Sünen-i Ebu Davud Hadis Kitabı

1754-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Zülhuleyfe'de öğleyi kıldıktan sonra bir deve istemiş de onu hörgücünün sağ tarafından nişanlayıp, ondan kan akıtmış, boynuna da iki nalın takmıştır. (Daha) sonra da devesini getirip üzerine binince (deve) kendisini düzlüğe çıkarınca, (burada) hacca telbiye getirmiştir. hac 106, 108; megâzî 35; Müslim, hac 205, 362; Tirmizî, hac 65; Nesâî, hac 63, 68; İbn Mâce, menâsik 96; Dârimî, menâsik 68; Ahmed b. Hanbel, I, 216, 254, 280, 339, 344, 347, 376; IV-345, 346.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develere Nişan Koymak
1755-) Şu (önceki) hadis (yani) Ebû'l-Velîd (hadisi) Şu'be'den de (rivâyet edildi. Ancak bu hadisin râvisi) " kanı eliyle sildi" ifadesini kullandı. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Hemmâm da rivâyet etti. (Ve); kanı ondan parmağıyla sildi" ifadesini kullandı. Bu (hadis) sadece Basrahların rivâyet ettiği hadislerdendir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develere Nişan Koymak
1756-) el-Misver b. Mahreme ile Mervân'dan; demişlerdir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye (müsalahası) yılında (umre için Medine'den yola) çıkıp da Zulhuleyfe'ye vardığında kurbanlığın boynuna gerdanlık taktı (sonra) işaretledi ve ihrama girdi. hac 110; Müslim, hac 1321; Nesâî, menâsik 62.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develere Nişan Koymak
1757-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Beyt-i şerife) boynunda nişan takılı bir koyun göndermiştir. hac 110; Müslim, hac 367; Nesâî, menâsik 69; İbn Mâce, menâsik 95.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develere Nişan Koymak
1758-) Abdullah (b. Ömer)'den nakledilmiştir ki: Ömer b. el-Hattab, buhtî (denilen türden bir deveyi Beyt-i şerife) gönder(me)k üzere işaretlemişti. Bu deveyi üç yüz dinara satın almıştı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip; Allah'ın Resulü ben bir buhtîyi (Beyt-i şerife) gönder(mek üzere işâretlemiş)dim. Ona karşılık olarak bana üçyüz dînar teklif edildi. Onu satıp da parasıyla başka (kurbanlık) develer satın alabilir miyim? dedi. (Resûl-i Ekrem de:) Hayır, kurban et onu!" buyurdu. b. Hanbel, II, 145; Beyhakî, es-Sünenu’l-kûbrâ, V, 241. Dâvûd buyurdu ki: (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bu (hükmü)nün sebebi (Hazret-i Ömer'in) onu işaretlemiş olmasıydı.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hedyin Değiştirilmesi Caiz Midir?
1759-) Âişe (radıyallahü anhâ)'den nakledilmiştir ki: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın develerinin gerdanlıklarını ellerimle ördüm, sonra o develeri işaretledi, boyunlarına gerdanlık taktı ve Beyt-i şerife gönderdi. (Kendisi de) Medine'de kaldı, ama (bununla) kendisine helâl olan hiç bir şey haram olmadı. hac 106, 111; vekâle 14; Müslim, hac 362, 364, 366, 369; Nesâî menasik 66, 68; Ahmed b. Hanbel, VI, 78, 224, 238.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hedy Kurbanını Gönderdiği Halde Memleketinde Kalan Kimsenin Durumu
1760-) Urve ile Amre bint Abdirrahman'dan rivâyet edildiğine göre Âişe (radıyallahü anhâ) (şöyle) buyurmuştur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'den (Beyt-i Şerife) kurbanlık gönderirdi. Kurbanlığının gerdanlığım da ben örerdim. (Kurbanlığı gönderdikten) sonra ihrama giren kimsenin sakınacağı şey(ler)den sakınmazdı. hac 106, 111, vekâle, 114; Müslim, hac 362, 364, 366, 369; Nesâî, menâsik 66, 68, Ahmed b. Hanbel, VI, 78, 324, 238.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hedy Kurbanını Gönderdiği Halde Memleketinde Kalan Kimsenin Durumu
1761-) Mü'minlerin annesi (Âişe) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Beyt-i Şerife) kurbanlık gönderdi, (o kurbanın) gerdanlığını da yanımda bulunan (renkli) yün(ler)den ben ördüm. Sonra aramızda ihrâmsız olarak kaldı. (İhrâmsız bir) erkeğin ailesine yaklaştığı gibi (ailesine) yaklaşırdı. hac 66, 68, vekâle 114; Müslim, hac 362, 364, 366, 369, Neasâî, menâsik 66, 68, Ahmed b. Hanbel, VI, 78, 324, 238.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hedy Kurbanını Gönderdiği Halde Memleketinde Kalan Kimsenin Durumu
1762-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanlık deve sürüp giden bir adam görmüş de ona; Deveye bin!" buyurmuş. O kimsede; Resûlallah) bu (Kurbanlık) bir devedir, diye cevap vermiştir. (Bu emir ve cevap üç defa tekrarlanmıştır.) Bunun üzerine (Resûlüllah) ikinci veya üçüncü defasında; Yazıklar olsun sana, şuna bin" dedi. hac 103, 1)2; edeb 95; Müslim, hac 371, 372, Tirifircî, hac 72; Nesâî, hac 73, 74; Muvatta', hac 144; Ahmed b. Hanbel, III, 99.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develere Binmek
1763-) Ebû'z-Zubeyr, Câbir b. Abdillah'a kurbanlık deveye binme meselesini sordum. O dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i; Ona binmeye mecbur kaldığın vakit başka hayvan buluncaya kadar her zamanki gibi bin" buyururken işittim. hac 375; Nesâî, menâsîk 76.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develere Binmek
1764-) Naciye el-Eslemî'den rivâyet olunduğuna göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onunla (Beyt-i Şerife) bir kurbanlık göndermiş ve " Ona (Beyt-i Şerife varamayacak şekilde) bir acizlik gelecek olursa, kes. Sonra (boğazında takılı olan) nalını kanına batır, sonra da insanlara bırakıver." hac 71; İbn Mâce, menâsik 101; Müslim, hac 377, 378; Dârimî, menâsik 66; Muvatta', hac 148; Ahmed b. Hanbel, IV, 64, 187, 225, 334; V, 377.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İ Şerife Varmadan Telef Olacak Hale Düşerse Ne Yapılır?
1765-) İbn Abbâs'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Eslem'li bir kimseyi on sekiz deve ile birlikte (Beyt-i Şerife) göndermişti. (O zat); birisi yürümekten âciz kalacak olursa ne (yapmamı uygun) görürsün? dedi. (Resûl-i Ekrem de); Onu boğazlarsın, sonra (boynundaki nişanlık) nalınını kanına boya ve hörgücünün yambaşına vur. O deveden sen de yeme, beraberindekilerden birisi de (yemesin)" buyurdu. Yahutta " yol arkadaşlarından birisi de (yemesin)" dedi. Dâvûd buyurdu ki: (Ebû't-Teyyah'ın) bu hadiste yalnız kaldığı kısım " Ondan sen de yeme, yol arkadaşlarından birisi de (yemesin)" sözüdür. (Müsedded) Abdülvâris ('den rivâyet ettiği) hadisinde ise, " sonra onu vur" (sözü) yerine (sözünü) nakletmiştir. Dâvûd buyurdu ki; Ben Ebû Seleme'yi, " (Sözü, ravisine) isnadı ve manayı doğru (nakl) ettin mi, kâfidir" derken işittim. hac 374, 378; İbn Mâce, menâsik 101; Ahmed b. Hanbel, I, 217, 279; IV, 64, 225, 238; V, 377.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İ Şerife Varmadan Telef Olacak Hale Düşerse Ne Yapılır?
1766-) Ali (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanlık develerini kestiği zaman otuz tanesini kendi eliyle kesti, geriye kalanlarım da bana emretti, ben kestim." es-Sünenü’l-Kübrâ, V, 238.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hârûn B. Abdullah’ın Hadisi Hedyi Kendisi Kesen Ve Başkasından Yardım İsteyenler
1767-) Abdullah b. Kurt'dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Sânı yüce olan Allah katında günlerin en büyüğü kurban (bayramı) günüdür. Sonra da karr günüdür" rivâyet etti(ğine göre) Sevr; O, (karr günü, Kurban Bayramı'nın) ikinci gün(ü)dür" demiştir. (Râvî Abdullah b. Kurt) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a beş veya altı tane kurbanlık deve getirilmişti. (Resûlüllah'ın kesime) kendilerinden başlaması için (kendiliklerinden) ona yaklaşmaya başlıyorlardı. (Develerin) yanlan ve başları yere düşünce (Resûlüllah) gizli bir söz söyledi, anlayamadım. (Önümdekine) " ne diyor?" diye sordum. " İsteyen (bu kurbandan) kesip alabilir (diyor)" diye cevâp verdi. es-Sünenu'l-kübrâ, V, 237.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hârûn B. Abdullah’ın Hadisi Hedyi Kendisi Kesen Ve Başkasından Yardım İsteyenler
1768-) Ğurfe b. el-Hâris el-Kındî'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı Veda Haccında gördüm. (Kendisine) hedy kurbanlıkları getirilince; Bana Ebû Hasan'ı çağırınız!" dedi. Bunun üzerine derhal kendisine Ali (radıyallahü anh) çağrıldı. O'na (hitaben); Şu süngünün (kabzasının) alt kısmından tut" buyurdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de süngünün (kabzasının) üst kısmından tuttu. Sonra onu kurbanlık develere (ikisi birden) çaldılar. (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) işini bitirince devesine bindi ve Ali (radıyallahü anh)'yi de arkasına aldı. es-Sünenü'l-kübrâ, V, 238.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hârûn B. Abdullah’ın Hadisi Hedyi Kendisi Kesen Ve Başkasından Yardım İsteyenler
1769-) Abdurrahman b. Sâbi'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı kurbanlık develeri sol (ön ayaklan) bağlı ve geri kalan ayaklan üzerinde dikili olarak boğazlardı. es-Sünenü’l-kübrâ, V, 237.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develer Nasıl Kesilir?
1770-) Ziyâd b. Cubeyr'den nakledilmiştir ki: Minâ'da İbn Ömer'le birlikte idim. Kurbanlık devesini çökdürerek boğazlayan bir adama rastladı (ve ona): bağlı olarak ayağa kaldır. (Peygamberimiz) Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sünnetine uy!" dedi. hac 106; Müslim, hac 358; Ahmed b. Hanbel, VI, 3.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develer Nasıl Kesilir?
1771-) Ali (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana, develerine bakmamı, derileriyle çullarını (fakirlere) dağıtmamı, kasaba bunlardan bir şey vermememi emretti. Ve; Ona biz kendimizden (birşeyler) veririz." buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kurbanlık Develer Nasıl Kesilir?
1772-) Sâ'id b. Cübeyr'den nakledilmiştir ki: Abdullah b. Abbâs'a: Ebû Abbâs, ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın girdiği ihramın zamanı hakkında sahâbîlerin görüş ayrılığına düşmelerine şaşıyorum, dedim. (Bana şöyle) cevap verdi: bunu insanların en iyi bileni benim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın haccı, (sadece) bir kere olduğu için (insanlar) bu konuda ihtilâfa düştüler. (Şöyle ki:) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hac maksadıyla (yola) çıktı. Zülhuleyfe'deki namazgahında iki rekât(lik namaz)'ını kıldı. Namazını bitirince bulunduğu yerde hacca niyet edip hac için yüksek sesle telbiye getirdi. Bunu kendisinden işiten kimseler kendisinden (işittikleri gibi) bellediler. Sonra (devesine) binip de devesi O'nu kaldırıp doğrultunca (ikinci) bir telbiye (daha) getirdi. Bazı kimseler de kendisinden bunu işitmiş oldular. İşte bu (ihtilâfın sebebi) oraya (halkın) bölük bölük gelmiş olmaları ve devesi onu kaldırdığı sırada Resûlüllah'ı telbiye getirirken işitenlerin, " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) telbiyeyi devesi kendisini kaldırdığı zaman getirdi." demeleri, daha sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (deveyle biraz daha ileri) gidip te Beydâ'nın tepesine çıktığı sırada getirdiği telbiyeyi duyan diğer bazı kimselerin de; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beydâ tepesinde hacca niyet etti." demeleridir. Allah'a yemin olsun ki O, namazgahında ihrama girdi ve devesi kendisini kaldırınca telbiye getirdiği gibi, Beydâ tepesine çıktığında da telbiye getirdi. Said (b. Cübeyr) dedi ki: b. Abbâs'ın (bu) sözüne sarılan(lar) iki rekât(lık namazlarını bitirdikten sonra yüksek sesle telbiye getirirler.) b. Hanbel, I, 260; Beyhakî, es-Sünenu’l-kübrâ, V, 37.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Bab
1773-) Salim b. Abdullah’tan rivâyet edildiğine göre, babası Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: Şurası (sizin) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hakkında iddiada bulunduğunuz Beydâ'nızdır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ise, ancak mescidin yanında, yani Zülhuleyfe mescidinde ihrama girdi. hac 23, 24; Tirmizî, hac 8; Nesâî, menâsik 56; Muvatta', hac 30. Ahmed b. Hanbel, II, 66, 154; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Bab
1774-) Ubeyd b. Cüreyc'den rivâyet olunduğuna göre Ubeyd, Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'e: Ebû Abdurrahman! Görüyorum ki, sen arkadaşlarının yapmadığı dört şeyi yapıyorsun, demiş, İbn Ömer (radıyallahü anh) de: nedir Ey İbn Cüreyc demiş. Ubeyd: Kabe rükünlerinden yalnız (iki rükün olan) Rükn-i Yemânîlere dokunduğunu gördüm. Ve yine gördüm ki " Sıbtiyye" denilen ayakkabıları giyiyorsun. Ve yine gördüm ki (elbiseni veya saçım) sarıya boyuyorsun. Bir de Mekke'ye vardığında başkaları hilâli gördükleri vakit telbiyede bulunurken senin terviye gününe kadar telbiye getirmediğini gördüm, cevabım vermiş. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) şunları söylemiş: gelince: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i iki Rükn-i Yemânî'den başkasına dokunurken görmedim. Sıbtiyye denilen ayakkabıları giymemin sebebi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kılsız ayakkabı giyerken görmüş olmamdır. Onlarla abdest alırdı. Binâenaleyh ben de öyle ayakkabı giymeyi tercih ederim. Sarı boyaya gelince: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i sarı boyalı elbise giyerken gördüm. Bu sebeple ben de san boyalı elbiseyi giymeyi severim. Telbiye meselesinde dahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı hayvan, kendisim kaldırıp doğrultuncaya kadar telbiye ederken görmedim. hac 25, 27; Beyhakî, es-Sünnenül- kübrâ, V, 37.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Bab
1775-) Enes (radıyallahü anh)’den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğleyi Medine'de dört (rekât) olarak kıldı, ikindiyi de iki (rekât) olarak Zülhuleyfe'de kıldı. Sonra geceyi Zülhuleyfe'de geçirdi. Nihayet sabah olunca hayvanına bindi. Kendisini, hayvan kaldırınca yüksek sesle telbiye getirdi. hac 24; Nesâî, menâsik 56.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Bab
1776-) Enes b. Mâlik'den rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazını kıldıktan sonra binitine binmiş, Beydâ dağına çıkınca da yüksek sesle telbiye getirmiştir. menasik 54; Ahmed b. Hanbel, I, 260. II, 18, 36, III, 320, 378.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Bab
1777-) Âişe bint Sa'd b. Ebî Vakkâs'dan; Sa'd b. Vakkâs (şöyle) demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) (hacca gitmek için) el-für’ yolunu seçecek olursa;' bineği kendisini kaldırdığı zaman yüksek sesle telbiye getirerek ihrama girerdi. Eğer Uhud yolunu seçecek olursa, Beydâ dağı üzerine çıktığı zaman yüksek sesle telbiye getirerek ihrama girerdi. es-Sünenü’l-kübrâ, V, 38.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Bab
1778-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre Dubâa bint ez-Zübeyr b. Abdilmuttalib, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip, Allah'ın Resulü, ben hacca gitmek istiyorum (ihrama girerken) şart koşabilir miyim? demiş. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de; Evet" cevabını vermiştir. (Bunun üzerine Dubâa), nasıl koşayım? deyince, (Resûl-i Ekrem efendimiz); Ey Allah'ım emrine amadeyim, ey Allah'ım beni engellediğin yerde ihramdan çıkmam şartıyla emrine âmâdeyimîde" buyurmuştur. hac 104, 108; Tirmizî, hac 95; Nesâî, menâsik 60; İbn Mâce, menâsîk 24; Dârimi, menâsik 15; Ahmed b. Hanbel, I, 337, 356; VI, 164, 202.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Hac İçin İhrama Girerken Şart Koşmak
1779-) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (umresiz olarak) sadece hac yapmıştır. hac 122; Tirmizî, hac 10; İbn Mâce, menâsik 37; Nesâî, menâsik 48.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1780-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan demiştir ki: Zilhicce hilâline yakın (bir günde) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıktık. Zülhuleyfe'ye varınca (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hacca niyet etmek isteyen (hacca) niyet etsin. Umreye niyet etmek isteyen de umreye niyet etsin" buyurdu. Vuheyb hadisinde, Mûsâ (Resûl-i Ekrem'in) " Eğer hedy kurbanını göndermiş olsaydım ben de umreye niyet ederdim" (buyurduğunu) rivâyet etti. (Mûsâ), Hammâd b. Seleme hadisinde de (Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu) rivâyet etti " Bana gelince; ben hacca niyet ediyorum. Çünkü yanımda hedy kurbanlığı vardır." hadisi Ebû Dâvûd'a farklı şekilde nakleden râvîler, hadisin bundan sonraki kısmında Hazret-i Âişe'nin sözlerini naklederlerken, hadisin bundan) sonrasında ittifak ettiler: (Hazret-i Âişe dedi ki:) Ben de umreye niyet eden(ler) arasındaydım. Yolun bir kenarına varınca hayızlandım. Ben ağlarken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma çıkageldi: Seni ağlatan şey nedir?" dedi. Ben de Keşke bu sene hac yolculuğuna çıkmasaydım, dedim. (Bunun üzerine). Umreyi bırak, saçını çöz ve taran" buyurdu. (bu cümleyi) " Hacca niyet et" (şeklinde) Süleyman ise, " Müslümanlar haclarında ne yapıyorlarsa, sen de onu yap" (buyurdu) diye rivâyet etti. (Medine'ye) dönüleceği gece Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Âbdurrahman'a Hazret-i Âişe'yi (umre için ihrama girmek üzere) Ten'îm'e götürmesini emretti. Mûsâ (bu rivâyete şunları) ilâve etti: (Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ) terkettiği) umresinin yerine (yeniden) ihrama girdi ve Beyt'i tavaf etti. (Bu suretle) Allah (onun) umresini de haccını da gerçekleştirmiş oldu. (Daha önceki) terk ettiği umreden dolayı bir kurban lazım gelmedi. hayz 15, 16, hac 31, umre 5, 7, meğazi 77; Müslim, hac 111, 113, 115; Nesâî, tahâre 15, menâsik 85; İbn Mâce, tahâre 124, menâsik 48; Muvatta hac 222; Ahmed b. Hanbel, VI, 164, 177, 191, 246. Dâvûd buyurdu ki Mûsâ, Hammad b. Seleme hadisine (şu cümleleri de) ilâve etti. Âişe (radıyallahü anhâ) Batha gecesinde (hayızdan) temizlendi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1781-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Veda haccı yılında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte (hac için yola) çıkmıştık. Bizden kimisi sadece umreye, kimisi hacla birlikte umreye, kimisi de sadece hacca niyetlenmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de sadece hacca niyetlenmişti. Sadece hacca niyet edenlerle, hac ile birlikte umreye niyet edenler, kurban (bayramı) gününe kadar ihramdan çıkamadılar. hac 31; Müslim, hac 118; Nesâî, menâsik 53.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1782-) Ebû'l-Esved'den aynı senedle önceki hadisin benzeri rivâyet olunmuştur. Ancak râvî İbn Vehb bu hadise (şunu da) ilave etmiştir: Ama sadece umreye niyet eden kimseler, (bayramdan önce) ihramdan çıktılar." hac 31; Müslim, hac 118; Nesâî, menâsik 53

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1783-) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Âişe'den nakledilmiştir ki: Veda haccı senesi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte yola çıktık ve umreye niyet ettik. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Kimin yanında Hedy kurbanı varsa umre ile beraber Hacca'da niyet etsin. Sonra ihrama devam ederek neticede her ikisinin ihramından birden çıksın." buyurdu. Ben Mekke'ye hayızlı olarak vardım. Beyt'i tavaf etmediğim gibi Safa ile Merve arasında sa'y da yapmadım. Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arz ettim de: Saçım çöz, taran ve hacca niyet et, umreyi bırak" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Haccı edâ ettiğimiz vakit, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni (kardeşim) Abdurrahman b. Ebû Bekr ile Ten'im'e gönderdi. (Orada) umre için ihrama girdim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bu senin (kazaya kalan) umrene bedeldir" buyurdu. Artık sadece umreye niyet edenler, Beyt'i tavaf ettiler ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptılar. Sonra ihramdan çıktılar. Nihayet Minâ'dan döndükten sonra hacları için son bir tavaf daha yaptılar. umreyi beraber yapanlara gelince: Onlar yalnız bir tavaf yaptılar. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis-i şerifi aynı şekilde, İbn Şihâb'dan, İbrahim b. Sa'd ile Ma'mer de rivâyet ettiler. (Ancak bunlar Hazret-i Âişe'ye ait olan) " Hacla umreyi beraber yapanlara gelince..." (cümlesini) nakletmediler.) hac 31; Müslim, hac 111, 118; Nesâî, menâsik 53.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1784-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Biz hacca (niyet ederek) telbiye getirmiştik. Şerife vardığımız zaman hayızlandım. Az sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma geldi. Ben ağlıyordum. Ey Âişe, niye ağlıyorsun?" diye sordu. Ben de. Keşke bu sene haccetmemiş olsaydım, diye cevap verdim. Bunun üzerine; Sübhânellâh! Bu, Allah'ın Âdem kızlarına takdir buyurduğu (her kadının başına gelen) bir şeydir. Beyt'i tavafın dışında bütün hac ibâdetlerini yap" buyurdu. Mekke'ye vardığımız zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (ashabına); Yanında hedy kurbanı olanların dışında dileyen haccım umreye çevirsin" dedi ve kendisi de bayram günü aileleri için bir sığır kurban etti. Bathâ gecesi olunca, Âişe temizlendi ve; Ya Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem) arkadaşlarım hac ve umreyle dönüyor bense yalnız bir hacla dönüyorum (ne dersin?) dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın emretmesi üzerine Abdurrahman b. Ebî Bekr Âişe'yi Ten'im'e götürdü. Âişe de (orada umre için) ihrama girdi. hac 31; Müslim, hac İli, 144; Nesâî, menâsik 53, 77.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1785-) Âişe (radıyallahü anhâ)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte (hac için yola) çıktık. Sadece hacca niyet edeceğimizi sanıyorduk. (Mekke'ye) gelince Beyt-i tavaf ettik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Beyt-i Şerife) hedy kurbanı sevketmemiş olan kimselerin ihramdan çıkmalarını emretti. Bunun üzerine hedy kurbanı sevketmemiş olanlar ihramdan çıktı(lar). hac 34; Müslim, hac 111, 134; Nesâî, menâsik 77.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1786-) Âişe'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Daha önceki işimi, daha Sonraki işimi bildiğim gibi bilmiş olsaydım, hedy kurbanlığım göndermezdim." umre 6. (b.. Yahya) dedi ki: Öyle zannediyorum ki (şeyhim Osman b. Ömer, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın) bu sözünü şu şekilde) rivâyet etti: Ve umre (yapmak) için (hac) ihram(ın)dan çıkanlarla birlikte ben de çıkardım." b. Yahya) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözüyle herkesin işinin aynı olmasını (temin etmek) istedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1787-) Câbir (radıyallahü anh)'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte biz sadece, hacca niyet ederek yola çıktık. Âişe ise, sadece umreye niyet ederek yola çıktı. Şerife vardığımızda Hazret-i Âişe hayızlandı. (Mekke'ye) gelince biz Kâ'be'yi ve Safa ile Merve arasını tavaf ettik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında hedy bulunmayanlarımızın ihramdan çıkmasını emretti. ne helâl (olacak)? dedik. (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İhrâmsiza helâl olan herşey!" buyurdular. üzerine kadınlarla cima’ ettik, güzel kokular süründük ve elbiselerimizi giyindik. Arefe günüyle aramızda ancak dört gece vardı. Sonra terviye günü tekrar hacca niyet ettik. (Daha) sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Âişe (radıyallahü anhâ)'nin yanına girdi. Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ) ağlıyordu. (O'na); Hâlin nedir?" diye sordu. hayız görmüş olmamdır. Halk ihramdan çıktı, bense çıkamadım, Beyt'i de tavaf edemedim. Başkaları şimdi hacca gidiyorlar, diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Bu, Allah'ın âdem kızlarına takdir buyurduğu birşeydir. Yıkan sonra hacca niyet et!" buyurdular. (Âişe de öyle) yaptı ve bütün vakfe yerlerinde durdu. Nihayet temizlenince Kâ'be ile Safa ve Merve arasını tavaf etti. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Hac ile umrenin, ikisinin de ihramından çıktın," buyurdu. Âişe; Resûlallah! Ben içimden hacca gidip, Beyt'i tavaf etmediğimi hissediyorum, dedi. (Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de: ise, Ey Abdurrahmân! Bunu götür de Ten'im’den umre yaptır!" buyurdular. Bu hadise, Hasbe gecesi olmuştu. hac 136; Nesâî, menâsik 58; Ahmed b. Hanbel, III 394; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 347.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1788-) Ebû’z-Zubeyr Câbir'i şöyle derken dinlemiş: -Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Âişe'nin yanına girdi- dedi (ve) şu (önceki hadisteki) olayın bir kısmım (anlattıktan sonra)’ve hacca niyet et" cümlesine ilâve olarak; Haccet, tavafın ve namazın dışında hacıların yaptığı herşeyi yap." sözlerini nakletti. hac 137.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1789-) Câbif b. Abdillah'dan demiştir ki: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte sadece hac yapmak için ihrama girmiştik. Ona başka birşey karışmayacaktı. Dört gecede, Zilhiccenin dördünde Mekke'ye vardık. Biz tavaf ve sa'yi yaptıktan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramdan çıkmamızı emretti ve; Eğer (yanımda) kurban(lar)ım olmasaydı bende ihramdan çıkardım " buyurdu. Sonra Süraka b. Mâlik ayağa kalkarak: Allah'ın Resulü, bizim bu ihramdan çıkışımız sadece bu seneye mi mahsûsdur, yoksa edebiyete kadar (devam edecek) midir, ne dersin? dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; Bilâkis o ebediyyen devam edecektir" buyurdu. dedi ki: Ben bu hadisi, Atâ b. Ebî Rebâh rivâyet ederken işittim (fakat) iyi ezberleyemedim. Nihayet İbn Cüreyc'le karşılaştım da o bunu bana yeniden hatırlattı, (sağlam bir şekilde ezberledim). umre 6; Müslim, hac 141; Nesâî, menâsik 77.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1790-) Câbir'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı Zilnicenin dördünde (Mekke'ye) ayak bastılar. Beyt(-i Şerif)i ve Safa ile Merve arasını tavaf ettikleri zaman, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Yanında kurbanlıkları bulunanların dışındakiler haclarım umreye tebdil etsinler" buyurdu. Terviye günü (denilen Zilhiccenin 8. günü) olunca (ashâb-ı kiram) hac için (yeniden) ihrama girdiler. Bayram günü olunca gelip (tekrar) Beyt(-i Şerif)i tavaf ettiler, fakat Safa ile Merve arasını tavaf etmediler. hac 35; Müslim, hac 141.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1791-) Câbir (radıyallahü anh) dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı hacca niyet etmiş(ler)di ve o gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Talha'dan başka hiç birinin yanında kurbanlık yoktu. Ali (radıyallahü anh) de bir kurbanlıkla birlikte Yemen'den geldi ve; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın girdiği gibi ihrama girdim, diyerek niyet etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'de ashabına haclarını umreye çevirmelerini, (yani) yanında kurbanlığı olmayanların (önce) tavaf yapıp sonra tıraş olarak ihramdan çıkmalarını emretti. Bunun üzerine sahâbe(-i kiram kendi aralarında); organlarımızdan meni damlarken Minâ'ya mı gideceğiz? diye konuştular. Bu (konuşmaları) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ulaşınca; Arkamda bıraktığım şu iş bir daha önüme çıksaydı, yanımda kurbanlık getirmezdim, yanımda kurbanlık olmasaydı, ben de ihramdan çıkardım" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1792-) İbn Abbâs'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Bu (bizim hacla birlikte hac mevsiminde iki ihramda yaptığımız ve) kendisiyle faydalandığımız bir umredir. Kimin yanında kurbanlık yoksa, o kimse ihramdan derhal (ve) tamamıyla çıksın! Çünkü umre kıyamet gününe kadar hacca dahil olmuştur." hac 203; Nesâî, menâsik 77; Dârimî, menâsik 38; Ahmed b. Hanbel, I, 236, 253, 259, 261, 290, 341. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadis münkerdir. Bu (aslında) İbn Abbâs'ın sözüdür.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1793-) İbn Abbâs (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); Bir kimse (sadece) hacca niyet eder, sonra Mekke'ye gelir de Beyt-i ve Safa ile Merve'yi tavaf ederse ihramdan çıkabilir ve bu (yaptığı) umredir," buyurmuştur. el-Fethu'r-rabbânî, XII, 97. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi İbn Cüreyc de bir adam vasıtasıyla Ata'dan (şu şekilde) rivâyet etmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabı sadece hacca niyet ederek (Mekke'ye) gelmişti. (Ashabının niyet ettiği) haca umreye çevirtti."

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1794-) İbn Abbâs'dan nakledilmiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sadece hacca niyet etmişti. (Mekke'ye) gelince Beyt (Şerif)'i ve Safa ile Merve arasını tavaf etti. (Bü hadisi Ebû Dâvûd'a nakleden diğer râvî) İbn Şevker dedi ki: (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tavaftan sonra) " tıraş olmadı" (Bundan sonra her iki râvî de şu cümleleri nakletmekte) birleştiler: (Yanında) kurban (bulunduğun)dan dolayı kendisi ihramdan çık(a)madı ve (Beyt-i Şerife) kurban göndermemiş olan kimselerin tavaf ile sa'yi yapıp, saçlarını kısaltmalarından sonra ihramdan çıkmalarını emretti. Meni' ise, rivâyetinde " saçlarını kısalttıktan sonra" sözüne şu sözleri de ilâve etmiştir: Yahut da tıraş olduktan sonra ihramdan çıkmalarını" (emretti). el-Fethu'r-rabbânî, XI, 144.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1795-) Sa'îd b. el-Müseyyeb'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabından bir adam Hazret-i Ömer'e gelerek; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, (ruhunun) kabzedildiği hastalığında hacdan önce umre yapmaktan nehyettiğini bildirdi. es-Sünenü'l-kübrâ, V, 19-20.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1796-) Basra halkından olan Ebû Şeyh tarîkiyle Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den nakledildiğine göre: Mu'âviye b. Ebî Süfyân, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ashabına (şunları) söylemiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın pek çok şeylerle birlikte kaplan derisinden yapılmış eğer üzeri)ne binmekten de nehyettiğini biliyor musunuz? (biliyoruz), dediler. (Bunun üzerine Hazret-i Mu'âviye), Hac ile umrenin arasını birleştirmeyi yasakladığını da biliyor musunuz? dedi. (Ashâb-ı kiram da), gelince hayır, diye cevâb verdiler. (Hazret-i Mu'âviye de), İyi biliniz ki, bu da o (yasak) olanlardandır, fakat siz unutmuşsunuz, dedi.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: İfrad Haccı Umresiz Hac
1797-) Enes b. Mâlik'in şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i, Umre ile hac için lebbeyk! Umre ile hac için lebbeyk!" derken işittim. hac 34; Müslim, hac 185, 214, 215; Tirmizî, hac 11; Nesâî, hac 49; İbn Mâce, menâsik 14, 38; Muvattâ, hac 40; Dârimî, menâsik 78; Ahmed b. Hanbel, I, 136; II, 53; III, 99, 485.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı
1798-) Enes (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gece sabaha kadar Zülhuleyfe'de kaldıktan sonra (devesine) bindi ve (devesi) kendisini Beydâ Tepesi'nde yukarı kaldırınca Allah'a hamdetti ve " Sübhânallah, Allahü ekber" dedi. Sonra da hac ve umre için ihrama girdi, halka da hac ve umre için ihrama girmeleri emrini verdi. (Halk bu emir gereğince umre yaparak) ihramdan çıktılar. Nihayet terviye günü olunca (yeniden) hac için ihrama girdiler. Ve (bayram günü) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yedi tane deveyi ayakta oldukları halde kurban etti. hac 24; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, V, 9. Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisten Enes''in tek başına rivâyet ettiği kısım, " O (Hazret-i Peygamber), önce elhamdülillah, Subhânellah, Allahu ekber dedi, sonra hac için ihrama girdi" cümlesidir.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı
1799-) el-Berâ b. Âzib'den nakledilmiştir ki: Ben, kendisini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yemen'e vali ta'yin ettiği zaman Hazret-i Ali'nin yanında idim. (Hazret-i Berâ) dedi ki: Onun yanında kilolarca (mal) elde ettim. Kendisi Yemen'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına geldiği vakit Fâtıma (radıyallahü anhâ)'yı boyalı elbiseler giyinmiş ve evide güzel misklerle kokulandırmış bir halde buldu. (Hazret-i Fâtima) dedi ki. ne oluyor da (ihramdan çıkmıyorsun) oysa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına (ihramdan çıkmalarını) emretti, onlar da ihramdan çıktılar. Ali) dedi ki: de O'na, " Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ne niyetle girdiyse ben de o niyete ihrama girdim (O ise henüz ihramdan çıkmadı)" diye cevap verdim ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına geldim. Bana: girerken nasıl hareket ettin? diye sordu. Ben de: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in girdiği gibi ihrama girdim" diye niyet ettim cevabını verdim. (O'da): Ben (Beyt-i Şerife) hedy kurbanlığı gönderdim ve (hac ile umreyi) birleştirdim. Sen kurbanlardan 67'sini yahutta 66'sını kes 33'ünü yahutta 34'ünü kendine bırak (kestiğin) develerin her birinden biraz (et parçası)da bana bırak" buyurdu. menâsik 46, 52; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 15.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı
1800-) Ebû Vâil'den nakledilmiştir ki: es-Subeyy b. Mâ'bed şöyle dedi: Ben (Hac ile umrenin) ikisine birden niyet et(miş)tim. Ömer bana; Peygamberinin sünnetine uymuşsun" dedi. menâsik 49; İbn Mâce, menâsik 38; Ahmed b. Hanbel, I, 14, 25, 34, 37, 53.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı
1801-) es-Subeyy b. Mâ'bed demiştir ki: Ben Hıristiyan bir Araptım. Daha sonra müslüman oldum. Kendi aşiretimden Hüzeym b. Sürmele denilen bir adama gelerek; ben gerçekten cihada çok düşkünüm. Hac ve umrenin üzerime farz olduğunu gördüm. (Hacla umreyi) ikisini birlikte yapsam nasıl olur? diye sordum. Bana; umreyi beraber yap, sonra da kolayına gelen (cinsten) bir kurban kes, dedi. Bunun üzerine hac ve umre için ihrama girdim. Uzeyb (denilen yer)e gelince Selmân b. Rabîa ve Zeyd b. Sûhân ile karşılaştım. Ben hacla umre için ihrama girmiş halde, ydim. (Beni bu halde görünce) birisi diğerine, (adam) devesinden daha anlayışlı değildir, dedi. (Bunu duyunca) sanki üzerime dağ yıkılmış zannettim. Hazret-i Ömer'e kaıdar gelip: mü'minlerin emiri! Ben Hıristiyan bir Araptım ve müslüman oldum. Cihada gerçekten çok düşkünüm. Hac ve umrenin üzerime farz olduklarını gördüm. Bunun üzerine kavmimden bir adama geldim. (Durumumu anlattım. Bana); îkisini birleştir ve kolayına gelen (cinsten) bir kurban kes" dedi. Ben de ikisi için birden ihrama girdim, dedim. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh) bana; sünnetine uymuşsun, diye cevap verdi. menâsik 49; İbn Mâce, menâsik 38; Ahmed b. Hanbel, I, 14, 25, 34, 37, 53.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı
1802-) Ömer b. el-Hattab, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (şöyle) derken işittiğini söylemiştir: Bu gece bana aziz ve celil olan Rabbimden bir elçi geldi de..." (Hazret-i Ömer) dedi ki: (Resûl-i Ekrem bu olayı anlatırken) kendisi Akik (denilen vadi)de (idi)- " Bu mübarek vadide namaz kıl. Hac ile birlikte umreye de niyet et dedi." Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi el- Velid b. Müslim ile Ömer b. Abdilvâhid de rivâyet etmiştir. Bu hadisin Yahya b. Kesîr'den gelen rivâyetinde " Ve " (Ey Muhammed) Hacc ile birlikte umreye" diye niyet et" cümlesi vardır. şekilde bu hadisin, Ali b. el-Mubârek'in, Yahya b. Kesîr'den rivâyet ettiği metninde de; Rabbimden gelen elçi bana) dedi ki: ve (Ey Muhammed) Hacla birlikte umreye" diye niyet et" cümlesi vardır. hac 16; İbn Mâce, menâsik 40; Ahmed b. Hanbel, I, 24.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı
1803-) Sebre'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte (hac için yola) çıkmıştık. Usfan'a varınca Süraka b. Mâlik el-Müdlicî; Allah'ın Resulü, bize (analarından) bugün doğmuş kimselere açıklama yapar gibi (hac hakkında) açıklama yap, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Allahü Te'âlâ, size şu haccımzla birlikte umreyi de meşru' kıldı. (Mekke'ye) vardığımızda Beyti ve Safa ile Merve arasını tavaf eden (ler) ihramdan çıksın(lar). Ancak yanında kurbanlık olanlar ihramdan çıkmasınlar" buyurdu. menâsik 35.

Kaynak: Sünen-i Ebu Davud, Hac Bölümü
Konu: Kıran Haccı