Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
396-)
Bize Zuhrî, Atâ ibn Yezîd'den; o da Ebû Eyyûb el-Ensârî'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: geldiğiniz zaman kıbleyi karşınıza almayın, kıbleyi arkanıza da almayın, fakat (Medine'nin) şark tarafına doğru veya garb tarafına doğru dönünüz". Eyyûb dedi ki: Sonra biz Şam'a geldik ve kıble tarafına doğru bina edilmiş birçok helâlar bulduk. Bu durumda biz, kıble cihetinden eğilip meyleder ve Yüce Allah'tan mağfiret isterdik. yine Zuhrî'den; o da Atâ'dan. Atâ: Ben Ebû Eyyûb'dan; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den olmak üzere, geçen hadîs gibi işittim, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Medîne, Şam Ve Maşrık Ahâlîsinin Kıblesi Bâbı
397-)
Bize Amr ibnu Dînâr tahdîs edip şöyle dedi: Biz İbn Omer'e: Umre için Ka'be'yi tavaf etmiş, fakat Safa ile Merve arasında sa'y etmemiş olan bir kimse, karısıyle cinsî münâsebet yapabilir mi? diye sorduk. İbn Omer: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) umre için Mekke'ye geldi, Beyt'i yedi kerre tavaf etti. Makaamın arkasında iki rek'at namaz kıldı. Safa ile Merve arasında sa'y etti. “And olsun ki Allah'ın Rasülü'nde sizin için pek güzel bir örnek vardırdı”-Ahzâb:21), dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Yüce Allahın: “siz De İbrahimin Makaamından Bir Namazgah Edinin” Bakara: Kelâmı Bâbı
398-)
- Biz bu mes'eleyi Câbir ibn Abdillah'a da sorduk. O da: Safa ile Merve arasını sa'y etmedikçe kadına sakın yaklaşmasın, cevâbını verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Yüce Allahın: “siz De İbrahimin Makaamından Bir Namazgah Edinin” Bakara: Kelâmı Bâbı
399-)
Seyf şöyle demiştir: Ben Mücâhid'den işittim, o şöyle dedi: İbn Omer'in yanına gelindi de, ona: İşte şu Rasûlüllah, o Ka'be'ye girdi, denildi. Bunun üzerine İbn Omer şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dışarıya çıkmış olduğu hâlde, ben hemen oraya geldim ve Bilal’i Ka'be kapısının iki sövesi arasında ayakta buldum. Ve hemen Bilâl'e sorup: Peygamber Ka'be içinde namaz kıldı mı? dedim. Bilâl: Evet, kapıdan giren kimsenin sol tarafına düşen iki direk arasında iki rek'at namaz kıldı, sonra dışarıya çıktı ve Ka'be'nin yüzü -kapısı- karşısında (yânı İbrâhîm makaamında) iki rek'at kıldı, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Yüce Allahın: “siz De İbrahimin Makaamından Bir Namazgah Edinin” Bakara: Kelâmı Bâbı
400-)
Bize İbnu Curayc, Atâ'dan haber verdi: O şöyle demiştir: Ben İbn Abbâs'tan işittim, o şöyle dedi:Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ka'be'ye girdiği zaman, onun bütün nahiyelerinde (yani cihetlerinde) duâ etti ve oradan çıkıncaya kadar namaz kılmadı. Dışarıya çıkınca Ka'be'nin önünde iki rek'at kıldı. Ve: "Kıble işte budur" dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Yüce Allahın: “siz De İbrahimin Makaamından Bir Namazgah Edinin” Bakara: Kelâmı Bâbı
401-)
Berâ' ibn Âzîb(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (Medine'de) on altı yahut on yedi ay Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kılmıştı. Halbuki Rasûlüllah kıblesinin Ka'be'ye yöneltilmesini arzu ederdi. Bunun üzerine azîz ve celîl olan Allah: "Biz, yüzünü çok kerre göğe doğru evirip çevirdiğini muhakkak görüyoruz. Şimdi seni herhalde hoşnûd olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. (Namazda) Yüzünü artık Mescidi Haram tarafına çevir. (Ey mü'minler) siz de nerede bulunursanız(namazda) yüzlerinizi o yana döndürün..."(el-Bakara: 144) âyetini indirdi. Rasûlüllah da Ka'be tarafına yöneldi. Bunun üzerine, insanlardan bir takım beyinsizler -ki onlar Yahûdîler'dir-: "Müslümanları, üzerinde durdukları kıblelerinden çeviren nedir?" dediler. "De ki: Doğu da Allah’ın, batı da. O, kimi dilerse onu dosdoğru yola iletir"(el-Bakara: 142). Bu kıble tahvili akabinde bir kimse Peygamber'le beraber (Ka'be'ye doğru) namaz kıldı da, namaz kıldıktan sonra yola çıktı. Nihayet Beytu'l-Makdis'e doğru ikindi namazı kılmakta olan bir Ensâr cemaatına uğradı. Onlara: Peygamber'le beraber namaz kıldığını, Peygamber'in Ka'be cihetine yöneldiğine şehâdet ederek söyledi. Bu haber üzerine o cemâat (namazlarını bozmadan) Ka'be tarafına yönelinceye kadar meyil edip döndüler.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Namaz Kılacak Kimsenin, Nerede Olursa Olsun, Kıble Cihetine Yönelmesi Bâbı
402-)
Câbir(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) seferde nâfile namâzı devesi üstünde, deve O'nu nereye yöneltirse yöneltsin kılardı. Bir farz namaz kılmak istediği zaman ise deveden iner ve kıbleye yönelirdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Namaz Kılacak Kimsenin, Nerede Olursa Olsun, Kıble Cihetine Yönelmesi Bâbı
403-)
Abdullah ibn Mes'ûd(radıyallahü anh) şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldırdı. İbrâhîm Nahaî: Amma Peygamber namazı artık mı, yoksa eksik mi kıldırdı bilmiyorum, dedi. (Sonra ibn Mes'ûd'un lâfzını rivayete dönerek, şöyle dedi): Peygamber selâm verince, kendisine hitaben: Yâ Rasûlallah, namaz hakkında yeniden bir şey mi geldi? diye soruldu. Rasûlüllah: neden sordun?" dedi. Yâ Rasûlallah şöyle böyle kıldırdın da ondan, dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah(hemen teşehhüd vaziyeti almak için) iki bacağını kıvırdı ve kıbleye karşı yönelip iki secde ettikten sonra selâm verdi. Yüzünü bize döndürünce şöyle buyurdu: muhakkak ki, şayet namaz hakkında yeni birşey gelmiş olaydı, onu size elbette haber verirdim. Lâkin ben de sizin gibi beşerim. Siz unuttuğunuz gibi, ben de unuturum. (Bir şey) unuttuğum zaman bana hatırlatınız. İçinizden biri namazda şekk edecek olursa doğruyu araştırsın ,(doğrudur diye verdiği) karâr üzerine namazını tamamlasın. Sonra selâm versin, ondan sonra da iki kerre secde etsin".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Namaz Kılacak Kimsenin, Nerede Olursa Olsun, Kıble Cihetine Yönelmesi Bâbı
404-)
Enes dedi ki: Omer şöyle dedi: Ben üç şeyde Rabb'ime muvafakat ettim, Yâ Rasûlallah, İbrâhîm makaamını namazgah edinsek, dedim. Müteakiben "Siz de İbrahim makaamından bir namâzgâh edinin" (el-Bakara: 125) âyeti nazil oldu. Bir de Hicâb âyeti- Yâ Rasülallah, kadınlarına emretsen de, onlar perde içine girseler. Çünkü hayırlı hayırsız kimseler onlarla konuşabiliyor, dedim. Bunun üzerine Hicâb âyeti (el-Ahzâb:53,32) nazil oldu. Keza Peygamberin zevceleri (bir defa) kendisine karşı kıskançlık (göstermek) üzere ittifak ettilerdi. Onlara: "Eğer O sizi boşarsa yerinize, Rabb'inin O'na sizden hayırlısını vermesi emel edilir..."(Tahrîm: 5) dedim. Derken bu âyet nazil oldu. Buhârî şöyle dedi:) Bize İbnu Ebî Meryem tahdîs edip şöyle dedi: Bize Yahya ibn Eyyûb haber verip şöyle dedi: Bana Humeyd tahdîs edip şöyle dedi: Ben Enes'ten bu hadîsi işittim.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kıble Hakkında Söylenenlerden Gayrı Olarak Gelen Şeyler İle, Yanılıp Da Kıbleden Başka Yöne Doğru Namaz Kılan Kişinin O Namazı Yeniden Kılmasını Rey Etmeyen Kimse Bâbı
406-)
Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: İnsanlar Kubâ'da sabah namazında bulundukları sırada onlara bir kimse gelip: Şübhesiz Rasûlüllah'a Kur'ân indirilmiş ve O'na Ka'be'ye yönelmesi emrolunmuştur. Binâenaleyh sizler de Ka'be cihetine yöneliniz, dedi. Cemâatin yüzleri Şâm tarafında iken bu emir üzerine(namaz içinde) Ka'be tarafına döndüler.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kıble Hakkında Söylenenlerden Gayrı Olarak Gelen Şeyler İle, Yanılıp Da Kıbleden Başka Yöne Doğru Namaz Kılan Kişinin O Namazı Yeniden Kılmasını Rey Etmeyen Kimse Bâbı
407-)
Abdullah ibn Mes'ûd(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazını beş rek'at kıldırdı. Sahâbîler: Namaz artırıldı mı? dediler. Peygamber:"Bu suâlin sebebi nedir?"dedi. Sahâbîler: Beş rek'at kıldırdın, dediler. Bu cevâb üzerine Peygamber iki ayağını kıvırdı ve iki secde yaptı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kıble Hakkında Söylenenlerden Gayrı Olarak Gelen Şeyler İle, Yanılıp Da Kıbleden Başka Yöne Doğru Namaz Kılan Kişinin O Namazı Yeniden Kılmasını Rey Etmeyen Kimse Bâbı
408-)
Enes(-radıyallahü anh- şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kıble (duvarında) tükürük gördü. Bu kendisine o kadar ağır geldi ki, üzüldüğü yüzünden besbelli oldu. Kalktı ve eliyle onu kazıdı. Sonra şöyle buyurdu: "Herbiriniz namazına durduğu vakit şübhesiz Rabb'i ile münâcât eder yahut Rabb'i kendisi ile kıblesi arasındadır. O hâlde hiçbiriniz kıblesine karşı tükürmesin. Muztarr kaldığında ya sol tarafına veya ayaklarının altına tükürsün". Bunu söyledikten sonra Rasûlüllah, ridâsının kenarını tutup içine tükürdü, sonra bir kısmını diğeri üzerine dürerek: "Yâhud işte böyle yapar" buyurdu..
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Tükürüğü Mescidden El İle Kazımak Bâbı
409-)
Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) kıble duvarında bir tükürük gördü de hemen onu kazıdı. Sonra insanlara dönüp: "Herhanginiz namaz kılarken önüne doğru tükürmesin. Çünkü namaz kıldığı zaman Allah, onun yüzünün geldiği tarafındadır" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Tükürüğü Mescidden El İle Kazımak Bâbı
410-)
Mü'minlerin annesi Âişe'den (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kıble duvarında bir sümük yahut tükürük yahut balgam gördü de, hemen onu kazıdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Tükürüğü Mescidden El İle Kazımak Bâbı
411-)
Ebû Hureyre ile Ebû Saîd şöyle tahdîs etmişlerdir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) mescidin duvarında tükürülmüş balgam gördü, hemen eline bir çakıl taşı aldı da ona sürtüp kazıdı. Sonra: biriniz öksürüp, aksırıp da göğüsten veya boğazdan balgam çıkardığı zaman, sakın yüzünün doğrultusuna ve de sağ tarafına tükürmesin. Muztarr kalırsa sol tarafına yahut sol ayağının altına tükürsün" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidden Sümüğü Çakıl Taşı İle Sürtüp Kazımak Bâbı
412-)
Ebû Hureyre ile Ebû Saîd şöyle haber vermişlerdir: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) mescidin duvarında bir balgam gördü. Hemen Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bir çakıl taşı aldı da ona sürtüp sıyırdı. Sonra: biriniz balgam çıkardığı zaman sakın onu yüzü doğrultusuna ve de sağ tarafına tükürmesin. Muztarr kalırsa onu sol tarafına yahut sol ayağının altına tükürsün" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kişi Namaz İçinde İken Sağ Tarafına Tükürmesin
413-)
Bana Katâde haber verip şöyle dedi: Ben Enes (radıyallahü anh)'ten işittim, şöyle dedi Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): biriniz sakın önüne ve de sağına tükürmesin. Lâkin (muztarr kalırsa) soluna yahut (sol) ayağının altına tükürsün" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kişi Namaz İçinde İken Sağ Tarafına Tükürmesin
414-)
Bize Katâde tahdîs edip şöyle dedi: Ben Enes ibn Mâlik'ten işittim; şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ki mü'min namazda olduğu zaman ancak Rabb'ına münâcât eder. O hâlde, sakın ön tarafına ve de sağ tarafına tükürmesin. Lâkin (muztarr kaldığında) sol tarafına yahut(sol) ayağının altına (tükürsün)" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Soluna Yahut Sol Ayağının Altına Tükürsün
415-)
Bize Zuhrî, Humeyd ibn Abdirrahmân'dan; o da Ebû Saîd'den tahdîs etti (o, şöyle demiştir): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem), mescidin kıblesinde tükürülmüş bir balgam gördü. Hemen onu bir çakıl taşı ile sürtüp kazıdı. Sonra insanın ön tarafına yahut da sağ tarafına tükürmesini nehyetti. Lâkin (muztarr kalırsa) sol tarafına yahut sol ayağının altına (tükürür) buyurdu. keza Zuhrî'den; o, Humeyd'den işitmiştir: O da Ebû Saîd'den, bu hadîs tarzında rivayet etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Soluna Yahut Sol Ayağının Altına Tükürsün
416-)
Bize Katâde tahdîs edip şöyle dedi: Ben Enes ibn Mâlik'ten işittim, şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: tükürmek bir günâhtır. Bu günâhın keffâreti ise onu görmektir".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescide Tükürme Hatîesinin Keffâreti Bâbı
417-)
Bize Abdurrazzâk, Ma'mer'den; o da Hemmâm'dan tahdîs etti. O, Ebû Hureyre'den işitmiştir. Peygamber şöyle buyurmuştur; "Herhangi biriniz namaza dikeldiği zaman önüne tükürmesin. Çünkü artık o namaz yerinde bulunduğu müddetçe Allah'a münâcât etmektedir. Sağ tarafına da tükürmesin. Çünkü sağ tarafında (haseneleri yazan) melek vardır. Muztarr kalırsa sol tarafına yahut ayağının altına tükürüp onu gömer"
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde Tükürüğün Gömülmesi Bâbı
418-)
Bize Humeyd, Enes'ten tahdîs etti (ki o, şöyle demiştir): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) kıblede tükürük gördü. Hemen onu eliyle kazıdı. Ve Peygamber'de bir nefret görüldü yahut bu tükürme fiilinden dolayı Peygamber'in nefreti ve bunun Peygamber üzerindeki şiddeti görüldü. Akabinde şöyle buyurdu: namazında kıyama durduğu zaman şübhesiz Rabbı'ına münâcât eder, yahut Rabb'ı kendisi ile kıblesi arasındadır. O hâlde hiçbiriniz kendi kıblesine karşı tükürmesin. Lâkin (muztarr kaldığında) ya sol tarafına yahut ayağının altına tükürsün". Bunu söyledikten sonra Rasûlüllah ridâsının kenarını tutup içine tükürdü ve ridânın bir kısmını diğer kısmı üzerine katladı da: "Yâhud işte böyle yapar"buyurdu
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Tükürük Kendisine Galebe Ettiği Zaman Namaz Kılan Kimse Onu Elbisesinin Bir Tarafına Alsın
419-)
Bize Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rac'dan; o da Ebû Hureyre'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: benim kıblem (yalnız) şurasıdır mı sanıyor sunuz? Allah 'a yemîn ederim ki, sizin huşû'unuz ve rukû'unuz bana gizli olmaz. Ben sizleri elbette arkamdan da görüyorum" Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bizlere bir namaz kıldırdı. Sonra minbere çıktı da namaz hakkında, rükû' hakkında söz söyleyip: "Şübhesiz ki ben sizleri önümden görür olduğum gibi, arkamdan da görürüm" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: İmamın İnsanlara, Namazı Tam Yapmaları Hususunda Öğüd Vermesi Ve Kıblenin Zikri Bâbı
421-)
Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh)'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) idmana çekilip zayıflatılmış atlar arasında Hafyâ'dan başlayıp Seniyyetu'l-Vedâ'da nihayet bulmak üzere yarış tertîb etti. Keza idman edilmemiş atlar arasında Seniyye'den tâ Zurayk oğulları Mescidi'ne kadar diğer bir yarış tertîb etti. Abdullah da yarış edenler arasında idi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Fulan Oğulları Mescidi Denilir Mi?
423-)
Enes(radıyallahü anh) şöyle dedi: Ben Peygamber'i, mescidde iken buldum, beraberinde birçok insan vardı. Ben hemen dikildim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "Seni Ebû Talha mı gönderdi?" dedi. Ben: Evet, dedim. O:"Yemeğe da'vet için mi?" dedi. Ben tekrar: Evet, dedim. Bunun üzerine Peygamber, yanında bulunan kimselere "Kalkın" buyurdu ve yürüdü. Ben de onların önlerinde yürüdüm.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde İken Yemek İçin Davet Yapan Mescidden İtibaren Bu Davete İcabet Eden Kimseler Bâbı
424-)
Bize İbnu Cureyc haber verip şöyle dedi: Bana İbnu Şihâb, Sehl ibn Sa'd dan haber verdi ki, bir adam Rasûlüllah'a gelip: Yâ Rasûlallah, karısıyle beraber bir erkek bulan kimseye ne re'y edersin? O adamı öldürür mü? Dedi. En sonunda o karı koca mescidde la'netleştiler, ben de hâzır bulunuyordum.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde Erkekler Ve Kadınlar Arasında Hükmetmek Ve Lanetleşme Yaptırmak Bâbı
425-)
Bize İbrâhîm ibn Sa'd, İbn Şihâb'dan; o da Mahmûd ibnu'r-Rabî'den; o da Itbân ibn Mâlik'ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Itbân'a gelip, evinin içinde: "Evinin neresinde senin için namaz kılmamı istersin?" dedi. Itbân der ki: Ben kendisine bir yeri işaret ettim. Akabinde Peygamber(namaza durup) tekbîr aldı. Biz de arkasında saff olduk. O bize iki rek'at namaz kıldırdı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Bab: İnsan Başkasına Âid Bir Eve Girdiği Zaman O Evin İçinde İstediği Yerde Mi Namaz Kılar Yahud Kılacak Yeri Araştırmayarak Emredilen Yerde Mi Namaz Kılar?
426-)
Bana Ukayl, İbn Şihâb'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bana Mahmûd ibnu'r Rabî' haber verdi(o, şöyle demiştir): Rasûlüllah’ın sahâbîlerinden ve Bedr'de hâzır olan Ensâr'dan Itbân ibn Mâlik , Rasûlüllah'a gelip: Yâ Rasûlallah, ben gözlerimi inkâr etmişimdir (yani, gözlerim çok zayıflamıştır). Halbuki ben, kavmime namaz kıldıran kimseyim. Yağmurlar yağdığı zaman onlarla benim aramızda dere akar da mescidlerine gidip onlara namaz kıldıramaz oluyorum. Yâ Rasûlallah, gönlüm arzu etti ki, bana gelip evimde namaz kıldırsan da senin namaz kıldığın yeri namazgâh edineyim, dedi. Râvî der ki: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem), Itbân'a: dedi. İtbân der ki: Ertesi sabah Rasûlüllah ile Ebû Bekr, gün yükseldiği vakit bana geldiler. Rasûlüllah(içeri girmeye) izin istedi. Ben de izin verdim. Eve girdiğinde oturmadı. Sonra: "Evinin neresinde namaz kılmaklığımı istersin?"dedi. Itbân der ki: Ben evin bir tarafını O'na işaret ettim. Rasûlüllah namaza durup tekbîr aldı. Biz de durup saff olduk. İki rek'at kıldırdıktan sonra selâm verdi. Itbân der ki: Rasûlüllah'ı, kendisi için yaptığımız bir hazîre yemeği üzerine alıkoyduk. Yurdun ahâlîsinden birçok kimseler(Peygamber'in gelmesini haber alarak) eve gelip doldular. İçlerinden biri: Mâlik ibnu'l-Duhayşin yahut İbnu'd-Duhşun nerede? Dedi. Oradakilerden biri: Mâlik ibnu'd-Duhayşin Allah'ı ve Rasûlü'nü sevmeyen bir münafıktır, dedi. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) ona:"Böyle deme. Görmüyor musun, o Lâ ilahe illellah demiştir ve bu sözü ile Allah'ın rızâsını istemektedir" buyurdu. O sözü söyleyen de: Allah ve Rasûlü en iyi bilendir, dedi. Itbân der ki: Biz Peygamber'i, münafıklar hakkında(hep böyle) müteveccih ve hayırhah bulurduk. Rasûlüllah: ki Allah, Allah rızâsını arayarak Lâ ilahe ille'llah diyen kimseyi ateşe haram etmiştir" buyurdu. Şihâb -geçen sened ile- şöyle dedi: Sonra ben Husayn İbnu'l-Muhammed el-Ensârî'ye -ki o Salim oğullarının biridir ve onların en hayırlılarındandır- bu Mahmûd ibnu'r-Rabî' hadîsini sordum. O,bu hadîsi tasdik edip doğruladı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Evlerde Mescidler Edinmek Bâbı Ve Berâ İbn Azib, Kendi Evindeki Mescidinde Cemâat Hâlinde Namaz Kıldırmıştır.
427-)
Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) muktedir olduğu müddetçe her işinde, temizlik yapmasında, taranmasında, ayakkabı giymesinde sağdan başlamayı severdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescide Girmekte Ve Diğerlerinde Sağ Ayak İle Başlamak Bâbı Ve İbn Omer, Girmeye Sağ Ayağı İle Başlar, Çıkacağı Zaman İse Sol Ayağı İle Başlar İdi
428-)
Hişâm şöyle demiştir: Bana babam, Âişe'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Ümmü Habîbe ile Ümmü Seleme, Habeşistan'da gördükleri, içinde tasvirler bulunan bir kiliseye dâir konuştular. Bu kiliseyi Peygamber'e de zikrettiler. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurdu:"Onlar, içlerinde iyi bir kimse bulunup vefat ettiğinde, kabri üzerine bir mescid (bir namazgah) yaparlar, içinde de bu suretleri tasvir ederler. İşte onlar kıyâmet gününde Allah katında halkın en şerlileridirler".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Bab: Cahiliyyet Devri Müşriklerinin Kabirleri Açılır Ve Yerlerinde Mescidler Edinilir Mi?
429-)
Bize Abdulvâris, Ebu't-Teyyâh'dan;oda Enes'ten tahdîs etti. O şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye geldi ve Medine'nin en yüksek tarafına Amr ibn Avf oğulları denilen kimselerin bulunduğu obada konak etti. Peygamber onların içinde on dört gece ikaamet etti. Sonra (dayıları olan) Neccâr oğullarına haber gönderdi. Onlar da kılıçları boyunlarında asılı olarak geldiler. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem), devesi(Kasvâ) üstünde, terkisinde Ebû Bekr ve çevresinde Neccâr oğulları cemâati (olduğu hâlde yola çıkışları) hâlâ gözümün önündedir. Nihayet Peygamber Ebû Eyyûb Hâlid ibn Zeyd'in evinin avlusuna (devesini) çökertti. Peygamber, nerede namaz vakti erişirse oracıkta namaz kılmayı severdi. Davar ağıllarında da namaz kılardı. Mescidin bina olunmasını emretti. Neccâr oğulları'ndan bir topluluğa haber gönderip: Neccâr oğulları, duvar ile çevrili arsanızın bedelini bana söyleyin" dedi. Onlar ise: Vallahi olmaz. Biz onun bedelini ancak Allah'tan isteriz, dediler. Enes der ki: Onun içinde şu söyleyeceklerim vardı: Müşriklerin kabirleri vardı. Oyuk, tümsek, bakılmamış harâb yerler vardı. Hurma ağaçlan vardı. Peygamber müşrik kabirleriyle alâkalı emrini verdi ve onlar açıldı. Sonra o harâb yerlerle ilgili emrini verdi, oralar da düzeltildi. Hurma ağaçları kesildi. Hurma ağaçlarını mescidin kıblesine sıra ile dizdiler. Kapının yan taraflarını da taştan ördüler. Sahâbîler recezler söyleyerek taş taşımaya başladılar. Peygamber de onlarla beraber: lâ hayra illâ hayru'l-âhireti Fağfir lil-Ensâri vel-Muhâcireti" Yâ Allah, âhiret hayrından başka hayır yoktur. Öyle ise Ensâr ile Muhâcirler'e mağfiret eyle) diyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Bab: Cahiliyyet Devri Müşriklerinin Kabirleri Açılır Ve Yerlerinde Mescidler Edinilir Mi?
430-)
Bize Şu'be, Ebu't-Teyyâh'dan; o daEnes'ten tahdîs etti. (radıyallahü anh): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) koyun ağıllarında namaz kılar idi, demiştir. Sonra râvî dedi ki: Bu sözden sonra ben Enes'ten şöyle derken işittim: Peygamber, mescid bina olunmadan evvel koyun ağıllarında namaz kılardı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Davar Ağıllarında Namaz Kılmak Bâbı
431-)
Nâfi' şöyle dedi: Ben İbn Omer'i gördüm ki, o devesini kıblesine alarak namaz kılıyordu. Ve ibn Omer ben Peygamber'i böyle yaparken gördüm, dedi
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Su Yakınlarındaki Deve Yataklarında Namaz Kılmak Bâbı
432-)
Abdullah İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle demiştir: Güneş tutuldu. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldırdı. Sonra: "Bana ateş (yani cehennem) gösterildi. Bu günkü kadar kötü ve beter hiçbir manzarayı ömrümde görmedim" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Önünde Ocak Yahud Ateş Yahud Müşrikler Tarafından Mabüd Edilen Bir Şey Olduğu Halde Yüce Allahın Rızasını İrade Edip Namaz Kılan Kimse Bâbı:
433-)
Bana Nâfi', İbn Omer'den haber verdi. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem):"Namazınızın bir kısmını evlerinizde kılınız. Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz" buyurmuştur
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kabirler Bulunan Yerlerde Namaz Kılmanın Keraheti Bâbı:
434-)
Bana Mâlik, Abdullah ibn Dînâr'dan; o da Abdullah ibn Omer'den tahdîs etti (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) -Ashâbu'l-Hıcr hakkında- şöyle buyurdu: olmanız müstesna, sakın azaba uğratılmış olan şu kavmin yurduna girmeyiniz. Eğer ağlayıcılar değilseniz, onlara isabet eden azabın sizlere de isabet etmemesi için, onların yurdlarına girmeyiniz"
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Allah Tarafından Yere Batırılmış Ve Üzerine Azab İndirilmiş Olan Mekânlarda Namaz Kılma Nın Hükmü Bâbı
435-)
Bize Abdetu, Hişâm ibn Urve'den; o da.babasından; o da Âişe (r.anha)'den haber verdi (ki, o şöyle demiştir): Ümmü Seleme,Rasûlüllah'a Habeşistan arazîsinde görmüş olduğu Mâriye (kilisesi) denilen bir kiliseyi zikretti. Ve Rasûlüllah'a o kilisenin içinde gördüğü suretleri de zikretti. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): öyle bir kavimdir ki, içlerinde sâlih bir kul, yahut sâlih bir adam öldüğü zaman, onun kabri üstüne bir mescid bina eder ve içine de, o suretleri tasvir ederler. İşte onlar Allah katında mahlûkaatın en şerlileridirler" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Hrıstiyan Mabedinde Namaz Kılmak Bâbı
436-)
Aişe ile Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demişlerdir: Rasûlüllah'a son hastalığı geldiği zaman, yanında bulunan bir hamîsayı yüzü üzerine atar dururdu O hamîsa sebebiyle sıkıldıkça da onu yüzünden açardı. İşte o hâlde iken Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): la'neti Yahudiler ve Nasrânîler üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescidler edindiler" buyurdu. (Rasûlüllah bu sözleri ile) onların yaptıklarından ümmetini sakındırıyordu
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Bab
437-)
Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik'ten; o da İbn Şihâb'dan; o da Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den; o da Ebû Hureyre'den tahdîs etti ki (o, şöyle derpiştir):Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Yahudiler'i gebertsin. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescidler edindiler" buyurdu
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Bab
438-)
Bize Câbir ibn Abdillah(radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Benden önceki peygamberlerden hiçbir kimseye verilmeyen beş şey, bana verilmiştir: Bir aylık mesafeye kadar korku (salmak) ile nusrat olundum. Yer (yüzü) bana mescid ve temizlik sebebi kılındı. Onun için ümmetimden kendisine namaz vakti erişen herkes namazını kılıversin. Ganimetler bana halâl edildi. Peygamber hassaten kendi kavmine gönderilirken, ben bütün insanlığa gönderildim. Ve bana şefaat verildi".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin: “yer Yüzü Bana Mescid Ve Temizlik Sebebi Kılındı Kavli Bâbı
439-)
Bize Ebû Usâme, Hişâm'dan; o da babasından; o da Âişe (r.anha)'den tahdîs etti (ki, o şöyle demiştir): Arab kabilelerinden birisine âid bir siyah câriye vardı. Onlar bu kadını azâd etmişlerdi. Kadın hurre olduğu hâlde yine onlarla beraber idi. Bu kadın şöyle dedi: Onlara âid bir kız, üzerinde sırımlardan yapılmış kırmızı bir gerdanlığı olduğu hâlde dışarıya çıktı. Âişe der ki: O kız üzerinden o gerdanlığı çıkarıp koydu, yahut üzerinden düştü. O gerdanlığın bulunduğu yere bir çaylak geldi. Onu, atılmış hâlde bulunan bir et parçası sandı, hemen onu kaptı. Câriye der ki: O gerdanlığı aradılar, fakat bulamadılar. Dedi ki: Beni o gerdanlıkla(onu almakla) ittihâm ettiler. Âişe der ki: Kadının her yerini iyice aramağa başlamışlar, hattâ kadının fercini bile araştırmışlar. Câriye dedi ki: Vallahi ben onlarla beraber ayakta dikilip dururken, birdenbire o çaylak geldi ve o deriden gerdanlığı yere attı. Kadın dedi ki: O da tam ortalarına düştü. Dedi ki: Bunun üzerine ben: İşte, aldığımı zannedip de beni ittihâm etmiş olduğunuz şey! Halbuki ben ondan berî'im. İşte deri gerdanlık, dedim. Âişe der ki: O siyah kadın Rasûlüllah'a geldi ve müslümân oldu. Âişe der ki: Mescidde ona mahsûs bir kıl çadır yahut küçük bir oda vardı. Âişe der ki, O kadın bana gelir ve yanımda konuşurdu. Âişe der ki: Yanıma her oturmasında muhakkak: yevmü'l-vişâhi min eâcîbi Rabbinâ Elâ innehu min beldeti'l-kufri encânî" (= Vişâh işinin olduğu gün Rabb'imizin yarattığı acîb işlerdendir. Şübhesiz ki o küfür beldesinden beni kurtardı) sözünü söylerdi. Âişe der ki: Bir gün ona: Senin hâlin nedir? Her ne vakit benimle birlikte otursan muhakkak bu beyti söylüyorsun? dedim. Âişe der ki: Bunun üzerine o kadın (yukarıda anlattığım) bu kıssayı anlattı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Kadının Mescid İçinde Uyuması Bâbı
440-)
Bana Nâfi' tahdîs edip şöyle dedi: Bana Abdullah ibn Omer; kendisi, bekâr, karısı yok bir genç iken Peygamber'in mescidi içinde uyur olduğunu haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde Erkeklerin Uyuması Bâbı
441-)
Sehl ibn Sa'd(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (kızı) Fâtıma'nın evine geldi, Alî'yi evde bulamadı. Bunun üzerine Fâtıma'ya: "Amucanın oğlu nerede?" diye sordu. Fâtıma: Aramızda birşey oldu da darılıştık. Bundan dolayı dışarı çıktı ve gündüz uykusunu benim yanımda uyumadı, dedi. Rasûlüllah bir insana: "Bak, nerede?" buyurdu. O adam (gidip) geldi ve: Yâ Rasûlallah, o, mescidde uyuyor, dedi. Rasûlüllah gitti, baktı ki Alî yan tarafına yatmış, ridâsı bir yanından sıyrılmış, vücûdu toprağa bulanmış hâldedir. Rasûlüllah:"Yâ Ebâ Turâb kalk, yâ Ebâ Turâb kalk" diye diye toprağı Alî'nin bedeninden silmeğe başladı
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde Erkeklerin Uyuması Bâbı
442-)
Ebû Hureyre(radıyallahü anh) şöyle demiştir: "Ben Ashâbu Suffe'den yetmiş zât gördüm. İçlerinde ridâsı (yani belinden yukarısını örtecek ihramı) olan bir tek kimse yoktu. Ya izâr(yani fûta) bağlar, yahut boyunlarına bağladıkları bir kisâ giyerlerdi ki, kiminin bacaklarının yarısına, kiminin de topuklarına ancak varabiliyordu. Herbi-ri namazda avret yerinin görülmesini istemediği için giydiğini eli ile toplardı"
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde Erkeklerin Uyuması Bâbı
443-)
Bize Muhârib ibnu Disâr, Câbir ibn Abdülah'dan tahdîs etti'. O şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde bulunurken ben yanına geldim. -Mıs'ar: Ben Muhârib'in kuşluk vaktinde dediğini sanıyorum, demiştir. -Rasûlüllah bana: "İki rek'at (geliş) namazı kıl" buyurdu. Benim Peygamber üzerinde bir alacağım vardı. Akabinde Peygamber borcunu bana ödedi ve bana fazla da verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: İnsan Bir Seferden Gelince Mescidde Namaz Kılmak Bâbı
444-)
Bize Mâlik, Âmir ibn Abdillah ibni'zubeyr'den; o da Amr ibn Süleym ez-Zurâki’den; o da Ebû Katâde es-Sülemî'den haber verdi ki, Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem):"Sizden bir kimse mescide girdiği vakitte oturmadan evvel (tahiyyetu'l-mescid olarak) iki rek'at namaz kılsın" buyurmuştur
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescide Girdiği Zaman İki Rekât Namaz Kılsın Bâbı:
445-)
Bize Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rac'dan; o da Ebû Hureyre'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Şübhesiz herhangi biriniz namaz kılmış olduğu namaz yerinde abdestini bozmadan mevcûd bulunduğu müddetçe, melekler ona salât edip: Allâhumme'ğfir lehu, Allâhumme'r hamhu (= Yâ Allah onun günâhlarını mağfiret et ve ona merhamet eyle) derler".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidde Hasıl Olan Hades Bâbı
446-)
Bize Nâfi' tahdîs etti. Ona da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Mescid, Rasûlüllah zamanında ham kerpiç ile bina olunmuş idi. Çatısı hurma dalları, direkleri de hurma gövdeleri idi. Ebû Bekr (genişletme ve süsleme nev'inden) hiçbir şey ziyâde etmedi. Omer (yalnız enini boyunu) artırıp, Rasûlüllah zamanındaki bina tarzına göre kerpiç ve hurma dallarıyle bina etti ve direklerini de tekrar ağaç olarak koydu. Sonra Usmân mescidin binasını(genişletme ve süslendirme olarak) değiştirdi ve hem de çok genişletti. Duvarlarını da (kerpiç yerine) nakışlı taşlarla ve kireçle bina etti. Ve direklerini nakışlı taşlardan, tavanını da sâç ağacından yaptı.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Peygamber Mescidinin Yapısının Yapılması Bâbı
446-)
İbnu Ebî Hazım ile ed-Derâverdî, her ikisi de Yezîd (ibnu'l-Hâd)'den şöyle tahdîs ettiler: Ve dedi ki: "Kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve bârik alâ Muhammedin ve âli Muhammedin kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve âli İbrâhîme". Allah'ın Şu Kavli: “Ey îmân edenler, siz de Mûsâ 'yı incitenler gibi olmayın,.." (Âvet: 69).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t - Tefsîr
Konu: El-ahzâb Sûresi
447-)
İkrime şöyle demiştir:(Birgün) ibn Abbâs bana ve oğlu Alî'ye: Ebû Saîd'e gidin de onun rivayet ettiği hadîslerden de bir mikdârını işitin, dedi. Bunun üzerine biz ikimiz Ebû Saîd'in yanına gittik. Onu, kendisine âid bir bahçeyi timâr ederken bulduk. Hemen ridâsını alıp büründü. Sonra bize tahdîs etmeğe başladı. Nihayet mescidin yapılışının zikri geldi. Burada şöyle dedi: Biz birer kerpiç, birer kerpiç taşıyorduk. Ammâr ise ikişer kerpiç, ikişer kerpiç taşıyordu. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) onu(öyle) görünce üzerindeki toprağı silkerek: Ammâr! Vah Ammâr! Kendisini bağîler cemâati öldürecektir. Ammâr onları cennete da'vet eder, onlar ise onu cehenneme çağırırlar" demeğe başladı. Ebû Saîd der ki: Ammâr (bunu işitince): Fitnelerden Allah'a sığınırım, derdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu's-salât
Konu: Mescidin Yapısını Yapmak Hususunda İnsanların Birbirleriyle Yardımlaşmaları Bâbı