Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı

660-) Ebû Hureyre(radıyallahü anh)'şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: üzerine sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiçbir namaz yoktur. Halbuki bu iki namazda olan şeyleri bilselerdi emekleye emekleye de olsa, onlara muhakkak gelirlerdi. Yemin olsun içimden öyle geçti ki, müezzine emredeyim namazı ikaame etsin, sonra bir kimseye emredeyim, o da insanlara imamlık etsin, sonra ateşli fitilleri alayım, ezanı işitmeyi müteâkıb namaza çıkmayanların evlerini başlarına yakayım" .

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yatsı Namazını Cemaat İçinde Kılmanın Fazileti Bâbı
661-) Bize Hâiid, Ebû Kılâbe'den; o da Mâlik ibnu'l-Huveyris (radıyallahü anh)'ten olmak üzere tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):"Namaz (vakti) geldiği zaman ezan okuyunuz ve ikaamet ediniz. Sonra ikinizin en yaşlısı size imamlık etsin" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İki Kişi De, İkiden Ziyadesi De Cemaattir
662-) Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik'ten; o da Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rac'dan; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere tahdîs etti. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: her biri namaz kıldığı yerde bulunmakta devam ettiği ve kendisinden hades vâki' olmadığı müddetçe, melekler ona: Allahumme ığfir lehu, Allahumme ırhamhu (= Yâ Allah buna mağfiret et, yâ Allah buna merhamet eyle!) diye salât yâni dua ve istiğfar ederler. Sizlerden her biri namaz kendisini habsetmekte devam ettiği müddetçe ve kendisini ancak namaz, ehline dönmesinden men' etmekte devam ettiği müddetçe bir (nevi') namâz içinde bulunmakta devam eder”.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namazı Bekleyerek Mescid İçinde Oturan Kimse Ve Mescidlerin Fazileti Bâbı
663-)  Bana Hubeyb ibnu Abdirrahmân, Hafs ibnu Âsım'dan; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere tahdîs etti.Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: kişi ki, Allah onları kendi gölgesinden başka gölge olmayan günde, gölgesi altında gölgelendirecektir: Adaletli imâm, Rabb'ine ibâdet içinde yetişmiş genç, gönlü mescidlere bağlı olan kimse, Allah yolunda sevişip, buluşmaları da ayrılmaları da buna müstenid olan iki kimsenin her biri. Mevki ve güzellik sahibi bir kadın kendisini istediği hâlde; ben Allah'tan korkarım diyen erkek. İnfâk ettiğinde; sol tarafının, sağ tarafının ne infâk etmekte olduğunu bilmeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, tenhâ yerde Allah 'ı zikr edip de, iki gözü dolup taşan kimse.".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namazı Bekleyerek Mescid İçinde Oturan Kimse Ve Mescidlerin Fazileti Bâbı
664-) Bize İsmâîl ibn Ca'fer, Humeyd'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Enes ibn Mâlik'e, Rasûlüllah mühür-yüzük edindi mi? diye soruldu da Enes şöyle dedi: Evet, Rasûlüllah bir gece yatsı namazını gecenin yarısına kadar te'hîr etti. Sonra namazı kıldırmasının ardından yüzünü bize döndürdü de "(Bu saatte) insanlar namazı kılıp uyudular, siz ise namaz kılmayı beklediğiniz sürece bir(nevi') namaz içinde olmakta devam ettiniz" buyurdu. Enes dedi ki: Peygamber'in yüzüğünün parıltısı hâlâ gözümün önündedir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namazı Bekleyerek Mescid İçinde Oturan Kimse Ve Mescidlerin Fazileti Bâbı
665-) Bize Muhamnıed ibn Mutarrıf, Yezîd ibn Eslem'den; o da Atâ ibn Yesâr'dan; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere haber verdi: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: kim (namaz için) mescide gider gelirse, her gidip geldikçe Allah ona cennetteki konağını hazırlar".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Mescide Gidip Gelen Kimsenin Fazileti Bâbı
666-) Bize Abdulazîz ibnu Abdillah tahdîs edip şöyle dedi: Bize İbrâhîm ibnu Sa'd, Bâbasından; o da Hafs ibnu Âsım'dan; o da Mâlik ile Buhayne'nin oğlu olan Abdullah'tan olmak üzere tahdîs etti. Abdullah (radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adama uğradı, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaz Îkaame Edildiği Zaman, Artık Farz Olan Namazdan Başka Namaz Kılınmaz
667-) Buhârî dedi ki: Ve yine bana Abdurrahmân tahdîs edip şöyle dedi: Bana Behz ibnu Esed tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şu'be tahdîs edip şöyle dedi: Bana Sa'd ibn İbrâhîm haber verip şöyle dedi: Ben Ezd kabilesinden olup, kendisine Mâlik ibnu Buhayne dahi denilen bir kimseden işittim (o, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sabah namaz ikaame edilmiş iken, bir kimsenin iki rek'at sünnet kılmakta olduğunu gördü. Rasulullah namazdan çıkınca, oradakiler etrafını sardılar. Rasûlüllah(tevbîh olarak) o kimseye: namazını dört rek'at olarak mı kılıyorsun? Sabah namazını dört rek'at olarak mı kılıyorsun?" buyurdu. hadîsi bu isnâdla Şu'be'den; o da Mâlik'ten diye rivayet etmesinde Behz ibn Esed'e Gunder ile Muâz ibn Muâz el-Basrî mutâbaat etmişlerdir. ibn İshâk da şöyle dedi: Sa'd ibn İbrahim'den; o da Hafs ibn Âsım'dan; o da Abdullah ibn Buhayne'den. ibn Ebû Seleme de şöyle dedi: Bize Sa'd ibn İbrâhîm, Hafs'tan; o da Mâlik'ten diye haber verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaz Îkaame Edildiği Zaman, Artık Farz Olan Namazdan Başka Namaz Kılınmaz
668-) el-Esved ibn Yezîd en-Nahaî şöyle demiştir: Biz bir gün Âişe'nin yanında idik. Namaza devamlı olmayı ve ona ta'zîm eylemeyi zikrettik. Âişe şöyle dedi: Rasûlüllah, vefat etmiş olduğu hastalığa tutulduğu zaman (bir kerre) namaz vakti gelmiş, ezan da okunmuştu. Rasûlüllah: Bekr'e söyleyin de insanlara namazı kıldırsın" buyurdu. Ebû Bekr pek yufka yüreklidir, senin makaamında durup da halka namaz kıldıramaz, denildi. Rasûlüllah emrini tekrar etti. Yanındakiler de kendi söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine Rasûlüllah üçüncü defa yine o emrini tekrâr etti de: "Şübhesiz ki sizler Yûsuf Peygamber'in sahibelerisiniz (yânı onun günündeki kadınlar gibisiniz) . Ebû Bekr'e emredin, insanlara namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Ebû Bekr(mihraba) çıkıp namazı kıldırdı.(Bu namazlardan biri esnasında) Peygamber, kendisinde bir hafiflik hissetti de iki kimseye dayanarak namaza çıktı. Tâkatsızlığından dolayı yürürken ayaklarını yerlerde sürüdüğü hâlâ gözümün önündedir. Ebû Bekr geriye çekilmek istedi. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ona, yerinde dur, diye işaret etti. Sonra ileriye götürüldü de nihayet Ebû Bekr'in yanına oturdu. Râvî el-A'meş'e: Namazı Peygamber kıldırıyordu da, Ebû Bekr O'nun namazına, cemâat de Ebû Bekr'in namazına uyarak(mı) namaz kılıyorlardı? Denildi; A'meş, başı ile evet, dedi. hadîsi Ebû Dâvûd et-Tayâlisî, Şu'be'den; o da el-A'meş'ten olmak üzere bir kısmını rivayet etti. Ebû Muâviye Muhammed ibn Hazım, el-A'meş'ten yaptığı rivayetinde; Rasûlüllah, Ebû Bekr'in soluna oturdu. Ebû Bekr de ayakta olarak namaz kılıyordu, sözlerini ziyâde etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Hastanın Cemaatte Hazır Olması Hususundaki Sınır In Beyanı Bâbı
669-) ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Abdullah ibn Mes'ûd’un oğlu Ubeydullah haber verip şöyle dedi: Âişe şöyle dedi: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ağırlaşıp da ağrısı şiddetlendiği zaman, benim evimde bakılmak üzere kadınlarından izin istedi. Onlar da kendisine izin verdiler. Ondan sonra Peygamber bir tarafında Abbâs, diğer tarafında bir zât olduğu hâlde, ayakları yerde sürünerek çıktı. Ubeydullah ibn Abdillah şöyle dedi: Âişe'nin bu dediğini İbn Abbâs'a zikrettim. O bana: Âişe'nin ismini söylemediği kimsenin kim olduğunu bilir misin? Dedi. Ben: Hayır dedim. O Alî ibn Ebî Tâlib'dir, diye haber verdi..

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Hastanın Cemaatte Hazır Olması Hususundaki Sınır In Beyanı Bâbı
670-)  (Nâfi- şöyle demiştir:) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh)soğuk ve rüzgarlı bir gecede namaz için ezan okudu. Sonra da “Elâ sallû fi’r-rıhâl (haberiniz olsun, namazlarınızı olduğunuz yerlerde kılınız)” dedi. Bunun ardından da şöyle dedi: Çünkü Resûlüllah soğuk ve yağmurlu gece olduğunda müezzine ezan okumasını (ve ardından böyle söylemesini) emreder. O da “Elâ sallû fi’r-rıhâl (haberiniz olsun, namazlarınızı olduğunuz yerlerde kılınız)” der idi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yağmurda Ve Diğer Bir İllette Kendi Menzilinde Namaz Kılmaya Ruhsat Bâbı
671-) Bana Mâlik, İbn Şihâb'dan; oda Mahmûdibnu'r-Rabî' el-Ensârî'den tahdîs etti(o, şöyle demiştir): İtbân ibn Mâlik gözleri görmediği hâlde kendi kavmine imamlık ederdi. O bir defasında Rasûlüllah'a: Yâ Rasülallah, karanlık oluyor, seyl oluyor; ben ise gözleri görmez bir kimseyim. Binâenaleyh ey Allah'ın Elçisi, benim evimdeki bir yerde namaz kıldır da ben orasını namaz kılma yeri edineyim, dedi. Bu müracaat üzerine Rasûlüllah ona gitti ve: "Nerede namaz kıldırmamı istersin?" buyurdu. Itbân, evden bir yeri işaret etti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) orada namaz kıldırdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yağmurda Ve Diğer Bir İllette Kendi Menzilinde Namaz Kılmaya Ruhsat Bâbı
672-)  Bize Hammâd ibn Zeyd, tahdîs edip şöyle dedi. Bize ez-Ziyâdî'nin arkadaşı olan Abdulhamîd tahdîs edip şöyle dedi: Ben Abdullah ibnu'l-Hâris'ten işittim, şöyle dedi: İbn Abbâs(radıyallahü anhüma)çamurlu bir günde bize hutbe îrâd etti. (Hutbe öncesi) müezzine "Hayyeale's-salâtı"sözüne ulaştığında "es-satâtu firr-rıhâl( = Namaz evlerde kılınacak)" diye nida etmesini emretti. İnsanlar bu sözden hoşlanmamışlar gibi birbirine bakıştılar. Bunun üzerine İbn Abbâs: Sizler bunu beğenmemişe benziyorsunuz. Halbuki bunu -Peygamber'i kasdederek- benden hayırlı olan Zât yapmıştır. Bu (yani cumua namazı) kılınması lâzım ve vâcib bir şeydir. Ben ise sizleri(olduğunuz yerlerden çıkararak) günâha sokmak istemedim, dedi. Ve yine Hammâd'dan; o da Âsım'dan; o da Abdullah ibnu'l-Hâris'ten; o da ibn Abbâs'tan olmak üzere yukarıki hadîs tarzında rivayet etti. Şu kadar var ki, bu rivayette İbn Abbâs: Ben sizleri günâha sokmak istemedim ki gelecektiniz ve dizlerinize kadar çamura batacaktınız, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Cemaate Gelmeme Ruhsatı Varken Mescide Gelmiş Olanlara Namaz Kıldırır Mı?
673-)  Bize Hişâm(ed-Destevâî), Yahya ibn Ebî Kesîr'den; o da Ebû Seleme'den olmak üzere tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Ebû Saîd el-Hudrî'ye sordum da, o şöyle dedi: Bir bulut geldi, yağmur boşandı, hattâ mescidin tavanı aktı. Mescidin sakfı hurma dallarından idi. Namaz ikaame edildi. Ben Rasûlüllah'ı su içinde ve çamur içinde secde ederken gördüm. Hattâ (namazdan bize döndüğünde) alnında çamur izini gördüm.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Cemaate Gelmeme Ruhsatı Varken Mescide Gelmiş Olanlara Namaz Kıldırır Mı?
674-) Bize Enes ibnu Sîrîn tahdîs edip şöyle dedi: Ben Enes (radıyallahü anh)'ten işittim, şöyle diyordu: Ensâr'dan bir adam Peygamber'e hitaben: Ben seninle namaz kılmağa gelemiyorum, dedi. O zât şişman bir kimse idi. İşte o zât Peygamber için yemek pişirdi de Peygamber'i evine da'vet etti. Peygamber'e bir hasır yaydı ve hasırın kenarına su serpti. Peygamber o hasırın üzerinde iki rek'at namaz kıldırdı. Âlu Cârûd'dan bunu işiten bir kimse Enes'e: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) duhâ namazı kılar mıydı? Diye sordu. O da: O günden başka onu kıldığını görmedim, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Cemaate Gelmeme Ruhsatı Varken Mescide Gelmiş Olanlara Namaz Kıldırır Mı?
675-)  Hişâm şöyle demiştir: Bana Bâbam Urve tahdîs edip şöyle dedi: Ben Âişe'den işittim, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yemek konulduğu ve namaz da ikaamet edildiği zaman, yemeğe başlayınız" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yemek Hazır Olup Geldiği Ve Namaz Da İkaamet Edildiği Zaman Hangisine Başlanır?
676-)  (Enes -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Akşam yemeğiniz önünüze konulduğu vakit, akşam namazını kılmadan yemeğe başlayınız; acele edip de yemeğinizi bırakmayınız

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yemek Hazır Olup Geldiği Ve Namaz Da İkaamet Edildiği Zaman Hangisine Başlanır?
677-) İbn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizden her birinizin yemeği konulduğu ve namaz da ikaamet edildiği zaman, yemeğe başlayınız. Yemekten fariğ oluncaya kadar acele etmesin" buyurdu. İbnu Omer, önüne yemek konulur, ötede namaz ikaamet edilirdi; hattâ imâmın kıraatini işitir olduğu hâlde yemeği bırakıp da namaza gitmezdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yemek Hazır Olup Geldiği Ve Namaz Da İkaamet Edildiği Zaman Hangisine Başlanır?
678-) Zuheyr(ibnu Muâviye) ile Vehb ibn Usmân, Mûsâ ibn Ukbe'den; o da Nâfi'den olmak üzere söylediler: İbn Omer şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: her biriniz yemek üzerinde bulunduğu zaman namaz ikaamet edilmiş olsa bile işini bitirinceye kadar acele etmesin ". Bu hadîsi İbrâhîm ibnu'l-Munzir, Vehb ibn Usmân'dan rivayet etti. Bu Vehb ise Medîneli'dir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Yemek Hazır Olup Geldiği Ve Namaz Da İkaamet Edildiği Zaman Hangisine Başlanır?
679-) İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Amr ibnu Umeyye'nin oğlu Ca'fer haber verdi. Bâbası şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'ı pişmiş bir koyun bacağından bıçakla etleri kesip yerken gördüm. Bu sırada namaza çağrıldı. Bunun üzerine Rasûlüllah hemen kalktı, bıçağı elinden bıraktı ve abdest almadan namazı kıldırdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam, Elinde Yemekte Bulunduğu Birşey Varken Namaza Çağrıldığı Zaman Nasıl Yapar? Bâbı
680-) el-Esved şöyle demiştir: Ben Âişe'ye: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) evinde ne yapardı? Diye sordum. Âişe: Kendi ailesinin işinde, yani kendi evinin hizmetinde bulunurdu. Namaz vakti gelince de namaza çıkardı, dedi .

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Ailesinin İhtiyacında Meşgul Olan Kimse Namaz İkaamet Edilince Hemen Çıkar Bâbı
681-) Ebû Kılâbe şöyle demiştir: Mâlik ibnu'l-Huveyris, bizim şu mescidimize -yani Basra mescidine- geldi ve: Asıl arzum namaz kılmak olmadığı hâlde, ben size namaz kıldıracağım Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i nasıl namaz kılar gördümse, ben size öyle namaz kıldıracağım, dedi. Eyyûb dedi ki: Ben Ebû Kılâbe'ye, Mâlik'in nasıl namaz kıldırdığını sordum. Bizim şeyhimiz olan şu Amr ibn Selime gibi dedi. Yine Eyyûb dedi ki: Ve o şeyh, birinci rek'atta sucûddan başını kaldırdıktan sonra ve ayağa kalkmadan evvel (birazcık) oturan bir şeyh idi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kendisi Namaz Kılmak Arzu Etmediği Halde, Sırf İnsanlara Peygamberin Namazını Ve Sünnetini Öğretmek Maksadiyle Halka Namaz Kıldıran Kimse Bâbı
682-) Ebû Mûsâ(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığa tutuldu ve hastalığı şiddetlendi. Bunun üzerine Peygamber: "Ebû Bekr'e emredin de o insanlara namaz kıldırsın " buyurdu. Âişe: Şübhesiz EbûBekr ince yürekli bir kimsedir. O senin makaammda dikelip durduğu zaman insanlara namaz kıldırmaya muktedir olamaz, dedi. Peygamber: "Ebû Bekr'eemredin de insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe yine ilk sözünü tekrar etti. Peygamber:" (Ey Âişe), sen Ebû Bekr'e emret de, insanlara namazı kıldırsın. Şübhesiz siz kadınlar, Yûsuf Peygamber’ in sahibeleri olan kadınlar cindensiniz" buyurdu. Müteakiben Ebû Bekr'e haberci elçi geldi ve Peygamberin hayâtında insanlara o namaz kıldırdı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İlim Ve Fazilet Sahibi Olan Kimseler İmamlığa Başkalarından Daha Haklıdırlar.
683-)  Âişe(r.anha) şöyle dedi: Rasûlüllah hastalığında: "Ebû Bekr'e emredin, insanlara namaz kıldırsın"buyurdu. Âişe dedi ki, Ben, Ebû Bekr senin makaamında(yânı namaz kıldırdığın mihrâbda) dikeldiği zaman ağlamaktan (kıraati) insanlara işittiremez. Binâenaleyh Omer'e emret de insanlara namazı o kıldırsın, dedim. Âişe dedi ki: Ben Hafsa'ya da: Ebû Bekr senin makaamında durduğunda ağlamaktan(kıraati) insanlara işittiremez. Omer'e emret de insanlara namazı o kıldırsın deyiver, dedim. Hafsa dediğimi yaptı. Onun üzerineRasûlüllah: "Yeter (sus)! Şübhesiz sizler elbette Yûsuf Peygamber 'in sahibeleri olan kadınlarsınız. Ebû Bekr'e emredin, insanlar için namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Hafsa, Âişe'ye hitaben: Ben zâten senden bir hayıra isabet edecek değildim, dedi (de canının sıkıntısını açığa vurdu).

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İlim Ve Fazilet Sahibi Olan Kimseler İmamlığa Başkalarından Daha Haklıdırlar.
684-) ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Enes ibn Mâlik el-Ensârî (radıyallahü anh) haber verdi ki, bu Enes, Peygamber'e tâbi' olup, O'ndan hiç ayrılmamış, O'na hizmet etmiş ve O'na sâhib olmuştur(O, şöyle dedi): Peygamber'in içinde vefat etmiş olduğu hastalığında sahâbîlere Ebû Bekr namaz kıldırıyordu. Nihayet pazartesi günü olunca sahâbîler saff saff namaza durdukları esnada Peygamber hücrenin perdesini açtı da, bizlere bakmaya başladı. Kendisi ayakta duruyor ve yüzü de Mushaf yaprağı gibi parlıyordu. Sonra tebessüm edip güldü. Peygamber'i görmekle sevincimizden az kalsın namazı bozuyorduk. Ebû Bekr, Peygamber namaza çıkıyor zannıyle (ilk) saffa girmek için iki topuğu üzerinde geri geri gelmeğe başladı. Bu sırada Peygamber bizlere namâzınızi tamamlayın diye işaret etti ve perdeyi salıverip örttü. İşte o gün Peygamber vefat etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İlim Ve Fazilet Sahibi Olan Kimseler İmamlığa Başkalarından Daha Haklıdırlar.
685-) Enes(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç gün çıkmadı. Namaz ikaame edildi. Ebû Bekr ileriye varıp mihraba geçti. Peygamber perdeyi eliyle şöyle kaldırdı. Peygamber'in yüzü meydana çıktı ki, o anda bize görünen Peygamber'in o parlak yüzünden daha hoş, daha güzel bir manzara görmüş değiliz. Peygamber, Ebû Bekr'e ileriye geç diye eliyle işaret etti ve perdeyi indirdi. İşte ondan sonra vefat edinceye kadar güzel yüzünü bir daha görmek müyesser olmadı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İlim Ve Fazilet Sahibi Olan Kimseler İmamlığa Başkalarından Daha Haklıdırlar.
686-)  Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan; o da (Sâlim'in kardeşi) Hamzaibn Abdillah'tan tahdîs etti. O da Bâbası Abdullah ibn Omer'den haber yerdi. O şöyle demiştir: Rasûlüllah'ın hastalığı şiddetlendiği zaman kendisine namaz işi hususunda birşeyler söylendi. Bunun üzerine Rasûlüllah: Bekr'e emredin de insanlara namazı o kıldırsın" buyurdu. Âişe: Ebû Bekr ince duygulu bir erkektir, okuduğu zaman ağlamak ona galebe eder, dedi. Rasûllullah: "Ona emredin, o kıldırır"buyurdu. Âişe (veya yanındaki kadınlar o) sözü tekrar etti. Rasûlüllah: "Ona emredin, o kıldıracak. Şübhesiz sizler Yûsuf'un sahibeleri olan kadınlarsınız" buyurdu. hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmesinde Yûnus ibn Yezîd'e ez-Zubeydî, Zuhrî'nin kardeşinin oğlu ve bir de İshâk ibn Yahya el-Kelbî mutâbaat etmişlerdir. Ve Ukayl ile Ma'mer, ez-Zuhrî'den; o da Hamza'dan; o da Peygamber'den şeklinde söylediler.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İlim Ve Fazilet Sahibi Olan Kimseler İmamlığa Başkalarından Daha Haklıdırlar.
687-) Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığı zamanında Ebû Bekr'e insanlara namaz kıldırmasını emir buyurdu. Artık Ebû Bekr insanlara namaz kıldırıyordu. Urve dedi ki: (Bu namazlardan biri esnasında) Rasûlüllah kendinde bir hafiflik hissetti de dışarıya çıktı. Tam bu zamanda Ebû Bekr insanlara imamlık yapıyordu. Ebû BekrPeygamberi görünce geriye çekilmeye davrandı. Peygamber ona olduğun gibi yerinde dur diye işaret etti. Sonra Ebû Bekr'in hizasında, tâ yanıbaşında oturdu. Ebû Bekr, Rasûlüllah'ın namazına uymak suretiyle namaz kıldırıyordu, insanlar da Ebû Bekr'in namazına uymak suretiyle namaz kılıyorlardı

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Bir İlletten Dolayı İmamın Yanıbaşında Namaza Duran Kimse Bâbı
688-) Bize Mâlik, Ebû Hazım ibnu Dinar'dan; o da Sehl ibn Sa'd es-Sâidî (radıyallahü anh)'den haber verdi (O, şöyle demiştir): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) bir kerre aralarını ıslâh için Amr ibn Avf oğulları yurduna gitti. Namaz vakti geldi. Müezzin, Ebû Bekr'e geldi de: İnsanlara namaz kıldırır mısın, namazı ikaamet edeyim mi? diye sordu. O da: Evet, dedi. Ebû Bekr namaza başladı. Rasûlüllah, insanlar namazda iken geldi. Saffları yara yara birinci saffa vardı. Onu gören cemâat el çırptılar. Ebû Bekr, namazını kılarken başını hiç çevirmezdi. Cemâat el çırpmayı çoğaltınca başını çevirdi ve Rasûlüllah'ı gördü. "Yerinde dur!" diye kendisine işaret etti. Ebû Bekr ellerini kaldırıp, Rasûlüllah'ın kendisine olan bu emrinden dolayı Allah'a hamd ve sena etti. Sonra Ebû Bekr, saffa dümdüz girinceye kadar geri geri gitti. Rasûlüllah da ileriye geçip namazı kıldırdı. çıkınca: "Yâ Ebâ Bekr, sana emr ettiğim vakit yerinde kalmaktan seni men' eden ne idi?" diye sordu. Ebû Bekr de: Ebû Kuhâfe'nin oğlu için Rasûlüllah'ın önünde durup namaz kılmak lâyık olmaz, dedi. Ondan sonra Rasûlüllah cemâate dönüp: ne oluyordu? El çırpmayı neden bu kadar çoğalttınız? Namazda iken her kim bir şey arız olduğunu görürse tesbîh etsin. Tesbih ettiği vakit elbette kendisine(imâm tarafından)iltifat ve dikkat olunur. El çırpmak kadınlara mahsûstur" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Bir Kimse İnsanlara İmamlık Yapmak İçin Namaza Girse, Akabinde De Asıl Vazifeli Olan Birinci İmam Gelse. Bu Takdirde İlk Namazı Başlatan İmam Geri Çekilse De Yahud Çekilmeyip Namazı Kıldırsa Da Namazı Caiz Olmuştur Bâbı
689-) Mâlik ibnu'l-Huveyris(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler Peygamber'in yanına(yaşları birbirine yakın) gençler grubu hâlinde geldik ve yanında yirmi gece kadar ikaamet ettik. Peygamber merhametli idi. Bize şöyle buyurdu: memleketinize dönseniz, onlara öğretseniz- Onlara emredin de fulan namazı fulan vakitte, fulan namazı fulan vakitte kılsınlar. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun, en yaşlınız da size imamlık etsin".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Namaza Gelenler Kurân Okumakta Birbirlerine Musavi Oldukları Zaman, En Büyükleri Onlara İmamlık Ede
690-)  ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Mahmûd ibnu'r-Rabî' haber verip şöyle dedi: Ben Itbân ibn Mâlik el-Ensârî'den işittim, şöyle dedi: Peygamber evime girme izni istedi, ben O'na izin verdim. Yanıma gelince: "Evinin neresinde namaz kıldırmamı istersin?"diye sordu. Ben O'na arzu etmekte olduğum mekânı işaret ettim. Rasûlüllah namaza durdu. Biz de arkasında saff olduk. Sonra selâm verdi, biz de selâm verip namazdan çıktık.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Bir Kavmi Ziyaret Ettiği Zaman Onlara İmam Olur
691-) Bize Zaide, Mûsâ ibn Ebî Âişe'den; o da Abdullah ibn Utbe'nin oğlu Ubeydullah'tan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Âişe'nin yanına girdim de: Rasûlüllah'ın hastalığından bana anlatır mısın? Dedim. Âişe: Evet anlatırım, diyerek şöyle devam etti: Peygamber ağırlaştığı zaman: namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz: Hayır(yâ Rasûlallah), onlar seni bekliyorlar, dedik."Öyleyse benim için leğene su koyunuz'' buyurdu. Âişe dedi ki: Oturup yıkandı. Sonra kalkmaya davranırken bayıldı. Sonra ayıldı. Yine: ''İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz: Hayır yâ Rasûlallah, onlar seni bekliyorlar, dedik. "Benim için leğene su koyun" buyurdu.(Koyduk) oturup yıkandı. Sonra kalkmağa davranırken yine bayıldı. Sonra ayıldı. Yine:"İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz: Hayır yâ Rasûlallah, onlar seni bekliyorlar, dedik. "Benim için leğene su koyun" buyurdu. (Koyduk), oturup yıkandı. Sonra kalkmağa davranırken bayıldı, sonra ayıldı. Yine: "İnsanlar namazı kıldılar mı?" dedi. Biz: Hayır yâ Rasûlallah, onlar seni bekliyorlar, dedik. O sırada insanlar mescidin içinde toplanmışlar, yatsı namazı için Peygamber'i bekleyip duruyorlardı. Bunun üzerine Peygamber, insanlara namaz kıldırması için Ebû Bekr'e haber gönderdi. Haberci elçi Ebû Bekr'e gitti de: Rasûlüllah sana, insanlara namaz kıldırmanı emrediyor, dedi. Ebû Bekr -ki o, yüreği yufka bir zât İdi- Omer'e: Yâ Ömer, insanlara sen namaz kıldır, dedi. Omer ona hitaben: Buna sen daha haklısın, dedi. Sonra Rasûlüllah kendinde bir hafiflik hissetti de, birisi Abbâs olan iki adam arasında öğle namazı için dışarıya çıktı. Ebû Bekr de bu sırada insanlara namaz kıldırıyordu. Ebû Bekr, Peygamber'i görünce mihrâbdan geri çekilmeye davrandı. Peygamber ona "Geriye çekilme" diye işaret etti ve: "Beni onun yanıbaşına oturtunuz"buyurdu. Onlar da kendisini Ebû Bekr'in yanına oturttular. Râvî dedi ki: Ebû Bekr, Peygamber'in namazına, insanlar da Ebû Bekr'in namazına uyarak ayakta, Peygamber de oturduğu hâlde namaz kılmaya başladılar. Ubeydullah ibn Abdullah şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Abbâs'ın yanına girdim de: Peygamber'in hastalığı hakkında Âişe'nin bana söylediklerini sana arzedeyim mi? dedim. Söyle, dedi. Ben de Âişe'nin hadîsini ona arzettim. İbn Abbâs o hadîsten hiçbir şeyi inkâr etmedi. Şu kadar ki, İbn Abbâs: Abbâs ile beraber olan o ikinci kimsenin ismini Âişe sana söyledi mi? dedi. Hayır, dedim. İşte o, Alî ibn Ebî Tâlib idi, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Ancak Kendisine Uyulmak İçin İmam Edinilmiştir
692-) Mü'minlerin annesi Âişe(r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hasta olduğu hâlde evinde(bir kerresinde) namaz kıldırdı idi. namazı kendisi oturarak, bir topluluk da arkasında ayakta kıldılar. Peygamber onlara: "Oturunuz" diye işaret etti. Namazdan çıktıktan sonra: "İmâm, ancak kendisine uyulmak için imâm yapılmıştır. Öyle olunca o rukû'a vardığı vakit siz de rukû'a varınız. Başını kaldırdığı vakit siz de başınızı kaldırınız. Oturduğu hâlde namaz kıldığı zaman, sizler de hep oturarak namaz kılınız" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Ancak Kendisine Uyulmak İçin İmam Edinilmiştir
693-)  (Enes -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir ata bindi de ondan düştü. Bundan dolayı vücûdunun sağ tarafı berelendi. İşte o zaman namazlardan birini kendisi oturduğu hâlde kıldırdı, bizler de onun arkasında oturarak kıldık. Namazdan çıkınca: ancak kendisine uyulsun diye imâm edilir, öyle olunca imâm ayakta namaz kıldırdığı zaman sizler de ayakta olduğunuz hâlde namaz kılınız. İmâm rukû'a yardığında, siz de rukû'a varınız. O kendini kaldırdığı zaman siz de kendinizi kaldırınız. îmâm Semiallâhu limen hamideh (= Allah kendisine hamd edenin hamdini işitip kabul etti) dediği zaman, sizler: Rabbena ve leke l-hamd (= Ey Rabb'imiz, biz sana itaat ettik; yâ Rabb, ibâdetimizi kabul et, itaatimizden ve sana niyazımızdan dolayı da sana hamd olsun) deyiniz. İmâm ayakta olarak namaz kıldırırsa, siz de ayakta olarak namaz kılınız; imâm oturarak namaz kıldırdığı zaman, sizler de oturarak kılınız" buyurdu. Peygamber'in eski hastalığında olmuştu. Sonra, bunun arkasından bir defa da Peygamber oturarak namaz kıldırdı. İnsanlar O'nun arkasında ayakta namaz kıldılar; Peygamber onlara oturmayı emretmedi. Peygamber'in fiilinden ancak sırasıyle sonuncuları alınır.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Ancak Kendisine Uyulmak İçin İmam Edinilmiştir
694-)  Bana Abdullah ibnu Yezîd tahdîs edip şöyle dedi ki Abdullah: "Bana el-Berâ tahdîs etti" sözünde yalancı değildir-: Bana el-Berâ tahdîs edip şöyle dedi: Rasülullah(sallallahü aleyhi ve sellem) "Semiallâhu limen hamideh" dediğinde Peygamber secdeye varmadıkça bizden hiçbir kimse (secdeye varmak için) belini bükmezdi. Biz ondan sonra onun ardından (O'na tâbi' olarak) varırdık.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmamın Arkasında Namaz Kılanlar Ne Zaman Secde Ederler? Bâbı
695-) Bize Ebû Nuaym, Sufyân'dan; o da Ebû İshâk'tan olmak üzere bu isnâdla bu hadîs tarzında tahdîs etti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmamın Arkasında Namaz Kılanlar Ne Zaman Secde Ederler? Bâbı
696-) Ben Ebû Hureyre(radıyallahü anh)'den işittim, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): biriniz başınızı imâmdan evvel kaldırdığı zaman, Allah'ın onun başını eşek başına çevirmesinden - yahut onun suretini eşek suretine çevirmesinden - korkmaz mı kî?" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Başını İmamdam Evvel Kaldıran Kimsenin Günahı Bâbı
697-) İbn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: İlk muhacirler, Küba'da bir yer olan el-Usbate denilen mevki'e geldikleri zaman, Rasûlüllah'ın (hicret edip) gelmesinden önce, kendilerine Huzeyfe'nin himayesinde olan Salim imamlık eder idi. Salim onların, Kur'ân'ı en çok belleyip okuyanları idi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kölenin Ve Azad Edilip De Üzerinde Velayet Devam Eden Kimsenin İmamlığı Bâbı
698-) Bize Şu'be tahdîs edip şöyle dedi: Bana Ebu't-Teyyâh, Enes'ten tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Üzerinize, başı kuru üzüm dânesi gibi olan Habeşî bir köle de âmil (yani vâlî ve kumandan) ta'yîn edilmiş olsa, onu dinleyiniz ve itaat ediniz"buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kölenin Ve Azad Edilip De Üzerinde Velayet Devam Eden Kimsenin İmamlığı Bâbı
699-)  (Ebû Hureyre -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "İmamlar sizin için namaz kılarlar. Eğer isabet ederlerse (yani doğru, eksiksiz kılarlarsa) hem sizlere, hem onlara (namaz sevabı) vardır. Eğer hatâ ederlerse sizler için sevâb, onlar için ikaab vardır"buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Îmam Namazı Tamam Kıldırmadığı Zaman Ve Arkasındakiler Tamamladığı Zaman?
700-) Ebû Abdillah Buhârî şöyle dedi: Ve bize Muhammed ibn Yûsuf söyleyip şöyle dedi: Bize el-Evzâ'î tahdîs edip şöyle dedi: Bize ez-Zuhrî, Humeyd ibn Abdirrahmân'dan; o da Ubeydullah'tan; o da Adiyy ibn Hıyâr'ın oğlu Ubeydullah'tan tahdîs etti. Bu Ubeydullah, evinde muhasara edilmiş hâlde bulunan Usmân ibn Affân'ın yanına girdi de: Sen umûmun imamısın, başına şu görmekte olduğun işler geldi. Bize bir fitne imâmı namaz kıldırıyor. Biz bundan kaçınıyoruz; ne buyurursun? Dedi. Halîfe Usmân: Namaz, insanların yapacağı işlerin en iyisidir. İnsanlar iyi bir şey yaparlarsa, sen de onlarla beraber onu yap; fena bir şey yaparlarsa sen onların fenalıklarından sakın, dedi. ez-Zubeydî(148) şöyle dedi: ez-Zuhrî: Biz kurtuluş olmayan bir zaruretten dolayı olmak müstesna, kadınlığa özenen kimse arkasında namaz kılınmasını doğru görmeyiz, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Fitneye Giren Veya Fitneye Maruz Kalan Kimsenin Ve Bidat İşleyenin İmamlığı Bâbı
701-) Enes ibn Mâlik(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû. Zerr'e hitaben: ve itaat et, velev ki (itaat yahut emir) başı kuru üzüm danesi gibi olan Habeşli bir kimse için de olsa" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Fitneye Giren Veya Fitneye Maruz Kalan Kimsenin Ve Bidat İşleyenin İmamlığı Bâbı
702-) İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle demiştir: Ben teyzem Meymûne'nin evinde kaldım. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) -mescidde- yatsı namazını kıldıktan sonra evine geldi. Dört rek'at namaz kıldıktan sonra uyudu. Sonra kalktı (namaza durdu). Ben de geldim, O'nun sol tarafında namaza durdum. Beni sağ tarafına geçirdi, akabinde beş rek'at namaz kıldı. Ondan sonra iki rek'at kıldı. Ondan sonra uyudu. Hattâ ben O'nun horultusunu duydum. Ondan sonra (mescidde kıldıracağı farz) namaza çıktı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam İle Memüm İki Kişi Oldukları Zaman Memüm, İmamın Sağ Tarafında Yanıbaşına, Bir Hizada Olarak Dikilir.
703-) Bize Amr, Abdu Rabbih ibnu Saîd'den; o da Mahrame ibn Süleyman'dan; o da İbn Abbâs’ın azâdlısı Kurayb'dan olmak üzere tahdîs etti. İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Ben -bir gece teyzem- Meymûne'nin yanında uyudum. Peygamber bu gecede Meymûne'nin yanında bulunuyordu. Peygamber abdest aldı. Sonra kalkıp namaza durdu. Ben de O'nun sol yanında namaza durdum.Peygamber beni tuttu da sağ tarafına geçirdi. On üç rek'at namaz kıldı. Sonra (uykuya mahsûs) teneffüsü duyulacak kadar uyudu. Zâten uyuyunca seslice teneffüs etmek âdeti idi. Sonra yanına müezzin geldi. Bunun üzerine çıkıp namaz kıldırdı ve abdest almadı. dedi ki: Ben bu hadîsi Bukeyr'e tahdîs ettim. O: Bana bu hadîsi Kurayb tahdîs etti, dedi

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Memüm Olan Kimse İmamın Sol Tarafında Namaza Durduğu Zaman İmam Onu Sağ Yanına Geçirdiğinde Her İkisinin Namazı Bozulmaz
704-)  İbn Abbâsradıyallahü anhüma şöyle demiştir: Ben teyzemin yanında kaldım. Peygamber geceleyin kalkıp namaza durdu. Ben de O'nunla beraber namaz kılmak üzere kalktım ve O'nun sol tarafına namaza durdum. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) başımdan tuttu da beni sağ tarafında dikeltti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Başkalarına İmam Olmaya Niyet Etmemişken, Sonradan Bir Topluluk Gelip De Onlara İmamlık Ettiği Zaman?
705-) Bize Müslim ibn İbrâhîm tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şu'be, Amr'dan; o da Câbir ibn Abdillah'tan tahdîs etti (O, şöyle demiştir): Muâz ibn Cebel, Peygamberle beraber namazı kılar, ondan sonra döner, kendi kavmine imamlık ederdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Namazı Uzattığı Ve Memüm Olan Kimsenin De Bir İhtiyacı Olduğu Zaman, Namazdan Çıkıp Yalnızca Kılarsa?
706-) Buhârî şöyle dedi: Ve bana Muhammed ibn Beşşâr tahdîs edip şöyle dedi: Bize Gunder tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şu'be, Amr'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Câbir ibn Abdillah'tan işittim, şöyle dedi: Muâz ibn Cebel Peygamber'in maiyyetinde namaz kılar, ondan sonra döner de kendi kavmine imamlık ederdi. Bir defasında yatsıyı kıldırdı da el-Bakara Sûresi'nden başlayarak okumağa kalktı. Cemâatten biri ayrıldı. Muâz onun hakkında fena söz söyler gibi oldu. Bu iş Peygâmber'e ulaşınca üç defa: "Fettansın, fettansın, fettansın" yahut"Fâtin oldun, fâtin oldun, fâtin oldun" buyurdu ve Mufassal bölümünün ortasından iki sûre ile (kıldırmasını) emretti. Amr ibn Dînâr: Ben o iki sûrenin hangi sûreler olduğunu hatırımda tutamadım, demiştir..

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmam Namazı Uzattığı Ve Memüm Olan Kimsenin De Bir İhtiyacı Olduğu Zaman, Namazdan Çıkıp Yalnızca Kılarsa?
707-) Bize İsmâîl(ibn Hâlid) tahdîs edip şöyle dedi: Ben Kays'tan işittim, şöyle dedi: Bana Ebû Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle haber verdi: Bir kimse gelip: Yâ Rasûlallah, fulancanın bize namaz kıldırırken uzatmasından dolayı sırf onun yüzünden sabah namazına gitmekten geri kalıyorum, dedi. Rasûlüllah'ı hiçbir mev'izada o günkü kadar öfkeli görmedim. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): bâzı kimselerde cemâati nefret ettirme hasleti vardır. Herhanginiz namaz kıldıracak olursa, kısa ve hafif tutsun. Çünkü cemâatin içinde zaîf olanı var, yaşlı olanı var, ihtiyâç sahibi olanı vardır" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: İmamın Ruküu Ve Sucüdü Tamamlamakla Beraber Kıyamda Hafifletme Yapması Bâbı
708-)  (Ebû Hureyre -radıyallahü anh- şöyle demiştir:) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): insanlara namaz kıldıracak olursa, hafif tutsun. Çünkü içlerinde zaîf olanı var, hasta olanı var, yaşlı olanı var. Kendi kendine namaz kıldığında ise(namazını) istediği kadar uzatsın" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kişi Kendi Kendine Namaz Kıldığı Zaman Namazını İstediği Kadar Uzatsın
709-) Ebû Mes'ûd(radıyallahü anh), şöyle demiştir: Bir kimse: Yâ Rasûlallah, fulancanın bize uzun namaz kıldırmasından dolayı muhakkak sabah namazından geri kalmaktayım, dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah öyle bir öfkelendi ki, ben O'nun hiçbir yerde o günkü kadar öfkelendiğini görmedim. Sonra Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle hitâb etti: insanlar! İçinizden bâzı kimselerde cemâati nefret ettirme (hasleti) vardır. Her kim insanlara imamlık ederse, namazı hafif tutsun. Çünkü onun arkasındaki cemâatte zaîf olanı var, yaşlı olanı var, ihtiyâç sahibi olanı vardır".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu'l-ezân
Konu: Kendilerine Namazı Uzattığı Zaman İmamından Şikâyet Eden Kimse Bâbı