Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı

2170-)  Abdullah ibn Zeyd (radıyallahü anh)'den: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şübhesiz İbrahim Peygamber Mekke'yi harem kıldı ve Mekke için (bereketle) dua etti. İbrâhîm Peygamberin Mekke'yi harem kılışı gibi, ben de Medine'yi harem (yani ihtiram edilecek yer) kıldım ve Medine için müdd’ü ve sâ'ı hakkında, İbrahim aleyhi's-selâmın Mekke için yaptığı dua gibi, dua ettim".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Peygamber’in Sâ Ve Müdd Ölçeklerinin Bereketi Bâbı
2171-) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) Medîneliler'i kasdederek: Allahım, bunlara kilelerinde bereket ihsan eyle, sâ'la’rında ve müdd’lerinde bereket ihsan eyle!" diye duâ eylemiştir. "'Ben onu bedeliyle aldım" buyurdu

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Peygamber’in Sâ Ve Müdd Ölçeklerinin Bereketi Bâbı
2172-)  İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) zamanında götürü pazarlıkla erzak satın alan (ve malı teslîm almadan başkasına satmak isteyen öyle muhtekir) kimseler gördüm ki, bunlar o malları yükleyip kendi mekânlarına nakledinceye kadar döğülürler(ve kabzdan önce) satmaktan men' olunurlardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satın Alınan Gıda Maddesini Kabz Etmeden Önce Başkasına Satmak Hakkında Ve İhtikâr Hakkında Zîkrolunan Hadîsler Bâbı
2173-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), kişiyi satın aldığı yiyecek maddesini tamamen teslim alıncaya kadar başka bir müşteriye satmaktan nehyetti, demiştir. Ben (Tâvûs ibn Keysân), İbn Abbâs'a: Böyle bir satıştan nehyin sebebi nedir? Diye sordum, ibn Abbâs: Müşterinin satın aldığı herhangi bir gıda maddesini kabz ve nakletmeden başkasına satması, parayı para ile satmak demektir. Halbuki ortada satın alınmış olan malın edası geri bırakılmıştır, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satın Alınan Gıda Maddesini Kabz Etmeden Önce Başkasına Satmak Hakkında Ve İhtikâr Hakkında Zîkrolunan Hadîsler Bâbı
2174-) Abdullah ibnu Dînâr tahdîs edip şöyle dedi: Ben İbnu Omer (radıyallahü anh) 'den işittim, şöyle diyordu: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Herhangi bir yiyecek maddesi satın alan kimse, o malı kendi eline teslim alıncaya kadar onu satmaz" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satın Alınan Gıda Maddesini Kabz Etmeden Önce Başkasına Satmak Hakkında Ve İhtikâr Hakkında Zîkrolunan Hadîsler Bâbı
2175-) Amr ibnu Dînâr bu hadîsi ez-Zuhrî'den; o da Mâlik ibn Evs'ten tahdîs ediyordu. Bu Mâlik ibn Evs bir sahâbî meclisine gelip: Yanında (dînârları dirhemle) bozabilecek kimse var mı? Diye sordu. müjdelilerden olan Talha(radıyallahü anh): Ben varım. Bizim hazinecimiz Gâbe ormanından gelince paranı bozayım, dedi. Sufyân ibn Uyeyne: Bu hadîs, bizim ez-Zuhrî'den ezberlediğimiz hadîstir ki, içinde hiçbir kelime ziyâde yoktur, demiş (ve böylece hadîsin kuvvet ve kat'îliğini te'mîn etmiş)tir. ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Mâlik ibn Evs haber verdi ki, kendisi Omer ibnu’l-Hattâb'dan işitmiştir. Omer ibnu'l-Hattâb(radıyallahü anh), Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber veriyordu: altın ile satma ve değiştirme ribâdır. Ancak iki tarafın birbirine 'Ha (al), ha (ver)' diyerek, elden ele peşin verip almış olmaları hâli müstesnadır. Buğdayı buğdayla tebdilde ribâdır. Ancak iki taraf birbirine 'Ha (al), ha (ver)' diye peşin alıp vermeleri müstesnadır. Hurmayı hurma ile satmak da ribâdır. Ancak 'Ha al ha ver' denilmesi hâli müstesnadır. Arpayı arpa ile satmak da ribâdır; ancak 'Ha al, ha ver'denilmesi müstesnadır".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satın Alınan Gıda Maddesini Kabz Etmeden Önce Başkasına Satmak Hakkında Ve İhtikâr Hakkında Zîkrolunan Hadîsler Bâbı
2176-) Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Amr ibn Dinar'dan ezberlediğimiz hadîs ki, Amr onu Tâvûs'tan şöyle derken işittiğini söyledi: Ben İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan işittim; şöyle diyordu: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem,a,v,)'in nehyettiği şey, satın alınıp da henüz kabz edilmeyerek yanında bulunmayan erzakın satılmasıdır. İbn Abbâs: Peygamber'in nehyettiği erzakın gayrı eşyaya gelince; ben herhalde bunların da onlar gibi kabz edilmeden satışının nehyedilmiş olduğunu zann etmiyorum, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Yiyecek Maddesinin Kabz Edilmeden Önce Satılması Ve Yanında Mevcûd Bulunmayan Bir Şeyin Satılması Bâbı
2177-)  İbnu Omer (radıyallahü anh) 'den(şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): kim bir yiyecek maddesi satın alırsa, satın aldığı malı tamamen teslim alıncaya kadar onu başkasına satmaz" buyurdu. ibn Ebî Uveys, Mâlik'ten yaptığı kendi rivayetinde "Bir yiyecek maddesi satın alan kimse, onu kabzedinceye kadar başkasına satmaz"kelâmında"Yakbıdahu” = Onu kabzedinceye kadar" fıkrasını ziyâde etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Yiyecek Maddesinin Kabz Edilmeden Önce Satılması Ve Yanında Mevcûd Bulunmayan Bir Şeyin Satılması Bâbı
2178-) İbn Şihâb şöyle dedi: Bana İbnu Omer'in oğlu Salim haber verdi ki, İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Yemîn olsun ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) zamanında ölçüsüz, tartısız olarak götürü pazarlıkla yiyecek maddesi satın alan(ve kabz etmeden başkasına satmak isteyen ihtikâra) insanlar gördüm ki, bunlar o malları yükleyip kendi menzillerine nakledinceye kadar, onları bulundukları yerlerinde satmamaları için -veya: onları bulundukları yerlerinde satmalarının kerahetinden dolayı- döğülürlerdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bir Yiyecek Maddesini Ölçüsüz Tartısız Olarak Götürü Pazarlıkla Satın Aldığında, O Malı Kendi Yerine Taşıyıp Nakletmedikçe Satmama Reyinde Bulunan Kimse Ve Bu Husustaki Edebi Beyân Bâbı
2179-) Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'in üzerine hiçbir gün geçmezdi ki, o günün iki tarafının, yani sabah ve akşam vakitlerinin birinde Peygamber muhakkak Ebû Bekr'in evine gelirdi. Nihayet Peygamber'e Medine'ye gitmek üzere yola çıkmak hususunda Allah tarafından izin verilince, bize gelmesi hususunda mu'tâd olmayan öğle vaktinde ansızın geldi. Ebû Bekr'e O'nun gelişi haber verildi. Ebû Bekr: Meydana gelmiş mühim bir iş olmadıkça Peygamber bu saatte bize gelmezdi, dedi. Ebû Bekr'in yanına girince ona: "Yanında kim varsa dışarı çıkar!" buyurdu. Bekr: Bu ikisi benim iki kızımdır yâ Rasûlüllah, dedi. Bekr bu sözüyle ben Âişe'yi ve Esmâ'yı kasdediyordu. Peygamber: "Şu mühim işi hissettin mi; Bana Medine'ye çıkmak hususunda izin verildi" buyurdu. Bekr: Yâ Rasûlallah! Çıkışta senin sohbetinde ve maiyyetinde bulunmak isterim. Sohbetini isterim, dedi ve şöyle ilâve etti: Yâ Rasûlallah! Yanımda iki binek devesi vardır. Ben bunları Medine'ye hicret çıkışı için hazırladım. Binâenaleyh Sen bunların birini al! Dedi. aleyhi ve sellem):

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Bir Şahıs Bir Meta Yahut Bir Hayvan Satın Aldığında Bu Malı Satıcının Yanında Bıraksa Yâhub Hayvan Teslîm Alınmadan Önce Ölse Hüküm Ne Olur?
2180-) ibn Omer (radıyallahü anh) 'den: Rasûlulah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Sizden biriniz (beşer) kardeşinin alışverişi aleyhine alışveriş etmez" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: İnsan Beşer Kardeşinin Alışverişi Aleyhine Alışveriş Etmez; Beşer Kardeşi Kendisine İzin Verinceye Yahut Pazarlığı Terk Edinceye Kadar, Onun Pazarlığı Aleyhine De Pazarlığa Girişmez
2181-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), şehirliyi,(göçebenin malını) göçebe adına satmaktan nehyetti. Ve: "Müşteri kandırıp kızıştırmayınız!" buyurdu. Yine Rasûlüllah: "Hiçbir kimse (beşer) kardeşinin alışverişi aleyhine alışveriş etmez. Kardeşinin evlenme pazarlığı aleyhine evlenme pazarlığına da girişmez. (İffetli) hiçbir kadın da (beşer) kardeşi bulunan bir kadının çanağındaki ni'meti kendi kabına doldurmak için, onun talâkını istemez" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: İnsan Beşer Kardeşinin Alışverişi Aleyhine Alışveriş Etmez; Beşer Kardeşi Kendisine İzin Verinceye Yahut Pazarlığı Terk Edinceye Kadar, Onun Pazarlığı Aleyhine De Pazarlığa Girişmez
2182-) Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan (şöyle demiştir):(Azre oğulları'ndan Ebû Mezkûr adında sahâbî) bir kimse, kendine âid olan bir köleyi müdebber olarak (yani ölümümden sonra sen hürsün diyerek) âzâd etmişti. Sonra Ebû Mezkûr(fakır düşüp, bu kölenin bedeline) muhtâc oldu.Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) de köleyi aldı da: "Bunu benden kim satın almak ister?" dedi (yani müzayedeye arzetti). neticesinde) Nuaym ibnu Abdillah o köleyi şöyle şöyle dirhemle satın aldı. Rasûlüllah da kölenin bu bedelini Ebû Mezkûr'a verdi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Müzayede Karşılıklı Fiat Artırma Satışı Bâbı
2183-) İbn Omer (radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) necş yapmaktan(yani satıcı ile müşteri arasına girip, kendisini alıcı gibi göstererek müşteriyi kandırıp fiatı yükseltmeye çalışmaktan) nehyetti, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Necş Ve Necşli Satış Caiz Olmaz Diyen Kimse Bâbı
2184-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den (şöyle demiştir):Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) habelu'l-habele satışından(yânı gebe devenin dişi doğacak yavrusunun gebeliğini satmaktan) nehiy buyurdu. Bu, Câhiliyet halkının kendi aralarında yapageldikleri (böyle akıbeti mechûl) bir satış idi. Adam, meselâ bir deveyi (veya herhangi bir malı) gebe bir devenin doğurmasına, sonra bu doğan dişi yavru da(gebe olup) karnındaki cenini doğurmasına ta'lîkan mal alıp satardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Beyul-garer, Yani Aldatmaca Satışı Ve Habelul-habele Satışı Bâbı
2185-) Ebû Saîd Hudrî (radıyallahü anh): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) munâbeze’den (yani karşılıklı atışma suretiyle yapılan satıştan) nehyetti, diye haber verdi ve: Munâbeze, kişinin satacağı kumaşını, almak isteyenin o kumaşı alt üst etmesine ve ona bakmasına, düşünmesine fırsat vermeden önce alıcıya doğru atmasıdır (yani atması suretiyle yapılan bir satıştır) dedi. Ve yine Ebû Saîd: Peygamber, mülâmeseden (yani el dokundurmak suretiyle yapılan satıştan) de nehyetti. Mülâmese, alıcının kumaşa bakmayıp, sâdece elle dokunması suretiyle yapılan satıştır, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Beyül-mülâmese El Dokundurmakla Satış Bâbı
2186-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: İki nevi' giyinişten nehyolundu: kişinin bir tek kumaş içinde sarınıp bürünmesi, sonra da büründüğü bu kumaşı (avret yeri açılacak şekilde) omuzu üstüne kaldırıp yükseltmesidir. de bir kumaşı sımsıkı sarınmaktır ki, buna iştimâlu's-sammâ denir.- İki nevi' satıştan; el dokundurma satışı ile atma suretiyle yapılan satıştan da nehyolundu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Beyül-mülâmese El Dokundurmakla Satış Bâbı
2187-)  Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) el dokundurma ve atışma suretiyle yapılan satışlardan nehyetti (demiştir). Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) iki nevi' giyinişten ve iki nevi' alışverişten: El sürüp dokundurmak ve birbirine atmak suretiyle yapılan alışverişlerden nehyetti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Munâbeze Yânı Atışma Satışı Bâbı
2189-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle dedi: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Deve ve koyunları (sütlerini memeleri içinde yığmak suretiyle) bol sütlü göstermeye çalışmayınız. Her kim sütü memesinde habsedilmiş bir hayvanı, bu habsedişten sonra satın alırsa, onu sağması sırasında iki re'y arasında muhayyerdir: Dilerse o hayvanı kendi mülkiyetinde tutar, isterse onu bir sâ' hurma ile birlikte sahibine geri verir" buyurdu. Ebû Salih'ten, Mucâhid'den, Velîd ibn Rebâh'tan, Mûsâ ibn Yesâr'dan; onlar da Ebû Hureyre'den olmak üzere zikrolunuyor ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) "Bir sâ' hurma ile birlikte" demiştir. Sîrîn'den; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere rivayet eden râvîlerin bâzısı da: "Herhangi bir yiyecek maddesinden bir sâ' ile geri verir. Ve kendisi üç gün muhayyerdir" buyurdu, demişlerdir. İbn Sîrîn'den; o da Ebû Hureyre'den merfû' olarak rivayet edenlerin bâzısı da: Üç günü zikretmeyerek sâdece "Bir sâ' hurma"y\ zikretmiştir. Hurma rivayetleri daha çoktur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satıcının Deve-sığır, Davar Ve Sütü Memesinde Toplanabilecek Her Hayvanın Sütünü Memesinde Biriktirmekten Nehyedilmesi Bâbı
2190-) Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh): Kim sütü memesinde biriktirilmiş bir davar satın almış ise (isterse) o davarı geri versin ve onunla beraber (sût bedeli olarak) bir sâ' da birşey versin, demiştir. Ve yine yukarıki senedle gelen bir rivayette İbn Mes'ûd: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) mal satıcılarının yolda karşılanmasını nehyetti, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satıcının Deve-sığır, Davar Ve Sütü Memesinde Toplanabilecek Her Hayvanın Sütünü Memesinde Biriktirmekten Nehyedilmesi Bâbı
2191-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den:Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Mal getirmekte olan binicileri, pazar hâricinde karşılamayınız. Bâzınız, diğer bâzınızın alışverişi üzerine alışverişe kalkışmasın. Sizler müşteri kandırıp kızıştırmayınız. Hiçbir şehirli, bedevinin nâmına onun malını satmaz. Koyunları bol sütlü göstermeye çalışmayınız. Her kim sütü memesinde biriktirilmiş bir hayvan satın alırsa, o, bu hayvanı sağdıktan sonra iki görüş muhayyerliğindedir: Bu haliyle razı olursa, onu mülkiyetinde tutar; razı olmazsa, o hayvanı bir sâ' hurma ile birlikte geri verir".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Satıcının Deve-sığır, Davar Ve Sütü Memesinde Toplanabilecek Her Hayvanın Sütünü Memesinde Biriktirmekten Nehyedilmesi Bâbı
2192-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: "Her kim sütü sağılmayıp göğsünde biriktirilmiş bir koyunu satın alır, akabinde onu sağarsa(yani hîleyi öğrenirse, bu müşteri muhayyerdir): Eğer ona bu haliyle razı olursa koyunu mülkiyetinde alıkoyar; eğer öfkelenir, razı olmazsa (koyunu geri verir).Ve koyunu sağması mukabilinde de bir sâ' hurma (vergisi) vardır".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Aldatılmış Olan Müşteri İsterse Alışverişi Terkedip Memesinde Sütü Habsedilmiş Olan Hayvanı Sahibine Geri Verir; Onun Sütünü Sağmaktan Dolayı Da Bir Sâ Hurma Vergisi Vardır.
2193-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir câriye zina ettiği ve zinası da(beyyine, gebelik veya ikrar ile)tebeyyün ettiği zaman, efendisi onu kamçılasın, fakat onu (bu cezadan sonra)sözle ayıplamasın. Sonra yine zina ederse efendisi onu yine kamçı ile dövsün, fakat ayıbını yüzüne vurup sözle onurunu incitmesin. Sonra bu câriye üçüncü bir zina daha ederse, efendisi onu (ayıbını beyân ederek)kıldan yapılmış bir ip pahası ile de olsa, satsın".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Zinâ Edici Kölenin Satışı Bâbı
2194-) Zeyd ibn Hâlid (radıyallahü anh) ile Ebû Hureyre'den (ikisi şöyle demişlerdir): Rasûlüllah'a muhsane olmamış iken zina eden bir cariyenin hükmü soruldu. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a,v.) cevaben: "Câriye zina ederse, onu kamçılayın. Sonra yine zina ederse, yine kamçılayın. Sonra yine zina ederse, artık bu sefer (kamçılama akabinde) bir kıl örgüsü karşılığında olsa bile onu satınız" buyurdu. Şihâb: Onun satışının üçüncü yahut dördüncü zinadan sonra mı olmasını istedi, bilmiyorum, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Zinâ Edici Kölenin Satışı Bâbı
2195-) Urvetu'bnu'z-Zubeyr şöyle dedi: Âişe (r.anha) şöyle dedi: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Ben ona Berîre'yi satın alma kıssasını zikrettim. Rasûlüllah: "Sen Berîre'yi onlardan satın al ve hürriyete kavuştur. Şüphesiz velâ (denilip mîrâs hakkı sabit olan hükmî hısımlık) köleyi hürriyete kavuşturana âiddir" buyurdu. Bundan sonra Peygamber gündüzün sonuna doğru bir vakitte ayağa kalktı. Allah'a hamd ve lâyık olduğu sıfatlarla övdükten sonra, şöyle hitâb buyurdu: takım insanların hâli nedir ki, onlar Allah 'ın Kitabı 'nda bulunmayan bir takım şartlar ileri sürüyorlar. Kim Allah'ın Kitabı 'nda bulunmayan bir şartı şart koşarsa, o böyle yüz tane şart koşmuş olsa da öyle şart bâtıldır. Allah'ın şartı en haklı ve en güvenilendir".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kadınlarla Yapılan Alışveriş Bâbı
2196-) Bize Hemmâm ibn Yahya tahdîs edip şöyle dedi: Ben Nâfi'den işittim; Abdullah ibn Omer'den tahdîs ediyordu (İbn Omer şöyle demiştir): Berîre'nin sâhibleriyle pazarlığa girişti. Bu esnada Peygamber namaza çıktı. Namazdan gelince Âişe: Onlar Berîre'yi ancak velâ hakkının kendilerinin olması şartıyle satıyorlar, dedi. Peygamber:"Velâ, ancak hürriyete kavuşturanındır" buyurdu. Hemmâm dedi ki: Ben Nâfi'e: Berîre'nin kocası hürr mü yahut köle mi idi? diye sordum. Nâfi': Bunu bana ne bildirir? Dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kadınlarla Yapılan Alışveriş Bâbı
2197-) Kays ibn Ebî Hazım şöyle demiştir: Ben Cerîr ibn Abdillah (radıyallahü anh)'tan işittim, şöyle diyordu: Ben Rasûlüllah'la; Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.v.)’in Allah’ın Rasülü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek,(Allah ve Peygamber emirlerini) işitip itaat eylemek ve her müslümâna nasihat etmek üzere bey'at ettim.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb- Şehirli Ücretsiz Olarak Köylünün Malını Onun Adına Satabilir Mi? Ona Yardımcı Olur Yahud İrşad Edip Nasihat Verir Mi?
2198-) İbn Abbâs radıyallahü anhüma; Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Alıcılar mal getiren binicileri (pazar dışında) karşılamazlar. Hiçbir şehirli de köylü hesabına onun malını satamaz" buyurdu, demiştir. râvîsi Tâvûs dedi ki: Ben İbn Abbâs'a: Peygamber'in "Şehirli, köylünün malını satamaz "sözünün ma'nâsı nedir? diye sordum.sİbn Abbâs: Şehirli, köylüye simsarlık edemez(demektir), dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb- Şehirli Ücretsiz Olarak Köylünün Malını Onun Adına Satabilir Mi? Ona Yardımcı Olur Yahud İrşad Edip Nasihat Verir Mi?
2199-) İbn Omer (radıyallahü anh): Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şehirlinin, köylü malını köylü nâmına satmasını nehyetti, demiştir. Abbâs da şehirlinin köylü adına satışım kerîh gören kimsenin görüşüne kaail olmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Şehirlinin Köylü Malını Köylü Adına Ücretle Satmasını Kerîh Gören Kimse Bâbı
2200-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "İnsan kardeşinin alışverişi aleyhine alışveriş etmez. Müşteri kandırıp kızıştırmayınız. Hiçbir şehirli, bedevi adına satış yapmaz" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Hiçbir Şehirli Köylüye Âid Malı Simsarlıkla Satamaz
2201-) Muhammed ibn Sîrîn dedi ki: Enes ibn Mâlik: Bizler şehirlinin köylü nâmına malını satmasından nehyolunduk, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Hiçbir Şehirli Köylüye Âid Malı Simsarlıkla Satamaz
2202-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh): Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) meta' yükleyip gelen binicileri karşılamaktan ve şehirlinin, köylü malını satmasından nehyetti, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Mal Getirmekte Olan Binicileri Karşılamaktan Nehy Bâbı
2203-) Tâvûs ibn Keysân: Ben ibn Abbâs'a: Peygamber'in "Hiçbir şehirli, bir köylü hesabına asla satış yapmasın" sözünün ma'nâsı nedir? dedim. Hiçbir şehirli, köylü için bir simsar(yânı ücretli bir aracı) olmasın, demektir, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Mal Getirmekte Olan Binicileri Karşılamaktan Nehy Bâbı
2204-) Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh): Her kim sütü memesinde biriktirilmiş bir hayvan satın almışsa (o haliyle beğenmediği takdirde), o hayvanın beraberinde bir sâ' da süt ücreti geri versin demiş ve: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), satıcıları karşılamaktan da nehyetti hadîsini ilâve etmiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Mal Getirmekte Olan Binicileri Karşılamaktan Nehy Bâbı
2205-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Bir metâ'ı bâzınızın alım satım etmesi üzerine diğer bâzınız bunu alım satım edemez. Siz (binici kaafilelerinin pazara getirdiği) satılık eşyayı da, o mallar pazara getirilip indirilinceye kadar (yolda) karşılamayınız" buyurmuştur.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Mal Getirmekte Olan Binicileri Karşılamaktan Nehy Bâbı
2206-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz mal getiren binicileri(şehir içinde pazarın üst tarafında) karşılar ve onlardan yiyecek maddesi satın alırdık. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) satın aldığımız şeyleri, yiyecek maddesi satılan çarşıya ulaştırılmasından önce(satın alış yerinde) satmamızı nehyetti. Abdillah el-Buhârî dedi ki: Bu hadîste zikredilen karşılama şehir içinde, pazarın üst tarafında olmuştur. Bu karşılamanın şehir içinde pazarın üst tarafında olduğunu, bundan sonra gelen Ubeydullah hadîsi beyân etmektedir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: İmal Getiren Binicileri Karşılamanın Caiz Olacağı Yerin Son Noktası Bâbı
2207-) Ubeydullah ibn Omer şöyle demiştir: BanaNâfi', Abdullah ibn Omer'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Sahâbîler çarşının üst tarafında yiyecek maddesi satın alırlar ve bu malları satın aldıkları yerde satarlardı. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) onları, bu malları yükleyip pazara nakledinceye kadar aldıkları yerde satmaktan nehyetti.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: İmal Getiren Binicileri Karşılamanın Caiz Olacağı Yerin Son Noktası Bâbı
2208-)  Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Berîre bana geldi ve: Ben sâhiblerimle dokuz ûkıyye(yani 360 dirhem), her senede bir ûkıyye(yani 40 dirhem ödemek) üzere hürriyetimi onlardan satın alma akdine giriştim. Bunun için bana yardım et! Dedi. de Berîre'ye: Eğer sâhiblerin bu bedeli onlar için hazır etmemi ve sen hürriyete kavuştuktan sonra hükmî hısımlığının bana âid olmasını isterlerse, bu bedeli ben bir defada öderim, dedi. üzerine Berîre sahiblerine gitti ve onlara benim teklîfimi söylemiş. Fakat onlar buna yanaşmamışlar. Berîre onların yanından dönüp geldiğinde Rasûlüllah Âişe'nin yanında oturuyordu. Berîre Senin sözlerini onlara arzettim, kabul etmediler. Bu akid için hükmî hısımlığın kendilerine âid olmasını şart kılıyorlar, dedi. Berîre'nin bu sözlerini işitti. Ben Âişe de mes'eleyi Peygamber'e haber verdim. Bu haber verme üzerine Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) "Berîre'yi onlardan al, istedikleri hükmî hısımlığı da onlar lehine şart kıl. Hükmî hısımlık (hukûkan)ancak hürriyete kavuşturana âiddir" buyurdu. Âişe de Berîre'yi bu suretle satın aldı (hürriyete kavuşturdu). Sonra Rasûlüllah insanlar içinde ayağa kalktı. Allah'a hamd ve sena etti. Sonra "Amma ba'du “Sözün bundan sonrasına gelince şudur" diyerek, şöyle hitabe yaptı: "Bir takım adamlara ne oluyor ki, onlar Allah'ın Kitabı'nda bulunmayan şartlar ileri sürüyorlar, Allah'ın Kitâbı'nda bulunmayan herhangi bir şart, yüz kerre şart kılınmış olsa da muhakkak surette bâtıldır, Allah'ın hükmü uyulmaya en haklı, Allah'ın öğrettiği şart da en sağlam ve en güvenilecek şarttır. Hükmî hısımlık ancak hürriyete kavuşturan kimseye âiddir".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Şahıs Alışveriş Akdinde Halâl Olmayan Bir Takım Şartlar Koyduğu Zaman Satış Nasıl Olur; Yani Bu Şartlar Akdi Bozar Mı, Bozmaz Mı?
2209-) Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Mü'minlerin anası Âişe bir câriye satın alıp, onu hürriyete kavuşturmak istedi. Cariyenin sâhibleri: Biz bu cariyeyi sana, onun velâ hakkı(yani hükmî hısımlığı) bize âid olmak şartı üzere satarız, dediler. Âişe onların bu şartını Rasûlüllah'a zikretti. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): Âişe'ye: "Onların bu (bâtıl) şartı, senin velâ (yani hukukî hısımlık) hakkına mâni' olmaz. Çünkü velâ hakkı ancak hürriyete kavuşturan kimseye âiddir" buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Bâb: Şahıs Alışveriş Akdinde Halâl Olmayan Bir Takım Şartlar Koyduğu Zaman Satış Nasıl Olur; Yani Bu Şartlar Akdi Bozar Mı, Bozmaz Mı?
2210-) Mâlik ibn Evs, Omer ibnu'l-Hattâb(radıyallahü anh) dan işitti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Buğdayı buğdayla satmak ribâdır, ancak (iki taraf birbirine) ha al, ha ver diye peşin olması hâli müstesnadır. Arpayı arpa ile satmak ribâdır, ancak ha al, ha ver diye peşin olması müstesnadır. Hurmayı hurmayla satmak ribâdır, ancak ha al, ha ver diye peşin olması hâli müstesnadır..

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Hurmayı Kuru Hurma İle Satmak Bâbı:
2211-)  Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den (şöyle demiştir):Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) muzâbene satışından nehyetti. Muzâbene satışı; yaş hurmayı (ağacında mikdârını tahmin ederek) ölçekle kuru hurma mukaabili satmaktır. Kuru üzümü de (yine böyle tahminî) ölçekle satmaktır.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Üzümü Kuru Üzümle, Yiyecek Maddesini Aynı Cins Yiyecek Maddesiyle Satmak Bâbı
2212-) İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) muzâbeneden nehyetti. Muzâbene, ağaç üzerindeki yaş hurmayı tahmîn edip fazla gelirse benimdir, eksik gelirse tamamlaması bana âiddir diyerek ölçekle kuru hurma mukaabilinde satmaktır. Omer dedi ki: Bana Zeyd ibn Sabit tahdîs etti ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) ağaç üzerindeki yaş meyveyi, kuruduğunda oluşturabileceği kuru hurma mikdârını takdir ile (o kadar kuru hurma mukaabilinde) satma hususunda ruhsat vermiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Üzümü Kuru Üzümle, Yiyecek Maddesini Aynı Cins Yiyecek Maddesiyle Satmak Bâbı
2214-) Mâlik ibn Evs haber verip, yüz dinarını dirhemlerle değiştirmek istediğini söylemiş ve şöyle devam etmiştir: Talha ibn Ubeydillah beni çağırdı. Birbirimizle bu para değiştirme işini görüşüp kararlaştırdık. Hattâ benden altınları istedi. O benden altınları aldı da elinin içinde onları alt üst çevirmeye başladı. Sonra: Dirhemler(gümüş paralar) yanımda değildir, hazinecim olan zât Gâbe ormanından gelince sana veririm, dedi. bu konuşmayı işitti de hemen bana şunları söyledi: Vallahi sen gümüşleri Talha'dan alıncaya kadar ondan ayrılmayacaksın. (Çünkü) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: "Altını altın ile değiştirmek ribâdır, ancak ha al, ha ver diye peşin alıp vermek müstesnadır. Buğdayı buğdayla değiştirmek de ribâdır, ancak ha al, ha ver diye peşin olmak müstesnadır. Arpayı arpa ile satıp değiştirmek de ribâdır, ancak ha al, ha ver diye peşin olmak müstesnadır".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Arpayı Arpa İle Satmak Bâbı
2215-) Ebû Bekre (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: altınla satmayınız, ancak ikisi müsavi mikdârda olarak satınız. Gümüşü de gümüşle satmayın, ancak ikisi müsavi olarak satın. Altını gümüş ile gümüşü de altın ile (fazlalıklı veya müsâvî) nasıl isterseniz(peşin olarak) öyle satınız".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Altını Altınla Satmak Bâbı
2216-) İbn Şihâb ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Salim ibnu Abdillah, Bâbası Abdullah ibn Omer'den tahdîs etti ki, İbnu Omer'e de Rasûlüllah'tan bir hadîs olarak bunun benzeri bir hadîsi Ebû Saîd Hudrî tahdîs etmiştir. Diğer bir defasında Abdullah ibn Omer, Ebû Saîd'e kavuştu da: Yâ Ebâ Saîd, senin Rasûlüllah'tan tahdîs etmekte olduğun o hadîs nedir? Dedi. Bunun üzerine Ebû Saîd sarraflık(yani iki nakdin birini diğeriyle değiştirmek) hakkında şöyle dedi: Ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'tan işittim, şöyle buyuruyordu: "Altın ile altın, misli misliyle olarak; gümüş ile gümüş de misli misliyle olarak değiştirilir)".

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Gümüşü Gümüş İle Satmak Bâbı
2217-)  Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) şöyle buyurdu: "Altım altınla satmayınız, ancak bunlardan bâzısını bâzısı üzerine artırmayarak misli misline (yani müsâvî surette) satınız. Gümüşü de gümüşle satmayınız, ancak bunlardan bâzısını bâzısı üzerine artırmaksızın misli misline (müsâvî surette) satınız. Bunlardan gâib (yani müddetlendirilmiş)olanı da hâzır ve peşin olanla satmayınız”.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Gümüşü Gümüş İle Satmak Bâbı
2218-) İbnu Cureyc şöyle dedi: Bana Amr ibnu Dînâr haber verdi; ona da Ebû Salih ez-Zeyyât, Ebû Saîd Hudrî'den işitip haber vermiştir: Ebû Saîd: Dînâr dînâr ile gümüş de gümüş ile(artıksız değiştirilir), diyordu. Ebû Salih, Ebû Saîd'e: İbnu Abbâs böyle söylemiyor (yani o fazlada ribâ vardır demiyor da, ribâyı yalnız veresiyeye kasr ediyor), dedim. Saîd de: Ben İbn Abbâs'a kavuşup bunu sordum ve: Ribâ'nın veresiyeye münhasır olduğunu Peygamber'den mi işittin, yoksa bu hükmü Allah'ın Kitâbı'nda mı buldun? Dedim. İbnu Abbâs cevaben: Ben bunların hiçbirini de (yani Peygamber'den işitmeyi de, Allah'ın Kitâbı'nda bulmayı da) söylemem. Sizler Allah'ın Rasûlü'nü benden daha iyi bilirsiniz. (Allah'ın Kitâbı'nda da böyle bir hüküm bulmuş değilim). Şu kadar ki, Usâme ibnu Zeyd bana, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.)'in "Ribâ(fazlalıkta değil),ancak veresiyede carîdir" buyurduğunu haber verdi, dedi.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Dînârın Dînâr İle Müddete Bağlanmış Olarak Satılışı Bâbı
2220-)  Habîb ibnu Ebî Sabit haber verip şöyle dedi: Ben Ebu'l-Minhâl Yesâr ibn Selâme'den işittim, o şöyle dedi: Ben el-Berâ ibnu Âzib ile Zeyd ibn Erkam (radıyallahü anh)'a sarraflıktan sordum. Bu iki sahâbîden her biri, diğeri hakkında: O benden daha hayırlıdır (yani daha iyi bilir), diyerek her ikisi de: Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) va'deye bağlanmış borç olarak altını gümüşle satmaktan nehyetti, diyorlardı.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Gümüşü Gümüş İle Müddete Bağlanmış Olarak Satmak Bâbı
2221-) Ebû Bekre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) gümüşü gümüş ile ve altını altın ile satmaktan nehyetti, ancak değiştirilecek olan bu aynı cins mikdârların birbirine müsâvî olması hâli müstesnadır. Peygamber bizlere altını gümüş ile nasıl istersek; gümüşü de altın ile nasıl istersek (yani müsâvî veya fazlalıklı olarak) satın almamızı emir buyurdu.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Altını Gümüşle Elden Ele Peşin Olarak Satmak Bâbı
2222-) İbn Şihâb şöyle dedi: Bana Salim ibn Abdillah, Bâbası Abdullah ibn Omer'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Yaş meyveyi (kızarmak, sararmak suretiyle) yenilmeye elverişli olduğu meydana çıkıncaya kadar satmayınız. Yaş hurmayı da kuru hurma mukaabilinde satmayınız" buyurmuştur. isnâd ile Salim şöyle dedi: Yine bana Abdullah ibn Omer, Zeyd ibn Sâbit'ten haber verdi ki, o: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) böyle yaş hurmanın, kurusu ile değiştirilmesini nehyettikten sonra, ariyyenin (muayyen bir ağaçtaki yaş hurmanın, yerdeki) yaş veya kuru hurma ile değiştirilmesine ruhsat verdi. Bundan başkasında ruhsat vermedi, demiştir.

Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitabu'l-buyû'
Konu: Kuru Hurmayı Yaş Hurma İle; Kuru Üzümü Yaş Üzümle Satmaktan İbaret Olan Muzâbene Satışı Ve Arıyyeler Satışı Bâbı