Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

1215-) İbrahim b. Mûsâ er-Râzî, îsâ vasıtasıyle İbn Câbir'den (önceki) hadisin mânâsını (rivâyet etmiştir). Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi bir de Abdullah b. el-A'lâ Nâfi’den rivâyet etmiştir. (Nâfi) demiştir ki; şafak kaybolmak üzere iken (devesinden) indi ve ikisini (akşamla yatsıyı) birleştirerek kıldı."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1216-) İbn Abbâs'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize Medine'de öğle ile ikindiyi, akşamla da yatsıyı sekiz ve yedi rekat olmak üzere kıldırdı. Süleyman ile Müsedded (bu hadisi naklederken) " Bize" (sözünü) nakletmediler. Dâvûd buyurdu ki: et-Tev'eme'nin azatlısı Salih de bu hadisi, " İbn Abbâs yağmur olmadığı halde dedi" (ilâvesiyle) nakletti. teheccüd 30; mevâkît 18; Nesâî, mevâkît 44, 97.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1217-) Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de iken güneş battı, (akşam ile yatsı namazlarını) ikisini de Şerif (denilen yer)de birleştirerek kıldı. mevâkît 45.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1218-) Hişam b. Amr'den nakledilmiştir ki:

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1219-) Abdullah b. Dinar'dan; dedi ki: Ben Abdullah b. Ömer'le bir (yolculuk yapar)ken güneş battı, (beraberce) yola devam ettik. Akşam olduğunu görünce " namaz (zamanı geldi)" dedik. Yola devam etti. Nihayet şafak kayboldu da yıldızlar (batıya) kaymaya başlayınca (hayvanından) inerek iki namazı birden kıldı. Sonra; Ben, Resûlüllah'ın acele yola çıktığı zaman namazı şu benim kıldığım gibi kıldığını gördüm. Bu iki namazı gece (girdik)den sonra birleştirdi" dedi. es-Sünenü'l-kührâ, III 160. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Âsim b. Muhammed'de kardeşi (Ömer b. Muhammed) vasıtasıyla Salim’den rivâyet etmiştir. Ebî Necîh de bu hadisi İsmail b. Abdurrahman b. Zübeyr'den; İbn Ömer'in bu iki namazı birleştirmesi şafak kaybolduktan sonra idi" şeklinde rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1220-) Enes b. Mâlik'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) güneşin zevalinden önce yola çıktığı vakit öğle namazını ikindi vaktine kadar te'hir eder, sonra hayvanından inerek ikisini birden kılardı. Eğer yola çıkmadan önce güneş (batıya) kaymışsa öğleyi kılıp da yola çıkardı. taksîrü's-salât 15; Müslim, müsâfirîn 46, 47, 48; Nesâî, mevâkît 42. Dâvûd buyurdu ki: (Bu hadisin râvisi olan) Mufaddal, duası makbul Mısır kadısı İbn Fadâle'dir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1221-) Ukayl (önceki) hadisi aynı senedle rivâyet etmiş ve demiştir ki: Akşamı da geciktirir ve şafak kaybolunca yatsıyla birleştirerek kılardı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1222-) Muâz b. Cebel (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebûk gazvesinde iken güneş (batıya) kaymadan önce yola çıkarsa, öğleyi ikindiye kadar bekletir, ikindi namazıyla birlikte kılardı. Eğer güneş batıya kaydıktan sonra yola çıkmak isterse ikindiyi (vaktinden) öne alarak öğleyle beraber kıldıktan sonra yola düşerdi. Eğer akşamdan önce yola çıkacak olursa akşamı te'hir eder yatsıyla beraber kılardı. Eğer akşam olduktan sonra yola çıkmak isterse yatsıyı (vaktinden) öne alarak akşamla birlikte kılardı. taksir 15, 16; Müslim, müsâfirin 42; Tirmizî, cuma 42; Nesaî, mevâkit 42; Ahmed b. Hanbel, III, 247, 265. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Kuteybe'den başka hiçbir kimse rivâyet etmedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta İki Namazı Birleştirerek Kılmak
1223-) el-Berâ (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: ile birlikte bir yolculuğa çıkmıştık. Bize kıldırdığı son yatsı namazında (ilk) iki rekatın birincisinde et-Tîn sûresini okudu. ezan 62, 100-102, tefsîr sûre (59)/l; Müslim, salât 175-177; Tirmizî, mevâkit 114; Nesâî, iftitâh 72, 73; İbn Mâce, ikâme 10: Dârimî, salât 65; Ahmed b. Hanbel, H, 300, 327, 330, 531, 532, IV, 284, 29İ, 298, 302, 304, V, 354.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta Namaz Kılarken Kıraati Kısaltmak
1224-) el-Berâ b. Âzib el-Ensâri'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte onsekiz defa yolculuk yaptım. Güneş (batıya) kaydıktan sonra, öğleden evvel iki rekat namaz kılmayı terk ettiğini görmedim. salât 353.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta Nafile Namaz
1225-) Hafs b. Âsim b. Ömer b. el-Hattab dedi ki: Ben Mekke yolunda İbn Ömer'le beraber bulundum. Bize iki rekat namaz kıldırdı, sonra dönüp bir baktı ki halk uzakta dikiliyorlar: ne yapıyorlar? dedi. Ben: namaz kılıyorlar, dedim. O da: nafile kılacak olsam namazımı (dörde) tamamlardım. Ey kardeşimin oğlu! Gerçekten ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte seferde bulundum. Allah ruhunu kabzedinceye kadar iki rekattan fazla kılmadı. Ebû Bekir'le birlikte bulundum, o da Allah ruhunu kabzedinceye kadar iki rekatten fazla kılmadı. Ömer'le de beraber bulundum, o da Allah ruhunu kabz edinceye kadar iki rekattan fazla kılmadı. Sonra Osman'la beraber bulundum o da Allahü Teâlâ ruhunu kabz edinceye kadar iki rekattan fazla kılmadı. Allahü Teâlâ da; gerçekten Resûlüllah da sizin için güzel bir örnek vardır" buyurmuştur, dedi. taksîrü's-salât 11; Müslim, musâfirîn 8; Nesâî, taksiru's-salât 4; İbn Mâce, ikâme 73.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolculukta Nafile Namaz
1226-) Salim, babası (İbn Ömer)'in şöyle dediğini rivâyet etmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) yönü ne tarafa olursa olsun, deve üzerinde nafile ve vitir namazı kılardı. Fakat deve üzerinde farz namazı kılmazdı. salât 31; vitr 6; taksir 7, 12; Müslim, müsâfirîn 31, 32, 37, 39, 40; Tirmizî, mevâkît 144; Nesâî, salât 23; kıble 2; Muvatta', sefer 22, 26; Ahmed b. Hanbel, Iî, 2, 4, 7, 20, 38, 41, 44.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Binek Üzerinde Nafile Ve Vitir Kılmak
1227-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yola çıktığı zaman nafile namaz kılmak istediğinde devesini kıbleye yöneltip tekbir alırdı. Sonra bineğinin kendisini yönelttiği cihete doğru namazı(nı) kılardı. müsâfirîn 37; Nesaî, salât 23.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Binek Üzerinde Nafile Ve Vitir Kılmak
1228-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i eşek üzerinde Hayber'e doğru namaz kılarken gördüm. musâfirîn 35; Nesâî, mesâcid 46.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Binek Üzerinde Nafile Ve Vitir Kılmak
1229-) Câbir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) beni bir iş için göndermişti. Döndüğüm zaman o devesinin üzerinde şarka doğru namaz kılıyordu, secdesi rükûundan daha eğik idi. taksirü's-salât, 7, 10; Müslim, musâfirîn 31, 41; Tirmizî, mevâkît 143, 144, 146; Nesaî, salât 23; mesâdd 46.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Binek Üzerinde Nafile Ve Vitir Kılmak
1230-) Atâ b. Ebî Rebâh'tan rivâyet olunduğuna göre kendisi, Âişe (radıyallahü anhâ)'ye; kadınlara hayvan üzerinde namaz kılmalarına izin verildi mi?" diye sormuş. O da; Onlara darlık halinde de genişlik halinde de bu konuda izin verilmedi" diye cevab vermiş. Sitte sahiplerinden sadece Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. Muhammed (b. Şuayb), bunun farz (namaz)lar hakkında olduğunu söyledi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Hayvan Üzerinde Özrü Olmadan Farz Namaz Kılmak
1231-) İmrân b. Husayn'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile (pek çok) gazvelerde bulundum. (Mekke'nin) fethinde onunla beraberdim. Mekke'de on sekiz gece kaldı. Namaz(lar)ı ikişer rekat kılardı ve (arkasındakilere): Ey Mekkeliler namaz(lar)ı dörder (rekat olarak) kılınız. Biz (Medineliler) yolcuyuz" buyururdu. sayd I; Muvatta', sefer 19; Hac 202, 203; Ahmed b. Hanbel, III, 442, IV, 193, 430-432.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Ne Zaman Tam Namaz Kılar?
1232-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda Haccında) namaz(lar)ı kısaltarak on yedi (gün ve gece) Mekke'de kalmıştır. Abbâs dedi ki: Kim (bir beldede) onyedi (gün ve gece) kalırsa (namazlarını) kısaltır. Kim de daha fazla kalacak olursa (namazlarını) tam kılar." es-Sünemı'l-kubrâ, III, 151. Dâvûd buyurdu ki: Abbâd b. Mansûr'un İkrime'den rivâyetine göre İbn Abbâs: (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de) ondokuz (gün ve gece) kaldı..." demiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Ne Zaman Tam Namaz Kılar?
1233-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Fetih yılında Mekke'de namazlarını kısaltarak onbeş gün kaldı. es-Sünenu’l-kübra, III, 151. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Abde b. Süleyman, Ahmed b. Hâlid el- Vehbî ve Seleme b. el-Fadl da İbn İshak'tan rivâyet ettiler. (Fakat) bunda İbn Abbâs'ı zikretmediler.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Ne Zaman Tam Namaz Kılar?
1234-) İbn Abbâs'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de namazlarını ikişer rekat kılarak on yedi gün kalmıştır. es-Sünenü’l-kübra, III, 151.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Ne Zaman Tam Namaz Kılar?
1235-) Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Medine'den Mekke'ye (doğru yola) çıktık. Medine'ye döndüğümüz zamana kadar bize (akşam, namazından başka namazları hep) ikişer rekat kıldırdı. (Ravî Yahya İbn Ebi İshâk dedi ki:) (Enes b. Mâlik'e) Mekke'de biraz kaldınız mı? diye sorduk da. on (gün) kaldık, cevabını verdi. taksir 1; Müslim, müsâfırîn 15; Tirmizî, cuma 40; Nesâî, taksir 4; İbn Mâce, ikâme 5.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Ne Zaman Tam Namaz Kılar?
1236-) Abdullah b. Muhammed b. Ömer b. Ali b. Ebi Tâlib, babası (Muhammed b. Ömer) vasıtasıyla dedesi (Ömer b. Ali b. Ebi Tâlib)’den rivâyet etmiştir ki: (radıyallahü anh) bir yolculuğa çıkacağı zaman güneş battıktan sonra çıkardı. Hava kararacağı zaman (hayvanından) iner akşamı kılardı. Sonra akşam yemeğini (yemek) isterdi, yedikten sonra da yatsıyı kılardı. Sonra " işte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle yapardı" diyerek yola çıkardı. Osman (b. Ebî Şeybe bu hadisi), Abdullah b. Muhammed b. Ömer b. Ali'den" diyerek rivâyet etmiştir. Ali Ebû Dâvûd'un (şöyle) dediğini haber verdi: Usame b. Zeyd; Hafs b. Ubeydillah'dan; -Enes b. Mâlikin oğlu Ubeydullah'ı kastediyor- rivâyetine göre Enes, şafak kaybolup giderken akşamla yatsıyı birlikte kılar ve " Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) işte böyle yapardı." dermiş. Dâvûd buyurdu ki: Zühri'nin Enes (radıyallahü anh) vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (yaptığı) rivâyeti de böyledir. Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Yolcu Ne Zaman Tam Namaz Kılar?
1237-) Câbir b. Abdullah'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebûk'de namaz(lar)ı kısaltarak yirmi (gün) kaldı. taksir 1; Ahmed b. Hanbel, III, 295; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 152. Dâvûd buyurdu ki: (Bu hadisi) Ma'mer'den başka müsned olarak rivâyet eden yoktur.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Düşman Topraklarında İkâmet Eden Asker Namazı Kısaltır
1238-) Ebû Ayyaş ez-Zürâkî'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Usfân'da bulunuyorduk. Müşriklerin başında da Hâlid b. el-Velîd bulunuyordu. Öğleyi kıldık. Müşrikler " gerçekten çok gafil davrandık, çok hatalı davrandık onlar namazda iken üzerlerine bir yüklenseydik (ne güzel olurdu)!" demeye başladılar. Bunun üzerine öğle ile ikindi namazı arasında " Kasr âyeti" nazil oldu. İkindi (vakti) gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkıp kıbleye karşı durdu. Müşrikler de karşısında idiler. Arkasında bir saf teşekkül etti. Bu saffın arkasında da başka bir saf (vardı). Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in rükû'a varmasıyla hepsi birden rükû'a vardılar. Sonra arka saftakiler cemaati ayakta beklerken imam arkasındaki (birinci) safla beraber secdeye vardı. Bunlar secdeleri yapıp kalkınca arkalarında bulunan diğerleri secdeye vardılar, sonra (Resûl-i Ekrem'in) arkasındaki saf geri çekilerek arkadakilerin yerini, arka saftakiler de ilerleyerek ön saftakilerin yerini aldı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükû'a varınca (her iki saftakiler) birlikte rükû'a vardılar. (Resûl-i Ekrem) secdeye varınca, hemen arkasında bulunan (birinci saf) da secdeye vardı. Diğerleri ise bunları (ayakta) bekliyorlardı. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) burunca hemen arkasındaki saf da oturdu, sonra da hep beraber oturdular ve (Resûl-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem-) hepsine birden selâm verdi. (Resûl-i Ekrem) Usfan'da kıldığı bu namazı bir de Beni Süleym'de kıldı. havf 22; Ahmed b. Hanbel, IV, 59-60. Dâvûd buyurdu ki: (Hadisin metninden anlaşılan) bu mânâyı, Eyyûb ile Hişâm da Ebû'z-Zübeyr, ve Câbir vasıtasıyle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etmişlerdir. (mana olarak) bu hadisi Dâvûd b. Husayn, îkrime vasıtasiyle İbn Abbâs'dan rivâyet etti. şekilde (bu hadisi) Abdülmelik, Atâ vasıtasıyle Câbir'den rivâyet etti. Katâde de el-Hasen ve Hıttân vasıtasıyle Ebû Mûsâ’dan (Ebû Mûsâ'nın fiili olarak rivâyet etti. Yine aynı şekilde (mânâ olarak) îkrime b. Hâlid, Mücâhid vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet ettiği gibi Hişâm b. Urve de babası vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet etmiştir ve bu (tatbikat) es-Sevr’nin görüşüdür.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Korku Namazı
1239-) Sehl b. Ebî Hasme'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) korkulu bir zamanda ashabına namaz kıldırmış. Onları arkasında iki saf halinde durdurup (önce) hemen arkasında bulunanlara, bir rekat kıldırmış, sonra (ön) saftakilerin ardındakiler de bir rekat daha (namaz) kılıncaya kadar ayakta durmuş, sonra (imamın arkasındakiler) öne, onların önündekiler de arkaya geçmişler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunlara da bir rekat namaz kıldırıp arkasında bulunanlar bir rekat (daha namaz) kılıncaya kadar oturduktan sonra selâm vermiş. müsâfirîn 309; Ahmed b. Hanbel, III, 448.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Korku Namazı
1240-) Salih b. Havvât'ın Zâtü'r-Rikaa' harbi vuku bulduğu gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte korku namazı kılan bir zattan rivâyet ettiğine göre; taife Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte (arkasında), bir başka taife de düşmana karşı saf tutmuştu. (Hazret-i Peygamber) Yanındakilere bir rekat namaz kıldırmış, sonra ayakta dururken (cemaat) kendi kendilerine (namazı) tamamlamışlar. Sonra namazdan çıkarak düşmanın karşısına saf bağlamışlar. (Bu sefer) öteki taife gelmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara da namazından kalan rekatı kıldırmış, sonra oturarak beklemiş, cemaat kendi kendilerine namazı tamamlamışlar, sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla selâm vermiş. meğâzî 31; Müslim, müsâfirîn 310; Nesâî, havf 20; Tirmizî, cuma 46; muvatta, havf 1; Ahmed b. Hanbel, II, 132, 150, 155, 320, 522. dedi ki: (Bu mevzuda) duyduklarımın bana en hoş geleni Yezid b. Rûman'ın hadisidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Arkasındaki Safta Bir Rekat Kılınca, Ayakta Beklerken Bu Saftakiler Diğer Rekatı Kendi Başlarına Kılarak Namazı Tamamlarlar, Sonra ...
1241-) Sehl b. Ebi Hasme el-Ensârî (radıyallahü anh)’den şöyle dediği rivâyet olunmuştur: namazı (şöyle kılınır): îmam cemaatinden bir zümre ile kalkar namaza durur. Diğer bir zümre de düşman karşısında durur. İmam, arkasındaki cemaatle beraber rükû’ ve secdeyi yaptıktan sonra ayağa kalkar, iyice doğrulup ayakta kalır. Cemaat de kalan rekatı kendi başlarına tamamlarlar. Sonra imam ayakta dikilirken selâmı verip giderler, düşmanın karşısında yerlerini alırlar. Sonra namazlarını kılmamış olan zümre gelip imamın arkasında (iftitah) tekbiri alıp (namaza durur), imam onlarla beraber rükû'a ve secdeye vardıktan sonra selâm verir, (namazdan çıkar. Arkasındaki cemaat ise) kalkıp geriyekalan rükû' (ve secdeyi de) yaptıktan sonra selâm verirler. havf 1; Müslim, müsâfirîn 310; Nesâî, havf 1; Tirmizî, cuma 46; Muvattâ', havf 2; Ahmed b. Hanbel, II, 132, 150, 155, 320, 522. Dâvûd buyurdu ki: Yahya b. Said'in el-Kasım'dan (naklettiği) rivâyeti Yezid b. Rûmân'ın rivâyeti gibidir. Ancak Yahya b. Saıdselâm konusunda Yezid b. Rûmân'a muhalefet etmiştir. Ubeydullah'ınm rivâyeti de Yahya b. Said'in rivâyetine benzer. (Ubeydullah da rivâyetinde aynen Yahya gibi) " ayakta sabit kalır" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Arkasındaki Safta Bir Rekat Kılınca, Ayakta Beklerken Bu Saftakiler Diğer Rekatı Kendi Başlarına Kılarak Namazı Tamamlarlar, Sonra ...
1242-) Mervân b. el-Hakem'den rivâyet edildiğine göre kendisi Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'ye, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber korku namazı kıldın mı?" diye sormuş. O da " Evet" diye cevab vermiş. Mervân: Ne zaman?" deyince; Ebû Hureyre de şu cevabı vermiş: gazvesi yılında (kıldım). Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindi namazı için kalktı, (askerlerden) bir grup sırtları kıbleye karşı düşman karşısında dururlarken bir grub da kendisiyle beraber namaza durdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tekbir alınca düşman karşısında olanlarla kendi yanında bulunanlar hep birlikte tekbir aldılar. Hazret-i Peygamber secde yaptı, onlar da yaptılar. Diğerleri ise düşman karşısında ayakta duruyorlardı, sonra Resûlüllah (secdeden) kalkınca beraberindekiler de kalkıp gittiler ve düşmanın karşısında durdular. (Daha önce) düşman karşısında olan grub da Resûlüllah'ın arkasına gelip durdular. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kere daha rükû'a ve secdeye vardı, onlar da O'nunla beraber rükû'a ve secdeye vardılar, Resûlüllah ve beraberindekiler otururken düşman karşısında duranlar tekrar gelip rükû ve secdeye vardılar. Daha sonra da hep beraber selâm verdiler. Böylece (cemaatle kılınan namazın miktarı) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için iki rekat her iki taifede bulunan kimseler içinse birer rekat oldu. havf 1.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Korku Namazında Kıbleyi Arkasına Bile Almış Olsalar Her İki Saftakiler De Tekbiri Hep Beraber Alırlar, Sonra İmam Arkasındakilere Bir Rekat Kıldırınca ...
1243-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'tten; demiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Necid'e doğru (sefere) çıktık. Nahl'de bulunan Zâtur'rikâ' denilen yere gelince Gatafân (oğulların)dan bir toplulukla karşılaştık. Daha sonra (Muhammed b. İshak sözlerine devamla daha önce geçen hadisin) mânâsını nakletti. Ancak (Muhammed b. İshak'ın rivâyet ettiği hadisin) sözleri Hayve (hadisi)nin sözlerinden başkadır. Ve bu hadiste (Muhammed b. İshak): (Resûlüllah), beraberlerinde bulunan kimselerle rükû'a ve secdeye varınca (beraberindeki kimseler) kalktılar ve geri geri giderek arkadaşlarının bulunduğu yere vardılar" dedi. Fakat sırtlarının kıbleye karşı olduğunu zikretmedi. es-Sünenu'l-kübrâ, IH, 261.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Korku Namazında Kıbleyi Arkasına Bile Almış Olsalar Her İki Saftakiler De Tekbiri Hep Beraber Alırlar, Sonra İmam Arkasındakilere Bir Rekat Kıldırınca ...
1244-) Ebû Dâvûd yeni bir senedle (bir önceki) hâdiseyi Hazret-i Âişe'den Urve b. ez-Zübeyr'in de naklettiğini ve Âişe'nin şöyle dediğini haber vermiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) tekbir aldı, beraberinde bulunan grub da tekbir aldı, sonra (Resûl-i Ekrem) rukû'a varınca onlar da vardılar, secde edince onlar da secde ettiler. (Secdeden) kalkınca onlar da kalktılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oturarak beklerken kendi kendilerine ikinci secdeyi yaptılar, sonra ökçeleri üzerinde geri çekilerek arkalarında bulunan zümrenin gerisine kadar varıp durdular. Bunun üzerine diğer zümre gelerek namaza durup tekbir aldı, sonra kendi kendilerine rükû'a vardılar. Daha sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (ikinci) secdeye varınca beraberinde onlar da vardılar. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (ikinci rekat için) ayağa kalkınca bunlar da kendi başlarına (öteki) secde(yi) ettiler. Sonra her iki zümre de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le beraber kıyamda birleşip namaza devam ettiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte beraberce rükû'a ve secdeye vardılar. Sonra Resûlüllah dönüp ikinci secdeye varınca acelede kusur etmemeye çalışarak en sür'atli bir şekilde onunla birlikte secdeye vardılar. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selâm verince onlar da selâm verdiler. Bunun üzerine Resûlüllah, cemaat namazın tümüne iştirak etmiş olarak (namazdan) kalktı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Korku Namazında Kıbleyi Arkasına Bile Almış Olsalar Her İki Saftakiler De Tekbiri Hep Beraber Alırlar, Sonra İmam Arkasındakilere Bir Rekat Kıldırınca ...
1245-) İbn Ömer'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki zümreden birine bir rekât kıldırdı. (Bu arada) diğer zümre düşman karşısında bulunuyordu. Sonra (berikiler) namazdan ayrılıp öbürlerinin yerlerine durunca (bu sefer) onlar geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara da bir rekat namaz kıldırdı. Selâm verdi. Sonra hem berikiler hem de ötekiler birer rekat kaza ettiler. havf 1; Müslim, musâfırîn 305; Tırmizî, cuma 46; Nesaî, havf 1. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi aynı şekilde Nesâî ile Hâlid b. Mâdan da İbn Ömer vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet ettiler. Meşrûk ile Yûsuf b. Mihrân'ın İbn Abbâs'tan naklettikleri söz de böyledir. Yûnus'un Hasan (el-Basrî)'den naklettiği rivâyete göre Ebû Mûsâ da (korku namazını) bu şekilde kılarmış.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Her İki Zümreye De Ayrı Ayrı Birer Rekat Namaz Kıldırır, Selâm Verir. Her İki Zümre De Üzerlerinde Kalan Rekatı Kendi Başlarına Kılarlar Diyenlerin Delilleri
1246-) Abdullah b. Mes'ud'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize korku namazı kıldırdı. (Cemaat) biri Resûlüllah'ın arkasında diğeri de düşman karşısında olmak üzere iki saf halinde (ayağa) kalktılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (arkasındaki) gruba bir rekat namaz kıldırdı. Sonra öbür gruba bir rekat namaz kıldırdı. Sonra öbür grub gelip bunların yerine durdu. Bunlar da (gidip) düşmana doğru yönelerek (onların yerlerine) durdular. (Resûlüllah -sallallahü aleyhi ve sellem-) berikilere de bir rekat kıldırdıktan sonra selâm verdi. Bunun üzerine (arkasındakiler de) kalktılar kendi başlarına bir rekat (daha) kıldılar ve selâm verdiler. Daha sonra gidip düşman karşısındaki öbür grubun yerini aldılar. Onlar da bunların yerine dönüp geldiler ve kendi kendilerine bir rekat kılıp sonra selâm verdiler. es-Sünenü'l-kübrâ, III, 261.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Her Gruba Bir Rekat Kıldırır, Sonra Selâm Verir. Bunun Üzerine Arkasındaki Grub Kalkar Bir Rekat Daha Kılarak Öbürlerinin Yerine Gider, Onlar Da Bir Rekat Daha Kılarlar Diyenlerin Görüşü İle İlgili Hadisler
1247-) (Bir önceki hadisin) mânâsını aynı senedle İshâk b. Yûsuf (ve) Şerîk vasıtasıyla Husayf'tan Temîm b. Muntasır da rivâyet etti. (Husayf) dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) tekbir getirince her iki saf da birlikte tekbir getirdi." Dâvûd buyurdu ki: Bir önceki hadisi (Şerîk'in rivâyet ettiği) mânâ ile Husayf tan es-Sevrîde rivâyet etmiştir. Abdurrahman b. Semure de (korku namazını) böyle kılmıştır. Ancak (Semure'nin kıldırdığı korku namazında imama ikinci rekata yetişen ve) imamla bir rekat namaz kılan grub, (imam) selâm verince (daha önce birinci rekatı imamla beraber kılıp düşman karşısında beklemekte olan) arkadaşlarının yerlerine gitmişler, (bu sefer) onlar gelip kendi başlarına bir rekat kılarak (selâm vermişler) ve öbürlerinin yanına giderek (imamın arkasına gelmelerini) ve kendi başlarına bir rekat (daha) kılmalarını sağlamışlardır. Dâvûd buyurdu ki: Şu (bir önceki) hadisi bize Müslim b. İbrahim de Abdussamed b. Habîb'den nakletti. Abdussamed; babam, Abdurrahman b. Semure ile birlikte Kâbul'e savaşa gittiklerini söyledi ve " Abdurrahman bize korku namazı kıldırdı" dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Her Gruba Bir Rekat Kıldırır, Sonra Selâm Verir. Bunun Üzerine Arkasındaki Grub Kalkar Bir Rekat Daha Kılarak Öbürlerinin Yerine Gider, Onlar Da Bir Rekat Daha Kılarlar Diyenlerin Görüşü İle İlgili Hadisler
1248-) Sa'lebe b. Zehdem'den nakledilmiştir ki: Said b. el-Âs ile beraber bulunuyorduk. Kalktı " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber hanginiz korku namazı kıldı?" dedi. Huzeyfe de: dedi ve her iki taifeye de birer rekat kıldırdı. (Daha sonra cemaat bu namazı) kaza etmediler, dedi. Dâvûd buyurdu ki;

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Her Taifeye Sadece Bir Rekat Kıldırır Ve Kalan Rekatı Kılmaları Gerekmez Diyenlerin Delilleri
1249-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Teâlâ Peygamberinizin diliyle namazı size hazarda dört, seferde iki ve korku halinde de bir rekat olarak farz kıldı. musâfirîn 5; Nesâî, havf 1.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam Her Taifeye Sadece Bir Rekat Kıldırır Ve Kalan Rekatı Kılmaları Gerekmez Diyenlerin Delilleri
1250-) Ebû Bekre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) korkulu bir anda öğle namazı kıldırdı. (Cemaatin) bir kısmım arkasında, bir kısmını da düşman karşısında saf tutturdu. (Önce arkasındakilere) iki rekat kıldırdıktan sonra selâm verdi. Kendisiyle birlikte namaz kılanlar gidip (düşman karşısında duran) arkadaşlarının yerine durdular. Sonra onlar gelip (Resûlüllah'ın) arkasında namaza durdular, onlara da iki rekat namaz kıldırdı. Sonra selâm verdi. Böylece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dört, ashabı ise iki rekat (namaz kılmış) oldu. havf 23-27. (el-Basrî) de böyle fetva verirdi. Dâvûd buyurdu ki: Akşam namazı da yine böyledir. İmam için altı, cemaat için de üçer rekat (kılınır). Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi aynı şekilde Yahya b. Ebî Kesîr de Ebû Seleme ve Câbir vasıtasıyla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyet etti. Süleyman el-Yeşkuri de aynı şekilde; Câbir'den o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den " diye rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: İmam, Her Taifeye İkişer Rekat Kıldırır. Diyenlerin Delilleri
1251-) Abdullah b. Üneys (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: - Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Ürene ve Arafat taraflarında bulunan Halid b. Süfyan el-Hüzelî'ye gönderdi ve " git onu öldür" buyurdu. Abdullah sözlerine devamla dedi ki: Onu ikindi namazı (vakti) girince gördüm ve (kendi kendime); bununla benim aramda namazı (vaktin dışına) ertelememi gerektiren bir şey olmasından korkarım" deyip imâ ile namaz kılarak ona doğru yürüyüp gittim. Kendisine yaklaşınca bana; Sen kimsin? " dedi. Ben: biriyim. Duyduğuma göre (Peygamberim diyen şu) zât (aleyhine kuvvet) topluyor(muş)sun; dedim. O da: bununla meşgulüm, dedi. Onunla bir süre yürüdüm. Fırsatını bulunca kılıcımı çekip işini bitirdim. tahrîm 1; kasâme 7; İbn Mâce, diyât 34; Darimî, siyer 10; Ahmed b. Hanbel, III, 15, IV, 8; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübra, IX, 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Yolculuk Namazı Bölümü
Konu: Düşman Peşinde Olan Bir Kimsenin Namazı
1252-) Ümmü Habîbe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kim günde on iki rekat nafile (namaz) kılarsa o namazlar sebebiyle kendisine cennette bir ev yapılır." müsâfirîn 101-103: Tirmizî, salât 189; Nesaî, kıyâmu’l-leyl 66; Dârimî, salât 144; İbn Mâce, ikâme 100; Ahmed b. Hanbel, II, 498, VI, 327, 426, 443.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Günlük Nafileler
1253-) Abdullah b. Şakîk'den (şöyle) dedi(ği rivâyet edilmiştir:) (radıyallahü anha)'ye Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'în (kıldığı) tatavvu namazını sordum da (şöyle) cevab verdi: Öğleden evvel evimde dört rekat kılar, sonra çıkar cemaate namazı kıldırdıktan sonra tekrar evime gelir iki rekat (daha) kılardı. Cemaate akşam namazını kıldırır. Sonra evime döner iki rekat (daha nafile namaz) kılardı. Cemaate yatsı namazını kıldırdıktan sonra da evime girip iki rekat daha kılardı. Geceleyin de vitir dahil dokuz rekat (namaz) kılardı. Bazı geceler oturarak ve (bazı geceler de) ayakta uzun zaman namaz kılardı. Ayakta kılarken okursa, rükû ve sücûda da ayaktan varırdı. Otururken okursa rükû' ve sücûdu da oturarak yapardı. Sabah olunca da iki rekat (nafile) kılardı. Allah'ın salât ve selâmı onun üzerine olsun." müsâfirîn 105-106; Tirmizî, salât 158; Nesaî, kıyamu’l-leyl 66; İbn Mâce, ikame 140; Ahmed b. Hanbel, II, 98, 100, 166, 217, 236, 241.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Günlük Nafileler
1254-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazından önce iki rekat, öğle namazından sonra dört rekat, akşamdan sonra evinde iki rekat ve yatsıdan sonra iki rekat kılardı. Cumadan sonra (evine) dönünceye kadar namaz kılmazdı (evine dönünce) iki rekat kılardı. teheccüd 29; Müslim, müsâfirîn 104; Nesâî, ikâme 64; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, II, 477.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Günlük Nafileler
1255-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazından önceki dört (rekat)'la sabah namazından önceki iki rekatı terk etmezdi. teheccüd, 34; Nesâî, kıyâmu’l-leyl 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Günlük Nafileler
1256-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) nâfile namazlardan hiçbirinde sabah namazının farzından önceki iki rekat sünnette olduğu kadar devamlı değildi. teheccüd 27; Müslim, müsâfirîn 94; Ahmed b. Hanbel, VI, 43, 54, 170.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının İki Rekat Sünneti
1257-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazından önceki iki rekatı (o kadar) kısa bir zamanda kılardı (ki) ben (kendi kendime) " acaba bu iki rekatta Ummü'l-Kur'an'ı okudun mu ki?" derdim. teheccüd 28; Müslim, müsâfırîn 92; Nesaî, iftitâh, 40; Muvatta', salâtu’l-leyl 30; Ahmed b. Hanbel, VI, 165, 235.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetini Kısa Sürelerle Kılmak
1258-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazının iki rekat (sünnet)inde " Kâfirûn" ve " ihlas" (sûrelerini) okurdu. müsâfirîn 98; Nesâî, iftitâh 39; İbn Mâce, ikâme 102.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetini Kısa Sürelerle Kılmak
1259-) Bilâl (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Bilal (radıyallahü anh) bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sabah namazı (vaktinin girdiği)ni haber vermek için gelince Hazret-i Âişe Bilâl'e bir şeyler sorarak aydınlık iyice belirinceye kadar oyalanmış, artık iyiden iyiye sabaha girmiş, bunun üzerine Bilâl kalkıp Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sabah(ın girdiğini) haber vermiş ve hemen arkasından haberini yine tekrarlamışsa da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dışarı çıkmamış, (Bir süre sonra) dışarı çıkıp da halka namazı kıldırınca Bilâl, Âişe'nin birşeyler sorarak kendisini tamamen sabah girinceye kadar oyaladığını ve (Resûl-i Ekrem'in de) dışarı çıkmakta yavaş davrandığını kendisine haber vermiş. Bunun üzerine (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem de): Ben sabah namazının iki rekat sünnetini kılmıştım (da o yüzden geciktim)" cevabını vermiş. Bunun üzerine Bilâl (radıyallahü anh): Ey Allah'ın Resulü, sen iyice sabaha girmiştin? deyince, Eğer ben sabaha bundan daha da çok girmiş olsaydım, yine de bu iki rekatı en güzel ve en kısa şekilde kılardım" diye cevab verdi. es-Sünenü’l-kübrâ, II, 471.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetini Kısa Sürelerle Kılmak
1260-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah şöyle buyurdu: Sizi atlılar kovalasa bile, yine de sabah namazının sünnetini bırakmayın." b. Hanbel, II, 405.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetini Kısa Sürelerle Kılmak
1261-) Abdullah b. Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre; sabah namazının iki rekat (sünnet)inde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in en çok okuduğu; Biz Allah'a ve bize indirilene iman ettik" el-Bakara (2), 136. (âyetini); -(İbn Abbâs) dedi ki: Bunu birinci rekatte okurdu-; ikinci rekatta da; Biz Allah'a iman ettik, şahid ol ki, biz müslümanlarız" Âl-i İmran (3), 52. (âyetini) okurdu. müsâfirîn 99; Nesaî iftitâh 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetini Kısa Sürelerle Kılmak
1262-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den; rivâyet edildiğine göre kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı sabah namazının iki rekat(lık sünnet)inde; De ki: Allah'a iman ettik bize indirilene de..." (âyetini) Âl-i Imrân (3), 84. birinci rekatte; şu " Ey Rabbimiz, senin indirdiğin (kitab)a inandık o Peygambere de tâbi olduk. Artık bizi şâhidlerle beraber yaz" âyetini Âl-i İmrân (3), 53. veya " şüphe yok ki biz seni (kâmil) bir müjdeci ve (gerçek) bir korkutucu olarak o hak (Kur'ân) ile gönderdik, sen Cehennemliklerden mes'ul olacak değilsin" (âyetini) el-Bakara (2), 119. okurken işitmiştir. es-Sünenu’l-kubrâ, III, 43. ed-Derâverdî, (bu hadisi naklederken Resûl-i Ekrem'in ikinci rekatta -anılan âyetlerin- hangisini okuduğunda) tereddüde düştü.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetini Kısa Sürelerle Kılmak
1263-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Biriniz sabah (namazın)dan önce iki rekat (sünnet)i kılınca sağ tarafına yatıp uzansın." üzerine Mervân b. Hakem Ebû Hureyre'ye: birinin mescide kadar yürüyüp gitmesi yetmez mi de sağ tarafına yatıyor? diye sormuş. Ubeydullah(ın) naklettiğine göre: Ebû Hureyre (radıyallahü anh): cevabını vermiş. (Ubeydullah) dedi ki: Bu (haber) İbn Ömer'e ulaşınca: Hüreyre aleyhine (olabilecek işi) çokça yapıyor dedi. (Ubeydullah) dedi ki: Bunun üzerine İbn Ömer'e: sözlerinden bazılarını kabul etmiyor musun? diye soruldu da: fakat cür'etkâr davranıyor, biz ise korkuyoruz cevabını verdi. Bu (söz) Ebû Hüreyre'ye ulaşınca: ezberledim de onlar unuttuysa (bunda) benim günahım ne? dedi. mevâkît 194; Ahmed b. Hanbel, II, 415.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetinden Sonra Biraz Yatmak
1264-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: (sallallahü aleyhi ve sellem) gece namazını kıldıktan sonra, eğer ben uyanık olursam benimle konuşurdu; uyur olursam, beni uyandırır, iki rekat namaz kıldıktan sonra müezzin gelip sabah namazı vaktinin girdiğini kendisine haber verinceye kadar yatardı. Bunu müteâkib iki rekatlık kısa bir namaz kıldıktan sonra namaza çıkardı. teheccüd 26; Müslim, müsâfirîn 133.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Nafile Namazlar Bölümü
Konu: Sabah Namazının Sünnetinden Sonra Biraz Yatmak