıp (namazdan) ayrıldı ve sehv secdelerini yapmadı. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadiseyi Dâvûd b. Husayn İbn Ebu Ahmed'in azatlısı Ebû Süfyân'dan; o da Ebû Hureyre vasıtasıyla Resûlüllah'tan rivâyet etmiştir. Ebû Hureyre rivâyetinde: Sonra selâmdan sonra oturduğu yerden iki defa secde yaptı" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Yanılma
1018-)
Damdam b. Cevs el-Hiffânî, bu haberi Ebû Hüreyre'den şöylece rivâyet etmiştir: Resûlüllah bilâhare selâm verdikten sonra sehv secdelerini yaptı."
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Yanılma
1019-)
İbn Ömer'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (dört rekatlı bir) namaz kıldırıp iki rekatta selâm verdi... Usâme bundan sonra) İbn Sîrîn'in Ebû Hüreyre'den yaptığı rivâyetin benzerini zikretti.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Yanılma
1020-)
İmrân b. Husayn (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindi namazının üç rekatında selâm verdi. Sonra -Mesleme'den rivâyet edildiğine göre- (hanımlarının) odalarına girdi. (Bunun üzerine elleri uzun olan ve el-Hırbâk denilen bir adam kalkıp): kısaltıldı mı? Ya Resûlallah, dedi. Bu söze karşılık Resûlüllah eteğini çekerek kızgın bir halde çıkıp: Doğru mu söyledi?" dedi. Ashâb: dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da (kalan) bu rekatı kıldırdı. Sonra selâm verdi. Onun iki secdesini yaptı sonra (tekrar) selâm verdi. mesâcid 101; Nesâî, sehv 23; İbn Mâce, ikâme 134: Ahmed b. Hanbel, V, 110.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Yanılma
1021-)
Abdullah b. Mes'ud (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize öğle namazını beş rekat olarak kıldırdı. Kendisine: bir artma mı oldu? denildi. " Bu da ne demek?" buyurdu. (Birisi:) rek'at kıl(dır)dın, dedi. üzerine Resûlüllah selâm verdikten sonra iki defa daha secde yaptı. salât 32, sehv 2, âhâd 1; Müslim, mesâcid 92, 93, 94; Tirmizî, salât 172; Nesâî sehv 25, 26; İbn Mâce, ikâme, 129, 130.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Mûsâllî Namazı Beş Rekat Kılarsa?
1022-)
Abdullah (b. Mes'ud)'dan nakledilmiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize namaz kıldırdı. - İbrahim: Fazla mı kıldı eksik mi, bilmiyorum" der - Efendimiz selâm verince kendisine: Resûlallah! Namaz hakkında yeni bir hüküm mü? denildi. Efendimiz: Ne oldu ki?" diye sordu. şöyle kıldın, dediler. üzerine Hazret-i Peygamber, ayağını (secde edecek şekilde) çevirip kıbleye döndü, iki defa secde yaptı, sonra selâm verdi. Namazı bitirince yüzünü bize döndürüp, şöyle buyurdu: Şüphesiz namazla ilgili yeni birşeyler olursa onu size haber veririm. Ama ben ancak bir beşerim, sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum. Bir şey unuttuğum zaman bana hatırlatınız. Sizden biri de namazında tereddüt ederse, doğruyu araştırıp ona göre tamamlasın. Sonra selâm versin. Daha sonra da iki defa secde yapsın." salât 31; Müslim, mesâcid 89, 96; Nesâî, sehv 25; İbn Mâce, ikâme 133; Ahmed b. Hanbel, I, 379, 434, 438.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Mûsâllî Namazı Beş Rekat Kılarsa?
1023-)
A'meş, İbrahim'den, o Alkame'den, Alkame de Abdullah'dan önceki hadisi rivâyet etmiş (ve şunu ilave etmişlerdir): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Biriniz unutursa, iki defa secde yapsın" buyurdu. Sonra dönüp iki defa secde yaptı. Dâvûd, A'meş'in hadisinin benzerini Husayn da rivâyet etti, dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Mûsâllî Namazı Beş Rekat Kılarsa?
1024-)
İbrahim b. Süveyd'in Alkame'den rivâyetine göre Abdullah (b. Mes'ûd) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (dört rekatli bir namazı) beş rekat (olarak) kıldırdı. Namazdan ayrılınca cemaat aralarında fısıldaş(maya başla)dı. Hazret-i Peygamber: Ne oluyor size, ne var?" buyurdu. Resûlallah namaz (rekâtleri) artırıldı mı? dediler, Resûlüllah: - Hayır" buyurdu. beş rekat kıldırdınız, dediler. üzerine Hazret-i Peygamber (kıbleye) dönüp iki defa secde yaptı. Sonra selâm verdi. Sonra da: Ben ancak bir beşerim sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum" buyurdu. mescaid, 92.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Mûsâllî Namazı Beş Rekat Kılarsa?
1025-)
Muâviye b. Hudeyc'den rivâyet edilmiştir ki; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bîr gün namazdan bir rekât daha varken, selâm verdi, (gitti). Bir adam kendisine yetişip; bir rekatını unuttun, dedi. dönüp mescide girdi. Bilâl'e emretti o da kaamet getirdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de cemaate bir rekat (daha) namaz kıldırdı. Bu durumu insanlara haber verdim. Bana: adamı tanıyor musun? dediler. (adını bilmem) ama görsem tanırım, dedim. (Bir ara) ona rastladım ve: İşte o adam" dedim. Talha b. Ubeydullah'tır, dediler. el-Müstedrek, I, 261.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Mûsâllî Namazı Beş Rekat Kılarsa?
1026-)
Ebû Sa'îd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den: demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sizden bîri namazında (kaç rekat kıldığında) şüpheye düşerse, şüphe edileni atsın (kılınmamış kabul etsin) ve namazım kesin bildiğine (az olana) göre tamamlasın. Namazın tamam olduğuna kesin kanaati hasıl olunca da iki defa secde yapsın. Eğer (şüphelendiği ile birlikte) namazı tamam idiyse, (ilâve ettiği) rekat ve secdeler nafile olur. noksan idiyse, (ilâve) rekat namazını tamamlayıcı, secdeler de şeytanı rezil edici olur..." Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Hişâm b. Sa'd ve Muhammed b. Mutarrıf, Zeyd'den; Zeyd, Atâ b. Yesâr'dan; o da Ebû Saidel-Hudrî vasıtasıyle Hazret-i Peygamber'den rivâyet etmişlerdir. Ancak Ebû Halid'in (yukarıda metni verilen) rivâyeti daha mükemmeldir." mesâcid, 88; Nesâî, sehv 24; İbn Mâce, ikâme 132, 137; Dârimî, salât 174; Ahmed b. Hanbel, Ilı, 72, 83, 87; Muvatta', nida 61; Hâkim el-Müstedrek, I, 322, Da-' rekutnî, Sünen, I, 372; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübrâ, II, 351.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Eden Kimse Şüphe Ettiğini Atar Diyenlerin Delilleri
1027-)
İbn Abbâs'dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sehv secdelerini " murğimeteyn" (burnu yere sürten, rezil eden) diye isimlendirmiştir. el-Mustedrek, I, 324.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Eden Kimse Şüphe Ettiğini Atar Diyenlerin Delilleri
1028-)
Atâ b. Yesâr (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sîzden biri namazında şüphe edip, üç rekât mı yoksa dört rekat mı kıldığım bilemezse bir rekât daha kılıp oturduğu halde, selâm vermeden önce iki defa secde yapsın. Eğer sonradan kıldığı rek'at, beşinci olursa, bu iki secde ile çiftlemiş olur. Eğer dördüncü olursa, secdeler şeytanı kızdırma ve alçak düşürme olur." Muvattâ', nida, 16.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Eden Kimse Şüphe Ettiğini Atar Diyenlerin Delilleri
1029-)
Zeyd b. Eslem'den Mâlik'in isnadı ile (Atâ b. Yesâr’dan) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Sizden biri namazda şüphe edip de üç rekât kıldığı kanaatinde olursa, kalkıp secdeleri ile birlikte bir rekât daha kılsın, sonra oturup teşehhüdü okusun. Teşehhüdü bitirip de selâmdan başka bir şey kalmayınca, oturduğu yerde iki defa secde yapsın sonra da selâm versin." b. Abdurrahmân) bundan sonra Mâlik'in (bir evvelki) hadisinin mânâsını zikretti. Kıldığı rekat beşinci ise, bu secdelerle çiftlemiş olur, dördüncü olursa, secdeler şeytanı kızdırmadır" manasına gelen şeyler zikretti. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi bu şekliyle İbn Vehb Mâlik’den; Hafs b. Meysere, Dâvûd b. Kays ve Hişâm b. Sa'd (de Zeyd b. Eslen; tarikiyle Atâ'dan) rivâyet etmişlerdir. Ancak Hişâm rivâyetini Ebû Saîd el-Hudri’ye ulaştırmıştır. hadisi Ebû Said'den aldığını zikrederek rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Eden Kimse Şüphe Ettiğini Atar Diyenlerin Delilleri
1030-)
Ebû Ubeyde, babası Abdullah (b. Mes'ûd)'dan Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Sen namazda iken üç rekat mı, yoksa dört rekat mı kıldığında şüphe ettiğin ve zann-ı galibin dört rekat kıldığın şeklinde olduğu zaman, teşehhüde oturur sonra selâm vermeden oturduğun yerden iki defa secde yapar, sonra tekrar tehiyyâl okur ve selâm ver(irsin)." Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Abdulvâhid de Husayf'dan rivâyet etmiş, fakat Hazret-i Peygamber ref etmemiştir. Süfyân, Şerik ve İsrail de Abdulvâhid'e muvafakat etmekle beraber, hadisin metninde ihtilâf etmişlerdir. Onlarfın hiçbiri de) hadisi (Hazret-i Peygambere) isnad etmemiştir. b. Hanbel, I, 429; Dârekutnî, Sünen, I, 378; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, II, 336.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: I Galibine Göre Tamamlar Diyenlerin Delilleri
1031-)
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Sizden biri namaz kıldığında eksik mi, yoksa fazla mı kıldığında tereddüt ederse, oturduğu yerden iki defa secde yapsın. Şeytan kendisine gelip de " Abdestini bozdun" dediği zaman, burnuyla bir koku veya kulağıyla bir ses duymadıkça " sen yalan söyledin" desin." Ebân'ın rivâyet ettiği hadisin lâfzıdır. iki ayrı senedle rivâyet edilmiştir. Bu metin Ebân'ın rivâyet ettiği metindir. Dâvûd buyurdu ki: (Seneddekı Iyaz'ın) Ma'mer ve Ali b. el-Mubârek, " Iyaz b. Hilâl" Evzaî ise, " îyaz b. Ebî Züheyr" olduğunu söylemişlerdir. Mâce, ikâme 129, 133, 135.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: I Galibine Göre Tamamlar Diyenlerin Delilleri
1032-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Sizden biriniz namaz kılmaya kalktığı zaman, şeytan kendisine gelip kaç rek'at kıldığını bilemeyecek kadar zihnim karıştırır. Birinize böyle bir şey olduğu zaman, oturarak iki defa secde yapsın." Dâvûd: bu hadisi aynı şekilde İbn Uyeyne, Ma'mer ve Leys de rivâyet ettiler, dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: I Galibine Göre Tamamlar Diyenlerin Delilleri
1033-)
Muhammed b. Müslim'den bu (önceki) hadis, aynı isnatla rivâyet edilmiş, Yakub'un kardeşinin oğlu Zühri " o selâmdan önce otururken..." sözünü ilâve etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: I Galibine Göre Tamamlar Diyenlerin Delilleri
1034-)
Haccâc, Yakub'dan; Yakub babasından; O, İbn İshak'dan o da Muhammed b. Müslim ez-Zührî'den önceki hadisi aynı mânâ ve aynı senetle rivâyet etmiş ve " selâm vermeden önce iki defa secde yapsın sonra selâm versin" sözünü eklemiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: I Galibine Göre Tamamlar Diyenlerin Delilleri
1035-)
Abdullah b. Cafer (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Her kim namazında tereddüde düşerse, selâm verdikten sonra iki defa secde yapsın." b. Hanbel, V, 280; VI, 54; Nesâî, kıyamu’l-leyl 42; Beyhakî es-Sünenu’l-kübrâ, II, 336.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Sehv Secdesi Selâm Verdikten Sonradır Diyenlerin Delilleri
1036-)
Abdullah b. Bühayne (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (dört rekatlı bir namazda) iki rekat kıldırıp oturmadan kalktı. Onunla beraber cemaat da kalktı. Resûlüllah namazı bitirince biz selâm vermesini beklerken selâm vermeden oturduğu yerde tekbir alıp iki defa secde yaptı. Sonra da selâm verdi. ezan 146, sehv 1, eymân 15; Müslim, mesâcid 85, 89, 90, 91; Tirmizî, salât 49; Nesâî, sehv 21; Dârimî, salât 176; Muvatta, nida 65.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Tahiyyâta Oturmadan Kalkan Ne Yapmalıdır?
1037-)
Şuayb, ez-Zührî'den; onun hadisini aynı senetle ve aynı mana ile rivâyet etmiş: Bizden kıyamda tehiyyât okuyanlar vardı" sözünü de ilâve etmiştir. Dâvûd buyurdu ki: İki rekatten sonra (oturmadan) kalktığı zaman, İbnu'z-Zübeyr de sehv secdelerini aynı şekilde selâm vermeden önce yaptı. Bu (aynı zamanda) Zührî'nin de görüşüdür.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: İki Rekatten Sonra Tahiyyâta Oturmadan Kalkan Ne Yapmalıdır?
1038-)
Muğîre b. Şu'be (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: İmam iki rekatte(n sonra oturmadan) kalktığı zaman, eğer iyice doğrulmadan önce hatırlarsa otursun. İyice doğrulursa, oturmasın, (sonunda) iki defa sehv secdesi yapsın." Mâce, ikâme 131; Beyhakî, es-Sunenu'l-kübrâ, II, 343; Darekûtnî, Sünen, I, 378. Dâvûd, benim kitabımda Câbir el-Cu’fî'den (rivâyet edilen) bundan başka hadis yoktur, dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Otururken Teşehhüdü Unutan Ne Yapar?
1039-)
Ziyâd b. Alâka'dan nakledilmiştir ki: Muğîre b. Şu'be bize namaz kıldırdı da iki rekatte(n sonra oturmadan) kalktı. Biz (hatırlatmak için) " Sübhânellah" dedik. O da " sübhânellah" deyip namaza devam etti. Namazı bitirince selâm verip iki defa sehv secdesini yaptı. (Cemaate) döndüğü zaman: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i aynen benim yaptığım gibi yaparken gördüm, dedi. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi aynen bu şekilde İbn Ebi Leylâ, Şa'bî'den; o da Muğîre b. Şu'be'den rivâyet etti. onu Ebû Umeys, Sabit b. Ubeyd'den; Muğîre b. Şu'be bize namaz kıldırdı..." (diye başlayıp) Ziyâd b. Alâka'nın hadisi gibi rivâyet etti. Ümeys, Mes'ûdî'nin kardeşidir. b. Ebî Vakkâs, îmrân b. Husâyn, Dahhâkk b. Kays ve Muâviye b. Ebî Süfyân Muğîre b. Şu'be'nin yaptığı gibi yaptılar. İbn Abbâs ve Ömer b. Abdilaziz de aynı şekilde fetva verdiler. iki rek'atten sonra kalkan ve selâm verdikten sonra secde edenler hakkındadır. (Bu zikrettiklerinin’Muâviye b. Ebî Süfyân hariç- selâmdan sonra sehv secdesi yapmışlardır.)
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Otururken Teşehhüdü Unutan Ne Yapar?
1040-)
Sevbân (radıyallahü anh)'den; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Her yanılma için selâmdan sonra iki secde vardır." Mâce, ikâme 136; Ahmed b. Hanbel, V, 280. Dâvûd buyurdu ki:) kaydım Amr b. Osman’dan başka hiç bir râvi zikretmemiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Otururken Teşehhüdü Unutan Ne Yapar?
1041-)
İmran b. Husayn (radıyallahü anh)'den; rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara namaz kıldırıp şehvetti. Bunun üzerine iki defa secde yaptı sonra oturup tehiyyâtı okudu, sonra da selâm verdi. küsûf 21; Tirmizî, salât 173.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Sehv Secdelerinde Teşehhüd Ve Selâm Vardır
1042-)
Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'dan; demiştir ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selâmı verdiği zaman biraz (yerinde) kalırdı. Ashab, kadınların namazdan sonra mescitten erkeklerden önce çıkması için olduğunu zannederlerdi. ezan 157; bk. İbn Mâce, ikâme 33; Ahmed b. Hanbel, VI, 310.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Kadınların Erkeklerden Önce Camiden Çıkmaları
1043-)
Kabîsa b. Hülb, babası (Hülb)’den naklen; O'nun Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namaz kıldığını ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (mihrabın her) iki tarafından da (bazan sağından bazan solundan) çekildiğini rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazdan Nasıl Ayrılmak Gerekir?
1044-)
Abdullah (b. Mes'ud)’dan nakledilmiştir ki: Sizden biri (mihrabın) sadece sağ tarafından ayrılıp da şeytana namazından nasib ayırmasın. İnanın ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in çokça mihrabın sol tarafından çekildiğim gördüm. Umara b. Umeyr dedi ki: (Bu hadisi işittikten) sonra Medine'ye geldim. Hazret-i Peygamber’in odalarının (mihrabın) sol tarafında olduğunu gördüm. ezan 159; Müslim, müsâfirîn 59, 61; İbn Mâce, ikâme 33: Dârimî, salât 89, 198.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Namazdan Nasıl Ayrılmak Gerekir?
1045-)
İbn Ömer (radıyallahü anh) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: Namazlarınızdan bazılarım evlerinizde kılınız, oraları kabirlere çevirmeyiniz. salât, 5, teheccüd 37; Müslim, müsafirîn 208, 209; Tirmizî, salât 213, 121; Nesâî kiyamü’l-leyl 1, İbn Mâce, ikâme 186; Dârimî, salât 130, Ahmed b. Hanbel, II, 6, 123, 367.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Nafile Namazları Evde Kılmak
1046-)
Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh)'den; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Farz müstesna, kişinin evinde kıldığı namaz, benim şu mescidimde kıldığı namazdan daha efdâldir." kıyâmü’l-leyl 1; Tirmizî, salât 213: bk. Buhârî, ezan 8 (benzeri) edeb 75; Müslim Mûsâfirîn 213; (benzeri) Muvatta, cemaat 4; Ahmed b. Hanbel, V, 182, 184, 237, 253, 363, VI, 373.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Nafile Namazları Evde Kılmak
1047-)
Enes (b. Mâlik)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı, Beyt-i Makdis tarafına namaz kılıyorlardı: Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir, nerede olursanız olun yüzünüzü onun tarafına çevirin." el-Bakara (2), 144. (mealindeki) âyet-i kerime nazil olunca, Benû Selime'den bir adam gelip onlar (Kübalılar) Beyt-i Makdis'e doğru sabah namazının rüku'unda iken; -iki defa- " dikkat edin! Kıble Kabe tarafına çevrildi" diye seslendi. Cemaat da rükû halinde iken, Kabe tarafına döndü. mesâcid 15; Ahmed b. Hanbel, 1,295, 304, 322, 357, III, 284, Muvattâ kıble 7.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Kıbleden Başka Yöne Namaz Kılan Ve Sonra Bunu Fark Eden Ne Yapmalıdır?
1048-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: doğduğu günlerin en hayırlısı cum'a günüdür. Âdem (aleyhisselâm) o günde yaratılmış, o günde (dünyaya) indirilmiş, o günde tevbesi kabul edilmiş ve o günde ölmüştür. Kıyamet de o günde kopacaktır. İnsanlar ve cinlerden başka hiçbir canlı yok ki kıyâmet(in kopmasın)dan korkarak cuma günü sabah olunca güneş doğuncaya kadar kulak kabartır olmasın. O günde bir an vardır ki, müslüman namaz kılarak ve Allah'tan bir hacetini isteyerek o ana tesadüf ederse, Allah mutlaka onu verir." Hüreyre dedi ki: (el-Ahbar) bu (makbul an)nun, bütün senenin bir gününde olduğunu söyler. Bense, " aksine her cum'a gününde olduğu" kanaatindeyim. Tevrat'ı okuyup, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru söyledi" dedi. Ebû Hureyre devamla şöyle der: sonra Abdullah b. Selâm'la karşılaşıp Ka'b'la beraber oturduğumuzu haber verdim. Abdullah b. Selâm: ânın hangi saat olduğunu biliyorum, dedi. bana haber ver, dedim. gününün son saati, dedi. (sallallahü aleyhi ve sellem); Müslüman namaz kılarken o vakte tesadüf etmez ki..." buyurduğu halde o an, nasıl cuma gününün son saati olur, halbuki bu vakitte namaz kılınmaz, dedim. (sallallahü aleyhi ve sellem), " bir kimse bir yerde namazı bekleyerek oturursa, namazı kılıncaya kadar namazda gibidir" buyurmadı mı? dedi. buyurdu dedim. Abdullah: o, budur" dedi. cuma 45, 5, 4; Müslim, cuma, 17, 18; Tirmizî, cuma 2; Muvatta', cuma 16; Ahmed b. Hanbel, II, 486, 504.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma İle İlgili Konular
1049-)
Evs b. Evs (es-Sekafî -radıyallahü anh-)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Şüphesiz cuma günü sizin en efdal günlerinizdendir. Âdem o günde yaratılmış ve ruhu o günde kabzediliniştir. İkinci (dirilme için olan) ve birinci (kendisi ile herşeyin öldüğü) nefhalar o gündedir. O günde bana çok çok salevât getiriniz. Çünkü sizin salevâtınız bana arz olunur." dedi ki: Ashab; Resûlallah, senden hiçbir şey kalmadığı halde, -Evs diyor ki, bununla, çürüdüğün halde" demek istiyorlardı,- salevâtımız sana nasıl arz olunur? dediler. (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da;) Allah (celle celâluhu) nebilerin cesetlerini arza haram kıldı, (toprak onları yiyemez)" buyurdu. cuma 5, 45; İbn Mâce, cenâiz, 65; Ahmed b. Hanbel, IV, 8.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma İle İlgili Konular
1050-)
Câbir b. Abdillah (radıyallahü anh)'dan, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Cuma günü on ikidir." -Bununla saati kastediyor. cümle râvilerden birisi tarafından tefsir olarak söylenmiştir.- " O günde bir an vardır ki, onda Allah'tan bîrşey isteyip de Allah'ın istediğini vermediği hiç bir müslüman bulunmaz. O vakti son saatte, ikindiden sonra arayınız." cuma 14, 45.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Günü Duanın Kabul Edildiği Vakit Hangi Vakittir?
1051-)
Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin oğlu Ebû Burde'den nakledilmiştir ki: b. Ömer bana " Babanın, cuma yani (icabet) saati hakkında Resûlüllah'dan (bir şey) haber verdiğini duydun mu?" dedi. de dedim ki: ben babamın Resûlüllah'ı; O (icabet saati) imamın (minbere) oturuşu ile namazın bitimi arasındaki zamandır" derken işittim" dediğini duydum. cum'a 16; Beyhaki, es-Sünenu’l-kübrâ, III, 250. Dâvûd minbere (oturduğunu) kastediyor, dedi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Günü Duanın Kabul Edildiği Vakit Hangi Vakittir?
1052-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kim güzelce abdest alır sonra cuma (namazı)ya gelip (hutbeyi) dinler ve konuşmazsa, iki cuma arasındaki (günahları) üç gün ziyadesiyle (birlikte) bağışlanır. Çakıllara dokunan kimse ise, konuşmuş gibidir." cuma 27; Tirmizî, cuma 5; İbn Mâce, ikâme 81, 82; Ahmed b. Hanbel, II, 424; III, 39; V, 15, 16, 22, 177.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazının Fazileti
1053-)
Ümmü Osman’ın azatlısından nakledilmiştir ki: Ali (b. Ebi Talib)’i Kufe minberinde şöyle derken işittim. günü olduğu zaman şeytanlar sancakları ile sokaklara çıkıp insanlara (onları) başka işten alıkoyacak mühim işlerini hatırlatırlar ve cumaya gitmelerine mani olurlar. Melekler de gidip mescidin kapısına otururlar ve imam (minbere) çıkıncaya kadar camiye gelenleri geliş sırasına göre yazarlar. Kişi (hutbeyi) işitebileceği ve (imamı) görebileceği bir yere oturup susar bir şey konuşmaz ve boş bir işle meşgul olmazsa, kendisine iki sevaptan iki nasip vardır.(Eğer uzak oturur ve hutbeyi duyamayacağı bir yerde ise, susar konuşmaz ve boş bir şeyle meşgul olmazsa, ona sevaptan bir nasip vardır. Parantez içindeki bu cümle bazı nüshalarda yoktur. (Hutbeyi) işitebileceği ve (imamı) görebileceği bir yere oturur fakat konuşur ve susmazsa ona da günahtan bir nasip vardır. Her kim Cuma günü (yanındaki) arkadaşına " sus" derse, boş işle uğramış olur, kim de boş şeyle uğraşır ise, onun (kıldığı) bu cumasından hiçbir şey (sevab) yoktur. sonra Ali (radıyallahü anh) " ben, bunları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’dan duydum" dedi. b. Hanbel, I, 93; Beyhakî, es-Sünenu'l-kübra, IH, 220. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Velid b. Müslim İbn Câbir'den (şeksiz) olarak (Rabâis) diye ibaresini şeklinde rivâyet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazının Fazileti
1054-)
Sahâbîlerden Ebû’l-Ca'd ed-Damrî'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Kim önemsemeyerek üç cumayı terkederse, Allah onun kalbini mühürler." mesâcid, 254 (benzer); Nesâî, cuma 2, 3; Tirmizî, cuma 7; İbn Mâce, ikâme 93; Dârimî, salât 305; Ahmed b. Hanbel, 1, 2, 40, 422, 450, 461, 499; II, 332, 424; V, 8, 14, 30, Muvatta’ cuma 20; Beyhakî, es-Sıinenu'l-kubrâ, III, 172, 247, 24S; Hâkim el-Müstedrek, III, 624.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cumayı Terkedenlere Yapılmış Ağır Tehdidler
1055-)
Semure b. Cundub (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: Kim özürsüz olarak cumayı terk ederse, bir dinar; bulamazsa, yarım dinar sadaka versin." cum'a 3; İbn Mâce, ikâme 93; Ahmed b. Hanbel, V, 332; IV, 8, 14; Muvatta', cum'a, 20; Dârımî, salât 205; Hakirn el-Müsîedrek, I, 280; Beyhakî, es-Sımenu'l-kübrâ, III, 248. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi aynı şekilde Halid b. Kays da rivâyet etmiş, ancak metinde Hemmâm'a muvafakat ettiği halde senette muhalefet etmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cumayı Terk Edenin Keffaret Vermesi
1056-)
Kudame b. Vebere'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kim özürsüz olarak cumayı terk ederse, bir veya yarım dirhem, ya da bir veya yarım sa’ buğday tasadduk etsin." cuma 3; İbn Mâce, ikâme 93; Hâkim el-Müstedrek, I, 280; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 248. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi, Said b. Beşîr de Katâde'den, yukarıdaki şekilde rivâyet etmiş, ancak " bir veya yarım müdd" demiş ve = Semure’den" ilâvesinde bulunmuştur.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cumayı Terk Edenin Keffaret Vermesi
1057-)
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımı Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: evlerinden ve Avâlî'den nöbetleşe olarak cumaya gelirlerdi. cuma 15; Müslim, cuma 5.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazı Kimlere Farzdır?
1058-)
Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)'dan; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: Cuma, ezanı işiten herkese farzdır." Dâvûd, tahâre 128. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi bir cemaat Resûlüllah'a kadar ref etmeden Abdullah b. Amr'a ait mevkuf bir haber olarak Süfyan'dan rivâyet etmiştir, bu isnadı Resûlüllah'a kadar sadece Kabisa ulaştırmıştır.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Cuma Namazı Kimlere Farzdır?
1059-)
Ebû'l-Melih’in, babasından rivâyet ettiğine göre; Huneyn Savaşı yağmurlu bir (cuma) günü(nde cereyan etmiş) idi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) müezzinine: Namaz, olduğunuz yerdedir" diye (ilân etmesini) emretti. es-Sünenu'l-kübrâ, III, 186.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Çok Yağmurlu Günde Cuma
1060-)
Ebû Melîh'den; Bu günün cuma günü olduğu" rivâyet edilmiştir.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Çok Yağmurlu Günde Cuma
1061-)
Ebû Melîh, babasından; onun cuma günü Hudeybiye'de Hazret-i Peygamber'le beraber olduğunu, yağmura tutulduklarını ancak ayakkabılarının altının bile ıslanmadığını ve Resûlüllah’ın onlara namazlarını evlerinde kılmalarım emrettiğini rivâyet etti. Mâce, ikame 35.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Çok Yağmurlu Günde Cuma
1062-)
Nâfi'den nakledildiğine göre: Ömer soğuk bir gecede Dacnân'da konaklayıp, müezzine (herkesin namazını yerinde kılmalarını ilân etmesini) emretti. O da; namaz çadırlardadır" diye nida etti. dedi ki: Nâfi, İbn Ömer'den şöyle rivâyet etti: Soğuk veya çok yağmurlu bir gece olduğu zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) müezzine " namaz hanelerde (evlerde kılacaktır)dir" diye ilân etmesini emrederdi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek
1063-)
Nâfi'den nakledilmiştir ki: Ömer Dacnân'da ezan okudu, sonra " namazlarınızı bulunduğunuz yerde kılınız" diye ilân etti. Sonra da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın seferde iken, soğuk ve yağmurlu gecelerde müezzine ezan okumasını, akabinde de namazlarını oldukları yerde kılmalarını ilan etmesini emrettiğini haber verdi. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi, Hammâd b. Seleme, Eyyûb ve Ubeydullah'tan rivâyet etmiş ve yerine (kelimelerin yerlerini değiştirerek) " seferde, soğuk veya yağmurlu gecede" demiştir. bir rivâyet için bk. İbn Mâce, İkâme, 35. Hammâd'ın rivâyeti için bk. Beyhakî, es-Sünenü’l-kubrâ, III, 70.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek
1064-)
Nâfi'den nakledilmiştir ki: Ömer Dacnân'da soğuk ve rüzgârlı bir gecede ezan okuyup arkasından " Namazları çadırlarınızda kılınız. Namazları çadırlarınızda kılınız" diye ilân etti. Sonra da şöyle dedi: (sallallahü aleyhi ve sellem) seferde iken soğuk veya yağmurlu bir gece olduğu zaman müezzinine emreder o da; Namazları çadırlarınızda kılınız" derdi.
Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Namaz Bölümü
Konu: Soğuk Veya Yağmurlu Gecelerde Cemaate Gitmemek