Sahîh-i Buhârî Hadis Kitabı
3763-)
Âişe dedi ki: Sonra ben Fâtıma'ya bu ağlamanın ve gülmenin sebebini sordum. Fâtıma: Peygamber bana gizlice vefat sebebi olan bu hastalığı sonunda ruhunun alınacağını haber verdi. Bunun üzerine ben ağladım. Sonra bana, yine gizlice, benim O'nun ev halkından kendisine ilk ulaşan kimse olacağımı ve kendisinin ardından gideceğimi haber verdi. Buna da güldüm, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemın Hısımlarının Menkabeleri Ve Peygamberin Kızı Fâtıma Aleyhis-selâmın Menkabesi Bâbı
3764-)
Urve ibnu'z-Zubeyr şöyle demiştir: Bana Mervân ibnu'l-Hakem haber verip şöyle dedi: Usmân ibn Affân'a ruâf hastalığı senesinde (otuzbirinci hicret yılında) salgın hâlinde hüküm süren bir ruâf hastalığı isabet etti ve hattâ bu hastalık, Usmân'ı hacc etmekten men' etmişti. Usmân da ölüm endişesiyle vasiyet etmeye başlamıştı. Usmân'ın yanına Kureyş'ten bir adam girdi de: Yerine bir halîfe ta'yin et, dedi. Herkes bunu söyledi, dedi. O kimse de: Evet, öyle söylüyorlar, diye te'yîd etti. Kimin halef yapılmasını söylüyorlar? diye sorunca, o kimse sükût etti. Mervân dedi ki: Usmân'ın yanına başka bir adam daha girmisti. O kimsenin (kardeşim) el-Hâris olduğunu zannediyorum. O da Usmân'a: Yerine bir halef göster, dedi. Usmân yine: Herkes bunu söyledi, dedi. O zât da: Evet öyle söylüyorlar, diye Usmân'ı te'yîd etti. Usmân yine: Kimin halef yapılmasını söylüyorlar? diye sorunca, o da sükût etti. defa Üsmân kendisi: Belki insanlar ez-Zubeyr'i söylemişlerdir, dedi. Haris Evet, diye tasdîk etti.Usmân: Dikkat edin! Nefsim elinde bulunan Allah'a yemîn ederim ki, şübhesiz ez-Zubeyr, benim faziletli olduklarını bildiğim kimselerin en hayırlısıdır. Ve yine şübhesiz o, Rasûlüllah'a, onların en sevimli olanıdır, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ez-zubeyr İbni-avvâm Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3765-)
Hişâm şöyle demiştir: Bana babam Urvetu'bnu'z-Zubeyr haber verip şöyle dedi: Ben Mervân ibnu'l-Hakem'den işittim (şöyle diyordu): Ben Usmân'ın yanında idim. Ona bir adam geldi de: Yerine bir halef göster, dedi. Usmân: Bu söylendi mi? diye sordu. O zât: Evet, halef olması söylenen kimse ez-Zubeyr'dir, dedi. Usmân üç kerre: Dikkat edin! Allah'a yemîn ederim ki, muhakkak sizler, ez-Zubeyr'in en hayırlınız olduğunu bilmektesinizdir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ez-zubeyr İbni-avvâm Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3766-)
Câbir (radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şübhesiz her peygamberin havarisi vardır. Ve şübhesiz benim havarim de ez-Zubeyr ibnu'l-Avvâm'dır" buyurdu, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ez-zubeyr İbni-avvâm Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3767-)
Abdullah ibnu'z-Zubeyr (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ahzâb günü ben, Ebû Seleme'nin oğlu Omer ile beraber(çocuk olduğumuzdan) kadınların yanında bırakıldım. Bir de baktım ki, babam ez-Zubeyr, atının üstünde iki yahut üç kerre Kurayza oğulları'na gidip geliyor. Ben evimize dönüp geldiğimde babama: Ey babacığım! Ben seni Kurayza oğulları yurduna gidip gelirken gördüm, dedim. Ey oğulcuğum! Sen beni öyle gördün mü? dedi. de: Evet, dedim. Babam(bu hareketinin sebebini bildirmek için) dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):"Kurayza oğulları'na kim gider de onların haberlerini bana getirir?" dedi. Ben de (icabet edip) gittim. Gelince Rasûlüllah bana babasıyle anasını bir arada zikrederek: "Zubeyr! Babam anam sana feda olsun!" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ez-zubeyr İbni-avvâm Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3768-)
Bize Hişâm ibn Urve, babası Urve'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Yermuk vak'ası gününde Peygamber'in sahâbîleri, Zubeyr'e hitaben: Ey Zubeyr! Rumlar'a şiddetli bir saldırı yapmaz mısın ki, biz de seninle beraber şiddetli bir saldırı yapalım? Dediler. ez-Zubeyr, Rûmlar üzerine amansız hamleler yaptı. Rumlar bu hamle sırasında Zubeyr'in omuz kökü üzerine iki darbe vurdular. Bu iki geniş yara arasında Bedir harbinde yediği bir darbenin çukurluğu vardı. Ben çocukken bu üç darbenin yerlerine parmaklarımı sokar, oynardım, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ez-zubeyr İbni-avvâm Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3769-)
Ebû Usmân Abdurrahmân en-Nehdî: Şu Uhud harbi günlerinde harbin kızıştığı öyle günler, saatler oldu ki, Rasûlüllah'ın harbettiği o zamanlarda, RasûIullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın maiyyetinde harbeden Talha ile Sa'd'dan başka kimse kalmadı, demiştir. Ebû Usmân bu hadîsi, Talha ile Sa'd'ın hadîsinden olmak üzere rivayet etmiştir (yani kendisine onlar bunu tahdîs etmişlerdir demek istemiştir).
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Talha İbnu Ubeydillah Radıyallahü Anhın Zikri Bâbı
3770-)
Kays ibnu Ebî Hazım: Ben Talha'nın (Uhud harbinde)Peygamber'e siper edip koruduğu elini gördüm. O el (yaralanıp) çolak olmuştu, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Talha İbnu Ubeydillah Radıyallahü Anhın Zikri Bâbı
3771-)
Ben Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den işittim, şöyle dedi: Ben Sa'd ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh)'tan işittim: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) Uhud günü beni taltif ve tebcil için babası ile anasını birlikte zikretti(yani: Babam anam sana feda olsun, buyurdu), diyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Zühre Kabilesine Mensûb Olan Sad İbn Ebî Vakkaas Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3772-)
Sa'd ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh): Yemîn olsun ben kendimi İslâm'a giren(erkek)lerin üçte biri (yani üçüncüsü) olarak gördüm, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Zühre Kabilesine Mensûb Olan Sad İbn Ebî Vakkaas Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3773-)
Saîd ibnu'l-Müseyyeb şöyle diyordu: Ben Sa'd ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh)'tan işittim, şöyle diyordu: İslâm'a, benim kendisinde İslâm'a girdiğim günde başka kimse girmedi. Yemîn olsun ben İslâm'a girenlerin üçte biri (yani üçüncüsü) olduğum hâlde yedi gün beklemişimdir. dedi ki: Bu hadîsi rivayet etmekte Ebû Usâme, İbnu Ebî Zâide'ye mutâbaat etti de: Bize Hişâm tahdîs etti, dedi
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Zühre Kabilesine Mensûb Olan Sad İbn Ebî Vakkaas Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3774-)
Kays ibn Ebî Hazım şöyle demiştir: Ben Sa'd ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh)'tan işittim, şöyle diyordu: Ben Allah yolunda ok atmış olan Arab mücâhidlerinin muhakkak birincisiyim. Ve biz Peygamber'in beraberinde gaza ediyorduk. Yanımızda bizim ağaç yaprağından başka yiyecek birşeyimiz de yoktu. Hattâ bizlerden herbirimiz, hacetini yaparken, muhakkak devenin yahut koyunun çıkardığı gibi kuru dışkı çıkarırdı, bu dışkı katılığından dolayı birbirine karışmazdı. (İslâm'a yaptığımız bunca hizmetlerden sonra Esed oğulları İslâm (esâsları ve ibâdeti) üzerinde bizi ayıplar oldular. Yemîn olsun ben onların iddia ettikleri gibi namazı güzel kıldıramıyorsam, o takdîrde ben onların öğretmesine muhtâc olurum ve bunca amelim de boşa gitmiş olur! dedi ki:) Esed oğulları (Sa'd Irak'ta vâlî iken Halîfe Omer'e) Sa'd aleyhine gammazlık etmişlerdi de: Sa'd namazı güzel kıldırmıyor, demişlerdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Zühre Kabilesine Mensûb Olan Sad İbn Ebî Vakkaas Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3775-)
ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibn Hüseyin tahdîs etti ki, el-Mısver ibn Mahrame (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Alî bir ara Ebû Cehl'in kızı ile nişanlanmak istedi. Alî'nin bu arzusunu Fâtıma işitti ve akabinde Rasûlüllah'a geldi ve: Kavmin senin kızların için öfkelenmez olduğunu söylüyorlar. Bak işte Alî, Ebû Cehl'in kızını nikâh edecek! Dedi. üzerine Rasûlüllah kalktı (bir hutbe yaptı). Mısver dedi ki: Ben Rasûlüllah'tan bu hutbesinde şehâdet getirdikten sonra şöyle derken işittim: "Amma ba'du (- Sözün bundan sonrasına gelince): Şübhesiz ben (kızım Zeyneb'i) Ebû'l-Âs ibn Rabî'a nikâh ettim. O bana söz verdi ve bana karşı verdiği sözde doğru hareket etti. Şübhesiz Fâtıma bendendir parçadır. Muhakkak ki, ben ona fenalık yapılmasını çirkin görürüm. Vallahi Allah Rasûlü'nün kızı, Allah düşmanının kızı ile bir erkeğin yanında bir araya gelmez". dedi ki:) Bunun üzerine Alî, Ebû Cehl'in kızı ile evlenmeyi bıraktı. ibn Amr ibn Halhala şunu ziyâde etti: ibn Şihâb'dan; o da Alî'den; o da Misver'den; o şöyle demiştir: Ben Peygamber'den işittim; Abdu Şems oğullârı'ndan bir damadını (Ebû’l-Âs'ı) zikretti ve onu dâmâdlığı hususunda çok güzel övdü: "O bana söz verdi, sözünde gerçek çıktı ve bana verdiği va'di yerine getirdi"buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Peygamberin Kadın Tarafından Olan Hısımlarının Zikri Bâbı
3776-)
Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber, bir fırka mücâhid hazırladı da başlarına Usâme ibn Zeyd'i emîr (yani kumandan) ta'yîn edip sefere gönderdi. Bâzı kimseler Usâme'nin emîrliği hakkında i'tirâz ve dedikodu ettiler. Bunun üzerine Peygamber "Siz şimdi Usâme'nin kumandanlığını kötülüyorsunuz. Siz bundan önce onun babasının kumandanlığı hususunda da kötüleme yapmıştınız. Allah hakkı için Zeyd kumandanlığa nasıl tamâmiyle lâyıksa ve o, bana insanların en sevimlilerinden biriyse, hiç şübhesiz şu Usâme de babasından sonra bana insanların en sevimlilerindendir" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Peygamberin Âzâdlısı Zeyd İbn Hârîse Radıyallahü Anhnin Menkabeleri Bâbı
3777-)
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Bir kerre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) benim yanımda bulunurken bir izci gelmişti. O sırada Usâme ibn Zeyd ile Zeyd ibn Harise yan üstü yatmışlardı. O izci onların ayaklarına baktı da: Şübhesiz şu ayakların bâzısı bâzısından olmuştur! Dedi. dedi ki: İzcinin bu sözü ile Peygamber sevindi ve bu söz kendisini hayrete düşürdü de bunu Âişe'ye haber verdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Peygamberin Âzâdlısı Zeyd İbn Hârîse Radıyallahü Anhnin Menkabeleri Bâbı
3778-)
Bize Leys, ez-Zuhrî'den; o da Âişe (r.anha)'den tahdîs etti (ki, o şöyle demiştir); Mahzûm oğulları'na mensûb bir kadının işi Kureyş'e keder verdi de: (Bu kadının şefaat edilmesi için) Rasûlüllah'ın huzurunda, Rasûlüllah'ın sevgilisi olan Usâme'den başka kimse konuşmaya cesaret edemez, dediler.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Usâme İbn Zeydin Zikri Bâbı
3779-)
Ve bize Alî (ibn Abdillah el-Medînî) tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Ben o Mahzûmlu kadının hadîsini sormak üzere ez-Zuhrî'ye gittim. O bana bağırdı. dedi ki: Ben Sufyân'a: Sen bu hadîsi başka hiçbir kimseden alıp yüklenmedin dedim. Ben bu hadîsi, Eyyûb ibn Musa'nın ez-Zuhrî'den; o da Urve'den; o da Âişe (r.anha)'den senediyle yazdığı bir kitâbda buldum. Âişe şöyle demiştir: Mahzûmoğulları'nda(Fâtıma adlı) bir kadın hırsızlık yapmıştı. Kureyş: Bu kadının affı hakkında Peygamber'le kim konuşabilir? Dediler. hiç kimse Peygamber'e söylemeye cesaret edemedi. Nihayet Usâme ibn Zeyd Peygamber'e söyledi. Bunun üzerine Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem): "İsrâîl oğulları, kendi aralarında şerefli, nufûz sahibi büyük kişiler hırsızlık yaparsa onları bırakırlardı da, içlerindeki zayıf kimseler hırsızlık yaparsa onların elini keserlerdi. Eğer (kızım) Fâtıma çalmış olsaydı, muhakkak onun elini de keserdim!" buyurdu
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Usâme İbn Zeydin Zikri Bâbı
3780-)
Abdullah ibn Dînâr haber verip şöyle demiştir: Bir gün Abdullah ibn Omer mescidde iken, mescidin bir tarafında (siyah.renkli) birisinin ihramını sürüyerek gezdiğini gördü de, İbn Dînâr'a: Şuna bak, kimdir? Keski bu kimse yanımda bulunsaydı (da ona öğüt verseydim)! dedi. üzerine orada bulunan bir insan İbn Omer'e: Yâ Ebâ Abdirrahmân, bunu tanımıyor musun? Bu, Usâme ibn Zeyd'in oğlu Muhammed'dir, dedi. İbn Dînâr dedi ki: Bunun üzerine İbn Omer bir müddet başını önüne eğdi ve elleriyle yeri karıştırdı. Sonra: Eğer Rasûlüllah bu Muhammed'i görseydi, muhakkak onu severdi, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Bâb
3781-)
Bize Ebû Usmân Abdurrahmân en-Nehdî, Usâme ibn Zeyd (radıyallahü anh)'den tahdîs etti; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in onu, yani Usâme'yi ve Alî'nin oğlu Hasen'i kucağına alarak: "Yâ Allah! Sen bunları sev! Çünkü ben bunları seviyorum" duasını söyler olduğunu tahdîs etmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Bâb
3782-)
Ve Nuaym ibn Hammâd, İbnu’l-Mubârek'ten söyledi; o şöyle demiştir: Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den haber verdi (o, şöyle demiştir): Bana Usâme ibn Zeyd'in bir kölesi şöyle haber verdi: Ümmü Eymen'in oğlu olan Eymen'in oğlu Haccâc -Ümmü Eymen'in oğlu ve Haccâc'ın babası olan Eymen, Usâme ibn Zeyd'in ana-bir kardeşi idi ve bu Eymen, Ensâr'dan bir zâttır-(Mescide girip namaz kıldı). İbn Omer onun rukû'unu ve sucûdunu tamamlamadığını gördü de: Namazını yeniden kıl, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Bâb
3783-)
Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: Ve bana Süleyman ibn Abdirrahmân tahdîs etti: Bana el-Velîd ibn Müslim tahdîs etti: Bize Abdurrahmân ibn Nemr, ez-Zuhrî'den tahdîs etti: Bize Usâme ibn Zeyd'in âzâdlısı Harmele tahdîs etti ki, kendisi İbn Omer'le birlikte bulunduğu sırada mescide el-Haccâc ibn Eymen girip namaz kılmış. Fikat el-Haccâc, rukû'unu ve sucûdunu tam yapmamış. üzerine İbn Omer ona: Namazını tekrar kıl! Diye emretmiştir. el-Haccâc dönüp giderken, İbn Omer bana: Yâ Harmele! Bu namaz kılan kimdir? dedi. Ben de ona: Ümmü Eymen'in oğlu olan Eymen'in oğlu el-Haccâc'dır, dedim. üzerine İbn Omer: Eğer Rasûlüllah bu sîmâyı görseydi (Eymen'i ve anasını sevdiği için) muhakkak onu da severdi, dedi ve Peygamber'in Usâme'ye olan sevgisini ve Ümmü Eymen'in doğurduğu erkek ve kız çocuklarım zikretti. dedi ki: Ve bana arkadaşlarımdan bâzısı (Ya'kûb ibn Süleyman yahut ez-Zuhlî), Süleyman ibn Abdirrahmân'dan: Ümmü Eymen, Peygamber'in dadısı(ikinci anası, mürebbîyesi) idi, diye tahdîs etti.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Bâb
3784-)
Bize Muhammed ibn İsmâîl-el-Buhârî tahdîs etti. Bize İshâk ibnu Nasr tahdîs etti. Bize Abdurrazzâk, Ma'mer'den; o da ez-Zuhrî'den; o da Salim'den tahdîs etti ki, babası Abdullah ibn Omer(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber'in sağlığında sahâbîlerden birisi bir düş görünce onu Peygamber'e anlatırdı. Ben de bir düş görmemi ve onu Peygamber'e hikâye etmemi temenni ettim. O sırada ben bekâr, ergen bir gençtim. Ve Peygamber zamanındaki âdet üzere ben mescidde uyurdum. Bir kerre ben de ru'yâmda şöyle gördüm: Beni iki melek yakalayıp cehenneme götürdüler. Ben cehennemi kuyu duvarı gibi örülmüş gördüm. Cehennemin kuyu boynuzları gibi iki tane boynuzu da vardı. Orada (Kureyş'ten) kendilerini iyi tanıdığım kimseler bulunuyordu. Ben hemen: Ateşten Allah'a sığınırım, ateşten Allah'a sığınırım! demeğe başladım. sırada o iki meleğe diğer üçüncü bir melek kavuştu da, o melek bana: Korkutulmayacaksın! dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Omer İbnul-hattâbın Oğlu Abdullah Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3785-)
Ben bu ru'yâmı kızkardeşim Hafsa'ya naklettim. O da bunu Peygamber'e kıssa etti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Abdullah ne iyi kişidir! Bir de geceleyin teheccüd namazı kılar olsaydı!" buyurmuştur. (ibn Omer'in oğlu ve kendisinin râvîsi olan) Salim: Peygamber'in bu temennisinden sonra babam Abdullah, geceden az bir kısmı müstesna olmak üzere gece uyumazdı, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Omer İbnul-hattâbın Oğlu Abdullah Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3786-)
Bize İbnu Vehb, Yûnus'tan; o da ez-Zuhrî'den; o da Sâlim'den; o da İbnu Omer'den; o da kızkardeşi Hafsa (radıyallahü anha)'dan tahdîs etti ki, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) Hafsa'ya: "Muhakkak ki, Abdullah iyi bir kimsedir" buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Omer İbnul-hattâbın Oğlu Abdullah Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3788-)
İbrâhîm en-Nahâî şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti. Şâm mescidine girince: Yâ Allah! Bana iyi bir meclis arkadaşı müyesser kıl! Diye duâ etti. Ebu'd-Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu'd-Derdâ ona: Sen kimlerdensin? diye sordu. Alkame: Küfe ahâlîsindenim, dedi. Ebu'd-Derdâ, Ebû Huzeyfe'yi kasdederek: Kendisinden başka kimsenin bilmez olduğu o sırrın (gizli haberlerin) sahibi sizin içinizde yahut sizden değil mi? dedi. dedi ki: Ben: Evet, (Küfe'de, aramızdadır), dedim. Ebû'd-Derdâ: Peygamberinin dili ile (yani O'nun duası üzerine) Allah'ın kurtardığı kimse(Ammar'ın şeytândan kurtarılmasını kasdediyor) sizin içinizde yahut sizden değil mi? dedi. Evet (bizdedir), dedim. Ebu'd-Derdâ: Peygamberin o misvakını veya sırârını (yani sırrını) taşıyan kimse sizin içinizde veya sizden değil mi? dedi. Evet bizdedir, dedim. Ebu'd-Derdâ: Abdullah ibn Mes'ûd "Ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ" âyetinden sonrasını nasıl okuyordu? dedi. "Ve'z-zekeri vel-ünsâ" diye okuyor, dedim. Ebu'd-Derdâ: Şu Şamlılar bana karşı "ve mâ halaka'z-zekerâ vel-ünsâ" kıraatinde ısrar ediyorlar da, en sonu beni Rasûlüllah'tan işittiğim kıraatten caydırmak istiyorlar! dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ammâr Ve Huzeyfe Radıyallahü Anhnin Menkabeleri Bâbı
3789-)
Ebû Kılâbe şöyle demiştir: Bana Enes ibn Mâlik(radıyallahü anh) tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her peygamber ümmetinin güvendiği emin bir kimsesi vardır. Ey Muhammed Ümmeti, bizim eminimiz de hâsseten Ebû Ubeyde ibnu'l-Cerrâh'tır" buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ebû Ubeyde İbnul-cerrâh Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3790-)
Huzeyfe ibnu'l-Yemân (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Necrân hey'eti Peygamber'den kendilerine emîn bir zâtın emîr gönderilmesini istediklerinde, Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) onlara: "Sizin üzerinize muhakkak emîn bir kimse göndereceğim ki, o şübhesiz hakkıyle güvenilir bir kimsedir" buyurdu. sözü üzerine sahâbîleri, bu emînlik ve emirliğe rağbet ederek herbiri kendisinin gönderilmesini gözetlediler. Bu sırada Peygamber, Ebû Ubeyde(radıyallahü anh)'yi gönderdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ebû Ubeyde İbnul-cerrâh Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3791-)
Bize Ebû Mûsâ (İsrâîl ibn Mûsâ), el-Hasen el-Basrî'den tahdîs etti; O, Ebû Bekre (radıyallahü anh)'den isitmiştir (o, şöyle demiştir): Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim. O, minber üzerinde torunu Hasen de yanıbaşında olduğu hâlde, bir kerre insanlara(yani cemâate), bir kerre de Hasen'e bakıyor ve onlara: "Bu benim oğlumdur, şeref sahibi bir efendidir. Allah'ın bu oğlum sebebiyle müslümânlardan iki fırkanın arasını iyileştirmesi umulur" buyuruyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3792-)
Usâme ibn Zeyd (radıyallahü anh)'den: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Usâme'yi Hasen (ibn Alî) ile beraber kucağına alırdı da: "Yâ Allah, ben bunları seviyorum, sen de bunları sev" buyururdu. Râvî: Yâhud buna benzer bir söz söyledi, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3793-)
Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten(o, şöyle demiştir): Hüseyin ibn Alî aleyhi's-selâm Kerbelâ'da şehîd edildikten sonra, başı Kûfe'ye getirildi. Ve o sırada Yezîd ibn Muâviye'nin Küfe Vâlîsi bulunan Abdullah ibn Ziyâd'ın karşısında bir taş içine konuldu. Bu İbn Ziyâd, elindeki süngüsüyle mübarek başın burnuna, gözlerine vurmağa başladı... rivayetine devamla dedi ki: Ziyâd bu Hüseyin'in güzelliği hakkında bir söz söyledi. Bunun üzerine Enes: Hüseyin, Ehli Beyt içinde Rasûlüllah'a en çok benzeyeni idi, demiştir. O sırada Hüseyin'in başı vesme bitkisi ile boyalı idi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3794-)
Adiyy (ibn Sabit el-Ensârî) haber verip şöyle demiştir: el-Berâ ibn Âzib(radıyallahü anh)'den işittim, şöyle dedi: BenPeygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i gördüm ki, O, Hasen ibn Alî'yi omuzu üzerine almış da: "Yâ Allah! Ben bunu seviyorum, bunu sen de sev!" buyuruyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3795-)
Ukbe ibnu’l-Hâris (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Ebû Bekr (radıyallahü anh)'i şu hâlde gördüm: Kendisi Alî'nin oğlu Hasen'i yüklenmiş de: Peygamber'e benzeyen, Alî'ye benzemeyen (yavru), babam sana feda olsun! diyordu. Bu sırada Alî de yanında gülüyordu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3796-)
ibn Omer (radıyallahü anh): Ebû Bekr: Ey insanlar! Muhammed'e hürmetinizi, onun ev halkı hususunda da gözetip muhafaza ediniz! Dedi, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3797-)
Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh): Hiçbir kimsePeygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, Hasen ibn Alî kadar çok benzer değildi, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3798-)
BizeŞu'be, Muhammed ibn Ya'kûb'dan tahdîs etti (o, şöyle demiştir): Ben İbnu Ebî Nu'm'dan işittim (şöyle diyordu): Ben Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den işittim: İbn Omer'e (Iraklı) bir kimse: Ben onun "Sinek öldüren" dediğini sanıyorum, demiştir- ihrâmlı bir kişinin hâlinden sormuştu. İbn Omer: Irak ahâlîsi sinekten(yani sinek öldürmenin cinayet olup olmadığından) soruyorlar. Halbuki onlar (vaktiyle) Rasûlüllah'ın kızı Fâtıma'nın oğlunu öldürmüşlerdi. Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ise, o iki torunu hakkında: "Onlar benim dünyâdan (öpüp kokladığım) iki reyhânımdır" buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: El-hasen İle El-hüseyin Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3799-)
Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) haber verip şöyle demiştir: Omer: Ebû Bekr bizim seyyidimizdir. O bizim seyyidimizi de hürriyete kavuşturdu, der idi ve bununla da Bilâl'i kasdederdi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ebû Bekrin Himayesinde Bulunan Bilâl İbn Rebâh Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3800-)
Kays ibn HâzınVdan: (Bilâl, Peygamber'in ölümünden sonra Medine'den çıkıp gitmek istedi. Fakat Ebû Bekr ona müsâade etmedi de, Mescid'de müezzinlik yapmasını istedi. Bilâl de: Ben Rasûlüllah'sız Medine'yi istemem, Rasûlüllah'ın makaamını O'ndan boşalmış hâlde görmeye dayanamam, dedikten sonra) Bilâl, Ebû Bekr'e hitaben: Eğer sen beni vaktiyle ancak nefsin için satın aldıysan, beni yanında tut, bir tarafa bırakma. Eğer beni ancak Allah için satın alıp hürriyete kavuşturdun ise, beni Allah'ın ameliyle bırak, dedi....
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ebû Bekrin Himayesinde Bulunan Bilâl İbn Rebâh Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3801-)
Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) beni bağrına bastı da: "Yâ Allah, buna hikmet öğret” diye duâ etti, demiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Abbâs Radıyallahü Anhümaın Zikri Bâbı
3802-)
Bize Abdulvâris (bu hadîsi senediyle) tahdîs etti. Peygamber bunda: "Yâ Allah, buna Kitâb'ı öğret" diye duâ etti, demiştir. bize Mûsâ ibn îsmâîl tahdîs etti. Bize Vuheyb, Hâlid el-Hazzâ'dan olmak üzere, geçen senedle o hadîsin benzerini(yani Ebû Ma'mer'in rivayetinin benzerini) tahdîs etti. bu hadîsin sonunda: "Hikmet", peygamberlik dışındaki re'y ve ictihâdda isabet etmektir, tefsirini nakletmiştir.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Abbâs Radıyallahü Anhümaın Zikri Bâbı
3803-)
Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten (şöyle demiştir):Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Zeyd'in, Ca'fer'in ve İbn Revâha'nın şehîd olduklarını insanlara, onların haberleri Medine'ye gelmeden önce haber verip şöyle buyurdu: "Sancağı Zeyd ibn Harise aldı, akabinde Zeyd vuruldu. Sonra sancağı Ca'fer ibn Ebî Tâlib aldı, o da vurulup öldürüldü. Sonra sancağı Abdullah ibn Revâha aldı, o da vurulup öldürüldü". söylerken Peygamber'in iki gözü yaş akıtıyordu. Peygamber devamla: "Nihayet sancağı Allah'ın kılıçlarından bir kılıç (yani Hâlid ibnu'l-Velîd) aldı da, sonunda Allah o orduya fetih müyesser kıldı" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Hâlid İbnul-velîd Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3804-)
Mesrûk şöyle demiştir: Bir defasında Abdullah ibn Amr’ın yanında Abdullah ibn Mes'ûd anıldı. Bunun üzerine Abdullah ibn Amr şöyle dedi: İşte bu o kimsedir ki, ben Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem)'ın: "Kur'ân okumayı dört kişiden isteyiniz: Abdullah ibn Mes'ûd'dan -Rasûlüllah isim saymaya Abdullah ile başladı- Ebû Huzeyfe'nin âzâdlısı Salim'den, Ubeyy ibn Ka'b'dan ve Muâz ibn Cebel'den" buyururken işittiğimden sonra, artık onu sevmeye devam edeceğim. Amr ibn Murre: Ubeyy ile mi, yoksa Muâz ile mi saymağa başladı, bilmiyorum, demiştir
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Ebû Huzeyfenin Âzâdlısı Olan Sâlim Radıyallahü Anhin Menkabeleri Bâbı
3805-)
Ben Mesrûk'tan işittim, şöyle dedi: Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh) şöyle dedi: ŞübhesizRasûlüllah ne çirkin söz söyler ve ne de bunu arzu edici idi. Rasûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sizin bana en sevgili olanınız, ahlâk yönünden en güzel olanınızdır".
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Mesûd Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3806-)
Ve yine Rasûlüllah: "Kur'ân 'ı şu dört kişiden okumak isteyiniz: Abdullah ibn Mes'ûd'dan, Huzeyfe'nin âzâdlısı Sâlim'den, Ubeyy ibn Ka'b'dan ve Muâz ibn Cebel'den" buyurdu.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Mesûd Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3807-)
Alkame'den (o şöyle demiştir): Ben Şam'a girdim ve mescidde iki rek'at namaz kıldım.Akabinde: Yâ Allah, bana bir meclis arkadaşı ihsan eyle! dedim. Bu sırada gelmekte olan bir şeyh gördüm. Bana yaklaşınca: Allah'ın benim duamı kabul etmiş olmasını umarım, dedim. O bana: Sen nerelisin? dedi. Ben: Küfe ahâlîsindenim, dedim. O zât: Peygamber'in giydiği ayakkabıların, dayanacağı kısa bastonunun, su kabının sahibi olan kimse (yani ibn Mes'ûd) sizin içinizde değil mi? Şeytânın şerrinden kurtarılmış olan kimse(yani Ammâr) sizin içinizde değil mi? Kendisinden başkasının bilmediği Peygamber'in sırrının (gizli haberlerinin) sahibi olan kimse(yani Huzeyfe) sizin içinizde değil mi? İbnu Ümmü Abd '' Ve’l-leyli..." sûresinin üçüncü âyetini nasıl okudu? dedi. derhâl: "Ve'l-teyli ilâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okudum. zât, yani Ebu'd-Derdâ: Bu âyeti bana Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) okuttu. Ben bunu Peygamber'in ağzından kendi ağzıma böylece aldım. Fakat şu Şamlılar bana karşı ısrara devam ediyorlar da nihayet beni '' Ve 'z-zekeri ve’l-ünsâ'' kıraatinden "Vemâ halaka'z-zekerâ ve'l-ünsâ" kıraatine döndürecekler, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Mesûd Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3808-)
Abdurrahmân ibn Yezîd en-Nahaî şöyle dedi: Biz bir defasında Huzeyfe'ye: Sahâbîler içinde güzel hâl ve hareketi, meslek ve yolu bakımından Peygamber'e yakın olan kimdir ki, biz onu bilip, onun görünür hâline bakarak hayâtını örnek alalım? diye sorduk. Güzel hâl ve hareketi, meslek ve meşrebi ve sîreti yönünden Peygamber'e İbnu Ümmi Abd'den daha yakın hiçbir kimse bilmiyorum, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Mesûd Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3809-)
el-Esved ibn Yezîd en-Nahaî tahdîs edip şöyle demiştir: Ben Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den işittim, şöyle diyordu: Ben kardeşimle beraber Yemen'den Medîne'ye geldiğim zaman bir müddet bekledik. Peygamber'in hâllerini ve yakınlarını gözetledik. Bu esnada bizim en çok öğrendiğimiz husus, Abdullah ibn Mes'üd'un Ehli Beyt'ten bir kişi olduğunu zannetmemizdir. Çünkü bizPeygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna dâima İbn Mes'ûd ile anasının girdiğini görüyorduk.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Abdullah İbn Mesûd Radıyallahü Anhın Menkabeleri Bâbı
3810-)
Abdullah ibnu Ebî Muleyke şöyle demiştir: Muâviye (radıyallahü anh) yatsı namazından sonra tek rek'atla vitir kıldı. Yanında da İbnu Abbâs'ın kölesi Kurayb vardı. Müteakiben Kurayb, İbn Abbâs'a geldi (de bunu ona haber verdi). İbn Abbâs, Kurayb'e: Muâviye hakkında konuşmayı ve onun işini reddetmeyi bırak. Çünkü o, Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bulunmuştur(yani âlimdir), dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Muâviye İbnu Ebî Sufyân Radıyallahü Anhın Zikri Bâbı
3811-)
İbnu Ebî Muleyke şöyle tahdîs etmiştir: (Kurayb tarafından) İbn Abbâs'a: Senin Mü'minlerin Emîri Muâviye hakkında bir sözün var mı? Çünkü o, vitir namazını ancak bir tek rek'atle kılmıştır, denildi. İbn Abbâs: Îsabet etmiştir, çünkü Muâviye bir fakîhtir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Muâviye İbnu Ebî Sufyân Radıyallahü Anhın Zikri Bâbı
3812-)
Ebu't-Teyyâh şöyle demiştir: Ben Humrân ibn Ebân'dan işittim ki, Muâviye(radıyallahü anh) şöyle demiştir: Sizler (ikindi namazından sonra) öyle bir namaz kılıyorsunuz ki, yemîn olsun bizler Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) ile o kadar beraber bulunduk da O'nun bu namazı kıldığını hiç görmedik. Ve yine yemîn olsun ki, Peygamber bil'akis o iki rek'atten(yani ikindiden sonra iki rek'at kılmaktan) nehyetmiştir, dedi.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Muâviye İbnu Ebî Sufyân Radıyallahü Anhın Zikri Bâbı
3813-)
Bize Sufyân ibn Uyeyne, Amr ibn Dinar'dan; o da İbnu Ebî Muleyke'den; o da Mısver ibn Mahrame (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Fâtıma benden bir parçadır. Her kim onu öfkelendir ise beni öfkelendirmiş olur" buyurmuştur.
Kaynak: Sahîh-i Buhârî, Kitâbu Fadâili Ashâbi'n-nebî
Konu: Fâtıma Aleyhis-selâmın Menkabeleri Bâbı